Mobbing ilk kez Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) tarafından kabahat olarak tanımlandı
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) mahkeme kararıyla işine geri dönen sözleşmeli personelin kadrosunun bulunduğu belediyeden farklı bir ilçeye görevlendirilmesinin mobbing olduğuna karar verdi. İlçe belediyesine 15.000 TL idari para cezası kesildi.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) hamile kadına mobbing uyguladığı gerekçesiyle bir ilçe belediyesine 15000 TL idari para cezası uyguladı.
Bir belediyede yaklaşık 6 yıldır sözleşmeli personel olarak görev yapan H.O’nun sözleşmesi, kadro ihtiyacı bulunmadığı gerekçesiyle feshedildi.
H.O. ise asıl fesih sebebinin hamileliği olduğunu, cinsiyet temelli ayrımcılığa uğradığını iddia ederek yürütmeyi durdurma istemli dava açtı. Davada, H.O. lehine yürütmenin durdurulması kararı verildi.
Bunun üzerine başvurucu, belediyeyle yeniden sözleşme imzaladı ve çalışmaya başladı. Ancak bu defa önceki görev yerinden uzakta iki ilçede ve iş tanımı dışında görevlendirildi.
H.O, bu kez de süt izinlerini verimli şekilde kullanamadığı, sonraki süreçte iş yerinde daha çok yıldırmaya maruz kaldığı iddiasıyla TİHEK’e başvurdu.
Başvuruyu inceleyen TİHEK, belediyeden yazılı görüş talep etti. Belediyenin kuruma verdiği görüşte, hizmetin gerektirdiği pozisyona ihtiyaç kalmadığından sözleşmenin yenilenmediği belirtildi.
Yürütmenin durdurulması kararından sonra da başvurucunun belediye sınırları içerisindeki bir hizmet binasında veznede görevlendirildiği aktarılan görüşte, başvurucuya yönelik iş yerinde kesinlikle yıldırma politikası uygulanmadığı savunuldu.
TİHEK, inceleme sonucunda işlemlerin cinsiyet temelinde yıldırma niteliğinde olduğuna ve ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine, bunun mobbing olduğuna hükmederek belediyeye 15 bin lira idari para cezası verdi.
– Kararın gerekçesi
Başvuranın, 6 yıldır görev yaptığı belediyeye 5 dakika yürüme mesafesinde ikamet ettiği, ikamet yerini seçerken çalıştığı iş yerinin konumuna göre tercih yaptığının anlaşıldığı belirtilen kararda şunlar kaydedildi:
“Başvuran muhatap kurum ile yeni bir sözleşme yaparak eski görev yerinde başlamayı beklerken, belediye tarafından ikametine çok uzak ilçelerde görevlendirilmesi yapılmıştır. İdare istihdam ettiği personeli her türlü hizmet yerinde çalıştırabileceğini iddia etmesine rağmen, özellikle başvuranın hamile olması sebebiyle sözleşmesinin feshedilmesinin, ardından başvuranın mezkur durumu yargıya taşımasının ve yargı merci tarafından haklı görülmesi üzerine yapılan yeni sözleşmede görev yerinin değiştirilmesinin belediyenin ayrımcı eylemlerinin devamı niteliğinde olduğu ve başvuranı işinden bıktırmak, soğutmak amacıyla takdir yetkisini kötüye kullandığını göstermektedir.”
-“Başvuranın süt iznini kullanması oldukça zor, hatta imkansız”
Öte yandan, başvuranın süt iznini kullanmak istediği ancak görevlendirildiği yerle evi arasında çok uzun mesafe olduğu vurgulanan kararda, şu ifadelere yer verildi:
“Başvuran ile belediye arasında yapılan görüşmede başvuran, 3 saatlik süt iznini toplu şekilde kullanmak zorunda olduğunu, aksi halde süt iznini kullanmasının imkansız hale geleceğini belirtmiştir. Buna rağmen belediye, başvurana 1,5 saat öğleden önce, 1,5 saat öğleden sonra olmak üzere izin vermiştir. Söz konusu güzergah düşünüldüğünde başvuranın süt iznini kullanmasının oldukça zor, hatta imkansız olduğu görülmektedir.”
Belirtilen mesafeler arası uzaklığın araçla 45 dakika sürdüğüne işaret edilen kararda, süt izni ve hamilelik konusunda kadınlara karşı iş yaşamında ayrımcı muamele yapılması ve bu haklarının kullanılmasının engellenmesi veya zorlaştırılmasının ulusal ve uluslararası mevzuat hükümlerince yasaklandığı vurgulandı.
