
Sağlık Harcamaları İstatistikleri, 2024
Toplam sağlık harcaması %89,6 artarak 2 trilyon 359 milyar 151 milyon TL oldu
Toplam sağlık harcaması 2024 yılında bir önceki yıla göre %89,6 artarak 2 trilyon 359 milyar 151 milyon TL’ye yükseldi. Genel devlet sağlık harcaması %86,1 artarak 1 trilyon 794 milyar 227 milyon TL’ye ulaştı. Özel sektör sağlık harcaması ise %101,8’lik bir artış oranı ile 564 milyar 924 milyon TL olarak tahmin edildi.
Toplam sağlık harcamasının %76,1’i genel devlet bütçesinden karşılandı
Genel devlet sağlık harcamasının toplam sağlık harcamasına oranı 2024 yılında %76,1, özel sektör sağlık harcamasının oranı ise %23,9 olarak gerçekleşti. Genel devlet ve özel sektörün alt bileşenlerine bakıldığında, 2024 yılında Sosyal Güvenlik Kurumu %39,5, merkezi devlet %36,0, hanehalkları %18,8, sigorta şirketleri %2,8, hanehalklarına hizmet eden kar amacı gütmeyen kuruluşlar ile diğer işletmeler %2,4, mahalli idareler %0,6’lık bir paya sahip oldu.
Toplam sağlık harcaması gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) %5,3’ünü oluşturdu
Toplam sağlık harcamasının GSYH’ye oranı 2023 yılında %4,6 iken, 2024 yılında %5,3 oldu. Cari sağlık harcamasının GSYH’ye oranı 2023 yılında %4,2, 2024 yılında %4,9 olarak hesaplandı.
Toplam sağlık harcamasının %54,6’sı hastanelerde yapıldı
Toplam sağlık harcamasının sağlık hizmeti sunucularına göre dağılımı incelendiğinde, ilk üç sıra 2024 yılında da değişmedi. Sağlık hizmetleri ve ürünleri satın almak için başvurulan sağlık kurumları içerisinde en büyük payı 2024 yılında %54,6 ile hastaneler oluşturdu. Hastaneleri sırasıyla %19,6 ile perakende satış ve diğer tıbbi malzeme sunanlar ve %11,0 ile ayakta bakım sunanlar izledi.
Cari sağlık harcaması %92,7 artarak 2 trilyon 186 milyar 802 milyon TL oldu
Cari sağlık harcaması 2024 yılında bir önceki yıla göre %92,7 artarak 2 trilyon 186 milyar 802 milyon TL’ye yükseldi. Sağlık harcamaları kapsamındaki yatırımlar %57,6 artarak 172 milyar 349 milyon TL’ye ulaştı.
Kişi başına sağlık harcaması %89,2 artarak 27 bin 587 TL oldu
Kişi başına sağlık harcaması 2023 yılında 14 bin 582 TL iken, 2024 yılında %89,2 artarak 27 bin 587 TL’ye yükseldi. Kişi başına sağlık harcaması 2023 yılında ABD Doları ($) cinsinden 621 $ iken, 2024 yılında %35,3 artarak 840 $’a yükseldi.
Hanehalkı cepten sağlık harcamasının toplam içindeki payı %18,8 oldu
Hanehalkları tarafından tedavi, ilaç vb. amaçlı yapılan cepten sağlık harcaması 2024 yılında bir önceki yıla göre %100,2 artarak 442 milyar 356 milyon TL’ye ulaştı. Hanehalkı cepten sağlık harcamasının toplam sağlık harcamasına oranı 2024 yılında %18,8 olarak gerçekleşti.
***
Eğitim harcamalarının GSYH içindeki payı %4,9 oldu
Devlet ve özel eğitim kurumlarınca en fazla harcama yükseköğretime yapıldı
Öğrenci başına harcamanın en çok arttığı eğitim düzeyi ortaöğretim oldu
TÇE ANALİZİ ORTAYA KOYDU: TÜRKİYE’DE ÖĞRENCİLERİN GIDA YOKSULLUĞU RİSKİ ARTIYORPISA 2022 VERİLERİ VE SON YILLARDAKİ GIDA ENFLASYONU TABLOYU AĞIRLAŞTIRIYOR.
Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nün OECD ve PISA verileriyle hazırladığı analiz, Türkiye’de öğrencilerin yaşadığı gıda yoksulluğunun boyutunu bir kez daha ortaya koydu. Türkiye, 60 ülke arasında en çok öğün atlayan öğrenciye sahip 5. ülke konumunda bulunuyor. Araştırmaya göre; son 30 gün içinde en az haftada bir kez maddi yetersizlik nedeniyle öğün atlayan öğrencilerin oranı %11’e ulaştı. OECD ortalamasının yalnızca %3 olduğu düşünüldüğünde, Türkiye’nin bulunduğu konum dikkat çekici bir soruna işaret ediyor.
Veriler, düşük gelirli ülkelerde parasızlık nedeniyle öğün atlama oranlarının yüksek olduğunu doğrularken; Türkiye’nin, OECD ülkeleri içinde belirgin biçimde ayrıştığını gösteriyor. Kamboçya (%22), Filipinler (%15), Tayland (%13) ve Fas’ın (%12) ardından gelen Türkiye, gelişmiş ülkelerin çok üzerinde bir risk düzeyi ile karşı karşıya.
“Bu tablo yalnızca ekonomik değil, sosyal bir alarmdır”
Toplum Çalışmaları Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi ve Analisti Yağmur Uzunırmak, PISA verilerini son yıllardaki gıda enflasyonu ile birlikte değerlendirerek Türkiye’de öğrencilerin gıda yoksulluğunun derinleştiğini vurguladı.
Uzunırmak, Türkiye’nin uzun süredir küresel ortalamanın çok üzerinde seyreden gıda enflasyonu nedeniyle çocukların ve gençlerin beslenme koşullarının ciddi risk altında olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye, gıda enflasyonu açısından son yıllarda küresel ortalamanın çok üzerinde seyreden bir ülkedir. TÜİK verilerine göre, gıda ve alkolsüz içecekler grubunda Aralık ayı yıllık değişimi 2022’de %77.86, 2023’te %72.01, 2024’te %43.5 ve 2025 yılı itibarıyla şu ana kadar %34.8 olarak ölçülmüştür. Buna karşılık Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) yayımladığı küresel gıda enflasyonu verileri, aynı yıllarda dünya genelinde artış oranlarının sırasıyla %12.6 (2022), %5.45(2023) ve %3.38(2024) seviyelerinde gerçekleştiğini göstermektedir.”
Uzunırmak, FAO’nun küresel sıralamasının Türkiye açısından çarpıcı olduğunun altını çizerek şöyle devam etti:
“FAO’nun ülke karşılaştırmalarına göre Türkiye, 2022 yılında veri bulunan 202 ülke içinde dünya)nın en yüksek gıda enflasyonuna sahip 5. ülkesi olmuş; Türkiye’nin üzerinde yalnızca Venezuela, Zimbabwe, Lübnan ve Arjantin yer almıştır. 2024 yılında da tablo değişmemiş, bu kez Sudan, Arjantin, Zimbabwe ve Filistin Türkiye’nin önünde yer almış ve Türkiye 5. sıradaki yerini korumuştur.“
“Türkiye’de öğrencilerin gıda yoksulluğu riskinin 2022’ye kıyasla daha da yükselmiş olabileceği bir değerlendirme olarak ortaya çıkmaktadır.”
PISA verileriyle birlikte bakıldığında ortaya çıkan tablonun ağırlaştığını belirten Uzunırmak, şu değerlendirmeyi yaptı:
“OECD-PISA testleri belirli periyotlarla uygulandığından, öğrencilerin gıda yoksunluğuna ilişkin en güncel mikro veri 2022 yılına aittir. 2022 PISA verilerine göre Türkiye’de öğrencilerin %11’i, son 30 gün içinde parasızlık nedeniyle haftada en az bir kez öğün atladığını bildirmiştir. Ancak yukarıda özetlenen ve 2022 sonrası dönemi de kapsayan karşılaştırmalı gıda enflasyonu verileri dikkate alındığında, Türkiye’de öğrencilerin gıda yoksulluğu riskinin 2022’ye kıyasla daha da yükselmiş olabileceği makul bir değerlendirme olarak ortaya çıkmaktadır.”
PISA 2022 datası hem de son yıllardaki gıda enflasyonu, Türkiye’de çocukların ve gençlerin beslenme koşullarının ciddi bir sosyal risk altında olduğunu açıkça gösteriyor.
Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nün analizine göre gıda yoksulluğu, yalnızca ekonomik bir sorun olmaktan çıkıp eğitim ve fırsat eşitliği açısından kritik bir kırılganlık alanına dönüşmüş durumda.



