ADD, emperyalizm taşeronu Dinci Karşı Devrim ihanetine geçit vermemek için Yeniden Atatürk Cumhuriyeti’ne ulaşmak azim ve kararındadır.

Atatürkçü Düşünce Derneği Kayseri Şube Başkanı Haluk Bilfesay, 23 Aralık 1930 Menemen Şeriat İhaneti’nin yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada “ADD, emperyalizm taşeronu Dinci Karşı Devrim ihanetine geçit vermemek için Yeniden Atatürk Cumhuriyeti’ne ulaşmak azim ve kararındadır” dedi, şunları söyledi.
93 yıl önce ülkemiz, Laik Cumhuriyet’e ve Aydınlanma Devrimleri’ne yönelik vahşi bir şeriatçı isyan ihanetiyle sarsıldı.
Osmanlı Devleti’ni akıl ve bilim yolundan kopararak çökmesine neden olan, yıllarca emperyalist işgalcilere yancılık eden, asırlar boyu sırtında kene gibi yaşadıkları halkın kanını emerek semiren dinci-yobaz orta çağ artıkları, bu kez Laik Cumhuriyet’i yok etme soysuzluğuna soyunmuşlardı.
İzmir’in Menemen ilçesinde, “derviş” diye anılan Mehmet adlı bir alçak önderliğinde “Din elden gidiyor” ve “Şeriat isteriz” naraları ve yeşil paçavralarıyla ayaklanıp yürüyüşe geçen gerici bir güruh, birkaç askeriyle kendilerini uyarıp dağılmalarını isteyen Yedek Subay Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay ile Bekçi Şevki ve Bekçi Hasan Beylerikatlettiler. Bununla da yetinmediler, Matematik Öğretmeni Kubilay’ın bağ bıçağı ile kestikleri başını bir sopanın ucuna geçirip hayasızca sokak sokak dolaştırdılar.
Esat adlı Nakşibendi tarikatı mensubu şeyh bozuntusu bir yobazın kışkırttığı ayaklanma -benzerleri gibi- Cumhuriyetin kararlı duruşu ile bastırılmış, hainlerin tamamına hak ettikleri son yaşatılmıştır.
Türk Ulusu, Osmanlı döneminde de, Ulusal Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyetin ilanı ve  Aydınlanma Devrimleri süreçlerinde de, çok partili döneme geçildikten sonra da ve son olarak 15 Temmuz 2016’da da bu Karşı Devrimci kalkışmalarla hep karşılaştı. Din adına öne sürülen sapkın fikirler ve hurafelerle, çakma tarihçilerin akıl dışı yalanlarıyla halkımızı kandırma çabaları aralıksız sürdü, sürüyor.
Emperyalizm 100 yıldır; Türkiye Cumhuriyeti’ni Antiemperyalist-Tam Bağımsız-Üniter Ulus Devlet özünden kopararak, Ulus olma bilincimizi ve Ulusal Birlik oluşturma irademizi mikromilliyetçilik (etnik ırkçılık) ve mezhepçilik tuzaklarına düşürdüğü sözde aydınların propagandaları ile körelterek uydusu olacak bir Din Devletine dönüştürme çabasından hiç vazgeçmedi.
Atatürkçü Düşünce Derneği; emperyalizm taşeronu Dinci Karşı Devrim ihanetine geçit vermemek için Yeniden Atatürk Cumhuriyeti’ne ulaşmak azim ve kararındadır. Menemen yiğitlerimizle birlikte Cumhuriyetimiz’in geleceği, vatanımızın bütünlüğü ve milletimizin birliği uğruna toprağa düşen bütün şehitlerimizi şükranla, minnetle anıyor, aziz anıları önünde saygıyla eğiliyoruz. Ruhları şad olsun!”
Eğitimde Akıl ve Bilime Çağrı
Türk Eğitim Sistemi, 3 Mart 1924 Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) Devrimi ile başlayarak 1970’lere değin geliştirdiği bilimsel temelli öğretim programlarıyla (müfredat) çocuklarına ulusal, ahlaksal-etik, kültürel, sosyal ve çağdaş insani değerler, yetkinlikler, yurttaşlık bilinci ve özgüven kazandırmış, tebaadan yurttaş, kuldan birey, ümmetten ulus yaratmayı başarmıştır.
Ancak ABD emperyalizmi güdümlü 12 Mart 1971 muhtırası ile 1961 Anayasası budanmış, dinci kurumlar için elverişli ortam yaratılmış, 12 Eylül 1980 faşist darbesi ve izleyen hükümetlerce de, Eğitim Sistemi laiklik ve bilimsellikten koparılarak dinselleştirilmeye başlanmıştır. 2002 yılından bu yana ise, atanan tüm Milli Eğitim Bakanları; hiçbir bilimsel incelemeye, gerekçeye dayanmadan öğretim programlarını ideolojik saplantılarla ders ekleyip çıkararak, süreleriyle oynayarak, Felsefe, Mantık, Sosyoloji, Matematik, Psikoloji gibi özgür birey yetiştirmede nitelikli dersleri yok ederek, bilimsellikten tümüyle uzaklaştırmış, iyiden iyiye dincileştirmiştir.
Hedef, ümmet ve biat toplumu yaratmaktır ki; Batı emperyalizminin yüz yıllık hedefi de budur.
2007 yılından sonra kamu desteğiyle çoğaltılan ve etkinleştirilen İlim Yayma Cemiyeti, Hizmet Vakfı, Ensar Vakfı, Birlik Vakfı, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA), Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) ve benzeri onlarca dernek – vakıf adı ile örgütlenmiş tarikat ve cemaat yapılanmalarıyla Milli Eğitim Bakanlığı ve İl-İlçe Müdürlüklerince protokoller imzalanmış, bu dinci yapıların öğrenci yurtları dahil bütün eğitim kurumlarımıza girmesine olanak sağlanmış, son olarak çağ dışı ÇEDES dayatması ve “manevi rehber” uydurmasıyla okullarımıza imamlar atanmaya başlanmıştır! Bugün, 3-6 yaşındaki yüzbinlerce evladımız dinci yapıların anaokullarında, milyonlarca çocuğumuz tarikat ve cemaatların elindedir.
Tarikat ve cemaatlar, Anayasanın 174. maddesi korumasında olan 677 sayılı yasa ile daha 1925 yılında kapatılmış olup (Resmi Gazete 13.12.1925, s. 243) yasa dışıdırlar! Dayatılan, apaçık bir karşı devrimdir!
Son müfredat değişikliği ve ÇEDES derhal geri çekilmelidir. İşlenen; anayasayı tebdil, tağyir ve ilga suçudur!
Bağımsız yargı gereğini yapmalıdır!
“Yurtta barış, dünyada barış” için, insanca yaşam için, demokrasi için Laiklik kırmızı çizgidir.
Büyük Atatürk’ün Eğitimdir ki, bir ulusu ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum halinde yaşatır 
ya da esaret ve sefalete terk eder.” sözleriyle vurguladığı tarihsel ve günümüze de ışık tutan uyarısı 
hiç akıldan çıkarılmamalıdır. Milli Eğitim Sistemi Ulusal Birliği, kaynaşmayı ve barışı sağlamalı, evrensel değerlerl

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

İYİ Parti kurucusundan kurultaya saatler kala çarpıcı çıkış: Kararını açıkladı!

İYİ Parti yeni genel başkanını ve yönetimini seçeceği kurultaya hazırlanıyor. Yarın Ankara’da yapılacak kurultay öncesi, …