Taksiler, taksiciler.. (Köşe yazısı 17.05.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ

davutgulec@hotmail.com

Türkiye’de toplu ya da özel taşımacılık tam düzenlenemedi.

1980 öncesi daha büyükşehir belediyesi olmayan Kayseri  için rahmetli  CHP’li belediye Başkanı Niyazi Bahçecioğlu hafif raylı sistemin kurulması için rayları bile getirtmiş, ancak Devlet planlama Teşkilatından onay çıkmayınca, gelen raylar hurda olarak satılmıştı.

Bir çok şehire yapılan hafif raylı sistem gecikmeli de, tartışmalı da olsa Kayseri’ye geldi.

Çocukluğumuzda, belediye otobüslerine  arka kapıdan  binilir, biletçi bilet parasını tahsil ederdi.

Dolmuşlar, adı üstünde binebildiğin kadar bin.

Hiç unutmam, 12 kişilik dolmuşa 30’a yakın kişi binmiş, şoför son aldığı bayana yer vermeyen erkeklere birde ‘utanın. Bayan ayakta mı gidecek’ diye hakaret etmişti.

Sonra dolmuşlar kalktı, yerini İstanbul, Ankara’nın hurda otobüsleri ‘Halk otobüsü’ne bıraktı.

Bugün hafif raylı sistemde, belediye otobüsleri de yetersiz.

Belli saatlerde eskinin tam dolmuşlarına benziyor.

Ama bilet ücretleri, Dünyanın en pahalı benzinini kullanan Türkiye gibi, Türkiye’nin mesafesine göre en pahalı toplu taşıma ücretini kullanan şehiri konumunda.

Kayseri, pahalılıkta, kalitesiz meyve-sebzede, toplu taşım ücretinde, toplu taşımada, her türlü serviste  pahalılıkta ve kaderine terketmede, yapılan kamu hizmetlerinin sürekli gecikmesinde, yapılan düzenlemelerdeki israfta, gösterişlerde lider, politikada sınıfta kalan şehir.

Ben zaman zaman, ticari taksilerinde, duraklarının da, şoförlerinin de gelişmiş ülkelerdeki gibi düzenlenmesini, taviz verilmemesini isteyen biriyim.

Halen taksicilikte, şehir merkezleri ayrı, ilçe merkezleri ayrı uygulama var.

Şoförlerin ‘taksici’ gibi halk arasında ayrı bir namı büyük.

İçlerinde elbette çok iyiler var.

Gelişmiş ülkelerde dolu taksilerin üstlerinde ‘taksi’ levhaları yanmaz. Bizde sürekli yanar.

Şoförler orada kravatlı, yabancı dil bilir, bizde kestirmeden iş bulanlarla dolu.

Reklamlardaki gibi gazete, çay ikramı yapılan taksiler bile var.

Bazı şehirlerde ‘taksi dolmuş’ uygulamaları da. Kayseri’de anlaşmalı yolcuların isteği ile.

Her şeyi devletten beklemenin bir anlamı da yok.

Halkın oto kontrolü çok önemli.

Yoksa her aracın ve yayanın başına bir polis dikmekle düzenleme yapılamıyor.

Eğer kesilen cezalar caydırıcı olsa, Türkiye’de trafik suçlarının işlenmemesi gerekirdi.

Gece ve gündüz tarifelerinin uygulanması bile tartışmalı.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı taksilere yönelik bir düzenleme getirdi.

“Taksimetre Muayene Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” yürürlüğe girdi.

Buna göre, taksimetreler için düzenlenen metrolojik muayene belgesi etiketi görünür şekilde taksinin arka kelebek camına veya müşterinin rahatça görebileceği uygun bir yere yapıştırılarak, periyodik muayene işlemleri tamamlanacak.

Yönetmelikle, taksimetrelerin stok muayenesinin yaptırılmasından taksimetrenin mülkiyetini haiz kişi sorumlu kılındı.

Taksilerde kullanılan tüm marka ve model taksimetrelerin muayenelerini söz konusu yönetmelik hükümlerine göre yetkilendirilen pist ve servis alanı içinde gerçekleştirecek.

Servis hizmetleri onay belgesi için Bakanlık tarafından elektronik başvuru sistemi kuruluncaya kadar servis sahibi gerekli belgelerle birlikte bulunduğu ilin İl Müdürlüğüne dilekçe ile müracaat edecek.

Sonrasında Bakanlık tarafından gerekli alt yapının tamamlanmasıyla başvurular elektronik ortamda gerçekleştirilecek.

Bakanlığın uygulamaya konan bu yönetmeliği ile taksiler, taksi sahipleri, şoförler kendilerine çeki-düzen verir mi bilinmiyor?

Önemli olan dediğim gibi kamu hizmetlerinde ‘taviz’ verilmeden katı uygulama şart.

Bunun içinde, denizlerde mutlu azınlığın teknelerine ucuz mazot yerine, mutsuz azınlığın yararlanması için taksi, dolmuş, servis, halk otobüsü gibi kamu hizmeti yapanlara ucuz mazot şart.