Magazin-yaşam, kültür-sanat haberleri (10.07.2021)
NORMALLEŞME SONRASI İŞ YERLERİNDE EKİP YÖNETİMİ VE LİDERLİK NASIL OLMALI?
Küresel salgın ile mücadele döneminde alınan önlemler kapsamında işyerleri uzun süre kapalı kaldı. Uzaktan çalışma uygulamaları ile birçok kurum kültürü etkilendi, ekip yönetimi zorlaştı. Sayıca küçülen ekipleri, değişen maliyetleri, öngörülemeyen krizleri yönetmek durumunda kalan şirket yöneticilerini şimdi ise normalleşme ile birlikte yeni görevler bekliyor. İş hazırlama, motivasyon sağlama gibi liderlik becerilerinin de gerektiği normale dönüş döneminde Yönetici Koçu Pelin Narin Tekinsoy etkili liderlik ve ekip yönetimi üzerine önerilerde bulundu.
İçinden geçtiğimiz pandemi dönemi ve yeni geçilen normalleşme uygulamaları günlük hayatta olduğu kadar iş hayatında da birçok etki oluşturuyor. İşyerlerinde bireysel başarı ve ekip başarısı için iyi liderlik vasıfları olan yöneticilere her zamankinden daha çok ihtiyaç var. Yönetici Koçu, Yazar Pelin Narin Tekinsoy yöneticilikte ve şirket politikalarında Covid-19’dan önceki dünya düzenine dönmenin başarısızlık olacağını, bu süreçte yapılması gerekeni deneyimleyerek öğrendiğimiz yeni kriz yönetimi anlayışıyla hareket etmek, dayanıklı liderlik gibi özelliklerin geliştirilerek eskisinden çok daha iyi bir noktanın hedeflenmesi gerektiğini belirtti. İyi liderlik yapmak isteyen kişilere şu önerilerde bulundu:
Dayanıklı liderlik edebilenler kazanacak
Günlük hayatta, ailede, iş hayatında geçtiğimiz aylar boyunca öğrendiğimiz kısıtlı imkânlar ile çalışmak, kısıtlı iletişim, kaynakların doğru kullanılması, daha fazla tolere edebilme becerisi gibi özellikleri şimdi yeni düzende uygulama şansımız var. Bunlar şirketleri, ekipleri eskisinden de ileriye götürecek beceriler. Güven ise, paydaşlar arasında dört farklı boyutta; fiziksel, duygusal, finansal ve dijital olarak, beslenir ve inşa edilir. Salgınla mücadele süreci, güven oluşturmak veya kaybetmek için daha fazla fırsat sunan bu dört boyutta paydaş duyarlılığını da arttırdı. Şimdi dayanıklı liderlik yapabilmek için dışarıya bakmak, başarılı bir gelecek hayal etmek, güveni de benimseyerek ekiplere enerji verme zamanıdır.
Yeni yöneticilik trendi: uzmanlaşma değil çoklu gelişim ve çapraz eğitim
Son 30 yılda bir konuda uzmanlaşmak popüler ve önerilen olsa da pandemi ile birlikte birden fazla uzmanlaşma alanları doğdu. Farklı konularda bilgi ve tecrübe sahibi olan yöneticilere daha çok ihtiyaç duyuldu. Bir konuda uzmanlaşmak işyerlerinde güvenli görünse de bundan sonraki süreçte şirket geleceği ve rakiplerden ayrılmak için farklı konularda bilgi sahibi olmak önemli. Yönetici Koçu Pelin Narin Tekinsoy, Rönesans döneminde öne çıkan Leonardo Da Vinci’yi örnek göstererek kendisinin yalnızca ressam değil, o dönemin zorlu şartlarında aynı zamanda bir filozof, mimar, mühendis, anatomist, matematikçi, heykeltraş gibi farklı alanlarda da uzmanlığı bulunan bir başarı timsali olduğunun altını çizdi. Şimdiki dönemin koşullarında iyi liderlik becerileri olan ve kendini farklı alanlarda da geliştirmiş kişilerin ekiplerini, şirketi ve bağlı oldukları kurumları çok daha ileriye taşıyacağını belirtti.
Sahip olunması gereken liderlik becerileri
Lider, doğal ilişki kurucu ve organizasyonel yapıdaki dinamiği kolaylıkla sağlayacak kişidir. Ekip ruhu denilen o görünmez enerji tam da buradan başlar. Bu kişi olayları tek bir yönden değil, bütünü görecek büyük pencereden ya da yukarıdan bakan bir dış gözle değerlendirme yetisine sahiptir. Olabilecek riskleri daha önceden görür ve önlem alır. Tüm ekibi içinde bulunduğu duruma, zihinsel ve ruhsal olarak hazırlar. Her zaman bir B planı olsa da duruma göre C ve D planları da geliştirebilir. Ekibin koordineli ve uyumlu çalışması için olası anlaşmazlıkları anlar ve bunların üstesinden gelmesini bilir. İyi bir gözlemcidir. Dedikodulara takılı kalmaz, kendi tespit yeteneği yüksektir ve hedef doğrultusunda hareket eder. Bu yüzden ekip motivasyonunun yüksek tutulmasının yanı sıra işlerin sürdürülebilirliğini sağlama noktasında da en büyük görev onundur. Buradaki en önemli liderlik becerisi ise liderlerin çalışanlarla kurdukları ilişkilerdir. Bireysel olarak kişinin kendisi ile ve diğerleri ile olan ilişkileri her zaman süreç yönetiminde en önemli püf noktasıdır.
Yeni normalleşme sürecini liderler nasıl yürütecekler?
Kapalı kalınan sürenin uzaması ve giderek azalan çalışan sayısı ile iş tamamlamaya çalışmak stres ve içsel öfke oluşturur. Liderler bu sebeple stres yönetimi ve öfke kontrolü için çalışmalar yapmalı. Bu süreçte sadece anı kurtaran değil sürdürülebilirliği olan çalışmalar yapmak önemlidir. Bu da akıl, mantık, şuur üçgenini çalıştırmakla mümkündür. Bu kısım liderleri eleştiriye açık tutar ve onlara gelişim alanı sağlar.
Liderler gücün, kendi doğal olan halleri olduğunu göstermeliler. Bir şey yapmadan dahi güçlü görünmek kabul getirir ve bu karizmatik liderlere hastır. Her zaman verilecek bir cevabın olması gerekliliği yerine ekibe güvenerek, en doğru cevabı birlikte bulunan çözümlerden yola çıkarak vermek daha doğal bir güç getirir.
Yeni liderlik anlayışı üzerine yapılan çalışmalar gösteriyor ki;
Dünyanın önde gelen yönetim danışmanlık şirketlerinden The Boston Consulting Group’un (BCG) Kıdemli Ortağı ve Genel Müdürü Rainer Strack ve ekibi tarafından kaleme alınan bir makalede baş, kalp ve ellerin üç temel unsurunu bir araya getirerek, empati ve uyarlanabilirliği birleştiren liderliğe odaklanılıyor. Yönetici Koçu Pelin Narin Tekinsoy, bu araştırmada geçen “baş” geleceği hayal etmeyi ve başarılı olmak için gereken öncelikleri belirlemeyi, “kalp” çalışanlara ilham vermeyi ve güçlendirmeyi, “eller” ise yenilikçi olmayı ve çevik yetenek yönetimini temsil ettiğine değinildiğini belirtirken; yeni dönemde liderlere hayal güçlerini çalıştırmalarını, önceliklerini belirlemeyi, ilham kaynağı olmalarını, yenilikleri takip etmelerini hatta öncü olmalarını ve yetenekleri iyi yönetmelerini öneriyor.
PANDEMİDE VAKTİ MUTFAKTA GEÇİRDİK
Pandemiyle birlikte evde en çok vakit geçirdiğimiz yer mutfak oldu. Bu dönemde en çok ev yenileme yaptık ve mutfakları eskisinden daha kullanılır hale geldik. Özellikle bu dönemde mikrop barındırmayan nanoteknolojik, tezgahı çlışma masasına dönüşen mutfaklar ön plana çıkmaya başladı.
Türkiye’de her yıl 600 bin civarı konut inşa ediliyor. Bu da yeni yapılan binaların dışında, mevcut banyo ve mutfakların yenilenmesiyle 1 milyon adet mutfağın ve banyonun üretilmesi ve ithal edilmesi anlamına geliyor. Pazar, her yıl yüzde 10 büyüyor. Pandemiyle birlikte de mutfaklarda daha fazla vakit geçirmeye başlayınca mutfaklarda yenileme hızlandı. Mutfakta yarattığı çözümlerle büyük ses getiren ve geliştirdiği her ürünle hayatları kolaylaştıran Albox, evlerde yer kazandırmak için mutfak tezganın içerisinden çıkan portatif bir masa geliştirdi. İşiniz olduğunda tezgahın altından kolayca masayı çıkarmanız yeterli. Masanın üzerine defterinizi, bilgisayarınızı koyup rahat rahat çalışabilirsiniz. Hatta çalışma masanızı hiç bozmadan bir yandan da mutfak tezgahında yemek hazırlayıp yiyebilirsiniz de. “2020 Mart ayında Türkiye’de ilk vakanın görünmesiyle birlikte biz de diğer markalar gibi bekle ve gör sürecine girdik. Ancak nisan ayıyla birlikte beklentimizin üzerinde bir taleple karşı karşıya kaldık. Bize gelen talepler ise daha çok dekorasyon, ev yenileme üzerine oldu. Gördük ki, insanlar evde geçirdikleri süreçte konfor alanlarının kalitesini yenilemek, evlerinde yeni yaşam alanları oluşturmak istediler.” diyen Albox Yönetim Kurulu Başkanı Olgun Sağlam, sözlerine şöyle devam etti: “Pandemiyle birlikte erkeklerin de mutfağa girmesi bizleri inovasyona sürükledi. Mesela; erkekler büyük mutfaklarda çalışmaktan hoşlanıyorlar ve aynı zamanda her şey onların elinin altında olmalı. Dijital ekranlı kapaklarda bir yandan video’larını izlerken bir yandan da yemeklerini yapabilecekleri çok özel bir ürünümüzü piyasaya sunmak üzereyiz. Yılın ikinci yarısında mağazamızda bu çok özel ürünü görebileceksiniz. Aynı zamanda ofislerin evlere taşınmasıyla birlikte mutfak tezgahının altından çıkan çalışma masalarından nano teknolojisi sayesinde üzerinde mikrop barındırmayan, antibakteriyel mutfaklara kadar yepyeni modelleri ürün gamımıza dahil ettik.” Albox, yıl sonuna kadar franchise sistemiyle İstanbul, Ankara, İzmir, Bodrum, Bursa, Antalya, Samsun, Konya, Şanlıurfa ekseninde 6 mağaza açmayı planlıyor.
Çocuklar yaz tatilinde hem öğreniyor hem eğleniyor
Türkiye’nin ilk ve tek sanayi müzesi Rahmi M. Koç Müzesi’nin çocuklar için öğrenme programları temmuz ayında hem yüz yüze hem de çevrim içi gerçekleşiyor. 6-14 yaş grubu çocukları bilim ve sanatla buluşturan atölyeler, müze koleksiyonundaki birbirinden farklı objeleri inceleme olanağı sunarken bilgi edinmeyi ve öğrenmeyi destekliyor
Endüstri, ulaşım ve iletişim tarihinin efsanelerinden oluşan 14 binin üzerindeki obje ile geçmişi bugünde yaşatan Rahmi M. Koç Müzesi, çocukların bilgiyi deneyimleyerek keşfetmesine katkı sunmayı sürdürüyor. Müzenin çocukların hedef ve davranışlarına uygun olarak hazırladığı öğrenme programları temmuz ayında yüz yüze ve çevrim içi olarak gerçekleşiyor.
Çocuklara, müze koleksiyonundaki birbirinden farklı objeleri inceleme olanağı sunan atölyeler, eğitmenler eşliğindeki etkinliklerle de eğitici ve eğlenceli bir deneyime dönüşüyor. Kontenjanla sınırlı, 45-60 dakika sürecek atölyelere katılım için muzeegitimi@rmk-museum.org.tr adresi üzerinden rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Çevrim içi atölyeler, Zoom uygulaması üzerinden gerçekleştiriliyor.
‘Sinema Atölyesi’nde çocuklar “3-2-1 Motor” diyerek modern sinematografinin öncüsü sayılan zoetropu inceliyor. Zoetropun aralıklarından bakıldığında, içerisindeki silindirin üzerinde dönen resimler hareket ediyor izlenimini veriyor. ‘Astronomi Atölyesi’nde gök küreyi yakından inceleyen çocukların hayal gücünün gelişmesi, bilime olan meraklarının canlı kalması amaçlanıyor.
‘Sanat Atölyesi’nde “Bu nasıl bisiklet?” sorusuna 1870’lerin başında İngiltere’de James Starley tarafından geliştirilen Penny Farthing ile cevap veriliyor. İlk bisikletlerin pedalları ön tekerleğe sabitlenmiş olduğundan hızı artırmanın tek yolu ön tekerleği büyütmekti. Starley de bu fikirden yola çıkarak bu ilginç bisikleti tasarlamıştı.
Temmuz ayı yüz yüze atölye programı:
13 Temmuz Salı, saat 13.00 – Obje İncelemesi: İletişimin Mors Kodu (10-14 yaş grubu)
27 Temmuz Salı, saat 13.00 – Obje İncelemesi: Güneşin Enerjisi (9-12 yaş grubu)
Temmuz ayı çevrim içi atölye programı:
10 Temmuz Cumartesi, saat 13.00 – Sinema Atölyesi: 3-2-1 Motor (6-9 yaş grubu)
17 Temmuz Cumartesi, saat 13.00 – Astronomi Atölyesi: Gök Küre ile Aydınlanıyoruz (7-10 yaş grubu)
29 Temmuz Perşembe, saat 13.00 – Obje İncelemesi: Bir Büyük Buharlı Silindir (8-11 yaş grubu)
31 Temmuz Cumartesi, saat 13.00 – Sanat Atölyesi: Bu Nasıl Bisiklet? (8-11 yaş grubu)
Fatma Güneşer ‘Kaderimdin’ Remix versiyonunu yayınladı.
Başarılı ses sanatçısı Fatma Güneşer geçtiğimiz ay yayınladığı ‘Kaderimdin’ isimli müzik projesinin Remix düzenlemesi ile Yaz dönemine soluk kazandırmaya hazırlanıyor. Bu bağlamda Türkiye’nin önde gelen Beatport Top100 DJ’i elektronik müzik prodüktörü Furkan Gülden ile çalıştıklarını ve keyifli bir proje oluşturduklarını açıkladı.
‘Kaderimdin’ isimli ilk projenin bambaşka bir enerji ile dans versiyonunu düzenlediklerini ve Yaz döneminde insanların motivelerini arttırma odaklı hareket ettiklerini ekleyen sanatçı, ilerleyen günlerde yayınlayacakları yeni projeleri ile ilgili sürprizlerindende bahsetti. Fatma Güneşer’in tüm şarkılarının söz ve bestesini eşi ‘Devrim Güneşer düzenliyor.
Yeni dönem müziği olarak nitelendirilen ve bünyesinde elektronik motifler ile desteklenen remix düzenlemesi için İsviçre’nin geri dönüşüm depolarında konsept görseller kaydedilmiş. ‘Kaderimdin’ yeni versiyonu ile şu an tüm müzik platformlarında yerini aldı. İsviçre ve Türkiye’ arasında kurduğu müzik köprüsü ile gündeme gelen sanatçı bu dönemde dans müzik endüstrisine bambaşka bir soluk getirmeye hazırlanıyor.