Bakandan Süt ve kivi üreticilerine müjde, Hersek projesi ve bitki çayları
BAKAN PAKDEMİRLİ’DEN SÜT ÜRETİCİLERİNE MÜJDE…
Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli Yalova’da gerçekleştirilen kivi hasat törenine katıldı. Bakan Pakdemirli burada yaptığı konuşmada süt üreticilerimize destekleme ödemeleri ile alakalı olarak müjde verdi.
Bakan Pakdemirli burada yaptığı konuşmada; “Çiğ süt destekleme ödemeleri kapsamında 262 bin 641 yetiştiricimizin, 2 milyon 635 bin ton çiğ sütü için 353 milyon 849 bin lira destekleme ödemesi, malak desteği ödemesi kapsamında, 3 bin 610 yetiştiricimizin, 10 bin 289 baş malağı için 2 milyon 670 bin lira destek ödemesi ve Kırsal Kalkınma Destekleri kapsamında 413 projeye 58 milyon 235 bin lira olmak üzere toplam 414 milyon 754 bin lira destekleme ödemesini bugün saat 18.00’den sonra çiftçilerimizin hesaplarına yatırmaya başlayacağız.” dedi.
“Son 18 yılda kivi üretimimiz 30 kat artışla 2.500 bin tondan 74 bin tona ulaştı”
“Kivi üreticilerine dekara 19 lira mazot ve gübre desteği veriyoruz”
Tarım ve Ormana Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, Yalova’da Kivi Hasad Törenine katıldı.
Bakan Pakdemirli, Türkiye’nin bereketli bir coğrafyada bulunduğunu ve dört mevsimde üretim ve hasat gerçekleştirildiğini söyledi.
Yüzölçümü açısından küçük ama tarımda ismi büyük bir şehir olan Yalova’nın kividen süs bitkilerine, meyve üretiminden sebzeye kadar birçok üründe marka olduğunu belirten Pakdemirli, şöyle konuştu: “Aslında yüzölçümünün %15’i, yani 119 bin dekarı işlenen tarım alanı. Ama Yalovalı üreticilerimiz, elindeki bu tarım alanını en iyi ve en doğru şekilde kullanarak, son 18 yılda bitkisel üretim değerini, 7 kat artışla 309 milyon liraya yükseltti. Yıllık 160 milyon adede varan süs bitkileri üretimi ile Yalova Türkiye’de üçüncü sırada. Süs bitkileri, Yalova’ya yıllık 450 milyon lira katma değer sağlıyor. Hayvansal üretim değeri ise, son 18 yılda 2 kat artışla, 145 milyon liraya ulaştı.”
Bakan Pakdemirli, son 18 yılda Yalova’ya toplam 400 milyon lira destek ödediklerini ve yatırım yaptıklarının altını çizdi.
Türkiye’nin dünyanın en zengin biyoçeşitliliğine sahip ülkelerinden birisi olduğunu dile getiren Pakdemirli, “Kivinin de içinde olduğu yüzlerce ürün bu coğrafyada yetişiyor. Dünya’da kivi üretimi; yaklaşık 4 milyon ton! Ülkemiz ise, yaklaşık 31 bin dekar alanda yapılan kivi üretimi ile dünyanın sayılı üreticilerinden biri haline geldi. Son 18 yılda, kivi üretimimiz 30 kat gibi rekor bir artışla 2.500 tondan 74 bin tona ulaştı. Yalova’mız da, yıllık 25 bin ton kivi üretimi ile Türkiye’de birinci sıradadır.” İfadelerini kullandı.
Yalova’da 6 bin 300 dekar alanda kivi üretimi yapıldığını ve 2 bin aileye gelir kapısı olduğunu bildiren Pakdemirli, Yalovalı çiftçilerin, 2019 yılında 3 milyon dolarlık kivi ihracatı yaparak ülke ekonomisine katkıda bulunduğunu söyledi.
Bu yıl devreye aldıkları Dijital Tarım Pazarı’nın (DİTAP) sözleşmeli üretim, fiyat istikrarı, aracıların kaldırılması, maliyetlerin düşürülmesi gibi çok sayıda unsuru içeren önemli bir proje olduğunu Bakan Pakdemirli, “Ürününüze değer fiyattan pazar bulmanız ve alın teri ile emeklerinizin karşılığını almanız için, burada tüm üreticilerimizi DİTAP’a üye olmaya davet ediyorum.” Dedi.
“KİVİ ÜRETİCİLERİNE DEKARA 19 LİRA MAZOT VE GÜBRE DESTEĞİ VERİYORUZ”
Bakanlık olarak kivi üretiminin gelişmesi ve kivideki katma değerin artması için önemli destekler sağladıklarını belirten Pakdemirli, şunları kaydetti:
“Kivi üreticilerine dekara toplam 19 lira mazot-gübre desteği veriyoruz. Ayrıca, dekara 10 lira katı organik-organomineral gübre desteği, 20 ila 40 lira arasında organik tarım ve iyi tarım desteği sağlıyoruz. Kivi üretiminde yeni bahçe kurulumunu da destekliyoruz. Bu amaçla standart fidan kullanımı ile kurulan bahçelerde dekara 100 lira, sertifikalı fidan kullanımında ise 280 lira destek veriyoruz. Küçük aile işletme desteği kapsamında, dekara 100 Lira sağlamaktayız. Bunların yanında, üretilen kivilerin, işleme, pazarlama ve depolama yatırımlarına da ciddi hibe imkânları sunuyoruz. Bugüne kadar, 13 soğuk hava deposu ile 16 işleme, ambalajlama ve paketleme olmak üzere toplam 29 projeye 8,2 milyon TL hibe desteği verdik. Ayrıca, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerimiz tarafından kivi üreticilerimize ve sektöre, düşük faizli yatırım ve işletme kredisi ile finansman sağlanıyor. Bunun yanı sıra, çiftçilerimizi doğal afetlerden korumak amacıyla TARSİM kapsamında, poliçenin % 50’sini devlet olarak destekliyoruz. Üreticinin genç ve kadın olması durumunda, poliçe destek oranını da arttırıyoruz.”
Bakanlık olarak kivi yetiştiriciliğinde Ar-Ge çalışmalarının da devam ettiğini belirten Pakdemirli, bu kapsamda, Türkiye’nin ilk yerli kivi çeşidi olan “İlkaltın” ve “Kemalbey” kivi çeşitlerinin tescil edildiğini söyledi.
Kivi üretimini geliştirmek amacıyla Çınarcık ilçesinde 500 dekarlık kivi bahçesi kurulumunun hibe programının 1. Etabının bugün başlayacağını açıklayan Pakdemirli, 65 dekar alanda kurulacak kivi bahçeleri için 400 bin lira hibe desteği sağlayacaklarını dile getirdi.
Meyveciliği Geliştirme Projesi kapsamında yaptıkları çalışmaları anlatan Pakdemirli, “Daha önce kurduğumuz 315 dekar Trabzon Hurması bahçelerine, sonbahar döneminde 120 dekar daha ilave ederek 6.000 adet fidan hibe desteği sağlayacağız. Böylece son 4 yılda, Trabzon Hurması bahçelerini, 435 dekar daha artırmış olacağız. 5.000 adet fidan hibe desteğiyle 200 dekar alanda Ceviz bahçesi kuracağız. Bu proje kapsamındaki ceviz bahçesi alanını, 514 dekara ulaştıracağız. Sağlık meyvesi olarak bilinen ve ekonomik değeri yüksek olan Aronya meyvesinin yetiştiriciliğini geliştiriyoruz. İnşallah 5.100 fidan dağıtımı ile yeni Aronya bahçesi kuracağız. 115 bin adet çilek fidesi dağıtarak yeni çilek tarlası tesis ediyoruz.” Diye konuştu.
Bakan Pakdemirli, Yalova’da ormancılık alanında bu yıl içinde yapacakları yaklaşık 5 milyon lira yatırım ile yöre halkına yaklaşık 18 milyon lira ek gelir sağlayacaklarını söyledi.
BAKAN PAKDEMİRLİ: “Ülkemizde kayıt altındaki 481 farklı kuş türünün, 224 adedi Hersek Lagününde. Hersek Lagünü gibi muazzam bir kuş cenneti için Osmangazi Köprüsü’nün güzergâhını değiştirdik. Projenin maliyeti 10,7 milyon lirayı buldu”
Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, Hersek Lagünü Sulak Alanı Geliştirme Projesi’nin açılışına katıldı.
Bakanlık olarak temel vazifelerinin doğal güzellikleri korumak ve kullanma dengesi içinde gelecek nesillere aktarmak olduğunu dile getiren Pakdemirli, bu kapsamda, Hersek Lagünü Sulak Alanı Geliştirme Projesini hayata geçirdiklerini söyledi.
Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’nin 2002’de yürürlüğe girdiğini ve böylece ilk kez bir mevzuata kavuştuğunu belirten Pakdemirli, bu çerçevede, 2014-2020 yılları arasında; 59 ulusal öneme, 13 mahalli öneme haiz sulak alanın ilan edildiğini dile getirdi.
Pakdemirli, sulak alanları korumak için sulak alan yönetim planları ve sulak alan koruma bölgeleri üzerinde çalıştıklarını ifade etti.
2002’de bir adet olan sulak alan yönetim planının o tarihten sonra 61 sulak alan yönetim planını devreye aldıklarını, bununla birlikte 73 koruma bölgesi tespiti yaptıklarının altını çizen Pakdemirli, 2012-2014 arasında, 50 alanda sulak alanlarda biyolojik çeşitlilik tespit projeleri hazırladıklarını vurguladı.
“49 SULAK ALANDA ÇEŞİTLİ YATIRIMLAR GERÇEKLEŞTİRDİK”
Ekolojik yapısı zarar görmüş sulak alanlarda rehabilitasyon ve restorasyon projelerini devreye aldıklarını anlatan Pakdemirli, 2003’te yeniden su tutulan Avlan Gölü’nün ilk rehabilitasyon projesi olduğunu söyledi.
Bugüne kadar 49 sulak alanla ilgili çeşitli yatırımlar gerçekleştirdiklerini dile getiren Pakdemirli, kuş gözlem kuleleri ve ziyaretçi merkezlerinin bunlardan birkaçı olduğunu bildirdi.
Ulusal sulak alan envanter yönetim bilgi sistemi SAYBİS’i 2019 yılı başında hayata geçirdiklerini belirten Pakdemirli, şöyle konuştu:
“SAYBİS, bizim sulak alanlardaki gözümüz, kulağımız… Sulak alanın sınırlarını, sulak alanı görüntüleme ve sorgulama yapma imkânını biz SAYBİS sayesinde an be an öğrenebiliyoruz.
İşte son 18 yıldır, bütün sulak alanlarımızı, bu gibi, hem fiziksel hem de dijital imkânlarla koruduk, kolladık. Şimdi de suyun bereketini ve tabiatın güzelliklerini bir bir halkımızla buluşturuyoruz, yeni planlamalarla yolumuza devam ediyoruz.
Tabi planlamalarımızın toplumun her kesimi tarafından erişilebilir olması için bütün mesai arkadaşlarımla büyük bir gayret sarf ediyoruz. Özellikle son yıllarda önem verdiğimiz husus, engelli-yaşlı vatandaşların bu doğal güzelliklere ulaşabilmesi, bu alanları rahat bir şekilde gezebilmesi.”
“ÜLKEMİZDE KAYIT ALTINDAKİ 481 FARKLI KUŞ TÜRÜNÜN, 224 ADEDİ HERSEK LAGÜNÜNDE”
Hersek Lagünü’nü bu anlamda örnek bir sulak alan haline dönüştürdüklerinin altını çizen Pakdemirli, “Zira Hersek Lagünü, ülkemizin en değerli doğal güzellikleri arasında. Kuş çeşitliliği açısından da ülkemizin en zengin alanlarından birisi. Hatta özellikle ifade etmek istiyorum ki; ülkemizde kayıt altındaki 481 farklı kuş türünün, 224 adedi Hersek Lagününde! Yani Türkiye’deki kuş türlerinin neredeyse yarısı, şu anda içinde bulunduğumuz kuş cennetinde!” diye konuştu.
2016 yılında Hersek Lagününü mahalli öneme haiz sulak alan olarak tescil ettiklerini dile getiren Pakdemirli, “Böylece Türkiye’nin ilk erişilebilir Kuş Cenneti Projesini de hayata geçirmiş olduk. Tam da burada önemle hatırlatacağım bir başka husus daha var ki: Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Bakanlığımızın tabiata olan saygısının tarihi bir ifadesi olarak, Hersek Lagünü gibi muazzam bir kuş cenneti için Osmangazi Köprüsü’nün güzergâhını değiştirdik. Bizim tabiat sevgimiz sorgulanamaz. Yeşile sevdamız, hayvanlara saygımız hiçbir tartıyla ölçülemez.” dedi.
Bu projeyi tabiata saygının, kuşlara hayranlığın bir ifadesi olarak ortaya koyduklarını belirten Pakdemirli, “Bu projeyle, başta su kuşlarımız olmak üzere, birçok türün barınma ve beslenmesi için daha büyük bir yaşam alanı sunuyoruz. Ayrıca projeyle, Hersek Lagününde bulunan kuş zenginliğinin ve çeşitliliğinin tanıtılmasını hedefliyoruz. Ziyaretçilerin sulak alan habitatına zarar vermeden gözlem yapabilmesine imkân veriyoruz.” İfadelerini kullandı.
“PROJENİN MALİYETİ 10,7 MİLYON LİRAYI BULDU”
Projenin 2018’de başladığını ve maliyetinin 10 milyon 700 bin lirayı bulduğunu açıklayan Pakdemirli, şunları kaydetti:
“Proje kapsamında; 7 katlı ve asansörlü olarak, 21 metre yükseklikten oluşan Türkiye’nin ilk erişilebilir kuş gözlem kulesini ülkemize kazandırdık. Kuş gözlem kulesinden görsel seralara, Ar-Ge binasından botanik restorana kadar, Hersek Lagünü’nde kuş cennetine yakışır tesisler inşa ettik.”
Bitki çaylarının 2 yıl raf ömrü var
Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, pandemi döneminde gıdanın öneminin daha da iyi anlaşıldığını belirterek, kış mevsiminin gelmesiyle ilginin arttığı kış çayları konusuna dair konuştu.
Bakan Pakdemirli, “Aslında almış olduğunuz birçok kuru gıda ürününde 2 seneye varan raf ömrü var. Bunları da doğru planlayıp, programlarsanız her biri tüketilebilir” dedi.
GIDANIN ÖNEMİ ARTTI
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, koronavirüs döneminde gıda tüketimi konusunda, “Korona döneminde vatandaş daha fazla evde olduğu için evdeki tüketimler, evde yemek yapılması ve bununla ilgili alışveriş ile farkındalık biraz daha arttı. Ama diğer taraftan biz bunu fırsata çevirmek için böyle bir zor dönemde de olsa ‘Gıdanı koru, sofrana sahip çık’ kampanyasını lanse etmeyi kendimize bir fırsat bildik. Şu an herkes gıdanın değerini anladı. Bir lokma ekmeğin değerini gerçekten hem ülkemizde hem dünyada herkes değerini anladı. Bu konuyla ilgili bir farkındalık var. Bu farkındalık varken biz tüketiciyi biraz daha bilinçlendirmekle ilgili ‘Gıdanı koru, sofrana sahip çık’ kampanyasını başlattık. Bu kampanyaları hep biz başlatıyoruz ama önemli olan milletimizin sahip çıkması. Milletimiz eğer buna sahip çıkarsa çok daha iyi olur. Evinde değilse bile gittiği restoranda bir problem görüyorsa orda müdahale edecek. O restoran gıda israfı konusunda sertifikalı mı değil mi bir süre sonra sorgulamaya başlayacaklar. Ciddi bir bilinçlenme kampanyası oluşmuş olacak” dedi.
“BİRÇOK KURU GIDA ÜRÜNÜNDE 2 SENEYE VARAN RAF ÖMRÜ VAR”
Pakdemirli, bitki ve kış çayları konusunda, “Doğru saklamak, doğru derecede saklamak, bazılarını açıkta saklamak, bazılarını kapalı dolapların içerisinde saklamak, bazılarını buzdolabının içinde saklamakla bunlar çözülebilir. Aslında almış olduğunuz birçok kuru gıda ürününde 2 seneye varan raf ömrü var. Bunları da doğru planlayıp, programlarsanız her biri tüketilebilir. Şu çok önemli; alışveriş listesi yapıyor musunuz? Alışveriş listesi yaparak evden çıkarsanız; burada evdeki stok miktarımızı bilip ona göre alışverişimizi planlarsak, evde de fazladan kalan ve çöpe atılan gıda miktarı daha az olur diye düşünüyorum. Bizim bol kepçe özelliğimiz var ama annelerimizin, anneannelerimizin israftan kaçınma özelliği var. Bizim bu israftan kaçınma özelliğini ön plana çıkarmamız lazım” diye konuştu.