
EMPERYALİZMİN MASKELİ OYUNCULARI
Mustafa TEMİZER
Emperyalizme en büyük engel İslam’dır. İslâm’ın ortaya koyduğu hak, hukuk, adalet, barış ve kardeşlik anlayışıdır. Dolayısıyla emperyalist ülkelerin ilk hedefi; İslam’dır, asırlarca İslam’ın bayraktarlığını yapmış, tüm mazlum milletlerin umudu olan Türk milletidir.
Türk milletini yok etmeden İslam’ı yok edemeyeceklerini bilen emperyalist ülkelerin kayıtsız şartsız ortak düşman Türk milletidir. Türk milletini yok etmeden İslam’ı yok etmek mümkün değildir.
Emperyalist ülkeler Türk milletini ve İslam’ı birlikte yok etmek, sömürü düzenini dünyaya hakim kılmak için her türlü yola başvuruyor. Ülkeleri ele geçirmek sömürü düzenlerini devam ettirmek ve yaygınlaştırmak için toplumların yapılarına göre sürekli yeni oyunlar ve oyuncular buluyor.
Sözde dini, milli hassasiyeti olduğuna inanılan ama mevki, makam hırsı, maddi çıkar ve gelecek kaygısı taşıyan, belli konularda zafiyeti olan insanları tespit ediyor. Onlara her türlü desteği sağlıyor. Ülkede söz sahibi ve iktidar olmalarını sağlıyor. Kendilerine engel olması muhtemel kesimlerin sözde temsilcileri ile emperyalist emellerinin önündeki engelleri birer birer kaldırıyor.
Dini ve milli değerleri maske olarak kullanan emperyalizmin maskeli oyuncuları aldıkları desteğin karşılığı olarak buyruk alıyor. “Yardım alan buyruk alır.” sözü gerçekleşiyor. Sözde Cumhuriyetçi ve Atatürkçüler emperyalizme karşı yapılan milli mücadelenin kahramanlarını istismar ediyor, değersizleştiriyor. Milli mücadelenin kazanımlarından vazgeçiliyor. Emperyalist ülkelerin projelerinin ya destekçisi ya da ortağı olunuyor. Millet, milli mücadele ile elde ettiği kazanımlarını kaybediyor. Asırlarca İslam’ın sancaktarlığını yapmış tüm mazlum milletlerin umudu Türk millet aşağılanıyor ve yok edilmek isteniyor.
Dini hassasiyeti olduğuna inanılan ve dini maske olarak kullananlar da aynı zafiyetleri nedeniyle emperyalistlerin isteği doğrultusunda hareket ediyor. Dini ve milli söylemlerinin hiçbir manası kalmıyor. İslami kavramların içi boşaltılıyor. Toplum İslam’dan uzaklaşıyor.
Milliyetçilik söylemlerine rağmen zafiyetleri nedeniyle emperyalizmin oyununa gelmekten kurtulamayanlar eliyle de tarihe yön veren Türk milleti, millet olma bilincinden uzaklaşıyor.
Emperyalist ülkeler Türk milletinin milli mücadele ile elde ettiği kazanımlarını geri almak istiyor. Sözde dindarlar ve milliyetçiler eliyle emperyalizme karşı en büyük engel olan İslam’ı ve Türk milletini ortadan kaldırmak istiyor. Emperyalistlerin projelerine destek veren, ortak olan, oyunlarına dahil olanların yüzlerindeki Cumhuriyetçilik, Atatürkçülük, dindarlık, milliyetçilik birer maskedir. Tüm değerlerimiz maske olarak kullanılmaktadır.
Ülkemizde ve bölgemizde yaşananlar emperyalizmin maskeli oyuncularla oynadığı oyundur. “Büyük Ortadoğu Projesi”, “Terörsüz Türkiye” söylemiyle oynanan oyun emperyalizmin “Parçala böl yönet – parçala böl yok et” oyunudur.
Ülkemizde ve bölgemizde cereyan eden olayları emperyalizmin oyunu olarak görmedikçe sorunlarımızı çözmemiz mümkün değildir. Onların projelerinin destekçisi ve ortaklarının halkı kandırmak için milli ve manevi değerleri maske olarak kullanıldığını anlamadan sorunlarımızı çözmemiz mümkün değildir.
Çare; sözde dindar, Cumhuriyetçi, Atatürkçü, milliyetçi siyasilerin mevki, makam hırsı, maddi çıkar ve gelecek kaygısı ile emperyalizmin isteklerine boyun eğdiğinin, birlikte milleti ayrıştırdığının, milletin birlik ve beraberliğini bozduğunun, birbirine düşman kesimler haline getirildiğinin farkına varmaktır.
Çare; Millet Partisi kurucu genel başkanı rahmetli bilge lider Aykut Edibali’nin yıllar önce yaptığı uyarıyı dikkate almaktır. Ne demişti Edibali; “Kürt meselesi diyorlar. Ben bunu rahatsızlık verici buluyorum. Kürt meselesi de çirkin bir laftır, Türk meselesi de çirkin bir laftır. Biz kardeşiz, bir birimizin meselesi neden olalım? Türkiye Cumhuriyeti dahilindeki bütün vatandaşlar hem vatandaştır hem de kardeştir. Kürt meselesi, Türk meselesi diye ayrı meseleler yok, Türkiye meselesi var, Ortadoğu meselesi var.. Adam gibi kavga etmeden bu bölge bizimdir deme meselemiz var. Yani özeti; yeni Selahattin Eyyubilere ihtiyacımız var, yeni Kılıçaslanlara ihtiyaç var. Türk’ü-Kürt’ü onu bunu ayırt etmeyen, hepsini kardeş gören, Osmanlı İmparatorluğu’nun tüm manevi, maddi, beşeri müktesebatını, zenginliğini, kazanımlarını bunlar benim hakkımdır diyecek bir iradeye ihtiyaç vardır. Başlangıçta kardeşçe yaşadığımız bir hayat tarzının, şimdi birbirimize kavgalı hale getirilmek noktasında yanlış, hatalı yolundayız. Bu yanlıştan mutlaka Türkiye vazgeçmelidir, bu yanlışın üstesinden gelmelidir. Ne etnik, ne bölge, ne din, ne kan, ne mezhep milliyetçiliğine, ırkçılığına Türkiye itibar etmemelidir…. Bizim birliğimiz zaafa uğrarsa ne Türk’ten hayır gelir, ne Kürt’ten hayır gelir, ne Arap’tan hayır gelir parça parça ederler. ”
Çare; Emperyalizmin kirli oyununu ve oyuncularını görmek oyuna gelmemektir. Farklı parti bayrakları altında milleti kavgalı hale getirenlere itibar etmemek, birbirimizle kavga etmemektir. Millet Partisi kadrolarının yarım asırdan fazla zamandır yaptığı “Milletim Uyan! Varlığın, birliğin, geleceğin tehlikede! Yeniden Milli Mücadele!” çağrısını duymaktır. Asıl düşman gerçek emperyalizme karşı tek yumruk olmaktır. Milli kadroların öncülüğünde “Milli Devlet”i, “Muhteşem Türkiye”yi gerçekleştirmektir. Tüm dünya milletlerinin gerçek emperyalizme karşı birlik olmalarını sağlamaktır.