Bakan Özhaseki’ye….(Köşe yazısı 31.10.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com
Cumhuriyet’in 93. Yıl kutlama ve resepsiyonuna katıldım.
İster istemez insan, 50 yıl önceki çocukluğundaki zor günlerde, kıt imkanlarla yapılan bayram ve hazırlıklarından bu gün ki bayramlara baktığında içinde bir burukluk oluyor.
Kayseri’deki resepsiyona Çevre ve Şehircilik Bakanımız, eski Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Özhaseki’de katıldı. Özhaseki, terör bölgelerindeki belediyelerde ve taşeronlarda çalışan işçilerin işi bırakarak çalışmadan maaş alması yönündeki bir soruyu yanıtlarken ‘Devlet bir gün çalışmayan işçilerden hepsinin hesabını tek tek sorar’ dedi.
Ben buradan Sayın Özhaseki’ye, ayrıca partisine, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında, belediyelerde, ayrıca bu kurumların taşeron firmalarında çalışan işçilerle ilgili açık ve net bir araştırma yapmasını istiyorum. Bunu benim bir ihbarım olarakta kabul edebilirler.
Yıllardır kamudaki taşeron firmalarda çalışan neden banka promosyonu almıyor?
Bazılarına neden yemek ve yol yardımı, fazla mesai ödenmiyor?
Üstelik, bu taşeron firmaların kamudan alacağı kalmamışken, işi bırakmışken kaç aydır, kaç yıldır halen çalışan ve ayrılan bu işçilere hak ettikleri ücret ödenmiyor?
Sizler bırakın birkaç ay maaş almamayı, iki yıl öncenin maaşını almadan, kredi çekerek, bu kredileri de başkalarından borç alarak ödeyerek bu ülkede yaşamaya ne kadar devam edebilirsiniz?
Türkiye’ye sığınanlar bile bu taşeron firmalarda çalışanlardan daha rahat yaşarken, nasıl bir politika ki asıl bu toprakların sahibi ve kimliğini taşıyanlar mağdur ediliyor?
Tüm kamudaki, belediyedeki taşeron işçilerden bunu açık ya da gizli sorgulayın.
Kaç aydır maaş almıyorlar?
Kaç firma değişmiş?
Bu firmaların kurumlardan alacağı kalmış mı?
Alacağı kalmayan bu firmalar halen işçilere neden paralarını aylardır, birkaç yıldır ödemiyor?
Üstelik ödemeyen bu kişiler, hangi isimlerle, hangi statülerde o kurumlarda çalışıyor?
O şirket sahipleri kurumlara çeşitli şekillerde zarar veriyor mu?
Kurum müdürlerini ve başkanları nasıl yanlış yönlendiriyor?
Kendilerine engel gördüklerini hangi yöntemlerle tuzağa düşürmek, uzaklaştırmak istiyor?
Çalışanları bu kişiler huzursuz ediyor mu?
Üstelik çalıştırdığı işçinin parasını ödemeyen bu şirket sahipleri ‘Benim üzerimde bir şey yok’ diyerek sürekli nasıl araba değiştiriyor?
O kurumların yetkilileri adına neler yapıyor, hangi misyonu üstleniyorlar?
Devleti de, çalışanları da dolandıran, aileleri de mağdur eden bu kişiler nasıl faturaları tahsil ediyor?
Bindikleri araçların yakıtından, arıza giderlerine, zıkkımlandıkları yemeklerden giyim kuşamlarına, aldıkları promosyon ürünlerden, telefon faturalarına kadar her şeyi kim, nasıl ödüyor?
Sayın Bakanım lütfen bu konuya ister açık ister gizli bir el atın.
Birilerinin bedduasını alırken binlerce mağdur çalışanın ve ailesinin duasını alacağınızdan eminim.
Eski bir belediyeci bakan olarak ne dediğimi, ne demek istediğimi çok iyi anladınız.
Zaman zaman gündeme referandum ya da seçimler gelirken, bu yazdıklarımın Kayser’de sizlerin, partinizin başını nasıl ağrıtacağını unutmayın.
Gariban işçinin maaşına kadar, promosyonuna, fazla mesaisine, ulaşım ve yemek parasına kadar göz diken ‘Karnı doyan, gözü doymayan’ kim varsa üzerini bence çizin.
Kesinlikle bende olsam acımayın.
Türkiye’de çalışma hayatını bozan, bozduran bu ahlaksızlara meydanı bırakmayın.
Devlet içinde yapılanan hainlerin kalkışmasını 15 Temmuz’da gördük.
Madem gün hesap sorma, bunları temizleme günü o zaman, o hainler kadar tehlikeli olan bu haysiyetsizleri de bir bir temizleyin.
Dinimizde ‘Komşusu açken tok olan bizden değildir’ emrediyor.
Komşuyu doyurmak için sıraya girenler bence bu ülkenin asıl evladı olan ‘Mağdur edilen taşeron evlatlarını’ ivedilikle doyurmalı, haklarını korumalı, sahip çıkmalı, sorunlarını çözmeli.
O şerefli, onurlu insanları birilerinin iki dudağının arasına ‘Çıkartırım ha’ diyerek bırakmamalı.
Siz eminim bu işi hemen çözersiniz.
Yukarı da dediğim gibi, birkaç kendini güçlü sanan zavallının bedduasını almaktansa, şerefli, haysiyetli, onurlu insanların duasını birlikte almak daha iyi.
Hem dinimiz bir şeyi daha emrediyor.
‘Çalışanın hakkını, alın teri soğumadan vereceksin.’
Madem adınıza ‘Efsane’ dendi, Kayseri ve Türkiye’nin bu sorununu ivedi çözmekte size yakışır.