Mustafa TEMİZER
“Ülkemizin içerisinde bulunan problemler karşısında; düşünmeyen beyin, çalışmayan beden, sızlamayan yürek bizden değildir.” uyarısı doğrultusunda tüm sorunlarımıza çözüm arayan, çözüm üreten insanalar var. Bunlardan biri olan dostum Mustafa Göktekin “Sorunlarımız Dev Gibi Ama Çözüm Ne? başlıklı yazısında şunları söylüyor.
“Ülkemizde yanlış yönetim ve Pandemi’nin getirdiği yönetim sorunları ülkemizde sıkıntıları devasa boyutlara getirdi. Toplumun her kesiminden feryatlar yükseliyor. Çözümlere gücü yetmeyen yönetim ise algı operasyonları ve muhalefete saldırarak halkı yönetmeye çalışıyor.
Birileri partisi ile dini inancını aynı gördüğünden iktidara sahip çıkmaya çalışır ve iktidarın yanında dururken; acısı artan ve sıkıntısı çoğalan ve yanlışları gören insanlar ise iktidardan desteğini çekiyor.
Doğal olarak iktidar ve onu destekleyen partilerde meydana gelen oy azalmasının doğal olarak muhalefet partilerinin oylarını artırması gerekirken muhalefetin oyu artmıyor fakat kararsızların oyları % 20’lere vardı. Bunda bir anormallik yok mu sizce?
İşin garibi iktidara duyulan güvenin azaldığını gören muhalefet kendini darı ambarında görerek iktidar hayalleri kuruyor. İktidar partilerinden çözülen oyların kendilerine niye gelmediğini ve kendi oylarının neden artmadığını sorgulamadan iktidar hayalleri kuruyor.
Haber kanallarını ve basını takip eden veya etmeye çalışan seçmenler olarak bir düşünelim. Gerek iktidar kanalından ve gerekse muhalefet tarafından ülkenin, ahlak, ekonomi, iç-dış siyaset, toplumun iç barışı, eğitim konularında kavga ve hamasi vaatler haricinde çözüme dönük her hangi program, çözüm önerisi, çözüm teklifi duyan var mı? Ekranlarımızı işgal eden şey: “Sayın Erdoğan, Ey Kılıçtaroğlu, Ey Akşener, Zillet ittifakı ve daha söylemeye dilim varmayan bir sürü hakaret ve aşağılama içeren sözler. Liderlerin birbirlerini aşağılayan ve verilen cevaplarından başka ve suçlamalarından öte duyduğunuz her hangi bir hitap şekli görüyor musunuz?
Ülkenin içinde bulunduğu zor şartların düzeltilmesi için gerek iktidar ve gerekse muhalefetin bir birine muhalefetten ve karşı saldırıdan başka bir hazırlığı olmadığı halde, nasıl oluyor da yeniden veya yeni iktidar hayalleri kuruyor veya kurabiliyorlar. Bu vatandaş çok mu saf? Sen sorunlarına çare üretmeyeceksin; seçmen sırf siz iyi bağırıyorsunuz diye size destek verecek veya desteğini devam ettirecek.
Ne yazık ki; millet gerek iktidar yanlılarının ve gerekse muhalefetteki partilerin yarasına merheminin olmadığını görüyor ve yarasının her geçen gün açılmasının ve kanamasının arttığını görerek derdine derman olacak bir siyasi partinin bulunması için bakınıyor. Lakin şu an ufukta aradığı siyasi partiyi de görmüyor. Göremiyor.
Milleti muhteşem bir Türkiye’ye götürecek muhteşem Türkiye hayalini gerçekleştirecek ekipler milletin nazarlarından uzakta ve milletle buluşması engellendiği için gözlerden uzakta çözüm önerilerini halka ulaştıramamanın hüznü ve kederi ile olayları seyrediyor.
Eğer, her kim, hangi parti ve ekip hamasi sözlerin haricinde size bir çözüm sunmuyor ve sorunları çözme azmini bir tarafa bırakarak muhalifler ile uğraşıyorsa bu ülkenin kalkınması ile ilgili bir çözümü yoktur. Sorunlara çözümü olmayanın ise ülkeyi ve milleti götüreceği yer ancak tarih çöplüğünün dibidir.”
Asalında sorun da belli; çözümde belli. Sorun; Dindarlık, milli irade, milliyetçilik, halkçılık, demokratlık, cumhuriyetçilik, gelecek, vefa, özgürlük ve barış… söylemleri ve algı operasyonları ile toplumun aldatılması. Ülke meselelerini çözecek ehliyet ve liyakate sahip milli kadroların önünün kesilmesi. Her türlü siyasi engel konarak, televizyon ve basında yer vermeyerek seçmenin tanımasına engel olunması. İşin ehline verilmesinin engellenmesidir. Ülkenin geldiği nokta içinde bulunduğumuz durum farklı söylemlerine rağmen iktidarın da sözde muhalefetin de aynı siyasi anlayışta olduğunu göstermektedir. Çözüm; Mevcut siyasi anlayışı terk etmektir. Hz. Peygamber (sav)in “ –Emanet ehil olmayan kimseye verildiği zaman kıyâmeti bekle!” uyarısı doğrultusunda hareket etmek. Ülke yönetimi için yeterli ehliyete sahip olmayan; Ülke meselelerini çözecek projeler üretmekten aciz, sırf mevki, makam hırsı, maddi çıkar ve siyasi ikbal uğruna birbiriyle uğraşan dün kara dediğine bugün ak diyen, dün ak dediğine bugün kara diyen, milleti ayrıştırma üzerinden politika yapan ülkeyi kaosa ve iç savaşa doğru sürükleyenlere itibar etmemek.
“Ülkemizin içerisinde bulunan problemler karşısında; düşünmeyen beyin, çalışmayan beden, sızlamayan yürek bizden değildir.” diyerek elli yıldan beri ülke meselelerine çözümler üretip iktidar ve muhalefeti uyaran. “ Milletim Uyan! Milli birliği sağlamadan hiçbir sorunumuzu çözemeyiz! çağrısında bulunan. Birlik olmanın, ittifak etmenin şartlarını açıkça ortaya koyan. Ama milletin önüne çıkması iktidar ve sözde muhalefet tarafından sürekli engellenen Millet Partisi Genel Başkanı Aykut Edibali ve yetiştirdiği milli kadroların çağrısına kulak vermek. Milli mücadele ruhuyla el ele gönül gönüle vermek. Edibali ve ekibinin ortaya koyduğu “Muhteşem Türkiye” projesini gerçekleştirmektir. Sorun da çözüm de belli olduğu halde neden çözmüyorlar?.. Seçmen olarak biz neden çözmüyoruz?..
Unutmayalım.” İştirak etmediğimiz çilesini çekmediğimiz bir kurtuluş mümkün değildir.” Milletimizin ve yöneticilerimizin uyanması basiretle hareket etmesi (Yanılmadan gerçekleri görebilmesi, gelecekle ilgili sezgi, uyanıklık, anlayış, kavrayış ve vizyon sahibi olması) dilek temenni ve duasıyla…
