Türkiye Aile Yapısı Araştırması (Köşe yazısı)

DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ
davutgulec@hotmail.com
Türkiye’de aile yapısı giderek bozuluyor.
Özellikle sığınmacılar, misafirler, Doğu Türkistanlılar,  Afganlılar, son olarak Ukraynalılar derken, hem dışarıdan alınan göçler hemde  hızlı iç göç nedeniyle huzursuzluk, geçmişte örnek alınan  gelenek-göreneklerimiz, adetlerimiz iyiden iyiye bozuluyor.
Hele hele, yabancıların  kontrolsüz, düşüncesiz ve verilen tavizlerle hızlı çoğalmaları gelecek için herkesi endişelendiriyor.
Bu kadar dedikten sonra Türkiye İstatistik Kurumu’nun son aile yapımıza yönelik araştırmasına değinmek ve verilerini paylaşmak istiyorum.
Hanedeki ev işlerinin genellikle kim tarafından yapıldığı incelendiğinde; evin badana/boyası hariç tüm işlerin genellikle bir hanehalkı ferdi tarafından üstlenildiği görüldü. Hanehalkı ferdi tarafından en fazla üstlenilen işler sırasıyla, %97,5 ile sofranın kurulup kaldırılması, %97,4 ile bulaşık yıkama (makineyle bile olsa) ve %97,0 ile akşamları çay servisi yapma oldu.
Hanehalkı ferdi olmayan kişilerin yaptığı hanedeki ev işleri göz önüne alındığında, hanehalkı ferdi olmayan kişiler tarafından en fazla yapılan ev işleri sırasıyla, %54,3 ile evin badana/boyası, %25,2 ile küçük bakım, onarım, tamir işleri ve %8,8 ile evin haftalık/aylık temizliği oldu.
Hanehalkı ferdi tarafından yapılan ev işleri cinsiyete göre incelendiğinde, ev işlerini genellikle kadınların üstlendiği görüldü. Kadınlar en fazla %94,4 ile çocuk bakımı, %85,6 ile çamaşır ve bulaşık yıkama (makineyle bile olsa), %85,4 ile yemek yapma ve evin günlük toplanması ve temizlenmesi işlerini üstlendi.
Hane ile ilgili konularda genellikle ortak karar alındı
Hanede ortak karar verilen seçilmiş konular incelendiğinde, en yüksek oranın sırasıyla %94,7 ile tatil biçimi ve yeri konusunda, %94,2 ile ailece ev dışında yapılan yeme içme ve eğlence gibi etkinliklerde ve %93,3 ile akrabalarla ilişkilerde olduğu görüldü.
Hanede seçilmiş konularda tek başına karar veren fertler cinsiyete göre incelendiğinde, erkeklerin tek başına kadınlara göre daha fazla oranla karar verdiği konular %8,2 ile harcamaların önceliklendirilmesinde ve %2,9 ile tatil biçimi ve yeri konusunda olduğu görüldü. Kadınların erkeklere göre tek başına daha fazla oranla karar verdiği konuların ilk üçünün %27,7 ile evde ne pişirileceği/yeneceği konusunda, %14,7 ile günlük alışveriş konularında ve %11,7 ile çocukların kılık kıyafet gibi ihtiyaçları konusunda olduğu görüldü.
En fazla hafta sonu akşam yemeğinde bir araya gelindiHanehalkı fertlerinin hafta içi ve hafta sonu öğünlerde hangi sıklıkla bir araya geldikleri incelendiğinde, en fazla hafta sonu ve hafta içi akşam yemeklerinde bir araya geldikleri görüldü. Hanehalkı fertlerinin hafta sonu akşam yemeğinde bir araya gelme oranı %81,9 iken hafta içi akşam yemeğinde bir araya gelme oranı %77,1 oldu.
Hanehalkı fertleri akşam yemeğinden sonra en fazla sabah kahvaltısında bir araya geldi. Hafta sonu sabah kahvaltısında bir araya gelme oranı %70,1 iken hafta içi sabah kahvaltısında bir araya gelme oranı %45,0 oldu. Hafta sonu öğle yemeğinde bir araya gelme oranı %59,9 iken hafta içi öğle yemeğinde bir araya gelme oranı %31,4 oldu.
İlk evliliklerin %36,9’u 20-24 yaş aralığında gerçekleşti Evli, eşi ölmüş ve boşanmış bireylerin ilk evlenme yaşları incelendiğinde, ilk evliliklerin %36,9’unun 20-24 yaş aralığında, %23,5’inin 25-29 yaş aralığında ve %16,5’inin 18-19 yaş aralığında gerçekleştiği görüldü.
İlk evlenme yaşı cinsiyete göre incelendiğinde, kadınların erkeklere göre daha erken yaşlarda evlendiği görüldü. Evliliğini 18 yaşından önce yapan erkeklerin oranı %4,4 iken kadınların oranı %24,2 oldu. İlk evliliğini 18-19 yaş aralığında yapan erkeklerin oranı %8,9 iken kadınların oranı %23,0 oldu. İlk evliliğini 20-24 yaş aralığında yapan erkeklerin oranı %39,6 iken kadınların oranı %34,6 oldu.
Kadınlar için uygun görülen ilk evlenme yaşı %47,8 ile 25-29 olarak belirtildi
Bireylerin kadın ve erkek için uygun gördükleri ilk evlenme yaşları incelendiğinde, erkekler için uygun görülen ilk evlenme yaşı %51,0 ile, kadınlar için uygun görülen ilk evlenme yaşı %47,8 ile 25-29 yaş aralığı olarak belirtildi.
Evliliklerin %56,8’i görücü usulü ile gerçekleşti
Evlilik deneyimi olan bireylerin (evli, eşi ölmüş ve boşanmış bireyler ile birden fazla evlilik yapmış olanların son evliliği dikkate alındığında) eş seçimini nasıl yaptıkları incelendiğinde, evliliklerin %46,1’i görücü usulü ve kendi rızasıyla, %34,9’u kendi kararı ve ailesinin rızasıyla, %10,7’si görücü usulü ve kendi görüşü sorulmadan aile kararıyla, %5,3’ü kaçma/kaçırılma ve %2,7’si kendi kararı ve ailesinin rızası dışında gerçekleştiği görüldü.
Evlilik deneyimi olan bireylerin eş seçimini nasıl yaptıkları cinsiyete göre incelendiğinde, görücü usulü ve kendi rızası ile evlenen erkeklerin oranı %45,9, kadınların oranı %46,3 iken görücü usulü ve kendi görüşü sorulmadan aile kararıyla evlenen erkeklerin oranı %8,6, kadınların oranı ise %12,5 oldu. Kendi kararı ve ailesinin rızası ile evlenen erkeklerin oranı %37,5, kadınların oranı %32,7, kendi kararı ve ailesinin rızası dışında evlenen erkeklerin oranı %2,6, kadınların oranı ise %2,8 oldu.Evlilik deneyimi olan bireylerin eş seçimini nasıl yaptıkları öğrenim durumuna göre incelendiğinde, bireylerin öğrenim durumu yükseldikçe kendi kararı ile evlenenlerin oranının arttığı, görücü usulü ile evlenenlerin oranının ise azaldığı görüldü. Bir okul bitirmeyenlerin içinde kendi kararı ve ailesinin rızası ile evlenen bireylerin oranı %10,3 iken yüksekokul, fakülte, üniversite, yüksek lisans/doktora mezunu bireylerin içinde kendi kararı ve ailesinin rızası ile evlenen bireylerin oranı ise %71,7 oldu.Evlenirken evlilik sözleşmesi yapanların oranı %1,4 oldu
Evlenirken yapılan törenler incelendiğinde, kız isteme %89,9, söz kesme %86,1, nişan %81,8, kına gecesi %84,4, gelin alma %84,0, gelin/damat hamamı %8,4, başlık parası verme/alma %13,3, düğün %87,7, bekarlığa veda partisi %3,0, çeyiz serme %60,3 ve bohça hazırlama %64,5 oranında yapıldı. Evlilik sözleşmesi oranı ise %1,4 oldu.
En önemli evlenmeyi düşünmeme nedeni eğitim hayatına öncelik vermek oldu
Önümüzdeki 3 yıl içerisinde evlenmeyi düşünmeyen ya da kararsız olan boşanmış, eşi ölmüş ya da hiç evlenmemiş 15 ve daha yukarı yaştaki bireylerin oranı %80,1 oldu. Bu bireylerin %29,5’i eğitim hayatına öncelik verdiği için, %11,9’u maddi kazancı yeterli olmadığı için ve %10,2’si evlenmek için uygun biriyle karşılaşmadığı için evlenmeyi düşünmediğini belirtti.
Evlenmeyi düşünmeme nedenleri cinsiyete göre incelendiğinde, en önemli neden her iki cinsiyette de eğitim hayatına öncelik vermek oldu. Bu oran, erkekler için %29,8, kadınlar için %29,3 oldu. Erkekler için eğitim hayatına öncelik verme nedeninden sonra gelen evlenmeyi düşünmeme nedenleri %22,5 ile maddi kazancın yeterli olmaması, %11,2 ile iş garantisinin olmaması oldu. Kadınlar için eğitim hayatına öncelik verme nedeninden sonra gelen evlenmeyi düşünmeme nedenleri %11,5 ile sağlık sorunları, %11,1 ile evlenmek için uygun biriyle karşılaşmadığı oldu.
Eşler arasında en fazla harcamalar konusunda sorun yaşandı
Eşi ile sorun yaşadığını belirten evli bireylerin sorun yaşadıkları seçilmiş konular incelendiğinde, bireylerin %5,6’sı harcamalar, %5,5’i ailece birlikte vakit geçirmeme, %4,9’u gelirinin yeterli olmaması, %3,7’si ev ile ilgili sorumluluklar ve %3,6’sı sigara alışkanlığı ile ilgili konularda sıklıkla veya her zaman sorun yaşadı.
En önemli boşanma nedeni sorumsuz ve ilgisiz davranma oldu
En az bir kez boşanmış bireylerin (görüşme sırasındaki medeni durumuna bakılmaksızın ve birden fazla boşanmış bireylerin son boşanma olayına göre) boşanma nedenleri incelendiğinde, %32,2 ile sorumsuz ve ilgisiz davranma ilk sırada yer aldı. Bu boşanma nedenini %14,1 ile aldatma, %9,8 ile evin ekonomik olarak geçimini sağlayamama ve %8,1 ile dayak/kötü muamele izledi.
Boşanma nedenleri cinsiyete göre incelendiğinde, boşanmış erkeklere ve kadınlara göre en önemli boşanma nedeni eşlerinin sorumsuz ve ilgisiz davranması oldu. Bu oran, erkeklere göre %41,2, kadınlara göre %24,2 oldu. Erkeklere göre sorumsuz ve ilgisiz davranmadan sonra en önemli boşanma nedenleri %11,0 ile aile büyüklerinin aile içi ilişkilere karışması ve %9,7 ile evin ekonomik olarak geçimini sağlayamama oldu. Kadınlara göre sorumsuz ve ilgisiz davranmadan sonra en önemli boşanma nedenleri ise %19,3 ile aldatma ve %14,6 ile dayak/kötü muamele oldu.
Eğitime devam etmek istemesine rağmen eğitimini yarıda bırakan kadınların oranı %10,6 oldu
Eğitime devam etmek istemesine rağmen (üniversite dahil) eğitimini yarıda bırakan bireylerin oranı %11,6 oldu. Erkeklerde bu oranın %12,7, kadınlarda ise %10,6 olduğu görüldü.
Eğitime devam etmek istemesine rağmen eğitimini yarıda bırakan bireylerin eğitimi yarıda bırakma nedenleri cinsiyete göre incelendiğinde, erkeklerin %61,8’i ve kadınların %36,4’ü ekonomik nedenlerle eğitimini yarıda bıraktı. Erkeklerin %20,3’ü eğitimde başarısızlık, kadınların ise %28,8’i ailenin izin vermemesi nedeni ile eğitimini yarıda bıraktı.
Kadının çalışması ve sosyal hayata katkı sağlaması önemli bulundu
Kadınların çalışması ile ilgili bireylerin algıları incelendiğinde, kadının çalışması ve sosyal hayata katkı sağlamasının değerli olduğunu düşünenlerin oranı %82,6 iken kadının asli görevinin çocuk bakımı ve ev işleri olduğunu düşünenlerin oranı ise %35,8 oldu.
Bireylerin %83,1’i çocukların anne ve babasına yaşlılıklarında bakması gerektiğini düşündü
Çocuk ile ilgili bireylerin algıları incelendiğinde, bireylerin %83,1’i çocukların anne ve babasına yaşlılıklarında bakması gerektiğini düşündü. Çocuğun anne ve babanın itibarını artırdığını düşünen bireylerin oranı %80,4, çocuğun bir işi olduğunda anne ve babasına maddi katkı sağlaması gerektiğini düşünen bireylerin oranı %66,9 ve neslin (soyun) devamının sadece erkek çocuk ile sağlandığını düşünen bireylerin oranı ise %28,8 oldu.
Bireylerin %30,7’si yaşlandıklarında evde bakım hizmeti alarak yaşamayı istediklerini belirtti
Bireylerin kendilerine bakamayacak kadar yaşlandıklarında nasıl yaşamayı tercih ettikleri incelendiğinde, %30,7’si evde bakım hizmeti almayı, %27,5’i çocuklarının yanında kalmayı, %15,0’i ise huzurevi/bakımevine gitmeyi istediğini belirtti.
Yaşlı bireylerin (65 ve daha yukarı yaştaki kişilerin) kendilerine bakamayacak kadar yaşlandıklarında nasıl yaşamayı tercih ettikleri incelendiğinde, %46,0’sı çocuklarının yanında kalmayı, %31,6’ı evde bakım hizmeti almayı, %10,3’ü ise huzurevi/bakımevine gitmeyi istediğini belirtti.
Yaşlı bireylerin, çocukları tarafından haftada birkaç kez ziyaret edilme oranı %56,7 oldu
Çocukları ile aynı evde yaşamayan 60 ve daha yukarı yaştaki bireylerin çocukları tarafından ziyaret edilme sıklığı incelendiğinde, haftada birkaç kez ziyaret edilme oranı %56,7 iken hiçbir zaman ziyaret edilmeme oranı %1,4 oldu.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

HOLLANDALILAR’IN, ŞÜKRAN BORCU OLARAK ÜRETTİKLERİ ATATÜRK VE İSTANBUL TÜRÜ LALE, BAHARIN ZARİF MÜJDECİSİ, AŞKIN VE ROMANTİZMİN SEMBOLÜDÜR.

https://www.ilhankaracay.com/dunyamizdan-ahirete-goc-eden-unlu-dostlar-ile-anilarim-2/ İlhan KARAÇAY yazdı: Lahey Büyükelçiliğimizin bahçesine, soyu tükenmekte olduğu sanılan İstanbul Lalesi’nden 100 soğan …