Ekonomi-teknoloji, sağlık haberleri, TUİK verileri (01.11.2023)

TÜRKSAT 6A, UZAYDA BÖYLE ÇALIŞACAK

Türkiye’nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu Türksat 6A’nın yüksek güç üretim kapasitesine sahip güneş panellerinin açılım testleri TUSAŞ’da bulunan Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test (USET) Merkezi’nde başarıyla tamamlandı. Bu aşamadan sonra; sırası ile fırlatıcı uyum testleri, son işlevsel testler ve faydalı yük performans testleri gerçekleştirilecek, ardından uydu fırlatma alanına nakliyeye hazır hale gelecek.

Dijital Türkiye Platformu, Türkiye ile Avrupa Birliği Arasında ICT Sektöründeki İşbirliğinin Geliştirilmesi raporunu paylaştıTürkiye Bilişim Vakfı, TÜBİSAD ve TESİD işbirliğiyle 2011’den bu yana Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı liderliğinde faaliyet gösteren Dijital Türkiye Platformu, KPMG Türkiye’nin katkılarıyla hazırladığı “Türkiye ile Avrupa Birliği Arasında ICT Sektöründeki İşbirliğinin Geliştirilmesi” raporunun öne çıkan bulgularını 1 Kasım Çarşamba günü gerçekleştirdiği etkinlikle paylaştı.Dijital Türkiye Platformu Başkanı Faruk Eczacıbaşı ve KPMG Türkiye Başkanı Murat Alsan’ın açılış konuşmalarıyla başlayan rapor tanıtıp toplantısında, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer Landrut, AB Mali Yardımlar Genel Müdürü Bülent Özcan ve Digital Europe Direktörü Cecilia Bonefeld Dahl de konuşmalarıyla yer aldı.Dijital Türkiye Platformu adına konuşan Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı, Dijital Türkiye Platformu’nun Türkiye’nin uluslararası işbirliklerini artırma isteği ve gereksinimini göz önüne alarak bu çalışmayı tamamladığını belirterek şunları ekledi: “Türkiye, gerek coğrafi durumu gerekse yüzyıllara yayılan ticari ilişkileri ve uzun yıllara yayılan AB tam üyeliği çalışmaları nedeniyle kendini sadece Avrupa’nın sınırında, yakınında bir ülke gibi değil, içerisinde ve Avrupa’nın parçası olarak görmektedir. Bu bakış açısının tetiklediği bu çalışma, Türkiye kamuoyuna ve AB üyesi dost kurumlara, bir yandan Türkiye’nin Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) alanında yetenek ve kapasitesini özetlemeye çalışırken, diğer yandan da AB’nin BİT alanında stratejilerini, beklentilerini incelemeye çalışıyor. Aynı zamanda, katılımcısı ve faydalanıcısı olduğumuz AB fonları için bir nevi rehber olmayı amaçlıyor. Dijital Türkiye Platformu olarak bu çalışmanın işlerlik kazandıracak bazı çıktıları olmasının önemine inanıyoruz. Bu nedenle de çalışmanın finalinde, yapılan araştırma ve analizlerin sonucunda işbirliklerini geliştireceğine inandığımız öneriler ve bunu yönetecek yapı önerileri yer alıyor.” Bilgi iletişim teknolojilerinin hızla değişen dünyada pek çok kapıyı açan anahtar rolünü üstlendiğini vurgulayan KPMG Türkiye Başkanı Murat Alsan, “Bilgi ve iletişim teknolojileri eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye kadar her alanı etkiliyor. Bilgiye erişimde artan kolaylık ve hız, toplumları daha bilgili ve bağlantılı kılarken, ekonomik fırsatların artmasına ve yaşam kalitesinin iyileşmesine de etki ediyor. ESG prensipleri ise dijital dönüşümün adil, sürdürülebilir ve şeffaf olmasını sağlıyor. Bu doğrultuda ülkelerin de işbirliğini artırıp sinerji fırsatlarını değerlendirmesi önem taşıyor. Bilgi ve iletişim teknolojileri alanında AB-Türkiye işbirliği her iki taraf için de büyük faydalar sunuyor. Hazırlanan rapor bilgi ve iletişim sinerjisini nasıl artırabileceğimize dair önemli bilgiler ortaya koyuyor. Raporda yer ala aksiyon önerilerin hayata geçirilmesiyle AB-Türkiye işbirliğinin daha iyi noktalara geleceğine inanıyorum” diye konuştu.Toplantıya Brüksel’den canlı bağlantıyla katılan Digital Europe Direktörü Cecilia Bonefeld Dahl, şu ifadeleri kullandı: “45 binin üzerinde Avrupa şirketini temsil ediyor ve Türkiye’deki paydaşlarımızla birlikte AB-Türkiye arasındaki ilişkileri araştırma, yatırım ve inovasyon, başlıkları altında geliştirmeye çalışıyoruz. Türkiye henüz bir Avrupa Birliği üyesi olmasa da ikili ilişkilerin endüstriler, şirketler ve pazarlar özelinde gelişebildiğini görüyoruz. Önümüzdeki dönemde, Avrupa Birliği çapında yapay zekâ ve siber güvenlik alanlarında önemli regülasyonlar ve standartlar devreye girecek. Söz konusu mevzuat ve standartlara uyum sağlamak AB şirketleri kadar AB ile ticaret yapan Türk şirketleri için de önemli olacak. Yetkinlikler ve güvenlik açısından dayanıklı dijital toplumların gelişimi için yeni teknolojilerin kullanımına dair ortak bir anlayış geliştirebilmemiz ve becerilerimizi güçlendirmemiz kritik önem taşıyor. Türkiye bir NATO üyesi olarak, özellikle yeni teknolojiler ışığında değerlendirilmesi gereken siber güvenlik konusunda ortak anlayışın oluşmasına önemli katkılarda bulunabilir. NATO’nun, üye ülkeler nezdindeki küçük ve orta ölçekli şirketlerle teknoloji konusunda işbirliklerine girdiği DIANA Fonu programı bu alanda önemli bir adım. Özetle toplumları teknoloji ile nasıl daha dayanıklı hale getirebileceğimiz, inovatif bir büyüme ortamı için gerekli standartları nasıl oluşturabileceğimiz ve dijital ekonomini gelişiminde sınırları nasıl ortadan kaldırabileceğimiz konularında işbirliklerini geliştirebileceğimize inanıyoruz.”Toplantıda konuşan Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı Mali Yardımlar Genel Müdürü Bülent Özcan, şu ifadeleri kullandı: “Dünyamız yeşil ve dijital dönüşüm olarak adlandırdığımız ikiz dönüşüm sürecini yaşıyor. Türkiye-AB İlişkileri açısından da ikiz dönüşüm çok farklı alanlarda işbirliği fırsatları sunuyor. Bugün tanıtımı yapılan ve Dijital Türkiye Platformu tarafından hazırlanan ‘Türkiye ve Avrupa Birliği Arasında Bilgi ve İletişim Teknolojileri Alanında İşbirliklerini Arttırma’ adlı rapor dijital dönüşüm alanında Türkiye ile AB’nin içinde bulunduğu durumu analiz eden ve iki taraf arasındaki işbirliği fırsatları hakkında öneriler sunan önemli bir çalışma. Rapor sadece bir öneri paketini barındırmıyor aynı zamanda önerilerin nasıl hayata geçirileceği bir uygulama modeli de sunuyor. Sunulan modelde kamu özel sektör ve sivil toplum işbirliği çok önemli. Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığı olarak raporda belirtilen önerilerin hayata geçirilmesi için gerekli desteği vereceğiz. Türkiye-AB ilişkileri açısından böylesine önemli bir çalışmayı hayata geçiren Dijital Türkiye Platformu’na ve KPMG Türkiye’ye teşekkürlerimizi sunuyoruz.”Toplantıda rapor sunumu öncesinde son konuşmayı AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer Landrut yaptı. Büyükelçi yaptığı konuşmada raporun AB ülkeleri ile Türkiye arasında işbirliklerinin geliştirilmesine çok önemli bir katkı sağlayacağına inandığını belirterek Başta Faruk Eczacıbaşı olmak üzere emeği geçen tüm paydaşları tebrik etti. Büyükelçi Landrut şu ifadeleri kullandı: “Avrupa Komisyonu ile Türkiye 1 Eylül 2023’te Dijital Avrupa Programı için ortaklık anlaşması imzaladı. Türkiye’deki özel sektör, kamu idareleri ve uygun nitelik taşıyan diğer kuruluşlar, 2021-2027 dönemi için toplam 7,5 milyar Avroluk bütçesi bulunan Dijital Avrupa Programı kapsamındaki çağrılara başvurabilecek. Türkiye’den katılımcılar, özellikle yapay zekâ ve ileri düzey dijital beceriler gibi belli alanlarda AB genelinde dijital teknolojilerin kullanılmasına yönelik projelerde yer alabilecekler.”Raporda öne çıkan bulgular Türkiye’nin, ileri teknoloji alanlarında işbirliklerini genişletmesi gerekiyorRapor, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile teknoloji ve inovasyon alanında daha etkin işbirlikleri kurabilmesi için stratejik öncelikleri ve bu önceliklere yönelik eylem planlarını detaylı bir şekilde ortaya koyuyor. Bu önceliklerin başarılı bir şekilde hayata geçirilmesi, Türkiye’nin AB’nin araştırma ve inovasyon programlarına daha fazla katılım ve kazanım oranı sağlaması, yapay zeka ve Endüstri 4.0 başta olmak üzere ileri teknoloji alanlarında işbirliklerini genişletmesi ve yeni teknoloji alanlarına yönelik işbirliği fırsatlarını keşfetmesi temel hedefler olarak öne çıkıyor.Öne çıkan zorluklar neler?Bu doğrultuda AB ve diğer paydaşlar ile etkin iletişim kurabilmek için gerekli olan yabancı dil bilgisi eksikliği ve dijital yetkinliklere ilişkin gelişim alanlarına yeterli yatırımın yapılmaması, Avrupa’daki fırsatlar, sektör bilgileri, pazar hedefleri, fonlar ve süreçler hakkında güncel bilgilere erişim, paydaşlar arası iletişim ve koordinasyon ihtiyacı Türk kuruluşların organizasyonlarında AB projelerinin katılım şartları, başvuru, takip, planlama gibi süreçlerin yönetimine ilişkin yetkinlik eksikliği, proje ekiplerinin pazarlama ve satış kadrolarının eksik olması, proje hedeflerinde pazarlamanın göz ardı edilmesi sebebiyle düşük karlılık ile sürdürülebilir ticari fayda sağlanamaması ve Türk şirketleri, üniversiteler, teknokentler ve STK’lar gibi paydaşların AB düzeyinde rekabet edebilmesi için gerekli olan yetkinlik ve kapasitenin geliştirilmesi konusunda eksiklik yaşaması öne çıkan zorluklar.Bu öne çıkan zorluklar doğrultusunda ise AB-Türkiye ICT işbirliğine yönelik belirlenen strateji ve hedefleri hayata geçirecek ekosistem ve yönetişim yapısının kurgulanması, AB-Türkiye ICT işbirliğini destekleyici tüm paydaşların katkı sağlayacağı; bilgi paylaşımı, iletişim ve koordinasyon gerekliliklerini karşılayabilecek dinamik bir platform, AB düzeyinde rekabet edebilmek için ihtiyaç ve kapasite gereklilikleri ile doğru hedef ve yönlendirmelere dair bilgilendirme, iletişim ve koordinasyon, daha yetkin organizasyon ve iş gücü için yabancı dil, dijital yetkinlikler, proje yönetimi gibi farklı başlıklarda yetkinliklerin geliştirilmesi, belirlenen strateji ve hedefler ile eylemlerin izlenmesi ve değerlendirilmesi, bununla birlikte değerlendirme sonuçları ile yeni eylemlerin platformda paylaşılması ihtiyaçları görülüyor.Türkiye-AB ICT işbirliğine rehber ve kaynak olacak web portalıRaporda çözüm önerisi olarak ise Türkiye-AB ICT işbirliğine bir rehber ve kaynak olması amacıyla; ICT alanında raporlar, analizler ve güncel fırsatlara ilişkin bilgiler içeren, AB fonlarına ilişkin güncel gelişme ve duyurulara sahiplik eden, süreç danışmanlığı desteği veren, paydaşlar arasında daha etkin, anlaşılır, doğru, hızlı iletişim kurma ve bilgi paylaşma imkanı sağlayan dinamik bir web portalının tasarlanıp hayata geçirilmesi planlanıyor. Bu portalla birlikte Türkiye ile AB arasındaki iletişim ve yönetişim etkinliğinin artırılması, doğru konsorsiyumlara katılım, doğru projelerden haberdar olma ve fırsatların zamanında tespiti ve etkin koordinasyon için danışmanlık şirketlerinin, TÜBİTAK, AB başkanlığı ve STK’lardan oluşan yönetişim kurgularının da oluşturulması öneriliyor.

Ekim ayı üretici market aylık ve yıllık fiyatlarındaki değişim

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ekim ayı üretici ile market arasındaki fiyat değişimlerini, bu değişimlerin nedenlerini, narenciye sektöründe yaşanan sorunları, aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişimleri yaptığı görüntülü basın açıklamasıyla değerlendirdi.

Ekim ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 683 ile limonda görüldüğünü açıklayan Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü;

“Limondaki fiyat farkını yüzde 234 ile kuru soğan, yüzde 214,8 ile marul, yüzde 200,4 ile maydanoz, yüzde 197,8 ile kırmızı mercimek ve yüzde 191,4 ile elma takip etti.

Limon 7,8 kat, kuru soğan 3,3 kat, marul 3,1 kat, maydanoz ve kırmızı mercimek 3 kat ve elma 2,9 kat fazlaya satıldı. Üreticide 2 lira 10 kuruş olan limon 16 lira 44 kuruşa, 3 lira 94 kuruş olan kuru soğan 13 lira 16 kuruşa, 7 lira 71 kuruş olan marul 24 lira 28 kuruşa, 3 lira 61 kuruş olan maydanoz 10 lira 84 kuruşa, 17 lira 50 kuruş olan kırmızı mercimek 52 lira 11 kuruşa, 9 lira 50 kuruş olan elma 27 lira 68 kuruşa markette satıldı.”

Market fiyatları

“Ekim ayında markette 37 ürünün 21’inde fiyat artışı, 16’sında fiyat azalışı görüldü. Ekim ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 37,4 ile domates oldu. Domatesteki fiyat artışını yüzde 23,7 ile kuru incir, yüzde 17 ile yeşil mercimek, yüzde 16,1 ile nohut, yüzde 13,9 ile kuru fasulye takip etti. Markette fiyatı en çok düşen ürün ise yüzde 26,3 ile ıspanak oldu. Ispanaktaki fiyat düşüşünü yüzde 21,4 ile fındık içi, yüzde 18 ile yeşil fasulye, yüzde 17,6 ile kuru soğan ve yüzde 15,9 ile limon izledi.”

Üretici fiyatları

“Ekim ayında üreticide 29 ürünün 9’unda fiyat artışı olurken, 16’sında fiyat düşüşü görüldü. 4 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Geçen ay üreticide 4 lira 46 kuruş olan limonun fiyatı yüzde 52,9 azalışla 2 lira 10 kuruşa düştü. Marketlerde ise 19 lira 55 kuruştan 16 lira 44 kuruşa düştü. Limondaki fiyat düşüşünü yüzde 49,8 ile ıspanak, yüzde 43,8 ile yeşil soğan, yüzde 27,5 ile yeşil fasulye ve yüzde 18,1 ile kuru soğan izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 71,2 ile domateste görüldü. Domatesteki fiyat artışını yüzde 20 ile kuru üzüm, yüzde 15,4 ile kabak, yüzde 9,2 ile elma ve yüzde 4,4 ile yeşil mercimek takip etti.”

Üretici fiyat değişiminin nedenleri

“Limonda erkenci ürün mayer çeşidinin arzının artması limon fiyatlarında düşüşe yol açtı. Yeşil soğan, ıspanak, yeşil fasulye arzındaki artışlar bu ürünlerin fiyatlarına düşüş olarak yansıdı. Kuru soğanda üretimin yüksekliğinin yanında ihracatın tamamen açılmaması ürün fiyatına aşağı yönde baskı yaptı. Domates ve kabak üretiminde tarladan seraya geçiş, ürün fiyatlarının artmasına neden oldu. Kuru üzüm fiyatı ise arz düşüklüğünün yanında TARİŞ’in açıkladığı fiyatla birlikte yükseldi. Yeşil mercimekte arzdaki azalmanın yanında talep artışı fiyatı yükseltti. Elma da hasadın yeni başlaması nedeniyle arzdaki düşüş fiyatlara artış olarak yansıdı.”

“Narenciyede tedbir alınmalı”

“Bin bir emekle üretilen erkenci çeşit limonda fiyat düşüklüğü devam ederken, bu durumun diğer narenciye ürünlerinde de görülmemesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. Geçen yıla göre limonda yaşanan fiyat düşüklüğü, daha az olmakla birlikte mandalinada da görülüyor.

Üretim artışına rağmen, girdi fiyatlarının yükselmesiyle artan üretim maliyetleri çiftçilerimizi zararına limon satar duruma getirdi. Çukurova bölgesinde erkenci çeşit limonda üretici fiyatları kilogram başına 50 kuruşa kadar düştü. İşçilik maliyetleri ve işçi bulunamaması nedeniyle ürünün dalında kalması, ağaçların kesilmesine neden oldu. Sökülmeye başlanan bahçe tesisi gibi önemli yatırımların ve kullanılan girdilerin birer milli servet olduğu ve israf olacağı düşünüldüğünde ürünün pazarlanabilmesi için gerekli şartlar sağlanmalıdır.

Devlet müdahale alımlarını yapmalı, tüccar ve sanayici de fiyat düşüklüğünü fırsata çevirmemelidir. Kesilecek her bir ağaç artık yerine konamayacak, bu üretim dalından gelir elde eden herkes mağdur olacaktır. İhracatçıya destek verilmeli, yeni alternatif pazarlar bulunmalı, üretimin iç ve dış pazar talebine göre kontrollü bir şekilde yapılması sağlanmalıdır. Tarım ve Orman Bakanlığı narenciye ürünlerindeki analiz ücretlerini düşürmeli, biyolojik ve biyoteknik mücadele desteklerini artırılmalıdır. Kooperatifler ve Üretici Birlikleri özellikle pazarlama konusunda işlevsel hale getirilmelidir.”

Ekim ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişim

“Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre Ekim ayında, Eylül ayına göre, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 2, üre gübresi yüzde 1,7, DAP gübresi yüzde 1,5 azalırken, amonyum sülfat gübresi yüzde 2,1, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 1,1, oranında arttı.

Geçen yılın Ekim ayına göre, sadece üre gübresi yüzde 0,9 azalırken, DAP gübresi yüzde 12,1, 20.20.0 kompoze gübresi fiyatı yüzde 9,9, amonyum sülfat gübresi yüzde 8,8, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 8,2, oranında arttı. Geçtiğimiz aylarda artış gösteren gübre fiyatları Ekim ayında az da olsa bir düşüş yaşarken, geçen yıla göre fiyatlar artış gösterdi. Kalite ve verimi artıran dolayısıyla gıda üretiminin ve üretici gelirinin artışını sağlayan gübre fiyatlarında istikrar sağlanmalı ve yıllar içinde çok düşük kalan gübre destek miktarı artırılmalıdır.

Mazot fiyatı son bir ayda yüzde 5,1 azalırken, son bir yıla göre ise yüzde 45,9 oranında arttı. Tarımsal üretim faaliyetinin olmazsa olmazı mazot fiyatlarında istikrar sağlanması için üzerindeki vergiler düşürülmeli destekler artırılmalıdır. Besi yemi Ekim ayında Eylül ayına göre yüzde 1,7, süt yemi yüzde 0,9 azalırken, son bir yılda besi yemi yüzde 27,3 ve süt yemi yüzde 27,7 oranında arttı. Yem, elektrik zirai ilaç gibi girdiler de üreticiye makul fiyatlardan sağlanmalı ve tarımsal üretimde sürdürülebilirlik sağlanarak, üreticiyi ve tüketiciyi memnun edecek ürün fiyatlarına erişilmelidir.”

Petrol Ofisi’nden sektöre bir yenilik daha: “Lubi” Türkiye madeni yağ pazarının geleneksel lideri Petrol Ofisi Grubu tarafından geliştirilen WhatsApp sohbet robotu “Lubi”, madeni yağlar ile ilgili birçok konuda tüketicilere yardımcı olmak üzere tasarlandı. “Lubi”, görüntü işleme ve yapay zekâ destekli özellikleri sayesinde, madeni yağ dünyasına en hızlı şekilde dahil olmanızı sağlıyor. Türkiye madeni yağ pazarının 13 yıldır geleneksel lideri olan[1] Petrol Ofisi Grubu, madeni yağ segmentine özel bir WhatsApp sohbet robotu geliştirdi. “Lubi” isimli sohbet robotu WhatsApp üzerinden madeni yağ teknolojisi konusunda müşterilerin hayatını kolaylaştıracak bir asistan görevi görecek. WhatsApp sohbet robotu “Lubi” sürücülerin araçları için Petrol Ofisi’nin tüm araçlara yönelik geniş ürün gamı arasından en doğru tercihi yapmasına olanak tanıyor. Araç markası, modeli ve model yılı girildiğinde, motor üreticisinin önermiş olduğu standartlarda Petrol Ofisi madeni yağlarından en uygun olanı kullanıcıya sunuluyor. Ayrıca “Lubi”, uygulama alanına göre Petrol Ofisi çözümünü saniyeler içinde ekrana getiriyor. Kullanıcılar farklı markalara ait ürünlerin ismini yazarak veya direkt fotoğrafını göndererek de tavsiyeler alabiliyor. Arka planda geliştirilen görüntü işleme ve yapay zekâ sayesinde çekilen fotoğraftaki ürün tanınıyor ve Petrol Ofisi çözümü sunulabiliyor. Önerilerin yanı sıra ürünlerin teknik ve güvenlik bilgilerini içeren formları saniyeler içinde iletiyor. Ürün kataloglarını da PDF formatında müşteriye ulaştırabilen “Lubi”, kullanıcı konumunu paylaştığında bu konuma en yakın Petrol Ofisi Maxima yağ değişim merkezlerini ve satın alım noktalarını kendisine gösteriyor. Böylelikle sürücüler, önerilen ürünlerin içeriklerine erişebiliyor ve yağ değişim merkezlerine yönlendiriliyor. Tüm sorularınızın cevaplarına ise saniyeler içerisinde yanıt veriyor. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Petrol Ofisi Grubu Madeni Yağlar Direktörü Sezgin Gürsu, “Madeni yağda Türkiye’nin geleneksel bir numarası olarak kullanıcılarımızın değişen ihtiyaç ve beklentilerini anlayıp onlara en doğru çözümleri sunmak en önemli görevimiz. Görüntü işleme ve yapay zekâ gibi çığır açan teknolojilerden faydalanarak tasarlanan “Lubi” de bu anlayışla geliştirildi. Sektöre öncülük edecek, teknoloji odaklı çözüm ve hizmetler üretmeye devam edeceğiz.” dedi.

İZODER: TASARRUF İÇİN TÜM BİNALARDA YALITIM ŞART

Yalıtımsızlık nedeniyle her yıl ülke bütçesinden 12 milyar dolar havaya savruluyor!

Türkiye enerjisinin yüzde 71’ini doğalgazının ise yüzde 99’unu ithal ediyor. Ülkemizde kullanılan toplam enerjinin yüzde 31’i ise binalarda tüketiliyor. Tüketilen bu enerjinin yüzde 80’i de kışın ısınma yazın soğutma için kullanılıyor. Enerjide dışa bağımlılık nedeniyle geçtiğimiz yıl Türkiye enerji ithalatına tam 100 milyar dolar ödedi. Ülkemizde binaların sadece yüzde 20’si yalıtımlı olduğu için bu 100 milyarın yaklaşık 12 milyar doları boşa harcandı. Yani yalıtımsız binalar nedeniyle enerjimiz duvarlardan, camlardan, çatılardan ve döşemelerden havaya uçarken bütçemizde de büyük bir açık oluşuyor. 31 Ekim Dünya Tasarruf Günü nedeniyle bir açıklama yapan İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, tasarrufun enerjide verimlilikle başladığını söyleyerek ülke genelinde yalıtım seferberliğine ihtiyaç olduğunu belirtti.

Enerji tüm dünyanın en temel ihtiyaçlarından biri… Gelişen teknoloji enerjiye duyulan ihtiyacı hızla artırırken aşırı tüketimden dolayı enerji kaynakları için kırmızı alarm çalıyor. Enerjide alternatif çözümler konuşulurken boşa harcanan enerjiden tasarruf etmek çok büyük önem taşıyor. 1924’te Uluslararası Tasarruf Kongresi’nde kabul edilen Dünya Tasarruf Günü, her yıl ekim ayının son günü kutlanıyor. Tam 30 yıldır ülke genelinde yalıtım bilincini artırarak enerji tasarrufunun önüne geçmeye çalışan İZODER, Dünya Tasarruf Günü’nde herkesi boşa akıtılan enerji musluklarını kapatmaya çağırıyor.

Bireysel ya da toplumsal refahı yükseltmenin yolunun tasarruftan geçtiğini belirten İZODER- Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, şunları söyledi, “Küçük büyük demeden tasarrufu hayatımızın her alanında yaygınlaştırmak büyük önem taşıyor. Bir yandan tüketimi azaltırken diğer yandan verimliliği artırmak büyük önem taşıyor. Sürdürülebilir bir dünya için verimlilik ve tasarruf ön koşulu oluşturuyor. Bu noktada herkesin enerjide verimliliğe ve tasarrufa dikkat etmesi gerekiyor. Türkiye, enerjisinin yüzde 71’ini ithal eden bir ülke; doğalgazda ise bu oran yüzde 99’a ulaşıyor. Ülkemizde kullanılan toplam enerjinin yüzde 31’i binalarda tüketiliyor. Tüketilen bu enerjinin yüzde 80’i de kışın ısınma yazın soğutma için kullanılıyor. Geçtiğimiz yıl enerji ithalatına yaklaşık 100 milyar dolar ödeyen ülkemizde binaların sadece yüzde 20’si yalıtımlı olduğu için bu 100 milyarın yaklaşık 12 milyar doları havaya savrulmuş oldu. Binaların çatı, duvar döşemelerinde standartlara uygun CE işaretli ürünlerle doğru ısı yalıtımı yaptırır ve pencerelerinde kaplamalı yalıtım camı üniteleri kullanırsak yazın serinlemek kışın ısınmak amaçlı enerji tüketimini yarı yarıya azaltabiliriz. Böylece hem cari açığı hem de enerji faturalarımızı düşürebiliriz. Enerji tasarrufunda önemli rol oynayan yalıtımla azalan enerji tüketimi aynı zamanda hava kirliliğinin önlenmesine destek olarak çevreyi de koruyor.”

Türkiye’nin enerji israfı gelişmiş ülkelerde 3 ila 5 kat fazla

Yalıtımsız her binanın enerji kaynaklarının daha fazla kullanılmasına sebep olduğuna değinen İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, tasarruf için yalıtımı konuşurken Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standardı TS 825’de revizyonun önemini vurgulayarak açıklamalarını şu sözlerle sürdürdü: “Yeni inşa edilen binalarla ilgili pek çok yönetmelik ve mevzuat olsa da gelişmiş ülkelerin yine de gerisindeyiz. Bu ülkelerde binalarda enerji verimliliğine yönelik birçok adım atılarak enerji limitleri düşürülürken, ülkemizde halen 2008 yılında tanımlanmış enerji limitleri kullanılıyor. AB’de 2019 yılından bu yana yeni kamu binalarının tümü neredeyse sıfır enerjili olarak üretiliyor. 2020 yılının başından itibaren ise tüm yeni binalar neredeyse sıfır enerjili olarak yapılıyor. Birçok gelişmiş ülkede binalar, ısıtma ve soğutmaya yönelik birim metrekaredeki yıllık enerji tüketimi 30-50 kW olacak şekilde yalıtımlı olarak tasarlanıyor ve inşa ediliyor. Ülkemizde ise halen bina enerji tüketimi 100-120 kW (birim metrekare/yıl) seviyesinde. Enerji israfımız gelişmiş ülkeler ile mukayese edildiğinde 3 ila 5 kat daha fazla. Daha somut bir örnek vermek gerekirse: Almanya ile aynı iklim koşullarına sahip Ankara’da her katta iki dairenin olduğu beş katlı iki binayı kıyasladığımızda; Almanya 30 kW (birim metrekare/yıl) enerji tüketirken, Ankara’daki bina 170 kW (birim metrekare/yıl) enerji harcıyor. Bir an önce Enerji Verimliliği Strateji Belgesi’nde de tanımlandığı üzere enerji limitlerimizi ve U değerlerimizi gelişmiş ülkeler seviyesine getirilmeliyiz. Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standardı TS 825 revizyonu bu noktada büyük önem taşıyor. Revize standardın bir an önce çıkarılmasını bekliyoruz.”

Güvenli, enerji verimli, sağlıklı ve konforlu binalarda yaşamanın en önemli koşullarından olan ısı, su, ses, yangın ve tesisat yalıtımı, doğru uygulandığında yapıların ömrünü uzattığı gibi bakım ve onarım masraflarından da tasarruf sağlamasında önemli bir role sahip. Ülkede yalıtımsız bina kalmaması için yoğun çalışmalar sürdürdüklerini belirten Emrullah Eruslu, “Yalıtımı herkes için ulaşılabilir kılmak ve mevcut binalarda yalıtım uygulamalarının yaygınlaşması için uzun yıllardır ilgili kurumlarla üzerinde çalıştığımız “Yalıtım Kredisi” konusunda da önemli bir adım atıldı. 6 Haziran 2022’de, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Hazine Maliye Bakanlığı öncülüğünde, İZODER’in desteği ile hayata geçen daire başına 50 bin liraya kadar 60 ay vadeli ve 0,99 faiz oranlı Yalıtım Kredisi, Ziraat Bankası, Vakıfbank, Halkbank ve Ziraat Katılım bankaları tarafından verilmeye başlandı. Şekerbank iş birliğinde hayata geçirdiğimiz Eko Kredi, yalıtım uygulamaları için önemli bir finansman çözümü oldu. Isı yalıtımının önemini bilmesine rağmen ekonomik nedenlerden dolayı yalıtım yaptıramayan çok sayıda kişi var. Kredi ödemelerinden endişelenenler elektrik ve doğalgaz faturalarının yarı yarıya düşeceğini, sağladıkları tasarrufla kredilerini sıkıntı çekmeden ödeyebileceklerini unutmamalı. Yalıtım Kredisinden yararlanmak isteyen vatandaşlarımız İZODER’in web sitesine girerek kredi detaylarını öğrenebilirler” dedi.

Kawakin Core-Tech İstanbul şubesi açılıyor Türkiye’ye depreme dayanıklı teknoloji sağlanıyor

Kawakin Core-Tech (Kawaguchi, Saitama, Japonya; Başkan ve CEO: Shinkichi Suzuki), şirketin Türkiye’deki ilk şubesi olan İstanbul şubesini açtı. Kawaguchi Metal Industries’in kuruluşuyla başlayan Kawakin Holding Grubu’nun 75. yılı ve Türkiye’nin kuruluşunun 100. yılı olan 29 Ekim’de faaliyete geçmesi planlanıyor.

Şirket, 2022 yılından itibaren uygun maliyetli, depreme dayanıklı Burkulması Önlenmiş Çapraz (BRB) üretmek için İstanbul Teknik Üniversitesi ile ortak araştırmalara başlamıştır. Şubat 2023’te, ortak araştırma sırasında “Türkiye-Suriye depremi” meydana gelmiştir. Depremin neden olduğu hasara katkıda bulunan faktörlerden birinin, inşaatın uygun bina standartlarına uymaması olduğu öne sürülmüştür. Depremin ardından İstanbul’da yeni bir şube açılmıştır. Bu şube, geliştirilmekte olan burkulması önlenmiş çaprazlar ile birlikte sismik izolasyon, damperler ve sismik cihazlarımızın erken tanıtımını yapmak için açıldı.

20 Eylül’de İstanbul’da düzenlenen açılış töreninde Başkan ve CEO Suzuki şunları ifade etti: “Tecrübemizi ve teknolojimizi Türkiye’nin sosyal altyapısının ve binalarının depremden korunmasına yardımcı olmak için kullanmak istiyoruz.” Japonya’nın Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi Takahiko Katsuyoshi ise şunları söyledi: “Kawakin Core-Tech ürünleri, insan yaşamı ve toplumu koruma konusunda son derece önemli bir rol oynuyor. Kawakin Core-Tech’in işini bu bölgeye genişletmesinden gurur duyuyoruz”.  Bu sözlerin ardından, Başkan ve CEO Suzuki, Büyükelçi Katsuyoshi, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden Profesör Oğuz Cem Çelik ve Şube Müdürü Tolga Önal tarafından kurdele kesme töreni gerçekleştirildi.

          Kawakin, teknolojinin ilerlemesi ve yeni uygulama alanlarının geliştirilmesi konusunda hem köprülerde hem de sismik izolasyon gibi diğer alanların geliştirilmesini yorulmadan desteklemektedir. Japonya’nın önde gelen köprü mesnetleri üreticilerinden biri olan Kawakin’in ürünleri, Kuzey ve Güney Bisan Seto Ohashi Köprüsü, Higashi Kobe Ohashi Köprüsü ve Saitama Valiliği Hükümet Binası 2 (sismik güçlendirme) gibi önemli projelerde kullanılıyor. Ayrıca yurtdışında Neak Loeung Köprüsü (Kamboçya), Malun Köprüsü (Myanmar) ve Nhat Tan Köprüsü (Vietnam) gibi projelere cihazlar tedarik edildi. Kawakin, pazarlarını yalnızca Japonya’da değil uluslararası alanda da aktif olarak geliştiriyor.

SIBUR, Orta Doğu, Afrika ve Çin’deki müşterilere tıbbi kullanıma uygun polimerler sunuyor

Tıbbi kullanıma uygun polimerlerinin Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğundaki (BDT) başarısının ardından SIBUR, Çin ve Türkiye’nin yanı sıra Afrika ve Orta Doğu ülkelerindeki müşterilerine infüzyon çözümleri ve tıbbi cihaz üretimi için ambalajlama amaçlı tıbbi sınıf polietilen ve polipropileni test etme fırsatı sundu.

  • SIBUR’un infüzyon çözümlerine yönelik BFS ambalajına yönelik polietileni, 121 santigrat dereceye kadar sterilizasyon sıcaklıklarına dayanabilirken, endüstriyel ortalama sadece 108 santigrat derecedir.
  • SIBUR’un tıbbi nitelikli polietilen ve polipropilenleri, önde gelen BFS makine üreticileri tarafından onaylanmış olup, Avrupa ve ABD farmakope standartlarına uygundur.

SIBUR Endüstri Çözümleri Pazarlama Müdürü Alexey Shamov, “Bu polimerleri ilk olarak Rusya sağlık pazarındaki talebi karşılamak için geliştirdik. Şimdi, sağlık sektöründeki büyümenin etkisiyle çeşitli ülkelerde tıbbi kullanıma uygun polimerlere yönelik artan küresel talebe yanıt olarak bunları ihracat portföyümüze de ekledik” dedi.

SIBUR’un tıbbi sınıf polimerlerinin Mısır’da yapılan ilk testleri, belirtilen özellikleri karşıladığını göstermiş ve artık infüzyon çözümleri için ambalajlama için onaylanmıştır. SIBUR şu anda bu ürünü Mısır’daki çeşitli ilaç üreticilerine düzenli olarak tedarik etmek için görüşmelerde bulunmaktadır.

SIBUR’un tıbbi nitelikli polimer örnekleri şu anda Çin, Kenya, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde test edilmektedir. Testlerin ayrıca Pakistan, Türkiye ve Vietnam’da da yapılması planlanmaktadır.

Turşu ihracatında hedef 500 milyon dolar

Sonbahar ve kış mevsimlerinde sofraların vazgeçilmezi doğal antibiyotik deposu turşuda Türkiye 2023 yılının 9 aylık döneminde 260 milyon dolarlık turşu ihracatına imza attı. 2022 yılının ocak-eylül döneminde 228 milyon dolar olan turşu ihracatımız 2023 yılında yüzde 14 artış gösterdi.

Turşu 260 milyon dolarlık ihracat performansıyla Türkiye’nin 1 milyar 700 milyon dolarlık meyve sebze mamulleri ihracatında lider ürün grubu oldu.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Anadolu coğrafyasında yetişen lezzetlerden, Türk turşu sektörünün modern tesislerinde ürettiği turşuların dünyanın her tarafından talep gördüğünü, turşu ihraç ettiğimiz ülke sayısının 2023 yılında 136 olduğunu dile getirdi.

Turşu ihracatından 2022 yılında 340 milyon dolar döviz getirisi elde ettikleri bilgisini paylaşan Uçak, “Kornişon, biber, lahana, karnabahar, domates, badem, mantar, pancar, soğan, sarımsak, tropikal meyveler başta olmak üzere 30’un üzerinde sebze ve meyvenin turşusunu üreterek ihraç ediyoruz. Turşu ihracatımız her yıl sürekli artıyor. 2023 yılı sonunda Türkiye’nin ihracatının 400 milyon dolara, Ege Bölgesinin 300 milyon dolara çıkması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. 2024 yılında da turşu ihracatımızı 500 milyon doların üzerine taşımayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Türkiye’nin yıllık 55 milyon ton taze meyve sebze ürettiği bilgisini dillendiren Uçak sözlerine şöyle devam etti; “55 milyon ton taze meyve sebzeyi sezonunda taze olarak tüketmek ve ihraç etmek mümkün değil. O nedenle kurutarak, konserve yaparak, dondurarak, turşu yaparak üreticimizin binbir emekle ürettiği ürünleri katma değere dönüştürüyoruz. Ege Bölgesi olarak, 200 milyon dolarlık turşu ihracatıyla Türkiye’nin turşu ihracatının yüzde 77’lik büyük dilimini gerçekleştirdik.”

Turşu ihracatında en çok talep biber ve kornişon turşusuna

Türkiye’nin turşu ihracatında ilk sıranın sahibi 118 milyon 200 bin dolarlık tutarla biber turşusu oldu. En çok tercih edilen turşu türlerinden kornişon turşusunun ihracatından 109 milyon 287 bin dolar döviz geliri elde edildi. Türkiye, diğer sebzelerden yapılan turşuların ihracatından 32 milyon doları hanesine yazdırdı.

Türk turşusunu en çok Almanya talep etti

2023 yılının ocak – eylül, Almanya 70 milyon dolarlık Türk turşusu talebiyle zirvede yer alırken, Hollanda 47 milyon dolarlık taleple zirve ortağı oldu. Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri’ne 32 milyon dolarlık, İngiltere’ye 25 milyon dolarlık, Romanya’ya ise; 11 milyon dolarlık turşu gönderdi. Turşu ihraç ettiğimiz ülke sayısı da 136 oldu.

Eylül ayında genel ticaret sistemine göre ihracat %0,5, ithalat %14,6 azaldı
Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2023 yılı Eylül ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre %0,5 azalarak 22 milyar 490 milyon dolar, ithalat %14,6 azalarak 27 milyar 501 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Ocak-Eylül döneminde ihracat %0,5 azalırken, ithalat %1,2 arttı
Genel ticaret sistemine göre ihracat 2023 yılı Ocak-Eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %0,5 azalarak 187 milyar 204 milyon dolar, ithalat %1,2 artarak 274 milyar 432 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Eylül ayında enerji ürünleri ve altın hariç ihracat %2,3, ithalat %1,5 azaldı
Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2023 Eylül ayında %2,3 azalarak 20 milyar 746 milyon dolardan, 20 milyar 260 milyon dolara geriledi.
Eylül ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat %1,5 azalarak 20 milyar 598 milyon dolardan, 20 milyar 280 milyon dolara geriledi.
Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Eylül ayında 19 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi %1,9 azalarak 40 milyar 540 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı %99,9 oldu.
Eylül ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre %47,8 azalarak 9 milyar 607 milyon dolardan, 5 milyar 12 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Eylül ayında %70,2 iken, 2023 Eylül ayında %81,8’e yükseldi.
Dış ticaret açığı Ocak-Eylül döneminde %4,9 arttı
Ocak-Eylül döneminde dış ticaret açığı %4,9 artarak 83 milyar 142 milyon dolardan, 87 milyar 228 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Eylül döneminde %69,3 iken, 2023 yılının aynı döneminde %68,2’ye geriledi.
İhracat, ithalat ve dış ticaret dengesi, Eylül 2023
Eylül ayında imalat sanayinin toplam ihracattaki payı %94,1 oldu
Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2023 Eylül ayında imalat sanayinin payı %94,1, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı %4,0, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı %1,4 oldu.
Ocak-Eylül döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı %94,5, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı %3,5, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı %1,5 oldu.
Eylül ayında ara mallarının toplam ithalattaki payı %71,3 oldu
Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2023 Eylül ayında ara mallarının payı %71,3, sermaye mallarının payı %14,9 ve tüketim mallarının payı %13,7 oldu.
İthalatta, 2023 Ocak-Eylül döneminde ara mallarının payı %73,5, sermaye mallarının payı %13,9 ve tüketim mallarının payı %12,5 oldu.
Eylül ayında en fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu
Eylül ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 746 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 201 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 196 milyon dolar ile Irak, 1 milyar 96 milyon dolar ile İtalya,1 milyar 69 milyon dolar ile Birleşik Krallık takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın %28,1’ini oluşturdu.
Ocak-Eylül döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 15 milyar 904 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 11 milyar 7 milyon dolar ile ABD, 9 milyar 156 milyon dolar ile İtalya, 9 milyar 87 milyon dolar ile Birleşik Krallık ve 8 milyar 933 milyon dolar ile Irak takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın %28,9’unu oluşturdu.
İthalatta ilk sırayı Çin aldı
İthalatta Çin ilk sırayı aldı. Eylül ayında Çin’den yapılan ithalat 3 milyar 728 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 134 milyon dolar ile Rusya Federasyonu, 2 milyar 357 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 249 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 175 milyon dolar ile BAE izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın %42,3’ünü oluşturdu.
Ocak-Eylül döneminde ithalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı. Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 34 milyar 705 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 34 milyar 397 milyon dolar ile Çin, 21 milyar 190 milyon dolar ile Almanya, 16 milyar 563 milyon dolar ile İsviçre, 11 milyar 840 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın %43,3’ünü oluşturdu.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat %1,7 arttı
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2023 Eylül ayında bir önceki aya göre ihracat %1,7 artarken, ithalat %6,5 azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2023 yılı Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat %2,0 artarken, ithalat %12,7 azaldı.
Yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payı %4,1 oldu
Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Eylül ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı %94,1’dir. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı %4,1’dir. Ocak-Eylül döneminde ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı %94,5’tir. Ocak-Eylül döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı %3,6’dır.
Eylül ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı %83,6’dır. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı %10,5’tir. Ocak-Eylül döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı %80,7’dir. Ocak-Eylül döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı %10,2’dir. Özel ticaret sistemine göre ihracat 2023 yılı Eylül ayında 20 milyar 452 milyon dolar oldu
Özel ticaret sistemine göre, 2023 yılı Eylül ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre %0,8 azalarak 20 milyar 452 milyon dolar, ithalat %14,8 azalarak 25 milyar 723 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Eylül ayında dış ticaret açığı %44,9 azalarak 9 milyar 568 milyon dolardan, 5 milyar 271 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Eylül ayında %68,3 iken, 2023 Eylül ayında %79,5’e yükseldi.
İhracat 2023 yılı Ocak-Eylül döneminde 170 milyar 172 milyon dolar oldu
Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2023 yılı Ocak-Eylül döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,7 azalarak 170 milyar 172 milyon dolar, ithalat %0,4 artarak 256 milyar 717 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Ocak-Eylül döneminde dış ticaret açığı %7,2 artarak 80 milyar 722 milyon dolardan, 86 milyar 545 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Eylül döneminde %68,4 iken, 2023 yılının aynı döneminde %66,3’e geriledi.

Turizm geliri geçen yılın aynı çeyreğine göre %13,1 arttı
Turizm geliri Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarından oluşan III. çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %13,1 artarak 20 milyar 225 milyon 317 bin dolar oldu. Turizm gelirinin %16,5’i ülkemizi ziyaret eden yurt dışı ikametli vatandaşlardan elde edildi.
Ziyaretçiler, seyahatlerini kişisel veya paket tur ile organize etmektedirler. Bu çeyrekte yapılan harcamaların 14 milyar 644 milyon 632 bin dolarını kişisel harcamalar, 5 milyar 580 milyon 686 bin dolarını ise paket tur harcamaları oluşturdu.
Ziyaretçi sayısı geçen yılın aynı çeyreğine göre %6,8 arttı
Ülkemizden çıkış yapan ziyaretçi sayısı 2023 yılı III. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %6,8 artarak 22 milyon 428 bin 234 kişi oldu. Ziyaretçilerin %12’sini 2 milyon 687 bin 458 kişi ile yurt dışında ikamet eden vatandaşlar oluşturdu.
Bu çeyrekte ülkemizden çıkış yapan ziyaretçilerin gecelik ortalama harcaması 103 dolar oldu. Yurt dışında ikamet eden vatandaşların gecelik ortalama harcaması ise 74 dolar oldu.

Bu çeyrekte geçen yılın aynı çeyreğine göre spor, eğitim, kültür harcaması %33,3, konaklama harcaması %26,1, yeme-içme harcaması %24,6 artarken tur hizmetleri harcaması %1,6 azaldı.
Bu çeyrekte ziyaretçiler ülkemizi %76,2 ile en çok “gezi, eğlence, sportif ve kültürel faaliyetler” amacıyla ziyaret etti
İkinci sırada %16,6 ile “akraba ve arkadaş ziyareti”, üçüncü sırada ise ile %3 ile “alışveriş” yer aldı. Yurt dışı ikametli vatandaşlar ise ülkemize %61,2 ile en çok “akraba ve arkadaş ziyareti” amacıyla geldi.
Turizm gideri geçen yılın aynı çeyreğine göre %74,8 arttı
Yurt içinde ikamet edip başka ülkeleri ziyaret eden vatandaşlarımızın harcamalarından oluşan turizm gideri, geçen yılın aynı çeyreğine göre %74,8 artarak 1 milyar 933 milyon 781 bin dolar oldu. Bunun 1 milyar 491 milyon 933 bin dolarını kişisel, 441 milyon 848 bin dolarını ise paket tur harcamaları oluşturdu.
Yurt dışını ziyaret eden vatandaşlar geçen yılın aynı çeyreğine göre %43,7 arttı
Bu çeyrekte yurt dışını ziyaret eden vatandaş sayısı bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %43,7 artarak 2 milyon 978 bin 418 kişi oldu. Bunların kişi başı ortalama harcaması 649 dolar olarak gerçekleşti.

Ekonomik güven endeksi 96,5 oldu

Ekonomik güven endeksi Eylül ayında 95,4 iken, Ekim ayında %1,2 oranında artarak 96,5 değerini aldı.

Bir önceki aya göre Ekim ayında tüketici güven endeksi %4,4 oranında artarak 74,6 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi %0,2 oranında artarak 105,3 değerini, hizmet sektörü güven endeksi %0,5 oranında artarak 113,6 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi %3,3 oranında azalarak 113,9 değerini, inşaat sektörü güven endeksi %0,9 oranında artarak 89,1 değerini aldı.

Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) yıllık %78,46, aylık %1,70 arttı
H-ÜFE 2023 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre %1,70, bir önceki yılın Aralık ayına göre %72,00, bir önceki yılın aynı ayına göre %78,46 ve on iki aylık ortalamalara göre %78,63 artış gösterdi.

Ulaştırma ve depolama hizmetleri yıllık %62,65 arttı
Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde %62,65, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde %97,96, bilgi ve iletişim hizmetlerinde %85,32, gayrimenkul hizmetlerinde %71,10, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde %97,48, idari ve destek hizmetlerde %99,22 artış gerçekleşti.
Ulaştırma ve depolama hizmetleri aylık %2,25 arttı
Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde %2,25 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde %0,95 azalış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde %5,41 artış, gayrimenkul hizmetlerinde %0,37 azalış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde %6,29 artış, idari ve destek hizmetlerde %1,72 azalış gerçekleşti.
Yıllık H-ÜFE’ye göre 7 alt sektör daha düşük, 20 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi
H-ÜFE sektörlerinden su yolu taşımacılığı hizmetleri %13,78, hava yolu taşımacılığı hizmetleri %37,94, depolama ve destek hizmetleri (taşımacılık için) %50,82 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu. Buna karşılık sinema filmi, video ve televizyon programı yapımcılık hizmetleri, ses kaydı ve müzik yayımlama %143,85, bina ve çevre düzenleme (peyzaj) hizmetleri %129,99, büro yönetimi, büro destek ve diğer iş destek hizmetleri %107,79 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.
Aylık H-ÜFE’ye göre 15 alt sektör daha düşük, 12 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi
H-ÜFE sektörlerinden konaklama hizmetleri %9,36, seyahat acentesi, tur operatörü, diğer rezervasyon hizmetleri ve ilgili hizmetler %7,39, hava yolu taşımacılığı hizmetleri %5,48 ile endekslerin en fazla azalış gösterdiği alt sektörler oldu. Buna karşılık programcılık ve yayıncılık hizmetleri %60,79, sinema filmi, video ve televizyon programı yapımcılık hizmetleri, ses kaydı ve müzik yayımlama %32,72, reklamcılık ve piyasa araştırması hizmetleri %16,09 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

kuikpara ile tüm Metropol Cep Pos noktalarından QR ile ödeme imkanı Uluslararası para transferi alanında faaliyet gösteren, sektörün önde gelen ödeme hizmetleri sağlayıcısı PayPorter, mobil cüzdan uygulaması kuikpara hizmetiyle kullanıcılarına büyük bir avantaj sağlıyor. kuikpara kullanıcıları bundan böyle tüm Metropol Cep Pos noktalarından QR ile ödeme imkanına sahip oluyor. Ulusal ve uluslararası para transferi sağlayıcısı PayPorter’ın mobil cüzdan uygulaması kuikpara ile kullanıcılarına para transferi, fatura ödeme, para yatırma ve para çekme gibi işlemleri kolaylıkla ve en hızlı şekilde gerçekleştirme fırsatı sunuyor. Yeni iş birliğiyle artık kullanıcılar MetropolCard üye iş yeri noktalarında kuikpara mobil cüzdan uygulaması üzerinden “QR ile Ödeme” seçeneğini kullanarak ödeme yapma imkanına da sahip oluyor.Hızlı, kolay ve güvenli ödemeKullanıcılar, uygulama içindeki Ödemeler kısmından “MetropolCard ile Öde” seçeneğini seçtikten sonra POS cihazındaki QR kodu okutarak ödeme onayı yapabiliyor.Uygulama sayesinde kuikpara kullanıcıları alışverişlerini hızlı, kolay ve güvenli bir şekilde gerçekleştiriyor. Bu iş birliğiyle kullanıcılar geniş bir ödeme ağına sahip oluyor; kuikpara ile MetropolCard bulunan tüm üye iş yeri noktalarında ödeme yapılabiliyor.Her an her yerden, sadece birkaç dokunuşla para transferi: kuikpara PayPorter’ın dijital cüzdan uygulaması olan kuikpara, birkaç adımla yurt dışına ve yurt içine para transferi, fatura ödeme, İstanbulkart yükleme, para yatırma ve para çekme gibi işlemleri kolaylıkla gerçekleştirmeyi sağlıyor. 7/24 dijital transfer olanağını sunan kuikpara mobil cüzdanla, her an her yerden, sadece birkaç dokunuşla para transferi yapılabiliyor. Ayrıca Avrupa’ya 1 Euro’dan başlayan transferleri de mümkün kılıyor.   PayPorter ve kuikpara hizmetleri sadece Avrupa ile sınırlı da değil, PayPorter şubeleri ve kuikpara mobil cüzdan aracılığıyla 185+ ülkeye ve bu ülkelerdeki 25+ mobil cüzdan uygulamasına para göndermek de mümkün.

DoktorTakvimi, PS (Partner Strategy) işbirliğiyle üye doktorlarına özel avantajlar sunuyor Üyelerine özel katma değerli servislerini DoktorTakvimiPro markası altında birleştiren Türkiye’nin en büyük online sağlık platformu DoktorTakvimi, PS (Partner Strategy) ile üye doktorlarına özel avantajlarla dolu bir işbirliği hayata geçiriyor. İşbirliği kapsamında DoktorTakvimi üyesi doktorlara gayrimenkullerinin fiyatlaması, satış ve pazarlama süreçlerinin yönetilmesinden alım talepleriyle alakalı doğru mülklerin bulunması ve danışmanlık verilmesine kadar pek çok önemli hizmet sunuluyor. İnterneti kullanarak sağlık araştırması yapan hasta ve danışanlar ile randevularını online bir şekilde yönetmek isteyen hekim ve uzmanları buluşturan DoktorTakvimi, PS (Partner Strategy) ile bir işbirliği gerçekleştirdi. İşbirliği kapsamında DoktorTakvimi üyesi doktorlarına özel pek çok avantajlar sağlanıyor.PS (Partner Strategy) ile platform üyesi doktorlara ve şirket çalışanlarına sunulan hizmetler ve avantajlar şöyle:

  • Üyelerin sahibi olduğu ve satmak istediği gayrimenkullerin fiyatlaması, satış pazarlama süreçlerinin yönetilmesi, satış işlemlerinin gerçekleştirilmesi,
  • Üyelerin alım talepleriyle alakalı doğru mülklerin bulunması ve danışmanlık verilmesi,
  • Üyelere özel yatırım fırsatı sunan projeler, bölgeler ve fırsat konut/arsalarla alakalı bilgi akışı sağlanması,
  • Belli projelerden üyelere özel toplu alım fırsatlarının üretilmesi,
  • Üyelere özel, arsa ve proje geliştirme danışmanlığı,
  • Bodrum’da beş yıldızlı yazlıklarda yaz tatili için öncelikli rezervasyon imkanı,
  • Üyeler ve bir yakınları olmak üzere verilecek hizmet bedellerinde yüzde 25 indirim,
  • İstenilen frekansta raporlama,
  • Yurt dışına yatırım yapmak isteyen doktorlar için danışmanlık.

“Üyelerimize özel fırsatlar yaratmak için çalışıyoruz”PS (Partner Strategy) ile yaptıkları işbirliği kapsamında üye doktorlarına çeşitli hizmet ve avantajlar sunmaktan mutluluk duyduklarını belirten DoktorTakvimi Operasyon Direktörü Sertaç İlik, “DoktorTakvimi olarak üyelerimize özel fırsatlar yaratmak için fırsatları değerlendiriyor ve önemli çalışmalar yürütüyoruz. Bu anlamda PS (Partner Strategy)’le hayata geçirdiğimiz işbirliğiyle üye doktorlarımıza ve çalışanlarımıza başta gayrimenkul konusu olmak üzere çeşitli avantajlar sunacağız. Önümüzdeki günlerde de farklı işbirliklerimizi hayata geçirmeye devam edeceğiz” dedi. “Sektördeki tecrübemizle doktorlara hizmet vereceğiz”PS (Partner Strategy) Kurucu Ortağı Seçkin Soydan ise; “DoktorTakvimi ile yaptığımız işbirliğiyle, platforma üye doktorlara gayrimenkulleriyle ilgili pek çok hizmet ve avantaj sunacağız. Sektördeki tecrübemizle doktorlara en yararlı hizmeti vereceğiz” ifadelerini kullandı.

Flora Expo Antalya Tamamlandı

Süs bitkileri ve peyzaj dünyası, 25-28 Ekim tarihleri arasında Anfaş Antalya Fuar Merkezi’nde düzenlenen 3. Uluslararası Süs Bitkileri, Peyzaj, Bahçecilik ve Üretim Teknolojileri Fuarı Flora Expo Antalya’da bir araya geldi. HYF Fuarcılık tarafından bu yıl 3.’sü düzenlenen fuara, yurt içi ve yurt dışından binlerce ziyaretçi yerli üreticilerle buluştu.

Fuarı’nın açılışında konuşan Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, “Belediyelerin, belediyecilerin, yerel yöneticilerin bu fuarlara bu sektördeki gelişmelere bu açıdan da kayıtsız kalmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu şehrimizin güzelleşmesine de yeşillenmesine de daha güzel yeşil projelerle buluşmasına da katkı verecektir. İnşallah önümüzdeki yıllarda da bu fuar daha da zenginleşerek yoluna ve yolculuğuna devam eder“dedi.

Fuarda Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Süs Bitkileri Üreticileri Alt Birliği (SÜSBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Akcan’da açılış konuşması yaptı. Bitkisel üretim içerisinde KDV oranının %20 olduğu tek sektörün süs bitkileri olduğunu dile getiren Akcan, ayrıca kalitede dünya standartlarında üretimin yapıldığı süs bitkileri sektöründe maliyetler konusunda sıkıntılar yaşandığını, öngörülemeyen ekonomik şartlar sebebiyle sektörün çok ciddi sorunlar yaşadığını belirtti ve bu konularda ilgililerden destek istedi.

HYF Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Yüksel’de, bu yıl fuara özellikle Ortadoğu ve Körfez ülkelerinden ziyaretçilerin geldiğini belirtti. Yüksel “İhracatı artırmak ve yerli üreticilerimizin yurt dışı bağlantılarını güçlendirerek işbirliği imkânı yaratmak için fuarı uluslararası düzeye taşıdık. Önümüzdeki yıl dördüncüsünü düzenleyeceğimiz fuarda hedefimizi daha da büyütüyor ve Avrupa’dan da ziyaretçi katılımı sağlamayı hedefliyoruz” dedi.

Tarım ürünleri ihracatının lideri EİB sürdürülebilir gıda sistemi için çalışıyor 

Sürdürülebilirlikte öncü Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki 7 Tarım Birliği, sürdürülebilir gıda sistemi oluşturmak adına yaptığı çalışmalarını daha ileri taşıyabilmek için Tarım ve Orman Bakanlığı ile masaya oturdu.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile Ege İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkanları ve Yönetim Kurulu üyelerinin katılımıyla bir toplantı gerçekleştirildi.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, “Türkiye’nin gıda ve organik ürün ihracatının lideri olan yıllık 7,3 milyar dolarlık tarım ürünleri ihraç eden Ege İhracatçı Birlikleri olarak 10 milyar dolar hedefimize ulaşmak ve gıda sistemimizin iyileştirilmesi için bütün paydaşlarımızla sıkı temas halindeyiz. Bu kapsamda ulusal bir yol haritası belirlemek için pestisitler, biyoteknik mücadele, sözleşmeli tarım gibi sürdürülebilir gıda sistemini baz alan net hedefler içeren önerilerimizi Tarım ve Orman Bakanımız Sayın İbrahim Yumaklı ile istişare ettik. Tarım ve Orman Bakanımız da sözleşmeli tarım modeline geçiş için son hazırlıkların yapıldığını, bu uygulama başladığında üretimin kontrollü bir şekilde gerçekleşeceğini, kalıntı konusunda da önemli adımlar atılacağını dile getirdi.” dedi.

Başkan Uçak, “Kalıntısız ve kaliteli üretimle ihracat pazarlarımızı korumak, yeni pazar olanakları yaratmak için üreticiler, ihracatçılar, üniversitelerimiz, Bakanlıklarımız olarak hep birlikte mücadele etmemiz gerekiyor. Akdeniz Meyve Sineğine Karşı Biyoteknik Mücadelenin Yaygınlaştırılması Projesi ve İyi Tarım Uygulamaları Projemiz Ege İhracatçı Birlikleri olarak üreticilerimize kimyasal mücadele yerine biyoteknik mücadele için tuzaklar dağıtıyoruz. Bahçelerden numuneler alıp analiz ettiriyoruz, üreticilerimizle devamlı temas halindeyiz.” diye konuştu.

EİB Organik Ürünler ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, AB Yeşil Mutabakatı’nın sorumluluklarına sektörlerimizi daha iyi hazırlayabilmek açısından önemli bir gündemi oluşturan sürdürülebilirlik üzerine 2019 yılından itibaren yoğun bir çalışma süreci başlattıklarını hatırlattı.

Başkan Işık, “EİB olarak diğer kurumlarla, üniversitelerle, araştırma enstitüleriyle, Tarım İl ve İlçe teşkilatları, borsalar, ziraat odaları, ticaret odaları gibi kurumlarla yaptığımız ortak çalışmalarla çiftçiden başlayıp rafa kadar uzanan tedarik zincirinde sürdürülebilirliği sağlamak için çalışıyoruz. Aflatoksin ve okratoksin oluşumunu önlemek için birçok proje yürütüyoruz. Kuru meyve sektöründeki başarının arkasında 35-40 yıldır devam eden sürdürülebilirlik eksenli çalışmalar yatıyor. Organikte de dünyada lideriz, organik gibi zor bir ürünü yapan ülkemiz pestisitte de önemli bir yol kat etti. Türkiye’nin Ege sayesinde organik sektöründe 35 yıllık büyük bir deneyimi var. Ege’nin tarıma ve gıdaya bakışı tamamen sürdürülebilirlik üzerine kurulu. Türkiye 2022 yılında yüzde 15 artışla 34, 2 milyar dolarlık tarım ürünleri ihraç ederken, Ege İhracatçı Birlikleri yüzde 17 artışla 6 milyar 727 milyon dolarlık ihracatla Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 19’unu tek başına gerçekleştirerek Türkiye şampiyonu oldu. Hem iyi tarım uygulamaları, hem organik tarım teşvikleri gerekiyor. Devlet tarafından verilmiş ve verilecek olan desteklerin bu dinamiklere göre kurgulanması gerekiyor. Tarım ve Orman Bakanımız Sayın İbrahim Yumaklı’ya ihracatımızın devamlılığı için desteklere yönelik beklentilerimizi dile getirdik. Tarım ürünlerinin üretiminin devamlılığı, kalıntı sorununun çözülmesi, tarım ürünleri rekoltesinin dengeli bir şekilde artması ve Uzakdoğu pazarlarına açılmamız için destekler hususunda taleplerimizi istişare ettik.” dedi.

Toplantıya Ege İhracatçı Birlikleri adına, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, EİB Organik Ürünler ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Öztürk, Ege Su Ürünleri Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Bedri Girit, Ege Zeytin Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Davut Er, Ege Zeytin Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Uygun, Ege Zeytin Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Güngör Şarman, EİB Genel Sekreteri İ.Cumhur İşbırakmaz katılım sağlamıştır.

ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ABDULKADİR URALOĞLU KAYAŞEHİR-İSTANBUL HAVALİMANI METRO HATTINDA İNCELEMELERDE BULUNDU

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul’a nefes aldıracak Halkalı-İstanbul Havalimanı Metro hattı çalışmalarının 7 gün 24 saat esasıyla aralıksız sürdürüldüğünü belirterek, “24 km’lik İstanbul Havalimanı-Kayaşehir kesimini 2024 yılı mart ayından önce, hattın geri kalan 7,5 km’lik kesimi Olimpiyatköy, Halkalı Stadı ve Halkalı İstasyonlarını da 2024 yılı sonunda açmayı hedefliyoruz” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Halkalı-İstanbul Havalimanı Metro hattında incelemelerde bulundu. Bakan Uraloğlu, burada, metro hattı çalışmalardaki son duruma ilişkin açıklamalarda bulundu.

Halkalı’dan başlayıp İstanbul Havalimanı’na ulaşan metro hattının 31,5 kilometre uzunluğunda olduğunu kaydeden Uraloğlu, “Taşoluk, Arnavutköy-Hastane, Fenertepe-Üniversite, Kayaşehir, Olimpiyatköy, Halkalı Stadı ve Halkalı istasyonları olmak üzere 8 istasyonu ve 2,5 km bağlantı hattıyla 1 depo sahası bulunmaktadır. Saatte 120 km tasarım hızıyla günde 600 bin yolcu bu hattımız ile seyahat edebilecektir” dedi. Hattın İşletmeye alınmasıyla birlikte seyahat sürelerinin düşeceğini kaydeden Uraloğlu, “Kağıthane-İstanbul Havalimanı arası seyahat süresi 24 dakikaya, Göktürk-İstanbul Havalimanı arası 12 dakikaya, Tekstilkent-İstanbul Havalimanı arası 45 dakikaya, Arnavutköy- Beşiktaş arası 36 dakikaya, Başakşehir (Metrokent)-Kağıthane arası 48 dakikaya ve Küçükçekmece – Kemerburgaz arası  50 dakika olacaktır” diye konuştu.

ENTEGRE OLACAK LOKASYONLAR

Bakan Uraloğlu, Halkalı-İstanbul Havalimanı Metro hattına entegre olacak lokasyonları da açıkladı. Uraloğlu, Halkalı-İstanbul Havalimanı Metro hattı, mevcut ve yapımı devam eden; Gayrettepe-İstanbul Havalimanı ile Havalimanında, Marmaray ile Halkalı’da, Yenikapı-Hacıosman Metrosu ve bizim inşa edeceğimiz Büyük İstanbul Tüneli ile Gayrettepe’de, Hızlı Tren ile İstanbul Havalimanı’nda, Bakırköy-Kirazlı-Metrokent-Kayaşehir Metrosu ile Kayaşehir’de, Bakırköy-Kirazlı-Olimpiyatköy Metrosu ile Olimpiyatköy’de, Kirazlı-Halkalı Metrosu ile Halkalı’da entegrasyon sağlayacak” dedi.

EKONOMİK KAZANÇ 2 MİLYAR 639 MİLYON AVRO’NUN ÜSTÜNDE OLACAK

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Halkalı-İstanbul Havalimanı Metro hattının 20 yıllık projeksiyondaki karayolu bakım ve işletme ve zaman kazancı gibi etkenlerden ekonomik kazancının 2 milyar 639 milyon avronun üstünde olacağını söyledi. Uraloğlu, projenin son durumuna ilişkin ise şu bilgileri paylaştı:

“Projemizin ana hat tünellerinde, 6,60 metre çapında 6 adet TBM kullanarak toplam 55 bin 600 metrelik hat tünelini tamamladık. Tünellerin kaplama betonu imalatlarında % 99 ilerleme sağladık, bitirmek üzereyiz. İstasyonlarda, makas yapılarında ve servis istasyonlarında inşaat çalışmalarına devam ediyoruz. Betonarme imalatlarının %97’sini tamamladık. Ayrıca, istasyonların ve servis istasyonlarının ince inşaat işlerinde de %60 ilerleme kaydettik. Hat tünellerinde demiryolu imalatlarını %97 oranında tamamladık. Proje genelinde Elektromekanik işlerde  %67 oranında ilerleme sağladık. Halkalı- İstanbul Havalimanı Metro Hattı Projesi kapsamında Gayrettepe-Havalimanı Projesi ile ortak kullanılacak olan 120 bin m2 alana sahip, 176 Araç kapasiteli Depo Sahası ve Atölye Binasını tamamlayarak 26 Aralık 2022’de açtık.”

Uraloğlu, “İncelemesini yaptığımız hattımızın 24 km uzunluğundaki İstanbul Havalimanı-Kayaşehir kesimini inşallah 2024 yılı mart ayından önce hizmete açma hedefiyle çalışmalarımızı 7 gün 24 saat esasıyla aralıksız sürdürüyoruz. Projemizin Kayaşehir istasyonuna kadar olan kesimini tamamladığımızda, Başakşehir-Kirazlı Metro Hattı ve Bağcılar-Kirazlı-Başakşehir-Olimpiyatköy Metro hattı ile entegrasyon sağlamış olacağız. Hattın kalan 7,5 kilometrelik kesimi kapsamındaki Olimpiyatköy, Halkalı Stadı ve Halkalı İstasyonlarını da 2024 yılı sonunda açmayı hedefliyoruz” dedi.

Bakan Uraloğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın Türkiye geneli kentiçi raylı sistem çalışmaları hakkında da değerlendirmede bulunarak, şunları kaydetti: Ülkemiz genelinde 12 ilimizde işletme altındaki yaklaşık 922 km şehir içi raylı sistem hattının 395,2 kilometresi bakanlığımızca yapılmıştır. İstanbul, Kocaeli, Bursa, Kayseri ve Konya olmak üzere 5 ilde Bakanlığımızca yapımı devam eden; 9 projede toplam 102,1 km uzunluğunda raylı sistem hattı inşaatı bulunmaktadır.”

İSTANBUL’DA HALKIMIZIN HİZMETİNE SUNDUĞUMUZ METRO HATLARI TOPLAMDA 130,2 KM

Uraloğlu, İstanbul geneli kentiçi raylı sistem çalışmalarıyla ilgili olarak da İstanbul halkına bu zamana kadar 130,2 km lik metro hattının yapılarak, hizmetine sunulduğunu söyledi. Bu hatları da tek tek açıklayan Uraloğlu şöyle konuştu:

“Bu Hatlar; Gebze-Halkalı Banliyö Hattı (Marmaray), Levent-Hisarüstü Metro Hattı, Tavşantepe-Sabiha Gökçen Havalimanı Metro Hattı, Kağıthane-İstanbul Havalimanı Metro Hattı, Başakşehir-Çam Sakura Şehir Hastanesi-Kayaşehir Metro Hattı’dır.”

55,7 KM OLAN 5 HATTA İSTANBUL İÇİN ÇALIŞIYORUZ

Uraloğlu, şu anda toplam uzunluğu 55,7 km olan 5 hatta İstanbul için çalışmaların sürdüğün belirtti. Uraloğlu, bu hatların Bakırköy (İDO)-Bahçelievler-Kirazlı Metro hattı, Kağıthane-Gayrettepe Metro Hattı, Halkalı-Başakşehir-İstanbul Havalimanı Metro hattı, Altunizade – Çamlıca Camii -Bosna Bulvarı Metro Hattı, Kazlıçeşme – Sirkeci Raylı Sistem ve Yaya Odaklı Yeni Nesil Ulaşım Projesi olduğunu bildirdi.

Bakan Uraloğlu, yapımı devam eden projelerin bittiğinde İstanbul’daki raylı sistem ağı uzunluğunun 338,8 kilometreden 394,5 kilometreye yükseleceğini ve İstanbul raylı sistem ağının %50’den fazlasını Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının kazandırmış olacağını söyledi.

Panasonic projektörler, performans sanatının sınırlarını zorluyor

18. yüzyıl Japon sanatçısı Katsushika Hokusai’nin çalışmaları, Panasonic 4K 20.000lm 3 Çipli DLP™ projektörlerle hayata geçiriliyor.Panasonic lazer projektörler, Bologna’daki Arena Del Sole’de muhteşem ve yenilikçi yeni bir sahne sanatının sunulmasında kilit bir rol oynadı. İzleyiciler artık kendilerini HOKUSAI’nin Hayatı’na içinde bulabiliyor ve Japon sanatçı Katsushika Hokusai’nin dünyasını sanat, müzik, dans, şiir ve teknolojinin üstün birleşimiyle keşfedebiliyor.Yapım, ünlü aktör ve yönetmen Katsumi Sakakura ile işbirliği içinde ünlü yapımcı Shin Sugimoto’nun vizyonundan ortaya çıktı. Sakakura ve Sugimoto, Hokusai’nin çalışmalarının dinamik ve canlı projeksiyonlarını oluşturan ve performansın sahnesini hazırlamak için kullanılan ‘canlı projeksiyon’ kavramını tasarladı. Ayrıca Hokusai’nin büyük tutkularına ulaşmak ve Hokusai’nin orijinal çalışmalarının karmaşıklığına ve aydınlatmasına sadık kalmak için inanılmaz 4K görüntüler sunmak üzere Panasonic PT-RQ22 20.000lm 3 Çipli DLP™ projektörlerini kullandı.Panasonic ile “Projection Live”a Güç VeriyoruzHokusai, Japonya’nın en üretken ve küresel etki yaratan sanatçılarından biriydi. Eserleri Manet, Degas, Gauguin ve Klimt gibi Avrupalı ressamlar tarafından toplandı ve temaları Monet ve Renoir’ın çalışmalarında ortaya çıkan yankılarla Empresyonizm hareketini etkiledi. Sanatı canlı renkler ve kontrast koyu çizgilerle karakterize ediliyor. Bu tür bir sanatı hayata geçirmek için, çalışmanın gerçekçiliğini ve sürükleyici gücünü aktarmak için doğru renk kontrastı derecesini ve kalitesini sağlayabilecek bir projektör gerekiyordu. Panasonic’in 3 Çipli DLP™ RQ22 projektörü , sınıfındaki en küçük ve en hafif form faktörlerinden birinde 20.000lm parlaklık sunuyor. Böylece sürükleyici performans ortamları için ideal hale geliyor. Panasonic’in orijinal piksel, dört kat artıran teknolojisi, sürükleyici derinlik ve çözünürlüğe sahip pürüzsüz 4K+ görüntüler oluştururken, Dinamik Kontrast teknolojisi de aydınlık ve karanlık alanların daha ayrıntılı olarak tanınmasını ve daha iyi kontrast ifadesi sağlayan görüntü-sahne analizi de dahil olmak üzere 20.000:1 yüksek kontrast oranı sunuyor. Ambiyans ve Özgünlük YaratmakGlobal Business Labo Inc.’nin ‘HOKUSAI’nin Hayatı’ Yönetmeni ve Aktörü Katsumi Sakakura, görüşlerini şu şekilde dile getiriyor: “Projektör, izleyicilerin Hokusai dünyasına taşındığı sürükleyici bir ortam yaratmada çok önemli bir rol oynuyor. Yüksek çözünürlüklü projeksiyonu, etkileyici parlaklığı ve “siyah” renginin hassas ifadesi, prodüksiyonun özgünlüğüne ve ihtişamına katkıda bulundu. Panasonic Connect Europe Stratejik Planlama Uzmanı Kyohei Morita ise şunları söyledi: “‘HOKUSAI’nin Hayatı’, performans sanatının sınırlarını gerçekten zorluyor ve sanatı teknolojik yenilikle harmanlayarak muhteşem bir sonuç oluşturuyor. Projektörlerimiz, yaratıcı profesyonelleri sınırsız bir şekilde güçlendirmek, vizyonlarını sunmalarını ve izleyicilerin beklentilerini her zaman aşan sürükleyici deneyimler tasarlamalarını sağlayan teknolojiyi sağlamak için tasarlandı. Bu muhteşem ve iddialı projenin bir parçası olmaktan mutluluk duyduk.” ‘HOKUSAI’nin Hayatı’, kültürel öneminin ve uluslararası çekiciliğinin bir kanıtı olan prestijli “Cool Japan Matching Ödülü”nü aldı ve Panasonic bugüne kadar üretimin başarısına yaptığı vazgeçilmez katkıdan dolayı tanındı.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

SES “Ebelik yasası isteğimizde ısrar ediyoruz.”

Dünya Ebeler gününü kutlayan  Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Kayseri yönetimi, Ebe mesleğinin …