Politika

Mahmut Arıkan: Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını İsrail’e karşı Filistin halkının yanında olmaya iten sebep neyse bugün de aynı sebepler devam etmektedir

Mahmut Arıkan: Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını İsrail’e karşı Filistin halkının yanında olmaya iten sebep neyse bugün de aynı sebepler devam etmektedir.

SAADET PARTİSİ GENEL BAŞKANI MAHMUT ARIKAN’IN 24 EYLÜL 2025 TARİHLİ EYÜPSULTAN FİLİSTİN’E DESTEK MİTİNGİ KONUŞMASI

Sözlerimin hemen başında,  Filistin halkının haklı direnişine destek veren, bu uğurda mücadele eden ve büyük bedeller ödeyen, Necmettin Erbakan’dan Deniz Gezmiş’e, Rachel Corrie’den Ayşenur Ezgi Eygi’ye tüm Filistin dostlarını sonsuz bir saygı ile selamlıyorum.  Bugün bizi Filistin Başkonsolosluğu’nun yanında, Eyüp Sultan Hazretlerinin manevi makamında sizlerle buluşturan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’e ve değerli yol arkadaşlarına en içten teşekkürlerimi iletiyorum.

Konu Filistin olduğunda, konu bir halkın hak ve adalet mücadelesi olduğunda, İstanbul’umuzun dört bir yanından bu davete icabet ederek bu alana gelen tüm güzel insanları, bu hassasiyetlerinden dolayı gönülden tebrik ediyorum.

Ayrıca Gazze’ye yönelik ablukayı kırmak, ambargoyu delmek için Terörist İsrail’in alçakça saldırılarına, tacizlerine rağmen Akdeniz’de kararlılıkla ilerlemeye devam eden Küresel Sumud Filo’suna da buradan selamlarımı iletiyorum.

Bugün 24 Eylül 2025, tarihe not düşmek için gözbebeğimiz İstanbul’dayız.

Biz; inancımızın, haktan ve adaletten yana duruşumuzun bir gereği olarak buradayız.

Filistin’in, Gazze’nin, Kudüs’ün ve Mescidi Aksa’nın yanında olduğumuz için buradayız.

Filistin, bugün dünyanın dört bir yanında birbirinden çok farklı yaşam tarzını benimsemiş milyarlarca insanın tek yürek olduğu bir meşaleye dönmüştür. Zulümlere kayıtsız kalan, tek tip dünya vatandaşı üretmeyi arzulayan Siyonist mekanizmalar vicdan sahibi evrensel mozaik karşısında aciz kalmıştır.

Milliyetçi, sosyalist, muhafazakar veya liberal; milyarlarca insanın ağzından tek bir söz yükseliyor: “Nehirden Denize Özgür Filistin!”

Sendikacıdan işverene, akademisyenden öğrenciye, sporcudan taraftara, müzisyenden tiyatrocuya dünyanın tüm renkleri, katledilen insanlar için bir araya geldi. İşte halkların bu desteği, başlangıçta çekimser davranan, hatta İsrail’den yana tavır koyan hükümetleri bile Filistin devletini tanımaya mecbur bıraktı.

Ancaak! Tüm bunlara rağmen İsrail Gazze’de katliamlarına devam etti. Canı istediğinde, Ortadoğu’da canının istediği yeri bombalamaya devam etti. Dolayısıyla, bu tanıma kağıt üzerinde kalmamalıdır.

Bu tanıma, Filistin’deki işgali, Gazze’deki soykırımı durduracak, İsrail’in “küresel bir tehdit” haline gelen saldırganlığına son verecek ve İsrail’in işgal ettiği tüm topraklardan geri çekilmesini sağlayacak bir eylem planına, bir yaptırım sürecine dönüşmelidir.

Aksi takdirde bu tanıma, senaryosu Tel Aviv’de yazılmış, New York’ta sahneye konulmuş, bir tiyatrodan öteye geçmeyecektir.

Burada en büyük sorumluluk elbette -hani şu- “dostum” dediğiniz Trump var ya, işte ona düşüyor.

Neden? Çünkü ABD, gayet net ve pervasızca İsrail’in, yani işgalin, soykırımın, savaş suçunun yanında duruyor.

Şimdi buradan, bu meydandan yarın Amerika’da

Trump ile masaya oturacak olanları uyarıyoruz:

İsrail’in işgalini, soykırımını, savaş suçlarını yok sayacak hiçbir girişimin ortağı olmayın!

Filistin halkının ve Gazze’nin direnişini kıracak hiçbir adıma ortak olmayın!

“Dostum” dediğiniz Trump’ın Gazze’yi kumarhanelerle, otellerle, eğlence merkezleriyle işgal etme planına alet olmayın!

Kendi iktidarlarınızın devamı için Büyük Ortadoğu Projesi gibi Büyük İsrail Projesi gibi, emperyalist, Siyonist planların -sakın ha- taşeronu olmayın!

Aslında biz, bu şartlar altında -hiçbir şekilde- Türkiye ile ABD’nin pazarlığa oturmasını doğru bulmuyoruz. Bakınız! ABD Dışişleri Bakanı Rubio’nun açıklamasını hepiniz gördünüz. “Türkiye dahil herkes bize yalvarıyor. Dünya liderleri ‘başkanın elini sıkmam için 5 dakika verir misiniz’ diyorlar” dedi.

Açıkça Türkiye Cumhuriyeti’ni de aşağılayan bir dil kullandı.

Buradan iktidara açıkça sesleniyorum:

Türkiye Cumhuriyeti’nin onuru hiç kimsenin kibirli söylemlerine malzeme yapılamaz.

Bu yüzden ABD Dışişleri Bakanı Rubio resmî olarak özür dilemedikçe,

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Trump ile herhangi bir temas kurmamalıdır.

Bu mesele şahısların değil, doğrudan devletimizin izzet ve haysiyet meselesidir.

Biz, sizden Kıbrıs Barış Harekatı sonrası Amerika’nın küstah tavırlarına karşı Erbakan ve Ecevit duruşunu bekliyoruz! Ayrıca Unutmayın!

Amerika ile dost olan, İsrail’le düşman olamaz!

Kıymetli Filistin sevdalıları, İsrail, Filistin topraklarında, iki değil 77 yıldır işgalcidir. 1948’de Filistinlilerin yaşamlarını, topraklarını,  zeytin ve limon ağaçlarını yok sayan İsrail ne ise 24 Eylül 2025’te de İsrail, aynı İsrail’dir. 2025’te Netanyahu 21. Yüzyılın Hitleri, İsrail ise faşizmin Ortadoğu şubesidir.Şunu özellikle ifade etmek istiyorum: Merhum Necmettin Erbakan Hocamızın partilerinin kapatılmasının, siyasi yasaklar almasının, mütemadiyen önüne engeller çıkarılmasının en baş sebebi Siyonizm’in karşısında, Filistin halkının yanında duruşudur.

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını İsrail’e karşı Filistin halkının yanında olmaya iten sebep neyse bugün de aynı sebepler devam etmektedir. İşte bu sebeple, bu tarihi miting son derece anlamlıdır.

Yarın Trump ile görüşecek olanlar, kendi partilileri de dahil, tüm Türkiye’nin Filistin halkının yanında olduğunu bilerek masaya oturmalıdır.

Tabii biz “tüm Türkiye Filistin halkının yanındadır” derken, iktidarın yöneticilerini kastetmiyoruz! İktidar, kendi tabanına rağmen, kendi seçmen kitlesine rağmen,

İsrail ile simbiyotik ilişkilerini sürdürmektedir.

Herkes biliyor ki, Bakü-Ceyhan boru hattından İsrail’e petrol sevkiyatı devam ediyor.

Varil başına “1 dolar 27 cent” hesabı devam ediyor.

İletişim Başkanlığı’nın tüm yalanlamalarına rağmen İsrail’e sevkiyat yapan gemiler limanlarımızı kullanmaya devam ediyor. “Yapmıyoruz”, dedikleri “İsrail ile ticaret” dolaylı yollardan devam ediyor.

Kürecik’ten, İncirlik’ten İsrail ile istihbarat paylaşımı hala devam ediyor.

Bütün bunları dile getiren Filistin dostu gençlere yönelik, engellemeler, gözaltılar, tutuklamalar ve ev hapisleri devam ediyor.

Bu akşam, bu meydandan, İstanbul’umuzdan, Eyüp Sultan Hazretlerinin manevi makamının yanı başından iktidara sesleniyoruz:

Türkiye mutlaka net olmalıdır ve somut adımlar atmalıdır. İsrail ile tüm anlaşmalar, tüm diplomatik ilişkiler iptal edilmelidir. İsrail’i tanıma kararı geri çekilmelidir.

Bakü-Ceyhan boru hattından İsrail’e petrol sevkiyatına son verilmelidir.

Limanlarımızdan İsrail’e sevkiyata son verilmelidir. Uluslararası her alanda yaptırımlar artırılmalıdır. Bogoto’da yaptığınız gibi yapmayın. Her türlü spor müsabakasından tutun, Uluslararası bütün organizasyonlara İsrail’in katılmasına engel olun.Türkiye’de ikamet ettiği halde İsrail’in Gazze’deki savaş ve soykırım suçuna iştirak ettiği tespit edilen herkes yargı karşısına çıkarılmalıdır. Başta Kürecik ve İncirlik olmak üzere askeri üslerde İsrail lehine olan tüm faaliyetler durdurulmalıdır.

Ne dediğimizi iyi anlayın! Biz, iktidardan miting yapmasını, hamasi nutuklar atmasını, kınama mesajları yayınlamasını, Trump’ın yanında havalı pozlar vermesini istemiyoruz.

Biz İsrail’e karşı tam ambargo, tam tecrit, tam boykot tam yaptırım istiyoruz.

Türkiye’nin elindeki imkânlar sınırlı değildir. Türkiye uyguladığınız tüm yanlış politikalara rağmen güçlü bir ülkedir. Gazze’ye uluslararası bir barış gücü gönderilmesi için Türkiye acil ve kararlı olarak girişimlerde bulunmalıdır. Ancak şunu da ifade etmek istiyorum: Bu barış gücü, direnişi kırma, işgali pekiştirme ve Gazzelileri yerlerinden etme planının bir parçası olmamalıdır.

Arkadaşlar, buraya gelirken, sizlere Akdeniz’den, Sumud Filosu’ndan selamlar getirdim.

Gemilerdeki arkadaşlarımızla sürekli görüşüyorum. Zor bir yolculuk yapıyorlar.

Hem bir yandan zorlu deniz şartlarıyla hem de İsrail’in tacizleriyle mücadele ediyorlar.

Ama güçlerini, kararlılıklarını buradaki vicdanları insanlardan alıyorlar! Hepsinin sizlere çok çok selamları var.

İşte iktidar, böylesi tarihi bir uluslararası girişimin güvenliğini sağlamak için hem uluslararası toplumu harekete geçirmeli hem de kendisi bizzat Sumud Filosunun yanında durmalıdır. Eğer iktidar gerçekten samimiyse, Sumud Filosuna sahip çıksın!

Ne kadar samimi görelim!

Şunu tüm kalbimle inanarak söylüyorum! İktidarlara rağmen bizler, bayrağımızın rengini şüheda kanından almış bizler! Yeryüzünde yine umudun ve barışın öznesi olacağız.

Bizler, Anadolu’da 7 düvele karşı, emperyalizme karşı; Milli Mücadeleyi kazanmış bizler! Tek bir yavrunun gözyaşı dökmesine müsaade etmeyeceğiz. Bizler, inanç, coğrafya, renk ve konjonktür ayrımı yapmadan her zalimin karşısına dikileceğiz.

Tüm zalimlerin ortak hayali, mazlum milletlerin umutsuzluğa düşmesidir.

Biz umutsuzluğa düşmeyeceğiz, kimseyi de umutsuzluğa düşürmeyeceğiz!

Biz, durum tespiti yapmaktan, not etmekten, kınamaktan, güçlü bir biçimde kınamaktan lanetlemekten ibaret olan ama İsrail’e karşı hiçbir yaptırım içermeyen dış politikayı reddediyoruz. Unutmayın! etki oluşturmayan her tepki, tatminden ibarettir.

Sözlerimi toparlıyorum. Bu alanda olsun ya da olmasın, Filistin halkının yanında olan herkese teşekkürü bir borç biliyorum. Filistin halkının haklı mücadelesine destek veren Deniz Gezmiş’leri selamlıyorum.

Filistin haklının yanında olmanın bedelini ödeyen Kürsülerden “Bana ne Amerika’dan” diyen merhum Necmettin Erbakan hocamızı rahmetle, minnetle anıyorum.

Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak 2002 yılında İsrail’e “Soykırımcı” diyen, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesini reddeden merhum Bülent Ecevit’i rahmetle ve şükranla anıyorum.

Filistin için can veren Mavi Marmara şehitlerimizi selamlıyorum. Filistin için canını ortaya koyan Rachel Corrie’yi, Ayşenur Eygi’yi selamlıyorum. Meclis kürsüsünde Filistin için konuşurken yaşamını yitiren Hasan Bitmez vekilimizi selamlıyorum. Şu an Büyük bir kararlılıkla, Akdeniz’de ilerleyen Sumud Filosu’nu selamlıyorum.

Bu meydanı dolduran sevgili kardeşlerim! Biz faturayı birilerine havale etmeye gelmedik!

Kimin ne kadar cani kimin ne kadar duyarsız olduğunu -bırakalım- işgüzar medya kalemşörleri anlatsın. Hiçbir menfaat beklemeden, dünyanın neresinde olursa olsun, her mazluma kalkan olmak inancımızın ve Milli Mücadele ruhumuzun, omuzlarımıza yüklediği vazifedir.Dolayısıyla, şu iyi bilinsin! Uluslararası hukuk ve gerçek yaptırımlarla emperyal kurtların dişlerini biz sökeceğiz! Yeryüzünde gözü yaşlı her coğrafyaya biz koşacağız!

Kahrolsun İsrail, yaşasın Gazze halkının direnişi. kahrolsun İsrail, yaşasın “Denizden Nehire Özgür Filistin” mücadelesi. Hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.

SAADET PARTİSİ’NDEN ECZACILAR GÜNÜ MESAJI: “SAĞLIKLI TOPLUM, YAŞANABİLİR TÜRKİYE İÇİN ECZACILARIMIZIN YANINDAYIZ”
Saadet Partisi Mahalli İdareler Başkanı Adnan Vedat Kenanoğlu, 25 Eylül Eczacılar Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yayımladı. Kenanoğlu, eczacıların halk sağlığına katkılarını vurgulayarak, meslek mensuplarının sorunlarının çözümü için Saadet Partisi olarak kararlılıkla çalıştıklarını ifade etti.
“Sağlıklı Toplum, Yaşanabilir Türkiye” hedefiyle yola çıktıklarını belirten Kenanoğlu, “Saadet Partisi olarak tüm eczacılarımızın yanında olduğumuzu ve halkımız için taşıdıkları önemin farkında olduğumuzu her fırsatta göstermeye çalışıyoruz” dedi.
Kenanoğlu açıklamasında, eczacıların en yakın sağlık danışmanları olduğunu vurgularken, sektörde yaşanan sıkıntılara da dikkat çekti. Sorunların çözümü noktasında Saadet Partisi’nin somut politikalar geliştirdiğini dile getirdi. İlaçta Dışa Bağımlılığı Azaltacak, Eczaneleri Güçlendireceğiz Saadet Partisi iktidarında eczacıların hem ekonomik hem de sosyal anlamda daha güçlü konuma geleceğini ifade eden Kenanoğlu, şu başlıklar altında planladıkları politikaları kamuoyu ile paylaştı:
• İlaç sektörünü stratejik bir alan olarak ele alacağız.
• Eczacıların sosyal statüsünü güçlendireceğiz.
• Eczacılarımızın güven içinde çalışacağı bir ortam oluşturacağız.
• Eczacılık fakültelerinin sayısını ve kontenjanlarını azaltacağız.
• Kırsal bölgelerde yeni eczaneler için teşvikler sağlayacağız.
• İlaç firmaları ve depolarda eczacı istihdamını artıracağız.
• Eczane çalışanlarına SGK destekleri sunacağız.
• İlaç fiyat güncellemelerinde eczacılar öncelikli olacak.
• “İlaç Rantına Son Vereceğiz”
KAYSERİ ECZACILAR ODASI’NA ZİYARET
Eczacılar Günü vesilesiyle, Saadet Partisi Kayseri İl Başkanı Erdal Altun ve İl Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte Kayseri Eczacılar Odası’nı ziyaret ettiklerini belirten Kenanoğlu, genel kurulda güven tazeleyen Oda Başkanı Uzm. Ecz. Uğur Nuri Akın ve yönetimini tebrik ettiklerini kaydetti. Ziyarette, eczacı esnafının sorunları ve beklentileri hakkında karşılıklı fikir alışverişinde bulunulduğunu belirten Kenanoğlu, şunları söyledi:

“Kayseri’ye ve eczacı esnafımıza yakışır yeni bir idari bina ve sosyal tesis inşası için talep edilen arsaların bedelli tahsisi beklentisinin bir an önce karşılanmasını diliyoruz. Bu konuda gerekli adımların atılması için sürecin takipçisi olacağız.” Kenanoğlu, nazik ev sahiplikleri için Başkan Uğur Nuri Akın ve yönetim kurulu üyelerine teşekkür ederek

Nuri Ürkündaş “Eczacılarımız sağlık sistemimizin vazgeçilmez paydaşıdır”

Saadet Partisi Kayseri İl Başkan Yardımcısı Nuri Ürkündaş’tan Dünya Eczacılar Günü mesajı — “Eczacılarımız sağlık sistemimizin vazgeçilmez paydaşıdır”
Kayseri — Saadet Partisi Kayseri STK ve Halkla İlişkiler Başkanı, İl Başkan Yardımcısı Nuri Ürkündaş, Dünya Eczacılar Günü vesilesiyle yaptığı basın açıklamasında eczacıların toplum sağlığı içindeki kritik rolüne dikkat çekti ve tüm eczacıları kutladı.

Ürkündaş açıklamasında, eczacıların fedakârlığına ve sağlık sistemindeki işlevine vurgu yaparak, “Eczacılarımız her türlü övgüyü hak etmektedir” dedi. Ürkündaş, bağımsız ve etkin bir sağlık sisteminin sağlanmasının ülkenin yaşanabilirliği için zorunlu olduğunu belirterek, “Bağımsız ve etkin işleyen bir sağlık sistemi, yaşanabilir bir Türkiye’nin teminatıdır” ifadelerini kullandı.

Açıklamada sağlık çalışanlarının gece-gündüz demeden görev yaptığına dikkat çeken Ürkündaş, “Gecesini gündüzüne katan sağlık çalışanlarımız ve eczacılarımız çok özel bir yere sahiptir” diye konuştu. Eczacıların yalnızca ilaç temin eden çalışanlar olmadığını, aynı zamanda hasta ile sağlık sistemi arasında köprü kuran sağlık danışmanları olduğunu vurguladı.

Ürkündaş, eczanelerin bugün fiilen “en yakın sağlık danışma merkezi” haline geldiğini belirterek, eczacıların ilacı doğru ve güvenli şekilde sunma, tedarik süreçlerinde sorumluluk üstlenme ve hastaya rehberlik etme işlevlerinin toplum sağlığının korunmasında kritik öneme sahip olduğunu söyledi. “Eczacılarımız sağlık sistemimizin vazgeçilmez paydaşlarındandır” diyerek mesleğin önemini bir kez daha ifade etti.

Saadet Partisi’nin temel anlayışına da değinen Ürkündaş, “Gayemiz bütün beşeriyetin saadetidir” anlayışıyla hareket ettiklerini ve sağlık alanında toplumsal refahı güçlendirmenin partinin öncelikleri arasında yer aldığını belirtti. Tarih boyunca stratejik öneme sahip olan eczacılık mesleğinin, modern ilaç bilimiyle birlikte günümüzde sağlık alanında daha da hayati bir rol üstlendiğini sözlerine ekledi.
Basın açıklaması, Ürkündaş’ın eczacılara teşekkür ve iyi dilekleriyle sona erdi.

Saadet Partisi Kayseri İl Başkan Yardımcısı Nuri Ürkündaş’tan İtfaiyeciler Günü Mesajı:

“İtfaiyecilik, Cesaret ve Kardeşliğin Adıdır”

Saadet Partisi Kayseri İl Başkan Yardımcısı ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ile Halkla İlişkiler Başkanı Nuri Ürkündaş, İtfaiyeciler Günü dolayısıyla yayımladığı basın bülteninde, itfaiyeciliğin bir meslekten çok, bir insanlık onuru olduğunu belirtti. Ülkemizin doğal afetler ve toplumsal olaylarda gösterdikleri fedakarlıkla öne çıkan itfaiyecilerin, tarihten gelen köklü birikimine dikkat çekti.

Ürkündaş, itfaiyecileri “depremde, selde, yangında, kazada ilk koşanlar” olarak tanımladı. Onların insanların kaçtığı yerlere bile tereddütsüz girdiğini vurgulayarak, “İşlerinin tanımı sadece yangın söndürmek değil; can kurtarmak, umut tazelemek ve milletimizin vicdanını korumaktır,” dedi. Bu mesleğin toplumsal ve ahlaki bir sorumluluk taşıdığını ifade etti.

“Sessiz Kahramanlar”ın Köklü Mirası
Türk itfaiye teşkilatının 311 yıllık köklü geçmişine değinen Ürkündaş, “311 yıl önce kurulan bu teşkilat, dünyaya itfaiyeciliğin nasıl yapılacağını öğretmiştir,” diye konuştu. İtfaiyecilerin, “tarihten gelen birikimleriyle güçlü mücadeleler veren ve bu sayede ‘sessiz kahramanlar’ olarak anılan fedakâr insanlar” olduğunu söyledi.

Mesajının sonunda tüm itfaiye çalışanlarının İtfaiyeciler Günü’nü kutlayan Ürkündaş, “Bu duygu ve düşüncelerle, Saadet Partisi Kayseri İl Başkanlığı olarak bütün itfaiyeci kardeşlerimizin gününü kutluyor, aileleriyle birlikte mutlu bir hayat sürmelerini temenni ediyoruz,” ifadelerini kullandı.

Başkan Onat: “İktidar manipülasyonla ayakta duruyor, ama vatandaşın gönlünü kandıramaz”

Saadet Partisi Kocasinan İlçe Başkanı Selçuk Onat, iktidarın en büyük gücünü medya ve manipülasyon üzerine kurduğunu belirterek sert eleştirilerde bulundu. Onat, “Vatandaşın aklını bulandırmaya çalışsalar da kalbini ve gönlünü manipüle edemeyecekler” dedi.

“İKTİDAR MEDYA VE MANİPÜLASYONLA AYAKTA KALIYOR”

Onat, iktidarın muhalefetin sahada yaptığı çalışmaları yakından takip ettiğini, ardından aynı bölgelerde kendi üyeleriyle göstermelik etkinlikler düzenlediğini söyledi.

“İktidarın bu zamana kadar ayakta kalmasının ana temeli medya gücü ve manipülasyondur. Bunu Kayseri’de de yaşıyoruz, Türkiye genelinde de yaşıyoruz. Muhalefetin dile getirdiği sorunlara hemen arkasından gidip sahte görüntülerle sahip çıkmaya çalışıyorlar. Ama bu, gerçeği değiştirmiyor.”

“VATANDAŞIN GÖNLÜNÜ MANİPÜLE EDEMEYECEKLER”

Onat, yapılan tüm bu girişimlerin vatandaş nezdinde etkili olmayacağını belirterek şunları söyledi:

“Manipülasyonu çok iyi öğrenmiş olabilirler. Medya desteğiyle görüntü oluşturabilirler. Ama vatandaşın kalbine ve gönlüne manipülasyon yapamayacaklar. Halkımız her şeyi görüyor, kimin gerçekten yanında olduğunu çok iyi biliyor. Biz muhalefet olarak sahada olmaya, vatandaşın gerçek sorunlarını dile getirmeye devam edeceğiz.” dedi.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, Kayseri ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Küresel Gazeteciler Konseyi, TSYD, TİMEF, AVKON, ADD üyesi, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği, Tüm Mücadele Sporları Derneği, Kayseri Spor Adamları Derneği, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Haberler

Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Davut Güleç Panel İletişim Davut Güleç – Sağ Menü
Yukarı Çık Butonu - Siyah Halka
Modern GDPR Çerez Popup