Ekonomi-teknoloji, kültür-sanat, sağlık, eğitim haberleri (15.04.2024)

Şarj Edilebilir Hibrit BYD SEAL U DM-i Lansmana Özel Cezbeden Fiyatı ile Avrupa’dan Önce Türkiye’de Satışa Sunuldu 

Dünyanın lider elektrikli araç üreticisi BYD, yeni modellerini Türkiye’de sunmaya devam ediyor. Dünyanın ilk seri üretim şarj edilebilir hibrit modelini 2008 yılında pazara süren BYD’nin D-SUV segmentindeki şarj edilebilir hibrit modeli BYD SEAL U DM-i, lansmana özel 2.090.000 TL’lik fiyatıyla BYD bayilerinde yerini aldı.

Avrupa pazarından önce Türkiye’de satışa sunulan BYD SEAL U DM-i; etkileyici tasarımı, ileri teknolojisi, yüksek performanslı sürüşü, geniş yaşam alanı ve uzun sürüş menziliyle öne çıkıyor. En yüksek donanıma sahip Design paketiyle Türk tüketicisinin beğenisine sunulan BYD SEAL U DM-i, zengin standart donanımlarıyla farkını ortaya koyuyor.

Markanın D-SUV hibrit modeli BYD SEAL U DM-i, standart donanımında LED ön farlar ve LED fren lambaları, 19 inç alüminyum alaş­ımlı jantlar, panoramik cam tavan, 10 hoparlörlü Infinity ses sistemi, ön cama yansıtılan renkli bilgi ekranı (head-up display), 15,6 inç elektrikli dönebilir dokunmatik multimedya ekranı, 360 derece panoramik görüş kamerası, elektrikli ayarlanabilir havalandırmalı ve ısıtmalı ön koltuklar gibi özelliklerle birlikte sunuluyor.

Türkiye’nin tek DC şarj özelliği olan 1.080 kilometreye kadar menzile sahip şarj edilebilir hibriti

Şarj edilebilir hibrit BYD SEAL U DM-i, BYD markasının yenilikçi Super DM (Dual Mode) teknolojisini kullanıyor. Bu sayede yüksek performansı, yüksek verimliliği ve konforu bir arada sunan premium SUV, dört silindirli 72 kW’lık 1.5 litrelik benzinli motoru, 145 kW’lık elektrikli motorla kombine ediyor. BYD’nin 8 yıl/200.000 km garanti sunan, öncü Blade Batarya teknolojisini kullanan BYD SEAL U DM-i, Türkiye’nin tek DC şarj özelliği olan şarj edilebilir hibriti olma özelliğini taşıyacak. 18.3 kWsa kapasitesiyle birlikte WLTP ölçümlerine göre ortalama sadece elektrikli motoru ile 80 kilometrelik elektrikli sürüş menzili sunuyor. Aracın kombine olarak menzilinin 1.080 kilometre olması, şarj edilebilir hibrit BYD SEAL U DM-i modelini konforlu bir uzun yol otomobili haline getiriyor. Modelin 18 kW DC hızlı şarjı destekleyen bataryası da rakiplerinden ayrışmasını sağlıyor. DC hızlı şarjı kullanarak otomobilin bataryasını %30’dan %80 doluluğa ulaştırmak sadece 35 dakika sürüyor. Her koşulda yüksek performans sunan BYD SEAL U DM-i, 0-100 km/s hızlanmasını 8.9 saniyede tamamlıyor. BYD SEAL U DM-i, WLTP normlarında 0.9 lt/100 km ağırlıklı karma tüketim ortalamasıyla oldukça yüksek verimlilik sunuyor. 

Premium detaylar ve yüksek teknoloji

‘Okyanus Estetiği’ tasarım dilini taşıyan BYD SEAL U DM-i, dinamik görünümü ve markanın yeni tasarım diliyle dikkat çekiyor. Güçlü omuz çizgileri ve şık tavan çizgisiyle sportif görünüme sahip bu yeni model, aynı zamanda araç kabininde de yüksek teknoloji, pratikliği ve konforu bir arada sunuyor. Yüksek kaliteli malzemeler ve işçiliğe sahip kabinde, markanın teknolojik DNA’sını yansıtan iki büyük dijital ekran yer alıyor. Tercihe göre yatay veya dikey formatta kullanılabilen 15.6 inç’lik elektrikli dönebilir multimedya ekranı ve birçok bilginin de yer aldığı 12.3 inç’lik sürücü göstergesi her şartta kolay kullanım sağlıyor.

Sınıfının en uzun ve en geniş araçlarından biri olan BYD SEAL U DM-i, 4.775 mm uzunluğa, 1.890 mm genişliğe ve 1.670 mm yüksekliğe sahip. 2.765 mm aks aralığı ve düz zemin tasarımı sayesinde arka yolcular için bol miktarda diz mesafesi sunarken tüm yolcular için eşsiz bir yaşam alanı sunuyor. Buna ek olarak 552 litrelik bagaj hacmi arka koltuklar katlandığında 1.440 litreye çıkıyor.

BYD’de yüksek güvenlik standartları

BYD her modelinde olduğu gibi bu yeni modelinde de yüksek güvenlik standartlarından ödün vermedi. Sınıfındaki en güvenli araçlardan biri olarak tasarlanan BYD Seal U DM-i, Gelişmiş sürücü destek sistemlerine sahip premium SUV, Ön Çarpışma Uyarısı, Otonom Acil Durum Freni, Adaptif Hız Sabitleme Sistemi, Arka Çarpışma Uyarısı, Şerit Takip Asistanı, Şerit Değiştirme Asistanı, Trafik İşareti Algılama Sistemi ve Akıllı Hız Limiti Kontrolü gibi birçok sistemle donatıldı.

TÜRKİYE’DE YHT KONFORUNUN BAŞLANGIÇ GÜZERGAHI

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Mart 2009’da Ankara-Eskişehir hattında hizmet vermeye başlayan yüksek hızlı tren işletmeciliğinin şu an 11 ilde yolcu taşıdığını belirterek, “Nüfusun yüzde 35’ine doğrudan, yüzde 54’üne ise bağlantılı olarak YHT konforunu sunabiliyoruz. İlk göz ağrımız Ankara-Eskişehir hattında da açılışından bu yana tam tamına 20 milyon 419 bin 448 yolcu taşındı. Sadece geçen yıl taşınan yolcu sayısı 641 bin 657’e ulaştı. Bu rakamlar bile ne vatandaşlarımızın konforu için kadar doğru bir yatırım yaptığımızın kanıtıdır” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, son 22 yılın demiryollarında önemli atılımlar dönemi olduğunu ifade ederek Türkiye’nin dünyada yüksek hızlı trene sahip olan 8’inci ülke olduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin dört bir yanını hızlı tren hatlarıyla bağladıklarını vurgulayan Uraloğlu, “22 yıl içerisinde demiryollarına yaptıkları yatırım tutarının 57 milyar doları buldu. Özellikle hızlı tren altyapımız ile Türkiye dünyanın en iyi demiryolu altyapılarından birine sahip oldu. 13 Mart 2009’da Eskişehir-Ankara hattı ile ülkemizde ilk Yüksek Hızlı Tren ile tanışan şehir Eskişehir oldu. Ankara ile Eskişehir arasında başlayan yüksek hızlı tren işletmeciliği, Ankara-İstanbul, Ankara-Konya, Konya-Eskişehir, İstanbul-Konya, Konya-Karaman ve elbette son olarak geçen yıl hizmete aldığımız Ankara-Sivas-Ankara güzergâhlarında devam ediyor. Şu anda hızlı tren hatlarımız 11 şehre doğrudan, 9 şehre ise bölgesel ve otobüs bağlantılarıyla dolaylı hizmet vererek ülkemiz nüfusunun yüzde 35’ine doğrudan, yüzde 54’üne bağlantılı olarak ulaşıyor” dedi.

“Seyahat Süresini 1 Saat 25 Dakikaya Düşürdük”

Hızlı tren hatlarının vatandaşlara tarafından hızının yanı sıra konforu nedeniyle de tercih edildiğini belirten Uraloğlu, “Hızlı tren hatlarımız doğrudan ulaştığı şehirlere rahat, konforlu ve çok hızlı ulaşım imkanı sunuyor. YHT’ler ile otobüs bağlantısıyla; Bursa, Antalya, Manavgat, Alanya, Adana ve Mersin’e kombine taşımacılık yapılıyor” dedi. Bakan Uraloğlu, Ankara-Eskişehir hattının ilk hizmete giren YHT hattı olması nedeniyle Türkiye’nin “gözbebeği” olduğunu vurgulayarak, “Hizmete alındığında Ankara Eskişehir arası karayolu ile yaklaşık 4 saat sürüyordu. Bu seyahat süresini 1 saat 25 dakikaya düşürdük. Halen Ankara-Eskişehir arasında 2+2 olmak üzere günde karşılıklı 4 sefer yapıyoruz. Aynı zamanda Ankara İstanbul YHT’lerde bu hatta hizmet veriyor. Ankara-Eskişehir hattında açılışından bu yana 05 Nisan 2024 tarihine kadar tam tamına 20 milyon 419 bin 448 yolcu taşındı. Sadece geçen yıl taşınan yolcu sayısı 641 bin 657’e ulaştı. 2023 yılında her Ankara-Eskişehir yüksek hızlı treni ortalama bin 758 yolcu taşıdı. 2024 yılında ise 5 Nisan’a kadar toplam yolcu sayısı 78 bin 575’e ulaştı ve her Ankara-Eskişehir yüksek hızlı treni ortalama bin 455 yolcu taşıdı. Bu rakamlar bile ne vatandaşlarımızın konforu için kadar doğru bir yatırım yaptığımızın kanıtıdır” diye konuştu.

“Vatandaşımız Bu Konfordan ve Bu Hızdan Memnun Kaldı”

Bakan Uraloğlu, hızlı, konforlu ve güvenilir hizmetiyle öne çıkan YHT’lerin yaptığı her seferin neredeyse tam dolu olarak hareket ettiğine işaret ederek, “Her gün yaklaşık 35-40 bin kişi YHT konforuyla seyahat ediyor. YHT artı otobüs ya da YHT artı tren bağlantısıyla gerçekleştirilen kombine taşımacılıklarımızı bile önemli oranda zaman tasarrufu sağlıyor. Bu nedenle YHT hatları çok yüksek oranda tercih ediliyor. Vatandaşımız bu konfordan ve bu hızdan çok memnun kaldı.  Çünkü YHT hatları ile seyahat etmek şehir içinde seyahat etmekten daha hızlı ve daha konforlu hale geldi” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin En İyi İşverenleri™ Listesi’nde geri sayım başladı! En İyiler 25 Nisan’da Açıklanıyor

İş yeri kültürü ve çalışan deneyimi konusunda uzman küresel otorite olan Great Place To Work®’ün analizleri sonrasında her yıl açıklanan ve global çapta 170’ten fazla ülkede olduğu gibi 2013 yılından bu yana da ülkemizde açıklanan Great Place To Work En İyi İşverenler™ 2023 Türkiye listesi – 25 Nisan 2024 tarihinde gerçekleştirilecek coşkulu bir ödül töreni ile açıklanacak.

2023 Ocak ve 2024 Şubat tarihleri arasında – farklı sektörlerdeki ve büyüklüklerdeki organizasyonların değerlendirmelere katıldığı ve şirket çalışanlarının iş yeri kültürleri içerisindeki deneyimini ölçümleyen Trust Index™ anketine dahil olan 600’ün üzerinde şirket ve 170.000’den fazla çalışanının cevaplarıyla oluşan analizlerde Great Place To Work harika iş yeri standardını sağlayarak Harika İş Yeri Sertifikası almaya hak kazanan şirketlerin değerlendirmeye alındığı liste, bu yıl – çalışan sayısına göre altı kategori üzerinden açıklanacak. Harika İş Yeri Sertifikalı şirketlerin arasından iş yeri deneyiminin çalışanların organizasyondaki görevlerine, daha önceki iş deneyimlerine veya organizasyonda geçirdikleri zamana, yaş ve cinsiyet gibi demografik farklılıklara bakılmaksızın; organizasyondaki herkesi kapsayan, tutarlı ve evrensel olarak harika tanımlanan bir deneyimi ifade eden Great Place To Work ForAll™ kriterlerinde en iyi performansı göstererek, pozitif çalışan deneyimini organizasyon içerisinde herkes için sürdürülebilir hale getiren şirketler “Türkiye’nin En İyileri” olmaya hak kazandı.

Eyüp Toprak: “Bir iş yerini harika yapan kâr değil, kârlı yapan harika olmasıdır”

Çalışan deneyiminin, organizasyonların uzun vadeli sonuçlarının tahmin edilmesinde kullanılan en güçlü göstergelerden biri olduğunu ve kurum kültürüne yatırım yapmanın, organizasyonları daha kârlı hale getirdiğini belirten Great Place To Work® Türkiye CEO’su Eyüp Toprak, “Great Place To Work® olarak organizasyonların çalışan deneyimini detaylı bir şekilde ölçümlediğimiz anket verileri, bir iş yerini harika yapan şeyin kâr olmadığını, ancak harika bir iş yerinin kârlılığı artırdığını ortaya koydu. İş yeri deneyimi istikrarlı şekilde olumlu seviyeye sahip olan çalışanların iş yerinde kalma olasılığı artarken, bu çalışanlar tükenmişlik sorunuyla daha az karşılaşıyor ve işleri için daha fazla çaba göstererek organizasyona daha yüksek inovasyon hızı kazandırıyor. Sonuçta da yüksek güvene dayalı kültüre sahip organizasyonlar 3.33 kata kadar daha fazla kâr elde ediyor. Bugün çalışan bağlılığı ve yeni yetenekleri çekme konusundaki zorluklar zirve noktasına ulaştı ve artık organizasyonlar, tüm dünyada olduğu gibi yetenek açığının, şirketlerin geleceğini etkileyen önemli bir süreç olduğunu kabullenmek zorundalar. Tüm bu koşullar altında yeni yetenekleri çekebilmek ve mevcutları elde tutabilmek, sürdürülebilir bir gelecek için büyük önem arz ediyor. İş yerleri şimdiye kadarki en çok çeşitliliği barındırıyorlar ve artık eskisi gibi herkese uyan tek bir yönetim tarzının uygulanması mümkün değil. Bu nedenle Great Place To Work® Sertifikası™’nı potansiyel yetenekler için bir çekim merkezi olarak değerlendirmek gerekiyor. Bugüne kadar birlikte hareket ettiğimiz organizasyonlar, bu avantajın farkında ve kurum kültürlerini bu doğrultuda oluşturup güncel tutuyorlar.” diyor.

Great Place To Work® Sertifikası™ organizasyonlara global çapta tescil imkânı sunuyor

Great Place To Work®, farklı büyüklük ve sektörlerdeki organizasyonlara 30 yıldan fazla süredir harika bir iş yeri olmaları ve kendilerini geliştirmeleri konusunda ölçümler yaparak araştırma ve danışmanlık hizmeti veriyor. Bu bağlamda Great Place To Work®, çalışanların mevcut iş yerlerindeki deneyimine odaklanan Trust Index™ anketi ve Culture Audit™ uygulaması ile organizasyondaki iş yeri deneyiminin herkes için tutarlı bir şekilde pozitif olduğunu tanımlayan Great Place To Work For All metodolojisiyle -organizasyonların çalışanlarının mevcut deneyimlerini ölçümlüyor, raporluyor ve yol haritaları çıkartıyor.

Ayrıca Great Place To Work® Sertifikası™ sahibi her organizasyon, harika bir iş yeri olduğunu tescilleyen sertifikasyon rozetinin sahibi oluyor ve bu logoyu, yani başarısını, yıl boyunca çalışanları, iş ortakları, mevcut ve potansiyel müşterileri nezdinde çekim etkisi ve farkındalık oluşturmak için kullanıyor. Pek çok organizasyon, logoyu sosyal medya profillerine, e-posta imzalarına, iş ilanlarına, kurumsal web sitelerine, kariyer web sayfalarına ekleyerek pazarlama süreçlerine dahil ediyor.

Organizasyonların Great Place To Work®’ün 2025 yılında açıklayacağı Türkiye’nin En iyi İşverenleri™ listesine aday olabilmek için yıl içerisinde Sertifikasyon programı sürecine katılarak, Great Place To Work-Certified™ unvanı almaları gerekiyor.

Henüz 10 yaşında Kodlamada Dünya Sekizincisi Oldu
YAZILIM TUTKUNU İLKOKUL ÖĞRENCİSİNDEN KÜÇÜK YAŞTA BÜYÜK BAŞARI
TED Ankara Koleji Vakfı Özel İlkokulu 4. sınıf öğrencisi Ece Şen, 4. Uluslararası STEM Olimpiyatlarında kodlama kategorisinde dünya sekizincisi olarak büyük bir başarıya imza attı. Ece’nin yeni hedefi temmuz ayında Hollanda’da düzenlenecek olan büyük finalde kodlama alanında altın madalya almak.
Ülkemizde son yıllarda kodlama ve robotik alanlarında nitelikli eğitime verilen önemin sonuçları alınmaya başlandı. Türk gençlerinin ve çocuklarının kodlama alanındaki uluslararası başarıları artarak devam ediyor. Bu başarıların son örneği TED Ankara Koleji Vakfı Özel İlkokulu öğrencisi Ece Şen’in başarısı oldu.
4. Sınıf öğrencisi olan 10 yaşındaki Ece Şen, 4. Uluslararası STEM Olimpiyatlarında, kodlama kategorisinde dünya sekizincisi oldu. Küçük yaşında büyük bir başarı elde eden Ece, ailesini ve okulunu gururlandırırken, gelecek için de ciddi ümit verdi.
Kodlamaya babasının yönlendirmesiyle henüz beş yaşında başladığını açıklayan Ece Şen, ilk olarak legodan robotlar yaptığını, sonrasında Scratch ve Python kodlamasını öğrendiğini söyledi. STEM Olimpiyatlarına da babasının ve öğretmeninin teşvik etmesi ile katıldığını kaydeden Ece, yarışma süreciyle ilgili şu detayları verdi:
“Kendimi denemeyi çok seviyorum. Bu olimpiyatları da önce babam araştırdı ve buldu. Öğretmenlerim de katılmam için teşvik etti. İlk sınav zordu ama geçtim. İkinci sınavda 60 dakika içinde 30 soru vardı. Sorular kolaydan zora doğruydu. Soruları en hızlı ve en doğru şekilde yapanlar kazanıyordu. Sonuçları her gün kontrol ediyordum. Dünyada ilk ona girdiğim için çok heyecanlandım. Ailem, öğretmenlerim ve arkadaşlarım da benimle gurur duydular. Herkes bana ‘Bravo Ece’ diyordu. Çok güzel bir histi. Bilişim teknolojileri öğretmenim Özden Yılmaz ve sınıf öğretmenim Buket Alp Aslantekin’e teşekkür ederim. Çünkü beni her zaman çok desteklediler.”
Yazılım tutkunu Ece Şen, yeni hedefinin 10-16 Temmuz tarihleri arasında Hollanda’nın Hague kentinde düzenlenecek olan büyük finalde altın madalya almak olduğunu kaydetti. Okulunda Bilim ve Teknoloji Haftası’nda görme engelliler için kameralı özel şapka tasarlayan Ece, mayıs ayındaki Bilim Şenliği için ise Yenilenebilir Enerjili Ev Projesi hazırladığını da açıkladı. Okulunun Bilişim Kulübü’nün de üyesi olan başarılı öğrenci, yazılım dışında voleybol ve kitaplarla ilgilendiğini söyledi.
İnsansı robotlar alanında çalışmayı hedefliyor
Ece, örnek aldığı yazılımcıları ise şöyle açıkladı; “Yazılım sektöründe ChatGPT’yi geliştiren OpenAI’nin CEO’su Mira Murati ile Ndvia şirketi kurucusu Jensen Huang’ı idol olarak görüyorum. İkisi de hayatlarındaki zorlukları aşıp, çok çalışmalarının meyvelerini toplamışlar.”
Gelecekte yazılım mühendisliği eğitimi almaya şimdiden karar veren başarılı ilkokul öğrencisi, sonrasında kendi şirketini kurarak robotlar üzerine çalışmalar yürütmeyi planladığını ifade etti. 10-15 yıl sonra robotların günlük hayatta ve iş hayatında daha çok yer alacağını düşünen Ece Şen, sözlerine şöyle son verdi:
“Gündeme bakınca insansı robotları çok görüyoruz. Bazı işler gelecekte kalmayacak. Ben henüz on yaşındayım. Yirmili yaşlarıma geldiğimde robotlar günlük hayatta çok daha fazla kullanılacak. Bu tür robotlar yapan firmalar çok başarılı olacak. O yüzden insanları zorlayan işlerde robotları kullanmayı planlıyorum. Askerlik, polis, itfaiye, arama kurtarma alanlarında robotların kullanılması gerektiğini düşünüyorum.”
“Üst düzey analitik zekaya ve düşünme beceresine sahip”
Ece’nin öğretmenleri arasında yer alan Bilişim Teknolojileri Öğretmeni Özden Yılmaz, öğrencisinin uluslararası başarısını şöyle değerlendirdi: “Sevgili Ece ile birinci sınıfta tanıştığımızda yaratıcılığıyla dikkatimi çekti. Yazdığı yazılarda ve çizdiği resimlerde yaratıcı fikirlerle farklı ürünler ortaya çıkarmaya çalışıyordu. Daha sonra kodlama çalışmalarında problem çözme yaklaşımı, yaptığı yorumlar, sorulan sorulara verdiği cevaplarla üst düzey analitik zekaya ve düşünme becerisine sahip olduğunu gözlemledim. Ece’nin sanatçı ruhu ile analitik düşünme becerisini birleştirerek daha nice başarılı çalışmalara imza atacağını düşünüyorum.”

Türkiye’nin en kapsamlı çağdaş sanat etkinliği Artweeks Istanbul IX. Edisyonu için Geri Sayım Başladı!

Sanat tutkunlarının her yıl heyecanla beklediği Artweeks İstanbul’un 9. Edisyonu, Bilgili Holding ev sahipliğinde, 20-28 Nisan tarihleri arasında, UBS ana sponsorluğunda The Ritz-Carlton Residences, İstanbul B Blok’ta gerçekleşecek.

Farklı disiplinlerinden sanatçıları, koleksiyonerleri ve sanat tutkunlarını bir araya getiren Bilgili Sanat ve Sabiha Kurtulmuş tarafından düzenlenen etkinlik her yıl olduğu gibi İstanbul’u yine sanatın merkezi haline getirmeye hazırlanıyor. Bilgili Holding vizyonuyla hayata geçen, sanatseverlere Istanbul’un merkezinde sanatın büyülü dünyasını keşfedecekleri yeni ve çağdaş bir ortam sunan B Blok, 9. Edisyonu gerçekleşecek Artweeks Istanbul için yoğun bir hazırlık içinde.

Türkiye’nin önde gelen sanat galerilerinin yanı sıra, kurumsal ve özel koleksiyonların, müze koleksiyonlarının yer alacağı Artweeks Istanbul’un 9. Edisyonunda küratoryel projelere ayrılan “Storytellers” bölümü, Bilgili Sanat’ın projesi bağımsız sanatçıları bir araya getiren ONE Akaretler 101 adını taşıyan seçkisinin yer aldığı “Nexus” alanı ve İstanbul dışından katılan galerileriyle birçok yeniliğe imza atmaya hazırlanıyor. Zengin içeriği ve özel deneyimleriyle her yeni edisyonunda sanatseverlere büyüleyici bir ortam sunan Artweeks Istanbul’da tüm sergiler ve söyleşiler sanatseverlere açık ve giriş ücretsiz olacak.

Katılımcı galeriler arasında MERKUR Galeri, Martch Art Project, Anna Laudel, Sevil Dolmacı, Rıdvan Kuday Gallery, Ferda Art Platform, Gallery Kairos, Mine Sanat Galerisi, Ruzy, Collect Gallery, KUN Art Space, The Key Art Gallery, Artopol ve Frank Art Studio yer alırken, kurum sergileri olarak Bilgili Koleksiyonu ve Burhan Doğançay Müzesi ve Koleksiyonu olarak belirlendi.MT1012 markasıyla Artweeks Istanbul’da ilk kez yer alacak Murat Türkili’nin yanı sıra, solo gösterimlerde Barış Çavuşoğlu x Mercado x Bilgili Sanat, Sedef Gali, Antonio Consentino ve Haluk Akakçe Koleksiyon Sergisi gibi özel çalışmalar Artweeks Istanbul’un merakla beklenen projeleri arasında yer alıyor.

Storytellers bölümünde hikaye anlatıcılığını Beral Madra ve Levent Çalıkoğlu üstlenirken küratoryal projelerin de yer alacağı Artweeks Istanbul katılımcıları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Kültür AŞ’nin kamusal sergi alanı olan Taksim Sanat ve Dijital Deneyim Müzesi bulunuyor. Bilgili Holding ev sahipliğinde, lüks otomobil markası Lexus’un premium sponsoru olduğu Artweeks Istanbul 9. Edisyonunda Soho House Istanbul, Samsung, Atelier Rebul, Minoa, 49 Çukurcuma, Petra Roasting Co., Tepta, Jotun, Bundle, ArtDog Istanbul, Perfect Weekend Magazine, Cherie Flowers, Rido, Motta, Emfa, İkiel, Fenix, Ermas, Geberit, Beşiktaş Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ ile gerçekleştirilecek marka işbirlikleriyle de sanatseverlere özel deneyimler yaşatacak.

SUNUM Nanoteknolojide Büyümek İsteyen Start-Up’ları Destekleyecek

Yeşil Geleceğin Nano Mimarları: Daha Yeşil Bir Dünya İçin Yeni Fikirleriniz SUNUM Altyapısıyla Büyüyecek! Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji ve Araştırma Merkezi SUNUM, üçüncü kez hayata geçireceği Spin-SUNUM programıyla, sürdürülebilir ürün ve hizmet geliştiren start-up’ları, bir yıl boyunca “SUNUM” ile birlikte büyümeye davet ediyor.

SUNUM, nanoteknolojide büyümek isteyen ve bu alanda kendini geliştirmiş start-up’ları seçerek, onlara 1 yıl boyunca Ar-Ge ve altyapısından pazara erişime kadar pek çok konuda destekleyecek bir programı devreye alıyor. Nanoteknoloji üzerine odaklanmış start-up’ların başvurabileceği programla seçilecek start-up’lar, SUNUM ile iş birlikleri geliştirecek ve yatırımcılarla tanışma fırsatı da bulabilecek.

Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji ve Araştırma Merkezi SUNUM, “Sürdürülebilir İleri Malzeme Teknolojileri” odaklı “Spin-SUNUM” girişimiyle, nano-ölçekli teknolojilere dayalı yöntem ve süreci kullanan, ürün ve hizmet geliştiren start-up’lara katkı sağlayacak.

SUNUM, nano ölçekli teknolojilere sahip start-up’lara yönelik olarak kurguladığı programla 26 Nisan 2024 tarihine kadar büyümek isteyen start-up’lardan başvuruları toplayacak. Erken aşamalardaki sürdürülebilirlik temalı “Derin teknoloji-Deep tech” girişimlerinin belirlenen hizmetlerle destekleneceği program kapsamında oluşturulan kurul, ilk etapta bir ön eleme yapacak. Kurul elemesi sonrası seçilen 20 start-up’ın “Pitching” sunumlarını 14 Mayıs 2024 tarihinde gerçekleştirecek. 4 Haziran 2024 tarihinde ise açıklanacak finalistler arasından seçilecek 5 start-up, SUNUM bünyesinde 1 yıl boyunca altyapıdan araştırmacılara erişime kadar birçok alanda desteklenecek.

YATIRIMCILARLA TANIŞMA İMKANI

SUNUM Direktörü Prof. Dr. Fazilet Vardar Sukan desteklenip katkı verilecek start-up’ların, derin teknolojilere yatırım yapan yatırımcılar ile tanışma imkanı bulurken, 1 yıl boyunca fikirlerini geliştirebilmek ve daha gelişmiş prototipler üreterek verilerini doğrulamak için, SUNUM imkanlarından (cihaz, laboratuvar, teknik uzman vb) duruma göre ücretsiz ve/veya indirimli yararlanabileceğini belirtti.

Prof. Dr. Sukan programla ilgili şu açıklamada bulundu: “Spin-SUNUM girişimcileri aynı zamanda SUNUM İş ve Proje Geliştirme ekibi desteğiyle SUNUM araştırmacılarına erişebilecek ve iş birliği ile danışmanlık fırsatlarından faydalanabilecek. Böylece ürün geliştirme, SUNUM İş Ekosistemine erişim, büyük firmalar ve KOBİ’ler ile eşleşme ve iş birliği imkanına da sahip olabilecek. Seçilen start-up’lar kendi Ar-Ge altyapılarını oluşturmak için zaman ve kaynak harcamadan, mevcut imkanların desteği ile pazara daha hızlı ulaşma imkanı da bulacak.”

BAŞARILI BULUNANLARA 2 YIL DAHA DESTEK

TÜBİTAK ve Avrupa Komisyonu fonlarından yararlanmak için mentörlük de verilecek olan programda, start-up’ların görünürlüğünün artmasıyla beraber yatırımcı ve yeni ekip üyeleri bulabilme fırsatları yakalamaları da mümkün olacak. 1 yılın sonunda başarılı bulunan start-up’lar, 2 yıl daha bu hizmetlerden yararlanmaya devam edebilecek ve uygun görülenlere daha uzun soluklu iş birlikleri de teklif edilebilecek.

Programa başvurular, 26 Nisan tarihine kadar, https://panel.basinlistem.com/UrlRedirect.ashx?Mail=davutgulec@hotmail.com&MailID=35413257&url=https%3a%2f%2fsunum.sabanciuniv.edu adresi üzerinden doldurulacak başvuru formu ile yapılabilecek.

ÖNEMLİ TARİHLER:

Son başvuru: 26 Nisan 2024

Ön değerlendirme / eleme: 14 Mayıs 2024

Finalistlerin açıklanması: 4 Haziran 2024

Toyota Yenilikçi Teknik Merkeziyle Otomobil Gelişimine Öncülük Edecek

Dünyanın en çok tercih edilen otomobil markası olan Toyota, yeni teknik merkeziyle kalite, performans ve sürüş eğlencesi konusundaki iddiasını daha da ileriye taşıyacak. Toyota, “daha iyi otomobiller yapma ve sürekli gelişim” hedefini yansıtan Shimoyama Toyota Teknik Merkezi’nin yapımını tamamladı. Teknolojik tesiste yaklaşık 3 bin kişi görev alarak daha iyi otomobillerin geliştirilmesine katkı sağlayacak.

Toyota ve Okazaki şehirlerini birbirine bağlayan dağlık bir bölgede yer alan araştırma ve geliştirme tesisi, Shimoyama’nın doğal arazisiyle birlikte yeni teknolojileri bir araya getiriyor. Yeni Toyota modellerinin geliştirilmesine öncülük edecek tesiste, birçok doğal iniş-çıkış alanı, yüksek hız test pisti ve dünyanın birçok farklı bölgesindeki zorlu yolların simüle edildiği parkurlar bulunuyor.

Son teknolojiyle eksiksiz araç gelişimi tek bir çatı altında

Yeni modellerin rafine edildiği yeni teknik merkezde, araç geliştirme binalarının yanı sıra ziyaretçi binaları da inşa edildi. Son teknolojiye sahip Shimoyama’da, Toyota’nın üst düzey performansa sahip GR modelleri de geliştirilecek. Nürburgring Pisti’nin pit yoluna benzer bir bölüme de sahip olan merkezde, planlama, tasarım, mühendislik, prototip ve geliştirme dahil olmak üzere tüm çalışmalar tek bir çatı altında gerçekleştiriliyor. Araçlarla ilgili geliştirmeler ve ince ayarlar merkezin pistinde yapılıyor. Son teknolojiye sahip dijital ekipmanlarla birlikte gerçek araç gelişimi entegre edilerek daha da iyi otomobillere imza atılıyor.

Toyota, bu tesisi inşa ederken çevrenin korunmasına da önem verdi. 650 hektarlık toplam saha alanının yüzde 60’ı yeni oluşturulan yeşil alanların yanı sıra korunmuş ağaçlardan ve yeşilliklerden oluşuyor. Merkezde aynı zamanda çevrenin korunması üzerine yerel topluluklarda da etkileşim kuracak Çevresel Öğrenme Merkezi de kuruldu.

Gezegenin geleceği için teknoloji ve sürdürülebilirliğin önemi
TÜBİSAD’ın yüksek teknoloji dünyasının nabzını tuttuğu YouTube serisi TÜBİSAD Plus’ın yeni bölümü yayınlandı. Serinin 29’uncu bölümünde TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Ali Akarca ve TÜBİSAD Yönetim Kurulu Üyesi, e-LOGO Genel Müdürü Başak Kural Uslu KoçSistem’in sürdürülebilirlik programı “Yeşil Zeka”ya dair merak edilenleri konuştu.
TÜBİSAD Plus’un yeni bölümünde KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Ali Akarcae-LOGO Genel Müdürü Başak Kural Uslu’nun KoçSistem sürdürülebilirlik programı ”Yeşil Zeka” ile ilgili sorularını yanıtladı.
KoçSistem olarak “Yeşil Zeka” sürdürülebilirlik programını hayata geçirdiklerini belirten KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Ali Akarca; “Sürdürülebilirlik bilincinin, yeşil dönüşümün öneminin ve bu konudaki farkındalığın artmasıyla atılacak somut adımlarda teknolojinin başrolde olması kaçınılmaz. Bu nedenle sürdürülebilirliği günümüzde dijitalleşmeden bağımsız düşünmüyor; teknoloji ve sürdürülebilirliğin gezegenimiz için beraber çalışması gerektiğine inanıyoruz. Bu hedefle de “Yeşil Zeka” sürdürülebilirlik programımızı başlattık.  Bu çalışmalarımızı yeşilzeka.world web sitesinde topladık” dedi.
Sözlerine KoçSistem’in müşterilerinin sürdürülebilirlik çalışmalarına Iot, ileri analitik, bulut ve siber güvenlik teknolojileriyle destek olduklarını belirterek devam eden Mehmet Ali Akarca; “Sadece kendi sürdürülebilirliğimizi değil, müşterilerimizin sürdürülebilirliği için de çalışıyoruz. Örneğin yapay zeka ve bulut teknolojileriyle desteklenen Akıllı Su Kaynakları Yönetimi projesiyle Türkiye’nin köklü gıda üreticilerinden müşterimizin su ve elektrik tüketimini optimize etmeyi başardık. Kuyulardan su çekimi maliyeti ve debi yönetimi bu projelerde kritik önem taşıyor. Biz de sensörler sayesinde gerçek zamanlı verilerin bulut ortamına alınması ve yapay zeka algoritmasıyla desteklenmesi sağladık. Bu proje ülkemiz için örnek olacak bir sulama projesidir” şeklinde konuştu.
TÜBİSAD Atık Yönetimi Projesi çok önemli
TÜBİSAD Plus röportajında, her geçen gün kullanılan teknoloji cihazlarının ömrünün ve değişme hızının arttığını belirten Mehmet Ali Akarca, TÜBİSAD’ın Atık Yönetimi Projesi’nin de çok önemli olduğunu dile getiriyor ve TÜBİSAD gibi sektör derneklerinin bu konuda daha etkili olmalarını sağlamanın misyonları olduğunu söyledi.
TÜBİSAD’ın Atık Yönetimi Projesi’nin de oldukça önemli olduğunu dile getiren e-LOGO Genel Müdürü Başak Kural Uslu, “TÜBİSAD’da evlerdeki, iş yerlerindeki kullanım ömrü dolmuş cihazları topluyor ve yeniden tüketime geri dönmesini sağlıyoruz. Doğayı kirletmiyoruz. Dolayısıyla aslında hepimizin evimizden başlayarak neyi tükettiğimize, plastik kullanımımıza tekrar bakmamız lazım. Hepimizin gelecek nesillere dünyayı nasıl bırakacağımızla ilgili bir misyonu var” dedi.

Çocuklar Bayramın Tadını Kinder Joy’un 80’den Fazla Yeni Oyuncağı ile Çıkarıyor

Nefis sütlü kakaolu krema ve çıtır gofret toplarının eşsiz uyumuyla birlikte 80’den fazla oyuncağıyla yeni Kinder Joy, bu bayramda da çocukların mutluluğuna mutluluk katıyor.

Kinder Joy bu bayramda da içimizdeki ve etrafımızdaki çocukların en mutlu anlarına eşlik etmeye devam ediyor. Çocuklar bu bayramda Kinder Joy’un nefis sütlü kakaolu krema ve çıtır gofret toplarının lezzetiyle birlikte 80’den fazla oyuncağı ile hayal güçlerini harekete geçiriyor. Şimdi Dünyaca ünlü Natoons Hayvanları Koleksiyonunun da eklenmesiyle çocuklar hayvanlar alemini eğlenerek keşfediyor.

Bugünün mutlu çocuklarının yarının iyi yetişkinleri olacağına inanan Kinder, her yıl olduğu gibi bu yıl da Ramazan Bayramı’nı “Mutlu Bayramlar, Mutlu Çocuklar” sloganıyla kutluyor. Renkli ambalajlarıyla çocukların bayramına renk katıyor. Bu küçük keyifli dokunuşların ailecek büyük keyiflere dönüştürülebilmesi için Applaydu uygulamasını sunuyor. Applaydu uygulaması, dijitale taşınan Kinder Joy oyuncaklarıyla ailelerin keyifli anlar yaşamasını sağlıyor.

Bir tarafı eğlenceli sürprizli, bir tarafı eşsiz lezzetli Kinder Joy ile bu bayram kapılar eğlenceye açılıyor. Ayrıca, Bayrama özel olarak üretilen ve ilgiyle beklenen Kinder Surprise Maxi ve yarım metre uzunluğundaki Kinder Çikolata ile çocuklar bayramın en mutlu anlarını yaşayacak, büyükler de en sevilen olmanın keyfine varacak.

Çocuk olmak, 23 Nisan’ı anlamak

Çocuklarına bayram hediye eden ve bunu bütün dünyayla paylaşan ilk ve tek ülke olarak her yıl kutladığımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na sayılı günler kaldı. D&R, Atatürk’ün tüm dünya çocuklarına armağan ettiği bu önemli günün tüm detaylarını ve çocuklar için ne ifade ettiğini en iyi şekilde anlatan, birbirinden güzel kitap önerilerini ebeveynler ve öğretmenler için derledi. Ayrıca D&R’da 23 Nisan’a özel kitaplardan oyuncaklara kırtasiyeden çantalara sayısız bayram fırsatı sunuluyor.

Türkiye’nin en büyük kitap platformu D&R, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın anlam ve önemini anlatan kitapları, geleceğin mimarı çocuklar ve çocuklarının gelişimine önem veren ebeveynler ve öğretmenler için sıraladı. İşte o önemli günü, çocuklar için onların dilinde anlatan en iyi kitaplardan oluşan D&R seçkisi…

  • Cumhuriyet’in İlk Sabahı / Şermin Yaşar-İlber Ortaylı
  • Çocuklar İçin Nutuk / Mustafa Kemal Atatürk
  • Büyük Atatürk’ten Küçük Öyküler 1-2-3 / Süleyman Bulut
  • Çocuklar İçin Cumhuriyet / Kolektif
  • Gazi Mustafa Kemal Atatürk Çocuklarımıza Kurtuluş Savaşı’nı Anlatıyor
  • Kral Şakir-Geleceği Gören Atatürk! / Varol Yaşaroğlu
  • Mustafa Kemal’le Yolculuk / Mavisel Yener
  • Atatürk’ün İzinde / Zülfü Livaneli
  • Atatürk Karıncalar ve Çocuk / Süleyman Bulut
  • Cumhuriyet – Şiirlerle Öykülerle / Kolektif
  • Atatürk’ten Seçme Öyküler / Erdal Çakıroğlu
  • Cumhuriyetin Yıldızları 7: Barış Manço / Eda Bayrak
  • Cumhuriyetin İlk Çocukları / Renan Özdemir
  • Anadolu’nun Güneşi Mustafa Kemal Atatürk / Kerem Özakman
  • Tarih Yazan Komutanlar: Mustafa Kemal / Yusuf Güldür

Çocuklar daha çok okusun diye…

Tüm bu kitaplar ve daha fazlası D&R’da 23 Nisan’a özel fırsatlarla sunuluyor. Bütün kitaplarda ikinci ürüne yüzde 50 indirimin yanı sıra seçili eğitim ve test kitaplarında yüzde 50’ye varan indirimlerle birlikte seçili ithal kitaplarda sabit fiyat kampanyası bulunuyor.

Oyunsuz bayram olmaz!

D&R’da 20-23 Nisan tarihleri arasında 3 gün boyunca çocukların en sevdiği Barbie ve Hot Wheels oyuncaklarında yüzde 25 indirim var. Djeco markalı oyuncaklarda yüzde 60, Zilipoo markalı 3 boyutlu puzzle’larda yüzde 40 indirim olmak üzere daha birçok oyuncak markasında yüzde 50’lere varan indirimler bayram çocuklarını bekliyor.

Çocukların en sevdiği rengarenk kırtasiye ürünleri

Nisan ayı boyunca çocukların en sevdiği birbirinden renkli ve eğlenceli kırtasiye ürünlerinde, okul ve beslenme çantalarında yüzde 40’a varan indirimler tüm D&R’larda olacak. Ayrıca 1 alana 1 bedava ve 3 al 1 öde kampanyaları da mevcut.

UİB’İN MART AYI VE YILIN İLK ÇEYREĞİ İÇİN İHRACAT VERİLERİ AÇIKLANDI

Türkiye’nin Genel Sekreterlik bazında en fazla ihracat yapan ikinci birliği olan Uludağ İhracatçı Birlikleri’nin (UİB) 2024 yılı Mart ayı ihracatı, 3 milyar 356 milyon 270 bin dolar olarak gerçekleşti.

 UİB’in 2024 Mart ayı ihracat rakamları açıklandı. Mart ayındaki ihracatı 3.4 milyar dolar olan UİB’in, Ocak – Mart dönemi ihracat tutarı ise geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 5,39 artarak 9 milyar 495 milyon 189 bin dolar olarak gerçekleşti.

 Rakamları değerlendiren UİB Koordinatör Başkanı Baran Çelik, “Uludağ İhracatçı Birlikleri olarak küresel ekonomideki gelişmeler ile pazarlardaki riskleri ve talepleri yakından takip ediyoruz. İhracattaki yükselişimizi sürdürmek, ülke ekonomimize katkımızı sürdürmek için aralıksız çalışıyoruz” dedi.

OİB’in ihracatı Mart ayında 2.8 milyar dolar

 Mart ayında ihracatını 2 milyar 772 milyon 551 bin dolar olarak gerçekleştiren Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB), bu yılın ilk üç ayındaki ihracat toplamı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,74 oranında artarak 7 milyar 870 milyon 7 bin dolara ulaştı.

 UTİB’in ihracatı Mart ayında 127 milyon dolar oldu

 Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB), Mart ayında 127 milyon 273 bin dolar ihracata imza attı. UTİB’in yılın ilk üç aylık ihracatı ise 336 milyon 356  bin dolar olarak gerçekleşti.

 UHKİB’ten Martta 88.7 milyon dolar ihracat

 Mart ayı ihracatı 88 milyon 751 bin dolar olan Uludağ Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin (UHKİB), Ocak-Mart ihracatı da 238 milyon 956 bin dolar seviyelerinde gerçekleşti.

 UMSMİB’in ihracatı Mart ayında 26.3 milyon dolar

 Mart ayında, yüzde 47 artışla 26 milyon 305 bin dolar ihracat yapan Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin (UMSMİB), Ocak-Mart dönemi ihracat toplamı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29,45 artarak 68 milyon 305 bin dolar oldu.

UYMSİB’ten Mart ayında 12.1 milyon dolarlık ihracat

 Mart ayında, 12 milyon 120 bin dolar ihracat gerçekleştiren Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin (UYMSİB), ilk üç aylık ihracatı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19,58 oranında artarak 43 milyon 951 bin dolar düzeyine ulaştı.

Katılım Emeklilik 225 bin yeni sigortalıyı hedefliyor

Katılım esaslı sağlık sigortacılığına öncülük eden Katılım Emeklilik, sektördeki payını geçen yıl iki kat artırdı. Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, “2023’te sağlık sigortalarında yüzde 392 oranında prim artışı kaydederek en hızlı büyüyen şirket olduk. Katılım Emeklilik olarak 2024 yılı için sağlıkta hedefimiz yıl sonuna kadar 225 bin yeni sigortalıya ulaşmak” dedi. Katılım Emeklilik, branş hekimleriyle uzaktan görüntülü muayene imkanı sunan dijital muayene teminatlı yeni poliçeleri sigortalılarla buluşturuyor.

Katılım esaslı BES ve sigortacılıkta 10’uncu yaşını kutlayan Katılım Emeklilik, sağlık sigortalarında faizsiz ürünleri, uygun prim maliyetleri, ürün çeşitliliği ve kapsamlı ek asistans hizmetleriyle sigortalılardan her geçen gün daha fazla ilgi görüyor. Sağlık sigortalarında geçen yıl yüzde 392’lik bir büyüme ile sağlık sigortacılığının ilk 10 şirketi arasında en hızlı büyüyen şirket olduklarını belirten Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, “Katılım Sağlık markası altında yaklaşık 1 milyar TL’lik prim üretimine ulaştık. Katılım sigortacılığının sektördeki konumu ve pazar payı genişliyor. Katılım Emeklilik olarak sağlıkta 2024 hedefimiz yıl sonuna kadar 225 bin yeni sigortalıya ulaşmak” diye konuştu.

Katılım Emeklilik, her bütçeye uygun sağlık sigortaları portföyünü, dijital muayene teminatlı “4+4’lük” güvence sunan yeni poliçesiyle büyütüyor. “Sağlığınız da dört dörtlük olsun, keyfiniz de” mottosuyla sunulan yeni poliçe kapsamında sigortalılara, yatarak tedavilerde limitsiz teminatın yanı sıra yıl içinde 4 kez de ayakta tedavi teminatı sağlanıyor. Katılım Emeklilik’in dijital destekli bu yeni sigorta ürünü, branş hekimleriyle yılda 4 kez olmak üzere online muayene olma ve danışmanlık alma imkânı sayesinde sigortalıların sağlık hizmetine sıra beklemeden, bulundukları her yerden hızla ve kolayca ulaşabilmelerinin önünü açıyor.

Yaz tatilinde bile uzman hekimlere erişim imkanı

Katılım Emeklilik 4+4’lük sağlık sigortasına ek olarak sunduğu asistans hizmetleriyle de farkını ortaya koyuyor. Yılda bir kez diş bakım ve check-up hakkına sahip olan sigortalılar, 20 seans fizik tedavi ve sınırsız doktor, diyetisyen, psikolojik danışmanlık gibi hizmetlerden de poliçelerinin kapsadığı yıllık süre içinde ücretsiz faydalanma ayrıcalığını yaşıyorlar. Poliçe kapsamında, ülkemizde en sık rastlanan meme ve prostat kanseri gibi hastalıkların önlenmesinde çok önemli yeri olan mamografi ve PSA taramaları da 40 yaş üstü sigortalılara ücretsiz olarak sunuluyor.

Tam Katılım, Bireysel Özel, Yurt Dışı Seyahat, Gülümseten Tamamlayıcı Sağlık ve Acil Sağlık gibi farklı ihtiyaçlara yönelik ve her bütçeye uygun birçok poliçe planı ve tüm Türkiye’yi kapsayan geniş hizmet ağı ile katılımcıların sağlıklarına güvence oluyor. Dijital kanallar üzerinden sunulan ‘’4+4’lük’’ yeni muayene ve danışmanlık ürünü de, özellikle iş seyahatleri nedeniyle ya da yaz ayları süresince yaşadıkları şehirlerden ayrılan sigortalılar için alanında uzman branş hekimlerinden aldıkları sağlık hizmetinde sürekliliği sağlıyor.

Herkese ve her duruma uygun sağlık sigortaları

Sağlığınız için ihtiyaç duyacağınız her türlü tanı ve tedavi işlemlerinin, en seçkin sağlık kurumlarında mali kaygı duymadan karşılanması için Katılım Emeklilik’in sağlık sigortaları, ailenizin ve sizin hastane, tanı merkezi, eczane vb. sağlık kurumu ihtiyaçlarınızda her zaman yanınızda… Örneğin; Gülümseten Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nda diğer tüm TSS – ÖSS ürünlerimizde olduğu gibi diş bakım paketi, diyetisyen, psikolojik – tıbbi danışmanlık hizmetleri, 40 yaş üstü mamografi/PSA hizmetleri gibi ek hizmetler sunuluyor. Acil Sağlık Sigortaları ile acil durumlarda hızlı müdahale ve tedavi imkanı sunuyor. Acil Sağlık Sigortaları, ani hastalık veya kaza durumlarında mali yükü hafifletiyor ve sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırıyor. Ayrıca acil servis ziyaretleri, yoğun bakım tedavileri, ameliyatlar ve diğer tıbbi müdahaleler gibi acil durum hizmetlerini kapsıyor. Katılım Emeklilik’in geniş sağlık kurumu ağı ve etkin çözüm odaklı yaklaşımıyla, sağlık krizlerine karşı hazırlıklı olmak kolay.

La Fann, Koç Üniversitesi Hastanesi ve Amerikan Hastanesi’nde Konsept Mağazalarda Yerini Aldı

La Fann, kadın girişimcilerin kurmuş olduğu, iyi hissetmenin ve hissettirmenin önemini benimseyen, herkes için özel ve anlamlı hediye seçenekleri sunan bir koku & kişisel bakım markasıdır. Sadece kaliteli ve şık ürünleriyle değil, aynı zamanda Türk Eğitim Vakfı bünyesindeki fonla ülkemizdeki kız çocuklarının eğitimine destek veren bir iyilik projesinin de parçası olmasıyla değer taşımaktadır. La Fann, bu sosyal sorumluluk misyonuyla, her bir ürün satışıyla bir kez daha iyilik ve sevginin yayılmasını hedeflemektedir.

Vehbi Koç Vakfı çatısı altında yer alan Amerikan Hastanesi, 100 yıllık bilgi birikimiyle ve en güncel teknoloji ve yaklaşımlarıyla kalite odaklı sağlık hizmetleri sunmaktadır. Koç Üniversitesi Hastanesi ve Amerikan Hastanesi’nin bu köklü geleneği ve modern yaklaşımı, La Fann’ın sağlık ve iyilik odaklı ürünlerinin hastane konsept mağazalarındaki yerini daha da anlamlı kılmaktadır.

İyi hissettirmenin ortak paydasında Türkiye’nin önde gelen sağlık kuruluşlarıyla buluşan La Fann; Koç Üniversitesi Hastanesi ve Amerikan Hastanesi’nin içinde konumlanan konsept mağazalarında yerini aldı. Hastane ziyaretçileri, artık sevdiklerine ve kendilerine özel bir hediye seçme fırsatını hastane içinde bulabilecekler. La Fann’ın özenle seçilmiş ve kaliteli ürünleri arasında yerli ve yabancı hastalara hitap edebilecek kokularda ve yüksek kalitede kolonya, doğal banyo ürünleri, vücut bakım ürünleri ve ortam kokulandırma ürünleri gibi birçok seçenek bulunmaktadır. Bu ürünler, sadece bir hediye olmanın ötesinde, hastaların iyileşme süreçlerine olumlu bir katkı sağlamak üzere özenle seçilmiştir.

Hastane ziyaretçileri, La Fann’ın özel koleksiyonlarıyla sevdiklerine hastane içinde vakit geçirirken veya iyileşme sürecinde moral verme fırsatını değerlendirebilirler. Ayrıca, özel hediye paketleriyle şık şekilde için hazırlanan bu paketleri, geçmiş olsun dilekleriyle hastaların odalarına göndermek de mümkün.

Kokunun iyi hissettirme gücüne inanan La Fann, hastane ziyaretçilerini hoş kokularla karşılamak, özel odalara ürün desteği sağlamak ve sağlık çalışanlarına özel jestler sunmak için hedeflerine devam etmektedir.

Rahmi M. Koç Müzesi’ne Ada’dan ikinci ödül…Gonca, İngiltere’de halkın oylarıyla

Rahmi M. Koç Müzesi’nde sergilenen Gonca Buharlı Gemisi, İngiltere’de düzenlenen Classic Boat Awards’da halkın oylarıyla kendi kategorisinde birinci seçildi. Müze koleksiyonundaki İttir Kaktır da 2021 yılında ‘En İyi Yeni Motor Yat’ dalında birinci olmuştu. İngiltere’deki törene katılarak ödülü alan Rahmi M. Koç Müzesi Genel Müdürü Mine Sofuoğlu, “Gonca’nın böyle prestijli bir yarışmaya katılması ve ödül alması bizler için büyük gurur. Oylamaya katılan tüm deniz tutkunlarına teşekkür ediyoruz” dedi.

Türkiye’nin ilk ve tek sanayi müzesi Rahmi M. Koç Müzesi, Türk denizciliğine katkısını bir kez daha uluslararası arenaya taşıdı. Müze koleksiyonunda bulunan Gonca Buharlı Gemisi, İngiltere merkezli Classic Boat dergisinin düzenlediği yarışmadan ödülle döndü. 30.5 metre üzeri motorlu gemiler arasında yarışan ve bu kategorideki üç gemiden biri olan Gonca, birinci seçildi. 2007 yılından beri düzenlenen Classic Boat Awards, asırlık geleneksel gemilerden restore edilenlere, yelkenlilerden motorlu gezinti teknelerine kadar mavi sularda özgürce yol alan deniz araçlarını bir araya getiriyor. 6 kategoride düzenlenen yarışmanın birincileri halk oylamasıyla seçiliyor.

Gonca’nın ödülünü, 3 Nisan’da İngiltere’de düzenlenen törende Rahmi M. Koç Müzesi Genel Müdürü Mine Sofuoğlu aldı. Sofuoğlu, ödüle ilişkin yaptığı açıklamada, “Gonca’nın böyle prestijli bir yarışmaya katılması ve ödül alması bizler için büyük gurur. Bu gururu ikinci kez yaşamak da ayrı bir mutluluk. Müzemiz gemi filosunda yer alan İttir Kaktır da 2021 yılında ‘En İyi Yeni Motor Yat’ dalında birinci seçilmişti. Oylamaya katılan, Gonca’ya oy veren tüm deniz tutkunlarına teşekkür ediyoruz” dedi.

Motoru İngiltere’de yapıldı

Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Donanması tarafından mayın yerleştirme gemisine dönüştürülen ve bu amaçla kullanılan Gonca’nın menşei halen gizemini koruyor. Geminin içindeki bazı izler, Kuzey Avrupa’da bir tersanede yapıldığını düşündürüyor. Gemi makinesinin üzerindeki damgalar, motorunun İngiltere’de yapıldığını gösteriyor. Türk denizcilik tarihi uzmanları, Osmanlı kaynaklarına dayanarak, Gonca’nın Selanik Limanı’nda bir destek gemisi olarak kullanılmış olabileceğini düşünüyor.

İmha edilmekten kurtarıldı

Çanakkale Savaşı’ndan sonra Gölcük yakınlarındaki Askeri Deniz Üssü’nde Gonca Körfezi’ne çekilen ve şu anki ismini alan Gonca, 1989 yılına kadar Türk Deniz Kuvvetleri tarafından nakil gemisi olarak kullanıldı. Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından imha edilmekten kurtarılan Gonca’nın restorasyonu İstanbul’da, Tuzla’da 1993 yılında yapıldı ve gemi 1997 yılında lüks bir yat olarak denize indirildi. 32 metre boyundaki geminin eni 6, derinliği ise 3.25 metre.

Zafere büyük katkı sağladı

Müzede sergilenen Gonca Buharlı Gemisi, Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale Boğazı savunmasında “Selanik Mayın Gemisi” olarak büyük katkılar sağladı. Gonca, 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109’uncu yıldönümü kapsamında Rahmi M. Koç Müzesi Konferans Salonu’nda geçtiğimiz günlerde düzenlenen “Büyük Bir Deniz Zaferinin Kahramanları” isimli panelde de zafere katkılarından ötürü Onur Plaketi’ne layık görülmüştü.

Yarışmada ödül kazanan tekneler, Classic Boat dergisinin mayıs sayısında da duyurulacak.

Burak Başarır, Anadolu Grubu İcra Başkanı oldu

26 yıldır Anadolu Grubu bünyesinde çalışan Burak Başarır,

Anadolu Grubu İcra Başkanı olarak atandı. Başarır 01.04. 2024 tarihi itibarıyla yeni görevine başladı.

Anadolu Grubu bünyesinde 26 yıldır artan sorumluluklarla görev alan Burak Başarır, 20 ülkede 90 tesisi ve 100 bine varan çalışanı ile faaliyet gösteren Grubun İcra Başkanı oldu.

Institutional Investor tarafından üç yıl arka arkaya ‘En İyi CEO’ seçildi

Burak Başarır, American River College’da Uluslararası işletme ve Bilgisayar eğitimlerinin ardından California State University of Sacramento’da İşletme öğrenimi gördü. 1995 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi İşletme bölümünden mezun olan Başarır, 1998 yılında Coca-Cola İçecek’e (CCI) katıldı. Artan yönetim sorumlulukları ile farklı roller üstlenen Başarır, 2005 yılında CFO pozisyonuna terfi etti. CCI’ın halka arzı ve CCI-Efes Invest finansal birleşmesine liderlik eden Başarır, 2010-2013 yılları arasında Türkiye Bölge Başkanı olarak CCI’ın satış hacmi ve gelir açısından en büyük operasyonunu yönetti. 2014’te Coca-Cola İçecek A.Ş.’ye CEO olarak atanan Başarır, 2023 yılından bu yana Anadolu Grubu İcra Başkan Yardımcılığı görevini yürütmekteydi.

Başarır, Coca-Cola İçecek’in Türkiye’den Çin sınırına kadar uzanan geniş bir coğrafyada 12 ülkede üretim yapan çok uluslu bir şirket konumuna ulaşmasında liderlik rolünü üstlenmişti. Başarır, dünyanın en saygın kurumsal yatırımcı yayını Institutional Investor tarafından, Coca-Cola İçecek CEO’su olarak görev yaptığı süre içerisinde üç yıl arka arkaya ‘En İyi CEO’ seçildi. Başarır, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) üyeleri arasında yer alıyor.

Beşiktaş’ta üzücü yangın olayında duman tahliye fanlarının yangınlarda nedenli önem taşıdığının önemi görüldü.

Yangın anında hızla devreye giren duman tahliye fanları, insanların güvenli bir şekilde tahliye edilmesini sağlayarak can kayıplarını önemli ölçüde azaltabilirdi.

Yangınlar, iç mekanlarda ciddi can kayıplarına ve maddi zararlara yol açabilen acil durumlardır. Bu nedenle, yangın güvenliği önlemleri her zaman en üst düzeyde tutulmalıdır. Bu önlemler arasında, duman tahliye fanlarının kullanımı hayati bir önem taşır.

Beşiktaş’ta üzücü yangın olayında duman tahliye fanlarının yangınlarda nedenli önem taşıdığının önemi görüldü. Yangın anında hızla devreye giren duman tahliye fanları, insanların güvenli bir şekilde tahliye edilmesini sağlayarak can kayıplarını önemli ölçüde azaltabilirdi.

Cvsair Makine Mühendisi Ahmet Albayrak, duman tahliye fanlarının önemini vurgulayarak iç mekanlarda kullanılmasının kaçınılmaz olduğunu belirtmektedir. Bu fanlar, yangın anında ortaya çıkan dumanın hızla ve etkili bir şekilde tahliye edilmesini sağlayarak insanların güvenli bir şekilde tahliye edilmesine olanak tanır.

Duman tahliye fanlarının her kapalı alanda bulunması gerekmektedir. Binalar, iş merkezleri, hastaneler, alışveriş merkezleri ve diğer kapalı alanlar, bu hayati önlemi almalıdır. Yangın anında dumanın hızla tahliye edilmesi, içerideki insanların güvenli bir şekilde çıkış yapmasını sağlayarak can kayıplarını minimum seviyeye indirir.

Albayrak’a göre bu fanlar, sadece insanların güvenliğini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda itfaiye ekiplerinin yangını kontrol altına almasını da kolaylaştırır. Bu nedenle, duman tahliye fanlarının tüm kapalı alanlarda zorunlu olarak bulunması, yangın güvenliği standartlarını yükseltmek ve toplumun genel güvenliğini artırmak için kritik bir adımdır.

Sonuç olarak, duman tahliye fanları yangın anında hayat kurtaran bir güvenlik önlemidir. Her kapalı alanda bulunmaları, yangınların etkilerini en aza indirerek insan hayatını korumak için kritik bir adımdır. Bu fanların yaygın olarak kullanılması, toplumun genel güvenliğini artırır ve acil durumlara daha hazırlıklı olunmasını sağlar.

Stres seviyemizde tehlike çanları

BAREM’in global ortağı WIN Grubu, dünya genelinde ruh sağlığı ve stres başta olmak üzere sağlıkla ilgili kapsamlı bir araştırma gerçekleştirdi. Dünya genelinde stresin artışta olduğunu belirten araştırmaya göre; 2022 yılına kıyasla %36’lık bir artışla Türkiye’nin %87’si stres altında. Stresin ana kaynağı ise parasızlık.

BAREM’in global ortağı WIN International, dünya çapında 39 ülkeden 33.866 katılımcının görüş ve düşüncelerine dayanarak akıl sağlığı ve stres de dahil olmak üzere sağlıkla ilgili çeşitli alanlarda elde edilen sonuçlara, iyileştirmelere veya gelişmelere odaklanan kapsamlı bir araştırma yayınladı. Türkiye bacağının Barem tarafından gerçekleştirildiği araştırmada; tüm dünyada stresin ciddi bir yükselişte olduğunun altını çiziliyor.

Erkekler kadınlara kıyasla kendilerini daha sağlıklı hissediyor

Araştırma; dünya genelinde kişilerin sağlık düzeyine ilişkin algılarının %74 oranında olumlu olduğunu, ancak pandemi öncesi oranın, %76’nın az farkla da olsa altında olduğunu belirtiyor. Dünyadaki algı ile paralel olarak, Türkiye’de sağlık düzeyine ilişkin algı %76 ile olumlu; görüşülenlerin %57’si kendini sağlıklı, %19’u ise çok sağlıklı hissediyor. Sağlık algıları cinsiyetlere göre incelendiğinde kadın ve erkekte farklılıklar görülüyor; erkeklerin %84’ü, kadınların ise %68’i kendini “sağlıklı ya da çok sağlıklı” olarak tanımlıyor. Yaş gruplarına göre ayrıldığında, Türkiye’de 18-34 yaş arasındaki bireyler kendilerini diğer tüm yaş gruplarına kıyasla daha yüksek oranda (%86) oranda sağlıklı hissettiğini söylüyor. Sosyo-ekonomik statü bakımından ise; üst ve orta sosyo-ekonomik statü gruplarında sağlık algısı sırasıyla, %85 ve % 82 iken, bu oran alt sosyo-ekonomik grupta %57’ye kadar düşüyor.

Hem dünyada hem Türkiye’de stres zirveyi zorluyor

Bir önceki global araştırmada dünya çapındaki bireylerin %40’ı, bu yılki araştırmada ise %21,5’i hiç stres yaşamadığını belirtiyor. 2022 yılında %60 olarak saptanan “değişen derecelerde stres yaşayan” oranının bu yıl, %78,5’e yükseldiği görülüyor. Günlük yaşamlarında stres yaşadığını belirtenler arasında, %82 ile tam zamanlı çalışanlar ve %83 ile öğrenciler başta geliyor. Coğrafi bölgelere göre bakıldığında da, dünyanın en “rahat” kesimi %26’lık bir oranla hiçbir zaman stresli hissedilmeyen APAC bölgesi. Türkiye’de ise bireylerin %13’ü stres yaşamadığını belirtirken, kendini stresli hissedenlerin %51 olduğu; 2022 araştırmasına kıyasla stres yaşayan bireylerin %87’ye ulaştığı görülüyor. Türkiye’de günlük yaşamda stres hissetmeyenlerin oranlarında cinsiyet ve yaş gruplarına göre farklılıklar dikkat çekiyor; erkeklerin %19’u, kadınların ise %7’si stres yaşamadığını ifade ediyor, 55 yaş ve üzerindeki bireylerde stres yaşamayanlar %23 ile diğer yaş gruplarına göre daha yüksek. Sosyo-ekonomik statü bakımından incelendiğinde ise en çok stres hisseden grup %93 ile orta sosyo-ekonomik sınıf iken bu oranlar, üst ve alt sosyo-ekonomik sınıfta %84 – %85 olmak üzere benzer yüzdelerde görünüyor.

Stresin ana sebepleri iş ve para

Katılımcılar, kendilerini stresli hissetmelerinin ana nedeni olarak işe bağlı sebepleri (%24) gösteriyor. Cinsiyet ayrımı gözetildiğinde, kadınlara (%20) kıyasla erkeklerin %27’si kendilerine stres getiren faktörün daha çok iş olduğunu belirtiyor. Hem erkekler hem kadınların kendilerini eşit derecede stresli hissettiği gelir ve parasızlık ise bir diğer endişe kaynağı (%21). Öte yandan, kadınların aile konusundaki stres düzeyi, erkeklerdeki %15’e karşılık %22 ile çok daha yüksek. Bulguların yaşa bağlı olarak önemli ölçüde değiştiği araştırmada, işleriyle ilgili en çok stres yaşayanlar 25 ile 44 yaş arasındakiler (%29) iken 65 yaş üstü için bu oran %9’a kadar düşüyor. Türkiye’de stresli hissedilmesinin ana sebebi olarak gelir ve parasızlık (%24) faktörleri zirvede yer alıyor. Stres nedenlerinde ikinci sırada gelen iş stresi (%17), cinsiyet ayrımına göre incelendiğinde erkeklerde %26 iken kadınlarda %8 olarak ortaya çıkıyor. Stres nedenlerinde üçüncü sırada ise %13’lük bir yüzdeyle aile yer alıyor; aileye bağlı nedenler kadınlarda erkeklerin dört katı olup %20 civarına denk geliyor.

Araştırma künyesi: Çalışmada 39 ülkede 33,866 kişiyle görüşüldü. Araştırma Türkiye’de 20 – 26 Ocak 2024 tarihleri arasında CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi) yöntemiyle 523 kişi arasında gerçekleştirildi.

Avrupa Film Günleri’nin Ankara Galası

Avrupa Film Günleri, Ankara, İstanbul, Antalya, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Eskişehir, İzmir, Samsun ve Trabzon’da sinemaseverlere unutulmaz bir deneyim yaşatacak.
Avrupa Film Günleri, AB Türkiye Delegasyonu, AB Üye Ülkeleri Büyükelçilikleri, AB Ulusal Kültür Enstitüleri ve çeşitli AB Bilgi Merkezlerinin iş birliğiyle düzenleniyor.
15 Nisan’daki Ankara Galası’nın ardından halka açık ücretsiz gösterimler Ankara’da Kızılay Büyülü Fener Sineması’nda 16-21 Nisan ve İstanbul’da Kadıköy Caddebostan Kültür Merkezi’nde 30 Nisan-5 Mayıs tarihleri arasında izleyiciyle buluşacak.
Diğer illerdeki gösterimler 8-12 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek.
Gösterim mekânları şöyle olacak: Antalya’da Antalya Kültür Sanat, Denizli’de CineNova Forum Çamlık, Diyarbakır’da Mordem Sanat, Edirne’de Cinegold Sinemaları Margi AVM’de, Eskişehir’de Cinema Pink Kanatlı AVM, İzmir’de Fransız Kültür Merkezi, Samsun’da Cinegold Sinemaları Citymall AVM ve Trabzon’da Lara Sineması.
15 Nisan’da Ankara’da gerçekleşecek Gala Gecesinde (yalnızca davet üzerinedir), Ukrayna, Almanya, Polonya ve Slovakya ortak yapımı “Bozkır” filmi gösterilecek. Galanın açılış konuşmalarını AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ve Ukrayna Türkiye Büyükelçisi Vasyl Bodnar yapacak.
15 Nisan saat 18.15’te Kızılay Büyülü Fener Sineması’ndaki bu özel etkinlikte sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyacağız.
Program
18:15               Kokteyl
19:00              Açılış konuşmaları
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Meyer-Landrut
Ukrayna Türkiye Büyükelçisi Vasyl Bodnar
19:15- 21:00   Film Gösterimi: “Bozkır”
Yer: Kızılay Büyülü Fener Sineması; Meşrutiyet Caddesi, Hatay Sokak, No:18 Kızılay, Ankara

WWF’in Küresel İklim Mücadelesinin Ulusal Finalistleri Antalya, İstanbul ve Kadıköy

WWF’in (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) Tek Dünya Kentleri Yarışması’nın Türkiye finalistleri Antalya, İstanbul ve Kadıköy oldu. Ülkemizin üç finalist belediyesinden biri, kent ve iklim uzmanlarından oluşan uluslararası bir jüri tarafından yılın ulusal kazananı olarak iklim öncüsü seçilecek. Türkiye finalistleri, hem ülkemizde hem de uluslararası alanda iklim gündemini ileriye taşımak için kritik rol oynuyor.

Kentler Neden Önemli?

  • Dünya nüfusunun yüzde 55’ini Türkiye nüfusunun ise yüzde 77’sini barındıran kentler, dünyadaki sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 70’inden sorumlu.
  • 2050 yılına kadar dünya nüfusunun yaklaşık üçte ikisinin kentlerde yaşayacağı öngörülüyor.
  • Kentler iklim kriziyle mücadelede ve biyolojik çeşitliliğin korunmasında kilit bir role sahip. Bilim temelli ve doğayla uyumlu politika ve eylemler için önemli çözüm potansiyelleri barındırıyor.

Küresel İklim Öncüleri
WWF’in Tek Dünya Kentleri Yarışması, yerel yönetimleri iklim açısından güvenli bir geleceğe giden yola davet eden küresel bir girişim. İki yılda bir düzenlenen yarışmanın 2023 – 2024 döneminde 13’ü Türkiye’den olmak üzere 50 ülkeden, 350’den fazla yerel yönetim, küresel iklim öncüsü olmak üzere yarışıyor.  Türkiye’nin “iklim öncüsü” olmak üzere finale kalan Antalya, İstanbul ve Kadıköy arasından seçilen yerel yönetim ülke şampiyonluğunun ardından uluslararası şampiyonluk için yarışacak.

Antalya, İstanbul ve Kadıköy’den iddialı emisyon azaltımı hedefleri
Tek Dünya Kentleri Yarışması’nın finalistleri iklim krizi ile mücadele konusunda net ve yüksek hedeflere, geniş eylem paketlerine sahip. Ancak bu hedefler finalistlerin mevcut ve olası sorunların tamamının üstesinden gelecekleri anlamına gelmiyor. İklim kriziyle mücadelede tüm toplumsal aktörlerin katkı vermesi gerekiyor.

Tek Dünya Kentleri Yarışması finalistleri, hedefleri ve bu hedefler doğrultusunda ortaya koyacakları eylemler ile öncü, belirleyici ve diğer belediyelere ilham olacak. Türkiye’nin ulusal finalistleri Antalya, İstanbul ve Kadıköy’ün de 2030 yılına yönelik iddialı emisyon azaltımı hedefleri var. Bu kapsamda binalarda enerji kullanımının azaltılması, ulaşımın karbonsuzlaştırılması, atık yönetimi ve su yönetimi gibi temel alanlarda bir dizi eylem planları bulunuyor.

2053 yılında net-sıfır emisyonlu ülke olmayı hedefleyen Türkiye’nin sera gazı emisyonlarını azaltmaya başlaması gerekiyor. WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) İklim ve Enerji Programı Müdürü Tanyeli Sabuncu kentlerin, özellikle kentsel dönüşüm sürecinde enerji tüketimi düşük ve güneş enerjisinden faydalanan binaları teşvik ederek, etkin işleyen toplu taşıma sistemleri ve akıllı planlamayla bir çok alanda emisyon azaltımı sağlayabileceğine;   yeşil koridorlar, yeşil çatılar, yağmur bahçeleri gibi çözümlerle kent içerisindeki doğal alanları artırarak iklim risklerine karşı direnç geliştirebileceğine dikkat çekiyor.

BM’nin iklim hedeflerine ulaşılabilmesi için küresel emisyon eğrisinin hızla aşağıya doğru dönmesi ve yakın vadede iklim değişikliğinin yavaşlatılması şart. WWF-Türkiye’ye göre kentler ve belediyeler, emisyon azaltımına yönelik yerel tedbirler ve doğa temelli çözümlerle bu alanda kritik bir role sahip.

MODA DİJİTAL SANAT İLE BULUŞUYOR!

2-5 Mayıs tarihleri arasında dördüncü edisyonu gerçekleşecek olan İstanbul Dijital Sanat Festivali’nde moda, dijital sanat ile buluşacak. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile AKM’de düzenlenecek festivalin ilk kez hazırlanan moda bölümünde sanatseverler, yapay zekanın tasarladığı desenlere ve bu desenlerin dijital dönüşümlerine tanıklık edecekler.

YAPAY ZEKA DESEN TASARLAYACAK!

Türkiye’nin uluslararası düzenlenen ilk ve tek dijital sanat festivali olan İstanbul Dijital Sanat Festivali, dördüncü edisyonunda, yine ilklere imza atacak.

Pasha Bank ana sponsorluğunda, Mezo Dijital tarafından 2-5 Mayıs tarihleri arasında AKM’de gerçekleşecek olan festivalde moda, dijital sanat ile buluşacak ve yapay zeka tarafından desenler tasarlanacak.

Niyazi Erdoğan’ın küratörlüğünde hazırlanan moda bölümünde; Arzu Kaprol, EzraTuba, Kerim Dündar -YAZAKA, Kıvanç Aykan ve Azerbaycan’ın ilk yapay zeka tasarımcısı Shusha yer alacak.

Tasarımcıların moda ve dijital tasarım bağlamında üretkenliklerini gözler önüne sereceği festivalin bu bölümünde, modanın dijital algı üzerinden gerçeklik arayışına nasıl bir vizyon kazandırdığı sorusuna yanıtlar aranacak.

Ziyaretçileri çok farklı dünyalara götürecek olan festivalin moda bölümünde, Bediz Yıldırım moderatörlüğünde ‘Moda & Tasarımın Değişen Kimliği Dün & Bugün & Yarın’ ve ‘Moda & Tasarımda Yeni Mecralar & İletişim’ adlı iki seminer gerçekleştirilecek.

Festivalin sponsorları arasında Anadolu Ajansı, Turkish Airlines, Turk Telekom, İTÜ, Bahçeşehir Koleji,Tosyalı Holding, Sofitel İstanbul, DİSAD, ON TV, ARTtv, Power App, FH İletişim, Adintrection, Gauss, Narbulut, Renosans, Meta Yapı, Sustainable, Meet, Radiance VR, Unemeta, Unfocus ve Daima İstif Makinaları yer alıyor.

ODE Yalıtım’ın 2024 yılındaki ana hedefi küresel pazarlarda daha fazla varlık göstermek
ODE Yalıtım’ın her yıl gerçekleştirdiği “Paylaşım Toplantısı”nda ODE’nin 2023-2024 yılını kapsayan stratejisi, gelecek hedefleri ve yıllık performansı değerlendirildi. İnsan ve teknolojinin altı çizilen toplantıda 2024 yılında şirketin ana amaçlarının dijitalleşmeye devam etmek, yıllardır oluşmuş tutkulu ODE Yalıtım müşterilerini korumak, küresel pazarlarda daha fazla varlık göstermek ve yeteneğin zirvesine çıkmak, dolayısıyla hız kesmeden şirket değerini artırmaya devam etmek olduğu aktarıldı.
Etkinlikte, çalışanlar tarafından üretim proseslerinde yapılan inovatif değişiklikler ve bu değişikliklerin iş sonuçlarına yansımasından bahsedildi; müşterilere değer yaratan hizmet ve uygulamalar anlatıldı. Yürütme Kurulu Üyeleri ise ODE Yalıtım’ın bu seneki amaçlarından bahsederek, bunların iş yapış şekillerine yansımasının nasıl olacağını izleyici ODEliler ile değerlendirdiler
ODE Yalıtım, yenilikçilik, sürdürülebilirlik ve stratejik büyüme yönünde attığı adımları bir kez daha teyit ederek, 2024 için sayısal hedeflerini ve bunlara yön veren ana amaçlarını belirledi.
Her yılın başında yaptıkları bu toplantıyı tüm ODE Yalıtım ekibinin bir araya gelmesi, geçmiş yıl yapılanları ve yeni yıl hedeflerini öğrenmeleri açısından önemsediklerini belirten ve Değişim 2.0 panelinde konuşma yapan ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan, ODE Yalıtım kurum kültüründe yapmayı hedefledikleri değişiklikleri, bu kültürü hangi değerlere bağlı kalarak hangi iş yapış şekillerini öne çıkartarak hayata geçireceklerinden bahsetti.
Etkinlikte “2023 ve 2024’e bakış” konuşması yapan ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, dünya ekonomisini şekillendirecek mega trendleri, Türkiye ekonomisini önümüzdeki dönemde bekleyen gelişmeleri, ihracat şampiyonu ODE Yalıtım’ın bu trendler ve gelişmeler çerçevesinde alacağı stratejik aksiyonları paylaştı.
Etkinliğin bir diğer konuşmacısı İnovasyon ve Teknoloji Dönüşüm Lideri Ayşegül İldeniz oldu. Orhan Turan ile soru-cevap şeklinde gerçekleştirdikleri oturumda Turan’ın sorularını ODEliler için yanıtladı ve “Silikon Vadisinde Neler Oluyor?” konusunu anlattı. İldeniz, dünya üzerindeki spesifik uygulamalardan örnekler vererek, yapay zekanın yaşam ve iş dünyası açısından giderek artan bir etkisi olacağından ve bunun yaşam ve iş dünyasını nasıl değiştirip şekillendireceğinden bahsetti; bu yeni dünyada çalışanların kazanması gereken yeni yetkinliklerinin altını çizdi.
Bir diğer konuşmacı, Almanya’yı akıllandıran Prof. Şahin Albayrak ise Almanya’da yaptığı çalışmalardan, batı dünyasındaki dijital dönüşümden ve yapay zekanın etkilerinden bahsetti.
Ode Yalıtım’ın İnsan, Kültür ve Sürdürülebilirlik Danışmanı İdil Türkmenoğlu ise şirketin atılıma geçtiği bu dönemde, ODE Yalıtım ekiplerine, değişimi yönetmenin, başarı odaklı verimli çalışmanın ipuçlarını paylaştı. Konuşmasının içeriğinde pozitif psikoloji biliminin bulgu ve metotlarından yararlanan Türkmenoğlu, ODE Yalıtım’ın yetenek ve teknolojiye odaklanmasıyla çalışanlar açısından da doğru bir iklim ve dolayısıyla fark yarattığını ve daha çok yaratacağını vurguladı.

SABANCI ÜNİVERSİTESİ’NDE SAKURA FESTİVALİ İLE JAPONYA RÜZGARI ESTİ

Sabancı Üniversitesi, Türkiye ile Japonya arasındaki diplomatik ilişkilerin 100’üncü yılında “Sakura Festivali”ne ev sahipliği yaptı. 2 bine yakın Sakura ağacının yer aldığı, bu anlamda Türkiye’nin en büyük Sakura popülasyonuna sahip olan Sabancı Üniversitesi’nde ilk kez düzenlenen Sakura Festivali, Japon kültürünü yakından tanıtırken, geleneksel Türk-Japon dostluğunu da sağlamlaştırdı.

Sabancı Üniversitesi, Japonya’dan sonra ülke dışında ilk kez düzenlenen “Sakura Festivali” ile tarihi günlerinden birini yaşadı. Kampüs alanında bulunan iki bine yakın Sakura ağacının çiçekleriyle oluşan renk harmonisinin eşsiz görüntüler sunduğu festivalde, binlerce öğrenci ve davetli Japon kültürünü yakından tanıma olanağı elde etti. Türk-Japon ilişkilerinin başlamasının 100’üncü yılına ithaf edilen festival, tüm gün ve gece boyunca sürdü. Türkiye’nin en büyük Sakura ağacı popülasyonuna sahip olan Sabancı Üniversitesi kampüsünde düzenlenen festivale Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Japonya’nın Türkiye Büyükelçisi Katsumata Takahiko, Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Leblebici, Sabancı Üniversitesi Genel Sekreteri Ali Çalışkan ile Güler Sabancı’nın iş ve akademik dünyadan dostları ve çok sayıda seçkin konuk katıldı.

Festivale katılan konuklar arasında Japonya Başkonsolosu Kasahara Kenichi, Mitsubishi Genel Müdürü Yasunori Sakamoto, Toyota Ceo’su Ali Haydar Bozkurt, Bolez Tavuk Yönetim Kurulu Başkanı Athisiko Chikuhama, Itochu Genel Müdürü Takashi Kisimoto, Bridgestone Japonya Temsilci Yonetici Tomio Fukuzimi, Marubeni Genel Müdürü Shigeru Yamaguchi de yer aldı.

Japon kültüründe yeniden doğuşu simgeleyen Sakura ağaçlarının çiçekleriyle süslendiği festival “Geleceğe Söz Ver” Burs Programı kapsamında Sabancı Üniversitesi’nde eğitim gören başarılı ve ihtiyaç sahibi gençlere başarılarını sürdürme konusunda destek sağlayacak bir kaynak da yaratmış oldu.

Güler Sabancı; “Sakura Festivali, Türkiye ve Japonya ilişkilerinin 100’üncü yılını kutlamak için harika bir fırsat oldu”

Sabancı Üniversitesi kampüsündeki Sakura Festivali’nde Türk ve Japon davetliler, çalışanlar ile öğrencilere hitaben bir konuşma yapan Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı Sakura ağaçlarını yetiştirmeye tutkuyla bağlı olduklarını söyleyerek “

Türkiye ve Japonya arası ilişkilerimiz her zaman iyi oldu. Sabancı olarak biz de Japon şirketleriyle son derece güvenilir ortaklıklara sahip olmanın ayrıcalığını yaşadık, onur duyduk. Bugün ortaklıklarımız oldukça başarılı çünkü bu şirketlerle aynı değerleri paylaşıyoruz ve işbirliklerimiz uzun yıllara dayanan güvene dayanıyor. Artık yılları saymıyoruz ve bugün burada, Japonya-Türkiye ilişkilerinin 100’üncü yıl dönümünü kutluyoruz.

Sakuralar, Japon kültürünün önemli bir detayı. Her şey uzun yıllardır birlikte çalıştığımız ve inanılmaz bir ortak olan Komatsu ile başladı, bize Sakura ağaçlarını getirdiler. Öğrencilerimiz de artık her yıl Sakuraları keyifle deneyimliyor ve tadını çıkarıyorlar. Sakura Festivalimiz için bize katılan herkese teşekkür etmek istiyorum. Bu festivalin Türkiye Japonya arasındaki diplomatik ilişkilerin 100’üncü yılını kutlamanın güzel bir yolu olduğunu düşünüyorum.” dedi.

Japonya’nın Türkiye Büyükelçisi Katsumata Takahiko da Sakura’nın derinlikli Türk-Japon ilişkisinin bir sembolü olduğuna işaret ederek şunları söyledi; “Sakura ve lale çok sembolik ulusal çiçeklerdir. Binlerce Sakura’yı, İstanbul’un güzel ikliminde yetiştirmek çok zor bir iştir. Ama bu özel kampüs alanında yetiştiğini görmek harika bir duygu. Japonya’da da Nisan’ın birinci veya ikinci haftası bu ağaçlar çiçek açar. Burada da, Japonya’daki parklarda yaşadığım o hissi yeniden yaşadım. Sakura ağaçları iki ülke arasındaki dostane hikayenin başlaması için yeni bir sayfa açtı. Japonya ve Türkiye ekonomik ilişkileri açısından Sabancı Holding’in 1980 yılında başlattığı iş birliği ile çeşitli Japon şirketleri ile ortak güven kuruldu. Bu dostluk Japon şirketlerinin Türkiye’ye yatırım yapmasına ve teşvik edilmesine önemli katkılarda bulundu. Japonya ve Türkiye ilişkilerinin geliştirilmesi için uzun yıllardır gösterdiği başarılardan dolayı Sayın Güler Sabancı’yı kutluyorum. Türkiye ve Japonya arasındaki diplomatik ilişkilerin 100’üncü yıl dönümünde böyle bir etkinliğe imza attığınız için minnettarım. Müsaade ederseniz Türkiye benim ikinci memleketim diyorum”.

“Prof.Dr.Yusuf Leblebici; 7 farklı Sakura ağacımız var”

Sakura Festivali’nin gala gecesinde bir konuşma yapan Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Leblebici de Amerika Birleşik Devletleri’nin başkenti Washington’da 3 bin 700 Sakura ağacının olduğunu buna kıyasla 1962 ağacın da Sabancı Üniversitesi kampüsünde yer aldığını belirterek şunları söyledi; “Kampüsümüzde 7 farklı Sakura türüne ev sahipliği yapmaktan gurur duyuyoruz. Bu etkinliğe adını veren Sakura ağaçları 2007 yılında Komatsu Grubu tarafından Sabancı Üniversitesi’ne bağışlandı. Bu küçücük ağaçlar 2008-2009 yılında ilk defa çiçek verip sepildi ve her sene biraz daha büyüyerek bugüne ulaştılar. Bugün kampüsümüzde hepiniz Sabancı Üniversitesi’nin bu muhteşem Sakura ağaçlarının ihtişamını gördünüz. Bu güzel günde bizimle birlikte olduğunuz için çok teşekkür ediyoruz.”

“Japon kültürü başroldeydi”

Sabancı Üniversitesi’nde düzenlenen Sakura Festivali, Japonların geleneksel “çay seremonisi” ile başladı. Ardından, animasyonun en büyük ustalarından biri kabul edilen Hayao Miyazaki’nin on yıl aradan sonra sinemaya muhteşem dönüş yaptığı ve 96. Akademi Ödüllerinde En İyi Animasyon Oscar’ını alan “Çocuk ve Balıkçıl” (The Boy and The Heron) filminin gösterimi izlendi. Gün içinde kampüs bünyesinde düzenlenen Koku/Esans Deneyimi, Origami Atölyesi, Sushi Workshop, Şadoo (Japon Kaligrafisi) Atölyesi ve İkebana (Japon Çiçek Aranjmanı) Atölyesi etkinlikleri ile Kendo/Japon Kılıç Sanatı Gösterisi izleyenleri büyüledi. Program kapsamında ayrıca; Yugetsu Akasaka Konseri, DJ Kunio Teramoto ve DJ SALAM Performansı ile Kufuki Konseri festivale katılanlara müzikle dolu anlar yaşattı.

“Gala gecesinde Japonya ve Türkiye esintisi”

Türkiye ile Japonya arasındaki diplomatik ilişkilerin 100’üncü yılında bir ilke imza atan Sabancı Üniversitesi’nin düzenlediği Sakura Festivali’nin gece programı ise Sabancı Gösteri Merkezi’nde düzenlendi. Yine çok sayıda davetlinin katıldığı “Gala Gecesi’nde” Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ile Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Leblebici konuklarıyla yakından ilgilendi.

“Sakura Festivali Gala Etkinliği”nde sahneye ilk olarak ünlü Japon grup “WA League” çıktı. Grup, geleneksel Japon kültürünün izlerini taşıyan çok özel bir performans gerçekleştirdi. Grubun ardından sahne, yeni neslin en önemli seslerinden, söz yazarı ve besteci Cem Adrian’ın oldu.

Dünyanın en büyük ödeme kuruluşlarından Worldline’ın dijital servisleri Lidio ile Türkiye’ye geliyor  

Ödeme hizmetlerinde küresel bir lider olan Worldline, Türkiye’de faaliyet gösteren küresel çevrimiçi işletmelerin ödemelerini kabul etmek için resmi olarak yetkilendirilen ilk global çevrimiçi ödeme hizmeti sağlayıcısı oldu. Türkiye’nin en büyük finansal girişimlerinden biri olan Lidio, 28 Mart 2024 Perşembe günü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın resmi açıklamasıyla bu alanda yetkilendirilen Worldline ile kurduğu ortaklık vesilesiyle Türkiye’de bir ilke imza atıyor ve Türkiye’deki tüketicilere hali hazırda satış yapan tüm global işletmeleri Türkiye’ye getiriyor.

Dünyanın en hızlı büyüyen pazarlarından biri olan online ödeme pazarı resmi kaynaklara* göre 2023 yılında 2 trilyon TL’lik satış rakamına ulaştı. Bu tabloda “Ödemeleri Özgürleştirme” mottosuyla yerini alan, finansal teknolojilerin geleceğine yön veren ve pek çok projede imzası bulunan Lidio yine sektörde ezber bozacak bir adım attı. Ödemeler konusunda global bilinirliği bulunan Worldline ile Lidio arasındaki stratejik ortaklık, global  çevrimiçi işletmelerin Türkiye’de gelişen e-ticarette rekabet avantajı elde etmelerine yardımcı olacak.

Lidio’nun kurucu ortağı ve CEO’su Emre Güzer konuya ilişkin açıklamasında şunları söylüyor: “Türkiye’nin yenilikçi teknolojileri ile çok uzun süredir liderlik ettiği ödemeler dünyasında teknolojimizi ihraç etmenin zamanı gelmiş hatta çoktan geçmişti. Asya ve Avrupa arasındaki uçurumu benzersiz bir şekilde aşan en heyecan verici ve hızla genişleyen pazarlardan biri olarak, bu büyümeyi kolaylaştırmak ve bir parçası olmak için Worldline ile dirsek dirseğe çalışmaya başladık. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın bu onayı, Worldline ile kurduğumuz stratejik ortaklığımızın müşterilerimize sorunsuz bir çözüm sunmasını ve maksimum memnuniyet sağlamasını mümkün kılıyor. Türkiye’deki tüketicilere hali hazırda satış yapan tüm global işletmeleri Türkiye’ye getiriyoruz. Bu işletmeler Türkiye’de birlikte çalıştığımız bankalar ile işlem yapabilecekler. İş birliğimiz sayesinde dünyanın en büyük oyuncularında Türkiye’nin ödeme yöntemi Troy ile ödemeden, alternatif cüzdanlarımıza birçok ödeme argümanını global işletmelerin erişimine açıyoruz. Worldline ve Lidio iş birliği Türkiye’deki işletmelerin ödeme kabul etme sürecini kolaylaştırarak zaman, maliyet ve onay oranlarında yüzde 25’e varan ödeme performansını optimize ediyor ve yerel yönetmeliklere uygunluğunu da sağlıyor. Bu ortak çözümün en önemli özelliği ise uluslararası işletmeler için Troy kartlarının kabulünü de içermesi. Sektördeki uzmanlar bugün 19 milyon olan Troy kart kullanımının yıl sonuna kadar iki katına çıkarak 40 milyona ulaşmasını bekliyor. Bu iş birliğinin ikinci fazında hali hazırda Türkiye’de çalışmakta olduğumuz işletmelerimizin de dünyanın her yerinden ilgili döviz kuru ve alternatif ödeme yöntemleri ile en uygun şartlarla tahsilatlarını yapmalarına aracılık edeceğiz.” dedi.

Worldline Coğrafi Genişleme Başkanı Roman Tazetdinov ise konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’ndan bu resmi tanıma ve yetkilendirmeyi aldığımız için çok mutluyuz. Lidio ile gerçekleştirdiğimiz stratejik iş ortaklığımız ile birlikte artık mümkün olan en geniş yelpazedeki uluslararası dijital tüccarların bu son derece heyecan verici pazara erişimini sağlamak ve buradaki hedeflerinin başarılı bir şekilde uygulanmasını güvence altına almak için ideal bir konumda olduğumuza inanıyorum.”

EGİAD’dan Coşkulu Bahar Festivali

Ege Genç İş İnsanları Derneği’nin (EGİAD), sosyal sorumluluk projesi kapsamında geliri, EGİAD Ortaokulu Spor Salonu’na aktarılmak üzere Swiss Otel Büyük Efes İzmir’de düzenlediği Bahar Festivali renkli görüntülere sahne oldu. Son yerel seçimlerde Konak Belediye Başkanı seçilen Nilüfer Çınarlı Mutlu’nun da ziyaret ettiği, Türk tasarımcıların ürünlerinin satışa sunulduğu, İş insanı Ferah Sancak’ın da desteklediği organizasyonda 60 stant yer aldı. Girişin herkese açık ve ücretsiz olduğu etkinlikte, oyuncu ve sunucu Ceyda Düvenci de sevenleriyle özel söyleşide biraraya geldi. EGİAD Başkan Vekili Kaan Özhelvacı’nın açılış konuşmasını gerçekleştirdiği etkinlikte oyuncu ve sunucu Ceyda Düvenci, Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Ahmet Berber, Diş Hekimi Ecren Çolak, Milli Yüzücü Bengisu Avcı ve SIDREX söyleşileri yer aldı. EGİAD Başkan Vekili Kaan Özhelvacı etkinlik ile doğanın uyanışını, yenilenmeyi ve bereketi kutladıklarını belirterek, “Bu festival bizler için hem baharı hem de birlikte olmanın, paylaşmanın ve önemini temsil ediyor” dedi. Özhelvacı, ekonomik ve sosyal yaşamın tüm alanlarında sürdürülebilir ve üstün değer yaratan lider sivil toplum kuruluşu olmak vizyonu ile hareket eden EGİAD’ın, sosyal sorumluluk bilinci ve paydaşların katkıları ile Türkiye’nin toplumsal rekabet gücünü arttırmak için çaba gösterdiğini hatırlatarak, EGİAD olarak 2004 yılında yapılarak Millî Eğitim Bakanlığı’na bağışlanan okula Derneğin hala destek olduğunu ve bu etkinlikten elde edilen gelirin okulun spor salonunun yapımına aktarılacağını belirtti. Özhelvacı, konuşmasının ardından oyuncu ve sunucu Ceyda Düvenci’ye teşekkür çiçeği takdim etti. Oyuncu ve Sunucu Ceyda Düvenci ise konuşmasında, “Yapacağınız bağışlar çocuklarımızın daha zinde, daha güçlü daha çok Atatürkçü olmalarını sağlayacak. O yüzden çok kıymetli bir etkinlik. İzmir’e sessiz bir düşkünlüğüm var. İzmir başka bir aşk, vizyonuyla insanların ışıl ışıl olmasıyla enerjisi yüksek bir şehir” dedi. Düvenci konuşması sonrası tek tek standları gezdi. Daha sonra sırasıyla Monolife Otel, Diyetisyen Berna Çoban “Healt Design Office”, Esra Büyükköşker ”Prohelpers Özel Sağlık ve Danışmanlık” başlıklarıyla söyleşide bulundular. Ardından, Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Göztepe A Takım, Göztepe Voleybol Takımı, Karşıyaka Basketbol, Altay, Trabzon kulüplerinin imzalı formalar satışa sunuldu. Karşıyaka Kadın Voleybol Takımı ile Söyleşi ile devam eden etkinlik, EGİAD Bahar Buluşması kokteyli ile son buldu. DJ. Faruk Balkan’ın da yer aldığı etkinliğin sunuculuğunu ise, Mehmet Necati Şentürk gerçekleştirdi.

Ege Bölgesi’nin ihracat şampiyonu demir ve demirdışı metaller ihracatçılarının 2024 yılı ihracat hedefi 2,2 milyar dolar

Yüksek enflasyon kaynaklı enerji, hammadde ve işçilik maliyetlerindeki artışlara karşın döviz kurlarının enflasyon oranında artmaması sebebiyle Ege Bölgesi’nin ihracat şampiyonu; Egeli demir-çelik ihracatçıları, 2024 yılı ihracat hedeflerini, 2023 yılında gerçekleştirdikleri 2 milyar 515 milyon dolarlık ihracatın 315 milyon dolar aşağısına çekerek 2 milyar 200 milyon dolar hedef belirlediler.

Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği’nin, 2023 yılı mali genel kurul toplantısında konuşan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ertan, yüksek enerji maliyetleri, kur baskısı ve yüksek girdi maliyetleri sebebi ile 2024 yılı ihracat hedeflerini 2,2 milyar USD olarak belirlediklerini paylaştı. 

Başkan Ertan, “Bu hedefe ulaşmak, sektörünün rekabet gücünün artırılmasına destek olmak amacıyla, dünya gündemini oldukça yer bulan ve özellikle demir-çelik ve demirdışı metaller sektörleri için çok büyük önem taşıyan “Yeşil Mutabakat ve Sürdürülebilirlik” konularında çalışmalar yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması geçiş dönemi olan 2023-2026 yılları arasında üye firmalarımızı elimizden geldiğince finansal yükümlülüklerin hayata geçeceği 2026 yılına hazırlamayı kendimize görev edindik. Sektörümüzde yer alan 15 firmayla Ticaret Bakanlığımız tarafından desteklenen URGE projemizi bu yıl da yürütmeye devam ediyoruz. Projemiz ile katılımcı firmalarımıza kurumsal karbon ayak izi hesaplanması eğitimi ve danışmanlığı, enerji verimliliği eğitimi ve danışmanlığı, sürdürülebilirlik raporu hazırlama eğitimi, sürdürülebilir finansmana erişim eğitimi gibi eğitim, danışmanlık, yurtdışı fuar ziyareti organizasyonları ile destek olmaya çalışıyoruz. Almanya’da gerçekleşen Green Steel World Fuarı ve konferansına da önemli bir ziyaret gerçekleştirerek sektörel gelişmeleri takip etme fırsatı bulduk. İtalya’da 2 yılda bir gerçekleşen Made in Steel fuarına gerçekleştirdiğimiz ziyaret ile sürdürülebilirlik konusunun demir çelik sektörünün gelişiminde ne kadar önemli bir yer tuttuğuna şahit olduk” şeklinde konuştu. 

2023 yılında hedefimizi 10 ayda yakalamıştık

“Gurur ve coşkuyla kutladığımız Cumhuriyetimizin 100. Yılı için 2,2 milyar dolar ihracat hedefi belirlemiştik” diye konuşan Ertan sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu hedefe Kasım ayı başında ulaştık. 2023 yılını, 2022 yılına göre yüzde 2’lik azalışla 2 milyar 515 milyon dolarlık ihracatla kapattık. 2023 yılında Türkiye genelinde yüksek enflasyon kaynaklı; enerji, hammadde ve işçilik maliyetlerindeki artış ve döviz kurlarının enflasyon rakamlarının gerisinde kalması nedeniyle çelik ve demirdışı metaller ihracatında 7 milyar dolarlık bir kayıp yaşanmışken, Ege Bölgemizin daha başarılı bir performans ortaya koyması, pozitif ayrışmasını görmek hem sevindirici hem de katma değerli ürünlerin üretimi yapan firmaların bölgemizde yer alması bakımından gurur verici. 2024 yılında da bu güçlü tarafımıza güveniyoruz.” 

Enerji fiyatları ithalatı artırıyor

Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği’nin, Ege İhracatçı Birlikleri Konferans Salonu’nda düzenlenen, 2023 yılı mali genel kurul toplantısında konuşan Başkan Ertan, “Ülkemiz ihracatı için demir, çelik ve demirdışı metaller sektörlerinin yüksek önemi de hepimizin malumu. Her ne kadar sektörümüz 2023 yılında da en çok ihracat yapan sektörler arasında yer alsa da gerek savaşlar gerek resesyon gerekse enflasyon ve karşı ülkelerin korumacı önlemleri nedeniyle rekabetçiliğimizin zayıflamış olduğu son 2 yıldır zor bir süreçten geçmekte olunduğunu yaşayarak görüyoruz. Türkiye’nin enerji ve hammadde ihtiyacının büyük bir kısmını dışarıdan karşılaması, uluslararası enerji fiyatlarındaki değişikliklere duyarlı olmasına neden olurken, ülkemizdeki enerji fiyatlarının Uzakdoğu ve Avrupa’ya göre yüksek seyretmesi özellikle en büyük maliyeti enerji olan sektörümüzün rekabet gücünün zayıflamasına, ayrıca ithalatın da artmasına neden olmaktadır. Diğer yandan Hindistan ve Arap ülkeleri de demir ve çelik sektöründe yeni yatırımlar yapmakta olup bu ülkelerin ilerleyen dönemde ülkemiz açısından önemli rakipler olabilecekleri ortadadır.”

Karbon yönetimi için temiz eneji sektörüyle AB projesi kazandık

Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği’nin önemli bir ihracat kalemi olan yenilenebilir enerji ekipmanları sektörü ile birlikte Karbon Yönetimi için “Kümelerarası İşbirliği Projesi” isimli bir projelerinin Avrupa Birliği’nden fonlanmaya hak kazandığını müjdeleyen Başkan Ertan sözlerini şöyle sürdürdü; “Ayrıca Türkiye’de demir ve demirdışı metaller ile çelik sektöründeki tüm ihracatçı birlikleri ile ortak olarak bir Turquality projesi başvurusu gerçekleştirdik. Bu projemizle belirlenecek hedef pazarlarda yapacağımız pazarlama faaliyetleriyle Ege Bölgesi’nin çelik, demir ve demirdışı metaller sektöründeki ihracatını 2028 yılında 3 milyar doların üzerine çıkarmayı hedefliyoruz.”

Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği’nin 2023 yılı mali genel kurul toplantısında EDDMİB Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyeleri 2023 yılı faaliyetlerinden dolayı oy birliğiyle ibra edilirken, 2024 yılı iş programı genel kurul üyelerince benimsendi. EDDMİB’in 2024 yılı bütçesi de 58 milyon 500 bin TL olarak karara bağlandı.

Ege İhracatçı Birlikleri’nde 7 yıldır ihracat şampiyonu olan, 2023 yılında gerçekleştirdiği 2 milyar 515 milyon dolarlık ihracatla zirvede açık ara liderliğini sürdüren Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği, 2024 yılının ilk çeyreğinde 625 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi.

Adjust 2023 Ramazan ayını mercek altına aldı ve 2024 trendlerini açıkladı.

Bu Blog’umuzda geçtiğimiz yılın Ramazan ayındaki önemli mobil uygulama trendlerini mercek altına alırken kurulumları, kullanıcı etkileşimini ve tüketici harcamalarını inceliyoruz. Mobil pazarlamacılara ve reklam verenlere bu kritik dönemde hedef kitlelerine etkili bir şekilde ulaşmanın yollarını sağlayacak derin analizleri Data.ai’dan aldığımız verilerin ışığında sağlıyoruz. Bu trendleri iyi bir şekilde anlamak, pazarlamacılara ve uygulama geliştiricilerine Ramazan ayını daha da zenginleştirmek için kullanıcı tercihleriyle uyumlu stratejiler oluşturma fırsatı sağlıyor.

Geçtiğimiz yılın analizinde de olduğu gibi bu yıl da aşağıdaki trendleri mercek altına aldık:

Sektörler: E-ticaret, eğlence, fintech, oyun, sağlık ve fitness.

Ülkeler: Bangladeş, Mısır, Endonezya, Pakistan, Suudi Arabistan, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE).

METAP bölgesi (Adjust): 22 ülkeyi kapsıyor— Cezayir, Afganistan, Bahreyn, İran, Irak, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Libya, Malezya, Fas, Umman, Katar, Suriye, Tunus, Yemen, Mısır, Endonezya, Pakistan, Suudi Arabistan, Türkiye ve BAE.

MENAP bölgesi (data.ai): 21 ülkeyi kapsıyor—Cezayir, Bahreyn, İran, Irak, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Libya, Malezya, Fas, Umman, Katar, Suriye, Tunus, Yemen, Mısır, Endonezya, Pakistan, Suudi Arabistan, Türkiye ve BAE.

Süveyş Kanalı krizini fırsata çeviremedik

Ege İhracatçı Birlikleri’nce (EİB) Mart ayında kayda alınan ihracat yüzde 6,7’lik kan kaybıyla 1 milyar 729 milyon dolardan 1 milyar 612 milyon dolara geriledi. EİB’nin 2024 yılının ilk çeyreğindeki ihracat performansı 4 milyar 663 milyon dolarlık tutarla, 2023 yılının ilk çeyreğiyle bire bir gerçekleşti.

Maliyet artışları sebebiyle eriyen rekabet güçlerinin ihracatta gerilemeye sebep olacağı hususunda daha önce de öngörülerini paylaştıklarını ifade eden Ege İhracatçı Birlikeri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “kümülatif olarak yılın ilk çeyreğinde geçen yılki ihracat performansımızı korumamız olumlu bir gelişme. 2024 yılı için hedefimiz de bu yöndeydi. Ancak, aylık bazda yaşadığımız yüzde 6,7’lik gerileme, kötü senaryonun gerçekleşmeye başladığının habercisi olabilir” dedi.

Eskinazi, “yerel seçim sürecini geride bıraktık ve önümüzdeki dört yılda başka herhangi bir seçim olmaması ekonomiyi tekrar rayına oturtabilmek için büyük bir fırsat. Seçim sonrasında Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek’in de altını çizdiği gibi, bundan sonraki amaç Orta Vadeli Programın kararlılıkla uygulanmaya devam edilmesi olmalıdır. Enflasyon kaynaklı yaşadığımız maliyet artışı, satış fiyatlarımızın döviz bazında rakiplerimiz karşısında yüksek kalmasına sebep oluyor ve yıllardır büyük bir uğraşla yer edindiğimiz pazarları kaybediyoruz.” şeklinde konuştu.

 Sanayi ürünleri ihracatı yüzde 10, tarım ürünleri ihracatı yüzde 6 geriledi

Mart ayında Ege İhracatçı Birlikleri üyelerinin sanayi ürünleri ihracatı yüzde 10’luk düşüşle 949 milyon dolardan 855 milyon dolara inerken, geçtiğimiz aylarda ihracatta hep artı yazan tarım sektörleri de Mart ayında ihracatta yüzde 6’lık erime yaşadı. EİB’nin tarım ürünleri ihracatı 683 milyon dolardan 642 milyon dolara geriledi. 2024 yılına fırtına gibi giren Egeli madenciler, Mart ayında da ihracatlarını yüzde 19’luk artışla 96 milyon dolardan 114 milyon dolara taşıdılar. 

Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altındaki 12 ihracatçı birliğinin 4 tanesi mart ayında ihracatını artırırken, 8 ihracatçı birliği 2023 yılı mart ayı performanslarının uzağında kaldı. 

Demir-çelik sektörü zirvedeki yerini korudu

Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği, 2024 yılı Mart ayında ihracatta yüzde 9’luk düşüş yaşasada 236 milyon dolarlık ihracatla EİB çatısı altında zirvedeki yerini açık ara korudu. EDDMİB’in yıllık ihracatı ise 2 milyar 469 milyon dolar olarak kayıtlara geçti. 

Mart ayının ihracat artış rekortmeni tütün sektörü

 Mart ayında ihracatını yüzde 19,4’lük artışla 68 milyon dolardan 81,6 milyon dolara çıkaran Ege Tütün İhracatçıları Birliği, mart ayında EİB çatısı altında ihracat artış rekortmeni oldu. Tütün sektörü 2024 yılı sonu için ortaya koyduğu 1 milyar dolar ihracat hedefine bir adım daha yaklaştı.

ESÜHMİB, zirvedeki yerini sağlamlaştırdı

Türkiye’de su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörünün ve Ege Bölgesi’nde gıda ihracatının lideri olan Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Mart ayında, Türkiye geneli su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatı yüzde 1,2’lik gerileme yaşarken, Ege Bölgesi’nden yaptığı ihracatı yüzde 5’lik artışla 137,3 milyon dolardan 143,8 milyon dolara taşıdı ve zirvedeki yerini sağlamlaştırdı.

Moda endüstrisi Mart ayında üçüncü sırayı geri aldı

Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde, Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (EHKİB)’yle, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği arasındaki üçüncülük yarışında her ay heyecan artıyor. EHKİB, Mart ayında 124,6 milyon dolarlık ihracat yaparak üçüncü sırayı EYMSİB’ten geri aldı. EHKİB, ocak – mart dönemindeki 1 milyar 342 milyon dolarlık ihracatıyla, EYMSİB’in 4 milyon dolar gerisinde kalmaktan kurtulamadı.

Egeli madenciler Çin’e ihracatta rekor kırdırdılar

 Ege Maden İhracatçıları Birliği yılbaşından beri devam eden artış trendini Mart ayında da devam ettirerek ihracatını yüzde 19’luk artışla 114,4 milyon dolarlık ihracata imza attı. EMİB, Mart ayında Ege Bölgesi’nde Çin’e yapılan 38,2 milyon dolarlık ihracatın 32 milyon dolarlık dilimini tek başına gerçekleştirerek aslan payının sahibi oldu, EİB’den Mart ayında Çin’e yapılan ihracatın yüzde 84’lük  rekor bir artış olmasını sağladı.  

Yaş meyve sebze ve meyve sebze mamulleri ihracatı yüzde 11 azaldı

Ege Bölgesi’nin bitkisel ürün ihracat lideri Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’ne Mart ayında nazar değdi. Mart ayında ihracatı yüzde 11 azalan EYMSİB’in ihracatı 116,8 milyon dolardan 103 milyon dolara indi ve bu kayıpla EİB listesinde en çok ihracat yapan birlikler sıralamasında beşinci sıraya geriledi. EYMSİB Ocak – Mart döneminde ise yüzde 4’lük ihracat artışı ve 1 milyar 346 milyon dolarlık ihracatla üçüncü sıradaki yerini korudu.

Kuru meyve sektöründeki ihracat artışı sürüyor

2024 yılına başarılı bir giriş yapan ve iki aydır ihracat artış rekortmeni olan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Mart ayında ihracatını yüzde 9’luk artışla 84 milyon dolardan 91,2 milyon dolara çıkarsa da, ihracat artış rekortmenliğini, Ege Tütün İhracatçıları Birliği’ne kaptırdı. 2024 yılında ilk kez yıllık ihracatta 1 milyar doları geçen EKMİB, Mart ayı sonunda yıllık ihracatını 1 milyar 22 milyon dolara taşıdı.  

2023 yılında ihracatta rekorlar kıran Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, 2024 yılında hız kesti. EHBYMİB’in Mart ayı ihracatı yüzde 36,5’lik gerilemeyle 77 milyon 121,6 milyon dolardan 77 milyon dolara geldi. EHBYMİB’in ihracatındaki düşünün en belirgin nedeni bitkisel yağ sektöründeki ihracat gerilemesi oldu.  

Mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektörü 1 milyar dolar ihracat hedefine ilerliyor

Mobilya, kağıt ve orman ürünleri alt sektörlerini temsil eden Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği, Mart ayında 76,5 milyon dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırırken, 2024 yılının Ocak – Mart döneminde yüzde 1,3’lük artışla 217 milyon dolar döviz getirisi sağladı.

Zeytin ve zeytinyağı sektörü ihraç pazarlarında tutunmayı başarıyor

Türkiye’deki tüm zeytin ve zeytinyağı ihracatçılarını çatısı altında buluşturan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği, Mart ayında 66 milyon dolarlık ihracatı kayda aldı. 2023 yılında tarihi bir ihracata imza atan EZZİB, 2024 yılında dökme zeytinyağı ihracatındaki yasağa rağmen ihracatta yüzde 9’luk düşüşle ihracat pazarlarında tutunmayı başardı.

Tekstil ihracatçıları yeni projelerle ihracatta artışa geçmeyi hedefliyor

2024 yılında yüzde 41’lik ihracat artış hızıyla 509 milyon dolar ihracat rakamına ulaşan Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği, yüksek enflasyon kaynaklı girdi maliyetlerindeki artış ve döviz kurlarının enflasyon oranında artmaması nedeniyle 2024 yılı Mart ayında ihracattaki başarısını tekrarlayamadı. Mart ayında ihracatı, 2023 yılı Mart ayına göre yüzde 28,8 düşen ETHİB, 2024 yılının Ocak – Mart döneminde yüzde 4’lük kan kaybıyla 114 milyon dolarlık ihracata imza attı. ETHİB, yılın kalan zaman diliminde sürdürülebilirlik eksenli projeleriyle, ihracatçıları kümelendirdiği TURQUALITY, UR-GE Projeleri, Fuarlar, Sektör Ticaret Heyetleriyle ihracatta tekrar artıya geçmeyi hedefliyor.

İşçilik ve hammaddedeki artışlar deri ihracatını olumsuz etkiliyor

Emek yoğun sektörlerden olan Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği’nde işçilik ücretlerinin toplam maliyet içindeki payının artması nedeniyle ihracatta düşüş yaşıyor. 2023 yılı Mart ayında 21,8 milyon dolar ihracat yapan EDMİB, 2024 yılı Mart ayında 15 milyon dolarlık ihracat yapabildi. EDMİB’in Mart ayında ihracatı yüzde 31 eridi. 

Ortadoğu’ya ihracat yüzde 11 arttı AB’ye geriledi

Egeli ihracatçılar tarafından Avrupa Birliği’ne gerçekleştirilen ihracat yüzde 11’lik azalışla 837 milyon dolardan 745 milyon dolara gerilerken, Orta Doğu ülkelerine gerçekleştirilen ihracat ise yüzde 11 artarak 190 milyon dolardan 211 milyon dolara ilerledi. Amerika Kıtasına yapılan ihracat ise yatay bir seyirle 195 milyon dolar oldu.

Süveyş Kanalı’nda gemi taşımacılığına yönelik saldırılar sebebiyle navlun fiyatlarının neredeyse üç kart artığını ve Kanalın baypas edilerek gemilerin Ümit Burnu’nu tercih etmeleri sebebiyle teslim sürelerinin de uzadığını ifade eden Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Bu şartlarda Avrupalı alıcıların daha az navlun, kaliteli üretim ve hızlı teslim sebebiyle hemen gözünü ülkemize çevirmesi gerekirken, maalesef fiyatlarımızın yüksek kalması sebebiyle tercih edilmiyoruz. Uzakdoğulu rakiplerimiz açısından büyük bir dezavantaj yaratan bu süreci, bizim coğrafi konumumuz sebebiyle fırsata çeviremememiz düşündürücü.” dedi.

Çin’e ihracat yüzde 84 arttı

 Ege Bölgesi’nin ihracatında lider Pazar konumundaki Almanya’ya ihracatı Mart ayında yüzde 11 geriyerek 192 milyon dolardan 172 milyon dolara düşerken, ikinci sıradaki ABD’ye olan ihracatı yüzde 7 artışla 131 milyon dolardan 140 milyon dolara ilerledi. İtalya 93,4 milyon dolarlık ihracatla zirvenin üçüncü basağındaki yerini korudu.

EİB’den Mart ayında en çok ihracat artışı gerçekleştirilen ülkeler; yüzde 84’lük artışla Çin, yüzde 124 ile İran ve yüzde 123 ile Hırvatistan dikkati çekti. Çin’e ihracat 20,8 milyon dolardan 38,4 milyon dolara, İran’a yapılan ihracat 12 milyon dolardan 27 milyon dolara tırmandı. 2023 yılı Mart ayında Hırvatistan’a 3,9 milyon dolarlık ihracat yapmış olan Egeli ihracatçılar 2024 yılının aynı ayında Hırvatistan’a ihracatlarını 8,8 milyon dolara yükselttiler.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri (04.04.2024)

Taşıt-kilometre İstatistikleri, 2022 Toplam taşıt-km 343 milyar 917 milyon olarak hesaplandı Türkiye’de 2022 yılında trafiğe …