Ekonomi-teknoloji haberleri (07.02.2022)

Kayseri OSB Başkanı Yunus İmamoğlu, sanayiciye destekleri nedeniyle teşekkür etti

DOĞAL GAZ KISINTISI SONA ERİYOR

Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Yunus İmamoğlu, TEİAŞ’ın sanayi işletmeleri için uyguladığı elektrik kısıntısından sonra BOTAŞ’ın uyguladığı doğal gaz kısıntısının da sona ereceğini açıkladı. İmamoğlu, BOTAŞ’tan kısıntının 8 Şubat Salı günü saat 08.00 itibarıyla sona ereceğini bildiren resmi yazının geldiğini belirtti ve tüm sanayicilere bu süreçte verdikleri destek nedeniyle teşekkür etti.

Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Yunus İmamoğlu, BOTAŞ’tan doğal gaz kısıntısına ilişkin gelen açıklamada kısıntının 8 Şubat Salı günü saat 08.00 itibarıyla sona ereceğinin bildirildiğini ve bu süreçte sistem dengesinin sağlanmasına yönelik verilen katkı nedeniyle teşekkür edildiğini belirtti. Kısıntı uygulamasıyla ilgili alınan kararı memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden İmamoğlu, “Elektrik ve doğal gazda yaşanan kısıntı nedeniyle elbette sanayicilerimiz olumsuz etkilendi; ancak devletimizin ilgili birimlerinin aldığı karara uymak görevimiz. Bu süreçte sanayicilerimizin taleplerini ilgili birimlere yoğun bir şekilde aktardık ve nihayette kısıntı kararı kaldırılıyor. Umuyoruz ki bir daha böyle durumlarla karşılaşmayacağız” dedi ve sanayicilere bu süreçte verdikleri destek için teşekkür etti.

KGGD’den Doğudaki Çocuklara Karne Hediyesi

Kayseri Genç Girişimciler Derneği (KGGD), çocukları mutlu etmeye devam ediyor.

Kayseri Genç Girişimciler Derneği, daha önce de Kayseri ve civarındaki okullarda devamlı olarak çocukları sevindirmek için çalışmalar yapmıştı. Şimdi de Doğudaki öğrenciler için harekete geçti.

KGGD, Ağrı- Diyadin’de bulunan Ahmed-Hani İlkokulu öğrencilerine karne hediyesi dağıttı. Konu ile ilgili olarak Kayseri Genç Girişimciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Gülsoy; ”Çocuklarımız ve gençlerimiz bizim geleceğimizin teminatıdır. Onlara gücümüz yettiğince şahsım ve dernek olarak nerde olurlarsa olsunlar ulaşmaya çalışıyoruz. Bu yıl da Ağrı- Diyadin’deki kardeşlerimize ufak da olsa karne hediyesi ulaştırmak istedik. Bizler mutlu olduk, İnşallah çocuklarımızı bir nebze olsun mutlu edebilmişizdir.” dedi.

Online Marketlerin Müşterisi 20 Milyonu Geçti

Türkiye’de online marketlerin müşteri sayıları 20 milyonu geçti.

İngiltere merkezli global sosyal medya ajansı We Are Social’ın Hootsuit ile birlikte yaptığı “Dijital Dünya 2022” araştırmasında, 16-64 yaş grubundaki internet kullanıcılarına her hafta online market alışverişi yapıp yapmadıkları soruldu.

Türk internet kullanıcılarının yüzde 38,9’luk kısmının her hafta online market alışverişi yaptığı belirlenirken, Türkiye bu oranla Avrupa’da birinci, dünyada dördüncü sırada yer aldı.

Dünyada ilk 3 sırayı Tayland (Yüzde 45,8), Güney Kore (Yüzde 43,1) ve Meksika (Yüzde 39,1) paylaşırken, Avrupa’da sadece Yunanistan, Türkiye ile birlikte yüzde 28,3 olan dünya ortalamasının üzerinde yer aldı.

Online alışverişin yaygın olduğu Avrupa ülkelerinde bu oran İngiltere’de yüzde 26,9, Fransa’da yüzde 21,9, Almanya’da ise yüzde 15,2 olarak gerçekleşti.

21,5 MİLYON KİŞİ ONLİNE MARKET ALIŞVERİŞİ YAPIYOR

Türkiye’nin ilk para iadeli alışveriş sitesi Avantajix.com’un kurucu ortağı Güçlü Kayral, araştırmanın 16-64 yaş grubundaki internet kullanan 55,5 milyon kişiyi kapsadığını anımsatarak, şunları söyledi:

“Buna göre Türkiye’de 21,5 milyon kişi her hafta dijital marketlerden alışveriş yapıyor. Birkaç yıl önceye kadar online market alışverişi yapıldığında ürün teslimatı en erken bir sonraki iş günü oluyordu. Son birkaç yılda dijital marketlerde teslimat süresi inanılmaz oranda kısaldı. Market ürünleri satan birçok platform bu süreyi bir saatin bile altına düşürdü. Özellikle çalışan kadınlar, mesai sonrası alışveriş için koşturmak yerine siparişlerini online vermeye başladı. Fiyat kıyaslama siteleri, artık meyve, sebzenin de yer aldığı tüm market ürünlerinin fiyatlarını da sistemlerine dahil etti. Birkaç tıkla alışveriş sepetinizi en uygun hangi markette doldurabileceğinizi öğrenebiliyor, alışverişi daha tasarruflu yapabiliyorsunuz. Avantajix gibi her alışverişe nakit para ödeyen siteler üzerinden online marketlere gidildiğinde de alışverişler çok daha ucuza geliyor.”

UHKİB SENİOR MİNİ MBA PROGRAMI SONA ERDİ

Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin (UHKİB), firmaların başarılı büyümelerini desteklemek amacıyla üyelerine düzenlediği Senior Mini MBA programı sona erdi.

Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB), üyelerini üst düzey mini  MBA programıyla buluşturdu. 7 Aralık 2021-1 Şubat 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilen programda dersler her hafta 3 saat workshop ve interaktif uzaktan eğitim şeklinde yapıldı.

Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) üyelerine yönelik tasarlanmış olan “Senior Mini-MBA Programı” orta-üst seviye yöneticilerin, şirket sahibi veya ortağı ailelerin 2’inci veya 3’üncü kuşak temsilcilerinin yönetim kapasitelerini desteklemek, farklı tecrübelerden beslenmesine ve network kurmasına imkan vermek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Senior Mini-MBA Programı’nda güncel ve küresel konular ile bazı temel kavramlar ele alınmıştır.

Toplam 30 saat süren programda dersleri Girişimcilik Danışmanı ve Mentor Ufuk Batum verdi. Programın son dersinde eğitime katılan üyelerin oluşturduğu gruplar, UİB konferans salonunda bir araya geldi. Derse UHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Nüvit Gündemir katıldı.

UHKİB Başkanı Nüvit Gündemir, Senior Mini MBA programıyla kurum, kuruluş ve şirketlerin başarılı büyümelerini desteklemek, değer üretimlerini artırmak, müşteri odaklı olmalarını sağlamak ve yönetim kapasitesini güçlendirmeyi amaçladıklarını belirtti.

Programın son dersinde eğitime katılan gruplar sunum yaparken, yüksek lisans programında “Profiller, Ekonomik Rasyonel ve Karar Süreçleri”, “Yönetim Kavramını Anlamak: Değişen Dünyada Konumlanmak/Konumlandırmak”, “Stratejik Planlama ve Bakış ile Fark Yaratmak”, “Paydaşları İkna Etme Sanatı: Pazarlama”, “Yol Haritasını Çizmek: Pazarlama Planı”, “Kan Akışını Sağlamak: Kaynak Yönetimi”, “Kurum İçi Girişimcilik ile Yenilik Üretmek + Mentorluk”, “Değer Üretimi: Doğru İş Modellemesiyle Özgünleşmek”, “Hayatta Kalma Sanatı: Liderlik ve Değişime Yön Vermek”, “Kurumsal Duruş ile Sürdürülebilir Olmak”, “Vaka Analizleri ile Şirketini Keşfetmek”, “Vaka Analizleri ile Sektörünü Keşfetmek” ve “Sektörel Vaka Yazımı”  başlıklarında eğitim verildi.

Senior Mini MBA programına katılan UHKİB üyeleri şöyle:

Yeşim Tekstil, Küçükçalık Tekstil San.Tic. AŞ, İlay Tekstil, Savcan Tekstil A.Ş., Mass Design, 3F Tasarım Tekstil Konfeksiyon A.Ş., Akbaşlar, İncir Tekstil, Emirali A.Ş., Rekor Dokumacılık Sanayi ve Ticaret A.Ş., Interkidsy.

Sağlık uzmanlarına PaybyMe ile hızlı, güvenli ve temassız ödemeTüm dünyada internet işletmeleri için yeni nesil ödeme yöntemleri sunan PaybyMe, Türkiye’de alanında en büyük çevrim içi hizmet sağlayıcısı olan DoktorTakvimi ile iş birliğine imza attı. Platformu kullanan doktorlar ve diğer tüm sağlık uzmanları PaybyMe Link ile Ödeme Alma çözümüyle ödemelerini hızlı, güvenli ve “temassız” alabiliyor. Ayrıca, tek bir banka hesabı ve POS cihazıyla tüm bankalardan 10 taksit ve ertesi gün ödeme alma imkanına sahipler.Pandemi, finans ve teknoloji hizmetlerinde pek çok yeniliğin yaşanmasını sağladı. Bir yandan dijital dönüşüm hızlanırken, yeni çözümler üretmeyi de zorunlu hale getirdi.  Tüketicilerin “temassız ödeme var mı?” sorularıyla birlikte mağaza ya da muayenehanelerde temassız POS cihazlarına talepler arttı. Ancak POS cihazlarında sadece belirli bankalar için taksit seçeneği bulunurken, PaybyMe Link ile Ödeme Alma çözümüyle hem temassız ödeme imkanı hem de tüm banka kartları için taksit seçeneği sunuyor.2010 yılından bu yana sektör ve firma büyüklüğü ayırt etmeksizin müşterilerine online ödeme çözümleri sunan finansal teknoloji firması PaybyMe, dünyanın en büyük online sağlık platformu DocPlanner’ın Türkiye iştiraki DoktorTakvimi ile çalışmaya başladı.Bu iş birliği sayesinde platformu kullanan doktorlar, uzmanlar ve diğer tüm sağlık uzmanları, PaybyMe Link ile Ödeme Alma çözümüyle ödemelerini hızlı, güvenli ve “temassız” alabilecekler.Tek banka hesabı ve POS cihazıyla tüm banka kartlarına 10 taksit imkanıİş birliği hakkında açıklama yapan PaybyMe Genel Müdür Yardımcısı Kaan Meşeci, “DoktorTakvimi.com bünyesinde 187 bin doktor ve uzman bulunuyor. PaybyMe Link ile Ödeme Alma çözümümüzle hem temassız ödeme imkanı hem de tüm banka kartları için taksit seçeneği sunuyoruz. Platformu kullanan sağlık çalışanları, tek bir banka hesabı ve POS cihazıyla tüm bankalardan 10 taksit ve ertesi gün ödeme alma imkanına sahip olacak” dedi.PaybyMe’nin avantajlarıKartlı ödemelerdeki yüksek dönüşüm oranı yüzde 92 olan PaybyMe, tüm banka kartlarıyla peşin ve taksitle ödeme alma, ertesi gün ödeme, temassız ödeme alma, yapay zeka sistemiyle sahtecilik önleme gibi avantajlar sunuyor.  Her daim güvenli ödeme almak için gerekli tüm sertifikalara (3Ds, PCI-DSS, PSD2) sahip olan PaybyMe’de şeffaf fiyatlama söz konusuyken; kurulum, POS cihaz bakım ücreti ya da yıllık ekstra masraf bulunmuyor.

Payten, Smarttek’i satın aldı Avrupa’nın 6. büyük yazılım firması Asseco grubu bünyesinde faaliyet gösteren ödeme altyapıları şirketi Payten, 2013 yılından beri kapalı devre akıllı kartlı ödeme sistemleri alanındaki yazılımları ile bilinen Smarttek Yazılım Teknolojileri A.Ş.’yi satın aldı.27 Banka ve 45.000’den fazla üye işyeri ile Türkiye’nin en büyük online ödeme ağını yöneten Payten Türkiye, bünyesinde bulunan Nestpay, Merchant Safe Unipay, Paratika ve Mobven markalarına Smarttek’i de ekledi.Smarttek Yazılım Teknolojileri A.Ş., 2013 yılından beri mobil cüzdan ve mobil ödeme sistemleri ile Android POS ödeme sistemleri geliştirmeye odaklanmış yazılımlar üretiyor. Akıllı kartlı ödeme sistemi ve şehir kartlı ödeme sistemi ürünleri ile bilinen şirket, kampüs kart, gift kart, sosyal yardım kartı, ön ödemeli kart yönetimi, kapalı devre ödeme sistemi, sadakat kartı yönetimi gibi alanların yanı sıra otoyol ödeme ve ücret toplama, takip sistemleri ve geçiş kontrol sistemlerinde de uzmanlığa sahip. Smarttek ayrıca POS cihaz yazılımları, mobil ödeme sistemleri, NFC ve RFID, kartlı ödeme ve kartlı geçiş sistemleri üzerinde sürekli geliştirme ve Ar-Ge çalışmaları yapıyor.Payten Türkiye Ülke Müdürü ve Paratika CEO’su Burak Kutlu, yaptığı açıklamada şunları söylüyor: “Öncelikle bu gelişmenin sektörümüze hayırlı olmasını diliyorum. Smarttek Yazılım Teknolojileri A.Ş.’nin Payten bünyesine katılması ile birlikte portföyümüzü Android POS ile ödeme alma, mobil cüzdan ve mobil ödeme sistemleri alanlarında genişletmiş olduk. Payten Türkiye olarak bu verimli adımın heyecanını ve mutluluğunu yaşıyor, Smarttek ailesine ekibimiz adına ‘aramıza hoş geldiniz’ demek istiyorum. Birlikte geliştireceğimiz öncü çözümlerin ekosisteme yepyeni değerler kazandıracağına inancımız sonsuz.”Smarttek Genel Müdürü Emrah Dinçer ise konuyla ilgili şu yorumu yapıyor: “20 yıldan fazla deneyimli üyelere sahip Smarttek Yazılım A.Ş. firmamızda kapalı devre android POS ödeme sistemleri ve mobil cüzdan uygulamaları üzerine yoğunlaştık. Aynı zamanda yaptığımız kapalı devre ödeme sistemleri ile yüzlerce işletmenin ödeme sistemi ihtiyaçlarında yenilikçi çözümler sunduk. Kapalı devre ödeme sistemlerinde lider olan Smarttek olarak, online ödemeler pazarında lider konumunda olan Payten ailesine katılmış olmaktan dolayı büyük mutluluk duyuyoruz. Birlikte gerçekleştireceğimiz yenilikçi projeler için çok heyecanlıyız.”

Yünsa’dan kendinden renkli, boyasız ve doğal kumaşlar

Avrupa’nın en büyük üst segment yünlü kumaş üreticisi Yünsa, sürdürülebilirlik odağında yürüttüğü ürün geliştirme çalışmaları kapsamında yünün kendi doğal renginden üretilen doğa dostu kumaşlar sunuyor. Yünsa’nın hiçbir boyar madde ve sentetik kimyasal kullanmadan, kendinden renkli yünlerle ürettiği kumaşlar, sağlıklı ve doğal bir şıklık vaat ediyor.

Türkiye’nin lider yünlü kumaş firması Yünsa, dünyanın en eski ve en doğal tekstil hammaddelerinden biri olan yünün doğal renklerini kullanarak üretilen kendinden renkli kumaşları koleksiyonlarına taşıdı. Ekru veya boyalı yün elyaflar yerine, sadece elde edildiği koyunun doğal yün rengine sahip elyaflardan üretilen bu kumaşlar toprak, kahve ve tütün tonlarından oluşan doğal renk paletiyle pastoral bir şıklık sunuyor.

Çevre dostu ve sağlıklı

Yüksek yalıtım kabiliyeti sayesinde kışın sıcak, yazın ise serin tutma özelliğine sahip olan yünlü kumaşlar, bahar ve yaz mevsimlerinde de rahatlıkla kullanılabiliyor. Kendinden renkli yün kumaşların üretim süreci hakkında bilgi veren Yünsa Genel Müdürü Mustafa Sürmegöz “Doğada çözünebilen, vücut ısısını dengeleyen, nefes alabilen ve nemi absorbe eden yapısıyla en sağlıklı ve çevreci tekstil ürünlerinden biri olan yün, hiçbir boyar madde kullanılmadan işlenerek dokunuyor. Kumaşların bitim işlemleri kimyasal kullanılmadan gerçekleştiriliyor. Bunun yanı sıra, bitkisel doğal yumuşatıcı kullanılarak yumuşatılan ve doğal apre özelliğine sahip kumaşlara keten tohumundan elde edilen doğal anti bakteriyel de uygulanıyor. Hiçbir sentetik kimyasalın kullanılmadığı kumaşların üretim sürecinde çevreye zararlı atık oluşmuyor. Ayrıca boyama işlemi ortadan kalktığı için üretimde su ve enerji kullanımından da tasarruf sağlanıyor” dedi

Doğal renk paleti

Tüm dünyada hakim olan “doğala dönüş” trendinin tekstil ve hazır giyim sektöründe de öne çıktığını vurgulayan Sürmegöz, “Bu ürün grubumuz, doğaya ve doğal olana dönüşü simgeleyen natürel bir renk paletine sahip. Koyu ve açık kahve tonları, antrasit, toprak tonları, tütün ve bej tonlarının yanı sıra çeşitli yünlerin karışımıyla farklı renk tonları da elde edebiliyoruz. Özellikle paltoluk kumaş olarak üretilen bu ürünlerimiz, döşemelik olarak kullanıma da uygun” dedi.

AstraZeneca, üst üste dördüncü kez Bloomberg Cinsiyet Eşitliği Endeksi’nde AstraZeneca, tüm alanlarda cinsiyet eşitliğini destekleyen politikaları, kurum içi ve kurum dışı toplumsal cinsiyet eşitliği faaliyetlerindeki başarıları çalışmaları nedeniyle Bloomberg Cinsiyet Eşitliği Endeksi’nde üst üste dördüncü kez yer aldı.Cinsiyet eşitliğini destekleyen şirketlerin performansını izleyerek değerlendiren, dünya çapındaki en kapsamlı araştırmalardan olan 2022 Bloomberg Cinsiyet Eşitliği Endeksi’ne (GEI) giren şirketler belli oldu. AstraZeneca, kurum içi ve kurum dışı toplumsal cinsiyet eşitliği faaliyetleri ve politikasındaki başarısıyla beş kriterde ölçülen endeksteki 418 şirketten biri oldu ve üst üste dördüncü kez Bloomberg Cinsiyet Eşitliği Endeksi’nde yer alarak önemli bir başarıya imza attı. Endeks cinsiyet eşitliğini şu beş kriter üzerinden ölçüyor: Kadın liderliği ve yetenek gelişimi, eşit ücret ve cinsiyete dayalı ücret eşitliği, kapsayıcı kültür, cinsel tacize karşı politikalar ve kadınları destekleyen marka.Konuyla ilgili açıklama yapan AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış, “İşe alımda fırsat eşitliği, yönetim kurulunda kadın temsili, esnek çalışma, kapsayıcı iş gücü, kadınlara yönelik destekleyici politikalar gibi farklı alanlarda hayata geçirdiğimiz başarılı uygulamalarımızla, dünya genelinde cinsiyet eşitliği konusunda en saygın endekslerden biri olarak kabul edilen Bloomberg Cinsiyet Eşitliği Endeksi’ne girmeye hak kazanmış olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. İnovasyonlar, geleneksel düşünce yapısına meydan okuyarak gerçekleşebilir; biz bu bakış açısını benimseyerek çalışanlarımız ile yenilikçi yaklaşımlar ve fikirler geliştirebildiğimiz çok çeşitli bir ortam yaratmaya çalışıyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin de bu düşünme ve üretme yaklaşımının ana bileşenlerinden biri olduğuna inanıyoruz. Cinsiyetle ilgili kriterlerin gönüllü olarak açıklanması ile oluşturulan bu endekste dört yıldır üst üste yer almak, tüm alanlarında cinsiyet eşitliğini destekleyen kapsayıcı bir ortamı teşvik ederek, toplumsal cinsiyet eşitliği ve şeffaflığa olan bağlılığımızı yansıtıyor.” dedi.

Otomotiv endüstrisi ocakta 2,2 milyar dolar oldu

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre, Türkiye otomotiv sektörünün ocak ayı ihracatı yüzde 1,6 düşüşle 2,2 milyar dolar oldu. Yaşanan düşüşe rağmen ülke ihracatında yine ilk sırada yer alan sektörün toplam ihracattan aldığı pay ise yüzde 12,7 oldu.

 OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik: “Yarı iletken çip krizi, ham madde tedarik problemleri ve artan maliyetler gibi sorunların gölgesinde girdiğimiz 2022 yılının ilk ayında en büyük ürün grubu yine tedarik endüstrisi oldu. Binek otomobillerde yüzde 21 düşüş, otobüs-minibüs-midibüs ihracatında ise yüzde 39 artış yaşandı. Birleşik Krallık, ABD ve Mısır gibi ülkelere ise yüzde 40’lara varan oranlarda yüksek oranlı artışlar kaydettik.”

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre, Türkiye ekonomisinin 16 yıldır üst üste ihracat şampiyonu olan otomotiv sektörünün ocak ayı ihracatı yüzde 1,6 düşüşle 2,2 milyar dolar oldu. Yaşanan düşüşe rağmen Türkiye ihracatında yine ilk sırada yer alan sektörün toplam ihracattan aldığı pay ise yüzde 12,7 oldu.

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “Yarı iletken çip krizi, ham madde tedarik problemleri ve artan maliyetler gibi sorunların gölgesinde girdiğimiz 2022 yılının ilk ayında en büyük ürün grubu yine tedarik endüstrisi oldu. Binek otomobillerde yüzde 21 düşüş, otobüs-minibüs-midibüs ihracatında ise yüzde 39 artış kaydettik. Ülke bazında ise Birleşik Krallık, ABD ve Mısır gibi ülkelere yüzde 40’lara varan oranlarda yüksek oranlı artışlar yaşandı. Fransa ve İtalya’ya ise çift haneli düşüş yaşadık” diye konuştu.

Tedarik endüstrisi ihracatı ocakta yüzde 7 arttı

Ürün grubu bazında Tedarik endüstrisi ihracatı ocakta yüzde 7 artarak 951 milyon USD olurken, Binek Otomobil ihracatı yüzde 21 azalarak 654 milyon USD, Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlar ihracatı yüzde 3 artarak 440 milyon USD ve Otobüs-Minibüs-Midibüs ihracatı da yüzde 39 artarak 65 milyon USD olarak gerçekleşti.

Tedarik endüstrisinde en fazla ihracat yapılan ülke olan Almanya’ya ihracatta yüzde 3 oranında artış görülürken, yine önemli pazarlardan ABD’ye yüzde 12, Rusya’ya yüzde 32, Polonya’ya yüzde 21, Slovenya’ya yüzde 26, Hollanda’ya yüzde 29, Mısır’a yüzde 30 ihracat artışı görüldü. Buna karşılık Fas’a yüzde 12, Macaristan’a yüzde 13 ihracat düşüşü yaşandı. Ocakta Binek Otomobillerde önemli pazarlardan olan Fransa’ya yüzde 66, İtalya’ya yüzde 53, İsveç’e yüzde 55, Belçika’ya yüzde 41 ihracat düşüşü görülürken, yine önemli pazarlardan Birleşik Krallık’a yüzde 53, Mısır’a yüzde 30, ABD’ye yüzde 259 ihracat artışı yaşandı.

Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlarda en fazla ihracat yapılan ülke olan Birleşik Krallık’a yüzde 30, önemli pazarlardan Slovenya’ya yüzde 45, Belçika’ya yüzde 16, ABD’ye yüzde 19 ihracat artışı yaşanırken, Fransa’ya yüzde 28, İtalya’ya yüzde 25, İspanya’ya yüzde 22 ihracat düşüşü görüldü.

Otobüs-Minibüs-Midibüs ürün grubunda ise en fazla ihracat yapılan ülke olan Fransa’ya yüzde 9, İtalya’ya 48 ve Birleşik Krallık’a çok yüksek oranlı ihracat artışı yaşandı.

Almanya’ya yüzde 1, Birleşik Krallık’a yüzde 34 artış
Ülke bazında en fazla ihracat yapılan ülke olan Almanya’ya yüzde 1 artışla 325 milyon USD’lik ihracat kaydedildi. İkinci büyük pazar olan Birleşik Krallık’a yüzde 34 artışla 268 milyon USD ihracat yapılırken, Fransa’ya ihracat yüzde 40 azalarak 182 milyon USD oldu. Geçen ay yine önemli pazarlardan Slovenya’ya yüzde 25, ABD’ye yüzde 41, Mısır’a yüzde 40, Rusya’ya yüzde 37, Romanya’ya yüzde 26,5 ihracat artışı görülürken, İtalya’ya yüzde 23, İsveç’e yüzde 41, Macaristan’a yüzde 12 düşüş yaşandı.

 AB’ye ihracat yüzde 11 azaldı

Ülke grubu bazında en büyük pazar olan Avrupa Birliği ülkelerine ocak ayında ihracat yüzde 11 azalarak 1 milyar 388 milyon USD oldu. AB ülkeleri, ihracattan yüzde 62 pay aldı. Bu yılın ilk ayında Diğer Avrupa Ülkelerine yüzde 24, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesine yüzde 37, Bağımsız Devletler Topluluğuna yüzde 26 ihracat artışı yaşandı.

Faturam24 ile e-arşiv faturalarınızı oluşturun

 Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) e-arşiv uygulamasında, 1 Mart 2022 tarihinde yeni bir dönem başlıyor. Alıcısı vergi mükellefi ise kdv dahil 2000 TL, alıcısı vergi mükellefi değilse kdv dahil 5000 TL ve üzeri olan tüm faturalar, artık e-arşiv fatura olarak düzenlenmek zorundadır. e-arşiv faturalarının kolayca oluşturulması ve yönetilmesi için Muhasebe Bilenler Topluluğu tarafından “Faturam24 Portalı” hayata geçirildi.

Bilindiği üzere 509 No’lu Vergi Usul Kanun Genel Tebliği’nde değişiklik yapılmasına dair 535 No’lu Tebliğ 22 Ocak 2022 Cumartesi günü Resmi Gazete’de yayımlandı ve buna göre 1 Mart tarihinden itibaren, vergi mükellefi olanlara düzenlenecek faturalar için 2.000 TL, vergi mükellefi olmayanlara düzenlenecek faturalar için 5.000 TL ve üzeri faturalara, e-arşiv fatura oluşturulması zorunluluğu getirildi. Bu kapsamda, mükelleflerin dijital dönüşüm süreçlerindeki ilk yardımcısı olan mali müşavirlere ve muhasebecilere, yeni dönemde ciddi bir e-arşiv fatura kullanılması nedeniyle, daha fazla iş düşecek gibi gözüküyor.

Yaklaşık 10 yıl önce Serkan Atasoy öncülüğünde kurulan, Türkiye’nin alanında en aktif ve en fazla üyeye sahip grubu Muhasebe Bilenler Topluluğu, mali müşavirlerin ve muhasebecilerin üzerindeki yükü hafifletmek adına, Türkiye’nin köklü yazılımevi Kolaysoft Teknoloji AŞ ile anlaşarak “Faturam24 Portalı” uygulamasını geliştirdi.

Faturam24 Portalının mükellefleri ve daha önemlisi tüm mali müşavirleri ve muhasebecileri rahata kavuşturacak bir portal projesi olduğunu anlatan Muhasebe Bilenler Topluluğu Kurucu Başkanı Serkan Atasoy, şunları söyledi:

“e-dönüşümün ilk adımları 2013 yılında e-Fatura ile atıldı. Geçen dönemde, faturalandırma süreçleri birçok yenilikle dijitale dönüştü. e-fatura, e-arşiv, e-defter gibi uygulamalarda yaşanan bu dönüşüm, mali müşavirlerin ve muhasebecilerin iş süreçlerini kolaylaştırırken, zamandan tasarruf yapmalarını sağladı. Bilindiği üzere, geçtiğimiz yıl kağıt faturayı hayatımızdan ciddi oranda çıkaran Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) “5000-30000 portalı” olarak da bilinen GİB e-arşiv portalı uygulamaya alındı. e-fatura kullanmayan tüm mükellefler, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın sunmuş olduğu bu portaldan faturalarını oluşturdular. 1 Mart tarihi  itibariyle ise, eğer alıcı bir vergi mükellefi ise kdv dahil 2000 TL, alıcı bir vergi mükellefi değilse kdv dahil 5000 TL ve üzeri faturalar ve alt limit olmaksızın tüm faturalar e-arşiv fatura olarak oluşturulabilmektedir. Başkanlığın portalında bu süreci takip ediyor olmak, hem mükellefler için, hem mali müşavirleri için zaman ve emek kaybına sebep olabiliyordu. Bu nedenle, meslek mensuplarımız için Faturam24 Portalını hayata geçirdik. Faturam24 sayesinde, e-arşiv faturaları uçtan uca kolay ve konforlu şekilde yönetilmektedir.” dedi.

Resmi Gazete’de, 22 Ocak 2022 tarihinde, 509 No’lu Vergi Usül Kanun Genel Tebliği’nde değişiklik yapılmasına dair yayınlanan Tebliğe göre;

*Brüt satış hasılatı, 2021 yılı için 4 Milyon TL ve üzeri olanlar, 01.07.2022 tarihinde e-fatura’ya geçmek zorundadır.

*Elektronik ortamında mal ve hizmet satışı yapanlar, 2020 veya 2021 dönemlerde 1 Milyon TL ve üzeri satış yapanlar, 01.07.2022 tarihinde e-fatura’ya geçmek zorundadır.

*Gayrimenkul / motorlu araçlar  mal ve hizmet satışı yapanlar, 2020 veya 2021 dönemlerinde  1 Milyon ve üzeri satış yapanlar, 01.07.2022 tarihinde e-fatura’ya geçmek zorundadır.

*Konaklama hizmeti veren otel işletmeleri, 01.07.2022 tarihinde e-fatura’ya geçmek zorundadır.

*GİB e-arşiv portalından düzenlenecek faturalarda, 01.03.2022 tarihinden itibaren, vergi mükellefi olmayanlara düzenlenecek faturalar için 5.000 TL, vergi mükellefi olanlara düzenlenecek faturalar için 2.000 TL olarak düzenleme zorunluluğu getirilmiştir.

Faturam24 Portalı’nın sunduğu avantajlar şunlardır:

*Faturaları, Defter Beyan Sistemi (DBS)’ye kolay aktarım yapabilme,

*Sınırsız fatura düzenleyebilme,

*Sınırsız mail gönderebilme,

*Tarafınıza kesilen faturaları görüntüleyebilme,

*Faturayı düzenleyen firma, mali müşavirine yetki verdiğinde, mali müşavirin toplu olarak firmalarının listelerine hızlıca ulaşabilme özelliği,

*Faturaların, 10 yıl yasal zemine göre saklanması,

*Faturaların, bilgisayar, tablet ve cep telefonundan düzenlenebilmesi ve görüntülenebilmesi ile GİB iptal itiraz talepleri görüntüleyebilme,

*Cari ve stok bilgilerini otomatik olarak kaydedebilme,

*Tüm muhasebe programlarına uygun Excel desenleri hazır olarak alabilme,

*Vergi / TC Kimlik Numarası girildiğinde bilgilerin otomatik gelmesi ve istenildiği zaman bütün faturaların tek seferde pdf olarak indirebilme,

*Faturalar istenirse, alıcısına otomatik olarak mail olarak gönderebilme,

*Faturalara; logo, kaşe, iban bilgileri ve sabit notlar ekleyebilme,

*Muhasebe Bilenler Topluluğu Üyelerine özel geliştirilen indirim kodu sayesinde, avantajlı fiyatlarla uygulamadan yararlanılması ve Faturam24 Portalı ile e-arşiv sürecinin uçtan uca kolay ve konforlu bir şekilde yönetilmesi gerçekleşmektedir.

Yeni açık internet çözümü ID Fusion CMO’lara çerezsiz dünyanın kapılarını açıyor

Adform’un dünyada bir ilk olan programatik çözümü, tüm tarayıcılarda ve cihazlarda birinci ve üçüncü taraf kimlikleri etkinleştirerek pazarlama üst yöneticilerine rekabette ciddi bir avantaj sağlıyor.

Sektördeki dağınık çerez politikalarından kaynaklı ihtiyaca doğrudan bir yanıt olarak geliştirilen ID Fusion, pazarlamacıları çerezsiz bir dünyaya hazırlıyor.

Modern pazarlamanın gereksinimlerini 360 derece hizmet çatısıyla sağlayan, küresel, bağımsız ve tam entegre reklam teknolojileri platformu Adform, bugün yaptığı açıklama ile pazarlamacıların birinci taraf kimlik odaklı başarılı kampanyalar yürütmesine yardımcı olmak üzere hayata geçirdiği yeni programatik ürünü ID Fusion’ı duyurdu. Hem birinci hem de üçüncü taraf kimlik verilerini etkinleştiren ve kendi alanında bir ilk olan ID Fusion, üçüncü taraf çerezleri desteklemeyen cihaz, tarayıcı ve kanallardaki kullanıcıların %50’sine kolaylıkla erişim sağlıyor.

ID Fusion kullanan Adform müşterilerinin kampanya sonuçlarına göre:

● Net erişim %120 artıyor

● Medya kullanım israfı %60 azalıyor

● Ortalama dönüşüm oranı 3x artıyor

Adform FLOW’un 2020’deki lansmanını izleyen üç yılda geliştirilen ID Fusion, şirketin kimlik çözümleri konusundaki kesintisiz inovasyonunun bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Adform ID Fusion, tüm tarayıcılarda ve cihazlarda birinci ve üçüncü taraf kimlikleri gizlilik merkezli bir şekilde birbirine bağlayarak, üçüncü taraf kimlik verilerinin artık desteklenmediği Firefox ve Safari gibi tarayıcılarda veriye dayalı hedefleme, optimizasyon ve ölçüm yapılmasını mümkün hale getiriyor.

Google FLoC’un Chrome dışında çalışıp çalışmayacağı henüz belli olmamasının yanı sıra, The Trade Desk’in tercih ettiği Unified ID 2.0, kullanımı tek bir kimliğe indirgiyor. ID Fusion ise tüm birinci taraf ID çözümlerine uyum sağlayarak, CMO’ların güven içinde hareket etmesini sağlıyor.

Adform COO’su Oliver Whitten, “Sektörde büyük bir değişimin eşiğindeyiz. Üçüncü taraf çerezlerin kullanımdan kaldırılmasına yanıt olarak, yeni tanımlayıcıların sayısında son dönemde ciddi bir artış yaşandı. Bu tanımlayıcılar, üçüncü taraf kimlikler için oluşturulmuş eski sistemler tarafından desteklenmiyor ve Google’ın üçüncü taraf çerezlerini aşamalı olarak kaldırması için verdiği son tarih olan 2023’e kadar gerekli hazırlıkları yapmayanlar için büyük bir zorluk teşkil ediyor.” dedi.

Whitten, sözlerine şöyle devam etti: “Dağınık haldeki gizlilik ve kimlik ekosistemi, belirli bir çerçeve içinde çalışan birden fazla çözüm yerine, herhangi bir cihazdaki herhangi bir tarayıcıya uyum sağlayabilen çok yönlü, esnek ve ölçeklenebilir bir çözüme ihtiyaç duyuyor. Adform, müşterilerin verileri üzerinde daha fazla kontrole sahip olduğu ve pazarlamacıların değerli veriler toplamasına ve etkili kampanyalar sunmasına olanak tanıyan açık, reklamla finanse edilen bir internet ortamına inanıyor. ID Fusion bu noktada, CMO’lar için aynı anda gizlilik yönergelerini ve pazar gereksinimlerini destekleyerek denklemin her iki yönünün de gerçekleşmesini mümkün kılıyor.”

Adform Türkiye Ülke Müdürü Cem Eroğlu, “Birinci taraf çerezler artık tam olarak hayatımızda. Biz Adform olarak bu geçişin ön saflarında yer almaktan gurur duyuyoruz. ID Fusion, üçüncü taraf çerezlere olan bağımlılığı azaltmamızı ve birinci taraf kimliklere dayalı kampanya başarısının Google’ın Chrome için verdiği son tarih olan 2023’te değil, şimdiden elde edilebileceğini kanıtlayan ilk markalardan biri olmamızı sağlıyor. Biz, ID Fusion’ın yalnızca Firefox ve Safari gibi üçüncü taraf kimlikleri desteklemeyen tarayıcılardaki artan başarısından değil, aynı zamanda kanallar arasında yarattığı artıştan da faydalandık” dedi.

ID Fusion, pazarlamacıların milyonlarca yeni kullanıcıya erişimini sağlayarak reklam harcamalarından elde edilen geliri önemli ölçüde artırıyor. Birinci taraf kimliklerin kullanımı, Safari ve Firefox’ta satın alınan medyalardaki tıklama oranlarında en az 2 kat, dönüşüm oranlarında ise 2 kat artış getiriyor.

TCL Communication, MOVEAUDIO kulaklık ailesinin yeni üyelerini tanıttı TCL Communication, TCL MOVEAUDIO gerçek kablosuz kulaklık ürün ailesinin yeni üyeleri TCL MOVEAUDIO S108 ve S180’i tanıttı. Net ses, kullanım kolaylığı ve kulak sağlığı gibi alanlarda en iyi teknolojileri kullanan TCL MOVEAUDIO ürün ailesinde herkesin bütçesine uygun bir ürün bulunuyor. Uygun fiyatla benzersiz müzik deneyimiYüksek performans sunacak şekilde geliştirilen gerçek kablosuz kulaklık TCL MOVEAUDIO S180, bir kulaklıkta olması gereken özelliklerin tamamını uygun fiyatla ve kaliteden ödün vermeden bir araya getiriyor. TCL MOVEAUDIO S180, barındırdığı gelişmiş ses engelleme ve gürültü izolasyon teknolojileri sayesinde alanının en sürükleyici dinleme deneyimini sunuyor. Müzik dinlerken veya arama yaparken herhangi bir sorunla uğraşmak istemeyen kullanıcılar, dengelenmiş ses ve gelişmiş ses netliği özellikleriyle her an mükemmel bir deneyime ve tüm gün yeten bir pile sahip oluyor. Sürükleyici ses deneyimi TCL MOVEAUDIO kulaklıklarda farklı kullanım alanları için net ses sağlama ve ses özelleştirme imkânı bulunuyor. TCL MOVEAUDIO S600’ün güçlü Aktif Gürültü Engelleme özelliği ve TCL MOVEAUDIO S180’in çift mikrofonlu hüzme biçimlendirici algoritması ile ortamdaki gürültüden etkilenmeden arama sırasında söylenenleri duymak kolaylaşıyor. ANC (Aktif Gürültü Engelleme) teknolojisi sürükleyici bir ses ve gerçek kablosuz kulak içi kulaklık deneyimi için ortamdaki sesi kulağa göndermiyor. Ses engelleme teknolojisi dışında TCL MOVEAUDIO S108 ise, arama sırasında arkadaki sesleri ortadan kaldıran ENC teknolojisini kullanarak ortamdaki gürültünün konuşmayı etkilemesine izin vermiyor ve bu sayede kullanıcılar çevresi ile iletişimini koparmıyor. Uçtan uca eksiksiz sesTCL MOVEAUDIO kulaklıklar, artırılmış bağlantı ve kolay kullanım imkânı da sunuyor. MOVEAUDIO S600 ve TCL MOVEAUDIO S180’de bulunan Şeffaflık Modu sayesinde kullanıcılar kulaklığı çıkarmadan etrafındaki sesleri duyabiliyor. İki modelde de bulunan Akıllı Kullanım Tespiti ise kulaklık takıldığında veya çıkarıldığında otomatik olarak müziği başlatıyor ya da durduruyor. TCL Connect uygulaması ile birlikte kullanılabilen TCL MOVEAUDIO S600’ün özellikleri kullanıcının tercihine göre ayarlanabiliyor ve bu sayede kolayca kişiselleştirilebiliyor. Her modelin yeterli dinleme süresi ve batarya ömrü sunduğu MOVEAUDIO ürün ailesi ihtiyaca bağlı olarak farklı özellikler barındırıyor.[1]

MODELDİNLEME SÜRESİ (KULAKLIKLAR)BATARYA ÖMRÜ (ŞARJ ÜNİTESİ)
TCL MOVEAUDIO S6008 saat32 saat
TCL MOVEAUDIO S1806 saat30 saat
TCL MOVEAUDIO S1086 saat20 saat

 TCL MOVEAUDIO kulaklıklarının tamamında Bluetooth 5.0 ve Google Hızlı Eşleme özelliği bulunuyor. Ayrıca Google Assistant ile uyumlu çalışabiliyor.Daha az gürültü, daha fazla müzikTüm aktiviteler için güvenli dinleme deneyimi sunan TCL MOVEAUDIO ürünlerindeki IP54 ve IPX4 özellikleri, su ve tere karşı dayanıklılık sağlarken kullanıcılar her aktivitede ve her koşulda müzik dinleyebiliyor. MOVEAUDIO S600 ve TCL MOVEAUDIO S180’de de 10mm hoparlör yer alıyor. TCL MOVEAUDIO kulaklıklar güvenli dinleme ve gürültü kontrolüyle kullanıcıların müzik keyfini zirveye çıkarıyor.

TZOB Genel Başkanı Bayraktar  “Ülke olarak dikkatli olmalıyız. Kuraklıkla ilgili tedbirleri hayata geçirmeliyiz”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan sorunlar bağlamında ithalat sıkıntıları, tarımsal girdilerde yaşanan fiyat artışları ve kar yağışının üretime etkisi konularında açıklama yaptı.

Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan krizin derinleşmesi halinde ithalatta karşılaşılabilecek sıkıntılara değinen Bayraktar, “Ülkemiz, 2021 yılında toplam buğday ithalat miktarının yüzde 86,6’sını Rusya ve Ukrayna’dan gerçekleştirdi. Ayrıca arpa ithalat miktarının yüzde 79,4’ü, ayçiçeği ithalat miktarının yüzde 11,4’ü ve soya ithalat miktarının ise yüzde 13,3’ü yine bu ülkelerden gerçekleşti. Bu ülkelerden en yüksek ithalat buğdayda yaşandı. Diğer yandan Türkiye, buğday ithalatının önemli bir kısmını dahilde işleme rejimi kapsamında un ve undan mamul ürünlere dönüştürerek ihraç ediyor” dedi. Bayraktar açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Rusya ve Ukrayna arasındaki buhrandan dolayı ithalatta sorun çıkması, başta ekmek olmak üzere gıda fiyatlarını olumsuz etkileyecektir. Ürün bulunamaması önemli ölçüde buğdayın işlenmiş ürünlerinin ihracatının kısıtlanmasına ve fabrikalarının çalışmamasına sebep olacaktır. Bunun tedbirlerinin şimdiden alınması gerekiyor.

Bu buhran, özellikle stratejik ürünlerde ithalata bağımlı olmanın ülkemize verdiği zararları göstermesi bakımından önemlidir. Özellikle yerli üreticimiz bu bağımlılıktan en fazla olumsuz etkilenen kesim olmaktadır.

TZOB olarak sürekli ithalata dayanan tedarik politikasına her zaman karşı olduk, yerli üretimi artırmanın önemini ıslarla vurguladık. Dünyada gıda ile ilgili yaşanan gelişmeler ne kadar haklı olduğumuzu gösterdi.

İhtiyacımız olan buğday ve arpayı rahatlıkla verilecek desteklerle ülkemizde üretebiliriz.

Diğer yandan Türkiye ayçiçeğinde yüzde 60 oranında yeterlilik derecesine sahiptir. Ayçiçeği de buğday ve arpa gibi ciddi anlamda destek verildiğinde ülkemizin hemen hemen her yerinde yetiştirilebilecek bir üründür. Ayçiçeği üretim potansiyelimiz yeterlidir, ancak destekler artırılarak bu potansiyelin harekete geçirilmesi gerekiyor.

Soyada yüzde 4,7 olan yeterlilik oranımız bu ürünün önemli ölçüde ithalini gerektiriyor. Fakat bu üründe Ukrayna’dan yaptığımız ithalat diğer ülkelere kaydırılabilir. Yine sulanabilir alanları sulu tarıma açmak ve destek vermek yoluyla soya üretiminde önemli ölçüde artış sağlanabilir.”

  “Üreticilerimizin tarımsal girdilerle ilgili sıkıntıları uzun süredir devam ediyor diyen Bayraktar, “Gübre fiyatları çeşitlerine göre bir önceki aya göre yüzde 8-9 gerilese de, geçen yılın Ocak ayına göre son bir yılda, amonyum sülfat gübresi yüzde 508, üre gübresi yüzde 314, CAN gübresi yüzde 300, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 246 ve DAP gübresi yüzde 245 oranında arttı. Gübre fiyatlarındaki son bir yıldaki artışlar oldukça yüksek seviyededir. Son bir ayda gübre fiyatlarında görülen düşüş üreticilerimiz için yeterli değildir” diyerek sözlerine şöyle devam etti:

“Üreticilerimizin şubat ayında tarlada bulunan kışlık ürünlerine üst gübreleme yapmaya başlaması gerekiyor. Fakat sonbaharda gübre fiyatlarının aşırı yüksekliği nedeniyle yetersiz gübre kullanan ve hatta hiç kullanamayan üreticilerimiz bu dönemde de fiyatların yüksek seyretmesi nedeniyle yeterli ölçüde gübre kullanamayacak. İlkbaharla birlikte yazlık ekim yapacak olan üreticilerimiz de yüksek fiyatlardan olumsuz yönde etkilenecektir.

Üreticilerimizin önümüzdeki aylarda yeterli gübre kullanabilmeleri için gübre fiyatları biran önce makul seviyelere çekilmeli, verilen destekler artırılmalıdır. Geçen yıl ülkenin her tarafında yaşanan kuraklık nedeniyle sattığı maldan kazanamayan üreticilerimiz, artan girdi maliyetlerine hazırlıksız yakalandı. Çok hızlı bir şekilde artan girdi fiyatları üreticilerimizi ekime başlarken yakaladı.

Geçen yıldan birikimi olmayan üreticilerimiz, yeterli gübreyi temin edemedi ve ekimi gübresiz yaptı. Tekrar Şubat ayında gübre kullanması gereken üreticilerimizin acil nakit desteğine ihtiyacı vardır. Destek ödemelerinin bir an önce çiftçilerimize ulaştırılması gerekiyor. Bunu gerçekleştiremezsek bu yıl gıdaya ulaşmak çok zor olacaktır.

Yeterince gübre kullanamayacak üreticilerimiz ürününde verim ve kalite kaybı yaşayacaktır. Bu durum yurtiçi ürün fiyatlarını artırırken, tüketimin karşılanabilmesi için dünya fiyatlarının yüksek olduğu bu dönemde ülkemizi daha fazla tarımsal ürün ithalatına mecbur bırakacaktır. Yüksek fiyattan yapılan ithalat ve yurtiçi ürün fiyatlarının artması da zaten yüksek seyreden gıda enflasyonunu daha da artıracaktır.

Bu yıl tarımsal üretimdeki sorunlar giderilemezse çok daha yüksek gıda fiyatlarıyla karşı karşıya kalabiliriz. Ülkemizde hane halkının gelirinin yaklaşık yüzde 50’si gıdaya harcanıyor. Bu durum gıda enflasyonunun halkımızı nasıl etkilediğini, beslenme alışkanlıklarını nasıl değiştirdiğini açıkça gösteriyor.

FAO’nun gıda fiyatları endeksi ve tahminleri bu yılda uluslararası piyasalarda istikrarın çok mümkün olmadığını gösteriyor. Ülkemizde üretimden kaynaklı gıda eksikliğinin ithalatla karşılanması çok daha pahalı olacaktır. Bunu önlemek için ne gerekiyorsa yapmalı ve bütün imkanlar zorlanmalıdır. Ülkemizde ekilmedik arazi bırakılmamalı, üreticiye yeterli destekler hızlı bir şekilde ulaştırılmalıdır. Gıda enflasyonunu önlemek için üretimi artırmaktan başka çaremiz yoktur.”

Mazot fiyatlarına son bir yılda ciddi artışlar yapıldığını hatırlatan Bayraktar, “Tarımsal üretimin olmazsa olmazı mazot kullanımı da üreticilerimizin diğer bir önemli sorunudur. Mazot fiyatı son bir yılda yüzde 111 oranında arttı. Üreticilerimize verilen mazot desteği bu artış karşısında yetersiz kaldı. Mazot destekleri yapılan bu artış oranı kadar bir oranda artışla revize edilerek çiftçilerimize biran önce verilmelidir. Çünkü üreticilerimiz Şubat ayıyla birlikte yoğun bir mazot kullanımına ihtiyaç duyacaklardır” dedi.

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, elektrik konusunda da şu detayları paylaştı:

“Tarımsal sulamada yaşanılan sorunların yanı sıra elektrik fiyatları da çiftçilerimiz için ciddi bir sorun haline geldi. Bilindiği üzere faturalardan yaklaşık yüzde 2’ye tekabül eden TRT payı 2022 yılı itibariyle kaldırıldı. Ancak TRT payının kalkmasının hemen arkasından tarımsal sulamada kullanılan elektrik tarifesine yüzde 94,8’lik zam çiftçilerimizin artan maliyetlerini daha da artırdı.

Mesken abone grubuna göre yüzde 16,34 oranında daha pahalı elektrik kullanan çiftçilerimiz, 104,1 kuruştan elektrik kullanmak zorunda kaldı. 31 Aralık 2021 gece yarısı elektriğe gelen ve 01 Ocak 2022 tarihinden itibaren geçerli olan astronomik zamlar sonucunda elektrikte indirim bekleyen üreticilerimiz büyük bir hayal kırıklığına uğradılar. Üreticilerimiz üretim yapamaz hale gelmekten büyük endişe duyuyor.

Bunun yanı sıra son günlerde gündemde olan elektrik kesintileri seracılıkla geçimini sağlayan ve maliyet artışına karşın zorlanan çiftçilerimizin tedirginliğini artırdı.

Elektrik fiyatları seracılıkta dönemsel olarak ve ürün çeşidine göre farklılık göstermekte olup, geçtiğimiz yıl kış aylarında dekara aylık ortalama 200-250 lira elektrik faturası ödeyen çiftçilerimiz, kış şartlarının ağırlaşması ve gelen zamlarla birlikte bu yıl dekara 300-400 lira arasında fatura ödemek zorunda kaldılar.

Acilen elektrikte uygulanmakta olan yüzde 18 KDV oranı artan maliyetler karşısında ezilen çiftçilerimiz için yüzde 1’e indirilmelidir. Elektrik mutlaka desteklenmeli, tarifede ciddi bir indirim yapılmalıdır. Diğer taraftan aylık fatura düzenlenmesi de üreticilerimizi sıkıntıya sokuyor. Gerekli düzenlemeler yapılarak aylık fatura tahakkuku şirketlerin ihtiyati kararı olmaktan çıkarılmalı, ürünlerin hasat dönemi dikkate alınarak, hasattan hasada, yılda bir ya da iki kez olacak şekilde tahsilat yapılması sağlanmalıdır.

Bir diğer önemli beklenti de; üreticilerimizin elektrik borçlarının hak ettikleri desteklerden mahsup edilme uygulamasının kaldırılmasıdır. Böylece, zaten yeterli olmayan desteklerin sürekli nakit para ihtiyacı duyan üreticilerimizin elini bir nebze de olsa rahatlatması sağlanacaktır.

Ayrıca Destekleme bütçesi milli gelirin yüzde 1’in altına düşmeyecek şekilde oluşturulmalıdır.

2022 yılında girdi maliyetlerinin aşırı yükselmesi gıda fiyatlarına yansıyacak ve tüketicilerin gıda ürünlerini satın alması zorlaşacaktır. Bu yıl gıda yokluğu yaşamak istemiyorsak çiftçimizi tarımda tutmalıyız ve üretmesini sağlamalıyız. Ayrıca üreticilerimizin topraklarını üretim değil, yatırım ve rant amaçlı satın almak isteyenlere satmasının önüne geçilmelidir.”

Son günlerde ülkemizi etkisi altına alan kar yağışının buğday üretimine olan etkisine değinen Bayraktar, sözlerini şöyle devam ettirdi:

“Buğday, dünyada stratejik ürün olmasının yanı sıra ülkemizde de ekim alanları ve üretici sayısı bakımından önemli bir üründür. Ülkemizde buğday ve buğdaydan yapılan gıda maddeleri tüketiminin birinci sırada yer alması, buğday üretimine verilmesi gereken önemi gözler önüne seriyor.

2020 yılı verilerine göre ülkemizde 5,27 milyon hektar kıraç alanda ve 1,21 milyon hektar sulu alanda buğday üretimi yapılıyor. Son 5 yılda kıraçta buğday ekim alanı 662 bin hektar azaldı. Bu durum ilk bakışta buğdayda sulu tarıma geçildiğini akıllara getirse de veriler durumun böyle olmadığını gösteriyor. Çünkü suluda buğday ekim alanı da son 5 yılda 88 bin hektar azaldı. Ayrıca son 5 yılda buğday ekim alanlarında 750 bin hektar azalma yaşandı.

Bu yıl yağışlar, özellikle kar yağışları yeterli olmuş ve hububat için zamanında gerçekleşmiştir. Buğday üretimimizin yüzde 76’sının kıraç alanda gerçekleşmesi nedeniyle kar yağışı elbette ki verimi artıracaktır. Ancak kar yağışı azot, fosfor ve potasyum gibi hayati öneme sahip, bitki besin elementlerini içermediğinden gübre yerine geçemez.

Ne yazık ki bu üretim sezonunda çiftçilerimizin önemli bir kısmı, arazisine gübre atamadı ya da atması gereken miktarın oldukça altında gübre kullandı.

Gübre ile verim doğrudan ilişkili olduğundan, uygun miktarda ve doğru zamanda gübre atılmasıyla birlikte bahar yağışlarının da zamanında gelmesi verimi artırır. Kısacası yağışlar rekoltenin daha da düşmesini bir miktar engelleyebilecek, ancak bu yıl yaşanan gübre fakirliği yüzünden geçmiş yıllara göre rekolte artışı beklendiği ölçüde olmayabilir.

Buğdayda 2021 yılında 8,1 milyon ton ithalat gerçekleştirildi. Üretimimizi artırmak ve ithalatımızı azaltmak için birçok üründe olduğu gibi buğdayda da uzun vadeli stratejilere dayanan ciddi bir üretim planlaması yapılması gerekiyor. Türkiye, buğday üretim potansiyelini iyi değerlendirmek için üreticilerin gelir istikrarını koruyacak, tarımsal yapısına uygun bir piyasa düzenini oluşturmak zorundadır. Destekler maliyeti azaltıcı yönde ağırlık kazanmalı ve mutlaka çiftçinin tam ihtiyaç duyduğu zamanda verilmelidir.

Kar yağışı barajların ve yer altı sularının beslenmesi açısından önem arz ediyor. Ancak kuraklık için konuşmak erken, kuraklık riskinin azaldığını söylemek için mart-nisan dönemindeki yağışları görmek gerekir. Birçok ürünün bu yağışlara ihtiyacı olacak. Yağışlar yeterli olursa risk azalır. Ülke olarak dikkatli olmalıyız. Kuraklıkla ilgili tedbirleri hayata geçirmeliyiz.

Çiftçimiz suyu bulsa da kullanması sorun olacaktır. Özellikle çok su isteyen şeker pancarı, pamuk, mısır, çeltik gibi ürünlerde artan elektrik maliyetleri ciddi bir problem oluşturacaktır. Çünkü sulama elektrik maliyetleri son yıllarda çok yükseldi. Üretimde ciddi düşmelere neden olabilecek bu maliyet hızla aşağı çekilmelidir. Sulama elektrik maliyetinin aşırı yükselmesi üretimde çok ciddi olumsuzluklar yaşamamıza neden olabilir.”

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Kayseri İstihdam Fuarı İstişare Toplantısı, diğer ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri

Kayseri İstihdam Fuarı İstişare Toplantısı Kayseri OSB’de Gerçekleşti Kayseri İstihdam Fuarı İstişare Toplantısı Kayseri Organize …