Kalp Hastaları İftardan Sonra Ardı Ardına Sigara ve Kahve İçmemeli
Ramazan ayının yaz mevsimine denk gelmesi, artan sıcaklık, uzun süren açlık, iftar sonrası ardı ardına sigara ve kahve içmek, hızlı yemek yemek, sahura kalkmamak gibi sağlıklı kişileri bile olumsuz etkileyen bu hatalı alışkanlıklar, kalp hastalarında çok ciddi tablolara yol açabilir.
Kalp hastalarının ramazan ayında oruç tutarken nelere dikkat etmesi gerektiği ile ilgili açıklama yapan Acıbadem Kayseri Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof.Dr.Ergün Seyfeli şunları söyledi:” Koroner arter hastalığı bilinen veya kalp krizi geçiren hastaların şayet herhangi bir şikayeti yoksa, ilaçlarını düzenli kullanıyor ve yapılan kalp muayenesinde bir problem tespit edilmediyse oruç tutmalarında sakınca yoktur.
Yapılan çalışmalarda ramazan ayında kalp krizlerinde herhangi bir artış tespit edilmemiştir. Ramazan ayında görülen kalp krizlerinin nedeni daha çok iftar veya sahurda yenilen ağır yemeklerden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle iftar ve sahurda ağır yemek yenmemeli ve yemek sonrası sigara tiryakilerinin aşırı sigara içmemeleri önerilmektedir. Özellikle sigara sonrası ani tansiyon yüksekliği, koroner spazm ve pıhtılaşmayı arttırarak kalp krizlerini tetikleyebilir.
Ayrıca yapılan araştırmalar, orucun kalp yetmezliğinden hastanelere yatış sıklığını arttırmadığını da gösteriyor. Fakat buna rağmen kalp yetmezliği olan hastalar koroner kalp hastalarına göre daha riskli bir grubu oluşturuyor. Bu hastalar yaz aylarında ve uzun açlık döneminde halsizlik, bitkinlik, tansiyon düşüklüğü, aritmiler ve şuur değişikliğine kadar ilerleyen klinik tablo ile karşılaşabilirler. Bu nedenle kalp yetmezliği hastaları mümkünse oruç tutmamalı, tutmak isteyenlerin ise oruç tutmadan önce mutlaka kendilerini takip eden kardiyoloji uzmanına danışmalıdırlar.
Sıcak havalarda su ve tuz kayıplarına dikkat
Oruç tutacak kalp hastaları yaz aylarına gelen ramazan ayında gün ışığında fazla kalmamaya dikkat etmelidir. Sıcağın en yoğun olduğu öğle vakitlerini kapalı ve klimalı ortamlarda, mümkünse en az hareketle geçirmeye özen göstermeliler. Açık renkli, bol ve terletmeyen elbiseler giyilmesi uygundur.
Özellikle sıcak altında ve efor gerektiren işlerde çalışan hastalar terleyerek veya idrar söktürücü ilaç kullanıyorlarsa idrarla önemli miktarda sıvı ve elektrolit kayıpları yaşayabilir. Bu durumdaki hastalarda halsizlik, tansiyon düşüklüğü, şuur bulanıklığı, ritim bozukluğu hatta ölüme kadar ilerleyen klinik tablolar ile karşılaşılabilir. Dolayısıyla idrar söktürücü ilaçların, tansiyon ilaçlarının dozları aşırı sıcak havalarda ve fazla sıvı kayıplarının olduğu durumlarda azaltılması gerekir. Açık havada veya efor gerektiren işlerde çalışan bir kalp hastasıysanız, mutlaka oruç tutmadan önce son kontrolleriniz ve kullandığınız ilaçları düzenlemesi için doktorunuza başvurun.
Kalp hastaları oruç tutarken nelere dikkat etmeli?
- İftar ve sahurda; ağır, yağlı ve hazmı zor yiyeceklerden uzak durun. Az ve sık beslenin. İftarda ağır ve hızlı yemek, kalbin iş yükünü ve oksijen ihtiyacını arttırır. Bu da kardiyak şikayetlerin artmasına hatta kalp krizlerine neden olabilir.
- İftar, çorba, salata ve komposto gibi hazmı kolay, lifli ve hafif yemeklerle açılmalı. Biraz zaman geçtikten sonra ana yemeğe geçilmeli. Midenin asit salgısını artıran baharatlar bu ay hiç tüketilmemeli.
- Hızlı ve ağır yemek kan şekerinin ani yükselme ve düşmesine neden olarak kalp krizlerini tetikleyebilir.
- Gün içinde vücudun ihtiyacı olan 2-2,5 lt sıvının iftar ve sahur arası mutlaka alınması gerekir.
- İftar yemeğinin hemen arkasından kesinlikle sigara içilmemeli, kan basıncını yükseltecek tuzlu çerezlerden kaçınılmalı ve ard arda kahve içilmemelidir.
- ‘Sahurda çok yemek uzun süre tok tutar’ inancı doğru değildir. Çünkü ne kadar çok ve hızla kan şekerini yükselten tatlılar yenirse, o kadar çok acıkılır. Sahur sofraları kahvaltı gibi hazırlanmalıdır. Su ve mineral ihtiyacını karşılayacak gıdalar yanında ölçülü miktarda yumurta, süt, yoğurt, peynir veya lifli gıdalar (sebze yemekleri) tüketilmelidir.
- İftar ve sahurda amaç aşırı yemek değil, onun yerine vücudun ihtiyacı olan besin ve minarelleri dengeli ve düzenli olarak almak olmalıdır. “