Uzay çağında karanlık.. (Köşe yazısı 02.04.2015 Kayseri Star Haber)
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com
Günlerdir, Kayseri ağırlıklı Türkiye’nin ne hale getirildiğini, doğru dürüst hizmet yapılmadığını, pembe tablolar çizildiğini yazıyorum.
İster istemez bu köşeyi okuyanların yarısı bana kızıyor, yarısı daha fazlasını söylüyordu.
En basit bir örneği ise, Kayseri’de zaten tıkalı trafiğin, elektrik kesintisi ile ne hale geldiğini hep birlikte gördük. Toplu taşımanın, taşınmama ile eziyete dönüştüğünü, insanların çaresizliğini, vatmanların adeta kaçtıklarını, ilgililerin soruları yanıtsız bırakmalarını da.
Ama çoğu kişi bu elektrik kesintisini, ‘Bugün Tayyip Erdoğan, istediği olursa ülkeyi nasıl karanlığa sürükleyeceğini gösterdi. Üstelik, 7 Haziran’da yapılacak seçimler için bir prova yaptırdı. Artık, mahalli seçimlerdeki gibi belli yerlerdeki trafolara kedi girmez Sandıklar açıldığında, oy sayımı sırasında, Ülke genelinde böyle sistem arızası ile elektrikler kesilir. Sandıklar değişir. Bu 1 Nisan şakası değil ‘esprileri yaptı.
Tabi, ülkenin karanlıkta kaldığı gün, Türkiye milyonlarca dolar ekonomik kayba uğradı.
Birileri, Türk devleti ve milleti ile nasıl oynanacağını gösterdi.
Öncesinde, iki F-4 düşürüldü, 4 askerimiz şehit edildi. Hemen ardından F-4’ler kullanımdan kaldırıldı, yeni uçak alımları gündeme geldi.
Önemli görevlerdeki mühendislerimiz, ya intihar etti, öldürüldü ya da görevinden alındı.
İktidar partisi içindeki çekişmeler, zirvede tavan yaptı, dolar-altın uçtu, borsa çöktü. Sonra Başbakan, ‘Susun, konuşmayın’ diyerek sorunu çözdüğünü açıkladı.
Karanlıkta kalındığı gün, Doğu ve Güneydoğu’da gizlenen pek çok olay kayıtlara geçti.
Çağlayan Adliyesi’nde Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz rehin alındı, 9 saat sonra şehit edildi.
Bu olayda örgütte, gezi olaylarında öldürülen Berkin Elvan’ın adının gündeme getirilmesi de pek çok soruyu beraberinde getirdi.
Zaten ulaşımdaki kilitlenme, elektrik kesintisi ile halkı perişan etti. Yapılan hizmetlerin nasıl yarım-yamalak olduğunu gün yüzüne çıkardı.
Tabi, Türkiye geneli nasıl, neden, kimler tarafından karanlıkta bırakıldı ilgili bakan bile net açıklayamadı.
‘Sistem arızası, siber saldırı, her türlü olayı detaylı araştırıyoruz’ demekle yetindi, olayın adliyedeki eylemle bağlantılı olmadığınıda sık sık tekrarladı.”Enerji ihtiyacı, enerji arzı ile alakalı bir sıkıntı yok. O anda, arızanın olduğu zamanda da enerji vardı. Şu anda da var. 32 bin 33 bin megavatlar civarında şu anda pik noktası. Türkiye’nin 43 binler civarındaki pik durumda, yani en yüksek çektiği durumda bile enerji verebilecek kadar santrali var. Kurulu gücü 70 bin megavatlara geldi. Yani konuyu saptırmamak lazım” derken hem şaşkınlığını hem de çaresizliğini anlattı.
Aynı saatlerde Elektrik Mühendisleri Odası, elektrik kesintilerinin bazı özel santrallerin ‘fiyat düşüklüğü’ nedeniyle elektrik satmak istememesinden kaynaklanabileceği ortaya attı.
Türk Hacker grubu Ayyıldız TİM, elektrik kesintilerinin sebebinin siber saldırı olduğunu,14 yıla yakındır devleti ve kurumlarını bu konularda önlem almaları konusunda sürekli uyardıklarını kaydetti.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne tahsis edilen ve standartların üzerindeki bir bantta yer alan elektronik haberleşme frekans bandına dışarıdan sızmalar olduğu, özellikle Hava, Kara ve Deniz Kuvvetleri’nin kullandığı radar, haberleşme ve seyrüsefer sistemleri üzerinde engelleme, parazit ve kesintiye neden olan bu sızmanın, Türkiye’de ithalatı ve kullanımı yasak olan telsiz telefonlardan kaynaklandığı aynı gün haber sitelerine düştü. Yasaklanması istenen ve TSK’nın frekanslarına sızan telsiz telefonların hastane, okul, üniversite ve havalimanlarında kullanıldıkları belirlendi.
CHP milletvekili Refik Eryılmaz, Türkiye genelinde yaşanan elektrik kesintilerinin, İran ile son zamanlarda yaşanılan sıkıntılardan kaynaklandığını, doğalgazla ilgili bir sıkıntı olduğunu iddia etti.
CHP milletvekili Umut Oran’da, Başbakan’a verdiği soru önergesinde, bu hafta TBMM’ye nükleer santral yasa tasarısının geleceğine vurgu yaparak, “Bu elektrik kesintisi ile TBMM’den bu hafta geçirmeye çalıştığınız nükleer santral yasa tasarısı arasında herhangi bir ilişki var mıdır?” diye sordu ve ekledi.
“2014 yılının Kasım ayında ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) Çin’in ve “birkaç ülkenin” ABD’nin bütün elektriğini siber saldırıyla kesebileceğini duyurmuştu, benzeri bir risk Türkiye için de var mıdır?”
Tabi ülke karanlıkta kalırken, market, bakkal ve diğer satış noktalarında mum satışları arttı, borsada jenaratör üreten firmaların hisseleri zirve yaptı.
Radyolar nostalji yaşattı.
Öğrenciler ve gençler, teknolojiden, elektrikten mahrum kalınca, aileyi hatırladı, hepsinin önemini kavradı.
Emekliler, anne-babalar, muhalifler ‘İktidar memleketten ümidi kesince fişimi çektiler ne?’ diye espriler yaptı.
Bazı yazmayacağım komplo teorileride ortaya atıldı.
Ama, bu kesinti ile ortaya çıkan gerçek ise şu.
Hiç kimse, Uzay çağında, aydınlık bir Türkiye’yi, kendi oyunları, kapris ve kompleksleri, oy uğruna karanlığa sürüklemesin. Zirveye çıkardığı gibi indirmesini de bilir.
Şöyle uzak değil, yakın tarihe bakmaları yeterli.