
Ekonomi-teknoloji haberleri (21.06.2025)
Mondihome dan Uyku Teknolojisinde Devrim: Comfort Body Life Yatak
Mondihome, Mondisleep uyku teknolojileri serisinin en gözde ürünü Comfort Body Life Yatak ile uyku deneyimini yeniden tanımlıyor.
Mondisleep in patentli DCS Yay Dynamic Comfort System teknolojisi ile öne çıkan Comfort Body Life, üst düzey konforu, 120 gün deneme süresi ve yılın en uzun gününde sunulan özel fırsatlarla bir araya getiriyor.16 23 Haziran 2025 tarihleri arasında mondihome com tr üzerinden geçerli olacak kampanya kapsamında, bu özel yatakta 25 indirim fırsatı sunuluyor
Patentli DCS Teknolojisi ile Üstün Konfor Comfort Body Life Yatak, Türkiye de ilk kez kullanılan DCS yay sistemi
sayesinde bağımsız hareket eden yaylar ile hareket transferini azaltıyor çift kişilik kullanımlarda dahi üst düzey konfor sunuyor. 7 bölgeli pocket yay sistemiyle desteklenen bu yenilikçi tasarım, vücudun farklı noktalarına özel destek sağlayarak omurga dostu bir uyku pozisyonu sunuyor ve basıncı azaltarak kaliteli bir uyku deneyimi sağlıyor
Yüksek yoğunluklu sünger katmanları ve şık tasarımıyla öne çıkan Comfort Body Life, uyku konforunu estetikle buluşturuyor 120 gün deneme süresi ve memnuniyet garantisiyle satışa sunulan bu özel yatak, Mondihome un 16 23 Haziran 2025 tarihleri arasında geçerli 25 indirim kampanyasıyla mondihome com tr adresinden temin edilebiliyor
Comfort Body Life Yatak ta sunulan 25 indirim avantajından faydalanmak için mondihome com tr yi ziyaret edebilir veya en yakın Mondihome mağazasına uğrayabilirsiniz Mondisleep
Tarımsal Kuraklık Basın Bülteni
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı (TZOB) Şemsi Bayraktar, doğal afetlerin 2025 yılında tarım sektörüne ciddi boyutlarda zarar verdiğini duyurdu.
Bayraktar yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Şubat ayında Mersin, Adana ve Hatay’da, Mart ayında Manisa başta olmak üzere tüm Ege Bölgesi’ni etkileyen zirai don hadiseleri tarımsal üretime zarar vermiştir. Ardından mayıs ayında birçok ilimizde meydana gelen dolu yağışı ve nisan ayında 65 ilimizi etkileyen ülke çapında zirai don olayıyla karşı karşıya kalınmıştır.
Tüm bunların üstüne, hasadın başlamasıyla çiftçilerimiz bir de kuraklık afetinin sonuçlarıyla yüzleşmişlerdir. Ülkemizde kış yağışları mevsim normallerinin %32, geçen yılki kış yağışlarının ise %27 altında meydana gelmiştir. Yağış azlığının yanı sıra kış aylarında sıcaklıklar da mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşmiştir. 2025 yılı ocak ayı son 55 yılın en sıcak 3. ocak ayı olmuştur. Kış aylarının kurak ve sıcak geçmesi sebebiyle ilkbahar yağışlarının kritik hale geldiğini, Güneydoğu Anadolu başta olmak üzere ülkenin birçok bölgesinde kuraklık yaşanabileceğini daha önceki değerlendirmemde ifade etmiştim. Ne yazık ki ilkbahar yağışları da istenilen seviyede gerçekleşmemiş ve tahıllarda verim kayıpları meydana gelmiştir.
Nitekim Ziraat Odalarımızdan aldığımız bilgilere göre Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde buğday, arpa ve mercimekte yaklaşık %80 oranında verim kayıpları görülmektedir. Özellikle Şanlıurfa’da kuru alanlarda arpa üreten çiftçiler maliyetini kurtarmayacağından tarlasına biçerdöver sokamamıştır.
Türkiye arpa üretiminin %11’inin karşılandığı Konya’da arpa hasadı başlamış ve normalde dekara en az 250-300 kg olması gereken verimin dekara 50 ila 150 kg arasında değiştiği görülmüştür. Konya’da da çiftçiler maliyetini kurtarmayacağı için tarlasına biçerdöver sokmamakta, bazı çiftçiler ise tarlalarında hayvanlarını otlatmaktadır. Konya’da hasadı haziran ayının sonunda başlayacak olan buğdayda da verim kayıpları olacağı aşikârdır.
Yalnızca Konya özelinde değil, İç Anadolu’nun genelinde tarımsal kuraklık söz konusudur. Çankırı, Aksaray, Karaman, Kırıkkale ve Kırşehir illerinde normalde dekara 300-350 kilogram olan arpa verimi 50-150 kilogramlara kadar düşmüştür. Buğday veriminde de aynı oranda düşüş görülmektedir. Maliyetini kurtarmayacağından birçok çiftçi tarlasına biçerdöver sokmamaktadır.
Kuru tarım alanlarında kuraklık nedeniyle yaşanan bu verim düşüklüğünün yanı sıra sulu tarım alanlarında da verim kayıpları olacaktır. Sulu tarım yapan çiftçiler sezonda 2-3 sulama yapıp gerisini yağmur takviyesine bırakmaktadırlar. Bu sezon yağmur takviyesinin gelmemesi az da olsa sulu alanlardaki verimi de etkileyecektir.
İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri Türkiye buğday üretiminin %55’ini, arpa üretiminin ise %61’ini karşılamaktadır. Böylesine önemli üretim bölgelerinde yaşanan verim kayıpları endişe vericidir. Yalnızca bu bölgelerde değil ülkemizin birçok bölgesinde çiftçilerimiz tarımsal kuraklıkla karşı karşıya kalmışlardır. Kuraklık neticesinde verim düşmekte, bu da çiftçilerimizin gelirlerine yansımaktadır.”
“Rekolte beklentilerin altında kalacak çiftçilerimiz desteklenmelidir”
“Nisan ayında yaşanan zirai don afetinden zarar gören çiftçilerimizi kapsayan yardımın kuraklıktan zarar gören çiftçilerimize de yapılması gerekmektedir.
Türkiye’de buğday üretiminin % 62,1’i, arpa üretiminin ise yaklaşık %76,5’i kuru şartlarda yapılmaktadır. Yani buğday ve arpa üretimi, suluda üretimi olan diğer ürünlere göre iklim şartlarından daha fazla etkilenmektedir. Hasadın hızlanmasıyla birlikte buğday ve arpa rekoltesi beklentilerin altında kalacaktır..
Bu durum yüksek olan üretim maliyetini daha artırmaktadır. Üreticilerimiz de, üretimde yaptığı masrafların, verdiği emeğin ve döktüğü alın terinin karşılığını almak istemektedirler. 8859 sayılı tarımsal desteklere ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararının 2. Maddesinin 11. Fıkrasına göre, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın üretimde sürdürülebilirliği sağlamak ve gelir kayıplarını telafi edebilmek amacıyla hangi ürüne ne kadar fark ödemesi desteği verileceğine karar verme imkanı bulunmaktadır. Bu sene yaşanan doğal afetler nedeniyle üreticilerimizin gelir kaybı yaşamaması için özellikle hububatta fark ödemesi desteği verilmesi önemlidir.
Hububat üreticilerimiz için yapılacak yardım ve fark ödemesi ekim döneminden önce çiftçilerimizin ellerine geçmelidir ki mağduriyetleri giderilsin.”
Meclis’e Sunulacak Yasa Teklifi Zeytinlikleri, Korunan Alanları ve Kültürel Varlıkları Tehdit Ediyor
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), önümüzdeki günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulması beklenen torba yasa teklifinin doğa ve toplum üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çekiyor. Teklifte yer alan düzenlemeler; binlerce yıllık zeytinlikleri, ormanları, sulak alanları, koruma altındaki doğal alanları ve kültürel varlıkları madencilik ve enerji projeleri uğruna tehdit altına sokuyor.
Yasa teklifinin 11. maddesi, zeytinliklerin kömür madeni faaliyetlerine açılmasına olanak tanıyor. Bu düzenleme, 2022 yılında Danıştay tarafından iptal edilen yönetmelik değişikliğinin yasalaştırılmak istenen bir versiyonu olarak değerlendiriliyor. Söz konusu madde Zeytincilik Kanunuyla açıkça çelişmekte ve kabul edilmesi halinde Türkiye genelindeki zeytinliklerin de maden faaliyetlerine açılmasının önünü açabilecek niteliktedir. Maddede yer alan üretim yapılacak alandaki zeytinlerin başka yere taşınmasının çözüm olarak sunulması ise konunun sadece ağaç değil, habitat olduğunun göz ardı edildiğini göstermektedir. Ağaçları bir alandan başka bir yere dikmek bölgedeki habitat kaybını geri getiremez. Dahası böylesi uygulamaların önünün özellikle çiftçiler için üretim sahasının elinden alınması gibi vahim sonuçlar doğuracaktır.
Korunan Alanlar ve Kültürel Miras da Tehlikede
Yasa teklifi yalnızca zeytinlikleri değil; ormanları, yaban hayatı geliştirme sahalarını, sulak alanları ve özel koruma bölgelerini de etkiliyor. Teklife göre “stratejik ve kritik madenler” ile ön lisans/lisansı bulunan yenilenebilir enerji projeleri için ”acele kamulaştırma kararı” alınabilecek. Bu düzenleme hem doğanın tahribatına hem de yerel halkın geçim kaynaklarının ve yaşam alanlarının kaybına yol açabilir.
AB Rehberi Gerekçe Olarak Sunuluyor
Teklifin gerekçelendirilmesinde Avrupa Birliği’nin yenilenebilir enerji yatırımlarına ilişkin rehberine atıfta bulunuluyor. Oysa söz konusu rehber madenciliği kapsamıyor. AB rehberleri, doğa koruma ilkeleriyle uyumlu, planlı ve şeffaf yenilenebilir enerji geçişlerini savunuyor. Teklifin bu biçimde sunulması yanıltıcı olarak değerlendiriliyor.
Yenilenebilir Enerji Adına Doğa Tahribatı Kabul Edilemez
Yasa, çevresel etki değerlendirme (ÇED) süreçlerinde ciddi istisnalar getirerek, yenilenebilir enerji santrallerinin özellikle mera alanlarında ÇED yapılmadan kurulmasına zemin hazırlıyor. WWF-Türkiye, çevresel etki değerlendirme süreçlerinde istisnaların artırılması yerine mevcut sistemin güçlendirilmesi ve sürecin bütünsel biçimde, bağımsız kurumlarca ve bilimsel bir şekilde yürütülmesi gerekliliğini vurguluyor.
WWF-Türkiye: Teklif Geri Çekilmeli
WWF-Türkiye; doğanın, binlerce yıllık zeytinliklerin, ormanların, meraların ve kültürel varlıkların korunması için tüm siyasi partilere ve milletvekillerine çağrıda bulunuyor:
”Bu yasa teklifi doğa ve insan yaşamı için büyük bir tehdittir. Bu nedenle yasa teklifi geri çekilmeli, doğaya ve topluma zarar verecek düzenlemeler yeniden değerlendirilmelidir.” Doğa ve insan için harekete geçmek #İmkansızDeğilAcil!
Beraberlik Ruhu, Millî Takımlarımızla Sahaya Taşınıyor
Türkiye’nin sevilen yerli pizza zinciri Terra Pizza, Türkiye Basketbol Federasyonu ile imzaladığı anlaşmayla Kadın ve Erkek A Milli Basketbol Takımlarının Resmi Lezzet Sponsoru oldu. 2025-2027 yıllarını kapsayan iki yıllık iş birliği kapsamında Terra Pizza, sporun birleştirici gücünü ve takım ruhunu “%100 Lezzet %100 Destek” sloganıyla sahaya taşıyacak.
1995 yılında İzmir’de kurulan ve bugün 45’ten fazla ilde 200’ü aşkın restoranıyla hizmet veren Terra Pizza, Türkiye’nin en yaygın pizza zincirleri arasında yer alıyor. Kaliteli ve lezzetli ürünlerini ulaşılabilir fiyatlarla sunan marka, bu geniş erişimiyle her yaştan tüketiciye hitap ediyor. Pizza severlerin favorisi haline gelen Terra Pizza hem ürün çeşitliliği hem de yenilikçi menüleriyle öne çıkıyor.
Sponsorluk kapsamında milli takımların kamp süreçlerinde ve özel organizasyonlarında yer alacak olan Terra Pizza, bu iş birliğiyle sadece sporculara değil, aynı zamanda basketbolseverlere ve genç taraftarlara da ulaşmayı hedefliyor. Maç heyecanını lezzetle buluşturan marka, sporseverlerin uğrak noktası olmayı sürdürüyor.
MG International Fragrance Company 31. Şahabettin Bilgisu Çevre Ödülleri’nde “Çevre Ödülü”ne Layık Görüldü
Uluslararası esans üreticisi MG International Fragrance Company, Kocaeli Sanayi Odası tarafından bu yıl 31.’si düzenlenen ve Türkiye’nin ilk çevre ödülleri organizasyonu olan Şahabettin Bilgisu Çevre Ödülleri kapsamında büyük ölçekli işletme kategorisinde “Çevre Ödülü”nün sahibi oldu. Şirketin Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren tesisi, çevresel sürdürülebilirlik alanındaki öncü uygulamalarıyla ödüle layık görüldü.
1961 yılında kurulan ve kuruluşundan bu yana insan ve çevre dostu yaklaşımıyla faaliyetlerini sürdüren şirket; çevre odaklı altyapı yatırımları ve teknolojiye dayalı sürdürülebilirlik projeleriyle örnek teşkil ediyor. Kimyasal üretimin çevreye olası etkilerini en aza indirmek amacıyla robot teknolojilerine ve yenilenebilir enerji çözümlerine yatırım yapan MG International, bu vizyonunun bir sonucu olarak Şahabettin Bilgisu Çevre Ödülleri’nde üçüncü kez ödül kazandı.
MG International Fragrance Company’nin çevreye duyarlı üretim yaklaşımı, doğal hayatın korunmasını ve kaynakların verimli kullanımını merkeze alıyor. Şirket, enerji tasarrufundan atık yönetimine, karbon salınımının azaltılmasından sosyal sorumluluk projelerine kadar pek çok alanda çevre dostu uygulamaları kararlılıkla hayata geçiriyor.
MG International Fragrance Company Kurumsal İletişim Direktörü Duygu Beşbıçak, ödül töreninde yaptığı konuşmada şunları söyledi:
‘’Bu yıl bizim için önemli bir dönüm noktası. Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında ilk kez yer almak ve çevresel sürdürülebilirlik alanında üst üste üçüncü kez bu prestijli ödüle layık görülmek büyük bir onur. MG International olarak, insanı ve gezegeni merkeze alan üretim yaklaşımımızla geleceğe değer katmaya kararlılıkla devam ediyoruz. Bu takdir, daha sürdürülebilir bir gelecek yolunda doğru adımlarla ilerlediğimizi bir kez daha teyit ediyor. Çevresel sorumluluk bilinciyle hareket eden başta Gülçiçek ailesine, tüm ekip arkadaşlarıma ve paydaşlarımıza gönülden teşekkür ederim.”
Aon’un 2025 Küresel Siber Risk Raporu yayımlandı Siber saldırılar şirketlerin değerini yüzde 27 düşürebiliyor
Küresel ölçekte 1.400 siber olayı analiz eden Aon, itibar kaybına yol açan siber saldırıların şirketlerin değerini ortalama yüzde 27 oranında düşürebildiğini ortaya koydu. Fidye ve kötü amaçlı yazılımların, tüm siber olayların yüzde 45’ine ve şirket itibarını riske atan vakaların yüzde 60’ına sebep olması da rapordan çıkan bir diğer çarpıcı sonuç oldu.
Analitik veriler ışığında Risk Sermayesi ve İnsan Sermayesi konularında 120’den fazla ülkede müşterilerine hizmet veren Aon’un 2025 Siber Risk Raporu, itibar kaybına yol açan siber olayların şirketlerin değerinde ortalama yüzde 27’lik bir düşüşe neden olabileceğini ortaya çıkardı.
Aon’un 2023 yılında yaptığı aynı araştırma büyük siber olayların bir sonraki yıl içinde şirketlerin değerinde ortalama yüzde 9’luk bir düşüşe neden olduğunu ortaya koymuştu. Aon 2025 raporunda ise 1.400’ün üzerinde küresel siber olayı analiz etti ve hangi saldırı türlerinin itibar riski doğurma olasılığının daha yüksek olduğunu, siber olayların en çok hangilerinin yıkıcı sonuçlara yol açabileceğini belirledi.
Aon Türkiye Kurumsal Risk Yönetiminden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tevfik Erdengi raporla ilgili değerlendirmesinde, “Siber risk artık yalnızca bir teknoloji sorunu değil doğrudan yönetim kurullarının gündemine giren stratejik bir konu. Son araştırmamız, riskleri önceden görüp etkili şekilde yönetmenin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Hazırlıklı olan ve dayanıklılığa yatırım yapan kurumlar, siber saldırıların ardından yaşanabilecek itibar ve finansal kayıplardan çok daha başarılı bir şekilde korunabiliyor. Tehditler gün geçtikçe daha karmaşık ve birbirine bağlı hale gelirken şirketlerin risk düzeylerini net şekilde görebilmeleri, siber güvenlik ile sigorta stratejilerini uyumlu hâle getirmeleri ve veriye dayalı daha akıllı kararlar alabilecek araçlara sahip olmaları büyük önem taşıyor. Aon olarak bu karmaşık süreçlerde müşterilerimize rehberlik edecek uzmanlığa ve çözümlere sahibiz.” dedi.
Raporda öne çıkan bazı önemli bulgular şunlar:
İncelenen 1.414 siber olayın 56’sı, medyada büyük ilgi çeken ve şirketlerin değerlerinde ölçülebilir düşüşlere neden olan itibar riski olaylarına dönüştü.
İtibar riski olaylarından etkilenen şirketlerin değeri ortalama yüzde 27 düştü.
Kötü amaçlı yazılım ve fidye yazılımı saldırıları toplam siber olayların yüzde 45’ini oluşturmasına rağmen tüm itibar riski olaylarının yüzde 60’ına neden oldu ve itibar kaybına yol açma olasılığı en yüksek tehditler arasında yer aldı.
İtibar kaybını azaltmada etkili beş temel unsur öne çıktı: Hazırlıklı olmak, güçlü liderlik sergilemek, hızlı hareket etmek, etkili iletişim kurmak ve gerekli değişimi hayata geçirmek.
Rapor, sigorta kapsamına alınamayan risklerin yönetiminin giderek daha büyük bir zorluk haline geldiğini de vurguluyor. Siber sigorta, finansal riskin bir kısmını transfer etmeye yardımcı olsa da itibar riski büyük ölçüde sigortalanamaz nitelikte. Bu nedenle, kayıp önleyici risk yönetimi ve etkili kriz müdahalesi her zamankinden daha kritik hale geliyor.
Aon’un 2025 Siber Risk Raporu, şirketin patentli küresel bir elektronik başvuru platformu olan CyQu’dan (Siber Risk Skorlama Platformu) elde edilen özel verilere dayanıyor. Bu platform, siber sigorta başvuru sürecini kolaylaştırırken kurumlara siber risk düzeylerini anlama ve doğru sigortalanabilmeleri için gerekli aksiyon planlarını alma imkânı da sunuyor. Böylece hem sigorta değerlendirme süreçleri hem de siber risk yönetim stratejileri daha güçlü bir temele oturuyor.
Taşınmadan önce sorulması gereken soru: Yalıtım var mı
Yeni bir eve veya ofise taşınmak, uzun vadeli yaşam standartlarını doğrudan etkileyen kritik bir karardır. Ancak çoğu zaman karar verirken manzara, lokasyon ve iç dekorasyon ön planda tutulurken, uzun vadeli konfor ve tasarrufun temelini oluşturan yalıtım göz ardı edilebiliyor. Oysa kaliteli bir yalıtım, yaşam ve çalışma alanlarında konforun, verimliliğin ve sürdürülebilirliğin temelini oluşturuyor.
Doğru yalıtım uygulamaları sayesinde yıl boyu ideal sıcaklık korunur, dış gürültüden uzak huzurlu bir ortam sağlanır ve nem ile rutubetin neden olduğu yapısal sorunların önüne geçilir. Bu nedenle, yeni bir mekâna taşınırken yalnızca görünen detaylara değil, uzun vadeli yaşam kalitesini belirleyen altyapı özelliklerine de dikkat etmek önem taşır.
TÜBİSAD Plus’ta girişimlerin global yolculuğu konuşuldu
TÜBİSAD’ın yüksek teknoloji dünyasının nabzını tuttuğu YouTube serisi TÜBİSAD Plus’ın yeni bölümü yayınlandı. Serinin 69’uncu bölümünde Logo Grup Finansal Teknolojiler Genel Müdürü, TÜBİSAD Yönetim Kurulu Üyesi Başak Kural Uslu ve Jestiyon Genel Müdürü Arın Dağ, girişimlerin global yolculuğunu konuştu.
TÜBİSAD Plus’ın 69’uncu bölümünde, Jestiyon Genel Müdürü Arın Dağ, Logo Grup Finansal Teknolojiler Genel Müdürü, TÜBİSAD Yönetim Kurulu Üyesi Başak Kural Uslu’nun sorularını yanıtladı.
Globalde şirket kurma, muhasebe, vergi ve fatura süreçleri gibi karmaşık alanlarda girişimlere rehberlik eden bir platform geliştirdiklerini ve global ölçekte binlerce kullanıcıya ulaştıklarını söyleyen Jestiyon Genel Müdürü Arın Dağ, “En güçlü olduğumuz ülke İngiltere; çünkü orada bir ofisimiz ve lisanslı bir muhasebe ekibimiz var. HMRC tarafından yetkilendirilmiş bir muhasebe ofisi olarak faaliyet gösteriyoruz. Türk girişimi olmamıza rağmen gelirimizin ve müşteri portföyümüzün yüzde 82’sini global pazardan elde ediyoruz. Londra’da bir şirketimiz, fiziksel ofisimiz ve İngiltere’deki mali müşavirlik sistemine denk düşen yetkinlikte bir ekibimiz bulunuyor. Bu nedenle en güçlü olduğumuz yer açık ara İngiltere; ardından Amerika ve Avrupa ülkeleri geliyor.
Armis Yatak’tan Dört Mevsim Rahatlık Sunan Yatak Modeli. Serin Yazlar, Sıcak Kışlar İçin Cool Touch Yatak Modeli
Kaliteli ve rahat uyku deneyimi sunmak adına inovatif ürünler geliştiren Armis Yatak, dört mevsim kullanım imkânı sağlayan yeni ürününü satışa sundu. Çift taraflı kullanımıyla yazın serinlik, kışın ise sıcaklık sunarak yıl boyunca kesintisiz rahatlık vadeden Armis’in Cool Touch yatak modeli, her mevsim ideal uyku konforu sağlıyor.
Her mevsime uygun bir uyku arayanlar için özel olarak Cool Touch Yatak modelini tasarlayan Armis, sunduğu çift taraflı kullanım özelliğiyle dikkat çekiyor. Yaz aylarında serin, kış aylarında ise sıcak bir uyku deneyimi yaşatan yatak modeli, kullanıcılarına yıl boyunca kesintisiz rahatlık sunuyor.
Serinleten Freeze Kumaş, Sıcak Tutan Yün Dolgu
Armis, Cool Touch Yatak modelinin yazlık yüzeyinde kullandığı özel Freeze kumaş teknolojisi ile vücut ısısını hızla yüzeye yayarak serinlik hissi yaratıyor. Böylece sıcak havalarda terleme problemi en aza indiriliyor, uyku kalitesi artıyor. Kış aylarında kullanılmak üzere tasarlanan diğer yüzeyinde ise doğal yün dolgulu kumaş yer alıyor. Bu özel dolgu, soğuk günlerde sıcaklığı koruyarak yumuşak ve huzurlu bir uyku ortamı sağlıyor.
Verimli Üretimin Anahtarları: Akıllı, Öngörülü ve Tamamen Bağlantılı
Rekabetçi kalmak, üretim hattını hareket halinde tutmaktan daha fazlasını ifade eder – gerçek zamanlı uyarlanabilirlik, tahmine dayalı içgörü ve sorunsuz entegrasyon gerektirir. Avrupa’daki üreticiler için, zamanında malzeme teslimatı ve genel ekipman verimliliğini (OEE) en üst düzeye çıkarma ihtiyacı gibi zorluklar, sektörü akıllı otomasyona ve akıllı fabrika çözümlerine doğru itiyor.
Panasonic olarak, Yüzey Montaj Teknolojisi (SMT) üretiminin geleceğini yeniden şekillendiren gelişmiş, yapay zeka odaklı çözümlerle ortaklarımızın bu engelleri aşmalarına yardımcı olmaya kararlıyız.
Canovate Group, Eurasia Rail 2025’de gövde gösterisi yaptı
İleri teknoloji üreten, data center ve uçtan uca fiber optik ürünlerinde dünyanın 10 global markası arasında konumlanan Canovate Group, 18 – 20 Haziran tarihleri arasında, 11.Uluslararası Avrasya Demiryolu, Hafif Raylı Sistemler, Altyapı ve Lojistik Fuarı – Eurasia Rail 2025’e katıldı. Türkiye’nin tek, dünyanın en büyük 3. demiryolu ve hafif raylı sistemler fuarına, dünyanın dört bir yanından binlerce sektör temsilcisi katıldı. Fuarda, inovasyon, mühendislik gücü ve sahadaki tecrübesini anlatan Canovate Group, Eurasia Rail 2025’de teknolojik üstünlüğünü sergiledi.
Geniş ürün yelpazesiyle raylı sistem altyapılarında öncü rol üstleniyor
Raylı sistemlerdeki dijitalleşme ve altyapı çözümlerine liderlik eden Canovate Group, Data Center, Fiber Optik, Endüstriyel Kabinet, Akıllı PDU ve Demiryolu Haberleşme & Sinyalizasyon Sistemleri başta olmak üzere sunduğu geniş ürün yelpazesiyle, raylı sistem altyapılarında fark yaratmaya devam ediyor. Özellikle saha kenarı haberleşme kabinleri, güvenli sinyalizasyon altyapıları ve yüksek hızlı veri iletimi sağlayan fiber çözümleri, demiryolu ağlarında kesintisiz ve güvenli iletişim sağlıyor.
Fuar boyunca, sergilediği çözümler güvenli, modüler ve sürdürülebilir altyapılar kurmak isteyen yerli ve yabancı ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Raylı sistemlerde trenler ile kontrol merkezleri arasında anlık iletişimi mümkün kılan altyapıları, hem şehiriçi hem şehirlerarası demiryolu projelerinde tercih edilen çözümler arasındaki yerini aldı.
Maxion İnci Jant Grubu, İhracat Başarısını İki Ödülle Taçlandırdı
Türkiye’nin otomotiv sektöründeki öncü üreticilerinden Maxion İnci Jant Grubu, ihracat alanındaki üstün performansıyla Uludağ İhracatçı Birlikleri tarafından iki ayrı ödüle layık görüldü.
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından düzenlenen değerlendirmede, Maxion İnci Jant Sanayi A.Ş., ihracat şampiyonları arasında “Altın Kategori”de yer aldı. Grubun diğer şirketi Maxion Jantaş Jant Sanayi ve Ticaret A.Ş. ise “Gümüş Kategori” ödülünün sahibi oldu.
Maxion İnci Jant Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Zaim, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:“Türkiye’nin ihracat gücüne katkı sağlamaktan ve dünya pazarlarında bayrağımızı gururla dalgalandırmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. İki grup şirketimizin kazandığı bu ödüller, yalnızca ticari bir başarı değil; aynı zamanda Türk mühendisliğinin, üretim kalitemizin ve sürdürülebilir üretim anlayışımızın da birer göstergesidir. Bu başarıda emeği geçen tüm ekip arkadaşlarıma, iş ortaklarımıza ve müşterilerimize gönülden teşekkür ediyorum.”
Maxion İnci Jant Grubu’nun uluslararası pazarlardaki başarısında; ihracat odaklı büyüme stratejisi, çevreye duyarlı üretim anlayışı ve yenilikçi yaklaşımı belirleyici rol oynadı.
TÜRKİYE YAŞ MEYVE SEBZEDE İKLİM DARBESİNE RAĞMEN İHRACAT DEĞERİNİ KORUDU
Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Gürüz, Türkiye’nin mayıs ayındaki yaş meyve sebze ihracatının 283,6 milyon dolar olarak gerçekleştiğini açıkladı. Yılın beşinci ayında miktar bazında yüzde 31 oranında düşüş yaşandığını ancak değer bazında geçen yılın aynı dönemindeki seviyenin korunduğunu kaydeden Başkan Ferhat Gürüz, “Üretim, lojistik ve dış talep zorluklarının arttığı süreçte ortaya çıkan bu tablo, sektörün düşük tonajla daha yüksek katma değer yaratma gücünü ortaya koyduğunu gösteriyor.” dedi.
“Zirai don olayları ile kurak iklim koşulları nedeniyle rekoltedeki düşüşler fiyat dezavantajı yaşatıyor”
Türkiye’de yaş meyve sebze ihracatının lideri olan Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin mayıs ayında 108,3 milyon dolar değerle sektör ihracatına yüzde 38 oranında destek verdiğini belirten Başkan Ferhat Gürüz, zirai don olayları ile kurak iklim koşullarının yaş meyve sebzede rekolteyi düşürdüğünü, talep devam ederken arzın azalmasının Türk ihracatçılara Fas, Mısır ve Çinli rakipleri karşısında fiyat dezavantajı yaşattığını vurguladı.
Başkan Ferhat Gürüz, “Türkiye, yaş meyve sebze ihracatında miktar düşüşüne rağmen değer bazında stabil kalmayı başarırken ürün ve pazar çeşitliliği ile katma değerli ürünlere yönelimin ön planda olduğu bir dönem yaşıyor. Sürdürülebilirlik, fiyat optimizasyonu ve alternatif pazar stratejileri bu eğilimin temel yapı taşlarını oluşturuyor. Bu kapsamda Kanada ve Brezilya gibi uzak pazarlarda etkinliğimizi artırmak istiyoruz.” diye konuştu.
AstraZeneca Türkiye’nin ofisi, Avrupa’nın en yaratıcı ofisleri arasında gösterildi
Avrupa’daki en yaratıcı projelere verilen Big SEE İç Mekân Tadarım Ödülü’nü alan AstraZeneca Türkiye’nin İstanbul Levent’teki ofisi, insan ve çevre odaklı çağdaş tasarımı ile dikkat çekiyor. Kullanıcı deneyimini merkezine alan tasarım; esnek yerleşim planları, modüler mobilyalar ve farklı çalışma tarzları ile ekip dinamiklerine uyum sağlayabilen alanlardan oluşuyor.
AstraZeneca Türkiye, İstanbul Levent 199’da yer alan yeni merkez ofisiyle, Orta ve Güneydoğu Avrupa’daki en yaratıcı iç mimari projelerin değerlendirildiği Big SEE Interior Design Award (İç Mekân Tasarımı Ödülü) sahibi oldu. Estetik, fonksiyonellik, sürdürülebilirlik ve kullanıcı deneyimi gibi kriterler doğrultusunda verilen bu prestijli ödül, AstraZeneca’nın insan odaklı yaklaşımını çalışma ortamına yansıttığını da tescilliyor.
Anadolu Isuzu, UITP Zirvesi’nde
%100 elektrikli Citivolt 12 ve NovoCiti VOLT modellerini sergiledi.
Anadolu Isuzu, toplu taşıma profesyonelleri için önde gelen uluslararası etkinliklerden biri olan UITP (Union Internationale des Transports Publics) Toplu Taşıma Fuarına, %100 elektrikli Citivolt 12 ve NovoCiti VOLT modelleriyle katıldı.
Türkiye’nin ticari araç markası Anadolu Isuzu, %100 elektrikli otobüs modelleri Citivolt 12 ve NovoCiti VOLT’u Hamburg’da düzenlenen UITP Zirvesi 2025’te, dünyanın dört bir yanından gelen toplu taşıma profesyonelleri ile buluşturdu. Mobilitenin geleceğinde önemli bir rol oynamayı hedefleyen Anadolu Isuzu, elektrikli araç modellerini artırmaya odaklanıyor, yenilikçi ve çevre dostu araçlarıyla önümüzdeki 5 yılda elektrikli araç satışlarını yüzde 40 seviyesine ulaştırmayı hedefliyor.
Türkiye’nin ilk elektrikli bisiklet yarışı Kapadokya Bisiklet Festivali sona erdi
Türkiye’nin doğa harikası Kapadokya, farklı disiplinlerden bisiklet tutkunlarını eşsiz manzaralar eşliğinde tarihi yollarda bir araya getirdi.
Kapadokya Bisiklet Festivali, iki gün süren etkinliklerle son buldu. Dün gerçekleştirilen 111 kilometrelik Büyük Sürüş’ün ardından bugün 50 kilometrelik 2 ayrı parkurda yarış heyecanı yaşandı. Gravel, E-Gravel, MTB ve E-MTB sporcularını bir araya getiren organizasyon, Kapadokya’nın eşsiz vadileri, taş yolları ve peri bacaları arasında katılımcılara unutamayacakları bir deneyim sundu. Türkiye’nin ilk elektrikli bisiklet yarışı olma özelliği bulunan Kapadokya Bisiklet Festivali’nde Türkiye’nin yanı sıra Azerbaycan, Belçika, İran, Kazakistan ve Rusya’dan 131 sporcu pedal çevirdi.
Argeus Travel & Events tarafından düzenlenen Kapadokya Bisiklet Festivali, Salcano ana sponsorluğunda Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Bisiklet Federasyonu, Nevşehir Valiliği, Ürgüp Kaymakamlığı ve Ürgüp Belediyesi desteklerinde, Toyota Türkiye, Shimano ve PT Academy hizmet/ürün sponsorluğunda gerçekleşti.
EŞSİZ MANZARALARDA PEDAL ÇEVİRDİLER
Kapadokya Bisiklet Festivali kapsamında dün Salcano sponsorluğunda ‘Büyük Sürüş’ 111 kilometrelik parkurda gerçekleşti. Organizasyonun ikinci ve son gününde ise Gravel, E-Gravel, MTB ve E-MTB sporcuları 50 kilometrelik 2 ayrı parkurda yer aldı. Ürgüp merkezden sabah 09.20 ve 09.30’da verilen startlar ile pedal basan bisikletliler peri bacalarının arasında eşsiz bir deneyim yaşadı.
Organizasyonun startını Ürgüp İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen Muhammed Şahin, Ürgüp İlçe Emniyet Müdürü Sayın Mevlüt Tüylü ve Argeus Travel & Events Kurucu Ortağı Aydın Ayhan Güney ile Muammer Sak verdi.
Yarışta Bisiklet Federasyonu Asbaşkanı Metin Cengiz ile Bisiklet Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Kenan Güler de sporcularla pedal bastı.
ALİ ERTUĞRUL BUL: ÜRGÜP’Ü SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR GELECEĞE TAŞIMA MİSYONUMUZLA PARALEL
Ürgüp Belediye Başkanı Ali Ertuğrul Bul, bu tür etkinlikleri belediye olarak desteklediklerini ifade ederek, “Bisiklet sporu ile Ürgüp’ü tekrar buluşturmak istiyoruz. Bu sene aslında Türkiye’de bir ilk yaptık. Elektrikli bisikletlerin de katıldığı bir yarış oldu. Önümüzdeki yıllardan itibaren bu yarışın giderek büyüyeceğini, dünyadan da çok sayıda sporcunun katılacağını öngörüyoruz. Elektrikli bisikletlere destek vermek, bu tarz bir yarış yapmış olmak Ürgüp’ü sürdürülebilir bir geleceğe taşıma misyonumuzla paralel. Bölgede ilk elektrikli toplu taşıma aracını biz getirdik. Çok yakın zamanda Ürgüp Belediyesi’nin elektrik ihtiyacının tamamı Güneş Enerjisi Sistemi (GES) ile sağlayacağız. 6 tane şarj istasyonu kurduk. Bunun gibi sürdürülebilirliği desteklemeye, elektrikli araçların yaygınlaşmasına dönük faaliyetlerimiz var. Bu bisiklet yarışı ilk olarak elektrikli bisikletlerin katıldığı bir yarış olduğu için bizim bu vizyonumuzun da bir parçası diye düşünüyorum. Çok yakında uluslararası satranç turnuvamız olacak. Klasik Mercedes kulübü ile bir güze etkinliğimiz olacak. Yakında ikincisini düzenleyeceğimiz bir at festivalimiz olacak. Geçen sene elde ettiğimiz tecrübelerle biraz daha güzelleştireceğiz” diye konuştu.
EGİAD, Paris’te VivaTech 2025 Fuarı ve Uluslararası İş Birliği Temaslarına Katıldı
Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) ve EGİAD Melekleri Yatırım Ağı üyelerinden oluşan heyet, 10-13 Haziran 2025 tarihleri arasında Fransa’ya düzenlenen iş ziyareti kapsamında Paris’te önemli etkinliklere katıldı. Program dâhilinde Avrupa’nın en büyük teknoloji ve girişimcilik fuarı VivaTech 2025’e iştirak eden EGİAD heyeti, fuarda son teknoloji trendlerini yerinde gözlemledi ve uluslararası bağlantılar kurdu. Ayrıca EGİAD’ın gelenekselleşen Ticaret Köprüsü’nü Fransa’ya taşıyarak “Uluslararası Ticaret Köprüsü” altında Fransız ve Türk iş dünyası temsilcileriyle bir araya gelerek önemli iş birliklerinin ilk adımını attı., Paris Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği ile gerçekleştirilen görüşmede ise iki ülke arasındaki iş birliği imkânları değerlendirildi.
PaperWork’ten Stratejik Yapay Zeka Hamlesi: “Agentic AI” ile Dijital Dönüşümde Yeni Bir Çağ Başlıyor
PaperWork, bünyesinde bulunan AR-GE merkezinde geliştirdiği Agentic AI mimarisi üzerine kurulu PaperWorkAI çözümleriyle, klasik BPM ve doküman yönetimi anlayışını geride bırakarak yapay zeka destekli uçtan uca dijital dönüşüm platformuna dönüştü.
Yapay Zekada Sıradan Entegrasyonlar Değil, Stratejik Sahiplik Kazandırır
Bugün birçok kurum, hazır global yapay zeka API’lerini süreçlerine entegre ederek dijitalleşme yönünde adımlar atıyor. Ancak bu çözümler çoğu zaman sınırlı, esnek olmayan ve kuruma özel geliştirme imkanından yoksun.
PaperWork, bu kısıtları ortadan kaldırmak için 2021 yılında stratejik bir adım attı ve bir yapay zeka şirketini satın aldı. Bu satın alma, sadece bir teknoloji kazanımı değil, aynı zamanda PaperWork’ün yapay zekayı kendi mimarisinde inşa etmesinin önünü açan bir dönüm noktası oldu.
“Etki Ölçümü ve Yönetimi Zirvesi II: Geleceğe Yatırım” Başarıyla Gerçekleştirildi!
Türkiye’de Etki Ölçümü ve Yönetimi (IMM) alanındaki kurumsal kapasitenin gelişimine ivme kazandırmak amacıyla Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK) ve TED Üniversitesi iş birliğiyle 2023 yılında ilk kez düzenlenen Etki Ölçümü ve Yönetimi Zirvesi, alanın teorik çerçevesinin kamu, özel sektör ve sosyal ekonomi aktörleri arasında yaygınlaşmasına öncülük etmişti.
İlk zirvenin ardından bu yıl, Türkiye’de etki yatırımı ekosistemini güçlendirmek, ölçüm ve yönetim alanındaki uygulamaları yaygınlaştırmak amacıyla Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK), TED Üniversitesi ve Impact Hub İstanbul iş birliğiyle Etki Ölçümü ve Yönetimi Zirvesi II: Geleceğe Yatırım 18-19 Haziran 2025 tarihlerinde gerçekleştirildi. 18 Haziran 2025 tarihinde Ankara’da TED Üniversitesi’nde; 19 Haziran 2025 tarihinde çevrimiçi olarak gerçekleştirilen zirvede kamu, özel sektör, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve akademisyenler bir araya gelerek etki odaklı stratejiler, sürdürülebilir finansman yaklaşımları ve raporlama uygulamalarını değerlendirdi.
Toyota Avrupa’da Yakıt Hücreli Kamyonlarla Sıfır Emisyon Lojistiğini Başlatıyor
Toyota, mobilitede nihai çözüm olarak görülen hidrojen teknolojisini farklı alanlara entegre ederek kullanımını yaygınlaştırmaya devam ediyor. Karbon nötr hedefiyle mobilitede öncü rol oynayan Toyota, Avrupa’da VDL Groep ile iş birliği yaparak Toyota’nın hidrojen yakıt hücreli araç teknolojisini ağır ticari araçlara adapte etti.
İlk tanıtım aracının ardından Toyota, Belçika (Diest), Fransa (Lille), Almanya (Köln) ve Hollanda’daki (Rotterdam ve Weesp) lojistik rotalarına dört yakıt hücreli araç daha ekledi.
Toyota, sıfır egzoz emisyonlu ağır hizmet kamyonlarını lojistik operasyonlarına dahil etmek üzere lojistik sağlayıcıları Vos Transport Group, CEVA Logistics, Groupe CAT ve Yusen Logistics ile de güçlerini birleştirdi. Toyota, bu lojistik sağlayıcılarla birlikte, her gün 500 binden fazla parça ve aksesuarın işlendiği Toyota Avrupa Parça Merkezi’ne tedarik sağlıyor. Böylece yakıt hücreli ağır ticari araçların performansı günlük operasyonlarda da sürekli olarak değerlendirilecek.
Çin Pazarı için Kritik Buluşma: CIIE Tanıtım Toplantısı 20 Haziran’da EİB’de Gerçekleşecek
Dünyanın en büyük ithalat pazarı olan Çin’e ihracat olanaklarını artırmak ve Türk firmalarını Çin pazarıyla buluşturmak amacıyla, Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) ev sahipliğinde 20 Haziran 2025 Cuma günü “8. Çin Uluslararası İthalat Fuarı Tanıtım Toplantısı” düzenlenecek.
Toplantı, EİB hizmet binası 7. Kat Seminer Salonu’nda gerçekleştirilecek ve Çin Uluslararası İthalat Fuarı (CIIE) Bürosu yetkilileri, Türkiye’ye gelerek doğrudan bilgi aktarımında bulunacak. Bu önemli etkinlik, Çin ile iş yapmak isteyen tüm ihracatçı firmalara yeni kapılar açmayı hedefliyor.
Çin Pazarı Türk Ürünleri İçin Ciddi Fırsatlar Barındırıyor
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Çin’in ithalatı teşvik etmek amacıyla düzenlediği CIIE Fuarı’nın Türkiye için önemli bir fırsat sunduğunu belirtti.
“CIIE, yalnızca Çin’in değil, dünyanın en prestijli ithalat fuarı konumunda. Türkiye olarak bu platformda son yıllarda güçlü bir yer edindik. Her yıl olduğu gibi 2025 yılında da milli katılım organizasyonunu EİB olarak biz üstleniyoruz ve firmalarımızın Çin pazarına açılmasını destekliyoruz. Çin Uluslararası İthalat Fuarı (CIIE) Tanıtım Toplantısı daha önce İstanbul’da yapılıyordu. Bu yıl bizim ev sahipliğimizde organize ediliyor. Çin ile olan 41,6 milyar dolarlık ticaret açığımızı dengelemek adına bu fuarı stratejik bir araç olarak görüyoruz. Türkiye, Çin pazarında özellikle fiyat-performans bakımından güçlü bir pozisyonda.”
Mobilya ihracatına Akdeniz dokunuşu
Türkiye mobilya, kâğıt ve orman ürünleri sektörünün mayıs ayı ihracatı geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 1,8 azalışla 723 milyon 267 bin dolar oldu. Sektörün yılın ilk beş aylık ihracatı 2024 yılına kıyasla yüzde 0,5 oranında azalış göstererek 3 milyar 231 milyon 087 bin dolar seviyesine geldi.
Akdeniz Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği (AKAMİB) ise mayıs ayında yüzde 9’luk artış kaydederek 90 milyon 531 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Ocak-Mayıs döneminde 397 milyon 837 bin dolarlık ihracata ulaşan AKAMİB, bu dönemde yüzde 8,5’lik artış sağladı.
İhracat, Ortadoğu pazarında ivme kazandı
Sektörün Türkiye geneli mayıs ayı ihracatında en başarılı ilk beş pazarı Irak, Birleşik Krallık, ABD, Fas ve İran oldu. İlk 10 pazar içerisinde İran’a yüzde 15, Irak’a yüzde 12’lik ihracat artışları dikkat çekti.
AKAMİB’in mayıs ayı ihracatında da Irak ilk sırada yer aldı. Irak’ı sırasıyla; Suriye, Almanya, ABD ve Fransa takip etti. İlk 10 pazar içerisinde Suriye’ye yüzde 130, Irak’a yüzde 71, Fas’a yüzde 31’lik ihracat artışı görüldü.
“İhracatçının rekabet gücü için maliyet yükü azaltılmalı”
Mayıs ayı ihracat verilerini değerlendiren AKAMİB Başkanı Onur Kılıçer, AKAMİB’in ihracatını yüzde 9 artırarak 90,5 milyon dolara taşımasının pazarlama faaliyetlerinin sahadaki karşılığını net biçimde gösterdiğini belirtti. Ocak-Mayıs döneminde sağlanan yüzde 8,5’lik artışın da istikrarlı bir büyümeye işaret ettiğini vurgulayan Kılıçer, buna karşın sektör genelindeki ihracat daralmasının dikkate alınması gerektiğini ifade etti.
İhracatçıların maliyet baskısı altında kaldığını söyleyen Kılıçer, şöyle devam etti: “Ürünlerimizin kalitesi, tasarımı ve sürdürülebilirliği yüksek olsa da fiyat avantajını kaybettiğimizde birçok pazarda tercih edilme şansımız azalıyor. Bu tabloyu tersine çevirmek adına destek mekanizmalarının güncellenmesi ve girdi maliyetlerinin azaltılması büyük önem taşıyor. Bu süreçte pazar çeşitliliğini artırmak, yüksek katma değerli ürünlerle markalaşmak, dijitalleşme ve yeşil dönüşüme yatırım yapmak önceliklerimiz arasında yer alıyor. Ancak tüm bu çabaların karşılık bulabilmesi için ihracatçının maliyet rekabetinde yalnız bırakılmaması gerekiyor.”
IQ Alüminyum ile ‘Planlı Plansız Sohbetler’e davetlisiniz!
IQ Alüminyum’un yeni projesi ‘Planlı Plansız Sohbetler’ podcast serisi, mimarlık ve tasarım dünyasına yepyeni bir soluk getiriyor! Seride tasarım dünyasının öne çıkan isimleriyle samimi ve ilham verici sohbetler yapılacak.
IQ Alüminyum Sistemleri, yenilikçi üretim ve tasarımlarının yanı sıra şimdi de farklı iletişim çalışmalarıyla dikkat çekiyor. Türkiye’nin en çok takip edilen mimarlık yayını Arkitera iş birliğiyle hayata geçirilen bu projede, dinleyiciler konukların mesleki başarılarından özel hayatlarına kadar önemli dönüm noktalarına şahit olacak.
IQ Alüminyum Sistemleri, sektöründe yenilikçi üretim, tasarım ve uygulamalarının yanında yenilikçi iletişim çalışmalarıyla da dikkat çekiyor. Markanın mimarlık ve tasarım dünyasının sesi olacak yeni projesi ‘IQ Alüminyum ile Planlı Plansız Sohbetler’ isimli podcast yayını olacak. Bu yayının her bölümünde ünlü bir mimar konuk olacak ve mesleki başarısından özel hayatına kadar önemli anılarını ve görüşlerini sektör temsilcileri ile mimar adayı gençlere ilham vermek için anlatacak.
Türkiye’nin en önemli mimarlık yayınlarından Arkitera iş birliğiyle podcast projesine imza atan IQ Alüminyum Sistemleri’nin ‘IQ Alüminyum ile Planlı Plansız Sohbetler’ yayınlarının moderatörlüğünü İç Mimar Sinem Özlük gerçekleştirecek. Tasarım dünyasının önemli isimleriyle planlı plansız sorular eşliğinde sohbet edilecek yayında, konuklar hayatlarını şekillendiren önemli dönüm noktalarını dinleyicilerle paylaşacak.
KONUTDER’den Yeni Döneme İki Stratejik Öncelik: Uygun Arsa ve Erişilebilir Finansman
Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği’nin (KONUTDER), yeni yönetim kurulu ilk basın toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıya KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz’ın yanı sıra Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Özen Kuzu, Mert Boysanoğlu Erden Timur ve Ömer Barlas Ülkü katıldı.
Yüksek Arsa Maliyetlerine Yeni Model Önerisi
Burada konuşan KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, Türkiye’de konut fiyatını en fazla artıran kalemlerden birinin arsa maliyetleri olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Gelişmiş ülkelerde arsanın toplam proje maliyeti içindeki payı yüzde 20’yi geçmezken, bizde özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde bu oran yüzde 40 ila 50 seviyelerinin altına düşmüyor. Bu fark, konuta erişimi zorlaştıran temel nedenlerden biri hâline geliyor.”
Yılmaz, bu tabloya çözüm üretmek adına kamu ile özel sektörün sinerji içinde çalışabileceği bir model önerdiklerini söyledi ve şunları aktardı: “Konut ihtiyacının ve arz eksikliğinin fazla olduğu bölgelerde kamunun üreteceği arsaların; toplam geliştirme maliyeti içindeki payı yerine ve bölgesine göre yüzde 10 ila 20’yi geçmeyecek şekilde, özel sektöre vadeli olarak verilmesi önemli bir çözüm olacaktır. Burada verilen arsalar için kamunun özel şartlar getirmesi ve 3 yıl içerisinde projeye başlanması koşuluyla arsa stokçuluğu da engellenmiş olur. Yeterlilik kriterlerini sağlayan A ve B sınıfı müteahhitlik karnesine sahip konut geliştiricileri eliyle konut ihtiyacı hızlı ve eksiksiz karşılanabilir.”
Kamunun planlı arsa üretim gücü ile özel sektörün hız ve kalite kabiliyetini bir araya getirecek bu model sayesinde konuta erişimin yüzde 40 artabileceğine dikkat çeken Ziya Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Sektör olarak bu süreçte kamu otoritelerine her türlü desteği sunmaya hazırız. Uygun fiyatlı ekonomik konut üretimi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımıza taleplerimizi ilettik. Sorunun çözümü ve uygun maliyetlerle arsa üretimi konusunda bakanlık nezdinde de çalışmalar yürütülüyor.”
Transport Logistic’te TGL Rüzgârı
TGL Sürdürülebilir Lojistik Çözümleriyle Transport Logistic Fuarı’nda Yerini Aldı
Dökme kimyasal taşımacılığı ve kimyasal tanker yıkama sektörünün önde gelen isimlerinden TGL, Münih’te düzenlenen Transport Logistic 2025 Fuarı’na katılarak Avrupa’daki yatırımlarını ve sürdürülebilir lojistik çözümlerini sektör paydaşlarıyla buluşturdu.
Kimyasal taşımacılığın güçlü oyuncusu TGL, fuarda geniş araç filosunu, intermodal taşımacılık hizmetlerini, Dilmak Kimyasal Tanker Yıkama ve Arıtma Tesisi ile çevre dostu lojistik hizmetlerini öne çıkararak sektörel paydaşlarla bir araya geldi. Şirketin Avrupa’daki büyüme stratejisi kapsamında gerçekleştirdiği yatırımlar ve müşteri memnuniyetini temel alan geniş kapsamlı hizmetleri, ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi gördü.
Dünya genelinde 130’dan fazla ülke ve bölgeden 77.000’in üzerinde ziyaretçiyi ağırlayan fuar, yapay zeka, siber güvenlik, sürdürülebilirlik ve entegre lojistik konseptlerini odağına alarak sektöre yön verecek yeniliklerin tartışıldığı önemli bir platform oldu.
BNP Paribas Cardif Türkiye’nin İş Ortaklıklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Özüm Oldu
Hayat sigortacılığı ve BES alanlarındaki faaliyetleriyle, koruma sigortaları alanında Türkiye’nin lider sigorta kuruluşları arasında yer alan BNP Paribas Cardif Türkiye’nin İş Ortaklıklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevine 10.06.2025 tarihi itibarıyla Gökhan Özüm atandı.
Sigorta sektöründe 25 yılı aşkın deneyime sahip olan Gökhan Özüm, çalışma hayatına Amerika’da emeklilik alanında faaliyet gösteren çeşitli şirketlerde danışmanlık yaparak adım attı. Bu alanda 10 yıl süresince edindiği tecrübenin ardından, 2006 yılında Garanti Emeklilik’e Stratejik Planlama ve Ürün Geliştirme Departmanı’nın başına geçmek üzere katıldı. 2013 yılında ise Amerika merkezli bir reasürans grubunun Türkiye irtibat ofisini kurdu.
Gökhan Özüm, 2014 yılında BNP Paribas Cardif Türkiye’ye İş Ortaklıkları Strateji ve Satış Direktörü olarak dahil oldu. 2017 ile 2021 yılları arasında Fibabanka’da İş Ortaklıkları ve Sigorta Direktörü olarak görev yapan Özüm, 2021 yılının Şubat ayında BNP Paribas Cardif Türkiye’ye yeniden katıldı.
Mutfakta doğaya saygının sembolü: Tefal Ceramic Renew Serisi
Tefal Ceramic Renew serisi, pratikliği ve performansı ile mutfakta yemek yapma şeklimizi değiştiriyor. Pişirme deneyimlerinde doğaya duyarlı seçimler yapmak isteyenlere Tefal’in seramik tencere-tava setleri pratik ve şık bir çözüm sunuyor. Geri dönüştürülmüş malzemelerle üretilen bu özel seri, yaz sofralarında hafifliği, işlevselliği ve çevreye saygılı duruşuyla öne çıkıyor.
Dünyanın lider küçük ev aletleri üreticilerinden Tefal, Ceramic Renew serisiyle çevreye duyarlı ve sağlıklı pişirme deneyimini bir araya getiriyor. Yapışmayan seramik Inoceram Glide teknolojisi ile Tefal Ceramic Renew serisi mutfak deneyimlerine keyif katıyor. Gelişmiş indüksiyon teknolojisi barındıran Thermo-Fusion™ tabanı sayesinde hızlı ısıtma ve eşit pişirme sonuçları sağlayan seramik ürünler tüm gazlı, elektrikli, seramik ve indüksiyonlu set üstü ocaklarla da uyumlu.
Yaz aylarında mutfakta geçirdiğimiz zamanı hafifletmek ve çevreye duyarlı seçimler yapmak artık çok daha kolay. Tefal’in yüzde 100 geri dönüştürülmüş alüminyum gövdeyle ürettiği Ceramic Renew serisi, dayanıklı ve yapışmaz yeni nesil seramik kaplaması sayesinde az yağlı pişirmeyi zahmetsiz hale getiriyor. Çevre üzerinde daha az etkiyle daha iyi pişirme sunan bu eko-tasarımlı seri, sürdürülebilir mutfakların yeni yıldızı oluyor. Hem güvenli ve pratik pişirme için hem de kolay temizlik için ideal bir ürün serisi olan yapışmaz seramik kaplamalı Ceramic Renew serisi zarif ahşap görünümlü detaylarıyla da dikkat çekiyor.
Hitachi Energy Transformatör Operasyonlarını Genişletmek için Türkiye’ye 2 Milyar 800 Milyon TL’lik (70 Milyon ABD Doları) Yatırım Yapacak
Dünyanın lider elektrifikasyon şirketi Hitachi Energy, bugün yaptığı açıklamada, Türkiye’de Kocaeli / Dilovası’nda 70 milyon ABD Doları tutarında büyük bir yatırım yapacağını duyurdu. Bu duyuru, Hitachi Energy’nin dünya enerji sisteminin daha sürdürülebilir, güvenilir, dayanıklı ve ekonomik olmasını sağlamaya yönelik girişimlerinde bir sonraki adıma işaret ediyor.
Elektrik talebi Türkiye’de olduğu gibi Avrupa ve Asya’da da katlanarak artarken mevcut endüstri ve enerji altyapısı buna ayak uyduramıyor. Tedarik zinciri kesintilerini daha da kötüleştiren son jeopolitik dalgalanmalar, enerji güvenliği, erişilebilirlik ve istikrar açısından başka endişeleri de beraberinde getiriyor.
Hitachi Energy bu zorluğun üstesinden gelmek amacıyla tedarik zincirinde kendini kanıtlamış yatırımlar yapıyor, sektör genelinde kapasiteyi artırıyor ve öncü ruhunu kullanarak yenilikçi teknolojiler geliştiriyor.
Hitachi Energy’nin kilit üretim merkezlerinden biri olan güç transformatörleri tesisi, 45.000 metrekarelik yeni alanın inşasıyla kapsamlı bir geliştirme sürecinden geçecek. 2026 yılına kadar tamamlanması planlanan bu yatırım ile Hitachi Energy, üretim altyapısını modernize ederek üretim kapasitesini yüzde 70 oranında artıracak. Bu genişleme sayesinde artan müşteri taleplerine daha etkin şekilde yanıt verilecek, teslimat süreleri iyileştirilecek ve daha yüksek kalite standartları sağlanacak.
Konuyla ilgili bir açıklama yapan Hitachi Energy Türkiye Genel Müdürü Yasemin Hoşder Öztekin, “Dilovası’ndaki Organize Sanayi Bölgesi’ne taşınmamız ticari limana yakınlık sayesinde transformatörlerin nakliye kolaylığı da dahil olmak üzere önemli avantajlar sağlayacak” dedi. Hoşder Öztekin, “Bu yatırım, enerji dönüşümünü destekleme ve müşterilerimizin dekarbonizasyon ihtiyaçlarını karşılama konusundaki kararlılığımızın altını çiziyor” ifadesini de sözlerine ekledi.
Otomotivde İhracatın Şampiyonları ödül aldı
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından düzenlenen İhracatın Şampiyonları Ödül Töreninde 2024 yılının en başarılı kuruluşları ödüllendirildi. Geçen yılın ihracat şampiyonu Ford Otomotiv olurken, gecede son 19 yılda 18 kez Türkiye ihracatının lider sektörü olan otomotivde en fazla ihracat gerçekleştiren ilk 138 firma Platin, Altın, Gümüş ve Bronz kategorilerde ödüllere layık görüldü.
OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik’in ev sahipliğinde Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Dış Ticaret Kompleksi’nde düzenlenen geceye TİM Başkanı Mustafa Gültepe, Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Mehmet Ali Kılıçkaya, Otomotiv Sanayii Derneği Başkanı Cengiz Eroldu, TAYSAD Başkanı Yakup Birinci, OİB Yönetim Kurulu ile birlikte otomotiv endüstrisinin lider firmalarının üst düzey yöneticileri katıldı. Ford Otomotiv’e birincilik ödülü OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, TİM Başkanı Mustafa Gültepe, Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Mehmet Ali Kılıçkaya ve OSD Başkanı Cengiz Eroldu tarafından Ford Otomotiv Malzeme, Planlama ve Lojistik Lideri ve OİB Yönetim Kurulu Üyesi Fikri Onur Sarıkaya’ya takdim edildi.
“Bu başarı, 550 bin kişilik bir emeğin sonucu”
Ödül töreni, Birleşmiş Milletler kayıtlarına göre dünyada yer alan yaklaşık 200 ülkenin tamamına ihracat yapan otomotiv sektörünün kısa tanıtım filmi ile başladı. Törenin açılış konuşmasını yapan OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, 2006 yılında 15 milyar dolarla başlayan ihracat liderliğinin 2024 yılında ulaşılan 37,2 milyar dolarlık rekor seviyeye taşındığını belirtti. Otomotiv sektörünün Türkiye’nin toplam ihracatında yüzde 16,5 pay alarak bir kez daha zirvede yer aldığını vurgulayan Çelik, sektörün küresel zorluklara rağmen büyümeye devam ettiğini kaydetti. 2025 hedefleri doğrultusunda yılın ilk beş ayında 16,6 milyar dolarlık ihracata ulaşıldığını ifade eden Çelik, yalnızca mayıs ayında gerçekleşen 4 milyar dolarlık ihracatla tüm zamanların en yüksek aylık performansına imza atıldığını söyledi.
Bu başarının ardında 550 bin kişilik bir istihdam gücü, 50 bine yakın mühendis, 200’ün üzerinde Ar-Ge ve tasarım merkezi olduğuna dikkat çeken Baran Çelik, “Her üç dakikada sekiz araç üreten, bu araçların altısını ihraç eden bir sektör yapısına sahibiz. İhracat yapmadığımız ülke neredeyse kalmadı. Küçük ada devletlerinden en büyük ekonomilere kadar, bayrağımızı 200’den fazla ülke ve bölgede gururla dalgalandırdık. Tüm ihracatçılarımıza gönülden teşekkür ediyorum” dedi.
Bambum Cam Sebiller İle Serinlik Sofralara Taşınıyor
Sıcak yaz günlerinde hem bedeninizi hem ruhunuzu ferahlatacak içecekler hazırlamak isteyenlerin imdadına yetişen Bambum, yaz sofralarının vazgeçilmezi olacak cam sebil modelleriyle ferahlığı, estetiği ve fonksiyonelliği bir araya getiriyor. Mutfaklarda, balkonlarda veya bahçelerde içecek servisi yapmanın en zarif yolunu sunan Bambum cam sebiller, şeffaf cam gövde sayesinde renkli ve canlı tarifleriniz sofralarınızda görsel bir şölene dönüşüyor.
Nane yapraklı limonatalar, taze meyveli detoks suları, ev yapımı soğuk çaylar ve buz gibi aromalı sulardan oluşan içecek menünüz Bambum’un cam sebilleri ile hem sağlıklı bir şekilde korunuyor hem de estetik bir sunum kazanıyor.
Koku geçirmeyen yapısı sayesinde içeceklerinizin ilk anki tazeliğini koruyan cam sebiller, bambu detaylarıyla doğallığın sembolü oluyor. Geniş iç hacmi ve ergonomik tasarımıyla kullanım kolaylığı sunan Bambum cam sebiller, kolay temizlenebilir yapısıyla tercih sebebi oluyor.
Scania, Super Motor Ailesinin En Yeni Üyesi Super 11’i Tanıttı
Scania, güçlü Super serisi motor ailesini genişletmeye devam ediyor. Markanın yeni nesil motoru Super 11, kompakt tasarımı, üstün mühendislik özellikleri ve yüzde 7’ye varan yakıt tasarrufu ile taşımacılıkta fark yaratmaya hazırlanıyor. 2025 yılı sonu itibarıyla Türkiye pazarında da satışa sunulacak olan Super 11, Scania’nın yüksek performanslı ve verimli taşımacılık çözümleri sunma vizyonunu bir adım ileri taşıyor.
Yüksek Performans, Üstün Verimlilik
Yeni Super 11 motor, Super 13 motoruna göre 85 kg daha hafif yapısıyla dikkat çekiyor. 350 hp (1.800 Nm), 390 hp (2.000 Nm) ve 430 hp (2.200 Nm) olmak üzere üç farklı güç seçeneğiyle sunulan Super 11, Euro 4, 5 ve 6 emisyon standartlarını karşılıyor.
Scania’nın güvenilirliği kanıtlanmış Super 13 motoruyla yüzde 85 oranında ortak yapıya sahip olan Super 11, yeni nesil enjeksiyon sistemi, düşük sürtünmeli bileşenler sayesinde yakıt ekonomisi ve performans dengesini en üst seviyeye taşırken yedek parça uyumu ve düşük bakım maliyetleri açısından da kullanıcılarına büyük avantaj sağlıyor.
Super 11’de, Scania’nın patentli turbo dozajlama sistemi sayesinde AdBlue tüketimi optimize edilerek motor verimliliği artırılıyor. Ayrıca, LDF-5 motor yağı kullanımı sayesinde bakım aralıkları yüzde 30’a kadar uzayabiliyorken Scania’nın Değişken Supap Freni (VVB) teknolojisiyle de 344 kW’ye kadar fren gücü sağlanıyor. Tüm bu yenilikler, daha dengeli, daha sessiz ve konforlu bir sürüş deneyimi sunuyor.
JBL TOUR ONE M3 İLE SESİN GELECEĞİNE HOŞ GELDİNİZ!
Kulaklık ve hoparlör denince akla ilk gelen markalardan JBL, Tour Pro3 modeliyle kulaklık dünyasına yeni bir soluk getiriyor. Kafa takip özellikli JBL Spatial Sound, yeni nesil 3D ses teknolojisi, en gelişmiş aktif gürültü engelleme 2.0, akıllı kontrol ve Auracast™ desteği ile dikkat çeken JBL Tour One M3, efsanevi JBL Pro Sound ve Hi-Res ses deneyimini bir araya getirerek müzik dinleme deneyimini en üst seviyeye taşıyor.
JBL, müzik tutkunları ve profesyoneller için tasarladığı Tour One M3 kulaklıklarıyla ses deneyimini yeniden tanımlıyor. “Hi-Res Audio” sertifikalı bu kulaklıklar, “LDAC codec” desteği ile standart Bluetooth’a göre 3 kat daha fazla veri aktararak stüdyo kalitesinde ses sunuyor. USB-C ve 3.5mm bağlantı seçenekleriyle kayıpsız sesin keyfini çıkarın.
JBL Tour One M3’ün “JBL Spatial 360” teknolojisi sayesinde müzik, film ve oyun modları için optimize edilmiş gerçekçi ve sarmal (immersive) bir ses deneyimi yaşamanızı sağlarken; entegre kafa takip sistemi, sesleri kafanızın dışında sabit bir noktadan geliyormuş gibi konumlandırarak sinema salonu etkisi yaratıyor.
Canovate Group, Eurasia Rail 2025’de gövde gösterisi yaptı
İleri teknoloji üreten, data center ve uçtan uca fiber optik ürünlerinde dünyanın 10 global markası arasında konumlanan Canovate Group, 18 – 20 Haziran tarihleri arasında, 11.Uluslararası Avrasya Demiryolu, Hafif Raylı Sistemler, Altyapı ve Lojistik Fuarı – Eurasia Rail 2025’e katıldı. Türkiye’nin tek, dünyanın en büyük 3. demiryolu ve hafif raylı sistemler fuarına, dünyanın dört bir yanından binlerce sektör temsilcisi katıldı. Fuarda, inovasyon, mühendislik gücü ve sahadaki tecrübesini anlatan Canovate Group, Eurasia Rail 2025’de teknolojik üstünlüğünü sergiledi.
Geniş ürün yelpazesiyle raylı sistem altyapılarında öncü rol üstleniyor
Raylı sistemlerdeki dijitalleşme ve altyapı çözümlerine liderlik eden Canovate Group, Data Center, Fiber Optik, Endüstriyel Kabinet, Akıllı PDU ve Demiryolu Haberleşme & Sinyalizasyon Sistemleri başta olmak üzere sunduğu geniş ürün yelpazesiyle, raylı sistem altyapılarında fark yaratmaya devam ediyor. Özellikle saha kenarı haberleşme kabinleri, güvenli sinyalizasyon altyapıları ve yüksek hızlı veri iletimi sağlayan fiber çözümleri, demiryolu ağlarında kesintisiz ve güvenli iletişim sağlıyor.
Fuar boyunca, sergilediği çözümler güvenli, modüler ve sürdürülebilir altyapılar kurmak isteyen yerli ve yabancı ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Raylı sistemlerde trenler ile kontrol merkezleri arasında anlık iletişimi mümkün kılan altyapıları, hem şehiriçi hem şehirlerarası demiryolu projelerinde tercih edilen çözümler arasındaki yerini aldı.
Anadolu Isuzu’dan Global Pazarda Güçlü Bir Adım Daha
Anadolu Isuzu, Dubai Karayolları ve Ulaşım Kurumu (RTA) ile 70 adetlik otobüs teslimatını kapsayan 37,8 milyon dolarlık ihracat anlaşmasını, Almanya’nın Hamburg kentinde düzenlenen 2025 UITP Global Toplu Taşımacılık Zirvesi kapsamında imzaladı.
Toplu taşımacılıkta yenilikçi çözümler sunan Anadolu Isuzu, global büyüme stratejisi doğrultusunda önemli bir adım daha attı. Şirket, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) önde gelen ulaşım otoritesi olan RTA ile 70 adet AOS markalı körüklü Citiport 18 Class 2 model otobüsün teslimatını içeren yüksek hacimli bir ihracat anlaşmasına imza attı.
Toplam değeri 37,8 milyon dolar olan bu anlaşma, Anadolu Isuzu’nun bugüne kadar tek seferde gerçekleştirdiği en yüksek cirolu otobüs ihracatı niteliğini taşıyor. Teslimatların 2026 yılı içerisinde tamamlanması planlanıyor.
Kuzey Ege Otoyolu’nun elektrik tüketiminin tamamı ETİC Elektrik aracılığı ile yenilenebilir enerjiden
İzmir’i büyük sanayi ve turizm tesislerine bağlayan Kuzey Ege Otoyolu, yıllık 2 bin MWh’lik elektrik tüketimini yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayacak. ETİC Elektrik aracılığı ile Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası (I-REC) alan Kuzey Ege Otoyolu, attığı bu adımla çevreye duyarlı altyapı yatırımlarına örnek bir model sunuyor.
İzmir-Çandarlı arasını 1,5 saatten 40 dakikaya indiren, Türkiye’nin önde gelen sanayi ve turizm merkezlerini birbirine bağlayan Kuzey Ege Otoyolu, sürdürülebilirlik yolculuğunda önemli bir adım daha attı.
Yıllık 2 bin MWh’lik elektrik tüketimini yeşil enerji kaynaklarından karşılamak üzere ETİC Elektrik aracılığı ile Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası (International Renewable Energy Certificate-IREC) alan Kuzey Ege Otoyolu, tükettiği elektriği doğa dostu kaynakların sağladığını belgeledi.
Uluslararası iş ortaklıklarıyla dünyada bilinen bir marka haline gelen IC Holding ile Kalyon Holding’in ortak yatırımlarıyla hayat bulan Kuzey Ege Otoyolu, 56 km otoyol ve 40 km bağlantı yolları olmak üzere toplam 96 km’de hizmet veriyor.
Otonom Sürüş: ZF, ADAS Çözümlerini Daha da Güçlendiriyor
Avrupa Birliği’nde yeni tescil edilen tüm araçların acil frenleme, şerit takibi veya akıllı hız kontrolüne yönelik destek sistemleriyle donatılması, Temmuz 2024’ten itibaren bir zorunluluk haline geldi. Bu özellikler sürüşü daha güvenli ve konforlu hale getirirken, bu destek işlevleri artarak sensörlerden merkezi bilgisayarlara taşınıyor.
ZF, yüzde 30’luk küresel pazar payı ile ADAS için kullanılan, algılama ve sürüş işlevlerini tek bir cihazda birleştiren akıllı kameralarda lider konumunda bulunuyor. Şirket, portföyüne son olarak bağımsız bir yazılım olarak otonom sürüş işlevlerini de ekledi. Bu çözümler; farklı sağlayıcıların kontrol ünitelerine uyumlu esnek tasarımların yanı sıra frenleme ve direksiyon sistemlerini merkezi veya yerel bilgisayarlar aracılığıyla kontrol edebilme özelliğine sahip.
ZF, ADAS anahtar teslim çözümlerine yönelik artan müşteri talebine yanıt vermek amacıyla bu sistemleri ayrıca test, doğrulama ve homologasyon süreçleri için de sunuyor. Bunu da ADAS donanımını ve yazılımını test eden ve doğrulayan ZF Annotate gibi yapay zeka destekli araçlar kullanılarak daha hızlı ve daha verimli bir şekilde gerçekleştirilebiliyor.
ZF Group Elektronik ve ADAS bölümü başkanı Dr. Christian Brenneke konuyla ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi: “Son yıllarda uzmanlığımızı sürekli olarak geliştirdik ve müşterilerimize yazılım tanımlı araçların ve yeni E/E mimarilerinin gereksinimlerini karşılayan anahtar teslim sürücü destek sistemleri sunuyoruz. Bu anahtar teslim çözümler, donanım ve yazılımın sistem tasarımıyla başlayıp sürücü destek sistemlerinin doğrulanması ve homologasyonuna kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Bu portföy bize büyüme için mükemmel potansiyel sağlıyor.”