Ekonomi-teknoloji haberleri (06.01.2023)

Dijital raflardaki taht savaşını ambalajı iyi olan kazanıyor

Pazarlama dünyasındaki baş döndürücü değişim, ürünü koruyan ve muhafaza eden ambalaj anlayışı yerine ürünü satan ve duygusal bağ kuran ambalaj anlayışını getirdi. 21. yüzyılın rekabet düzeninde ambalajda öne çıkan markalar fiziksel ve dijital rafta da öne çıkarken bu durum sadece satın alma eğilimini teşvik etmekle kalmıyor aynı zamanda prestijli bir algı oluşturma ve tüketicilerin markayla bağ kurma refleksini de beraberinde getiriyor. Farklı estetik perspektifte tasarlanan ambalajlar, ürünün raf mücadelesindeki başarısında belirleyici bir rol üstlenirken müşteriyi etkileyen kritik ilk 7 saniyede diğer alternatifleri elemesinde de görev alıyor. Bu noktada markanın kurumsal değerlerini ve mesajını yansıtan ambalajların birçok açıdan değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan B12 Creative Branding’in Kurucusu ve Kreatif Direktörü Bürkan Çiftçigüzeli; tüketici eğilimlerine doğru noktada temas eden, sadece rafta değil dijital vitrinde de güzel duran ve karar verme mekanizmasında kıvılcım uyandıran ambalaj tasarımlarının rafların yıldızı olacağını belirtti.

Ürünü marka yapan temel dinamiklerin başında gelen ambalaj tasarımı, son yıllarda tüm büyük markaların yakın markajında yer alıyor. Gerek satın alma eğilimlerini etkilemesi gerek marka sadakati yaratması noktasında şirketlerin elini güçlendiren ambalaj tasarımı, özellikle de dijital pazarlama karması içinde giderek daha fazla hareket alanı sunuyor. Bugün markayı sattıran temel motivasyonun ürüne atfedilen değer ve ambalajla sağlanan prestij olduğuna dikkat çeken B12 Creative Branding’in Kurucusu ve Kreatif Direktörü Bürkan Çiftçigüzeli, pandemiyle birlikte artan dijital satın alma alışkanlıklarımızda ambalaj tasarımının etkilerini anlattı.

Her ürün ambalajıyla hatırlanıyor

Modern zamanlarda yaşanan hızlı tüketim kültürünün ambalaj tasarımını daha da önemli hale getirdiğini ifade eden Bürkan Çiftçigüzeli, “Binlerce benzer ürün, tüketiciler tarafından satın alınmak üzere raflarda bekliyor. Sektörü, segmenti, işlevi ne olursa olsun bugün marketlerde ilk dokunduğumuz, dijital vitrinlerde ilk gördüğümüz şey ambalajlar ise burada tasarımın gücünü yadsımamız mümkün değil. Zaten yapılan tüketici araştırmaları da ambalaj tasarımının karar verme sürecindeki etkisini gözler önüne seriyor. Bu noktada ambalajın tasarımı ne kadar iyi olursa, tüketici ve ürün arasındaki iletişim de o kadar güçlü oluyor. Rekabetin yerel sınırları aştığı, dünyanın dijital bir süper markete dönüştüğü günümüzde ambalaj iletişimini efektif yapan markalar, tüketicinin zihninde yer edinirken, diğerleri rafın gerisinde kalıyor. Ürünü koruma ve tanıtma işlevinin ötesine geçen tasarımlar sadece dijital vitrinlerde değil, tüketicilerin hayatlarında da yer ediniyor. Günün sonunda her ürün ambalajıyla hatırlanıyor” dedi.

Rafta tüketicinin etkilendiği ilk 7 saniyede ambalaj tasarımı devreye giriyor

Markaların dijital ya da fiziksel olsun rafın karşısındaki tüketiciyi etkilemeleri için ilk 7 saniyenin kritik önem taşıdığını ve ilk izlenim kötü olduğunda satın alma işleminin gerçekleşmesinin zor olduğunu belirten Bürkan Çiftçigüzeli şunları söyledi: “Artık karşımızda eskisi gibi bir satın alma süreci yok. Artık dijital kanalları kullanan, ilgisi çabuk dağılan, alternatifleri karşılaştıran, detaylıca araştıran tüketicilerden oluşan daha kompleks bir süreç var. Üstelik ürünler pazarın en iyisi de olsa tüm ihtiyaçları karşılayabilecek nitelikleri de bulunsa bunu yansıtacak bir ambalajı yoksa satışlar beklenildiği kadar yüksek olmuyor. Bu noktada dijitalin baş döndürücü hızını yakalamak, ürünü sattırmak, bir sonraki satın almada hatırlanmak için ambalajların kalitesi öne çıkıyor. Tüketicinin güvenini kazanan ambalajlar, ilk görevi yerine getirerek tüketicinin ilgisini ürüne çekiyor. Ambalajın kalitesi, kullanılan dil, rengi ve ürün ile olan görsel uyumu, dijital vitrinde yarattığı derinlikle birleşince satın almaya giden yol da kısalıyor. Bugünün pazar yeri olan dijital mecralarda dikkati çekebilecek kadar başarılı olan ambalaj tasarımları, sepete atılan ürünün alınmasındaki kritik eşiktir. Bu eşiği geçenler, yıl sonunda satış hedeflerine daha rahat ulaşabilirler.”

“2023 yılında lüks perakende daha da önem kazanacak”

Pandemi, enflasyon ve döviz kurlarında yaşanan dalgalanmaların etkisiyle geçen 2022 yılı sona erdi. Tüm bunların ışığında lüks perakende sektöründe yaşanan değişimleri ve şirketin yıl içindeki performansını değerlendiren Enplus Yönetim Kurulu Üyesi ve COO’su Murat Hatipoğlu, 2023 yılında en az yüzde 35’lik bir büyüme hedeflediklerini belirtti.

Pandeminin ve enflasyonun başrolde olduğu 2022 yılı her sektörde büyük değişimleri meydana getirdi. Bu dönemden en çok etkilenenlerden biri de hiç şüphesiz perakende sektörü oldu. Lüks perakende sektörünün 2022 yılına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Enplus Yönetim Kurulu Üyesi ve COO’su Murat Hatipoğlu 2023’e dair hedeflerini de paylaştı.

“2022 yılında toplam mağaza sayımız 32’ye ulaştı”

2022 yılının tüm sektörler açısından zor bir yıl olduğunu söyleyen Murat Hatipoğlu, “Enplus olarak daha önce yaptığımız doğru yatırımlar sayesinde 2022 yılını çok verimli bir şekilde değerlendirebildik. Doğru stratejiler ile toplam mağaza sayımızı 32’ye çıkardık. Türkiye’nin dört bir yanında açılışını gerçekleştirdiğimiz bu mağazalarımızın yanı sıra hayata geçirdiğimiz Jura Hospitality Center ile kullanıcılarımız için yeni nesil bir servis hizmeti başlattık. Enplus Customer Care Center ve Sage Experience Center ile mükemmel müşteri deneyimi yaratmayı hedefledik. Tam 5 yeni seçkin markayı bünyemize kattık. ‘En iyi kahve makineleri en iyi kahveyi hak eder’ misyonuyla artık kendi kahvemizin de olması gerektiğini düşündük ve Hola Sol markasını yarattık. Son teknoloji kahve makinelerimizin de içinde bulunduğu kahve kategorimiz 2022 yılında bir önceki seneye göre yüzde 112’lik bir büyüme gösterdi. Jura ve Sage markalarımızla pazarda lider rol oynamaya devam ettik. En değerli varlığımız insan kaynağımıza da yatırım yapmaya devam ettik. Alanında uzman çalışanlarımızla daha da güçlendik. Bu süreçte çalışanlarımızın sayısı 243’e yükseldi. Tüm bu faaliyetlerimiz sonucunda da 2022 yılını 2021’e göre enflasyondan arındırılmış bir şekilde cirosal bazda yüzde 46’lık bir büyüme ile kapattığımızı söyleyebilirim.” dedi.

“Fonksiyonel ürünlere olan talep sayesinde satışlarımız beklentimizin üzerinde arttı”

Yıl içinde tüketicilerin alışveriş alışkanlıklarında bir değişim yaşandığının ve bu durumun lüks perakende sektörünün önemini daha da artırdığının altını çizen Hatipoğlu, “İçinde bulunduğumuz enflasyonist ortamlarda bilhassa ithal ürünlerde fiyatlar döviz ve enflasyon durumuna göre artış gösteriyor. Tüketiciler de satın alacağı ürünün fonksiyonuyla çok daha fazla ilgilenmeye başladı ve hayatını kolaylaştıracağını düşündüğü ürüne yönelerek satın alma alışkanlığı kazandı. Yani eskiden alışverişlerde ‘ucuz olsun, sürekli değiştireyim’ anlayışı hakimdi ancak yeni dönemde ‘al, kullan ve at’ bakış açısından hızla uzaklaşıldığını söyleyebiliriz. Tüketiciler gerçekten uzun yıllar boyunca kullanabilecekleri, dayanıklı ve kaliteli ürünlere yöneldi. Seçimlerini kendilerine ekstra fayda sağlayacak ve keyif verecek ürünlerden yana kullandı. Fonksiyonel ürünlere olan talep sayesinde bizim de satışlarımız 2022 yılında beklentimizin üzerinde arttı. 2023 yılı da bu bakış açısıyla lüks perakende sektörünün daha da önem kazanacağı bir yıl olacak.” şeklinde konuştu.

2023 yılının odağında ‘figital’ mağazacılık var

Yaptığı açıklamada Enplus’ın 2023 yılı hedeflerine de değinen Hatipoğlu sözlerini şöyle tamamladı; “2023 yılında enflasyondan arındırılmış olarak yüzde 35’lik bir büyüme hedefliyoruz. Bu büyümenin bir kısmını da açacağımız yeni mağazalar ile organik bir biçimde yapmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda 2023’te yurt içinde 5 farklı ilde mağaza açmayı planlıyoruz. 2024 yılında ilk yurt dışı mağazamızı açmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki yıl ayrıca büyük bir markayı daha bünyemize katacağız. Bu anlamda yeni yılın genel ciro ve yatırımlarımız açısından çok etkileyici olacağını düşünüyor, büyük heyecan duyuyoruz. Yeni yıla son derece güçlü girebilmek adına hem fiziki hem online sistemimize ciddi yatırımlar yapıyoruz. Şu an omnichannel sistemini kullanan perakendeciler içindeyiz. Fiziksel ve dijital mağazacılıktaki gücümüzü birleştirerek ‘figital’ mağazacılık yapıyoruz. Bugün ciromuzun yüzde 20’si online tarafından geliyor. 2023’te bu oranı yüzde 25’e çıkarmayı hedefliyoruz. Bu hedefimizle de perakende şirketlerin bir lojistik ve IT şirketlerine dönüşmeleri gerektiğini düşünerek konu ile ilgili yatırımlarımıza devam edeceğiz. 2023’ün en büyük yeniliği mağazada kasasız ödeme sistemi olacak. Müşteri mağazanın her yerinde satın almış olduğu ürünün ödemesini yapabilecek. Benzer şekilde kullanıcılarımızın hayatını kolaylaştırmak adına yazılım geliştirmelerimiz de sürüyor. İçerisindeki çeşitli içeriklerle kişiselleştirilmiş müşteri ve kullanıcı odaklı bir aplikasyon üzerinde çalışıyoruz. Böylece Enplus dijital dünyasının 360 derece tamamlanmasını sağlayacağız.”

‘DSİ Olarak Ülkemizin 2023 Hedefleri Doğrultusunda Çalışıyoruz’

Ülkemizin en büyük yatırımcı kamu kuruluşlarından birisi olan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Ülkemizin 2023 Hedefleri Doğrultusunda Yatırım Yapmaya Devam Ediyor.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’IN’ın liderliğinde ve Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Prof. Dr. Vahit KİRİŞCİ’nin öncülüğünde Türkiye’nin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine bütün illerini su yapıları ile ihya etmeye, devasa projeler ile yüz yıllık,  elli yıllık projeleri yaparak hayalleri gerçeğe dönüştürmeye devam ettiklerini ifade eden DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif BALTA, ‘Ülkemizin 2023 yılı hedefleri doğrultusunda ve Türkiye’nin her alanda daha da güçlü hale getirilmesi konusunda DSİ olarak yatırımlarımızı arttırarak devam etmekteyiz.’ dedi.

Son 20 Yılda 9 Bin 585 Tesisi Hizmete Aldık

DSİ Genel Müdürlüğü olarak özellikle son 20 yılda devasa büyüklükte baraj, gölet, sulama tesisi, içmesuyu ve arıtma tesisi, atıksu arıtma tesisleri, hidroelektrik santralleri inşa ettiklerini çok sayıda derenin ıslahını gerçekleştirdiklerini ve bununla birlikte sosyal yaşam alanları oluşturarak vatandaşların istifadesine sunduklarının altını çizen DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif BALTA, “ Bu dönemde ülkemiz için su ve sulama yatırımlarında bütün imkânlarımızı seferber ettik ve son 20 yılda yaklaşık 477 Milyar Liralık yatırım yaptık. Bu kapsamda son 20 yılda; 716 baraj, 481 gölet ve bent, 101 yeraltı depolama tesisi, 1.633 sulama tesisi, 318 toplulaştırma projesi, 326 içme suyu ve atıksu tesisi, 615 HES ve 5.395 taşkın koruma tesisi olmak üzere toplam 9.585 adet tesisi hizmete aldık.” İfadelerini kullandı.

2022 Yılında 396 Adet Tesisi Aziz Milletimizin Hizmetine Sunduk

DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif BALTA,’ 2022 sene başı yatırım ödeneğimiz 20,4 Milyar TL iken sağlanan ek ödeneklerle birlikte 2022 yılı sene sonunda 46,17 Milyar Liralık yatırım yaptıklarının altını çizerek, bu kapsamda 62 baraj, 19 gölet ve bent, 50 yeraltı depolama tesisi, 72 sulama tesisi, 21 toplulaştırma projesi, 16 içme suyu ve atıksu tesisi, 10 HES ve 146 taşkın koruma tesisi olmak üzere toplam 396 tesisini tamamlayarak aziz milletimizin hizmetine sunduk. ’dedi.

2023 Yılında Hedefimiz 554 Tesisi Aziz Milletimizin İstifadesine Sunmak

2023 yılında hedeflerinin 42,08 Milyar Liralık yatırım yapmak olduğunu ifade eden DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif BALTA, ‘Bu kapsamda 24 baraj, 17 gölet ve bent, 24 yeraltı depolama tesisi, 123 sulama tesisi, 52 toplulaştırma projesi, 10 içme suyu ve atıksu tesisi, 20 HES ve 284 taşkın koruma tesisi olmak üzere toplam 554 tesisini tamamlayarak milletimizin hizmetine sunmaktır. Ayrıca İnşallah alacağımız ilave ödeneklerle bu rakamları daha büyük hedeflere taşıyarak aziz milletimizin istifadesine sunacağız.

DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif BALTA, ’Son olarak bu projelerin yapılmasında en büyük destekçimiz Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Prof. Dr. Vahit Kirişci’ye şükranlarımı sunuyor, emeği geçen merkez ve taşra teşkilatlarımızda görev yapan herkese en kalbi duygularımla teşekkür ediyorum. ’dedi.

Toyota Hafif Ticarileriyle 2022’de Tüm Zamanların Rekorunu Kırdı 

Toyota Türkiye, 2022 yılını yeni rekorlarla tamamladı. Geçtiğimiz yılı 49 bin 937 adet satış ve yüzde 6,4 pazar payı ile kapatan Toyota, özellikle hafif ticari araçlarla ortaya koyduğu satış performansıyla dikkat çekti.

İlk kez 2019 yılında Toyota Professional ismini global olarak duyuran marka, kısa zamanda Türkiye’de de hafif ticari araç dünyasında söz sahibi oldu. Toyota kalitesini ve hizmetlerini hafif ticari araç segmentine taşıyan marka, bu başarısını 2022 yılında şimdiye kadarki en yüksek hafif ticari araç satış rekoruyla taçlandırdı.

2022 yılında Türkiye’de 11 bin 661 adetlik hafif ticari araç satışı gerçekleştiren Toyota, geçen yıla göre hafif ticari satışlarını yüzde 74,3 artırdı. Bununla birlikte pazar payını yüzde 2,3 puan artıran Toyota, yüzde 6,1 pay ile en çok hafif ticari satan ilk 3 marka arasındaki yerini aldı.

Yenilmez Hilux segmentinin yıldızı olmaya devam ediyor

Toyota’nın efsanevi Hilux modeli, her zamanki yenilmez karakterini daha fazla teknoloji ve konforla birleştiren son nesliyle büyük başarılara imza atmayı sürdürüyor. Toyota, Ocak-Aralık döneminde 7 bin 707 adet Hilux satışı gerçekleştirdi ve böylece şimdiye kadarki en yüksek Hilux yıllık satış rekorunu kırdı. Hilux’ın bir önceki rekoru 2016 yılında 5 bin 645 adet olarak gerçekleşmişti.

Toyota Hilux bu satış performansıyla tüm yıl boyunca segmentinde de lider olmayı başardı. Ayrıca Hilux, Toyota’nın hafif ticari satışlarının yaklaşık yüzde 65’ini temsil etti.

Bununla birlikte Toyota Professional ürün gamına ait Proace City ve Proace City Cargo modelleri de 2022’yi rekor adetlerle tamamladı. Proace City 3 bin 81 ve ve Proace City Cargo 873 adet satışla dikkat çekti.

Toyota’nın en çok satan modeli Corolla Sedan oldu

Toyota’nın 2022 yılı boyunca en çok tercih edilen binek modeli 30 bin 948 adet ile Corolla Sedan oldu. Corolla Sedan’ı 2 bin 731 adetle Corolla Cross izlerken, C-HR Hybrid modelinden 1561 adet, Yaris modelinden 1349 adet ve Yaris Cross modelinden 1122 adet satış gerçekleştirildi.

Skretting’den Türkiye’de su ürünleri sektörünün büyümesi için bir ilk

“Geleceği Besleme” misyonuyla tüm kıtalarda balık ve karides yemi üreten Skretting, hayata geçirdiği Fish Quality (balık kalitesi) programı ile Türkiye’deki büyük boy alabalık üreten çiftliklerin kaliteli ürünler yetiştirebilmelerine destek oluyor. Türkiye’de bir ilke imza atan Skretting, bu program sayesinde çiftliklerin üst düzey talepleri olan pazarlara ulaşabilmelerine imkân tanıyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Skretting Türkiye Teknik ve Bilimsel Danışmanı Umut Uyan, Fish Quality programı ile ülkemizdeki yetiştiricilere değer katarak, aynı zamanda büyümelerine de katkı sağlamayı hedeflediklerini belirtti.

Sektördeki 30 yılı aşkın deneyimiyle başta somon ve alabalık olmak üzere 60 balık türünün hızlı ve kaliteli yetiştirilebilmesi için yeni nesil çözümler sunan Skretting, Türkiye’de bir ilk olarak hayata geçirdiği “Fish Quality” programı ile çiftliklerin kaliteli büyük boy alabalık yetiştirerek hedef pazarlara ulaşabilmelerine katkı sağlamaya odaklanıyor.

Fish Quality programı ile balık etinde birçok parametre izleniyor

Fish Quality programının doğuş hikayesi ile ilgili detaylı bilgiler paylaşan Skretting Türkiye Teknik ve Bilimsel Danışmanı Umut Uyan, “Balığın tazeliğinden sonra, balık eti kalitesi en önemli parametre olarak kabul ediliyor. Balık eti kalitesinde; yağ asidi profili, yağ oranı ve balık etinin rengi önemli parametreler arasındadır. Üreticiler üretim süreci boyunca balığın rengini SalmoFan adı verilen bir skalayla ölçüyor. Skretting olarak teknolojiden yararlanarak hayata geçirdiğimiz Fish Quality programımızla balık etinde pigmentasyon da dahil olmak üzere birçok parametrenin izlenebilmesini sağlıyoruz. Programımızla balık etindeki yağ miktarı, Omega-3 ve Omega-6 gibi önemli parametrelerin yanında, balık etinde antioksidan miktarını NIR (Near-Infrared Spectroscopy) adı verilen son teknolojik bir cihazla daha güvenilir ve hızlı bir şekilde belirliyor, bu sayede SalmoFan skorunu da teknolojik bir yöntemle desteklemiş oluyoruz. Ayrıca programımız sayesinde analiz anında kimyasal kullanımını da azaltarak çevreye duyarlı küçük bir adım atmış oluyoruz.” dedi.

Türk somonu, Norveç somonu ile rekabet edebilir hale gelecek

Skretting Türkiye olarak bu program ile çiftliklere sağladıkları desteklerden bahseden Umut Uyan, “Proje kapsamında gerçekleştirdiğimiz düzenli müşteri ziyaretleriyle elde ettiğimiz balık örneklerini NIR cihazında analiz ediyor ve elde ettiğimiz sonuçlardan beslenme ve büyüme modelleri oluşturuyoruz. Bu modeller sayesinde de müşterilerimizin talep ettiği renk skalası için uygun yem ve yemleme stratejisi ile yeme eklenecek antioksidan miktarını optimize etmeye çalışıyoruz. Böylece müşteriler, balıkları için en uygun pazarı rahatlıkla seçerek, karını maksimum seviyeye çıkarabilir hale geliyor. Bilindiği gibi Türk somonunun en büyük rakibi büyük boyutlarıyla bilinen Norveç somonu olarak gösteriliyor. Türk somonunun Norveç somonuyla rekabet edebilmesi için Türkiye’de de bu boyutlarda balıklar üretilmesi gerekiyor. Bunu başarabilmek için de genetik ıslah çalışmaları ve kapalı devre sistemleri projelerinin yanında daha büyük alabalıklar için yetiştiricilik teknolojilerinin geliştirilmesine ağırlık verilmesi gerekiyor. Ayrıca üretim tonajlarını artırırken kaliteden de ödün vermemek önem taşıyor. Biz de bu noktada şirket olarak balık eti kalitesi ve sağlığı konularında çalışmaları artırmanın bilinciyle “Fish Quality” programını başlattık.” şeklinde konuştu.

“En büyük amacımız iş ortaklarımıza değer katarak büyümelerini sağlamak”

Programın 2022 yılındaki faaliyetlerini ve 2023 hedeflerini değerlendiren Uyan, son olarak; “Türkiye’de bir ilk olan “Fish Quality” projemizi 2020-2021 “büyük boy alabalık” sezonunda barajda ve Karadeniz’de üretim yapan birer müşterimizle başlatmıştık. 2021-2022 sezonunda Karadeniz’de üretim yapan iki müşterimizi ve barajda üretim yapan bir müşterimizi sezon boyunca takip ettik. Laboratuvar Uzmanımız olan Fatih Erdoğan liderliğinde bu sezonda yüzlerce analiz yaptık ve raporlar hazırlayarak müşterilerimizi bilgilendirdik. Bu programımızla 2022-2023 sezonunda ise Karadeniz’de müşteri sayımızı en az üçe, barajdaki müşteri sayımızı ise en az ikiye çıkartmayı amaçlıyoruz. En büyük hedefimiz çiftliklerin büyük emeklerle yetiştirdikleri balıkları uluslararası pazarlara rahatlıkla satabilmelerini sağlamak. Teknolojimiz aracılığıyla iş ortaklarımıza değer katarak gelişmelerine katkı sunmak istiyoruz. Bir yem tedarikçisinden öte uzun dönem yol arkadaşlığı ve çözüm ortaklığı yapmak istiyoruz. Bu amaç doğrultusunda da 30 yılı aşkın tecrübemizi ve yetiştiricilik alanındaki tüm bilgi birikimimizi kullanmaya hazırız.” dedi.

UYMSİB’NİN 2023 İHRACAT HEDEFİ 175 MİLYON DOLAR…

Tarımsal üretimde yaşanan çeşitli sıkıntılara rağmen sektörün 2022 yılında ihracatta başarılı bir performans gösterdiğini belirten Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan, “UYMSİB olarak 2023 yılında 175 milyon dolar ihracat hedefliyoruz” dedi.

Tarım sektörünün üretiminde ithal girdi oranının çok düşük olmasına karşın girdi maliyetlerindeki artışın müstahsil açısından sıkıntılara sebep olduğunu söyleyen UYMSİB Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan, “Ülkemizin 2022 yılında yaş meyve ve sebze ürünü ihracatı 3 milyar dolara ulaşmıştır. Bu göz ardı edilemeyecek bir performanstır. Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin 2023 yılı ihracat hedefi de 175 milyon dolar düzeyindedir” şeklinde konuştu.

Tarımda uzun vadeli politikalar, üretimde havza bazlı destekler ve pazarın dinamiklerine göre şekillendirilmiş doğru çeşitlerle ihracatta ivme yakalanabileceğini dile getiren Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan, pandeminin gıdaya olan talebi arttırdığını ve bu artan talepten Türkiye’nin de payını alarak ihracatını arttırdığına dikkat çekti.

 “GIDAYA OLAN TALEBİN ARTARAK DEVAM EDECEĞİNİ BEKLİYORUZ”

“Gıdaya olan talebin devam edeceğini ve ihracatımızın artacağını bekliyoruz” diyen Prof. Dr. Senih Yazgan, UYMSİB olarak aynı performansla 2023 yılında da çalışmalarına devam edeceklerini belirten faaliyetleriyle ilgili olarak da şunları söyledi:

2020 Ocak’ta başlatılan Bursa Siyahı İncirinin bilinirliğinin Çeşitli Coğrafyalarda Arttırılması Ur-Ge Projesinde faaliyetler yoğun bir şekilde devam ediyor. En son proje kapsamında 12-15 Eylül 2022 tarihlerinde 9 Türk küme firması ve 6 farklı ülkeden 10 yabancı firmanın katılımları ile alım heyeti faaliyeti gerçekleştirildi. Kanada pazarında, sektörün dijital ve offline alanlarda daha etkin ve geniş tanıtımı için Bursa Siyah İnciri ve Ayva hedef ürün grupları ile UYMSİB’in Kanada’ya Yönelik Turquality Projesi başvurusu, Ticaret Bakanlığı tarafından 2021 yılı itibarıyla 4 yıllık onaylandı. Marmara Bölgesinde çeşitli illerdeki üreticilerle kalıntısız tarımsal üretim konusunda eğitim programları ve bu kapsamda da sirke sineği tuzakları dağıtımı gerçekleştirildi. Geçtiğimiz yıl UYMSİB ev sahipliğinde, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Bursa İl Tarım Peyzaj A.Ş. işbirliğinde, Yaş Meyve Sebze Alım Heyeti organizasyonu gerçekleştirildi. Heyet kapsamında Azerbaycan, Danimarka ve Bosna Hersek’ten gelen alıcı firmalar, ikili iş görüşmeleri için Birlik üyeleriyle buluştu. Yine 2022 yılında Antalya’da düzenlenen INTERFRESH Eurasia Fuarı’nda önemli görüşmeler gerçekleştirildi. UYMSİB olarak bilgilendirme toplantıları, ihracatın arttırılması amacıyla sektör temsilcilerinin bir araya geldiği değerlendirme toplantıları, sektör paydaşları ile iş birliği ve koordinasyon sağlanması çalışmaları, sektörel seminer, toplantılar, ticaret heyetleri, paneller gibi etkinliklerin organize edilmesine dair çalışmalar yapılmaktadır. 2023 yılında da sektör ihracatının arttırılması için çalışmalarımız devam edecektir.”

Bugünkü döviz kuru ihracatımızı değil, ithalatı destekler noktada

Ege İhracatçı Birlikleri, 2022 yılında yüzde 12 artışla 18 milyar 300 milyon dolarlık ihracata imza attı. 12 ihracatçı birliğinin 9 tanesi ihracatını artırırken, 3 tane Birlik ise geçen seneki performansının gerisinde kaldı.

Ege İhracatçı Birlikleri, 2022 yılı ihracat performansı değerlendirme toplantısında, “2023 yılı ihracatçılarımız ve ülkemiz açısından “Kayıp Yıl” olacak bir görüntü sergiliyor. 2023 yılı için bir hedef koyamıyoruz, hedefimiz, “Mevcudumuzu korumak” olacak. Bugünkü döviz kuru ihracatımızı değil, ithalatı destekler noktada. Ülkemizin bu olumsuz atmosferi yaşamaması için tek çare döviz kurlarının artması olacaktır.” mesajını verdi.

Tüm olumsuzluklara rağmen 18 milyar 300 milyon dolar ihracata imza attık

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “2022 yılı pandeminin etkilerinin azaldığı, fiziki olanaklarımıza yeniden kavuştuğumuz bir yıl oldu. İhracatçılar olarak fiziki fuarlara, ticaret heyetlerine, alım heyetlerine, müşteri ziyaretlerine hızlı bir geçiş yaptık. Geçen yılbaşında yaptığımız 2021 yılı değerlendirme toplantısında 2022 yılı için 18 milyar dolar ihracat hedefi koymuştuk. 2022 yılında yakın coğrafyamızda Rusya ile Ukrayna arasında çıkan savaşa ve diğer tüm olumsuzluklara rağmen arı gibi çalışarak 18 milyar 300 milyon dolar ihracata imza attık. Ege Bölgesi olarak ihracatımız 31,5 milyar dolara yükseldi.” dedi.

2023 yılının daha zor geçeceğini öngörüyoruz

Jak Eskinazi, “Geçen yıl başında sizlerle bir araya geldiğimizde 2022 yılı için “Altın Yıl” ifadesini kullanmıştık. Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutlayacağımız, bizler için manevi açıdan çok değerli olan 2023 yılı için maalesef olumlu bir tanımlama yapamıyoruz. 2023 yılı ihracatçılarımız ve ülkemiz açısından “Kayıp Yıl” olacak bir görüntü sergiliyor. Global ekonomideki resesyon, Dünya ekonomilerindeki büyüme rakamlarının, 2022 büyüme rakamlarının gerisinde kalacağı beklentisi, Toplumsal huzuru bozar hale gelen enflasyon rakamları, Finansmana erişimde yaşadığımız zorluklar, Türk Lirasının döviz kurları karşısındaki seviyesi, İşçilik, enerji, hammadde fiyatlarındaki artış bizlerin rekabetçi olmasını engelliyor. İhracatçı bugün fiyat tutturamaz, sipariş kabul edemez noktada. Bugün pek çok iş insanımız fabrikaları açık kaldığında mı, kapattıklarında mı daha az zarar edeceklerinin hesaplarını yapıyor. 2023 yılının zor geçeceğinin sinyallerini 2022 yılının ikinci yarısında alıyorduk ve sizlerin aracılığıyla dillendiriyorduk. 2022 yılının ilk yarısında ihracatımız yüzde 21 artmışken, 2022 yılının ikinci yarısında ihracatımızı sadece yüzde 4 artırabildik. Pekçok sektörümüzün ihracatın 2022 yılının ikinci yarısında eksileri gördü. 2023 yılının daha zor geçeceğini öngörüyoruz.” dedi.

Döviz kurunun sabit kalması enflasyonu kontrol altına alıyor yaklaşımının gerçekçi olmadığını gördük

2023 yılı için bir hedef koyamadıklarını açıklayan Eskinazi, “2023 yılında hedefimiz, “Mevcudumuzu korumak” olacak. Burada mevcudu korumaktan kastımız sadece ihracat rakamı değil, aynı zamanda firmalarımızı, çalışanlarımızı korumayı kastediyorum. Bugün asgari ücretteki artışlar ve döviz kurunun yerinde sayması sonrasında sadece sanayi sektörlerimizde değil emek-yoğun tarım ve madencilik sektörlerimizde de işçilik maliyetleri çok yükselmiş durumda. Hazırgiyim sektöründe 800 TL günlük yövmiye ücreti konuşuluyor. Tarım sektörlerinde bu asgari ücret sonrasında yövmiye ücretleri 500-600 TL bandına gelecek. Bu şartlarda ihracatçı fiyat tutturamayacağı için ihracat yara alacak. İhracatın yara aldığı noktada özellikle tarım ürünlerimizin gerçek değerini bulması olanaksız. İhracatçımızın yaşayacağı kayıplar, Türkiye’nin kayıpları olarak karşımıza çıkacak. Bugünkü döviz kuru ihracatımızı değil, ithalatı destekler noktada. Döviz kurunun sabit kalması enflasyonu kontrol altına alıyor yaklaşımının da gerçekçi olmadığını 2022 yılında yaşayarak gördük.” diye konuştu.

Cumhuriyetimizin birinci yüzyılında olduğu gibi ikinci yüzyılında da büyümenin anahtarı yine ihracat olacak

Jak Eskinazi bu tablo devam ederse, 2022 yılında 110 milyar dolar olan dış ticaret açığının 2023 yılında 150 milyar doları aşabileceği uyarısında bulundu.

 “Ekonomik tablo kötü olabilir. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100 yıllık tarihinin 84 yılında var olan, üretmiş ve ihracat yapmış bir kurum olarak Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da üretmeye ve ihracat yapmaya devam edeceğiz. Cumhuriyetimizin birinci yüzyılında olduğu gibi ikinci yüzyılında da büyümenin anahtarı yine ihracat olacak. 2023 yılında mevcudu korumak için ödevimize çalıştık. İş planlarımızı oluşturduk. Bu yıl daha fazla fuara gideceğiz, daha fazla sektörel ticaret heyetleri ve alım heyeti organizasyonları yapacağız. Daha agresif bir pazarlama stratejisi izleyeceğiz. Bu etkinlikleri yaparken Ticaret Bakanlığımızın 2023 yılı için ortaya koyduğu “Hedef Pazarlar, Uzak Ülkeler Stratejisi”ne uyumlu bir takvim oluşturduk. Ticaret Bakanlığımızın hedef pazarlar olarak belirlediği ülke sayısı 2022 yılında 24 iken, 2023 yılında 51 ülkeye çıkarıldı. Bu anlamlı destek ve Yeni Nesil Destek olarak tanımladığımız; E-İhracat Desteği için Ticaret Bakanımız Dr. Mehmet Muş nezdinde Ticaret Bakanlığımıza teşekkür ediyoruz.”

2023 yılında geleneksel ihraç pazarı Avrupa Birliği yanında, ABD, Çin, Rusya Federasyonu ve Suudi Arabistan’ın ihracatta öne çıkan ülkeler olmasını beklediklerini anlatan Eskinazi şunları söyledi:

“Sizlerle her buluşmamızda ifade ettiğimiz gibi kurum olarak artık tüm sektörlerimizin geleceği açısından çok önemli bir gündemi oluşturan sürdürülebilirlik konusu üzerine 2019 yılından bu yana yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Sanayi ve tarım sektörlerimizin çevreci ve düşük karbonlu üretim modeline geçişlerini hızlandırmak için firmalarımıza URGE projelerimizle destek veriyoruz. Yürüttüğümüz URGE projeleri ile firmalarımızın faaliyetlerinin çevre mevzuatı ile uyumlu hale gelmesini ve onların sera gazı emisyonlarının envanterini çıkarmalarını sağlıyoruz. Hazır giyim, tekstil, demir/demirdışı metaller, gıda ve tütün sektörlerine yönelik sürdürülebilirlik odaklı URGE projelerimiz 90’dan fazla firmanın katılımları ile başarılı bir şekilde ilerliyor. 2023 yılında bu halkaya Su ürünleri ve hayvansal mamuller, kuru meyve, hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörlerimizde yeni URGE Projelerimizi ekleyeceğiz.”

EİB Döngüsel Ekonomi Tasarım ve Üretim Yarışması

Jak Eskinazi, “2023 yılında ilk kez hayata geçireceğimiz ve bizleri heyecanlandıran bir diğer projemiz ise; EİB Döngüsel Ekonomi Tasarım ve Üretim Yarışması olacak. Bu projede geri dönüştürülen ürünlerden tasarımlar ve üretimleri hayatımıza kazandırmayı hedefliyoruz. Sektörel tasarım yarışmalarımızı 2023 yılında da gerçekleştireceğiz. 2022 yılında üzerinde yoğunlaştığımız başlıklardan birisi de Yenilenebilir Enerji Ekipmanları ve Hizmet İhracatçıları Birliği kurma çalışmaları olmuştu. Bu konuda sektör istekli, kamuoyundan büyük bir destek görüyoruz. TİM bünyesinde bu konuda bir komisyon çalışmalara başladı. 2023 yılında bu birliğimizi Ege İhracatçı Birlikleri’ne kazandırmak önceliklerimiz arasında olacak. Üyemiz 8 bini aşkın ihracatçı firmamızın sürdürülebilirlik konusundaki yetkinliklerini artırmak için ‘EİB Sürdürülebilirlik Günleri’ eğitim programını düzenliyoruz. Sürdürülebilirlik faaliyetlerimizi geliştirebilmek için insan kaynağımıza yatırımlar yapıyor, çevre mühendisleri istihdam ediyoruz.” diye konuştu.

GMO FREE Turkish Cotton markası

Sürdürülebilirlikle ilgili son iki yıldır yoğun bir şekilde yürüttükleri tüm kurumsal çalışmaları kapsamlı bir rapor haline getirdiklerini anlatan Eskinazi, “Bu rapor ile kurumumuzun sürdürülebilirlik faaliyetlerini ve performansını tüm üyelerimiz ve paydaşlarımızla şeffaf bir şekilde paylaşıyoruz. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı kapsamında AB ülkeleri karbon emisyonlarını 2030 yılına kadar 1990 yılına göre yüzde 55 azaltmayı, 2050 yılına kadar ise karbon nötr ilk kıta olmayı hedefliyor. Bu kapsamda tekstil ve hazır giyim sektörleri için önemli bir paya sahip olan ürün üretiminde kullanılan hammaddelerin geri dönüştürülmüş veya diğer sürdürülebilir elyaflar ile üretilmesi gerekecek. Bu kapsamda da pamuk konusunda ülkemizin önemli bir avantajı var. 2022/23 sezonu itibariyle dünyanın 6. en büyük pamuk üreticisi konumuna ulaştık. Organik pamuk üretiminde Hindistan’dan sonra dünyanın ikinci en fazla üretim yapan ülkesi konumundayız. Önemli bir nokta da Türkiye’de üretilen pamuğun tamamının GDO’suz pamuk olması. “GMO FREE Turkish Cotton” ibaresi ile tescili alınan markamız da, tüm sektörün kullanımına hazır hale geldi.” dedi.

Türkiye’de ilk kez sürdürülebilir kavramı kullanılarak GTİP tanımlandı

Jak Eskinazi, “Bu sayede, Türkiye tekstil sektörüne ayrıcalıklı bir marka yaratarak rekabet şansı artırılmış oldu ve dolayısıyla da Türk pamuk üretimine tercih edilen bir statü sağladı. Tekstil sektörü açısından bir diğer önemli gelişme, Türkiye’de ilk kez sürdürülebilir kavramı kullanılarak GTİP tanımlandı. Organik pamuk ve diğer sürdürülebilir pamukları içeren pamuk için ayrı bir GTİP tanımlandı. Pamukların Kontrolüne İlişkin Tebliğ’de revize yapılarak ayrıca organik işleme yetkisi olmayan çırçırlardan organik bir ürün çıkmasını önlemeye yönelik değişiklikler yapıldı. Bu sayede organik pamuğun kontrollü izlenebilirliği de sağlanmış olacak. Asgari ücretin artması ve kurun sabit kalmasından dolayı rekabet şansını kaybeden özellikle tekstil ve hazır giyim sektörlerinde işçi çıkarmaları başladı. Kadın istihdamı başta olmak üzere istihdamı en yüksek olan sektörlerden olması sebebiyle sosyal barışı olumsuz yönde etkileyecek önemli işten çıkarmalar nedeniyle istihdam kaybı yaşanacak. Ülkemizin bu olumsuz atmosferi yaşamaması için tek çare döviz kurlarının artması olacaktır.” diye konuştu.

Eskinazi, “Hazırgiyim ve konfeksiyon birliğimiz için 2022 yılının ikinci yarısı zor bir dönem oldu. Üretim maliyetleri artarken, ana ihraç pazarı Avrupa’daki savaş kaynaklı resesyon endişesi, talep azalması sektörü doğrudan etkiledi. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Türkiye geneli ve bölge ihracat performansları iyiydi. EHKİB önceki yıl gerçekleşen rakamı korudu. 2022 yılında %1 düşüşle EHKİB’nin ihracatı 1 milyar 472 milyon dolar olarak gerçekleşti. Tütün ve tütün mamulleri ihracatı 2022 yılında %6 oranında artış göstererek 829 milyon dolara ulaştı. Deri Birliğimiz yüzde 12 artışla 191 milyon dolar ihracatı Türkiye’ye kazandırdı. Zeytin-zeytinyağı sektörümüz bu sene rekor kırdı.” dedi.

Ertan: Türk çelik sektörünün enerji girdilerinde desteğe, dampingli çelik ürünleri ithalatının kontrol altına alınmasına ihtiyacı var

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Ege Demir Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, “2022 yılı inişli çıkışlı olmasına rağmen 2 milyar 564 milyon dolar ihracat yaptık. Ülkemiz demir çelik sektörü, 2022 yılının Haziran ayına kadar iyi bir performans gösterdi. 2022 yılı Haziran ayı başından itibaren performansımız yavaş yavaş daha sonra hızlanarak düşmeye başladı. 2021 yılında 40 milyon ton üretim yapan sektörümüz 2022 yılında ancak 34,5 milyon ton üretim yapabilmiştir. Bunun birincil sebebi Ukrayna-Rusya savaşında belirsizlikten dolayı fiyatların ani olarak çok yükselmesi ve arkasından da hızlı bir şekilde düşmesidir. Rusya’nın Çin’e ve Hindistan’a petrol ürünleri, kömür, demir cevheri gibi demir çelik sektörünün ana girdi hammaddelerini sübvansiyonlu olarak sağlaması, onlara hammadde vermesi ancak bize hammadde yerine dampingli yarı mamul vermesi çelik sektörümüzü sıkıntıya düşürüyor. Rusya’da kapasite kullanım oranı çelik tesislerinde yüzde 85 ancak bu oran bizde yıl sonu itibariyle yüzde 51’lere düşmüş vaziyette. Çelikhanelerimiz geçtiğimiz yılın ilkyarısında yüzde 75-77 kapasiteyle çalışırken bu ay dahil yüzde 51’lerde çalışıyor. Rusya, Uzakdoğu ve Hindistan’a yaptığı sübvansiyonlu satışları bize yapmıyor ve hammadde girdimiz olan hurdaya ton başına 200 euro ihracat vergisi koyuyor. Bizim enerji maliyetlerimiz de son bir yılda çok yükselmiş durumda ve bu da sektörümüzü ağır sanayisine sübvansiyon sağlayan özellikle Çin, Hindistan, Vietnam, Güney Kore ve Japonya ile rekabet edemez hale getirmiştir. Hatta Rusya, Hindistan ve Çin’den yoğun çelik mamulleri ithalatı olmaktadır. Daha da önemlisi ihracatımızın yaklaşık yüzde 42’sini gerçekleştirdiğimiz Avrupa ülkeleri ile rekabette zorlanabilir hale geldik. Türk çelik sektöründeki bu zorlanma son üç ay içerisinde iyice belirginleşti. Bunun üzerine ABD’deki ekstra vergiler de eklendi. Türkiye 2022 yılı başında dünyada 7’inci büyük çelik üreticisiyken yıl sonu itibariyle 8’inci sıraya gerilemiş durumdayız. Türkiye’nin 55 milyon ton sıvı ham çelik kapasitesi var. Bu önümüzdeki üç yıl içerisinde yapılmakta olan yeni yatırımlarla 68-70 milyon tona çıkacaktır. Türkiye, dünyada çelik sektörü olarak söz sahibi bir ülke. Türk çelik sektörünün rekabet edilebilirliğini sağlamak için enerji girdilerinde desteğe, diğer ülkelerden yapılan dampingli çelik ürünleri ithalatının kontrol altına alınmasına ihtiyacı vardır.”

Uçak: Yaş meyve sebze sektöründe hedef 1 milyar 500 milyon dolar

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, “Birliğimiz olarak toplam 797 ihracatçı firmamızın desteği ile ihracatımızı %6 oranında artırarak 1 milyar 250 milyon dolara çıkarmayı başardık ve Türkiye’nin 5 buçuk milyar dolarlık yaş meyve sebze ve mamulleri ihracatının %22’si Birliğimiz üzerinden gerçekleşti. Bu yıl birliğimizde ihracat şampiyonu 257 Milyon dolarla turşular oldu. İhracatımızda ön plana çıkan ürünler ise dondurulmuş meyveler, konserve sebzeler, kurutulmuş domates, üzüm, kiraz, mandalina ve domates salçası oldu. İhracat pazarlarımıza baktığımızda ise toplamda 189 ülke ve bölgeye ülkeye yaş meyve sebze ve mamulleri ihracat gerçekleştirdik. 2022 yılında ihracatımızın en fazla gerçekleştiği ilk 5 pazarımız Almanya, ABD, Rusya, İngiltere ve Hollanda oldu. 2023 yılında ihracatımızı 1 milyar 500 milyon dolar seviyelerine çıkarmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.

Işık: Başta AB olmak üzere dünyanın gıda ambarı olduk

Tarım sektörleri olarak ise %15,3 artışla 34,2 milyar dolara yükselterek başarılı bir yılı geride bıraktıklarının altını çizen EİB Organik Ürünler ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık şunları söyledi:

“Ege İhracatçı Birlikleri olarak yüzde 17 artışla 6 milyar 727 milyon dolarlık tarım ihracatımızla Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 19’unu tek başına gerçekleştirerek Türkiye şampiyonu olduk. URGE çalışmaları, Turquality projeleri ve tam 30 yıldır Bakanlık, üniversiteler, enstitüler ile bütün paydaşlarımızla yaptığımız çalışmalarla tarım ihracatını bugüne getirdik. Başta AB olmak üzere dünyanın gıda ambarı olduk. Kuru meyvede yıllık 500 bin tona yakın üretimimizle 1 milyar 600 milyon dolara yakın ihracatımızla dünyada birinciyiz. Kuru kayısı, çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incirde yıllardır dünyada zirvedeyiz. Tarımsal üretimde Avrupa’nın birincisi, dünyanın 10’uncu ülkesiyiz. Organik tarımda 500 milyon dolarlık ihracatımız var ve bu rakamı ürün çeşitliliğimizle 1 milyar dolar hedefe çıkarmayı istiyoruz. Başta Almanya olmak üzere Avrupa, tarımın yüzde 30’unu organik tarıma geçirmeye karar verdi. Türkiye olarak bizim de AB Yeşil Mutabakat vizyonunu beslememiz gerekiyor. EİB olarak zaten yıllardır sürdürülebilirlikte lideriz. Diğer bölgelerden Ege Bölgesini ayıran EİB’nin 30 yıllı sürdürülebilirlik vizyonudur. Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlikte tüm İhracatçı Birlikleri arasında Koordinatör Birliktir.”

Girit: 2023 hedefimizi 1.83 milyar dolar olarak şimdiden belirlemiş bulunmaktayız

Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, “Su ürünlerinden, kanatlı eti ve yumurtaya, baldan süt ürünlerine insanlığın üç öğün beslenme ihtiyacına cevap veren bir ürün yelpazesine sahibiz. Türkiye su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörümüz tüm bu ürünlerde dünya genelinde üretimde ve ihracatçı ilk 10 ülke arasında yer alıyoruz. Su ürünleri, kanatlı, süt ürünleri sektöründe 100’den fazla ülkeye, yumurta ve bal sektöründe de 60’tan fazla ülkeye halihazırda ihracat gerçekleştirdik. 2022 yılında da Türkiye’nin tüm sektörlerde sağladığı 254 miyar dolarlık ihracatta da %1,6’lık bir pay aldık. Su Ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü olarak son 10 yılda %145 artış, 2021 yılından bu yana ise %20’lik bir artış ile, 2022 yılı için hedef olarak belirlediğimiz 3.8 milyar dolar ihracatı geçerek ilk kez 4 milyar dolar seviyesini aştık. 2023 yılı için ortaya koyduğumuz 4.3 milyar dolar ihracat hedefimize tüm üye ihracatçılarımızın özverili çabaları ile yola çıkıyoruz. Ege su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü olarak 2021 yılından bu yana yüzde 24’lük bir artış ile 1.6 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek, Bölgemiz gıda sektörü ihracatının yıldızı olduk. 10 yıl önce 585 milyon dolar olan ihracatımızı yaklaşık 3 katına çıkarmanın motivasyonu ile 2023 hedefimizi 1.83 milyar dolar olarak şimdiden belirlemiş bulunmaktayız.” dedi.

Tokatlıoğlu: Doğaltaş İhracatımızın da yüzde 78’i işlenmiş doğaltaş ürünlerinden yüzde 22’si blok doğaltaş ürünlerinden gerçekleşti

Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faik Tokatlıoğlu, “2022 yılında ise 6,5 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştirdik. 2022 yılında 6,5 milyar dolar ihracata ek olarak, ülke ekonomisine tüm sektörlere de hammadde sağlayan bir sektör olduğumuz için iç pazarla birlikte 40 milyar dolarlık bir değer oluşturarak ülke ekonomisine GSYİH’nın yüzde 5’i oranında katkı sağladık. Ege Maden İhracatçıları Birliği olarak 2022 yılında 1,2 milyar dolarlık bir maden ihracatı gerçekleştirdik. Bu ihracatımızın yüzde 65’i(770 milyon dolar) doğaltaş ürünlerinden gerçekleşti. Doğaltaş İhracatımızın da yüzde 78’i işlenmiş doğaltaş ürünlerinden yüzde 22’si blok doğaltaş ürünlerinden gerçekleşti. Türkiye Genelinde en fazla doğaltaş ihracatı Ege Maden İhracatçıları Birliğinden gerçekleştirilmektedir. 26 firmamızla, Yeni Dönem Doğaltaş Pazarlama ve Strateji Geliştirme isimli UR-GE projemizi başlattık ve firmalarımızın ihtiyaç analizi çalışmalarını tamamladık. Kısa süre içerisinde yine bu firmalarımızla yurtdışı pazarlama faaliyetlerine başlayacağız. 2023 yılında da Şubat ayında İngiltere ve Brezilya’ya yönelik Ticaret Heyeti organizasyonlarımız olacak. İngiltere ve Brezilya dışında, Kazakistan, Özbekistan, Meksika, Avustralya, Güney Kore, Vietnam, Şili diğer heyet organizasyonu düzenleyeceğimiz ülkelerdir.” dedi.

Öztürk: 10 yıl önce 280 milyon dolar ihracat gerçekleştirirken, 2022’de ihracatımızı yaklaşık 4 kat artırarak 1 milyar dolar seviyesine çıkardık

Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, “Birliğimizce bundan 10 yıl önce 280 milyon dolar ihracat gerçekleştirirken, 2022 yılında ihracatımızı yaklaşık 4 kat artırarak 1 milyar dolar seviyesine çıkarmış olmanın sevincini ve gururunu yaşamaktayız. 2021 yılında 682 milyon dolar olan ihracatımız, 2022 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 47’lik artışla 1 milyar dolara çıktı. Birliğimizin 2022 yılındaki ihracatına en büyük katkıyı 580 milyon dolarlık tutarla bitkisel yağ ihracatçılarımız yaparken, Küspeler ve Hayvansal Yem ihracatımız 123 milyon dolar, yağlı tohumlar ihracatımız 98 milyon dolar, çikolata şekerleme ihracatımız 48 milyon dolar ve gıda müstahzarları ise 41 milyon dolar ihracata tekabül etti. 2023 yılı sonunda da bu başarımızı sürdürebilmek en büyük temennimiz.” dedi.

Gürle: 2023 yılında da 1.1 milyar dolar hedefimiz ile yükselişimizi devam ettirmek istiyoruz

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Fuat Gürle, “Temsil ettiğimiz üç sektörün Türkiye geneli ihracat performansını incelediğimizde 2021 yılında yaklaşık 7 milyar $ olan ihracatımız 2022 yılında % 20,8 artış ile 8.4  milyar dolara kadar yükselmiş bulunuyor. Sektörlerimizdeki bu artış gurur kaynağımız. İhracat rakamlarına Ege Bölgesi olarak göz attığımızda ise 2021 yılında yaklaşık 800 milyon $ olan ihracatımız 2022 yılında %16 artış ile 940 milyon dolara kadar yükselmiş bulunuyor. 2022 yılında koyduğumuz hedefleri tutturmanın gurunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. 2023 yılında da 1.1 milyar dolar hedefimiz ile yükselişimizi devam ettirmek istiyoruz.”dedi.

Celep: Tarımın bir “milli güvenlik” meselesine dönüşmesi, an meselesidir

TİM Yönetim Kurulu Üyesi Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Birol Celep, pandemi süreci ve son dönemdeki Ukrayna-Rusya krizinin yeterli ve sağlıklı gıdaya ulaşmanın stratejik ve yaşamsal önemini gözler önüne serdiğini söyledi.

“Dünya nüfusundaki artış seyri de dikkate alındığında, önümüzdeki 10 yıl içerisinde gıda talebinin her yıl %1,3 düzeyinde artacağı öngörülüyor. Türkiye’de 1990 yılında 42 Milyon Hektar tarım alanı varken, 2021 yılına geldiğimizde bu rakam 37 Milyon hektara geriledi. 30 yılda, Türkiye, 5 Milyon Hektar tarım alanını kaybetti. Tarımın bir “milli güvenlik” meselesine dönüşmesi, an meselesidir. Burada, özellikle 2021 yılının başından itibaren etkisini artıran küresel ve yerel enflasyon, girdi fiyatlarında görülen muazzam artışlar, ülkemizdeki tarımsal üretimin önündeki en önemli sıkıntıların başında gelmektedir. Buna ilaveten rekabetçi kurlarla ihracat yapılamaması ve finansmana erişim sıkıntısı, mevcut durumda ihracatçımızı ve çiftçimizi zora sokmaktadır. Özellikle küresel ve yerel piyasalarda enflasyonist baskının kendini daha çok hissettirdiği bir dönemde tarımsal desteklerin zamanında ödenmemesi, Türkiye için hala önemli bir gelir ve istihdam kaynağı olan tarım sektöründe çalışan üreticilerin ve çiftçilerin topraktan uzaklaşmasına sebep olmaktadır. Tarımsal üretimi ve üretenleri zamanında ve yeterli desteklemek zorundayız. Çünkü, kıymetli bir gazeteci arkadaşımızın da dile getirdiği gibi “tarımla doğmuş, yoğrulmuş ve büyümüş bu coğrafyada” üreticinin sorunu, aynı zamanda tüketicinin ve milletin sorunudur.”

Deri sektöründe gelecek 10 yılın yıldızı saraciye olacak

Türk deri sektörünün önemli merkezlerinden İzmir’de deri sektörüne bir ömür vermiş, 1991 yılında 79 milyon dolar olan deri ve deri ürünleri ihracatının 191 milyon dolar seviyesine ulaşmasını sağlamış, duayenler için “Duayenler Onur Gecesi” düzenlendi.

Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin düzenlediği “Duayenler Onur Gecesi”nde 60 duayen isim ödüllendirildi. Gecede konuşan EDDMİB Başkanı Erkan Zandar, bir gecede milyonlarca kişinin emekli olduğunu, deri sektörü olarak nitelikli iş gücü bulmakta zorlandıklarını, EYT kararıyla sorunlarının daha da büyüyeceğine dikkati çekti.

Zor bir yıl bizi bekliyor

“2023 yılına sürprizler ile başladık” diyen Zandar, “Artık biz de yönetim kurulu olarak hepimiz neredeyse emekliyiz. Bununla beraber hiper enflasyon döneminde stabil bir kurla ihracat yapma konusunda ciddi zorluklar yaşıyoruz. Çalıştıracak kalifiye personel bulmak her geçen gün daha zor bir hal alıyor. Kolay bir yıl bizi beklemiyor. Özellikle ağırlıklı pazarımız olan Avrupa ciddi bir resesyon dönemine girdi. Yani Helga bu sene daha az ayakkabı alacak, John da aracına deri koltuk kaplaması işini erteleyecek. Alternatif pazarlarımızı artırmak için geçen Eylül ayında başlattığımız Kazakistan Sektörel Ticaret Heyetini 2023 yılında da devam ettireceğiz. Amerika Birleşik Devletleri’ne yönelik kapsamlı bir çalışma başlattık. Yılda iki defa milli katılım yaptığımız Expo Riva Ayakkabı Fuarı’nda bu yıl 200 civarı Türk firmasıyla yer almayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Dolar kuru 23,5 TL olmalı

Pandemi dönemiyle Türkiye’nin coğrafi avantajını iyi kullandığını vurgulayan Zandar sözlerini şöyle sürdürdü; “Artık navlun fiyatları pandemi öncesinin de altına düştü. Rekabetçi fiyat istikrarı açısından şu anda 23,5 seviyesinde olması gereken bir dolar kuruna ihtiyacımız var.”

Duayenlerimiz ihracat ve istihdamımımızı artırdı

“Duayenler Onur Gecesi”ni pandemi nedeniyle ertelenmiş bir şekilde gerçekleştirmek durumunda kaldıklarını aktaran Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, “Sektörümüz ihracatı için uzun yıllar emek vermiş siz değerli büyüklerimize birer teşekkür plaketi vermek üzere bu akşam toplandık. Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği 1991 yılında kuruldu. O dönemki ihracatı 79 milyon dolar civarlarında idi. 2022 yılı sonu itibari ile bölge ihracatımız 191 milyon doları aştı. 1991 yılında Ege Bölgesi’nin deri ihracatında deri konfeksiyon ve tabakhaneler öndeyken bugün ayakkabı ihracatı toplam ihracatımızdan yüzde 60 pay alır hale geldi. Ayakkabı sektöründe büyük bir başarı hikayesi yazıldı. O dönem ayakkabı sektörünü ihracata yönlendiren geçmiş dönem Başkanımız Jak Galiko’ydu. Saraciye sektörü potansiyeli yüksek alt sektörlerimizden biri. Bölgemizde az sayıda firmayla çok güçlü bir ihracat potansiyeline ulaşıyorlar. Önümüzdeki 10 yıllık dönemde Saraciye sektörümüzün atak yapmasını bekliyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.

Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin “Duayenler Onur Gecesi”nde plaket takdim edilen isimler;

Ayakkabı sektöründe; “ADEM GÜLŞEN, AHMET ONMUŞ, BAHRİ BİRSEV, BEKİR PEHLİVAN, ENDER FİLDİŞİ, FİKRET ŞENTÜRK, HAKEM GÜLŞEN, HALİL BASKAVAS, HASAN ARICAN, HAŞİM MANAV, İSMAİL AYTAN, MEHMET ALİ TEZCAN, MEHMET GÜLER, MEHMET ÖKSÜZ, MEHMET TOPBAŞ, MEHMET YAĞCI, MURAT DAĞALTI, MUSA ŞEN, MUSTAFA ÇEVİKEL, MUSTAFA ONMUŞ, NECMİ MAMAK, NEVZAT ONAY, ÖZCAN YASAKÇILAR, RECAİ ZANDAR, ŞERİF ALİ ÜLKÜCAN, ŞİNASİ ZANDAR ve TAHSİN GÜZEL”

Saraciye sektöründe; “MUSA ERTUĞRUL, RÜŞTÜ ARTKIY, “ŞEHMUS GÜNDOĞDU”

Deri-Konfeksiyon sektöründe; “AHMET BİRKOÇAK, AYDIN ÖZMEN, BEKİR AĞARTIOĞLU, CEMAL DÖNMEZ, FARUK ÇANÇAR, HÜSEYİN TOKUL, JAK GALIKO, KAMİL SOYOĞLU, MEHMET AKDEDE, MEHMET ARIOĞUL, MEHMET ORAY, MEHMET ÖZBOYACI, MEHMET SÜNBÜL, METİN PARILTI, TAYLAN SAKOĞLU ve TEVFİK ERCAN”

Tabakhane sektöründe; “ALİ ALAK, AVRAM KASTRO, EYÜP SEVİMLİ, HANEFİ AKAY,

MEHMET BÜNCÜ, MUHARREM GÜLSEVER, TALİP SEPİCİ ve TARIK SEPİCİ”

Onur Ödülleri; “HATİCE SUZAN ERMAN, SELAHATTİN GÜVEN, SÜLEYMAN TAHİROĞLU ve ÜMİT ÖZKAN”

KRUVAZİYER GEMİ SAYISI 991’E ULAŞTI
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 2022 yılında kruvaziyer yolcu sayısının 22 kat artışla 1 milyonu aştığını bildirdi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 2022 yılının kruvaziyer gemi istatistiklerini açıkladı. Kruvaziyer turizmde haraketli bir geçtiğini vurgulayan Karaismailoğlu, hem gelen gemi sayısında hem de turist sayısında ciddi artışlar meydana geldiğini kaydetti.
2021 yılında 78 kruvaziyer gemisiyle 45 bin 362 yolcunun Türkiye’ye geldiğini anımsatan Karaismailoğlu, 2022 yılında ise kruvaziyer gemi sayının 12 kattan fazla artarak 991’e yükseldiğini bildirdi. Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, kruvaziyer yolcu sayısının da aynı dönemde 22 kat artarak 1 milyon 6 bini aştığını açıkladı.
EKİM’DE 206 BİN 484 YOLCU İLE BU YILIN EN YÜKSEK RAKAMINA ULAŞILDI
Bu yılın sadece Ekim ayında geçen yılın toplamından daha fazla kruvaziyer gemisinin Türkiye limanlarına yanaştığına dikkati çeken Karaismailoğlu, Ekim ayında 155 kruvaziyer gemi ile 206 bin 484 yolcunun ağırladığını, ayrıca ekim ayında bu yılın en yüksek yolcu sayısına ulaşıldığını kaydetti.
GALATAPORT, İSTANBUL’UN YENİ GÖZDESİ
2022 yılında 464 gemi ve 493 bin 834 yolcu ile en fazla kruvaziyer gemiye ev sahipliği yapan limanın Kuşadası olduğunu ifade eden Karaismailoğlu, yılın limanı seçilen Galataport’a bu yılda 143 gemi yanaştığını ve 220 bin 82 kruvaziyer yolcusu ağırlandığını duyurdu. 98 gemi ve 95 bin 462 kruvaziyer yolcu ile Bodrum Limanı’nın üçüncü sırada yer aldığını belirten Karaismailoğlu, Sinop, Amasra ve Trabzon’un da kruvaziyer turizmin de dikkat çektiğini ifade etti. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, “Bu yıl ilk kez Amasra ve Ünye limanları kruvaziyer gemilere en sahipliği yapmaya başladı. 2022 yılında Sinop’a 14 kruvaziyer gemisi ile toplam 7 bin 906 yolcu geldi. Amasra Limanı’na 8 gemi yanaşırken, 4 bin 905 yolcumuzu ağırladık. Trabzon’a da 8 gemi ile 4 bin 747 kruvaziyer turist geldi. Kruvaziyer turizmin gelişmesi için yatırımlarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Cennet vatanımızın her köşesine hak ettiği yatırımı yapıyoruz. Yatırımlarımızın sonucunu da almaktan da gurur duyuyoruz” dedi.

TCL, Öncü NXTPAPER Teknolojisini Yeni Ürünlerinde Kullanıyor Ekran teknolojisi ve uygun fiyatlı birinci sınıf akıllı deneyimler konusunda lider olan TCL, geliştirilmiş NXTPAPER teknolojisine sahip yeni cihazlarını duyurdu. Yeni bir tablet ve TCL’in ilk 2’si 1 arada ayrılabilir dizüstü bilgisayarı da dâhil olmak üzere yeni ürün kategorilerinde de kullanılan öncü ekran teknolojisi, artık daha da fazla TCL cihazında çarpıcı görselleri kullanıcılara sunuyor. Geliştirilmiş NXTPAPER ekran, önceki modele göre yüzde 100’e kadar daha fazla parlaklık sağlıyor. Diğer normal ekranların aksine, NXTPAPER’ın kâğıt benzeri bir görüntü kalitesi sunan ekranı mavi ışığı yüzde 61’e kadar filtreleyerek parlaklığın göz sağlığını etkilemesini önlüyor. Ekran; keskin görüntüleri, canlı renkleri, derin kontrastı ve kullanıcıların bir TCL ekrandan beklediği doğal hareketi korurken gözlerin sağlıklı kalmasını sağlıyor.  TCL Communication CMO’su Stefan Streit yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Tüketiciler ekran karşısında daha fazla zaman geçirdikçe göz bakımını destekleyen teknolojiler de son derece önemli hale geldi. Göz bakımı çözümlerimizi yenilemek için tüketici geri bildirimlerinden yararlanıyoruz. Bu nedenle TCL olarak, NXTPAPER’ı daha fazla cihaza getiriyor, böylece daha fazla insanın göz sağlığından ödün vermeden inanılmaz görselleri deneyimleyebilmesini mümkün kılıyoruz.” TCL NXTPAPER 12 Pro – Eğlence ve iş için verimli ve taşınabilir bağlantıTCL NXTPAPER 12 Pro, geliştirilmiş NXTPAPER ekran teknolojisini kullanan devasa 12,2 inç 2K ekrana sahip birinci sınıf çerçevesiz bir tasarıma sahip. Normal bir 16:9 ekrana göre yüzde 18’in üzerinde daha fazla içerik sunan 3:2 en boy oranıyla TCL NXTPAPER 12 Pro, kullanıcıları gerçekten sürükleyici bir ekranla büyülüyor. İster yeni bir roman okuyun ister birden fazla uygulama kullanın veya bir film izleyin, TCL NXTPAPER 12 Pro daha fazlasını görüntülüyor, daha hızlı çalışıyor ve sınırsız bir şekilde oyunlar oynamanızı sağlıyor. Ağırlığı 600 gram olan bu hafif ve ince tabletin taşınması veya kucağa yerleştirilmesi kolay olduğundan uzun yolculuklarda spor karşılaşmalarını veya aksiyon dolu filmleri rahatlıkla izleyebiliyorsunuz. Hareket halindeyken çalışmak için de mükemmel olan TCL NXTPAPER 12 Pro, not almak için sorunsuz bir şekilde bölünmüş ekrana geçmenize veya PC modunda bir sunuma odaklanmanıza olanak tanıyan mükemmel bir çoklu görev aracı olarak da kullanılabiliyor. Tablette kullanılan güçlü 8000mAh pil, diğer cihazları ters şarj etme yeteneğine de sahip. Yolda film izlerken veya havaalanında beklerken akıllı telefonlarınızı veya kulaklıklarınızı şarj edebiliyorsunuz, gitmeniz gereken yere vardığınızda enerji de sizinle geliyor. TCL BOOK X12 Go – Sınırsız yaratıcılık ve üretkenlikten asla ödün vermeyinGeliştirilmiş NXTPAPER teknolojisi, TCL’in ilk 2’si 1 arada ayrılabilir dizüstü bilgisayarı TCL BOOK X12 Go’da da kullanılıyor. NXTPAPER 12 Pro gibi TCL BOOK X12 Go da 3:2 en boy oranına ve taşınabilir, hafif bir tasarıma sahip olup düşük mavi ışıklı 12,2 inç 2K ekranla geliyor. Cihazın yenilikçi 2’si 1 arada yapısı esnek yaşam tarzlarına mükemmel uyum sağlıyor. Ayrılabilir klavye, yazı yazanlar için geleneksel bir PC kurulumuna imkân tanırken klavye çıkarıldığında ince TCL BOOK X12 Go tablet olarak da kullanılabiliyor. Bu özellikler ile cihaz çok yönlü bir kullanım imkânı sağlıyor. Çoklu ekran kullanımı sayesinde projeleri sadece tek bir ekranda yönetmenin ötesine geçebilir, dosyaları başka cihazlarla paylaşabilir ve ekranlarına yansıtabilirsiniz. TCL BOOK X12 Go, sınırsız yaratıcılık ve üretkenlik için üretildi, bu nedenle profesyoneller veya yaratıcı kişiler fikirlerini hayata geçirmekten asla taviz vermek zorunda kalmayacak. Önceden yüklenmiş Windows 11 Home ile takvimlerin, e-postaların ve belgelerin kullanımı daha da kolaylaşıyor. Verimli Qualcomm Sekiz Çekirdekli Snapdragon® 7c Gen 2, TCL BOOK X12 Go’nun gün boyunca her işin üstesinden gelmesini sağlarken uzun ömürlü pili tek bir şarjla 14 saate kadar güç sağlıyor. NXTPAPER 12 Pro’da olduğu gibi, TCL BOOK X12 Go’nun NXTPAPER ekranı da zahmetsiz bir yazma deneyimi sağlayan dokunsal bir his yaratıyor. Ekranda, lekelerden ve parmak izlerinden arındırılmış parmak izi önleyici cam bulunuyor, bu cam nano-kimyasal malzeme kaplaması sayesinde pürüzsüz ve sağlam kullanım imkânı sunuyor. Böylece E-Pen* yüzeyde hassas ve kolay bir şekilde kullanılabiliyor.

TCL, CES 2023’te Çığır Açan Artırılmış Gerçeklik Gözlüklerini Tanıttı  TCL RayNeo X2; kullanıcılar, cihazlar ve gerçek dünya arasında daha derin bir bağlantının kilidini açan gerçek bir akıllı giyilebilir deneyim sunuyor.  Ekran teknolojisinde ve uygun fiyatlı, birinci sınıf akıllı deneyimlerde öncü olan TCL, CES 2023’te TCL RayNeo X2 artırılmış gerçeklik (AR) akıllı gözlüğünün lansmanını yaptı. Devrim niteliğindeki bu gözlük, kullanıcıların benzersiz AR deneyimleri yaşamasını sağlayacak şekilde bir dizi yeni interaktif özelliğin yanı sıra öncü binoküler tam renkli Micro-LED optik dalga kılavuzlu ekranlardan da yararlanıyor. TCL RayNeo CEO’su Howie Li yaptığı açıklamada şunları söyledi: “TCL RayNeo olarak dünyanın ilk binoküler tam renkli Mikro-LED optik dalga kılavuzlu AR gözlüğünü yarattık. RayNeo’nun geliştirdiği bu gözlük; üst düzey teknolojiden, stilden veya kullanım kolaylığından ödün vermediği için giyilebilir AR alanında gelecekteki yeniliklerin çıtasını belirleyecek. RayNeo X2, AR gözlüklerinin yeni sınırı ve biz daha yeni başlıyoruz.”  Takılabilir bir gözlük tasarımı ile gelen gerçek AR TCL RayNeo X2, dünyada AR gözlüklerde binoküler tam renkli Mikro-LED optik dalga kılavuzu ekranının kullanıldığı ilk ürün olması ile dikkatleri üzerine çekiyor. AR gözlüklerinin teknik özelliklerden ödün vermeden geleneksel gözlükler gibi görünmesi önündeki sektörel zorluğun üstesinden gelen TCL RayNeo X2, akıllı navigasyon ve otomatik çeviriden fotoğrafçılığa ve müzik çalmaya kadar güçlü hepsi bir arada asistan özellikleri sunarken günlük kullanım için ince ve hafif bir çerçeveye sahip. 100.000:1’e varan yüksek kontrast oranı (CR) ve 1.000 nit’e varan olağanüstü görüntü parlaklığının da bulunduğu önemli ekran yükseltmeleri, gelişmiş görsel efektler oluşturarak AR gözlüklerini hem iç hem de dış mekânda kullanım için ideal hale getiriyor. Gezmenin ve bağlantı kurmanın dönüştürücü yollarıQualcomm Snapdragon® XR2 platformundan güç alan TCL RayNeo X2, kullanıcıların dünyayı yeni ve heyecan verici şekillerde görmelerini sağlayan en üst düzey AR teknolojilerinden yararlanıyor. TCL RayNeo X2’nin akıllı GPS navigasyon sistemi, hareket tanıma ile birlikte eş zamanlı yerelleştirmeyi ve haritalamayı (SLAM) da kullanıyor. Haritalama özelliği, siz hareket ettikçe yakındaki önemli noktaları göstererek yürüyüşlerinizi ve bisiklet ile gezintilerinizi keyifli şehir keşiflerine dönüştürüyor. Ayrıca, TCL RayNeo X2’nin Bluetooth destekli ekran üzeri mesaj ve çağrı bildirimleri, seyahat ve hareket halindeyken, nereye giderseniz gidin sizi güncel tutuyor. TCL RayNeo X2 dil engellerini de yıkıyor ve bağlantı kurmak için yeni yollar açıyor. Yapay zekâ çevirisi birden fazla dili gerçek zamanlı olarak çeviriyor. Bu AR gözlükler, yüze yüzde yapılan konuşmaları otomatik olarak algılıyor ve konuşmaları ekran üzerinde gösterilen alt yazılar biçiminde farklı dillere çeviriyor.  Bu özelliği, gözlüğü iş bağlantıları kurmak ve yurt dışına seyahat etmek isteyenler için mükemmel bir cihaza dönüştürüyor. Çeviri özellikleri, kullanıcı için sürükleyici dil öğrenme deneyimleri yaşatıyor. Üst seviye içerikler oluşturun TCL RayNeo X2, kullanıcıları yeni eğlence biçimlerini keşfetmeleri için özgürleştiriyor. Eller serbest entegre kamera, kullanıcıların kendilerine has birinci şahıs görünümünden fotoğraf, video ve hızlandırılmış çekim yapmalarına olanak tanıyarak yeni içerik tarzları üretmelerini sağlıyor. Görüntü sabitleme gibi akıllı özellikler, sarsıntıları ve hareketleri azaltıyor ve otomatik gece modu karanlıkta bile canlı anların yakalanmasını mümkün kılarak her seferinde mükemmel çekim yapılmasına yardımcı oluyor.     Gözlük üzerinde kaydedilen görüntüler, akıllı telefonlara kolayca aktarılabiliyor. Bu da yeni keşifleri sosyal medyada arkadaşlarınızla paylaşırken oldukça kullanışlı oluyor. Ayrıca, müziğinizi benzersiz “fısıltı modunda” dinleyerek “kendinize ayırdığınız zamanın” keyfini çıkarabiliyorsunuz, bu mod sayesinde dinlediğiniz sesin dışarıdan duyulması etkili bir şekilde önlenirken gizliliğiniz de korunuyor. Yeni bir AR ekosistemi ortaya çıkıyorTCL RayNeo, AR inovasyonuna olan bağlılığının bir kanıtı olarak, 2023 yılının ilk çeyreğinde yenilikçi geliştiricileri AR gözlükleri için yaratıcı, kullanıcı odaklı özellikler geliştirmeye çağıran bir geliştirici projesi de başlatacak. TCL bu proje ile RayNeo X2’yi daha etkileyici özelliklerle daha da geliştirmeyi, AR uygulamalarını ve hayal gücünü bir üst seviyeye taşımayı hedefliyor. Howie Li konuyla ilgili olarak da şunları aktardı: “TCL RayNeo X2’nin piyasaya sürülmesiyle birlikte, kullanıcılarımıza zengin içerik ve ilgi çekici hizmetler sunmak için işlek ve kapsamlı bir AR ekosistemi oluşturmayı hedefliyoruz. Bunlar arasında ekibimiz tarafından geliştirilen bir dizi orijinal AR oyunu da yer alıyor.” Akıllı giyilebilir ürünlerle XR deneyimlerinde devrim yapıyorÖte yandan CES 2023’te TCL NXTWEAR S giyilebilir ekran gözlükleri de ABD pazarına giriş yapıyor. Son tüketiciler için geliştirilen şık XR gözlüğü, çarpıcı bir ekran ve ses kalitesi yükseltmeleriyle birlikte geliyor. Dört metre uzaklıkta 130 inç büyüklüğe eş değer yüksek çözünürlüklü izleme ortamı sunan yeni nesil çift 1080p Micro OLED ekranı ve benzersiz akustik faz önleme modu ile her yerde, her zaman sinematik bir görsel-işitsel deneyim sunuyor. TCL NXTWEAR S’ten TCL RayNeo X2’ye kadar uzanan bu yenilikçi ürünler serisi, TCL Electronics tarafından desteklenen ve AR inovasyonunda sektör lideri olan TCL RayNeo’nun güçlü araştırma ve ürün geliştirme yeteneklerini ortaya koyuyor.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Ekonomi-teknoloji, kültür-sanat, sağlık, eğitim haberleri (15.04.2024)

Şarj Edilebilir Hibrit BYD SEAL U DM-i Lansmana Özel Cezbeden Fiyatı ile Avrupa’dan Önce Türkiye’de …