Tıp bayramı kutlamalar, açıklamalar, sergi, cübbe, forma giyme, mesajlar ve diğer etkinlikler

Kayseri Tabip Odası Başkanı Doç.Dr. Mehmet İlhan Şahin,  14 Mart Tıp Bayramı’nda akademisyen, uzman, asistan, intörn ve stajyer doktorların katılımıyla, genç hekimlerin güncel sorunlarını ve taleplerini açıkladı. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimlik Giriş Kapısı Önünde yapılan açıklamada  Mehmet İlhan Şahin şunları söyledi.

Bugün burada 14 Mart Tıp Bayramı münasebetiyle meslektaşlarımızın, özellikle de mesleğine yeni adım atmış ve atmak üzere olan genç Tıbbiyelilerin duygularını paylaşmak, sorunlarını ve beklentilerini dillendirmek için toplandık.
Öncelikle hatırlatalım ki, biz hekimler, ülkemizin en yetenekli ve donanımlı meslek grubuyuz. Bunu kibirlenerek söylemiyoruz, ancak övünç duyuyoruz. Zira, bulunduğumuz konuma kimsenin torpili veya lütfuyla gelmedik; Tıp Fakültesini kazanmaktan bitirmeye kadar verdiğimiz büyük emekler neticesinde ve ardından da zorlu nöbetler tutarak, zorunlu hizmetler yaparak, TUS’u ve yorucu asistanlık yıllarını büyük zahmetlerle aşarak ulaştık. Sahip olduğumuz, insan sağlığını koruma ve iyileştirme bilgisini gençliğimizi feda ederek, yıllar boyu tahsil yaparak, nöbetler tutarak, bizden kıdemli meslektaş ve hocalarımızın tecrübelerinden yararlanarak elde ettik. Bu nedenle, bizi okutan ailelerimiz ile bize ilim öğreten hocalarımızdan başka hiçbir kula minnetimiz yoktur!
Burada toplanma amacımız, gösteri yapmak, birilerini protesto etmek ya da çığırtkanlık yapmak değil! Sadece sesimizi duyurmak istiyoruz. Bu amaç için, öncelikle hekimliğin ülkemizde geldiği vahim durumu yansıtabilecek bazı veriler paylaşacağım. Yakın zamanda ülkemizdeki 2 hekim derneğinin yaptığı bir araştırmaya göre;
Meslektaşlarımızın %87’si hekim olarak çalışıyor olmaktan MEMNUN DEĞİL ve bu oran yeni mezunlarda %93’e ulaşıyor. Meslektaşlarımızın %90’ı “Ülkemizde hekimliğin iyi bir geleceği olduğuna dair UMUDUM YOKdiyor. Tıp Fakültesi öğrencilerinin ya da mezun olalı 10 yıldan daha az olan genç meslektaşlarımızın yaklaşık %85’i yurtdışında çalışmayı düşünüyor. Halihazırda son 5 yıl içinde 4912 genç meslektaşımız yurt dışına göç etti bile.

Ey Vatandaşlarımız ve Yöneticilerimiz,Hekimler neden bu kadar mutsuz, neden bu kadar umutsuz hiç düşündünüz mü? Haklı olarak güler yüz beklediğiniz hekimlerin çalışma şartlarından, duygularından ve kaygılarından haberiniz var mı? Her gün sözlü şiddete uğrayan, tehdit edilen ya da bir başka arkadaşının fiziksel şiddete uğradığını görerek ve duyarak çalışmak durumunda kalan biri sizce ne kadar güler yüzlü olabilir? Genç meslektaşlarımıza kolayca “dayanıksız, kırılgan” gibi ithamlar yapıyorsunuz, hangi şartlarda çalışıyorlar ve yaşıyorlar bildiğinize emin misiniz?
Günde onlarca, yüzlerce hasta bakmak, dert dinlemek, 510 dakika içinde insanların sorunlarını çözmeye, teşhis ve tedavi etmeye çalışmak ne demek biliyor musunuz? Sizler hiç sıfır uykuyla ya da birkaç saat tedirgin bir şekilde kestirerek ertesi gün çalışmaya devam etmek durumunda kaldınız mı? Bedeniniz mi daha yorgun yoksa zihniniz mi ayırt edemeyecek kadar tükenmiş hissettiğiniz oldu mu? İşten eve giderken yorgunluktan otobüslerde, hatta direksiyon başında uyuyakalmayı, kaza yapmayı hiç tecrübe ettiniz mi? Elifi görse mertek sanacak insanlar yıllar süren tahsil ile elde ettiğiniz bilgiye burun kıvırdığında ve sizi aşağıladığında siz olsanız ne hissedersiniz?

Sizden çok daha az okumuş, çok daha az emek vermiş, çok daha rahat işler yapan insanların, sizden çok daha fazla itibar gördüğünü ve çok daha fazla gelir elde ettiğini görüp de işinizi moralle yapabilmek ne kadar zordur tahmin edebiliyor musunuz? Kazanılması en zor okulları kazanıp, en itibarlı olması gereken mesleği güçlükle elde edip, üstüne üstlük mesai nedir bilmeden, gecegündüz, bayramseyran demeden çalışırken, yoksulluk sınırının altında bir gelir ele etmeyi hakkaniyetli buluyor musunuz? On yıllar süren emekten ve gayretten sonra, üstelik yüksek potansiyel sahibi olduğunuzu bile bile, müreffeh bir hayat kuramamış olmayı dert etmek, kendinizin ve ailenizin geleceğine ilişkin kaygılar taşıyor olmak şımarıklık sayılır mı? Bu sorular uzar gider. Bizleri bir dinleseniz bin ah işitirsiniz.

İnsan sevgisi olmayan tıp okuyamaz. Okulumuza ve mesleğimize insan sevgisiyle dolu olarak başladık, o sevgiyi içimizden atacak değiliz. Bu verimli toraklarda, bu güzel yurtta yetiştik; tarihi ve kültürü köklü milletimizin özbe öz evlatlarıyız, unutacak ve nankörlük edecek de değiliz. Ancak bugün kendimizi dışlanmış ve horlanmış hissediyoruz. İtibarsızlaştırılmaktan, değersizleştirilmekten ve saygı görmemekten usandık. Ellerle, dillerle, bakışlarla, tavırlarla, bitmek bilmeyen şikâyetlerle, hadsiz ve meşru olmayan isteklerle örselenmekten, tehdit edilmekten, dövülmekten usandık. Peki ne bekliyoruz?
Hiçbir mesleğe uygulanmayan zorunlu hizmetlerle borcumuzu zaten ödemiş olduğumuz devletimizden ve yöneticilerden ilgi, sevgi ve saygı bekliyoruz. Bize yönelen şiddete karşı durmalarını, üzerimizdeki maddi ve manevi baskıyı kaldırmalarını ve bizi korumalarını bekliyoruz. Güvenli şartlarda ve huzurlu ortamlarda çalışmak; işimizi, hastalarımıza zaman ayırarak, severek ve özenle yapmak istiyoruz. Her bir köşesinde fedakârca hizmet ettiğimiz ülkemizde hak ettiğimiz değeri görmek ve hakkımız olan gelir seviyesinde yaşamak istiyoruz. Paragöz değiliz, nankör değiliz, merhametsiz değiliz, kibirli değiliz, şımarık değiliz. Olmadığımız halde bize yapılan bu yakıştırmaların son bulmasını istiyoruz. Sahip olduğumuz bilgi ve tecrübe kadar, işimize verdiğimiz emek kadar, yaptığımız işin önemi kadar saygı görmek istiyoruz. Şefkatle muayene ve tedavi ettiğimiz çocukların anne ve babalarından benzer bir şefkat ve anlayış bekliyoruz! Merhamet ettiğimiz hastalarımızın yakınlarından merhamet ve anlayış bekliyoruz! Kendimizi yerlerine koyarak hislerini anlamaya çalıştığımız hastalarımızdan hislerimizi ve halimizi anlamalarını bekliyoruz!
Ey genç meslektaşlarım, kardeşlerim, unutmayın; bizler Tıbbiyeli Hikmet’lerin nesliyiz! Her türlü olumsuzluğa göğüs germek boynumuzun borcudur! Çevremizdeki herkes tükense bile umudu canlandıracak Tıbbiyeli ruhuna sahibiz. Başınızı eğmeyin. Azmimizi ve bugünkü birlikteliğimizi koruduğumuz müddetçe, yarınlar elbet bizim olacaktır! Tıp Bayramımız kutlu olsun!

ERÜ’de “14 Mart Tıp Bayramı” Kutlandı

 Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi tarafından “14 Mart Tıp Bayramı” kapsamında tören düzenlendi.

Etkinlikler, kapsamında ilk olarak kampüs içerisinde bulunan Atatürk Anıtı’na Çelenk Sunma töreni gerçekleştirildi.

Daha sonra Sabancı Kültür Sitesi’nde düzenlenen törene ERÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Murat Borlu, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Orhan Yıldız ve Doç. Dr. İskender Gün, Kayseri Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Dr. Ahmet Özyalçın, Kayseri Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. İlhan Şahin ile akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan törenin açılış konuşmasını yapan Kayseri Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. İlhan Şahin ve Tıp Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Orhan Yıldız, birer konuşma yaparak 14 Mart Tıp Bayramı’nın tarihçesi hakkında bilgiler verdiler.

Etkinliğin son konuşmacısı ERÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Murat Borlu ise konuşmasında 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutladı.

Rektör Vekili Borlu, “Hiçbir meslek grubunda olmadığı kadar Türk hekimlerine dünyanın birçok yerinden teveccüh gösteriliyorsa bunun sebebi hekimlerin hayatta en hakiki mürşit ilimdir inancıyla, bilimin gereklerini yerine getirerek ve ölçüde tartıda hile yapmadan yetiştirilmeleridir” diye konuştu.

Açılış konuşmalarının ardından etkinlikte akademik ünvan değişikliği olan öğretim üyelerine cübbe giydirildi.

Etkinlik, dönem 1 ve dönem 2 öğrencilerine önlük giydirilmesinin ardından sona erdi.

DOKTOR BAŞKANA KAYSERİ TABİPLER ODASI’NDAN ÖZEL ÖDÜL

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Tıp Bayramı etkinlikleri kapsamında Kayseri Tabip Odası tarafından sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesine gayreti ve sağlık çalışanlarına desteklerinden dolayı özel ödüle layık görüldü.

Başkan Büyükkılıç, Sabancı Kültür Merkezi’nde Kayseri Tabip Odası tarafından düzenlenen “14 Mart Tıp Bayramı” kutlama etkinliğine eşi Dr. Necmiye Büyükkılıç ile birlikte katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda sinevizyon gösterileri ve protokol konuşmaları yapıldı.

Kayseri Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Mehmet İlhan Şahin, programda yaptığı konuşmada, ‘tıbbiyeli hikmet’ temalı tasarım olarak çok özel ödüller hazırladıklarını ve çok özel kişilere takdim edeceklerini belirtti.

Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, program sunucusu tarafından “İlimizdeki sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi için her zaman büyük gayretler gösteren, aynı zamanda meslektaşlarımıza ve tabip odamıza maddi, manevi desteğini hiçbir zaman esirgemeyen, hem doktor eşi hem doktor babası olan nöroloji uzmanı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Dr. Memduh Büyükkılıç’ı sahneye davet ediyoruz” sözleriyle sahneye davet edildi.

“TÜM MESLEKTAŞLARIMIN BAYRAMINI TEBRİK EDİYORUM”

Kısa bir selamlama konuşması yapan Başkan Büyükkılıç, “Erciyes Üniversitemiz gururumuz, Kayseri’miz de sağlığın merkezidir. Gevher Nesibe Sultan döneminden beri çok şükür bu manada kendisinden söz ettirmiştir. Bir meslektaşınız olarak tüm meslektaşlarımın bayramını tebrik ediyorum, inşallah sağlıklı, huzurlu, hayırlı daha nice 14 Mart Tıp Bayramlarına diyor, saygılar sunuyorum. Programda bizleri de ödüle layık gören Kayseri Tabip Odası’na ve Başkanı Mehmet İlhan Şahin’e teşekkür ederim” diye konuştu.

Başkan Büyükkılıç’a ödülü, Kayseri Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Mehmet İlhan Şahin takdim etti. Etkinlik kapsamında sağlık çalışanı kahramanlarına adanan Kayseri Tabip Odası Türk Sanat Müziği Korosu konseri gerçekleştirildi. Program, günün anısına toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.

BAŞKAN BÜYÜKKKILIÇ’A STATTA “TIP BAYRAMI” JESTİ

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’a, Yukatel Kayserispor-Konyaspor maçı öncesi sarı kırmızılı takımın başkanı Berna Gözbaşı tarafından 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla çiçek takdim edildi. Gözbaşı, Başkan Büyükkılıç’ın Tıp Bayramı’nı kutladı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Yukatel Kayserispor’u Kadir Has Stadyumu’nda taraftarlarla birlikte desteklemeye devam ediyor.

Yukatel Kayserispor-Konyaspor karşılaşmasında takıma destek için stadyuma gelen Başkan Büyükkılıç’a Kulüp Başkanı Berna Gözbaşı maç öncesi jest yaptı. Berna Gözbaşı, nöroloji uzmanı hekim olan Dr. Memduh Büyükkılıç’ın 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutlayarak, çiçek takdim etti.

Başkan Büyükkılıç, jest karşısında Berna Gözbaşı’na anlamlı ve nazik davranışından dolayı teşekkür etti.

BÜYÜKŞEHİR’DEN SAĞLIK ÇALIŞANLARINA ÖZEL KONSER

Kayseri Büyükşehir Belediyesi, hız kesmeden sürdürdüğü kültür sanat faaliyetleri kapsamında, Kayseri Tabip Odası işbirliği ile 14 Mart Tıp Bayramı Esat Kabaklı Konseri düzenledi. Konserde sevilen sanatçı Esat Kabaklı sahne aldı.

Büyükşehir Belediyesi, yerel yönetim hizmetlerinin yanı sıra spordan kültür sanata birçok farklı alanda faaliyet ve etkinliklerine aralıksız devam ediyor. Bu kapsamda 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Büyükşehir Belediyesi ve Kayseri Tabip Odası işbirliği ile Esat Kabaklı Konseri düzenlendi.

Erciyes Üniversitesi Sabancı Kültür Merkezinde gerçekleştirilen konsere, Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın, Kayseri Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Mehmet İlhan Şahin ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Salih Özgöncü ile doktor ile sağlık çalışanları katıldı.

Konserde sevilen sanatçı Esat Kabaklı eşsiz parçalar seslendirdi. Sanatçının seslendirdiği parçalara eşlik eden konuklar, 14 Mart Tıp Bayramı’nda keyifli dakikalar geçirdi.

BAŞKAN BÜYÜKKILIÇ, DOKTORLAR İLE RESİM SERGİSİ AÇTI

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, KAYMEK tarafından hazırlanan ‘Sağlık, Sanat Hayattır’ isimli serginin açılışını doktorlar ile birlikte yaptı.

Başkan Büyükkılıç, Kayseri Büyükşehir Belediyesi bünyesinde faaliyetlerini yürüten Kayseri Mesleki Eğitim ve Kültür A.Ş. (KAYMEK)’te sağlık çalışanı kursiyerler tarafından açılan kurslarda hazırlanan 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla 14 farklı eserin yer aldığı resim sergisinin açılışını yaptı.

Başkan Büyükkılıç, Büyükşehir Belediyesi girişindeki serginin açılışını oğlu Dr. Enes Büyükkılıç ve Kayseri Devlet Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. İsmail Altıntop ile başhekim yardımcıları ve doktorları ile birlikte yaptı.

14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla KAYMEK tarafından anlamlı bir sergi açıldığını ifade eden Büyükkılıç, “Hastanemizin kıymetli çalışanlarına her kademedeki dostlarımızı tebrik ediyor, sağlıklı, hayırlı daha nice 14 Mart Tıp Bayramlarına yetişmelerini temenni ediyoruz” dedi.

Sergide, Genel Sekreter Yardımcısı Serdar Öztürk tarafından günün anısına Doktor Başkan Büyükkılıç’a Erciyes Dağı’nın yer aldığı el nakışı ürünün bulunduğu tablo hediye takdim edildi. Başkan Büyükkılıç da Başhekim Altıntop’a nazar ayetinin yer aldığı tabloyu hediye etti. Büyükkılıç, sergi açılışına katılan sağlık çalışanlarına da hediyeler takdim etti.

TALAS’TAN SAĞLIK ÇALIŞANLARINA BÜYÜK VEFA

Talas Belediyesi, özellikle pandemi döneminde gece gündüz demeden fedakârca görev yapan sağlık çalışanlarına yönelik düzenlediği birçok organizasyon ve etkinlikle vefasını gösterdi.

Dünyayı saran korona virüs salgınında ön planda yer alan başta doktorlar ve hemşireler olmak üzere bütün sağlık çalışanları, Talas’ta her zaman el üstünde tutuluyor.

Bugüne kadar başta 14 Mart Tıp Bayramı olmak üzere dini ve milli bayramlarla birlikte sağlıkçıların en özel günlerinde Talas Belediyesi yanlarında oldu.

İlk olarak salgının ülkemizde başladığı günlerde çalışanlar için koruyucu siperlik hediye edilerek mücadelelerinin aksamadan devam etmesi sağlandı. Ardından Talas’ta ikamet eden her bir sağlık personeli sokağa çıkma kısıtlamalarının olduğu doğum günlerinde üstü açık gezi otobüsü ile müzik eşliğinde ziyaret edilip pasta ikram edildi.

Ayrıca dini bayramlar da olmak üzere hekimlere çiçek, çikolata ve Mazhar Osman kitabının yer aldığı çanta ile bayramları kutlanırken, aromatik bitki sepetiyle de gönülleri alındı.

Bununla birlikte salgının birinci yılında “Pandemiyle 1 Yıl Sergisi” hazırlanarak sağlık çalışanlarının zorlu şartlar altında verdiği korona virüs mücadelesi anlatıldı.

Yine bir 14 Mart Tıp Bayramı’nda ilçedeki hekimlere baskül hediye edilirken, aynı zamanda salgının önlenmesindeki önemli bir silah olan aşı için çeşitli noktalara çadır kurularak sağlıkçıların çalışmaları kolaylaştırıldı.

EN BÜYÜK PARKA ‘SAĞLIK ÇALIŞANLARI PARKI’ ADI VERİLDİ

Bunların yanı sıra salgının önemi ve verilen mücadelenin hatıralarda kalması adına Mevlana Mahallesi’nde Sağlık Çalışanları Parkı ile Maske Mesafe Temizlik Parkı hizmete açılırken, bayan sağlıkçılar Kadınlar Günü’nde ziyaret edilip kahve ikram edildi. Ayrıca bütün sağlıkçılara “Minnettarız” billboardlarıyla teşekkür edildi.

“SAĞLIKÇILARIMIZIN YERİ BAŞIMIZIN ÜSTÜ”

Konuyla ilgili kısa bir değerlendirmede bulunan Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın, fedakârca görev yapan sağlık çalışanlarının her zaman başlarının üzerinde yeri olduğunu belirterek, “Gece gündüz, salgında ve afette her koşulda görev başında olan bütün sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramı kutlu olsun. Bugüne kadar yaptıkları bütün hizmetlerden dolayı sağlık personelimize ayrı ayrı teşekkür ediyor, kendileri adına ilçemizde yaptığımız ne varsa daha fazlasını hak ettiklerini ifade ederek görevlerinde başarılar diliyorum.” dedi.

YAHYALI’DA SAĞLIK ÇALIŞANLARININ TIP BAYRAMI KUTLANDI

Yahyalı Kaymakamı Metin Eyyüpkoca ve Yahyalı belediye Başkanı Esat Öztürk, 14 Mart Tıp Bayramı münasebetiyle sağlık çalışanlarıyla bir araya gelerek tıp bayramını kutladı.

Öğle saatlerinde Yahyalı Devlet Hastanesi’ne giderek hastane çalışanlarını ziyaret eden Kaymakam Eyyüpkoca ve Başkan Esat Öztürk’e İlçe Jandarma Komutanı Musa Yılmaz ile Ak Parti İlçe Başkanı Esat Türkmenoğlu eşlik ettiler.

Tüm sağlık çalışanları gıyabında Hastane Başhekimi Uzm. Dr. Muhammed Mustafa Özdemir’e çiçek hediye eden Yahyalı Kaymakamı Metin Eyyüpkoca, burada yaptığı konuşmada; “ Tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramını kutluyorum. Sağlıklı bir toplum, hiç kimsenin vazgeçemediği temel haklardan biridir.  Etkili bir tıp sistemi sağlıklı bir toplumun temel niteliğidir. Önce insan anlayışının benimsendiği günümüzde, herkesin en iyi hizmeti hak ettiğini düşünüyorum. Bunun neferleri sizlersiniz. Son yıllarda yaşanan pandemi sürecinde hayatlarını hayat kurtarmaya vakfeden, zaman ve mekân belirtmeden mesai mefhumu gözetmeden, bizlerin daha sağlıklı daha mutlu bir hayat sürdürmemize vesilen olan sizlere teşekkür ediyorum. Bu vesileyle Tıp Bayramınızı kutluyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.” Diye konuştu.

Yahyalı Belediye Başkanı Esat Öztürk ise konuşmasında; “Tıp Bayramınızı can-ı gönülden tebrik ediyorum. İyi ki varsınız. Sizin moralinizi bozan her şey bizimde moralimizi bozar. Biz maddi manevi olarak her zaman sizlerin yanındayız. Yeni açılan güzel bir hastanede görev yapıyorsunuz. Allah devletimize zeval vermesin. Buradan sizlere iki müjde vermek istiyorum. Birincisi başhekimimizin de talep ettiği hobi bahçesi için yer ayarlaması yaptık. İnşallah bahçesi olmayan çalışanlarımız burayı kullanabilecekler. İkincisi ise hastanemizdeki diyaliz ünitesinin yeri konusunda sıkıntılar ve şikâyetler vardı. Hayırsever desteği ile bunu da çözüme kavuşturuyoruz.” İfadelerini kullandı.

ADD KAYSERİ ŞUBE BAŞKANI KEMAL CEYLAN’IN MESAJI

14 Mart, bu da doktorların günü olsun diye üretilmiş bir bayram değildir.

 14 MART TIP BAYRAMI, Tıbbiye’ nin emperyalist işgale karşı başlattığı mücadelenin kutlandığı gündür. Bu özelliği nedeniyle bize aittir, sadece ülkemizde kutlanır.

14 Mart 1919; 1683’den itibaren girdiği bütün savaşlarda hırpalanmış, sürekli yenilgilerle gerilemiş, 1. Dünya Savaşı sonunda fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş, orduları dağıtılmış, memleketinin her köşesi bilfiil işgal edilmiş bir milletin çocukları olan TIBBİYELİLERİN özgürlük mücadelelerinin ilk adımı, Ulusal Bağımsızlık Savaşımız’ın ilk kıvılcımlarındandır.

30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi’nin ardından 13 Kasım 1918’de İstanbul işgal edildi. Tıbbiyeliler boğaza demirleyen işgal donanmasını Haydarpaşa’dan gözyaşları ile izlediler. Kısa süre sonra İngilizler Askeri Tıbbiye’yi karargâh olarak kullanmaya başladılar. Okulun kulelerine makineli tüfekler yerleştirildi. Yatakhaneler İngiliz askerlerine verildi, karyolaları alınan öğrencilere tavan arasındaki yer şilteleri gösterildi. Tuvaletler gece İngiliz askerlerine ayrıldı, tıbbiyeliler için yattıkları yere idrar kovaları kondu. Nihayet askeri üniforma giymeleri de yasaklandı, sivil kıyafeti olmayanlar pijamaları ile derslere devam etmek zorunda kaldılar. Baskılar giderek arttı…

İşte ilk TIP BAYRAMI bu ortamda, 14 Mart 1919’da İngilizlere karşı başkaldırı olarak gerçekleştirildi.

İşgal İstanbul’unda her türlü toplantı yasaktı. Bu nedenle Tıphane-i Amire’nin (sonra Askeri Tıbbiye-i Şahane) kuruluş günü olan 14 Mart 1827’nin yıldönümünde bir bilimsel toplantı için izin alındı. Üçüncü sınıf öğrencileri Sırrı, Kazım, İsmail, Yusuf, Müfit ve Hikmet bu toplantıyı bir protesto eylemi, direnişlerini ateşleyecek bir bayram kutlaması olarak düzenlemeyi düşündüler. Diğer öğrenciler ve hocalarla birlikte toplantı büyük katılımla yapıldı. Bu sırada okulun iki kulesinin arasına gizlice astıkları -açıldığında tüm cepheyi kaplayacak- büyük TÜRK BAYRAĞI’nı öğrencilerin coşkulu alkışları ve İngilizlerin şaşkın bakışları arasında çatıdan aşağıya bıraktılar.

Bu ilk TIP BAYRAMI kutlamasından yaklaşık üç ay sonra, 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Samsun’a çıktı. 22 Haziran 1919’da Amasya Genelgesi’ni yayınlayarak Eylül başında Sivas’ta ulusal bir kongre toplanması için çağrı yaptı. Tıbbiyeliler bu kongreye iki delege seçtilerse de, harçlıklarından toplayabildikleri para ile ancak Hikmet’i gönderebildiler. Hikmet, kaçak yollarla Sivas’a gitti. Bazı delegeler kurtuluşu emperyal devletlerin mandasına girmekte görmekte, bu yolda konuşmalar yapmaktaydılar. Söz alan ve kürsüden Mustafa Kemal’e hitap eden Hikmet,

“Paşam, murahhası bulunduğum tıbbiyeliler beni buraya istiklâl davamızı başarma yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler, mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar her kim olurlarsa olsunlar şiddetle red ve takbih ederiz. Farz-ı muhal, manda fikrini siz kabul ederseniz, sizi de reddeder, Mustafa Kemal’i vatan kurtarıcısı değil, vatan batırıcısı olarak adlandırır ve tel’in ederiz” dedi.

Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa,

“Efendiler, gençliğe bakın; Türk millî bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin! Gençler, vatanın bütün ümit ve istikbali size, genç nesillerin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır” dedikten sonra Hikmet’e döndü ve

 “Evlat müsterih ol, gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz azınlıkta kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez: YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM! “diyerek sözlerini tamamladı.

Hikmet (Boran) Bey, bazı yılgınların çözüm olarak önerdikleri MANDA safsatasını tarihe gömen Tıbbiyeli, Atatürk’ün Büyük Nutku’nu bitirirken “EY TÜRK GENÇLİĞİ” diye seslendiği, Cumhuriyeti ve devrimleri emanet ettiği helâl süt emmiş vatan evlatlarının ilklerinden biridir.

1911-1922 yıllarını kapsayan 12 yıllık dönem Tıbbiye için çok özeldir. Bu dönemde Osmanlı Devletinin katıldığı savaşlarda bütün milletimiz gibi Tıbbiyeliler de cepheden cepheye koşmuş, büyük acılar çekmiş, bedeller ödemiş, hatta 1921 yılında bütün öğrencileri şehit olduğundan mezun verememiştir.

Türk Ulusu’nun dün olduğu gibi bugün de nice Tıbbiyeli Hikmetleri vardır ve onlar; vatandan başka aşk, milletten başka sevgili bilmediler, bilmezler, hiçbir yere gitmediler, gitmezler.

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ olarak; Tıbbiyeli Hikmet bilinci ile milletinin hizmetinde olan değerli hekimlerimizin TIP BAYRAMI’nı kutluyor, sadece salgın günlerinde değil, her zaman değerlerinin bilindiği, haklarının verildiği çalışma koşullarına kavuşmalarını diliyor, en içten duyularımızla saygılarımızı sunuyoruz.

MHP İL BAŞKANI ADNAN İNCETOPRAK’TAN 14 MART TIP BAYRAMI MESAJIMHP İl Başkanı Adnan İncetoprak, 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle kutlama mesajı yayımladı.MHP İl Başkanı İncetoprak, “Sağlıklı toplum olabilme yolunda ve vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinden tam manasıyla yararlanabilmeleri adına var gücüyle çalışan sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutlarım” dedi.Sağlık çalışanlarının özellikle tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınında en ön safta mücadele verdiğine dikkat çeken İncetoprak, “Kendi hayatımızı, en sevdiklerimizi emanet ettiğimiz sağlık çalışanları, koronavirüs salgınında ailelerinden uzak kalarak tüm insanlığın sağlığı için büyük mücadeleler verdi.Eşi, çocuğu, annesi ve babasından günlerce uzakta kalarak pandemide fedakarca mücadele veren sağlık çalışanlarına minnettarız. Karşılaştığınız türlü güçlüklere rağmen, kutsal mesleğinizin icrasında vatandaşlarımızın sağlık sorunlarının çözümüne yönelik insanüstü gayretiniz bizler için iftihar kaynağıdır. Bu vesileyle size minnet ve şükran duygularımı ifade etmeyi bir görev sayar, sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp Bayramını en içten duygularımla kutlarım. Bu vesileyle Covid-19 nedeniyle hayatlarını kaybeden sağlık çalışanlarını da rahmet ve minnetle anıyorum” dedi.

BAKİ COŞKUN: DOKTORLARI PARA ÜZERİNDEN DEĞERLENDİREN AÇIKLAMALARINI REDDEDİYORUZ

Saadet Partisi Kayseri İl Başkanı Av. Baki Coşkun, tıp bayramını tebrik ederek sektörün sorunlarının kalıcı olarak çözülmesi gerektiğini belirtti.

Baki Coşkun, “Sağlıklı toplum olabilme yolunda ve vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinden tam manasıyla yararlanabilmeleri adına var güçlükleriyle çalışan tüm sağlık personelinin 14 Mart Tıp Bayramı’nı saygı ve sevgiyle kutluyorum. Toplumun dinamiklerinin dahi durduğu nokta olan pandemide gecesiyle gündüzüyle koşturan, fedakarlıklarını esirgemeyen sağlık personellerine minnet duyuyoruz. Bu vesile ile Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey’in doktorları para üzerinden değerlendirmeye çalışan açıklamalarını reddediyoruz. Doktorların sıkıntısı paradan çok daha ötesidir. Genel bir değerlendirme yapılarak, sektör paydaşları ile görüşerek sorunlar açıkça belirlenmeli ve sağlam, kalıcı adımlar atılmalıdır. ‘Giderlerse gitsinler’ anlayışından bir an önce vazgeçilmelidir. Her bir sağlıkçıyı ayakta alkışladığımız günleri geride bırakmanın anlamı yoktur. Bir an önce değerlerimizi korumanın gerekliliği ile hareket edilmelidir.” şeklinde konuştu.

Baki Coşkun, “Son yayınlanan 2019 Sağlık İstatistikle­ri Yıllığında 100.000 kişiye düşen hekim sayımız 173’tür. Bu oran OECD ülkelerinin ortalamasının (352) çok gerisindedir. Bu rakamlara ve tüm olumsuzluklara, pande­mi döneminde izin, istifa gibi birçok hakları ellerinden alınmasına rağmen bu zor döne­min yükünü omuzlamış, birçok meslektaşını kaybederek mücadelesine devam etmiş bir meslek grubunu para üzerinden değersiz­leştirmek akıl alır değildir. Bu mücadelenin sonucunda yaklaştığımız 14 Mart’ta Sağ­lıkta şiddet konusunda çözüm, özlük hak­larında iyileşme gibi iyi haberler duyulması beklenirken tam aksine dışlama ve öteki­leştirme yapılmakta ve hedef gösterilmek­tedirler. Beklenen hiçbir iyileştirme yapılmadığı ve artık sağlık insan gücümüz azaldığından hekimler daha fazla hasta görebilmek için muayene süresini kısaltmaya zorlanmak­tadır. Aslında hekimlerin bu konularda bek­ledikleri iyileşme sistemin sürekliliğini sağ­layarak tüm halkın 5 dakikada muayene olmaması, bir randevu için aylar sonrasına sıra beklememesi, kısacası daha iyi hizmet verebilmek için verdikleri mücadeledir. Hekimleri talep ettikleri can güvencesi, iş güvencesi ve gelir güvencesi konularında destekliyoruz.” dedi.

YRP İL BAŞKANI ÖNDER NARİN: Tıp oyunu

Yeniden Refah Partisi Kayseri İl Başkanı Önder Narin 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle bir mesaj yayınladı. Başkan Narin mesajında şu ifadelere yer verdi.

Okulda öğretmenin öğrencileri susturmak nedeniyle de sınıfta oynattığı TIP oyununu herkes bilir. Bu susturma yöntemini bazen anne ve babalar çocuklarına karşı bazen de sessizlik sağlansın diye toplum yöneticileri kullanır . Son dönemde ise malesef idarecilerimiz bu oyunu bazı STK ve derneklere oynatıyor. Sesleri çıkmasın , talepleri duyulmasın, halk sıkıntıları duymasın diye sürekli TIP diyorlar. Son olarak ise şimdi Doktorlarımıza , sağlık çalışanlarımıza TIP dediler. Konuşanı ötekileştirdiler hatta güle güle dediler. Baktılar ki tepki çok geliyor bu sefer Onlar Tıp deyip sus pus oldular. Onlar bunu oynaya dursun biz sıkıntıları anlatmaya devam edelim, sessizlerin sesi olalım.

Bütün sağlık çalışanlarının Tıp Bayramını kutluyor sosyal ve ekonomik haklarının geliştirilmesini, çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesini umut ediyor , sıkıntılarını bir kez daha dile getirmek istiyorum.

DSÖ’ye göre, sağlık meslekleri şöyle sıralanmaktadır;
Ebe, Hekim, Hemşire, Diş hekimi, Sağlık memuru, Eczacı, Biyolog, Diyetisyen, Veteriner, Ziraat mühendisi, Tıp fizikçileri, Sağlık mühendisleri, Çevre sağlığı teknisyenleri, Çocuk gelişimi uzmanları, Sosyal hizmet görevlileri, Sağlık eğitimcileri, Fizyoterapistler, Değişik dallarda çalışan teknisyenler, Hastabakıcılar, Hizmetliler, İdari işler görevlileri, Şoförler
Sağlık personelinin karşı karşıya kaldığı mesleksel tehlikeler içinde, “en çok görülen, en çok sakat bırakan ve en çok öldüren” özelliklerine göre, önde gelen 5 tanesi şunlardır;

radyasyon; Görüntüleme merkezlerinde ve kemoterapi ünitelerinde çeşitli yollarla personel radyasyona maruz kalabilir. Hastalar, bir kez, ama sağlık personeli birçok kez radyasyona maruz kalmakta; yaşamını radyoaktivite yüklü alanlarda geçirmektedir. Servislerde ya da ameliyathanelerde, hasta başında ve korunmasız gerçekleştirilen işlemlerde sıklıkla etkilenme söz konusudur.
Enfeksiyonlar;Sadece bulaşıcı hastalıkların tedavisi ile uğraşan servislerde değil; ameliyathanelerde, kan ya da solunum yoluyla geçen hastalıkların tedavisiyle uğraşılan bölümlerde de sağlık personeli risk altındadır. Hepatit, AİDS, şarbon sağlıkçıların meslek hastalıklarının en bilinenlerindendir.
Anestetik ve kimyasal maddeler;Hastaların bayıltılması için kullanılan kimyasalların çoğu, bir süre sonra insan sağlığı için zararlı olduğu anlaşılarak terk edilmektedir. Trikloretilen gibi. Hastanın bayıltılması işlemini birçok kez tekrarlayan anesteziyoloji personeli ve ameliyathane çalışanları, sızıntılar dolayısıyla risk altındadır. Ayrıca biyokimya vb laboratuarlarda çalışan personel de çeşitli kimyasallarla karşı karşıyadır.
Kaba kuvvet uygulanması;Toplum hastalıklardan korunma konusunda umursamazdır. Toplum, erken tanı konusunda duyarsızdır. Ama “en son aşamada sağlık tesisine getirdiği” hastasının ne pahasına olursa olsun kurtarılmasını bekler. Kaçınılmaz bir olgu olan bu istem karşısında, sağlık personeli de elinden geleni yapmak ister.Fakat yaşamın gerçekleri ile isteklerimiz her zaman buluşmaz. Bunu kabullenmek de kolay değildir. Hele hasta ve yakınları için… Ama duyulan tepki ve öfkenin hedefine sağlık çalışanlarını oturtmak vefasızlıktır.Yetersiz kapasiteler ve personel sayısındaki kısıtlamaları düşündüğümüzde, hizmetteki aksamaların faturasının, yöneticilerce ustaca, sağlık personeline yönlendirilmesi hainliktir.Bu hainliği, yalnızca sağlık tesislerinin yöneticileri, yalnızca hatalı sağlık politikalarının mimarı politikacılar yapmıyor; çarpık düzeni sürdürmeyi kendi çıkarlarına uygun görenler de, günah keçisi olarak kendilerinin dışındakileri gösteriyorlar.
Aşırı ve düzensiz çalışma;Sağlık personelinin yoğun olarak maruz kaldığı aşırı ve düzensiz çalışma çok sayıda sağlık sorununa ve iş güvenliği problemine yol açabilmektedir.Bunlar arasında belli başlıları; kronik uykusuzluk, yorgunluk, motorlu araç kazaları, hafıza ve konsantrasyon bozuklukları, iş kazaları, malpraktis, bazı kanser türleri, duygu-durum bozuklukları, tükenmişlik sendromu, yabancılaşma ve aile içi gibi sorunlar olarak belirtilebilir.Bunların dışında, sağlık personelinin, meslek uygulamalarından kaynaklanan “bedensel, ruhsal ve sosyal” birçok tehlike tanımlanabilir. Bu mesleksel tehlikelerin tümü önlenebilir. Hiç biri kaçınılmaz değildir; uygun önlemlerle sıfıra yaklaştırılabilir.

MEMLEKET PARTİSİ: DOKTORLAR G(Ö)REV EYLEMİNDEMemleket Partisi Genel Başkan Vekili ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Gaye Usluer, partisinin MYK gündemli basın açıklamasını gerçekleştirdi. 14 Mart Tıp Bayramı’na ilişkin mesajlar veren Usluer, şu şekilde konuştu;14 MART TIP BAYRAMI“1827’de, 2. Mahmut döneminde ilk cerrahhanenin, Şehzadebaşı’daki Tulumbacıbaşı Konağı’nda Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kurulması, Türkiye’de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilir. Okulun kuruluş günü olan 14 Mart, “Tıp Bayramı” olarak kutlanmaktadır. ““İlk kutlama, 1919 yılının 14 Mart’ında işgal altındaki İstanbul’da gerçekleşmiştir. O gün, Tıbbiye 3. sınıf öğrencisi Hikmet Boran’ın önderliğinde, tıp okulu öğrencileri işgali protesto için toplanmış ve onlara devrin ünlü doktorları da destek vermişti. Böylece tıp bayramı, tıp mesleği mensuplarının yurt savunma hareketi olarak başlamıştır.”DOKTORLAR G(Ö)REV EYLEMİNDE“Bugün TTB öncülüğünde hekimler “Hakkımız Olanı Alacağız!” başlığı ile 14-15 Mart yani Pazartesi-Salı günleri “Büyük G(ö)REV” etkinliği yapacaklar. Hekimler diyor ki; bu G(ö)REV emeğimize, geleceğimize, halkın sağlık hakkına sahip çıktığımızı gösteren bir uyarı G(ö)REV’idir. Bu eylemin haklılığı, meşruluğu hiçbir tartışmaya yer vermeyecek kadar açıktır. Her G(ö)REV etkinliğinde olduğu gibi eylem süresince acil hastalar, diyaliz hastaları, acil ve riskli gebeler, çocuk aciller, kanser hastaları, yoğun bakım hastalarının bakımı aksamayacak, yoğun bakım ve yatan hastaların tıbbi zarar görmemeleri için özel gayret gösterilecektir.”CUMHURBAŞKANI ÇİFTÇİ VE SANATÇILARDAN SONRA DOKTORLARA TEHDİT YAĞDIRDI“Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı çiftçiler ve sanatçılardan sonra doktorlara da tehdit ve hakaretler yağdırdı. Daha önce ürününün parasını alamadığından, desteklerin yetersiz olduğundan yakınan çiftçiye ‘ananı da al git’ demişti. Sanatçılara, şiirlere, şarkı sözlerine tahammülsüzlüğünü de ‘biz o dilleri kopartırız’ diyerek göstermişti. Bu defa hedef doktorlar oldu. Artık hedef gösterme, hakaret ve tehdit etme iktidarın sıradan zihniyeti ve politikası haline geldi.” DOKTORLAR AÇLIK – YOKSULLUK SINIRI ARASINDA ÜCRETLERLE ÇALIŞTIRILIYOR“Cumhurbaşkanı Erdoğan doktorların yurt dışına gitmesini ya da özel hastanelere geçmesini tamamıyla parasal nedenlere endeksleme çabasına girişirken, doktorların 8-9 bin lira maaş aldığını söyledi. Açlık sınırının yaklaşık 5 bin lira, yoksulluk sınırının yaklaşık 15 bin olarak hesaplandığı Türkiye’de; doktorların açlık-yoksulluk sınırı arasında ücretlerle çalıştırıldığını bizzat itiraf etmiş oldu.” AKP HER ALANDA OLDUĞU GİBİ SAĞLIK ALANINI DA TİCARİLEŞTİRDİ“AKP; her alanda olduğu gibi sağlığı da ticarileştirdi. Yandaş müteahhitlere, özel hastane zincirlerine ve patronlarına servet aktarma aracına dönüştürdü. Sağlık sistemini kent dışına inşa ettirilen lüks binalardan ibaret gören iktidar zihniyeti, 5 dakikada bir hastanın muayene edilemeyeceğini, teşhis ve tedavi uygulanamayacağını, tetkikler vs. nedeniyle o hastanın en az 4-5 kez daha 5 dakikalık randevular almak zorunda kalacağını öngöremiyor. Sözde mükemmel sağlık sistemi diye övündükleri Merkezi Hekim Randevu Sistemi tıkanıyor, işlemiyor!”“Ne diyor Cumhurbaşkanı? “Ülkeyi terk edeceklermiş! İstediğiniz yere gidin. Biz yeni mezun hekimlerle yolumuza devam ederiz. Yurt dışından doktor getiririz.” Gerçek böyle mi?Türkiye’de doktor sayısı 165.363. Her 500 kişiye 1 doktor düşüyor. OECD ortalamasına göre bu rakam 341. Oransal olarak bakacak olursak Türkiye’de her 1000 kişiye düşen hekim sayısı 1.9. Bu oran AB ülkelerinde 5.3, OECD ortalaması ise 3.2. Türkiye’nin OECD ortalamasını tutturabilmesi için 80 bin hekim ihtiyacı var. Pandemi sürecinde son 20 ayda 9000 hekim istifa etti, 3000 hekim emekliye ayrıldı. Genç yeni mezun hekimler ise zor çalışma koşulları, düşük ücret, şiddet nedeniyle yurt dışına çıkış yolları arıyorlar. Türkiye sağlık sektörüne milli gelirden en az pay ayıran ülke %4.4. OECD ülkelerinde bu oran %10’un üzerinde. Türkiye uzman doktor maaşında 28 ülke içinde 23. sırada. Hekimler; iş güvencesi, yaşam güvencesi istiyorlar. Hekimler bir hastaya 5 dakika yetmez, diyerek itiraz ediyorlar. “Bir yere gitmiyoruz. Mesleğimizi yapmaya devam edeceğiz, Onurlu mücadelemizi sürdüreceğiz” diyorlar.”

‘’Sistem Bozuksa Sorumlusu Sizsiniz !’’

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, doktorlar için “Giderlerse gitsinler” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tepki gösterdi. Davutoğlu, “Buna siyasi ahlaksızlık denir. Sistem bozuksa sorumlusu sizsiniz” dedi.

Davutoğlu Çalıştayda Konuştu

Gelecek Partisi, “Sağlıkta Şiddetin Önlenmesi ve Sağlık Çalışanlarının Geleceği” çalıştayı düzenledi. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, çalıştayda gündeme dair açıklamalarda bulundu. Doktorlar için “Giderlerse gitsinler” diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a tepki gösteren Davutoğlu, “Buna siyasi ahlaksızlık denir. Bu bir devlet adamının yapmaması gereken bir şeydir. Sistem bozuksa sorumlusu sizsiniz” ifadelerini kullandı.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve eşi Dr. Sare Davutuoğlu’nun da katıldığı Gelecek Partisi Genel Merkez toplantı salonunda düzenlenen ve yoğun katılımın gözlendiği çalıştaya ayrıca Gelecek Partisi Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Başçı, İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Serap Yazıcı, Sağlık Politikaları İzleme Kurulu Başkanı Dr. Ayşe Güney’in yanı sıra Hekimlerle Hukuki Dayanışma Derneği Başkanı Dr. Av. Cengiz Bayram da katılarak birer konuşma yaptılar.

Sağlıkta yapılan sistem değişikliği ile sağlık çalışanları ile hastaların karşı karşıya getirildiğini dile getiren Davutoğlu, “Eğer talimatla ‘5 dakikada bir hasta bakacaksınız’ diyorsanız, sistem çökmüş demektir” diye konuştu. Davutoğlu, doktorun inisiyatif kullanarak hastayı 5 değil de 10 dakika muayene etmek istediği zaman da sırada bekleyen hastaların tepkisi ile karşı karşıya kaldığını söyledi.

Nitelikli İnsana Düşmanlık Yaratmak!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlık çalışanları ile ilgili sözlerini dinlerken tüylerinin ürperdiğini belirten Ahmet Davutoğlu, yapılan şeyi “niteliğe ve eğitimli insana düşmanlık yaratmak ve vasatlığı övmek” olarak değerlendirdi. Pek çok sağlık çalışanının hastalara sağlık hizmeti verirken saldırıya uğrama korkusu yaşadığını ifade eden Davutoğlu, doktor ve hastaların karşı karşıya getirildiğini belirterek şunları söyledi;

Sistem Bozuksa Sorumlusu Sizsiniz!

“Hekimle hastayı rakip haline getirmemek lazım. Onlar rakip değil. Hikmetle bakıldığında birbirini tamamlayanlar. Eğer bu kadar hasta doğrudan doktora ulaşabiliyorsa sistem yanlış kuruldu. Cumhurbaşkanı şunu yapmaya çalışıyor. Sistem bozukluğu dolayısıyla kendisine yönelecek halk tepkisini, ‘Bakın ben şu imkanları sağladığım halde bu hekimler küçük maddi hesaplar sebebiyle ülkeyi bırakıp gidiyor. Suçlu onlar’ diyor. Aslında bu Sayın Erdoğan’ın ilk defa yaptığı bir şey değil. Şöyle hesap ediyor, bu çok tehlikeli bir şey. Hasta popülasyonu milyonlar, hekim popülasyonu yüzbinler. O milyonlardan kendisine yönelecek tepkiyi hekimlere yönelterek hekimleri hedef tahtası haline getiriyor. Buna siyasi ahlaksızlık denir. Bu bir devlet adamının yapmaması gereken bir şeydir. Sistem bozuksa sorumlusu sizsiniz”

Çalıştay daha sonra gruplar halinde yapılan değerlendirmeler ve sunumlarla son buldu.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

“Türkiye İlaç Sektörü Raporu’’ sektörün nabzını tutuyor

Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AIFD) ve Avrupa İlaç Sanayi ve Dernekleri Federasyonu (EFPIA) desteğiyle IQVIA …