Köşe YazılarıMedya-Basın Dünyası

Büyükler, çocukları unutunca, araştırmalar korkutuyor…

*Son yıllarda çocuklar unutulur oldu. Cinsel taciz, tecavüz, itilip-kakılma, parçalanmış ailelerde ortada kalma gibi kendini gösteren çocuklar yine de kenetlenmesini biliyor. Ama yapılan ‘çocuk/yaşam araştırmaları’ mide bulandırıp, korkutuyor.

*Büyüklerin ‘aşırı kazanç’ ya da ‘karnını doyurma’ hırsına birde ‘seçim’ eklenince çocuklar, bugün büyük önder Atatürk’ün Dünyada sadece Türkiye’de kendilerine armağan ettiği ‘Çocuk Bayramı’nın coşkusunu ve heyecanını yaşıyor.

*Eski 23 Nisan ve diğer milli bayramlara özlem duyulsa da çeşitli nedenlerle büyükler birbirini kırıp-dökerken, siyaset ve politika yapanlar kendilerine ‘konuşmaları-suçlamaları’ ile kötü örnek olurken,  o küçük eller, yürekler içten bayramı yaşıyor.

Peki araştırmalar ne diyor. İşte dört araştırma sonucu…

Türkiye’nin en çok oy kullanılan sosyal anket platformu www.poltio.com, kullanıcıları tarafından sorulan ve toplam 25 bin 389 kez yanıtlanan anketleri analiz ederek Türkiye’nin 23 Nisan Çocuk Bayramı ve çocuklar ile ilgili bakış açısını ortaya serdi.

Çocukluğumuzun 23 Nisan’ı deyince gösterilerdeki kıyafetleri hatırlıyoruz.

Sorulan “Çocukluğunuzun 23 Nisanlarından aklınızda en çok ne kaldı?” sorusunu yanıtlayan 747 kişinin %34’ü “katıldığım gösterilerdeki kıyafetlerim” dedi, %22,3’ü “Okul tatil olduğu için çok sevinmem”, %16’sı “Hep yağmura denk gelmesi”, %13,6’sı “TRT’deki çocuk şenliği”, %8,9’u “Okuduğum şiirler (hala aklımdalar)”, %5,1’i “Gösterilerden sonra yediğimiz abur cuburlar” dedi. “23 Nisan’da çocukların sembolik olarak makamlara oturmaları sizce güzel bir uygulama mı?” sorusunu yanıtlayan 7.965 kişinin %71,3’ü güzel bir uygulama olduğunu düşünürken, %28,7’si “Hayır” dedi. “Sizce 23 Nisan’da koltukları devralan çocuklar büyüyünce ne oluyordur?” sorusuna cevap veren 3.682 kişi %59,6’sı “Sıradan insanlar olmuşlardır” derken, %24,9’u “Beklentilerin altında ezilmiş, başarısız olmuşlardır”, %15,6’sı ise “Çok başarılı noktalara gelmişlerdir” dedi.

Cumhuriyet’in tüm çocuklar için fırsat eşitliği olduğuna inanıyoruz

1.329 kişinin cevapladığı “’Cumhuriyet fırsat eşitliğidir. Parlamenter sistem sıradan Türk çocuklarının devletin bütün makamlara gelebilmesidir.’ Katılıyor musunuz?” sorusunu yanıtlayanların %86,2’si bu söze katıldıklarını belirtirken, %13,8’i katılmadıklarını ifade etti.

Çocukluğumuzu özlüyoruz

Yine “Çocukken ‘büyüyünce ne olacaksın’ sorusuna verdiğiniz yanıtla şu anda yaptığınız şey aynı mı?” sorusuna cevap veren 9.877 kişinin %81,7’si  “Hayır” yanıtı verirken, %18,3 oranında “Evet” yanıtı verdi. 849 kişinin yanıtladığı “Çocukluğunuzu özlüyor musunuz?” sorusuna %87,2 oranında “Evet” cevabı geldi; yanıtlayanların %12,8’i çocukluklarını özlemediklerini belirtti.

En önemli sorun “Şiddete maruz kalan çocuklar”

“Ülkemizdeki çocukların en önemli sorunu sizce nedir?” sorusuna yanıt veren 940 kişiden %31,2’si “Şiddete maruz kalan çocuklar” cevabını verdi, %23,4’ü “Çocuk gelinler”, %20,6’sı “Okula gönderilmeyen 1,3 milyon çocuk”, %12,8’i “1 milyon üzerinde çocuk işçi”, %7,5’i “Çoğunluğu sokaklarda dilenmek zorunda kalan Suriyeli çocuklar”, %4,5’i ise “Diğer” cevabını verdi.

TÜRKİYE NÜFUSUNUN YÜZDE 28,3’Ü ÇOCUKLARDAN OLUŞUYOR

2017 sonu itibarıyla Türkiye nüfusunun yüzde 28,3’ü çocuklardan oluşurken, bu oranın 22 milyon 883 bin 288 çocuğa karşılık geldiği belirlendi.

Medya takip ve raporlama ajansı PRNet, Türkiye’deki çocuk nüfus oranı ististiklerini inceledi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve medya yansımalarından derlenen bilgilere göre, 2017 sonu itibarıyla Türkiye nüfusunun yüzde 28,3’ünün çocuklardan oluştuğu belirlendi. Böylelikle, Türkiye’deki 0 ila 17 yaş arasındaki çocuk nüfusunun 22 milyon 883 bin 288 olduğu görüldü. Türkiye’nin toplam nüfusu ise 80 milyon 810 bin 525 olarak saptandı.

2017 yılında Türkiye nüfusunun yüzde 28,3’ünü oluşturan çocuk nüfusunun, geçmiş yıllara kıyaslandığında giderek azaldığı gözlemlendi. Böylelikle, 2013 yılında yüzde 29,7 olan çocuk nüfus oranının, 1990 yılında yüzde 41,8, 1970 yılında ise yüzde 48,5 olduğu belirlendi. Nüfus projeksiyonlara bakıldığında da çocuk nüfus oranının önümüzdeki yıllarda giderek azalacağı öngörüldü. Türkiye’de çocuk nüfus oranın en yüksek olduğu il yüzde 46,7 ile Şanlıurfa oldu. Şanlıurfa’yı yüzde 45,2 ile Şırnak, yüzde 43,7 ile de Ağrı takip etti. Buna karşın, çocuk nüfusunun en düşük olduğu il Tunceli olarak belirlenirken, onu yüzde 18,4 ile Edirne, yüzde 19,0 ile de Kırklareli izledi.

Nüfus ve demografik yapıyla ilgili incelemede geçtiğimiz yıl 104 bin 657 haber çıkışı tespit edilirken, çocuk nüfus başlığı altında 6 bin 924 haber çıkışı saptandı. Öte yandan dünyadaki çocuk nüfus sayısına bakıldığında, 2 milyar 232 milyon 784 bin 461 olduğu görüldü. Bu sayının da dünya nüfusunun yüzde 30,2’sine tekabül ettiği belirlendi. En yüksek çocuk nüfus oranına sahip ilk üç ülke ise; yüzde 55,8 ile Nijer, yüzde 55,1 ile Uganda ve yüzde 54,8 ile Mali olarak karşımıza çıktı. Bunun yanı sıra, Türkiye sahip olduğu yüzde 28,3’lük dilimle 167 ülke arasından en fazla çocuk nüfusuna sahip 97. ülke oldu.

TÜRKİYE’DE HER 4 KİŞİDEN 3’Ü GEÇMİŞE ÖZLEM DUYUYOR

2015 ila 2017 yılları arasında 34 şehirden 15 bin 918 kişi baz alınarak hazırlanan rapora göre, Türkiye’de her dört kişiden üçünün geçmişe özlem duyduğu belirlendi.

Medya takibinin öncü kurumu Ajans Press’in IPSOS’un gerçekleştirdiği  “Türkiye Anlama Kılavuzu” araştırmasından ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, Türkiye’de her dört kişiden üçünün geçmişe özlem duyduğu belirlendi. Böylece, “Eskiden insanların daha mutlu olduğunu düşünüyorum” diyenlerin oranı yüzde 76 olarak saptandı.

2015-2017 yılları arasında 34 şehirden 15 bin 918 kişi baz alınarak hazırlanan rapor, Türkiye’nin tüketim alışkanlıkları, hobileri, yaşam tarzı ve boş vakitlerinde neler yaptıkları gibi çeşitli açılardan ele alarak tamamlandı. Elde edilen raporda, nüfusun yüzde 68’inin dış dünyanın acımasız, tahmin edilemez gerçeklerinden dolayı evde kalarak kendini koruma ihtiyacı hissettiğini bildirdi. Bunun yanı sıra, yüzde 72’inin boş vakitlerini alışveriş merkezlerinde geçirdiği görülürken, AVM’lerde geçirilen sürenin ortalama 3 saat olduğu tespit edildi. Buna ek olarak, Türk halkının yüzde 35’i hiç kitap okumazken, yüzde 44’ünün hiç sinemaya gitmediği görüldü. Hayatında hiç konser, tiyatro veya opera izlememiş olanların oranı ise yüzde 64 olarak saptandı.

Türk halkının memnuniyetsizlik karnesi de belli oldu. Medyaya yansıyan haber başlıklarına göre; işsizlik, hayat pahalılığı ve döviz kurlarında yaşanan artış, halkın memnuniyetsizlik nedenleri arasında başı çekti. Bu başlıklarda medyaya 270 binin üzerinden haber yansırken, bu konular medyanın gündemini de belirledi. Öte yandan Türkiye’de bireylerin hane özelliklerine bakıldığında ise, yüzde 63’ünün ev sahibi olduğu görüldü. Geriye kalan dilimin de yüzde 24’ünün kiracı, yüzde 12’sinin kira vermeden oturduğu, yüzde 1’inin de lojmanda ikamet ettiği belirlendi. Rapora katılan kişilere evlerinin duvarlarında ne asıldığı sorulduğunda da, yüzde 80’i saat şeklinde cevap verdi. Saat dışında tablo asanların oranı yüzde 48 olarak tespit edilirken, ayna asanların oranı yüzde 46, takvim asanların oranı ise yüzde 44 oldu.

BETAM araştırmasından Türkiye için kötü sonuç!

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) görevlileri tarafından hazırlanan araştırma notuna göre, şiddetli maddi yoksunluk içinde yaşayan çocukların oranının giderek arttığı Türkiye, “Avrupa’da çocuk yoksunluğunun en yoğun olduğu ülke” konumuna yükseldi.

Türkiye’de çocukların yaşam koşulları giderek kötüleşiyor.

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nden (BETAM) Doç. Dr. Gökçe Uysal ve Araştırma Görevlisi Yazgı Genç tarafından hazırlanan, “Şiddetli maddi yoksunluk içinde yaşayan çocukların oranı artıyor” başlıklı araştırma notu, Türkiye’nin bu konuda ne kadar kötü durumda olduğunu gösterdi.

Araştırma notunda, Avrupa Birliği’nin yoksunluk tanımına göre 2016 yılında Türkiye’de yaklaşık her üç çocuktan birinin, başka bir deyişle 7 milyon 510 bin çocuğun “şiddetli maddi yoksunluk” çeken hanelerde yaşadığı kaydedildi.

BETAM tarafından hazırlanan araştırma notundan bazı çarpıcı başlıklar şöyle:

“Batı Anadolu, İstanbul, Orta Anadolu, Doğu Karadeniz ve Akdeniz bölgelerindeki çocukların yoksunluk oranlarında büyük artışlar göze çarpıyor.

Bu artışların büyük oranda ısınamama, kısmen de beslenme ihtiyaçlarını giderememe ve beklenmeyen harcamaları karşılayamamaktan kaynaklandığı anlaşılıyor.

Güneydoğu Anadolu’da çocukların yüzde 47’si, Ortadoğu Anadolu’da yüzde 37,3’ü, Akdeniz’de ise yüzde 36’sının yaşadıkları haneler yeterince ısınmıyor.

Isınma ihtiyacını karşılayamayan hanelerin oranındaki artışa paralel olarak, Türkiye’de şiddetli maddi yoksunluk içerisinde yaşayan çocukların oranı arttı ve Türkiye tüm Avrupa Birliği ülkelerinin gerisinde kaldı.”

Maddi yoksunluk ölçütü, ülkelerin yoksulluk düzeyini ölçmek ve analiz etmek için kullanılan yöntemlerden biri. Bu yöntem, ankete katılan hanelerin yaşam standartlarına dair değerlendirmeler içerdiğinden ülkenin genel yoksulluk düzeyine ışık tutan bir yaklaşım olarak kabul ediliyor. Uzun süren gelir yoksulluğunun bir sonucu olan maddi yoksunluk, yetişkinlerde geçici olabilirken çocuklarda genelde ömür boyu sürer ve sonraki nesillere aktarılma riski taşıyor.

BETAM araştırma notunda, çocuk yoksulluğu ölçütü olarak, Avrupa Birliği İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) tanımladığı şiddetli maddi yoksunluk ölçütü kullanıldı.

Şiddetli maddi yoksunluk bireylerin hayatlarına düzgün bir şekilde devam edebilmeleri için gerekli olan çeşitli ihtiyaçların zorunluluktan yerine getirilememesi olarak tanımlanıyor.

Bu ölçüte göre; kira ve faturaların ödenmesi, evin ısınma ihtiyacının yeterince karşılanması, beklenmeyen harcamaların karşılanması, her iki günde bir et, balık ya da protein eşdeğer gıdalarının tüketilebilmesi, evden uzakta bir haftalık tatil masrafının karşılanması, bir arabaya, bir çamaşır makinesine, bir renkli televizyona ve bir telefona sahip olunması (cep telefonu da dahil) olarak belirlenen dokuz kriterden dördünü yerine getiremeyen hanelerde yaşayan bireyler şiddetli maddi yoksunluk içerisinde kabul ediliyor.

TUİK İstatistiklerle Çocuk

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Davutgulec.com - Sosyal Medya Butonları
Sosyal Medya Hesapları
Telefon Et
Instagram
WhatsApp
Facebook
Twitter
LinkedIn
Çerez Politikası Şeridi