
Kayseri OSB, KTO, KAYSO’dan TİM İlk 1000 İhracatçı ve ihracat değerlendirmesi, KalDer teknik gezi, Haziran ayı üretici market fiyat değişimi, TUİK verileri ve ekonomi-politika, magazin-yaşam haberleri
Kayseri OSB Başkanı Yalçın, TİM İlk 1000 İhracatçısı Listesine Giren Kayseri Firmalarını Kutladı
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından gerçekleştirilen “Türkiye’nin İlk 1000 İhracatçısı” araştırma sonuçları açıklandı. 2024 yılı TİM İlk 1000 listesinde 14 Kayseri firması yer aldı. Ayrıca Kayseri Serbest Bölge’de faaliyette bulunan 4 firma sıralamaya girdi.
Bir bölümü Kayseri OSB’de yerleşik olan Kayseri firmalarından HES Hacılar Elektrik San. ve Tic. A.Ş.’nin ilk sırada yer aldığı listede, adı açıklanmayan firma ikinci, RE-MA Metal Tekstil İnş. Gıda San. ve Tic. A.Ş. ise üçüncü sırada yer aldı.
Sıralamaya giren firmaları kutlayan Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, “2024 yılı TİM İlk 1000 listesinde 14 firmamız yer almayı başardı. Böylesine önemli bir listede, ilk 1000 büyük ihracatçı arasında 14 firmayla temsil ediliyor olmak bizlere gurur vermiştir. Firmalarımızın gösterdiği başarı önemlidir. Kayseri, ihracatın ithalatı karşılama oranlarına bakıldığında dış ticaret fazlası veren az sayıdaki illerden biri olma özelliğini sürdürüyor. Kayseri olarak, Türkiye ekonomisinin büyümesine katkı sunmaya devam edeceğiz.” dedi.
Sıralamaya giren tüm firmaları kutlayan Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, “2024 yılı TİM İlk 1000 listesinde yer alan firmalarımızı, Kayseri’nin ihracatının artmasına verdikleri önemli katkılardan dolayı tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum” diye konuştu.
Firma Unvanı | 2024 Genel Sıralaması | 2024 Sektörel Sıralaması | 2024 İhracatı ($) | İhracat Değişimi |
HES HACILAR ELEKTRİK SAN. TİC. A.Ş. | 90 | 7 | 282.730.552,69 | %13,5 |
ARAŞTIRMAYA KATILMIYOR | 137 | 17 | 199.152.702,80 | %23,3 |
RE-MA METAL TEKSTİL İNŞ. GIDA SAN. TİC. LTD. ŞTİ. | 159 | 12 | 173.255.310,89 | %4,4 |
ABC ULUSLARARASI TRANSPORT TİC. VE SAN. A.Ş. | 303 | 31 | 97.668.353,14 | %58,8 |
BOYTEKS TEKS. SAN. TİC. A.Ş. | 370 | 9 | 81.705.968,27 | -%0,9 |
KAYSERİ METAL CENTER SANAYİ VE TİCARET A.Ş. | 392 | 34 | 77.884.463,51 | %60,8 |
ADININ AÇIKLANMASINI İSTEMİYOR | 419 | 40 | 72.753.981,78 | -%3,4 |
ARAŞTIRMAYA KATILMIYOR | 450 | 10 | 67.958.914,73 | %3,7 |
CEHA BÜRO MOBİLYALARI A.Ş. | 670 | 29 | 46.717.163,56 | %10,9 |
ARAŞTIRMAYA KATILMIYOR | 693 | 20 | 45.056.091,84 | |
ADININ AÇIKLANMASINI İSTEMİYOR | 706 | 25 | 44.103.037,07 | -%20,9 |
ARAŞTIRMAYA KATILMIYOR | 747 | 53 | 41.927.875,56 | %2,8 |
ERBOSAN ERCİYAS BORU SANAYİ TİCARET A.Ş. | 777 | 58 | 41.017.488,28 | -%7,8 |
BOYÇELİK METAL SAN. TİC. A.Ş. | 952 | 76 | 33.238.418,69 | %3,3 |
KTO BAŞKANI GÜLSOY, İLK 1000 İHRACATÇIYI KUTLADI. 2024 İLK 1000 İHRACATÇI LİSTESİNDE KAYSERİ’DEN 18 FİRMA YER ALDI
Kayseri Ticaret Odası (KTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıklanan “Türkiye’nin İlk 1000 İhracatçısı 2024” listesinde yer alan Kayseri firmalarını tebrik etti. Başkan Gülsoy, “2024 yılında her alanda zorlu bir süreçten geçildi. Bugün bu tabloya rağmen bu başarıya ulaşmak son derece kıymetlidir. Ülkemizin ve şehrimizin üretimine, yatırımına, istihdamına ve ihracatına katkı sunan tüm firmalarımıza teşekkür ediyorum.” dedi.
TİM tarafından 2024 yılı verilerine göre hazırlanan listeye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Başkan Gülsoy, açıklanan rapora göre Kayseri’den 14 firmanın listede doğrudan yer aldığını, Kayseri Serbest Bölgesi’nde faaliyet gösteren ancak TİM listesine dahil edilmeyen 4 firma ile birlikte toplamda 18 Kayseri firmasının Türkiye’nin en büyük 1000 ihracatçısı arasında yer aldığını ifade etti.
“2024 Zorlu Bir Ekonomik Mücadele Yılı Oldu”
2024 yılının küresel düzeyde ciddi ekonomik ve siyasi çalkantılarla geçtiğine dikkat çeken Başkan Gülsoy, şu değerlendirmelerde bulundu: “Jeopolitik gerilimler, enerji ve hammadde krizleri, lojistik darboğazlar ve yüksek enflasyon, ihracatçılarımız üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu. Küresel ölçekte yaşanan talep daralması, finansmana erişimdeki zorluklar, kur dalgalanmaları ve Avrupa başta olmak üzere ana pazarlarımızdaki resesyon eğilimleri, firmalarımızın maliyet yapısını ve rekabet gücünü doğrudan etkiledi.”
Tüm bu zorluklara rağmen üretimini sürdüren, istihdam sağlayan ve ihracata devam eden firmaların büyük bir özveriyle hareket ettiğini vurgulayan Gülsoy, “Bu koşullarda üretim, satış, karlılık, ihracat gibi kıstaslar ile belirlenen ilk 1000 ihracatçı arasına giren firmalarımızla gurur duyuyoruz. Bu başarı, Kayseri ekonomisinin sağlam temellere dayandığını ve girişimci ruhunun hâlâ güçlü olduğunu bir kez daha göstermiştir.” dedi.
Başkan Gülsoy açıklamasında, Kayseri’nin dış ticaret fazlası veren ender illerden biri olduğunun altını çizerek şunları söyledi: “Ülke olarak büyümenin ve kalkınmanın yolu üretmekten, ürettiğimizi dünyaya tanıtmaktan ve pazarlamaktan geçiyor. Ürettikçe daha çok büyüyeceğiz. 4 milyar dolara yaklaşan ihracatımız ile daha fazlasını yapmak, daha fazla sayıda firmamızın bu listede yer alması için çalışmaya devam edeceğiz. Açıklanan listede olmayı hak eden daha çok şirketimiz var. Türkiye’de daha fazla Kayseri, dünyada daha fazla Türkiye için hep birlikte gayret göstereceğiz.”
“Her Bir Firmamızın Emeğine Sağlık”
Zorlu koşullara rağmen listeye giren firmaları kutlayan Başkan Gülsoy, “İhracatın her aşamasında emeği olan işçilerimizden yöneticilere kadar tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum. Ülkemizin kalkınma mücadelesine verdikleri katkı takdire şayandır. Kayseri iş dünyası olarak daha çok üretmeye, daha çok ihraç etmeye ve ülkemize daha fazla katma değer sağlamaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
İlk 1000 ihracatçı listesinde 18 Kayseri Firması Yer Aldı, Başkan Büyüksimitci İlk 1000 İhracatçı Listesine Giren Firmaları Kutladı
Kayseri Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıklanan “Türkiye’nin ilk 1000 ihracatçısı 2024” listesinde yer alan Kayserili firmaları kutlayarak başarılarının devamını diledi.
Başkan Büyüksimitci, TİM tarafından açıklanan “Türkiye’nin ilk 1000 ihracatçısı 2024” listesinde Kayseri’den 18 firmanın yer aldığını açıklayarak, “TİM tarafından açıklanan listede 14 firmamız görünüyor ancak, İhracatçılar Meclisi listesinde yer almayan ve Kayseri Serbest Bölgemizde faaliyet gösteren dört firmamız daha var. Bunlarla birlikte ilk 1000 ihracatçı listesinde Kayseri’den toplam 18 firmamız yer almış durumda” dedi.
Önümüzdeki yıllarda bu rakamları daha da yukarı taşımak için gayret göstereceklerini dile getiren Büyüksimitci, “Kayseri olarak yatırım, üretim ve ihracat alanlarında büyümeyi sürdürüyoruz. Sanayicilerimiz, gerek küresel ekonomide yaşanan belirsizliklere gerekse iç piyasadaki zorluklara rağmen yılmadan, büyük bir azimle üretmeye ve ihracat yapmaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıl 4 milyar dolara yakın ihracat gerçekleştirdik ve Kayseri’den dünya genelinde 190’dan fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Gelecekte yeni yatırım alanlarının devreye girmesiyle bu rakamları daha da artıracağımıza inancım tam. Şehrimiz ve ülkemizin ekonomisine katkı sağlayan tüm sanayicilerimize teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum.” şeklinde konuştu.
Dış Ticaret İstatistikleri, Mayıs 2025..
Kayseri’de Mayıs ayında genel ticaret sistemine göre ihracat 345 milyon 287 bin dolar, ithalat 160 milyon 101 bin dolar olarak gerçekleşti. Mayıs ayında genel ticaret sistemine göre ihracat %2,6, ithalat %2,7 arttı
Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2025 yılı Mayıs ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre %2,6 artarak 24 milyar 817 milyon dolar, ithalat %2,7 artarak 31 milyar 462 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Ocak-Mayıs döneminde ihracat %3,4, ithalat %5,8 arttı
Genel ticaret sistemine göre ihracat 2025 yılı Ocak-Mayıs döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %3,4 artarak 110 milyar 904 milyon dolar, ithalat %5,8 artarak 152 milyar 160 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Mayıs ayında enerji ürünleri ve altın hariç ihracat %5,0, ithalat %4,3 arttı
Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2025 Mayıs ayında %5,0 artarak 22 milyar 87 milyon dolardan, 23 milyar 197 milyon dolara yükseldi.
Mayıs ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat %4,3 artarak 24 milyar 51 milyon dolardan, 25 milyar 90 milyon dolara yükseldi.
Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Mayıs ayında 1 milyar 893 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi %4,7 artarak 48 milyar 287 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı %92,5 oldu.
Dış ticaret açığı Mayıs ayında %2,7 arttı
Mayıs ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre %2,7 artarak 6 milyar 468 milyon dolardan, 6 milyar 645 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2024 Mayıs ayında %78,9 iken, 2025 Mayıs ayında %78,9 oldu.
Dış ticaret açığı Ocak-Mayıs döneminde %12,7 arttı
Ocak-Mayıs döneminde dış ticaret açığı %12,7 artarak 36 milyar 615 milyon dolardan, 41 milyar 257 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2024 Ocak-Mayıs döneminde %74,5 iken, 2025 yılının aynı döneminde %72,9’a geriledi.
Mayıs ayında imalat sanayinin toplam ihracattaki payı %95,0 oldu
Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2025 Mayıs ayında imalat sanayinin payı %95,0, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı %3,0, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı %1,4 oldu.
Ocak-Mayıs döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı %94,1, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı %3,7, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı %1,6 oldu.
Mayıs ayında ara mallarının toplam ithalattaki payı %67,6 oldu
Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2025 Mayıs ayında ara mallarının payı %67,6, sermaye mallarının payı %14,6 ve tüketim mallarının payı %17,7 oldu.
İthalatta, 2025 Ocak-Mayıs döneminde ara mallarının payı %70,0, sermaye mallarının payı %13,7 ve tüketim mallarının payı %16,0 oldu.
Mayıs ayında en fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu
Mayıs ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 2 milyar 96 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 523 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 1 milyar 511 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 221 milyon dolar ile İtalya, 1 milyar 119 milyon dolar ile Irak takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın %30,1’ini oluşturdu.
Ocak-Mayıs döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 9 milyar 188 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 6 milyar 899 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 6 milyar 641 milyon dolar ile ABD, 5 milyar 591 milyon dolar ile İtalya ve 4 milyar 874 milyon dolar ile Irak takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın %29,9’unu oluşturdu.
İthalatta ilk sırayı Çin aldı
İthalatta Çin ilk sırayı aldı. Mayıs ayında Çin’den yapılan ithalat 4 milyar 315 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 261 milyon dolar ile Rusya Federasyonu, 2 milyar 687 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 670 milyon dolar ile İtalya, 1 milyar 517 milyon dolar ile İsviçre izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın %42,8’ini oluşturdu.
Ocak-Mayıs döneminde ithalatta ilk sırayı Çin aldı. Çin’den yapılan ithalat 20 milyar 126 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 18 milyar 391 milyon dolar ile Rusya Federasyonu, 11 milyar 944 milyon dolar ile Almanya, 6 milyar 886 milyon dolar ile İtalya, 6 milyar 792 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın %42,2’sini oluşturdu.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat %10,3 arttı
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2025 Mayıs ayında bir önceki aya göre ihracat %10,3 artarken, ithalat %5,0 azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2025 yılı Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat %5,3, ithalat %9,2 arttı.
Yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payı %4,0 oldu
Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Mayıs ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı %95,0’dır. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı %4,0’dır. Ocak-Mayıs döneminde ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı %94,1’dir. Ocak-Mayıs döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı %3,6’dır.
Mayıs ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı %84,2’dir. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı %10,0’dır. Ocak-Mayıs döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı %79,9’dur. Ocak-Mayıs döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı %11,0’dır.
Özel ticaret sistemine göre ihracat 2025 yılı Mayıs ayında 22 milyar 658 milyon dolar oldu
Özel ticaret sistemine göre, 2025 yılı Mayıs ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre %3,0 artarak 22 milyar 658 milyon dolar, ithalat %1,3 artarak 29 milyar 320 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Mayıs ayında dış ticaret açığı %4,1 azalarak 6 milyar 947 milyon dolardan, 6 milyar 662 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2024 Mayıs ayında %76,0 iken, 2025 Mayıs ayında %77,3’e yükseldi.
İhracat 2025 yılı Ocak-Mayıs döneminde 100 milyar 965 milyon dolar oldu
Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2025 yılı Ocak-Mayıs döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre %4,0 artarak 100 milyar 965 milyon dolar, ithalat %5,9 artarak 142 milyar 660 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Ocak-Mayıs döneminde dış ticaret açığı %10,9 artarak 37 milyar 608 milyon dolardan, 41 milyar 695 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2024 Ocak-Mayıs döneminde %72,1 iken, 2025 yılının aynı döneminde %70,8’e geriledi.
H-ÜFE ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yıllık %31,33 arttı
Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde %31,33 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde %38,38 artış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde %46,69 artış, gayrimenkul hizmetlerinde %43,04 artış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde %48,69 artış, idari ve destek hizmetlerde %43,68 artış gerçekleşti.
H-ÜFE ulaştırma ve depolama hizmetlerinde aylık %1,33 arttı
Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde %1,33 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde %4,13 artış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde %1,02 artış, gayrimenkul hizmetlerinde %7,41 artış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde %1,12 artış, idari ve destek hizmetlerde %3,80 artış gerçekleşti.
İşgücü İstatistikleri, Mayıs 2025 Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %8,4 seviyesinde gerçekleşti
Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2025 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre 69 bin kişi azalarak 2 milyon 972 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,2 puan azalarak %8,4 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde %6,5 iken kadınlarda %11,9 olarak tahmin edildi.
Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı %49,0 oldu
İstihdam edilenlerin sayısı 2025 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre 100 bin kişi artarak 32 milyon 519 bin kişi, istihdam oranı ise 0,1 puan artarak %49,0 oldu. Bu oran erkeklerde %66,3 iken kadınlarda %32,2 olarak gerçekleşti.
Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı %53,5 olarak gerçekleşti
İşgücü 2025 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre 31 bin kişi artarak 35 milyon 491 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise aynı seviyede kalarak %53,5 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde %70,9 iken kadınlarda %36,5 oldu.
Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %15,4 oldu
15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,3 puan azalarak %15,4 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde %11,0, kadınlarda ise %23,5 olarak tahmin edildi.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 42,7 saat oldu
İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2025 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre 0,6 saat artarak 42,7 saat olarak gerçekleşti.
Kayseri OSB Başkanı Yalçın: Kayseri’nin İlk 5 Aylık İhracatı 1,5 Milyar Doları Aştı
Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) kamuoyu ile paylaştığı, 2025 yılı Mayıs ayı dış ticaret rakamlarını değerlendirdi.
Başkan Yalçın, “Kayseri’nin 2025 yılı Mayıs ayı ihracatı, bir önceki aya oranla yüzde 13,3 oranında artarak, 345 milyon 287 bin dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. 2025 yılı ilk 5 aylık ihracat rakamımız ise 1 milyar 581 milyon 110 bin dolar seviyesindedir.” dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu ve Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle yürütülen genel ticaret sistemi geçici dış ticaret verilerinin açıklandığını belirten Başkan Yalçın, “Türkiye’nin ihracatı 2025 yılı Mayıs ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,6 artarak 24 milyar 817 milyon dolar, ithalatı ise yüzde 2,7 artarak 31 milyar 462 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. 2025 yılı Ocak-Mayıs döneminde ülkemiz ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,4 artarak 110 milyar 904 milyon dolar, ithalatımız ise yüzde 5,8 artarak 152 milyar 160 milyon dolar olmuştur.” diye konuştu.
Kayseri’nin Mayıs ayı ihracat rakamına ilişkin detaylara değinen Yalçın, “Kayseri’nin 2025 yılı Mayıs ayında yapmış olduğu ihracat, 345 milyon 287 bin dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu rakam, Nisan ayında 304 milyon dolar olarak gerçekleşmişti.” ifadelerini kullandı.
Kayseri’nin 2025 yılı Mayıs ayı ithalat rakamının 160 milyon 101 bin dolar seviyesinde gerçekleştiğini vurgulayan Yalçın, “Kayseri’nin Mayıs ayı ithalat rakamı, Nisan 2025 ithalat rakamına oranla yüzde 3,5 oranında artış göstermiştir. Şehrimizin ilk 5 aylık ithalatı ise 747 milyon 925 bin dolar olmuştur.” şeklinde konuştu.
Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, değerlendirmesini şu şekilde sürdürdü:
Dünya genelinde yaşanan istikrarsızlık ve savaş ortamı son yaşanan İsrail’in İran’a saldırısı ile bölgemizde huzur ve güvenliği tehdit eden bir gelişme olmuştur. Halen Gazze’de yaşanan soykırım, bu istikrarsızlığın içinde yer aldığımız bölgede güvenin bir an önce tesis edilmesinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Yaşanan tüm istikrarsızlıklar Türkiye ekonomisi üzerine bir maliyet yükü oluşturmaktadır. Her ne kadar kısa süreli de olsa, İsrail-İran arasında yaşanan savaş enerji fiyatlarında üreticilerimiz ve ihracatçılarımız açısından baskı oluşturmuştur. Bozulan tedarik zincirinin henüz rayına oturmamış olması, maliyetlerdeki sürekli artış baskısı ve yatırıma yönelik durgunluk ekonomide daralma sinyallerine yol açmaktadır. Sanayicilerimiz, üretim yapmak için gerekli mali kaynağa ulaşmakta bir hayli zorlanır hale gelmiştir. Kredi faizlerindeki artış, finansal kaynak arayışındaki sanayicilerimizi açmaza sürüklemektedir. Düşük maliyetli ve zamana yayılmış kredi imkânları için sanayicilerimize yönelik ivedilikle kolaylaştırıcı adımlar atılmalıdır. Devlet destekli finansman kaynaklarına erişim noktasında, gerek Eximbank gerekse Kredi Garanti Fonu iş birliğiyle yeni kredi destekleri acilen sunulmalıdır. Küresel rekabetteki üretim gücümüzü ve buna bağlı istihdam sayımızı korumamıza yardımcı olacak tedbirlerin alınmasını bekliyoruz.”
Başkan Yalçın, Türkiye’ye ekonomik büyümesine katkı sağlayan tüm sanayicilere ve ihracatçılara teşekkür ederek sözlerine son verdi.
Kayseri’nin İhracatı Bir Önceki Aya Göre Yüzde 13 Oranında Arttı
Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan mayıs ayı ihracat rakamlarını değerlendirdi.
Başkan Büyüksimitci, mayıs ayında Kayseri’nin ihracatının nisan ayına göre göre yüzde 13,32 oranında artarak 345 milyon 287 bin dolar olarak gerçekleştiğini belirtti. İhracatta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,14 oranında bir düşüş olduğunu ancak geçen yılın ilk beş ayına göre de yüzde 1,53 oranında bir artış olduğunu açıklayan Büyüksimitci, 2025 yılının ilk beş ayında 1 milyar 581 milyon 110 bin dolar ihracat gerçekleştirdiklerini söyledi.
Büyüksimitci, mayıs ayında Kayseri’den 149 ülkeye ihracat gerçekleştirildiğini, ihracatta en fazla paya sahip sektörün mobilya olduğunu kablo ve elektrikli ev aletlerinin de bu sektörü yakından takip ettiğini dile getirdi. En çok ihracat yapılan ülkeler arasında ise Irak’ın ilk sırada yer aldığını belirten Başkan Büyüksimitci, ardından Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri’nin geldiğini söyledi.
Küresel ölçekte yaşanan ekonomik yavaşlamanın, başta Avrupa ve ABD olmak üzere ana pazarlardaki talep daralmasının ve jeopolitik gerginliklerin ihracat rakamlarını doğrudan etkilediğine dikkat çeken Başkan Büyüksimitci, “İhracatçılarımız üzerindeki yük her geçen gün ağırlaşıyor. Yüksek enflasyon oranları, finansmana erişimde yaşanan sorunlar ve iş gücü maliyetleri hem üretimimizi hem de ihracat kabiliyetimizi olumsuz etkiliyor. Bu noktada ihracatçılara yönelik yapısal reformların hız kazanması ve destek mekanizmalarının daha etkin hale getirilmesi büyük önem taşıyor” dedi.
İhracatta dijitalleşmenin yanı sıra yeşil dönüşüm ve yalın üretim süreçlerinin artık kaçınılmaz hale geldiğine işaret eden Büyüksimitci, reel sektörün bu dönüşümlere daha sağlıklı adapte olabilmesi adına devlet desteklerinin daha yaygın ve kapsayıcı bir şekilde uygulanması gerektiğini ifade etti.
Sanayicilerin zor koşullara rağmen üretmeye, istihdam sağlamaya ve ihracat yapmaya devam ettiğini vurgulayan Büyüksimitci, “Biz de Kayseri Sanayi Odası olarak üyelerimizin yaşadığı sorunları her platformda dile getiriyor, çözüm bulmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu vesileyle ihracatımıza katkı sunan tüm sanayicilerimize, çalışanlarımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ediyor, çalışmalarında kolaylıklar diliyorum” diye konuştu.
BAŞKAN GÜLSOY MAYIS AYI DIŞ TİCARET VERİLERİNİ DEĞERLENDİRDİ “MAYIS AYINDA 345 MİLYON 286 BİN DOLAR İHRACAT, 160 MİLYON 101 BİN DOLAR İTHALAT YAPTIK”
Kayseri Ticaret Odası (KTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mayıs Ayı dış ticaret verilerini değerlendirdi. Mayıs ayında 345 Milyon 286 bin dolar ihracat, 160 milyon 101 Bin dolar ithalat gerçekleştirildiğini belirten Başkan Gülsoy, “Dünya için üreten, ülkemiz için rekabet eden ve bu rakamlara ulaşılmasındaki büyük özverilerinden dolayı sanayicilerimize, ihracatçılarımıza, çalışanlarımıza ve emeği olan herkese teşekkür ediyorum” dedi.
TÜİK verilerine göre 2025 yılı Mayıs ayı ihracat rakamlarını değerlendiren KTO Başkanı Ömer Gülsoy, “Kayseri olarak 149 ülkeye Mayıs ayında 345 milyon 286 bin dolar ihracat gerçekleştirdik. Geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,14 azalış, bir önceki aya kıyasla yüzde 13,32 oranında artış yaşanmıştır. Kayseri olarak İthalatımız ise 160 milyon 101 bin dolar olmuştur. Geçen yılın aynı ayına oranla yüzde 10,46 azalış, bir önceki aya oranla yüzde 3,50 artış gerçekleşmiştir. Yılın beş ayında toplam ihracatımızı 1 milyon 581 bin dolar ile kapattık. Geçen yılın ilk beş ayına göre yüzde 1,53 oranında artış yaşandı.“ diye konuştu.
Kayseri’den ihracat gerçekleştirilen ülkeler hakkında da bilgiler veren Gülsoy, “İhracat pazarlarımız; Irak, Almanya, Avusturya, ABD, Fas, Romanya, İtalya, Ürdün, Fransa, Polonya’dır.” ifadelerini kullandı.
Kayseri ihracatının sektörler bazında analizini de yapan Başkan Gülsoy, “Türkiye İstatistik Kurumu’nun belirlediği sektörlerden; Çelik, Makine ve Aksamları, Çimento Cam Seramik ve Toprak Ürünleri gibi sektörlerde artış yaşanırken Elektrik ve Elektronik, Demir ve Demir Dışı Metaller, Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri gibi sektörlerde azalış gerçekleşmiştir.“ dedi.
“Zorlukların üstesinden gelmek, ihracatımızı artırmak ve istihdamımızı sürdürebilmek için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz” diyen Gülsoy, şunları dile getirdi:
“Yakın pazarlardaki siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar, ihracatçılarımız için önemli riskler barındırıyor. İhracatımızın artması ve sürdürülebilirliği için özellikle emek yoğun sektörlere yönelik destek ve maliyetleri azaltacak adımlara ihtiyaç duyuyoruz. İç piyasada artan maliyetler sektörlerimizin dış pazarda yaşadığı güç kayıplarına sebep olmakta ve ilerleyen süreçte istihdama da olumsuz yansımaları olası görünmektedir. Tedbirleri önceden alırsak dış pazarda da büyük kayıplar yaşamadan bu süreci atlatabiliriz. Kamu, özel sektör ve finans sektörünün bu kritik dönemde birlikte ve daha entegre olmasını önemli buluyoruz. Mevcut pazarlardaki konumumuzu korurken yeni ve alternatif pazarlara açılmak artık bir tercih değil, bir zorunluluk halini aldı. Koşullar ne olursa olsun, Kayseri azim ve kararlılıkla üretim, ihracat ve istihdamını sürdürmeye devam edecektir. Biz ülkemizin gücüne inanıyoruz ve tüm dünya ekonomilerinde zorlukların yaşandığı bu dönemin üstesinden de birlikte geleceğiz. Kayseri Ticaret Odası olarak ta üyelerimizin bu süreci en iyi şekilde yönetebilmeleri için katkıda bulunmaya devam edeceğiz. Şehrimizin ve ülkemizin kalkınmasında öncülük eden tüm ihracatçı üyelerimizi ve ekiplerini yürekten kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.”
KalDer Kayseri Şubesi’nden Teknik Gezi: AGDAŞ ve Toyota Boshoku Türkiye Ziyaret Edildi
KalDer Kayseri Şubesi, düzenlemiş olduğu teknik geziler kapsamında, 2025 yılı programının önemli duraklarından Sakarya’ da yer alan iki güzide kuruluş AGDAŞ Adapazarı Gaz Dağıtım A.Ş. ve Toyota Boshoku Türkiye tesislerini ziyaret etti.
Katılımcılarımıza hem enerji sektöründe hem de otomotiv yan sanayisinde sektör lideri olan bu iki kuruluşun işleyişi ve iyileştirme uygulamaları hakkında önemli bilgiler edinme fırsatı sundu..
Teknik gezinin ilk durağı olan AGDAŞ Adapazarı Gaz Dağıtım A.Ş.’de, doğal gaz dağıtım süreçleri, iyileştirme uygulamaları ve EFQM uygulamaları üzerine kapsamlı bir sunum gerçekleştirildi. Katılımcılar iyileştirme uygulamaları ve EFQM uygulamalarını yakından inceleme fırsatı buldu.
Ardından, Toyota Boshoku Türkiye’nin koltuk ve metal fabrikasının üretim tesisleri ziyaret edildi. Otomotiv sektörünün küresel rekabetinde önemli bir yer tutan bu tesiste, ileri teknoloji üretim hatları ve kalite kontrol süreçleri incelendi. Ayrıca, katılımcılar firmanın iyi uygulama örnekleri hakkında bilgilendirildi.
Bu teknik gezi, katılımcılarımızın farklı sektörlerdeki iyi uygulama örneklerini yerinde görerek ilham almasını sağladı. Ziyaret edilen firmaların yöneticileri, yenilikçi ve sürdürülebilir bir iş modelinin önemini vurgularken, KalDer Kayseri Şubesi olarak mükemmellik kültürünü yayma misyonumuzu bir kez daha pekiştirdik.
KalDer Kayseri Şubesi olarak, üyelerimize yönelik bilgi ve deneyim paylaşımını güçlendiren etkinlikler düzenlemeye devam edeceğiz. Bu tür gezilerle, sektör liderlerinin başarı hikayelerini ve mükemmellik yolculuklarını daha yakından tanıma fırsatını sunmayı amaçlıyoruz.
“Sanayicinin Önünü Görebildiği Bir İklime Hepimizin İhtiyacı Var”
KAYSO Başkanı Büyüksimitci, küresel gelişmeleri ve Türkiye ekonomisini değerlendirdiği haziran ayı meclis toplantısında, “Sanayicinin önünü görebildiği, finansmana erişimin kolaylaştığı, yatırım iştahının arttığı bir iklime hepimizin ihtiyacı var” dedi.
Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Haziran Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Abidin Özkaya Başkanlığında, Meclis Başkanlık Divanı, Meclis Üyeleri, Meslek Komiteleri, Disiplin Kurulu, Yüksek İstişare Kurulu ve İl Genç Girişimciler İcra Kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan KAYSO Meclis Başkanı Abidin Özkaya, 2025’in ilk yarısının geride kaldığını belirterek, “Belirsizliklerin, ekonomik dalgalanmaların ve çevremizdeki sıcak çatışmaların gölgesinde üretim yapmak, istihdam yaratmak ciddi bir ölçek ve irade gerektiriyor. Sanayi sektörü olarak bu olumsuzlukların etkisini derinden hissediyoruz. Bu sıkıntılı durum yılın ilk yarısındaki sanayi üretim verilenlerine de yansımış durumda. Enflasyonla mücadeledeki sıkılaştırıcı para politikaları sanayicilerimizi olumsuz etkilemiştir. Gayri safi yurtiçi hasıla ve büyüme rakamlarında sanayinin katkısının azaldığını üzülerek görüyoruz. Uzak Doğu’nun da arz yönlü ve yüksek ölçekli üretimleri de yurtdışı pazarlardaki rekabet gücümüzü zayıflatıyor” diye konuştu.
Özkaya, sürdürülebilir büyüme için üretim ve verimlilik odaklı bir ekonomik modelin önemine dikkat çekerek, “Tüketimi kısarak değil, üretimi artırarak enflasyonla mücadele etmeliyiz. Üretilemeyen ya da talep kadar üretimi yapılamayan her ürünün fiyatının artacağı kesin bir ekonomik kuraldır. Bunun da doğrudan ihracat ve istihdam rakamlarına olumsuz yansıyacağı unutulmamalıdır” ifadelerini kullandı.
Sanayicilerin en büyük sorunlarından birinin finansmana erişim olduğuna dikkat çeken Özkaya, “Orta ve uzun vadeli projeksiyonlarla yatırım planları yapmamız gerekirken, firmalarımız maalesef kısa vadeli finansal destek arayışına girmiş durumda. Kullanılabilen kredilerin büyük oranda kısa vadeli ve yüksek maliyetli olması, firmalarımızı finansal olarak darboğaza ittiği gibi yatırım kararlarının da ertelenmesine sebebiyet veriyor. Hukuk alanında işveren aleyhine olan uygulamalar ve geçmişe dönük izaha davet süreçler de sanayicinin motivasyonunu olumsuz etkiliyor. En kısa zamanda üretimi, istihdamı ve ihracatı önceleyen tedbirlerin artırılması gerekiyor” şeklinde sözlerini tamamladı.
Daha sonra kürsüye gelen KAYSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, yaptığı konuşmada, küresel gelişmelerden Türkiye ekonomisine, sanayi sektöründeki daralmadan ihracat performansına kadar birçok önemli konuya değindi.
“Küresel Gerilimler Ekonomik Belirsizliği Artırıyor”
Dünyada uzun süredir devam eden belirsizlik ortamının artarak devam ettiğini belirten Büyüksimitci, “Rusya-Ukrayna savaşı hâlâ devam ederken, şimdi bir de Orta Doğu’da yükselen çatışmalarla karşı karşıyayız. Gazze’de yaşanan insanlık trajedisi yüreğimizi yakarken, İsrail-İran arasındaki gerilim ve ABD’nin sürece dâhil olması, sadece bölgesel değil, küresel ölçekte de ciddi bir tedirginliğe yol açıyor. Tüm bu gelişmelerin, doğal olarak küresel ekonomiye de yansıdığını ifade eden Büyüksimitci, “Enerji fiyatları yeniden yükselişe geçti. Bu da enflasyon baskılarını artırıyor. Dünya genelinde merkez bankaları sıkı para politikalarına devam ederken, tedarik zincirlerinde yeni riskler oluşuyor. Bu da üretim maliyetlerini artırıyor, ihracatçı firmalarımızı zorluyor” dedi.
“Güçlü Bir Savunma Sanayiinin Önemi Bir Kez Daha Anlaşıldı”
Büyüksimitci, böyle bir dönemde güçlü bir savunma sanayiine sahip olmanın öneminin net bir şekilde anlaşıldığını belirterek, “Türkiye savunma sanayiindeki yerlilik oranını yüzde 20’lerden yüzde 80’in üzerine çıkararak büyük bir başarıya imza attı. Türkiye, silahlı-silahsız hava araçları ve milli muharip uçağı KAAN gibi yüksek teknoloji ürünleriyle küresel pazarda söz sahibi olmaya başlamış, önemli ihracat anlaşmaları imzalamıştır. Biz sanayiciler de Ar-Ge, yüksek teknoloji üretimi ve nitelikli insan kaynağı konularında üzerimize düşeni yapmaya devam ediyoruz” diye konuştu.
“Sanayideki Daralma Büyüme Verilerine Yansıdı”
Ekonomide uygulanan sıkı para politikalarının sanayi sektörünü ciddi biçimde etkilediğini ifade eden Büyüksimitci, “2025 yılı ilk çeyrek büyüme rakamlarına dikkat çekerek şunları söyledi: “Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 2 büyürken, sanayi sektörü yüzde 1,8 daraldı. Geçen yıl GSYH içindeki sanayinin payı yüzde 21,7 iken bu yıl yüzde 19,2’ye geriledi. Yani üretmeden büyüyen bir ekonomiyle karşı karşıyayız. Eğer istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme hedefliyorsak, üretimi artırmalı, sanayicimizin rekabet gücünü mutlaka yükseltmeliyiz. Sanayicinin önünü görebildiği, finansmana erişimin kolaylaştığı, yatırım iştahının arttığı bir iklime hepimizin ihtiyacı var” dedi.
“Finansmana Erişim Hâlâ En Büyük Sorun”
Sanayicilerin karşılaştığı en büyük sorunlardan birinin finansmana erişim olduğunu vurgulayan Büyüksimitci, kısa vadeli kredi imkanlarının yetersizliğine ve yatırım kararlarının ertelendiğine dikkat çekerek, “Bankalardaki kredi genişlemesi sınırlı kaldı. Firmalarımız uzun vadeli kaynaklara ulaşmakta zorlanıyor. Bu da yatırımların önünü tıkıyor” dedi.
“Sanayicinin Sorunlarını Tüm Platformlarda Dile Getiriyoruz”
KAYSO olarak sanayicilerin yaşadığı sorunları her platformda dile getirdiklerini belirten Büyüksimitci, “Kayseri Sanayi Odası Olarak sanayimizin gelişmesi, ülkemizin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşması için gayret ediyor, sorunları dile getirip, çözüm önerilerini ilgili makamlara iletiyoruz.
Daha önce TOBB Ekonomi Şurasında ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızın Kayseri ziyaretlerinde olduğu gibi, geçtiğimiz günlerde TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’nun girişimleriyle, Adalet Bakanımızın katılımı ile düzenlenen Yargı ve İş Dünyası Sempozyumunda sizlerden gelen sorun talep ve önerileri dile getirdim. Ayrıca kapsamlı bir dosya hazırlayarak Sayın Bakanımıza ilettik. Burada TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’na organizasyona sağladığı değerli katkılar ve iş dünyamız adına yürüttüğü çözüm odaklı çalışmaları için şükranlarımı sunuyorum” dedi.
“İSO İlk 500’de 13, TİM İlk 1000’de 18 Firmamız Yer Aldı”
Son olarak sanayideki başarıların da altını çizen Başkan Büyüksimitci, İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan 2024 yılı “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” listesinde 13, TİM tarafından açıklanan “İlk 1000 İhracatçı” listesinde ise Kayseri’den 18 firmanın yer aldığını açıklayarak, “Türkiye’nin sanayileşmesine katkı sunan ve sıralamaya girerek göğsümüzü kabartan, tüm firmalarımızı ülkemiz ekonomisi, ihracatı ve istihdamına sağladıkları katkılardan dolayı can-ı gönülden tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum” şeklinde sözlerini tamamladı.
Kayseri OSB’de asfalt yenileme 2025’te de hız kesmeyecek
Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde 2023 yılında başlatılan ve 2024’te devam eden asfaltlama faaliyetleri 2025 yılında da devam edecek. Yapılan ihale sonucunda yaklaşık 11 kilometre yol baştan aşağıya asfaltlanarak tamamen yenilenecek.
Konuya ilişkin açıklama yapan Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, Fen İşleri Müdürlüğü tarafından yapılan ihtiyaç tespitlerinin ardından, asfaltlamaya ilişkin 2025 yılı yatırım programının oluşturulduğunu ve ihale süreçlerinin tamamlandığını söyledi.
Başkan Yalçın, “Bölgemiz sınırları içindeki yollarımızda; 2023 yılında yaptığımız yaklaşık 19 kilometrelik asfalt yenileme çalışmamız, 2024 yılında da devam ettirilerek toplamda 50 kilometrelik yolumuzu yenilenmiştir. Bu yıl da yaklaşık 11 kilometrelik yolumuzda asfalt yenileme çalışmamızı kısa sürede başlatacağız.” dedi.
Yalçın, “2025 yılı yatırım programımızda yine önemli bir başlık olarak yer alan asfaltlama çalışmalarımızı gerçekleştireceğiz. 2025 programı içinde yer alan caddelerimizi kapsayan yaklaşık 11 kilometrelik yolumuzu yenilemek için 43 bin 500 ton asfalt kullanmayı hedefliyoruz. Yapılacak bu yatırımın maliyetinin ise yaklaşık olarak 100 milyon TL tutarında olmasını bekliyoruz.” şeklinde konuştu.
Kayseri OSB’deki yollarda konforun daha da artmasını hedeflediklerini belirten Başkan Mehmet Yalçın, 2025 yılı asfaltlama çalışması bitimiyle Bölge sınırları içindeki yol ağının önemli bir bölümünü yenilemiş olacaklarını vurguladı.
KADIN İSTİHDAMINI ARTTIRMAK İCİN GÜÇLÜ İŞ BİRLİĞİ
Kadınların iş gücüne katılımını artırmak ve toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik etmek amacıyla TOBB İzmir Kadın Girişimciler Kurulu ile ESBAŞ, “Eşitlik Yıldızları Projesi” için iş birliği protokolü imzaladı. Protokol, özellikle istihdam dışı kalmış kadınlara yeni fırsatlar yaratmayı ve işletmelerde eşitlik algısını güçlendirmeyi hedefliyor.
ESBAŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Yürütme Kurulu Başkanı Dr. Faruk Güler, TOBB İzmir Kadın Girişimciler Kurulu İcra Kurulu Başkanı Deniz Celep ve İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli tarafından imzalanan “Eşitlik Yıldızları Projesi İş Birliği Protokolü” kapsamında, işletmelerde fırsat eşitliği algısının güçlendirilmesi ve firmaların kadın iş gücünü kazanmaya yönelik tedbirler almasının teşvik edilmesine yönelik çalışmalar gerçekleştirilecek.
Protokol, başta cinsiyet eşitliği olmak üzere, insana yakışır iş ve ekonomik büyüme, sorumlu tüketim ve üretimin sağlanması konularında da farkındalık oluşturacak çalışmaları da içeriyor.
Ege İhracatçı Birlikleri’nde düzenlenen imza töreninde konuşan ESBAŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Yürütme Kurulu Başkanı Dr. Faruk Güler, dünyada ve ülkemizde kadın istihdamının istenilen seviyede olmadığını belirterek, “Oysa biliyoruz ki, kadınların iş gücüne katılımı arttıkça toplumların refah düzeyi artıyor. Kurumların verimliliği ve sürdürülebilir büyüme potansiyeli de artıyor. İş dünyasında kadınların varlığı yalnızca bir eşitlik meselesi değil, aynı zamanda stratejik bir gerekliliktir” dedi.
Dr. Faruk Güler, özellikle uzun süre iş gücünden uzak kalmış kadınların yeniden çalışma hayatına kazandırılmasının ancak çok paydaşlı bir iş birliği ile sağlanabileceğini belirterek, TOBB İzmir Kadın Girişimciler Kurulunun öncülüğünde yürütülen Eşitlik Yıldızları Projesi’nin bu konuda teşvik edici ve kalıcı etkileri olacağını düşündükleri için destek olmak istediklerini vurguladı.
Kadın İstihdamı Sürdürülebilir Kalkınma İçin Önemli
İmzaladıkları “Eşitlik Yıldızları Projesi İş Birliği Protokolü” ile Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınması için son derece önemli ve örnek bir sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdiklerini ifade eden Dr. Faruk Güler, şunları söyledi: “Kadınların ekonomik hayata etkin katılımı ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, yalnızca kadınlar için değil, toplumun tüm kesimleri için daha güçlü ve dirençli bir gelecek inşa etmenin temelidir. İşletmelerde fırsat eşitliği algısının güçlendirilmesi, kadın istihdamının artırılması ve özelikle istihdam dışı kalmış kadınlara yeni fırsat alanları sunulmasına katkıda bulunulması hedefleri yalnızca İzmir için değil, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınması için de son derece kıymetlidir. ESBAŞ olarak bilgi birikimimizle, deneyimimizle ve inancımızla katkı sunmaktan büyük bir memnuniyet duyduğumuz bu iş birliği, sadece bugünün değil, geleceğin daha adil, daha kapsayıcı ve daha üretken iş dünyasını inşa etme yolunda önemli bir adım olacaktır.”
Kadın Girişimci Potansiyelinin Geliştirilmesi Şart
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli de kadın girişimci potansiyelinin geliştirilmesi ve daha donanımlı hale getirilmesinin şart olduğunu belirterek, “Kadın girişimciler, ekonomik büyümenin, toplumsal kalkınmanın ve sürdürülebilir gelişmenin vazgeçilmez aktörlerindendir. Özellikle kadın girişimcilerimizin ihracat kapasitesini artırmaları ülke ekonomisinin dışa açıklığını, rekabet gücünü ve katma değerli üretim kapasitesini artıracak, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğine de hizmet edecektir” diye konuştu.
Kadın girişimcileri desteklemeye yönelik daha bütüncül bir destek programı için devlet, özel sektör, STK’lar ve uluslararası kuruluşlar arasında güçlü iş birliğine ihtiyaç olduğunu vurgulan Kestelli, şunları söyledi: “Bu anlamda, TOBB İzmir Kadın Girişimciler Kurulumuzun, Ege İhracatçı Birlikleri ve ESBAŞ ile çıktığı yol ve projeleri çok kıymetli. İhracatta Kadın Gücü: Kadın Girişimciler için İhracat Eğitimi Programı kapsamında düzenlenen eğitimlerin kadın girişimcilerimizin ihracat kapasitelerinin artırılmasına, “TOBB İzmir KGK Eşitlik Yıldızlan Projesi” kapsamındaki çalışmaların ise kadın istihdamının artırılmasına önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Her iki çalışma ile ülkemiz, bölgemiz ve şehrimiz için birlikte güzel mesafeler kat edeceğimize inanıyorum”
“Daha görünür olacağız”
TOBB İzmir Kadın Girişimciler Kurulu İcra Komitesi Başkanı Deniz Celep ise, başta cinsiyet eşitliği, insana yakışır iş ve ekonomik büyümenin gerçekleşmesi adına kadını iş yaşamında daha görünür kılmak için kurul olarak var gücümüzle çalışıyoruz. Bir kadın iş insanı & girişimci olarak, kendini gerçekleştirmeye gayret edenlerin iş birliği ile daha güçlü kadınlar olarak hayatın her alanında var olmaya devam edeceğiz” dedi.
Weps imzacısı şirketlerin sayısını artırmak, gençlerin teorik olarak öğrendiği toplumsal cinsiyet eşitliği alanındaki bilgilerini iş dünyasının pratik bilgileri ile buluşturmak, mentorluk ağı içerisinde bilgilerin aktif paylaşımını sağlamak üzere Unwomen ekibinden Pınar Akçayöz De Neve ve Duygu Arığ danışmanlığında, 9 Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Sivil Toplum Örgütleri ile İlişkiler Koordinatörü Meltem Kolday’ın da imza töreninde TOBB İzmir Kadın Girişimciler Kurulu ile TOBB Hakkâri Kadın Girişimciler Kurulu, kadın girişimciliğini desteklemek ve bölgeler arası dayanışmayı güçlendirmek amacıyla “Eşitlik Yıldızları İş Birliği Protokolü” imzaladıklarını hatırlatan Celep, Eşitlik Yıldızlan Projesi kapsamında bu protokol ile İzmir ve Hakkari arasında ilham verici bir köprü kurulduğu bilgisini verdi.
“4K ve HDR gibi teknolojiler artık standart hale geldi. TV, evdeki tüm akıllı cihazlarla entegre çalışan bir merkez olarak konumlanıyor. Tüketiciler yalnızca kaliteli görüntü değil, aynı zamanda yaşam tarzlarına uyumlu bir deneyim bekliyor.”
85 inç ve üzeri TV pazarı %601 Büyüdü
Xu, dünya genelindeki ekran tercihleriyle ilgili dikkat çekici veriler de paylaştı:
“2019’da dünya genelinde satılan tüm TV’lerin ortalama ekran boyutu 45,3 inçti. 2024’te bu rakam 50 inçin üzerine çıktı. Sadece geçen yıl 55 inç altındaki ekran satışları %22, 55 inç ekran satışları ise %17 oranında daraldı. Bunun yanında 65 inç ve üstü pazarı %16 büyüdü. En marjinal büyüme ise %169’luk büyüme ile 75 inç ve üzeri kategorisiyle %601’lik büyüme yaşanan 85 inç ve üzeri kategorilerde oldu.” dedi.
Tüketicilerin Yaklaşık %70’i Televizyonunu Büyütmek İstiyor
Konuşmasında tüketici alışkanlıklarına da değinen Xu, “Yapılan araştırmalara göre tüketicilerin yaklaşık %70’i bir sonraki televizyonunu daha büyük ölçüde satın almak istediğini belirtiyor. Bunun yanında kullanıcıların %72’si TV satın almadan önce duvarını ve izleme mesafesini ölçerek hesaplama yapıyor ve yine kullanıcıların önemli bir kısmı mobilya yerleşimini TV’ye göre düzenliyor.” dedi ve ekledi:
“Tüketiciler büyük ekran TV’ler için sadece mobilya yerleşimini değiştirmekle kalmıyor, yaşam alanlarını tamamen yeniden şekillendiriyor. Bu değişim kimi zaman ev değiştirmeye kadar gidiyor.”
TCL’nin 85 inç ve üzeri ekran kategorisinde dünyanın bir numaralı markası olduğuna değinen Xu, “Büyük ekran kategorisindeki başarımızda uzun süredir Ar-Ge süreçlerine önemli ölçüde yatırım yaptığımız ve aynı zamanda dünya lideri olduğumuz Mini LED teknolojisinin önemli rolü oldu. TCL CSOT panel fabrikası bünyesindeki ürettiğimiz gelişmiş arka aydınlatma teknolojimiz sayesinde, akıllı ev çağında televizyonun anlamını yeniden tanımlıyoruz.” dedi
TCL 65 İnç ve Üzeri TV’lerde Türkiye’de Rekor Büyüme Elde Etti
2024 yılında Türkiye’de 65 inç ve üzeri ekran boyutuna sahip TV satışları %25 artarken, TCL Electronics Türkiye bu segmentte %63’lük büyüme kaydetti. Marka, özellikle QD-Mini LED ekran teknolojisine sahip modelleriyle büyük ekran kategorisinde Türkiye pazarında konumunu güçlendirdi.
TCL, Gelişmiş Ürünlerini SDN Tech Expo’da Sergiledi
85 inç ve üzeri kategoride dünyanın bir numaralı TV markası TCL Electronics, önceki hafta Türkiye lansmanını yaptığı yeni TV ve Klima ürünlerini SDN Expo’da görücüye çıkardı. Etkinliğin Gold Partner’leri arasında yer alan şirketin yüksek verimlilik sunan klima modelleri, 144Hz ekran tazeleme hızına sahip yeni nesil televizyonları ve dünyanın en büyük QD-Mini LED televizyonu olan 115 inçlik TCL C7K, katılımcılardan büyük ilgi gördü.
Ediz Ün: “Mısır ithalatı durdurulmazsa üretici ezilir, Türkiye kaybeder”
Edirne Milletvekili ve Ziraat Mühendisi Ediz Ün, Türkiye’de mısır hasadının başlamasına sayılı günler kala hükümete seslenerek, mısır ithalatına derhal kota getirilmesi çağrısında bulundu. Ün, yüksek gıda enflasyonu karşısında AKP’nin çözümü yine ithalatta aradığını, bu anlayışın üreticiyi bitirme noktasına getirdiğini söyledi.
Türkiye’de yıllık mısır üretiminin 8,5 milyon ton olduğunu hatırlatan Ediz Ün, bu üretimin büyük kısmının özellikle kanatlı hayvancılıkta, yani tavukçuluk sektöründe kullanıldığını belirtti. Ancak hükümetin yerli üreticiyi korumak yerine her seferinde ithalata sarıldığını vurguladı: “Et ve yumurta fiyatları artıyor diye çözüm yine ithalatta arandı. Geçen yıl 1 milyon tonluk ithalat kotasıyla başlayan ve devam eden süreç, ülkemizi mısırla doldurdu. 2023 yılında toplamda 4 milyon ton mısır ithal edildi. Bu yıl ise sadece ilk beş ayda 2,5 milyon tona ulaşıldı. Bu, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 40 artış demek. Haziran ithalatları da eklenirse, yılın ilk yarısında 3 milyon tonu geçmiş durumdayız. Bu tablo kabul edilemez.”
“Depolar dolu, tüccar alım yapmayacak”
Ediz Ün’e göre en büyük tehlike, yerli üreticinin elindeki mısırın hasat döneminde değer bulamayacak olması: “Önümüzdeki haftalarda Türkiye genelinde mısır hasadı başlayacak. Ancak depolar ithal ürünlerle dolu. Tüccar alım yapmayacak, fiyatlar dip yapacak. Bu, doğrudan üreticinin emeğinin hiçe sayılmasıdır. Üretici kaybederse, Türkiye kaybeder.”
“İthalat, tavuk etinde fiyatları düşürdü ama yumurtada işe yaramadı”
Ün, ithalatın beklenen etkiyi de yaratmadığını ifade etti. Tavuk etinde sınırlı bir fiyat düşüşü görülse de yumurta fiyatlarında herhangi bir iyileşme sağlanamadığını belirtti: “Yüksek gıda enflasyonu karşısında AKP’nin aklına gelen tek çözüm ithalat. Oysa bu model üreticiyi sadece tedirgin ediyor. Geçen yıl TMO alım fiyatlarını açıklamadı. Bu yıl da tatmin edici bir fiyat vermeyeceği, TMO’nun elindeki mısırları 11 bin liradan satışa çıkarmasından belli oluyor. Serbest piyasada fiyat 12 bin lirayı gördü. Üstelik İran-İsrail savaşı gibi jeopolitik riskler yüzünden girdi maliyetleri de artmışken, üreticiyi koruyacak politikalar değil, ithalat tercih ediliyor.”
“39 milyon ton mısır ithalatına 9 milyar dolar verdik, çözüm olmadı”
AKP iktidarının son 22 yılında toplam 39 milyon ton mısır ithalatına 9 milyar dolardan fazla kaynak aktardığını hatırlatan Ün, bu paranın yerli üreticiye destek için kullanılsaydı, Türkiye’nin bugün kendi kendine yeten bir üretim gücüne kavuşacağını vurguladı: “Bu yıl alınacak her karar, gelecek yılın üretimini etkileyecek. Ben bir yıldır uyarıyorum: Bu kadar yoğun ithalat ülke çiftçisine zarar verir. Ama AKP ve Saray, ithalat sevdasından vazgeçmiyor.”
“Hasat bitene kadar ithalatı durdurun!”
Ün, hükümete son kez açık çağrıda bulundu: “Eğer gerçekten bu ülkeyi, bu toprağın emeğini ve çiftçimizi önemsiyorsanız; 1 Ağustos’ta yeniden yürürlüğe girecek olan %130 gümrük vergisini şimdiden devreye alın. Zaten verilen 1 milyon tonluk gümrüksüz ithalat kotası da dolmuş durumda. Artık yeni bir karar alın ve en azından hasat sezonu sonuna kadar ithalatı tamamen durdurun. Çiftçimiz biraz nefes alsın, bu zor günlerde üreticinin yanında durmanın tam zamanı.”
EMD İzmir Şubesi, Nazarköy’de “yaza merhaba” dedi
Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) İzmir Şubesi üyeleri Kemalpaşa Nazarköy’de “Yaza Merhaba” etkinliğinde buluştu.
Geleneksel nazar boncuğunun merkezi Nazarköy’de üyeler arası iletişimi güçlendirmek üzere bir araya geldiklerini dile getiren EMD İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Murat Demircan, İzmir basınında branş dernekleri arasında, 175 üyeyle ilk sırada yer aldıklarını belirtirken, üyeler arasında dayanışmayı önemsediklerini vurguladı.
EMD İzmir Şubesi üyelerinin İzmir ekonomisindeki gelişmeleri kamuoyu ile paylaşırken yoğun mesai harcadıklarını ifade eden Demircan, “Gündem yoğunluğuna tatlı bir mola vererek, iş hayatının stresinden uzak bir zaman diliminde birlikte olma fırsatı yakaladık. Önümüzdeki süreçte hayata geçireceğimiz projelerle ilgili üyelerimizle istişare olanağı bulduk. Üyelerimize teşekkür ederiz” diye konuştu.
EMD İzmir Şubesi’nin “Yaza Merhaba” etkinliğine; EMD İzmir Şubesi üyeleri aileleriyle birlikte katıldı.
23 Yıllık Akp İktidarı, En Çok Eğitim Alanında Başarısız ve Liyakatsiz Oldu!
“Bizler, DESAM çatısı altında bir araya gelen eğitimciler, uzmanlar ve düşünce insanları olarak, Türkiye’de 23 yıllık AKP iktidarının eğitim politikalarını değerlendirdik. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından uygulanan politikalar, gençlerimizi 21. yüzyılın gerektirdiği becerilerle donatmaktan uzak kalmış, ideolojik öncelikler ve popülist adımlarla eğitimi bir çıkmaza sürüklemiştir,” diye konuşan DESAM Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Avcı, şunları söyledi;
Pansuman ve Ameliyat Yetmez, Organ Nakli Lazım!
Zaten türlü hastalıklarla boğuşmakta olan Türk eğitim sistemi, son 23 yıllık yanlış politikalarla öyle bir çürüdü ki, pansumanlar, dikişler, hatta en usta cerrahların operasyonları bile bu kokuşmuş yapıyı kurtaramaz! Tek çare, acil bir organ nakli: Sistemi sıfırdan, bilimin, liyakatin, sevginin ve geleceğin aleviyle yeniden inşa etmek! Bu, ideolojik prangalardan kurtulmuş, her çocuğun hayalini gökyüzüne fırlatan, yapay zekâyla kişiselleştirilmiş, yaratıcılığı ve küresel vatandaşlığı kucaklayan bir eğitim devrimidir. Gençlerimizi diploma çöplüğünün karanlığından çekip, onları inovasyonun, özgür düşüncenin ve evrensel değerlerin ve kadim kültür kodlarımızın ışığına kavuşturmalıyız. Bu nakil, Türkiye’nin geleceğini kurtaracak son şans; çünkü bir nesli daha bu enkazda heba etme lüksümüz yok!
Ya Yükseliriz Yahut Yok Oluruz!
Bu organ nakli, sadece bir sistem değişikliği değil, büyük milletimizin yeniden doğuşudur! Türk eğitim sistemini, çağdışı müfredatların ve ideolojik bataklığın mezarından çıkararak, her öğrenciyi birer yıldız gibi parlatacak bir ekosisteme taşımalıyız. Yapay zekâyla kişiselleştirilmiş öğrenme yolları, eleştirel düşünceyi ateşleyen sınıflar, liyakatle yoğrulmuş öğretmenler ve inovasyonla çarpan üniversitelerle, gençlerimizi küresel arenada liderler haline getirmeliyiz. Bu nakil, her çocuğun potansiyelini bir roket gibi sonsuzluğa fırlatacak; çünkü Türkiye’nin geleceği, bu cesur devrimle ya yükselecek ya da bir nesil daha çürüyen sistemin gölgesinde kaybolacak!
Eleştirilerimiz:
İdeolojik Dayatma: Eğitim, bilimsel ve evrensel değerlerden uzaklaştırılarak ideolojik bir araca dönüştü. Müfredatlar, eleştirel düşünceyi değil, itaatkâr ve tek tip bir nesil yetiştirmeyi hedefliyor. Eğitim, “milli” kavramının içini boşaltan bir fabrika gibi işliyor.
Fırsat Adaletsizliği: Sistem, kırsal kesimdeki çocuklar ve dezavantajlı gruplar için eşitlik sunmuyor. LGS ve YKS gibi sınavlar, ezberciliği körüklüyor, zengin-yoksul uçurumunu derinleştiriyor.
Öğretmen Krizi: Öğretmenlerin mesleki gelişimi ihmal edildi, liyakatsiz atamalar ve ötekileştirici politikalar özgürlüğü ve özgünlüğü yok etti. Eğitimde kalite, öğretmen niteliğine bağlıyken bu alan göz ardı edildi.
Dijital Geri Kalmışlık: Yapay zekâ, dijital okuryazarlık ve 21. yüzyıl becerileri entegrasyonunda Türkiye geri kaldı. Teknoloji, birkaç tablet dağıtımıyla, sözde bir kurumla sınırlı kaldı, pedagojik dönüşüm sağlanamadı.
YÖK’ün Çağdışı Yapısı: YÖK’ün merkeziyetçi, ayrımcı ve esnek olmayan yapısı, yükseköğretimi küresel rekabete hazırlamıyor. Üniversiteler, akademik özgürlükten yoksun, bürokrasiye boğulmuş durumda.
Çözüm Önerilerimiz:
Bilimsel Müfredat: Eğitim, ideolojiden arındırılıp eleştirel düşünme ve yaratıcılığı merkeze almalı.
Eşitlik: Erken çocukluk eğitimine yatırım yapılmalı, dezavantajlı gruplara özel programlar geliştirilmeli, sınav odaklı sistem terk edilmeli. Kaliteli eğitim, bürokrasi-siyaset-sermaye elitlerinin çocuklarının hakkı olmamalı.
Öğretmen Reformu: Öğretmen yetiştirme, atama ve terfiler liyakat ve adalete dayandırılmalı, sürekli mesleki gelişim ve kalite zorunlu olmalı.
Dijital Dönüşüm: Yapay zekâ ve teknoloji, eğitimi bireyselleştirmek için kullanılmalı; her öğrenciye dijital erişim sağlanmalı.
YÖK Yeniden Yapılandırma: YÖK özerk ve esnek bir yapıya kavuşmalı, üniversiteler inovasyon merkezi olmalı.
Çağrımız; Türkiye’nin gençleri, 23 yıllık yanlış politikalarla zincire vurulmuş çok büyük bir potansiyeldir! Eğitim, ideolojik bir kalıba değil, özgür düşüncenin ve bilimin ışığına muhtaçtır. Her geçen gün, bir nesli daha kaybetme riskiyle karşı karşıyayız. Bu bir reform çağrısı değil, bir hayatta kalma mücadelesidir! Eğitim sistemimiz, gençlerimizin hayallerini çalan bir makine olmaktan çıkmalı, onların geleceğini inşa eden bir fırlatma rampası olmalıdır. Şimdi, cesur ve kararlı bir değişim için bir aradayız:
Öneri Çerçevesi: “Eğitim 2040 Vizyonu”
Türkiye’yi küresel bir eğitim lideri yapmak için:
Kişiselleştirilmiş Öğrenme Ağı: Yapay zekâ destekli platformlarla her öğrencinin öğrenme hızına ve ilgi alanına uygun müfredatlar tasarlanmalı. 2040’a kadar her öğrenci, dijital bir “öğrenme koçu” ile bireysel potansiyelini keşfetmeli.
Hibrit Eğitim Ekosistemi: Sanal ve fiziksel sınıfları birleştiren, artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) teknolojileriyle zenginleştirilmiş öğrenme ortamları kurulmalı. Okullar, sadece bilgi aktaran yerler değil, yaratıcılık ve iş birliği merkezleri olmalı.
Küresel Vatandaşlık Eğitimi: İklim değişikliği, sürdürülebilirlik ve etik teknoloji kullanımı gibi küresel sorunlara odaklı bir müfredat geliştirilmeli. Öğrenciler hem yerel hem küresel sorunlara çözüm üreten bir ayağı Türkiye’de diğer ayağı dünyanın her hangi bir yerinde olan “dünya vatandaşları” olarak yetiştirilmeli.
Öğretmen 2.0 Modeli: Öğretmenler, teknoloji entegrasyonu, veri analitiği konusunda uzmanlaşmış “eğitim mühendisleri” olarak yeniden tanımlanmalı. Özerk ve sürekli öğrenen öğretmen kadroları, liyakatle seçilmelidir.
Üniversiteler için İnovasyon Kuluçkaları: YÖK kaldırılarak, üniversiteler özerk “inovasyon kampüsleri” ne dönüşmeli. Her üniversite, yapay zekâ, biyoteknoloji veya yeşil enerji gibi bir alanda küresel bir merkez olmalı, tersine beyin göçünü teşvik etmelidir.
Bu vizyon, Türkiye’yi 2040’ta eğitimde bir süper güç yapabilir. Ancak bu, cesaret, liyakat ve bilime bağlılık gerektirir. Gençlerimiz için bu geleceği inşa etmek, hepimizin ortak sorumluluğudur!
İzocam’dan 60. Yıla Yakışır Çifte Spor Başarısı!
İzocam, 60. yılında sporda çifte başarıya imza attı! İzocam Yelken Takımı Schüco-BAYK 2025 Kış Trofesi’nde 3.’lük elde ederken, İzocam Masa Tenisi Takımı İstanbul Kuruluşlar Arası Masa Tenisi Ligi’ni zirvede tamamladı.
“Bugünlere Yalıtım, Sürdürülebilir Yarınlara Yatırım” mottosuyla denizlere açılan İzocam Yelken Takımı, Bodrum Açık Deniz Yelken Spor Kulübü (BAYK) tarafından düzenlenen Schüco-BAYK 2025 Kış Trofesi’nde gösterdiği istikrarlı performansla yarışın kazananları arasında yer aldı. Başarılı takım ORC B1 grubunda yarışları toplamda 3’üncü olarak tamamlarken, İzocam’ın spora ve sürdürülebilirliğe verdiği değeri bir kez daha gösterdi.
Toplamda 7 etap olarak planlanan Schüco-BAYK 2025 Kış Trofesi’nin; 11-12 Ocak’ta gerçekleşen ilk ayağında 3’üncü olan İzocam Yelken Takımı, 8-9 Mart’taki 4’üncü ayakta 2’ncilik kupasını evine taşıdı. 26-27 Nisan’da düzenlenen 6’ncı ayakta ise 3’üncülük elde etti. Ancak 24-25 Mayıs tarihlerinde yapılması planlanan final etabı, elverişsiz hava koşulları nedeniyle gerçekleştirilemedi. Yarışlar, bu doğrultuda 6 etap üzerinden değerlendirilerek tamamlandı.
Masa Tenisinde de Şampiyonluk Kupası İzocam’ın!
İzocam Yelken Takımı’nın denizlerdeki başarısına, masa tenisinde elde edilen şampiyonluk eşlik etti. İzocam Masa Tenisi Takımı, katıldığı 2024–2025 Sezonu İstanbul Kuruluşlar Arası Masa Tenisi Ligi’ni zirvede tamamladı. Aralık, şubat ve mayıs aylarında gerçekleşen üç etapta; 1. Lig’de mücadele eden İzocam Masa Tenisi Takımı 14 maçın 12’sini kazanarak şampiyonluk kupasını İzocam’a kazandırdı.
60’ıncı Yılda Sadece Ürünlerle Değil, Değerlerle de Zirvede
Yalıtım sektörüne 60 yıllık köklü geçmişiyle liderlik eden İzocam, 2025 yılına belirlediği “Biz Geleceğiz” mottosuyla adım attı. Güvenilirliği, çevreye duyarlılığı ve sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımıyla fark yaratan İzocam, kurumsal spor takımları aracılığıyla yalnızca birer yarış deneyimi değil; takım ruhu, çalışan motivasyonu ve sosyal farkındalık açısından güçlü kurum kültürünü geleceğe taşıyor.
2022 yılında kurulan İzocam Yelken Takımı’nda profesyonel yelkencilerin yanı sıra, Sailmaster Akademi’den temel yelken eğitimi almış İzocam çalışanları da yer alıyor. Masa tenisi takımında ise farklı birimlerden gönüllü sporcu çalışanlar İzocam’ı temsil ediyor.
“Aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişim” “Haziran ayı üretici market fiyat değişimi”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Haziran ayına ilişkin “Üretici-Market Fiyat Değişimi” ile “Aylık ve Yıllık Girdi Fiyatlarındaki Değişimleri” değerlendirdi. Bayraktar, üretici ile market arasındaki fiyat farklarına ve tarımsal üretimde kullanılan girdilerdeki artışlara dikkat çerek şu ifadeleri kullandı:
“İran – İsrail Savaşı Gübre Fiyatlarını artırdı
Türkiye kimyasal gübre hammaddelerinin %90’ından fazlasını ithal ettiğinden dışarıya bağımlı bir ülkedir. Dolayısıyla gübre piyasaları hem dış piyasalara hem de dolar kuruna bağlı olarak değişmektedir.
13 Haziran’da başlayan İran – İsrail savaşı ülkemizdeki gübre fiyatlarını artırmıştır. Savaşın cereyan ettiği bölgeki ülkeler gübre üretiminde dünyanın önde gelen ülkeleridir. Sevkiyat yollarında meydana gelen kısıtlamalar o ülkelerden gübre veya gübre hammaddesi temin eden ülkelerdeki fiyatları artırmıştır. Türkiye’deki gübre piyasası da bu durumdan olumsuz etkilenmiştir.
ÜRE gübresi aylık %38,5 yıllık %99,4 oranında arttı
Bir ay önce 19 bin 635 lira olan ÜRE gübresinin fiyatı %38,5 oranında artarak 27 bin 192 liraya yükselmiştir. Yine geçtiğimiz mayıs ayına göre DAP gübresinin fiyatı %12,9 oranında artarak 30 bin 521 liraya ulaşmıştır. 20.20.0 kompoze gübresinin fiyatı %10,7 oranında artarak 19 bin 198 liraya, Amonyum Sülfat gübresinin fiyatı %6 oranında artarak 11 bin 768 liraya ve Amonyum Nitrat gübresinin fiyatı %3,1 oranında artarak 13 bin 294 liraya yükselmiştir.
Bir önceki yıla göre ÜRE gübresinin fiyatı %99,4, DAP gübresinin fiyatı %48,8, 20.20.0 kompoze gübresinin fiyatı %42,7, Amonyum Nitrat gübresinin fiyatı %36 ve Amonyum Sülfat gübresinin fiyatı %34,7 oranında artmıştır.
Gübrelere ek olarak bir diğer önemli tarımsal girdi olan mazotta da fiyat artışı meydana gelmiştir. Mazotun litre fiyatı aylık %6,2 yıllık ise %15,1 oranında artarak 49 lira 89 kuruşa yükselmiştir. Ayrıca yıllık olarak hayvancılıkta kullanılan süt yemi ve besi yemi fiyatları %30 oranında, elektrik fiyatları da yüzde 47 oranında artmıştır.
Önümüzdeki dönemde mısır, ayçiçeği ve çeltik gibi sıcak iklim tahıllarının üst gübrelemeleri yapılacaktır. Önceden gübre temini yapamayan çiftçiler mecburen bu fiyatlarla gübre satın almak zorunda kalacaklar, birçoğu alamayacaktır.
Nisan ayında yaşanan zirai don meyvelerde, ardından meydana gelen tarımsal kuraklık ise buğday ve arpa başta olmak üzere şimdilerde hasadı yapılan serin iklim tahıllarında önemli verim düşüklüklerine neden oldu. Bir de bunların üstüne mısır, ayçiçeği ve çeltik gibi ürünlerde gübre noksanlığından oluşacak verim düşüklüğü tarımsal üretimdeki zararı daha da büyütecektir. Başta gübre olmak üzere artan girdi fiyatlarıyla üretimde zorlanan çiftçilerimizin desteklenmesi önemlidir. Bu kapsamda 2025 yılı destekleri içinde yer alan temel desteklerin artırılması sağlanmalıdır.
“Haziran ayı üretici market fiyat değişimi”
Haziran ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 600 ile karpuzda görüldü.
Karpuzdaki fiyat farkını yüzde 284 ile kuru soğan, yüzde 261,6 ile kabak, yüzde 225,5 ile nohut, yüzde 220,8 ile kuru fasulye takip etti.
Karpuz 7 kat, kuru soğan 3,8 kat, kabak 3,6 kat, nohut 3,3 kat, kuru fasulye 3,2 kat fazlaya satıldı. Üreticide 2 lira olan karpuz markette 14 liraya,4 lira 63 kuruş olan kuru soğan 17 lira 78 kuruşa, 10 lira 38 kuruş olan kabak 37 lira 52 kuruşa, 31 lira 56 kuruş olan nohut 102 lira 73 kuruşa, 33 lira 29 kuruş olan kuru fasulye 106 lira 80 kuruşa satıldı.
Haziran ayında fiyatı en fazla artan ürün markette limon, üreticide ise kırmızı mercimek olurken, fiyatı en fazla düşen ürün ise hem markette hem üreticide karpuz oldu.
Market fiyatları
Haziran ayında markette 38 ürünün 26’sında fiyat artışı, 12’sinde ise fiyat azalışı görüldü. Haziran ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 42 ile limon oldu. Limondaki fiyat artışını yüzde 8,7 ile fındık(iç), yüzde 8,3 ile yeşil soğan, yüzde 7,2 ile antepfıstığı ve yüzde 7 ile pirinç takip etti.
Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 67,5 ile karpuz oldu. Karpuzdaki fiyat düşüşünü yüzde 18 ile patates, yüzde 17,5 ile yumurta, yüzde 10,1 ile patlıcan ve yüzde 8 ile çilek izledi.
Üretici fiyatları
Haziran ayında üreticide 30 ürünün 9’unda fiyat artışı olurken 14’ünde fiyat düşüşü görüldü. 7 üründe ise fiyat değişimi olmadı.
Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 89,5 ile karpuzda görüldü. Karpuzdaki fiyat düşüşünü yüzde 30,8 ile patates, yüzde 22,2 ile salatalık, yüzde 16,4 ile patlıcan, yüzde 15,3 ile domates izledi.
Üreticide en çok fiyat artışı yüzde 43,1 ile kırmızı mercimekte görüldü. Kırmızı mercimekteki fiyat artışını yüzde 20 ile maydanoz, yüzde 18,6 ile sivri biber, yüzde 5,9 ile limon izledi.
Üretici fiyat değişiminin nedenleri
Kırmızı mercimek fiyatı yeni sezon ürünü olmasından dolayı yükseldi.
Maydanozda ürün arzındaki azalma fiyatları yükseltti.
Sivri bibere olan talebin artması fiyatların yükselmesine sebep oldu.
Zirai dondan etkilenen limonda, rekoltede beklenen düşüş fiyatları yükseltti.
Salatalık, patlıcan, domates ve kabakta arzın artması fiyatların düşmesine neden oldu.
Özellikle Adana başta olmak üzere bazı illerimizde yaşanan aşırı sıcaklıklar, üreticinin özenle yetiştirdiği sofralık domatesin değerini yitirmesine neden olmuştur. Bu durum, zaten düşük olan domates fiyatlarını daha da aşağı çekmektedir.
Karpuzda ekim alanlarının ve arzın artmasının yanı sıra, talebin düşük seyretmesi başta Adana, Antalya ve Mersin olmak üzere ortalama 2 lira seviyelerinde olan fiyatların 1,5 liraya kadar gerilemesine neden olmuştur.
“Kuru soğan ve patates fiyatlarındaki düşüş; üretimdeki artışla birlikte yoğun bir talep olmamasından kaynaklandı.”
TÜRKİYE VERİDE BÖLGESEL GÜÇ OLMAYA HAZIRLANIYOR
Türkiye’nin ilk uluslararası veri merkezi fuarı ve konferansı Data Center Eurasia 2025, İstanbul lansmanından sonra 25 Haziran’da Ankara’da düzenlenen tanıtım toplantısıyla kamu ve özel sektörden temsilcilerle buluştu. Türkiye’yi veri teknolojilerinde bölgesel bir üs haline getirmeyi hedefleyen bu stratejik organizasyon, 8-11 Ekim 2025 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek.
Ankara’daki buluşma, başta kamu kurumları olmak üzere savunma, enerji, iletişim, ulaşım, finans ve sanayi sektörlerinde faaliyet gösteren temsilcilerin yoğun ilgisiyle gerçekleşti. Toplantıda, fuarın hedefleri, kapsamı ve yaratacağı iş birliği fırsatları katılımcılarla paylaşıldı.
“Veri altyapısı, Türkiye’nin dijital egemenliğidir”
Toplantıya ev sahipliği yapan Marmara Fuarcılık Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Ferhat Bayram, yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:
“Veri merkezleri artık sadece bir teknoloji değil, bir ülkenin stratejik bağımsızlık meselesi haline gelmiştir. Data Center Eurasia 2025 ile Türkiye’nin bu alandaki altyapısını ve yatırım çekim gücünü uluslararası düzeye taşıyoruz. Ankara’daki toplantımızda gördüğümüz ilgi, kamu-özel sektörün dijital geleceği birlikte inşa etme kararlılığının açık göstergesidir.”
Türkiye, veri merkezlerinde bölgesel üs olma yolunda
8-11 Ekim 2025 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenecek olan Data Center Eurasia, Avrupa, Orta Doğu, Asya ve Afrika’dan çok sayıda ülkenin teknoloji firmalarını ve yatırımcılarını bir araya getirecek.
Türkiye ihracatına demir çelik sektöründen önemli katkı
Demir ve demir dışı metaller ile çelik sektörü mayıs ayında toplam 2,7 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek, ülke ihracatının yüzde 12,7’sini üstlendi. Demir ve demir dışı metaller sektörü yüzde 2,6 artış kaydederken, çelik sektörü de yüzde 3,6 büyüdü.
Demir çelik sektörünün zorlu küresel koşullara rağmen üretim gücünü koruduğunu ve sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağladığını belirten ADMİB Başkanı Fuat Tosyalı, “Üretimden ihracata kadar her aşamada kalite, çevre ve gelecek nesillere karşı sorumluluk bilinciyle hareket ediyoruz. Bu yaklaşım, bizi sadece bugünün değil, geleceğin de güçlü oyuncuları arasına taşıyacak.” dedi.
Türkiye demir ve demir dışı metaller sektörü, mayıs ayında yüzde 2,6 artışla 1,2 milyar dolarlık ihracata imza atarken, çelik sektörü de bu ayda yüzde 3,6 artış ile 1,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. İki sektör, Türkiye’nin mayıs ayı ihracatının yüzde 12,7’sini üstlendi.
Akdeniz Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği’nin (ADMİB) mayıs ayı demir ve demir dışı metaller ihracatı ise yüzde 4 artışla 74 milyon dolar, çelik ihracatı geçen yılın mayıs ayına göre yüzde 5 düşüşle 188 milyon dolar oldu.
Ukrayna pazarı yükselişe geçti
Mayıs ayında Türkiye geneli demir çelik ihracatında en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke Almanya oldu. Bu ülkeyi sırasıyla İtalya, Romanya, İspanya ve Birleşik Krallık izledi. İlk 10 pazar içinde Belçika’ya yüzde 167, İspanya’ya yüzde 64 ve Ukrayna’ya yüzde 49’luk artışlar kaydedildi.
ADMİB’in mayıs ihracatında ise zirvenin sahibi Romanya oldu. Bu ülkeyi sırasıyla İtalya, Irak, Almanya ve Mısır takip etti. İlk 10 pazar içinde Lübnan’a yüzde 203, Ukrayna’ya yüzde 143, Fas’a yüzde 106’lık artışlar dikkat çekti.
Tosyalı: Sektörümüz, bugünün değil geleceğin de güçlü oyuncusu
Sektörün mayıs ayı ihracatını değerlendiren ADMİB Başkanı Fuat Tosyalı, demir çelik sektörünün zorlu küresel koşullara rağmen üretim gücünü koruduğunu ve sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağladığını belirtti. Sektörün geldiği noktada değer ve kalite açısından da önemli bir başarıya sahip olduğunu ifade eden Tosyalı, şöyle devam etti:
“Bu başarı, kararlı, uzun vadeli ve çevresel hassasiyetleri merkeze alan bir anlayışın ürünüdür. Dünyada üretim ve ticaretin geleceğini artık çevresel sorumluluklar belirliyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı başta olmak üzere karbon ayak izini azaltmaya yönelik tüm yeni regülasyonlar, bizler için sadece bir uyum süreci değil, aynı zamanda bir dönüşüm ve fırsat alanıdır. ADMİB olarak üyelerimizin bu dönüşüme öncülük etmesi için rehberlik ediyor, çevre dostu üretim tekniklerinin benimsenmesi ve karbon salımını minimize eden yatırımların teşvik edilmesi adına yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Üretimden ihracata kadar her aşamada kalite, çevre ve gelecek nesillere karşı sorumluluk bilinciyle hareket ediyoruz. Bu yaklaşım, bizi sadece bugünün değil, geleceğin de güçlü oyuncuları arasına taşıyacak.”
Kamu ve özel sektörde üst düzey yöneticilik rollerinde bulunmuş, sektörün gelişiminde aktif sorumluluklar üstlenmiş bir sigorta profesyoneli olan Mehmet Kalkavan; Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Ekonomi lisansını ve Boston University Metropolitan College’da Finansal Ekonomi yüksek lisansını tamamladı.
Kariyerine 1993 yılında Hazine Müsteşarlığı Sigorta Denetleme Kurulu’nda başlayan Kalkavan, burada sigorta şirketlerinin denetimi ve regülasyon süreçlerinde aktif rol aldı. 2004-2009 yılları arasında Sigorta Denetleme Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı, ardından Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği’nde Genel Sekreter Yardımcısı ve Genel Sekreter olarak sektörel yönetişim süreçlerine liderlik etti.
2009-2015 yılları arasında Türkiye Sigorta Birliği’nde Genel Sekreter Yardımcılığı ve Genel Sekreterlik görevlerini yürüten; 2015-2024 yılları arasında Türk Sigorta Enstitüsü Vakfı Genel Müdürü olarak sektörün gelişimine katkı sunan Kalkavan, 2024-2025 döneminde Türk Reasürans A.Ş.’de İç Sistemler Başkanı olarak görev aldı. Bu süreçte risk yönetimi, iç kontrol ve uyum sistemlerinin kurulması ve yönetimi başta olmak üzere sigorta ve reasürans faaliyetlerine yönelik stratejik süreçleri yürüttü.
Mehmet Kalkavan; DASK, Tarım Sigortaları Havuzu, Sigorta Tahkim Komisyonu ve Insurance Europe gibi önemli ulusal ve uluslararası kuruluşlarda yönetim kurulu üyeliklerinde de bulunarak sektöre katkı sağladı.
TP Petrol Dağıtım A.Ş.’de Genel Müdürlük Görev Değişikliği
Zülfikarlar Holding bünyesinde Türkiye Petrolleri markasıyla faaliyet gösteren TP Petrol Dağıtım A.Ş.’de yönetimsel bir değişiklik gerçekleşmiştir.
2025 yılında Genel Müdürlük görevini yürüten Sn. Çağdaş Demirağ’ın şirketimizle iş ilişkisi, 30 Haziran 2025 tarihi itibarıyla sona ermiştir.
Toplam 9 dolum tesisi ve 800’ü aşkın akaryakıt istasyonuyla faaliyetlerini sürdüren şirketimiz, operasyonel istikrarını koruyarak Türkiye ekonomisine katkı sunmaya devam edecektir.
9 YILDA 108 MİLYAR LİRA TASARRUF
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Osmangazi Köprüsü ile İzmit Körfezi’nin sadece 6 dakikada geçilebildiğini dile getirdi. Bakan Uraloğlu, “Köprü sayesinde 9 yılda akaryakıt ve zamandan toplam 108 milyar lira tasarruf ettik.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin en önemli ulaşım projelerinden biri olan Osmangazi Köprüsü’nün 1 Temmuz 2016 tarihinde trafiğe açılmasının 9. yıl dönümüne ilişkin açıklamada bulundu.
Seyahat Süresi 1,5 Saatten 6 Dakikaya İndi
Uraloğlu, 426 kilometrelik İstanbul-İzmir Otoyolu’nun en önemli halkası olan Osmangazi Köprüsü’nün İzmit Körfezi’nin iki yakasını birbirine bağladığını ifade ederek “Körfezi otomobil ile mevcut yolu kullanarak geçmek yaklaşık 1,5 saat, feribot ile geçiş 45-60 dakika sürerken; Osmangazi Köprüsü sayesinde bu süre sadece 6 dakikaya indi.” diye konuştu.
Akaryakıttan ve Zamandan 108 Milyar Lira Tasarruf
Bakan Uraloğlu, köprünün sunduğu kesintisiz geçiş imkânı sayesinde hem zamandan hem de yakıttan tasarruf sağlandığını belirterek, “Köprü ile 9 yılda yaklaşık 23 milyar lira akaryakıt tasarrufu ve 85 milyar lira zaman tasarrufu elde edilerek toplam tasarruf miktarı 108 milyar liraya ulaştı. Çevre dostu bu avantaj, karbon emisyonlarını da önemli ölçüde azaltıyor. Osmangazi Köprüsü ile 9 yılda 1,4 milyon ton karbon emisyonu azaltımı sağladık.” diye konuştu.
Toplam Uzunluğu 2 Bin 682 Metre
Dilovası ile Hersek Burnu arasında inşa edilen Osmangazi Köprüsü’nün toplam uzunluğunun 2 bin 682 metre olduğunu vurgulayan Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bin 550 metre orta açıklığıyla köprümüz, dünyada işletmeye açık en büyük orta açıklıklı asma köprüler arasında 7. sırada yer alıyor. Bu dev eseri 39 ay gibi bir sürede tamamladık ve milletimizin hizmetine sunduk.”
Köprünün yapımında kullanılan mühendislik detaylarına da değinen Uraloğlu, “Köprünün yapımında kullanılan çelik teller uç uca eklense 84 bin 518 kilometre uzunluğa erişiyor. Bu mesafe dünyanın etrafını iki defadan fazla dolanabilecek kadar uzun.” dedi. Yapımda kullanılan 109 bin 490 ton çelik miktarının 73 bin adet otomobile denk olduğunu dile getiren Bakan Uraloğlu, ana açıklık tabliye alanının ise 96 bin 364 metrekare olup yaklaşık 14 futbol sahasına eşdeğer olduğunu ifade etti.
“Dünyanın En Büyük Ağır Kaldırma Operasyonu”
Güney Yaklaşım Viyadüğü’nde gerçekleştirilen rekor operasyonlara da değinen Uraloğlu, “Viyadüğün bin 120 metrelik kesimi itme-sürme yöntemiyle gerçekleştirdik. 22 bin 500 tonluk tabliyenin itme operasyonu dünyanın en büyük itme-sürme operasyonu olma özelliğini taşıyor. Ayrıca tabliyenin geri kalan 127 ve 133 metrelik kısımlarını, 2 bin 300 ton ve 2 bin 600 ton olmak üzere ağır kaldırma yöntemiyle monte ettik. Bu da dünyanın en büyük ağır kaldırma operasyonu olarak tarihe geçti.” açıklamasında bulundu.
Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu’nda Netaş’tan 5G’ye Tam Hazırlık Vurgusu
Netaş, 27–29 Haziran 2025 tarihleri arasında Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu’na katılarak, yerli ve milli ürünlerini sektörle buluşturdu.
Türkiye’nin önde gelen bilgi ve iletişim teknolojileri şirketi Netaş, 27–29 Haziran tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu’nda ürün ve çözümlerini tanıttı. Türkiye’nin Avrasya’daki merkez ülke rolünü güçlendirmek ve Orta Koridor ile Kalkınma Yolu gibi stratejik projelerin konuşulduğu “Kesintisiz Bağlantısallık, Sınırsız Fırsatlar” teması altında 80 ülke, 38 bakan, 17 bakan yardımcısı ve 30’dan fazla uluslararası kuruluşun katılımıyla gerçekleştirilen bu üst düzey buluşma; bakanlar, üst düzey yöneticiler, uluslararası kuruluşlar, finansal kurumlar ve sektör temsilcilerini bir araya getirdi.
Türkiye’nin dijitalleşme yolculuğunu hızlandırma, bölgesel bağlantısallığı güçlendirme ve yerli mühendislik gücüyle 5G ekosistemine stratejik ve yerli üretimle katkı sunma hedefiyle Netaş, İstanbul’daki Orhanlı tesislerinde 5G altyapısına yönelik üretilen Türkiye’nin ilk yerli sunucusu Netaş Bulut Sunucusu, yerli baz istasyonu, mikrodalga transmisyon ürün ailesi, doğru akım güç kaynağı, akıllı lityum batarya ürünlerini bu önemli etkinlikte ziyaretçilerle buluşturdu.
Bunun yanı sıra 50 yılı aşan tecrübesiyle Netaş Ar-Ge’si tarafından yerli ve milli olarak üretilen ve veri merkezi ve telekomünikasyon altyapılarına yüksek hassasiyetli zaman bilgisi sağlayan Hassas Saat Üreteci, Akıllı ulaşım sistemlerine ait bir çözüm olan V2X OBU/RSU ve Uydudan veri alan konumlama çözümü GNSS alıcı da bu ulaştırma koridorları çözüm portföyünün içinde yer aldı.
Netaş, yerli üretim kapasitesi, mühendislik ve saha hizmetleri gücü ile 5G’ye şebeke altyapıları tarafında hazır olmakla kalmıyor, aynı zamanda son kullanıcı tarafında da ülkemizi 5G ‘ye hazırlıyor. 2024 yılında 5G destekli modelleriyle öne çıkan nubia cep telefonu markasını Türkiye’de satışa sunan Netaş hem operatör teknoloji altyapısını hem de son kullanıcıları kapsayan bakış açısıyla uçtan uca 5G’ye hazırız mesajı veriyor.
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Sn. Enver İskurt, BTK Başkanı Sn. Ömer Abdullah Karagözoğlu başta olmak üzere birçok üst düzey ziyaretçi Netaş’ın 5G’ye hazırlık sürecinde portföyünde sunduğu yerli çözümlere büyük ilgi gösterdi.
Etkinlikte ayrıca liman, havaalanı ve lojistik merkezleri gibi alanlarda bakım operasyonlarını desteklemek amacıyla geliştirilen endüstriyel akıllı süpürge çözümü de yerini aldı.
Netaş olarak böyle bir etkinlikte yer almaktan büyük mutluluk duyduklarını belirten Netaş CEO’su Sinan Dumlu, “İstanbul, yüzyıllardır kıtaları birbirine bağlayan bir köprü işlevi görüyor; Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu da bu tarihi misyonu geleceğe taşıyor. Türkiye’nin 5G yol haritasını yerli mühendislik gücüyle desteklerken, lojistik ve ulaştırma altyapılarının dijital dönüşümünde de aktif rol üstleniyoruz. 58 yıllık mühendislik birikimimizle yerli 5G altyapı çözümlerimizi bu etkinlikte sergilemek, Netaş’ın Türkiye’nin ulaştırma vizyonunu destekleyen stratejik bir teknoloji sağlayıcısı olarak konumunu pekiştirdi.’ dedi.
Türkiye’nin tarım, gıda ve içecek sektörü yılın ilk beş ayında 11,54 milyar dolar ihracat, 10,24 milyar dolar ithalat yaptı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun Dış Ticaret Verileri temel alınarak hazırlanan Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Veri Paneli’nden derlenen bilgilere göre; Türkiye’nin tarım, gıda ve içecek sektörünün, yılın ilk 5 ayında geçen yılın aynı dönemine göre ihracatı yüzde 0,06 artışla 11,53 milyar dolardan 11,54 milyar dolara çıktı. Söz konusu dönemde yapılan ithalat ise yüzde %21,97 artışla 8,39 milyar dolardan 10,24 milyar dolara çıktı. Böylece, yılın ilk 5 ayında tarım, gıda ve içecek sektörü 1,3 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdi. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam 3,14 milyar dolar seviyelerindeydi.
Birim ihracat değeri ise % 6,11 artarak ton başına 1.331 dolar oldu. Özel Ticaret Sistemi (ÖTS) çerçevesinde yayınlanan Dış Ticaret Verileri’ne göre, Mayıs 2025 itibarıyla aylık temelde ihracat geçen yıl aynı döneme kıyasla % 1,58 azalışla 2,32 milyar dolar olurken, ithalat ise geçen yıl aynı döneme göre yüzde 14,59 artarak 2,09 milyar dolar oldu.
Şeyda Gürer Uzun, 1 Temmuz 2025 tarihi itibarıyla Novartis Avusturya İmmünoloji ve Nöroloji Terapötik Alan Başkanı rolüne atandı.
Uzun, Novartis Türkiye’de İmmünoloji Terapötik Alan Başkanı olarak başarılı bir şekilde görev yapmaktaydı.
Yeni görevinde, Avusturya Yönetim Ekibi’nde yer alacak olan Uzun, Novartis Avusturya Ülke Başkanı’na bağlı olarak çalışacak.
Türkiye-Makedonya ortak yapımı “O Birisi”, Makedonya prömiyerini yaptı
Bennu Musli’nin kaleme aldığı ve Krenare Nevzati-Keri’nin yönetmenliğini üstlendiği Türkiye-Makedonya ortak yapımı “O Birisi” adlı tiyatro oyunu, Makedonya prömiyerini geçtiğimiz akşam gerçekleştirdi. Filiz Ahmet ve Ebru Musli’nin başrollerini paylaştığı oyun, “Kadın, gerçek ‘Ben’i takip etmeye karar verirse, toplumun yargısıyla yüzleşebilir mi?” sorusuna çarpıcı bir bakış açısı sunuyor.
Bennu Musli’nin etkileyici senaryosu ve Krenare Nevzati-Keri’nin özgün yönetmenliğiyle hayat bulan “O Birisi”, Filiz Ahmet ve Ebru Musli’nin güçlü performanslarıyla 24 Nisan’da Şişli Tiyatrosu’nda dünya prömiyerini gerçekleştirmişti. Oyunun Makedonya prömiyeri ise geçtiğimiz akşam gerçekleşti. Makedonya’da düzenlenen prömiyer gecesine Kuzey Makedonya Kültür Bakanı Danışmanı Atilla Klinçe, Üsküp Türk Tiyatrosu Müdürü Osman Ali ve Şişli Tiyatrosu’nun sahibi Mustafa Kalkan da katılım sağladı. Gecenin devamında tiyatroseverler, kendilerini oyunun derin atmosferine bıraktı.
Gazella’dan İskandinavya’nın kalbine yolculuk: Danimarka, Finlandiya ve İsveç’i keşfetme fırsatı
Turizm alanında yenilikçi fikirlerle “İleri Seviye Gezginler” için benzersiz tur programları oluşturan Gazella Turizm, kuzeyin dinginliği ve zarafetiyle tanışmak isteyen gezginleri İskandinavya’nın büyüleyici şehirlerine davet ediyor.
1996’dan bu yana turizme getirdiği yenilikçi bakış açısıyla özgün ve konforlu seyahat arayışındaki “İleri Seviye Gezgin”lerle dünyanın farklı noktalarını keşfeden Gazella Turizm, 22-27 Temmuz tarihlerinde gezginleri İskandinavya’nın kalbine götürüyor. Danimarka, Finlandiya ve İsveç Turu, katılımcılara kuzeyin zarafetini, doğasını ve modern şehir yaşantısını bir arada sunuyor.
Türk Hava Yolları’nın direkt uçuşuyla Helsinki’den başlayacak olan tur, sonrasında Kopenhag ve Stockholm’de son bulacak. Seyahat boyunca; başkentlerin tarihi yapıları, sahil şeritleri, mimarileri ve yeşil alanlarıyla İskandinav yaşam tarzı yakından deneyimlenecek.
Gazella Turizm’in sunduğu bu butik turda, Kopenhag’ın ikonik Nyhavn bölgesi, Küçük Deniz Kızı heykeli ve Stroget alışveriş caddesi gezilecek, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Kronborg Kalesi ziyaret edilecek. Stockholm’de serbest zamanlı keşiflerle modern şehir kültürünün keyfi çıkarılacak. Helsinki’de ise hem şehir merkezi hem de Baltık kıyısı gezginlere Kuzey Avrupa’nın sadeliğini ve estetiğini yaşatacak.
DENİZCİLİKTE DİJİTAL DÖNÜŞÜM “13 MİLYONDAN FAZLA KAĞIT KULLANIMININ ÖNÜNE GEÇİLDİ, YAKLAŞIK 140 MİLYON LİRA TASARRUF SAĞLANDI”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, denizcilik sektöründe hizmet kalitesini artırmak, işlemleri hızlandırmak ve kamu kaynaklarını etkin kullanmak amacıyla dijitalleşme adımlarını güçlendirdiklerini ifade etti. Bakan Uraloğlu, “2024 yılında 4,5 milyondan fazla işlem elektronik ortamda gerçekleştirildi, 13 milyondan fazla kağıt kullanımının önüne geçildi ve yaklaşık 140 milyon lira tasarruf sağlandı.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, denizcilik sektöründe hizmet kalitesini artırmak, işlemleri hızlandırmak ve kamu kaynaklarını etkin kullanmak amacıyla dijitalleşme adımlarını güçlendirdiklerini ifade etti. Bakan Uraloğlu, “Dijital dönüşüm sayesinde 2024 yılında 4,5 milyondan fazla işlem elektronik ortamda gerçekleştirildi, 13 milyondan fazla kağıt kullanımının önüne geçildi ve yaklaşık 140 milyon lira tasarruf sağlandı.” ifadelerini kullandı.
Uraloğlu, Denizcilik Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilen Liman Yönetim Bilgi Sistemi (LYBS), Denizcilik Ödemeleri Sistemi, Seyir İzin Belgesi Sistemi (SİB), Gemi Sicil Bilgi Sistemi, Gemi İnsanları Bilgi Sistemi (GİBS), ÖTV’siz Yakıt Bilgi Sistemi (ÖTVBS), Elektronik Sertifika Sistemi ve daha birçok uygulama ile denizcilik faaliyetlerinin elektronik ortamda sürdürüldüğünü söyledi.
“Türk Boğazlarından Geçiş Yapan Yıllık 80 Bini Aşkın Geminin Seyir Planı İşlemleri Gerçekleştiriliyor”
Bakan Uraloğlu, LTP ile entegre olarak çalışan LYBS ile; ülke limanlarına her yıl gelen yaklaşık 70 bin geminin limana yanaşma ve limandan ayrılış işlemlerinin gerçekleştirildiğini söyledi. Bakan Uraloğlu, “Türk Boğazlarından geçiş yapan yıllık 80 bini aşkın geminin Seyir Planı (SP-1) işlemleri gerçekleştirilmektedir. Ayrıca, limanlarımızda verilen kılavuzluk ve römorkör hizmetlerine yönelik yönetim ve kamu paylarının takibi gerçekleştirilmektedir.” ifadelerini kullandı.
“ÖTVBS Kapsamında 72 Bin 482 Teslimat Verisi ile 12 Bin 346 Vize ve Düzeltme İşlemi Elektronik Ortamda Yürütüldü”
Gemiler ve gemi insanları işlemleri dahil denizcilik ile ilgili ilgili tüm döner sermaye ve harç ödemelerinin Denizcilik Ödemeleri Sistemi ile yapılabildiğini söyleyen Uraloğlu, “2024 yılında toplam 550 bin harç ve döner sermaye işlemi e-ödeme sistemi kullanılarak gerçekleştirildi. Öte yandan ÖTVBS kapsamında aynı yıl içerisinde 5 bin 895 defter düzenlenirken 72 bin 482 teslimat verisi ile 12 bin 346 vize ve düzeltme işlemi elektronik ortamda yürütüldü.” diye konuştu.
Sınavlar, Sertifikalar, Ruhsatlar Artık Dijitalde
GİBS ile önemli bir dijital dönüşüm sürecini tamamladıklarını ifade eden Bakan Uraloğlu, “Sistem sayesinde gemi insanlarımız liman başkanlıklarının kapısından dahi geçmeden dünyanın her yerinden online başvuru işlemlerini e-Devlet girişiyle tamamen güvenli bir şekilde yapabilmektedir. Sunmaları gereken belgelerin büyük çoğunluğunu ise sisteme yüklemelerine bile gerek kalmadan ilgili kamu kurumlarından GİBS ile alınmaktadır.” dedi.
Sistem ile 20 farklı kamu kuruluşundan veri doğrulaması yapıldığını belirten Bakan Uraloğlu, 2024 yılı boyunca GİBS üzerinden yapılan 416 bin sınav, yeterlik ve uzmanlık belgesi başvurusunun 282 bininin onaylandığını, 51 bin gemiadamı cüzdanının teslim edildiğini kaydetti. Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Gemi insanları sınavları 15 çevrimiçi sınav merkezinde gerçekleştiriliyor. 2024 yılı içerisinde, 15 sınav merkezimizde 5 bin 600 farklı sınav oturumunda 80 bin kontenjan kapasiteyle toplam 60 bin bireysel sınav gerçekleştirdik. Bu sınavlara katılan 8 bin gemi insanımızın 6 bin 600 tanesi bu sınavlarını tamamlayarak başarılı oldu.”
Amatör Denizci Belgesi ve Kısa Mesafe Telsiz Operatörü Eğitim ve Sınav Başvuru Sistemi hakkında da bilgi veren Bakan Uraloğlu, “Amatör denizci eğitim seferberliğinde 1 milyon amatör denizci hedefimize ulaştık. Projenin tamamlanmasının ardından bir ilki gerçekleştirerek Türkiye Yelken Federasyonu ile yaptığımız iş birliği protokolü ile Amatör Denizci Belgesi alma şartında yer alan 10 saatlik teorik eğitimlere 4 saatlik motorlu ve yelkenli tekneler üzerinde uygulama eğitimlerini ekledik. Yeni sistemimizi kullanıma açtığımız günden bugüne kadar 45 bin 506 kişiyi daha denizlerle buluşturduk.” açıklamasında bulundu.
Elektronik Sertifika Sistemi ile 2024 Yılında 944 Belge Düzenlendi
Türk bayraklı gemilerin uluslararası sözleşmeler kapsamında Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca düzenlenen sertifikalar ile önsörvey, program dışı sörvey ve liman devleti kontrolü kayıtları Elektronik Sertifika Sistemi ile gerçekleştirildiğini belirten Bakan Uraloğlu, “2024 yılı içerisinde sistem üzerinden 944 belge düzenlenirken uluslararası sefer yapan Türk bayraklı bin 249 gemiye ön sörvey ve program dışı sörvey yapıldı. Bunlara ilave olarak kabotaj seferi yapan 451 Türk bayraklı gemimizi de denetledik.” dedi.
Türkiye’ye gelen deniz turizm araçlarının geliş, ayrılış ve kışlama ile ilgili başvuru ve belgelendirme işlemlerinin Seyir İzin Belgesi Sistemi ile elektronik ortamda gerçekleştirildiğini de belirten Uraloğlu, 2024 yılında sistem üzerinden 23 bin belge ve bu belgelere bağlı 61 bin sayfanın onaylandığını söyledi.
“140 Bin İşlem Sicil ve Bağlama Kütüğü Sistemi Üzerinden Gerçekleştirildi”
Bakan Uraloğlu, Milli Gemi Sicili, Türk Uluslararası Gemi Sicili ve Bağlama Kütüğüne kayıtlı gemi ve su araçları ile alakalı tescil, terkin, satış gibi işlemlere yönelik başvuruların vatandaşlarca liman başkanlıklarına gitmelerine gerek kalmadan elektronik ortamda gerçekleştirilebildiklerini ifade etti. Uraloğlu, “Belge kontrolleri yapıldıktan sonra vatandaşlar randevu ile Liman Başkanlıklarımızda işlemlerini gerçekleştirmekteler. 2024 yılı içinde 97 bin 500 vatandaş randevusu ile 140 bin işlem sicil ve bağlama kütüğü sistemi üzerinden gerçekleştirildi.” şeklinde konuştu.
Dijital Başvuru, Değerlendirme ve Denetim Süreçlerinin Yaygınlaştı
Gemi Acenteleri Bilgi Sistemi, Düzenli Sefer Bilgi Sistemi, Tehlikeli Yük Uygunluk Belgeleri, Dolu Konteyner Brüt Ağırlık Tespiti Yetki Sistemi, Deniz Gözetim İşletme Yetki Belgesi ve IMDG Kod Eğitici Belgesi gibi sistemlerle de dijital başvuru, değerlendirme ve denetim süreçlerinin yaygınlaştığını kaydeden Bakan Uraloğlu, “2024 yılında bu sistemler üzerinden binlerce başvuru değerlendirildi ve işlemler tamamen dijital ortamda yürütüldü.” açıklamasında bulundu.
Bakan Uraloğlu, dijital çağda denizcilikte olmazsa olmaz işlemlerin kolaylaştırılması ve hızlandırılması ilkesi doğrultusunda, deniz ticaretinde ciddi avantaj sağlayan dijital hizmetleri, sektör ile istişare ederek artırmaya devam edeceklerini de sözlerine ekledi.
Sektörün Yenilikçi Oyuncuları HOW-Hub Of Warehouse Fuarı’nda Buluşuyor !
Yeni nesil depo ve iç lojistik çözümlerine odaklanan HOW – Hub of Warehouse, 18-20 Eylül 2025 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde sektörün yenilikçi oyuncularını bir araya getiriyor.
İç lojistikte dijitalleşme ve otomasyon artık bir tercih değil, zorunluluk. Akıllı depolama ve raf sistemlerinden otonom mobil araçlara, robotik uygulamalardan paketleme teknolojilerine, yazılımdan otomasyona kadar birçok gelişmiş çözüm, HOW- Hub of Warehouse’da ziyaretçilerle buluşacak.
Fuar, bu alandaki öncü firmaların en yeni teknolojilerini tanıtacağı, sektör profesyoneli ziyaretçilerin iş birliği fırsatları yakalayacağı benzersiz bir platform sunuyor
Türkiye Finans Katılım Bankası, biOnay cihazlarını kullanmaya başladı
Kart Erişim Cihazı (KEC) kullanan bankalar arasına bir yenisi daha eklendi. Türkiye Finans Katılım Bankası, müşteri deneyimini daha güvenli ve hızlı hale getirmek için çipli kimlik kartı ile parmak izi doğrulama yapan biOnay cihazlarını kullanmaya başladı.
Türkiye Finans Katılım Bankası, şubelerinde kimlik doğrulama süreçlerini modernize ederek biOnay cihazlarını kullanmaya başladı. TC Kimlik Kartı ve parmak izi ile çalışan biOnay cihazları hem hızlı hem de güvenli bir müşteri deneyimi sunuyor.
Biyometrik doğrulamayla müşteriler yalnızca birkaç saniye içinde işlemlerini tamamlayabiliyor. Cihaz, kimlik kartı üzerindeki bilgiler ile parmak izini eşleştirerek doğrulama yapıyor. Kimlik bilgileri yalnızca cihaz üzerinde kontrol edildiğinden, kişisel veriler dış ortamlara aktarılmıyor; böylece hem hız hem de veri güvenliği sağlanmış oluyor.
Büyük bankalar ve kamu kurumlarının tercihi: biOnay
Katılım Bankaları arasında ilk olarak Türkiye Finans Katılım Bankası’nın da dahil olmasıyla birlikte, biOnay cihazlarını aktif olarak kullanan finans ve kamu kurumlarının sayısı artmaya devam ediyor. Türkiye genelindeki 973 Tapu ve Kadastro Müdürlüğü, 300’e yakın noterlik, belediyeler, evlendirme daireleri ve sınav merkezleri biOnay teknolojisini uygulamaya aldı. Sağlık sektörünün de de yakın bir tarihte Türkiye genelindeki tüm vakıf ve özel sağlık kuruluşlarında çipli kimlik kartı ve parmak iziyle kimlik doğrulama zorunlu hale getirmesi ile yaygınlaşma devam ediyor.
Derin yoksulluk: Görünmeyenin gerçeği Derin yoksullukla mücadele hikâyesi
Derin Yoksulluk Ağı Araştırma ve Savunu Koordinatörü Önder Uçar, SosyalUp’ın Etki Odaklı Sohbetler serisinin yeni bölümünde, yoksulluğun görünmeyen yüzünü ve bu mücadelede geliştirilen dayanışma modellerini anlattı. “İnsanı insan yapan en temel haklara kuşaklar boyunca erişememek” olarak tanımladığı derin yoksullukla ilgili çarpıcı örnekler veren Uçar, sistematik bir yoksulluğun ancak hak temelli politikalarla çözülebileceğine dikkat çekti.
Derin Yoksulluk Ağı’nın yalnızca yardım dağıtmakla kalmadığını belirten Uçar, “Biz yoksulluğu bir insan hakkı ihlali olarak kabul ediyoruz. Bunu ortadan kaldırmak için karar alıcıları veri ve saha gözlemleriyle etkilemeye çalışıyoruz” dedi.
Pandemide geliştirilen model: Evden Değiştir
Pandemi döneminde yüz yüze temasın mümkün olmadığı bir dönemde “Evden Değiştir” modelini hayata geçirdiklerini söyleyen Uçar, “İnsanlara market kodu gönderiyoruz, böylece hem ihtiyaçlarına uygun ürünleri alabiliyorlar hem de yüz yüze destek almanın yarattığı utanç duygusunu yaşamıyorlar” dedi.
“Çocuklar aç. Okula kıyafetleri olmadığı için gidemiyorlar”
Derin yoksulluğun çocuklar üzerindeki etkisini aktaran Uçar, şu cümlesiyle dikkat çekti: “Okula gitmeleri dahi ayrı bir mesele. Kıyafetleri olmadığı için okula gidemeyen, kantinden haftada bir alışveriş yapabilen çocuklar var. Açlar ve bu gelişimlerini doğrudan etkiliyor.”
“Görünür kılınmaya ihtiyacımız var”
Sivil toplumun gücüne dikkat çeken Uçar, gönüllü destek çağrısında bulundu: “Bizi görünür kılmak bile çok büyük bir destek. Gönüllü olarak kargolamalardan araştırmalara pek çok süreçte yanımızda yer alabilirsiniz. Bu ülkenin çocukları için daha fazla kreş, daha çok okul yemeği, daha güçlü bir sosyal devlet artık bir lüks değil, zorunluluk.”
Çilek, 2025 Montör Ekipleri Eğitim Programı Devam Ediyor
Dünya genelinde 50’den fazla ülkede faaliyet gösteren, çocuk ve genç odası mobilyalarının lider markası Çilek, sahada kaliteli hizmet anlayışını sürdürülebilir kılmak amacıyla montör ekiplerinin gelişimini desteklemeye devam ediyor. Uzun yıllardır başarıyla sürdürülen Montör Ekip Eğitim Programı’nın 2025 yılı dördüncü etabı, 17-18 Haziran tarihlerinde İnegöl’de gerçekleştirildi. Katılımcılar, eğitim boyunca teorik bilgi ile pratik deneyimi buluşturan özel içeriklerle buluşarak markanın vizyonunu birinci elden deneyimleme fırsatı yakaladı.
Eğitim İçeriğinde Kalite, Güvenlik ve Pratik Deneyim
Programın ilk günü, Çilek’in İnegöl’deki 50 bin metrekarelik son teknoloji üretim tesisinde başladı. Montajda kalite ve güvenlik standartları, müşteri memnuniyetini artırmaya yönelik saha uygulamaları, doğru montaj teknikleri ve hasarsız kurulum ilkeleri gibi başlıklarda gerçekleştirilen oturumlarda, katılımcılar teorik bilgilerini pekiştirme imkanı buldu. Üretim hattı, lojistik merkezi ve Çilek Tasarım Merkezi gezileriyle markanın süreçlerinin nasıl birbirini tamamlayarak yüksek kaliteyi sağladığı uygulamalı olarak aktarıldı
Gücü kompakt tasarımla buluşturan amiral gemisi vivo X200 FE Türkiye’ye geliyor
vivo, kompakt formda amiral gemisi deneyimi sunan yeni X200 FE akıllı telefonunu Türkiye’de de satışa sunacağını duyurdu. ZEISS iş birliğiyle geliştirilen 50 MP ana kamerası, 100 kata kadar yakınlaştırma yapabilen süper telefoto lensi ve ultra geniş açılı kamerasıyla vivo X200 FE, mobil fotoğrafçılıkta sınırları zorluyor. Estetik, hafif ve kompakt tasarımıyla öne çıkan model; özellikle genç kullanıcıların beklentilerine hitap eden, şık ve çok yönlü bir deneyim sunuyor.
Mobil teknolojide estetik ve performansı buluşturan vivo, büyük beğeni toplayan X200 serisinin en yeni üyesi X200 FE’yi Türkiye pazarına sunmaya hazırlanıyor. Kompakt formda amiral gemisi deneyimi sunan X200 FE; ZEISS ortak mühendisliğiyle geliştirilen güçlü kamera sistemi, zarif ve hafif tasarımı ve çok yönlü performansıyla kullanıcıların yaratıcılığını destekleyen yeni bir mobil deneyimin kapılarını aralıyor.