Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri (06.06.2023)

Otomotivden mayısta yüzde 32 artışla 3 milyar dolar ihracat

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre, Türkiye otomotiv endüstrisi mayısta yüzde 32 artışla 3 milyar dolar ihracat yaptı. Bugüne kadarki en yüksek mayıs ayı ihracatına imza atan sektör, Türkiye ihracatında yüzde 14’lük pay ile yine ilk sırada yer aldı. İhracattaki ilk 10 ülkenin 7’sine çift haneli, Rusya’ya üç haneli artış oldu.

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik: “Otomotiv ihracatımız büyümeye devam ediyor. Ocak-mayıs dönemini de 14.3 milyar dolar ihracatla lider kapattık. Üstelik bu başarıyı, çip krizi, Ukrayna savaşı ve tedarik zincirlerinden yaşanan problemler gibi çoklu sorunlara rağmen elde ettik. Bu yıl 34 milyar dolar ile tüm zamanların ihracat rekorunu kırmayı hedefliyoruz. Yılın ikinci yarısında çip krizinin etkisinin azalması ile hedefe ulaşacağımıza inanıyoruz.”

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre, Türkiye otomotiv endüstrisi mayıs ayında geçen senenin aynı döneminde göre yüzde 32 artışla 3 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Bugüne kadarki en yüksek mayıs ayı ihracatına imza atan sektör, Türkiye ihracatında yüzde 14’lük pay ile yine ilk sırada yer aldı.

Mayısta otobüs-minibüs-midibüs, çekiciler ve tedarik endüstrisi ihracatındaki yüksek oranlı artışlar dikkat çekti. Ülkeler bazında ise ilk 10 ülkenin 7’sine çift haneli, Rusya’ya üç haneli ihracat artışı yaşandı. Sektörün ocak-mayıs dönemi ihracatı da geçen senenin aynı dönemine kıyasla yüzde 15 artışla 14 milyar 332 milyon dolar olurken, söz konusu dönemde en büyük pazar olan AB Ülkelerine de yüzde 22,5 artış gerçekleştirildi.

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik “Otomotiv endüstrisi ihracatımız büyümeye devam ediyor. Endüstrimiz, 2022 yılına kadar 16 yıldır kesintisiz ihracat lideriydi. Geçen yıl pandemi sonrası oluşan çip krizi nedeniyle, ihracat talebi olmasına rağmen bir miktar kayıp yaşadık ve 2022 yılını ikinci sektör olarak kapattık. Bu yıl liderliği de geri aldık, ilk beş ayda liderliğimiz sürüyor. Üstelik bu başarıyı pandemi ile başlayan ve izleri halen süren çip krizi, Ukrayna savaşı ve tedarik zincirlerinden yaşanan problemler gibi çoklu sorunlara rağmen elde ettik. Bu yıl 34 milyar dolar ile otomotiv endüstrisinde tüm zamanların ihracat rekoruna ulaşmayı hedefliyoruz. Yılın ikinci yarısında çip krizinin etkisinin daha da azalması ile bu hedefe ulaşacağımıza inanıyoruz” dedi.

En büyük ürün grubu tedarikte yüzde 40 artış

En büyük ürün grubu Tedarik endüstrisinin mayıs ayı ihracatı, geçen senenin aynı dönemine göre %40 artarak 1 milyar 288 milyon USD oldu. Binek Otomobiller ihracatı %26 artışla 956 milyon USD, Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlar ihracatı %0,5 azalarak 373 milyon USD, Çekiciler ihracatı %61 artarak 187 milyon USD ve otobüs-minibüs-midibüs ihracatı%110 artarak 179 milyon USD oldu.

Tedarik Endüstrisinde en fazla ihracat yapılan ülke olan Almanya’ya ihracatta %34 oranında artış görülürken, İtalya’ya %46, Fransa’ya %41, Rusya’ya %169 artış, Birleşik Krallık’a ise %66 ihracat artışı yaşandı.

Binek otomobillerde önemli pazarlardan olan Fransa’ya %19, İspanya’ya %70, İtalya’ya %61, Polonya’ya %49, Belçika’ya %50 ihracat artışı, İsrail’e %36 ihracat düşüşü oldu.

Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlarda ise ABD’ye %24, Slovenya’ya %28, Belçika’ya %21, Almanya’ya %49 ihracat düşüşü görülürken, Birleşik Krallık’a %18, Fransa’ya %61, İspanya’ya %35 ihracat artışı oldu.

Otobüs Minibüs Midibüs ürün grubunda en fazla ihracat yapılan ülkeler olan İtalya ve Almanya’ya yüksek oranlı artış olurken, Çekiciler ürün grubunda ise Almanya ve Fransa’ya yüksek oranlı ihracat artışları kaydedildi.

Almanya’ya 426, Fransa’ya 411 milyon dolar ihracat

Ülkeler bazında en büyük pazar olan Almanya’ya 426 milyon USD ihracat yapılırken, Fransa’ya

%35 artışla 411 milyon USD, Birleşik Krallık’a %24 artışla 273 milyon USD ihracat oldu. İtalya’ya %44,5 İspanya’ya %57, Polonya’ya %32, Belçika’ya %31, Rusya’ya %172 ihracat artışı, İsrail’e %18, İsveç’e ise %22 ihracat düşüşü yaşandı.

AB ülkelerine yüzde 33 artış oldu

Ülke grubu bazında %67,5 pay ile ilk sırada yer alan Avrupa Birliği ülkelerine %33 artışla 2 milyar 46 milyon USD ihracat yapıldı. Yüzde 10,6 pay ile ikinci sırada yer alan Diğer Avrupa Ülkelerine ihracat %25 arttı. Mayıs ayında Bağımsız Devletler Topluluğu’na yönelik ihracat da %102 arttı.

Bonus olarak verilen Türk pasaportu vize kanallarını tıkadı

İhracatçılar, yakın zamana kadar finansman bulamama, döviz kurlarının enflasyon rakamlarının gerisinde kalması ve enerji fiyatlarındaki yükseklik gibi sorunlarla mücadele ederken pandemi sonrasında seyahat taleplerinin tekrar gündeme gelmesiyle vize sorunuyla başbaşa kaldılar. Vize sorunu ihracatçıların sorunları arasında liste başı konumuna yükseldi.

Türk ihracatçıları, ihracatımızın yarıdan fazlasını yaptığımız Avrupa Birliği ülkelerine ve Amerika Birleşik Devletleri’ne yaptıkları vize başvurularında en büyük sorunu yaşıyorlar.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, ihracatçıların son 1 yıldır kredi alamadıkları şikayetiyle kendisini aradıklarını ve çözüm talep ettiklerini dile getirdi.

“Son dönemde arayan ihracatçılarımızda kredi alamama şikayeti vize sorununun gerisinde kaldı” diyen Eskinazi, “İhracatçılarımız online vize başvurularının çok ileri tarihli randevular verilmesi ve başvurularının uzun sürmesi nedeniyle işlerinin aksadığını dillendiriyorlar” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin ihracat hedeflerine ulaşması için, “Üretilen ürünlerin pazarlanmasının birinci koşulu fuarlara, ticaret heyetlerine katılmak ve müşteri ziyaretleri yapmak hayati öneme sahip” tespitini dillendiren Eskinazi sözlerini şöyle sürdürdü; “İhracatçıların çok hızlı vize alabilmeleri gerekiyor. Şengen bölgesi ülkelere bu süreçte aylar sonrasına randevu veriliyor. Fuar katılımlarında İzmir’deki konsoloslar bize yardımcı oluyorlar. İhracatçılarımıza yardımcı olan konsoloslarımıza teşekkür ediyoruz. Vize sorununa çare olabilecek formüllerden birisi yeşil pasaport. Bazı meslek gruplarında hak sahiplerinin eşlerine varıncaya kadar yeşil pasaport verilirken yeşil pasaporta en çok ihtiyaç duyan ihracat dünyasında yeşil pasaport çok sınırlı veriliyor. İhracatçılara verilen yeşil pasaport sayısını artıracak yasal düzenlemeler gerekiyor.”

Bonus olarak verilen pasaportlar başımızı ağrıtıyor

Türkiye’den son yıllarda 400 bin dolara konut satın alan yabancılara Türk pasaportu verildiğine vurgu yapan EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Yabancılara konut satarak döviz kazanma hesapları yapılırken, Türkiye’ye yıllık 254 milyar dolar döviz kazandıran ihracata sekte vuracak bir durum oluşmaması gerekiyor. Şengen’de en çok ret yiyen Türk pasaportlarının bu tip pasaportlar olduğu ifade ediliyor” diyerek sözlerini noktaladı.

Goldsun, Serin Havalarda Yazlıkçıların Açık Hava Keyfini Koruyor

Yazın gelmesiyle birlikte yazlık evlere dönüş başladı; ancak havalar hala serin, özellikle de akşamları. Gündüzleri evlerinin açık alanlarında keyifli zamanlar geçiren yazlıkçılar, akşamları soğuyan havayla birlikte bozulan konfor şartlarını sağlamak için çözümler arıyor. Birçok yazlıkçı ise çözümü mobil ısıtıcılarda buluyor.

Çukurova Isı, soğuk havalarda yazlık evlerin; balkon, teras ve bahçelerini yazın yüksek enerjisiyle dolduran Goldsun elektrikli ısıtıcıların sunduğu avantajlara dikkat çekiyor.

Havaların ısınmasıyla yazlık evlerde yaşam başladı; ancak akşamlar hala serin geçiyor. Özellikle günlerini balkonlarda, teraslarda ve evlerinin bahçesinde geçirmek isteyen yazlıkçılar, hava muhalefetinin konfor şartlarını etkilememesi için çözümü elektrikli ısıtıcılarda buluyor.

İleri ısıtma teknolojileri ile yazlıkların açık alanlarında yazlıkçılara, sıcak ortamlar sağlayan Çukurova Isı, konforu ve verimliliği bir arada sunuyor.

Estetik dizayn

IP 55 su korumasına sahip olarak üretilen ve yüksek yüzey sıcaklığı ile bulunduğu ortamı istenilen konfor şartlarına uygun olarak ısıtan; Goldsun Supra Plus, Supra, Aqua, Nova Plus ve Nova serisi elektrikli ısıtıcılar, estetik dizaynları ve uygulamada sundukları avantajlar ile; evlere, bahçelere, balkonlara ve teraslara mimari açıdan göze rahatsızlık vermeyecek şekilde monte ediliyor.

Taşınabilir ısıtma çözümü

Ayrıca müşterilerine taşınabilir ısıtma çözümleri de sunan Çukurova Isı, “Goldsun Mobile Serisi Isıtıcılar” ile evlerin açık alanlarında kullanıcıların ihtiyacına uygun ısıtma sağlayarak, ortamda ki konfor şartlarını koruyor. Devrilme emniyeti de bulunan mobile ısıtıcılar, son derece güvenlikli teknolojilerle 700 watt veya iki kademeli 1400 watt kapasite seçenekleri ile üretiliyor. Taşınabilir olma özelliği ise kullanıcılarına tercih ettikleri alanı ısıtma avantajı sunuyor.

Yüksek performans değerlerinin yanı sıra fonksiyonel kullanım açısından da tercih edilen Goldsun serisi elektrikli ısıtıcıların ‘plus’ serileri, cihaz kasası ile bütünleşik olan kumanda modülü sayesinde kapasitesinin yüzde 60’ı oranında kısılabiliyor.

Cihaz ile birlikte verilen kızılötesi uzaktan kumanda ise ısıtıcıyı 5 farklı kademede çalıştırma avantajı sunuyor. Bu özellik, değişken hava koşullarında daha konforlu ısıtma yapılmasına olanak sağlayarak, açık alanları, yazın yüksek enerjisiyle dolduruyor.

Yüksek verim

4 mevsim dış mekânlarda vakit geçirmek isteyenlerin ilk tercihi haline gelen Goldsun elektrikli ısıtıcıların içerisinde yer alan halojen ampul, 1.5 saniye içerisinde 2250°C’ye ulaşarak, anında ve maksimum ısıtma hissi yaratıyor. Geniş açılı ısıtma teknolojisi ise ısıtıcının uzak mesafelerden dahi ısıtma yapmasına imkân sağlıyor.

Çukurova Isı, Goldsun ısıtıcıları, 81 ili kapsayan geniş satış ağı ve Türkiye’nin önde gelen online alışveriş siteleri üzerinden satışa sunuyor.

SchaefflerDTM’in resmi inovasyon ortağı oldu

Schaeffler, geleceğin önemli teknolojilerini geliştirmesive sergilemesi için kendisine bir platform sağlayan DTM’in resmi inovasyonortağı oldu. Marka, DTM serisinin gelecekteki geliştirme süreçlerine ortakolacak. Bundan sonraki tüm DTM yarışlarında Schaeffler’in steer-by-wireteknolojisine sahip “innovation taxi” kullanılacak.

Artık ADAC’ın yönetimine geçen Alman otomobil yarışıserilerinde Schaeffler ile ortaklığına devam eden DTM, geleceğe doğru yarışastart verdi. Resmi inovasyon partneri unvanıyla önde gelen küresel otomotiv veendüstriyel tedarikçisi Schaeffler, mevcut teknik ve stratejik geliştirmesüreçlerinde ADAC ve DTM ile iş birliği yapacak. Schaeffler Otomotiv TeknolojileriCEO’su Matthias Zink konuyla ilgili şöyle konuştu: “Schaeffler’in DNA’sındayenilik var. Verimli ve sürdürülebilir mobilitenin geleceğini şekillendirenyeniliklerde önemli bir rol oynuyoruz. Bu yüzden DTM’i desteklemeye devamedeceğiz. Mobilitenin lideri olarak ilerlemeye devam etmek ve ADAC ile olan işbirliğimiz kapsamında yarış serilerini teknik ve stratejik olarak ileri taşımakistiyoruz. Bu bakımdan DTM ile olan iş birliğimizin devamı konusunda hiçşüpheye düşmedik.”

Motor sporlarının elektrifikasyonu için sürüş sistemlerigeliştiriyor ve üretiyor

Schaeffler’in geleceğin önemli teknolojilerinigeliştirmesi ve sergilemesi için bir platform sağlayan DTM, 2021 yılındadireksiyon ve frenlerin yanı sıra şanzımanın da elektronik olarak kontroledilebilmesini olanak tanıyan devrim niteliğindeki Space Drive steer-by-wiresistemini piyasaya sundu. Bu başarıyı sergilemek için Schaeffler’in “innovationtaxi” isimli özel bir aracı bu yılın tüm DTM yarışlarında kullanılacak. Project1 yarışında Yeşil Schaeffler teması taşıyan bir BMW M4 GT3 ile yarışacak olanFürth doğumlu 33 yaşındaki pilot Marco Wittman, 2019 yılından beri şirketinmarka temsilciliğini yapıyor. Schaeffler aynı zamanda motor sporlarının elektrifikasyonuiçin sürüş sistemleri geliştiriyor ve üretiyor. Bunların arasında yakıt hücreliaktarma organlarının yanı sıra kısmi ve tam elektrifikasyon için güçlü vegüvenilir bileşen ve sistemler de bulunuyor.

“Motor sporlarının inovasyonunda önemli bir aktör”

Schaeffler ve DTM’in uzun bir ortaklık hikayesi olduğunuifade eden ADAC Motorsport Başkanı Thomas Voss: “Kendilerini resmiinovasyon ortağımız olarak görmekten çok memnunuz. Serinin geleceğini birlikteşekillendireceğiz. Schaeffler, uzmanlığı ve teknik bilgisi sayesinde motorsporlarının inovasyonunda önemli bir aktör. DTM’in, devrimsel değişiklikleryaratacak heyecanlı bir dünya olmaya devam edeceğinden eminiz.” dedi.

Sayısız teknolojiyi ve sistemi yarış pistinde zorluşartlar altında test ediyor

Schaeffler’in yenilikleri teknolojinin geleceğinideğiştirirken insanların günümüzde ve gelecekte güvenli, verimli vesürdürülebilir bir şekilde seyahat etmelerinin yolunu da açıyor. Teknolojişirketi elektromobilite, CO₂ verimli sürüşsistemleri, şasi çözümleri ve yüksek hassasiyetli rulmanlar geliştiriyor. 2022yılında 1.300’den fazla patent başvurusu yapan Schaeffler, Alman Patent veTicari Marka Ofisi’ne (DPMA) göre Almanya’nın en yenilikçi dördüncü şirketiolarak biliniyor. Schaeffler, sayısız teknolojiyi ve sistemi yarış pistindezorlu şartlar altında test ediyor. Elde edilen sonuçlar üretim için şirketinaraştırma ve geliştirme sürecine dahil ediliyor.

Texaco ürünleri, ICCI 2023’te yine yoğun ilgi gördüİstanbul’da düzenlenen 27. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı ICCI 2023’de ziyaretçiler, Texaco’nun standına bu yıl da büyük katılım gösterdi. Geniş dağıtım ve bayi ağı ile Texaco markalı ürünleri, Türkiye’nin dört bir yanına ulaştıran Petrol Ofisi’nin Madeni Yağlar Grup Direktörü Sezgin Gürsu, “Fuarda sergilediğimiz HDAX gaz motor yağları serisi, Texaco’nun enerji üretimi alanında 60 yılı aşkın süredir devam eden ürün geliştirme çalışmalarının eseridir. Şu an Türkiye’de HDAX 5200 ve HDAX 6500 olmak üzere iki ürünü üretiyoruz. Yakın zamanda atacağımız yeni adımlarla toplam 22 farklı ürünü Türkiye’de üretmeye başlayacağız.” dedi.  Texaco’nun gaz motor yağları alanında önemli çalışmalara liderlik eden Texaco Gaz Motor Yağları İş Geliştirme Uzmanı Michael Gulck da konferansta yaptığı sunumunda ürünlerinin verimlilik konusunda ortaya çıkan yeni trendleri nasıl karşıladığını katılımcılar ile paylaştı. ICCI 2023 Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı, bu yıl 27’nci kez İstanbul’da gerçekleştirildi. Enerji sektörüne yön veren sektör liderlerinin buluştuğu fuara Petrol Ofisi Madeni Yağlar’ın Türkiye’de üretim ve satışını üstlendiği küresel madeni yağ markası Texaco da katıldı. Konuklar Texaco’nun ürün gamını sergilediği standa yoğun ilgi gösterdi. ICCI fuarında, Texaco ürün gamında yer alan gaz motor yağları HDAX serisi ile buhar ve gaz türbini yağları GST serisi ürünlerini çok daha geniş kitlelere tanıtma imkânı bulduklarını söyleyen Petrol Ofisi Madeni Yağlar Grup Direktörü Sezgin Gürsu, “ICCI fuarında sergilediğimiz gaz motor yağları HDAX serisi ile buhar ve gaz türbini yağları GST serisi ürünlerimize gösterilen yoğun ilgiden büyük mutluluk duyduk. HDAX gaz motor yağları serisi, Texaco’nun enerji üretimi alanında 60 yılı aşkın süredir devam eden ürün geliştirme çalışmalarının eseridir. Şu an Türkiye’de HDAX 5200 ve HDAX 6500 olmak üzere iki ürünü üretiyoruz. Yakın zamanda da Türkiye’de üretimini yaptığımız HDAX ürün sayısı 6’ya, toplam ürün sayımız ise 22’ye yükselecek. Yaptığımız üretim, Texaco lisans anlaşması ve bu kapsamda Texaco onaylı baz yağ ve formülasyon ile yapılıyor. Ayrıca tüm HDAX serisi gaz motoru üreticilerinin OEM onaylarına da sahip. Bu üstün ürünlerimizin Türkiye’deki satışlarını hızla ve gün geçtikçe büyüterek devam ettiriyoruz.” dedi. “Texaco’nun gördüğü pozitif karşılık bizim için mutluluk verici”“Texaco markalı ürünlerimizi Türkiye geneline ulaştırırken eş zamanlı bir şekilde pazarlama ve tanıtım çalışmalarına hız vererek hem ICCI 2023 gibi etkili fuarlarda hem de sahada Texaco ürünlerini daha fazla kullanıcıya sunuyoruz. Ayrıca Texaco binek araç serisi olan Havoline motor yağları portföyümüz de her geçen gün genişliyor. Yakın zamanda yeni nesil motorların ihtiyaç duyduğu yüksek performans gereksinimlerini karşılayan 0w20 & 0w30 serisi ürünleri de portföyümüze ekledik. Bu süre zarfında önde gelen bir otomobil markasının da Türkiye’de servis dolum yağı olduk. Enerji sektörünü buluşturan böylesine önemli bir uluslararası organizasyonda Texaco ile yerimizi alarak, gelişmiş teknolojiye sahip ürünlerimizi tanıtma fırsatı bulduk. Texaco’nun bu kadar kısa sürede bulduğu pozitif karşılık, bizim için mutluluk verici.” diyerek açıklamasını sürdürdü. Texaco Gaz Motor Yağları İş Geliştirme Uzmanı Michael Gulck gaz motor yağlarını anlattıÖte yandan enerji alanında çeşitli konferansların da düzenlendiği fuarda Texaco Gaz Motor Yağları İş Geliştirme Uzmanı Michael Gulck da ilk gün “Verimlilik Artırıcı Çözümler” oturumunda bir sunum yaptı. Texaco’nun gaz motor yağları alanında önemli çalışmalarına liderlik eden Gulck, sunumunda ürünlerinin verimlilik konusunda ortaya çıkan yeni trendleri nasıl karşıladığını katılımcılar ile paylaştı. Gulck, etkinlikten bir gün önce de gaz motoru ile enerji üreten tesislerin teknik ekiplerine yönelik düzenlenen seminerde, “Kombine Isı ve Güç (CHP-Combined Heat&Power) Teknik Trend Sorunları ve Kazanç Optimizasyonu” ve “CHP için Motor Sıvıları, Doğru Seçim Nedir?” konulu bir eğitim verdi. Eğitim içerisinde bir gaz motorunun optimum ve verimli bir şekilde işletilmesi için doğru yağ seçimi yanında doğru antifriz seçimi ve düzenli soğutucu su analizlerinin önemine de özellikle vurgu yapıldı. Bir gaz motorunda arızaların yüzde 13’nün soğutma sistemi kaynaklı olduğu belirtildi. Petrol Ofisi Madeni Yağlar Grubu, önümüzdeki süreçte Texaco ürün yelpazesini genişletmeye ve Türkiye pazarında etkin şekilde yer almaya devam edecek.

Hilti Türkiye’nin yeni Finans Direktörü Özge Çataloğlu oldu

Geleceği referans alan yaklaşımı ve çalışmalarıyla inşaat teknolojileri pazarına öncülük eden Hilti Türkiye’de önemli bir atama gerçekleşti. 17 yıllık deneyimi kapsamında ulusal ve uluslararası şirketlerin finans departmanlarında farklı pozisyonlarda çalışan Özge Çataloğlu, Hilti Türkiye Finans Direktörü oldu. Çataloğlu, Hilti Türkiye yolculuğunda şirketin büyüyerek devam eden başarısına katkı sağlamayı amaçlıyor.

İmza attığı ileri teknolojilerle ve güçlü finansal yapısıyla sektörün lider oyuncuları arasında yer alan Hilti Türkiye, finans departmanında gerçekleştirdiği atama ile şirketin stratejik hedeflerine ulaşmasında hızla ilerlemeyi amaçlıyor.

Hilti Türkiye Finans Direktörlüğü (CFO) görevine getirilen Özge Çataloğlu, Koç Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. Sabancı Üniversitesi’nde İşletme Yönetimi Yüksek Lisansı’nı yapan Çataloğlu, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde Liderlik ve İnovasyon Programı’nı bitirdi. Standard Ünlü-M&A’da Kıdemli Analist olarak kariyerine başlayan Özge Çataloğlu, 12 yıldan fazla süre Coca Cola İçecek’de farklı pozisyonlarda görev aldı. İlk olarak Strateji Planlama ve İş Geliştirme Yöneticisi olarak çalışan Çataloğlu, sırasıyla geleneksel ve organize satış kanallarında Finans Müdürü olarak çalışmalarını yürüttü. Domino’s Türkiye’de Grup Finans Direktörü ve Türkiye Finans direktörü olarak 3 yıla yakın görev aldı. Özge Çataloğlu, Hilti Türkiye’nin Finans Direktörü olarak çalışmalarını sürdürüyor.

Su gibi bir gelecek için sürdürülebilirliği esas alıyor

Lider su teknolojisi şirketi Xylem, su sorunlarının insan sağlığı, refahı ve sürdürülebilir kalkınma için artık bir engel olmadığı bir dünya yaratabilmek için kendisini suyu korumaya, optimize etmeye ve yönetmeye adıyor. Bu kapsamda 2025 yılına kadar 16,5 milyar metreküpten fazla su tasarrufu yapmayı hedefleyen şirket, sürdürülebilir bir dünya için temiz suya ve güvenli sanitasyona erişimin önemine inanıyor. 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Xylem Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü İbrahim Ünal, şirketin sürdürülebilirlik anlayışını ve yürüttükleri çalışmaları anlattı.

Küresel ısınma ve iklim krizinin etkilerinin giderek arttığı dünyada gelecek nesillere daha sürdürülebilir bir dünya bırakmak için ekolojik dengenin ve hayatın kaynağını oluşturan suyun korunması şart. Bu bilinçle suyu daha erişilebilir ve uygun fiyatlı, su sistemlerini ise daha esnek hale getiren teknolojiler ve çözümler hayata geçiren Xylem, çevre dostu kurumsal bir vatandaş olarak sorumluluklarını yerine getirme kararlığını her daim gösteriyor. Yeşil bir şirket olma felsefesinin ışığında çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Xylem Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü İbrahim Ünal, binlerce yıldır tüm canlılara yuva olan dünyanın korunmasında çevreyi koruyan politikaların bir seçenek olmaktan çıkarak zorunluluğa dönüştüğünün altını çizdi.

12 saha ile saha proses suyunun yüzde 100’ünü geri dönüştürüyor

Suyun doğada olduğu gibi en ideal şekilde taşınması fikrinden yola çıkan Xylem, odak noktasında su bulunan çalışmalarıyla doğayı ve enerji kaynaklarını koruyan önemli çıktılar elde ediyor. Bu kapsamda 2020 yılında, susuzlaştırma ve dijital teknolojileri aracılığıyla 1,4 milyar metreküp kirli suyun yerel su kaynaklarına ve yerleşim yerlerine girmesinin önlenmesine katkıda bulunan Xylem, kurduğu arıtma çözümleri ile müşterilerinin 4,3 milyar metreküp suyu yeniden kullanmalarına olanak tanıdı. Buna ek olarak gelir getirmeyen suyu 0,5 milyar metreküp azaltmayı başaran şirketin 22 büyük tesisinden 10 tanesi şu anda yüzde 100 yenilenebilir enerjiyle çalışıyor ve iki tanesi projelerinin devam ettiği 12 saha ile saha proses suyunun yüzde 100’ünü geri dönüştürüyor. Bu tesislerdeki genel su yoğunluğunu 2014 yılına göre yaklaşık yüzde 30 oranında düşürmeyi başaran Xylem, 2020 yılında su kullanımını bir önceki yıla göre yüzde 19 oranında azalttı. Toplam GHG Net Emisyon yoğunluğunu 2019 yılına göre yüzde 7’den fazla azaltan Xylem, küresel filosunu elektrikli ve hibrit araçlara taşımaya odaklanan Sürdürülebilir Filo Stratejisini de uygulamaya başladı. Faaliyetlerini 2013 yılından bu yana CDP’ye (Carbon Disclosure Project-Karbon Saydamlık Projesi) raporlayan şirket hem İklim Değişikliği hem de Su Kıtlığı alanlarında liderlik bandında bir puan olan A puanı alarak önemli bir başarıya daha imza attı.

2050 yılından önce değer zincirinde net sıfır karbon emisyonu elde etmeyi hedefliyor

Dünyanın en zorlu su ve atık su problemlerine odaklanarak yerel çözümler sunabilmeyi hedefleyen Xylem, sürdürülebilir bir dünya için iddialı hedefler ortaya koyuyor. Buna göre 2025 yılına kadar 16,5 milyar metreküpten fazla su tasarrufu yapmayı hedefleyen Xylem, yılda 55 milyonu aşkın kişinin evsel su kullanım ihtiyacına eş değer olan 3,5 milyar metreküpün üzerinde gelir getirmeyen suyu azaltmayı amaçlıyor. Yılda 197 milyondan fazla kişinin evsel su kullanım ihtiyacına eş değer olan 13 milyar metreküp suyu yeniden kullanım için arıtmayı da öngören şirket, 7 milyar metreküpten fazla kirli suyun yerel su kaynaklarına veya yerleşim yerlerine girmesini önlemeyi hedefliyor. Tesislerinde yüzde 100 yenilenebilir enerji ve yüzde 100 proses suyu geri dönüşümü kullanma hedefi olan Xylem, 2050 yılından önce değer zincirinde net sıfır karbon emisyonu elde etme taahhüdünde bulunuyor. En önemlisi de küresel ekonomik piramidin tabanında yaşayan en az 20 milyon insanın temiz su çözümlerine erişimini sağlamayı hedefliyor.

Suya sahip çıkan teknolojileriyle doğayı ve geleceği koruyor

5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Xylem Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü İbrahim Ünal herkes için su açısından daha güvenli, adil bir dünya oluşturma hedefinin özünde sürdürülebilirlik olduğunu vurguladı ve şunları söyledi: “Dünyanın temiz su ihtiyacını sağlamada yaratıcı çözümler üreten lider bir küresel su teknolojisi şirketi olarak sürdürülebilirliği yaptığımız işin temel esası olarak kabul ediyoruz. Özellikle de suyun güvenliğinin yaşam ve daha sürdürülebilir bir dünya yaratmak için kritik öneme sahip olduğuna inanıyor, artan su sorunlarının çözülmesine yardımcı olmak için sorumluluklarımızı alıyoruz. Bize binlerce yıldır yuva olan gezegenimizi korumak, doğaya ve suya sahip çıkmayı kurumsal bir vatandaş olarak görev ediniyoruz. Bünyemizdeki yüksek verimli su teknolojileri, endüstriyel pompaları ve uygulama çözümleri ile yalnızca daha az enerji kullanmak ve yaşam döngüsü maliyetlerini azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda sürdürülebilirliği de destekliyoruz. Su yönetimini dönüştürmek, güçlü su, enerji ve maliyet tasarrufu sağlamak için veri analizinin gücünden yararlanıyoruz. Temiz suya erişimi optimize etmek, suyun daha verimli bir şekilde kullanılması, korunması ve yeniden kullanılması için yeni yollar geliştiriyoruz. Farkındalığın bu yolculuktaki önemine inanıyor, eğitimler düzenleyip iş arkadaşlarımızın ve gönüllü paydaşlarımızın suyla ilgili sorunlara zaman ayırma tutkusundan yararlanarak sosyal değer yaratıyoruz. Kurumsal Sosyal Yatırım programımız olan Xylem Watermark, sürdürülebilirlik çabalarımızın önemli bir parçasını oluşturuyor. Xylem Watermark ile faaliyette bulunduğumuz toplulukları güçlendiriyoruz. 2021 yılında 113 bin saat gönüllü çalışmış dünyanın dört bir yanındaki Xylem çalışanları su sorunu yaşayan toplulukların karşılaştığı tehditleri gün yüzüne çıkarıyor.”

Çevre konusunda en sorumlu 499 şirketi listesi içesinde 17. sırada yer aldı

Dünya çapında kişi başına günde 77 litre su kaybı oluştuğunu ve tüm kaçak suların atmosferde meydana getirdiği karbondioksit salımını bertaraf etmek için Brezilya’nın toplam dörtte biri kadar yeni ormanlara ihtiyacımız olduğunu söyleyen İbrahim Ünal, “Artık erteleyecek zamanımız olmadığı aşikâr. Biz bu sorunun ancak çalışanlarımız, müşterilerimiz, tedarikçilerimiz ve tüm dünya ile hep birlikte bir ekosistem içinde çözebileceğimize inanıyoruz. Attığımız adımlarla da hassasiyetimizi ortaya koyuyoruz. Örneğin geçen yıl, Newsweek ve Statista ortaklığı ile oluşturulan, Amerika Birleşik Devletleri’nin çevre ve sosyal sorumluluk alanında en sorumlu 499 şirketi listesi içesinde 17. sırada yer aldık. Bu noktada “Let’s solve water.” misyonumuz ışığında daha güvenli bir dünya ve daha sağlıklı bir çevre yaratmaya kendimizi adamaya devam edeceğiz” dedi.

Daha yeşil bir dünya ve temiz yarınlar için Geleceğimizi Mantoluyoruz

Enerji kaynaklarının giderek azaldığı, iklim krizinin derinleşerek ekosistemi tehdit ettiği günümüzde, gelecek için en büyük sorun küresel ısınma… Küresel ısınmanın arkasında ise özellikle de artan sera gazı emisyonları yer alıyor. Sera gazı emisyonları mevcut şekilde devam ettiğinde, küresel ısınmanın 2030 ile 2052 yılları arasında 1,5ºC sınırını geçmesi bekleniyor. Küresel ısınmayı 1,5ºC ile sınırlandırmak, yaşam alanlarımız üzerindeki kalıcı etkilerinin önlenmesi anlamına geliyor. Bu noktada yapılarda tüketilen enerjinin yüzde 80’ini oluşturan ısıtma ve soğutma faaliyetleri, çevrenin korunmasında belirleyici bir rol oynuyor. Mantolama yapılmayan binalarda yüksek oranda enerji tüketimi olurken nitelikli mantolama yapılan binalarda enerji tasarrufu yüzde 50’ye kadar çıkıyor. Avrupa’nın mantolama devi Baumit ise dünyanın en büyük problemlerinin başında gelen küresel ısınmadan kaynaklanan sorunlarının giderilmesinde ısı yalıtımının kritik önemine inanıyor.

2050 yılına kadar dünya nüfusunun iki milyar daha artacağı öngörülürken gelecek nesiller için yaşanabilir bir dünya bırakmak adına enerji tasarrufunu önemsemek ve ısı yalıtımı konusunda etkin adımlar atmak çok daha önemli hale geliyor. 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Baumit Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Erdil Dinçer, yapılardaki ısı yalıtımının dünyada küresel ısınmanın engellenmesindeki en önemli gündem maddelerinden biri olduğunun altını çizdi.

Artan enerji kullanımı, çevrenin korunmasındaki temel tehdit

Dünyanın ve doğanın korunmasındaki en büyük tehditlerin başında fosil enerji kaynaklarının kullanımının geldiğine dikkat çeken Erdil Dinçer; “Artan popülasyona bağlı olarak yükselen kaynak tüketimi de çevre üzerinde büyük bir baskı yaratarak başta iklim krizi olmak üzere birçok sorunun ortaya çıkmasına neden oluyor. Fosil yakıtların kullanımının devam etmesi ve enerjinin verimli kullanılmaması ise hava kirliliğini günümüzün en majör problemlerinden biri haline getiriyor. Hava kirliliğindeki artış küresel ısınma ve iklim ekosisteminde dengesizliklere yol açarken bu sorunların önüne geçecek çözümler her zamankinden daha fazla önem kazanıyor. Bu önlemlerin başında gelen mantolama, yapılarda, kış mevsiminde ısıtma için, yaz mevsiminde ise soğutma için harcanan enerji kaybının azaltılmasına yardımcı oluyor. Bu kazançlar ile elde edilecek yakıt tasarrufu bir yana atmosfere salınan sera gazlarında da büyük bir düşüş sağlanıyor. Enerji kullanımı ve doğalgaz faturalarında en az yüzde 50 tasarruf edilmesine katkıda bulunan nitelikli mantolama, CO2 salımını azaltarak yakıt kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan emisyonların çevreyi kirletmesini de minimize ediyor. Yapılarda tüketilen enerjinin yüzde 80’inin binaları ısıtmak ve soğutmak için kullanıldığı düşünüldüğünde ise ülkemizin enerjide dışa bağımlılığının azaltılmasında da belirleyici bir rol üstleniyor” şeklinde konuştu.

Baumit, enerji tüketimini optimize edecek sürdürülebilir ve çevreye duyarlı çözümler sunuyor

Çevrenin korunabilmesi ve gelecek nesillere daha sürdürülebilir yarınlar bırakılabilmesi için ısı yalıtımının artık bir seçenek olmaktan çıktığını vurgulayan Dinçer; “Bir metrekarelik alanın ısı yalıtımı, iki ağacın tükettiği karbondioksit kadar karbon emisyonunu azaltıyor. Bu noktada Baumit olarak bir senede 45 milyon metrekarelik mantolama yapılmasını sağlayacak ürün hayata geçiriyoruz. Bu ise her yıl 90 milyon ağaçlık bir orman oluşturduğumuz anlamı taşıyor.

Yapıları çatlaklardan ve olumsuz hava koşullarından koruyan mantolama çözümlerimiz ile çevre dostu bir yaşam alanı sağlıyor, dört mevsim boyunca enerji kayıplarının önüne geçiyoruz. Enerji tüketimini optimize ederek karbondioksit salımını düşürmeye yardımcı oluyoruz, yaşam alanlarını çevreye duyarlı hale getiriyor ve yüzde 50’ye varan enerji tasarrufu sunuyoruz. Binalarda dış cephe ısı yalıtımına 360 derece bakış açısıyla yaklaşıyor, sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunmak için ürünlerimizi sürekli olarak geliştiriyoruz. Bu amaçla Baumit Premium Contact mantolama harçlarımızı yeni inovasyonumuz olan benzersiz Jel teknolojisi ile yenileyerek karbon emisyonlarını yaklaşık yüzde 41 oranında azalttık.” diye belirtti.

Şehirlere değer katan akıllı çözümler sunuyor

Kentlerin değişken dinamiğini doğru tespit ederek ihtiyaca uygun, sürdürülebilir, dinamik ve geleceği belirleyen ürünler geliştiren Infinidium Technologies, geleceğin akıllı şehirlerini bugünden inşa ediyor. Şirket, toplu ulaşımdan enerji yönetimine, haberleşmeden güvenliğe kadar her alanda şehirleri ileri yaşamsal teknolojilerle destekliyor. Ekolojik sistemle uyumlu fiziksel ve dijital sistemleri ile şehir hayatının kalitesini artırma hedefinden hareketle modern ve sürdürülebilir bir gelecek için çalışıyor.

Popülasyonun önlenemez yükselişi karşısında şehirlerin izlenebilir, ölçülebilir ve değerlendirilebilir olması çok önemli. Çalışmalarını bu önem çerçevesinde sürdüren Infinidium Technologies, patentli teknolojileriyle şehirleri izlenebilir kılmanın ötesinde sürdürülebilir bir yaşam için gerekli argümanları da sağlıyor.

Toplu ulaşım alanında şehirlere katma değer sağlıyor

Akıllı şehir çözümlerinin başında şirketin patentli ürünü olan Karakutu® teknolojilerinin geldiğini belirten Infinidium Technologies CEO’su Berk Ündeğer; “Araç filosu olan şirketler için üretilen bu teknoloji, temel olarak güvenli sürüş ve yakıt tasarrufunu esas alıyor, yeni nesil kaynak yönetim ve tasarruf sistemi sağlıyor. Araç içi kamera sistemlerimiz ile toplu ulaşım hizmeti yapan araçların içerilerine kayıt özelliğine sahip kameralar yerleştirilerek olayları anlık olarak merkeze aktarabiliyor ve kayıt altına alabiliyoruz. Yolcu bilgilendirme sistemlerimiz de akıllı şehir planlamasının olmazsa olmazları arasında yer alıyor. Bu teknoloji, toplu taşıma araçlarına ait duraklarda kurulmuş olan sistemlerdir. Toplu taşıma araçlarının duraklara giriş ve çıkış verileri analiz edilerek, aracın sonraki duraklara varış zamanları hesaplanıyor. Yolculara hat numarası, güzergâh ve araçların durağa varış süresi gibi bilgiler veriliyor. Yolcu sayma sistemleri ise verimli ve etkin bir rota planlaması, yolcu bekleme sürelerinin azaltılması, toplu taşımanın yarattığı trafiğin düzenlenmesi ve araç içi yolculuk kalitesinin artırılmasını sağlıyor. Yolcuların doğru zamanda, doğru bir yönlendirmeyle bilgiye ulaşmasını sağlayan akıllı durak uygulamalarımızda durakta bekleyen yolculara o duraktan geçecek otobüsler, otobüslerin geliş zamanı, hat kodu ve adı, varış süreleri ve otobüsün özellikleri gibi bilgiler sunuluyor” dedi.

Şehirlere güvenlik ve konfor getiren ulaşım çözümleri sunuyor

Ulaşım alanında da her türlü altyapıya uygun, izleme ve kayıt çözümleri ile müşterilerinin, uzun yıllar aynı kalitede hizmet almasını sağladıklarının altını çizen Berk Ündeğer; “Otoparklarda güvenli bir şekilde geçişleri hızlandırmak ve zaman tasarrufunu akıllı sistemlerle sağlamak amacıyla ekipman ve sistem çözümleri sunuyoruz. Sürücüleri; trafik yoğunluğu, trafik kazaları, hava ve yol durumu hakkında bilgilendirmek, verilen bilgiler doğrultusunda sürücüleri alternatif yollara yönlendirmek ve trafik akışını kontrol etmek amacıyla trafik bilgilendirme sistemleri geliştiriyoruz. Kural ihlali yapan araçların sensörler ve video analizi ile tespit edilmesi, plakalarının kaydedilmesi ve ilgili kanunda öngörülen cezaya tabii tutulması için gerekli kanıtların oluşturulduğu elektronik denetleme sistemlerine imza atıyoruz. Kontrol ve kumanda merkezleri ile yol ağı kapasitesinin etkin olarak kullanılması, trafiğin 7/24 gerçek zamanlı izlenmesi, kontrol edilmesi, tek merkezden kontrolü ve yönetimini sağlıyoruz” diye belirtti.

Akıllı sayaçlarla enerji yönetimini optimize ediyor

Enerji yönetimi alanında akıllı sayaçlarla verimli ve tasarruflu bir kaynak yönetimi sunduklarını belirten Berk Ündeğer: “Müşterilerimize sunduğumuz akıllı sayaç ürünleri ile farklı zaman aralıklarında enerji kullanımını ölçüp elde edilen verileri düşük band iletişim teknolojisi ağları aracılığıyla hizmet kuruluşuna gönderiyoruz. Bu altyapı, tüketicilerin mobil uygulama gibi platformlardan verileri dinamik izlemesine ve acil durum müdahalelerine fırsat tanıyor. Gelişmiş ölçüm altyapımız ile enerji kullanımını ölçme, toplama ve analiz etmenin yanı sıra elektrik, gaz, ısı, su sayaçları gibi veri üreten son nokta ürünlerden de bilgi topluyoruz. Böylece enerjinin en doğru ve etkili şekilde yönetilmesine olanak tanıyoruz” dedi.

Yüksek teknoloji ile güvenlik ve haberleşmeyi akıllı hale getiriyor

Güvenlik ve haberleşme alanında sundukları ürünler hakkında da bilgi veren Ündeğer; “Yüksek çözünürlüklü kamera güvenlik sistemlerimiz sayesinde izleme ve kayıt çözümleri ile müşterilerimizin çözüm ortağıyız. Güvenlik amaçlı kullanılan plaka tanıma sistemlerimiz ile araçların plaka, marka-model, renk ve yön bilgisini, harita tabanlı bir merkezi yazılım ile müşterilere raporlayabiliyoruz. Güvenli geçiş sistemlerimiz ile giriş ve çıkışların belirli senaryolar doğrultusunda yönetilmesine katkı sunuyoruz. Metro, havaalanları gibi kamusal ortamlarda meydana gelen anlık insan yoğunluğu, araç yoğunluğu, izinsiz giriş-çıkış, yangın, duman, sahipsiz nesne gibi birçok olağandışı durumların tespit edilmesini ve merkezi bir yapıda yönetilmesini ise olay algılama sistemleri ile sağlıyoruz. Yüz tanıma sistemlerimiz ile kameralardan, kayıtlı fotoğraflardan ve arşivlenmiş videolardan, aranan kişileri, suçluları ve kayıp kişileri yüksek hassasiyetle tanımlayabiliyoruz. Haberleşme alanında ise network data sistemleri konusunda uçtan uca destek sağlıyoruz. Kablosuz haberleşme sistemleri alanında, bu konuda dünyanın ileri gelen markaları ile müşterilerimize uygun maliyetli, yüksek kaliteli ve sürdürülebilir hizmetler sunuyoruz. Yüksek bant genişliği ve kesintisiz veri transferi sağlayabilen fiber optik proje çözümlerimizle de müşterilerimize altyapıdan başlayıp üst yapıya kadar uçtan uca hizmet veriyoruz” diye belirtti.

İhracatçılar yeni hükümetten taleplerini 4 maddede topladı

Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılının ilk beş yılını yönetecek Kabine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Başkanlığında göreve başladı.

Yıllık 254 milyar dolarlık ihracat performansıyla Türk ekonomisinin can damarlarından biri olan ve büyümenin itici gücü olan ihracatın başkanları, yeni hükümete başarı dileklerini iletirken, hükümetten üretimin ve ihracatın devam etmesi için rekabetçi kur, finansmana erişim, dünya fiyatlarında enerji fiyatları ve seyahatlerinde vize engeli olmaması taleplerini dillendirdiler.

Eskinazi; “Mehmet Şimşek çalışma alanında özgür olmalı”

Seçim sonrasında yaptığı ilk açıklamada, “Döviz üzerindeki baskı kaldırılmalı” tespitinde bulunan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türk ekonomisinin içinde bulunduğu darboğazdan çıkması, yıllık 130 milyar doları aşan dış ticaret açığını düşürülmesi için yabancı yatırımın artması gerektiğini, uluslararası piyasaların yakından tanıdığı Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in çalışma alanında özgür bırakılması çağrısında bulundu.

Türkiye’nin dünyanın ilk 10 ekonomisinden birisi olabilecekken potansiyelini yeterince kullanamadığını aktaran Eskinazi, “Hazine ve Maliye Bakanı olan Sayın Mehmet Şimşek uluslararası sermaye tarafından yakından bilinen ve kredibilitesi olan bir isim. Görevi devralırken, dile getirdiği; “Türkiye’nin rasyonel zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır” sözü Türk ekonomisinin mevcut durumunu çok net ortaya koyuyor. Bakan Şimşek’in bu mesajı hem Türkiye’ye hem de uluslararası sermaye çevrelerine verdiğine inanıyorum. Her iki tarafında bu mesajı doğru okuması Türkiye’nin ekonomik krizden çıkmasını hızlandıracaktır” dedi.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın tecrübeli ve dış ticareti iyi bilen bir isim olduğunu ifade eden Eskinazi, “Ticaret Bakanımız Ömer Bolat’ın liderliğinde, hedef pazarlarda yeni organizasyonlarla ihracatta yeni rekorlar kıracağımıza tüm kalbimizle inanıyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.

Ertan: “Enerji fiyatları düşürülmeli”

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, enerji yoğun kullanan demir-çelik sektörünün 2022 yılı Ekim ayından bu yana enerji maliyetlerinden dolayı rekabetçiliğini yitirdiğini savundu. “Enerji fiyatlarında dünyada yaşanan indirimler Türkiye’de aynı oranda yansımadı” tespitinde bulunan Ertan, “Navlun fiyatlarınında düşmesiyle Uzakdoğu bizden daha avantajlı ve rekabetçi hale geldi. Hammadde ihtiyacımızın yaklaşık yüzde 70’ni ithalat yaparak karşılamaktayız. İhraç gelirlerimizin yüzde 40’ını Merkez Bankasına bozdurma zorunluluğu var. Merkez Bankası kaynaklı kredi kullandığımız takdirde bu oran yüzde 80’e çıkıyor. Döviz kurlarında alış ve satış fiyatlarında yüzde 8-10 arası fark var. Merkez Bankasına dövizimizi bozdurduktan sonra ithalatımızı yapmak için serbest piyasadan yüzde 8-10 fark vererek döviz almak zorunda kalıyoruz. Bizim sektörde kar marjları bu oranların çok altında. O nedenle zarar ediyoruz. Bugün Avrupa Birliği’ndeki üreticilerle bile rekabet edemez noktaya geldik. Yeni hükümetten bu konularca acil çözümler bekliyoruz. Sektörümüzün ABD ve AB ülkelerine ihracatta anti damping vergileriyle karşı karşıyayız. Hükümetimizin bu konuda da politikalar geliştirmesi gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

Uçak; “İhracatta tarımsal destekler geri gelmeli”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Bakanlar Kurulu’nda görev alan tüm bakanlara yeni dönemde başarılar dileyen Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, tarım ürünleri ihracatında geçen yıl Dünya Ticaret Örgütüne verilen taahhütler gereği kaldırılan tarımsal iade desteklerinin başka bir formülle tekrar hayata geçirilmesini beklediklerini ifade etti.

Işık: “Üretimin devamı için gerekli şartlar sağlanmalı”

Ege İhracatçı Birlikleri Organik ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, yeni hükümetten öncelikli beklentilerinin üretimin devamı için gerekli şartların sağlanması olduğunu vurguladı. Işık sözlerini şöyle sürdürdü; “Yabancı yatırımcının kuşkuları giderilmeli. Hukuki zemin bu kuşkuları gidermeli, güven sağlanmalı, tabii yatırım ve ihracatın sürdürülebilirliği için sağlıklı nakit akışı da hayati öneme sahip. Yeni hükümetten bu konuda acil adım atmasını bekliyoruz” diye konuştu.

Sertbaş: “Vize sorunlarını çözecek dış politika bekliyoruz”

Hazırgiyim ve konfeksiyon sektörünün enflasyonla uyumlu olmayan döviz kuru nedeniyle 2023 yılında ihracatta çok zorlandığını kaydeden Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, döviz kurlarındaki artışın enflasyonla orantılı olması gerektiğine dikkati çekti. Sertbaş yeni hükümetten diğer beklentilerini şöyle özetledi; “Öncelikle üretimi, ardından ihracatı destekleyen ekonomi politikaları bekliyoruz. Yabancı yatırımcıları çekecek, güven verecek çalışma ve adalet politikaları açıklanmalı. Günümüzde vize ihracatçılarımız için büyük problem haline geldi. Vize sorununu rahatlatacak dış politika düzenlemeleri olmalı.”

Girit: “Uluslararası normlara uygun iktisat politikaları bekliyoruz”

2022 yılında yaptıkları 1,6 milyar dolarlık ihracatla Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde gıda sektörlerinin ihracat şampiyonu olan Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, yeni hükümetten uluslararası normlara uygun iktisat politikaları beklediklerini, hesap verilebilir, şeffaf ve dış ticaret açığını azaltacak yönde ihracatçıya destekler talep ettiklerini belirtti. İhracatı tarımsal üretimin devamlılığının sigortası olarak gördüklerini dillendiren Girit, tarımsal ürünlerde ihracat yasaklarının tarım sektörlerine zarar verdiğini, yeni hükümetten bu konuda daha duyarlı davranması isteğinde bulundu.

Er: “İhracatçının MB’na bozdurduğu döviz kurunun farkı yüzde 2’den 10’a çıkarılmalı”

İhracatta girdi maliyetlerinin yüksekliğine dikkati çeken Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, ihracatçıların Merkez Bankasına döviz bozdururken yüzde 2 olan kur desteğinin yüzde 10’a çıkarılması gerektiğini yeni hükümetten bu noktada talepleri olduğunu vurguladı.

Türkiye’nin 2002 sonrasında diktiği 100 milyondan fazla zeytin ağacının ürün vermeye başlamasıyla zeytinyağı rekoltesinde 422 bin tonla dünya ikincisi, sofralık zeytinde 735 bin ton rekolteyle dünya birincisi konumuna geldiği bilgisini veren EZZİB Başkanı Davut Er, ambalajlı markalı ihracatta payımızı artırabilmek için devlet desteği verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Öztürk; “Gerçek kur ihracata ivme kazandıracaktır”

Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Öztürk, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in devir-teslim törenindeki, “Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında başka bir seçeneği kalmamıştır” değerlendirmesinin doğru bir tespit olduğunu, finansal istikrar için şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uygunluğun beklentileri olduğunu, döviz kurlarının gerçek seviyesine ulaşmasının da ihracata ivme kazandıracağını kaydetti.

Gürle: “Döviz kuru baskıdan kurtulmalı”

Mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektörlerini bünyesinde barındıran Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Fuat Gürle yeni hükümetten beklentilerini 3 başlıkta özetledi; “Döviz kuru baskı altında kurtulmalı, ihracatçıların finansmana erişimi kolaylaşmalı, gerçekçi faiz politikaları piyasaları rahatlatmalı.”

Zandar: “Üretim gücü kimliğimizi kaybetmeden gerekli adımlar atılmalı”

Ocak ayından bu yana ihracatın zorlaştığı, ithalatın kolaylaştığı bir dönemin yaşandığı tespitinde bulunan Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, “Deri ve deri mamulleri ihracatında düşüş olurken, ithalat yüzde 125 arttı. Bu dönemde hem ihracata hem de iç piyasaya üretim yapan firmalar zor durumda kaldılar. Ekonomik istikrarı sağlamak için sadece kur değil pek çok farklı enstrümanları devreye almak zorunludur. Bu anlamda Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek ve ekibinin gerekli Ortodoks politikaları benimseyip gerekli adımları atacağını düşünüyorum. Merkez Bankası Başkanı olacağı konuşulan Sayın Hafize Gaye Erkan’ın da doğrudan yatırımların gelmesinde faydalı olacağını umuyorum. Ülkemiz özellikle bölgesindeki üretim gücü kimliğini kaybetmeden gerekli çalışmaların yapılmasını diliyorum” dedi.

Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık %40,76, aylık %0,65 arttı

Girişimcilik Vakfı Fellow Programı’na başvurular 18 Haziran’a kadar devam ediyorTürkiye Girişimcilik Vakfı’nın, liderlik ve girişimcilik potansiyeli yüksek gençleri fiziksel ve dijital ortamda hibrit bir sistemle bir araya getirerek Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminden ve birbirlerinden beslenmelerini sağladığı burslu programı Fellow Programı’nın başvuruları 18 Haziran’a kadar devam ediyor. Programa seçilen öğrenciler bir yıl boyunca her ay 1.250 TL burs alma, girişimcilik alanında ilham kaynağı olan rol modellerle tanışma, girişim elçileri olarak farklı etkinlik ve projelerde yer alma ve uluslararası girişim ağına katılma şansı yakalayacak. Girişimcilik Vakfı’nın, liderlik ve girişimcilik potansiyeli yüksek gençleri fiziksel ve dijital ortamda hibrit bir sistemle bir araya getirerek Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminden ve birbirlerinden beslenmelerini sağladığı burslu programı Fellow Programı’nın başvuruları 18 Haziran’a kadar devam ediyor. Girişimcilik Vakfı’nın, Fellow Programı’yla gençlerin girişimcilik bakış açısıyla sorunlara çözüm üretmesine katkı sağlayarak Türkiye’nin kalkınmasını desteklediğini söyleyen Girişimcilik Vakfı Genel Müdürü Mehru Aygül, “Fellow Programı’ndan mezun olan gençler bakış açıları, çalışma şekilleri ve kurdukları girişimlerle sürdürülebilirlik odağında çalışıyorlar. Giveback kültürüyle kazandıklarını ve edindikleri deneyimi hem kendileri gibi gençlere hem de topluma geri veriyorlar. Dünyadaki sorunlara çözüm üretmek için yeni teknolojileri kullanmayı, çözüm odaklı yaklaşımı ve Türkiye’nin gelişmesini destekliyorlar” dedi. Fellow ve challenger olarak iki ayrı alt program olacakBu yıl 10’uncu dönemi olan, Türkiye’nin tüm üniversite ve bölümlerinden başvuru yapılabilen Fellow Programı, fellow ve challenger olarak iki ayrı alt program şeklinde girişimcilik potansiyeli yüksek olan gençler için özel olarak hazırlandı. Fellow Programına katılmak ve GİRVAK fellow’u veya challenger’ı olmak isteyen öğrenciler, 18 Haziran’a kadar https://girvak.bonapply.com/  adresindeki başvuru formunu doldurarak başvurularını gerçekleştirebiliyor.Programın seçim süreci beş aşamadan oluşuyorDünyada ve Türkiye’de eşi benzeri olmayan, bilimsel ve yenilikçi seçim süreci beş aşamadan oluşuyor. Önce online doldurulan CV’ler puanlanıyor, ikinci aşamada Girişimcilik Vakfı Fellow Programı’na dâhil olmak için “Motivasyonun ne?”, “Neden bu programda olmalısın?” sorularının cevaplarının anlatıldığı, maksimum üç dakikalık bir YouTube veya TikTok videosu hazırlanıyor. Ardından adaylar ön seçim komitesiyle online olarak mülakat yapıyor. Sonrasında bir kişilik envanteri testi dolduruyor ve ardından yönetim kurulu üyeleriyle yüz yüze mülakat gerçekleştiriyor. Fellow Programına başvuru kriterleri neler?Fellow Programına, Türkiye’de ikamet edip T.C. vatandaşı olan, bir üniversiteye girmeye hak kazanmış ve kayıt yaptırmış, üniversitelerin hazırlık, 1, 2, 3 ve 4. sınıflarında okuyan 17-24 yaşları arasındaki tüm gençler katılabiliyor. Üniversitelerin hazırlık, 1. ve 2. sınıf öğrencileri online ve bursuz olan Challenger Programı, 2. ve 3. sınıf öğrencileri ise hibrit ve burslu olan Fellow Programı’na dahil oluyorlar. Program kapsamında gençleri neler bekliyor?Fellow Programı’na katılma şansı bulan gençler, program kapsamında ulusal ve uluslararası bir ağın parçası oluyor. Her iki ayda bir rol model alabilecekleri başarılı girişimcilerle bir araya gelerek onların hikâyelerinden ilham alma fırsatını yakalayacak olan girişimci adayları, üniversitelerinde girişim elçileri olarak görev alıyor.FellowUp ve ChallengerUp etkinliklerinde tematik içerikler üzerine alanında uzman kişiler misafir ediliyor. Programa katılan gençler, istedikleri alanlarda kendilerini geliştirebilmeleri için çeşitli uzaktan eğitim araçlarına ve programlarına katılabiliyor. Ayrıca Fellowların kendi girişimlerini hayata geçirebilmeleri için ihtiyaç duyabilecekleri çeşitli hizmetlerden ücretsiz veya indirimle yararlanabilecekleri destekleri içeren GBOX da program boyunca erişime açık oluyor. Gençlerin girişimcilik ekosistemi içerisinde farklı etkinliklere katılabilmeleri ve farkındalık yaratıp kendi dünyalarına olumlu etki edebilmeleri için fuar, kongre ve atölyelere davet ediyoruz. GİRVAK, kurumsal işbirlikleri geliştirerek Fellowlarının inovasyon takımlarına, staj programlarına ve girişimcilik yarışmalarına katılımlarını kolaylaştırıyor. Girişimi olan ya da fellow ve challenger olduktan sonra bir girişim kuran gençler; Founderone yatırım fonuyla ve dahil olacakları network ile yatırımcı bulma aşamasında destekleniyorlar.

UİB’İN MAYIS İHRACATI 3.1 MİLYAR DOLAR

Türkiye’nin Genel Sekreterlik bazında en fazla ihracat yapan ikinci birliği olan Uludağ İhracatçı Birlikleri’nin (UİB) Mayıs ayı ihracatı, 3 milyar 147 milyon 832 bin dolar olarak gerçekleşti.

UİB’in 2023 Mayıs ayı ihracat rakamları açıklandı. Mayıs ayındaki ihracatı 3.1 milyar dolar olan UİB’in, yılın ilk beş ayındaki ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15.3’lük artışla 14 milyar 988 milyon 893 bin dolar oldu.

Mayıs ayı ihracat verilerini değerlendiren UİB Koordinatör Başkanı Baran Çelik,  “Bu yılın ilk çeyreğini yüzde 4 büyüme ile kapatıyor olmak, ülkemiz tarihinin en büyük depreminin olduğu bir dönemi ve küresel ekonomide yaşanan sorunları göz önüne aldığımızda, kötü bir sonuç değil. Bu büyümeye, enflasyona paralel artan girdi maliyetleri nedeniyle rekabette zorlanan sanayi sektörlerinin katkısı bir miktar düşük oldu. Ama ilk çeyrekte OECD Ülkeleri içinde en çok büyüyen 2. ülke olmak önemli. Bu sonuç, ihracatçılarımızın her türlü soruna rağmen var gücüyle çalıştığının da bir göstergesi’ dedi.

OİB’in ihracatı Mayıs ayında 2.6 milyar dolar

Mayıs ayında 2 milyar 615 milyon 801 bin dolar ihracat gerçekleştiren Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB), Ocak-Mayıs dönemi ihracatı geçen yılın aynı dönemine yüzde 17’lik artışla 12 milyar 399 milyon 623 bin dolar oldu.

UTİB’in ihracatı Mayısta 105 milyon dolar oldu

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB), Mayıs ayında 105 milyon 200 bin dolar ihracata imza attı. UTİB’in Ocak-Mayıs dönemdeki ihracatı ise 551 milyon 323 bin dolar olarak gerçekleşti.

UHKİB’ten Mayısta 91 milyon dolar ihracat

Mayıs ayında, 91 milyon 148 bin dolar ihracata ulaşan Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin (UHKİB), yılın ilk beş ayındaki ihracatı ise 447 milyon 388 bin dolar seviyelerinde gerçekleşti.

UMSMİB’in ihracatı Mayıs ayında 21.8 milyon dolar

Mayıs ayında, 21 milyon 846 bin dolar ihracat yapan Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği (UMSMİB), Ocak-Mayıs döneminde 91 milyon 618 bin dolar ihracat gerçekleştirmiş oldu.

UYMSİB’ten Mayısta 10.3 milyon dolarlık ihracat

Mayıs ayında, 10 milyon 350 bin dolar ihracat gerçekleştiren Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB), yılın ilk beş ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34’lük artışla 55 milyon 521 bin dolar seviyelerinde dış satışa imza attı.

Öte yandan, UİB üzerinden ihracat kaydı yapılan ve ‘diğer’ başlığı altında listelenen sektörlerin Mayıs ayı ihracatı 303 milyon 484 bin dolar olarak açıklandı.

Lexus’tan Sıra Dışı B SUV: Yeni LBX

Premium otomobil üreticisi Lexus, daha önce ürettiği modellerden çok daha farklı bir ürünün dünya prömiyerini gerçekleştirdi ve tamamen yeni LBX modelini tanıttı. Lexus markasının yeni bir segmente girmesini sağlayan LBX, aynı zamanda yeni müşteri kitlesinin bu segmentteki lüks anlayışını değiştiriyor. Lexus’un yeni B SUV modeli, 2024’ün ilk çeyreğinden itibaren Avrupa ile birlikte Türkiye’de de satışa sunulacak. Lexus, UX, NX, RX ve tam elektrikli RZ olmak üzere ürün gamına LBX’in de katılmasıyla oldukça geniş SUV çeşitliliğiyle adından söz ettiriyor.

“Lexus LBX, Türkiye’de en çok tercih edilen Lexus modellerinden biri olacak”

Lexus’un yeni modelinin dünya lansmanında değerlendirmeler yapan Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO Ali Haydar Bozkurt, “Lexus, SUV konusunda kendini kanıtlamayı başarmış bir marka. Türkiye’de de tüm SUV modellerimiz ilk günden bu yana en çok ilgi gören ürünlerimiz oldu. Daha önce Lexus’un atak döneminde olduğunun altını çizmiştik ve bunun da ürünlerle destekleneceğini ifade etmiştik. 2024’te Türkiye pazarında sunmaya başlayacağımız LBX, rekabetçi fiyatıyla Lexus’un en ulaşılabilir modeli olarak yakın zamanda en çok tercih edilen araçlarımızdan biri olacak. 1.5 litrelik motor hacmi sayesinde ÖTV avantajı sunabileceğimiz bir model olmasıyla da yüksek talep göreceğine inanıyoruz. 2024 yılı için marka olarak 2.000 adetlik bir potansiyelimiz var ancak tedarik sorunları nedeniyle satış adetlerimizi daha çok ne kadar araç bulabildiğimiz belirleyecek. Bununla birlikte yeni LBX, 2024’te satışlarımızın yüzde 25’ini temsil ederek RX’in ardından en çok satan ikinci modelimiz olacak” dedi.

“LBX, 10 farklı modelle geniş bir müşteri kitlesine hitap etmemizi sağlayacak”

Lexus’un yeni bir segmente girişini temsil eden LBX’in markaya tamamen yeni müşteriler kazandıracağına değinen Bozkurt, “Lexus, tüm modellerinden bildiğimiz yüksek kalitesini LBX ile birlikte B segmentinden itibaren sunmaya başlayacak. Kalitesiyle diğer Lexus modellerinden bir farkı olmayacak. Yeni müşterilere ulaşmamızı sağlarken hayranlık uyandıran Lexus kalitesini yaşatacak. LBX’in müşterilerinin üçte ikisinin markaya tamamen yeni gelecek müşterilerden oluşmasını bekliyoruz. Tamamen Avrupa için tasarlanan bu model, daha genç kullanıcıların tercihi olacak ve daha önce Lexus markası ile tanışmamış kullanıcılar için de ideal bir seçenek. Önümüzdeki yıl LBX modelini pazara sunduğumuzda, 10 farklı modelle birçok farklı müşteri beklentisine ve yaşam tarzına yanıt verecek geniş bir ürün yelpazemiz olacak” dedi.

Lexus bayi ağı genişlemeye devam ediyor

Lexus’un artan adetlerini yeni bayiliklerle desteklediklerini ifade eden Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO Ali Haydar Bozkurt, “Markamız bilinirlik açısından çok iyi bir noktaya geldi ve kısa zamanda marka olarak farklı bir noktada olduğumuzu gösterdik. Genişleyen ürün gamıyla Lexus markasına olan ilgi giderek artıyor ve bunu genişleyen bayi ağıyla da tamamlıyoruz. İstanbul ve Ankara’da bulunan showroomlarımızın yanı sıra bu yıl içerisinde Bursa ve İzmir bayiliklerimizi devreye alacağız. 2024 yılında ise Adana ve Antalya bayiliklerimizin açılmasıyla bayi sayımızı 6’ya yükseltmiş olacağız. Bu da bizim giderek artan satış adetlerimizle sağlıklı bir şekilde büyümemizi sağlayacak” dedi.

Lexus’un yeni kimliğini yansıtıyor

Yeni LBX, yeni tasarım ve teknoloji fikirlerini, Lexus’un kendine has kalitesi ve Omotenashi misafirperverlik felsefesiyle birleştiriyor. Lexus Avrupa LBX ile ilk kez global bir modelin geliştirilmesine öncülük yaptı ve premium kompakt SUV segmentinde kalıpları kıracak bir model geliştirdi.

Son olarak efsanevi LFA modelinde üç harfli bir isimlendirme kullanan Lexus, LBX ile ne kadar iddialı bir ürün ortaya koyduğunun da altını çiziyor. Kaliteden ödün vermeden Lexus kalitesini yeni bir segmente taşıyan marka, LBX ile yeni kimliğini de sergiliyor. Daha önce üretilen tüm Lexus’lardan daha kompakt dış ölçülere sahip olan model, kaslı ve güçlü bir görünümle dikkat çekiyor.

Lexus, LBX modeliyle birlikte kullanıcıların ilk bakışta özgün görünen ve bir bağ kurabilecekleri bir otomobil tasarlamak istedi. LBX’in en dikkat çeken tasarım unsurlarından biri, markanın son 10 yılına damga vuran “spindle ön panjur” tasarımını yeniden yorumlayan ve Lexus’u yeni bir çağa sokan ön bölüm oldu. Lexus, imza haline gelen ön panjur tasarımını yeniden yorumlarken, modelin ilk bakışta bir Lexus olduğunu belli edecek bir tasarıma imza atmayı başardı. Ön farlara entegre edilen kesintisiz ve çerçevesiz ön panjur, LBX’in spindle gövde tasarımıyla birleşerek dinamik bir duruş sergiliyor. Bu aerodinamik ve güçlü tasarım, Lexus’un yeni tasarım dilinin bir parçası olarak aracın arkasında da devam ediyor. Plakalık tamponun altına konumlandırılırken LEXUS yazısı ise bagaj kapağının üzerine dikkat çekici bir şekilde yerleştirildi. Bununla birlikte Lexus’un yeni modellerinde bir imza haline gelen L şekilli şerit ışıklandırma grubunun son versiyonu LBX modelinde yer alıyor.

LBX, 4,190 mm uzunluğa, 1,825 mm genişliğe, 1,545 mm yüksekliğe ve 2,580 mm aks aralığına sahip. Alçak kaputu, akıcı gövdesi, arka tavan spoyleri ve sinyalleriyle aerodinamik bir tasarımla öne çıkan LBX, verimliliğin, sürüş dengesinin ve performansın altını çiziyor.

LBX, Lexus’un GA-B global mimari platformu üzerine yapılan ilk model oldu. Bu platform, LBX modeline alçak ağırlık merkezi, geniş iz açıklığı, kısa ön-arka çıkıntılar ve yüksek gövde rijitliği sağlıyor. Aynı zamanda aracın eğlenceli sürüş karakteristiğini destekleyen platform Lexus Sürüş İmzası’nın da en küçük Lexus modelinde garanti altına alınmasını sağlıyor. Bu sayede sürücü ve otomobil arasındaki her zaman doğal bir iletişim kurularak tüm sürüş şartlarında güven, kontrol ve konfordan ödün verilmiyor.

LBX yeni nesil hibrit motorla eşsiz sürüş keyfi sunuyor

LBX, yeni nesil kendi kendini şarj eden 1.5 litrelik üç silindirli motoru içeren Lexus hibrit sistemiyle donatıldı. Verimliliği artırmak adına yeniden tasarlanan ve daha kompakt hale getirilen tam hibrit sistem, 136 DIN hp maksimum güç ve 185 Nm maksimum tork üretiyor. Daha kompakt yeni E-CVT şanzımanla eşleştirilen LBX modelinde yer alan yeni iki kutuplu nikel-metal hidrit batarya, hızlanmalar sırasında daha fazla elektrik motoru gücünün elde edilmesini sağlarken tam elektrikli sürüş kapasitesini de artırıyor. LBX, yeni güç ünitesiyle birlikte şehirde ve virajlı yollarda etkileyici yol tutuş karakteristiğiyle birlikte keyifli bir performans sunuyor. LBX, 0-100 km/s hızlanmasını 9.2 saniyede gerçekleştiriyor.

LBX’in gerçek bir SUV olma nitelikleri arasında arka aksta ek bir elektrik motoruyla Lexus E-Four dört çeker sürüş seçeneği sunulması yer alıyor. Hızlanırken, viraj alırken ve düşük tutunmanın olduğu zeminlerde sürüş yaparken sistem gücü otomatik olarak arka tekerleklere aktararak aracın dengesini korumasını sağlıyor.

Zarif, yalın ve yüksek kaliteye sahip bir kabin

Lexus daha üst segment bir aracın atmosferini ve hissini yansıtmak için yalın ve zarif bir kabin tasarladı. Bu sayede geniş bir görüş açısına sahip bir kabin, ferah bir yaşam alanı ve güçlü bir his veren orta konsol elde edildi.

Kullanılan malzemelerdeki premium kalite ve detaylara verilen önemle birlikte eşsiz bir atmosfer elde edildi. Üst düzey kaliteye sahip yarı anilin derinin yanı sıra koltuk kaplamaları ve direksiyon, vites kolu ve kapı döşemeleri için sentetik deri ve malzemeler kullanan vegan dostu bir iç mekan da yer alıyor.

LBX yeni bir kaplama tekniği kullanılarak oluşturulan modelinde Tsuyusami karakalem süslemeler bulunuyor ve aracın kabinine daha fazla derinlik hissi veriyor. Ambiyans aydınlatması ise, iyi hissettiren ve herkesin kendisini evinde gibi hissetmesini sağlayan Omotenashi misafirperverlik felsefesi etkisini tamamlıyor. Kabinin farklı bölümlerini vurgulayan aydınlatma tasarımı, farklı ruh hallerini çağrıştıran temalar dahil olmak üzere 50 renk seçeneği sunuyor.

İlk kez NX SUV modelinde tanıtılan ve binicilerin atlarla kurduğu doğal iletişimi otomobillere aktaran Tazuna kokpit konsepti LBX modelinde de kullanıldı. Tüm kontroller sürücünün en küçük el ve göz hareketi gerektirecek şekilde konumlandırıldı ve LBX ile sürücü her zaman tamamen sürüşe odaklanabiliyor. Bu konsept Lexus’ta ilk kez kullanılan yeni 12.3 inç dijital gösterge ekranıyla daha da ileriye taşınıyor. Dijital göstergelerin tasarımı, seçilen sürüş moduna veya kişisel tercihlere göre değiştirilebiliyor. Pratik kullanımıyla da öne çıkan LBX, 332 litreye kadar bagaj hacmi sunuyor. LBX, opsiyonel olarak elektrikli olarak açılan bagaj kapağıyla da tercih edilebilecek.

Son teknolojilerle donatılan LBX, 9.8 inç dokunmatik ekranıyla multimedya deneyimini daha ileriye taşıyor. “Hey Lexus” sesli asistanın yanı sıra Apple CarPlay ve Android Auto bağlantılarıyla akıllı telefon entegrasyonunu kolaylaştırıyor. LBX’in teknolojik özellikleri opsiyonel dijital anahtarla devam ediyor. Apple ve Android akıllı telefonlarla uyumlu olan özellik, kullanıcıların telefonlarını kullanarak aracın kapı kilitlerini açmasını ve aracı çalıştırmalarını sağlıyor. Kullanıcıların telefonlarını çantadan veya cebinden çıkarmasını gerektirmeden çalışan akıllı anahtar, araca erişim gerektiğinde başkalarıyla da paylaşılma imkanı sağlıyor. Müzik deneyimiyle de öne çıkan LBX, opsiyonel olarak 13 hoparlörlü Mark Levinson premium müzik sistemiyle tercih edilebiliyor.

Kişiselleştirilmiş lükste yeni adım

Lexus, LBX modeliyle birlikte ürün gamında da yeni bir yaklaşım sergiliyor ve kullanıcıların yaşam tarzlarına daha iyi uyum sağlayacak bir ürün gamı sunmaya hazırlanıyor. Kişiselleştirilmiş lükste yeni adım atan Lexus, LBX ürün gamını dört “atmosfer” modeliyle tanımlanıyor. Elegant ve Relax, rafine bir hisse odaklanırken Emotion ve Cool daha sportif bir karakterle öne çıkıyor. Her bir model, farklı tip müşteriler düşünülerek tasarlandı.

Emotion ve Cool modeller, çift renkli gövde, 18 inç alaşım jantlar ile dikkat çekerken Elegant ve Relax tek renkli gövde ve parlak 18 inç jantlarla sunulacak. Kabinde ise Emotion kırmızı detaylar ve dikişlerle sentetik deriye sahipken LBX Cool, Ultrasuede döşeme ve deri iki renkli siyah/gri kabini, bakır dikişler ve detaylarıyla tasarlandı.

LBX Elegant ve Relax modellerinde de farklı atmosferler yer alıyor. Elegant, zarif kahverengi veya kum rengi sentetik deriyle tercih edilirken Relax ise bronz veya siyah yarı anilin deri döşemelerle sunulacak. Lexus, bu dört atmosfer modeline ek olarak LBX ismine sahip giriş seviyesi modeli de sunuyor. Giriş seviyesi araçta, sınıfındaki bazı rakiplerinden farklı olarak gelişmiş teknolojik özellikler standart olarak yer alacak.

LBX ile kapsamlı güvenlik özellikleri

LBX, son nesil Lexus Safety System + ile donatıldı. Kapsamlı aktif güvenlik ve sürücü asistan sistemlerini içeren Lexus Safety System + kaza risklerini tespit etmek, sürücüyü uyarmak ve gerektiğinde bir çarpışmayı engellemek üzere otomatik olarak direksiyon, fren ve tahrik gücü kontrolü sağlayan özelliklere sahip. Temel özellikler arasında Kavşak Dönüş Asistanı ile çalışan Çarpışma Önleyici Sistem, Dinamik Radarlı Hız Sabitleyici, Şerit Takip Asistanı ve Trafik İşareti Algılama Sistemi yer alıyor. Ayrıca daha güvenli sürüş ve manevralar için Sürücü Monitörü, Otomatik Frenlemeli Akıllı Park Sensörleri, Arka Çapraz Trafik Uyarı Sistemi ve Kör Nokta Monitörü de bulunuyor. Güvenli Çıkış Asistanı özelliğine sahip e-latch elektrikli kapı açma sistemi ise, arkadan gelen bisiklet dahil olmak üzere tehlikeleri algılayarak kapının açılmasıyla yaşanabilecek kazaların önüne geçiyor.

LBX’in güvenlik özellikleri Ön Çapraz Trafik Uyarı Sistemi ve Panoramik Çevre Monitörü gibi unsurlarla artırılabiliyor. Ayrıca uzaktan park etme özelliği ise, sürücünün akıllı telefonunu kullanarak aracını uzaktan park etmesine imkan tanıyarak dar alanlarda stressiz manevralar yapılmasını sağlıyor.

LBX aynı zamanda LC ve LS gibi amiral gemisi modellerinde yer alan su püskürtme başlıkları içeren silecekleriyle direkt olarak camı yıkamasıyla daha iyi bir görüş sağlıyor.

EİB’nin tarım ürünleri ihracatı 8 milyar dolara koşuyor

Ege İhracatçı Birlikleri (EİB), mayıs ayında ihracatını yüzde 14’lük artışla 1 milyar 377 milyon dolardan 1 milyar 565 milyon dolara taşıdı. EİB’nin 2023 yılının ocak-mayıs döneminde ihracatı yüzde 1’lik artışla 7 milyar 609 milyon dolar olurken, son 1 yıllık dönemdeki ihracatı yüzde 3’lük artışla 17 milyar 760 milyon dolardan 18 milyar 314 milyon dolara ilerledi.

Mayıs ayında Türkiye’nin ihracatı da yüzde 14’lük artışla 21,7 milyar dolara ulaştı.

2022 yılı mayıs ayında Ramazan Bayramı olması nedeniyle 4 işgünü kaybı yaşandığını hatırlatan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, 2023 yılı mayıs ayındaki ihracat artışında 4 işgünü farkının etkili olduğunu söyledi.

EİB’nin tarım ihracatı 8 milyar dolara koşuyor

Ege İhracatçı Birlikleri’nden yapılan sanayi ürünleri ihracatının yüzde 6’lık artışla 782 milyon dolardan 831 milyon dolara çıktığı bilgisini veren Başkan Eskinazi, “Tarım sektörlerimizin ihracatı ise; yüzde 26’lık artışla 503 milyon dolardan 634 milyon dolara yükseldi. Tarım sektörlerimiz 2023 yılında 5 aydır yüzümüzünü güldürüyor, ortalama ihracat artış hızının hep üzerinde performans ortaya koyuyor. Tarım sektörlerimizin EİB’nin toplam ihracatından aldığı pay yüzde 33’ten, yüzde 40’a çıktı. Tarım sektörlerimiz bu grafiklerini korudukları takdirde son 1 yıllık dönemde 7 milyar 247 milyon dolara ulaşan ihracatlarını 2023 yılı sonunda 8 milyar dolara taşıyacaklar” şeklinde konuştu.

Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği 2022 yılı mayıs ayında 172 milyon dolar olan ihracatını 2023 yılı mayıs ayında yüzde 20’lik artışla 207 milyon dolara taşıdı ve zirvedeki yerini korudu.

2023 yılında her ay ihracat artış rekortmeni olan olan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği 2022 yılı mayıs ayında 14 milyon dolar olan ihracatını 2023 mayısında yüzde 461 artırarak 78,4 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırırken ihracat artış rekortmenliğini sürdürdü.

Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği 2022 yılı mayıs ayına göre ihracatını yüzde 17’lik artışla 120 milyon dolardan 140 milyon dolara çıkardı ve EİB çatısı altında ikinci sıradaki yerini sağlamlaştırdı.

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, 2022 mayısında 94 milyon dolar ihracat yapmışken, 2023 mayısında 119 milyon dolarlık ihracat performansı ortaya koydu. EHKİB’in ihracatı yüzde 27 artış hızı yakaladı.

4 yıl aranın ardından en büyük ihraç pazarlarından Çin’de düzenlenen Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’nda yerini almaya hazırlanan Ege Maden İhracatçıları Birliği mayıs ayında 99 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi.

Tütün sektöründe yüzde 87’lik artış

Türkiye’de sektöründe tek ihracatçı birliği konumunda olan Ege Tütün İhracatçıları Birliği 2023 yılı mayıs ayında ihracatını yüzde 87’lik artışla 49 milyon dolardan 91,7 milyon dolara taşıdı. Ege Tütün İhracatçıları Birliği son 1 yıllık dönemde ise 877 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırmayı başardı.

EYMSİB 1,4 milyar dolar hedefine adım adım ilerliyor

2023 yılına 1,4 milyar dolar ihracat hedefiyle giren Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği hedefine adım adım ilerliyor. EYMSİB mayıs ayında ihracatını yüzde 25’lik artışla 72 milyon dolardan 90 milyon dolara yükseltti. EYMSİB’nin 5 aylık ihracatı ise; 502 milyon dolara ulaştı.

2022 yılında 1 milyar dolar barajını aşan, 2023 yılının ocak-nisan döneminde başarılı bir ihracat performansı ortaya koyan Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Hindistan’a beyaz haşhaş ihracatındaki tıkanıklık nedeniyle mayıs ayında ihracatta yüzde 31’lik düşüş yaşadı ve ihracatı 123 milyon dolardan 84 milyon dolara geriledi. EHBYİB mayıs ayında ihracatı düşen tek birlik oldu.

Mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektörlerini bünyesinde birleştiren Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği mayıs ayında yüzde 11’lik ihracat artış hızıyla 75,6 milyon dolarlık ihracat rakamını kayda aldı.

Dünya lideri olduğumuz çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incir ürünlerinin ihracatını domine ettiği Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği 2022 yılı mayıs ayında 54 milyon dolar olan ihracatını 2023 yılı mayıs ayında yüzde 29’luk artışla 71 milyon dolara taşıdı.

Mayıs ayında yüzde 68’lik ihracat artış hızıyla EZZİB ve ETİB’in ardından ihracatını en çok artıran üçüncü sektör olan Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği, 2022 yılı mayıs ayında 22 milyon dolarlık ihracata imza atmışken, 2023 yılı mayıs ayında 37 milyon dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırmayı başardı. Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği ise; yüzde 29’luk ihracat artış hızı yakaladı ve ihracatını 9,7 milyon dolardan 12,5 milyon dolara taşıdı.

Eskinazi; “İhracatçı krediye ulaşamıyor”

Döviz kurlarındaki artışın girdi maliyetlerindeki yükseliş oranlarına yaklaşmaya başladığını bu gelişmenin ihracatçıların rekabetçiliğini olumlu etkilediğini aktaran Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi öte yandan ihracatçıların kredi bulamadıklarını, ürünlerini pazarlamak için seyahatlerin vazgeçilmez olduğunu ancak Avrupa Birliğine ve Amerika Birleşik Devletleri’ne seyahat için vize almanın her geçen gün zorlaştığını dile getirdi. Eskinazi, “Krediye erişemediğimizde, seyahat için vize alamadığımızda ihracat artışında devamlılığı sağlamak mümkün değil. Yeni hükümetin öncelikli olarak bu konulara yoğunlaşmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu.

Ege Bölgesi ihracatı 2,8 milyar dolara ulaştı

Ege Bölgesi 2022 yılı mayıs ayında 2 milyar 327 milyon dolar ihracat yapmışken, 2023 yılı mayıs ayında 2 milyar 800 milyon dolarlık ihracat performansı ortaya koydu. Ege Bölgesi’nin 2023 yılının ocak-mayıs döneminde ihracatı ise; 12 milyar 995 milyon dolar olarak kayıtlara geçti. Ege Bölgesi’nin ihracatı 2023 yılının beş aylık diliminde yüzde 1 arttı.

İzmir tek başına 1 milyar 574 milyon dolarlık döviz getirisi sağlarken, İzmir’deki iki serbest bölge mayıs ayında İzmir’in ihracatından 275,5 milyon dolar pay aldılar.

Manisa, mayıs ayında ihracatını yüzde 30’luk artışla 369 milyon dolardan 481 milyon dolara taşırken Ege Bölgesi illeri arasında ikinci sıradaki yerini sağlamlaştırdı.

Ege Bölgesi illeri arasında zirvenin üçüncü basamağının sahibi Denizli’nin ihracatı yüzde 4’lük artışla 348 milyon dolardan 363 milyon dolara çıktı.

Su ürünleri sektörünün ihracatında lokomotif olduğu Muğla, mayıs ayında yüzde 53’lük ihracat artış hızıyla ihracatını 72 milyon dolardan 110 milyon dolara taşıdı.

2023 yılında başarılı bir grafik ortaya koyan Balıkesir mayıs ayında ihracatını yüzde 38 artırarak 68 milyon dolardan 94 milyon dolara ilerledi.

Aydın’ın ihracatı 72,8 milyon dolardan 84 milyon dolara yükselirken, Kütahya, Uşak ve Afyon’un ihracat rakamları 2022 yılı mayıs ayının gerisinde kaldı. Kütahya ihracatta 12’lik kan kaybı yaşarken ihracatı 43,4 milyon dolardan 38,5 milyon dolara indi.

Uşak ihracatta yüzde 4 düşüşle 26,3 milyon dolarlık dövizi hanesine yazdırdı. Ege Bölgesi’nde ihracatta en sert düşüşü yaşayan il Afyon oldu. 2022 yılı mayıs ayında 47,6 milyon dolarlık ihracat yapan Afyon, 2023 yılı mayıs ayında 26,8 milyon dolarlık ihracat performansı ortaya koyabildi.

İhracata vize engeli

Türk ihracatçısı, pandemi döneminde zorunlu kesintiye uğrayan ticari ilişkilerini tekrar canlandırmak için fuarlar, ticaret heyeti organizasyonları ve yurtdışında müşteri ziyaretlerine ağırlık vermek isterken bu seferde vize sorunuyla karşı karşıya kaldı.

Türkiye’nin ihracatında öne çıkan Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, İtalya, Fransa ve Hollanda başta olmak üzere pek çok ülkenin online vize başvuruları ya kapalı ya da aylar hatta 1 yıl sonrasına randevu veriyor. Kabul edilen vize başvurularında da başvuruların sonuçlanması çok uzun süreler alırken, ret sayılarında ciddi artışlar var.

İhracatının yüzde 80’den fazlasını Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’ne yapan konfeksiyon sektörü vize sorununu en ağır şekilde yaşayan ihracatçı sektörlerin başında geliyor.

Yurtdışı seyahatlerinin ihracatın vazgeçilmez bir parçası olduğunu dile getiren Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, kur baskısı nedeniyle ihracatçıların zorlu bir süreçten geçtiğini, ihracatçıların bu aşamada müşteri ziyareti ve fuar katılımının hayati önem kazandığını, ihracatçı firmaların yöneticileriyle, ihracat, ithalat, tasarım, Ar-Ge departmanlarındaki çalışanların vize başvurularının hızlı ve öncelikli sonuçlandırılması gerektiğinin altını çizdi.

İhracatçılar olarak Şengen vizesi ile seyahat edilen Avrupa ülkelerinden vize almada büyük sorunlar yaşandığını kaydeden Sertbaş, “4-6 Temmuz 2023 tarihlerinde Fransa’da düzenlenecek olan Premiere Vision Fuarı’na Türkiye’den hazır giyim, kumaş, deri ve aksesuar bölümleri de dahil 200’e yakın Türk firması katılmak istiyor. Türkiye’den büyük miktarlarda alım yapan büyük markaların satın almacıları bu fuarı ziyaret ediyor. Türkiye’nin ihracatının artması için büyük önem arz eden bu fuarın hazır giyim sektöründe Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu gerçekleştiriyoruz. Katılımcı firmalarımızın ve görevli olacak personelimiz bazıları vize başvurusunda bulunmak istediklerinde online vize başvuruları kapalı. VİP vize başvurusu dahi yapılamıyor. İhracatçı firmalarımızın çalışanları ihtiyaç anında vize alabilmeli. Başka türlü müşterimizle sağlıklı iletişimin devamı ve yeni müşteri bulmamız imkânsız hale geliyor. Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu yaptığımız Almanya’da 18-19 Temmuz 2023 tarihlerinde düzenlenecek olan Munich Fabric Start Fuarı’na da vize alamadığı için katılamayan ihracatçılarımız var. Bu konuyu Türkiye İhracatçılar Meclisi’ne yazılı olarak bildirdik ve yardım istedik. Son dönemde her gün 3-4 üyemizden vize sorunlarıyla ilgili telefon alır hale geldim. Amerika Birleşik Devletleri’nde Türkiye Milli Katılım Organizasyonlarını yaptığımız fuarlarda da vize en büyük problem olarak karşımızda duruyor. 28 Mayıs seçimleri sonrasında kurulacak Hükümetimizin acil üzerinde durması gereken konulardan birisi vize sorunu. Şengen vizelerinin de ABD vizesi gibi 10 yıllık ve çok girişli verilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

Vize sorunu yaşayan bir diğer ihracatçı grubu ise; ayakkabı ve saraciye sektörleri. İtalya’da düzenlenen Expo Riva Garda Fuarına Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin Türkiye Milli Katılım Organizasyonu ile katılmak isteyen firmaların bazıları 4-6 Temmuz 2023 tarihlerinde düzenlenecek fuar için henüz vize başvurusunda bulunamadılar.

Amerika Birleşik Devletleri’nde 2023 yılında düzenlenen fuarlara katılmak isteyen ihracatçıların organizatörlere ilk sorusu, “Fuara katılmak istiyoruz ancak vize randevu taleplerimiz 2024 yılına veriliyor. Vizemiz olmadan nasıl katılacağız” şeklinde konuştu.

İSTANBUL DİJİTAL SANAT FESTİVALİ BAŞLADI!

Türkiye’nin ilk ve tek dijital sanat festivali olan ve bu yıl üçüncüsü düzenlenen İstanbul Dijital Sanat Festivali (IDAF) Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle kapılarını açtı.

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle, PASHA Bank ana sponsorluğunda, Mezo Dijital tarafından hayata geçirilen festival; dijital sanatlar alanında önemli isimlere, ulusal ve uluslararası toplam 40 sanatçıya ev sahipliği yapacak. 2-5 Haziran tarihleri arasında AKM’de gerçekleştirilecek olan İstanbul Dijital Sanat Festivali’nde çocuk ve gençlik atölyeleri, paneller, görsel ve işitsel performanslar yer alacak.

IDAF, 2-5 HAZİRAN’DA AKM’DE!

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle, PASHA Bank ana sponsorluğunda, Mezo Dijital tarafından düzenlenen İstanbul Dijital Sanat Festivali, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle üçüncü kez kapılarını açtı.

Sanatseverleri dijital sanat alanında büyülü bir yolculuğa çıkaracak olan festivalin açılışında siyaset, iş ve sanat dünyasından önemli isimler bir araya geldi.

T. C. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz yaptığı konuşmada ‘Dünyamızın hızla dijitalleştiği bir gerçek. Sanat da bu durumdan payını alıyor. Özellikle küresel salgın sırasında bu süreç daha da hızlandı. Dijital alan, giderek artan oranda sanatın sunulduğu yeni bir mecra olmasının yanı sıra, sanatın içeriğini, dilini ve üslubunu da etkiledi.Dijital sanat, sanatçıların bilim, teknoloji gibi farklı alanlarla iç içe çalışmalarını kolaylaştırmasıyla ufkumuzu genişletiyor. Ayrıca, sanatın farklı disiplinlerle etkileşimini de daha mümkün kılıyor. Bu sayede ortaya, çok çarpıcı ve zihin açıcı eserler çıkabiliyor.Öte yandan dijital sanat, eserin izleyiciyle buluşmasını mekandan olabildiğince bağımsızlaştırarak, erişim olanaklarının artmasını da sağlıyor. Sadece dijital eserlere yer verilen İstanbul Dijital Sanat Festivali, 2020 yılından bu yana, Mezo Dijital’in yürütücülüğünde, Bakanlığımızın katkılarıyla gerçekleştiriliyor. Her geçen yıl katılan sanatçı ve düzenlenen etkinlik sayısı artıyor. Bu seneki festivalde de sergilerin yanı sıra, yapay zeka ve robotik üzerine atölye çalışmaları, dijital sanat üzerine düşündüren, geleceğimizi şekillendirmedeki rolünü sorgulayan paneller ve çocuklarımıza yönelik etkinlikler AKM’de sanatseverleri bekliyor’ dedi.

Festival Direktörü ve Mezo Dijital Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Nabat Garakhanova ‘Bugün, AKM’de olmanın gururunu yaşıyorum. Başta T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığımız olmak üzere; bize destek olan tüm sponsorlarımıza teşekkür ediyorum. Küratörlerimize ve sanatçılarımıza ise ayrı ve özel bir teşekkürüm var. Çünkü onlar sayesinde dijital sanatın ne kadar değerli ve önemli olduğunu anlıyoruz. Bu etkinlikte çok büyük bir emek var. Umarım herkes keyifli bir festival geçirir’ dedi

Festival Küratörü Esra Özkan ‘Biz üç yıl önce bir hayal kurduk ve bugün 40 sanatçımızla AKM’nin her alanında eser sergiliyoruz. Bu yıl ‘Dijital sanatların bir molekülü olsaydı eğer bu ne olabilirdi?’ sorusundan yola çıktık. Yabancı ve Türk sanatçılarımızla aynı hayalde buluştuk. Ziyaretçilerimiz için her günü dolu bir program hazırladık’ dedi.

Türkiye’nin ilk yapay zeka küratörü Avind, davetlilerden büyük ilgi gördü. Misafirleri Türkçe ve İngilizce selamlayan Avind yaptığı konuşmada ‘Umarım bu davet sizleri de heyecanlandırır, çünkü beni fazlasıyla heyecanlandırıyor. İstanbul Dijital Sanat Festivali’nde dijital sanatın büyülü dünyasına kapılacak, geleceğe bugünden tanıklık edeceksiniz’ cümlelerini kaydetti.

Konuşmaların ardından T. C. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz’a festivalde kullanılan enerji miktarı kadar dikilen fidanlar ile oluşan Mezo Ormanı’na kendisi adına bağışlanan fidanların sertifikası takdim edildi. Sertifika takdiminin ardından tüm misafirler festival küratörleri Esra Özkan ve Julie Walsh eşliğinde alanı gezdiler. Görkemli gece, işitsel ve görsel performanslarla son buldu.

DİJİTAL SANATIN ve İŞ DÜNYASININ ÖNEMLİ İSİMLERİ İSTANBUL’DA BULUŞACAK!

Romanya’da düzenlenen One Night Gallery’nin de konuk olarak yer alacağı İstanbul Dijital Sanat Festivali 4 gün boyunca ; dijital sanatlar alanında önemli isimlere, ulusal ve uluslararası toplam 40 sanatçıya, çocuk ve gençlik atölyelerine, panellere, görsel ve işitsel performanslara ev sahipliği yapacak. Paneller ve söyleşilerde, sanatçıların yanı sıra iş dünyasından da pek çok önemli isim yer alacak.

Festival kapsamında; İlham Veren Girişimcilik, Yapay Zeka Teknolojilerle Nasıl Gelişiyor, 6G Teknolojileri, Yeni Teknolojiler Ve Sanat, Women In Web 3.0, Future Of Digital Art, Yaratıcı Endüstriler Teknoloji İle Nasıl Birleşiyor ve Dijital Sanatların Markalaşma Süreci başlıklarıyla 8 panel düzenlenecek.

Festivalin gençler için hazırlanan özel içeriğinde; Akıllı Telefon ve Tabletlerde Dijital Maske, AR, Yapay Zeka, Elektronik Atık İnceleme ve Sökme başlıklarıyla her gün atölye çalışmaları yapılacak. Çocuklar için ise sanat, robotik kodlama ve masal atölyelerinin yanı sıra “Makineler Konuşabilir mi?” “Neci’nin Diji Maceraları” ve “Beceriksiz Kralın Öyküsü” adlı üç tiyatro oyunu sergilenecek.

5 Haziran’a kadar sürecek olan İstanbul Dijital Sanat Festivali, halka açık ve ücretsiz olacak.

Yapay Zeka İnovasyonu: Startup Dünyası Yeni Bir Döneme Hazırlanıyor

Yapay Zeka, bilgisayarların öğrenme ve düşünme kabiliyetine sahip olmasıyla hayatımıza girdi ve günümüz teknoloji dünyasında önemli bir unsur haline geldi. OpenAI gibi önemli şirketlerin desteğiyle birlikte, Yapay Zeka teknolojileri çeşitli sektörlerde giderek daha yaygın bir biçimde kullanılmaya başladı. Ancak Yapay Zeka’nın teknoloji dünyasına etkisi sadece bununla sınırlı kalmıyor; Startup ekosistemi üzerinde de büyük bir etkisi olduğu gözlemleniyor.

Dijital Strateji Danışmanlık Şirketi Webtures’ın CEO’su Kaan Gülten, Yapay Zeka’nın Startup ekosistemi üzerinde hızla bir dönüşüm yarattığını belirtiyor. Gülten, “Birçok farklı sektörde, girişimciler Yapay Zeka teknolojilerini iş modeline entegre etmeye başladılar ve bu sürecin ilerleyen yıllarda hız kazanacağını düşünüyorum.” diyor.

Bir dijital strateji danışmanı olarak Gülten, girişimcilerin Yapay Zeka teknolojilerine olan bu ilgisinin, hem yeni iş modelleri oluşturmak hem de mevcut iş süreçlerini iyileştirmek için büyük bir potansiyel taşıdığına dikkat çekiyor.

Gülten, “Yapay Zeka teknolojilerinin gelişmesi, Startup ekosisteminin de kendini bu yenilikçi teknolojiye adapte etme sürecini hızlandırdı. Böylelikle girişimciler, daha önce karşılaşmadıkları yeni sorunları çözebilme ve inovatif ürünler geliştirme fırsatına sahip oluyorlar.” şeklinde görüş belirtiyor.

Bunun yanı sıra Gülten, Yapay Zeka’nın girişimcilere sunduğu fırsatların, dijital dönüşümün hızlanmasına ve yeni teknolojilerin iş dünyasına daha hızlı entegrasyonuna katkı sağladığını ifade ediyor.

Özetle, Yapay Zeka teknolojileri, Startup ekosisteminde önemli değişikliklere yol açmaya devam ediyor. Önümüzdeki yıllarda, bu teknolojinin sektördeki etkisi, girişimcilik alanında yeni fırsatlar ve iş modelleri oluşturarak, iş dünyasını şekillendirecek gibi görünüyor. Kaan Gülten gibi uzmanların öngörüleri ve içgörüleri, bu sürecin anlaşılmasına ve Yapay Zeka teknolojilerinin iş dünyasına entegrasyonunun daha etkin şekilde gerçekleştirilmesine yardımcı oluyor. Bilinmeyene doğru yolculuk devam ederken, Yapay Zeka’nın ne tür yenilikler getireceğini ve startup ekosisteminin nasıl bir evrim geçireceğini görmek için heyecanla bekliyoruz.

Meiller Damper, Doğuş Otomotiv Distribütörlüğünde Yeniden Türkiye‘de

Sektöründe 170 yılı geçen tecrübesiyle hidrolik sistemler, damper ve yarı römork ürünler üreten ilk damper üreticisi Meiller, Doğuş Otomotiv ile gerçekleşen distribütörlük anlaşması kapsamında tekrar Türkiye pazarında hizmet verecek.

Yeni dönem distribütörlük anlaşması Almanya’nın Münih şehrinde Doğuş Otomotiv İcra Kurulu ve Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bilaloğlu, Doğuş Otomotiv Scania Genel Müdürü Tolga Senyücel, Meiller Satış ve SSH Müdürü Volkan Kahya, Scania Pazarlama Müdürü Levent Can Özokutucu, F.X. Meiller CEO’su Dr. Daniel Böhmer, Yurtdışı Pazarlar Müdürü Christian Weinmann ile Türkiye ve Yurtdışı Pazarlar Bölge Müdürü Wolfgang Gebhart’ın katılımı ile imzalandı.

“İşbirliğimiz sektöre hayırlı olsun“

İmza töreninin ardından bir açıklama yapan Doğuş Otomotiv İcra Kurulu ve Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bilaloğlu “Doğuş Otomotiv ile dünyanın en önde gelen römork ve damper üreticilerinden Meiller arasındaki işbirliği yıllar öncesine dayanıyor. Doğuş Meiller markası ile 2008 yılında Sakarya’da başladığımız üretim süreci, 2015 yılında kadar devam etmişti. 2015 yılında karşılıklı anlaşma ile sona eren işbirliğimiz, attığımız bu karşılıklı imzalar ile yeniden başladı. İşbirliğimizin başta ağır ticari araç sektörümüz olmak üzere, tüm taraflara hayırlı olmasını diliyorum“ dedi.

“Müşteri taleplerini dinledik“

Doğuş Otomotiv Scania Genel Müdürü Tolga Senyücel, Türk kullanıcılarının Meiller markasını yakından tanıdığını hatırlatarak “Hizmet verdiğimiz sektör sürekli gelişiyor. İnşaat yatırımlarının sürekliliği yeni taleplere yol açıyor.  Sektör geliştikçe müşterilerden gelen kalite bakımından en yüksek standartlara sahip Meiller Damper isteklerine kayıtsız kalmak istemedik. Bu yılın ikinci yarısından itibaren ilk etapta Yarım boru tipi yarı römork damper modelimizi müşterilerimiz ile buluşturacağız.  Klasik tip Alüminyum yarı römork damperler de ürün portföyünde taleplere göre müşterilere sunulacaktır“ şeklinde konuştu.

Türkiye genelinde 7 farklı noktada satış ve servis hizmetleri Doğuş Otomotiv tarafından sağlanacak olan Meiller markalı yarı römork damper ürünlerinin Temmuz ayında pazara sunulması hedefleniyor.

IEA’NIN “YENİLENEBİLİR ENERJİ PAZARI” RAPORU, YENİLENEBİLİR ENERJİ KAPASİTESİNDE, BUGÜNE KADARKİ EN BÜYÜK YILLIK ARTIŞIN YAKALANACAĞINA İŞARET EDİYOR

YENADER: YENİLENEBİLİR ENERJİ REKORA KOŞUYOR

 YENADER BAŞKANI PROF. DR. KEREM ALKİN: YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI, AVRUPA’NIN ENERJİ KRİZİNE KARŞI VERDİĞİ YANITIN EN ÖN SAFLARINDA YER ALIYOR

Dünyanın enerji alanında en etkili kuruluşlarından Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) 1 Haziran’da “Yenilenebilir Enerji Pazarı” Raporu’nun yeni versiyonunu yayımladı. Yenilenebilir enerji alanında kritik değerlendirmelerin yer aldığı rapor, tüm dünyada temiz enerji yatırımı ve kapasitesinde rekor büyümenin beklendiğini gözler önüne seriyor.

Dünyanın toplam yenilenebilir elektrik kapasitesinin Çin ve ABD’nin toplam güç üretimine eşit olan 4500 gigawatt’a (GW) yükseleceğini belirten Rapor’la ilgili, YENADER yetkilileri detaylı açıklamalarda bulundular.

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) 2023 yıl ortasında yinelenen, ara dönem ‘Yenilenebilir Enerji Pazarı’ Raporu, önce küresel pandemi, ardından Rusya-Ukrayna Savaşı’nın farklı yönlerde tetiklediği küresel enerji krizinin ‘katalizör’ etkisi ile, güneş enerjisi ve rüzgarda, yeni yenilenebilir enerji kapasitesinde, 2022 sonu ve 2023’ün ilk 6 aylık döneminde, bugüne kadarki en büyük yıllık artışın yakalanacağına işaret ediyor.

 KÜRESEL YENİLENEBİLİR ENERJİ KAPASİTESİNE EKLEMELERİN 2023’DE ÜÇTE BİR ORANINDA ARTMASI BEKLENİYOR

 IEA’nın ‘Yenilenebilir Enerji Pazarı’ Raporunu değerlendiren Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği – (YENADER) Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin şu açıklamalarda bulundu:

 “Uluslararası Enerji Ajansı’nın son güncellemesi, ülkelerin yenilenebilir enerjiye artan politika çalışmalarının, çabalarının, daha yüksek fosil yakıt fiyatları ve enerji güvenliği endişeleriyle birlikte, güneş enerjisi ve rüzgar enerjisinin güçlü bir şekilde konuşlandırılmasının önünü açtığını gösteriyor. Ayrıca, gerçekleşen yeni yatırımlarla, küresel yenilenebilir enerji kapasitesine eklemelerin 2023’de üçte bir oranında artması bekleniyor.”

 YENİLENEBİLİR ENERJİDE BÜYÜME 2024’DE DEVAM EDECEK

 IEA’nın yeni Yenilenebilir Enerji Piyasası Güncellemesi, yenilenebilir enerjide büyümenin 2024’de devam edeceğinin ve dünyanın toplam yenilenebilir elektrik kapasitesinin Çin ve ABD’nin toplam güç üretimine eşit olan 4500 gigawatt’a (GW) yükseleceğinin altını çiziyor.

Küresel yenilenebilir enerji kapasitesine yatırımlar sayesinde yapılan ilavelerin, bugüne kadarki en büyük mutlak artış olan 107 gigawatt (GW) artışa ulaşarak, 2023’ün sonunda 440 GW’ın üzerine çıkacağının altını çizen Prof. Dr. Kerem Alkin sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Bu dinamik genişleme, elbette dünyanın önde gelen enerji pazarlarında yaşanmakta. Yenilenebilir enerji kaynakları, Avrupa’nın enerji krizine karşı verdiği yanıtın da en ön saflarında yer almakta ve yenilenebilir enerji kapasitesindeki büyüme hızlanmış durumda. Yeni politika önlemleri de önümüzdeki iki yıl içinde ABD ve Hindistan’da da önemli artışların yakalanmasına yardımcı olacak. Bu arada Çin de yenilenebilir enerjide lider konumunu sağlamlaştırmayı sürdürüyor. Çin’deki yeni yatırımlar, hem 2023, hem de 2024’te küresel yenilenebilir enerji kapasitesine eklemelerin tek başına yaklaşık %55’ini oluşturacak. Bu da Çin’in ne kadar iddialı olduğunu teyit ediyor.”

 GÜNEŞ ve RÜZGAR ENERJİSİ TARİH YAZIYOR

Güneş ve rüzgar enerjisinin, yenilenebilir enerjinin büyüme alanında rekoru üstlendiğini belirten (YENADER) Başkan Yardımcısı Ali Karaduman  “Yenilenebilir Enerji Pazarı” Raporu, hakkında şu açıklamlarda bulundu:

“Yeni kurulan güneş enerjisi ve rüzgar kapasitesinin, daha pahalı olan fosil yakıt üretiminin yerini alarak 2021-2023 döneminde AB elektrik tüketicilerine 100 milyar Euro tasarruf sağladığı tahmin ediliyor. Rüzgar ve güneş enerjisinin rekabet gücü geçen yıldan bu yana iyileşirken, hükümet politikalarının değişen piyasa koşullarına, özellikle de 2022’de %16’lık rekor bir taleple düşük talep gören yenilenebilir enerji ihalelerine uyum sağlaması gerekiyor. Ayrıca, politikaların zamanında planlamaya odaklanması gerekiyor ve değişken yenilenebilir enerji kaynaklarının yüksek paylarını güç sistemlerine güvenli ve uygun maliyetli bir şekilde entegre etmek için şebekelere yatırım yapılması lazım.”

Metal Kadar Sağlam ve Daha Uzun Ömürlü Plastik Parça Üretimi Artık Türkiye’de!

Gelişen tasarım ve imalat teknolojileri hayatımıza birçok açıdan yenilikler getiriyor. Geçtiğimiz dönemlerde birçok çözüme erişim mümkün değildi veya ulaşılması güç yatırımlar gerektiriyordu. Yüksek performanslı ultra polimerler olarak bilinen PEEK, ULTEM, PPSU veya TPI gibi malzemeler seri üretimde savunma sanayinden, otomotive veya havacılık sektöründen, medikal sektörüne sağlamlığın, ölçü hassasiyetlerinin ve kalite kontrol süreçlerinin en ağır koşullarda uygulandığı yerlerde kullanılmaya başlamıştı.

miniFactory ve 3dörtgen’in Şubat 2023’te yaptığı satış ve servis anlaşması neticesinde miniFactory markasının Türkiye’deki yetkili satış ve servis distribütörlüğü konusunda iki firma arasında anlaşma sağlanmıştır. Dilediğinizde 3dörtgen’in İstanbul, Kısıklı’daki deneyim merkezinde miniFactory’nin FormNext 2022 fuarında ilk defa sergilediği yeni Ultra 2 cihazını inceleyebilir veya PEEK, ULTEM, PPSU veya TPI gibi ultra polimerlerle 3 boyutlu baskı tecrübesi yaşayabilirsiniz.

miniFactory firması bu alanda geliştirdiği endüstriyel üç boyutlu yazıcı ile metalden kadar sağlam, daha uzun ömürlü, daha hafif ürünleri konvansiyonel üretim yöntemlerinden bir adım ileri götürerek kullanıcıların eklemeli imalat ile tasarımda özgürlüğün tadını çıkarmasına imkan sağlıyor. Bu malzemeleri miniFactory firmasının en son ürünü olan Ultra 2 ile ürettiğinizde birçok kimyasal veya zorlu koşullardaki korozyona karşı dayanıklılık ile yüksek güç ve ısı dayanımı elde edilebilmektedir. Ultra 2 ile basılan ürünler ısıya karşı dayanıklılık, havacılık veya gıda temas gibi birçok uluslararası standartlara uygundur. Ayrıca kendinden yağlama yapabilen ve elektrik yalıtımı veya tekrar eden sterilizasyon işlemlerine karşı dayanıklı malzemelerle de üretim yapabilmektedir.

Aynı zamanda geliştirmiş olduğu Aarni teknolojisi ile üretilmek istenen parçanın baskısı esnasında baskı kabini, baskı tablası, filament kabini ve baskı uçlarının sıcaklıklarındaki katmanlar arası değişimleri raporlayabilir ve parçalarınızın kalite kontrolü için beraberinde muhafaza edebilirsiniz. Bununla beraber 500C dereceye kadar dayanıklı baskı ucu ile üretilen parçalar baskı sonrası kontrollü soğutma veya yarı kristalize malzemelerle baskı yapıldığında tavlama gibi işlemleri otomatize bir şekilde tamamlayabilmektesiniz.

3dörtgen firması yıllardır müşterilerine satış öncesi ve satış sonrası müşteri memnuniyetini temel ilke olarak benimsemiş ve Türkiye’de 3 boyutlu yazıcı ve tarayıcı ürünleri denince ilk akla gelen firması olmuştur. Şimdiye kadar UltiMaker, Raise3D, Shining3D ve BCN3D markaları gibi profesyonel segmentteki ürünleri Türkiye’de üretimden, mimariye veya eğitimden, medikale varan birçok sektöre ulaşılabilir hale getirmiştir.

3dörtgen firma kurucu ortağı M. Vehbi Yavuz’un bu gelişme ilgili sözleri aşağıdaki gibidir.

Şirketimizin kuruluşundan bugüne kadar profesyonel segmentteki çözümlerimizle satış öncesi ve sonrası maksimum müşteri memnuniyeti ilkesiyle hareket ettik. Bu doğrultuda Türkiye’deki en büyük sanayi kuruluşlarından, mimarlık ofislerine ve üniversitelerden, üretim atölyelerine kadar sektörümüzde en çok beğenilen şirket olduk.

Ürün çeşitliliğimizi bir adım daha ilerleterek müşterilerimizin endüstriyel ihtiyaçlarını da karşılamak maksadıyla özellikle yüksek performanslı ultra polimer baskısı konusunda en iyi üreticilerden olan miniFactory ürünlerini de çözümlerimiz arasına eklediğimizi duyurmak istiyoruz. miniFactory’nin üstün kalite, güvenilirlik ve performans açısından çok güçlü olan Ultra2 cihazını İstanbul-Kısıklı’daki deneyim merkezimize kurduk ve müşterilerimizin özelleştirilmiş ihtiyaçlarını karşılamak için ziyaretimize bekleriz.

miniFactory firmasının Güney ve Doğu Avrupa Satış Müdürü Ilian Ivanov’un bu gelişme ilgili sözleri aşağıdaki gibidir.

miniFactory olarak 3dörtgen Türkiye ile yeni stratejik ortaklığımızı duyurmaktan mutluluk duyarız!3dörtgen, sektördeki 10 yılı aşkın deneyimiyle katmanlı üretim alanında en güvenilir ve kendini işine adamış şirketlerden biridir.

Ortak hedefler doğrultusunda 3dörtgen, değerli fikirler üzerinde çalışmak ve gelecekteki bilişsel iş birliği teklifleri aracılığıyla müşteriler için yenilikçi çözümler sunmak için çaba gösterecektir. miniFactory ailesine hoş geldin 3dörtgen!

Globelink Ünimar, İzmir’deki yeni transfer merkezini hizmete açtı! 

Türkiye’de lojistik sektörünün öncülerinden Globelink Ünimar, İzmir Bornova’da konumlanan yeni transfer merkezinin açılışını gerçekleştirdi. Böylelikle iş süreçlerini optimize etmek üzere ciddi bir hamle yapan Globelink Ünimar, müşteri memnuniyetini artırmaya yönelik büyük bir adım attı.

30 yıla yaklaşan tecrübesiyle lojistik ve tedarik zinciri sektörünün öncüleri arasında yer alan Globelink Ünimar, alanda yürüttüğü iş süreçlerini ileriye taşımak adına önemli bir adım attı. Müşteri memnuniyetini artırma yolunda hem altyapı kapasitesini geliştirmek hem de lojistik hizmetlerini genişletmek amacıyla İzmir’in Bornova ilçesinde yer alan yeni transfer merkezinin açılışını gerçekleştirdi. Açılış töreninde Globelink Ünimar İcra Kurulu Üyeleri başta olmak üzere şirket yöneticileri, çalışanlar ve özel davetliler yer aldı

Globelink Ünimar’da lojistik altyapısını güçlendirecek adım

1994 yılında lojistik serüveni başlayan şirket; esnek, gelişmiş ve hızlı çözümlerle müşterilerini hizmet sağlamaya devam ediyor. Başta havayolu, denizyolu, karayolu olmak üzere entegre lojistik hizmetleri sunan Globelink Ünimar, gelişen ihtiyaçlar doğrultusunda müşteri taleplerini daha hızlı biçimde karşılamak ve altyapı kapasitesini yükseltmek hedefiyle İzmir Bornova’da yeni bir transfer merkezini kullanıma açtı. Bu önemli gelişmeyle birlikte; İzmir bölgesindeki iç konteyner dolumları, parsiyel yüklemelerle gerçekleştirilen kapıdan kapıya teslimatlar, İstanbul’dan  gelen İzmir ürünlerinin teslimatı ve İzmir’den İstanbul’a sevk edilecek ürünlerin toplanması gibi fonksiyonlar yönetilecek. Ayrıca, 2023’ün ikinci yarısında İstanbul Anadolu yakasında toplamda 10.000 palet kapasiteli bir depo açılışının yanı sıra Adana ve Antalya’da yeni transfer merkezlerinin açılışı gerçekleştirilecek.

“İzmir transfer merkezimizle bölgedeki operasyon akışımızı hızlandırmayı hedefliyoruz”

Yeni transfer merkezinin açılışına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Globelink Ünimar İcra Kurulu Üyesi Koray Çıtak, “Transfer merkezleri, faaliyet yürüttüğümüz lojistik ve tedarik zinciri sektöründe önemli bir rol oynuyor. Bu alanların konumlandığı lokasyonlar, lojistik süreçleri hızlandırmakla birlikte müşteri memnuniyetini de artırıyor. Bu kapsamda hizmete açtığımız İzmir transfer merkezimizle bölgedeki operasyon akışımızı hızlandırmayı hedefliyoruz. Burada titizlikle ilerletilen çalışma sürecinde emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz. Öte yandan, hem bu yılın ikinci yarısında hem de gelecek yıllarda alana yaptığımız yatırımları ve müşteri memnuniyeti artırmaya devam edeceğimizi vurgulamak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Türk doğal taş sektörü Çin seferine çıkıyor

Türkiye’nin ihracatta yıldız sektörlerinden olan 2022 yılında 2,2 milyar dolarlık ihracat performansı ortaya koyan Türk doğal taş sektörü, en büyük ikinci ihraç pazarı Çinli alıcılarla 4 yıllık aranın ardından bir araya gelmeye hazırlanıyor.

Doğal taş sektöründe dünyanın en büyük fuarı Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı 5-8 Haziran 2023 tarihleri arasında doğal taş sektöründe büyük bir buluşmaya ev sahipliği yapacak. Xiamen Fuarı’na Türkiye’den 60 ihracatçı firma katılıyor. 22 ülkeden 1.300 firmanın katılacağı fuarda Türk doğal taş ihracatçıları yabancı katılımda lider konumda olacak.

Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu uzun yıllardır olduğu gibi bu yıl da Ege Maden İhracatçıları Birliği yapacak. 

Çin’de pandeminin izlerinin tamamen ortadan kalktığını, karantinaya son verildiğini, Çin’in 2023 yılının ilk çeyreğinde beklentilerin üzerine çıkarak yüzde 4,5 büyüme hızı yakaladığını belirten Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, Türk doğal taş sektörünün son 20 yılda yoğun ticari bağlar kurduğu Çinli ithalatçılarla uzun aranın ardından bir araya gelecek olmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getirdi. 

Türk doğal taş sektörünün 2013 yılında Çin’e 981 milyon dolarlık ihracat potansiyeline ulaştığı bilgisini veren Alimoğlu, “Sonraki yıllarda Çin’de doğal taş stoklarının artması, inşaat sektörünün yavaşlaması ve son olarak pandemi gibi nedenlerle 2022 yılında Çin’de doğal taş ihracatımız 419 milyon dolara kadar geriledi. Çin pandemiyi aştı ve tekrar ekonomide eski günlerine dönme eğiliminde. Çin ekonomisindeki toparlanmanın Türk doğal taş sektörünün ihracat rakamlarına olumlu yansımaları olmasını bekliyoruz. Çin’e ve dünyanın her tarafından gelen alıcılara doğal taş ihracatımızı arttırmak için tanıtım yapacağız, hedefimiz katma değerli ihracatımızı arttırmak, Çin’e ihracatta süreç içerisinde eski ihracat rakamlarımıza ulaşmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu. 

170.000 m2’lik stand alanında, 200 ü yabancı, 22 ülkeden olmak üzere, toplamda 1.300 civarında firmanın stand açarak katılacağı Xiamen Fuarı’nı, 140.000 profesyonelin ziyaret etmesi bekleniyor. Hall A6 içerisinde ziyaretçilerini ağırlayacak olan Türkiye pavyonu 1746 m2 büyüklüğünde bir alanda doğal taş ithalatçılarıyla Türk ihracatçılarını buluşturacak. 

Canlı yayında Türk doğal taşlarını anlatacaklar

Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı, aynı zamanda pek çok etkinliğe de ev sahipliği yapacak.

Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri Halilullah Kaya ve Akın Yeşilkaya, Xiamen Stone Fair web sitesi ve Xiamen Stone Fair’s wechat kanalı üzerinden canlı yayınlanacak programda Türkiye’den Çin’e ihracatın geliştirilmesi hedefiyle ülkemiz taşlarının çeşitliliği ve kalitesi ile Türkiye Madenciliği, Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin ülkeler bazında gerçekleştirdiği ihracatının durumu ve Milli Katılım Organizasyonumuz hakkında bilgi aktarımında bulunacaklar.

Türkiye’nin Guanco Ticaret Ateşi Dilan Can Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı süresince Türk ihracatçılarıyla birlikte olacak ve Çin pazarı hakkında ihracatçıları bilgilendirecek. Firmalarımızın ihracatlarını artırmaları için Çin’in sektörel çatı kuruluşları ile buluşmalar yapılmasına aracılık edecek.

VR gözlükle iş sağlığı ve güvenliği eğitimi EMİB Standında

Xiamen Fuarı’nda Ege Maden İhracatçıları Birliği standında, sektör paydaşlarına VR gözlük ile maden ocağını sanal ortamda görme ve ocaktaki olası risk faktörlerini uzaktan tanımlama eğitimi alma deneyimi kazandırılacak. 

Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’nda stand kurarak, doğal taşlarını tanıtarak Türkiye’nin doğal taş ihracatını artırmak için çaba gösterecek firmalar ise; “A İNŞAAT TAŞIMACILIK PETROL HAYVANCILIK MADENCİLİK ZİRAİ ÜRÜNLER ENERJİ SİSTEMLERİ SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ, AKDAG GRANİT MERMER VE MADEN SAN.TİC.AŞ., ALİMOĞLU MERMER SAN VE TİC A.Ş, ALİMOĞLU TASARIM TAAH. MERMER İNŞAAT SAN. TİC. A.Ş., ARTMAR MERMER ARTI MERMER MADENCİLİK VE MADEN ÜRÜNLERİ ARAŞTIRMA SAN. VE TİC. A.Ş., AS GÜRELLER MERMER NAKLİYAT SAN. TİC. LTD. ŞTİ., AYMAR DOĞALTAŞ MADENCİLİK DIŞ TİCARET LTD.ŞTİ., AYYILDIZ MADEN VE MERMER İNŞ. VE İNŞ. MALZEMELERİ  SAN.TİC.LTD.ŞTİ., BAŞARANLAR İNŞAAT MALZEMELERİ TİCARET VE SANAYİ A.Ş., BATI EGE MERMER SAN.VE.TIC.A.S., BATU MERMER MADENCİLİK SAN. VE TİC. AŞ., CANEL MÜNİP ÇOKER MADENCİLİK TİCARET SAN. A.Ş., ÇALIŞKANERLER MADENCİLİK SAN.TİC.İHR.İTH.A.Ş., ÇİFTYILDIZ MERMER OTOMOTİV GIDA İNŞAAT TAAHHÜT TURİZM NAKLİYE SAN. VE TİC. A.Ş., ÇOBANLAR MERMER MADENCİLİK TUR. TİC.VE.İNŞ.A.Ş., DEMAMER İNŞ.İTH.İHR.SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ., DEVREK MERMER SAN. TİC. A.Ş., DIMER MERMER INSAAT SAN. VE TIC A.S, EFAL MADEN İNŞAAT HAYVANCILIK AKARYAKIT OTO KİRALAMA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ, EFENDİOĞLU MERMER SANAYİ VE TİCARET A.Ş., EGARR MARBLE MADENCILIK INS. VE HARF. SAN. TIC.A.Ş, EGE DOĞALTAŞ SANAYİ VE TİCARET A.Ş., EKREM DEMİREL MADEN SAN. A.Ş., ESMER MERMER SANAYİ ve TİCARET ANONİM ŞİRKETİ, HÜROK İNŞAAT MERMER LASTİK SAN. VE TİC. LTD.ŞTİ, İLTAŞ MADENCİLİK SAN. TİC. A.Ş., İSTMİN MADENCİLİK SAN. VE TİC. A.Ş., İZFAŞ İZMİR FUARCILIK HİZMETLERİ KÜLTÜR VE SANAT İŞLERİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ, KARAMAN DOĞALTAŞ VE MERMER İNŞ.NAK.SAN.TİC.LTD.ŞTİ., KAR-MAR MADENCİLİK SAN. TİC. LTD. ŞTİ., KEFELİ MERMER GRANİT SAN VE DIŞ TİC LTD. ŞTİ., Labrador Mermer Proje Tasarım iç ve Dış Ticaret LTD. ŞTI., MABELLA MARBLE MADENCİLİK YAPI ELEMANLARI VE TEKNOLOJİLERİ SAN. TİC. A.Ş., MCD MADENCİLİK İNŞAAT SAN.TİC.A.Ş., MEDMAR MERMER MADENCILIK SAN VE TIC A.S., MER-MA MERMER MADENCİLİK A.Ş., MFC MADENCİLİK İNŞAAT OTOMOTİV PETROL GIDA SAN. TİC.LTD.ŞTİ., NAKOMAR Madencilik Mermer ve Enerji San. Tic. Ltd. Şti., NATURA MERMER MADENCİLİK İNŞAAT SAN. VE TİC. A.Ş., PINAR DOGAL TAS MAD. NAK. AKARYAKIT ORMAN URN. INS. SAN. VE TIC. LTD. STI., RODOS MADENCİLİK MÜH. İNŞ. SAN ve TİC AS., SDR MADENCİLİK A.Ş., STONETERROİR DOĞAL TAŞ MAD. SAN. VE TİC. A.Ş., ŞAHİN KARDEŞLER ELEKT. MERMER SAN. TAAH. TİC. LTD. ŞTİ., ŞENLER MERMER SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ, TEKMAR MERMER MADEN İŞLETMELERİ ÜRETİM İHRACAT VE TİC A.Ş., UNICORN STONE MADENCİLİK MÜHENDİSLİK İTH. İHR. PAZ. SAN. TİC. LTD. ŞTİ., 

İSTANBUL DİJİTAL SANAT FESTİVALİ BAŞLADI!

Türkiye’nin ilk ve tek dijital sanat festivali olan ve bu yıl üçüncüsü düzenlenen İstanbul Dijital Sanat Festivali (IDAF) Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle kapılarını açtı.

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle, PASHA Bank ana sponsorluğunda, Mezo Dijital tarafından hayata geçirilen festival; dijital sanatlar alanında önemli isimlere, ulusal ve uluslararası toplam 40 sanatçıya ev sahipliği yapacak. 2-5 Haziran tarihleri arasında AKM’de gerçekleştirilecek olan İstanbul Dijital Sanat Festivali’nde çocuk ve gençlik atölyeleri, paneller, görsel ve işitsel performanslar yer alacak.

IDAF, 2-5 HAZİRAN’DA AKM’DE!

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle, PASHA Bank ana sponsorluğunda, Mezo Dijital tarafından düzenlenen İstanbul Dijital Sanat Festivali, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle üçüncü kez kapılarını açtı.

Sanatseverleri dijital sanat alanında büyülü bir yolculuğa çıkaracak olan festivalin açılışında siyaset, iş ve sanat dünyasından önemli isimler bir araya geldi.

T. C. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz yaptığı konuşmada ‘Dünyamızın hızla dijitalleştiği bir gerçek. Sanat da bu durumdan payını alıyor. Özellikle küresel salgın sırasında bu süreç daha da hızlandı. Dijital alan, giderek artan oranda sanatın sunulduğu yeni bir mecra olmasının yanı sıra, sanatın içeriğini, dilini ve üslubunu da etkiledi.Dijital sanat, sanatçıların bilim, teknoloji gibi farklı alanlarla iç içe çalışmalarını kolaylaştırmasıyla ufkumuzu genişletiyor. Ayrıca, sanatın farklı disiplinlerle etkileşimini de daha mümkün kılıyor. Bu sayede ortaya, çok çarpıcı ve zihin açıcı eserler çıkabiliyor.Öte yandan dijital sanat, eserin izleyiciyle buluşmasını mekandan olabildiğince bağımsızlaştırarak, erişim olanaklarının artmasını da sağlıyor. Sadece dijital eserlere yer verilen İstanbul Dijital Sanat Festivali, 2020 yılından bu yana, Mezo Dijital’in yürütücülüğünde, Bakanlığımızın katkılarıyla gerçekleştiriliyor. Her geçen yıl katılan sanatçı ve düzenlenen etkinlik sayısı artıyor. Bu seneki festivalde de sergilerin yanı sıra, yapay zeka ve robotik üzerine atölye çalışmaları, dijital sanat üzerine düşündüren, geleceğimizi şekillendirmedeki rolünü sorgulayan paneller ve çocuklarımıza yönelik etkinlikler AKM’de sanatseverleri bekliyor’ dedi.

Festival Direktörü ve Mezo Dijital Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Nabat Garakhanova ‘Bugün, AKM’de olmanın gururunu yaşıyorum. Başta T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığımız olmak üzere; bize destek olan tüm sponsorlarımıza teşekkür ediyorum. Küratörlerimize ve sanatçılarımıza ise ayrı ve özel bir teşekkürüm var. Çünkü onlar sayesinde dijital sanatın ne kadar değerli ve önemli olduğunu anlıyoruz. Bu etkinlikte çok büyük bir emek var. Umarım herkes keyifli bir festival geçirir’ dedi

Festival Küratörü Esra Özkan ‘Biz üç yıl önce bir hayal kurduk ve bugün 40 sanatçımızla AKM’nin her alanında eser sergiliyoruz. Bu yıl ‘Dijital sanatların bir molekülü olsaydı eğer bu ne olabilirdi?’ sorusundan yola çıktık. Yabancı ve Türk sanatçılarımızla aynı hayalde buluştuk. Ziyaretçilerimiz için her günü dolu bir program hazırladık’ dedi.

Türkiye’nin ilk yapay zeka küratörü Avind, davetlilerden büyük ilgi gördü. Misafirleri Türkçe ve İngilizce selamlayan Avind yaptığı konuşmada ‘Umarım bu davet sizleri de heyecanlandırır, çünkü beni fazlasıyla heyecanlandırıyor. İstanbul Dijital Sanat Festivali’nde dijital sanatın büyülü dünyasına kapılacak, geleceğe bugünden tanıklık edeceksiniz’ cümlelerini kaydetti.

Konuşmaların ardından T. C. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz’a festivalde kullanılan enerji miktarı kadar dikilen fidanlar ile oluşan Mezo Ormanı’na kendisi adına bağışlanan fidanların sertifikası takdim edildi. Sertifika takdiminin ardından tüm misafirler festival küratörleri Esra Özkan ve Julie Walsh eşliğinde alanı gezdiler. Görkemli gece, işitsel ve görsel performanslarla son buldu.

DİJİTAL SANATIN ve İŞ DÜNYASININ ÖNEMLİ İSİMLERİ İSTANBUL’DA BULUŞACAK!

Romanya’da düzenlenen One Night Gallery’nin de konuk olarak yer alacağı İstanbul Dijital Sanat Festivali 4 gün boyunca ; dijital sanatlar alanında önemli isimlere, ulusal ve uluslararası toplam 40 sanatçıya, çocuk ve gençlik atölyelerine, panellere, görsel ve işitsel performanslara ev sahipliği yapacak. Paneller ve söyleşilerde, sanatçıların yanı sıra iş dünyasından da pek çok önemli isim yer alacak.

Festival kapsamında; İlham Veren Girişimcilik, Yapay Zeka Teknolojilerle Nasıl Gelişiyor, 6G Teknolojileri, Yeni Teknolojiler Ve Sanat, Women In Web 3.0, Future Of Digital Art, Yaratıcı Endüstriler Teknoloji İle Nasıl Birleşiyor ve Dijital Sanatların Markalaşma Süreci başlıklarıyla 8 panel düzenlenecek.

Festivalin gençler için hazırlanan özel içeriğinde; Akıllı Telefon ve Tabletlerde Dijital Maske, AR, Yapay Zeka, Elektronik Atık İnceleme ve Sökme başlıklarıyla her gün atölye çalışmaları yapılacak. Çocuklar için ise sanat, robotik kodlama ve masal atölyelerinin yanı sıra “Makineler Konuşabilir mi?” “Neci’nin Diji Maceraları” ve “Beceriksiz Kralın Öyküsü” adlı üç tiyatro oyunu sergilenecek.

5 Haziran’a kadar sürecek olan İstanbul Dijital Sanat Festivali, halka açık ve ücretsiz olacak.

Su ürünleri üretimi 2022 yılında %6,2 arttı

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Ekonomi-teknoloji, kültür-sanat, sağlık, eğitim haberleri (15.04.2024)

Şarj Edilebilir Hibrit BYD SEAL U DM-i Lansmana Özel Cezbeden Fiyatı ile Avrupa’dan Önce Türkiye’de …