
Ayrımcı Schengen vize sistemi, insan hakları savunucularını dışlıyor
Schengen vize sistemleri, dünyanın çeşitli ülkelerinden insan hakları savunucuları için adeta bir engelli koşu parkuru gibi işleyerek, çoğu hak savunucusunun önemli karar alma toplantılarına katılmasını engelliyor. Uluslararası Af Örgütü bugün yayımladığı yeni raporda, bu engellerin, Schengen devletlerinin savunduklarını öne sürdükleri hak ve değerlerle çeliştiğine dikkat çekiyor.
Kapıyı Kapatmak: Avrupa’nın Schengen bölgesindeki vize politikaları insan hakları savunucularını nasıl yüzüstü bırakıyor? başlıklı rapor, özellikle Afrika, Asya ve Orta Doğu olmak üzere vize kısıtlamalasına tabi olan 104 ülkeden aktivistin kısa süreli vizelere erişmeye çalıştıklarında karşılaştığı birçok engeli belgeliyor. Buna göre, bu ülkelerden insan hakları savunucuları genellikle Siyah, Asyalı ve/veya Müslüman gibi ırksal kategorilerle tanımlanıyor ve seyahatleri üzerindeki olumsuz etkiler dolaylı ayrımcılık oluşturuyor.
Rapor, Schengen bölgesinden ve vize kısıtlamasına tabi ülkelerden, yıllardır yüzlerce insan hakları savunucusunun seyahatini kolaylaştıran 42 uluslararası örgütle ve vize süreçlerini doğrudan tecrübe etmiş 32 insan hakları savunucusuyla görüşülerek hazırlandı.
Vize sistemi yüzünden hak savunucuları hayati kararların alındığı toplantılardan dışlanıyor
Uluslararası Af Örgütü Araştırma, Savunuculuk, Politika ve Kampanyalar Kıdemli Direktörü Erika Guevara Rosas, “Schengen vizelerine erişememek, Küresel Güney’deki ülkelerden insan hakları savunucularının seslerinin ve tanıklıklarının, hayatlarını derinden etkileyen kararların alındığı toplantılardan dışlanması anlamına geliyor” dedi. Guevara-Rosas, şunları söyledi:
“Schengen devletleri topraklarına kimin girdiğine karar verme hakkına sahipken, vize sistemlerinin 104 ülkeden insan hakları savunucuları üzerindeki etkileri, bu devletlerin insan hakları savunucularını korumaya yönelik yönergeleri ve diğer taahhütleri aracılığıyla verdikleri sözlerle gerçekte yaptıkları arasında net bir tutarsızlık oluşturuyor.
İnsan hakları savunucularının kısa süreli Schengen vizelerine güvenilir, öngörülebilir, şeffaf ve zamanında erişiminin sağlanması, bu kişilerin ayrımcılığa maruz kalmadan hak savunuculuğu yapma haklarını hayata geçirmek açısından elzem.”
Kısa süreli vize almanın önündeki engeller
Kısa süreli Schengen vizelerini düzenleyen yasal belge olan AB Vize Kanunu, tüm şartları karşılamayan vize başvurularının da vaka bazında kabul edilebilmesine izin veriyor. Ancak aracı kurumlar da dahil vize başvurularını alan ve değerlendiren kurumlar, genellikle bu esnekliğin farkında değilmiş gibi görünüyor ve bu, başvuruların karar verme aşamasına dahi geçemeden geri çevrilmesi gibi birçok engelle sonuçlanıyor.
Schengen vizesi almanın önündeki ilk engellerden biri, vize başvurusunun nereye yapılacağını belirlemek. Çoğu Schengen devletinin, vize kısıtlamasına tabi her ülkede diplomatik temsilcilikleri veya anlaşmaları bulunmuyor. İnsan hakları savunucularının başvuru yapmak için başka bir ülkeye seyahat etmesi gerekebiliyor; bu da pahalı olabiliyor veya güvenlik riski oluşturabiliyor. Randevu almak, kararı beklemek için gerekli süre ve vizelerin geçerlilik süresi, savunucuların Schengen bölgesindeki ülkelere seyahat etmek için engelli koşu parkurunda aşmaları gereken diğer engeller.
Vize başvurucularından genellikle maaş bordroları, tapu gibi mali durum kanıtı içeren belgeler isteniyor. Bunlar, özellikle en fazla ötekileştirilen ve ayrımcılığa maruz bırakılan aktivistler için zor şartlar. Nepal’deki Dalit toplumundan bir kadın insan hakları savunucusu Uluslararası Af Örgütü’ne, “Bir Schengen ülkesini ziyaret etmek isteyen kişilerden banka hesap ekstrelerini istiyorlar. Bunun, günlük geçimlerini bile sağlayamayacak durumda yaşayan insanlar için ne anlama geldiğini düşünün. Uluslararası düzeyde savunuculuk yapmak isteyen bazı kişiler, savunuculuğu büyük oranda gönüllü yaptığı için bu fırsata erişemeyebiliyor” şeklinde konuştu.
Mevcut esneklik ve atılması gereken adımlar
Haziran 2024’te Avrupa Komisyonu, AB Vize Kodu’na nasıl başvurulacağını açıklayan bir dizi yönergeyi içeren AB Vize Kodu El Kitabı’nın güncellenmiş versiyonunu yayımladı. Kitap, insan hakları savunucularının başvurularının nasıl kolaylaştırılabileceğine ilişkin somut örnekler içeriyor. Uluslararası Af Örgütü bu gelişmeyi olumlu buluyor ve Schengen bölgesindeki ülkeleri, güncel el kitabını eksiksiz uygulamaya çağırıyor. Dünya genelinde aracı kurumları da içeren vize ofislerine, insan hakları savunucularının seyahatinin nasıl kolaylaştırılacağı konusunda kapsamlı eğitimler verilmesi de buna dahil.
Ayrıca Uluslararası Af Örgütü, Schengen bölgesinde ülkeleri, vize sistemindeki ayrımcılığa son vermek için ırk ve etnisite hakkında ayrıştırılmış veri toplamaya ve başvuruların hızlı değerlendirilmesi de dahil olmak üzere insan hakları savunucuları için kolaylaştırılmış bir vize prosedürü geliştirmeye ve uygulamaya çağırıyor. Schengen ülkeleri, ihtiyaç duyulduğunda her seferinde aynı bürokratik güçlükleri aşmak zorunda kalmadan seyahat etme olanağı tanımak için temel koruma aracı olarak daha düzenli bir şekilde uzun süreli, çok girişli vizeler çıkarmalı.
Yüzden fazla kurumdan “11. Yargı Paketi”nin oylamaya sunulmaması için çağrı
Aralarında KESK, Uluslararası Af Örgütü, İHD, TİHV, KAOS GL Derneği’nin de olduğu 116 kurum, “11. Yargı Paketi” yasa taslağına karşı ortak bir metin yayımlayarak, tüm milletvekillerine, LGBTİ+’ları ayrımcılığa maruz bırakan ve kriminalize eden yasal değişiklikler yapmama çağrısında bulundu. “LGBTİ+ haklarını savunmaya kararlıyız ve yan yanayız, birlikte güçlüyüz!” denilen metin, kurumların imzasına açık.
Basına sızan ve Türk Ceza Kanunu’nda, Türk Medeni Kanunu’nda ve altı diğer yasada değişik öngören “11. Yargı Paketi” yasa taslağı, kabul edilirse LGBTİ+ kimliklerinin her türde kamusal görünürlüğünü suç kapsamına alacak, LGBTİ+’ların özel hayatına müdahale edebilecek ve hayati öneme sahip cinsiyet uyum süreçlerine erişimi son derece zorlaştıracak. Ayrıca taslakla önerilen yeni bir madde, bu yasalara aykırı olarak herhangi bir tıbbi süreçten geçen kişilere ve bu tıbbi müdahaleleri gerçekleştiren sağlık uzmanlarına hapis cezaları getiriyor. Bu yasal değişiklikler, meclise sunulmaları ve genel kurulda kabul edilmeleri halinde, Türkiye’nin uluslararası insan hakları yükümlülüklerinin açık bir ihlali olacak ve LGBTİ+’lara yönelik yaygın ayrımcılığı daha da köklü hale getirecek. Ayrıca LGBTİ+ haklarını savunan veya LGBTİ+ haklarıyla ilgili haber yapan kişileri de kısıtlayacak ve kriminalize edecek.
Son on yıldır süren baskının bir parçası
Bu taslak değişiklikler, yetkililerin son on yıldır süregelen ve LGBTİ+’ların haklarını çeşitli şekillerde kısıtlayan baskılarının bir parçası. 2015’ten beri yetkililer, barışçıl toplanma ve ifade özgürlüğü hakları ile ayrımcılık yasağına aykırı olarak Onur Yürüyüşleri’ne genel yasaklar getiriyor. Kolluk görevlileri barışçıl protestoculara karşı sistematik biçimde hukuka aykırı güç kullanıyor, gözaltına alıyor. Sergiler ve toplantılar gibi LGBTİ+ etkinlikleri yasaklanıyor.
Translar ve hakları özellikle hedef alınıyor. Transların cinsiyet uyum sürecine erişimleri halihazırda son derece kısıtlı. Örneğin, haziranda, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, mevcut yasaları ihlal ederek “cinsiyet hormonu ilaçlarının suistimalini önlemek” gerekçesiyle 21 yaşın altındaki kişilerin cinsiyet uyum sürecinde kullanılan belirli hormonlara erişimini kısıtlayan bir talimat yayımladı.
Bazı siyasetçiler ve üst düzey hükümet yetkilileri, LGBTİ+’ları “aile kurumuna ve kamu düzenine tehdit” olarak göstererek, LGBTİ+’lara karşı ayrımcı ve damgalayıcı söylemlerde bulunuyor. Böylelikle LGBTİ+’lar ve onlarla dayanışanlar için düşmanca bir ortam yaratıyor.
Basına sızan teklifler, yetkililerin LGBTİ+’ları hedef alan girişimlerinde artışa işaret ediyor. Bunlar aynı zamanda LGBTİ+’ların toplumda daha da ötekileştirilmesine, damgalanmasına ve kriminalize edilmesine zemin hazırlıyor ve LGBTİ+’ları insan hakları ihlallerine daha fazla maruz kalma tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor.
Kriminalize eden yasal değişiklik yapılmamalı
Bizler, imzası bulunan sivil toplum ve insan hakları örgütleri olarak, bu yasa değişikliği önerilerine kararlı bir şekilde karşı çıktığımızı ifade ediyoruz. Herkes, insan onuruna yakışır bir hayat sürebilmeli ve yaşam, özgürlük ve güvenlik hakları da dahil tüm insan haklarından tam olarak yararlanabilmeli. Bu nedenle LGBTİ+ haklarını korumaya, insan haklarını savunmaya ve herkes için eşitliği ve insan haklarını savunan herkesin yanında durmaya kararlı olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz.
Tüm milletvekillerini, LGBTİ+’ları ayrımcılığa maruz bırakan ve kriminalize eden yasal değişiklikler yapmamaya ve Türkiye’nin eşitlik ve ayrımcılık yasağını güvence altına alan anayasası ile uluslararası insan hakları yükümlülükleri uyarınca, LGBTİ+’ların haklarını korumayı kamuoyuna taahhüt etmeye çağırıyoruz. Bu ve benzeri teklifler resmen oylamaya sunulursa, tüm milletvekilleri bunları kararlılıkla reddetmeli.
Yetkilileri, LGBTİ+’lara karşı ayrımcı ve damgalayıcı söylemleri derhal durdurmaya çağırıyoruz. Yetkililer, insan hakları örgütlerinin uzun yıllardır belgelediği, kolluk görevlileri de dahil kamu görevlilerinin toplumsal cinsiyetle ilgili yerleşik kalıp yargıları ve kurumsal homofobi ve transfobiyle mücadele etmek üzere pozitif adımlar atmalı.
İmzacı örgütler olarak, LGBTİ+ haklarını savunmaya kararlıyız ve yan yanayız, birlikte güçlüyüz!
İmzacı Kurumlar:
- 3H Hareketi Derneği
- 17 Mayıs Derneği
- 20 Kasım Nefret Suçlarıyla Mücadele Derneği
- Adana LGBTİQ+ Dayanışma
- Anadolu LGBTİ+
- Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği (GALADER)
- Ankara Dayanışma Akademisi
- Ankara Pride
- Anka Üreten Kadın Derneği
- Antalya BİZ LGBTİQ+ İnsiyatifi
- Aramızda Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Derneği
- Aryen Hûner Derneği (Van)
- Bilkent Üniversitesi Renkli Düşün Kulübü
- Bodrum Kadın Dayanışma Derneği
- Burak Özgüner Hayvan Hakları Çalışma Merkezi (BurHak)
- Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği
- Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği (CEİD)
- Cinsiyet Eşitliği Politikaları Derneği
- Civil Rights Defenders
- Çanakkale Pride LGBTİA+ Topluluğu
- Çağdaş Gazeteciler Derneği
- Demeter Eşitlikçi Kadınlar Derneği
- DEMOS Araştırma Kolektifi
- Direnişin Renkleri
- DİSK Basın-İş
- DTCF LGBTİ+ Dayanışması
- Ecofrogs
- Engelli Hayvanları Koruma ve Hayvan Hakları Derneği
- Engelli Kadın Derneği
- Eşit Haklar İçin İzleme Derneği
- Eşit Yaşam Derneği
- Eşitlik Çalışmaları Derneği
- Feminist Bellek
- FİSA Çocuk Hakları Merkezi
- Göç İzleme Derneği
- Günebakan Kadın Derneği
- GSÜ Lion Queer Topluluğu
- Hacettepe Kuir Araştırmaları Topluluğu (Queer Deer)
- Hacettepe Kuir Eylemlilik Komitesi
- Hakikat Adalet Hafıza Merkezi
- Havle Kadın Derneği
- Hayvan Yaşam Özgürlük İnisiyatifi
- HEVİ LGBTİ+ Derneği
- İfade Özgürlüğü Derneği (İFÖD)
- İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi
- İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi
- İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
- İnsan Hakları Gündemi Derneği
- İnsan Hakları Okulu Derneği
- İnter Dayanışma
- İstanbul Üniversitesi Eşitlik Topluluğu
- İzmir Çağdaş Görmeyenler Derneği
- İzmir Kadın Dayanışma Derneği
- İzmir LGBTİ+ Onur Haftası
- Kadının İnsan Hakları Derneği
- Kadın Dayanışması
- Kadın Savunma Ağı
- Kadın Zamanı Derneği
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK)
- Kaos GL Derneği
- Kapsama Alanı
- Katre Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği
- Keskesor LGBTİ+ Amed
- Keskesor LGBTİ+ Wan
- Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği
- Kocaeli Kuir Kozgun
- Koç Üniversitesi Kadın Dayanışma Kulübü
- Koç Üniversitesi Kuir Kulübü-Koç Kuir
- Kuir Anka
- Kuir Eski
- Kuir Yıldız (YTÜ ODA LGBTİQ+)
- Lambdaistanbul LGBTİ+ Dayanışma Derneği
- LGBTİ+ Aileleri ve Yakınları Derneği (LİSTAG)
- Lotus Kadın Dayanışma ve Yaşam Derneği
- Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği
- Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı
- Muamma LGBTİ+ Derneği
- Murat Çekiç Derneği
- Mülkiyeliler Birliği
- ODTÜ LGBTİQAA+ Dayanışması
- Özgürlük İçin Hukukçular Derneği
- Özgür Renkler Derneği
- Özyeğin Üniversitesi LGBTIQ+ Kulübü
- Patikara Hayvan Koruma ve Hayvanlara Acil Müdahale Derneği
- Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği
- Pozitif Dayanışma
- Punto24 Bağımsız Gazetecilik Derneği (P24)
- Research Institute on Turkey
- Roman Hafıza Çalışmaları Derneği
- Rosa Kadın Derneği
- Sağlamcılığa Karşı Kadın Hareketi Derneği
- Sara Kolektif
- Silva Türkiye Kadın Fonu
- Sivil Alan Araştırmaları Derneği
- Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Derneği
- Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği
- Şiddetsizlik Eğitim ve Araştırma Derneği
- TED Üniversitesi Logos Topluluğu
- Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı
- Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Derneği
- Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dayanışma Ağı
- Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP)
- Trabzon Kuir Topluluğu
- Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi
- Türkiye İnsan Hakları Vakfı
- Türk Psikologlar Derneği
- Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği
- Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi
- Üniversiteli Kuir Araştırmaları ve LGBTİ+ Dayanışma Derneği (ÜniKuir)
- Yaşam Bellek Özgürlük Derneği
- Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi
- Yeditepe Üniversiteliler LGBTQIA+ Topluluğu (7TEPE7RENK)
- Yurttaşlık Derneği
- Van Hakkâri Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu
- KESK Van Şubeler Platformu
- Disk Dev Emekli Sen Van Şubesi

