Sağlık

Koronavirüs ve Kronik myeloid lösemi önerisi.. Sağlık haberleri

Koronavirüs döneminde, işletmelerin hayata geçirmesi gereken 5 adım nedir?

Mart ayında koronavirüsün pandemi ilan edilmesinin üzerinden 7 ayı geride bıraktık. Birçok firma bu süreçte, kendi içine dönerek iyileştirmelere gitti. Gelecekte karşılarına çıkabilecek olası durumlara karşı, planlarını yaptılar. Bugüne kadar yoğunluktan dolayı üzerinde duramadıkları yönetim sistemleri konusunda, yönetim danışmanlıkları almaya başladılar. Özellikle, stratejik planlama ve pazarlama eksikliklerinde ciddi iyileştirmeler yaptılar. Bazı firmalar ise, bu süreci hiçbir şey yapmadan ve sürekli şikayet ederek geçirmektedir.

Progroup Uluslararası Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Salim Çam, koronavirüs döneminde kendi içine dönerek iyileştirmeye giden işletmelerin hayata geçirmesi gereken 5 adım hakkında şunları söyledi:

Firmalar, koronavirüs sürecinde kendi içlerine dönerek, özellikle kendilerinin ve müşterilerin işine yaramayan bazı detay operasyonları ve istasyonları iş sürecinden çıkarmalıdır. Bu çalışmaya “süreç temizliği” diyoruz. Bunun için her departmanı beyin işleyişi kadar esnek ve kolay karar alabilecek hale getiriyoruz. Yani, “öğrenen departmanlar” oluşturuyoruz.

Şirketlerin, “hazine yönetimi” üzerine çalışmalar yapması lazım. Birçok işletmenin kurulduğu günden itibaren birçok ortağı da oluyor. Bunlar, devlet, banka, tedarikçi, müşteri ve çalışan gibi paydaşlardan oluşuyor. Buradan hiçbir emek koymadan ortak olan bankalardır. Dolayısıyla verdikleri kredileri kat kat misli ile alırlar. Girişimcilerimiz para sıcak geldiği için, bu borcu nasıl ödeyeceğini düşünmeden krediyi kabul eder. Olası bir nakit akışı krizinde ise, süreç sarmala girebilir. Bu sarmalı önlemenin en iyi yolu “Finans Mühendisliği”dir. Bizler, bu dönemde finans mühendisliği yapıp, “hazine komitesi” oluşturduk. Böylece işletmeler, ortak akıl ile hazine yönetimlerinde, dışa ihtiyaç kalmadan kendi kaynakları ile karlılıklarını daha fazla artırmaya başladılar. Şirketler şunu bilmelidir ki, borç demek, varlık üzerinde hak sahibi demektir. O yüzden her kimden borç alıyorlarsa, firmalar bilsinler ki tırnakları ile kazandıkları varlıklarının, hiçbir emek harcamadan yeni sahipleri borç aldıkları kişi veya kurumlar olabiliyor. O yüzden, borç gücü yani kaldıraç oranlarını sürekli takip etmelidirler.

İçinde bulunduğumuz bu süreçte, üzerinde durulması ve bizim durduğumuz bir diğer konu, “müşteri” tarafıdır. Bu dönemde, müşterilerin alışkanlıkları değişti ve değişmeye de devam edecektir. Yaptığımız danışmanlık ile şirketlere, ciddi bir müşteri yönetimi ve analitik alt yapılarını kurmayı sağladık. Örneğin, kar bölgelerini tekrar gözden geçirdik. Bir baktık ki, anahtar müşteri ile 4.’ncü sıradaki müşteriye aynı enerji harcanıyor. Diğer bir ifadeyle, 1 milyon Dolar ticaret yapan müşteri ile, 10 bin Dolar ticaret yapan müşteri aynı kategoride. Hatta, kategori yok. Lojistik sektöründe şöyle bir söz vardır. “Başarılı lojistik, elleçleme ile oluşur”. Yani, gruplandırırsınız. Ona göre deponuzu ekonomik kullanırsınız, ona göre istediğinizi istediğiniz zamanda bulursunuz ve sevk edersiniz. Müşterileri gruplandırmazsanız; ne iletişim planını, ne kampanyanızı, ne promosyonu, ne de satış ve tahsilatını sağlıklı yaparsınız.

Bu süreçte en önemli yapılacak konular ve yaptıklarımızdan da bir diğeri, nitelikli işgücü oluşturma ve dijital dönüşüm projeleri oldu. Bu konuda, işletmelerin ciddi alt yapı eksiklikleri bulunuyor. Şirketlere bu konularda, danışmanlık ve eğitim hizmetleri verdik. Değişen çevre koşullarında, insan kaynakları sistemini yeniden kurguladık. İnsan yatırım projeleri oluşturduk.

Aslında en önemlisi bu süreçte firmalar, “biz markalaşmak istiyoruz” demeye başladılar. Kısaca, ciddi bir “markalaşma bilinci” oluşmaya başladı. Tabiki bu konuda ve yukarıda bahsettiğim konuları da kapsayacak şekilde devreye “Turquality” girdi. Ülkemizin devlet destekli ilk marka programı olan Turquality, hem işleri sistematikleştiriyor, hem de şirketin yaptığı masrafları limitsiz destekliyor. Bu süreçte, Turquality Yönetimi ve Marka Yönetimi konusunda çok ciddi çalışmalar yaptık ve yapmaya devam ediyoruz.

Turqualiyt’nin, işletmelere sağladığı değer nedir?

*Mevcut verimlilik artışına katkısı: %17

*Mevcut ihracat artışına katkısı: %15

*Mevcut iç piyasa artışına katkısı: %10

*Mevcut karlılığın artışına katkısı: %14

*Mevcut yeni ürün geliştirmeye katkısı: %12

*Mevcut marka bilinirliğine katkısı: %7

*Müşteri memnuniyet seviyesi: %97

*İsraf ve maliyetleri azaltmaya katkısı: %14

Kronik myeloid lösemi doğru tedaviyle kanserden, kronik bir hastalığa dönüştürülebilir
Kronik myeloid lösemi hastaları doğru tedaviyle normal süreye sahip bir hayat geçirebilir
Kronik myeloid lösemi belirtisiz ve sinsi olabilir
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim C. Haznedaroğlu, bu yıl ülkemizde 300 yeni hastaya tanı konulması beklenen KML hastalığı hakkında önemli bilgiler verdi ve hastalara Covid-19 dönemine özel önerilerde bulundu.
Kronik myeloid lösemi (KML), klonal ve tümör yapısında bir kök hücre hastalığıdır. Hastalığın önemi tirozin kinaz inhibitörleri (TKİ) denilen bir grup ilaç ile kür edilebilme potansiyeli olan bir kan kanseri türü olmasındandır. Hastalık teşhisi erken kronik fazdayken konup TKİ reçetesi verilir ve tedavi bir hematoloji kliniğinde uluslararası rehberlere göre yürütülürse ölümcül bir kanser yerine, ağızdan ilaç alarak tedavi olan kronik bir hastalık haline gelebilmektedir.
KML nadir görülen bir hematolojik hastalıktır
Önümüzdeki yılda ülkemizde 300 yeni hastaya tanı konulmasının beklediğini söyleyen Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim C. Haznedaroğlu KML ile ilgili şunları söyledi: “Bu hastalıkta kök hücre ve öncül hücreler aşırı tanecikli kan hücresi üretimi konusunda şartlanmış haldedirler. Klinik seyri kronik, hızlanmış ve blastik kriz dönemi olarak üç temel faz ile seyreder. Çok yüksek beyaz küre sayısı ve büyümüş dalak en önemli bulgulardır. Hastalık başlangıcı sessiz ve sinsi olabilir. Tedavi edilmeyen hastalar kesin olarak blastik kriz dönemine girerek kaybedilirler. Blastik kriz dönemi ağır bir kan kanseri tablosudur. Hastalar kanamalar, anemi, infeksiyonlar ve organ yetmezlikleriyle vefat ederler. Ülkemizde KML’nin klinik özellikleri dünyadaki hastalardan çok önemli bir farklılık göstermemektedir. Bu nedenle bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de yapılacak en iyi uygulama, KML tanısını erkenden koyarak hastalarda kronik ağızdan tirozin kinaz inhibitor (TKİ) tedavisini düzenlemek ve elimizdeki TKİ grubu ilaçlarla hastaları öncelikle blastik krizden korumak, hematolojik iyileşmede tutmak sonrasında hastalığı ortaya çıkaran Philadelphia (Ph*) kromozomunu yok etmek (hücresel genetik iyileşme sağlamak), Ph* kromozomunun ürettiği moleküler yolakları ve geni alt etmek (moleküler iyileşme sağlamak) ve en güzeli de hastalığı kür etmek çabası içinde bulunmaktır.
Kronik myeloid lösemi belirtisiz ve sinsi olabilir
Kronik myeloid löseminin belirti vermeden sinsi olabileceğinin altını çizen Prof. Dr. İbrahim C. Haznedaroğlu: “Bu dönemde görülebilen belirtiler çok artmışsa beyaz küre nedeniyle halsizlik ve büyümüş dalağın doğurduğu karın sol üst bölge ağrısıdır. KML’de dalak daha da büyür. Anemi ortaya çıkabilir. Ateş, kilo kaybı, eklem ağrıları gelişebilir. Blastik son evre, tipik bir kan kanseridir. Klinik tablo çok gürültülüdür. Tüm bu tablolar bir hematoloji kliniğinde görülen her çeşit kan kanseri ile karışabilir.
KML hastaları aldıkları tedaviyle normal bir hayat geçirebiliyorlar
Kronik myeloid lösemi (KML) hastalarının sağkalım süresinin TKİ grubu ilaçlarla kesinlikle uzadığını belirten Prof. Dr. İbrahim C. Haznedaroğlu, sözlerine şunları ekledi: “TKİ grubu ilaçlardan önce KML hastaları kemik iliği nakli yapılmazsa kaybediliyorlardı. TKİ ilaçlarıyla Philadelphia (Ph*) kromozomunun etkilerinin yok edilmesi mümkün oldu. Hematolojik, hücresel genetik ve moleküler iyileşmeyi sağlamak, hastalığı kür etmek hayal olmaktan çıktı. Şimdi KML hastaları, hematoloji kliniklerinde sürekli takipleri yapılarak, sanki bir hipertansiyon veya diyabet hastası gibi ağızdan ilaç kullanarak normal süreye sahip bir hayat geçirmektedirler.”
KML hastalarının hematoloji hekimi gözetiminde sağlıklı çocuk sahibi olabileceklerini de ifade eden Prof. Dr. Haznedaroğlu: “Bilimsel açıdan da moleküler biyoloji klinik tıbba yapabileceği en büyük hizmeti KML alanında yapmıştır. Bir KML hastası kliniğimize geldiğinde elimizdeki TKİ grubu ilaçları reçete ettiğimizde verdiğimiz tedavinin kemik iliğindeki tümör hücrelerin çekirdeklerinin en derinlerindeki bozulmuş sinyal iletim yolaklarını düzelttiğini bilmek ve görmek hekim olarak bizleri çok mutlu etmektedir. Tüm kanser hastalarının bu şifa verici sürece benzer mekanizmalarla ve benzer ilaçlarla ulaşmaları hepimizin ortak dileğidir. Normal insan yaşam süresine sahip hastaların yakınları da tabii ki sevdikleriyle birlikte olmanın mutluluğunu yaşamaktadırlar. KML hastalarının en önemli bilgi kaynağı kendilerini takip eden hematoloji hekimidir, hekimleriyle hastaların bağları yaşam boyu hiç koparılmamalıdır.”
Covid-19 döneminde hasta, hekiminin yönlendirmelerine uymalı
Yeni tip koronavirüs infeksiyonunun (COVID-19) tüm dünyada hızlıca yayılan, günümüz itibariyle 4 milyondan fazla kişiyi enfekte eden ve 300 bini aşkın kişinin de ölümüne neden olan viral bir pandemi olduğunu dile getiren Prof. Dr. Haznedaroğlu: “Özellikle kanser hastaları, hastalığa ve verilen tedavilere bağlı sistemik bağışıklık azalması nedeni ile COVID-19 açısından daha yüksek risklidir ve prognozları normal popülasyona kıyasla daha kötüdür. Bu durum hekimlerin, pandemi döneminde kanser hastalarına yaklaşım ile ilgili zorlu kararlar almasını gerektirmektedir. Kronik myeloid lösemi (KML) düzenli tedavi gerektiren, klinik takibinin zorunlu olduğu kan kök hücrelerinin (tümör yapıda) bir hastalığıdır. Günümüze kadar, KML hastalığı ve kullanılan tedavilerin COVID-19’a yatkınlık yaptığını bildiren bir veri olmamakla birlikte, bu hastaların hastane temaslarını azaltmak ve enfeksiyon riskini en aza indirmek için klinik pratikte bazı değişikliklere gitmek gerekmektedir. Şu an için birinci basamak tedavi için onaylanmış TKİ’lerden herhangi birinin, COVID-19 enfeksiyon riskini artırdığı veya enfeksiyon gidişini iyi veya kötü yönde değiştirdiğine dair kanıt yoktur. Bu nedenle enfekte olan kronik faz KML hastalarının tedavi yönetimi, normal insanlar ile aynı olmalıdır.”
Şiddetli olmayan, doğrulanmış COVID-19 enfeksiyonu olan hastalarda TKİ tedavisinin kesilmesinin gerekli olmadığını belirten Prof. Dr. Haznedaroğlu: “Ciddi virüs semptomları olan hastalarda TKİ tedavisine devam kararı kişiden kişiye değişebilir. Aldığı TKİ ilacı nedeniyle kalp ve akciğer yan etkileri ortaya çıkmış COVID-19’lu KML hastalarında, semptomlar çözülüp PCR test sonucu negatif olana kadar TKİ tedavisi durdurulabilir. Ancak tüm bu hassas aşamaların “bireysel hasta bazında” hastayı izleyen hematoloji ve enfeksiyon hastalıkları uzmanı hekimlerince verilmesi gerekmektedir.”

Pfizer Onkoloji KML alanındaki nöropazarlama projesiyle Baykuş Ödülleri’nin sahibi oldu
Türkiye Araştırmacılar Derneği (TÜAD) tarafından en başarılı araştırma projelerinin ödüllendirildiği Baykuş Ödülleri’nde Pfizer Onkoloji ve IPSOS araştırma şirketi ortaklığında kronik miyeloid lösemi (KML) alanında uygulanan nöropazarlama projesi ‘İnovatif Baykuş’ ve ‘Vizyoner Baykuş’ dallarında ödüle layık görüldü. Ödülü Pfizer Onkoloji adına Hematoloji Kıdemli Ticari Strateji Müdürü Berkay Sağlam aldı.
Kronik miyeloid lösemi (KML) hastalığı, kemik iliğinde çok fazla akyuvar üremesi sonucu ortaya çıkan yavaş seyirli bir kan kanseridir. Tedavi edilmediğinde, 2-3 yıl içinde tedavisi olmayan ölümcül bir hastalığa dönüşmektedir1. Ancak hedefe yönelik tedaviler, son on yılda kronik miyeloid lösemi (KML) tedavisinde devrim yarattı2.
Uygulanan nöropazarlama projesi ile, kronik miyeloid lösemi (KML) hastalığı alanında lanse edilecek hedefe yönelik yeni tedavinin iletişim stratejisini belirlemek hedeflendi. Biyometrik ve nörometrik tekniklerin entegre edildiği hibrit bir yöntemle hematologlar üzerinden gerçekleştirilen bu araştırmada; hekimlerin bilinçüstü algılarına ek olarak, KML tedavileri konusunda bilinçaltı duygu ve düşüncelerinin keşfedilmesini sağlayarak daha derin analizlerin elde edilmesi amaçlandı.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, Kayseri ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Küresel Gazeteciler Konseyi, TSYD, TİMEF, AVKON, ADD üyesi, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği, Tüm Mücadele Sporları Derneği, Kayseri Spor Adamları Derneği, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Davut Güleç Panel İletişim Davut Güleç – Sağ Menü