
Bursa’da 5 bin 400 işçinin çalıştığı Karesi Tekstil’de çalışan işçiler, bir süre önce anayasal haklarını kullanarak Öz İplik İş Sendikası’na üye olmaya başlamışlardır. Üyeliklerin artmasıyla birlikte örgütlenme süreci belirli bir aşamaya gelmiş; ancak bu durum işveren ve işveren vekillerinin yoğun baskı ve engelleme girişimleriyle karşılanmıştır.
Oysa Anayasa’nın 51. maddesi, işçilerin sendikaya üye olma ve örgütlenme özgürlüğünü açıkça güvence altına almaktadır.
Buna rağmen, fabrikada işçilere yönelik sistematik baskı, tehdit ve yıldırma politikaları yürütülmüş; sendikamıza üye olan öncü işçiler hiçbir gerekçe gösterilmeksizin işten çıkarılmıştır. Bu hukuksuz uygulamalar, işverenin sendikal örgütlenmeyi hedef aldığını açıkça ortaya koymaktadır.
İŞÇİLERE YÖNELİK BASKI SİSTEMATİK HALE GELMİŞTİR
İşçilerin telefonları ve e-devlet şifreleri zorla alınarak, baskı yoluyla üyelikleri iptal ettirilmektedir. İşçiler arabulucuya zorla götürülerek işten çıkmaya mecbur bırakılmaktadır. Maddi durumu zor olan işçilere “Tazminat verelim ama sendikadan vazgeç” denilerek başka şirket üzerinden aynı yerde çalıştırılma dayatması yapılmaktadır. Fabrika yönetimi, işçilerin sendika temsilcileriyle iletişimini kesmek için fabrika çevresine ek çitler çekmiş, fiziksel bariyerler oluşturmuştur. Servis araçlarına kameralar yerleştirilmiş, fabrika önü mobeselerle gözetim altına alınmıştır. Sendikaya destek veren işçiler fişlenmekte ve baskı altında tutulmaktadır.
Bugün, işçi çadırındaki plastik sandalyenin bile “tehlike” ilan edildiği, anayasal toplantı ve gösteri hakkının yok sayıldığı bir tabloyla karşı karşıyayız.
VİNÇ ÜZERİNDEN İŞÇİLERE SESLENMEK ZORUNDA KALDIK
Tüm bu engellemelere rağmen sendika temsilcilerimiz mücadeleden vazgeçmemiş; işçilere seslenebilmek için vinç kullanarak çitlerin üzerinden konuşma yapmak zorunda kalmıştır. Bu manzara, baskının boyutunu ve sendikal hakkın nasıl engellenmeye çalışıldığını gözler önüne sermektedir.
ULUSLARARASI MARKALAR BU ÇELİŞKİYİ AÇIKLAMAK ZORUNDA
Karesi Tekstil, dünya çapında bilinen uluslararası markalara üretim yapmaktadır. Bu markalar kamuoyu karşısında; etik üretim, insan haklarına saygı, çalışan haklarının korunması gibi değerleri savunduklarını iddia ederken, kendi tedarik zincirlerinde gerçekleşen bu baskı ve sendikal hak gasplarına göz yummaları kabul edilemez bir çelişkidir.
KAMUOYUNA ÇAĞRIMIZDIR
Biz, bu baskıların karşısında geri adım atmayacağız. Bu mücadele yalnızca Karesi Tekstil işçilerinin değil, tüm işçilerin, tüm emekçilerin mücadelesidir. Karesi Tekstil önünde sendikal direnişimiz, kararlılıkla ve büyüyerek devam edecektir. Herkesi bu hukuksuzluğa karşı dayanışmaya çağırıyoruz.



