‘Rahim ağzı kanseri’ uyarısı ve gebelikte sağlıklı beslenme önerisi
Kadınlarda doğurganlık döneminde adet dışı ya da menopoz sonrası görülen kanamalar, genellikle endişeye yol açan önemli bir sağlık sorunu olarak görülüyor. Özellikle menopoz sonrası kanamaların, altta yatan bir kansere bağlı olup olmadığının araştırılması gerekiyor. Sorunun genellikle %80’e yakını önemli bir nedenden kaynaklanmazken, yaklaşık % 20 oranındaki hasta grubu ise kanserle yüz yüze gelebiliyor. Memorial Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Prof. Dr. İbrahim Serdar Serin, 1-7 Nisan Kanser Haftası nedeniyle “rahim ağzı kanseri” belirtileri ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Kanama pek çok nedene bağlı olabilir
Menopoz döneminde ortaya çıkan kanamaların en önemli nedeni, menopoza bağlı olarak gelişen ve atrofi denilen endometrial (rahmin iç kısmı) ve vajinal dokulardaki incelmeye bağlı olan kanamalardır. Sık rastlanan ikinci neden ise; kullanılan hormon tedavileri nedeniyle oluşan kanamalardır. Hatta hormon replasman (hormon yerine koyma) tedavilerine bağlı kanamalar birinci sırada yer almaktadır. Kanamanın başka bir nedeni ise rahim kaynaklı polip, miyom, adenomyosis gibi bazı iyi huylu tümörler ile rahim ağzındaki polipler, pelvik infeksiyonlar olabilir. Ayrıca vajinal mantar veya basit bir vajinal enfeksiyonda da kanama görülebilir.
Kanser ihtimali araştırılmalı
Menopoz sonrası kanamaların % 20’sinin nedeni, rahimden veya rahim ağzı kaynaklı bir kanser nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Kadınlar arasında en sık görülen 2’inci kanser türü olan rahim ağzı kanserine, % 98 oranında HPV (insan papilloma virüsü) neden olmaktadır. Yapılan araştırmalarda her 100 kadından en az 2’sinin hayatının bir döneminde rahim ağzı kanserine yakalandığı belirlenmiştir.
Bu belirtiler varsa…
Rahim veya rahim ağzı kanserinin önemli belirtileri şunlar olabilmektedir;
- Kanlı vajinal akıntı
- Cinsel ilişki sonrası ya da ertesi gün ortaya çıkan kanama
- Düzensiz gerçekleşen adet kanaması, ara kanamalar ve menopoz sonrası görülen kanamalar
Kanama belirtisi önemsenmeli
Menopoz sonrası kanaması durumunda hastanın bir kadın hastalıkları ve kadın doğum uzmanına başvurması gerekir. Hastanın hikayesi alınıp, muayenesi yapıldıktan sonra, genellikle ultrasonografi uygulanır. Yapılan bu işlemlerden sonra büyük ölçüde olası nedenler düşünülecektir. Kesin tanı için biyopsi yapılabilir. Günümüz şartlarında uygulanabilen histeroskopi (optik bir aletle rahim içinin incelenmesi) işlemi ile teşhis konulması oldukça kolaydır. Bu işlemle rahmin içinden kaynaklanan miyom, polip gibi iyi huylu hastalıkların aynı seansta tedavileri mümkün olabilmektedir. Beklenmedik kanamalara dayalı belirtileri olan kadınlara yönelik yapılan muayene, smear, kolposkopi ve biyopsi gibi işlemlerle kanser teşhisi konulabilir.
GEBELİKTE 8 SAĞLIKLI BESLENME ÖNERİSİ
Gebelik dönemindeki beslenme düzeniyle, anne karnındaki bebeğin sağlığı arasında doğrudan bir ilişki bulunuyor. Gebelik öncesi ve gebelik döneminde alınan fazla kilolar, hem anne adayında hem de bebekte pek çok sağlık sorununa neden olabiliyor. Memorial Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Fulya Çağlı, gebelik öncesinde kilo kontrolü ve gebelik dönemindeki beslenme düzeninin, anne bebek sağlığı üzerindeki etkisi hakkında bilgi verdi.
Obezite anne ve bebek sağlığını tehdit ediyor
Gebelik öncesi obezite ve gebelik sürecinde anne adayının fazla kilo alması; hipertansiyon, gebelik zehirlenmesi, diyabet, düşük, doğum sonrası kanama, enfeksiyon ve akciğer embolisi gibi önemli sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Doğum sonrasında bebeklerde, konjenital anomali, erken ve ölü doğum ile iri bebek problemleri sıkça görülmektedir. Bu sorunların ortaya çıkmasını engellemek için gebelik öncesinde anne adaylarının kilo kontrolü sağlanmalıdır. Anne adayı fazla kiloluysa, gebeliğin ilk 4 ayında kilo vermeye yönelik diyetler uygulanmalıdır. Ancak zayıflama programları, gebeliğin 4’üncü ayından sonra fetüsü ve süt salınımını olumsuz etkileyeceğinden tercih edilmemelidir.
Sağlıklı gebelik süreci için düzenli egzersiz
Normal kiloya sahip olan kişilerin, gebelik sürecinde toplam 10-14 kilogram (ayda 1-1,5 kg) alması normal olarak kabul edilmektedir. Ancak fazla kiloyla gebe kalan bir kadın, bu süreçte 6-7 kilogramlık artışın üzerine çıkmamalıdır. Gebelik süresince haftada 3-5 gün yapılan 30 dakikalık tempolu yürüyüşler ve omurgayı güçlendirecek sırt egzersizleri yararlıdır. Anne adayı, yürüyüş temposunu, kendini yormayacak şekilde ayarlamalıdır. Yoga ve pilates de gebeliğin hamileliğin ilk haftalarından itibaren önerilmektedir. Egzersizlerin yemeklerden 45 dakika sonra yapılması kan şekerinin düşmemesi için daha uygundur.
Beslenme düzeni vitamin dengesine göre planlanmalı
Gebelik döneminde anne adayı, bebeğin gelişimi ve genetik yapısı için sağlıklı besinleri tüketmelidir. Buna göre;
- Süt ve yoğurt gebeliğin ilk 3 ayında 2 su bardağı, 3’üncü aydan sonra 3 su bardağı olarak tüketilmelidir.
- Sabah kahvaltısında 1 yumurta ve 1 kibrit kutusu peynir yenmelidir.
- Vitamin, mineral ve posa desteğini sağlayan sebzeler önemli bir besin grubu olduğu için her ana öğünde tüketilmesi gerekir.
- Kilo takibi göz önünde bulundurularak, mevsim meyveleri günlük 3-4 porsiyon tüketilmelidir.
- Haftada iki gün uygun balık türlerinden biri tercih edilmelidir. Kırmızı et tüketimi ise öğle veya akşam yemeğinde 1 porsiyon ( 4-5 köfte kadar) yeterli olacaktır. Kırmızı et yerine tavuk tercih edilecekse, organik tavuk olmasına dikkat edilmelidir.
- Protein oranı yüksek olan kuru baklagiller hafta 2 gün tüketilmelidir.
- Kilo problemi yaşayan gebelerin yüksek karbonhidrat içeren tahıl grubunu tüketirken dikkatli olması gerekir. Tam tahıllı ekmek, makarna, pilav ve erişte gibi yardımcı yemekler, diyetisyenin uygun gördüğü şekilde tüketilmelidir.
- Bebeğin sağlığı için anne adaylarının günde 3 litre su içmesi gerekmektedir.