Türk Eczacıları Birliği “Salgınla mücadele edebiliriz ama işsizlikle değil. 1 Temmuz’da YÖK’ün önündeyiz” açıklaması yaptı. Açıklama şöyle.
Tüm dünyayı etkileyen COVID-19 salgını süresince eczacılar, bütün sağlık çalışanları gibi en büyük riskleri alarak mücadele ettiler. 52 meslektaşımızı 20 eczane çalışanımızı kaybettik. Bu mücadelemizin ödülü, mesleğimizin geleceğini riske atmak olmamalı.
Bundan sadece 23 gün önce “Kabul Etmiyoruz!” başlıklı bir basın açıklaması yazmış, yeni açılan eczacılık fakültelerine ilişkin isyanımızı dile getirmiş, mesleğimizin geleceğinden endişe duyduğumuzu ifade etmiştik. Bugün ise Fenerbahçe Üniversitesi’nde yeni bir eczacılık fakültesi açılacağını öğrenmiş bulunmaktayız. Bugün itibariyle eczacılık fakültesi sayısı 57’ye yükselmiş oldu.
Defalarca dile getirdik: Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı Sağlıkta İnsan Kaynakları 2023 Vizyonu’na göre 2023 yılında eczacı ihtiyacı 32 bin 900. Hâlihazırda bu sayı ise 41 bini geçmiş durumda. Peki, bu tabloya rağmen yeni eczacılık fakülteleri açmaktaki ısrar neden? Bir mesleğin geleceğini tehlikeye atmakta, gençleri işsizlikle karşı karşıya getirmekte, ülkenin kaynaklarını plansızca kullanmakta neden ısrar ediliyor? Bu soruları soruyor, ancak yanıt bulamıyoruz. Yanıt aradığımız kapılar da açılmıyor.
O zaman biz de kapıda bekleyeceğiz. Bir mesleğin geleceği neden karartılıyor, gençlerin hayalleriyle neden oynanıyor, bu açıklanana kadar kapılarınızı aşındırmaya devam edeceğiz.
Türk Eczacıları Birliği olarak mesleğimize, mesleğimizin geleceğine sahip çıkıyor ve 1 Temmuz Perşembe günü YÖK’ün önünde buluşma çağrısında bulunuyoruz. Siyah çelengimizle orada olacağız, çünkü bu tabloda gerekli düzenlemeler yapılmazsa mesleğimizin geleceği koskoca bir karanlıktan ibaret olacak.
