Ümit Özdağ KGC’den dikkat çekti: Tasarlanan, Türkiye’nin içinde etnik ve bir cehennemin oluşturulmasıdır.
Ayyıldız hareketi lideri Prof. Dr. Ümit Özdağ, Kayseri Gazeteciler Cemiyeti başkanı Metin Kösedağ’ı ziyaret ederek gazetecilere güncel konularda açıklamalarda bulundu. Vatandaşlık verilen ve kendisine twitter üzerinden küfreden bir Suriyeli hakkında suç duyurusunda bulunacağını belirten Özdağ, saray rejiminin çöktüğünü, Türkiye’nin yükselişinin birlik ve barışla olacağını söyledi. Bir yıl içinde tüm Suriyeli ve Afganistanlıları ülkelerine göndereceklerini belirten Ümit Özdağ’Tasarlanan, Türkiye’nin içinde etnik ve bir cehennemin oluşturulmasıdır’ dedi.
AVM’lerin yerini fabrikaların almasını istediklerini açıklayan Prof.Dr. Ümit Özdağ ‘Bugün bizi soyanların yarın çocukları, çocuk ve torunlarımızı soyacak’ dedi ve şunları söyledi.
Kayseri Türk ekonomisinin önemli, bisiklet merkezlerinden birisi. Bugün yaşanan Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizini derinden hisseden Anadolu kentlerinin başında geliyor. Gayriresmi rakamlara göre Kayseri’de de 160 bin Suriyeli sığınmacı bulunuyor. Bu insanlar stratejik göç mühendisliği ile getirildiler. Bombalandıkları için gelmediler, gelmeleri için bombalandılar. Her birisi bireysel trajediler yaşadılar.
Ama işin gerçeği Suriye’de yaşananlar büyük Kürdistan kurulmasının bir parçasıdır. Büyük Kürdistan’ı kurmak için önce Irak’a bir Kürdistan yerleştirdiler. Şimdi Suriye’nin Kuzey’inden boşaltıyorlar. Bu boşalttıkları bölgeleri PKK’ya teslim ediyorlar. Sonra sıra Türkiye ve İran’a gelecek. Bizi birbirimize bir türlü düşüremediler. Çünkü biz bu topraklarda bir millet olmayı, güçlü bir milli birlik duygusuyla başarmış ve toplumuz bunun için Türkiye’de demokratik dengeleri değiştirerek ileride kışkırtacakları, tahrik edecekleri ve iç çatışma çıkartacakları bir sosyal bir vasat oluşturuyorlar. Başından beri bu konuda Türkiye’yi uyarıyoruz. İktidarın aymaz politikaları Türkiye’yi bir felakete sürüklerken, sarı muhalefetinde duyarsız bu yaklaşımları, bu sorunun bu noktaya tırmanmasının önünü açmış durumda.
Aynı zamanda Türk ekonomisi sistemli bir şekilde soyulan bir ekonomi. Nasıl? Sadece bizlerin ve çocuklarımızın değil, torunlarımızın geleceğiyle, sadece küçük bir gurup zenginleşsin diye kamu kaynaklarının soyulmaya, sistemli soyulmaya açık hale getirildiğini görüyoruz. Biz soyuluyoruz. Bugün bizi soyanların yarın çocukları, çocukların çocuklarını ve torunlarını soyacak. Sistem öyle kurulmuş.
Mevcut Saray rejimi olarak nitelendirdiğimiz rejimin çöktüğünü görüyoruz. Bu çöküş bizi üzmemeli ve umutsuzluğa sürüklememeli. Bu çöküşten sonra Türkiye’nin yükselişi birlik ve barışla gerçekleşecek. Tarihte bir sapma olan bu tek adam döneminin rejimini Türkiye aşacak ve tekrar demokratik, hukuk devletine inşallah döneceğiz. AVM’lerden fabrikalara döneceğimiz bir Türkiye’yi oluşturacağız.
Ne Cumhur, ne Millet ittifakının içinde değiliz ve olmayacağız. Her iki ittifakta Türk milletini birbirine düşmanlaştırıyor, geriyor ve yabancılaştırıyor. Biz milletimizle ittifakı tercih edeceğiz. Cumhuriyetle, Atatürk ile İstiklal Harbi ile sorunu olmayan, Türk Devleti ve milletinden başka sadakat bağı ile bağlı olmayan her yurttaşımızın oyuna talibiz. Ama Türk milletinden başka milletlerle sadakat bağı olanlar, İstiklal Harbi, Atatürkle sorunu olanların buradan oyunu da, desteğini de istemiyoruz. Onlarla bizim bir siyasal duruşumuz yok sadece görmemezlikten geliyor ve mücadele ediyoruz.
Suriyelilerinde, Afganlılarında, Iraklılarında, İranlılarında, aşağı yukarı 194 ülkeden Türkiye’de insan var. Kavimler göçü ile ülkemizin demokratik dengesinin değişmesini kabul etmiyoruz. Bundan dolayı sayıları 5.3 milyon olan başta Suriyeliler olmak üzere Afganlıların bir an önce ülkelerine dönmeleri için biz gereken çalışmaları, konuyu yıllardan beri inceleyerek bir eylem programı çerçevesinde hazırlamış bulunmaktayız.
Bu toprakların büyük bölümünde, Suriye’nin barış koşulu oluşmuş durumda. Dünya bu bölgeye yatırım yapmaya başladı. Üstelik bayramda, binlerce, on binlerce insan Suriye’ye gidiyorlar. Bunlar sadece Türkiye’nin kontrolündeki bölgeye gitmiyorlar. Bunlar Halep’e de, Suriye’nin değişik yerlerine de gidiyorlar. Orada ailelerinin yanında kalıyorlar, komşularının bayramını kutluyorlar, kurban kesiyorlar, hatta evleniyorlar, karılarını da alıp getiriyorlar.
Suriye’den gelenleri biz bir senelik süre içinde, uluslararası koşulları oluşturarak ve Türkiye’nin dostları olarak yollayacağız. Kimseyi trenlere bindirip yollamak gibi bir niyetimiz yok.
Afganistan konusuna gelince, meselenin Kabil havaalanının korunup korunmaması konusuna indirgemek, Türk-Afgan ilişkilerinin ve Türkiye’nin jeopolitik perspektifinin çok altında bir şey olur. Bundan 20 yıl önce Türkiye’den sonra Türk Dünyasının en büyük ordusu Kuzey Afganistan’daki Türk ordusuydu. Hatta uçaklarla Türkiye’ye Kalaşnikov silah sevkiyatı yaptılar. PKK’ya karşı kullanmak için. Yapılması gereken hızla bir taraftan Talibanla görüşülürken, diğer taraftan general Dostum ve ekibini askeri olarak desteklemek ve Afganistan içerisindeki göçü Kuzey’e yönlendirmek ve buraya ekonomik olarakta destek vermektir. Afganistan’dan kaçanların çok büyük bölümü ekonomik nedenlerle kaçıyor. Savaştan değil. Bunu durdurmak zorundayız. Bunu geri çevirmek zorundayız. Sınırda büyük bir entegre, sinek bile geçirmeyeceğimiz, milli güvenlik sistemini nasıl kuracağımızın, bütün ayrıntılarını parti olarak planlamış durumdayız.
Türkiye’nin bir iç savaşa sürüklenmesi, bir iç savaşla meşgul iken Türkiye’den Kürdistan’ın kopartılmasıdır. Bunun insancılıkla bir ilgisi yok. Tasarlanan, Türkiye’nin içinde etnik ve bir cehennemin oluşturulmasıdır. Herşey kuralına göre ilerliyor. Adım adım, adım. Bunun bir tek yolu var. Bu insanları Türkiye’nin dostları olarak bir an önce ülkelerine geri yollamak zorundayız.
Suriyelileri vatandaşlık vermek, iktidarda kalmak Türk milletinin egemenliğine yapılmış saldırıdır. Hükümetin yapması gereken, vatandaşlık konusunda şeffaf olmaktır. Verilen rakamlar gerçek rakamlar değil. Dün Beylikdüzü’nde Nüfus idaresi Müdürlüğü tıklım tıklım Suriyeli doluydu, vatandaşlık dağıtılıyor diye. Bunun bir sonu var. Türk milleti büyük millettir. Çalışkan ve güçlü bir millettir. Düşeninde yardımına koşar. Ama birileri düşen üzerinden, bizim ordumuzu ve devletimizi düşürmeyi planlıyorsa buna da müsaade etmeyiz. Onun için evet yollayacağız. Hepsini yollayacağız. Vatandaşlık verilenleri teker teker kontrol edeceğiz. Doğru verilmiş mi bu vatandaşlık.
Twitter üzerinden bana küfür eden 23 yaşındaki bir Suriyeli vatandaşlık aldım diyor. Şimdi ben bu vatandaşlıkla ilgili suç duyurusunda bulunacağım. Gelecek hafta. Bu adama neye göre istisnai vatandaşlık verdiniz? Türkiye’ye katkısı ne? Türk parlamenterlere küfrederek mi katkıda bulunuyor?