Yapı Kataloğu Mimarlık Ödülleri 2024 Başvuruları Devam Ediyor!
Yapı Kataloğu, mimarlık ve tasarım dünyasına ilham veren projeleri ödüllendirmek amacıyla düzenlediği “Yapı Kataloğu Mimarlık Ödülleri 2024” kapsamında başvuruları kabul etmeye devam ediyor. Bu yıl, gelenekselleşen “Mimarın İlk Yapısı” kategorisinin yanı sıra eklenen “Tasarımcının İlk Mekânı” kategorisiyle, son beş sene içerisinde üretilmiş nitelikli projelerin tanıtılmasını teşvik etmeyi hedefliyor.
Soru-Cevaplar Şimdi Yayında!
Başvuru süreciyle ilgili katılımcılardan gelen sorular ve bu sorulara jüri onayları ile verilen yanıtlar web sitesinde yayınlandı. Yarışma katılımcılarının daha detaylı bilgiye ulaşması için soru-cevapların tamamına www.altincekul.com/ adresinden erişilebilir.
Başvurular Devam Ediyor!
Yapı Kataloğu Mimarlık Ödülleri 2024’te başvurular yoğun bir ilgiyle devam ediyor. Mimarlar ve tasarımcılar, ödül programına 28 Şubat 2025 tarihine kadar proje gönderebilirler.
Yarışma Takvimi
- Proje Son Teslim Tarihi: 28 Şubat 2025
- Jüri Değerlendirme Toplantısı: Mart/Nisan 2025
- Kazananların Açıklanması: Mayıs 2025
- Kolokyum, Sergi Açılışı ve Ödül Töreni: Altın Çekül Ödül Töreni’ne paralel olarak düzenlenecektir.
Başvuru ve Detaylı Bilgi İçin
Başvuru süreciyle ilgili detaylı bilgiye www.altincekul.com/ adresinden ulaşılıyor.
Tasarımcıların nitelikli üretimlerini teşvik ederek, daha geniş bir kitleye ulaşma fırsatı sunan ödül programına başvurmayı unutmayın!
Dünyanın dört bir yanındaki pazarlamacılara işlerini zirveye taşımaları için ölçümleme ve analitik çözümleri sunan Adjust’ın Orta Doğu, Türkiye ve Afrika (META) Satış Direktörü Başak Zerman‘2025 yılında yapay zeka ve makine öğrenimi teknolojileri mobil dünyada ön planda olacak. Özellikle, kullanıcı davranışlarını daha iyi analiz etmek, kişiselleştirilmiş reklam deneyimleri sunmak ve müşteri yolculuğunu optimize etmek için bu teknolojilerin gücü kritik bir rol oynayacak. Aralık başından yıl başına kadar olan dönemde kullanıcı alışkanlıklarını incelediğimizde mobil uygulama pazarlamasının özellikle tatil dönemlerinde çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini gösteriyor.’ derken incelemenin ana başlıklarını, öneri ve ipuçlarını paylaştı.
Maison Yirmisekiz Sanat Kulübü ve MG International Fragrance Company, yılın ilk etkinliğinde bir araya gelerek “koku sanatı”nı keşfetti. Maison Yirmisekiz üyeleri, esans üretiminin inceliklerini öğrenirken kendi benzersiz kokularını tasarlama fırsatı buldu. Etkinlik, aynı zamanda “MG International Fragrance Company TEV Burs Fonu” ile kimya eğitimi gören kız öğrencilere umut ışığı oldu.
2025’e Koku Sanatıyla İlham Verici Bir Başlangıç, Sanattan İlham Alan Bir Ziyaret
Sanat tutkunlarını bir araya getiren Maison Yirmisekiz Sanat Kulübü, uluslararası esans üreticisi MG International Fragrance Company’nin Gebze’deki çevre dostu tesislerini ziyaret etti. Teknolojiyi, inovasyonu ve çalışanlarına sunduğu modern yaşam alanlarıyla dikkat çeken tesis, Maison Yirmisekiz üyelerinden büyük beğeni topladı.
Ziyaret, üretim hatları ve laboratuvar turu ile başladı. Katılımcılar, MG International Kurumsal İletişim Direktörü Duygu Beşbıçak’ın rehberliğinde esans üretiminin detaylarını ve formülasyon süreçlerini keşfetti. Numunelerin ayak izi teknolojisiyle nasıl analiz edildiğini, formüllerin oluşturulma aşamalarını, uyum ve kalıcılık testlerini gözlemleyerek kokunun bilimsel yönlerini yakından tanıma fırsatı buldular.
“Kokunu Keşfet” Etkinliğiyle Kişisel Kokularını Ürettiler
Laboratuvar turunun ardından düzenlenen “Kokunu Keşfet” etkinliğinde Maison Yirmisekiz üyeleri, özenle hazırlanan koku kitlerini kullanarak kendi kokularını tasarladı. Etkinlik sırasında MG International CEO’su Aslan Gülçiçek ve COO Sibel Gülçiçek Elkazan ile gerçekleştirilen keyifli sohbetlerde, şirketin vizyonu ve sanata olan ilham verici yaklaşımları da paylaşıldı.
Dünyanın 55 ülkesine ihracat yapan MG International Fragrance Company, Türkiye ve dünya genelinde 4 bine yakın üreticiye esans tedarik ediyor. Şirketin esansları, parfümden deterjana, mumdan temizlik ürünlerine kadar 40 farklı sektörde tüketicilere ulaşıyor. Ayrıca, 2017 yılında kurduğu Türkiye’nin ilk Ar-Ge merkezi ile sektörün geleceğine yön veren inovasyonlara imza atıyor.
Tarihin İzinde: Kokunun Yolculuğu
Gebze’deki tesiste yer alan mini müze, ziyaretçileri kokunun tarihiyle buluşturuyor. Müze, şirketin kurucusu Mişel Gülçiçek ve Türkiye’nin ilk parfümörü Erol Meşulam’ın 1961 yılında toplamaya başladığı ürünleri sergiliyor. Göz alıcı eserler arasında Neslişah Sultan’ın mermer buhurdanlığı, 19. yüzyıl gülaptanları, alkolmetreler, cep parfümleri, seyahat tipi koku setleri, kokulu pudralar ve Beykoz Cam üretimi şişeler bulunuyor.
Sanatla Dolu Bir Dönem
Maison Yirmisekiz Sanat Kulübü, 2024’ün son çeyreğinde Sanat Koleksiyonerliği, Fotoğraf Sanatı ve Çiçek Sanatı gibi konuları ele alarak sanata dair zengin bir perspektif sundu. Ocak ayında ise “Koku Sanatı” temasıyla tamamlanan etkinlikler, sanat ve bilimin ilham verici buluşmasını gözler önüne serdi. MG International Fragrance Company ve Maison Yirmisekiz Sanat Kulübü iş birliği, hem sanat hem de bilim dünyasında unutulmaz bir iz bırakarak 2025’e anlamlı bir başlangıç yaptı.
Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi, Aralık 2024
Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) yıllık %23,50 arttı, aylık %0,91 arttı
YD-ÜFE 2024 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre %0,91 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %23,50 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %23,50 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %41,55 artış gösterdi.
YD-ÜFE imalat ürünlerinde yıllık %23,53 arttı
Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %22,19 artış, imalatta %23,53 artış olarak gerçekleşti.
Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında %21,53 artış, dayanıklı tüketim mallarında %26,23 artış, dayanıksız tüketim mallarında %24,07 artış, enerjide %8,08 artış, sermaye mallarında %27,58 artış olarak gerçekleşti.
Tenzor Uluslararası Kış Serisi İkinci Ayağında Lider Değişmedi
Tenzor Uluslararası Kupa – J/70 Açık Kış Serisi 2024-2025’in ikinci ayağı Bodrum Aspat koyunda tamamlandı.
Andrey Puşkin liderliğindeki Tenzor Takımı, baştan itibaren liderliği ele geçirdi ve toplamda 15 puanla serinin ikinci ayağını kazandı.
Son yarış gününün hava durumu tahmini, planlanan üç yarışın da yapılmasını sağlayacak kadar iyiydi.
Yarışların başhakemi Can Giray “Son gün 12:30’da kuzey rüzgârını yakaladık, parkuru hızlıca kurduk ve yarışı başlattık. Sorunsuz bir şekilde üç yarış yaptık ve bu hafta toplam dokuz yarış tamamladık. Bu da iki ayakta toplam 18 yarış yapabildiğimiz için oldukça iyi bir sayı. Hakemlerin istatistiklerine göre, denizciler yarışlar için toplam 11,5 saat denizde zaman geçirdi” diye ekledi.
İgor Rytov’un liderliğindeki “Bogatyrs” takımı, toplamda 23 puan toplayarak genel sıralamada ikinci oldu. Ekip, son yarış gününün 3 yarışını da ikinci sırada bitirerek podyumdaki yerini güvence altına aldı. 3. sıra Inna Balashova liderliğindeki Dolce Vita takımının oldu.
Anatoly Arnautov’un Atoll Sailing Takımı dördüncü sırada yer alırken, Aleksandr Romanov liderliğindeki Gaswar, genel sıralamada beşinci sırayı korudu.
Corinthian kategorisinde, yine Arif Gürdenli liderliğindeki Orient Express takımı ile Petr Bukin’in O1 Properties takımı arasında kıyasıya mücadele yaşandı. İlk iki yarış gününde Orient Express gerideydi, ancak son yarışlarda fark yaratmayı başardılar ve Corinthian kategorisinde birinci oldular. O1 Properties ikinci sırayı alırken, Arif Ayaz’ın liderliğindeki Ayaz JR bu kategoride üçüncü sırayı elde etti.
Serinin üçüncü ayağı, aynı mekanda 13-16 Şubat tarihleri arasında dokuz yarış planıyla gerçekleştirilecek.
Toyota Hilux, 2025 Dakar Rallisi’nde Tarihi Zafere İmza Attı
Son şampiyon Toyota, 2025 Dakar Rallisi’nin de kazananı oldu. Dünyanın en zorlu yarışlarından biri olarak gösterilen rallide ilk iki sıraya Toyota Hilux’ın yarış versiyonu GR DKR Hilux EVO damgasını vurdu. 2025 Dünya Ralli-Raid Şampiyonası’nın (W2RC) açılış yarışı olan Dakar Rallisi’nde ilk sırayı Toyota Hilux ile yarışan Overdrive Racing pilotları Yazeed Al Rajhi/Timo Gottschalk ikilisi aldı. 2025 Dakar Rallisi, 52 saat 52 dakika 15 saniyede tamamlanırken ikinci sırayı ise sadece 3 dakika 57 saniye farkla Toyota GAZOO Racing pilotları Henk Lategan/Brett Cummings elde etti. Böylece Toyota, Dakar’ın en zorlu etaplarında dayanıklılığın ve performansın bir kanıtı olarak ilk iki sırayı alarak başarıya ulaştı.
Toyota, 12 etaptan oluşan 2025 Dakar Rallisi’nde 8 etabı kazanarak üstünlüğünü bir kez daha kanıtladı. Toyota GR DKR Hilux EVO ile yarışan takımların üçü ilk 10’da yarışı bitirirken, ilk 30 arasında ise 5 adet Toyota Hilux yer aldı. Toyota Hilux’ın dayanıklılığı ve performansı, markanın Dünya Ralli-Raid Şampiyonası’ndaki başarısının temel taşlarını oluşturmaya devam ediyor. Bu başarı, Toyota’nın “daha iyi otomobiller” geliştirme vizyonunu ve müşterileri için daha dayanıklı araçlar üretme hedefini de destekliyor.
Son 3 yıldır üst üste Dünya Ralli-Raid Şampiyonu olan Toyota GAZOO Racing, bu sonuçların ardından 2025 yılının ilk yarışının ardından Markalar Şampiyonası’nda 147 puanla ilk sırada yer alıyor. Pilotlar Şampiyonası’nda ise Toyota Hilux ile yarışan Yazeed Al Rajhi ve Henk Lategan ilk iki sırada bulunuyor.
13. Olağanüstü Genel Kurulunu gerçekleştiren MOSDER, MOYSAD ile birleşerek gücüne güç kattı…
Kurulduğu günden bu yana mobilya sektöründe yer alan önemli markaları bünyesinde bir araya getirmek için adımlar atan MOSDER, MOYSAD ile birleşerek büyümeye devam ediyor.
13. Olağanüstü Genel Kurulda açıklamalarda bulunan MOSDER Yönetim Kurulu Başkanı Davut KARAÇAK; “Bugün, sektördeki tüm paydaşlarımızla birlikte, geçmişten aldığımız güçle ve geleceğe umutla bakarak, mobilya sektörümüzün birleştirici vizyonunu bir kez daha pekiştirmiş oluyoruz. MOSDER olarak, bir dernekten çok daha fazlasıyız; bizler, bu sektörü büyütmek, güçlendirmek ve Türk mobilyasını dünya çapında hak ettiği yere taşımak için mücadele ediyoruz. Bugün, MOYSAD ile gerçekleştirdiğimiz bu önemli güç birliği de bunun göstergesidir. Türk mobilya sektörünü sadece yerel pazarlarda değil, dünya çapında etkili ve lider konuma getirmek ve bunu kalıcı hale getirmek için çalışıyoruz. Bu hedefe ulaşmak, yalnızca birkaç kişinin veya birkaç firmanın başarısıyla mümkün olmadığı inancındayız. Bunu, hep birlikte, omuz omuza vererek başarabiliriz. Çünkü bizler biliyoruz ki, güçlü bir sektör, güçlü bir toplumun teminatıdır. Güçlü bir toplum ise her türlü zorluğu aşacak potansiyele sahiptir. Birlikte büyüyen bir sektörde, birbirimize olan destek her şeyin önündedir. Tatlı bir rekabetin içinde dahi, aslında hepimiz birbirimizin gelişimine katkı sağlıyoruz.Her gün daha iyisini yapabilmek için birbirimize ilham veriyoruz. Bu sürecin en önemli özelliği, sadece birer rakip olmanın ötesine geçip, birbirimize güç katarak birlikte ilerlememizdir. Aramıza katılan yeni üyelerimizle bu güçlü birlikteliğimizin daha da güçleneceğine inancımız tamdır” dedi.
“Türk Mobilyası algısını güçlendireceğiz”
Sözlerine markalaşmanın önemine vurgu yaparak devam eden Davut Karaçak; “Türk mobilyası algısını dünyada daha da güçlendirmek, marka gücümüzü artırmak ve sektörümüzün uluslararası alandaki itibarını daha da yukarıya taşımak bizim için öncelikli hedeflerdir. İstanbul Mobilya Fuarı gibi uluslararası arenadaki etkinlikler, bu hedeflere ulaşmak için bizlere büyük fırsatlar sunuyor. Bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirip, Türk mobilyasının kalitesini bir kez daha tüm dünyaya sergileyerek, sektörümüze olan güveni pekiştireceğiz. Hep birlikte, güçlü bir ekonomi inşa etmenin, küresel başarıya giden yolun ilk adımı olacağına inanıyorum. Bu başarı, bizleri her geçen gün daha büyük bir Türkiye için daha güçlü kılacaktır” diyerek sözlerini tamamladı.
Alp Avni Yelkenbiçer EGİAD Görevini Kaan Özhelvacı’ya Devretti
Yelkenbiçer Dönemi 270 Yeni Üye, 800 Faaliyet ile Tamamlandı
İzmir iş dünyasına yönelik gerçekleştirdiği proje ve faaliyetleriyle olduğu kadar sosyal sorumluluk projeleriyle de adından söz ettiren EGİAD Ege Genç İş İnsanları Derneği’nin 18. Dönemini belirleyecek Olağan Genel Kurulu 15 Ocak Çarşamba günü İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi’nde Protokol, Sivil Toplum Örgütlerinin temsilcileri, Üyeler ve Basın Mensuplarının katılımıyla gerçekleşti. Tüm Dünyayı etkileyen pandemi döneminde göreve gelen ve 4 yıllık görev sürecini çıtayı yükselterek başarıyla tamamlayan Alp Avni Yelkenbiçer, dönemini 270 yeni üye ve 800 faaliyetle tamamlayarak önemli bir başarıya imza attı. Toplam Üye Sayısı 846 olan derneğin 504 Aktif Üye Sayısıyla gittiği genel kurulda, 18. dönem yönetim, denetim, danışma kurulu ve haysiyet divanı seçilirken tek liste üzerinden gidilen yeni dönemde yönetim kurul başkanı Kaan Özhelvacı oldu.
Divanın Cüneyt Karagülle (Başkan), Gökmen Ulusoy (Başkan Vekili), Pınar Güngör (Yazman), Asuman Özer (Üye) ve Mert Sönmüş’ten (Üye) oluştuğu Genel Kurula, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Torbalı Belediye Başkanı Övünç Demir, EGİAD Danışma Kurulu ve İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, İzmir Ticaret Borsası Başkanı Ömer Gökhan Tuncer, BASİFED Başkanı Semiha Güneş, ESİAD Başkanı Sibel Zorlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ramazan Tezcan, EGİAD Geçmiş Dönem Danışma Kurulu Başkanı Uğur Yüce, STK Başkanları, EGİAD Geçmiş Dönem Başkanları, EGİAD Üyeleri ve Basın Mensupları olmak üzere İzmir protokolünden önemli isimler katılım gösterdi.
UİB, ihracatın nabzını eğitimle tuttu 71 eğitim programı 10 bin kişiye ulaştı
2024 yılını yüzde 6 oranındaki artışla 38 milyar 637 milyon 29 bin dolarlık ihracatla kapatan, Uludağ İhracatçı Birlikleri’nin (UİB), başarılı geçen yılı eğitim alanındaki faaliyetleriyle de taçlandırdı. Üye firmalarının rekabet gücünü artıracak, bilgi ve becerilerini geliştirecek eğitim çalışmaları yapan UİB, toplamda 10 binkişinin katıldığı 71 eğitim programı düzenledi.
Türkiye’nin Genel Sekreterlik bazında en fazla ihracat yapan ikinci birliği olan Uludağ İhracatçı Birlikleri’nin (UİB), 2024 yılını başarılı bir ihracat geliriyle tamamlarken eğitim alanında da önemli işlere imza attı. Geçen yıl yüzde 6 oranındaki artışla 38 milyar 637 milyon 29 bin dolarlık ihracat yapan UİB, yıl genelinde 10 bin kişinin katıldığı toplam 71 eğitim gerçekleştirerek üye firmalarına katkı sağladı.
Sektörün ihtiyaçlarına ve üyelerinin taleplerine uygun olarak güncel ve trendi yüksek konularda eğitim programları düzenleyen UİB, gerçekleştirilen eğitimlerin kalitesi ve katılımcı sayısının yüksek olmasına özen gösterdi. Eğitim duyurularını, eğitim başvurularını ve eğitim sonrası sertifikalarını UİB Akademi web sitesi üzerinden dijital ortamda takip eden UİB, çeşitli konularda düzenlenen eğitimlerin bazı kesitlerini de geniş bir kitleye ulaştırmak amacıyla UİB’in YouTube kanalında yayınlandı.
“Firmaların rekabet gücünü artıracak çalışmalara devam edeceğiz”
Eğitim çalışmalarını değerlendiren UİB Koordinatör Başkanı Baran Çelik, şunları söyledi: “UİB olarak eğitime verdiğimiz önemi 2024 yılında bir kez daha ortaya koyduk. Üyelerimizin taleplerine uygun, güncel ve yenilikçi konularda düzenlediğimiz 71 eğitim ile 10 bin kişiye ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Dijital platformları etkin kullanarak, eğitim duyurularından sertifika süreçlerine kadar her aşamayı çevrim içi yürütmekteyiz. Bu sayede üyelerimizin eğitimlere kolayca erişimini sağlıyoruz. UİB olarak, üye firmalarımızın rekabet gücünü artıracak, bilgi ve becerilerini geliştirecek eğitim faaliyetlerimizi 2025 yılında da sürdüreceğiz. Amacımız, ihracatçılarımızın küresel pazarların gereksinimlerine en iyi şekilde yanıt vermelerini sağlamak ve bölge ekonomisine katkı sunmaktır.”
Kısa süre önce, yalıtım sektöründe son yıllarda gerçekleştirilmiş en büyük satın almaya imza atan lider firma, yeni yılda enerji verimliliği, sürdürülebilir üretim ve ekonomik kalkınmaya katkı sağlayacak stratejik hedefleri ile “Biz Geleceğiz” mesajı veriyor.
Türkiye’de yalıtım endüstrisini başlatan öncü firma İzocam, 60’ıncı kuruluş yıldönümünü kutladığı 2025 yılında, güçlenen konumu ve üretim kapasitesi ile “Biz Geleceğiz” mesajı veriyor! Kısa süre önce Kayseri Tesisi yatırımı ile yalıtım sektöründe son yıllarda gerçekleştirilmiş en büyük satın almaya imza atarak adından söz ettiren lider firma, yeni yılda da Türkiye’nin enerji verimliliği, sürdürülebilir üretimi ve ekonomik kalkınmasına katkı sağlayan stratejik hedeflere odaklanıyor.
Ticaretin Kadınları Platformu Adana’da Kadın Girişimcilerle Buluştu
Kadın girişimcilerin ekonomik hayatta daha fazla yer almasını sağlamak amacıyla 2022 yılında Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) ve Garanti BBVA iş birliğiyle hayata geçirilen Ticaretin Kadınları Platformu, 2025 yılı boyunca dört farklı şehirde buluşma gerçekleştirecek. Kadın girişimcilerin işlerini büyütmeleri, yeni pazarlara açılmaları ve ticaret hayatında daha fazla yer edinmeleri amacıyla düzenlenen Ticaretin Kadınları Buluşması’nın ilk etkinliği, Adana’da katılımcılara ilham verici fırsatlar sundu.
14 Ocak 2025 Salı günü Adana Ticaret Odası ev sahipliğinde düzenlenen buluşma, Adana Valisi, Adana İş Kadınları Derneği Başkanı, TOBB Adana Kadın Girişimciler Kurulu (KGK) Başkanı ve birçok önemli ismin katılımıyla gerçekleşti. Buluşma, kadın girişimcilerin ticaret hayatındaki rolünü daha da güçlendirmek ve onları geleceğe yönelik yeni fırsatlar için hazırlamak adına büyük bir adım oldu.
Ticaretin Kadınları Platformu Adana’da Kadın Girişimcilerle Buluştu
Kadın girişimcilerin ekonomik hayatta daha fazla yer almasını sağlamak amacıyla 2022 yılında Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) ve Garanti BBVA iş birliğiyle hayata geçirilen Ticaretin Kadınları Platformu, 2025 yılı boyunca dört farklı şehirde buluşma gerçekleştirecek. Kadın girişimcilerin işlerini büyütmeleri, yeni pazarlara açılmaları ve ticaret hayatında daha fazla yer edinmeleri amacıyla düzenlenen Ticaretin Kadınları Buluşması’nın ilk etkinliği, Adana’da katılımcılara ilham verici fırsatlar sundu.
14 Ocak 2025 Salı günü Adana Ticaret Odası ev sahipliğinde düzenlenen buluşma, Adana Valisi, Adana İş Kadınları Derneği Başkanı, TOBB Adana Kadın Girişimciler Kurulu (KGK) Başkanı ve birçok önemli ismin katılımıyla gerçekleşti. Buluşma, kadın girişimcilerin ticaret hayatındaki rolünü daha da güçlendirmek ve onları geleceğe yönelik yeni fırsatlar için hazırlamak adına büyük bir adım oldu.
Marmara Park AVM’de Çocuklara Eğlence Dolu Program
Zengin marka yelpazesi ile 7’den 70’e herkesin buluşma noktası olan Marmara Park AVM, sömestr tatilinde çocuklar için unutulmaz bir etkinlik programı sunuyor. Karlar Ülkesi – Meçhule Doğru Tiyatro Oyunu, Moana, Harika Kanatlar ve Kral Şakir gibi sevilen karakterlerin yer aldığı birbirinden eğlenceli etkinlikler, minik ziyaretçilerin hayal dünyasını zenginleştirecek ve aileleriyle birlikte güzel anılar biriktirmelerini sağlayacak.
Sömestr boyunca birbirinden eğlenceli etkinliklere ev sahipliği yapacak olan Marmara Park AVM’nin etkinlik takviminde; 18 Ocak Cumartesi günü Karlar Ülkesi – Meçhule Doğru Tiyatro Oyunu, 19 Ocak Pazar günü Moana, 25-26 Ocak Cumartesi ve Pazar günleri Harika Kanatlar, 1-2 Şubat Pazar Kral Şakir yer alıyor. Marmara Park AVM’nin zemin katında bulunan etkinlik alanında gerçekleşecek olan gösteriler, unutulmaz anılar biriktirme fırsatı sağlıyor. Sömestr tatilini unutulmaz kılmaya hazırlanan AVM, ücretsiz olarak gerçekleştireceği etkinliklerle minik ziyaretçilerin hayal gücünü geliştirirken aileler için de keyifli bir atmosfer sunacak.
ÜNLÜ MANKEN DUYGU ÇAKMAK’TAN BALKAN ÇIKARMASI: MAKEDONYA’DA OBJEKTİFLERİN KARŞISINA GEÇTİ
Türkiye’nin önde gelen mankenlerinden Duygu Çakmak, uluslararası kariyerinde önemli bir adım atarak Balkanlar’a açıldı. Dünya podyumlarında adından sıkça söz ettiren Çakmak, son olarak Makedonya’da fotoğraf sanatçısı Enis Banderas Tollumi’nin objektifinin karşısına geçti.
Güzelliği ve profesyonelliğiyle dünya çapında birçokajansın dikkatini çeken ünlü manken Duygu Çakmak, Balkanların saygınfotoğrafçılarından Enis Banderas Tollumi’nin objektifine poz verdi. Eksi dokuzderecede Makedonya’da yapılan çekimler, soğuğa rağmen büyüleyici karelerlesonuçlandı. Duygu Çakmak, çekimlerin kendisi için çok keyifli geçtiğinibelirterek “Balkanlar’ın enfes atmosferinde böylesine yetenekli bir ekipleçalışmaktan dolayı çok mutluyum. Enis Banderas Tollumi’nin vizyonu veprofesyonelliği çekimleri unutulmaz bir deneyime dönüştürdü. Bu projenin hemkariyerim hem de Balkanlar’daki moda endüstrisi için önemli bir adım olduğunainanıyorum” ifadelerini kullandı.
Makedonya’daki başarılı performansıyla dikkatleriüzerine çeken Duygu Çakmak, Balkanlar’daki kariyerine hız kesmeden devamedecek. Başarılı mankenin Kosova ve Arnavutluk’ta da birçok önemli marka ileyeni projeler için görüşmelerde bulunduğu öğrenildi.
Taşınma ile şirketin ticari araç komponentleri üretimini tek bir lokasyonda toplayarak rekabet gücünü artırması ve kilit müşterilere daha yakın olması amaçlanıyor.
Binek araç müşterilerine hizmet veren ZF Şasi Çözümleri bölümünün İzmir’deki operasyonları bu değişiklikten etkilenmeyecek.
Friedrichshafen, Almanya. ZF Ticari Araç Çözümleri (CVS) bölümü, Türkiye’deki ticari araç operasyonlarının rekabet gücünü artırmak ve müşterilere daha yakın olmak için stratejik bir karar aldığını duyurdu. Girişimin bir parçası olarak ZF CVS, Türkiye’deki üretimini tek bir konum olarak Sakarya’daki modern tesislerinde birleştirecek. ZF bu amaçla, ticari araç operasyonlarını İzmir tesisinden Sakarya’ya taşıyacak. ZF’nin İzmir’de bulunan ve binek araç müşterilerine hizmet veren Şasi Çözümleri bölümü, bu değişiklikten etkilenmeyecek.
ZF’nin CVS bölümü EMEA Kıdemli Başkan Yardımcısı Fabian Schlegel, “Türkiye’deki ticari araç operasyonlarımızın Sakarya’da birleştirilmesi, üretimimizi optimize ederek ve müşterilerimize daha da yaklaştırarak onların ihtiyaçlarına daha hızlı ve etkin bir şekilde cevap vermemizi sağlayacaktır. Türkiye’deki CVS ekibimizi Sakarya’da tek bir çatı altında birleştirmemiz, Türkiye’de büyüyen pazarın önde gelen tedarikçilerinden biri olarak konumumuzu daha da güçlendirmemize yardımcı olacaktır” diye konuştu.
2021 yılından beri faaliyet gösteren Sakarya’daki ZF tesisi halihazırda fren körükleri gibi ticari araçlar için güvenlik açısından kritik komponentlerin üretim ve lojistik operasyonlarını gerçekleştiriyor. Tamamen ZF’ye ait olan tesis, yakın zamanda tamamlanan büyüme çalışmaları sayesinde, ek ticari faaliyetleri etkin bir şekilde gerçekleştirmek için alan sağladı. CVS şasi bileşenlerinin üretim ve lojistik operasyonlarının Sakarya’da birleştirilmesiyle bu tesis, ZF’nin Türkiye’de fabrikaları bulunan müşterilerine sunduğu hizmeti daha da geliştiren bir ticari araç merkezi haline gelecek.
ZF, birleştirme sürecinin sorunsuz gerçekleşmesi amacıyla şu anda İzmir’deki CVS tesisinde sendika temsilcileri ve çalışanlarıyla yakın iş birliği içinde çalışmalarını sürdürüyor.
“Bilim Gençlerle Kazanacak” Projesi’nin Ocak Etkinliği: “Mikroorganizmaların Gizemli Dünyası”
“Bilim Gençlerle Kazanacak” Projesi ile mikroorganizmaların gizemli dünyasına yolculuk
Liseli gençler, mikroorganizmaların gizemli dünyasını keşfedecek
Bilimin rehberliğinde yapılan çalışmalardan ilham alarak gençleri bilimle buluşturmayı, daha iyi bir gelecek için gençlere bilimi sevdirmeyi amaçlayan “Bilim Gençlerle Kazanacak” projesinin ocak ayındaki yeni etkinliği “Mikroorganizmaların Gizemli Dünyası” ile ilgili olacak.
Bilim Kahramanları Derneği’nin öncülüğünde, Pfizer Türkiye’nin katkıları ile 21 Ocak’ta çevrimiçi olarak gerçekleşecek olan bu etkinlik, Kayseri Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Uğur Azizoğlu’nun katılımıyla lise öğrencilerine yönelik olarak düzenlenecek. Tüm lise öğrencilerinin katılımına açık olan ücretsiz bilim etkinlikleri sonrasında gençlere dijital katılım belgesi veriliyor.
Genç zihinlerde bilime olan tutkuyu teşvik etmenin önemini fark ederek 2021’den itibaren kesintisiz süren proje, gençlere eğitim ve kariyer yolculuklarında çeşitli bilim dalları ile ilham vermeyi amaçlıyor. Proje sayesinde 14-18 yaş aralığındaki lise öğrencileri; farklı dallarda çalışan bilim insanlarıyla bir araya gelerek onların çalışmalarını yakından tanıma ve farklı bilim dallarının araştırma problemlerini keşfetme, güncel çalışma alanları hakkında farkındalık kazanma, bilimsel süreçleri yakından inceleme, bilimsel sorularla hipotez oluşturma, hipotezi test etme ve evdeki malzemelerle deney hazırlama gibi süreçleri tecrübe etme fırsatı buluyorlar.
“Bilim Gençlerle Kazanacak” Projesi’nin Ocak Etkinliği: “Mikroorganizmaların Gizemli Dünyası”
“Bilim Gençlerle Kazanacak” Projesi ile mikroorganizmaların gizemli dünyasına yolculuk
Liseli gençler, mikroorganizmaların gizemli dünyasını keşfedecek
Bilimin rehberliğinde yapılan çalışmalardan ilham alarak gençleri bilimle buluşturmayı, daha iyi bir gelecek için gençlere bilimi sevdirmeyi amaçlayan “Bilim Gençlerle Kazanacak” projesinin ocak ayındaki yeni etkinliği “Mikroorganizmaların Gizemli Dünyası” ile ilgili olacak.
Bilim Kahramanları Derneği’nin öncülüğünde, Pfizer Türkiye’nin katkıları ile 21 Ocak’ta çevrimiçi olarak gerçekleşecek olan bu etkinlik, Kayseri Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Uğur Azizoğlu’nun katılımıyla lise öğrencilerine yönelik olarak düzenlenecek. Tüm lise öğrencilerinin katılımına açık olan ücretsiz bilim etkinlikleri sonrasında gençlere dijital katılım belgesi veriliyor.
Genç zihinlerde bilime olan tutkuyu teşvik etmenin önemini fark ederek 2021’den itibaren kesintisiz süren proje, gençlere eğitim ve kariyer yolculuklarında çeşitli bilim dalları ile ilham vermeyi amaçlıyor. Proje sayesinde 14-18 yaş aralığındaki lise öğrencileri; farklı dallarda çalışan bilim insanlarıyla bir araya gelerek onların çalışmalarını yakından tanıma ve farklı bilim dallarının araştırma problemlerini keşfetme, güncel çalışma alanları hakkında farkındalık kazanma, bilimsel süreçleri yakından inceleme, bilimsel sorularla hipotez oluşturma, hipotezi test etme ve evdeki malzemelerle deney hazırlama gibi süreçleri tecrübe etme fırsatı buluyorlar.
Ücretsiz gerçekleşen bilim etkinliklerinin duyurularına Bilim Kahramanları Derneği ve Pfizer Türkiye sosyal medya hesaplarından ulaşılabilir. #bilimgençlerlekazanacak
İnşaatta, beklenti yılın son ayında pozitife geçti
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay merakla beklenen inşaat ile bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri gösteren “Hazır Beton Endeksi” 2024 Aralık Ayı Raporu’nu açıkladı. Aralık ayında endekslerde gerileme yaşanmazken, Beklenti Endeksi dikkat çekici bir yükseliş göstererek yıl içinde ilk kez pozitif tarafa geçti. Aralık ayında, Faaliyet Endeksi hariç tüm endeksler geçen yılın aynı ayına göre artış gösterirken en belirgin yükseliş Beklenti Endeksi’nde görüldü.
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içerisinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan öncü bir göstergedir.
Hazır Beton Endeksi 2024 Aralık Ayı Raporu’na göre, aralık ayında endekslerde herhangi bir gerileme gözlemlenmezken, Beklenti Endeksi’nde dikkat çekici bir yükseliş görünmektedir. Yıl içerisinde ilk kez Beklenti Endeksi pozitif tarafa geçmiştir. Merkez Bankasının politika faizini aşağı çekmeye başlamasının etkisiyle inşaat sektörünün 2025 yılını daha olumlu geçireceğine olan inanç ile beklenti yükselmiştir. Buna rağmen Güven Endeksi’nde herhangi bir değişiklik olmaması, bu beklentinin henüz oldukça başında olduğumuzu söylemektedir. Faaliyet Endeksi de kasım ayına göre yükselmiş görünmekle birlikte hâlen sınır çizgisinin altındadır.
Geride bıraktığımız aralık ayında Faaliyet hariç tüm endeksler geçen yılın aynı ayına göre artış göstermiştir. En belirgin yükseliş Beklenti Endeksi’nde görülmektedir. Faaliyet Endeksi’ndeki gerileme oldukça sınırlı düzeydedir. Diğer endekslerdeki yükseliş birleşik Beton Endeksi’ni de yukarı çekmiştir.
Raporun sonuçlarını değerlendiren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Aralık ayında endekslerde gerileme olmazken, Beklenti Endeksi’nin yıl içinde ilk kez pozitif tarafa geçmesi dikkat çekti. Merkez Bankasının politika faizini aşağı çekmeye başlaması inşaat sektörüne yönelik beklentiyi yükseltti ancak Güven Endeksi’nde herhangi bir değişiklik olmaması, bu beklentinin henüz oldukça başında olduğumuzu göstermektedir.” dedi.
Ekonomik gelişmelerle ilgili görüşlerini paylaşan THBB Başkanı Yavuz Işık, “Hiç kuşkusuz geride bıraktığımız dönemin en önemli gündem maddesi Merkez Bankasının faiz indirimi kararı olmuştur. Yaklaşık iki yıl aradan sonra politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 250 baz puan düşürerek yüzde 47,50’ye çekmiştir. Başlatılan bu süreç inşaat sektörü oyuncularının beklentilerini pekiştirmesinde etkili olmuş görünmektedir ancak bu hareketliliğin devam etmesi için ekonomi yönetiminin bir yandan enflasyon ile mücadelede başarı sağlarken aynı zamanda dengeli bir faiz politikasını hayata geçirmesi gerekmektedir. Bankaların konut kredisinde hâlihazırda aylık yüzde 3’e inen faiz oranını, konut satışlarında ve inşaatta beklenen hareketliliği sağlamak için önümüzdeki dönemde daha makul seviyelere çekmesi gerekmektedir.” dedi.
AKMİB, 2024’DE YÜZDE 3 ARTIŞLA 5,43 MİLYAR DOLAR İHRACAT GERÇEKLEŞTİRDİ
Akdeniz Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (AKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Saadettin Çağan, 2024 yılında 5,43 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiklerini açıkladı. 2024 yılında bir önceki yıla kıyasla yüzde 3 oranında artış sağladıklarını belirten Başkan Saadettin Çağan, bu dönemde en yüksek değerlere Hollanda, ABD ve Mısır pazarlarında ulaştıklarını bildirdi. AKMİB’in Akdeniz İhracatçı Birlikleri’ne bağlı 8 Birlik arasında 2024’te de ihracat şampiyonu olduğuna vurgu yapan Başkan Çağan, “Küresel talepteki yavaşlamaya ve rekabetçiliğimizin zayıflamasına rağmen yılı kazançlı kapatmayı başardık.” dedi.
“Türk kimya sektörünün 2030 yılı ihracat hedefi 50 milyar dolar”
Petrokimya ürünleri başta olmak üzere plastik, boya, kauçuk, temizlik ürünleri, kozmetik, ilaç, gübre, organik ve anorganik kimyasallar, medikal ürünler ile geniş bir alt sektör yelpazesine sahip olan kimya sektörünün 2024 yılında 262 milyar dolarlık ülke ihracatına 30,8 milyar dolar düzeyinde destek verdiğini ifade eden Başkan Saadettin Çağan, “Katma değeri yüksek ürünlerin geliştirilmesi, pazar çeşitliliği, sürdürülebilirlik ve inovasyon gibi alanlara odaklanan sektörümüz, Orta Vadeli Program kapsamında 2030 yılı için 50 milyar dolarlık ihracat hedefliyor. Bu hedefe ulaşılmasında Ticaret Bakanlığımızın belirlediği stratejiler ve ilave destekler en büyük motivasyon kaynağımızdır. Uzak Ülkeler Stratejisi çerçevesindeki ülkeler ve İslam İş Birliği Teşkilatı üyeleri ile İhracatı Geliştirme Stratejisi kapsamında incelenen İslam İş birliği Teşkilatı üyesi ülkeler dikkate alınarak belirlenen 55 hedef ülkede etkinliğimizi artırmak önceliğimiz olacaktır.” dedi.
“Sınırda karbon düzenlemesi mekanizması, gündemimizde ön sıralarda”
Ağırlıklı olarak petrokimya, sabun, deterjan, gübre, ilaç, boya-vernik, sentetik elyaf, soda gibi çeşitli kimyasal hammadde ve tüketim ürünlerinin üretimini gerçekleştiren Türk kimya endüstrisinin gündeminde ilk sıralarda Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın önemli bir parçası olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın (SKDM) yer aldığına dikkati çeken Başkan Çağan, şunları söyledi: “1 Ekim 2023 itibarıyla geçiş dönemi başlayan SKDM, 1 Ocak 2026’dan itibaren tam olarak yürürlüğe girecek. Sektörümüz özelinde en fazla etkilenecek ülkeler arasında Çin, Hindistan, Rusya ve Brezilya ile birlikte Türkiye de bulunuyor. Bu çerçevede önümüzdeki bir yıllık zaman diliminde yükümlülüklerimizi yerine getirmemiz; Avrupa Birliği pazarındaki kazanımlarımızı korumamız, rekabetçiliğimizi artırabilmemiz ve ilave vergi maliyetleriyle karşılaşmamamız açısından büyük önem taşıyor. Firmalarımız, üretim süreçlerini optimize ederek ve düşük karbonlu teknolojilere yatırım yaparak maliyet artışlarını minimize etmelidir.”
“Çevre dostu üretim modelinde güneş enerjisini ve yağmur suyunu değerlendirmeliyiz”
Avrupa Yeşil Mutabakatı’nda kimya sektörü özelinde öne çıkan konu başlıklarını ele alan Başkan Saadettin Çağan, şöyle devam etti: “Avrupa Birliği, kimya sektörü özelinde yeşil ve dijital dönüşüm temelli sürdürülebilir kimyasal üretimini ve tüketici ürünlerinde bulunan zararlı kimyasal maddelerin yasaklanmasını hedefliyor. Bu kapsamda riskleri değerlendirirken kimyasalların kokteyl etkisinin hesabı, üretim sürecindeki risk değerlendirmesinin daha şeffaf yapılması, perfloroalkil ve polifloroalkil maddelerinin kademeli şekilde kaldırılması, geri dönüştürülmüş plastiği teşvik için ambalajla ilgili yeni kurallar konulması, tüketici ürünlerinde mikroplastiklerin kullanımının kısıtlanması ve biyolojik bazlı, biyoçözünür plastiklere düzenleme getirilmesi konuları öne çıkıyor. Dolayısıyla, SKDM geçiş sürecinde ev ödevlerimizi eksiksiz yerine getirmeliyiz. Bunu sadece ek vergiden kaçınmak için değil, daha yaşanabilir bir dünya için, ülkemizin geleceği için yapmalıyız. Sürdürülebilir enerji kaynaklarından yararlanmaya dönük olarak firmalarımızın güneş enerjisi santralleri yatırımlarına öncelik vermesi gerekiyor. Temiz ve yenilenebilir bir enerji kaynağı olan güneş enerjisi santralleri, sera gazı emisyonlarını ve hava kirliliğini azaltıyor. Bu sayede sanayi kuruluşları, çevreye duyarlı bir üretim yapıyor ve sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor. Enerji güvenliğini artıran güneş enerjisi santralleri, sanayi kuruluşlarının elektrik şebekesindeki kesintilerden etkilenmeden üretimlerine devam etmesine imkân veriyor. Yağmur suyunun havuzlarda toplanıp değerlendirilmesi de çevre dostu üretim modelinde öne çıkıyor. Su kaynaklarını korumak ve verimli kullanmak adına yeşil dönüşüm yatırımları kapsamında yağmur suyundan faydalanmaya dönük yatırımların karbon ayak izimizi azaltacak en önemli hamleler olacağı açıktır.”
OTOBÜSLER DÜNYA’NIN ÇEVRESİNDE 52 BİN 661 TUR ATTI
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 2024 yılında biletli ve turizm maksatlı taşımalarda toplam 14 milyon 698 bin 947 seferde 149 milyon 646 bin 487 yolcu taşındığını bildirdi. Otobüslerin toplam 2 milyar 110 milyon 393 bin 75 kilometre yol kat ettiğini belirten Bakan Uraloğlu, “Otobüsler Dünya’nın çevresinde yaklaşık 52 bin 661 tur attı.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 2024 yılı karayolu yolcu taşımacılığı verilerini değerlendirdi. Bakan Uraloğlu, Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürlüğü yetkisindeki otobüslerle yapılan biletli ve turizm maksatlı toplam 14 milyon 698 bin 947 seferde 149 milyon 646 bin 487 yolcu taşındığını kaydetti.
Bakan Uraloğlu, “2024 yılında biletli 3 milyon 4 bin 891 şehirlerarası otobüs seferinde 82 milyon 219 bin 469 kişi yolculuk yaptı. Turizm amaçlı 11 milyon 694 bin 56 seferde ise 60 milyon 427 bin 18 yolcu taşındı.” ifadelerini kullandı.
1 Milyon 857 Bin 402 Engelli Vatandaş Şehirlerarası Otobüsleri Kullandı
Yolcu taşımacılığına ilişkin detaylı verileri paylaşan Uraloğlu, yolcuların yüzde 41,49’unun kadın yüzde 58,51’inin erkek olduğunu açıkladı. Uraloğlu, “2024 yılının Emekliler Yılı ilan edilmesi üzerine yaptığımız düzenlemeyle toplam 666 bin 99 emeklimiz yüzde 20 indirim imkanından yararlandı.” açıklamasında bulundu. Uraloğlu ayrıca biletli yolcu taşımacılığında 1 milyon 857 bin 402 engelli vatandaşın ve 653 bin 703 çocuk yolcunun otobüsleri kullandığını kaydetti.
2024 yılında gerçekleştirilen seferlerde otobüslerin toplam 2 milyar 110 milyon 393 bin 75 kilometre kat ederek seyahatlerini tamamladığını belirten Bakan Uraloğlu, “Bir yılda otobüslerimizin aldığı mesafe Dünya’nın çevresinde 52 bin 661 tura denk geliyor.” dedi.
Türkiye’nin su ürünleri ihracatı 2 milyar doları aştı
Türk ihracatının yıldızlarından su ürünleri sektörü, 2024 yılında ihracatını yüzde 20’lik artışla 1 milyar 679 milyon dolardan 2 milyar 19 milyon dolara taşıdı. Su ürünleri sektörü ilk kez 2 milyar doları aşmanın gururunu yaşıyor.
2000 yılı sonrasında Türkiye’ni su ürünleri sektörüne büyük yatırım yaptığı bilgisini veren Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, 2000 yılında 10 civarındaki ülkeye 59 milyon dolar olan ihracatlarının, 2024 yılı sonunda ihracat yaptıkları ülke sayısının 91’e, ihracat tutarlarının da yaklaşık 34 kat artışla 2 milyar 19 milyon dolara ulaştığını, 2025 yılı için 2,5 milyar dolar ihracat hedeflediklerini dile getirdi.
Türkiye’nin su ürünleri üretiminin 1 milyon 8 bin tona ulaştığını aktaran Kızıltan, “Türkiye su ürünleri üretim ve ihracatı özellikle son yıllarda yapılan yatırımlarla büyük mesafe kat etti. Son 25 yıllık dönemde su ürünleri ve hayvansal mamuller sektöründe dünyanın en modern ve entegre tesislerini Türk girişimcilerimizin ülkemize kazandırması da ihracatı arttıran etkenlerden biri. Türkiye’de 553 bin ton su ürünleri yetiştiricilik yoluyla elde edildi. Yetiştiriciliğin payı toplamda yüzde 55’e ulaştı. 8 milyonluk Norveç su ürünleri ihracatından 13 milyar dolar döviz elde ediyor. Türkiye’de bu rakamlara ulaşabilecek potansiyeli barındırıyor” diye konuştu.
Team Mostra “Teknoloji ve İnovasyon Gençlik Ödülü”nü aldı
Başarı hikayeleri ile kadın girişimcilere ilham veren Kadın Girişimcileri Destekleme Zirvesi, bu yıl 7.’ci kez düzenlendi. Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) tarafından 9 Ocak 2025’de “Güvenilirlik ve Kadın” temasıyla gerçekleşen zirvede, kadın girişimcilerin farklı alanlardaki katkıları ve liderlik hikayeleri ele alındı ve ödüller sahiplerini buldu. Zirvede, Team Mostra ekibinden Şevval Sıla Angın, Melek Mimar, Dila Şensoy, Zeynep Naç ve Sude Naz Cirit, “Teknoloji ve İnovasyon Gençlik Ödülü”nü aldılar.
Team Mostra, Milli Teknoloji Hamlesine katkıda bulunuyor
2020 yılından bu yana teknolojiyi yaygınlaştırma ve Milli Teknoloji Hamlesine katkıda bulunan Team Mostra, Elektrikli Araç Yarışması’nda Görsel Tasarım ve Yerlilik ödüllerinin ardından, FRC Başakşehir Off-Season Yarışması’nda Endüstriyel Tasarım Ödülünü kazandı. Bu ödüller, genç ekibin, yalnızca teknik başarılarını değil, aynı zamanda sürekli gelişim ve yenilikçilik vizyonunu yansıttı. Gençlerden oluşan Team Mostra, teknik becerileri ve yaratıcı çözümleri ekip ruhuyla birleştirerek, yalnızca yarışmalarda değil, topluma olan katkılarıyla da fark yaratmaya devam ediyor.
Zirvede 3 panel düzenlendi
Kadın Girişimcileri Destekleme Zirvesi Başkanı Senur Akın Biçer ve Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) Başkanı Celal Toprak’ın açılış konuşmaları ile başlayan zirvede 3 panel düzenlendi ve kadının ekonomideki yeri masaya yatırıldı. Zirvede, kadın hareketinin önderleri ve Uyumsoft’un aralarında bulunduğu destekçileri bir araya geldi.
Süt ve Süt Ürünleri Üretimi, Kasım 2024
Ticari süt işletmelerince 896 bin 257 ton inek sütü toplandı
Ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü miktarı, Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %10,6 arttı, Ocak-Kasım döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %10,1 arttı. Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, inek peyniri üretimi %5,8 arttı, ayran üretimi %6,5 arttı, yoğurt üretimi %1,6 arttı, içme sütü üretimi %1,9 arttı, tereyağı üretimi %35,7 arttı. Ocak-Kasım döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre, inek peyniri üretimi %6,2 arttı, ayran üretimi %12,6 arttı, yoğurt üretimi %6,8 arttı, içme sütü üretimi %3,9 arttı, tereyağı üretimi %15,2 arttı.
Toplanan inek sütü ve üretilen süt ürünleri miktarı, Kasım 2024 Bir önceki ay 921 bin 231 ton olan ticari süt işletmelerince toplanan inek sütü miktarı Kasım ayında %2,7 oranında azalarak 896 bin 257 ton oldu.
Kümes Hayvancılığı Üretimi, Kasım 2024
Tavuk eti üretimi 216 bin 754 ton, tavuk yumurtası üretimi 1,71 milyar adet olarak gerçekleşti
Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, tavuk yumurtası üretimi %4,9 azaldı, kesilen tavuk sayısı %5,6 arttı, tavuk eti üretimi %7,2 arttı. Ocak-Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, tavuk yumurtası üretimi %3,6 arttı, kesilen tavuk sayısı %7,0 arttı, tavuk eti üretimi %6,9 arttı.
Bir önceki ay 1 milyar 881 milyon 358 bin adet olan tavuk yumurtası üretimi Kasım ayında %9,1 oranında azalarak 1 milyar 710 milyon 852 bin adet oldu.
Dijital dünyada güvende miyiz? Verilerin kötüye kullanımında tehlike çanları
Kişisel verilerin kötüye kullanımına dair endişeler giderek artarken, BAREM’in global ortağı WIN International’ın 39 ülkede yaptığı araştırma, dijital tehditlerin kapsamını ortaya koyuyor. Araştırmada, spam maillerin ve kimlik avı saldırılarının en yaygın tehditler olduğu görülürken, dünya genelinde katılımcıların %64’ü, Türkiye’de ise %47’si kişisel verilerinin kötüye kullanıldığı durumlarla karşılaştığını belirtiyor. Sonuçlar, bu tehditlere karşı dijital okuryazarlığın kritik önem taşıdığını vurguluyor.
BAREM Pazar Araştırma ve Danışmanlık ajansının global ortağı WIN International ile birlikte dijital dünyanın tehlikelerine dair bireysel deneyimleri araştırdı. Dünya genelinde 39 ülkede, 33.866 kişi ile yapılan anket, verilerin kötüye kullanımını detaylı bir şekilde analiz ederek çarpıcı sonuçlar ortaya koydu.
Verilerin kötüye kullanımı (data misuse), verilerin, toplandıkları veya izin verilen amacın dışında, genellikle hata, ihmal veya etik dışı yollarla kullanılmasıdır. Örneğin, kişisel verilerin izinsiz paylaşılması veya pazarlama iletişiminde kullanılması bu kapsama girer.
Verilerin agresif olarak kötüye kullanımı (aggressive misuse) ise,verilerin kasıtlı, planlı ve zarar verme amacıyla kötüye kullanılmasıdır. Kimlik avı saldırıları, fidye yazılımları veya dolandırıcılık gibi yöntemlerle veriler üzerinden maddi veya manevi kazanç elde etme girişimleri bu kapsamda değerlendirilir.
Özetle; verilerin kötüye kullanımı daha geniş ve genel bir kavramken, agresif kötüye kullanım doğrudan zarara yönelik, kasıtlı ve planlı eylemleri ifade ediyor. Araştırmada katılımcılara, spam, kimlik avı, oltalama, kişisel bilgilerin sızdırılması, banka ya da kredi kartı hesabının hacklenmesi veya e-posta hesabının hacklenmesi durumlarıyla karşılaşıp karşılaşmadıkları soruldu. Bunlardan son üç durum, agresif olarak kötüye kullanım olarak tanımlandı.
Verilerin kötüye kullanımına erkekler daha çok maruz kalıyor
Araştırma sonuçlarına göre yukarıda bahsedilen durumlardan herhangi biri ile karşılaşanların oranı dünya genelinde %64, Türkiye’de ise %47. Kadınlar, hem dünya genelinde hem de Türkiye’de bu tür durumlara erkeklere oranla daha az maruz kalıyor. Yaş gruplarına göre bakıldığında, dünyada yaş grupları benzerlikler gösterirken, Türkiye’de 35-54 yaş grubunda bu oran diğer gruplara kıyasla daha yüksek.
En yaygın dijital tehdit spam ve kimlik avı
Küresel çapta verilerin kötüye kullanıldığı vakalar incelendiğinde, spam mailler %43’lük oranla en yaygın tehdit olarak öne çıkarken, kimlik avı/oltalama %34 oranla yaşanıyor. Agresif kötüye kullanım eylemlerinde ise kişisel bilgilerin sızdırılması ve e-posta hesaplarının hacklenmesi %13, banka veya kredi kartı hesaplarının hacklenmesi ise %12 oranlarında dağılım gösteriyor.
Türkiye’de verilerin kötüye kullanımı vakalarında, katılımcıların %34’ü spam maili aldığını, %14’ü kimlik avına maruz kaldığını ifade ediyor. Agresif kötüye kullanımın başında kişisel bilgilerin sızdırılması (%14), ardından banka ya da kredi kartı hesabının hacklenmesi (%11) ve e- posta hesabının hacklenmesi (%10) geliyor.
Verilerin dünyada ve ülkemizde kötüye kullanımı, özellikle de “banka hesabının veya kredi kartının hacklenmesi” gibi agresif kullanım oranlarının yüksekliği, dijitalden korkma nedenlerine açıklık getiriyor. Aynı zamanda güvende olmak için dijital okur yazarlığın önemini ortaya koyuyor.
FİBER ABONE SAYISI 7,6 MİLYONU AŞTI
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 2024 yılı 3. çeyrekte fiber abone sayısının 7,6 milyona, fiber uzunluğun ise 588 bin kilometreye ulaştığını bildirdi. Haberleşme sektörüne 22 milyar lira yatırım gerçekleştiğini belirten Bakan Uraloğlu, “Türkiye, aylık 502 dakika ortalama ile Avrupa ülkelerine kıyasla mobil telefonla en fazla görüşme yapan ülke oldu.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu’nun (BTK) 2024 yılı üçüncü çeyreğine ait haberleşme sektörü verilerini açıkladı.
Haberleşme Sektörüne 22 Milyar Lira Yatırım
Bakan Uraloğlu, 2024 yılının üçüncü çeyreği sonunda elektronik haberleşme sektöründe faaliyet gösteren işletmeci sayısının 444 olduğunu kaydederek bu işletmecilere verilen yetkilendirme sayısının 815 olduğunu bildirdi. Bu dönemde haberleşme sektörüne 22 milyar lira yatırım gerçekleştiğini söyledi.
Mobil Trafik Miktarı Yüzde 3,8 Artarak 83,2 Milyar Dakikaya Ulaştı
Bakan Uraloğlu, 2024 yılı üçüncü çeyreğinde gerçekleşen mobil trafik miktarının bir önceki üç aylık döneme göre yüzde 3,8 artarak 83,2 milyar dakikaya ulaştığını duyurdu. Sabit trafik miktarının 1,3 milyar dakika ile bir önceki döneme göre yüzde 11,5 oranında artış gösterdiğini vurgulayan Uraloğlu, trafik miktarının yüzde 95,5’inin mobilden mobile giden trafik olduğunu kaydetti.
En Çok Arama Yapılan Ülke Almanya Oldu
Raporda yer alan sabit Pazar verilerine ilişkin bilgi veren Bakan Uraloğlu, “2024 yılı üçüncü çeyrek sonu itibarıyla 9,2 milyon sabit telefon abonesi bulunuyor. Bu dönemde tüm sabit şebekelerden en fazla arama yapılan ülke ise Almanya oldu.” dedi. Bakan Uraloğlu, 2023 yılı üçüncü çeyreğinde yaklaşık 466 milyon dakika olan Türk Telekom’un ses trafiğinin 2024 yılı üçüncü çeyreğinde 422 milyon dakika olarak gerçekleştiğini söyledi.
Fiber Abone Sayısı Yüzde 16,9 Artış Gösterdi Toplam Fiber Abone Sayısı 7,6 Milyonu Aştı
Genişbant abone sayısının 2008 yılında 6 milyon civarında olduğunu kaydeden Uraloğlu, “2024 yılı üçüncü çeyreği itibarıyla genişbant abone sayısı 96,4 milyona ulaştı. Bu dönemde toplam internet aboneliği bir önceki döneme göre yüzde 1, toplam internet abone sayısı ise yüzde 2,2 artış gösterdi. Fiber abone sayımız geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16,9 artış gösterdi ve toplam fiber abone sayımız 7,6 milyonu aştı.” diye konuştu. Bakan Uraloğlu, 2024 yılı üçüncü çeyreği itibarıyla fiber uzunluğun bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7 artarak 588 bin kilometreye ulaştığını bildirdi.
Genişbant İnternet Aboneleri Aylık 279,5 GByte Kullandı
Kullanım verilerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Uraloğlu, “Bu dönemde genişbant internet abonelerinin aylık ortalama kullanımı 279,5 GByte, mobil genişbant internet aboneğlerinin aylık kullanımı ise 17,5 GByte seviyesinde gerçekleşti. Fiber internet hizmeti alan abonelerin toplam sabit genişbant pazarı içindeki payı artarak yüzde 38,1’e ulaştı. Bu çeyrekte nüfusa göre sabit genişbant yaygınlık oranı yüzde 23,5 iken mobil genişbant yaygınlık oranı yüzde 89,5’e ulaştı.” dedi.
1,27 Milyon Aktif .tr Uzantılı Alan Adı Bulunuyor
2024 yılı üçüncü çeyrek itibariyle TRABİS kayıtlarında yaklaşık 1,27 milyon adet aktif “.tr” uzantılı alan adı bulunduğunu belirten Uraloğlu, “Bu alan adlarının yüzde 77,4’ü ‘com.tr’, yüzde 2,4’ü ‘gen.tr’, yüzde 2,2’si ‘org. tr’, yüzde 1,1’i ‘net.tr’, yüzde 13’ü ise doğrudan ‘.tr’ uzantısına sahip.” dedi.
9,1 Milyon Nitelikli Elektronik Sertifika Oluşturuldu
Bakan Uraloğlu, üçüncü çeyrek itibarıyla haberleşme sektöründe aktif olarak faaliyete devam eden 8 yetkilendirilmiş elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı bulunduğunu ifade etti. Uraloğlu, bu sağlayıcılar tarafından Eylül 2024 sonu itibarıyla 8,1 milyon güvenli elektronik imza ve 1 milyon mobil güvenli elektronik imza oluşturmak üzere 9,1 milyon nitelikli elektronik sertifika oluşturulduğunu bildirdi. Bakan Uraloğlu, “2024 yılı üçüncü çeyrek itibarıyla toplam dokuz yetkilendirilmiş kayıtlı elektronik posta hizmet sağlayıcısından yedi tanesi aktif olarak faaliyetine devam ederken, Eylül 2024 sonu itibarıyla bu kayıtlı elektronik posta hizmet sağlayıcıları tarafından 2,3 milyonu gerçek kişiler ve 720 bini tüzel kişiler olmak üzere toplam 3,1 milyon kayıtlı elektronik posta hesabı adresi oluşturuldu.” diye konuştu.
Mobil Genişbant Abone Sayısı 76 Milyon 370 Bin 403
2024 Eylül sonu itibarı ile Türkiye’de yaklaşık yüzde 110,7 yaygınlık oranına karşılık gelen makineler arası iletişim (M2M) aboneleri dahil toplamda 94 milyon 495 bin 554 mobil abone bulunduğunu kaydeden Bakan Uraloğlu, “Bu dönemde 4,5G abone sayısı 87 milyon 537 bin 163 olarak gerçekleşti. 3G ve 4,5G hizmetiyle bilgisayardan ve cepten internet hizmeti alan mobil genişbant abone sayısı ise 76 milyon 370 bin 403 oldu. Bu çeyrekte toplam mobil internet kullanım miktarı 3 milyon 919 bin 929 TByte olarak gerçekleşti.” dedi.
Mobil Şebekelerden En Çok Aranan Numara 182 Hastane Randevu Oldu
Mobil şebekelerde de en fazla trafik gönderilen ve en fazla trafik alınan ülkenin Almanya olduğunu belirten Bakan Uraloğlu, mobil şebekelerden en çok aranın kısa numaranın 182 Hastane Randevu olduğunu kaydetti. Bakan Uraloğlu, bu dönemde toplam SMS sayısının 5 milyar 873 milyon, MMS sayısının ise yaklaşık 12,7 milyon civarında gerçekleştiğini söyledi.
Türkiye, Avrupa Ülkelerine Kıyasla En Fazla Görüşme Yapan Ülke Oldu
Toplam mobil abonelerin yaklaşık yüzde 83,1’inin bireysel, yüzde 16,9’unun ise kurumsal abonelerden oluştuğunu ifade eden Bakan Uraloğlu, “2024 yılı üçüncü çeyrekte toplam mobil trafik hacmi bir önceki üç aylık döneme göre yüzde 3,8 oranında artarak 83,2 milyar dakika olarak gerçekleşti. Türkiye, bu dönemde 502 dakika ortalama aylık mobil kullanım süresi ile yer verilen Avrupa ülkelerine kıyasla mobil telefonla en fazla görüşme yapan ülke oldu.” dedi.
İmir Global, Dünyanın İlk Entegre Bebek Arabası ve Oto Koltuğu Doon X’i Ebeveynlerle Buluşturuyor
Tek Tuşla Oto Koltuğundan Bebek Arabasına Dönüşen Doona X, İmir Global Bünyesinde Türkiye’de
Ebeveynlerin ihtiyaçlarını temel alarak yenilikçi ürünleri ebeveynlerle buluşturan İmir Global, tek tuşla bebek arabasından oto koltuğuna dönüşen Doona X’i bebeğinin konforunu düşünenlerin beğenisine sunuyor. Dünyada ve Türkiye’de yenilikçi tasarımıyla fark yaratan Doona X, 3 farklı yatış pozisyonlu oto koltuğu olma özelliği ile hem araç içinde hem de dışında ebeveynlere pratik kullanım sunuyor.
Bebekli yaşamın günlük zorluklarını minimuma indirmeyi hedefleyen Doona X, tam yatış pozisyonu ile dikkat çekiyor. Otur, dinlen ve yat olmak üzere üç farklı yatış pozisyonu sayesinde bebeğinizin her durumda konforunu garanti altına alıyor. Tek tuşla oto koltuğundan bebek arabasına dönüşebilen özelliği ile ebeveynlere zaman kazandırarak hareket özgürlüğü sunuyor.
Pratiklik ve Hareket Özgürlüğü
Ebeveynlerin hayatını kolaylaştırmak için tasarlanmış Doona X, araçta, toplu taşımada veya uçakta kullanıma uygun. Bu yenilikçi ürün, fermuarlı ve yıkanabilir kumaşları, nefes alabilir yapısı ve şık deri tutma kolu gibi detaylarıyla öne çıkıyor. Bebek arabası ve oto koltuğunu tek bir üründe birleştiren Doona X, şehir yaşamında ebeveynlere pratiklik sunarken bebeklerin konforunu da maksimum düzeyde tutuyor.
En Yüksek Güvenlik ve Konfor Standartları
Tıp ve mühendislik uzmanları tarafından geliştirilen Doona X, Avrupa i-Size güvenlik standartlarına (R-129) uygunluğu ve gelişmiş güvenlik özellikleriyle bebeğinizin maksimum korunmasını sağlıyor. Yan darbe koruma sistemi ve anti-rebound (tepme) bar teknolojisi, olası çarpmalarda darbeyi en aza indirerek güvenliği artırıyor.
Güvenlik tasarımına ek olarak Doona X’in yenidoğan pedi, bebeğin doğal duruşunu destekleyerek konforlu bir taşıma deneyimi sunuyor. Ergonomik olarak tasarlanan bu ped, bebeğin sırt ve boyun bölgesini doğru pozisyonda tutarak sağlıklı bir taşıma sağlıyor.
HAYVANSAL GIDA İHRACATINDA TARİHİ ZİRVE; 3,86 MİLYAR DOLAR
TÜRKİYE’NİN HAYVANSAL GIDA İHRACATI YÜZDE 10,8 ARTIŞLA 3,86 MİLYAR DOLAR
Türkiye’nin hayvansal gıda ihracatı 2024 yılında 3,86 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü, 2024 yılında bir önceki yıla kıyasla ihracat performansını yüzde 10,8 oranında artırma başarısı yakaladı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Sektörler Konseyi Üyesi ve Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği (ASHİB) Başkan Yardımcısı Ali Can Yamanyılmaz, geride kalan yılda ihracat pazarlarında en çok talep gören ürünlerin taze soğutulmuş balık, kanatlı eti ve balık filetoları olduğunu, en fazla ihracat yaptıkları ülkeler listesinde ilk üç sırada Irak, Rusya ve İtalya’nın yer aldığını açıkladı. Ali Can Yamanyılmaz, aynı dönemde ASHİB olarak yüzde 20 artışla 381,7 milyon dolar ihracata imza attıklarını bildirdi.
“Türkiye’nin toplam ihracatına 1,7 oranında destek verdik”
2024 yılındaki 262 milyar dolarlık ülke ihracatında su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörünün yüzde 1,7 paya sahip olduğunu kaydeden Ali Can Yamanyılmaz, “Küresel ticaret, jeopolitik riskler, enerji krizleri ve enflasyonist baskıların hâkim olduğu dönemde toparlanma eğilimi gösterirken Türkiye olarak hayvansal gıda ihracatında önemli başarılara imza attık. Elde ettiğimiz büyüme, küresel pazarlarda artan rekabete rağmen doğru stratejiler, yenilikçi ürün yaklaşımları ve hedef odaklı çalışmaların bir sonucu olarak gerçekleşti. Özellikle uzak pazarlara açılım, markalaşma yatırımları ve sürdürülebilir üretim anlayışı, bu etkileyici yükselişi mümkün kılan temel unsurlar arasında yer aldı. Sektörümüz, Türkiye’nin ihracat vizyonuna değer katan performansıyla uluslararası pazarlarda güçlü konumunu pekiştirdi.” dedi.
“Hem fırsatlar hem de zorluklarla dolu bir yıl oldu”
Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü için 2024’ün dünya genelinde hem fırsatlar hem de zorluklarla dolu bir yıl olduğuna vurgu yapan Yamanyılmaz, “Küresel talep, özellikle sağlıklı ve sürdürülebilir beslenmeye olan ilginin artmasıyla güçlü bir şekilde devam ederken ekonomik dalgalanmalar ve iklim değişikliğinin etkileri sektörde belirsizliklere yol açtı. Su ürünlerinde artan talep, deniz ürünleri yetiştiriciliğine yapılan yatırımları artırırken sürdürülebilir balıkçılık uygulamaları büyük önem kazandı. Hayvansal mamuller tarafında ise, üretimdeki yenilikçi teknolojiler ve ihracatta uzak pazarlara yönelim dikkat çekti. Ancak, lojistik maliyetlerindeki artış, ticaret bariyerleri, tarife dışı engeller ve karbon ayak iziyle ilgili sıkılaşan düzenlemeler, sektörümüzün karşılaştığı temel zorluklar arasında yer aldı. Genel olarak, sektörümüzde çevresel hassasiyet ve dijitalleşme eksenli dönüşüm rüzgarları 2024’e damgasını vurdu.” diye konuştu.
“En çok ihraç ettiğimiz taze soğutulmuş balıklarda yüzde 27,6 artış sağladık”
Türkiye’nin hayvansal gıda ihracatını ürün gruplarına göre değerlendiren Yamanyılmaz, şunları söyledi: “Sektörümüz 2024 yılında toplam 1 milyon 224 bin ton ürünü uluslararası piyasada değere dönüştürdü. En çok ihraç ettiğimiz ürünler, taze soğutulmuş balıklar, kümes hayvanları etleri ve sakatatları ile balık filetoları oldu. Taze soğutulmuş balıklarda yüzde 27,6 artışla 871,9 milyon dolar, kümes hayvanları etleri ve sakatatlarında yüzde 22,1 düşüşle 545,6 milyon dolar, balık filetolarında yüzde 14,5 artışla 469,1 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. En fazla talep gören 20 ürün arasında ihracat hacminde en anlamlı artışları süt tozu, peynir altı suyu, konserve ve dondurulmuş balıklarda sağladık.”
Pazarlamada yapay zekâ devrimi rekabette büyük avantaj sağlıyor
Dijital dünyanın hızlı evrimi, teknoloji ile iş dünyası arasındaki bağları daha da güçlendiriyor. Yapay zekâ, bu dönüşümün merkezinde yer alarak şirketlerin dijitalleşme süreçlerini hızlandırıyor ve yaratıcılık alanlarını yeniden tanımlıyor. Özellikle pazarlama dünyasının yapay zekânın sunduğu yeni fırsatlarla şekillendiğini söyleyen KLOK Kurucusu Deniz Bensusan; “Pazarlama dünyasındaki geleneksel yöntemler, yerini yapay zekâ sayesinde daha etkili ve dinamik stratejilere bırakıyor. Bu kapsamda geliştirdiğimiz yapay zekâ orkestrasyonumuz, her müşterimizin sektörel ihtiyaçlarını göz önüne alarak otomatik içerik optimizasyonu yapabiliyor. Böylece, şirketlere dinamikleri ve ihtiyaçları doğrultusunda özel çözümler sunuyoruz” diyor.
Dijitalleşme, daha çok veri odaklı bir yöne evriliyor. Gelişen yapay zekâ teknolojileri, şirketlerin büyük veriyi anlama ve kullanma kapasitelerini üst seviyeye taşıyor. Bu değişim, pazarlama stratejilerinde daha akılcı karar alma mekanizmaları ve daha verimli iş akışları anlamına geliyor. Yapay zekâ orkestrasyonuyla şirketlerin içeriklerini yaratıcılıkla besleyen KLOK’un Kurucusu Deniz Bensusan; 2025’te dijitalleşmede beklenen değişimler ve yapay zekânın bu süreçteki rolüne ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Küresel rekabetin ve gelişmiş çözümlerin en önemli itici gücünün teknolojik gelişmeler olduğunu söyleyen Deniz Bensusan; “Şirketlerin bireysel süreçlerinden müşteri deneyimine kadar her alanda yapay zekânın etkisi giderek derinleşiyor. Üretken yapay zekâ uygulamaları, yaratıcı çözümler ve kişiselleştirilmiş hizmetler sunarak sektörleri yeniden şekillendiriyor. Müşteri beklentilerine gerçek zamanlı uyum sağlama ve kişiselleştirilmiş hizmet sunma yetenekleri, yapay zekânın sunduğu en önemli avantajlar arasında yer alıyor. Özellikle bu teknolojilerin sağladığı esneklik ve ölçeklenebilirlik, şirketlere maliyet tasarrufu sağlarken yeni büyüme fırsatlarının kapısını aralıyor. Yapay zekâ odaklı dijital dönüşüm, iş dünyasında verimliliği artırırken aynı zamanda rekabet koşullarını da yeniden tanımlıyor” diye konuştu.
Lezita’nın Acılı Jumbo Fileto ürününe Superior Taste Award’dan “Lezzet Ödülü”
Türkiye’nin önde gelen piliç eti markalarından Lezita, ürünlerin profesyonel tat uzmanları tarafından kör tadım metoduyla değerlendirildiği Superior Taste Award’da bu kez Acılı Jumbo Fileto ile bir kez daha “Lezzet Ödülü”ne layık görüldü. Acılı Jumbo Fileto %90’ın üzerinde puanla 3 yıldız alarak ödülün sahibi oldu.
Müşterilerinin beklenti ve ihtiyaçları doğrultusunda geliştirdiği yenilikçi lezzetleriyle sektörde fark yaratan Lezita, uluslararası Superior Taste Award’da Acılı Jumbo Fileto ürünü ile “Lezzet Ödülü”ne layık görüldü. Acılı Jumbo Fileto %90’ın üzerinde puanla 3 yıldızın sahibi oldu. Lezita uluslararası gıda markası olma vizyonuyla müşterilerine kaliteli ve besleyici ürünler sunarken, sofralarına yenilik katmaya devam ediyor. Lezita, yepyeni lezzetlerle sürekli büyüttüğü ürün ailesi sayesinde geniş bir müşteri kitlesine ulaşıyor. Raflarda yerini alır almaz büyük ilgi ile karşılaşan Lezita lezzetleri, tüketiciler tarafından en çok tercih edilen ve sevilen ürünler arasında gösteriliyor. Sıradışı ürünleri ile hem yerel hem de uluslararası ödül organizasyonlarında takdir gören Lezita, Superior Taste Award 2023’te “Tam Tahıllı Çıtır Piliç Fileto” ile “Cheddar ve Mantar Dolgulu Piliç Kroket” ile ödül almıştı.
Kolaysoft 2025’te dijital dönüşüm için inovatif çözümler sunacak
Kolaysoft Teknoloji, sektöre liderlik eden yaklaşımı, yenilikçi çözümleri ve büyüyen altyapısıyla, bu yıl da adından söz ettirecek projeleri hayata geçirmeye hazırlanıyor. Geçtiğimiz yılı değerlendirirken, şirketin bugüne kadar elde ettiği başarılara ve geleceğe yönelik projelerine dair açıklamalarda bulunan Kolaysoft Teknoloji Kurucu Ortağı Kezban Boztürk, bu projeler arasında, dijital dönüşümü kolaylaştıracak inovatif çözümlerin de yer alacağını kaydetti.
2024 başarılarla dolu bir yıl oldu
Geçtiğimiz yıl da başarıya imza attıklarını ifade eden Kezban Boztürk, şunları söyledi:
“Kolaysoft Teknoloji olarak, 2024 yılı başarılarımızın ve sektördeki lider konumumuzun pekiştiği bir yıl oldu. Özellikle eczacılarımıza özel olarak geliştirdiğimiz EczacıPOS ürünümüzle, sektörde fark yaratmayı başardık. Bu ürünümüz, Mastercard PSM Awards 2024’te Altın Ödül kazanarak, hem şirketimiz hem de iş ortaklarımız için büyük bir gurur kaynağı oldu. Ayrıca, sektörümüzdeki yerimizi koruyarak, Bilişim500’de kendi alanımızda birinci sıradaki başarımızı bir kez daha tescilledik.”
Yeni ofis ve büyüme hedefleri
Geçtiğimiz yıl Ankara’da yeni bir ofis açtıklarını anlatan Kezban Boztürk, konuşmasına şöyle devam etti:
“Kurulduğumuz günden bu yana imkansızı mümkün, mümkünü kolay, kolayı ise zevkli hale getirme vizyonuyla çalışıyoruz. Kolaysoft Teknoloji’nin büyüme hedefleri açısından 2024 önemli bir yıl oldu. Şirketimiz, artan taleplere ve genişleyen ekibimize yanıt verebilmek adına Ankara’da yeni bir ofis açtı. Bu adım, yalnızca fiziksel kapasitemizi artırmakla kalmadı, aynı zamanda iş ortaklarımız ve müşterilerimize daha hızlı ve etkin hizmet sunmamıza olanak sağladı.”
Koruma Şirketler Grubu Kocaeli Üniversitesi’nde laboratuvar kurdu
Türkiye ekonomisi ve sanayine kazandırdığı katma değeri, toplumsal fayda sağlamaya yönelik projeler ile pekiştiren Koruma Şirketler Grubu, eğitim ve sağlık alanındaki desteklerinde hız kesmiyor. Geçtiğimiz yıl sonunda 35 derslikli Şükrü Kemal Aracı İlkokulu’nun temelini atan Koruma Şirketler Grubu ve hayırsever Aracı Ailesi, son olarak Kocaeli Üniversitesi İzmit Meslek Yüksekokulu’na Çevre ve Kimya Teknolojileri Laboratuvarı kazandırdı. Aynı zamanda hastaların daha konforlu bir ortamda sağlık hizmeti almaları amacıyla Kocaeli Üniversitesi Hastanesi’nde 9 özel oda yaptırdı.
Ana faaliyet alanı olan kimyanın geleceğine de yatırım yapan Koruma Şirketler Grubu ve Aracı Ailesi, Kocaeli Üniversitesi İzmit Meslek Yüksekokulu Çevre Koruma Teknolojileri Bölümü’nde Çevre ve Kimya Teknolojileri Araştırma Laboratuvarı’nın kurulmasına destek verdi. Laboratuvarda kullanılacak en son teknolojiye sahip ekipmanlar ve malzemelerin yanı sıra tüm kurulum sürecini Koruma Şirketler Grubu üstlendi.
Çevre ve Kimya Teknolojileri Araştırma Laboratuvarı’nın açılışı; Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Elif Öğüt, Genel Sekreter Doç. Dr. Mustafa Eren, Aracı Ailesi’nden Vefa İbrahim Aracı, Zümran Aracı ve Ayşe Aracı’nın yanı sıra İzmit Meslek Yüksekokulu’nun akademik ve idari kadrosunun katıldığı törenle yapıldı.
Kocaeli Üniversitesi İzmit Meslek Yüksekokulu Çevre Koruma Teknolojileri Bölümü öğrencileri ve akademik kadrosunun hizmetine sunulan laboratuvar, özellikle su ve atık su konularında daha donanımlı araştırmalar yapma fırsatı sunarken katma değerli projeler ve araştırmaların geliştirilmesine olanak tanıyacak.
Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, açılışta yaptığı konuşmada Kocaeli Üniversitesi’ne yaptıkları katkılardan dolayı Aracı Ailesi’ne teşekkür etti. Cantürk, yapılan en büyük hayrın eğitim ve sağlık alanına yapılan hayırlar olduğunu belirterek, Kocaeli’nde Aracı Ailesi gibi hayırseverlerin artması gerektiğini vurguladı.
Koruma ve Aracı Ailesi’nden bir destek de Kocaeli Üniversitesi Hastanesi’ne…
Eğitimde olduğu gibi sağlıkta da verilen hizmetlerin kalitesini artırmaya yönelik projelerin yanında olan Koruma Şirketler Grubu ve Aracı Ailesi, Kocaeli Üniversitesi Hastanesi’nde 9 özel oda yaptırdı ve tüm donanımlarını üstlendi. Koruma Klor Alkali, GEBKİM Vakfı ve Aracı Ailesi üyelerinin adını taşıyan tek kişilik özel odalar, hastaların tedavilerinin rahat bir ortamda devam etmesini sağlayacak bütün detaylar düşünülerek tasarlandı. Kocaeli Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. M. Görkem Aksu, günün anlamı dolayısıyla düzenlenen yemekte Aracı Ailesi’ne teşekkür plaketi takdim etti.
Koruma Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Vefa İbrahim Aracı, eğitim ve sağlık alanındaki projelerin desteklenmesine özel önem verdiklerini belirterek, Kocaeli’nin gelişiminde çok önemli bir rol üstlenen Kocaeli Üniversitesi’ne desteklerinin sürdüğünü söyledi.
Ülke ekonomisine, ihracatına ve istihdamına büyük katkılar sunan Kocaeli’nin eğitim denilince de ilk akla gelen şehirlerden olması gerektiğini vurgulayan Vefa İbrahim Aracı, “Gelişmişlik ve kalkınmayı bir bütün olarak değerlendirmek gerekiyor. Kocaeli’nin bugün ulaştığı ekonomik büyüklük ve katma değer yaratma gücü şehrimiz adına gurur verici. Eğitim, sağlık, kültür ve sosyal yaşam gibi tüm alanlarda bu başarıyı sürdürmemiz gerekiyor. Kocaeli Üniversitesi; eğitim kalitesi, vizyonu ve elde ettiği başarılarla şehrimizin yüz akı ve önemli marka değerlerinden biri olmanın ötesinde Türkiye’nin dört bir yanında parmakla gösterilen bir eğitim kurumu. Üniversite-sanayi iş birliği konusunda da çok iyi bir noktada. Üniversitemizin gelişmesinin, ülkemizin de gelişimine katkı sağlayacağına gönülden inanıyor ve Koruma Şirketler Grubu olarak desteklerimizi sürdürüyoruz. İzmit Meslek Yüksekokulu’nda kurduğumuz laboratuvar, çevrenin korunmasına yönelik bilimsel araştırmalar yapma ve katma değerli projeler geliştirilmesine imkan verecek şekilde en son teknolojilerle donatıldı. Teorik bilgilerin pratiğe dökülmesi ve bilimsel araştırmaların teşvik edilmesi, nitelikli bir eğitimin ön koşullarından biri. Üniversitemiz, öğrencilerimiz ve akademisyenlerimiz için hayırlı olmasını diliyoruz” diye konuştu.
Katılım Emeklilik DigiZoo, Engelsiz Sanat Derneği ile anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı
Türkiye’nin ilk holografik hayvanat bahçesi ve dijital deneyim alanı Katılım Emeklilik DigiZoo, Engelsiz Sanat Derneği ile özel bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Engelli bireylerin hayatın her alanında var olabileceğini ve sanatın karşısında hiçbir engelin duramayacağını bir kez daha vurgulamak amacıyla düzenlenen etkinlikte 2-17 yaşları arasındaki 22 çocuk, Katılım Emeklilik DigiZoo’nun renkli ve eğlenceli dünyasında keyifli bir keşfe çıktı.
Katılım Emeklilik sponsorluğunda hayata geçirilen Türkiye’nin ilk holografik hayvanat bahçesi ve dijital deneyim alanı Katılım Emeklilik DigiZoo, Engelsiz Sanat Derneği ile anlamlı bir etkinliğe imza attı. “Sanata evet! Hayata evet!” sloganıyla düzenlenen özel etkinlikte çocuklar, DigiZoo Dijital Hayvanat Bahçesi’nin sunduğu eşsiz deneyimle buluşarak keyifli anlar yaşadı.
Minik dansçılar herkesi, engelleri sanatla aşmaya davet etti
Tekerlekli sandalye dans gösterisi ile herkesi dans etmeye davet eden minik dansçılar, enerjileri ve muhteşem sahne performanslarıyla izleyenlere hem eğlenceli hem de duygusal anlar yaşattı.
Ünlü sanatçıların da konuk olduğu etkinlikte, engelli bireylerin hayatın her alanında yer almasını, engellilerin toplumda daha görünür hale gelmesi ve eşit haklara sahip olması gerektiği vurgulandı.
Katılım esaslı BES ve sigortacılık şirketi Katılım Emeklilik ile dijital tasarım stüdyosu ve teknoloji şirketi Polyvision iş birliğinde hayata geçirilen Katılım Emeklilik DigiZoo, bugüne kadar STK’lar ile birlikte çok sayıda etkinlik gerçekleştirerek binlerce çocuğu misafir etti.
ARA TATİLDE YHT’LERE EK SEFER
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 18 Ocak-2 Şubat 2025 tarihlerini kapsayan ara tatilde ek YHT seferleri düzenleneceğini açıkladı. Bakan Uraloğlu, “Ankara-İstanbul YHT hattında 3 bin 288 kişilik, anahat ve bölgesel trenlerde ise 29 bin 130 kişilik ilave kapasite sağlayacağız.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 18 Ocak-2 Şubat 2025 tarihlerini kapsayan ara tatil döneminde ek Yüksek Hızlı Tren (YHT) seferleri düzenleyeceklerini duyurdu. Bakan Uraloğlu, yoğun yolcu talebinin yaşandığı Ankara-İstanbul YHT hattında her iki yönde toplam 8 ek sefer düzenleneceğini belirtti. Uraloğlu, “Bu ek seferlerle birlikte 4 gün boyunca toplamda 3 bin 288 kişilik ilave kapasite sağlayacağız.” ifadelerini kullandı.
Güvenli, Konforlu ve Hızlı Ulaşım Deneyimi
Bakan Uraloğlu, yazılı açıklamasında, ara tatil döneminde vatandaşların artan seyahat taleplerini karşılayarak güvenli, konforlu ve hızlı bir ulaşım deneyimi sunmayı hedeflediklerini kaydetti. Uraloğlu, “İlave seferlerimizle yolcularımıza daha fazla kapasite sağlıyor ve seyahatlerini kolaylaştırıyoruz. Halkımızın YHT hizmetlerimize gösterdiği yoğun ilgiden memnuniyet duyuyoruz.” dedi.
YHT’lerin saatleri hakkında da bilgi veren Bakan Uraloğlu, Ankara’dan hareket eden ilave trenlerin saat 09.40’ta yola çıkacağı ve saat 14.06’da İstanbul Söğütlüçeşme’ye ulaşacağını ifade etti. Uraloğlu ayrıca İstanbul Söğütlüçeşme’den Ankara’ya hareket edecek ilave trenlerin ise saat 18.00’de kalkarak ve saat 22.38’de Ankara’ya varacağını söyledi.
Anahat ve Bölgesel Trenlerde 29 Bin 130 Ek Kapasite
Bakan Uraloğlu, YHT’lerin yanı sıra Türkiye’nin dört bir yanında sefer yapan bölgesel ve anahat trenlerine de vagon ilaveleri yaparak ek kapasite sağlanacağını bildirdi. Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“YHT’lerin dışında anahat ve bölgesel trenler için de tedbir alıyoruz. Ara tatil süresince anahat ve bölgesel trenlerimize ilave edeceğimiz vagonlarla günlük bin 710 kişilik kapasite sağlayacağız. Böylelikle tatil süresince vatandaşlarımıza 29 bin 130 ek koltuk sunmuş olacağız.”
Uraloğlu, ara tatil süresince İzmir Mavi Treni, Doğu Ekspresi, Güney/Vangölü Ekspresi, Konya Mavi Treni, Ege Ekspresi, Erciyes Ekspresi, 6 Eylül Ekspresi, 17 Eylül Ekspresi, Pamukkale Ekspresi, Ankara Ekspresi ile Uzunköprü-Halkalı Bölgesel Treni, Edirne-Halkalı Bölgesel Treni’ne vagon ilave edileceği bilgisini de verdi.
İlave seferler ve vagonlara ait biletler ise TCDD Taşımacılık mobil uygulaması, internet sitesi, Çağrı Merkezi (444 82 33) ve gişelerden temin edilebiliyor.
Dış Ticaret Endeksleri, Kasım 2024 İhracat birim değer endeksi %1,3 arttı
İhracat birim değer endeksi Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %1,3 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde %12,3 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) %5,0 arttı, yakıtlarda %10,1 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %0,1 arttı.
İhracat miktar endeksi %4,1 azaldı
İhracat miktar endeksi Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %4,1 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde %12,0 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) %0,7 azaldı, yakıtlarda %16,3 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %1,4 arttı. İthalat birim değer endeksi %3,3 arttı
İthalat birim değer endeksi Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %3,3 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde %6,2 arttı, yakıtlarda %1,6 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) %4,6 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %0,9 arttı.
İthalat miktar endeksi %0,4 azaldı
İthalat miktar endeksi Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %0,4 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde %4,6 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) %9,1 arttı, yakıtlarda %10,6 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %0,7 azaldı.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat miktar endeksi %3,5 arttı
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat miktar endeksi; 2024 Ekim ayında 146,0 iken 2024 Kasım ayında %3,5 oranında artarak 151,2 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ihracat miktar endeksi; 2023 yılı Kasım ayında 156,9 iken 2024 yılı Kasım ayında %0,2 oranında azalarak 156,6 oldu.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ithalat miktar endeksi %0,9 arttı
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ithalat miktar endeksi; 2024 Ekim ayında 125,1 iken 2024 Kasım ayında %0,9 oranında artarak 126,2 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ithalat miktar endeksi; 2023 yılı Kasım ayında 122,1 iken 2024 yılı Kasım ayında %2,7 oranında artarak 125,5 oldu.
Dış ticaret haddi 2024 yılı Kasım ayında 84,9 olarak gerçekleşti
İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve 2023 yılı Kasım ayında 86,5 olarak elde edilmiş olan dış ticaret haddi, 1,6 puan azalarak, 2024 yılı Kasım ayında 84,9 oldu
Team Mostra “Teknoloji ve İnovasyon Gençlik Ödülü”nü aldı
Başarı hikayeleri ile kadın girişimcilere ilham veren Kadın Girişimcileri Destekleme Zirvesi, bu yıl 7.’ci kez düzenlendi. Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) tarafından 9 Ocak 2025’de “Güvenilirlik ve Kadın” temasıyla gerçekleşen zirvede, kadın girişimcilerin farklı alanlardaki katkıları ve liderlik hikayeleri ele alındı ve ödüller sahiplerini buldu. Zirvede, Team Mostra ekibinden Şevval Sıla Angın, Melek Mimar, Dila Şensoy, Zeynep Naç ve Sude Naz Cirit, “Teknoloji ve İnovasyon Gençlik Ödülü”nü aldılar.
Team Mostra, Milli Teknoloji Hamlesine katkıda bulunuyor
2020 yılından bu yana teknolojiyi yaygınlaştırma ve Milli Teknoloji Hamlesine katkıda bulunan Team Mostra, Elektrikli Araç Yarışması’nda Görsel Tasarım ve Yerlilik ödüllerinin ardından, FRC Başakşehir Off-Season Yarışması’nda Endüstriyel Tasarım Ödülünü kazandı. Bu ödüller, genç ekibin, yalnızca teknik başarılarını değil, aynı zamanda sürekli gelişim ve yenilikçilik vizyonunu yansıttı. Gençlerden oluşan Team Mostra, teknik becerileri ve yaratıcı çözümleri ekip ruhuyla birleştirerek, yalnızca yarışmalarda değil, topluma olan katkılarıyla da fark yaratmaya devam ediyor.
Zirvede 3 panel düzenlendi
Kadın Girişimcileri Destekleme Zirvesi Başkanı Senur Akın Biçer ve Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) Başkanı Celal Toprak’ın açılış konuşmaları ile başlayan zirvede 3 panel düzenlendi ve kadının ekonomideki yeri masaya yatırıldı. Zirvede, kadın hareketinin önderleri ve Uyumsoft’un aralarında bulunduğu destekçileri bir araya geldi.
Zeliha Murat Tarımer “Kadın İstihdamına Değer Katan Ödülü”nü aldı
Başarı hikayeleri ile kadın girişimcilere ilham veren Kadın Girişimcileri Destekleme Zirvesi, bu yıl 7.’ci kez düzenlendi. Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) tarafından 9 Ocak 2025’de “Güvenilirlik ve Kadın” temasıyla gerçekleşen zirvede, kadın girişimcilerin farklı alanlardaki katkıları ve liderlik hikayeleri ele alındı ve ödüller sahiplerini buldu. Zirvede, Uyumsoft İcra Kurulu Üyesi Zeliha Murat Tarımer, “Kadın İstihdamına Değer Katan Ödülü”nü aldı.
Zeliha Murat Tarımer, iş dünyasında birçok kadına örnek oldu
Uyumsoft’da 22 yılı aşkın süredir mali işler, satış sonrası destek operasyon hizmetleri, insan kaynakları alanlarında çalışmalar yapan Zeliha Murat Tarımer, iş dünyasında birçok kadına örnek olarak, kadın istihdamının güçlendirilmesine önemli katkılar sağladı. Uyumsoft genelinde kadın çalışan oranı %58 olurken, Tokat Operasyon Merkezi’nde kadın çalışan oranı %80’i buldu.
Ancak, son dönemlerde yayılan çeşitli duyurular ve bilgi kirliliği, yatırımcıların dikkatli olması gerektiğini ortaya koyuyor.
Letonya’da uzun yıllardır turizm ve yatırım alanlarında faaliyet gösteren ve Leton-Türk İş İnsanları Derneği’nin kurucusu olan Fuat Aydemir, Altın Vize programı hakkındaki bilgi kirliliğine dikkat çekti.
Aydemir, konuyla ilgili şu ifadeleri paylaştı:
“Letonya ve Türkiye arasındaki uzun yıllara dayanan iyi ilişkiler, yatırım fırsatlarını daha cazip hale getirmektedir. Ancak son dönemde yatırıma dayalı oturum hakkı ile ilgili yayılan bilgiler, çok sayıda kişinin yanlış yönlendirilmesine neden olabilmektedir.
Evet, Letonya’da yatırımla oturum izni almak mümkün, ancak bu sürecin belirli ve net kriterleri vardır. Bu konuda en doğru bilgileri sağlamak ve mağduriyetleri önlemek için Leton-Türk İş İnsanları Derneği olarak destek sunuyoruz”
Ticaret Satış Hacim Endeksi, Kasım 2024
Ticaret satış hacmi yıllık %8,7 arttı, perakende satış hacmi yıllık %16,4 arttı
Ticaret satış hacmi (2021=100) 2024 yılı Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %8,7 arttı. Aynı ayda motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin toptan ve perakende ticareti ile onarımı için satış hacmi %10,2 arttı, toptan ticaret satış hacmi %5,3 arttı, perakende ticaret satış hacmi ise %16,4 arttı.
Ticaret satış hacmi aylık %0,9 arttı, perakende satış hacmi aylık %1,9 arttı
Ticaret satış hacmi (2021=100) 2024 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre %0,9 arttı. Aynı ayda motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin toptan ve perakende ticareti ile onarımı için satış hacmi %0,2 arttı, toptan ticaret satış hacmi %0,6 arttı, perakende ticaret satış hacmi ise %1,9 arttı.
Ciro Endeksleri, Kasım 2024 Toplam ciro yıllık %42,4 arttı
Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi (2021=100), 2024 yılı Kasım ayında yıllık %42,4 arttı.
Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2024 yılı Kasım ayında yıllık sanayi sektörü ciro endeksi %30,1 arttı, inşaat ciro endeksi %55,9 arttı, ticaret ciro endeksi %44,6 arttı, hizmet ciro endeksi %53,3 arttı.
Toplam ciro aylık %2,6 arttı
Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi (2021=100), 2024 yılı Kasım ayında aylık %2,6 arttı.
Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2024 yılı Kasım ayında aylık sanayi sektörü ciro endeksi %2,3 arttı, inşaat ciro endeksi %0,9 arttı, ticaret ciro endeksi %3,1 arttı, hizmet ciro endeksi %2,1 arttı.
TÜRKİYE’NİN HAYVANSAL GIDA İHRACATI YÜZDE 10,8 ARTIŞLA 3,86 MİLYAR DOLAR
Türkiye’nin hayvansal gıda ihracatı 2024 yılında 3,86 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü, 2024 yılında bir önceki yıla kıyasla ihracat performansını yüzde 10,8 oranında artırma başarısı yakaladı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Sektörler Konseyi Üyesi ve Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği (ASHİB) Başkan Yardımcısı Ali Can Yamanyılmaz, geride kalan yılda ihracat pazarlarında en çok talep gören ürünlerin taze soğutulmuş balık, kanatlı eti ve balık filetoları olduğunu, en fazla ihracat yaptıkları ülkeler listesinde ilk üç sırada Irak, Rusya ve İtalya’nın yer aldığını açıkladı. Ali Can Yamanyılmaz, aynı dönemde ASHİB olarak yüzde 20 artışla 381,7 milyon dolar ihracata imza attıklarını bildirdi.
“Türkiye’nin toplam ihracatına 1,7 oranında destek verdik”
2024 yılındaki 262 milyar dolarlık ülke ihracatında su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörünün yüzde 1,7 paya sahip olduğunu kaydeden Ali Can Yamanyılmaz, “Küresel ticaret, jeopolitik riskler, enerji krizleri ve enflasyonist baskıların hâkim olduğu dönemde toparlanma eğilimi gösterirken Türkiye olarak hayvansal gıda ihracatında önemli başarılara imza attık. Elde ettiğimiz büyüme, küresel pazarlarda artan rekabete rağmen doğru stratejiler, yenilikçi ürün yaklaşımları ve hedef odaklı çalışmaların bir sonucu olarak gerçekleşti. Özellikle uzak pazarlara açılım, markalaşma yatırımları ve sürdürülebilir üretim anlayışı, bu etkileyici yükselişi mümkün kılan temel unsurlar arasında yer aldı. Sektörümüz, Türkiye’nin ihracat vizyonuna değer katan performansıyla uluslararası pazarlarda güçlü konumunu pekiştirdi.” dedi.
“Hem fırsatlar hem de zorluklarla dolu bir yıl oldu”
Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü için 2024’ün dünya genelinde hem fırsatlar hem de zorluklarla dolu bir yıl olduğuna vurgu yapan Yamanyılmaz, “Küresel talep, özellikle sağlıklı ve sürdürülebilir beslenmeye olan ilginin artmasıyla güçlü bir şekilde devam ederken ekonomik dalgalanmalar ve iklim değişikliğinin etkileri sektörde belirsizliklere yol açtı. Su ürünlerinde artan talep, deniz ürünleri yetiştiriciliğine yapılan yatırımları artırırken sürdürülebilir balıkçılık uygulamaları büyük önem kazandı. Hayvansal mamuller tarafında ise, üretimdeki yenilikçi teknolojiler ve ihracatta uzak pazarlara yönelim dikkat çekti. Ancak, lojistik maliyetlerindeki artış, ticaret bariyerleri, tarife dışı engeller ve karbon ayak iziyle ilgili sıkılaşan düzenlemeler, sektörümüzün karşılaştığı temel zorluklar arasında yer aldı. Genel olarak, sektörümüzde çevresel hassasiyet ve dijitalleşme eksenli dönüşüm rüzgarları 2024’e damgasını vurdu.” diye konuştu.
“En çok ihraç ettiğimiz taze soğutulmuş balıklarda yüzde 27,6 artış sağladık”
Türkiye’nin hayvansal gıda ihracatını ürün gruplarına göre değerlendiren Yamanyılmaz, şunları söyledi: “Sektörümüz 2024 yılında toplam 1 milyon 224 bin ton ürünü uluslararası piyasada değere dönüştürdü. En çok ihraç ettiğimiz ürünler, taze soğutulmuş balıklar, kümes hayvanları etleri ve sakatatları ile balık filetoları oldu. Taze soğutulmuş balıklarda yüzde 27,6 artışla 871,9 milyon dolar, kümes hayvanları etleri ve sakatatlarında yüzde 22,1 düşüşle 545,6 milyon dolar, balık filetolarında yüzde 14,5 artışla 469,1 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. En fazla talep gören 20 ürün arasında ihracat hacminde en anlamlı artışları süt tozu, peynir altı suyu, konserve ve dondurulmuş balıklarda sağladık.”
“Etkin olduğumuz 155 ülkenin 95’inde ihracat hacminde artış sağladık”
Hayvansal gıda sektörünün geleneksel pazarlarda elde ettiği kazanımları artırırken uzak pazarlarda da yeni başarı hikayeleri yazdığını vurgulayan Yamanyılmaz, şöyle devam etti: “2024 yılında 155 ülke ve bölgeye ihracat gerçekleştiren sektörümüz 95 pazarda artış sağladı. En fazla ihracat yaptığımız ülkeler listesinde ilk üç sırada Irak, Rusya ve İtalya yer aldı. Irak’a yüzde 2 düşüşle 590,2 milyon dolar, Rusya’ya yüzde 35,6 artışla 480,8 milyon dolar ve İtalya’ya yüzde 25,8 artışla 251 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. 1 milyon dolar ihracat yaptığımız ve 5 haneli rekor artış sağladığımız ülke Moğolistan olurken Filistin, Norveç, Cezayir, İrlanda, Kırgızistan, Singapur, Bangladeş, Nijerya, Kazakistan, Mısır, Slovenya, Afganistan, Güney Kore ve Filipinler’de ciddi artışlara imza attık.”
Aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde %6,68, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise %6,02 oranlarıyla BIST 100 endeksinde gerçekleşti.
Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) %3,08, Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) %2,61 ve Amerikan Doları %1,21 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Euro %0,29 ve külçe altın %1,46 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde; mevduat faizi (brüt) %2,43, DİBS %1,97 ve Amerikan Doları %0,57 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Euro %0,91 ve külçe altın %2,08 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.
Mevduat faizi (brüt), üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %8,97, TÜFE ile indirgendiğinde ise %4,97 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde Euro, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %5,30, TÜFE ile indirgendiğinde ise %8,78 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.
Altı aylık değerlendirmeye göre mevduat faizi (brüt); Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %14,72, TÜFE ile indirgendiğinde ise %6,60 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; aynı dönemde BIST 100 endeksi, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %11,65, TÜFE ile indirgendiğinde ise %17,90 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.
Yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri külçe altında gerçekleşti
Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %20,35, TÜFE ile indirgendiğinde ise %7,13 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.
Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) %6,12 ve BIST 100 endeksi %0,15 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Amerikan Doları %6,43, DİBS %7,52 ve Euro %10,22 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde mevduat faizi (brüt) %5,53, BIST 100 endeksi %10,85, Amerikan Doları %16,71, DİBS %17,68 ve Euro %20,09 ve oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.
AEDAŞ’ın verilerine göre 2024 yılının son günü 31 Aralık’ta Antalya, Burdur ve Isparta’da elektrik tüketimi son 5 yılın en yüksek seviyesine gördü. Üç kentteki elektrik tüketimi 31 Aralık Salı günü 33,3 milyon kWh’nin üzerine çıkarken bu artışta son 5 yılda bölgeye olan göçlerle birlikte nüfus artışı ve hava sıcaklıkları da etkili oldu. Yılbaşı öncesi kesintisiz, güvenli ve kaliteli elektrik dağıtım hizmeti için gerekli önlemleri alan ve o gece çalışan personel sayısını yüzde 25 artıran AEDAŞ, olası arızalara karşı mobil jeneratörlerini hazır bulundurdu.
Türkiye’nin turizm başkenti Antalya bu yıl da yılbaşı kutlamalarında öne çıkarken yılın son günü elektrik tüketiminde bölgede ciddi bir artış yaşandı. Antalya, Burdur ve Isparta’da elektrik dağıtım hizmeti veren Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin (AEDAŞ) verilerine göre 31 Aralık Salı günü, üç ildeki toplam elektrik tüketimi son 5 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
31 Aralık 2023 tarihinde üç kentte 24,9 milyon kWh olan elektrik tüketimi 2024’ün son gününde yüzde 33’lük artışla 33,3 milyon kWh’yi aştı. Antalya, Burdur ve Isparta’da 31 Aralık gün içerisinde en yüksek tüketim yılbaşı hazırlıklarının da etkisi ile 1 milyon 730 kWh ile 18:00-19:00 saatleri arasında gerçekleşti. Bunun yanında 1 Ocak Çarşamba günü de elektrik tüketimi son 5 yılın en yüksek seviyesi olan 30,9 milyon kWh seviyesinde gerçekleşti.
DİJİTALLEŞME 2025’TE İŞLETMELERE 20 MİLYAR DOLAR YATIRIM FIRSATI YARATACAK
2025 yılına adım atarken, işletmelerin ticaret süreçlerinde dijitalleşme hızla ivme kazanıyor. Dijital pazarlama ve sipariş platformları, işletmelere operasyonel verimlilik sağlayarak rekabet avantajı sunuyor. Bu dijital dönüşüm, firmaların hızla büyümelerine, daha verimli çalışmalarına ve müşteri ilişkilerini güçlendirmelerine olanak tanıyor. Hem iç süreçlerdeki etkinlik artışı hem de müşteri odaklı stratejilerin güçlenmesi, işletmelerin sektördeki pozisyonlarını sağlamlaştırıyor.
“Dijitalleşme, İşletmelerin Verimliliğini Artırıyor”
Interlink Genel Müdürü Can Taşçıoğlu, dijitalleşmenin işletmeler için kritik bir öneme sahip olduğunu belirtti. Taşçıoğlu, “Dijitalleşme, işletmelerin operasyonel verimliliklerini artırırken sektördeki rekabetçi konumlarını güçlendiriyor. Bu dönüşüm, firmaların verimlilik ve hız kazanmalarına yardımcı oluyor,” dedi.
Dijital Pazarlama Yatırımında Büyük Artış: 2025’te Yüzde 70’e Ulaşacak
Yapılan araştırmalara göre, 2025 yılı itibarıyla işletmelerin yüzde 70’i dijital pazarlama stratejilerine yatırım yapmayı planlıyor. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ’ler) dijitalleşme sürecinde büyük bir hızla ilerlediği, bu yatırımların toplamda 20 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor.
Başoğlu Kablo, Savunma Sanayisinde Yeni Ufuklar Açıyor!
Başoğlu Kablo ve Profil Sanayi A.Ş., İstanbul’da gerçekleştirilen 6. Savunma Sanayi Buluşmaları etkinliğine katılarak, sektördeki yeni gelişmeleri takip etme ve ürünlerini tanıtma fırsatı buldu. Etkinlik, SAHA İstanbul ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) iş birliği ile düzenlendi ve savunma sanayinin önde gelen temsilcilerinin katılımıyla büyük bir ilgi gördü.
Savunma sanayisinin kritik öneme sahip toplantılarından biri olan etkinlikte Başoğlu Kablo A.Ş., sektöre yönelik çözüm odaklı yaklaşımını bir kez daha gözler önüne serdi. Savunma sanayi endüstrisinin farklı alanlarındaki yenilikçi çözümleri ve yüksek kaliteli ürünleri ile sektördeki etkinliğini pekiştiren Başoğlu Kablo A.Ş., etkinlikte katılımcılara çeşitli ürünlerini tanıttı.
Ayrıca, ürünlerinin performansını ve güvenilirliğini anlatmak için yapılan sunumlar büyük ilgi gördü. Başoğlu Kablo A.Ş.’nin, savunma sanayisine özel olarak tasarlanmış ürünlerinin güvenilirliği ve dayanıklılığı, etkinlikteki katılımcılardan tam not aldı. Firmanın yüksek kaliteli malzeme kullanımı, ileri teknoloji ile üretim süreçleri ve sürekli inovasyon anlayışı, katılımcılarla yapılan yüzyüze görüşmelerde ön plana çıktı.
Opaş Elektrik 2025’te Global Pazarlara Yoğunlaşacak
Paket şalter üretiminde Türkiye’nin lider şirketlerinden biri olan Opaş Elektrik, 2024 yılını küresel ekonomik zorluklara rağmen başarıyla geride bıraktı. Firma, bu dönemde cirosunu korumakla kalmayıp yurt dışından gelen taleplerini de artırdı.
Opaş Elektrik, 2025 yılına yönelik yenilikçi hedefleriyle sektördeki lider konumunu daha da güçlendirmeyi hedefliyor. Opaş Elektrik Yönetim Kurulu Üyesi Atakan Obuz konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi;
“2024 küresel anlamda zorlu bir yıl olmasına rağmen Opaş Elektrik olarak ürün kalitemiz ve güvenilir hizmet anlayışımız sayesinde ciromuzu korumayı başardık. Ürünlerimizin dünya çapında kalite standartlarına sahip olması, yurt dışı müşterilerimizin güvenini kazanmamızı sağladı.
Bu başarı, Opaş’ın hem teknik bilgi birikimini hem de yenilikçi üretim anlayışını yansıtmaktadır. Yeni yılda Avrupa’daki faaliyetlerimizi genişletmek ve daha güçlü bir pazar payı elde etmek için yatırımlarımıza hız kazandıracağız.
Opaş Elektrik olarak her zaman müşterilerimize en iyi ürünleri sunmayı ve Türk mühendisliğinin global standartlarda üretim başarısını dünyaya tanıtmayı amaçlıyoruz. 2025’in, hem şirketimiz hem de Türk sanayisi için yeni fırsatlarla dolu bir yıl olacağına inanıyoruz.”
AstraZeneca Türkiye’den bir ilk
Ürün lansman sürecinde karbon ayak izini azaltan uygulamalarını rapor haline getirdi
AstraZeneca Türkiye, yeni ürününü sağlık çalışanlarına tanıttığı 100 günlük lansman sürecinde, geleneksel ürün tanıtım ve eğitim faaliyetlerini sürdürülebilirlik yaklaşımı ile tasarladı. Şirket, alınan önlemler sonucu geleneksel lansman faaliyetlerine kıyasla sera gazı emisyonlarını yüzde 40, kişi başına karbon ayak izini ise yüzde 42 oranında azaltmayı başardı. Alınan önlemlerin sonuçları ve etkileri “Sıfır Karbon, Maksimum Etki: Sürdürülebilir Lansman Etkinliklerinde Bir İlk” raporunda yayımlandı. Şirket ayrıca, kaçınılamayan karbon emisyonlarına denk olacak şekilde Birleşmiş Milletler projelerinden karbon kredisi satın alarak çevresel etkileri azaltan projelere katkıda bulundu.
TCL, NXTPAPER 11 Plus tabletini kullanıcıların beğenisine sundu
Zengin özelliklere sahip akıllı telefonlar, tabletler ve bağlantılı cihazlarda ekran konusunda öncü olan TCL, bugün CES 2025’te NXTPAPER 4.0 teknolojisini ve çığır açan bu ekran teknolojisi ile donatılmış TCL NXTPAPER 11 Plus tabletini tanıttı. İnsan gözü için daha fazla optimize edilen bu yeni yükseltme, sağlıklı alışkanlıklara öncelik verirken ve uzun vadeli görme sağlığı üzerindeki etkileri azaltırken netlik, kişiselleştirme ve çok yönlülük standartlarını yeniden tanımlayarak görüntüleme deneyimini yeni zirvelere taşıyor.
Teknoline İnterkom SIP Sistemleriyle, Tüm Bileşenlerde Kusursuz Entegrasyon
Teknoline’ın İnterkom SIP sistemleri, IP protokolü üzerinden sesli ve görüntülü iletişimi mümkün kılan ileri teknolojisiyle, bina içi iletişimden mobil cihazlara kadar uzanan kapsamda kullanıcıların güvenlik ve kontrol ihtiyaçlarına cevap veriyor.
Yüksek çözünürlükte kamera sistemleri, kullanıcılara net ve detaylı bir görüş alanı sağlarken, yüz tanıma teknolojisi ile hızlı ve doğru kimlik doğrulama imkânı sunuyor. Teknoline’ın geliştirdiği sistemler ayrıca, çoklu alarm ve acil durum bildirim sistemleriyle güvenliği en üst seviyeye taşıyor.
Akıllı Ev ve Otomasyon Sistemlerine Kusursuz Uyum
SIP interkom sistemleri, akıllı ev çözümleri ve mevcut otomasyon sistemlerinizle uyumlu çalışabiliyor. Geliştirilen yazılım sayesinde marka fark etmeksizin sistem bileşenlerine entegre olabilen Teknoline’ın SIP sistem ürünleri; işlevselliğinin yanı sıra estetik özellikleriyle de öne çıkıyor.
Yüksek çözünürlükte kamera sistemleri, kullanıcılara net ve detaylı bir görüş alanı sağlarken, yüz tanıma teknolojisi ile hızlı ve doğru kimlik doğrulama imkânı sunuyor. Teknoline’ın geliştirdiği sistemler ayrıca, çoklu alarm ve acil durum bildirim sistemleriyle güvenliği en üst seviyeye taşıyor.
2025’TE TÜRKİYE’DE SÜRDÜRÜLEBİLİR MARKALAMAYA YÖNELİK YATIRIMLAR YÜZDE 30 ARTACAK
Türkiye’de markaların sürdürülebilirlik stratejilerine yaptığı yatırımlar hızla artıyor. 2025 yılı itibarıyla, markaların sürdürülebilirlik odaklı projelere ayırdığı bütçelerin yüzde 30 oranında bir artış göstermesi bekleniyor. Bu dönüşüm, çevresel ve sosyal sorumlulukların markalar için yalnızca bir tercih değil, aynı zamanda bir zorunluluk haline gelmesinden kaynaklanıyor. Nobilitate PR Ajansı Başkanı Yağız Ercivan, bu değişimi şu sözlerle değerlendiriyor:
“Sürdürülebilirlik, artık sadece büyük markaların değil, tüm sektörlerin ve küçük işletmelerin de odak noktası haline gelmiş durumda. Markaların çevreye duyarlı, toplumsal sorumluluk bilinci yüksek projelere yatırım yapması, sadece marka imajını güçlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda tüketici sadakatini de artırıyor.”
Yeni Nesil Tüketicilerin Sürdürülebilirlik Beklentileri Artıyor
Günümüz tüketicisi, çevre dostu ürünler ve sürdürülebilir üretim süreçlerine her geçen gün daha fazla ilgi gösteriyor. Özellikle Z Kuşağı, markaların çevresel ve sosyal sorumluluk projelerini aktif olarak desteklemesini bekliyor. Bunun bir sonucu olarak, markalar sadece ürünlerini değil, aynı zamanda üretim süreçlerini de sürdürülebilirlik ilkelerine göre şekillendiriyor. Yağız Ercivan, tüketicilerin bu yeni beklentilerini şöyle yorumluyor:
“Yeni nesil tüketiciler, markaların sadece ürün değil, onların sosyal ve çevresel etkilerini de değerlendirdiği bir dünyada büyüyor. Tüketiciler, artık aldıkları ürünlerin yanı sıra o ürünün arkasındaki üretim sürecine, kullanılan malzemelere ve çevresel etkilerine daha fazla dikkat ediyor. Bu, markaların sürdürülebilirliğe olan yatırımını daha da kritik hale getiriyor.”
Lojipay 3 Milyon Dolar Değerleme İle Yatırım Aldı
Lojistik dikeyinde yeni nesil fintek şirketi Lojipay, dijital nakliye platformu Diginak.com’dan yatırım aldı. Lojipay’in bu yatırım ile şirket değerlemesi ise 3 milyon dolara ulaştı.
Lojistik sektörünün ve KOBİ’lerin finansal ihtiyaçlarına özel olarak tasarlanan ürün ve çözümleri ile öne çıkan Lojipay, şirketlerin ödeme ve tahsilât işlemlerini; hızlandırmak aynı zamanda güvenli ve şeffaf hale getirmek amacıyla geçtiğimiz yıl faaliyete başlamıştı.
Küçük ve orta ölçekli işletmeler, lojistik firmaları veya yük sahipleri ile nakliyeciler arasında dijital güvence oluşturma ilkesi ile çalışan Lojipay, organik büyümeye ve hizmet ağını daha da genişletmeye odaklanacak.
Türkiye’nin en etkin ve yaygın dijital taşımacılık ekosistemi olan Diginak.com’dan aldığı yatırım ile Lojipay global ölçekte de faaliyet göstermeyi ve yapay zeka teknolojilerine yatırım yapmayı da hedefliyor.
Yeni nesil bir fintek şirketi Lojipay, 2025 yılında 1000 adet şirket ile çalışmayı ve dijital ağına20 bin nakliyeciyi dahil etmeyi planlıyor.
“Günümüzde lojistik şirketlerinin karşılaştığı en büyük zorluklardan birinin, karmaşık ve zaman alıcı finansal süreçler olduğunu belirten Lojipay CEO’su Ayhan Akkoç, operasyonel hareketliliğin yoğun olduğu sektörde, nakit akışı yönetimi, geciken ödemeler ve maliyet kontrolünün firmalar için kritik öneme sahip olduğuna dikkat çekti.
Anadolu Isuzu’dan Birleşik Arap Emirlikleri’ne Büyük Teslimat Anlaşması
Anadolu Isuzu, Roads & Transport Authority (RTA) ile, Dubai toplu taşıma sisteminde kullanılmak üzere 70 adet Citiport 18 Class 2 otobüs için, yüksek bedelli bir ihracat anlaşması imzaladı.
Anadolu Isuzu, uluslararası pazardaki başarısını bir kez daha kanıtlayarak Birleşik Arap Emirlikleri’nin önemli ulaşım otoritesi Roads & Transport Authority (RTA) ile 70 adet toplu taşıma otobüsü için 37,8 milyon dolarlık bir anlaşma imzaladı. Anadolu Isuzu’nun tek seferde kazandığı en yüksek bedelli ihracat ihalesi ve en yüksek adetli 18 metre Citiport satışı olma özelliği taşıyan anlaşma kapsamında, araçların 2026 yılında teslim edilmesi hedefleniyor.
Yüce Auto-Škoda’dan Tarihi Rekor
Škoda, 2024 yılını 43.972 adetlik satış ile tamamlayarak Türkiye pazarındaki rekorunu kırdı. Yıl boyunca elde ettiği bu sonuçlarla Yüce Auto-Škoda, markanın küresel satış gelişiminde, hacimsel büyüme anlamında Almanya ve İngiltere’nin aralarında bulunduğu en başarılı üç pazardan biri oldu.
Yüce Auto-Škoda Genel Müdürü Zafer Başar, “Belirsizliklerle başladığımız 2024 yılını hedeflerimizin ötesinde satış adetleriyle tamamladık. Tamamıyla yenilenen ve her kesme hitap eden ürün gamımızın yarattığı yukarı yönlü ivmeyle yıl boyunca toplamda 43 bin 972 adet otomobilimizi Škoda tutkunlarıyla buluşturduk. Birbiriyle uyum ve yüksek motivasyonla çalışan ekibimiz sayesinde bu başarıya ulaştığımızı belirtmek isterim” dedi.
Škoda’nın tamamen elektrikli modellerinden Elroq ve makyajlı Enyaq’ın yeni yılın ilk yarısında satışa sunulacağını belirten Başar, “Satış adetlerimizi ve buna paralel olarak pazar payımızı 2025’te de artırmayı hedefliyoruz. Makyajlı Enyaq ve Elroq modellerimiz şüphesiz ki bu amacımızın arkasındaki en büyük itici gücümüz olacaklar” diye ekledi.
vivo X200 Pro, Türkiye’de ilk kez 200MP ZEISS APO telefoto kamera ile geliyor
vivo ve ZEISS iş birliği ile geliştirilen ve vivo’nun Türkiye’de ilk defa kullanılan ZEISS 200MP APO telefoto kamerasına sahip yeni amiral gemisi akıllı telefonu X200 Pro ülkemizde de satışa sunulacak.
vivo, kullanıcıların mobil deneyimlerde standartları yeniden belirleyen amiral gemisi akıllı telefonu X200 Pro’nun Titanyum Grisi 16+512GB modelini 10 Ocak’ta myvivoshop.com üzerinden satışa sunacağını açıkladı. İki hafta boyuna yalnızca bu sayfada satışta olacak vivo X200 Pro, 24 Ocak itibarıyla da tüm satış kanallarında tüketiciler tarafından satın alınabilecek.
Yeni vivo X200 Pro, çok yönlü fotoğrafçılık yetenekleri sunmak için donanım ve yazılım gelişmelerini entegre eden vivo, ZEISS ile ortak geliştirilen Görüntüleme Sistemi’nde yapılan güçlü yükseltmelerle akıllı telefon fotoğrafçılığının sınırlarını yeniden tanımlıyor. vivo X200 Pro, 50 MP ZEISS Gerçek Renkli Ana Kamera, 200 MP ZEISS APO Telefoto Kamera ve 50 MP Ultra Geniş Açılı Kameraya sahip. vivo X200 Pro’nun Türkiye’de ilk defa kullanılan ZEISS 200MP APO Telefoto Kamerası, yüksek çözünürlüğü zooming yeteneklerine ek olarak kullanabilen bir akıllı telefon kamerası olması ile dikkat çekiyor. Bu sayede uzaktaki objeler aşırı yakınlaştırdığında dahi görüntü kalitesi bozulmuyor. X200 Pro ayrıca sektör lideri altı telefoto özelliğine de sahip: Telefoto HyperZoom, Telefoto Makro, Telefoto Portre, Telefoto Gece Manzaraları ve Telefoto Gün Batımı. Bu özellikler sayesinde, kullanıcıların uzaktaki nesneleri her senaryoda inanılmaz ayrıntı ve netlikle yakalaması sağlanıyor.
AKİB, 2024 YILINDA YÜZDE 7 ARTIŞLA 17,2 MİLYAR DOLAR İHRACAT GERÇEKLEŞTİRDİ
Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) Koordinatör Başkanı Fatih Doğan, 2024 yılında 17,2 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiklerini açıkladı. Başkan Fatih Doğan, “Bir önceki yıla göre ihracatını yüzde 7 oranında artırma başarısı gösteren Birliğimiz, en yüksek ihracat değerlerine Irak, Hollanda ve İtalya pazarlarında ulaştı. Mısır, Yunanistan ve ABD, ihracat hacminde dikkat çeken artışlar yakaladığımız ülkeler oldu.” dedi.
Aralık ayında 1,5 milyar dolar ihracata imza atan AKİB’in yıllık performansının 17,2 milyar dolara ulaşmasıyla Türkiye’nin 262 milyar dolarlık ihracatına yüzde 7,6 oranında destek verdiğini belirten Başkan Fatih Doğan, “Bu başarı sadece rakamlardan ibaret değil; her biri alın teri, azim ve ortak vizyonla şekillenmiş bir hikâyeyi temsil ediyor. Küresel ticaretin dalgalı seyrettiği, ekonomik zorlukların tüm dünyada hissedildiği bir dönemde elde ettiğimiz bu artışlar, sektörlerimizin dinamizminin ve adaptasyon yeteneğinin en somut göstergesidir. Özellikle teknolojik dönüşüme ayak uydurarak katma değeri yüksek ürünler ihraç etmemiz ve yeni pazarlar keşfetmedeki cesaretimiz, bu büyümenin temel taşlarını oluşturdu.” diye konuştu.
Başkan Doğan, üye sayısı 28 bini aşan AKİB ihracat ailesinin her ferdini çok zor geçen bir dönemde elde edilen bu başarıdan dolayı tebrik ederken, etkili faaliyetleriyle ve hayata geçirdikleri projelerle Akdenizli ihracatçıların uluslararası arenada yeni pazarlara açılmasını sağlayan AKİB çatısı altında 8 sektörü temsil eden ihracatçı birliklerinin yönetim kurullarına d a teşekkür etti.
“Suriye’nin yeniden inşası için ihtiyaç duyulan desteği vermeye hazırız”
13 yıllık savaşın ardından yeni bir döneme giren Suriye’nin yeniden inşası için AKİB üyesi ihracatçıların ihtiyaç duyulan desteği vermeye hazır olduğunu belirten Başkan Fatih Doğan, komşu ülkelere yönelik ihracatın daha da çeşitlendirilerek artması için gece gündüz demeden çalışmaya devam edeceklerinin altını çizdi. Başkan Fatih Doğan, Uzak Ülkeler Stratejisi çerçevesindeki ülkeler ile İslam İş Birliği Teşkilatı üyeleri ile İhracatı Geliştirme Stratejisi kapsamında incelenen İslam İş birliği Teşkilatı üyesi ülkeler dikkate alınarak belirlenen 55 hedef ülkede AKİB üyelerinin etkinliğinin artması için çok yönlü hamlelerle ilerlemenin gayretini göstereceklerini ifade etti.
“En çok ihracat yaptığımız sektörler kimya, demir-çelik, hububat ve bakliyat”
AKİB’in 2024 yılı ihracatını bağlı Birliklere göre değerlendiren Başkan Fatih Doğan, en yüksek değerlere kimya, demir-çelik, hububat, bakliyat ve yağlı tohumlarda elde ettiklerini, ihracat hacminde en güçlü artışları bir önceki yıla göre yüzde 29 artışla demir-çelik, yüzde 20 artışla hayvansal gıda ve yüzde 10 artışla hazır giyim sektörlerinde yakaladıklarını kaydetti. Başkan Fatih Doğan, şunları söyledi: “2024 yılında en fazla ihracatı 5,43 milyar dolar değer ile Akdeniz Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliğimiz gerçekleştirdi. Akdeniz Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliğimiz, 4,25 milyar dolar değer ikinci, Akdeniz Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliğimiz 2,05 milyar dolar değer ile üçüncü sırada yer aldı. Söz konusu dönemde Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliğimiz 1,78 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Akdeniz Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliğimiz 1,17 milyar dolar, Akdeniz Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliğimiz 1,11 milyar dolar, Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliğimiz 383,6 milyon dolar, Akdeniz Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliğimiz ise 374,7 milyon dolar ihracata imza attılar.”
“2024 yılında ihracat hacminde en güçlü artışı Mısır pazarında yakaladık”
İhracat ana pazarları Avrupa Birliği, Orta Doğu ve Afrika bölgesi olan AKİB’in 2024 yılı ihracat performansını ülkelere göre değerlendiren Başkan Fatih Doğan, şöyle konuştu: “AKİB olarak 2024 yılında en fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz ülkeler Irak, Hollanda ve İtalya oldu. Irak’a yüzde 12 artışla 1,46 milyar dolar, Hollanda’ya yüzde 9 düşüşle 1,08 milyar dolar, İtalya’ya 37 artışla 987 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. İhracat hacminde en güçlü artışları yakaladığımız ülkelerin başında yüzde 108 artış ve 894,2 milyon dolar değer ile Mısır ilk sırada yer aldı. Bu ülkeyi yüzde 49 artış ve 288,1 milyon dolar değer ile Yunanistan, yüzde 46 artış ve 858,6 milyon dolar değer ile ABD takip etti. Söz konusu dönemde ihracat hacminde anlamlı artışlar sağladığımız diğer ülkeler İtalya, Belçika, Ukrayna, Libya ve Birleşik Krallık oldu.”
Otomotiv, 37 milyar dolar ihracatla 2024 yılında da lider sektör
OİB verilerine göre Türkiye ihracatının lideri otomotiv endüstrisinin 2024 yılı ihracatı bir önceki seneye göre yüzde 6 artışla 37 milyar dolar oldu. Türkiye ihracatında ilk sıradaki yerini koruyan sektör, böylece 2022 yılı dışında 2006 yılından bu yana aralıksız ihracat liderliğini sürdürmeyi başardı. Otomotiv, aralıkta da yüzde 10 artışla 3,5 milyar dolar ihracat yaparak bugüne kadar aylık bazdaki en yüksek ikinci ihracat rakamına ulaştı.
OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik: “Küresel ekonomi açısından oldukça zorlu geçen ve global pazarda talep daralması ile karşı karşıya kaldığımız bir yılı geride bıraktık. Buna rağmen otomotiv sektörü olarak geçen yıl tüm aylarda ve nihayetinde yılın tamamında liderliğimizi korumayı başardık.
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre, Türkiye ihracatının lider sektörü olan otomotiv endüstrisinin 2024 yılı ihracatı bir önceki seneye göre yüzde 6,3 oranında artarak 37 milyar 212 milyon dolar oldu. Geçen yıl da Türkiye ihracatında ilk sıradaki yerini koruyan otomotiv sektörü, böylece 2022 yılı dışında 2006 yılından bu yana aralıksız ihracat liderliğini sürdürmeyi başardı.
Otomotiv endüstrisinin Aralık 2024 dönemi ihracatı da bir önceki senenin aynı dönemine kıyasla yüzde 10 artışla 3 milyar 487 milyon dolar olurken, bugüne kadar aylık bazdaki en yüksek ikinci ihracat rakamına da ulaşılmış oldu. Geçen yılın son ayında da ülke ihracatında ilk sıradaki yerini koruyan otomotivin aldığı pay da yüzde 17,3 olarak gerçekleşti.
OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik “Geçen yıl küresel ekonomi açısından zorlu geçen ve global pazarda talep daralması ile karşı karşıya kaldığımız bir yılı geride bıraktık. Buna rağmen otomotiv sektörü olarak geçen yıl tüm aylarda ve nihayetinde yılın tamamında liderliğimizi korumayı başardık. Geçen yılın son ayında da Binek otomobiller ve Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlarda yüzde 19’ar ihracat artışları kaydettik” dedi.
Tedarik endüstrisi ihracatı 2024 yılında yüzde 5 arttı
Sektörde yüzde 40’lık pay ile en büyük ürün grubu olan Tedarik endüstrisi ihracatı 2024 yılı tamamında bir önceki seneye kıyasla yüzde 5 artışla 14 milyar 879 milyon dolar oldu.
Tedarik endüstrisi, aralık ayında ise yüzde 2 artışla 1 milyar 133 milyon dolar ihracat yaptı. Geçen ay Tedarik Endüstrisinde en fazla ihracat yapılan ülke Almanya olurken, bu ülkeye yönelik ihracat yüzde 1 azaldı. Önemli pazarlardan Fransa’ya 8, Romanya’ya yüzde 26, ABD’ye yüzde 37, Fas’a yüzde 29 ihracat artışı, Birleşik Krallık’a yüzde 10, İtalya’ya yüzde 14, Rusya’ya yüzde 52 ihracat düşüşü oldu.
Binek Otomobiller ürün grubu aralık ayında yüzde 19 artışla 1 milyar 307 milyon dolar ihracat yaptı ve otomotiv ihracatında en büyük ürün grubunu oluşturdu. Geçen ay Binek otomobillerde önemli pazarlardan Fransa’ya yüzde 25, İtalya’ya yüzde 26, Almanya’ya yüzde 27, Slovenya’ya yüzde 412, Belçika’ya yüzde 232 ihracat artışı yaşandı.
Aralık ayında Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlar ihracatı yüzde 19 artışla 601 milyon dolar olurken, bu ürün grubunda Birleşik Krallık’a yüzde 9, İtalya’ya yüzde 12 oranında ihracat düşüşü, Almanya’ya yüzde 280, Fransa’ya yüzde 81, İspanya’ya yüzde 50 ihracat artışı yaşandı.
Otobüs-Minibüs-Midibüs ihracatı da aralık ayında yüzde 11 düşüşle 257 milyon dolar olurken, bu ürün grubunun Fransa’ya yüzde 87, ABD’ye yüzde 328 ihracat artışı, Almanya’ya yüzde 48, İtalya’ya yüzde 31 ve İspanya’ya yüzde 54 ihracat düşüşü oldu. Geçen ay Çekiciler ihracatı da yüzde 28 azalışla 101 milyon dolar oldu.
Almanya geçen yılın en büyük pazarı oldu
Geçen yıl otomotivin en büyük pazarı olan Almanya’ya 4 milyar 856 milyon dolar ihracat yapıldı.
Geçen yıl ikinci büyük pazar olan Birleşik Krallık’a yüzde 25, İtalya’ya yüzde 9,5, Slovenya’ya yüzde 33, ABD’ye yüzde 19, Romanya’ya yüzde 33,5 ihracat artışı, Rusya’ya yüzde 16, İsveç’e de yüzde 21 ihracat düşüşü yaşandı.
Aralık ayında ise Fransa, bir önceki senenin aynı dönemine göre yüzde 26 artış ve 513 milyon dolar ihracatla en büyük pazar oldu. Yılı lider tamamlayan Almanya’ya ise aralık ayında yüzde 14 artışla 432 milyon dolar ihracat yapıldı. İtalya’ya ihracat da yüzde 2 artışla 338 milyon dolar olurken, Slovenya’ya yüzde 106, Belçika’ya yüzde 31, ABD’ye yüzde 54, Romanya’ya yüzde 20, Fas’a yüzde 34 ihracat artışı, Rusya’ya yüzde 54, Portekiz’e yüzde 21 ihracat düşüşü yaşandı.
AB Ülkelerine 2024 yılı ihracatı 25,3 milyar dolar
Sektörde yüzde 68,2’lik pay ile en büyük ülke grubu olan Avrupa Birliği Ülkelerine de 2024 yılında 25,3 milyar dolar ihracat yapıldı. Geçen yıl Diğer Avrupa Ülkelerine yüzde 25, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesine yüzde 17, Okyanusya Ülkelerine yüzde 55 ihracat artışı yaşanırken Orta Doğu ülkelerine yapılan ihracat yüzde 19, Bağımsız Devletler Topluluğuna da yüzde 11 azaldı.
Aralık 2024 döneminde ise otomotiv ihracatından yüzde 71,8 pay alan AB Ülkelerine yüzde 18 artışla 2 milyar 469 milyon dolar ihracat yapıldı. Geçen ay Diğer Avrupa Ülkeleri yüzde 11,8 pay ile ülke grupları arasında ikinci sırada yer alırken, ihracat artışı yüzde 3 oldu. Aralıkta Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesine yüzde 23 ihracat artışı, Bağımsız Devletler Topluluğuna ise yüzde 25, Afrika Ülkelerine yüzde 30 ve Orta Doğu Ülkelerine yüzde 47 ihracat düşüşü yaşandı.
Günümüzün mobil pazarlamacıları, ölçümleme ve attribution mekaniklerinde derin bir değişim ile karşı karşıya. Mobil pazarlamada bu yeni dönem, dünya çapındaki yasama organları ve şirketler tarafından getirilen gizliliği koruyan önlemlerin bir sonucu. Teknoloji devlerinin bu standartların ortaya çıkmasına verdiği tepki, pazarlamacıların geleneksel olarak attribution ve kampanya optimizasyonu için güvendiği cihaz kimliği tabanlı ölçümlemeden uzaklaşma yönünde oldu.
Apple’ın SKAdNetwork (SKAN) ve arkasından gelen AdAttributionKit çerçeveleri bu değişime öncü oldu, Google’ın çözümü Privacy Sandbox on Android’in ise çok yakında çıkması bekleniyor.
Bu gizlilik çağı veya gizliliğin ön planda olduğu çağın ortaya koyduğu en büyük zorluklardan biri, pazarlamacıların bu kriterlere uygun ölçümleme çerçeveleri tarafından üretilen toplu, tamamen anonimleştirilmiş ve gecikmeli veriler arasında gezinmek zorunda kalması oldu. Mobil büyüme pazarlamacılarının rolü tamamen değişti ve artık yeni nesil teknoloji çözümlerini anlamak, değerlendirmek ve uygulamak sorumluluğu onların üzeride.
Bu çözümler, yeni ve karmaşık çerçevelerde büyümeyi sağlamalı ve önceki yöntemler ile elde edilen seviyeleri yakalamalıdır.
Yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi (machine learning) kullanan yeni nesil ölçümlemeye geçiş hızla artıyor. Gittikçe daha fazla sayıda pazarlama uzmanının bu teknolojilere öncelik verdiğini görüyoruz. Pazarlamacıların %31’i yapay zeka ve makine öğrenimi entegrasyonunun bu yıl odaklanılacak bir alan olduğunu düşünüyor, bu rakam 2023’teki %19’luk orana göre önemli bir sıçrama. Daha da çarpıcı olanı, %48’i yapay zekanın önümüzdeki 12 ayda ölçümleme ve attribution üzerinde ciddi bir etki yaratmaya başlayacağı yorumunu yapıyor.
Türkiye enerji sektöründeki birleşme ve satın alma işlemlerinde 2024 yılında ivme kaybı devam etti
PwC Türkiye, 17. kez hazırladığı ‘Türkiye Enerji Sektöründe Birleşme ve Satın Almalar Raporu’nun sonuçlarını açıkladı.
Rapora göre, Türkiye’de enerji sektöründeki birleşme ve satın alma işlemlerinde 2022 yılında başlayan ivme kaybı 2024 yılında da devam etti.
2024 yılında kamuya açıklanan 30 işlemin tahmini toplam değeri, 2023 yılına kıyasla %44’lük bir düşüşle 1 milyar ABD doları oldu.
PwC Türkiye, Türkiye enerji sektöründeki birleşme ve satın alma işlemlerinin yanı sıra en güncel sektör trendlerinin kapsamlı bir analizini içeren Enerji Sektöründe Birleşme ve Satın Almalar Raporu’nun 17.’sini yayınladı.
Rapora göre, 2024’te küresel ölçekte birleşme ve satın alma işlemlerini etkileyen başlıca konular arasında ABD’deki seçim sonuçlarıyla beraber gündeme gelen korumacı ticaret politikaları, büyük AB ülkelerindeki siyasi istikrar sorunu, Ukrayna ve Orta Doğu’da süregelen savaşlar, insani krizler, global tedarik zinciri üzerindeki baskılar, yapay zekanın hemen hemen her sektörde artan penetrasyonu ve bunun sonuçlarına ilişkin belirsizlikler, geçim sıkıntısı, proje finansmanında devam eden sorunlar, iklim krizi, COP taahhütlerinin hayata geçirilmesindeki ilerlemelerin yetersizliği ve bu bağlamda küresel enerji dönüşümünün beklentilerin gerisinde kalması dikkat çekti.
Bu çerçevede 2024 yılı, küresel birleşme ve satın almalarda 2023’te kaydedilen son on yılın en düşük performansına kıyasla temkinli bir toparlanmaya sahne oldu. Bu performansta, finansman koşullarındaki göreceli rahatlama önemli rol oynadı.
Küresel enerji sektöründeki birleşme ve satın almalarda da benzer bir profil gözlenirken, portföyleri çeşitlendirme ihtiyacı ve sinerji arayışı özellikle petrol ve doğalgaz sektöründeki el değiştirmelerin ana nedenleri arasında sayıldı. Yenilenebilir enerji tarafında ise yatırımcılar, yüksek inşaat maliyetleri ve finansmanda devam sorunlar nedeniyle ellerindeki varlıkları nakde çevirmeye odaklanırken, özellikle halka açık doğalgaz altyapı şirketlerinin ana faaliyet alanlarındaki operasyonlarını finanse etmek için bunun dışında kalan varlıklarını satışa çıkarmaları dikkat çekti.
Türkiye enerji piyasasındaki birleşme ve satın alma işlemlerinde keskin bir düşüş yaşandı
Türkiye enerji piyasası ise küresel toparlanma eğiliminin aksine bir seyir izleyerek 2023’teki ivme kaybının ardından 2024’te keskin bir düşüşe sahne oldu ve kamuya açıklanan 30 adet birleşme ve satın alma işleminin toplam tahmini değeri, 2023 yılında ulaşılan 1,8 milyar ABD dolarına kıyasla %44’lük bir düşüş kaydederek 1 milyar ABD dolarında kaldı. Ortalama anlaşma değeri de %47 azalarak 33 milyon ABD doları olarak gerçekleşti.
Raporda, makroekonomik belirsizlikler, hemen hemen hiçbir segmentte yüksek değerli ve cazip satın alma fırsatlarının bulunmaması, süregelen finansman sıkıntıları, halka arzların finansman için daha fazla tercih edilir hale gelmesi ve giderek daha çok sayıda sanayi şirketinin kendi enerji üretim tesisine yatırım yapması bu zayıf performansın sebepleri arasında belirtildi.
Buna ilaveten, 2023’teki yoğun yabancı yatırımcı ilgisinin tam tersine 2024’te tüm işlemlerin tamamı yerli oyuncular arasında gerçekleşti.
Enerji altyapı sektöründeki işlemler arasında doğalgaz dağıtım piyasasındaki satışlar ilk sırayı aldı
Raporda, Türkiye’nin toplam elektrik tüketiminin Ocak-Kasım 2024 döneminde bir önceki yıla göre %5 arttığı belirtilerek, toplam üretim kapasitesinin %7 artışla 115 GW’a ulaştı. Enflasyonist baskıların sürdüğü 2024 yılında düzenlemeye tabi elektrik tarifelerindeki artışların konut, ticari ve endüstriyel müşteriler için %20-38 arasında değiştiği de vurgulandı.
Önceki yıllarda, enerji altyapı sektörü sınıflaması içinde yenilenebilir enerji piyasasındaki birleşme ve satın alma işlemlerinin tahmini toplam değeri diğer segmentleri geride bırakırken, 2024’te liderlik doğalgaz dağıtım segmentine geçti.
Bu segmentte gerçekleşen altı adet işlemin bazılarında BOTAŞ’a olan borçları ve müşteri hizmetlerindeki ciddi sorunlar sebebiyle kayyuma devredilmiş olan şirketler el değiştirirken, geri kalan satışların temel sebebi stratejik önceliklerde yaşanan değişiklikler olarak açıklandı.
Satışların geri kalanında 21 yenilenebilir enerji şirketi (RES+GES+HES+ çöpgazı + biyogaz santralleri) ve bir atık yönetimi şirketi el değiştirdi.
Petrol sektöründe durağan bir yıl yaşandı.
Özellikle akaryakıt dağıtım segmentinde 2023 yılında gerçekleşen yüksek değerli satış işlemlerinin ardından, petrol arama & üretim ve akaryakıt dağıtımda 2024’te yalnızca iki işlem kamuoyuyla paylaşıldı. Her ikisinde de işlem değeri açıklanmadı.
Temkinli yaklaşım sürüyor
PwC Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma İşlemleri Lideri Engin Alioğlu rapora ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi:
“PwC Türkiye olarak 17. kez gerçekleştirdiğimiz araştırmamızın ortaya koyduğu tablo, Türkiye enerji piyasasında yatırım cazibesini artırmak için atılacak adımların politika yapıcıların önceliği olması gerektiğinin bir kez daha altını çiziyor.”
“Son yıllarda özellikle yenilenebilir enerji piyasasıyla ilgilenen yatırımcı profilinde önemli değişiklikler görüyoruz. ‘Vizyon’ sahibi herkesin bu sektöre hücum ettiği dönemler geride kaldı. Artık daha iyi planlanmış stratejilerle yatay ve dikey entegrasyonunun ön plana çıktığı bu olgunluk döneminde birleşme ve satın alma işlemlerinin sektöre ilk girişten daha ziyade mevcut portföyleri büyütmek amacıyla gerçekleştiğini gözlemliyoruz.”
“Türk enerji piyasasının potansiyeline ve bu potansiyelin doğru politikalar ve stratejik ortaklıklarla hayata geçirilebileceğine olan inancımızı koruyoruz. Ülkemizin küresel birleşme ve satın alma işlemlerindeki toparlanma ortamından hak ettiği payı alabilmesi için yatırımcılara güvenilir bir makroekonomik ortamın sağlanmasına, özellikle piyasa düzenlemeleri ve finansman cephesinde belirsizliklerin ortadan kalkmasına ve yeni cazibe noktalarına ihtiyaç var. Bu bağlamda, Enerji Dönüşümü – Yenilenebilir Enerji 2035 Planı doğrultusunda atılacak adımları yakından takip ediyor olacağız.”
2025 ve sonrasında belirleyici olacak etkenler
Raporda 2025 ve sonrasında birleşme ve satın alma işlemlerini etkileyebilecek bazı gelişmelere de yer verildi:
Makroekonomik gelişmeler: 2023’ten bu yana pozitif yönde önemli değişikliklere sahne olan makroekonomi politikalarının sonuçları henüz enerji piyasasına tam olarak yansımazken, faiz indirimlerinin finansmana olası etkilerini ve işlemlerde genel bir toparlanmayı görmek için de hala zamana ihtiyaç var.
Enerji Dönüşümü – Yenilenebilir Enerji 2035 Planı: 2024’te Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından açıklanan bu yol haritası çerçevesinde paylaşılan yeni kapasite hedefleri ve bu yatırımları kolaylaştıracak düzenlemeler, bu projeleri yürütecek şirketleri cazip birer birleşme ve satın alma hedefi haline getirebilir.
HIT-30 Teşvik Programı: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından açıklanan bu program kapsamındaki teşviklerden faydalanacak olan yeşil enerji ve mobilite teknoloji şirketlerinin de birleşme ve satın alma hedefi haline gelmesi bekleniyor.
Halka arzlar: Özellikle elektrik üretim piyasasında, varlıkların satışına alternatif bir finansman yöntemi olarak son birkaç yılda öne çıkan halka arzlarının 2025’te de devam edeceği tahmin ediliyor.
Son Kaynak Tedarik Tarifesi (SKTT) düzenlemesinde yapılan değişiklikler: 7Kasım 2024 tarihli EPDK kararına göre, 1 Şubat 2024’ten itibaren yıllık elektrik tüketimi 5.000 kWh’in üzerine çıkan mesken aboneleri ile yıllık tüketimi 15.000 kWh’in üzerine çıkan sanayi ve ticarethane abonelerinin faturaları SKTT üzerinden düzenlenecek.Bir başka deyişle, bu aboneler bir yandan kendi tedarikçilerini seçme opsiyonuna kavuşurken bir yandan ucuz tarife kapsamından çıkarılmış olacaklar. Özellikle mesken abonelerinde tedarikçi seçme bilincinin gelişmesi vakit alacağından, bu düzenleme söz konusu abonelere halihazırda satış yapan elektrik perakende satış şirketlerinin finansallarını olumlu yönde etkileyecek. Daha küçük ölçekli rakip tedarik şirketleri ise yeni sanayi ve ticarethane aboneleri ile portföylerini büyütme fırsatına erişecekler. Bu bağlamda elektrik tedariği yapan tüm şirketler birleşme ve satın alma hedefi haline gelebilir. Buna ilaveten, piyasanın çatı tipi güneş enerji sistemleri ile enerji verimliliği ve dijital enerji yönetim sistemleri sağlayıcıları için de cazip hale geleceği beklenmektedir.
Akaryakıt dağıtım piyasasındaki yeniden yapılanmanın sürmesi: 2024’teki durgunluktan sonra, 2025’te açıklanması beklenen bazı satın alma işlemleri olduğu biliniyor. Toplam 36 oyuncudan en büyük onunun piyasanın %70’inden fazlasına hakim olduğu bu kalabalık ortamda potansiyel alıcı ilgisinin özellikle orta büyüklükte ve finansman sıkıntısı çeken şirketlere yoğunlaşacağı tahmin ediliyor.
Özelleştirmeler: Özelleştirme İdaresi websitesinden alınan bilgiye göre halihazırda özelleştirilmesi planlanan 13 adet hidroelektrik santrali ve bir adet kömür santrali bulunuyor.
Anadolubank’ta Üst Düzey Atama
Anadolubank yönetim kadrosunda yapılan yeni yapılanma ile Ferudun Canbay Genel Müdür Baş Yardımcılığı’na atandı. Canbay, yeni yapılanmayla birlikte bankanın kritik birimlerinin yönetimini üstlenecek.
Sektörde 28 yıllık deneyime sahip olan Ferudun Canbay, bankacılık kariyerine 1997 yılında Yapı Kredi Bankası Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda Müfettiş Yardımcısı olarak başladı. Yapı Kredi Bankası, Eurobank Tekfen ve Burgan Bank’ta çeşitli yönetici pozisyonlarında görev aldı. 2017 yılında Anadolubank bünyesine Yönetim Kurulu ve Denetim Komitesi Üyeliği ile katılan Ferudun Canbay, Mali İşler Bölümü Genel Müdür Yardımcılığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini başarıyla yürüttü. Anadolubank bünyesindeki bağlı ortaklıklardan Anadolubank Nederland NV ve Anadolu Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş’de Yönetim Kurulu üyeliği yaptı.
Aralık 2024’te Anadolubank Genel Müdür Baş Yardımcısı olarak atanan Canbay, İnsan Kaynakları, Stratejik Planlama ve Dijital Bankacılık, Krediler İzleme ve İdari Takip, Hukuk Müşavirliği, Kurumsal İletişim, Satın Alma olmak üzere Bankanın kritik alanlarının yönetimlerini üstlenecek. Canbay aynı zamanda Anadolubank bünyesindeki bağlı ortaklık ve iştiraklerde yönetim kurulu üyeliklerine devam edecek ve şirketlerin koordinasyonundan sorumlu olacak. Bu yeni yapılanmayla bankanın stratejik ve operasyonel süreçlerinin bir bütün halinde ve daha etkin yönetilmesi hedefleniyor.
KAAN, GÖKBEY, ATAK-2’ye Yakıt ve İklimlendirme Sistemleri Geliştiriyorlar
Bundan 21 yıl önce 3 genç mühendis tarafından kurulan Anova Ar-Ge Teknolojileri savunma sanayine silah sistemleri, iklimlendirme sistemleri ve yakıt sistemleri geliştiriyor. Bugüne dek KAAN, GÖKBEY, ATAK-2 ve birçok muhtelif platformda bazen alt sistem seviyesinde, bazen bileşen seviyesinde iklimlendirme ve yakıt sistemleri geliştirdiklerini söyleyen Anova Ar-Ge Teknolojileri Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Dr. Emre Öztürk, “Hava platformları alt sistemleri dışında, radar soğutma, POD soğutma, füzelere ait yakıt bileşenleri, helikopter motoru bileşenleri ve silah sistemleri bizim yerlileştirdiğimiz ürünler arasında” dedi.
“Temel misyonumuz tedariği sıkıntılı kritik alt sistemlerin yerlileştirilmesi”
Ağırlıklı olarak savunma sanayine çalıştıklarını söyleyen Dr. Emre Öztürk, “2003 yılında kurduğumuz şirketimizin 20. yılını geçen sene, yani Cumhuriyet’in 100. yılında kutladık. Bugün itibariyle grup şirketlerindeki toplam çalışan sayımız 450 civarında ve ağırlıklı olarak savunma sanayine çalışmaktayız. Lokomotif şirketimiz Anova Ar-Ge Teknolojileri’nin temel misyonu zaten tedariği sıkıntılı kritik alt sistemlerin ve o alt sistemleri oluşturan bileşenlerin yerlileştirmelerini sağlamaktır. Yani gereksinim yönetiminden başlayarak mekanik tasarımı, elektronik tasarımı, yazılım geliştirilmesi, prototip üretimi, doğrulaması, testi, kalifikasyonu, sertifikasyonu ve entegre lojistik desteğine kadar olan uçtan uca tüm süreçlerini kendi bünyemizde yürütmekteyiz. Bu doğrultuda 3 temel alanda çalışmaktayız; silah sistemleri, iklimlendirme sistemleri ve yakıt sistemleri” dedi.
Platformların ihtiyaç duyduğu ısıyı ya da basıncı sağlıyorlar
İklimlendirme sistemleri hakkında bilgi veren Dr. Öztürk, “İklimlendirme sistemleri daha çok hava platformlarında ya da platformlara ait birimlerde alt sistem seviyesinde ısıtma, soğutma, havalandırma ve basınçlandırma ihtiyacını karşılayan sistemlere denmektedir. Bu sistemler pilotun da ihtiyacı olan şartlandırılmış havayı sağlar, radarı ya da aviyonikleri soğutur, elektronik harp bileşenlerini soğutur ya da yerine göre bazen ısıtır. Elektronik ekipmanların en büyük düşmanı ısıdır. Isıyı yönetemezseniz iyi ihtimalle cihazların ömründen yersiniz daha kötüsü bileşenler hızlı bir şekilde fonksiyon kaybına uğrayabilir ya da yanarak daha büyük tehlikelere sebebiyet verebilir. Kimi zamansa yüksek irtifalar söz konusu olduğunda bileşenleri ısıtmak gerekmektedir. Bazense ortamın basınçlandırılması gerekmektedir. İklimlendirme sistemleri genellikle bunların hepsini birden gerçekleştiren akıllı alt sistemlerdir. Biz bu sistemleri oluştururken sistemlere ait bileşenleri örneğin fanlar, pompalar, hava çevirme makineleri ve ilgili kontrol kartları, filtre kartları, güç dönüştürücüleri gibi bütün bileşenleri kendimiz geliştirmekte ve alt sistem seviyesinde ürün olarak vermekteyiz” diye konuştu.
“KAAN, GÖKBEY, ATAK-2’de ürünlerimiz bulunuyor”
Dr. Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: “KAAN, GÖKBEY, ATAK-2 ve birçok muhtelif platformlarda bazen alt sistem seviyesinde, bazen bileşen seviyesinde iklimlendirme ve yakıt sistemleri çalışmaktayız, hava platformları alt sistemleri dışında, radar soğutma, POD soğutma, füzelere ait yakıt bileşenleri, helikopter motoru bileşenleri ve silah sistemleri bizim yerlileştirdiğimiz ürünler arasında.”
TUSAŞ, ASELSAN, ROKETSAN ve TEI ile çalışıyoruz
İklimlendirme sistemleri alanında dünya devleriyle yarıştıklarını dile getiren Dr. Öztürk, şunları söyledi: “İklimlendirme sistemleri esasında Honeywell gibi, Liebherr gibi dünyada çok büyük ölçekli 10 binlerce çalışanı olan köklü firmaların yaptığı işler çünkü sistem seviyesinde bir havacılık ürünü yapmak gerçekten ciddi bir altyapı ve know-how gerektirmektedir. Bizim personel sayımız belki Türk savunma sanayi firmaları açısından iyi gibi gözükmesine rağmen uluslararası rakiplerimize baktığımızda aslında yeterli değil. Dolayısıyla bu gösterge aslında bizim büyüme potansiyelimize de işaret etmektedir. Önümüzde daha yürüyecek çok yolumuz var ancak bugün itibariyle baktığımızda bir helikopterin ya da bir uçağın iklimlendirme sistemini oluşturan neredeyse bütün bileşenleri tasarlamaktayız. Bu bileşenlerin bir araya gelip bir akıl ile sistem halinde çalışmasını sağlayabilmekteyiz. Bunları çalıştıracak algoritmaları ve kontrol sistemlerini de geliştirebilmekteyiz. Diğer stratejik alanlarımız için de durum benzer. Tüm bu süreç boyunca da Mil-Std-810, 461, 704, DO-178, 254 gibi ilgili standartlarda doğrulama ve sertifikasyonlarını yapmaktayız. Dolayısıyla havacılık iklimlendirme sistemleri aslında bizim en çok derinlemesine yetenek kazandığımız alandır. Bugün de TUSAŞ, ASELSAN, ROKETSAN ve TEİ ile geliştirdiğimiz ürünler bulunmaktadır.”
Yerlilik oranlarımız yüzde 90’ların üzerinde
Alt sistemlerin bileşenlerini de kendileri ürettikleri için yerlilik oranlarının yüksek olduğundan bahseden Dr. Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yerlilik oranlarımız üründen ürüne değişmekle birlikte yüzde 90’ların üzerinde. Biz bu alt sistemleri yaparken o alt sistemleri oluşturan bileşenleri de tek tek tasarlamaktayız. İşte o bileşenler yıllar içinde ürün gamı olarak gelişip raftan satılır hazır ürünler haline dönüşmektedir. Örneğin askeri aviyonik fanlar. Bu, dünyada 2 tane üreticisi olan bir üründü biz 3. üretici olduk. Bunlardan şimdi yüklü adetlerde üretip satmaktayız. Bunların bütün mekaniğini, aerodinamiğini, motorunu, sürücüsünü biz tasarlamaktayız. Dolayısıyla bütün teknoloji bizde olunca eğer bir müşterinin talebi bizim mevcut ürün gamı içerisindeki herhangi bir fana oturmuyorsa, örtüşmüyorsa farklı bir skalada ürün istiyorsa biz onu da geliştirebilmekteyiz. Benzer şekilde Esnek Mermi Yolu ürün ailemiz yine muadil özelliklerde dünyada 2 üreticisinin olduğu çok önemli bir silah bileşeni. 12 yıl önce geliştirdiğimiz bu ürün dünyada da kendine önemli bir pazar yarattı. Örnekle anlatmak gerekirse bir uçağa iklimlendirme sistemi tasarladığınızda, bu sistemi farklı bir platforma uyarlamak kolay değil çünkü hacim isterleri farklı, ağırlık isterleri farklı, fonksiyonel gereksinimler farklı. Bunların hepsi platforma özel yapılan terzi işidir. Ancak altsistemi oluşturan fanlar, pompalar, güç çeviriciler, belli tip eşanjörler hazır raftan satılabilir ürünler haline gelebilmektedir. Dolayısıyla biz aslında alt sistemi yaparken bileşenleri hazır alıp kullanan bir firma değiliz o bileşenleri de kendimiz tasarlar, üretir ve alt sistemi öyle oluştururuz.”
10’dan fazla ülkeye ihracat yapıyorlar
Aynı zamanda SAHA İstanbul üyesi olan Anova Ar-Ge Teknolojileri’nin Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Dr. Emre Öztürk, sözlerini şöyle noktaladı: “Dünyanın birçok noktasına ihracat yapmaktayız. İngiltere, Almanya, İtalya Kanada, Azerbaycan, Pakistan ve bazı Afrika ülkeler olmak üzere 10’dan fazla ülkeye ihracat yapmaktayız. İhracatını yaptığımız ürünler ağırlıklı olarak silah sistemleri. Deloitte’un “Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen Teknoloji Şirketleri” listesinde istihdamdaki ve cirodaki büyüme oranlarımızla 7 yıldır en hızlı büyüyen 50 teknoloji şirketinden birisi seçilmekteyiz.”
HarmonyERP 2025’te Hem Türkiye’de Büyüyecek Hem De Çalışan Kapasitesini %50 Artıracak
HarmonyERP CEO’su Ahmet Enes Güneş, 2025’te İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Ankara, Kayseri, Konya, Bursa ve Tekirdağ’daki mevcut çözüm ortaklarına ek Türkiye’nin tüm bölgelerinde yeni çözüm ortakları, yeni HarmonyERP noktaları ile büyüyeceklerini; müşteri ve hizmet seçenekleri artışına paralel şekilde çalışan kapasitesini de %50 yukarıya taşıyacaklarını açıkladı.
Çözüm ortaklarıyla şimdiye kadar savunma, otomotiv, makine, mobilya gibi sektörlerde bir çok büyük projeye imza attıklarının altını çizen HarmonyERP CEO’su Ahmet Enes Güneş, “Yeni çözüm ortaklarımızın yetiştirilmesi ve projelerde desteklenmesi için bir akademi ve destek merkezi yatırımımız olacak. Buna ek olarak Avrupa, Türki Cumhuriyetler ve Körfez Bölgesi’nde genişleme hedefimiz çerçevesinde yurtdışı yatırımlarımız olacak. Firmaların entegre çözüm sağlayıcısı olarak E-Fatura, mali müşavirlik hizmetleri, finansal yönetim çözümleri, üretim saha çözümleri gibi bir çok alanda hizmetlerimizi genişletme hedefimiz var. Müşteri ve hizmet seçenekleri artışına paralel şekilde çalışan kapasitemizi %50 yukarıya taşımak da hedeflerimiz arasında bulunuyor.” dedi.
Güneş, 2025 yılı için sektörü de şöyle değerlendirdi: “2025 yılının özellikle ikinci yarısında ekonominin genişleme yönünde hızlanacağını, buna paralel olarak da üretim ve ticaret sektörlerinin olumlu etkileneceğini öngörüyoruz. Biz KOBİ’lere iş çözümleri sunan firmalar olarak sektörde dijital dönüşüme ihtiyacın artacağını; faizlerin düşmesiyle gelecek finansal rahatlamayla birlikte işletmelerin dijital yatırımlarını artıracağını düşünüyoruz. Yeni kanallara ulaşmak, karlılığını korumak, müşteri ihtiyaçlarına inovatif çözümler sunabilmek için yeni teknolojilere adapte olmak şart; bu çözümleri finans, iot, pazaryeri çözümleri ile entegre şekilde ve en az maliyetle sağlayan firmaların öne çıkacağını düşünüyoruz. Tüm dünyada bulut altyapı dönüşümü hızla devam ediyor, ülkemizde de bulut tabanlı çözümlere talebin artacağını, yapay zeka çözümleriyle müşterilerin iş süreçlerini iyileştiren, verimliliği artıran çözümlerin çok hızlı yayılacağını ön görüyoruz.
Yapay Zeka, Yalın Yönetim ve Enerji Verimliliği
Yaklaşık 15 yıldır Fabrika, Bakım, Üretim, Proje ve Enerji Yöneticiliği ile birlikte Yalın Yönetim ve StartUp Danışmanlığı yapan Elektrik Elektronik Mühendisi Burak Yaka’nın Yapay Zeka’nın Yalın Yönetim ve Enerji Verimliği üzerine etkileri konulu açıklaması aşağıdaki şekildedir.
Yapay Zekânın hızlı ve doğru veri analiz edebilme, otomasyon, personalizasyon, risk azaltma, verimlilik artışı, zaman tasarrufu, çoklu dil desteği ve daha birçok gelişmiş özellikleri sayesinde hayatımızda yer alan bir çok kavramın sınırları genişlemiştir.
Yalın Yönetim öğretileriyle incelendiğinde, genellikle üretim tesislerinde %35 ile %75 oran aralığında katma değer yaratmayan işlem adımları mevcuttur. Bu tarz israf adımları ürün standart sürelerine dahil edildiği için çevrim sürelerinin yüksek olmasına neden olur. Çevrim sürelerinin yüksek olması, başta kapasite planlama olmak üzere tüm bütçe dağılımlarının hatalı bir şekilde yapılmasına yol açar. Bununla birlikte verimlilik sonuçları da tam olarak doğruyu yansıtmaz. Hatta bu durum ürün maliyetlerinin yüksek hesaplanmasına, piyasada rekabet hususunda avantajın kaybedilmesine ve bunun gibi pek çok probleme yol açarak muhtelif iş geliştirme süreçlerini olumsuz noktalanmasına neden olabilir.
Günümüzde birçok firma Yalın Yönetim dönüşümünü başlatarak sadece birkaç yıl içerisinde hâlihazırda kullanılan kaynaklardan daha azı ile ortalama olarak aşağıdaki avantajları elde etmeyi başarmıştır.
Sevkiyat Performansında %25 artış
Stok Devir Hızında %35 iyileşme
Verimlilik Oranlarında %25 artış
Hurda Oranlarında %25 azalma
Alan Kullanımında %30 iyileşme
Bu kazançlar muazzam gibi görünse de, yapay zekâ kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte, Taiichi Ohno’nun öğretileri de farklı bir boyut kazandı.
Örneğin Yapay Zekânın,
Hattaki duruş sürelerini ve nedenlerini analiz ederek, iyileştirme önerileri sunup, bu duruş sürelerini %30-40 a yakın azaltabilmesi,
Değişken ve sabit taleplere yönelik analizler yaparak bir yöntem geliştirmesi, bunun sonucunda da envanter yönetiminde %25-30 e varan iyileşme sağlayabilmesi,
Görüntü işleme teknolojileri vasıtasıyla topladığı verileri işlemesi sonucu, 5S çalışmalarında %15-20 ye yakın verimlilik artışı sağlayabilmesi,
Makine öğrenme algoritmalarını kullanarak, değer akışı haritalama sürecini optimize edecek şekilde tespitler yapması ve öneriler sunması sonucu israfları %25-30 a yakın azaltabilmesi,
Veri madenciliği ve makine öğrenmesi algoritmaları ile eski verilerden yararlanarak kaizen önerilerinin doğruluğu ve etkinliğini %20-25 e yakın arttırabilmesi gibi birçok örnek bu yeni boyutun önemi ve büyüklüğünü gözler önüne sermektedir.
Yapay zekânın katkıda bulunduğu ve uygulanabilirliğini arttırdığı bir diğer alan ise Enerji Yönetimi(Verimliliği)dir.
Standart metotlarla bile standart tesislerde 1-2 yıl içerisinde enerji verimliliğinde %15-30 oranında artış gözlemlenebiliyorken, bu oran yapay zekânın devreye girmesiyle %30-45’lere kadar yükselebilmektedir.
Yapay Zeka ile Enerji Verimliliği Artışının En belirgin uygulama örnekleri içerisinde;
Enerji Sistemlerinin Optimize Edilmesi
Endüstriyel Proseslerin Düzenlenmesi
Akıllı Tesis Yönetimi
Talep ve Yanıtların Frekans Düzenlemesi
Otomatikleştirilmiş Edilmiş Enerji Denetimleri ve İyileştirme Önerileri, mevcuttur.
Özet olarak İşsizlik Artışı, Güvenlik Sorunları, Bireysel Gizlilik, Sosyal Dengesizlik, Etik Sorunları vb. dezavantajlarına rağmen, Yapay Zeka’nın etkin kullanılması sonucu hayatımızda bir çok alanda verimlilik artışı yaşanmaya devam edebilecektir.
Makalemi, beni her okuduğumda kendime getiren ve sürekli iyileşme zihniyetimi diri tutan Shigeo Shingo’nun sözü ile sonlandırmak istiyorum:
‘İyileştirme yapmaya zamanınız mı yok? Genellikle çok meşgul olan ve iyileştirmek için zamanı olmayan yöneticilerle karşılaşıyorum. Onlara diyorum ki, bakın öldüğünüzde ya da firmanız battığında meşgul olmaktan kurtulacaksınız’
Yeni yapay zeka asistanı Noa ile sağlık sistemi artık daha verimli
Online sağlık platformu DoktorTakvimi, yeni yapay zeka asistanı Noa ile hekim ve uzmanların iş yükünü azaltarak, hastalarına/danışanlarına daha fazla zaman ayırabilmelerini sağlıyor. Noa’nın çözümlerinden Noa Notes, konsültasyon sırasında ortaya çıkan bilgileri detaylı bir özet haline getiriyor ve bunu bir uzmanın/doktorun manuel olarak yapabileceğinden 10 kat daha hızlı şekilde gerçekleştiriyor. Böylece artık manuel not almak tarihe karışıyor; Noa Notes ile konsültasyonlar otomatik belgeleniyor.
Hastalar ve sağlık araştırması yapan kullanıcılar ile sağlık profesyonellerini bir araya getiren Türkiye’nin en çok kullanılan özel sağlık randevu alma platformu DoktorTakvimi, sağlık sistemini daha insan odaklı hale getirmek üzere sunduğu çözümlere bir yenisini daha ekledi. Hekim ve uzmanların günlük iş akışlarını kolaylaştırmak ve hastalarına/danışanlarına daha fazla zaman ayırmalarını sağlamak üzere tasarlanan yapay zekâ asistanı Noa’yı kullanıma sundu.
Sağlık hizmetlerinde, tıbbi belgelerin doğru bir şekilde hazırlanması ve hastayı dinlemeye ayrılan zaman, genellikle yoğun çalışma temposu ve zaman yetersizliği nedeniyle ihmal edilebiliyor. Noa, bu zorluğun üstesinden gelmek ve doktorların hastalarına daha fazla odaklanabilmelerini sağlamak amacıyla hayata geçirildi. Artık Noa sayesinde hekim ve uzmanlar, zamanlarının yüzde 30’unu alan klinik notlarını yazmak, düzenlemek ve sürdürmek gibi idare görevler için çok daha az zaman harcayacak.
Siz tedavinize odaklanırken, belgelendirme işini Noa Notes’a bırakın
Akıllı ve yenilikçi asistan Noa’nın ilk çözümü Noa Notes, hekim ve uzman ile hasta/danışan arasında yapılan görüşmeleri düzenli ve kişiselleştirilmiş bir şekilde kaydedip özetleyerek, resmi olmayan konuşmaları ortadan kaldırıyor. Yapay zeka tabanlı ürün, tıbbi ses tanıma teknolojisiyle muayeneleri belgeleyerek doktorların hastalara daha fazla odaklanmasını sağlıyor. Gün sonunda biriken işleri azaltmak amacıyla Noa Notes, doktor muayenesi sırasında ortaya çıkan bilgileri detaylı bir özet haline getiriyor ve bunu bir hekim ya da uzmanın manuel olarak yapabileceğinden 10 kat daha hızlı şekilde gerçekleştiriyor. Bu hizmet yalnızca teknolojik bir araç değil, hekim ve uzmanların günlük işlerini kolaylaştıran gerçek bir yardımcı olmasıyla fark yaratıyor.
Noa, mevcut çözümlerine ek olarak, önümüzdeki dönemde hekim ve uzmanların günlük iş akışlarını daha da kolaylaştıracak yeni araçlar ve özellikler sunmayı hedefliyor.
“Noa, sadece bir ürün değil, sağlık sistemini daha verimli hale getiren bir sanal asistan”
Konuyla ilgili açıklama yapan DoktorTakvimi Türkiye Ülke Müdürü Hakan Türkoğlu, “DoktorTakvimi olarak sağlık sisteminin daha insan odaklı hale geldiğini görmek ve doktor-hasta-danışan ilişkilerine gerçek anlamda pozitif katkılar sağlamak bizim için çok önemli. Bu doğrultuda hekim ve uzmanların günlük iş akışlarını kolaylaştırmak ve hastalarına/danışanlarına daha fazla zaman ayırmalarını sağlamak üzere yapay zeka asistanı Noa’yı sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Noa, sadece bir ürün değil; sağlık sistemini daha verimli, daha insancıl ve daha erişilebilir hale getiren güçlü bir sanal asistan. Noa, aynı zamanda veri güvenliği konusunda da en yüksek standartları sağlıyor. Sağlık verilerini güvenli bir şekilde işlemek için gerekli her türlü teknik ve idari tedbirler alınıyor, hasta verileri titizlikle korunuyor ve şifreleniyor.”
2024 OTOYOLLARDA GEÇTİ
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 2024 yılına ait otoyol kullanım verilerini açıkladı. Türkiye’de yaklaşık 31 milyon kayıtlı araç olduğunu belirten Bakan Uraloğlu, “2024 yılı otoyollarda geçti. Türkiye nüfusunun 12 katı kadar araç otoyolları kullandı. Bu yıl toplam 1 milyar 80 milyon 384 bin 814 araç geçişi oldu.” dedi.
Karayolları Genel Müdürlüğüne Bağlı Otoyollardan 570 Milyon 382 Bin 22 Araç Geçti
Karayolları Genel Müdürlüğü’ne bağlı otoyollardan bir yılda toplam 570 milyon 382 bin 22 aracın geçiş yaptığını söyleyen Uraloğlu, Mahmutbey-Edirne Otoyolu’ndan geçiş yapan araç sayısının 111 milyon 406 bin 244 olduğunu aktardı. İstanbul-Ankara Otoyolu’nu ise 170 milyon 993 bin 515 aracın kullandığını kaydeden Uraloğlu, “Son bir yılda Adana Otoyolu’muzdan 43 milyon 613 bin 691, Mersin Otoyolu’muzdan 35 milyon 962 bin 73, Çeşme-İzmir-Aydın Otoyolu’muzdan da 50 milyon 664 bin 150 araç geçişi oldu. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nü 71 milyon 814 bin 940, Fatih Sultan Mehmet Köprümüzü ise toplamda 85 milyon 927 bin 409 araç kullandı” diye konuştu.
“KÖİ İle Hayata Geçirilen Projelerden 510 Milyon 2 Bin 792 Araç Geçişi Oldu”
Kamu-Özel İşbirliği ile hayata geçirilen projelerden de 510 milyon 2 bin 792 aracın geçiş yaptığının altını çizen Bakan Uraloğlu, “Kuzey Marmara Otoyolu’ndan 428 milyon 181 bin 650, Malkara Çanakkale Otoyolu’ndan 3 milyon 786 bin 539, İstanbul-İzmir Otoyolu’ndan 55 milyon 524 bin 297, Ankara-Niğde Otoyolu’ndan 9 milyon 366 bin 630 Menemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu’ndan 10 milyon 353 bin 134 Aydın-Denizli Otoyolu’ndan ise 2 milyon 790 bin 542 araç geçişi oldu.” dedi.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden bir yılda 21 milyon 201 bin 416 aracın geçiş yaptığını kaydeden Uraloğlu, Osmangazi Köprüsü’nü 19 milyon 464 bin 305, 1915 Çanakkale Köprüsü’nü ise 2 milyon 684 bin 738 aracın kullandığını söyledi.
2plan İcra Kurulu Başkanı Orhan Ülgür, İkinci El Araç İlanlarında Kimlik ve Yetki Doğrulama Dönemini Değerlendirdi
2plan İcra Kurulu Başkanı Orhan Ülgür, “Bu düzenlemenin sektöre önemli etkileri olmasını bekliyoruz. Öncelikle sahte ilanların ve ilan kirliliğinin azalması, spekülatif fiyat artışlarının önüne geçilmesi açısından faydalı olacaktır.” dedi.
Ticaret Bakanlığı’nın Elektronik İlan Doğrulama Sistemi (EİDS) ile ikinci el araç ve taşınmaz ticaretine yönelik hem bireysel hem de kurumsal satıcıları kapsayan yeni düzenlemeleri yürürlüğe girdi. 1 Kasım 2023 itibarıyla başlayan kimlik doğrulama zorunluluğu, sahte ilanların önlenmesi ve ilan kirliliğinin azaltılması açısından sektörde önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Düzenleme, 1 Ocak 2025’ten itibaren kiralık taşınmazlar için yetki doğrulama şartını da getirdi. İlerleyen dönemde satılık taşınmaz ve taşıtları da kapsaması beklenen bu zorunluluk, sektörde daha şeffaf ve güvenilir bir ortamın oluşturulmasını hedefliyor.
Düzenlemeye göre, ilanlar artık yalnızca taşınmaz veya taşıt sahipleri, onların birinci ve ikinci derece yakınları ya da EİDS üzerinden yetkilendirilmiş emlak ve galeri işletmeleri tarafından verilebilecek. Bu adım, sosyal medya üzerinden yapılan kontrolsüz satışların azalmasını ve yetkili satıcıların pazar payının artmasını da sağlayacak.
İkinci el araç sektörünün kurumsal markası 2plan İcra Kurulu Başkanı Orhan Ülgür, bu düzenlemenin sektöre önemli etkilerinin olmasını beklediklerini belirterek, “Öncelikle sahte ilanların ve ilan kirliliğinin azalması, spekülatif fiyat artışlarının önüne geçilmesi açısından faydalı olacaktır. Sosyal medya üzerinden yapılan kontrolsüz satışların azalmasıyla birlikte yetkili satıcıların ve kurumsal firmaların pazar payının artması muhtemel görünüyor. Tüm bu gelişmelerin, daha şeffaf ve güvenilir bir pazar oluşmasına katkı sağlayacağını düşünüyorum.” dedi.
“Adaptasyon sürecinde bazı zorluklar yaşanabilir”
Sistemin sektöre olumlu etkileri olacağı kadar, uygulama sürecinde bazı zorlukların da yaşanabileceğine dikkat çeken Ülgür, “Sistemin yeni olması sebebiyle adaptasyon sürecinde bazı zorluklar yaşanabilir. Özellikle bireysel satıcılar için sürecin biraz daha karmaşık hale gelmesi muhtemel. Bununla birlikte, kimlik doğrulama sisteminin sektörde güvenilirliği artıracağını öngörüyoruz. Sistemin etkinliği, denetim mekanizmalarının başarısına bağlı olacak.” değerlendirmesinde bulundu.
“Geniş ikinci el portföyümüzle müşterilerimize tek çatı altında çok yönlü ve çok kanallı hizmet sunuyoruz”
İkinci el araç alımında tüketicilerin dikkat etmesi gereken birçok önemli nokta bulunduğuna dikkati çeken Orhan Ülgür, şunları söyledi:
“Öncelikle yetkili satıcılardan alım yapılması ve araç geçmişinin detaylı incelenmesi büyük önem taşıyor. Ekspertiz raporlarının mutlaka alınması, ilan bilgilerinin doğruluğunun teyit edilmesi ve resmi evrakların eksiksiz kontrolü de kritik adımlar arasında yer alıyor. Ödeme ve devir işlemlerinin güvenli kanallardan yapılması, garanti ve satış sonrası hizmet koşullarının netleştirilmesi de unutulmaması gereken hususlar arasında yer alıyor. 2plan olarak, profesyonel kadromuz ve geniş ikinci el portföyümüzle müşterilerimize tek çatı altında uçtan uca hizmet sunuyoruz. Müşterilerimizin araçlarını doğrudan satın alma, ihaleye çıkarma veya showroom’umuzda perakende satışa sunma gibi farklı iş modelleriyle çalışıyoruz. Bu sayede müşterilerimiz tüm ihtiyaçlarını tek noktada çözüme kavuşturabiliyor.”
Durak Tekstil Denizli Müşteri Buluşması yarattığı sinerjiyle katılımcılara ilham verdi
Müşteri odaklı yaklaşımını temel pazarlama stratejisi olarak belirleyen Durak Tekstil, gelenekselleştirdiği müşteri buluşmalarından sonuncusunu Denizli’de gerçekleştirdi. 120’den fazla tekstilcinin katıldığı etkinlikte yenilikçi dikiş ve nakış iplikleri hakkında detaylı bilgiler verilirken, yeni iş birlikleri için kapı aralandı.
Endüstriyel dikiş ve nakış ipliklerinin önde gelen üreticisi Durak Tekstil, Denizli’de düzenlediği müşteri buluşması ile bölgenin önde gelen tekstil üreticilerini ağırladı. 120’den fazla sektör profesyonelinin katıldığı etkinlikte Durak Tekstil’in kurumsal gelişimi, zengin ürün portföyü, AR-GE çalışmaları konularında sunumlar yapılırken, yeni bayi olarak çalışmalarına başlayan Renk İplik de tanıtıldı. Etkinlikte, Durak Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kuru, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Saadet Oran, Yönetim Kurulu Üyesi ve Pazarlama Direktörü Yiğit Durak ve İcra Kurulu Başkanı Nadiye Kurteş tarafından yapılan sunumlar büyük ilgi gördü. Etkinliğin güçlü bir sinerji yarattığını söyleyen katılımcılar, bu sektörel buluşmaların kendilerini memnun ettiğini ve yeni fırsatlar için kapı araladığını vurguladılar.
Açılış konuşmasını yapan Saadet Oran, Durak Tekstil’in 52 yıllık köklü geçmişini hatırlatarak, balık ağları için iplik üretiminden endüstriyel dikiş ve nakış ipliklerinde liderliğe uzanan yolculuklarındaki önemli dönüm noktalarını anlattı. Oran; “Babam Ali Durak’ın küçük bir atölye olarak Bursa’da kurduğu firmamızın, ağabeyim Ömer Durak zamanında yenilikçi bir vizyonla gelişimine tanık olduk. Türk tekstil endüstrisinde siz değerli paydaşlara en iyi çözümü sunmak için sürekli yatırımlarla hem kapasitemizi geliştirdik hem de AR-GE çalışmalarıyla sizlere yeni ürünler sunduk. Bugün artık küresel çapta bir marka olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Durak Tekstil, geleceğe siz sektör temsilcileriyle birlikte daha güçlü ilerliyor, yeni çözümlerle sektöre değer katmayı sürdürüyor. Bu yolda bizlerle yürüyen sektör temsilcilerine, ortaklarımıza tekrar teşekkür ederiz” dedi.
2025 yılı ekonomi beklentileri olumlu yönde ilerliyor
Durak Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kuru yaptığı sunumda hem dünya hem de Türk ekonomisine ilişkin önemli tespitlerde bulundu. Ticaret savaşları ve yeni soğuk savaş dönemi gibi gelişmelere karşın artık imalatın değerini bulacağı yılların başladığını ifade eden Kuru; “Önümüzdeki dönemde üretim gücü daha fazla avantaj sağlayacak. Avrupa ve Amerika pazarlarındaki hareketlenmenin yanı sıra, Kuzey Afrika ülkelerinde ve Eski Doğu Bloku ülkelerinde büyüme beklentileri var. Türkiye olarak üretim gücümüzle bu süreçte daha fazla fırsata ulaşabiliriz” diye konuştu.
2025 yılına ilişkin olumlu beklentilere sahip olduklarını açıklayan Kuru sözlerini şöyle sürdürdü; “Türkiye ekonomisi açısından 2025 yılı daha az riskler, daha stabil bir görünüm ve daha fazla ekonomik aktivite ile olumlu bir dönem olacaktır. Düşük kur yüksek faizden stabil yükselen kura ve stabil düşen faiz dönemine girmiş bulunuyoruz. Daralan iç piyasadan yavaş yükselen piyasaya geçiş de aynı şekilde devam ediyor. Bu süreçte Avrupa pazarında da ekonomi canlanacaktır. Bölgesel savaşların devam etmesine karşın pazardaki iyileşmenin etkisini artıracağı kanaatindeyiz. Durak Tekstil olarak 2025 yılına ilişkin perspektifimizi ve stratejilerimizi farklı senaryolara göre oluşturduk ve hazırlıklarımızı yaptık. Marka üstünlüğümüzü öne çıkaran, kalite ve tedarik sürekliliğimizi her şeyin önünde tutan vizyonumuz ve AR-GE ürünü yenilikçi ürünlerimizle müşterilerimize en iyisini, en kısa sürede sunmaya devam edeceğiz.”
Durak Tekstil ürün portföyü sürekli büyüyor
Durak Tekstil tarafından geliştirilen ve üretilen dikiş ve nakış iplikleri hakkında sunum yapan İcra Kurulu Başkanı Nadiye Kurteş, etkinlik katılımcılarının merak ettiği birçok noktayı ele alarak, yenilikçi çalışmalar hakkında bilgi verdi. “Farklı uygulama taleplerini karşılayan endüstriyel nakış ve dikiş ipliklerimiz hem yüksek kalite ve dayanıklılık standartları hem de renk zenginliği ile üreticilerin tercihi oluyor” diyen Kurteş, ipliklerin özel yapıları sayesinde makinelerde verimli bir şekilde kullanılabildiğinin altını çizdi.
Kurteş şunlara değindi: “Poly-Soft, Visco, Durafix, Durapol gibi birçok farklı nakış ipliğimiz en iyi uygulama sonuçlarını mümkün kılıyor. Farklı renk, doku ve özelliklerdeki ipliklerimiz ile nakışlar daha dikkat çekici hale geliyor. Tekstil ürünlerinin olmazsa olmazı dikiş işlemidir ve bu konuda Durak olarak müşterilerimize birçok çözüm sunuyoruz. Polystrong Premium, Durafix, Poly-jet, Duracotton ve Duratex gibi birçok ipliğimiz, istenilen dikiş özelliklerini karşılıyor. En hassas kumaşlardan denim gibi ağır ve zor kumaşlara kadar birçok farklı tekstil yüzeyi Durak Tekstil iplikleriyle birleştiriliyor. İşletmelerin verimliliğine katkı sağlayan mekik ipliklerimiz Duraless, Durabobbins ve Duma da pazarda önemli bir bilinirliğe sahip bulunuyor.”
AR-GE çalışmalarıyla geliştirilen yenilikçi teknik ipliklere de değinen Kurteş, birçok farklı sektör ve uygulama için portföylerinin sürekli genişlediğini belirtti. Kurteş, alev geciktirici, UV dayanımlı, kesilmeye dirençli, anti-statik, su itici gibi birçok farklı fonksiyonel özelliğe sahip ipliklerin yanı sıra geri dönüştürülmüş özel ipliklerin de müşterilere sunulduğunu anlattı. Kurteş yeni ürünler arasında ise Termokromik ipliğin, serinletici nakış ipliğinin, iletken ipliğin, suda eriyen ipliğin, kokulu nakış ipliğinin kullanım olanaklarını ve sağladığı fırsatları ifade etti.
Müşteri odaklı pazarlama çalışmaları başarısını kanıtlıyor
Durak Tekstil Yönetim Kurulu Üyesi ve Pazarlama Direktörü Yiğit Durak ise yaptığı konuşmada marka ve pazarlama faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Markalaşmanın önemine değinen Durak, markaların kalite, felsefe, ürün, vizyon ve deneyim anlamında farklılaşarak %100 müşteri güveni kazanabildiğini söyledi. Durak; “Durak Tekstil olarak Türkiye’nin bütün bölgelerine erişebilen bir altyapıya sahibiz, müşterilerimizin talep ettikleri ürünleri onlara en kısa sürede ulaştırmak için altyapımızı güçlendirmeye devam ediyoruz. Bunun yanı sıra, ihracat pazarlarında ağırlığımız her geçen yıl daha fazla artıyor. 50. yılımızı kutladığımız 2022’de önemli bir başarıya imza atarak Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı Turquality Marka Destek Programı’na katılmaya hak kazandık. Durak Tekstil kendi segmentinde bu programa girmeyi başaran ilk firma oldu” dedi.
Kurumsal kimlik çalışmalarına ağırlık verdiklerini dile getiren Durak, yeni motto ve QR kod tasarımlarının oluşturulduğunu belirtti. Durak: “Dünyada endüstriyel dikiş ve nakış ipliğine yön veren önemli fuarlara katılmanın yanı sıra, müşterilerle buluşmaları gelenekselleştirdik. Adana, Kayseri, Azerbaycan, İzmir, Ankara ve Tunus etkinliklerimizden sonra Denizli’de bu buluşmayı sağladık. Bu buluşmalar sayesinde kullanıcılarımızla direkt temas edebiliyor, onlarla güçlü bir sinerji yakalıyor ve ortak bir vizyon oluşturabiliyoruz” dedi. ‘Durak’la teknolojiyi deneyimle’, ‘Durak’la sanatı deneyimle’ ve ‘Durak’la doğayı deneyimle’ mottolarıyla çalışmaların yürütüldüğünü ifade eden Durak, web sitesi üzerinden satış için e-ticaretin de aktif hale getirildiğini sözlerine ekledi.
Yeni bayi Renk İplik çalışmalara hızlı başladı
Durak Tekstil Denizli Müşteri Buluşması’nda ayrıca firmanın bölgedeki yeni bayisi olarak Renk İplik de duyuruldu. Denizli merkezli firma, bayilik anlaşmasının imzalanmasıyla birlikte yeni yatırımlar yaparak yüksek stok tutma ve hızlı servis desteği için yeni yatırımlar gerçekleştirdi. Etkinlikte bir konuşma yapan Renk İplik Genel Müdürü İsmail Öztürker, geçmişte zaten Durak Tekstil ile çalıştıklarını hatırlatarak, önümüzdeki dönemde Denizli ve çevre bölgesinde pazar oranını artırmayı hedeflediklerini söyledi.
“Başlayan yeni iş birliğimiz sadece işlerimizi büyütmekle kalmayacak, aynı zamanda hizmet alanımızı genişleterek daha fazla müşteriye en iyi hizmeti sunmamıza olanak tanıyacak” diyen Öztürker, 2024 yılında yaptıkları yeni yatırımlarla stok tutma ve hızlı servis sağlama için tüm hazırlıkları tamamladıklarını açıkladı. Öztürker; “Başta Denizli olmak üzere, İzmir, Çanakkale, Antalya dahil tüm çevre şehirlere ve hatta e-ticaret kanalı ile her yere ürünlerimizi sunabiliyoruz. Durak Tekstil ipliklerinde artan stok ve ürün çeşitliliğimiz ile müşterilerimiz siparişlerinin bir gün sonra ellerinde olacağı güvenini yaşıyor. Bu iş birliğinin Durak Tekstil’e, Renk İplik’e ve sektörümüze hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.
Katılımcılar Durak ile buluşmaktan memnun kaldı
120’den fazla konuğu ağırlayan Durak Tekstil Denizli buluşması, başarılı bir etkinlik olarak kayda geçti. Katılımcılar hem yapılan sunumların içeriğinin kendilerini bilgilendirdiğini hem de etkinlik boyunca firma yetkilileri ile yaptıkları görüşmelerin kendileri için faydalı olduğunun altını çizdi.
Esma Nakış firma sahibi Hasan Öztürk: “20 yıldır büyük bir memnuniyet ile Durak Tekstil ile çalışıyoruz. Bu süre zarfında makineler gelişti ve hızlandı. Durak Tekstil de ipliklerini yeni döneme hazırlayarak bizleri yalnız bırakmadı. Bu anlamda Durak Tekstil ile kendimizi üretim bağlamında daha güçlü hissediyoruz. AR-GE çalışmalarıyla bizlere farklı iplikler sunabiliyorlar, yeni bir iplik aradığımızda bunu onlarda bulabileceğimizi biliyoruz. Yerli bir marka olması bizim için oldukça anlamlı. Ayrıca düzenlenen bu etkinlikten çok memnun kaldık, uzun bir aradan sonra onlarla bir arada olmak, sohbet etmek, yenilikleri dinlemek bizler için faydalı oldu. Denizli’de firma yetkililerini görmek bizlere moral ve güç verdi.”
Feo Tekstil Üretim Yöneticisi Mehmet Ali Mutlutürk: “Firmamız bir yıl önce kuruldu ve o günden bu yana Durak Tekstil ipliklerini kullanıyoruz. Nakış, brode ve örmeye odaklanan bir firma olarak aradığımız iplikleri rahatlıkla Durak’ta bulabiliyoruz. Kaliteleri ve renklerinde akma olmaması temel tercih sebebimiz oldu. Önümüzdeki dönemde büyüme hedeflerimiz var ve bu süreçte Durak’ı her zaman yanımızda görmek istiyoruz. Bu etkinlikte görmüş olduğumuz ilgi ve bilgisini aldığımız iplikler bizleri motive etti. Sektörde bir yenilik olacaksa, bunun Durak’ta olacağını bir kez daha gördük.”
2025 yılı, teknolojik ve ekonomik açıdan dijital baskının öneminin artmaya devam edeceği bir yıl olacak. Yaklaşık 800 milyar dolarlık bir printer pazarı içinde dijital baskının payı 40 milyar dolar iken, bu rakamın gelecek 5 yıl içinde 90 milyar dolara çıkması bekleniyor. Dijital baskı sektörü, son 25 – 30 yılda büyük bir dönüşüm geçirdi. İlk başlarda kağıt ve türevlerine baskı yapılırken, teknolojinin ilerlemesiyle birlikte baskı medyası genişledi. Bugün, 10-15 cm kalınlığa kadar metal, ahşap, cam, deri ve seramik gibi çeşitli malzemeler üzerine baskı yapılabiliyor. Bu dönüşüm, etiket sektöründen yayıncılığa kadar geniş bir yelpazede etkisini gösteriyor.
Teknolojik gelişmeler yaşanıyor
Eskiden baskı denilince akla ilk olarak ofset baskı gelirdi. Ardından dijital baskı, başlangıçta tamamlayıcı bir teknoloji olarak ortaya çıksa da, zamanla ofset baskıya alternatif hale geldi. Ofset baskının ön hazırlık, işçilik ve makine maliyetlerine karşılık, dijital baskı ön hazırlık gerektirmiyor ve maliyetleri önemli ölçüde düşürüyor. Klasik baskı teknolojilerinin yerini, dijital baskı teknolojilerinin almayı sürdüreceğini kaydeden Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, şunları söyledi:
“Teknolojik gelişmeler, dijital baskıya yeni alanlar açıyor ve bu da pazarın büyümesini sağlıyor. Sektördeki büyüme, hem teknolojik yenilikler, hem de ekonomik değişimlerle destekleniyor. Bu büyüme, klasik baskı teknolojilerinin dijitale kayması ile gerçekleşiyor.” dedi.
Avrupa’ya ihracat yapılabilir
Dijital baskı sektörü, sürekli olarak yenilikleri takip etmeyi ve yaratıcı çözümler sunmayı gerektiriyor. Bu alandaki gelişmeleri yakından izlemek ve adaptasyon sağlamak, başarılı olmanın anahtarı. Amerika ve diğer büyük pazarlarda bu teknolojilerin nasıl kullanıldığını ve hangi yeniliklerin uygulandığını takip etmek, sektördeki rekabet gücünü artırmak için önem kazanıyor.
Ülkemizin, dijital baskı sektöründe ciddi avantajlara sahip olduğunu ve print üretiminde önemli bir tecrübesi bulunduğunu anlatan Bekir Öz, konuşmasına şöyle devam etti:
“Avrupa pazarı gibi büyük bir pazara yakın olmak, Türkiye için büyük bir fırsat sunuyor. Ülkemizde işgücünde ciddi bir pazar mevcut. Yalnızca iç pazara değil, dünya pazarlarına da açılabilecek kabiliyete sahibiz. Baskı ürünleri üretip ihraç ederek, bu pazardan pay almak mümkün. Lidya olarak, ülkemizin yanı sıra faaliyet gösterdiğimiz Birleşik Krallık’ta printer pazarı, Türkiye’nin 20 katı büyüklüğünde. Bu pazarda üretim yaparak satış gerçekleştirmek rekabet avantajı sağlıyor. İngiltere’deki üretim tesisimizde ürettiğimiz ürünleri İngiltere pazarının yanı sıra Avrupa ülkelerine ihraç ediyoruz.” diye konuştu.
Dijital baskının faydaları ve pazar potansiyeli
Dijital baskı sektörü, Kupa, tişört gibi ürünlerde hızlı bir yükseliş gösteriyor. Yurtdışına satış yaparak pazar payını artırmak, verimlilik ve maliyet avantajı sağlamak mümkün. Online satışta en basit ürünlerden biri olan kartvizitler bile en az 50 farklı model ve 20 farklı kağıt çeşidi ile sunulabiliyor. B2B (Business to Business) modeli de büyük bir pazar sunuyor. Seramik ve dijital baskı ile farklı malzemeler kullanılarak verimlilik artırılabiliyor ve maliyetler düşürülebiliyor. Özetle, klasik baskı teknolojileri, dijital baskıya dönüşmeye devam ediyor. Dijital baskının sağladığı hız avantajı, B2B ve B2C modellerinde önemli bir rekabet üstünlüğü sunuyor ve sektörün büyümesini destekliyor. Ülkemizin, dijital baskı sektöründeki potansiyelinin daha da gelişmesi ve dünya pazarlarına açılması, ekonomiye büyük katkılar sağlayacaktır.
BYD’nin Yeni Modellerine Yoğun İlgi 6.591 Adetlik Satış Getirdi
BYD Türkiye’nin 15 Kasım’da gerçekleştirdiği yeni dönem lansmanı sonrasında, markanın elektrikli ve şarj edilebilir hibrit modellerine Türk tüketicileri yoğun ilgi gösterdi. Lansmanda ilk kez pazara sunulan E segmentindeki amiral gemisi sedan modeli HAN, tam elektrikli dört çeker D sedan modeli SEAL AWD, elektrikli hatchback modeli DOLPHIN, tam elektrikli D-SUV SEAL U EV ve yeniden satışa sunulan şarj edilebilir hibrit D-SUV SEAL U DM-i ve tam elektrikli C-SUV ATTO 3 modelleriyle toplamda 6 araçtan oluşan güçlü bir ürün gamı tanıtıldı. BYD Türkiye, bu ürün gamıyla 32 günlük kısa bir süre içinde toplam 6.591 adetlik etkileyici bir satış performansı yakaladı.
“Lansman sonrasında 6.591 araç satışı, markamıza duyulan güvenin pazarda karşılık bulduğunun göstergesi”
BYD modellerine Türk tüketicilerin gösterdiği ilgiden büyük mutluluk duyduklarını belirten BYD Türkiye’nin Genel Müdürü İsmail Ergun, “15 Kasım’da gerçekleştirdiğimiz lansmanımızın ardından, sadece otuz iki günde 6.591 adet otomobili müşterilerimizle buluşturarak yılı güçlü bir şekilde kapattık. Lansman sonrasında 6.591 adetlik satış performansı, markamıza duyulan güvenin pazarda karşılık bulduğunun göstergesidir. Bu süreçte tüm modellerimizin tasarımı, zengin donanım özellikleri, yüksek teknolojisi ve kalitesi müşterilerimiz tarafından büyük beğeni toplarken, modellerimizin fiyat seviyeleri de çok cazip bulundu. BYD SEAL U DM-i modelimizin, 2024 yılındaki toplam 4.525 adetlik satış performansı ile, Türkiye şarj edilebilir hibrit pazarında BYD’yi liderlik konumuna taşıdığını tahmin ediyorum. Ayrıca, BYD’nin yeni enerjili araç (NEV – New Energy Vehicle) konusundaki uzmanlığını, Aralık ayı NEV satış sıralamasındaki güçlü konumuyla göreceğimize inanıyorum. Önümüzdeki dönemde hem ürün yelpazemizi genişletmeyi hem de daha fazla müşteriye ulaşmayı hedefliyoruz. Türk tüketicisinin markamıza gösterdiği yoğun ilgi, bu alandaki talebi net bir şekilde ortaya koyuyor. Stratejimiz, Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusunun değişen mobilite ihtiyaçlarına en iyi şekilde yanıt vermeyi amaçlıyor. Bundan sonraki süreçte de yenilikçi ürünlerimiz ve müşteri odaklı yaklaşımımızla Türkiye otomotiv pazarına değer katmayı sürdüreceğiz. BYD modellerine gösterilen ilgiden dolayı tüm müşterilerimize teşekkür ederiz” dedi.
Büyük ilgi: BYD’nin tüm iletişim kanallarında yoğun trafik yaşandı
BYD Türkiye’nin geniş ürün yelpazesi ve ‘ulaşılabilir premium’ konsepti, lansman döneminde büyük bir ilgiyle karşılandı. Bu yoğun ilgi, BYD Türkiye’nin sosyal medya hesaplarından web sitesine, çağrı merkezinden showroomlarına kadar tüm iletişim kanallarında yoğun bir trafik oluşturdu. Lansman sonrası satışa sunulan modellere 30 binin üzerinde talep gelirken, BYD showroomları Kasım ve Aralık aylarında yoğun ziyaretçi trafiğiyle hareketli günler yaşadı. Lansman sonrası da yoğun ilgi görmeye devam eden Marka, bekleyen müşterilerine teslimatlarını en hızlı şekilde yapmak için tüm hızıyla çalışmaya devam ediyor.
Polat Enerji ile SolarToday Arasında 15 MWh Enerji Depolama Sistemi Anlaşması: iNOVAT Yerli Çözümleriyle Sahada
Polat Enerji, Ege Rüzgar Enerji Santrali’nde depolamalı kapasite artışı kapsamında 12,8 MW/15,176 MWh kapasiteli CATL marka enerji depolama ünitesinin kurulması için SolarToday ile ürün tedarik, mühendislik ve inşaat işleri sözleşmesi imzaladı. Projenin ürün tedarikini SolarToday Türkiye üstlenirken, sistemin anahtar teslim entegrasyonu ve devreye alınması Türkiye’nin enerji depolama alanındaki öncü şirketlerinden iNOVAT tarafından gerçekleştirilecek. Ayrıca, projede iNOVAT’ın geliştirdiği yerli Enerji Yönetim Sistemi (EMS) kullanılacak.
Polat Enerji’ye ait kurulu gücü 15,2 MWh olan Ege Rüzgar Enerji Santrali’nde Depolamalı Kapasite Artışı için 2 Ocak Perşembe günü Polat Enerji CEO’su Cem Deniz, SolarToday Türkiye CEO’su Mario Dalsarfati ve iNOVAT Enerji Depolama Çözümleri Yönetici Ortağı Can Tokcan’ın katılımıyla Polat Enerji Genel Müdürlüğü’nde bir imza töreni gerçekleştirildi.
Törendeki konuşmasında Polat Enerji Genel Müdürü Cem Deniz, Türkiye’nin son on yılda yenilenebilir enerjide etkileyici bir büyüme yaşadığını ifade ederek, “Polat Enerji olarak yenilenebilir enerji üretiminde olduğu gibi enerji depolama alanında da öncü konumda olmayı hedefleyerek, üretim dengesizliklerini optimize etmeyi ve üretim profilini iyileştirmeyi amaçlıyoruz. Bu stratejik proje, enerji depolama teknolojilerinin yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılmasındaki kritik rolünü bir kez daha ortaya koyuyor. Bu proje ile Avrupa pazarında da örnek teşkil edecek bir başarı hikayesi oluşturulması hedefliyoruz. Türkiye’nin sahip olduğu muazzam yenilenebilir enerji potansiyelini gerçekleştirecek, enerji dönüşümüne ve sürdürülebilir bir gelecek için katkıda bulunacak bu önemli adımı atmaktan gurur duyuyoruz” dedi.
SolarToday Türkiye CEO’su Mario Dalsarfati ise “Yenilenebilir enerji alanında Avrupa’da 25 ülkede 14 yılı aşkın süredir uluslararası standartlarda ürün tedariki sağladıklarını hatırlatarak Türkiye’nin öncü şirketlerinden biri olan Polat Enerji ile bir depolamalı RES projesinde iş ortaklığı yapacak olmaktan memnuniyet duyduklarını” belirtti.
Anlaşmaya ilişkin değerlendirmede bulunan iNOVAT Yönetici Ortağı Can Tokcan da “Mühendislik ve yazılım odaklı bir teknoloji şirketi olarak enerji depolama ve enerji yönetim sistemleri alanında sundukları çözümlerle Türkiye’nin enerji dönüşümü sürecine azami ölçüde yerli katkı sağlamayı amaçladıklarının” altını çizdi.
Türkiye’de Enerji Depolama Alanında Öncü Adım
Polat Enerji’nin İzmir’de bulunan EGE RES projesine entegre edilecek 15 MWh kapasiteli ileri teknoloji enerji depolama sisteminin ürün tedarikini SolarToday Türkiye üstlenirken, sistemin anahtar teslim entegrasyonu ve devreye alınması, Türkiye’nin enerji depolama alanındaki öncü şirketlerinden iNOVAT tarafından gerçekleştirilecek. Ayrıca, projede iNOVAT’ın geliştirdiği yerli Enerji Yönetim Sistemi (EMS) kullanılacak. Avrupa’nın en büyük güneş enerjisi ve depolama çözümleri sunan firmalarından SolarToday’in, Türkiye ve Doğu Avrupa’daki operasyonlarını da yürüten Taliva Enerji bu proje ile Türkiye’nin enerji depolama alanındaki ilk örneklerinden birine imza atıyor.
Bu proje, global ölçekte kendini kanıtlamış batarya teknolojisi ve enerji güç dönüşüm sistemi (PCS) ile yerli Enerji Yönetim Sistemi (EMS) ve mühendislik çözümlerini bir araya getirerek enerji depolama altyapısında yeni bir dönemi başlatıyor. Sistem, rüzgar enerjisinden üretilen elektriğin depolanarak ihtiyaç duyulan anlarda şebekeye aktarılmasını, üretim dengesizliğinin yönetilmesini ve ticaret optimizasyonları sayesinde enerji depolama sisteminin gelirinin en üst seviyeye çıkarılmasını sağlayacak. Böylece rüzgar enerjisi üretim optimizasyonu gerçekleştirilirken, Türkiye’nin elektrik şebekesi kararlılığına da önemli bir katkı sunulacak. Bu proje yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılabilmesi için Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin önemini ortaya koyacak.
Zeytinin bereketi “OLIVEtoLIVE” ile kadraja girecek
Anayurdu Anadolu olan Zeytin Ağacı, binlerce yıldır tarih, kültür ve barışın sembolü olarak varlığını sürdürüyor.
Zeytin ve zeytinyağının bereketin simgesi özelliği yanında Anadolu’daki kadim yolculuğuna ve yaşama kattığı anlamlara dikkat çekmeyi amaçlayan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği, İzmir Fotoğraf Sanatı Derneği (İFOD) ve Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF) iş birliğiyle “OLIVEtoLIVE” isimli fotoğraf yarışması düzenliyor.
Türkiye’nin 200 milyonu aşan zeytin ağacı varlığına sahip olduğunu, son 25 yılda zeytincilik sektörüne yaptığı yatırımlarla sofralık zeytinde dünya birincisi, zeytinyağında dünya ikincisi konuma geldiğini paylaşan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Emre Uygun, Anayurdu Anadolu olan Zeytin Ağacının, besin kaynağı özelliği yanında; tarih, kültür ve barışın sembolü olarak varlığını sürdürdüğünü “OLIVEtoLIVE: Zeytinin Bereketinden Hayata 1. Ulusal Fotoğraf Yarışması”yle Zeytin Ağacının özelliklerini daha güçlü bir şekilde yansıtmayı hedeflediklerini dile getirdi.
“OLIVEtoLIVE, zeytini yalnızca bir meyve olarak değil, aynı zamanda hayatın vazgeçilmez bir parçası olarak gören bir yaklaşımı temsil ediyor” diyen Uygun, “Bu yarışma, zeytinin hayatımızdaki yerini ve taşıdığı bereket, sağlık, barış ve kültürel değerlerini herkese göstermeyi amaçlıyor. Yarışma kapsamında, katılımcılardan zeytinin ve zeytinyağının insan yaşamına kattığı anlamı ve değerleri yaratıcı yollarla ifade eden fotoğraflar bekliyoruz” şeklinde konuştu.