6 ŞUBAT DEPREMİ: Halil Ceylan ‘Aynı ihmallerden aynı acıları yaşamamak için kaybedecek tek bir günümüz yok’ diğer deprem haberleri…
6 Şubat Depremlerinin 1. Yılı nedeniyle bir basın açıklaması yapan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Kayseri Temsilci yardımcısı Halil Ceylan ‘aynı ihmaller nedeniyle bir daha aynı acıları yaşamamak için kaybedecek tek bir günümüzün bile olmadığını hatırlatıyoruz’ dedi ve şunları söyledi.
Resmi verilere göre 50 binden fazla insanımızı yitirdiğimiz, yaklaşık 40 bin binanın yıkıldığı, 200 binden fazla binanın ise ağır hasar aldığı 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki 6 Şubat 2023 Depremlerinin üzerinden 1 yıl geçti.
Şüphesiz 6 Şubat depremleri büyüklüğü, şiddeti, yıkıcılığı ve ivmeleri açısından yer bilimcilerin ve sismologların da beklentisini aşan depremlerdir. Oldukça geniş bir coğrafyada etkili olan, can ve mal kaybının bu kadar büyük olduğu 6 Şubat depremlerinin, toplumsal bir travma olarak uzun yıllar etkisini sürdüreceği de bir gerçektir.
Böylesi sarsıcı bir afetin ardından beklenen ve de olması gereken hiç şüphesiz, bugüne kadar alınmamış tedbirlerin alınması için derhal harekete geçilmesi, güvenli ve sağlıklı yapılaşma için bilim çevrelerinin, meslek odalarının önerilerinin hayata geçirilmesidir. Ancak geride kalan 1 yıla dönüp bakıldığında ne yazık ki geleceğe umutla bakmamızı sağlayacak ciddi bir çalışmanın yapıldığını söylemek pek mümkün olmamaktadır.
Evet, Şubat 2023 Depremlerinin tarihimizin en büyük depremlerinden biri olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu kadar büyük ve yaygın depremler karşısında kayıpları sıfıra indirmek belki mümkün olmayabilirdi fakat ortaya çıkan yıkımın ve kayıpların böylesi dehşet verici seviyelerde olmasının önüne geçmek pekâlâ mümkündü.
Dünyada her yıl ortalama olarak Richter ölçeğine göre 7.0 ve üzeri 19 deprem olmaktadır. Ancak bunlardan sadece bazılarının yıkıcı etkisi olmaktadır. Bu etki depremin niteliğinden çok gerçekleştiği bölgedeki yaşam alanlarının maalesef kırılganlığından kaynaklanmaktadır.
Ülkemiz ise yaşam alanlarının kırılganlığı açısından dünyada en olumsuz örneklerden birini oluşturmaktadır. Çünkü ülkemiz ortalama olarak her 1,5 yılda yıkıcı sonuçları olan depremleri yaşamasına rağmen bir türlü gerekli adımlar atılmamaktadır.
Ülkemizde milat olarak kabul edilen Marmara depremlerinden buyana geçen 24 yıllık zaman diliminde atılan adımlar, yapılması gerekenlerin yanında son derece zayıf kalmıştır. Son yıllarda Elazığ ve İzmir’de meydana gelen göreli olarak sınırlı depremlerde bile ortaya çıkan yıkımın boyutları adeta birer uyarı niteliğinde olmasına rağmen depreme hazırlık konusunda zafiyetler görmezden gelinmiş, sonuçta Şubat 2023 Depremlerinin büyüklüğü bahane edilerek yüzbinlerce konutun yıkımı veya ağır hasarlı hale gelmesi ilahi takdirle izah edilmiştir.
Afet sonrası arama-kurtarma, yardım ulaştırma, beslenme ve acil barınma ihtiyaçlarını karşılama çalışmalarında kamu gücünün sınıfta kaldığı, geçmiş depremlerden ders alınmadığı tüm kamuoyunun malumudur. Yurttaşlarımızın dayanışma bilinci ve gönüllü çalışmalarının büyük katkısıyla depremin ilk elden yaralarının sarılması konusunda eksiklikler giderilmeye çalışılmış olsa da afete müdahalenin devamındaki aşamalarında da kriz yönetilememiştir.
Geçici yerleşim alanlarının kurulması, enkaz kaldırma işlemleri, ulaşım, elektrik, su, kanalizasyon, haberleşme gibi altyapı hizmetleri, depremin üzerinden aylar geçmesine rağmen sağlanamamıştır. Depremlerin 1. yılını geride bırakırken depremin en çok etkilediği Antakya başta olmak üzere deprem bölgesinde barınma, beslenme, sağlık, hijyen, içme suyu, eğitim gibi en temel insani ihtiyaçlara yönelik sorunlar hala devam etmektedir. Yıkılmayı bekleyen ağır hasarlı yapılar insan hayatını tehlikeye sokmaya devam ederken, kontrolsüz bir şekilde yürütülen enkaz kaldırma işlemleri çevreye ve insan sağlığına zararlar vermekte, enkaz toplama alanları ise içme suyu kaynaklarını kirletmesi bakımından ciddi riskler oluşturmaktadır.
Afet sonrasının ileriki çalışmalarının ise, şeffaflık ve katılımcılık ilkeleri çerçevesinde yürütüldüğünü söylemek pek de mümkün değildir. Bir yandan şehirlerin yeniden kurulması, yeni yerleşim alanlarının oluşturulması, konut ve işyeri ihtiyacının karşılanması konularında seçim öncesi verilen taahhütlerin ötelendiği görülürken, diğer yandan yapılan çalışmaların da sağlıklı kentleşme ve güvenli yapılaşma açısından (yer seçiminden inşa kalitesine kadar) kaygı verici örnekler içermektedir.
Ayrıca siyasi iktidarın deprem sonrası kentlerin yeniden ayağa kaldırılması, hayatın normale döndürülmesi doğrultusunda 319 binini 1 yıl içerisinde teslim etmek kaydıyla 650 bin konutun yapılacağı yönündeki beyanlarının oldukça gerisinde kaldıkları görülmektedir.
Aşağıda Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının hasar tespit raporlarına ve TOKİ’nin resmi internet sitesinde yayınlanan bilgilere göre hazırlanan tablo yer almaktadır.
Bu tabloya göre, orta ve hafif hasarlı yapılar hariç olmak üzere, deprem bölgesindeki 11 il kapsamında yıkılan veya yıkılacak olan (konut, işyeri vb. dahil olmak üzere) toplam 674.416 bağımsız bölüm bulunmaktadır. Siyasi yetkililerin 650 bin konut yapılacağına dair ifadeleri bu ihtiyaca yöneliktir.
Son 1 yılda TOKİ tarafından ihalesi yapılmış konut miktarı ise toplamda 108.936 adettir. Bu ihalelerin toplam bedeli 203.973.988.559,00 Türk Lirasıdır. Bunlardan bir kısmının inşasına henüz hiç başlanmamış olmakla birlikte, tamamlanma oranı %70’in üzerinde olan konut sayısı 25.119 adettir. Yani kısa vadede bitirilip teslim edilebilecek konut miktarı TOKİ verilerine göre 25 bin civarındadır. Bu durum siyasilerin geçen yıl verdikleri sözlerin veya ortaya koydukları hedefin ancak %8’ine tekabül etmektedir.
İL GENELİ | YIKIK BAĞIMSIZ BÖLÜM | ACİL YIKILACAK BAĞIMSIZ BÖLÜM | AĞIR HASARLI BAĞIMSIZ BÖLÜM | YIKILMIŞ VEYA YIKILACAK TOPLAM | 6 ŞUBAT SONRASI İHALESİ YAPILAN KONUT SAYISI | TAMAMLANMA ORANI %70’İN ÜZERİNDE OLAN KONUT SAYISI |
ADANA | 383 | 302 | 5.965 | 6.650 | 3.191 | 511 |
ADIYAMAN | 14.833 | 6.497 | 44.038 | 65.368 | 4.629 | 297 |
DİYARBAKIR | 490 | 453 | 14.672 | 15.615 | 5.156 | 1.250 |
ELAZIĞ | 101 | 211 | 24.172 | 24.484 | 1.869 | 1.869 |
GAZİANTEP | 8.561 | 6.677 | 30.520 | 45.758 | 18.826 | 7.149 |
KAHRAMANMARAŞ | 20.381 | 13.843 | 78.953 | 113.177 | 19.576 | 7.042 |
MALATYA | 14.565 | 9.009 | 82.563 | 106.137 | 13.989 | 3.973 |
HATAY | 41.290 | 37.503 | 180.181 | 258.974 | 31.654 | 1.185 |
KİLİS | 623 | 189 | 2.736 | 3.548 | 1.854 | 756 |
OSMANİYE | 1.518 | 2.296 | 17.002 | 20.816 | 3.723 | 190 |
ŞANLIURFA | 873 | 1.271 | 11.745 | 13.889 | 4.469 | 897 |
674.416 | 108.936 | 25.119 |
Kuşkusuz ki kalıcı konutların bir an önce yapılıp teslim edilmesi bölgede hayatın normale dönmesi açısından çok önemlidir. Ancak yeterli değildir. Sorun sadece insanların başını sokacakları bir çatıya sahip olmaları değildir. Sağlıklı ve güvenli bir yuvaya sahip olmak planlı ve denetimli bir yapılaşmayı gerektirir. Yer seçimi yanlışlıklarından, sorunlu imalatlara kadar pek çok konu geçtiğimiz aylarda kamuoyunun dikkatini çekmiştir. Bu durum denetim ve planlama hizmetlerinin yeterince yapılamadığı kuşkusunu doğurmaktadır.
Bir yapının deprem karşısında ayakta kalması gerekli şarttır fakat yeterli şart değildir. Bir yapı, mekanik ve elektrik tesisatlarından yalıtımlarına, kapısı-penceresinden mutfağına, çevre düzenlemesinden peyzajına kadar pek çok unsur ile sağlıklı bir yapı niteliğine bürünür. Bunlar için de nitelikli malzeme ve işçilik gerekir. Teslim edilecek her konut eksiksiz ve nitelikli olarak bu unsurları içermek zorundadır.
Her büyük depremde olduğu gibi bu depremlerde de yaşanan yıkımın teknik nedenlerini 6 ana başlıkta sıralaya biliriz. Birincisi, Zayıf Zemin Koşulları, ikincisi Malzeme Zafiyetleri, üçüncüsü Konstrüktif Zafiyetler, dördüncüsü Yapı Düzensizliklerinin Yarattığı Hasarlar, beşincisi Sonradan Yapılan Bilinçsiz Tadilat ve Müdahaleler, altıncısı ise Yıpranmışlık ve Bakımsızlıktır. Bu sebeplerin birden fazlasının bir araya gelmesi hasar ve yıkım oranlarını artırmaktadır.
Ancak her depremde aynı sebeplerden dolayı can kayıpları ve yıkım ortaya çıkıyorsa ortada tüm bu teknik sorunların üstünde Sistemsel Zafiyetler var demektir ve siyasi irade bu sorumluluğu üstlenmekten ısrarla kaçınmaktadır. Sorumluluktan kaçınmak bir yana yapılaşma sistemini ve kültürünü değiştirmek için hiçbir anlamlı adım atmamaktadır.
Ülkemizin 10 milyonluk yapı stokunda önemli oranda riskli yapı bulunmaktadır ve bu durum on yıllardır bilinip söylenmektedir. İlave olarak birkaç yılda bir çıkarılan imar aflarıyla riskli yapı stoku daha da şişirilmektedir. Ayrıca her yıl 100 bin civarında yeni yapı inşa edilmektedir. Yeni yapılan bu yapıların sağlıklı ve güvenli olduğu konusunda hala derin kuşkular vardır. Çünkü tarımsal alanlara ve zemini sorunlu bölgelere yüksek katlı ve yüksek yoğunluklu imar izinleri verilmekte, emsal artışlarıyla kentler yoğunlaştırılmakta, mühendislik hizmetleri kağıt üzerinde kalmakta, yapı üretimi ve denetimi serbest piyasanın kuralsız kârlılık hesaplarına teslim edilmektedir.
Kamu binalarının sorunları da aynıdır. 530 bin civarında olduğu tahmin edilen kamu binalarının envanteri çıkarılabilmiş değildir. Başta Okullar, Hastaneler, Yurtlar, Hizmet Binaları, Spor Tesisleri ve diğer tüm kamu binalarının deprem güvenlikleri belirsizdir.
Bütün bu olumsuzlukların sonucunda her deprem mevcut yapı stokumuz içindeki bu riskli yapıları bulup tahrip etmektedir. Bunun insani, maddi ve çevresel kayıpları korkunç boyutlarda olmaktadır.
Yapılması gereken mevcut yapı stokumuzdaki riskleri tespit edip yenilemek veya güçlendirmek ve ayrıca yeni bir yapılaşma düzeni getirmektir.
Bir yapı, mülkiyeti ister devlette, ister gerçek kişilerde, isterse özel kuruluşlarda olsun doğrudan toplumun güvenliğini, tarihini, kültürünü, konforunu, ekonomisini ve çevresini etkileyen/ilgilendiren bir varlıktır. Bu özelliklerinden dolayı yapılar bir kamusal varlıktır. İnşasına da, denetimine de bu perspektifle bakılması gerekir.
Sonuç olarak;
6 Şubat Depremleri coğrafyamızın tanık olduğu ilk büyük deprem olmadığı gibi son da olmayacaktır. Ne zaman nerede büyük bir depremin meydana geleceği bilinmemekle birlikte felakete dönüşmesini önlemek için ivedilikle hayata geçirilmesi gerekenler bellidir.
- Öncelikle sağlam, kararlı ve istikrarlı bir siyasi irade ile kamunun ihtiyaç ve menfaatlarını gözeten, meselelere bütüncül ve bilimsel bakabilen politik bir anlayışa ihtiyaç vardır.
- Afetlere hazırlık çalışmaları kaynak ve zaman gerektiren uzun soluklu çalışmalardır. Yani siyasi kadroların ihtiyaç duyduğu ve kendi dönemlerinde yapıp bitirebilecekleri gösterişli yapılar/faaliyetler olma özelliğine sahip değildir. Dolayısıyla gerek merkezi, gerekse yerel yöneticilerin esnetip gevşetemeyeceği yasal düzenlemeler yapılmalı, kaynakların doğru ve yerinde kullanımı için önlemler alınmalı, aksine davranışların hukuki ve cezai yaptırımları olmalıdır.
- Rant odaklı imar düzeni ile yapılaşmada kuralsızlığın ve cezasızlığın hakim olması kaçak yapılaşmanın önünü açmakta bunun sonucunda da imar afları zorunlu hale gelmektedir. Unutulmamalıdır ki, yozlaşma kültürü büyükten başlayıp küçüğe doğru yayılmaktadır. Sermaye gruplarının, “güçlü” kesimlerin inşaatlarına göz yumup tam tersine özel düzenlemelerle hukukileştirmeye çalışılması toplumun geneline emsal teşkil etmektedir. İmarda kural kuraldır. Merkezi ya da yerel siyasi/iktisadi aktörlerin çıkarlarına göre delinmemelidir.
- Ülkedeki riskli yapı stoku belirlenmeli, yapı envanteri çıkarılarak belirli bir risk sırası ile tüm binaların deprem güvenliğinin belirlenmesi zorunlu hale getirilmelidir.
- Kentsel dönüşümde kamu yararı gözetilmeli, rant odaklı kentsel dönüşüm anlayışı terk edilmelidir. Dönüşüm sosyal, ekonomik ve mekânsal gelişmenin bir bütünü olarak ele alınmalıdır.
- Yetkin mühendislik uygulaması muhakkak hayata geçirilmelidir. İnşaat mühendisliğinin ilgi alanına giren konularda halkın güvenli yaşam hakkının korunması ve mühendisliğin gerekliliklerinin yerine getirilmesi amacıyla bilgili, deneyimli ve etik kurallara bağlı mühendisler eliyle yapılabilmesi için, meslek kuruluşlarının sorumluluğunda yetkin mühendislik uygulamasına geçilmelidir.
- Mevcut Yapı Denetim Yasası’nın öngördüğü, ticari yanı ağır basan yapı denetim şirketi modeli yerine; mesleğinde yetkin yapı denetçilerinin faaliyetlerine dayalı, meslek odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir model hayata geçirilmelidir. Proje denetimi ve yapı denetimi birbirinden ayrılmalı, Proje Denetimi doğrudan kamu tarafında ve yetkin mühendisler eliyle yapılmalı, Yapı Denetim Kuruluşları ve Laboratuvarları doğrudan kamuya karşı sorumlu olmalı ve onun denetiminde çalışmalıdır.
6 Şubat Depremlerinde hayatını kaybeden yurttaşımızı bir kez daha saygıyla anıyor, aynı ihmaller nedeniyle bir daha aynı acıları yaşamamak için kaybedecek tek bir günümüzün bile olmadığını hatırlatıyoruz.
AK Parti Kayseri İl Başkanı Fatih Üzüm’den Asrın Felaketi Yıl Dönümü Mesajı
AK Parti Kayseri İl Başkanı Fatih Üzüm Asrın Felaketinin Yıl Dönümü dolayısıyla yayımladığı mesajda, “Böyle bir acının ülkemizde ve dünyada bir daha yaşanmamasını temenni ediyor, depremde kaybettiğimiz vatandaşlarımızı rahmetle anıyor, yakınlarına ve aziz milletimize sabr-ı cemiller niyaz ediyoruz.” dedi. AK Parti Kayseri İl Başkanı Fatih Üzüm, Asrın Felaketi’nin Yıl Dönümü dolayısıyla yayımladığı mesajda şu ifadeleri kullandı: “Asrın felaketinin yıl dönümünü büyük bir hüzün ve acıyla anıyoruz. Unutmadığımız, asla unutamayacağımız tarihimizin en büyük depremlerinden biri olan asrın felaketinin yıl dönümündeyiz. 06.02.2023 günü, saat 04:17’de merkez üssü Kahramanmaraş Pazarcık olan 7.7 büyüklüğünde ve saat 13:24’de merkez üssü Kahramanmaraş Elbistan olan 7.6 büyüklüğünde iki büyük ve yoğun yıkıcı deprem yaşadık. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, afetzede kardeşlerimizin yaralarını sarmak için Türkiye ve Kayseri olarak canla başla mücadele ettik. Böyle büyük bir acının ülkemizde ve dünyada bir daha yaşanmamasını temenni ediyor, depremlerde hayatını kaybeden tüm deprem şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır, yaralılarımıza da acil şifalar diliyoruz.”BAŞKAN BÜYÜKKILIÇ: “YÜZYILIN AFETİ, YÜZYILIN DAYANIŞMASINA DÖNÜŞTÜ”
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, merkez üssü Kahramanmaraş olan ve yüzyılın afeti olarak nitelendirilen 7,7 ve 7,6’lık depremlerin yıl dönümünde yayımladığı mesajında, devlet millet el ele, birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde, yüzyılın afetinin yüzyılın dayanışmasına dönüştüğünü söyledi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç mesajında, “Asrın Felaketi” olarak nitelendirilen Kahramanmaraş depremlerinin üzerinden 1 yıl geçse de acısının halen taze olduğunu belirterek, depremin yaralarını sarmak adına gıdadan giyime, alt yapıdan temizlik hizmetlerine, sağlık hizmetlerinden, konteyner kent ve çarşıya kadar yardım ve hizmetleri depremin ilk anından itibaren gerçekleştirdiklerini ifade etti.
Başkan Büyükkılıç, “Ülkemizde, Kahramanmaraş merkezli 11 ilin etkilendiği, on binlerce vatandaşımızın hayatını kaybettiği ve yaralandığı asrın en büyük felaketlerinden biri olan 6 Şubat depremlerinin yıl dönümündeyiz. Ülkemiz, maalesef dünyanın en aktif ve en çok araştırmalara konu olan deprem kuşaklarından birinin üzerinde yer alıyor. 1 yıl önce meydana gelen ve on binlerce vatandaşımızın yaşamını yitirmesine ve yaralanmasına yol açan bu deprem, milletimizin ve tüm insanlığın yaşadığı en acı felaketlerden biri oldu. Depremlerde hayatını kaybeden canlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına bir kez daha başsağlığı diliyorum. Yaralılarımıza Allah’tan şifalar ve geçmiş olsun dileklerinde bulunuyorum” diye konuştu.
Büyükkılıç, mesajında yerel yönetimler olarak tüm imkânları kullanıp, devlet millet el ele, birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde çalışmalar yaptıklarını, adeta yüzyılın afetinin yüzyılın dayanışmasına dönüştüğünü anlattı.
Başkan Büyükkılıç, depremin hemen ardından Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin itfaiye ve KASKİ ekipleri ile başta arama-kurtarma hizmeti olmak üzere lojistik, enkaz kaldırma ve temizlik çalışmaları, gıda-yemek, giyim eşyası, barınma ile defin malzemeleri, psikolojik destek faaliyetleri ile konteyner kent ve çarşı gibi hizmetleri ihtiyaca göre çeşitlendirerek arttırdığını ifade etti.
Dua ve Teşekkür Alan Hizmetler
Deprem bölgesindeki vatandaşlara depremin ilk anından itibaren kol kanat gerdiklerini söyleyen Büyükkılıç, tüm kurum ve kuruluşları ile seferber olarak, depremzede vatandaşların yanında yer aldıklarını, onların dua ve teşekkürlerini alan hizmetleri ile gerek deprem bölgesinde gerekse Kayseri’de depremzedelerin yanında olduklarını belirtti.
Deprem Bölgelerine 3 Bin 102 Personel, Yüzlerce Araç ve İş Makinesi
Başkan Büyükkılıç, Kayseri Büyükşehir Belediyesi olarak deprem bölgesindeki hizmetlerin yürütülmesi için 3 bin 102 personel görevlendirdiğini, 218 araç ve iş makinesini deprem bölgelerine göndererek, gece gündüz demeden çalışmalar yürüttüğünü ifade ederek, barınma ihtiyacından giyim yardımlarına, gıda desteğinden altyapı faaliyetlerine kadar deprem bölgesine en hayati ihtiyaçları ulaştırdıklarını anlattı.
Sağlık Hizmetleri Yürütüldü
Gezici Ağız ve Diş Sağlığı Kliniği sayesinde, depremde ağır hasar alan bölgelerde 15 bin depremzede vatandaşların hizmetine sunulduğunu anımsatan Büyükkılıç, “Sağlık hizmetlerimizin yanı sıra Kayseri’de olan ve başka şehirlere gitmek isteyen depremzede vatandaşların şehirlerarası ulaşım imkânı ücretsiz olarak sağlandı. Uzman psikologlarla, depremzede vatandaşlar ve çocuklarla birebir görüştürülüp, depremin toplum üzerinde oluşturduğu psikolojik travmanın etkilerinin azaltılması amacıyla onlara yönelik psikolojik destek verildi” diye konuştu.
Konteyner Kent, Çarşı ve Basın Sitesi Kuruldu
Başkan Büyükkılıç, ‘En büyük gücümüz birlikteliğimiz’ şiarıyla deprem bölgesindeki vatandaşlara konteyner kent, konteyner çarşı ve konteyner basın sitesi kurduklarını hatırlatarak, şunları söyledi:
“Kayseri Büyükşehir Belediyesi olarak, barınma ihtiyacı ve ticari hayatın sürmesi için konteyner kent ve çarşı inşa ettik. Kahramanmaraş’ta, Karacasu Geçici Konaklama Merkezi’nde 117 konteynerlik, depremzede ailelere geçici de olsa sıcak bir yuva kurmak için ilk konteyner kent kuruldu. AFAD Kayseri Sokak isimli konteyner kentte 3 öğün sıcak yemek servisi yapıldı. Deprem bölgesi Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde ise hayatın yeniden normale dönmesi amacıyla ticaretin yanı sıra sosyal donatıların yer aldığı ve afet bölgesinde bir ilk olan Konteyner Çarşı’nın yapımı, rekor sürede tamamlanıp, esnafın hizmetine sunuldu. Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesine konteyner çarşının ardından 100 konteynerlik modern yeni bir kentin inşasını da AFAD iş birliği ile yaptık. Yine yerel basın mensuplarının görevlerini yapmaya devam edebilmeleri için deprem bölgesi Adıyaman’da yapımını üstlendiğimiz konteyner site, kısa sürede tamamlanarak hizmete sunuldu.”
Kayseri’de Deprem Farkındalığı Oluşturacak Çalışmalar
Büyükkılıç, Depremlerin ardından, Kayseri’yi depreme daha dirençli hale getirmek ve insanları tüm kuruluşlarla iş birliği halinde tutmak için kentte çalışmalar yaptıklarını da vurgulayarak, mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Ülkemizin deprem tehlikesi altında olduğunu unutmadan, deprem ve diğer doğal felaketlere karşı almamız gereken tedbirleri sürekli gündemde tutuyoruz. Bu manada Büyükşehir Belediyesi’nde ayda bir gerçekleştirilecek olan mesleki eğitim ve seminerlerin ilkini Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ve İnşaat Mühendisleri Odası ile ortaklaşa ‘Deprem Mühendisliğinde Temel Kavramlar, Betonarme Yapıların Deprem Davranışı, Hızlı Tarama Yöntemleri ve Hasar Tespit Eğitimi ile başlattık. Bundan sonra her ay yapıların yapımında sorumluluğu bulunan her meslek grubuna yönelik işinin uzmanı bilim insanları ile eğitim ve seminerler düzenlemeye devam edeceğiz. Yine, Afet İşleri Daire Başkanlığı ve Kayseri İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında gerçekleşen ‘afet’ konulu iş birliği protokolüne imza attık. Ortaokul ve ilkokullar da afet bilinci ve afet kaygısına dirençli toplum çalışmalarımız sürüyor. Kayseri Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ve Sivil Savunma Uzmanlığı iş birliği ile belediye personeline “Yangın, Deprem ve Trafik Kazaları” eğitimi verdik. 6 Şubat depremler sonrasında kenti depremlere daha dirençli hale getirme doğrultusundaki çalışmalar kapsamında Yapı Denetim Kuruluşları, Jeofizik Mühendisleri Odası İl Temsilciliği, Jeoloji Mühendisleri Odası Kayseri Temsilciliği, TMMOB Şehir Bölge Plancıları Odası Kayseri Şubesi ile ‘afet’ konulu istişare toplantıları gerçekleştirdik. Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Daire Başkanlığı’nı kurduk ama yetmez dedik. Afet Eğitim Merkezi’ni kuracağız, afet konusunda bilinçli toplum, afete dirençli toplum prensibini benimsedik. Ayrıca, gönüllü personelimiz ile AFAD Akrediteli arama kurtarma ekipleri kurmaya başladık, mevcut yapı stoğunun risk tespiti için hızlı tarama yöntemlerini yapay zekâ ile buluşturuyoruz, toplumun her yaştan kesimini afet konusunda bilinçli hale getirmek için çalışmalar yapıyoruz, olası afet durumunda iletişimin kesintisiz olması için GSM operatörleri ile görüşüyor ortak çalışmalar da yapıyoruz. Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Kayseri Valiliği ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı iş birliği ile kentte afetle mücadele kapsamında AFAD Lojistik Deposu yapılması, 2 adet kentsel arama kurtarma eğitim parkuru yapılması ile Arama ve Kurtarma Birlik Müdürlüğü kurulması gibi önemli kararlara imza atıldı. Deprem Master Planı Çalışmaları kapsamında tam 200 milyon metrekare alanda mikro bölgeleme ile şehrin zemininin röntgenini çekeceğiz. Şehrimizi ilgilendiren ve 10 segmentten oluşan fayların yeniden incelenmesi için TÜBİTAK, AFAD, MTA ve Türkiye Belediyeler Birliği ile çalışmalarımız sürüyor. Rabbim bu aziz millete bir daha böyle felaketler yaşatmasın.”
TÜRK SAĞLIK-SEN KAYSERİ ŞUBE BAŞKANI KAMİL ÜNAL: DEPREMİ UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ
Ülkemiz tam bir yıl önce bugün asrın felaketi Kahramanmaraş merkezli depremi yaşadı. 53 binden fazla insanımızın hayatını kaybettiği depremde yerleşim yerleri haritadan silindi. 11 şehirde 13,5 milyon vatandaşımız depremden etkilendi.
Millet olarak büyük bir acı yaşadığımız depremde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum.
Bu depremde teşkilatımızdan Hatay Şube Başkanımız Hayrettin Şahin başta olmak üzere 59 arkadaşımızı kaybettik. Ruhları şad olsun.
505 sağlık çalışanı ve 45 sosyal hizmet çalışanı olmak üzere devletin emrinde milletine hizmet eden kamu çalışanı arkadaşlarımızı da anıyoruz.
Hepsinin mekanı cennet olsun.
Milleti ile devletinin her zaman ve şartta yanında olan bir sivil toplum örgütü olarak depremin ilk gününden itibaren vatandaşlarımızın tüm imkanlarımızla yardımına koştuk.
Türkiye Kamu-Sen tarafından kurulan deprem komisyonu ve AFAD işbirliği çerçevesinde yardım kampanyaları düzenleyerek ayni ve nakdi yardımların deprem bölgesine ulaşmasını sağladık.
Genel Başkanımız Önder Kahveci ve Genel başkan yardımcılarımız ve birçok şube başkanımız bu kapsamda deprem bölgesini defalarca ziyaret ettiler. Sağlık çalışanları ile bir araya gelip, eksikliklerin giderilmesi için gerekli girişimlerde bulundular.
Depremden etkilenen sağlık ve sosyal hizmet çalışanları için başvurularda bulunarak, kamu çalışma hayatı ile ilgili sorunlarının çözülmesi için gayret edildi.
Deprem bölgesinde arama- kurtarma ve daha sonrasında tedavi ile rehabilitasyon süreçlerinde görev alan tüm sağlık ve sosyal hizmet çalışanları için eksikliklerin giderilmesi noktasında yardım ettik, katkı sunduk. Onlar deprem sürecinin kahramanlarıydı. Her birine emekleri ve özverileri için teşekkür ediyoruz.
Bugün deprem tahribatının giderilmeye, yaraların sarılmaya çalışıldığı bir yılı geride bırakıyoruz. İnanıyorum ki millet ve devlet el ele vererek hep beraber bu zorlu süreç tamamlanacaktır.
Depremi unutmadık, unutturmayacağız. Daha başka acılar yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınmasının gerekliliğini ve tüm ülke genelinde bir deprem seferberliğinin olmasını istiyoruz.
Depremde hayatını kaybeden canlarımızı bir kez daha rahmetle anıyor, tüm depremzede vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyoruz.
Nevşehir Valisi Ali Fidan’ın 6 Şubat Deprem Mesajı
ORUÇ BİLEN/NEVŞEHİR
6 Şubat 2023’te merkez üssü Kahramanmaraş olan ve aynı anda 11 ilimizi etkileyen, milletimizi derin bir hüzne boğan ve etkilerini hâlen hissettiğimiz büyük bir deprem yaşadık.
Emsalsiz acılar ve kayıplarla sonuçlanan depremlerin gönüllerimizde bıraktığı sızı ve kaybettiğimiz insanlarımızın acısı hiçbir zaman unutulmayacaktır.
Binlerce yıllık ortak geçmişinde; acıyı, sevinci, zorlukları hep birlikte yaşamayı ve paylaşmayı şiar edinen Aziz Milletimiz, el birliğiyle bu felaketin de üstesinden gelmeyi bilecektir.
Gücünü milletinden alan Devletimiz, asrın felaketi olarak nitelenen bu depremlerin maddi ve manevi izlerinin silinmesi ve hayatın olağan akışına dönmesi için ilk günden beri tüm kurumlarıyla eş güdümlü bir şekilde çalışarak milletinin yanında olduğunu bir kez daha göstermiştir. Yaşanan felaketin yıkıcı etkilerini gidermeye ve depremzedelerimizin yaralarını sarmaya yönelik çalışmalar yoğun bir şekilde devam etmektedir.
Valiliğimiz koordinesinde; kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörün işbirliğiyle Nevşehir olarak bizler de ilk günden itibaren bütün imkanlarımızı ve insan gücümüzü bölgeye sevk ederek depremzede vatandaşlarımızın yardımına koştuk. İlimizin hayırsever iş insanları ve hemşehrilerimizin yoğun teveccühleriyle toplanan ayni ve nakdi bağışlar hızlı bir şekilde bölgeye ulaştırıldı. Deprem sonrası yurtlarımız ve kamu misafirhanelerimiz başta olmak üzere ilimizde hizmet veren otellerde depremzede vatandaşlarımızı misafir ettik. “Evim Yuvan Olsun” kampanyası kapsamında, evlerini deprem mağduru vatandaşlarımıza açan hemşehrilerimiz büyük bir misafirperverlik örneği sergiledi.
Bu düşüncelerle, depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle yad ediyor, yakınlarına sabırlar diliyor, Necip Milletimizin bir daha böyle felaketler yaşamamasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
BAŞKAN PALANCIOĞLU, ASRIN FELAKETİ 6 ŞUBAT DEPREMİ İÇİN ANMA MESAJI YAYINLADI
Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, 2023 yılında yaşanan 6 Şubat depreminin yıldönümü dolayısıyla bir anma mesajı yayınladı.
Melikgazi’de depreme daha hazırlıklı bir ilçe olması için görev ve sorumluluklarının bilinciyle çalıştıklarını söyleyen Başkan Palancıoğlu, “6 Şubat depreminden bugüne 1 yıl oldu. Acımız hala taze. Bütün deprem bölgelerinde çalışmalar son hızla devam ediyor. Biz de elimizden geldiğince deprem bölgelerine yardımlarda bulunduk. Deprem bölgesindeki yaraları sarabilmek için asrın felaketi olan depremin ilk anından itibaren Kayseri’de el ele vererek hep birlikte bir dayanışma örneği sergiledik. Sayın Valimiz Gökmen Çiçek Bey’in talimatlarıyla kurduğumuz Kayseri Deprem Koordinasyon Merkezimizde Kayseri Ticaret Odası’nı temsilen Ömer Gülsoy Başkanımız, Kayseri Sanayi Odasını temsilen Mehmet Büyüksimitçi Başkanımız, Kayseri Organize Sanayi’yi temsilen Mehmet Yalçın Başkanımız, Mimarsinan Organize’yi temsilen Lütfü Çarşıbaşı Başkanımız, İncesu Organize’yi temsilen İrfan Püsküllü Başkanımız ile işbirliği protokolü yaparak, yardımlarımızı koordineli bir şekilde ulaştırmaya çalıştık. Kayseri halkımızın özverili desteğiyle bölgeye 1000’in üzerinde tır dolusu acil yardım, hijyen paketi, tıbbi malzeme, yatak, battaniye, yorgan, soba başta olmak üzere birçok yardımı ulaştırdık. Özellikle Maraş’ta iki adet konteyner kent yaptık. Elbistan’da, Adıyaman’da çarşı yaptık. Aynı zamanda tüm personelimizle arama kurtarma çalışmaları başta olmak üzere her türlü teknik desteği ve maddi desteği sağladık. Hatay, Maraş ve Elbistan’a mobil WC ve duş gönderdik. Allah bir daha böyle bir acı, keder göstermesin. Depremde hayatını kaybeden tüm kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Kayıplarımızı dualarla anıyorum. Ben deprem bölgesinde gece gündüz demeden çalışan mesai arkadaşlarıma özverili çalışmalarından dolayı teşekkür ederim.” dedi.
DEPREMLERDEN TAM BİR YIL SONRA MİMARLIKTA KONUŞULMAYANLAR 15 KONUŞMACI, 6 OTURUM İLE “MİMARLIK NE İŞE YARAR?” KONFERANSINDA KONUŞULACAK!
TÜRKİYE’YE İLK KEZ GELECEK ÖDÜLLÜ ULUSLARARASI KONUŞMACILARI VE MİMARLIKTA TARTIŞMA AÇACAK KONU BAŞLIKLARIYLA “MİMARLIK NE İŞE YARAR?” KONFERANSI 21 ŞUBAT’TA…
- İstanbulSMD tarafından düzenlenecek Mimarlık Ne İşe Yarar? konferansının konuşmacıları arasında;
- Dünya çapında büyük ses getiren kitapların yazarı, savaş ve yıkımın kalbinden gelen, Suriyeli ödüllü Mimar Dr. Marwa Al Sabouni,
- Savaş ve göç nedeniyle Reyhanlı’ya gelen binlerce mültecinin bölge halkı ile birlikte bir yaşamı deneyimlemesi için inşa edilen, deprem felaketinde de sapasağlam ayakta kalarak binlerce Hataylı’lara geçici barınma alanı oluşturan ve bu yıl WAF’ta da ödül alan “Reyhanlı Dünya Vatandaşları Merkezi”nin mimarı ve kurucu direktörü Tayvanlı Mimar Dr. Chen-Yu Chiu (Cho),
- Yaptığı sıradışı yayınlar, ağırladığı konuklarla adından sıkça söz ettiren FLUTV kurucusu, youtuber, yönetmen İlker Canikligil,
- Türkiye’nin mimarlık alanında en üretken akademisyenlerinden, mimarlık tarihçisi Prof. Dr. Uğur Tanyeli de yer alıyor.
Alanının uzmanı 15 konuşmacının, 6 oturumda buluşacağı konferans, savaş ve depremlerle büyük yıkımların yaşandığı parçası olduğumuz coğrafyada, mimarlık mesleğinin rolünü, potansiyelini ve güncel etki alanını tartışmaya açacak.
Konferansın dikkat çeken oturum başlıkları ise şöyle: “Binalardan Ne Bekleriz?”, “Hayatta Kalmak İçin Mimarlık”, “Umut İçin Mimarlık”, “Başka Nasıl Yapılır?”, “Tasarım Pahalı Bir Şey Midir?” ve “Mimarlık Ne İşe Yarar?”.
6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin ardından “biz neler yapabiliriz?” sorusuyla yola çıkan ve depremlerden zarar gören mimarlık öğrencilerine yönelik geçen yıl “Staj Destek Programı”nı gerçekleştiren İstanbul Serbest Mimarlar Derneği – İstanbulSMD, depremlerin üzerinden geçen tam bir yıllık sürecin ardından “mimarlığın iyileştirici rolü”ne odaklanarak çalışmalarını devam ettiriyor.
İstanbulSMD, savaş ve depremlerle büyük yıkımların yaşandığı parçası olduğumuz coğrafyada mimarlığın rolünü, potansiyelini ve güncel etki alanını tartışmaya açmak üzere “Mimarlık Ne İşe Yarar?” konferansını hayata geçiriyor.
“Mimarlık Ne İşe Yarar?” konferansı, Tuna Ofis Mobilyaları ana sponsorluğunda, Baumit, Nippon, Stoneline’ın sponsorluğunda, Geberit ve Kasso’nu destekleriyle, 21 Şubat 2024, Çarşamba günü, Sofitel İstanbul Taksim ev sahipliğinde düzenlenecek.
“Hayatta Kalmak İçin Mimarlık” oturumunu sınırın iki yanından, ortak duyarlılıkları olan, ortak bir coğrafyayı, benzer yapı yapma kültürlerini paylaşan ve kendi toplumlarının esenliğine ilişkin kafa yoran iki kadın mimar paylaşıyor… Türkiye’ye ilk kez gelecek olan, kitapları dünya çapında ses getiren, Suriyeli ödüllü mimar, uluslararası konuşmacı Dr. Marwa Al-Sabouni’ye, Büyük Kahramanmaraş Depremi’nin ardından Hatay, Antakya başta olmak üzere, yeniden imar sürecinde kentsel belleğin korunması, mimarlığın toplumun yaralarını sarabilmesi için çalışmalar yürüten Mimar, Koruma Uzmanı Aslı Özbay eşlik edecek.
Marwa ve Aslı, bugün nedeni ister savaş, ister deprem, isterse iklim felaketi olsun geniş ölçekli yeniden yapılanma süreçlerini ele alırken sadece nasıl yeniden inşa etmeliyiz değil, aynı zamanda nereden başlamalıyız, “umut” için nasıl inşa edebiliriz ve aidiyeti nasıl sağlayabiliriz sorularını sormanın önemini vurgulayacaklar.
“Umut İçin Mimarlık” oturumunda ise bu yıl World Architecture Festival -WAF (Dünya Mimarlık Festivali, 2023) “Sivil Toplum ve Topluluk” kategorisinde “Reyhanlı Dünya Vatandaşları Merkezi” ile birincilik ödülü alan Tayvanlı mimar Dr. Chen-Yu Chiu (Cho) yer alıyor. Mimari tasarımını Dr. Chiu’nun gönüllü olarak yaptığı ve halen direktörlüğünü yürüttüğü, 8 yıl önce kurulan Reyhanlı Dünya Vatandaşları Merkezi, uzun yıllardır süren savaş ve yaşanan göç nedeniyle 100.000 nüfuslu Reyhanlı’ya gelen 250.000 mültecinin birlikte bir yaşam inşa etmesi için hayati öneme sahip. Bu merkez, çok amaçlı toplantı salonları, spor merkezi, işlik ve atölyeler, yerel işletmeciler için satış alanları, çocuklar, kadınlar ve engelliler için kapsayıcı yaklaşımı ile bölgenin kalbi niteliğinde.
Merkez’in diğer bir özelliği; binanın ana taşıyıcı sistemini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından hibe edilmiş Türkiye – Suriye arasındaki sınır inşası için kullanılan sınır duvar elemanları oluşturuyor.
Yaşanan deprem felaketinden sonra sayısı binlere varan Hataylı’ya sapasağlam ayakta kalarak geçici barınma alanı olarak da hizmet veren Reyhanlı Dünya Vatandaşları Merkezi, umut için, barış için, toplumsal refah ve esenlik için mimarın ve mimarlığın üstlenebileceği rolün simgeleştiği çok önemli bir örnek olarak konferans kapsamında yerini alıyor.
“Mimarlık Ne İşe Yarar?” konferansın adını da taşıyan bu oturumda, Türkiye’nin mimarlık alanında en üretken akademisyenlerinden, mimarlık tarihçisi Prof. Dr. Uğur Tanyeli, sıra dışı yayınlarıyla adından sıkça söz ettiren FLUTV Kurucusu İlker Canikligil’in sorularını yanıtlayacak. Meslek alanı dışından bir entelektüelin, mimarlık düşüncesi emekçisi Uğur Tanyeli ile yapacağı zihin açıcı ve keyifli söyleşinin izleyicilere yeni pencereler açması hedefleniyor.
15 konuşmacı ve 6 oturumdan oluşan detaylı program aşağıdaki linkte yer almaktadır…
Günün moderasyonu Y. Mimar, Öğretim Görevlisi, Editör, Danışman Banu Uçak tarafından yürütülüyor.
Konferansın detaylı programına, tüm konuşmacılar hakkında detaylı bilgi ve görsellere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
https://drive.google.com/drive/u/0/folders/1DPZKLI4GiJeQ-hfirDsKqhvLilu5YoFJ
İstanbul Serbest Mimarlar Derneği -İstanbulSMD, meslek alanının Türkiye’de ve dünyadaki durumunu sorgulayan, üreten, tartışmanın paydaşı olarak mesleki ve toplumsal gelişimi hedefleyen geniş bir davetli grubunu bu etkinlikte buluşturmayı hedefliyor. Konferansa katılım, ücretsiz ve sadece davetiye ile mümkün olacak. Konferansa katılım, program ve detaylı bilgi için: www.ismd.org.tr
Turizm alanında yenilikçi fikirlerle “İleri Seviye Gezginler” için benzersiz tur programları oluşturan Gazella Turizm, dünyanın en otantik bölgelerinden baş süslerinin, takıların ve etnik dövmelerin fotoğraflarının yer aldığı yeni kitabını çıkardı. Kitapta yerli ve yabancı 26 fotoğrafçının fotoğrafları yer aldı. Kitaptaki her bir fotoğraf için deprem bölgesindeki otizmli çocukların eğitimlerine destek olmak adına Tohum Otizm Vakfı’nda oluşturulan fona 400 bin TL bağış yapıldı.
1996’dan bu yana turizme getirdiği yenilikçi bakış açısıyla özgün ve konforlu seyahat arayışındaki “İleri Seviye Gezgin”lerle dünyanın farklı noktalarını keşfeden Gazella Turizm, dünyanın en otantik bölgelerinden baş süsleri ve takıların yanı sıra içinde binlerce hikâye barındıran etnik dövmelerin fotoğraflarının yer aldığı yeni kitabını çıkardı. Tüm basım masrafları Gazella Turizm tarafından karşılanan kitapta, 15 yerli ve 11 yabancı fotoğrafçının fotoğrafları yer aldı. Kitap projesi kapsamında deprem bölgesindeki otizmli çocuklara destek olmak üzere Tohum Otizm Vakfı ile iş birliği gerçekleştirildi. Vakıf tarafından bu amaç için oluşturulan fona 400 bin TL bağış yapıldı. Fotoğraf sanatçılarının ve bağışçıların katkılarıyla Adıyaman’da bulunan bir konteyner kent okulundaki konteyner sınıfın donanımı tamamlandı ve Hatay’da bulunan bir okulun güçlendirme çalışmaları gerçekleşti. Gazella Turizm, kitap için harcanan kağıt ve karbon emisyonu için Tema Vakfı’na da 100 fidan bağışı yaptı. “Otizmli çocukların eğitimini destelediğimiz bu proje bizim için çok değerli” Baş Süsleri, Takılar ve Etnik Dövmeler adlı bu fotoğraf kitabının birbirinden güzel karelerden oluştuğunu söyleyen Gazella Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Velit Gazel, “Baş Süsleri, Takılar ve Etnik Dövmeler tarih boyunca, farklı kültür ve medeniyetlerde, insan bedenini süslemenin ve kimliğin, dinselliğin, toplumsal statünün ve sanatsal ifadenin güçlü araçları oldu ve zaman içinde ortak mirasımız hâline geldi. İnsan deneyiminin çeşitliliğine bir de bu pencereden bakabilmek için insanın bedeniyle anlattığı hikâyelerin bir kısmını bu kitapta bir araya getirdik. Türkiye Otizm Vakfı ile de çok değerli bir iş birliği yaptık ve kitap projemiz etrafında yardım severleri bir araya getirdik. Deprem bölgesindeki otizmli çocuklarımızın eğitimlerini desteklemek adına yaptığımız bu proje bizim için çok değerli” dedi.Yetim Vakfı 500 Binden Fazla Depremzedeye Ulaştı
2023 yılı ülkemiz için oldukça büyük bir afetle başladı. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7.7 ve ondan saatler sonra Elbistan merkezli 7.6 şiddetinde gerçekleşen depremler ve onu takip eden binlerce artçı, Doğu Akdeniz’den Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimize uzanan 100 bin kilometrekarelik bir alanda toplam 11 ilimizi etkiledi. 15 milyonu aşkın insan, belki de son bin yılın en ağır yıkımlarından birine şahitlik ettiler. 4,5 milyonu Türkiye, 2,5 milyonu ise Suriye’de olmak üzere toplam 7 milyon çocuk da bu afetten doğrudan etkilendi.
Yetim Vakfı olarak afetin ilk gününden itibaren 600’e yakın gönüllümüz ve 150’yi aşkın araçla birlikte Adıyaman ve Hatay’da bulunan koordinasyon merkezlerimiz üzerinden 60 TIR’lık bir insani yardım malzemesini dağ köylerine kadar ulaştırmaya gayret ettik.
Psikososyal destek ve sosyal hizmet çalışmalarımız ise Malatya, Hatay, Kilis, Gaziantep, Adıyaman’da ve Suriye İdlip-Babıska bölgelerinde iki ayı aşkın bir süre devam etti. Toplamda ise 7.000’i aşkın çocuk, ergen ve yetişkinle bu alanda çalışmalar gerçekleştirdik. Çocuklarımızın afetin üstesinden gelebilmeleri için başlattığımız oyuncak ve kitap projemizde toplanan ürünler çadır kentlerde bulunan çocuklarımıza ulaştırıldı. Adıyaman’da ve Hatay’da bulunan aşevimizde toplamda 125.000’i aşkın afetzedeye sıcak yemek ikramlarında bulunduk. Bu aşevlerimizden çocuklara özel menüler sunduk. Kahramanmaraş Elbistan’da MÜSİAD aracılığıyla kurulan konteyner kente 10 konteynerlik katkıda bulunurken, 1.000’den fazla ailemize nakdi desteklerde bulunduk.
Vakfımız deprem bölgesi yardımlarına Ramazan ayı ve kurban bayramı döneminde de devam etti. Ramazan kolisi, Ramazan çocuk paketi, hijyen kiti, aşevi, oyuncak ve kitap destekleri, iftar ikramları, bayramlık, fitre, fidye ve zekât destekleri ve kurban etleri deprem bölgelerinde bulunan kardeşlerimiz için aynı zamanda büyük bir moral oldu.
Eğitim döneminde ise deprem bölgesinde 8 bini aşkın çocuğumuza çanta, kalemlik, matara, defter, kalem, cetvel ve boya takımları ile kitaplar hediye ederken, 2 bin adeti tablet olmak üzere 7.141 parça elektronik malzemeyi ise yine deprem bölgesi illerinden Hatay ve Adıyaman’da köy okullarına kadar ulaştırdık.
Yetim Vakfı olarak Dünya Çocuk Hakları Günü münasebetiyle 19 Kasım Pazar günü İstanbul Rami Kütüphanesi’nde Afet ve Çocuk Hakları, Afetler ve Çocuklara Müdahale, Afetlerde STK ve Devlet İşbirliği ile Afet ve Toplumsal Bilinç başlıkları etrafında 77 akademisyen, STK yönetici ve gönüllüsü ile birlikte “Afet ve Çocuk Çalıştayı” gerçekleştirdik. Çalıştayımızın sonuç bildirgesi, özellikle olası afetlerde çocuklar için yapılacaklarla ilgili özet bir yol haritası sunmakta. Çalıştaya ait kitabımız da yakında okuyucularıyla buluşacak inşallah.
Sıcacık Sevgiye Soğuk İşlemez sloganıyla başlattığımız kış yardımlarımız çerçevesinde ise bu sene yine başta Hatay ve Adıyaman olmak üzere deprem bölgesi çocuklarımızı öncelemekteyiz.
Yapılan tüm bu çalışmalarımızın neticesinde depremin yaşandığı illerimizde toplam maddi değeri 45 milyon TL’yi aşkın bir çalışma yaparken 500 bini aşkın çocuk ve ihtiyaç sahibi kardeşimize ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Rabbimiz benzer afetlerden bizleri, tüm kardeşlerimizi muhafaza eylesin inşallah.
Depremleri, toplumsal ve ekonomik travmalara neden olan bir doğal afet olmaktan çıkartmalıyız
6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri’nin yıl dönümü vesilesiyle açıklamada bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği Başkanı Yavuz Işık, “Kahramanmaraş Depremleri sonrasında sadece riskli yapıların değil, üretimden tasarıma, uygulamadan denetime kadar tüm süreçlerdeki iş yapış şeklinin ve zihniyetin dönüşmesi gerektiğini gördük. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, bilimin ışığında, kültürel ve doğal mirasımızı koruyup geçmiş tecrübelerimizden faydalanarak yeni bir toparlanma ve kalkınma döneminin kapısını aralamalıyız. Artık depremleri, toplumsal ve ekonomik travmalara neden olan bir doğal afet olmaktan çıkartmalıyız.” dedi.
2023 yılının ilk günleri ile birlikte Cumhuriyetimizin 100. yaşını kutlayacak olmanın mutluluğunu ve gururunu yaşarken, geçmişten aldığımız tecrübeler ve dersler ile geleceğe daha güçlü ve umutlu bakıyorduk ancak 6 Şubat günü tüm ülke olarak adeta bir kâbusa uyandık. Ne yazık ki o sabah deprem konusunda yeterince yol alamadığımızı apaçık gösterdi. 50 binden fazla can kaybı yaşanan Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri yaklaşık 14 milyon vatandaşımızı doğrudan etkilemiş ve tüm ulusumuzu yasa boğmuştur.
6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri sonrası yapılan değerlendirmelere değinen Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinden etkilenen 11 ilimizde yıkılan binaların %97’si 1999 yılından önce inşa edilmiş ve mühendislik hizmeti almamış, denetime tabi olmamış yapılar olduğu belirtildi. Oysa 1999 yılı öncesinde de deprem yönetmelikleri, uygulama standartları, İmar Kanunu, fenni mesuliyet ‘TUS’ sistemi gibi birçok husus yürürlükteydi. 1999 Marmara Depremi ile tüm bunların depreme dayanıklı, can ve mal güvenliğini sağlayan yapıların inşasında etkili olmadığı görülmüş ve daha sonra önemli aksiyonlar alınmıştı. Bu aksiyonlara örnek olarak; hazır beton ve nervürlü çelik donatı kullanımının zorunlu hâle gelmesi, Yapı Denetimi Sisteminin (YDS) tüm ülke geneline yayılması, Deprem Yönetmeliklerinin güncellenmesi verilebilir. Bu aksiyonlar sonucunda 2000 yılı sonrasında ve özellikle 2011 yılında YDS’nin tüm Türkiye’de uygulamaya geçmesi sonucunda daha güvenilir ve depreme dayanıklı binaların inşası mümkün olmuştur. Buna rağmen günümüzde yapı stokumuzun yaklaşık yarısı 2000 yılı öncesinde inşa edilmiş durumdadır
Kahramanmaraş ve Hatay Depremlerinde yıkılan binaların %2’si ise 2000 yılından sonra inşa edilmiştir ancak bunların büyük bir çoğunluğu yapı denetimine tabi tutulmamıştır. Depremin etkilediği 11 ilde yapı denetim sistemine geçilmesinden sonra hazır beton kullanılarak yapılan 151 bin 990 binadan 272’si yıkılmış olup, yıkılmayan bina oranı %99,8’dir.” dedi.
Kentsel dönüşüm büyük bir fırsattır
Kentsel dönüşüm süreçlerine değinen Yavuz Işık, “2012 yılında yürürlüğe giren Kentsel Dönüşüm Kanunu’nda 2023 yılında yapılan değişiklikler ile sürecin daha hızlanması beklenmektedir. Kentsel dönüşümün ana teması riskli yapıların dönüştürülmesi olarak algılansa da dönüşüm sürecinin çok boyutlu bir şekilde ele alınması gerekmektedir. Kent madenciliği prensipleri ile inşaat ve yıkıntı atıklarının sürdürülebilir bir şekilde değerlendirilmesi, doğal kaynakların sorumlu kullanılması, neredeyse sıfır enerjili binalara ağırlık verilmesi, olası afetler için tam donanımlı toplanma alanlarının yapılması, ulaşım akslarının yeniden planlanması, düşük karbonlu malzemelerin kullanılması gibi birçok boyutta süreç desteklenmelidir.” dedi.
Her beton hazır beton değildir
Depreme dayanıklı yapıların özelliklerini vurgulayan Yavuz Işık, “1970’li yılların sonunda hazır beton ile tanışan Türkiye’de hazır betonun kullanımı kademeli olarak 2000’li yılların başında zorunlu hâle gelmiştir. Bu nedenle birçok eski yapıda ‘hazır beton’ yerine şu an için ‘ilkel’ olarak nitelendirilebilecek yöntemlerle beton üretilmiştir. Herhangi bir standarda ve mühendislik yaklaşımına tabi olmayan bu betonlar yine uygun olmayan inşaat demirleri ile birlikte kullanılmış ve mühendislikten uzak tasarım ve yöntemlerle bina yapımında kullanılmıştır. Günümüzde ise ‘hazır beton’ bilgisayar kontrollü otomasyon sistemlerine dayanan, tüm girdi kontrolleri yapılan, en çok denetime tabi tutulan ve denetimi RFID çiplerle gerçekleştirilen güvenilir bir yapı malzemesi ve tam anlamıyla mühendislik ürünüdür.” dedi.
Depreme dayanıklı yapıların tasarımının önemine dikkat çeken Yavuz Işık, “Önemli bir diğer husus da hiçbir yapı malzemesinin sadece kendi özellikleri ile ‘depreme dayanıklı’ olarak tanımlanmaması gerektiğidir. Doğru ve kaliteli malzeme, güvenilir yapıların olmazsa olmaz koşullarından sadece biridir. Esas olan, depreme dayanıklı yapı tasarımıdır.” diye konuştu.
Sorumluluğumuzun bilincindeyiz
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) olarak inşaat sektörünün önemli bir paydaşı ve güvenli yapıların da en önemli bileşeninin sorumluluğunu taşıdıklarını belirten THBB Başkanı Yavuz Işık, “36 yıldır ülkemizin sağlam yapılar üzerinde gelişmesini ve büyümesini sağlamak için yoğun çaba sarf etmekteyiz. Hem sektörümüzün kalite bilincini ve yetkinliğini geliştirmek hem de hazır beton kullanıcılarını doğru uygulamalara teşvik etmek için birçok somut adım attık ve atmaya devam ediyoruz. Bunları yaparken ilgili kamu kurumları ve meslek örgütleri ile iş birliğini önemsiyoruz.
1995 yılında ülkemizde hazır beton üretimine yönelik herhangi bir denetim mekanizması yokken THBB üyeliğinin birinci şartı KGS Belgesi almaktı. Başka bir sektörde benzeri olmayan bu uygulama ile THBB, üyelerinin standartlara uygun üretim yapmasına liderlik ederken bir yandan da tüm sektörün bu yöne evrilmesini sağlamıştır. Daha sonra yürürlüğe giren G İşareti Yönetmeliği ile bu süreç tüm sektöre yayılmıştır. THBB olarak bütün hazır beton üreticilerini standartlara uygun üretim yapmak üzere KGS Sistemi’ne davet ediyoruz.” dedi.
Türkiye Hazır Beton Birliği olarak olarak uzun yıllardır riskli yapı stokunun dönüştürülmesini sürekli gündeme getirdiklerini belirten THBB Başkanı Yavuz Işık, ““Kahramanmaraş Depremleri sonrasında sadece riskli yapıların değil, üretimden tasarıma, uygulamadan denetime kadar tüm süreçlerdeki iş yapış şeklinin ve zihniyetin dönüşmesi gerektiğini gördük. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, bilimin ışığında, kültürel ve doğal mirasımızı koruyup geçmiş tecrübelerimizden faydalanarak yeni bir toparlanma ve kalkınma döneminin kapısını aralamalıyız. Artık depremleri, toplumsal ve ekonomik travmalara neden olan bir doğal afet olmaktan çıkartmalıyız. Bu konuda gerekli politikaların ve eylem planlarının oluşturulmasını destekliyor ve tüm paydaşları göreve çağırıyoruz.” dedi.
Hazır Beton ve Depreme Dirençli Yapılar için Akademik Değerlendirme
Çeşitli üniversitelerde görevli olan veya görev yapmış ve aynı zamanda THBB BETON 2023 Kongresi Bilim Kurulu‘nda yer alan öğretim üyeleri tarafından hazırlanan “Hazır Beton ve Depreme Dirençli Yapılar için Akademik Değerlendirme” ile ilgili de açıklamalarda bulunan THBB Başkanı Yavuz Işık, yapıların depreme dayanıklı olması için; işlevsellik, hizmet görebilirlik, her çeşit iç ve dış etkenlere direnç ve sürdürülebilirlik bakımından; ilgili standartlara ve şartnamelere uygunluğu sağlayacak deneyim ve yetkinlikte mühendislerden ve yardımcılarından oluşan bir proje, proje ve nitelik yönetimi, tasarım, yapım ve denetim ekibi tarafından inşa edilmesi zorunluluğuna dikkat çekti.
THBB Başkanı Yavuz Işık, deprem bölgelerinde kullanılacak betonlarla ilgili görüşlerin iletildiği, özellikle yeni yapılacak yapıların olası bir depreme karşı dirençli olabilmesi için gerekli asgari koşulların paylaşıldığı “Akademik Değerlendirme”yi kamuoyunun bilgilerine sunduklarını ifade etti.
2023 yılında dünya çapında afetlerden kaynaklı ekonomik kayıpların dörtte birine Türkiye ve Suriye’deki depremler neden oldu
Aon’un yayımladığı Küresel Doğal Afetler Raporu’na göre 2023 yılında küresel doğal afetler toplam 380 milyar dolarlık ekonomik kayba neden oldu. 2023 yılındaki tüm ekonomik kayıpların yaklaşık dörtte biri ise Türkiye ve Suriye’de meydana gelen depremlerden kaynaklandı. Bu depremlerin binalar ve altyapı üzerindeki etkileri 90 milyar dolardan fazla zarara yol açtı. Risk, emeklilik ve sağlık konularında veri ve analizlerden faydalanarak profesyonel hizmetler sunan Aon, belirsizlikleri yönetmek ve küresel dayanıklılığı arttırmak için daha iyi kararlar alınmasına yardımcı olacak 2023 yılı Küresel Doğal Afetler Raporu’nu yayımladı. Doğal afetlerin artan sıklık ve şiddetinin küresel çapta neden olduğu ekonomik kayıpları ortaya koyan rapora göre 2023 yılında küresel doğal afetler, depremler ve durmak bilmeyen şiddetli fırtınalardan kaynaklanan toplam 380 milyar dolarlık ekonomik kayba neden oldu. Böylelikle küresel ekonomik kayıplar üst üste sekizinci kez 300 milyar doları aştı ve uzun vadeli ortalamanın yüzde 22 üzerinde gerçekleşti. Geçen yıl dünya genelinde sigortacılar, 21. yüzyıl ortalamasının (90 milyar dolar) ve on yıllık ortalamanın (110 milyar dolar) üzerinde, 118 milyar dolar tutarında hasar ödemesi yaptı. Türkiye ve Suriye’deki depremler ile ABD’deki kuraklık sigorta sektörü için en maliyetli olaylar oldu. 2023 yılındaki tüm ekonomik kayıpların yaklaşık dörtte biri, Türkiye ve Suriye’de meydana gelen depremlerden kaynaklandı. Bu depremlerin binalar ve altyapı üzerindeki etkileri 90 milyar dolardan fazla doğrudan zarara yol açtı. Bu felaket ayrıca, modern tarihte Türkiye’de, Suriye’de, Orta Doğu’da ve tüm EMEA bölgesinde kaydedilen en maliyetli doğal afet olarak gösterildi. 2023 yılı kayıtlara geçen en sıcak yıl oldu Depremlerin ardından şiddetli fırtınalar en fazla ekonomik kayba neden olan olaylar oldu. En büyük kayıplar ABD ve Avrupa’da görüldü. Avrupa’da İtalya, Yunanistan, Slovenya ve Hırvatistan sigortalar açısında hava koşullarına bağlı en maliyetli olayların yaşandığı ülkeler oldu. Diğer yandan dünyanın birçok yerinde kaydedilen aşırı yüksek sıcaklık anomalileri nedeniyle 2023 kayıtlara geçen en sıcak yıl oldu. 24 ülke ve bölge önceki maksimum sıcaklık rekorlarını gördü veya bu rekorların üzerine çıktı. Özellikle Çin, 16 Temmuz’da 52,2 °C ile en yüksek sıcaklık rekorunu kırdı. Raporda Türkiye de 49,5 °C ile en yüksek sıcaklığın görüldüğü ülkelerden biri oldu. Ölümler 2010’dan bu yana en yüksek seviyeye ulaştı 2023 yılında küresel doğal afetler nedeniyle en az 95 bin kişi hayatını kaybetti. Bu rakam 71 bin olan 21. yüzyıl ortalamasının oldukça üzerinde. Ölümlerin yaklaşık yüzde 62’si ise doğrudan Türkiye ve Suriye’de meydana gelen depremlerle ilişkili oldu. Söz konusu depremler 2010 yılında Haiti’de meydana gelen yıkıcı sarsıntıdan bu yana yaşanan en ölümcül küresel felaket olarak gösterildi. 2023 yılında tüm dünyada 64 binden fazla insan depremler nedeniyle ölürken çok sayıda önemli sıcak hava dalgası da en az 16 bin 500 kişinin ölümüne neden oldu. Özellikle Batı ve Güney Avrupa’nın bazı bölgeleri temmuz-eylül ayları arasında en az 15 bin kişinin ölümüyle sonuçlanan çok sayıda aşırı sıcaklık dalgasına maruz kaldı. “2023 yılında yaşadığımız depremler sigorta yaptırmanın önemini bir kez daha gösterdi” Raporun bulgularını değerlendiren Aon Türkiye Eş CEO’su Ferhan Özay, “Türkiye ve Suriye’deki depremler 340 binden fazla binanın hasar görmesine ve yaklaşık 60 bin kişinin ölümüne neden oldu. Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) tarafından, zorunlu deprem sigortası olup depremde hasar gören konutlara kuruluşundan bugüne kadar toplam 35 milyar 906 milyon lira hasar ödemesi yaptı. Bu tutarın 34 milyar 440 milyon lirası 6 Şubat depremlerinden sonra ödendi. Buna karşın uzun vadeye odaklanıldığında, Türkiye’nin birçok bölgesinde, özellikle de İstanbul bölgesinde zorunlu sigorta penetrasyonun durgunlaştığı ve hatta azaldığı görülmektedir. 6 Şubat’taki depremlerin gündeme getirdiği eksik sigorta uygulamaları ve düşük sigorta penetrasyonunun nedenlerinden birisi sigorta bilincinin yeterince gelişmemesidir. Bu durum, gerek sigorta yaptırmanın önemini ve bu konuda toplumsal farkındalığın artırılması için çalışmalar yapmayı, gerekse de imar kanununun düzenlenmesi ve uygulanmasının kritik önemini bir kez daha ortaya koymuştur.” dedi. “İklim değişiklikleri insanlık için büyük bir tehdit oluşturuyor” Aon Türkiye Eş-CEO’su Selda Oknas Tanbay ise değerlendirmesinde şunları söyledi: “Günümüzde iklim değişikliğinin yarattığı riskler olasılıktan çıkıp kesinliğe dönüşmüş durumda. 2023 yılı boyunca yaşanan orman yangınları, seller ve rekor kıran sıcak hava dalgaları, insanlık için büyük bir tehdit oluşturuyor. 2023 yılında bir milyar dolar veya daha fazla zarara neden olan 66 doğal felaketin 63’ünün iklim değişikliğinden kaynaklanması da bunun bir örneği. Buna karşın 2023 yılında hava ve iklimle ilgili kayıpların yalnızca yüzde 40’ının sigorta kapsamında olması sigorta sektörü açısından da bu konuda hala katetmemiz gereken mesafeler olduğunu gözler önüne seriyor. Bugünün liderleri, operasyonlarının, iş güçlerinin ve toplumların dayanıklılığını artırmak için iklim risklerine karşı geleceğe yönelik önlemlerini bugünden almalıdır.” 2023 yılında en fazla ekonomik kayba neden olan ilk 10 küresel afet ise şunlar oldu:Afet | Ülke | Ölü Sayısı | Ekonomik Kayıp (milyar dolar) | Sigorta Kaybı (milyar dolar) |
Türkiye & Suriye Depremleri | Türkiye & Suriye | 59.272 | 92,4 | 5,7 |
Çin’deki Seller | Çin | 370 | 32,2 | 1,4 |
Otis Kasırgası | Meksika | 52 | 15,3 | 2,1 |
La Plata Havzası Kuraklığı | Brezilya, Arjantin, Uruguay | – | 15,3 | 1 |
ABD’deki Kuraklık | ABD | – | 14 | 6,5 |
Emilia-Romagna Selleri | İtalya | 15 | 9,8 | 0,6 |
Şiddetli Konvektif Fırtına | ABD | 13 | 6,2 | 5 |
Şiddetli Konvektif Fırtına | Avrupa | 11 | 5,8 | 3 |
Hawaii Orman Yangınları | ABD | 100 | 5,5 | 3,5 |
Şiddetli Konvektif Fırtına | ABD | 37 | 5,5 | 4,4 |
Diğer Tüm Olaylar | ~35.100 | 178 | 84,8 | |
Toplam | ~95.000 | 380 | 118 |
DEPREMZEDE VATANDAŞLARA ‘BİREYSEL KARGO GÖNDERİSİ’NDE İNDİRİM
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası, 11 ilde kalıcı konutların inşa süreci yürütülürken ulaşımda meydana gelen hasarların giderilmesi için ivedilikle çalışmalarını yürütüyor.
Bakan Uraloğlu, 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremlerin ilk anından itibaren depremzede vatandaşların ulaşımın her modunda yanında olduklarını belirterek, depremin ilk anından itibaren PTT Genel Müdürlüğü eliyle, yurt içi ve yurt dışından gelen 43 bin 350 adet yardım kolisinin ücretsiz bir şekilde deprem bölgesine taşındığını hatırlattı.
Uraloğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, deprem bölgesinde depremin izlerini hep beraber sileceklerini ve bölgenin yeniden ayağa kaldırılacağını belirterek, bakanlığa bağlı PTT Genel Müdürlüğü eliyle deprem bölgesi için yeni bir kampanya başlattıklarını duyurdu.
Uraloğlu paylaşımında, “Asrın felaketinde zarar gören illerimizin ticaret hayatının tekrar canlandırması ve ülke ekonomisine kazandırılmasına katkı sağlamak için PTT Genel Müdürlüğümüz eliyle yeni bir kampanya başlatıyoruz. Deprem bölgesine yapılan her gönderi bir umut anlayışı ile 6 Şubat – 6 Mayıs tarihleri arasında; Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa illerimiz çıkışlı ve varışlı gönderilere güncel tarife üzerinden yüzde 30 oranında indirim uyguluyoruz.” ifadelerine yer verdi.
KAMPANYA İLE BÖLGE TİCARETİNİN CANLANDIRILMASI HEDEFLENİYOR
İndirim kampanyası 6 Şubat 2024 tarihinde başlayarak 6 Mayıs 2024’e kadar sürecek. Bölge ticaretini canlandırarak deprem bölgesinin kalkınmasına katkı sağlamayı amaçlayan kampanya ile depremzedelerin ihtiyaç duydukları ürünlere daha kolay ulaşmalarını sağlayacak. Böylelikle maddi manevi kayıplar yaşayan depremzedelere destek olunacak.
Türk Eğitim Derneği, depremde anne babalarını kaybeden öğrencilere umut olmaya devam ediyor
Türk Eğitim Derneği, 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş depremleri sonrasında depremde anne ve/veya babalarını kaybeden öğrencilere maddi, psikolojik, akademik ve sosyal destekler sağlayarak umut olmaya devam ediyor. Bir Yıl İçerisinde Neler Yapıldı? Akut Dönem Çalışmaları 43 tırdan oluşan yardımlar bölgeye ulaştırıldı. İş birlikleri ile üç mutfak, bir fırın kurularak binlerce kişiye barınma ve yemek hizmeti verildi. Depremzede çocukların ihtiyaçları dahilinde oyuncak kampanyası düzenlendi. 1500’e yakın depremzede öğrencinin taşındıkları illerdeki TED Okullarına ücret alınmaksızın, psikososyal destek verilerek yemek, kitap ve kıyafet ihtiyaçları karşılanarak misafir öğrenci statüsünde nakledildi. Öğrenci Tespiti ve İhtiyaç Analizi Çalışmaları Milli Eğitim Bakanlığı ile bir protokol yapılarak öğrenci tespiti için çalışmalara başlandı. Alanlarında uzman bir danışma kurulu, gönüllü ekipler ve profesyonel çalışanlardan oluşan bir kadro kuruldu. TED Afet Destek Ekibi TED Burslu Öğrenciler Müdürlüğünde; uzman psikolog, uzman psikolojik danışman, raporlama uzmanlarından oluşan, burs programlarının yürütülmesi ve ilgili burslardan yararlanan öğrencilerin takibinden sorumlu 11 uzman görev alıyor. Ayrıca sürekli sahada bulunan bir çalışan mevcut. TED Afet Bursu Danışma Kurulunda ise çocuk gelişimi ve psikiyatri alanlarından iki profesör, bir öğretim üyesi klinik psikolog, bir eğitimci bulunuyor. Çocuklar Sahiplenildi Bölgeye yakın Türk Eğitim Derneği temsilcilikleri, yurtları ve gönüllüleri psikososyal destek ve yardım çalışmalarında aktif rol alıyor. 9 bölgede bulunan ekipler, desteklerini sürdürüyor. Psikososyal Takip ve Destek Çalışmaları Öğrenciler kitlesel bir travmaya maruz kalmış olsa da travmanın yarattığı etkilerin bireysel farklılıkları göz önünde bulundurularak kişi bazlı takip ve müdahale planları oluşturuldu. İlgili çalışmalar danışma kurulunda yer alan psikiyatri profesörü ve klinik psikolog öğretim üyesi süpervizörlüğünde yürütülüyor. Bu süreçte;- 687 öğrenci için ev ziyareti düzenlendi; psikososyal destek ihtiyacına yönelik tespit çalışması yapıldı.
- 153 öğrencinin psikososyal desteğe ihtiyaç duyduğu tespit edildi.
- Destek ihtiyacı olduğu tespit edilen/ destek talebi bulunan öğrenciler, ilgili çalışmalarından yararlanmaya devam ediyor.
Aralık 2023’te başlayan ve TED Üniversitesi Psikoloji Bölümü tarafından yürütülen çalışmalar için ilk saha ise Hatay olarak belirlendi. 13 hafta boyunca yüz yüze devam edecek projede her hafta 2 klinik psikolog sahada görev alacak. Ayrıca burs kapsamında gönüllü olarak yer alan uzmanlar için eğitici eğitimleri verilerek diğer illerde de uygulama sağlanacak.
Ayni Yardımlar-Etkinlikler Maddi ve psikolojik desteğin yanı sıra ayni ve sosyal ihtiyaçlar konusunda da burs alan çocuklara destek veriliyor. Sınav gruplarına (8 ve 12. sınıf öğrencileri) kaynak kitap desteği sağlandı, tüm öğrencilerin eğitim materyallerine ilişkin ek destek talepleri değerlendirildi ve karşılanmaya devam ediliyor. Okul öncesi ve ilkokul gruplarına yönelik sosyal aktivite setleri ile çocukların sağlıklı gelişimine katkıda bulunuluyor. Temmuz ve Ağustos 2023 tarihlerinde düzenlenen Geleceğin Yıldızları Bursa/Uludağ Kampına burslu öğrencilerin katılmalarını sağlanıldı. Benzer organizasyonlar düzenlenmeye devam ediyor. 9 İlde 787 Öğrencimiz TED’in Koruması Altında 8-12 yıl arasında sürmesi öngörülen kampanyada, Ocak 2024 itibariyle 394’ü Hatay’da olmak üzere toplam 9 ilde 787 öğrenci destekleniyor. Desteklerden yararlanan öğrenci sayısının 1000’e ulaşacağı öngörülüyor. TED Afet Bursu kapsamında; Ankara, İstanbul, Kayseri, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya, Adana, Mersin ve Hatay olmak üzere 9 ilde faaliyet gösteriliyor. Tüm öğrencilerin nakdi burs ödemeleri, Eylül ayından beri aylık olarak gerçekleştiriliyor. Öğrenci Takibi Türk Eğitim Derneği koordinasyonunda “Travma ve Yas” ve “Travma Sonrası Aile ve Çocuklar ile İletişim” hizmet içi eğitimlerini alan gönüllü ekipler, burs alan çocukların takibini gerçekleştiriyor.