Türk Kadınlar Birliği: Elbet alçalırsa kadın alçalır insanlık…
Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şubesi, 8 Mart Dünya Kadınlar günü nedeniyle bir açıklama yaptı. “Elbet alçalırsa kadın alçalır insanlık…” diye başlayan açıklama şöyle.
Bir ‘8 Mart’ daha geldi. 21.Yüzyılın on beşinci 8 Mart’ı… Yine beylik laflar, karşılığını bulamayan açıklamalar, kutlama mesajları ve belki kutlama programları… Oysa 8 Mart bir yas günü… Daha iyi çalışma koşulları isteyen 129 kadın işçinin yanarak öldükleri gün… 2015 yılının 8 Mart’ı yine bu yas koşullarıyla geldi. Artık kadına yönelik yüz kızartıcı, iç parçalayıcı, mide bulandırıcı şiddetin, tacizin, tecavüzün, hak gaspının, dayağın, cinayetlerin duyulmadığı gün geçmiyor. Bütün bunlar güzel Türkiye’mizin olağan hadiseleri haline geldi. Daha dün Özgecan’ın hunharca katliyle ayaklanan Türkiye, her an başka bir kadının kurban ediliş haberiyle karşılaşabilir, karşılaşıyor.
Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şubesi Yönetim Kurulu olarak kadınlara yönelik şiddetin yasalarla, korumalarla, sığınma evleriyle, elektronik bileklikle, panik butonlarıyla halledilemeyeceğini, bunların caydırıcı ve cezalandırıcı tedbirler olsa da meseleyi çözmekten uzak olduğunu düşünüyoruz. Âdeta ‘sosyal cinnet’ yaşadığına inandığımız ülkemizin bütün insanlarını sağduyuya davet ediyoruz. Biz kadınlar Türkiye için yüz kızartıcı boyut kazanmış olan ‘kadına yönelik şiddet meselesi’nin cinsiyetler üzeri bir konu olduğuna ve elbirliği ile üstesinden gelinebileceğine inanıyoruz.
Kadına yönelik şiddet sorunu sadece kadınlara ait bir sorun değildir…
Bizzat mağduriyeti oluşturan erkeklerin çözmeleri gereken birinci derecedeki sorun halini almıştır. İnancımıza göre medenilik ölçüsünün kadınların konumuyla değerlendirildiği bir dünyada mağdur edilmiş kadın çığlıklarının dindirilmesi, artık bir ‘erkek meselesi’dir. Erkekler alınlarında taşıdıkları ‘tecavüzcü, gaspçı, tacizci’ gibi yaftaları silmek için çaba göstermeli, kendilerini bu ‘utanç’tan kurtarmalıdırlar. Kadınlarla işbirliği yaparak ülkemiz insanının bu sorunu aşmasını sağlamalıdırlar.
Özgecan’ı başka canlar izlememelidir.
Kadınların eğitim aldıkları, sosyal hayatın içinde önemli roller üstlendikleri bir zamanda Türkiye’nin acilen ‘zihinsel dönüşüm’e ihtiyacı vardır. Kadınların sosyal hayat içindeki katılım ve katkılarının önemli olduğuna inanan bilincin gelişmesine ihtiyaç vardır. Ancak bu kararlılıkla cinsiyete dayalı ayrımcılık ortadan kaldırılabilir. Kadınların kanunların yapıldığı, paranın kazanıldığı, bilimin üretildiği, hakların ve sorumlulukların dağıtıldığı alanlarda bir an evvel yerlerini alması gerekir. Kadına yönelik şiddetin ve eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasının bir belki de birinci yolu budur. Unutulmamalıdır ki toplumun yarısının insanî haklarından mahrum edildiği, şiddete uğradığı ölüm korkusuyla yaşadığı bir gündelik hayatın içinde sağlıklı bir sosyal yapıdan söz edilemez. Toplum kendi geleceğinin ruh ve beden sağlığı yerinde, haklarını bilen ve kullanan kadınların elinde olduğunu fark etmelidir.
Çünkü kadın hakkı, insan hakkıdır.
Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şubesi olarak 7 Haziran 2015 genel seçimleri öncesinde meclisteki kadın milletvekili sayısının yükselmesi arzumuzu bir kez daha vurgulamak istiyoruz. 2011 seçimlerde gösterilen bütün çabalara rağmen TBMM’deki kadın milletvekillerinin oranı yüzde 14’lerde kalmıştır… Hükümetteki kadın bakan sayısı ise sadece birdir… Oysa her gün şiddete uğrayan, hakları gasp edilen, öldürülen kadın sayısı bu rakamlarla boy ölçüşemeyecek kadar yüksektir. Türk kadını, dünyadaki pek çok hemcinsine göre erken kazandığı ‘seçme ve seçilme hakkı’nın kullanımında geri kalmıştır. Bir ülkenin kadını, o ülkenin medenilik göstergesidir.
‘Kadın bilinci’ne sahip, kadın milletvekilleri gerekiyor…
Kadına yönelik şiddetin, tacizin, tecavüzün, hak gaspının, cinayetlerin durması ve kadınlar adına olumlu bir dönüşümün gerçekleşebilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne giren kadın vekil sayısı artmalıdır. Ayrıca biz kadınlar, ‘kadınlık bilinci’ne sahip, kadının durumunun iyileştirilmesi için çaba gösteren ve kadınlık adına yapacağı çalışmaları her türlü siyasal çalışmasının önünde ve üstünde tutacak temsilciler istiyoruz.
Dileriz 8 Mart 2015, Türk ve dünya kadını için yepyeni kazanımların başlangıcı olsun… 2015 Haziran seçimleri kadının seçme hakkını yüzde yüz kullandığı, meclisteki kadın oranının yüzde ellileri bulabildiği bir seçim olsun… Kadınlar sosyal hayatta hak ettikleri yeri alabilsin… Kadın çığlıkları dinsin… ve artık başka canlara kıyılmasın…