Melikşah Üniversitesi Psikoloji ve EHAK Kulübü tarafından Hukuk Fakültesi konferans salonunda “Kadına Yönelik Cinsel İstismar” konulu konferans gerçekleştirildi.
Kayseri Barosu Kadın Hakları Komisyon Başkanı Av. Gülser Soydan ve Psikolojik Danışman Selma Er Kepenek’in katılımı ile gerçekleştirilen “Kadına Yönelik Cinsel İstismar” konulu konferansın açılış konuşmasını yapan Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, “Hukuk Fakültesi olarak ve fakültemiz bünyesinde faaliyet gösteren EHAK ve diğer kulüpler olarak her sene Dünya Kadınlar Günü’nü bu salonda kutlayarak, kadınların sorunlarını burada konuşuyoruz. Bugün de değerli katılımcılarımızın katkılarıyla son zamanlarda Türkiye gündeminin en üst sırasındaki “Kadına Yönelik Cinsel İstismar” konularına değineceğiz.” dedi.
Kadın Erkek Eşitliğinde Yeteri Kadar Başarı Sağlanamadı
Cinsel dokunulmazlığa karşı istismar konusunun hukuki boyutu üzerine konuşma yapan Kayseri Barosu Kadın Hakları Komisyon Başkanı Av. Gülser Soydan, anayasamızın beşeri cinselliği kadın-erkek eşitliğine dayalı olarak Türk toplumunun temeli saydığını belirtti ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nden esinlenen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin, kanun önünde eşitlik ilkesi yanında ayrımcılık yasağına yer verdiğini, kamusal hayata katılımda da, buradan pay almada da cinselliğe dayalı bir ayrımcılığın yapılamayacağını kabul ettiğini vurguladı.
Av. Soydan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin, 1954’ten bu yana yürürlükte bulunmasına ve 1961 ve 1982 Anayasa’larının ikinci maddelerinde bu sözleşmeye açıkça gönderme yapmış olmasına rağmen kadın erkek ayrımcılığı konusunda yeteri kadar başarı sağlanamadığını söyledi.
Cinsel Şiddet, Erkeklerin Kendi İktidarlarını Kanıtlama Yöntemidir
Psikolojik Danışman Selma Er Kepenek, Cinsel istismar suçunun psikolojik yönleri üzerine yaptığı konuşmasında, Cinsel istismarın genelde reşit olmayan kişiler üzerine konuşulan bir olgu olduğunu vurgulayarak çok fazla üzerinde durulmayan kadına yönelik cinsel saldırılar konusunda bilgiler vermek istediğini belirtti. Er Kepenek, “Bilindiği gibi Ataerkil bir toplumda yaşıyoruz. Hem erkeğe hem de kadına atfedilen roller var. ‘Kadın kendini korumalı, Erkek biraz güçlü olmalı, duygularını saklamalı’ şeklinde erkeklerin üzerinde toplumsal bir baskı var. Erkekler bu durumda şiddete başvurarak kendini kanıtlama yoluna başvurmaktadır. Cinsel şiddet, aslında erkeklerin kendi iktidarlarını, hem kendilerini hem de eşlerine kanıtlamak için kullandıkları bir yöntemdir.” dedi.
