
Ekonomi-teknoloji, eğitim, kültür-sanat, magazin-yaşam haberleri, TUİK verileri
Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %8,0 seviyesinde gerçekleşti
Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2025 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre 164 bin kişi azalarak 2 milyon 828 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,4 puan azalarak %8,0 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde %6,5 iken kadınlarda %10,9 olarak tahmin edildi.
Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı %49,1 oldu
İstihdam edilenlerin sayısı 2025 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre 18 bin kişi artarak 32 milyon 582 bin kişi, istihdam oranı ise aynı seviyede kalarak %49,1 oldu. Bu oran erkeklerde %66,1 iken kadınlarda %32,4 olarak gerçekleşti.
Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı %53,3 olarak gerçekleşti
İşgücü, 2025 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre 146 bin kişi azalarak 35 milyon 410 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,3 puan azalarak %53,3 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde %70,6 iken kadınlarda %36,4 oldu.
Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %15,0 oldu
15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,9 puan azalarak %15,0 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde %11,3, kadınlarda ise %21,7 olarak tahmin edildi.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 42,6 saat oldu
İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2025 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre 1,2 saat artarak 42,6 saat olarak gerçekleşti.
Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı %29,6 oldu
Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2025 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre 3,1 puan azalarak %29,6 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı %19,1 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı %19,9 olarak tahmin edildi.
Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) yıllık %36,35 arttı, aylık %3,21 arttı
H-ÜFE 2025 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre %3,21 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %31,23 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %36,35 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %43,78 artış gösterdi.
H-ÜFE ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yıllık %31,89 arttı
Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde %31,89 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde %37,41 artış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde %41,00 artış, gayrimenkul hizmetlerinde %48,65 artış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde %36,11 artış, idari ve destek hizmetlerde %41,68 artış gerçekleşti.
H-ÜFE ulaştırma ve depolama hizmetlerinde aylık %2,97 arttı
Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde %2,97 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde %5,20 artış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde %0,26 artış, gayrimenkul hizmetlerinde %10,91 artış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde %0,17 azalış, idari ve destek hizmetlerde %3,50 artış gerçekleşti.
Ocak-Temmuz döneminde ihracat %5,1, ithalat %6,9 arttı
Genel ticaret sistemine göre ihracat 2025 yılı Ocak-Temmuz döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %5,1 artarak 156 milyar 317 milyon dolar, ithalat %6,9 artarak 212 milyar 220 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Temmuz ayında enerji ürünleri ve altın hariç ihracat %12,8, ithalat %7,7 arttı
Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2025 Temmuz ayında %12,8 artarak 20 milyar 492 milyon dolardan, 23 milyar 108 milyon dolara yükseldi.
Temmuz ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat %7,7 artarak 23 milyar 482 milyon dolardan, 25 milyar 289 milyon dolara yükseldi.
Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Temmuz ayında 2 milyar 181 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi %10,1 artarak 48 milyar 397 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı %91,4 oldu.
Temmuz ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre %11,8 azalarak 7 milyar 305 milyon dolardan, 6 milyar 444 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2024 Temmuz ayında %75,5 iken, 2025 Temmuz ayında %79,5 oldu.
Dış ticaret açığı Ocak-Temmuz döneminde %12,2 arttı
Ocak-Temmuz döneminde dış ticaret açığı %12,2 artarak 49 milyar 809 milyon dolardan, 55 milyar 903 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2024 Ocak-Temmuz döneminde %74,9 iken, 2025 yılının aynı döneminde %73,7’ye geriledi.
Temmuz ayında imalat sanayinin toplam ihracattaki payı %95,5 oldu
Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2025 Temmuz ayında imalat sanayinin payı %95,5, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı %2,2, madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün payı %1,6 oldu.
Ocak-Temmuz döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı %94,4, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı %3,4, madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün payı %1,6 oldu.
Temmuz ayında ara mallarının toplam ithalattaki payı %65,2 oldu
Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2025 Temmuz ayında ara mallarının payı %65,2, sermaye mallarının payı %17,2 ve tüketim mallarının payı %17,0 oldu.
İthalatta, 2025 Ocak-Temmuz döneminde ara mallarının payı %69,0, sermaye mallarının payı %14,4 ve tüketim mallarının payı %16,4 oldu.
Temmuz ayında en fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu
Temmuz ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 970 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 696 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 1 milyar 570 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 504 milyon dolar ile Birleşik Arap Emirlikleri, 1 milyar 100 milyon dolar ile İtalya takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın %31,4’ünü oluşturdu.
Ocak-Temmuz döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 12 milyar 880 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 9 milyar 856 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 9 milyar 407 milyon dolar ile ABD, 7 milyar 754 milyon dolar ile İtalya ve 6 milyar 602 milyon dolar ile Irak takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın %29,7’sini oluşturdu.
İthalatta ilk sırayı Çin aldı
İthalatta Çin ilk sırayı aldı. Temmuz ayında Çin’den yapılan ithalat 4 milyar 638 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 561 milyon dolar ile Rusya Federasyonu, 3 milyar 6 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 736 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 545 milyon dolar ile İtalya izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın %46,2’sini oluşturdu.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat %8,5 arttı
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2025 Temmuz ayında bir önceki aya göre ihracat %8,5 artarken, ithalat %5,8 azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2025 yılı Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat %11,2, ithalat %5,4 arttı.
Yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payı %4,2 oldu
Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Temmuz ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı %95,5’tir. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı %4,2’dir. Ocak-Temmuz döneminde ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı %94,4’dür. Ocak-Temmuz döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı %3,7’dir.
Temmuz ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı %83,6’dır. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı %12,7’dir. Ocak-Temmuz döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı %80,9’dur. Ocak-Temmuz döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı %11,1’dir.
Özel ticaret sistemine göre, 2025 yılı Temmuz ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre %11,2 artarak 22 milyar 649 milyon dolar, ithalat %8,3 artarak 29 milyar 391 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Temmuz ayında dış ticaret açığı %0,4 azalarak 6 milyar 771 milyon dolardan, 6 milyar 741 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2024 Temmuz ayında %75,1 iken, 2025 Temmuz ayında %77,1’e yükseldi.
İhracat 2025 yılı Ocak-Temmuz döneminde 141 milyar 981 milyon dolar oldu
Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2025 yılı Ocak-Temmuz döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre %5,5 artarak 141 milyar 981 milyon dolar, ithalat %7,4 artarak 198 milyar 159 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Ocak-Temmuz döneminde dış ticaret açığı %12,3 artarak 50 milyar 16 milyon dolardan, 56 milyar 177 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2024 Ocak-Temmuz döneminde %72,9 iken, 2025 yılının aynı döneminde %71,7’ye geriledi.
Kayseri OSB Başkanı Yalçın: Kayseri’nin 7 Aylık İhracatı 2 Milyar 186 Milyon Dolar Oldu
Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı, 2025 yılı Temmuz ayı dış ticaret rakamlarını değerlendirdi.
Başkan Yalçın, “Kayseri’nin 2025 yılı Temmuz ayı ihracatı, bir önceki aya oranla yüzde 16,12 oranında artarak, 324 milyon 386 bin dolar seviyesinde gerçekleşti. Kayseri olarak, 2025 yılı ilk 7 aylık ihracat rakamımız ise 2 milyar 186 milyon 23 bin dolar oldu.” dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu ve Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle yürütülen genel ticaret sistemi geçici dış ticaret verilerinin Temmuz ayı yansımalarının kamuoyu ile paylaşıldığını vurgulayan Başkan Mehmet Yalçın, Türkiye’nin ihracatının 2025 yılı Temmuz ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11,0 artarak 24 milyar 938 milyon dolar olduğunu söyledi.
Yalçın, “Ülkemizin Temmuz ayı ithalatı ise yüzde 5,4 artarak 31 milyar 383 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2025 yılı Ocak-Temmuz döneminde ülkemiz ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,1 artarak 156 milyar 317 milyon dolar, ithalatı da yüzde 6,9 artarak 212 milyar 220 milyon dolar oldu.” diye konuştu.
Başkan Yalçın, “Kayseri’nin 2025 yılı Temmuz ayında yapmış olduğu ihracat, 324 milyon 386 bin dolar seviyesindedir. Bu rakam, Haziran ayında 279 milyon 356 bin dolar olarak gerçekleşmişti. Yaşanan artış sevindiricidir.” şeklinde konuştu.
Kayseri’nin 2025 yılı Temmuz ayı ithalat rakamının 162 milyon 352 bin dolar seviyesinde bulunduğunu belirten Başkan Mehmet Yalçın, “Kayseri’nin Temmuz ayı ithalat rakamı, bir önceki ay ithalatına oranla yüzde 16,85 oranında artış göstermiştir. Şehrimizin ilk 7 aylık ithalatı 1 milyar 48 milyon 896 bin dolar olmuştur.” dedi.
Başkan Yalçın, “Küresel ekonomik belirsizlikler ve yaşanan savaşların dünya ticareti üzerindeki olumsuz seyri, enerji ve lojistikte artan maliyet baskısı, ülkemizdeki enflasyonu düşürmeye yönelik para politikaları, sanayicilerimizi ve ihracatçılarımızı etkilemektedir. Bu etkiler nedeniyle sanayicimiz üretimde zorlanmakta ve ihracat pazarlarında daralma yaşamaktadır. Hükümetimizin bu zorlukların aşılması noktasında aldığı önlemlerin artırması sanayicilerimizin beklentisidir. Sanayicilerimiz; dış pazarlarda rekabetçi gücünü yitirmemek için döviz kuru konusunda adım atılmasını, üretim için gerekli mali kaynağa uygun koşullarda ulaşılabilmesi için destekler beklemektedir.” ifadelerini kullandı.
Başkan Yalçın, değerlendirmesinin sonunda tüm ihracatçılara ve sanayicilere, Türkiye ve Kayseri ekonomisine sağladıkları katkıdan dolayı teşekkür etti.
Kayseri’nin İhracatı Aylık Bazda Yüzde 16 Oranında Arttı
Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan temmuz ayı ihracat rakamlarını değerlendirdi.
Başkan Büyüksimitci, temmuz ayında Kayseri’nin ihracatının bir önceki aya göre yüzde 16,12 oranında artarak 324 milyon 385 bin dolar olarak gerçekleştiğini belirtti.
Geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1 civarında düşüş olduğunu ancak, geçen yılın ilk yedi ayına göre bu yılın ilk yedi ayında yüzde 1,92 oranında bir artış olduğunu açıklayan Büyüksimitci, Kayseri’nin ilk yedi aylık toplam ihracatının 2 milyar 186 milyon 23 bin dolar olarak gerçekleştiğini söyledi.
Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Başkanı Mehmet Büyüksimitci, Temmuz ayında Kayseri’den 147 ülkeye ihracat yapıldığını belirterek, şehrin küresel pazarlarda giderek daha güçlü bir konuma geldiğini söyledi.
Başkan Büyüksimitci açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Kayseri, üretim çeşitliliği ve kalitesiyle artık dünyanın birçok noktasında bilinen bir şehir haline geldi. Bu ay da ihracatımızda mobilya sektörü liderliğini korurken, kablo sektörü ikinci sırada, elektrikli ev aletleri ise üçüncü sırada yer aldı. En çok ihracat yaptığımız ülkeler sıralamasında Almanya ilk sırada yer alırken, Irak ve Amerika Birleşik devletleri de önemli pazarlarımızın başında gelmeye devam ediyor”
Küresel ölçekte belirsizlikler yaşansa da Kayseri sanayisinin geleceğe odaklandığını vurgulayan Büyüksimitci şunları kaydetti: “Bugünün zorlukları geçicidir. Asıl mesele, geleceğe nasıl hazırlandığımızdır. Biz sanayiciler olarak artık yalnızca üretmekle kalmıyor; tasarıma, markalaşmaya, verimliliğe, dijitalleşmeye ve yeşil dönüşüme yatırım yapıyoruz. Çünkü dünya pazarlarında ayakta kalmanın yolu, katma değerli ve yenilikçi ürünler geliştirmekten geçiyor”
Kayseri’nin genç nüfusu, girişimci ruhu ve köklü sanayi kültürüyle fark oluşturduğunu belirten Başkan Büyüksimitci, “Sanayicilerimiz tüm zorluklara rağmen üretmeye, istihdam oluşturmaya ve ülkemize döviz kazandırmaya devam ediyor. Kayseri sanayisi bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Türkiye’nin büyümesinde lokomotif rolünü sürdürecektir. Bu vesileyle ihracatımıza katkı sağlayan tüm sanayicilerimize, çalışanlarımıza ve emeği geçen herkese gönülden teşekkür ediyorum” dedi.
BAŞKAN GÜLSOY TEMMUZ AYI DIŞ TİCARET VERİLERİNİ DEĞERLENDİRDİ “TEMMUZ AYINDA 147 ÜLKEYE 324 MİLYON 385 BİN DOLAR İHRACAT, 162 MİLYON 351 BİN DOLAR İTHALAT YAPTIK”
Kayseri Ticaret Odası (KTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Temmuz Ayı dış ticaret verilerini değerlendirdi. Temmuz ayında 324 Milyon 385 bin dolar ihracat, 162 milyon 351 bin dolar ithalat gerçekleştirildiğini belirten Başkan Gülsoy, “Dünya için üreten, ülkemiz için rekabet eden tüm firmalarımıza, çalışanlarına ve emeği olan herkese teşekkür ediyorum” dedi.
TÜİK verilerine göre 2025 yılı Temmuz ayı ihracat rakamlarını değerlendiren KTO Başkanı Ömer Gülsoy, “Kayseri olarak Temmuz ayında 147 ülkeye 324 milyon 385 bin dolar ihracat gerçekleştirdik. Geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1,10 azalış, bir önceki aya kıyasla yüzde 16,12 oranında artış yaşanmıştır. Kayseri olarak İthalatımız ise 162 milyon 351 bin dolar olmuştur. Geçen yılın aynı ayına oranla yüzde 9,53 artış, bir önceki aya oranla yüzde 16,85 artış gerçekleşmiştir. Yılın 7 ayında toplam 2 milyar 186 milyon 23 bin dolar ihracat ile kapattık. Geçen yılın 7 ayına göre yüzde 1,92 oranında artış yaşandı. Yılın ilk 7 ayında toplam ithalatımız ise 1 milyar 48 milyon 896 bin dolar olmuştur. Geçen yılın ilk 7 ayına oranla yüzde 18,13 oranında artış yaşanmıştır.“ diye konuştu.
Kayseri’den ihracat gerçekleştirilen ülkeler hakkında da bilgiler veren Gülsoy, “İhracat pazarlarımız; Irak, Almanya, Avusturya, ABD, Fas, Polonya, Romanya, İtalya, Birleşik Krallık ve Azerbaycan’dır.” ifadelerini kullandı.
Kayseri ihracatının sektörler bazında analizini de yapan Başkan Gülsoy, “Türkiye İstatistik Kurumu’nun belirlediği sektörlerden; Elektrik ve Elektronik, Çelik, Kimyevi Madde ve Mamulleri, Çimento Cam Seramik ve Toprak Ürenleri gibi sektörlerde artış yaşanırken Demir ve Demir Dışı Metaller, Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri, Tekstil ve Ham maddeleri, Madencilik ürünleri gibi sektörlerde azalış gerçekleşmiştir.“ dedi.
İhracatın ülke ekonomisi açısından hayati öneme sahip olduğunu da belirten Başkan Gülsoy, “Ekonominin dar boğazdan çıkabilmesi için en büyük silahlarımızdan biri ihracattır. Dış pazarda rekabet edebilmek için maliyetlerimizi düşürecek yapısal reformlara ihtiyaç var.” ifadelerini kullandı.
Üreticilerimize ve ihracatçılarımıza direnç kazandıracak hamlelere ihtiyaç olduğunu belirten Gülsoy, şunları dile getirdi.
“İş dünyamız üretim ve ihracat için ciddi anlamda çabalıyor. İhracatçımız, yüksek üretim maliyetleriyle küresel pazarda rekabet etmeye çalışıyor. Bu zorlu koşullarda finansmana erişim hayati önemde. Özellikle emek yoğun sektörlerde kısa çalışma ödeneğinin yeniden uygulamaya alınması çok önemli olup üreten kesime biraz olsun nefes aldıracaktır. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğimiz (TOBB) öncülüğünde hayata geçirilen Nefes Kredisi üyelerimize can suyu oldu. İkinci nefes kredisinin biran önce hayata geçmesini bekliyoruz. Bunun yanında İhracatın ivme kazanması için daha geniş kapsamlı, düşük faizli ve uzun vadeli kredi programlarına ihtiyacımız var. Biz ülkemizin gücüne, alınacak tedbirler ve kolaylaştırıcı adımlarla, ihracatımızı güçlendirebileceğimize inanıyoruz. Kayseri Ticaret Odası olarak ihracatçı üyelerimizin pazar çeşitliliğini artırmak adına pek çok faaliyet yürütüyoruz. Üyelerimizden ricamız, duyurularımızı aktif bir şekilde takip etmeleri. Ve organizasyonlarımıza katılmak için başvurularını yapmaları. Tüm zorlu şartlara rağmen üreten, rekabet eden ve Türk ürünlerinin dünyada var olması için çabalayan tüm firmalarımıza ve de emekçi çalışanlarına teşekkür ediyorum.”
Ekonomik güven endeksi Temmuz ayında 96,3 iken, Ağustos ayında %1,7 oranında artarak 97,9 değerini aldı.
Bir önceki aya göre Ağustos ayında tüketici güven endeksi %0,9 oranında artarak 84,3 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi %1,7 oranında artarak 100,6 değerini, hizmet sektörü güven endeksi %1,1 oranında artarak 111,1 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi %0,8 oranında artarak 108,8 değerini, inşaat sektörü güven endeksi %4,0 oranında azalarak 85,3 değerini aldı.
Girişim sayısı ve istihdamda en yüksek payı hizmet sektörü oluşturdu
Geçici sonuçlara göre 2024 yılında faal olan girişimlerin %44,4’ü hizmet sektöründe, %35,1’i ise ticaret sektöründe yer aldı. İstihdamda ise hizmet sektörü toplam istihdamın %39,2’ini oluştururken sanayi sektörünün istihdam payı %27,2 oldu.
Ciroda en yüksek payı ticaret sektörü aldı
Ticaret sektörü ciroda %45,8’lik pay ile ilk sırada yer aldı. Girişimlerin en fazla yer aldığı ve istihdam payı en yüksek olan hizmet sektörünün ciro payı %16,9 iken, sanayi sektörünün ciro payı %30,2 oldu.
Türkiye geneli üretim değerinde en yüksek değeri imalat aldı
Üretim değeri 2024 yılında imalatta 21 trilyon 927 Milyar TL, ticarette 6 trilyon 764 milyar TL, inşaatta 5 trilyon 905 milyar TL, ulaştırma ve depolamada 4 trilyon 995 milyar TL, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımında 3 trilyon 263 milyar TL olarak gerçekleşti.
Ciroda en yüksek payı 250+ büyüklük grubu aldı
Ciro payının 2024 yılında %35,1’ini 250+ büyüklük grubu, %24,7’sini 1-9 büyüklük grubu, %19,9’unu 10-49 büyüklük grubu ve %20,3’ünü ise 50-249 büyüklük grubu oluşturdu. İstihdamda ise %36,0’ını 1-9 büyüklük grubu, %27,8’ini 250+ büyüklük grubu, %19,3’ünü 10-49 büyüklük grubu ve %16,9’unu ise 50-249 büyüklük grubu oluşturdu.
Aktif girişim sayısı 2024 yılında 3 milyon 942 bin 781 olarak gerçekleşti
Geçici sonuçlara göre 2024 yılında ciro 91 trilyon 653 milyar TL, üretim değeri 53 trilyon 157 milyar TL, faktör maliyetiyle katma değer 15 trilyon 749 milyar TL olarak gerçekleşirken mal ve hizmetlerin toplam satın alışları 79 trilyon 836 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. İstihdamda ise 19 milyon 789 bin 7 kişi olarak gerçekleşti.
İmalat sanayindeki girişimlerin %54,7’si düşük teknoloji faaliyetlerinde yer aldı
Düşük teknoloji faaliyetlerinde yer alan bu girişimler, istihdamın %48,5’ini, cironun ise %35,9’unu oluşturdu
İnternet kullanım oranı, 16-74 yaş grubundaki bireylerde 2024 yılında %88,8 iken 2025 yılında %90,9 oldu. Cinsiyet ayrımında 2025 yılında İnternet kullanım oranı; erkeklerde %93,6, kadınlarda %88,2 olarak gözlendi.
E-devlet hizmetlerini kullanan bireylerin oranı %76,1 olarak gerçekleşti
Son 12 ay içinde özel amaçla resmi makamların web sitelerini ve uygulamalarını kullanan ve İnternet üzerinden kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerin oranı %76,1 oldu. Bu oran, erkeklerde %82,8 iken kadınlarda %69,5 olarak gerçekleşti. E-devlet hizmetlerini kullanan bireylerin oranı yaş grubuna göre incelendiğinde ise bu oranın en yüksek %92,8 ile 25-34 yaş grubunda, en düşük %29,6 ile 65-74 yaş grubunda olduğu görüldü.
İnternet üzerinden mal veya hizmet satın alma ya da sipariş verme oranı %55,7 oldu
Son 12 ayda İnternet kullanan bireylerin İnternet üzerinden özel kullanım amacıyla mal veya hizmet satın alma ya da sipariş verme (e-ticaret) oranı, 2024 yılında %51,7 iken 2025 yılında %55,7 oldu. Cinsiyete göre İnternet üzerinden mal veya hizmet satın alma ya da sipariş verme oranı erkeklerde %59,1, kadınlarda %52,3 oldu. Bu oran, en son mal veya hizmet satın alma ya da sipariş verme zamanlarına göre incelendiğinde; bireylerin %42,3’ünün son 3 ay içinde (2025 yılı ilk 3 ayı) mal veya hizmet satın aldığı ya da sipariş verdiği görüldü.
İnternet üzerinden öğrenme faaliyeti gerçekleştiren bireylerin oranı %17,7 oldu
İnternet üzerinden son 3 ay içinde eğitim, mesleki veya özel amaçlar için öğrenme faaliyeti gerçekleştiren bireylerin oranı, 2025 yılında bir önceki yıla göre 3,9 puan artarak %17,7 oldu. Bu oranın erkekler için %17,5, kadınlar için %18,0 olduğu görüldü.
Bireylerin %88,6’sı WhatsApp kullandı
Bireylerin en fazla kullandıkları sosyal medya ve mesajlaşma uygulamaları %88,6 ile WhatsApp, %72,9 ile YouTube ve %68,1 ile Instagram oldu. En fazla kullanılan sosyal medya ve mesajlaşma uygulamaları cinsiyete göre incelendiğinde; erkeklerin en fazla %91,3 ile WhatsApp, %75,7 ile YouTube ve %68,7 ile Instagram uygulamalarını, kadınların %85,9 ile WhatsApp, %70,1 ile YouTube ve %67,4 ile Instagram uygulamalarını kullandığı gözlendi.
E-ticaret yapan bireylerin %29,0’ı sorunla karşılaştı
Son 3 ay içinde e-ticaret yapan bireylerin %29,0’ı web sitesi veya mobil uygulama üzerinden yaptığı satın alma işleminde herhangi bir sorunla karşılaştı. Bu sorunlar içinde teslimatın belirtilenden daha yavaş olması %12,7 ile ilk sırayı alırken; bunu %11,8 ile yanlış veya hasarlı mal/hizmet teslimi takip etti.
Bireylerin %15,6’sı elektronik kimlik kullandığını belirtti
Son 12 ay içinde İnternet kullanan bireylerin % 15,6’sı özel amaçlarla çevrimiçi hizmetlere erişmek için elektronik kimlik kullandığını belirtti. Bu oran erkeklerde %18,0, kadınlarda %13,3 olarak gerçekleşti.
“Kuraklık yaşadığımız ve suya olan ihtiyacımızın her geçen gün arttığı bu dönemde mevcut su kaynaklarımızın korunması hayati önem taşıyor“
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, iklim değişikliği, kuraklık ve çevre kirliliğinin su kaynakları üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Bayraktar, artan kirliliğin ve azalan yağışların tarımsal üretim ve canlı yaşamı tehdit ettiğine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:“İklim değişikliğinin en önemli etkisinin su döngüsü üzerinde olacağı ve önümüzdeki yıllarda 3 milyardan fazla insanın su kıtlığı yaşayacağını bilimsel çalışmalar ortaya koyuyor. Her geçen yıl nüfus artışının etkisiyle kişi başına düşen kullanılabilir su miktarımız azalıyor. Diğer taraftan küresel iklim değişikliğinin sonucu olarak dünyanın birçok bölgesinde artan sıcaklıklar ve azalan yağışlar, kuraklık afetinin sıklığını ve şiddetini artırıyor.
Ülkemizde insan eliyle su kaynaklarımıza zarar veriliyor. Kuraklık yaşadığımız ve suya olan ihtiyacımızın her geçen gün arttığı bu dönemde mevcut su kaynaklarımızın korunması hayati önem taşıyor. Ne yazık ki arıtılmadan veya yetersiz şekilde arıtılarak doğaya bırakılan sanayi atıkları akarsu ve yeraltı sularımızı kirletiyor.
Mudurnu Çayı’nın zehirli suları nedeniyle hayvanlar zehirlenmiş, tarım topraklarımız kirlenmiştir
Geçtiğimiz günlerde Mudurnu Çayı’nın zehirli fabrika atıklarıyla kirletilmesi olayı bizleri derinden üzmüştür. Mudurnu Çayı’nın zehirli suları nedeniyle hayvanlar zehirlenmiş, tarım topraklarımız kirlenmiştir. Diğer yandan Sakarya Nehri üzerinden denize ulaşan zehirli sular, deniz yaşamındaki canlılara da zarar vermiştir. Bölge halkının ve Sakarya basınının duyarlılığı sayesinde konu gündeme gelmiş ve tehlikenin boyutu gözler önüne serilmiştir.
Halkın eylem yapmasına neden olan bu olay sonrasında Sayın Sakarya Valimiz tarafından gerekli adli ve idari işlemler başlatılmış olup bölgeye zehirli atıklarını bırakan bir firma yasal şartları sağlayana kadar kapatılırken başka bir firmaya da idari para cezası uygulanmıştır. Bunun yanında konu ile ilgili inceleme ve denetimlerin daha kapsamlı yürütülmesi amacıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından iki müfettiş talep edilmiştir.
Doğanın katledilmesine izin vermeyen, tüm gücüyle karşı çıkan bölge halkına, Sakarya basınına ve sorunun çözümü adına gösterdikleri gayretlerden dolayı Sayın Sakarya Valimize teşekkürlerimizi sunuyor, yürekten kutluyoruz.
81 İlin 75’înde görülen su kirliliği yaşamı ve tarım sektörünü tehdit ediyor
Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemiz, akarsu bakımından da oldukça zengin bir coğrafyaya sahiptir. Sanayi tesislerin yoğun olarak bulunduğu Marmara Bölgesinde Sakarya, Meriç, Ergene, Susurluk ve Biga Çayı gibi başlıca akarsuların yanında irili ufaklı birçok doğal ve yapay göl bulunmaktadır. Bu kaynakları korumak milli bir meseledir. Ancak yapılan çalışmalar su kirliliğinin ülkemizde 81 ilin 75’inde öncelikli veya önemli bir sorun olarak tespit edildiğini gösteriyor. Bu illerde su kirliliği yaşamı ve tarım sektörünü tehdit ediyor. Buradan kirlilik riski taşıyan akarsularımızın olduğu iller başta olmak üzere 81 ildeki Valilerimizi ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızı göreve davet ediyorum.
Mudurnu Çayı’nda yaşanan bu üzücü olayın bir daha tekrarlanmaması için bu sorunu kalıcı olarak çözmek zorundayız. Sahip olduğumuz doğal zenginlikleri korumak ve gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakmak istiyorsak, çevre sorunlarını öncelikli ve ulusal bir mesele haline getirmemiz gerekiyor.
Temiz bir çevre için milli seferberlik başlatalım. Kirlenen hava, su ve toprak artık sadece çevreyi değil, tüm canlı yaşamını tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Bu konuda denetimleri sıkılaştıralım. İçtiğimiz suya, solduğumuz havaya kadar karışan zehirli atıklarını çevreye bırakanlara karşı ağır yaptırımlar ve caydırıcı cezalar uygulayalım. Unutmayalım ki çevreyi korumak yaşamı korumaktır. Bu sorunu Sayın Cumhurbaşkanımıza bir mektupla ilettik, kalıcı yaptırımlar talep ettik. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı nezdinde de girişimlerimiz devam ediyor.”
Savunma Sanayi Ürünleri Bu Testlerden Geçiyor
Tamamen Türk sermayesiyle kurulan ve yerli-milli bir kuruluş olan Inspecco, yaklaşık 20 yıldır savunma, havacılık ve sivil endüstride ürünlerin güvenli ve mevzuata uygun bir şekilde piyasaya çıkmasını sağlıyor. Test, gözetim ve sertifikasyon alanlarında uçtan uca hizmet sunan şirket, TÜRKAK akreditasyonu ve T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yetkileriyle faaliyetlerini sürdürüyor.
Inspecco Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Yavuz Keçeci, “İki genç mühendis olarak 20 yıl önce kurduğumuz firmamız, bugün 160 mühendis kadrosuyla Türkiye’nin önde gelen uygunluk değerlendirme kuruluşlarından biri haline geldi. Türkiye’nin ISO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesindeki 380 firma ile iş birliği yapıyoruz. Türkiye genelinde 12 ofisimiz var; bunlardan üçü Ankara’da bulunuyor. Ayrıca Almanya, Çin, Vietnam ve Hong Kong’daki şirketlerimizle birlikte 20 ülkede temsilciliklerimiz mevcut” dedi.
Uygunluk değerlendirme süreçleri hakkında bilgi veren Keçeci, “Bu kavram Türkiye’de yeni gibi görünse de dünya genelinde yaklaşık 200 yıllık bir geçmişe sahip. Her ürün, hizmet veya sistemin performans ve güvenlik kriterleri test ediliyor. Tekstilde kanserojen boya içeriğinden, elektronik bir ekipmanın elektromanyetik yayımına kadar birçok konu bu kapsamda inceleniyor” ifadelerini kullandı.
Akreditasyon ve yetkilendirmeler konusuna değinen Keçeci, “TÜRKAK denetimleriyle işlerimizi sürdürüyoruz. Bakanlık yetkilendirmelerinin yanı sıra kamu kurumları ve savunma-havacılık ana sanayilerinden aldığımız yetkilerle denetimler yapıyoruz” diye konuştu.
Üç ana hizmet başlığında hizmet verdiklerini dile getiren Keçeci, başlıkları şöyle sıraladı:
“Test: Ürün, hammadde veya sistemin; tasarlandığı gibi çalışıp çalışmadığı ve ilgili mevzuata uyumu ölçülür. Gözetim: Ürünün tedarik sürecinden sevkiyat ve montajına kadar her aşaması yerinde kontrol edilir. Sertifikasyon: Test ve gözetim sonuçlarına göre mevzuat veya müşteri talebine uygun olarak belgelendirme yapılır.”
Yerlileşme hedeflerine de dikkat çeken Keçeci, “Test sistemleri genellikle Avrupa, Amerika ve Japonya menşeli. Biz hem bu sistemleri kullanıyor hem de yerli olarak geliştirmeyi hedefliyoruz. Savunma sanayinin kritik yapısı nedeniyle bu sistemlerin milli olması büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.
Savunma sanayindeki denetim süreçlerine örnek veren Keçeci, “Bir roketin içindeki elektronik kart, bir kablo veya mekanik parça… Her biri çok sayıda kalite kontrol testinden geçiyor. Ayrıca taşıma ve depolama koşulları (ısı, titreşim vb.) da kritik; aksi hâlde ürün çalışmayabilir veya hasar görebilir. Bu kontrolleri de biz gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.
Aynı zamanda SAHA İstanbul üyesi olan Inspecco’nun Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Yavuz Keçeci, firmanın öne çıkan başlıklarını şöyle sıraladı: ”20+ yıl deneyim, 160 mühendis, TÜRKAK akreditasyonu, ilgili bakanlık yetkileri, Test–Gözetim–Sertifikasyon: uçtan uca hizmet, ISO 500 listesinde 380 şirketle iş birliği, Türkiye’de 12 ofis, 20 ülkede temsil, CE işaretleme süreçlerinde tam kapsam yönetim, Test sistemlerinde yerlileşme hedefi…”
Securitas Technology, yapay zeka ile perakendede oyunun kurallarını değiştiriyor
Yapay zekâ, perakende sektöründe güvenlik, operasyonel verimlilik ve müşteri deneyimi yönetiminde büyük dönüşüm sağlıyor. Securitas Technology Türkiye’nin perakendeye özel geliştirdiği yapay zekâ destekli video analiz çözümü, mağaza içi dinamikleri analiz ederek işletmelere daha akıllı kararlar alma imkânı sunuyor. Bu sayede hem çalışan verimliliği hem de müşteri memnuniyeti artarken, süreçler daha etkin bir şekilde yönetilebiliyor.
Yapay zekânın durmaksızın ilerleyen yükselişi, perakende sektörünü de kökten dönüştürüyor. Bu değişim rüzgârı, müşteri deneyiminden stok yönetimine, mağaza içi operasyonlardan satış stratejilerine kadar her alanda etkisini hızla hissettiriyor.
Özellikle son yıllarda yapay zekâ, gelişmiş analiz kabiliyetleri ve öngörücü algoritmaları sayesinde, perakende sektöründe birçok yenilikçi ürün ve çözümün temelinde yer alıyor. Derin öğrenme ve makine öğrenmesi gibi teknolojiler, tüketici davranışlarını analiz ederek kişiselleştirilmiş hizmetlerin sunulmasını mümkün kılıyor; aynı zamanda talep tahmini, dinamik fiyatlandırma ve envanter optimizasyonu gibi kritik alanlarda daha isabetli ve stratejik kararlar alınmasına olanak tanıyor.
Yapay zekâ destekli sistemler sayesinde, perakende sektörü daha çevik, daha verimli ve daha müşteri odaklı bir yapıya dönüşüyor.
6. Uluslararası Kadın Dostu Markalar Farkındalık Ödülleri için Başvurular Açıldı
Kadın Dostu Markalar Platformu’nun her yıl 8 Mart haftasında gerçekleştirdiği Uluslararası Kadın Dostu Markalar Farkındalık Ödülleri, Mart 2026’da altıncı kez sahiplerini bulacak. Programın başvuru dönemi 18 Ağustos 2025 itibarıyla açıldı. Kurum ve markalar, toplumsal cinsiyet eşitliği odağındaki etkili projeleriyle programa başvurabilecek.
Kadın Dostu Markalar Platformu tarafından 2021 yılından bu yana her yıl düzenlenen ödül programı, iş dünyasında köklü ve itibarlı bir referans noktası haline geldi. Platform, yalnızca ödül sürecinde değil; yıl boyunca markaların toplumsal cinsiyet eşitliği, çeşitlilik ve kapsayıcılık alanındaki projelerini de görünür kılarak hem iş dünyasında hem de toplumda bu yönde güçlü bir duruş sergiliyor.
2026 yılında altıncı kez düzenlenecek olan Uluslararası Kadın Dostu Markalar Farkındalık Ödülleri, bu yıl güncellenen kategori yapısıyla daha geniş bir perspektiften değerlendirilecek. “Çeşitlilik, Kapsayıcılık ve İyilik Hali Uygulamaları”, “Kadın Odaklı Sağlık ve Esenlik Temalı Farkındalık Projeleri” ve “Medya, İletişim ve Diğer Yenilikçi Sosyal Fayda Projeleri” yeni eklenen başlıklar arasında yer alıyor. Erken başvuru dönemi 30 Eylül 2025 tarihinde sona erecek.
Başoğlu Kablo IDEF 2025’e Türkiye’nin Savunma Sanayisine Milli Çözümleriyle Güç Kattı!
Türkiye’nin savunma sanayisinin geleceğinin sesi, 22-27 Temmuz 2025 tarihleri arasında İstanbul’da yankılandı. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı IDEF 2025, dünya savunma ekosisteminin en kritik buluşma noktalarından biri oldu. Bu devasa organizasyonda, ülkemizin yerli ve milli üretim gururu Başoğlu Kablo, 1. Salon’daki A31 numaralı stratejik konumunda, yenilikçi gücünü ve sarsılmaz katkısını savunma dünyasıyla buluşturdu. Firma, özel olarak geliştirilmiş yüksek performanslı kablo ve silikon çözümleriyle fuarın en çok konuşulan aktörlerinden biri haline gelerek ziyaretçilerin ilgisini kendine çekti.
SAVUNMA DEVLERİNDEN BAŞOĞLU KABLO’YA İLGİ FIRTINASI
IDEF 2025 boyunca Başoğlu Kablo standı, üst düzey ziyaretlerle adeta bir diplomasi üssüne dönüştü. Fuarda, Milli Savunma Bakanlığı Askeri Fabrikalar Genel Müdürü Sayın İmdat Ersoy ve beraberindeki seçkin askeri heyet, Başoğlu Kablo’ya kritik ziyaret gerçekleştirdi.
Küçük Ölçekli Mutfaklarda Büyük Çözümler
Günlük yaşam pratiklerindeki değişim, konut tipolojilerinin giderek daha kompakt ölçülere yönelmesine neden oluyor. Bu durum, mutfakların mekansal ve işlevsel açıdan yeniden tanımlanmasını zorunlu kılıyor. Küçük ölçekli mutfaklarda planlama, depolama kapasitesi, donanım kalitesi, aydınlatma, havalandırma ve malzeme seçimlerinin bütüncül bir tasarım anlayışıyla ele alınması; hem kullanım ergonomisini hem de uzun vadeli performansı doğrudan etkiliyor.
Yaşam alanlarındaki dönüşüm mutfakların, konut içindeki rolünü yeniden tanımlıyor. Günümüzde küçük metrekareli mutfaklar, yemek hazırlama işlevinin ötesinde, günün büyük bölümünde kullanılan, aile ve misafirlerin bir araya geldiği sosyal merkezler olarak planlanıyor. Bu konum, tasarımın her aşamasında seçimlerinin eşgüdümlü biçimde değerlendirilmesini gerektiriyor.
KAGİDER’den Kadın Girişimcilere Stratejik Destek: KAGİDER Momentum Programı Başladı
Kadın girişimcilerin iş dünyasında daha güçlü, dirençli, rekabetçi ve sürdürülebilir bir konuma gelmelerini hedefleyen KAGİDER Momentum: Kadın Girişimci Güçlendirme Programı, 14 Ağustos 2025 tarihinde yapılan tanıtım oturumu ve ilk eğitimiyle başladı.
Türkiye Kadın Girişimcileri Derneği (KAGİDER) tarafından geliştirilen ve 24 ay sürecek olan program, mikro ve küçük ölçekli, dezavantajlı konumdaki kadın liderliğindeki işletmelere yönelik çok boyutlu bir gelişim modeli sunuyor.
Program; dijital eğitimler, birebir mentorluk ve uzman danışmanlık desteklerinin yanı sıra yönetim kurulu simülasyonları, ulusal ve uluslararası ağlara erişim, yatırımcı ve iş ortaklarıyla buluşma etkinlikleri gibi birçok bileşeni bir araya getirerek kadın girişimcilere sürdürülebilir büyüme yolunda stratejik katkılar sunacak.
Uyumsoft’a müşteri hizmetleri alanında Stevie Ödülü
Türkiye’nin lider yazılım şirketi Uyumsoft, global ölçekte ses getiren bir başarıya daha imzasını atarak, Uluslararası Stevie Awards Bronz Ödülü’nün sahibi oldu. Küresel çapta tanınan Deloitte, Sony, Hilton, Microsoft, IBM, SAP gibi markaların katıldığı iş dünyasının saygın ve prestijli platformlarından birisi olan 22. Stevie Awards Uluslararası İş Ödülleri kapsamında, “Yılın Müşteri Hizmetleri Departmanı” kategorisinde Bronz Ödülü Uyumsoft’a verildi. Bu başarı, Uyumsoft’un müşteri odaklı yaklaşımının ve müşteri hizmetleri ekibinin çalışmalarının global ölçekteki değerini göstermektedir ve sürdürülebilir başarılı çalışmalar ödül ile taçlandırıldı.
ZENGEZUR KORİDORU’NDA TARİHİ ADIM
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu Demiryolu Hattı’nın temelinin 22 Ağustos Cuma günü atılacağını duyurdu. Bakan Uraloğlu, 224 kilometrelik hattın Zengezur Koridoru’nun önemli bir parçası olduğunu belirterek “Zengezur Koridoru’nun işlerlik kazanmasıyla birlikte Pekin’den Londra’ya kadar uzanan doğu-batı hattı daha verimli işleyecek.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin doğusunda yük ve yolcu taşımacılığını güçlendirecek Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu Demiryolu Hattı’nın temelinin 22 Ağustos Cuma günü atılacağını duyurdu. Bakan Uraloğlu, hattın hem Türkiye’nin lojistik kapasitesini artıracağını hem de Asya’ya uzanan ticaret yollarında ülkenin jeostratejik güven adası olma özelliğini perçinleyeceğini söyledi.
Yıllık 5,5 Milyon Yolcu, 15 Milyon Ton Yük Taşıma Kapasitesi
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde proje için 2,4 milyar avroluk dış finansman sağlandığını hatırlatan Uraloğlu “Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu Demiryolunu, 224 kilometre uzunluğunda, çift hatlı, elektrifikasyonlu ve sinyalizasyonlu inşa edeceğiz. Hattımız yılda 5,5 milyon yolcu ve 15 milyon ton yük taşıma kapasitesine sahip olacak. Projede 5 tünel, 19 aç-kapa tüneli, 3 viyadük, 10 köprü, 144 altgeçit, 27 üstgeçit ve 480 menfez yer alacak.” açıklamasında bulundu.
Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarını (STK) ve sosyal girişimleri ÜCRETSİZ bir şekilde doğru yeteneklerle buluşturan lider platform civicspacejobs.com, sosyal medya kanallarında önemli bir kilometre taşını geride bıraktı. Platform, Instagram’da 30.000 ve LinkedIn’de 20.000 olmak üzere toplamda 50.000’i aşkın kişiden oluşan dev bir topluluğa ulaştı. Bu büyüme, sivil toplumun dijital alandaki gücünü ve etkileşimini artırma misyonunun somut bir başarısı olarak öne çıkıyor.
Bu başarının arkasındaki güç olan Civic Space Media, kurucusu Kenan Dursun liderliğinde 10 yılı aşkın süredir Türkiye’deki toplumsal fayda üreten kuruluşların etkilerini güçlendirmek için çalışıyor. Civic Space Jobs da bu vizyonun en önemli ürünlerinden biri olarak, hem iş arayan nitelikli adaylar hem de değerli ekip arkadaşları arayan kurumlar için bir köprü görevi görüyor.
Türkiye’nin turizm gelirlerindeki büyüme, otel yönetim sistemlerinde teknolojinin önemini artırıyor
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2025’in ilk altı ayında turizm gelirleri yüzde 7,5 artarak 25,7 milyar dolara yükseldi. Turizm sektöründeki bu ivme, otel yönetiminde yenilikçi teknolojilerin önemini giderek artırıyor. Protel, büyüyen turizm pazarının ihtiyaçlarına modern ve entegre otel yönetim sistemleriyle yanıt veriyor.
2025 yılının ocak-haziran döneminde Türkiye, turizm gelirlerinde önemli bir büyüme kaydetti. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre, bu dönemde turizm gelirleri geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 7,5 artarak 25,7 milyar dolara ulaştı. Yurt dışı ikamete sahip vatandaşların turizm gelirlerine katkısı yüzde 18,8 olarak gerçekleşirken, kişi başı ortalama turizm geliri yüzde 5,6 artışla 996 dolara yükseldi. Ayrıca kişi başı gecelik ortalama gelir de yüzde 8,1 artarak 106 dolar seviyesine çıktı.
vivo V60 çok yakında Türkiye’de satışa çıkıyor!
vivo’nun yeni yıldızı V60, Türkiye’ye geliyor! Profesyonel fotoğrafçılığı cebinize taşıyacak vivo V60, 50 MP ZEISS Süper Telefoto Kamerası ve 100x’e varan etkileyici yakınlaştırma özelliğiyle dikkat çekiyor.
vivo’dan akıllı telefon dünyasını heyecanlandıracak yepyeni bir model geliyor. V serisinin güçlü yeni üyesi vivo V60, özellikle fotoğraf tutkunlarını hedefleyen çarpıcı özellikleriyle yakında Türkiye’deki kullanıcılarla buluşacak.
Çok yönlü 50 MP ZEISS Süper Telefoto Kamerası[1] ve gelişmiş fotoğraf özellikleriyle portre çekiminde yeni bir dönemi başlatacak vivo V60, şıklığı ve dayanıklılığı bir araya getiren tasarımı sayesinde kullanıcıların gün boyu her koşulda bağlantıda kalmasını sağlayacak.
AstraZeneca Türkiye ile Dicle Üniversitesi Hastaneleri’nden klinik araştırmalar alanında yeni iş birliği
2020 yılından bu yana Türkiye’de 2 milyar TL’nin üzerinde klinik araştırma yatırımı yapan AstraZeneca Türkiye, bu kapsamda Dicle Üniversitesi Hastaneleri ile onkoloji, kardiyovasküler ve solunum yolu hastalıkları alanında stratejik iş birliğini daha da güçlendirme kararı aldı. Bölgede klinik çalışma sayısını artırmayı, daha fazla hastaya ulaşmayı, veri kalitesini yükseltmeyi ve süreçleri hızlandırmayı hedefleyen iş birliği ile AstraZeneca Türkiye’nin bu hastanede yürüteceği klinik araştırma sayısının 16’ya çıkması da planlanıyor.
PR DÜNYASINDA YAPAY ZEKA HIZLA YÜKSELİYOR
PR profesyonellerinin büyük kısmı artık çalışmalarına yapay zekâyı entegre ediyor. Muck Rack’in son raporuna göre, PR alanında faaliyet gösteren uzmanların yüzde 75’i AI teknolojilerini iş süreçlerinde aktif olarak kullanıyor. 2023 yılında bu oran sadece yüzde 28 seviyesindeydi.
Yapay Zeka PR Çalışmalarında Hız Ve Kalite Sunuyor
Rapor, AI sohbet botlarının hangi kaynaklardan beslendiğini de ortaya koyuyor. Blog ve kullanıcı içerikleri yüzde 37 ile öne çıkarken, geleneksel haberler yüzde 27, resmi ve STK kaynakları yüzde 9, akademik içerikler yüzde 6 ve basın bültenleri yalnızca yüzde 1 oranında yer alıyor.
Nobilitate Stratejik İletişim Danışmanlığı Kurucusu Yağız Ercivan, yapay zekânın PR dünyasında hem fırsat hem risk oluşturduğunu belirtiyor:
“Yapay zeka, içerik üretim süreçlerimizi hızlandırıyor ve kaliteyi artırıyor. Ancak marka değerini koruyan ve mesajın stratejik doğrultusunu belirleyen hala insan dokunuşu. AI, doğru kaynaklarla beslenirse markalar için büyük bir destek olur; yanlış veya güvenilir olmayan bilgilerle beslendiğinde ise sessiz bir itibar riski yaratıyor.”
KPMG’nin 2025 yılı “Sigorta Sektörel Bakış” raporu yayımlandı Türkiye sigorta sektörünün büyüklüğü 800 milyar TL’yi aştı
KPMG’nin yayımladığı 2025 yılı “Sigorta Sektörel Bakış” raporuna göre Türkiye sigortacılık sektörü 2024 yılında, brüt prim üretimini bir önceki yıla göre yüzde 73 artırdı ve sektörün toplam hacmi 838,5 milyar TL’ye ulaştı. Raporda aktif varlıklarına göre ülkemizdeki en büyük 10 sigorta şirketinin sıralamasına da yer veriliyor.
KPMG’nin dünyada ve Türkiye’de sigorta sektörünün geçmiş yıllarını değerlendirdiği ve gelecekle ilgili öngörülerde bulunduğu 2025 yılı “Sigorta Sektörel Bakış” raporuna göre Türkiye sigortacılık sektörü, 2024 yılında brüt prim üretiminde bir önceki yıla kıyasla beklentilerin üzerinde bir performans sergileyerek yüzde 73 oranında bir artış kaydetti. Bu artışla birlikte sektörün toplam hacmi 838,5 milyar TL’ye ulaştı. Söz konusu hacmin 2025 yılı itibarıyla 1,2 trilyon TL’yi aşması öngörülüyor. Genel bir artış eğilimi gösteren sigorta sektöründe, hayat sigortası primleri yüzde 76, hayat dışı sigorta primleri ise yüzde 72 oranında büyüme gösterdi.
Sivil toplum ve sosyal girişimcilik alanındaki ilham verici çalışmaları görünür kılmayı hedefleyen SosyalUp’ın “Etki Odaklı Sohbetler” YouTube serisinin 16’ncı bölümünde, WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) İletişim Grup Müdürü Dr. Neyran S. Akyıldız konuk oldu. Akyıldız, vakfın Türkiye’deki faaliyetlerini, doğa koruma ve sürdürülebilirlik alanındaki projelerini ve önümüzdeki dönemdeki hedeflerini anlattı.
SosyalUp editörü Dilek Koyuncu’nun sorularını yanıtlayan Akyıldız, WWF-Türkiye’nin tarihçesini ve amaçlarını şöyle özetledi: “WWF Dünya Doğayı Koruma Vakfı, uluslararası dünyanın en eski ve bilinen doğa koruma kuruluşu. Türkiye’de biz, Doğal Hayatı Koruma Vakfı olarak bu kuruluşun Türkiye ofisiyiz. Ancak hikaye, daha önce Türkiye’ye özgü bir yerel girişim olarak başladı. 1975’te Doğal Hayatı Koruma Derneği olarak kuruldu. O dönemde Birecik’te, tarımda kullanılan DDT gibi ilaçlar sebebiyle kelaynaklar topluca ölüyor, bir grup öncü doğa koruma gönüllüsü, sanatçı, akademisyen bir araya gelerek bu türü kurtarma misyonunu üstleniyor. Bugün kelaynaklar hâlâ Birecik’te varlığını sürdürüyor; hatta tekrar göç etme çabaları sürüyor. Dernek yıllar içerisinde WWF ve BirdLife International gibi uluslararası organizasyonlarla iş birliği yaparak 2000’li yıllarda vakıfa dönüşerek WWF’in Türkiye ofisi olarak görev yapmaya başladı.”
İşgücü Girdi Endeksleri, II. Çeyrek: Nisan-Haziran, 2025 İstihdam endeksi yıllık %1,9 arttı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında istihdam endeksi, 2025 yılı II. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %1,9 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe %2,2 azaldı, inşaat sektöründe %6,7 ve ticaret-hizmet sektörlerinde %3,2 arttı.
Çalışılan saat endeksi yıllık %0,6 arttı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında çalışılan saat endeksi, 2025 yılı II. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %0,6 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe %3,7 azaldı, inşaat sektöründe %4,4 ve ticaret-hizmet sektörlerinde %2,3 arttı.
Brüt ücret-maaş endeksi yıllık %44,3 arttı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında brüt ücret-maaş endeksi, 2025 yılı II. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %44,3 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe %38,3, inşaat sektöründe %47,7 ve ticaret-hizmet sektörlerinde %47,8 arttı.
İstihdam endeksi çeyreklik %0,6 arttı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında istihdam endeksi, 2025 yılı II. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre %0,6 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe %0,7 azaldı, inşaat sektöründe %2,6 ve ticaret-hizmet sektörlerinde %0,9 arttı.
Çalışılan saat endeksi çeyreklik %2,7 azaldı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında çalışılan saat endeksi, 2025 yılı II. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre %2,7 azaldı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe %4,3, inşaat sektöründe %2,5 ve ticaret-hizmet sektörlerinde %1,8 azaldı.
Brüt ücret-maaş endeksi çeyreklik %10,8 arttı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında brüt ücret-maaş endeksi, 2025 yılı II. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre %10,8 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe %9,9, inşaat sektöründe %12,1 ve ticaret-hizmet sektörlerinde %11,3 arttı.
Saatlik işgücü maliyeti endeksi yıllık %44,3 arttı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında saatlik işgücü maliyeti endeksi, 2025 yılı II. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %44,3 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe %44,6, inşaat sektöründe %42,8 ve ticaret-hizmet sektörlerinde %45,2 arttı.
Saatlik kazanç endeksi yıllık %43,4 arttı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında saatlik kazanç endeksi, 2025 yılı II. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %43,4 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe %43,6, inşaat sektöründe %41,5 ve ticaret-hizmet sektörlerinde %44,5 arttı.
Saatlik kazanç dışı işgücü maliyeti endeksi yıllık %48,7 arttı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında saatlik kazanç dışı işgücü maliyeti endeksi, 2025 yılı II. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %48,7 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe %49,6, inşaat sektöründe %49,0 ve ticaret-hizmet sektörlerinde %49,1 arttı.
Saatlik işgücü maliyeti endeksi çeyreklik %13,9 arttı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında saatlik işgücü maliyeti endeksi, 2025 yılı II. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre %13,9 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe %14,8, inşaat sektöründe %14,6 ve ticaret-hizmet sektörlerinde %13,4 arttı.
Saatlik kazanç endeksi çeyreklik %13,9 arttı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında saatlik kazanç endeksi, 2025 yılı II. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre %13,9 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe %14,9, inşaat sektöründe %15,0 ve ticaret-hizmet sektörlerinde %13,3 arttı.
Saatlik kazanç dışı işgücü maliyeti endeksi çeyreklik %13,9 arttı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında saatlik kazanç dışı işgücü maliyeti endeksi, 2025 yılı II. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre %13,9 arttı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe %14,5, inşaat sektöründe %12,8 ve ticaret-hizmet sektörlerinde %14,0 arttı.
Yapı İzin İstatistikleri, II. Çeyrek: Nisan-Haziran, 2025
Yapı izin istatistiklerinde kapsam genişletilmiş ve mevsimsel düzeltme uygulanmaya başlanmıştır
Yapı izin istatistiklerinde önceki dönemlerde yalnızca belediyeler tarafından düzenlenen yapı belgeleri kapsanmaktaydı. 2025 yılı ikinci çeyreğinden itibaren kapsam genişletilerek, tüm yetkili idareler(1) tarafından düzenlenen yapı belgeleri istatistiklere dahil edilmiştir. Bu nedenle, 2010 yılından itibaren geçmiş seriler revize edilmiştir. Ayrıca, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriler haber bültenine eklenmiştir.
Yapı ruhsatı verilen binaların yüzölçümü %61,8 arttı
Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, 2025 yılı II. çeyreğinde yapı ruhsatı verilen bina sayısı %47,4, daire sayısı %90,3 ve yüzölçüm %61,8 arttı.
Toplam yüzölçümün %85,1’i belediyeler tarafından verildi
2025 yılı II. çeyreğinde yapı ruhsatı verilen toplam yüzölçümün, %85,1’i belediyer, %14,9’u ise diğer yetkili idareler tarafından verildi.
En yüksek yüzölçüm payı %74,0 ile iki ve daha fazla daireli binaların oldu
2025 yılı II. çeyreğinde yapı ruhsatı verilen binaların kullanma amacına göre en yüksek yüzölçüm payına 40,3 milyon m² ile iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar sahip oldu. Bunu 5,0 milyon m² ile sanayi binaları ve depolar izledi.
Yapı kullanma izin belgesi verilen binaların yüzölçümü %30,2 arttı
Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, 2025 yılı II. çeyreğinde yapı kullanma izin belgesi verilen bina sayısı %18,1, daire sayısı %44,3 ve yüzölçüm %30,2 arttı.
Toplam yüzölçümün %85,5’i belediyeler tarafından verildi
2025 yılı II. çeyreğinde yapı kullanma izin belgesi verilen toplam yüzölçümün, %85,5’i belediyer, %14,5’i ise diğer yetkili idareler tarafından verildi.
En yüksek yüzölçüm payı %67,5 ile iki ve daha fazla daireli binaların oldu
2025 yılı II. çeyreğinde yapı kullanma izin belgesi verilen binaların kullanma amacına göre en yüksek yüzölçüm payına 18,4 milyon m² ile iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar sahip oldu. Bunu 3,5 milyon m² ile sanayi binaları ve depolar izledi.
Takvim etkilerinden arındırılmış yapı ruhsatı toplam yüzölçümü %59,3 arttı
Takvim etkilerinden arındırılmış serilerde, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, 2025 yılı II. çeyreğinde yapı ruhsatı verilen bina sayısı %45,4, daire sayısı %87,4 ve yüzölçüm %59,3 arttı.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış serilerde ise, bir önceki çeyreğe göre, 2025 yılı II. çeyreğinde yapı ruhsatı verilen bina sayısı %21,7, daire sayısı %44,1 arttı ve yüzölçüm %33,5 arttı.
Takvim etkilerinden arındırılmış yapı kullanma izin belgesi toplam yüzölçümü %26,8 arttı
Takvim etkilerinden arındırılmış serilerde, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, 2025 yılı II. çeyreğinde yapı kullanma izin belgesi verilen bina sayısı %15,1, daire sayısı %40,2 ve yüzölçüm %26,8 arttı.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış serilerde ise, bir önceki çeyreğe göre, 2025 yılı II. çeyreğinde yapı kullanma izin belgesi verilen bina sayısı %1,6, daire sayısı %8,3 ve yüzölçüm %5,9 arttı.
Tüketici Güven Endeksi, Ağustos 2025 Tüketici güven endeksi 84,3 oldu
Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, Temmuz ayında 83,5 iken Ağustos ayında %0,9 oranında artarak 84,3 oldu.
Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi, Haziran 2025 Tarımsal girdi fiyat endeksi (Tarım-GFE) yıllık %33,88 arttı, aylık %2,52 arttı
Tarım-GFE’de (2020=100), 2025 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre %2,52 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %17,88 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %33,88 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %32,27 artış gerçekleşti.
Ana gruplarda bir önceki aya göre, tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde %2,79 artış, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde %0,95 artış gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde %33,92 artış, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde %33,61 artış gerçekleşti.
Yıllık değişimin en yüksek olduğu alt grup %61,77 artış ile veteriner harcamaları, aylık değişimin en yüksek olduğu alt grup %6,05 artış ile gübre ve toprak geliştiriciler oldu.
Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi, Temmuz 2025 Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) yıllık %30,06 arttı, aylık %3,03 arttı
YD-ÜFE 2025 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre %3,03 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %23,40 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %30,06 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %25,46 artış gösterdi.
YD-ÜFE imalat ürünlerinde yıllık %30,10 arttı
Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %28,30 artış, imalatta %30,10 artış olarak gerçekleşti.
Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında %26,47 artış, dayanıklı tüketim mallarında %33,74 artış, dayanıksız tüketim mallarında %33,82 artış, enerjide %10,44 artış, sermaye mallarında %34,48 artış olarak gerçekleşti.
YD-ÜFE imalat ürünlerinde aylık %3,01 arttı
Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %4,22 artış, imalatta %3,01 artış olarak gerçekleşti.
Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında %2,57 artış, dayanıklı tüketim mallarında %3,26 artış, dayanıksız tüketim mallarında %3,76 artış, enerjide %2,98 artış, sermaye mallarında %2,99 artış olarak gerçekleşti.
ULAŞIMDA YEŞİL DÖNÜŞÜM
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yeşil bir gelecek için attıkları her adımla, sıfır emisyon hedeflerine kararlı adımlarla ilerlediklerini kaydetti. Bakan Uraloğlu, “Bölünmüş yol uzunluğumuzu 29 bin 832 kilometreye yükselterek; yıllık yaklaşık 2 milyar 453 milyon litre akaryakıt tasarrufu elde etik. Demiryolu yatırımlarımızla da toplam 8,9 milyon ton daha az karbon emisyonu salındı.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Yeşil Kalkınma Vakfı’nın “Sürdürülebilir Ulaşım Zirvesi”nde konuştu. Bakan Uraloğlu yaptığı açıklamada, “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak, ulaşım ve iletişim politikalarımızı küresel trendler ve çevresel sorumluluklar doğrultusunda şekillendirmek öncelikli görevlerimizden biridir. İklim değişikliği, artan nüfus ve sanayileşme baskısı; doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını her zamankinden daha kritik hale getirmiştir.” ifadelerini kullandı.
Son yıllardaki kuraklık, sel ve orman yangınları gibi doğal afetlerin artışı, çevresel sorunların ekonomik ve sosyal boyutlarını gözler önüne serdiğini söyleyen Bakan Uraloğlu, “Bu bağlamda, Türkiye, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde 2053 net sıfır emisyon hedefi ve Paris İklim Anlaşması’na taraf olarak iklim değişikliğiyle mücadelede kararlılığını ortaya koymaktadır.” şeklinde konuştu.
KAGİDER’den Kadın Girişimcilere Stratejik Destek: KAGİDER Momentum Programı Başladı
Kadın girişimcilerin iş dünyasında daha güçlü, dirençli, rekabetçi ve sürdürülebilir bir konuma gelmelerini hedefleyen KAGİDER Momentum: Kadın Girişimci Güçlendirme Programı, 14 Ağustos 2025 tarihinde yapılan tanıtım oturumu ve ilk eğitimiyle başladı.
Türkiye Kadın Girişimcileri Derneği (KAGİDER) tarafından geliştirilen ve 24 ay sürecek olan program, mikro ve küçük ölçekli, dezavantajlı konumdaki kadın liderliğindeki işletmelere yönelik çok boyutlu bir gelişim modeli sunuyor.Program; dijital eğitimler, birebir mentorluk ve uzman danışmanlık desteklerinin yanı sıra yönetim kurulu simülasyonları, ulusal ve uluslararası ağlara erişim, yatırımcı ve iş ortaklarıyla buluşma etkinlikleri gibi birçok bileşeni bir araya getirerek kadın girişimcilere sürdürülebilir büyüme yolunda stratejik katkılar sunacak.Esra Bezircioğlu: “KAGİDER Momentum, değişim isteyen kadınlara açık bir davettir.”Programla ilgili değerlendirmelerde bulunan KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Esra Bezircioğlu ise şu ifadeleri kullandı: “KAGİDER olarak uzun yıllardır kadın girişimciliğinin güçlenmesi için çok boyutlu çalışmalar yürütüyoruz. KAGİDER Momentum programı, bu vizyonun somut bir yansımasıdır. Her kadının potansiyeline ulaşma hakkı vardır ve biz bu potansiyeli açığa çıkaracak güvenli, destekleyici ve stratejik bir alan sunuyoruz. KAGİDER Momentum, yalnızca bir eğitim ya da mentorluk programı değil; değişim yaratmak isteyen kadınlara açık bir davettir. Bu programa katılan her kadın girişimcinin, kendi çevresinde de bir dönüşüm başlatacağına inanıyoruz.”Selma Akdoğan: “Kadın girişimcinin ivmesi, toplumun kalkınma hızıdır.”Programın çevrimiçi düzenlenen açılış etkinliğinde konuşan KAGİDER Başkan Yardımcısı Selma Akdoğan ise KAGİDER Momentum programının taşıdığı vizyonu ve etki potansiyelini şu sözlerle dile getirdi: “Momentum’un anlamı harekettir, ivmedir. Biz inanıyoruz ki, kadın girişimcilerimizin ivmesi arttıkça, toplumumuzun da ekonomik ve sosyal kalkınma hızı artacaktır. Bu programda kadın girişimcilere yalnızca bilgi değil, aynı zamanda cesaret, strateji ve iş birliği ruhu sunuyoruz. KAGİDER Momentum, kadınların yalnızca mevcut işlerini büyütmekle kalmayacak, liderlik becerilerini geliştirmeleri, yeni pazarlara açılmaları ve iş dünyasında karar verici konumlara gelmeleri için bir sıçrama tahtası olacak. Bugün burada başlayan yolculuk, sadece katılımcı girişimciler için değil; onların dokunacağı binlerce kadın ve topluluk için de bir umut kaynağı olacaktır.”Toplamda 10 fazdan oluşan program, hibrit bir modelle (çevrimiçi ve yüz yüze etkinliklerle) yürütülecek. Girişimcilerin daha etkin, görünür ve dirençli hale gelmeleri hedefleniyor.
Sosyoekonomik Seviye, 2023
Sosyoekonomik seviye (SES), hanehalklarının sosyal ve ekonomik statüsünün birlikte ele alındığı bir ölçüm aracı olarak tanımlanmaktadır. SES, hanehalkını oluşturan fertlerin gelir seviyesi, ortalama eğitim süresi ve meslek bilgilerine göre hesaplanmaktadır.
Çalışmada idari kayıtlar kullanılarak ülkemizdeki 26 milyondan fazla hanenin tamamı için SES skoru hesaplanmıştır. İl ve ilçe seviyesinde toplulaştırılan sonuçlar bu haber bülteni ile ilk kez resmi istatistik olarak paylaşılmaktadır.
Hesaplamalarda 2022, 2023 ve 2024 yılı verileri kullanılmış olup referans dönemi orta yıl olan 2023 olarak adlandırılmıştır. Çalışmanın metodolojisine ilişkin ayrıntılı açıklama haber bülteni ekinde ve metaveri bölümünde yayımlanmaktadır.
Hanehalklarının %1,1’i sosyoekonomik seviye gruplarına göre en üst seviyede yer aldı
Sosyoekonomik seviye gruplarına göre; Türkiye’deki hanehalklarının %1,1’i en üst seviyede, %11,0’ı üst seviyede, %16,4’ü üst altı seviyede, %19,7’si üst orta seviyede, %16,5’i alt orta seviyede, %18,6’sı alt seviyede, %16,7’si ise en alt seviyede yer aldı.
İllere göre incelendiğinde; Ankara’daki hanehalklarının %2,5’inin en üst seviyede, %16,5’inin üst seviyede, %20,0’ının üst altı seviyede, %17,5’inin üst orta seviyede, %17,4’ünün alt orta seviyede, %14,0’ının alt seviyede, %12,2’sinin ise en alt seviyede yer aldığı görüldü.
İstanbul’daki hanehalklarının sosyoekonomik seviye gruplarına göre dağılımına bakıldığında; %2,4’ünün en üst seviyede, %16,4’ünün üst seviyede %19,0’ının üst altı seviyede, %18,6’sının üst orta seviyede, %17,2’sinin alt orta seviyede, %13,8’inin alt seviyede, %12,6’sının en alt seviyede bulunduğu görüldü.
İzmir’deki hanehalklarının ise %1,2’si en üst seviyede, %12,4’ü üst seviyede, %17,6’sı üst altı seviyede, %18,8’i üst orta seviyede, %17,8’i alt orta seviyede, %17,1’i alt seviyede, %15,0’ı en alt seviyede yer aldı.
En üst ve üst seviye grubunda yer alan hanehalklarının %28,6’sı İstanbul’da yer aldı
İl düzeyinde en üst [A+] ve üst [A] sosyoekonomik seviye gruplarındaki hanehalkları, Türkiye içindeki oranlarına göre sıralandığında, bu seviyelerdeki hanehalklarının en fazla olduğu iller %28,6 ile İstanbul, %11,5 ile Ankara, %6,7 ile İzmir, %3,9 ile Bursa ve %3,3 ile Antalya oldu.
En üst ve üst seviye grubunda yer alan hanehalklarının %4,1’i Çankaya’da yer aldı
İlçe düzeyinde en üst [A+] ve üst [A] sosyoekonomik seviye gruplarındaki hanehalkları, Türkiye içindeki oranlarına göre sıralandığında, bu seviyelerdeki hanehalklarının en fazla olduğu ilçeler sırasıyla %4,1 ile Çankaya (Ankara), %2,4 ile Kadıköy (İstanbul), %1,9 ile Yenimahalle (Ankara) oldu.
Sosyoekonomik seviyesi en yüksek ilçe Çankaya oldu
İlçeler ortalama sosyoekonomik seviyeye göre sıralandığında, skoru en yüksek yedi ilçe sırasıyla Çankaya (Ankara), Kadıköy (İstanbul), Beşiktaş (İstanbul), Etimesgut (Ankara), Nilüfer (Bursa), Bakırköy (İstanbul) ve Güzelbahçe (İzmir) ilçeleri oldu.
Skoru en düşük yedi ilçe ise sırasıyla Çamoluk (Giresun), Derebucak (Konya), Doğanşar (Sivas), Felahiye (Kayseri), Dikmen (Sinop), Pınarbaşı (Kastamonu), Bayramören (Çankırı) ilçeleri oldu.
Enerjisa Enerji, TSRS ve GRI Uyumlu Sürdürülebilirlik Raporlarını Yayınladı
Sürdürülebilirliği stratejisinin merkezine koyan, insan ve teknoloji odağıyla projeler geliştirip yatırımlarını hayata geçiren Enerjisa Enerji, 2018’den bu yana düzenli olarak hazırladığı Küresel Raporlama Girişimi (GRI) uyumlu Sürdürülebilirlik Raporu’nun 2024 versiyonuna ek olarak, bu yıl yürürlüğe giren Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları’na (TSRS) tam uyumlu ilk raporunu da paylaştı. Böylece Enerjisa Enerji, sürdürülebilirlik performansını hem uluslararası (GRI) hem de ulusal (TSRS) standartlara göre şeffaf, karşılaştırılabilir ve ölçülebilir biçimde sunarak, pazardaki lider konumunu ve hesap verebilirlik konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koydu.
Enerjisa Enerji, Türkiye’nin önde gelen enerji şirketlerinden biri olarak elektrik dağıtımı ve perakende satış alanlarında liderlik konumunu koruduğu güçlü bir iş modeliyle faaliyet gösteriyor; müşteri çözümleri iş kolunda ise yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği uygulamalarını hayata geçiriyor. Tüm faaliyetlerinde ve yatırımlarında ‘Herkes için daha iyi bir gelecek’ vizyonu ile yol alırken; yenilenebilir enerji çözümleri, akıllı şebeke teknolojileri ve e‑mobilite gibi alanlarda olduğu kadar toplumsal yatırımlarına devam ederek ekonomik ve sosyal değer üretmeye odaklanıyor.
Ekonomik ve sosyal sürdürülebilirliğin yanı sıra çevresel sürdürülebilirliği tüm iş stratejisinin ayrılmaz bir parçası olarak ele alan Enerjisa Enerji, iklim değişikliğiyle mücadele ve kaynak verimliliği hedeflerini somut adımlarla desteklediğini gösteren sürdürülebilirlik raporlarını yayınladı. 2030 yılına kadar Kapsam 1 ve 2 sera gazı emisyonlarını 2021 baz yılına göre %30 azaltma taahhüdüyle çalışan şirket, 2024 itibarıyla %19,94 azaltım seviyesine ulaştırarak hedefinde önemli bir mesafe kat etti. Tüm doğrudan elektrik tüketimini %100 yenilenebilir kaynaklardan sağlayan Enerjisa Enerji, hayata geçirdiği güneş enerjisi santralleri ve enerji verimliliği projeleriyle yalnızca kendi operasyonlarının değil, müşterilerinin de karbon ayak izini azaltmalarına da katkı sağlıyor.
Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları ile Tam Uyum
2024 yılı itibarıyla yürürlüğe giren Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) ile Türkiye, sürdürülebilirlik raporlamasını zorunlu kılan ilk ülkeler arasında yer aldı. IFRS’nin Türkiye’ye uyarlanmış versiyonu olarak tanımlanabilecek TSRS, finansal olmayan sürdürülebilirlik bilgilerini standart formatta sunmayı zorunlu kılarak şirketlere hem ESG performanslarını şeffafça paylaşma hem de yatırımcı beklentilerine uluslararası ölçekte yanıt verme imkânı tanıyor. Enerjisa Enerji, sektöründe öncü bir adım atarak 2024 TSRS Uyumlu Sürdürülebilirlik Raporu’nu TSRS 1 ve TSRS 2 standartlarına tam uyumlu olarak hazırladı ve hedeflenen tarihten çok önce yayımladı.
Rapor, iklim yönetimi yapısı, strateji, iklimle ilgili riskler ve fırsatları entegre biçimde sunarak finansal açıdan önemli iklim konularını ortaya koyuyor; karbonsuzlaştırma ve iklim dayanıklılığı hedeflerindeki ölçülebilir ilerleme paylaşılıyor.
GRI Uyumlu Sürdürülebilirlik Raporunda Yeni Gelişmeler
Enerjisa Enerji, ilk kez gerçekleştirdiği ve Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (ESRS) ile uyumlu Çifte Önemlilik Analizi (Double Materiality Analysis) ile finansal ve çevresel-sosyal açıdan en kritik etki alanlarını belirledi; bu sonuçları GRI Uyumlu Sürdürülebilirlik Raporuna yansıttı. ESG hedeflerindeki ilerlemeler, sürdürülebilirlik stratejileri ve kazanımlar şeffaflıkla aktarıldı. TSRS ve GRI Uyumlu iki rapordaki tüm veriler, bağımsız üçüncü taraflarca sınırlı güvence sürecinden geçirilirken, Çifte Önemlilik Analizi de ayrıca bağımsız doğrulamaya tabi tutuldu.
ULBRICH: “Hem Türkiye’de hem küresel ölçekte örnek gösterilen bir sürdürülebilirlik lideri olma yolculuğumuzu sürdüreceğiz
Enerjisa Enerji’nin tüm iş birimlerinden geniş bir ekibin bir araya geldiğini ve ortaya sektöre örnek olacak bir işin çıktığını belirten Enerjisa Enerji CFO’su Philipp Ulbrich ise görüşlerini,
“Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları’na tam uyumlu ilk raporumuzla; finansal ve sürdürülebilirlik performansımızı tek bir çatı altında, karşılaştırılabilir ve ölçülebilir biçimde sunuyoruz. Böylece yatırımcılarımız, yalnızca ekonomik sonuçlarımızı değil; karbon emisyonlarımızdaki %19,94’lük azalmadan %100 yenilenebilir elektrik kullanımımıza, KSS ve toplumsal yatırım projeleri ile kapsayıcılık programlarımız aracılığıyla 44 bini aşkın kişiye ulaşmamızdan beyaz yakalı kadın çalışan oranımızı %32,2’ye çıkarmamıza kadar tüm çevresel ve sosyal etkilerimizi de şeffaf bir şekilde görebiliyor.
Bu yaklaşım, uluslararası yatırımcı güvenini pekiştirirken, uzun vadeli finansman maliyetlerimizi de olumlu etkiliyor. 2024’te güçlü bilanço yapımızı korurken, sürdürülebilirlik yatırımlarımızı 22 milyonu aşkın müşterimize ve gelecek nesillere değer yaratacak şekilde yönlendirdik. Önümüzdeki dönemde de TSRS’nin sunduğu sistematik raporlama çerçevesi ile hem Türkiye’de hem küresel ölçekte örnek gösterilen bir sürdürülebilirlik lideri olma yolculuğumuzu sürdürecek ve gelecek yıl tam entegre raporlamaya ulaşmayı hedefleyeceğiz.” şeklinde aktardı.
TAŞCIOĞLU: “Geleceğe bırakacağımız mirasın sorumluluğunu tüm iş süreçlerimizin merkezine koyuyoruz.”
Büyümeyi yalnızca finansal sonuçlarla değil, toplum, ekonomi ve çevre üzerinde yarattıkları kalıcı etkiyle tanımladıklarını belirten Enerjisa Enerji Sürdürülebilirlik ve Kurumsal Yetkinlikler Bölüm Başkanı Ebru Taşcıoğlu; “Enerjisa Enerji olarak 22 milyonu aşkın kullanıcıya hizmet verirken, geleceğe bırakacağımız mirasın sorumluluğunu tüm iş süreçlerimizin merkezine koyuyoruz. Bu anlayışla, yalnızca bugünün enerji ihtiyaçlarını karşılamakla kalmıyor; aynı zamanda çevresel etkileri azaltan, toplumsal faydayı artıran projeler üretiyoruz. 2024 yılında hayata geçirdiğimiz enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji projeleriyle müşterilerimizin 145 bin tonun üzerinde karbon salımını önlemelerine katkı sağlarken, 350 binden fazla öğrenciyi enerji okuryazarlığı programlarımızla buluşturarak gelecek nesillerin sürdürülebilir bir dünyaya hazırlanmasına destek oluyoruz.
Bizim için sürdürülebilirlik, yalnızca çevreyi korumak değil; ekonomiyi güçlendiren, toplumu kalkındıran ve gelecek nesillerin yaşam kalitesini güvence altına alan bir yolculuktur. Bugün Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları ile tam uyumlu ilk raporumuzu sunarken, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sürekli gelişim ilkelerimizi bir kez daha teyit ediyoruz. Önümüzdeki dönemde de yatırımlarımızı, iklim bilincini ve toplumsal faydayı büyümenin ayrılmaz parçaları olarak görmeye, ‘Herkes için daha iyi bir gelecek’ vizyonumuz doğrultusunda, bugünün enerjisini geleceğe taşımaya devam edeceğiz.” dedi.
Deprem Gerçeği ile Yaşamak: Yapı Güvenliğinde Malzeme ve Tasarımın Hayati Rolü
Son dönemde yaşanan sarsıntılar, güvenli yapı tasarımının ve doğru malzeme seçiminin önemini bir kez daha hatırlattı.
Türkiye, jeolojik yapısı gereği dünyanın en aktif deprem kuşaklarından birinde yer alıyor. Yaşanan depremler, toplumun her kesiminde güvenli yapı anlayışının önemini yeniden gündeme taşıdı. Depremler, binaların taşıyıcı sistemlerinden kullanılan yapı malzemelerine kadar pek çok unsurun, hem insan hayatı hem de şehirlerin geleceği üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor.
Deprem güvenliği, yalnızca sağlam beton kullanılması veya mimarinin gözetilmesi ile sınırlı kalmıyor. Bu süreç, bütüncül bir mühendislik yaklaşımını gerekli kılıyor. Taşıyıcı sistemlerin doğru şekilde tasarlanması, bina formunun sismik etkilere uygun olması, yapısal bağlantı detaylarının dikkatle çözümlenmesi ve kullanılan malzemelerin yüksek dayanım göstermesi, güvenli yapıların temel unsurları arasında yer alıyor.
Yapılan araştırmalar, malzeme kalitesinin ve uygulama tekniklerinin deprem anında yapının hasar görme riskini ciddi ölçüde azalttığını açıkça ortaya koyuyor. Ayrıca, binaların deprem sonrası işleyişini sürdürmeleri ve çöküş riskinin azaltılması, uygun yönetmelik ve standartlara dayanan mühendislik uygulamalarıyla sağlanıyor.
Yapı sektöründe faaliyet gösteren deneyimli firmalar, projelerinde yalnızca tasarımı değil, aynı zamanda güvenlik kriterlerini de ön planda tutuyor. Uzman mühendislik ekipleri, yüksek mukavemetli cephe kaplama sistemleri, akustik ve modüler bölme duvar çözümleri gibi uygulamalarla, yapıların hem konfor hem de dayanıklılık seviyesini artırıyor.
Bu çerçevede, yapısal olmayan bileşenlerin depreme karşı güvenli şekilde tasarlanması da büyük önem taşıyor. DKM İnşaat ve Danışmanlık tarafından geliştirilen Sismex ürün grubu, mekanik, elektrik, mimari ve tefrişat sistemlerine yerli üretim çözümleri sunuyor. Tasarım ve test aşamalarını tamamlayan bu ürünler, ANSI-ASHRAE 171-2017 standardına uygun şekilde İTÜ laboratuvarlarında TÜV gözetiminde sertifikalandırıldı. Böylece DKM, güvenlik ve performans kriterlerinde güvenilir bir referans oluşturuyor.
Bu tür sistemler, malzeme seçiminden montaj detaylarına kadar her aşamada deprem güvenliği standartlarını gözetip, uzun ömürlü, kullanıcı dostu ve güvenli yaşam alanları oluşturulmasına katkıda bulunuyor.
Deprem gerçeği, Türkiye’de yaşamın kaçınılmaz bir parçası olmaya devam ediyor. Ancak mühendislik biliminin sağladığı çözümler, doğru tasarım anlayışı ve yüksek kaliteli malzeme kullanımı ile deprem riskleri önemli ölçüde azaltılabilir. Güvenli şehirler inşa etmek ise yalnızca yasal zorunlulukların yerine getirilmesi ile değil; bilinçli tasarım, teknik yeterlilik ve sorumluluk bilinciyle mümkün olabilir.
Başoğlu Kablo’nun Yerli ve Milli Ürünü ASELSAN’ın “Köklerinden Dünyaya” Töreninde Ödül Aldı!
ASELSAN’DAN BAŞOĞLU KABLO’YA MİLLİ ÜRÜN GELİŞTİRME GURURU
Milli savunma sanayimizin gücünü dünyaya taşıyan ASELSAN, “Köklerinden Dünyaya Ödül Töreni” ile yerli üreticilerin başarılarını taçlandırdı. Bu anlamlı organizasyon, 17. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı (IDEF 2025) kapsamında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşti.
Türkiye’nin lider kablo ve profil üreticisi Başoğlu Kablo, bu prestijli törende geliştirdiği çığır açan kendi kendine yapışan ve kendinden başka bir şeye yapışmayan özel bir silikon bant ile dikkatleri üzerine çekti. Tam 460 köklü firma arasından sıyrılarak ilk 16’ya girmeyi başaran Başoğlu Kablo, Durusil ile yerli ve milli ürün geliştirme alanındaki üstün başarısını tescilleyerek büyük bir ödüle layık görüldü. Ödülü, Başoğlu Kablo adına Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Erdinç Altıner teslim aldı. Bu başarı, sadece Başoğlu Kablo için değil, tüm Türkiye için bir gurur kaynağı oldu.
DURUSİL: KENDİLİĞİNDEN YAPIŞAN SİLİKON BANT TEKNOLOJİSİ
Başoğlu Kablo’nun ödüllü ürünü Durusil, savunma sanayisinin en kritik ihtiyaçlarına yönelik, kendi kendine yapışan ve kendinden başka bir şeye yapışmayan özel bir silikon bant olarak öne çıkıyor. Bu ileri teknoloji ürün, Başoğlu Kablo’nun yüksek Ar-Ge kabiliyeti, uluslararası üretim standartları ve kalite odaklı üretim anlayışı sayesinde en zorlu koşullarda dahi eşsiz performans sunuyor.
Durusil, özellikle askeri ve savunma uygulamalarında gerekli olan anında yalıtım, sızdırmazlık ve koruma çözümlerini sağlarken, pratik uygulanabilirliği ile operasyonel verimliliği artırıyor. Yüksek sıcaklıklara, aşırı soğuklara, kimyasal etkilere, elektromanyetik parazitlere karşı üstün direnç gösteren bu bant, askeri standartların gerektirdiği tüm testleri başarıyla geçmiştir.
Başoğlu Kablo’nun silikon ve kauçuk ürünlerindeki yüksek mühendislik gücünün bir nişanesi olan Durusil, beyaz eşyadan inşaata, otomotivden raylı sistemlere ve gemi sanayisine kadar pek çok farklı sektöre özel, uzun ömürlü ve güvenilir çözümler üretme yeteneğinin bir parçası olarak, savunma sanayisindeki yerini almıştır.
ASELSAN’IN ÖDÜLÜYLE PERÇİNLENEN MİLLİ VİZYON
ASELSAN’ın “Köklerinden Dünyaya” mottosuyla düzenlediği bu tören, savunma sanayisi tedarik zincirinde yer alan ve milli katkılarıyla öne çıkan firmaların takdir edilmesini amaçlamaktadır. Başoğlu Kablo’nun 460 firma arasından seçilerek ilk 16’ya girmesi ve bu özel ödülü kazanması, şirketin sadece teknik yeterliliğini değil, aynı zamanda milli savunma sanayisine hizmet etme konusundaki güçlü vizyonunu ve kararlılığını da ortaya koydu.
Bu başarı, şirketin yerlileşme ve millileşme ilkeleri doğrultusunda Ar-Ge ve inovasyona yaptığı stratejik yatırımların somut bir geri dönüşü olarak kabul edilmektedir. Başoğlu Kablo’nun bu platformda yer alması, ulusal teknoloji hamlesine olan bağlılığının güçlü bir göstergesidir.
BAŞOĞLU KABLO: GELECEĞE YÖN VEREN ADIMLAR
Başoğlu Kablo, “Yerlileştirme”, “Millileşme”, “Milli Teknoloji” ve “Savunma Sanayi” gibi ulusal hedeflere ulaşma yolunda kararlılıkla ilerlemektedir. Elde edilen bu kıymetli ödül, şirketin Ar-Ge ve inovasyon odaklı çalışmalarını sürdürme, takım ruhuyla yeni başarılara imza atma ve sektördeki lider konumunu pekiştirme motivasyonunu daha da artırmıştır. Başoğlu Kablo, ülkemizin savunma sanayisi alanındaki bağımsızlığını güçlendirmeye yönelik çabalarına kesintisiz devam edecek, ileri teknoloji çözümleriyle hem ulusal hem de uluslararası alanda değer yaratmayı sürdürecektir. Bu başarı, şirketin sadece bir dönüm noktası değil, aynı zamanda gelecekteki daha büyük katkılarının da bir habercisidir.
Ekonomist Hikmet Baydar: Halka Arz Süreçlerinde Nelere Dikkat Edilmeli?
BÜYÜMENİN SÜRDÜRÜLEBİLİR YOLU OLAN HALKA ARZ SÜREÇLERİ ŞEFFAF YÜRÜTÜLMELİ
Sektörüm Dergisi, ekonomist ve yazar Hikmet Baydar ile şirketler için halka arz süreçlerini ve yatırımcılara yönelik kritik tavsiyeleri masaya yatırdı. Bu özel çalışmada, şirketlerin halka arz süreçleri, zorlukları ve gelecek trendleri ele alınarak, büyüme sürecindeki firmaların halka arz hedeflerine yönelik bir el rehberi hizmeti sağlaması hedeflendi.
Halka Arzın Şirketler için Sağladığı Avantajlar
Baydar, halka arzın şirketler için sadece sermaye artırımı değil, aynı zamanda üç temel avantaj sağladığını belirtiyor:
- Kurumsallaşma: SPK’nın belirlediği normlara uyum, şirketlerin şeffaf ve profesyonel bir yönetim yapısına kavuşmasını sağlıyor.
- Finansal Güçlenme: Doğrudan şirkete kaynak aktarımı sağlayan halka arz, kredi bağımlılığını azaltarak finansal sürdürülebilirliği pekiştiriyor.
- Genişleme Olanakları: Halka arz, şirketlerin tahvil gibi farklı borçlanma araçlarını ihraç etmesine olanak tanıyor, bu da büyüme için ek finansman kaynakları sağlıyor.
Yatırımcılar İçin Kılavuz: Doğru Hisseleri Seçme Sanatı
Baydar, yatırımcıların halka arzda başarılı olmak için sadece finansal tablolara değil, stratejik faktörlere de odaklanması gerektiğini vurguluyor. İşte ana kriterler:
- Temettü Verimi: Yüksek temettü dağıtan şirketler, yatırımcılar için cazip bir seçenek sunar.
- Sektör ve Yönetim: Büyüme potansiyeli olan sektörler ve doğru yöneticiler, hisse senetlerinin performansını doğrudan etkiler.
- Değerleme Oranları: Piyasa değeri/defter değeri ve fiyat/kazanç oranı gibi teknik analizler, hissenin değerini anlamada kilit rol oynar.
- Kurumsal Geçmiş: Şirket sahibinin ve yöneticilerinin güvenilirliği ve geçmiş performansı, uzun vadeli yatırım kararları için hayati öneme sahiptir.
Halka Arz Sonrası Başarı ve Zorluklar
Halka arzı bir “başlangıç” olarak tanımlayan Baydar, şirketlerin yatırımcı güvenini korumak için faaliyetleri hakkında şeffaf ve düzenli bilgi akışı sağlaması gerektiğini belirtiyor. Öte yandan, halka arzın sadece borç kapatma aracı olarak görülmesi, piyasada güvensizlik yaratabiliyor. Baydar, Türkiye’de bazı hisse senetlerinin halka arz fiyatını bir daha görmemesini, SPK’nın ve borsa yönetiminin süreçteki rolünün önemine bağlıyor.
KOBİ’ler ve Türkiye Borsasının Geleceği
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) de halka arzdan faydalanabileceğini belirten Baydar, bu şirketlerin öncelikle kurumsallaşma ve şeffaflık ilkelerine tam uyum sağlaması gerektiğini vurguluyor. Bu şartlar yerine getirilmeden halka arzın başarısızlıkla sonuçlanabileceği uyarısında bulunuyor.
Türkiye’nin hızla büyüyen bir ülke olduğunu ve doğru yönetilen şirketlerin büyük potansiyel taşıdığını belirten Baydar, uzun vadeli yatırımcılar için borsa yatırımının, doğru şirket seçimiyle kârlı bir yol olabileceğini ifade etti.
İnşaat Üretim Endeksi, Haziran 2025 İnşaat üretimi yıllık %24,9 arttı
İnşaatın alt sektörleri (2021=100 referans yıllı) incelendiğinde, 2025 yılı Haziran ayında bina inşaatı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %26,9 arttı, bina dışı yapıların inşaatı sektörü endeksi %16,7 arttı ve özel inşaat faaliyetleri sektörü endeksi %23,6 arttı. İnşaat üretimi aylık %3,2 arttı İnşaatın alt sektörleri incelendiğinde, 2025 yılı Haziran ayında bina inşaatı sektörü endeksi bir önceki aya göre %3,1 arttı, bina dışı yapıların inşaatı sektörü endeksi %3,1 arttı ve özel inşaat faaliyetleri sektörü endeksi %3,7 arttı.
Ücretli Çalışan İstatistikleri, Haziran 2025 Ücretli çalışan sayısı yıllık %2,0 arttı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2025 Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %2,0 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 15 milyon 612 bin 472 kişi iken, 2025 yılı Haziran ayında 15 milyon 925 bin 359 kişi oldu.
Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2025 Haziran ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe %2,1 azaldı, inşaat sektöründe %8,2 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe %3,1 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki aya göre yüzdesel olarak değişim göstermedi Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2025 Haziran ayında bir önceki aya göre yüzdesel olarak değişim göstermedi.
Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2025 Haziran ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe %0,3 azaldı, inşaat sektöründe %0,9 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe %0,1 arttı.
Hizmet Üretim Endeksi, Haziran 2025 Hizmet üretim endeksi yıllık %3,7 arttı
Hizmet üretim endeksi (2021=100) 2025 yılı Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %3,7 arttı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri %0,1 azaldı, konaklama ve yiyecek hizmetleri %4,1 arttı, bilgi ve iletişim hizmetleri %8,7 arttı, gayrimenkul hizmetleri %18,1 arttı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler %3,3 arttı, idari ve destek hizmetleri ise %5,2 arttı. Hizmet üretim endeksi aylık %0,5 azaldı Hizmet üretim endeksi (2021=100) 2025 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre %0,5 azaldı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri %1,1 azaldı, konaklama ve yiyecek hizmetleri %0,1 azaldı, bilgi ve iletişim hizmetleri %2,0 arttı, gayrimenkul hizmetleri %0,5 azaldı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler %0,8 azaldı, idari ve destek hizmetleri ise %1,0 azaldı.
AÇEV’den okulun ilk gününde ihtiyaç sahibi çocuklara destek
Çocukların erken yaşlardan itibaren hayata eşit şartlarda başlaması için çalışan Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV), okul öncesi eğitimi sonrasında birinci sınıfa başlayacak olan ihtiyaç sahibi çocukları “İlk Okul Çantam” ile buluşturmayı hedefliyor.
Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV), 30 yılı aşkın süredir sosyal ve ekonomik yetersizlikler nedeniyle gelişimleri risk altında olan çocukları destekliyor. Vakıf, erken yaşlardaki çocuklara ve ailelerine yönelik müdahale programlarıyla, sağlıklı bir erken çocukluk dönemi geçirilmesi ve eğitimde fırsat eşitliği sağlanması için çalışıyor.
AÇEV, başta deprem bölgesindekiler olmak üzere okul öncesi eğitimi sonrasında birinci sınıfa başlayacak ihtiyaç sahibi çocukları, okul malzemelerinden oluşan İlk Okul Çantam ile buluşturmaya hazırlanıyor. AÇEV uzmanları tarafından özel olarak tasarlanan bu çantalar, sadece kırtasiye malzemesi değil, aynı zamanda matara ve beslenme çantası gibi temel gereksinimleri de içeriyor. Bu sayede, çocukların okul yaşamının ilk günlerinde kendilerini güvende ve hazır hissetmelerine katkı sağlamak hedefleniyor.
YAŞ MEYVE SEBZE TEMMUZ AYI İHRACATI 121,5 MİLYON DOLAR
Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Gürüz, Temmuz 2025’te Türkiye genelinde 113 bin 504 ton ürün ihracatı ile 121,5 milyon dolar gelir elde edildiğini açıkladı. Yılın ilk yedi ayında sektör ihracatının 1 milyar 814 milyon dolara ulaştığını belirten Gürüz, “Küresel ekonomik belirsizlikler, iklim değişikliğinin tarıma etkisi ve iç piyasada artan maliyetlere rağmen ihracatçılarımız, Türk çiftçisinin emeğini dünya pazarlarında değere dönüştürmek için durmaksızın çalışıyor.” dedi.
İklim krizinin etkilerinin her geçen gün daha fazla hissedilmeye başlandığını, kış mevsiminde yaşanan don olaylarının yanı sıra son günlerde bölgedeki aşırı sıcakların ürün verimini oldukça düşürdüğünü kaydeden Başkan Ferhat Gürüz, “Öngörülemez hava olayları tarımsal üretime ciddi zarar veriyor. Tarımsal alanların sulanabilmesi her geçen gün zorlaşıyor. Bölgemizin acilen salma sulama sisteminden kapalı ve modern sulama sistemlerine geçmesi için yatırımların bir an önce tamamlanması hayati önem taşımaktadır. Modern sulama sistemleri, organik tarım ve yenilenebilir enerji kullanımı hem çevresel sürdürülebilirliği hem de küresel rekabet gücümüzü artıracak.” diye konuştu.
“Zorlu koşullara rağmen pazar çeşitliliği ile ihracatımızı artırmanın yollarını arıyoruz”
İhracat ana pazarlarında savaşlar ve ekonomik belirsizliklere rağmen kazanımlarını korumanın çabası içinde olduklarını vurgulayan Başkan Gürüz, yeni pazarlarda da Türk üreticisinin alın teri olan ürünleri en iyi şekilde değerlendirmenin gayretini gösterdiklerini açıkladı. Başkan Gürüz şunları kaydetti: “İhracatımızda Avrupa Birliği ülkeleri 52,3 milyon dolar değer ve yüzde 43,4’lük pay ile ilk sırada yer aldı. Bağımsız Devletler Topluluğu 29 milyon dolar değer ve yüzde 23,8 pay ile ikinci, Ortadoğu ülkeleri 23,6 milyon dolar değer ve 19,4 pay ile üçüncü sırada geldi. Bu dönemde en fazla ihracatı 20,1 milyon dolar değerle Rusya Federasyonu’na gerçekleştirdik. Irak’a ihracatımız 19 milyon dolar olurken Almanya’da 18,2 ve Romanya’da 13,8 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaştık. En fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz 20 ülke arasında en yüksek artışı 21,7 kat artışla Kosova’ya gerçekleştirdik. Kosova’ya ihracatımız bir önceki yılın aynı döneminde neredeyse yok denecek kadar az iken 1 milyon dolar değere ulaştı. Bu klasmanda Bosna-Hersek yüzde 675 artış ve 1,4 milyon dolar değer ile ikinci, Çekya yüzde 345 artış ve 1,4 milyon dolar değerle üçüncü sırada yer aldı.”
Lexus Heyecan Verici Süper Spor Konseptini Gösterdi
Premium otomobil üreticisi Lexus, geleceğin üst düzey spor otomobilini temsil eden yeni konseptini sergiledi. Kaliforniya, Carmel’de düzenlenen The Quail etkinliğinde Lexus Sport Concept aracını otomobil tutkunlarının beğenisine sundu.
Markanın tasarım vizyonunun geleceğine yön verecek bu etkileyici konsept, modern ve ileriye dönük yaklaşımıyla Lexus’un özgün spor otomobil DNA’sını yansıtıyor.
Lexus Sport Concept, geniş ve alçak gövdeli iki kapılı tasarımıyla dikkat çekiyor. Dinamik çizgiler ve duygusal tasarım unsurlarını harmanlayan model, markanın gelecek nesil spor otomobil vizyonunu somutlaştırıyor. Aerodinamik profili, performans ve estetiğin uyum içinde buluştuğu bir tasarım ortaya koyuyor. Lexus’un heyecan yaratan konsepti, markanın karakteristik tasarımını güçlü oranlar ve akıcı hatlar ile bu unsurları bir süper spor otomobilde yorumluyor.
DijitalTeknoloji Geçmişin Gölgesini Bugüne Taşıyor: SideAntik Kenti Dijital Deneyimle Yeniden Canlanıyor
Türkiye’de dijitalmüzecilik anlayışının örneklerinden biri de Antalya’nın Sidebölgesindeki Ören Yeri Karşılama Merkezi’nde yer alıyor. Burada, SideAntik Kenti’nin etkileyici geçmişini dijital bir deneyimle görmek mümkün.
Küp Prodüksiyontarafından gerçekleştirilen özel video uygulamasında, projeksiyonteknolojisiyle antik kent yeniden inşa edilerek bu deneyim ziyaretçileresunuluyor. Side Antik Kenti’nde kazılar gerçekleştiren Prof. Dr.Feriştah Alanyalı’nın gözetiminde hazırlanan videolarda amaç, ziyaretçileremekanın içinde yaşıyormuş hissini vermek.
Birçok uygarlığa evsahipliği yapmış Side’nin çok katmanlı tarihsel dokusunu gün yüzüne çıkaranmekanda, çalışmalara katılan Yazar Hüseyin Karagöz şunları söylüyor:
“Dijital deneyimanlayışında kullanılan videonun bir diğer çıkış noktası, agoranın ortasındabulunan şans/kader tanrıçası Tyke’ye adanmış tapınak. Tyke, antik dönemdeelinde ‘çarkıfelek’ denilen disk ile temsil edildiğinden, mozaiklerde görülençarkıfelek deseni de videonun görsel unsurlarından biri. Çarkıfelek bizi zamaniçinde yolculuğa çıkarıyor; kimi zaman denizler altında geziyor, kimi zamankente uzaktan bakıyoruz. Çarkıfelek bizi, antik dönemde deniz ticaret sezonununbaşlangıcını kutlamak için yapılan Athena şenliklerine götürüyor. Anıtsal çeşmeönünde toplanıyor, agoradan geçip Athena ve Apollon tapınaklarına adaklarbırakıyoruz. Arkasında nar ağacı, önünde tanrıça heykeli bulunan bir tekneyleAkdeniz’e açılıyor, Side’nin meşhur gün batımını antik dönemdeymişçesinedeneyimliyoruz.”
SosyalUp “Etki Odaklı Sohbetler” YouTube serisinin 15’inci bölümünde ALİKEV Genel Koordinatörü Deniz Umut Eker, SosyalUp editörü Dilek Koyuncu’nun sorularını yanıtladı.
ALİKEV Genel Koordinatörü Deniz Umut Eker, ALİKEV’in Ali İsmail Korkmaz’ın yaşamı ve ideallerinden doğduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Ali İsmail lise yıllarında huzurevi ziyaretleri, köy okullarına kitap bağışları, engelliler için mavi kapak kampanyaları gibi pek çok sosyal sorumluluk projesine imza attı. Günlüğünde, bu çalışmaları bir gün kurumsal bir çatı altında sürdürme hayalini yazmıştı. Ailesi bu sözleri bir vasiyet olarak kabul ederek vakfı kurdu.”
Konut Satış İstatistikleri, Temmuz‘da Kayseri’de Temmuz ayında 3 bin 436, Türkiye genelinde 142 bin 858 konut satıldı
Türkiye genelinde konut satışları Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %12,4 oranında artarak 142 bin 858 oldu. Konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 23 bin 152 ile İstanbul, 12 bin 491 ile Ankara ve 7 bin 815 ile İzmir olurken, en az olduğu iller sırasıyla 58 ile Ardahan, 93 ile Bayburt ve 103 ile Hakkari olarak gerçekleşti.
Konut satışları Ocak-Temmuz döneminde %24,2 arttı
Konut satışları Ocak-Temmuz döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %24,2 oranında artarak 834 bin 751 olarak gerçekleşti.
İpotekli konut satışları 18 bin 425 olarak gerçekleşti
Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %60,3 oranında artarak 18 bin 425 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı %12,9 olarak gerçekleşti. Ocak-Temmuz döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %93,2 oranında artarak 121 bin 515 oldu.
Temmuz ayında 4 bin 438; Ocak-Temmuz döneminde ise 28 bin 884 ipotekli konut satışı, ilk el olarak gerçekleşti.
Diğer satış türleri sonucunda 124 bin 433 konut el değiştirdi
Türkiye genelinde diğer konut satışları Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %7,6 oranında artarak 124 bin 433 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı %87,1 olarak gerçekleşti. Ocak-Temmuz döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %17,1 oranında artarak 713 bin 236 oldu.
İlk el konut satış sayısı 43 bin 984 olarak gerçekleşti
Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %7,8 oranında artarak 43 bin 984 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı %30,8 oldu. İlk el konut satışları Ocak-Temmuz döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %17,5 oranında artarak 251 bin 608 olarak gerçekleşti.
İkinci el konut satışlarında 98 bin 874 konut el değiştirdi
Türkiye genelinde ikinci el konut satış sayısı Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %14,6 oranında artarak 98 bin 874 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı %69,2 oldu. İkinci el konut satışları Ocak-Temmuz döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %27,3 oranında artarak 583 bin 143 olarak gerçekleşti.
Yabancılara Temmuz ayında bin 913 konut satışı gerçekleşti
Yabancılara yapılan konut satışları Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %18,6 oranında azalarak bin 913 oldu. Temmuz ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı %1,3 olarak gerçekleşti. Yabancılara yapılan konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 643 ile İstanbul, 642 ile Antalya ve 175 ile Mersin oldu.
Yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Temmuz döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %12,1 oranında azalarak 11 bin 267 oldu.
Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı Rusya Federasyonu vatandaşlarına yapıldı
Temmuz ayında ülke uyruklarına göre en fazla konut satışı sırasıyla 315 ile Rusya Federasyonu, 152 ile İran ve 135 ile Almanya vatandaşlarına yapıldı.
KONUTDER BAŞKANI Ziya Yılmaz: “Kredi Kısıtları Kalkarsa Konut Piyasası Daha da Canlanır”
KONUTDER Başkanı Ziya Yılmaz, bugün TÜİK tarafından açıklanan Temmuz 2025 Konut Satış İstatistiklerini değerlendirdi.
Türkiye genelinde konut satışları 2025 Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %12,4 oranında artarak 142 bin 858 oldu. Türkiye genelinde 1.El konut satışı ise Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %7,8 oranında artarak 43 bin 984 oldu. Toplam konut satışları içinde 1.El konut satışının payı %30,8 oldu.
Son 5 yılın en iyi ilk 7 ayı
2025’in ilk 7 ayındaki Türkiye geneli satışlara bakıldığında toplamda 834 bin 751 adet ile 2020’deki covid dönemindeki kredi kampanyasından bu yana son 5 yıldaki en iyi satış rakamı olarak kayda geçti. Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında sektörde başlayan hareketlenmenin 1 yılın geride kalmasıyla birlikte canlılığını koruduğunu görüyoruz. 2024’teki 1 milyon 478 binlik toplam satışın enflasyonun düşmesi ve faizlerin inmesiyle birlikte bu yılsonunda 1,5 milyonun üzerine çıkacağı beklentimiz daha da kuvvetlendi.
1. El ve Kredili Satışlar Hareketlendi, Fakat Eski Seviyelerin Gerisinde
Genel konut satışlarının yanı sıra 1.El ve kredili konut satışlarında da hareketlenme sinyalleri gelmeye başladı. 2020’den bu yana 43 bin 984 adetlik 1.El konut satışının en iyi Temmuz ayı verisi olduğunu görüyoruz, ancak 2020 önceki dönem ile kıyaslandığında 1. El ve kredili konut satışlarının konut piyasasını dengeleyebilmesi için yeniden ideal seviyelere gelmesi gerekiyor.
Geçmiş yıllarla bir karşılaştırma yapıldığında 2016-2020 arasında 1. El satışların ilk 7 ay ortalaması %42 idi, oysa son 5 yılda bu oran %30 seviyesine düşmüş durumda. Aynı şekilde kredili satışlar da 2016-2020 arası ilk 7 aylarda ortalama %31 iken son 5 yılda bu oran ortalama olarak neredeyse yarıya yakın eriyerek %17’lere geriledi. Dolayısıyla Temmuz ayındaki bu hareketlenmenin olumlu olduğunu düşünmekle birlikte devamlılığını korumasıyla piyasalar için umut verici bir gelişme olarak değerlendiriyoruz.
“Kredi Kısıtlarının Kaldırılması” ve “Uygun Arsa Geliştirilmesi” Piyasayı Rahatlatacaktır
Bu olumlu tablolunun devamlılığı açısından kredi koşullarının iyileştirilmesi ve uygun arsa geliştirilmesine yönelik atılacak adımların önemli olduğunu düşünüyoruz. BDDK’nın kredi kısıtlarının kaldırılmasıyla ilk etapta kredili ve 1. El konut satışların daha iyi bir noktaya geleceği görüşündeyiz. Ardından bir süredir gündeme getirdiğimiz “Uygun Arsa Modeli” gibi arsa maliyetlerini düşürecek çalışmaların yeni konut üretimini artırmasıyla birlikte konut piyasası rahatlayacak ve %56’lara düşen ev sahiplik oranında da iyileşmeler olacaktır.
“Bayraktar, Karasu’da kuraktan zarar gören fındık bahçelerini inceledi”
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Sakarya’nın Karasu ilçesi Ortaköy Mahallesi’nde kuraklıktan etkilenen fındık bahçelerinde incelemelerde bulundu. Üreticiler ve bölge ziraat odası başkanlarıyla bir araya gelen Bayraktar, Sakarya ve Karadeniz Bölgesi’nde yaşanan kuraklığın fındık üretimi ve rekolte üzerindeki etkilerine ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“İklim değişikliği tarım sektörünü fevkalade olumsuz etkiliyor. Biliyorsunuz, daha önce nisan ayında bir don felaketi ile karşı karşıya kaldık ve bu don felaketinden 65 ilimizde ürünlerimiz ve üreticilerimiz etkilendi. 55 vilayeti gezme imkânım oldu, bahçeleri gezdim, çiftçilerimizle bir araya geldim. Öyle bahçeler gördüm ki, buna fındık bahçeleri de dâhil, 600 rakımın üzerinde fındık bahçelerinde %100’lere varan zararlar oldu.
Başka ürünlerde de bu zararları gördük. Hatta bazı bahçelerde dallar kurumuştu, gövdeler kurumuştu. Yani önümüzdeki yıllarda o bahçelerden ürün almak mümkün olmayacak. Şimdi tabii, ben özellikle Türkiye’yi gezerken bir tehlikeye daha dikkat çektim. Dedim ki, daha büyük bir tehlike geliyor. Evet, don olayı tarihimizin en büyük felaketini bize yaşattı ama daha büyük bir felaket geliyor. Bunun adı kuraklık. Nitekim yağışlar gelmedi. İlkbahar yağışlarını bekledik; eğer bu yağışlar gelmezse büyük bir kuraklık felaketi ile karşı karşıya kalacağız. İlkbahar yağışları gelmedi, son yılların en kurak ilkbahar aylarını yaşadık. Haziran ve temmuz ayına geldik, yine son yılların en sıcak iki ayını yaşadık.
-“ Fındık kuraklık vurgunu yedi, rekolte tahminini tutturabilmemiz mümkün görünmüyor”
Fındık da dâhil olmak üzere birçok ürünümüz kuraklık tehdidi ile karşı karşıya kaldı. Maalesef ürünlerimiz dökülmeye, özellikle fındık bahçelerindeki ürünlerimiz dökülmeye başladı ve verimlilik rakamları da fevkalade aşağıya düştü. Şimdi fındıkla alakalı bir rekolte açıklaması yapıldı. 449.000 ton olarak Bakanlığımız bir açıklama yaptı ama özellikle bu afetleri dikkate aldığımızda; bir taraftan don hadisesi ve bunun fındık üretimine verdiği zarar, bir taraftan kokarca tehdidi halen devam ediyor, bazı bahçelerimizde kokarca zarar veriyor ve en son olarak da yaşadığımız bu kuraklık hadisesi nedeniyle rekoltenin bu rakamın çok daha aşağısında olacağını tahmin ediyorum.
-“Bu sene fındık fiyatlarını üreticimiz belirleyecek”
449.000 ton rakamını tutturabilmemiz mümkün görünmüyor, bunu net olarak söyleyebilirim. Fındık ürünümüz vurgun yemiş durumda. Bunun adı vurgun; yani don vurgunu, hastalıklarla alakalı yediğimiz vurgun ve en son kuraklık vurgunu. Burada özellikle bu sene üreticilerimizin bizden önemli beklentileri var. Özellikle fiyat konusunda yapmamız gerekenler var. Bu sene üreticilerimiz fiyat bekliyor. Bu sene üreticimiz fiyatı kendi belirleyecek, bunu net olarak söylüyorum. Yani ne Toprak Mahsulleri Ofisi ne tüccar; hayır, üreticimiz belirleyecek fiyatı. Özellikle hasat başladı bugünlerde. Üreticimiz dikkatli olursa, ihtiyacı kadar ürünü piyasaya arz ederse, arzı yavaşlatırsa fındık fiyatlarının yükseleceğini görecek.
Fındık fiyatlarını üreticimiz kendisi belirlemiş olacak. Bu fevkalade önemli. Ben üreticimize güveniyorum. Üreticimiz bu konuda çok tecrübeli, bu sene dikkatli hareket edecektir. Arzı yavaşlatarak fiyatlar yükselecektir. Çünkü buna mecburuz; üretim kaybından, verimlilik kaybından dolayı zaten maliyetimiz çok yükseldi ama girdi maliyetlerimiz de yükseldi. İşçilik maliyetlerimiz çok yükseldi. Hatta işçilik maliyetleri, maliyetimizin yarısından fazlaya teşkil ediyor. Son yıllarda da işçilik maliyetleri hızla artmaya devam ediyor. Dolayısıyla üreticilerimizin maliyetlerini çıkarabilmesi, alın terinin karşılığını alabilmesi için fiyatların muhakkak suretle yükselmesi gerekiyor. Bu fevkalade önemli.
Bunun dışında özellikle don bölgelerinde zarar gören üreticilerimizle yapılacak olan yardımları, biz kuraklıktan zarar gören bölgelerdeki üreticilerimiz için de istiyoruz. Yani bu üreticilerimiz de mağdur, bu üreticilerimiz de banka borçlarını ödeyemeyecek durumda ve girdi maliyetlerini karşılayamayacak durumda. Dolayısıyla üreticimize nakit yardımı yapılması, bunun dışında banka borçlarının ve Tarım Kredi Kooperatifi borçlarının yapılandırılmasını talep ediyoruz. Bunu her gittiğimiz yerde üreticilerimiz bizden özellikle istiyorlar. “Biz kuraklık nedeniyle para kazanamadık, borçlarımızı ödeme kabiliyetimiz kalmadı. Ödeme gücümüz kalmadı, borçlarımızın yapılandırılmasını istiyoruz.” diyorlar. Biz de hükümetimizden bunu talep ediyoruz. Ankara’da bununla alakalı gerekli görüşmeleri yapacağız inşallah.
-“Üreticimizi daha fazla desteklememiz gerekiyor”
Artık çiftçilik zorlaştı. Bir taraftan kuraklık, hiç görmediğimiz hortum olaylarını görmeye başladık. Bir taraftan bir bakıyorsunuz aşırı yağışlar tarım sektörüne ciddi manada zarar veriyor, üreticimize ciddi manada zarar veriyor. Yani üretim yapmak eskisinden daha zor, fevkalade zorlaştı. Eğer biz bu süreçte üreticimize sahip çıkmazsak, üreticimizin arkasında durmazsak, üreticimizi daha fazla desteklemezsek üreticimizin üretimden kaçacağını görmemiz lazım. Yani üreticimizi daha fazla desteklememiz gereken bir zamandayız. Üreticimiz pozitif ayrımcılığı hak ediyor, daha fazla desteği hak ediyor.
Şimdi çiftçilerimizi tarımda tutamıyoruz. 18-32 yaş arası çiftçi oranı yüzde beşlere kadar düştü. Bugün yurt dışından gelen göçmenler marifetiyle tarımı götürmeye çalışıyoruz. Onlar memleketlerine döndüğünde Türkiye’de üretimi kiminle yapacağız? Bırakın gençleri, yaşlılar da çoluk çocuğunu alıp artık şehirlere yerleşmeye başladı. Dolayısıyla tarımı desteklemekten başka çaremiz yok. Tarımı daha fazla desteklemeliyiz, çiftçimize pozitif ayrımcılık yapmalıyız. Artık kuraklık bu ülke için çok büyük bir tehdit. Bugün kişi başı 1300 metreküp olan su tüketim miktarı birkaç sene sonra 1000 metreküpün altına düşecek, Türkiye su fakiri bir ülke olacak. Belki bugün sulama yapma imkânı bulduğumuz, su isteyen bazı ürünlerimizi yarın üretemez hâle geleceğiz.
Bunu Ankara’da hem Sayın Cumhurbaşkanımızla yaptığımız görüşmede hem bakanlarla yaptığımız görüşmede kendilerine arz ettik. Dolayısıyla bunun tedbirlerini şimdiden almak gerekiyor. Sulama yatırımlarını çok hızlı bir şekilde bitirmemiz lazım. Bugün kaynağından tarlaya gidinceye kadar suyun yüzde ellisini kaybediyoruz. Bunu üzülerek ifade ediyorum; sulama kanallarımız açık ve rehabilite edilmemiş bir şekilde, onarılmamış bir vaziyette. Dolayısıyla sulama randımanı bugün için %52’lerde. Bu ne demektir? Suyun yarısını kaybediyoruz. Acil olarak sulama kanallarının kapalı sistem hâline getirilmesi fevkalade önemli. Barajların, sulama kanalları ile birlikte bitirilmesi fevkalade önemli. Yine bütün çiftçilerimizin, gerekli destek vermek suretiyle basınçlı sulama sistemlerine geçirilmesi gerekiyor.
-“Karadeniz’de fındık yoksa, para etmiyorsa hayat yok”
Artık vahşi sulama sistemi sona erdi çünkü Türkiye’de suyun %70’ini tarım sektörü kullanıyor. Dolayısıyla biz tedbirlerimizi önce tarım sektöründe almak zorundayız. Vahşi sulamadan vazgeçmeliyiz. Bu manada gerekli bütçenin ayrılarak sulama yatırımlarına öncelik verilmesi, tarım sektörü için fevkalade önemli. Sadece bizim için değil, ülkemizin gıda güvenliğini sağlamak açısından da fevkalade önemli. Bunu ifade ettikten sonra tabii, fındığın ne kadar önemli bir ürün olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunu ifade etmek istiyorum. Fındık sadece ülkemiz için değil, dünya için fevkalade önemli bir ürün. Dünyanın ihtiyacının önemli bir kısmını biz karşılıyoruz. Gerek üretim rakamları açısından gerek kalite açısından Türkiye bu manada rakipsiz bir ülke. En yakın üretim rakamları açısından bize en yakın olan İtalya’ya 6,3 kat fark atmış durumdayız. Yani ülkemizin fındığı, Türk fındığı rakipsiz bir fındık.
Ama şunu ifade etmek istiyorum; Karadeniz için de çok önemli bir ürün. Karadeniz’de fındık varsa, fındık para ediyorsa Karadeniz’de hayat var. Karadeniz’de fındık yoksa, para etmiyorsa hayat yok. Sosyoekonomik hayat fındığa bağlı. Sanayi ve hizmetler sektörü Karadeniz’de gelişmediği için en önemli ekonomik faaliyet fındık üretimi. Fındık üretimi yeterliyse, fındık para ediyorsa bundan esnaf da yararlanıyor, tüccar da yararlanıyor. Karadeniz’de yaşayan bütün vatandaşlarımız yararlanıyor. Onun için herkes Karadeniz’de fındığa bakıyor. Onun için fındık ürünü hem stratejik bir ürün hem dünyada rakipsiz olduğumuz, ekolojik üstünlüğe bağlı olan bir ürün. Böyle rakipsiz olduğumuz bir ürüne gözümüz gibi bakmak zorundayız ve daha fazla desteklemek zorundayız.
Bu manada çiftçimize, fındık üreticimize verilen desteklerin artırılmasını talep ediyoruz. Bütün üreticilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Allah böyle bir afeti bir daha göstermesin. İnşallah gerekli tedbirler alınır, bu sene de fındık bir miktar para eder, çiftçilerimize gerekli destekler verilir ve önümüzdeki yıl çiftçimizin tarlaya girmesini sağlarız. Bu sene eğer ürün para etmezse, çiftçimize yeterli destek veremezsek, bu bahçeler bakım istiyor; bu parayı bulamazsak seneye üreticilerimizi bu bahçelerde bulamayız. Bunu Ankara’da da inşallah anlatacağız.”
Başoğlu Kablo IDEF 2025’e Türkiye’nin Savunma Sanayisine Milli Çözümleriyle Güç Kattı!
Türkiye’nin savunma sanayisinin geleceğinin sesi, 22-27 Temmuz 2025 tarihleri arasında İstanbul’da yankılandı. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı IDEF 2025, dünya savunma ekosisteminin en kritik buluşma noktalarından biri oldu. Bu devasa organizasyonda, ülkemizin yerli ve milli üretim gururu Başoğlu Kablo, 1. Salon’daki A31 numaralı stratejik konumunda, yenilikçi gücünü ve sarsılmaz katkısını savunma dünyasıyla buluşturdu. Firma, özel olarak geliştirilmiş yüksek performanslı kablo ve silikon çözümleriyle fuarın en çok konuşulan aktörlerinden biri haline gelerek ziyaretçilerin ilgisini kendine çekti.
SAVUNMA DEVLERİNDEN BAŞOĞLU KABLO’YA İLGİ FIRTINASI
IDEF 2025 boyunca Başoğlu Kablo standı, üst düzey ziyaretlerle adeta bir diplomasi üssüne dönüştü. Fuarda, Milli Savunma Bakanlığı Askeri Fabrikalar Genel Müdürü Sayın İmdat Ersoy ve beraberindeki seçkin askeri heyet, Başoğlu Kablo’ya kritik ziyaret gerçekleştirdi.
Heyet, şirketin savunma sanayisi için özel olarak tasarlanmış, en zorlu koşullara bile meydan okuyan kablo ve silikon ürünleri hakkında detaylı brifingler aldı. Görüşmelerde, Başoğlu Kablo yetkilileri, Türkiye’nin savunma bağımsızlığı ve teknolojik üstünlüğü için tüm kaynaklarıyla aralıksız çalışmaya devam edeceklerinin altını gururla çizdi. Bu ziyaret, Başoğlu Kablo A.Ş.’nin milli savunma projelerindeki vazgeçilmez rolünü bir kez daha tescilledi.
Yapay Zekâ ve Düşük Kodun Güç Birliği
PaperWork ile Dijital Dönüşümde Çığır Açan Yenilikler
İş dünyası, hızla değişen pazar koşullarına adapte olmak ve rekabet avantajı sağlamak için sürekli yeni yollar arıyor. Bu arayışta, yapay zekâ (YZ) ve düşük kod (low-code) platformları, dijital dönüşümün itici güçleri olarak öne çıkıyor. PaperWork, bu iki gücü benzersiz bir şekilde birleştirerek işletmelere eşi benzeri görülmemiş bir verimlilik ve akıllı süreç yönetimi sunuyor.
PaperWork Satış Direktörü Tolga Eşiz, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Dijital dönüşüm yolculuğumuzda, global ürünleri entegre etmek yerine kendi içimizde bir devrim başlattık. 2020 yılı sonunda gerçekleştirdiğimiz stratejik bir firma satın almasıyla temellerini attığımız yapay zekâ yolculuğumuzu, bugün AR-GE merkezimizde geliştirdiğimiz 3 güçlü yapay zekâ çözümünü PaperWork BPM platformumuza entegre ederek zirveye taşıyoruz. Bu sayede iş süreçlerinizi sadece kolaylaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda onları akıllandırarak verimliliği katlıyoruz. Tamamen Türk mühendisliğiyle geliştirilen bu yerli ve global ölçekte güçlü çözüm, şirketlerin geleceğe hazır olmasını sağlıyor.” dedi.
Aon, bu yılın ikinci çeyreğinde gelirini geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11 artırarak 4,2 milyar dolara çıkardı. Şirketin Risk Sermayesi geliri yüzde 8 artışla 2,9 milyar dolara, İnsan Sermayesi geliri ise yüzde 15 artışla 1,3 milyar dolara ulaştı.
Analitik veriler ışığında Risk Sermayesi ve İnsan Sermayesi konularında global deneyimi ve yerel ihtiyaçlara uygun çözümleri ile 120’den fazla ülkede müşterilerine hizmet veren Aon plc (NYSE: AON), 2025 yılının ikinci çeyrek finansal sonuçlarını açıkladı. Şirketin ikinci çeyrekte toplam geliri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11 artarak 4,2 milyar dolara ulaştı. Bu büyümede yüzde 6’lık organik gelir artışı, yeni iştiraki NFP’nin katkısı ve döviz kurlarındaki yüzde 1’lik olumlu etki rol oynadı. Aon’un Risk Sermayesi faaliyetlerinden elde ettiği geliri yüzde 8 artarak 2,9 milyar dolara çıkarken İnsan Sermayesi geliri yüzde 15 artışla 1,3 milyar dolara ulaştı. Türkiye’de ise Risk Sermayesi geliri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9, İnsan Sermayesi geliri yüzde 35 arttı.
AHKİB, AKDENİZ’İN İHRACAT ARTIŞ LİDERİ
Akdeniz Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (AHKİB) Başkanı Gürkan Tekin, temmuz ayında yüzde 53 artışla 48,5 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiklerini açıkladı. Türkiye genelinde sektör ihracatının yüzde 4,4 düşüşle 1,6 milyar dolar olarak gerçekleştiğini ve kan kaybının devam ettiğini dile getiren Başkan Tekin, “AHKİB olarak geleneksel pazarlarda ihracatımızı korumaya çalışırken yeni pazarlarda fırsatları en iyi şekilde değerlendirerek ülkemiz için değer yaratmaya devam ediyoruz.” dedi
Hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün emek yoğun yapısı nedeniyle kur-maliyet dengesinde uluslararası pazarlarda rekabetçi fiyatlar sunmakta zorlandıklarını belirten Gürkan Tekin, zararına satışları göze alarak kazanımları koruma çabasında olduklarını ifade etti. Başkan Tekin, “Maliyetlerimiz artarken, kurun yatay seyri işletmelerimizi zorluyor. Firmalarımızın sermayeleri eriyor. Markalaşma, katma değerli ürün üretimi ve Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasına uyum için yeni yatırımlara ihtiyaç duyuyoruz. Bu süreçte kapsamlı destek ve teşvikler büyük önem taşıyor.” diye konuştu.
Üç ana ürün grubu ihracatta öne çıktı
Akdeniz Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin 2025 yılı temmuz ayı ihracatını ürün gruplarına göre değerlendiren Başkan Tekin, 4 bin 308 ton ürünü uluslararası pazarlarda değere dönüştürdüklerini açıkladı. Bu dönemde en fazla ihracatı, bayan dış giyim, bay dış giyim ve diğer hazır eşya grubunda gerçekleştirdiklerini belirten Başkan Gürkan Tekin şunları kaydetti: “Bayan dış giyim ürün grubunda yüzde 21 artış ile 19,6 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Bu ürün grubunun toplam ihracatımızdaki payı yüzde 40 oldu. Yüzde 33’lük paya sahip olan bay dış giyim grubunda ise ihracatımız yüzde 151 ihracat artış ile 16,2 milyon dolara ulaştı. İhracatımızın yüzde 7’sini oluşturan diğer hazır eşya ürün grubu ihracatımız ise yüzde 1 artışla 3,2 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.”
KURAKLIKTAN KIRILAN ÇİFTÇİYE ACİL DESTEK ŞART, YOKSA ÜRETİCİ KALMAYACAK
Edirne Milletvekili ve Ziraat Mühendisi Ediz Ün, ülke genelinde yaşanan kuraklığın zirveye ulaştığını ve en çok tarım sektörünü vurduğunu belirtti. Son bir yılda afetlerin çiftçiyi derinden yaraladığını vurgulayan Ün, özellikle yüksek sıcaklıkların tarla ürünlerinde büyük kayıplara neden olduğunu söyledi.
“Trakya her dönemde şiddetli kuraklık yaşadı”
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün standart yağış ve normalin yüzdesi metoduna göre hazırlanan 1, 3, 6, 9 ve 12 aylık kuraklık haritalarının her döneminde Trakya Bölgesi’nin şiddetli kuraklık yaşadığını belirten Ün, “Bazı tarlalarda ne buğday, ne arpa ne de ayçiçeği kaldı. Biçer dahi giremeyecek durumda araziler var. Özellikle Edirneli çiftçimiz son 5 yıldır kuraklıkla boğuşuyor, artık dayanacak gücü kalmadı. Çiftçimize verilen desteklerin acilen artırılması gerekiyor” dedi.
“Geçmişte verilen kuraklık desteği yeniden uygulanmalı”
Ün, 2021 yılında kuraklık yaşayan çiftçilere Cumhurbaşkanı kararıyla %30 ve üzeri kayıplar için her %10’luk zarar başına dekara 10 lira verilerek %100 zarar yaşayan çiftçiye 100 lira ödendiğini hatırlattı. “Bu destek yeniden uygulanmalı ancak farklı bir yöntem izlenmeli” diyen Ün, şu öneriyi sundu: “Kuraklık yılları hariç son 5 yılın dekar verim ortalaması alınarak, yaşanan ürün kaybı miktarına Trakya Birliği’nin alım fiyatı üzerinden ödeme yapılmalı. Ürün olmayınca fiyatın ne olduğunun hiçbir anlamı yok. Hasat yapamayan çiftçimizi desteklemek zorundayız. Aksi takdirde her yıl olduğu gibi 1 milyon ton yağlık ayçiçeği tohumu veya karşılığı 400 bin ton ham ayçiçeği yağı ithalatı yaparız. Kota her yıl artar. Bunun önüne geçmenin tek yolu, kayıp ürün miktarı üzerinden destek vermektir.”
“AKP’nin politikaları üreticiyi bitiriyor”
Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin orman yangınları, zirai don ve kuraklık gibi felaketleri artırdığını belirten Ün, AKP iktidarını eleştirdi: “AKP, üretimi artırıcı ve koruyucu tedbirler almak yerine hazine garantili, rant odaklı projelere para aktardı. Bugün ekonomik kriz yaşıyorsak, bunda bu basiretsiz politikaların büyük payı var. Her krizde en çok çiftçi kesintiye uğruyor. İthalat kararlarıyla çiftçi eziliyor, kanuni destekler eksik veriliyor, ürün para etmediğinde müdahale edilmiyor, düşük alım fiyatları açıklanıyor. Devletini yanında görmek isteyen çiftçi, karşısında onu yok sayan bir iktidarla karşılaşıyor.”
“45 milyon ton ayçiçeği ithalatına 28 milyar dolar ödedik”
Ün, AKP döneminde Türkiye’nin ayçiçeği tohumu ve türevlerinde ithalat lideri olduğunu hatırlatarak, “Edirne’de yıllardır tamamlanması gereken barajlar, göletler, altyapı projeleri sürekli ertelendi. Çiftçi susuz kaldı, tarlalar boş kaldı. 45 milyon ton ayçiçeği ithalatına 28 milyar dolar ödedik. Bu parayla deniz suyunu içme ve sulama suyuna çevirecek tesisleri kurabilirdik. Enerji ihtiyacını karşılayacak güneş ve su gibi doğal kaynaklarımız da var. Ama hem doğaya uyumlu hem de geleceği garanti altına alacak ne zihniyetleri ne de kabiliyetleri var” dedi.
“Ürün kaybı üzerinden destek verilmezse üretici kalmayacak”
Son olarak, 26 Ekim 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararla Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’da yağlık ayçiçeği için ton başına prim desteğinin 1000 TL’den 1500 TL’ye çıkarıldığını hatırlatan Ün, şunları kaydetti: “Bölge çiftçimiz için bu destek bir defaya mahsus artırıldı ama yaşanan kuraklık felaketinin etkisi çok daha büyük. 2023’te verilen fark prim desteği, bu kez ürün kaybı miktarı hesaplanarak ve ürün değeri 28 liradan baz alınarak verilirse çiftçimizin kaybı telafi edilebilir. Aksi halde gelecek yıl ayçiçeği ekecek üretici bulamayız.”
Altın Çekül Uluslararası Yapı Kataloğu Ödülleri 31. Kez Sektörle Buluşuyor!
1991 – 2017 yılları arasında Yapı-Endüstri Merkezi bünyesinde gerçekleştirilen ve yapı sektörünün prestij ödülleri olarak anılan, Türkiye’nin yapı malzemesi alanındaki ilk ürün ödül programı “Altın Çekül Uluslararası Yapı Kataloğu Ödülleri”, bu sene 31. kez sektörle buluşuyor.
50 seneyi aşkın tarihinde mimarların, projelerin, şantiyelerin yapı malzeme firmalarıyla tanışmalarını ve ürünlerle ilgili detaylı bilgi edinmelerini hedefleyerek yapı sektörünün en güvenilir kaynağı olan Yapı Kataloğu, 2020 yılı itibariyle Altın Çekül Ödülleri’ni bünyesinde düzenleyerek, yapı sektörünü uluslararası boyuta taşıyacak misyona büründü.
Bu sene, 31. kez sektörle buluşacak olan Altın Çekül Uluslararası Yapı Kataloğu Ödülleri, yapı malzemesi alanında faaliyet gösteren yapı malzemesi üreticisi veya temsilcisi firmaların, kuruluşların, akademik grupların, araştırma laboratuvarlarının, girişimcilerin başvurularını bekliyor.
Yapı malzemesi alanında yeni fikir, teknoloji ve ürünleri destekleyerek sektörün gelişimine sağladığı katkıyı her geçen gün artırmayı hedefleyen Altın Çekül Uluslararası Yapı Kataloğu Ödülleri, Yapıda Yenilikçi Ürün Ödülü, Tüzel Fikir Ödülü ve İletişim ve Pazarlama Ödülü olmak üzere üç ana kategoride sahiplerini buluyor.
Dünyanın en ünlü piyano virtüözü MAKSIM, Dünya Turnesi’nin duraklarından biri olan İstanbul’a geliyor!”
Dünya çapında 57 ülkede 5 milyondan fazla albümü satılan, tüm konserlerini kapalı gişe sahneleyen, performanslarıyla sayısız altın ve platin plak sahibi dünyanın en ünlü crossover piyanisti Maksim Mrvica, “SEGMENTI DÜNYA TURNESİ” kapsamında 25 Ekim 2025 tarihinde İstanbul Volkswagen Arena’da konser vermek üzere Türkiye’ye geliyor.
Tüm zamanların en büyük piyanistlerinden biri olarak kabul gören saniyede 16 nota çalabilen, dünyanın en hızlı parmaklarına sahip olmasıyla tanınan MAKSIM klasik ustalığı, teknik mükemmellik ve modern bir zarafetle harmanlayarak sinematik gösteri ile popüler kültür arasındaki sınırları aşan performanslarıyla dinleyicileri büyülüyor.
Dünya Çapında Kapalı Gişe Konserler VerenVirtüöz Piyanist MAKSIM
MTV Müzik Ödülleri ve dünya çapında birçok prestijli müzik ödülü sahibi virtüöz piyanist MAKSIM Pekin Olimpiyat Kutlamalarında sergilediği olağanüstü performansıyla dünya çapında bir izleyici kitlesini büyüledi ve milyonlara ulaştı.
Dünyanın en çok satan klasik müzik crossover sanatçısı MAKSIM Londra Hammersmith Apollo, New York United Palace Theatre, Sidney Opera Binası ve Pekin’deki Great Hall of the People’a kadar dünyanın en ikonik sahnelerinde kapalı gişe performanslar sergiledi.
Securitas Technology Türkiye Bilişim 500’de yine zirvenin sahibi oldu
Securitas Technology Türkiye, Bilişim 500 araştırmasında ‘Sistem Entegratörü ve İş Ortağı – Güvenlik Kamera Donanım’ kategorisinde zirvede yer alma başarısı gösterdi. Genel sıralamada ise Türkiye’nin en büyük 18. bilişim şirketi oldu.
Lider güvenlik teknolojileri sağlayıcısı Securitas Technology Türkiye, Türkiye bilişim sektörünün en prestijli araştırmalarından biri olan Bilişim 500’de önemli bir başarıya imza attı. Şirket, ‘Sistem Entegratörü ve İş Ortağı – Güvenlik Kamera Donanım’ kategorisinde Türkiye birincisi olarak sektördeki gücünü bir kez daha ortaya koydu. Genel sıralamada ise Türkiye’nin en büyük 18. bilişim şirketi olarak yer aldı.
Türkiye bilişim sektörünün en saygın organizasyonlarından biri olan Bilişim 500 Ödül Töreni, bu yıl ‘Bakış Açını Değiştir’ mottosuyla Grand Pera – Tarihi Emek Sineması’nda gerçekleştirildi. Törende, Securitas Technology Türkiye, ‘Sistem Entegratörü ve İş Ortağı – Güvenlik Kamera Donanım’ kategorisinde birinci olarak zirvede yer aldı. Ödül, şirketi temsilen CSO Hüseyin Top’a takdim edildi.
ZF küresel mega trendleri değerlendiriyor: Binek Araçlar Şasi Teknolojileri Lideri
ZF, IAA Mobility 2025 öncesinde düzenlediği Şasi Teknolojileri Günü etkinliğinde Grubun temel odak alanlarından biri olan binek araç şasi sistemlerine yönelik teknoloji ve stratejisi hakkında bilgiler paylaştı. Küresel pazar lideri olarak ZF, elektrikli mobilite, yazılım tanımlı araçlar ve otonom sürüş gibi geleceği şekillendiren trendlerin yönlendirdiği ve her geçen gün önemini artıran şasi teknolojilerini değerlendiriyor. ZF, sistem ve yazılım alanındaki derin uzmanlığının yanı sıra akıllı aktüatörler ile yeni sürüş fonksiyonlarına yönelik küresel talebi karşılıyor ve dünya genelinde yeni müşteri anlaşmaları imzalıyor.
Yazılım tanımlı araçlar gerçeğe dönüşürken; frenleme, direksiyon ve sönümleme gibi temel şasi işlevlerinin yönetimi bir arada sağlanabiliyor. ZF Yönetim Kurulu üyesi ve Şasi Çözümleri Bölümü Başkanı Dr. Peter Holdmann konuyla ilgili değerlendirmede bulundu:
“Bu trendden iki şekilde yararlanıyoruz. Bunların ilki, elektronik direksiyon kontrolü (steer-by-wire) veya elektronik fren kontrolü (brake- by-wire) çözümlerimiz gibi hazır sistem bileşenlerine yönelik talepte beklenen küresel artış. Diğeri ise, bu bileşenlerin sorunsuz koordinasyonunu sağlayan işlevlere yönelik güçlü talep.”
Dış Ticaret Endeksleri, Haziran 2025 İhracat birim değer endeksi %2,7 arttı
İhracat birim değer endeksi Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %2,7 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde %10,1 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) %4,5 arttı, yakıtlarda %10,0 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %2,3 arttı.
İhracat miktar endeksi %5,0 arttı
İhracat miktar endeksi Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %5,0 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde %4,8 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) %4,1 arttı, yakıtlarda %17,5 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %6,1 arttı. İthalat birim değer endeksi %1,9 arttı
İthalat birim değer endeksi Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %1,9 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde %19,9 arttı, yakıtlarda %12,8 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) %2,4 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %3,1 arttı.
İthalat miktar endeksi %13,1 arttı
İthalat miktar endeksi Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %13,1 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde %9,3 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) %10,1 arttı, yakıtlarda %15,6 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %13,3 arttı.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat miktar endeksi %6,9 azaldı
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat miktar endeksi; 2025 Mayıs ayında 161,6 iken 2025 Haziran ayında %6,9 oranında azalarak 150,4 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ihracat miktar endeksi; 2024 yılı Haziran ayında 152,6 iken 2025 yılı Haziran ayında %1,1 oranında azalarak 151,0 oldu.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ithalat miktar endeksi %1,7 arttı
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ithalat miktar endeksi; 2025 Mayıs ayında 128,8 iken 2025 Haziran ayında %1,7 oranında artarak 131,0 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ithalat miktar endeksi; 2024 yılı Haziran ayında 121,5 iken 2025 yılı Haziran ayında %7,9 oranında artarak 131,2 oldu. Dış ticaret haddi 2025 yılı Haziran ayında 89,8 olarak gerçekleşti
İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve 2024 yılı Haziran ayında 89,0 olarak elde edilmiş olan dış ticaret haddi, 0,8 puan artarak, 2025 yılı Haziran ayında 89,8 oldu.
Ciro Endeksleri, Haziran 2025 Toplam ciro yıllık %45,0 arttı
Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi (2021=100), 2025 yılı Haziran ayında yıllık %45,0 arttı.
Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2025 yılı Haziran ayında yıllık sanayi sektörü ciro endeksi %34,3 arttı, inşaat ciro endeksi %32,6 arttı, ticaret ciro endeksi %53,0 arttı, hizmet ciro endeksi %41,1 arttı.
Toplam ciro aylık %3,6 arttı Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi (2021=100), 2025 yılı Haziran ayında aylık %3,6 arttı.
Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2025 yılı Haziran ayında aylık sanayi sektörü ciro endeksi %3,3 arttı, inşaat ciro endeksi %6,6 azaldı, ticaret ciro endeksi %5,7 arttı, hizmet ciro endeksi %1,1 arttı.
Ticaret Satış Hacim Endeksi, Haziran 2025
Ticaret satış hacmi yıllık %22,5 arttı, perakende satış hacmi yıllık %14,7 arttı
Ticaret satış hacmi (2021=100) 2025 yılı Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %22,5 arttı. Aynı ayda motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin toptan ve perakende ticareti ile onarımı için satış hacmi %14,3 arttı, toptan ticaret satış hacmi %27,6 arttı, perakende ticaret satış hacmi ise %14,7 arttı.
Ticaret satış hacmi aylık %3,8 arttı, perakende satış hacmi aylık %1,3 arttı
Ticaret satış hacmi (2021=100) 2025 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre %3,8 arttı. Aynı ayda motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin toptan ve perakende ticareti ile onarımı için satış hacmi %0,5 arttı, toptan ticaret satış hacmi %5,4 arttı, perakende ticaret satış hacmi ise %1,3 arttı.
Sovereign SASE: Veri hassasiyeti yüksek kurumlar için yeni bir model
Fortinet Sovereign SASE, tam kapsamlı SASE mimarisini (ZTNA, SWG, NGFW ve daha fazlasını) kurumun kendi altyapısında konumlandırarak tüm verilerin yerel kalmasını ve mevzuata tam uyumlu olmasını sağlıyor.
Kurumların üçüncü taraf bulutlara ihtiyaç duymadan, kurum içi altyapısında tam kapsamlı güvenlik ve mevzuat uyumluluğu sunan Fortinet Sovereign SASE, düzenlemeye tâbi sektörler için önem taşıyor. Secure Access Service Edge (SASE), güvenlik hizmetlerini kullanıcıya ve uygulamaya daha yakın sunmak için güçlü bir yaklaşım. Ancak sağlık, kamu, finans ve savunma gibi birçok sektörde, trafiğin üçüncü taraf bulut ortamları üzerinden yönlendirilmesinin yalnızca teknik bir mimari tercihi değil; aynı zamanda bir regülasyon ihlali olduğu değerlendiriliyor.
Bu sektörlerde veri egemenliği, mahremiyet ve yasal uyumluluk vazgeçilmez. Teknik olarak bulut tabanlı SASE çözümleri mümkün olsa da çoğu kurumun yasal kısıtları, operasyonel riskleri ve politika gerekliliklerini göz önünde bulundurması gerekiyor.
Citrix ve NVIDIA güçlerini birleştirdi. Şirketler yapay zekâ uygulamalarını artık daha düşük maliyetle geliştirebilecek
Citrix ve NVIDIA, işletmelerin yapay zekâ uygulamalarını geliştirmelerine ve güvenli bir şekilde dağıtmalarına olanak tanıyan yapay zekâ destekli sanal iş istasyonları sunmak için güç birliği yaptı. İş birliği kapsamında NVIDIA RTX Sanal İş İstasyonu, Citrix DaaS ile sunulacak ve böylelikle işletmelerin yapay zekâ uygulamalarını daha hızlı ve daha ekonomik şekilde geliştirmeleri, prototipleştirmeleri ve dağıtmaları sağlanacak.
Cloud Software Group’un iştiraki ve dijital çalışma ortamlarının küresel lideri Citrix, NVIDIA ile birlikte yapay zekâ (AI) destekli sanal iş istasyonları sunmak üzere iş birliği yaptığını duyurdu. NVIDIA Sanal GPU (vGPU) teknolojisi üzerine inşa edilen bu çözüm, yenilikçi işletmelerin yapay zekâ uygulamalarını daha güvenli ve uygun maliyetli bir şekilde geliştirmelerine ve prototipleştirmelerine olanak tanıyor.
ÇOCUKLARLA FELSEFİ DÜŞÜNMENİN MÜMKÜN, GEREKLİ ve EĞLENCELİ OLDUĞUNU ANLATAN NEDEN DÜŞÜNMELİYİZ? KİTABI DİNOZOR ÇOCUK’TAN ÇIKTI!
Çocukların dünyayı sorgulama biçimlerinden ilham alarak düşünmeyi bir oyun alanına dönüştüren Sara Stanley’nin Neden Düşünmeliyiz? 3 Yaştan 11 Yaşa Kadar Felsefi Oyun adlı kitabı Dinozor Çocuk’tan* çıktı! Çocuklarla felsefi düşünmenin hem mümkün hem de ne kadar gerekli ve eğlenceli olabileceğini gösteren Neden Düşünmeliyiz?, sınıf içinde uygulanabilecek yaratıcı etkinlikler, açık uçlu sorular ve düşünceyi harekete geçiren oyunlardan oluşuyor. Öğretmenler, eğitmenler ve ebeveynler için ilham verici ve pratik bir rehber sunan kitap, ezberci öğrenmenin ötesine geçmeyi, merak duygusunu canlı tutmayı ve çocuklarda eleştirel düşünmenin temellerini atmayı amaçlıyor.
Sara Stanley’nin kaleme aldığı, N. Petek Boyacı, Kurtul Gülenç ve Mete Han Arıtürk’ün dilimize çevirdiği Neden Düşünmeliyiz?, erken yaşta felsefi diyaloğun dönüştürücü gücünü ortaya koyuyor. Kitap, eğitimin oyunla, oyunun da felsefeyle iç içe geçtiği bir dünyanın kapılarını aralıyor.
Bodrum D&R’da 3 saat süren imza kuyruğu
TK Yayınları etiketiyle çıkan ilk kitabı Rota Bilinmez ile okurların ilgisini çeken yazar Funda Karayel, ilk imza gününü D&R Milta Bodrum Marina’da gerçekleştirdi.
Yakıcı Bodrum sıcağında, 45 dereceyi bulan havada gerçekleşen etkinlikte Karayel, 3 saat boyunca aralıksız olarak yüzü aşkın kitabını imzaladı. Sıcak havaya rağmen imza kuyruğu hiç azalmadı. Karayel, imza süresince okurlarıyla sohbet edip, fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmedi. Bodrum’daki yoğun katılımın ardından Rota Bilinmez imza günlerinin 15 Eylül D&R Zorlu mağazasının ardından New York başta olmak üzere yurt dışında da önemli başkentlerde devam edeceğini açıklandı.
Kolaysoft Teknoloji’ye Bilişim 500’de Birincilik Ödülü
Kolaysoft Teknoloji, İlk Beş Yüz Bilişim Şirketi Araştırması – Bilişim 500’de, bu yıl da zirveyi bırakmadı. “Sistem Entegratörü İş Ortağı” başlığında, “Yılın e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv / e-Dönüşüm” kategorisinde birincilik ödülüne layık görüldü. Kolaysoft Teknoloji, üst üste 4.’cü kez kendi kategorisinde birinci olarak başarısını taçlandırdı.
“Bakış Açını Değiştir” mottosuyla 26.’cısı düzenlenen Bilişim 500 Ödül Töreni, 7 Ağustos 2025 tarihinde İstanbul Beyoğlu Grand Pera – Emek Sineması’nda gerçekleşti. Törene, T.C.Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, BThaber Başkanı Murat Göçe, BThaber Başkan Yardımcısı Özlem Unan, KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Ali Akarca, Kolaysoft Teknoloji e-Dönüşüm Direktörü Sıla Gül Ottan, Kolaysoft Teknoloji Kurumsal İletişim Müdürü Burcu Küçüknamlı’nın aralarında bulunduğu kamu, özel sektör ve STK’lardan üst düzey yetkililer katıldı. Kolaysoft Teknoloji adına birincilik ödülünü e-Dönüşüm Direktörü Sıla Gül Ottan aldı.
Otelcilik sektöründe kadın istihdamını artırmak için Protel TechWomen Akademisi hayata geçiyor
35 yılı aşkın süredir otel, restoran, kafe, bar, pastane ve plaj işletmeleri için teknolojik çözümler sunan Protel, Teknolojide Kadın Derneği (Wtech) ve Özyeğin Üniversitesi iş birliğiyle turizm sektöründe kadın istihdamını artırmak ve teknolojide fırsat eşitliğini desteklemek üzere Protel TechWomen Akademisi’ni hayata geçiriyor. Program, kadınlara özel sektörel eğitim olanakları sunarak, otel yönetimi alanındaki dijital yetkinliklerini geliştirmelerine katkı sağlanmayı hedefliyor.
Kadınların turizm sektöründe daha fazla yer alması ve dijital becerilerini geliştirerek otelcilikte sürdürülebilir kariyer fırsatlarına erişmesi amacıyla hayata geçirilen Protel TechWomen Akademisi, 16 Eylül–31 Ekim tarihleri arasında tamamen ücretsiz olarak düzenlenecek. Hibrit yapıda kurgulanan program, çevrim içi eğitimlerle başlayacak ve İstanbul’da düzenlenecek yüz yüze panel ve sertifika töreniyle tamamlanacak.
Sadece kadın adaylara açık olan programa, turizm ve otelcilik bölümlerinde eğitim gören öğrenciler, mezunlar, sektöre ara vermiş ya da yeniden başlamak isteyen kadınlar ile otelcilik ve teknoloji alanına ilgi duyanlar başvurabilecek. Eğitim içeriği, turizm sektörüne özel dijital becerilerden veri odaklı otel yönetimine, rezervasyon ve misafir deneyimi yönetiminden iletişim stratejilerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsayacak.
KÜÇÜKÇEKMECE BELEDİYESİ’NDEN ÇOCUKLAR İÇİN EĞLENCE DOLU YAZ ATÖLYELERİ
Küçükçekmece Belediyesi’nin 7-14 yaş arası çocukların yaz tatilini dolu dolu geçirebilmesi amacıyla düzenlediği yaz atölyeleri başladı. 7 farklı branşta ücretsiz gerçekleştirilen atölyeler ağustos ayı boyunca devam edecek.
Birbirinden eğlenceli atölyeler yer alıyor
Yaz atölyelerinde; Anne Çocuk Oyuncak Yapımı, Paragraf Çözüm Yöntem ve Teknikleri, Duyusal Oyun, Anne Çocuk Makrome Yapımı, Minik Eller Mutfakta, Anne Çocuk Punch Yapımı ve Hayal Et, Oyna, Hisset, Üret gibi birbirinden eğlenceli branşlarda eğitimler yer alıyor. Ayrıca 5-7 yaş arası çocuklar için de Duyusal Oyun Atölyesi düzenleniyor. Eğitimler, Küçükçekmece Belediyesi bünyesinde yetkili alanında uzman eğitmenler tarafından veriliyor.
Ücretsiz olarak düzenlenen atölyeler; Sefaköy, Cennet, Atakent Kültür ve Sanat Merkezi, Kemal Paşa Semt Konağı ve İstasyon Gelişim ve Gençlik Merkezi’nde hafta içi bir gün olmak üzere gerçekleştiriliyor. Her yıl yaz aylarında yüzlerce çocuğu ağırlayan atölyelerde çocuklar hem eğleniyor hem de öğrenerek keyifli vakit geçirme fırsatı buluyor.
TCL Electronics Türkiye Satış Direktörlüğü Görevine Tamer İşisağlam Atandı
Dünyanın önde gelen tüketici elektroniği markalarından TCL Electronics’in Türkiye Satış Direktörlüğü görevine, telekomünikasyon ve tüketici elektroniği sektörünün deneyimli isimlerinden Tamer İşisağlam getirildi. 1 Temmuz 2025 itibarıyla görevine başlayan İşisağlam, şirketin Türkiye’deki yeni dönem büyüme hedeflerinde kilit bir rol üstlenecek.
Türkiye’de 5. yılını geride bırakan ve bu süre zarfında önemli başarılara imza atan TCL Electronics, istikrarlı büyümesini daha ileriye taşıyacak şekilde yapılanmasını sürdürüyor. Şirket, bu kapsamda satış operasyonlarını sektörün deneyimli ismi Tamer İşisağlam öncülüğünde sürdürecek.
Tamer İşisağlam, TV ve akıllı ekranlar kategorisinden ve Türkiye operasyonlarından sorumlu olacak; perakende ve online satış kanalları, kanal geliştirme, satış ve saha operasyonlarına liderlik edecek. TCL Electronics’in yenilikçi TV modellerinin, güçlü iş birlikleri ve organizasyon yapısıyla daha geniş bir yelpazede tüketiciye ulaşmasında rol oynayacak.