Köşe Yazıları

Yarım Asırlık Çağrı…

Mustafa Temizer

GERÇEK EMPERYALİZM VE ZALİM İSRAİL (1)

Rahmetli bilge lider Aykut Edibali’nin öğrencileri, Millet Partisi ve Millet Derneği çatısı altında, yarım ası aşkın zamandır yaptıkları Milletim Uyan! çağrılarını ısrarla sürdürüyor. Yurdun dört bir köşesinde verdikleri haftalık ve aylık seminerlerle milletimizi uyarmaya devam ediyor.

Kayseri’de gerçekleşen seminerde emekli bürokrat Dr. Kadir Çetin, sadece milletimizin değil tüm insanlığın baş belası emperyalizmin ve beslemesi İsrail’in inanç ve hedeflerine, destekçilerine, tüm dünya insanlığına yaptıkları zulme dikkat çekti. Çetin şunları söyledi;

Emperyalizm; bir milletin diğer milletler ve insanlar üzerine hakimiyetini zorla kabul ettirip, beynelmilel bir siyasi yapı kurması demektir.

Yani emperyalizm, bir milletin kuvvet kullanarak hakimiyet kurmasının (zorbalığının) en son noktasıdır.  Ancak, emperyalizm ile hakimiyeti karıştırmamak gerekir. Emperyalizm gayri insanî, gayri ahlakî yani bâtıl ideolojinin (inancın) hakimiyetinin en üst noktasıdır.  (Özellikle Günümüz Afrika  Ülkeleri ve Az Gelişmiş Ülkelerin Durumu-Ruanda …)

Hak ideoloji ise emperyalizm doğurmaz, insanın bütün varlığı üzerinde Hak’kın hakimiyetini kurar. (Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü)

Emperyalizm, bâtıl ideolojinin meyvesidir.  Kapitalist ve komünist sistemler bâtıl ideolojilerin emperyalizme dönüşmesi manasına gelir.  Her iki sistem de aynı vehmin farklı iki tezahüründen başka bir şey değildir. J.J. Russeou ile K. Marks’ın hayallerinin dayandığı fikir aynı idi: İnsanı «Homo Ekonomicus» olarak tanımlamıştır… İnsanı hayvandan ayırmayan, ayırıcı hiçbir hususu kabul etmeyen kapitalizm ve komünizm, gerçekten aynı bâtıl ideolojinin bataklığında yetişmiştir.

İnsanı «iktisadi bir hayvan» olarak gören bu iki sistem insanın, eşyanın ve hayatın doğru izahına dayanmaz.  Bâtıl ideolojiler, emperyalizm tesis ettiği gibi bütün insanlığın buhrana, sefalete ve ıstıraba düşmesine yol açar. Emperyalizm, vahşi harplere vücut verir. İşte Doğu Türkistan’ın istiklal mücadelesi,  işte Libya, işte Irak, Suriye ve nihayet Filistin… Gerçek şudur ki; bu iki sistem aynı kaynaktan beslenen Siyonizm’in görünen yüzleridir.

Komünistler geçtiğimiz yüzyılda, kendi dünyalarının bir cennet olduğunu ilan ve iddia ediyorlardı! Komünist olmayan memleketlerin ise kapitalistler tarafından sömürüldüğünü ve zulme uğratıldığını söyleye geldiler. (1992 Özbekistan zyrt.)

Her iki sistemde yaşayan milletler, bugün huzursuzdur. İşkence, zulüm dünyayı kaplamış bulunmaktadır. Bunların sebebi ise Siyonizm’in dünyaya hâkim olma gayreti olarak görülmelidir.

Başta Doğu Türkistan’da , Orta-Doğuda ve özellikle Filistin’de devam edip giden zulüm, insanlığın yüz karasıdır. Bütün Müslüman milletler ve dünyanın büyük ekseriyetinin halkları da kapitalist sistemin sömürüsü altındadır.

Siyonizm

 Siyonizm: Tarihî İsrail Toprakları olarak tanımlanan topraklarda (Arz-ı Mevud) bir Yahudi devletinin asırlar sonra yeniden kurulmasını destekleyen, savunan ve Yahudi milliyetçiliğini temel alan ideolojik bir fikir hareketidir. Yahudiliğin dünya hakimiyeti ideali. Bu fikri kabullenen kişilere de Siyonist  denir. İşaya 61: 10-12; Hezekiel 34: 23.

Avusturya Yahudisi bir gazeteci olan Theodor HERZL, 1896 yılında yazdığı  Judenstaat (Yahudi Devleti) isimli kitabında Siyonizm’in kuruluşunu anlatmış ve 1897’de İsviçre’nin BASEL kentinde toplanan I. Siyonist Kongresi ile Dünya Siyonist Teşkilâtı’nın kuruluşunu gerçekleştirmiştir.

1897’ye kadar Yahudilerin, Filistin’de toplanması ve Yahudi devleti kurulması bir fikir iken,                            Siyonist Kongresinde bu fikir hedef haline getirilmiştir.

Bu Kongrede, hazırlanan Siyonist programını hayata geçirmek üzere ihtiyaç duyulan altyapının oluşturulması için finans desteğini sağlamak amacıyla bir fon kurulması kararlaştırılmıştır. Bu fonun, Filistin’de toprak satın alınması ve bu topraklarda bir devletin altyapısının oluşturulmasına harcanması kararlaştırılmıştır.

20. yy başından itibaren Filistin topraklarına yerleşmeyi sıkı takibe alan Dünya Siyonist Teşkilatı kurucusu Theodor Herzl, dönemin Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit ile de görüşür. Osmanlı’nın dış borçlarını ödeme mukabilinde Yahudilerin Filistin’e yerleşme isteği II. Abdülhamit tarafından geri çevrilir.

Ancak Osmanlı’nın yıkılışına giden son yıllarında ve 1. Cihan Harbinin ardından, 1917 yılından itibaren İngilizlerin Filistin’i işgali ile onların korumasında Yahudiler Filistin’e yerleşmeye başlarlar…

Yahudiler, İngiltere’nin himayesinde Filistin halkını terör ve baskı ile yerlerinden-yurtlarından çıkararak onların topraklarına sahip olurlar… (Devam edecek)

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu