Erciyes Üniversitesi THE 2026 Yılı Disiplinler Arası Bilim Sıralamasında Dünyanın En İyi Üniversiteleri Arasında Yer Aldı
Dünyanın en saygın üniversite derecelendirme organizasyonlarından birisi olan Times Higher Education (THE) tarafından bu yıl ilk defa gerçekleştirilen 2026 Yılı Disiplinler arası Bilim Sıralaması (Interdisciplinary Science Rankings, ISR) sonuçları açıklandı.
Schmidt Science Fellows ile birlikte başlatılan ve üniversitelerin disiplinler arası bilime katkılarını ölçmek için oluşturulan ilk sıralama sistemi özelliği taşıyan THE Disiplinler Arası Bilim Sıralamasında Erciyes Üniversitesi önemli bir başarı gösterdi.
Dünyada 94 ülkeden 911 üniversitenin katıldığı bu uluslararası sıralamada Erciyes Üniversitesi dünya üniversiteleri arasında 132. sırada yer alırken, ulusal sıralamada devlet üniversiteleri arasında 5. sırada yer aldı.
Rektör Prof. Dr. Fatih Altun, konu ile ilgili yaptığı açıklamada, “Erciyes Üniversitesi olarak disiplinler arası bilimde dünya sıralamasında yer almak, araştırma kültürümüzün güçlü bir yansımasıdır. Bilimsel üretimi ortak akılla, gelişmiş araştırma altyapımızla ve uluslararası işbirliklerimizle desteklemeye devam edeceğiz. Bu önemli başarıda emeği geçen tüm araştırmacılarımıza teşekkür ediyor, Erciyes Üniversitesi’nin küresel bilim sahnesindeki yükselişini kararlılıkla sürdüreceğimizi vurgulamak istiyorum. Üniversitemizin bu başarısında emeği geçen tüm araştırmacılarımıza katkılarından dolayı teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi.
Disiplinler Arası Bilim Sıralaması metodolojisi, her biri araştırma projelerinin oluşturulma döngüsünü temsil eden girdiler, süreçler ve çıktılar olmak üzere üç bölümü kapsayan toplamda 11 göstergeden oluşmaktadır.
Girdiler bölümü (%19) disiplinler arası bilimsel araştırma fonu (%8) ve sanayi fonu (%11) göstergeleri ile temsile edilmektedir. Süreçler bölümü (%16) başarı ölçüsü (%4), fiziksel tesisler (%4), yönetim desteği (%4) ve terfi süreci (%4) göstergelerine ait verilerden oluşmaktadır. Çıktılar bölümü (%65) ise disiplinler arası bilimsel araştırma yayınlarının sayısı (%10), disiplinler arası bilimsel araştırma yayınlarının oranı (%5), disiplin dışındaki fayda (%5), disiplinler arası bilimsel araştırmanın kalitesi (%20) ve itibar göstergelerine göre puanlandırılmaktadır (%25)
Kapadokya Üniversitesi (KÜN) ile SunExpress Arasında Uçak Bakım Teknisyeni Kariyer Programı İş Birliği
Havacılık sektörüne nitelikli insan kaynağı kazandırma vizyonu doğrultusunda çalışmalarını sürdüren Kapadokya Üniversitesi, Türk Hava Yolları ve Lufthansa’nın ortak kuruluşu olan SunExpress ile stratejik bir iş birliği protokolü imzaladı. Protokol, SunExpress’in yürüttüğü Uçak Bakım Teknisyeni Kariyer Geliştirme ve Destekleme Programı kapsamında hayata geçirildi.
Bu iş birliği çerçevesinde KÜN Uçak Gövde ve Motor Bakımı ile Havacılık Elektrik ve Elektroniği bölümlerinde öğrenim gören öğrenciler, SunExpress bünyesinde kısmi süreli çalışan olarak görev alabilecek. Öğrenciler, SunExpress Bakım Organizasyonu’nda işletmede mesleki eğitim ve zorunlu staj süreçlerini tamamlayarak sektörde doğrudan deneyim kazanacak; programı başarıyla tamamlayan adaylar ise mezuniyetleri sonrasında tam zamanlı istihdam fırsatına sahip olacak.
Protokolün temel amacı; ülkemiz hava taşımacılığı endüstrisinin büyümesine paralel olarak artan nitelikli hava aracı bakım personeli ihtiyacına cevap vermek, aynı zamanda KÜN’ün stratejik planı doğrultusunda eğitim ortamlarının etkinliğini artırarak küresel ölçekte tercih edilen mezunlar yetiştirmektir. Program, SunExpress tarafından geliştirilen süreçlerin üniversite iş birliğiyle daha etkili yürütülmesini hedeflemektedir.
Bu kapsamda öğrencilerimiz hem teorik bilgilerini uygulamaya dönüştürme imkânına sahip olacak hem de ulusal ve uluslararası ölçekte düzenlenen mesleki gelişim eğitimlerine katılarak kariyerlerini güçlendirebilecekler.
İş birliği hakkında değerlendirmede bulunan Kapadokya Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Eyup Atioğlu, şunları söyledi: “SunExpress ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği, öğrencilerimizin sektörel deneyim kazanması ve mezuniyet sonrasında güçlü bir kariyer başlangıcı yapmaları açısından büyük önem taşıyor. Kapadokya Üniversitesi olarak amacımız, öğrencilerimizi havacılık emniyeti ve uçuşa elverişlilik ilkelerini temel alarak, sektörün emniyetli ve sürdürülebilir geleceğine katkı sağlayacak hava aracı bakım teknisyenleri olarak yetiştirmektir.”
Bu protokol, KÜN’ün sektörle yürüttüğü yakın iş birliklerini güçlendirerek öğrencilerine mezuniyet sonrası istihdam olanakları sunma vizyonunun önemli adımlarından birini oluşturuyor.
KÜN Danışma Kurulu Üyesi Sertaç Yerlikaya’nın Yazar Kadrosunda Yer Aldığı “Yarının İşleri” Raporu Yayımlandı
Kapadokya Üniversitesi Danışma Kurulu Üyesi, -Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Danışmanı, WEF-Türkiye Dördüncü Sanayi Devrimi Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Açık Kaynak Platformu Direktörü- Sertaç Yerlikaya’nın yazarları arasında yer aldığı ve Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan ve teknolojik ilerlemenin küresel iş gücü üzerindeki etkilerini üretkenlik, kapsayıcılık ile sürdürülebilir kalkınma perspektifinden değerlendirildiği “Yarının İşleri” raporu yayımlandı.
Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum – WEF) tarafından Ekim 2025’te yayımlanan “Jobs of Tomorrow: Technology and the Future of the World’s Largest Workforces” başlıklı rapor, teknolojinin küresel iş gücü üzerindeki dönüştürücü etkilerini kapsamlı biçimde ele alıyor. Rapor; yapay zekâ, robotik ve otonom sistemler, enerji teknolojileri ile ağ ve algılama teknolojilerinin tarım, imalat, inşaat, perakende, lojistik, yönetim ve sağlık gibi yedi temel iş gücü alanını nasıl yeniden şekillendirdiğini ortaya koyuyor. Bulgular, bu dönüşümün yalnızca üretkenliği artırmakla kalmayıp aynı zamanda iş gücü becerilerini, kapsayıcılığı ve istihdam yapısını da köklü biçimde değiştireceğine işaret ediyor.
Endüstri mühendisliği, mühendislik yönetimi ve sanayi dönüşümü alanlarında uzun yıllara dayanan deneyime sahip olan Yerlikaya; bankacılıktan üretime, danışmanlıktan telekomünikasyona uzanan yönetim geçmişiyle, raporun iş dünyasıyla akademi arasındaki köprüyü güçlendiren en önemli isimlerinden biri oldu. Aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi Endüstri 4.0 Platformu’ndaki çalışmaları ve Türkiye Açık Kaynak Platformu’ndaki yöneticiliği sayesinde, teknolojik dönüşümün insan kaynağına, üretim süreçlerine ve açık inovasyon kültürüne etkilerini küresel ölçekte tartışmaya açtı.
Teknoloji, İş Gücü ve Geleceğe Yönelik Perspektif
Rapor, 2030 yılına kadar işverenlerin yüzde 86’sının yapay zekânın kuruluşlarını dönüştüreceğini öngörüyor. Future of Jobs Initiative kapsamında hazırlanan çalışma, ülkelerin gelir düzeyleri ve teknolojiye erişim kapasitelerine göre farklı politika önerileri sunuyor.
Yapay zekâ, robotik, enerji ve sensör teknolojilerinin eş zamanlı ilerlemesiyle; üretimden sağlığa, tarımdan lojistiğe kadar pek çok sektörde nitelikli iş gücü dönüşümünün hızlanacağı vurgulanıyor.
Küresel İş Birliklerinde Kapadokya Üniversitesi Vizyonu
Kapadokya Üniversitesi, Danışma Kurulu üyelerinin ulusal ve uluslararası düzeyde yürüttüğü bilimsel ve stratejik iş birlikleri aracılığıyla bilgi üretimi, teknolojik yenilik ve sürdürülebilir kalkınma vizyonunu güçlendirmeye devam ediyor.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi, Marmara Bölgesi Deprem Erken Uyarı Sisteminde Yeni Aşamaya Geçti
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE), Marmara Bölgesi’nde yürütülen Deprem Erken Uyarı Sistemi çalışmalarında önemli bir eşik aşarak, modern istasyon ağı ile saniyeler düzeyinde uyarı üretebilen yeni nesil test sistemini tanıttı.
KRDAE Müdürü Prof. Dr. Nurcan Meral Özel, erken uyarı teknolojilerinin deprem hissedilmeden önceki kritik birkaç saniyenin doğru kullanılmasını sağladığını belirterek şunları söyledi: “Yeni istasyonlarımızla veri iletim gecikmesini 0.2 saniyeye kadar düşürdük. Marmara Denizi’nde meydana gelecek bir depremde sistem, yakın istasyonların yoğunluğuna bağlı olarak 6-9 saniye içinde uyarı üretebilecek kapasitededir. Bu süre; metroların durdurulması, gaz vanalarının kapatılması, hızlı trenlerin yavaşlatılması gibi otomatik güvenlik adımlarını devreye almak için büyük önem taşır.”
8.4 Saniyede Uyarı Üreten Test Başarısı
02 Ekim 2025’te Marmara Denizi’nde meydana gelen Mw 5.0 büyüklüğündeki depremde sistem ilk uyarıyı 8.4 saniyede üretti. Uyarı süresi kullanıcıların deprem merkez üssüne uzaklıklarına göre değişecektir. Bu başarı, yeni algoritmaların sahadaki gerçek koşullarda da hızlı ve doğru çalışabildiğini gösterdi.
Modern Altyapı ve Yeni Nesil İstasyonlar
Marmara Bölgesi’ne kurulan 30 yeni nesil kuvvetli yer hareketi istasyonu sayesinde veri iletim gecikmesi 0.2 saniyeye düştü.
İlk sinyalin en az 4 istasyonda algılanmasıyla sistem, 6-9 saniye içinde deprem yeri ve büyüklüğünü hesaplayabiliyor ve uyarı gönderilecek seviyeye geliyor.
Kullanılan yazılımlar Avrupa ve Orta Amerika’da uygulanıp başarıyla test edilen uluslararası algoritmalardan oluşuyor.
Marmara İçin Hedef: 3–6 Saniyelik Erken Uyarı
KRDAE’nin öncelikli hedeflerinden biri Marmara Denizi tabanına gerçek zamanlı veri ileten sensörler yerleştirmek. Bu çalışma tamamlandığında uyarı süresinin 3–6 saniyeye kadar düşmesi öngörülüyor.
Türkiye Genelinde Kullanıma Doğru
Sistem şu anda test aşamasında olmakla birlikte, KRDAE’nin ağ modernizasyonu ve veri iletişim hızını artıran çalışmalarının tamamlanmasıyla erken uyarı altyapısının ülke geneline yayılması planlanıyor.
KRDAE’nin Erken Uyarı Birikimi: İstanbul Deprem Hızlı Müdahale ve Erken Uyarı Sistemi
Türkiye’de erken uyarı ve hızlı müdahale çalışmalarının temelleri, KRDAE’nin 1998 yılında başla_ğı İstanbul Deprem Hızlı Müdahale ve Erken Uyarı Sistemi ile atıldı. Bu sistemi geliştirme 1999 Kocaeli ve Düzce depremlerinden önce başladı. 5 Nisan 2001 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile resmen onaylandıktan sonra 2001 yılında İstanbul genelinde 100 Hızlı Müdahale İstasyonu ve 10 Erken Uyarı İstasyonu kuruldu.
Sistem bugün de KRDAE Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı tarafindan aktif olarak kullanılmaya devam etmekte; İstanbul’da meydana gelen depremlerde gerçek zamanlı sarsıntı ve hasar dağılımı haritaları üreterek kritik kurumlarla paylaşılmaktadır. Bu altyapı, Türkiye’nin erken uyarı çalışmalarında sahip olduğu 25 yılı aşkın deneyimin temelini oluşturuyor.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Türkiye’nin deprem tehlikesi yüksek bölgelerinde daha güvenli yaşam için bilimsel çalışmalara aralıksız devam etmektedir.
