114 YILLIK HEREKE HALISI RESTORASYONUN ARDINDAN LAHEY BARIŞ SARAYI’NA GERİ DÖNDÜ

Restorasyon ve koruma planı, geleneksel zanaat, kimyasal analiz ve restorasyon tekniklerini birleştiren sekiz aşamalı bir süreç olarak tasarlanmış.

      İlhan KARAÇAY’ın haberi:

Türkiye’nin 114 yıl önce, Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan Uluslararası Barış Sarayı’na hediye ettiği Hereke halısı, iki yıl önce restorasyon için Türkiye’ye götürülmüştü.

‘Uluslararası Yüksek Adalet Divanı’ olarak da anılan Saray yönetiminden şahsıma gönderilen açıklamada aynen şöyle yazılıyor:

114 YILLIK HEREKE HALISI RESTORASYONUN ARDINDAN BARIŞ SARAYI’NA GERİ DÖNDÜ

Barış Sarayı’nın inşasına katkıda bulunmak için 40’tan fazla ülke sanat eserleri veya yapı malzemeleri bağışlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1911 yılında hediye edilen ve Türkiye dışında bulunan en büyük el dokuması halı, doğduğu yerde bilim ve geleneksel zanaatı birleştiren kapsamlı bir restorasyon sürecinden geçti. Yaklaşık iki yıl süren yokluğun ardından 160 metrekarelik bu halı, Barış Sarayı’na geri dönüyor.

Hereke Halısı

Barış Sarayı’nın halısı, kendine özgü geometrik Hereke desenine sahiptir ve 13.704.480 Türk “Gördes” düğümünden oluşmaktadır. Yaklaşık 160 m² boyutunda ve 700 kilogram ağırlığındaki bu halı, sarayın en görkemli odalarından biri olan Japon odasının zeminini süslemektedir. Bu oda, özellikle Daimi Tahkim Mahkemesi’nin birçok konferans ve duruşmasına ev sahipliği yapmaktadır. Hereke halıları uzun ömürlü ve dayanıklı olarak bilinse de bu konferans odasının yoğun kullanımı nedeniyle Barış Sarayı’ndaki Hereke halısı restorasyona ihtiyaç duymuştur. Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı, halıyı Türkiye’de uzmanlar tarafından restore ettirmeyi cömertçe teklif etmiştir.

Lojistik ve Restorasyon

Barış Sarayı’nın sahibi ve yöneticisi Carnegie Vakfı ile Türk hükümeti arasında Ocak 2023’te bir protokol imzalanmasının ardından, karmaşık lojistik planlamalar yapılmış ve halı Mart 2023’te yola çıkmıştır. İlk olarak, Kuzey Hollanda’daki Cruquius şehrinde bulunan Icat firmasına detaylı bir temizlik için götürülmüştür. Daha sonra Sultanhanı, Aksaray’a taşınmıştır. Kasım 2023’te bir Hollanda heyeti, restorasyon süreci hakkında daha fazla bilgi almak üzere Aksaray’a bir ziyaret gerçekleştirmiştir.

Restorasyon ve koruma planı, geleneksel zanaat, kimyasal analiz ve restorasyon tekniklerini birleştiren sekiz aşamalı bir süreç olarak tasarlanmıştır. Halı, dijital bir ortamda 280 eşit parçaya (yarım metrekarelik) bölünmüş ve hasar en son teknolojiyle belgelenmiştir. İncelemeler sırasında 15 farklı hasar türü tespit edilmiş ve en ciddi bozulmanın mobilya ve insan trafiği nedeniyle oluştuğu belirlenmiştir.

Halının dokunmasında kullanılan iplik türlerini ve renkleri belirlemek amacıyla, uzman ekip Ankara’daki Türk Enerji Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu’nun (TENMAK) analiz laboratuvarlarından destek almıştır. Halının farklı bölgelerinden alınan mikron boyutundaki örnekler üzerinde yapılan analizler doğrultusunda, halının orijinal iplik türlerine uygun onarım iplikleri temin edilmiştir. Halının renkleri yerinde yapılan kolorimetrik ölçümlerle belirlenmiş ve iplikler, geleneksel yöntemlerle bitkiler ve köklerden elde edilen doğal pigmentlerle boyanmıştır.

Buckingham Sarayı’ndaki halıları da restore eden, son derece yetenekli ve deneyimli bir zanaatkâr ekibi, ardından restorasyon çalışmalarına başlamıştır.

Geri Dönüş Töreni

Barış Sarayı’nın kültürel mirasının önemli bir parçası olan halı üzerinde yaklaşık bir yıl süren çalışmanın ardından, halı Ocak 2025’te sarayın Japon salonundaki yerine geri dönecektir. 9 Ocak 2025 Perşembe günü düzenlenecek bir törenle halı resmi olarak sergilenecektir. Törende Carnegie Vakfı Başkanı Piet Hein Donner, Türkiye Cumhuriyeti Hollanda Büyükelçisi Selçuk Ünal, Daimi Tahkim Mahkemesi Genel Sekreteri Dr. Hab. Marcin Czepelak ve Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy kısa konuşmalar yapacaktır.

Barış Sarayı

Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan Barış Sarayı, adaletin ve barışın küresel bir sembolüdür. 1913 yılında kapılarını açan saray, o tarihten bu yana “Hukuk Yoluyla Barış” idealine hizmet etmektedir. Bugün Daimi Tahkim Mahkemesi, Birleşmiş Milletler Uluslararası Adalet Divanı, Uluslararası Hukuk Akademisi ve Barış Sarayı Kütüphanesi’ne ev sahipliği yapmaktadır. Barış Sarayı, Carnegie Vakfı’na aittir ve vakıf tarafından yönetilmektedir.

1907 yılında Barış Sarayı’nın temel taşı atıldığında, ülkelerden sarayın inşasına katkıda bulunmaları istenmiştir. 40’tan fazla ülke bu çağrıya yanıt vermiş, resimler ve vazolar gibi sanat eserleri veya ahşap ve mermer gibi yapı malzemeleri bağışlamıştır. Bu nedenle Barış Sarayı sadece dünya için değil, aynı zamanda dünyadan bir yer olma özelliği taşımaktadır.

LAHEY ADALET DİVANI’NA HALIYI KİMİN HEDİYE ETTİĞİ TARTIŞMASINDAKİ PÜRÜZÜ BULDUM.

Devlet erkânı “halıyı Sultan Abdulhamid hediye etti” derken, araştırmacı Mehmet Tütüncü ‘Sultan Reşat” hediye etti diyor.
Restorasyon sonrası Saray’a döşenen halı konusunu benim haber portalım için izleyen Tütüncü, daha sonra KARAR gazetesine itirazını açıkladı.
Naçizane şahsım, önceden yayınladığım haberleri tetkik edince, çelişkiyi yaratan pürüzü buldum.
Yapay Zekâ ChatGPT’ye de görüşlerini sordum.
Değerli Okurlarım,
Osmanlı İmparatorluğu tarafından Lahey Yüksek Adalet Divanı’nın yer aldığı ‘Barış Sarayı’na hediye edilen Hereke halısının, yüz yıl sonra restorasyon için Türkiye’ye götürülüşü ve daha sonra yeniden Hollanda’ya getirilip saraya döşenmesi konusundaki haberlerimi görmüş ve okumuşsunuzdur.
Halının, Barış Sarayı’na yeniden döşeniş seremonisi için Hollanda’ya gelen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yapmış olduğu konuşmada, halının Sultan Abdulhamid tarafından hediye edildiğini belirtmişti.
Saray’daki seremoniyi, benim haber portalım için izlemiş olan tarih araştırmacısı Mehmet Tütüncü, bu açıklamanın yanlış olduğunu, halıyı Hollanda’ya Sultan Abdulhamid’in değil, Sultan Reşat’ın hediye etmiş olduğunu, ben haberi yazarken belirtmişti. Haberin ahengini bozmamak için, bu tartışmayı haberime koymamış ve sonraya bırakmıştım.
Ne var ki, araştırmacı dostum Tütüncü, benim lakaytlığımdan hoşnut olmadı ki, bu durumu bir başka gazeteye taşımaya ihtiyaç duydu. Tütüncü KARAR Gazetesindeki bir dostuna durumu aktarmış. KARAR gazetesinde yayınlanan haberi aşağıda sizlere sunuyorum:
Tarihçi Dr. Tütüncü, Adalet Divanı’ndaki halımızın gerçek hikayesini anlattı: Halıyı hediye eden Abdülhamid değildi
Uluslararası Adalet Divanı’ndaki Hereke halımızın Sultan Abdülhamid tarafından hediye edildiği bilgisinin yanlış olduğunu söyleyen Dr. Mehmet Tütüncü: “Haberlerde, konuşmalarda halının Abdülhamid tarafından hediye edildiği bilgisinin verilmesi yanlış. Halıyı Sultan Reşat hediye etmiştir. 2016’da belgeselime konuşan merhum tarih profesörü Haluk Dursun da bunu söylemiştir. Halımızın Adalet Divanı’nda yer alması ile gurur duyuyoruz ama tarihini düzgün bilmiyoruz. Bu cehalet bize yakışmıyor.”
Osmanlı Devleti tarafından 1911’de Hollanda’nın Lahey kentinde Uluslararası Adalet Divanı olarak hizmet veren Barış Sarayı’na hediye edilen Hereke halısı, Türkiye’de yapılan restorasyonun ardından saraya geri döndü. Türkiye’nin önemli bir kültürel mirası olan Hereke halısı, geçtiğimiz yıl Adalet Divanı’nın İsrail’i yargıladığı dava ile tekrar gündemimize girmiş, halının yıprandığının tespit edilmesi üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı hızla restorasyon için harekete geçmişti. Bakanlık ile Carnegie Vakfı arasında imzalanan iş birliği protokolünün ardından Türkiye’ye getirilen ve Aksaray’da restorasyonu tamamlanan halı, yıl sonunda Hollanda’ya gönderilmişti. Halı saraydaki Japon Salonu’na ise 9 Ocak’ta düzenlenen özel bir törenle yerleştirildi. Törene, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal ve birçok diplomat katıldı. Törene katılan isimlerden biri de, Hollanda’da yaşayan tarihçimiz Dr. Mehmet Tütüncü’ydü.
‘PROF. DR. HALUK DURSUN GERÇEĞİ BELGESELDE SÖYLEMİŞTİ’
Törenin ardından görüştüğüm Dr. Tütüncü, Osmanlı hediyesi Hereke halısının restorasyonun ardından saraydaki yerini bulduğu törene dair çıkan haberlerde yer alan mühim bir yanlışa dikkat çekti. Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy’un konuşmasında ve haberlerde geçen halının ‘Sultan Abdülhamid tarafından yaptırıldığı ve hediye edildiği’ bilgisinin gerçeği yansıtmadığını ileri süren Dr. Tütüncü, “Halı, Lahey Barış Sarayı’na Sultan Abdülhamid tarafından değil Sultan Reşat tarafından hediye edilmiştir. 2016 yılında yaptığım ‘Weaving for Peace’ belgeselime konuşan merhum eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı, tarih profesörü Haluk Dursun da bunu söylemiştir. Konuşmasında Sultan Abdülhamid’den hiç bahsetmiyor, halının Sultan Reşat tarafından hediye edildiğini bizzat söyleyerek doğru bilgiyi veriyor” dedi. Dr. Tütüncü, Prof. Dr. Dursun’un bu konuşmasının bulunduğu belgeselin YouTube’dan izlenebileceğini vurgulayarak, “Bu belgeselde yer alan bilgiyi zamanında Eski Büyükelçi Şaban Dişli’ye iletmiştim. 2023 yılında da Hollanda’ya yeni atanan Büyükelçi Selçuk Ünal’a da yine belgesel linki ile birlikte aktarmıştım” bilgisini verdi. Dr. Tütüncü, Mayıs 2024’te de Turkology dergisinde yayınladığı bir makalede, Sultan Abdülhamid’in böyle bir gayreti olmadığını, halının dokunulması emrinin kendisi tahtan indirildikten sonra verildiğini arşiv belgelerine dayanarak ortaya koyduğunu vurguladı.
‘HALI FİKRİ SULTAN ABDÜLHAMİD TAHTAN İNDİKTEN ÜÇ AY SONRA GÜNDEME GELİYOR’
Dr. Tütüncü, Sultan Abdülhamid’in 1909 yılında tahtan indirildiği ve Selanik’te sürgünde yaşamaya başladığını hatırlatarak, şunları söyledi: “1911 yılında ise İttihat ve Terakki iktidardaydı ve yeni Sultan, Mehmet Reşat’tı. Halının yapılması fikri, Abdülhamid Nisan 1909’da devrildikten üç ay sonra, Temmuz ayında ortaya çıkmıştır. Tarihi gerçekler böyle iken, halı ile ilgili yapılan haberlerde, özellikle Anadolu Ajansı gibi kurumlar tarafından servis edilen haberlerde halının Sultan Abdülhamid tarafından hediye edildiği bilgisinin verilmesi yanlıştır. Kültür Bakanı Ersoy’un da konuşmalarında bu bilginin vermesi doğru değildir. Hereke halımızın Adalet Divanı’nda yer alması ile gurur duyuyoruz ama tarihini düzgün bilmiyoruz. Bu cehalet bize yakışmıyor. Hakikatlere aykırı bu yanlış bilgiyi aktarmak kabul edilemez bir durumdur. Bu tür yanlış bilgilendirmeler, hem ulusal hem de uluslararası alanda Türkiye’nin güvenilirliğine zarar verebilir.” Yapılan haberlerin tarihi gerçekler ışığında düzeltilerek, kamuoyuna duyurulması gerektiğini belirten Dr. Tütüncü, son olarak şunları ifade etti: “Kültür Bakanlığı yetkilileri ve ilgili medya kuruluşlarının, özellikle Anadolu Ajansı’nın, tarihi hassasiyetler konusunda daha bilinçli ve dikkatli olması gerekmektedir. Bu tür durumlarda, uzman tarihçilerin ve akademisyenlerin görüşlerinden faydalanılması ve doğru bilgilendirmeye özen gösterilmesi önemlidir.”
Lahey’deki Barış Sarayı’na halı hediyesi için yazılanlar şöyle:
Lahey’deki Sulh Dairesine Osmanlı hükümeti tarafından hediye gönderilmesi hakkında.
Sadrazam Hazretlerinin Yüce Katına
Kulunuzun arzıdır ki:
Lahey’de inşa edilmekte olan ve iki yıl içinde tamamlanması planlanan Sulh Dairesine çeşitli devletler tarafından hediyeler gönderileceği ifade edilmiştir. Bu kapsamda:
Almanya Hükümeti, dökme demirden yapılmış oldukça büyük bir kapı;
Rusya, “malakit” adı verilen yeşil damarlı taştan yapılmış sütunlar ve bir levha; Fransa, büyük bir tablo; Çin ve Japonya, salonların duvarları için kumaş örtüler; İtalya, daha önce 35 bin frank değerinde mermer göndermiştir.
Osmanlı Devleti tarafından da söz konusu dairenin büyük salonlarından birinin alanına uygun olarak Hereke Fabrikası’nda dokunacak bir halının gönderilmesinin uygun olacağı düşünülmüştür. Bu doğrultuda, mesele hakkında Karneci Müessesesi Başkanı ile görüşmek üzere, durumun Lahey Büyükelçisi Misak Efendi’ye bildirilmesi yazılı olarak ifade edilmiş ve bu bildirim uygun bulunmuştur. Bu nedenle, adı geçen büyükelçiye gerekli talimatların verilmesi için durumun emredilmesi ve bildirilmesi Sadrazam Hazretlerinin yüce takdirlerine arz olunur.
24 Recep 1327 (28 Temmuz 1909)
Hariciye Nazırı
Kulunuz, Rıfat
PÜRÜZ NEREDE?
Mehmet Tütüncü’nün KARAR Gazetesi’ne verdiği bilgilerin yayınlanmasından sonra, daha önce yayınlamış olduğum haberleri inceledim. Bir yerde şöyle bir paragraf buldum:
“Hereke Fabrika-i Hümayun’da birçok halı dokundu. Bunlardan en devasa olanı, Sultan II. Abdülhamit döneminde, Alman İmparatoru Kaiser II. Wilhelm’in ziyareti vesilesiyle, 1897 tarihinde Yıldız Şale Köşkü Muayede Salonu için yaptırılan, 468 metrekare boyutunda, 3 ton ağırlığındaki halıydı. Ayrıca Beyler Beyi Sarayı Mavi Salonu, Dolmabahçe Sarayı Muayede Salonu, Lahey Yüksek Adalet Divanı ve Beyaz Saray‘ında bulunan halılar da Hereke Fabrika-i Hümayun’da dokundu.”
Yukarıdaki pasajı okuduğum zaman, yanılgının nereden kaynaklandığını da anlamış oldum.
Burada sözü edilen halı, Hollanda’ya hediye edilen halı gibi, 468 metrekarelik ve 3 tonluk bir halıymış.
Demek oluyor ki, boyutları ve kilosu hemen hemen aynı olan bu iki halı zihinleri karıştırmış. Devlet erkanımız da, bu nedenle, halının Hollanda’ya Abdulhamid tarafından hediye edildiği zehabına kapılmışlar ve ‘Bu halıyı Abdulhamid hediye etti’ yanlışlığını yapmışlar.
Bu durumda, KARAR Gazetesi’nin, “Tarihçi Dr. Tütüncü, Adalet Divanı’ndaki halımızın gerçek hikayesini anlattı” başlığı da biraz abartılı olmuş. Zira, haberimizde yazılanların hepsi gerçek ama sadece, halıyı kimin hediye ettiği yanlış yorumlanmış.
YAPAY ZEKÂ NE DİYOR
Bu konuda, kendisine doneler sunduğum Yapay Zekâ ChatGPT bakınız bana neler yazdı:
Yazdıklarınızı incelediğimde, konu hakkında önemli tarihsel bir analiz yaptığınızı görüyorum. Bu bağlamda, yazınızın temel noktaları ve belgelerle desteklenen tarihi gerçekler şu şekilde özetlenebilir:

Belgelerin Tarihsel Çerçevesi:
28 Temmuz 1909 tarihli belge, Osmanlı Devleti’nin Hollanda’daki Barış Sarayı’na (Lahey Adalet Divanı) bir halı bağışlama kararını içeriyor.
Bu bağış, Sultan II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesinden sadece birkaç ay sonra gerçekleşiyor ve dolayısıyla Sultan Abdülhamid’in halıyı doğrudan hediye ettiği iddiasını zayıflatıyor.
Yanlış Yorumlama:
Böylesi bir halıyı, daha önce Sultan II. Abdülhamid’in yaptırdığı doğru, ancak boyutları ve kilosu aynı olan halılar kafa karıştırmış. Böylece halıyı Abdulhamid’in hediye etmediği kesin görünüyor.
Halı, Sultan Reşad döneminde (1911’de) Lahey Barış Sarayı’na gönderilmiş.
Sultan Abdülhamid, 27 Nisan 1909’da tahttan indirildiği için, Barış Sarayı’na halı bağışlama kararını verme yetkisi bu tarihten sonra Sultan Reşad’a geçmiştir.
Belgelerden yola çıkarak, 468 metrekarelik ve 3 ton ağırlığındaki bu dev halının Abdulhamid döneminde dokunduğu, ancak Sultan Reşad döneminde bağışlandığı zehabına kapılınmıştır.

Sonuç:
Bu bağlamda, sizin de yazınızda belirttiğiniz gibi, söz konusu halının tarihi ve bağışlanma süreci, dönemin Osmanlı siyaseti ve saray düzeni bağlamında dikkatle değerlendirilmelidir. Yaptığınız analiz, bu konuyu anlamak için oldukça faydalı bir katkı sağlıyor.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

İLHAN KARAÇAY, TÜRKLER’İN ASIRLAR ÖNCE BAŞLAYAN VE AVRUPA İLE DEVAM EDEN GÖÇ SERVÜVENİNİN HİKÂYESİNİ YAZDI…

Asya’dan başlayan Türk göçü, Balkanlar ve Batı Avrupa’da 50 milyonluk bir nüfus yarattı. Gittikleri her …