Ekonomi-teknoloji, magazin-yaşam haberleri ve TUİK verileri

TÜBİSAD’ın yüksek teknoloji dünyasının nabzını tuttuğu YouTube serisi TÜBİSAD Plus’ın yeni bölümü yayınlandı. Serinin 32’nci bölümünde TÜBİSAD Yönetim Kurulu Üyesi, Maro Kurucusu Lale Maro ve Softtech Genel Müdürü M. Bülent Özçengel, yapay zekânın kurumlara etkisini konuşuyor.
TÜBİSAD Plus’ın yeni bölümünde Softtech Genel Müdürü M. Bülent Özçengel, TÜBİSAD Yönetim Kurulu Üyesi, Maro Kurucusu Lale Maro’nun sorularını yanıtlıyor.
Teknolojide çok hızla gelişim ve dönüşümlerin olduğu bir dönemden geçtiğimizi, yapay zekânın bunun en önemlilerinden ve herkesin gündeminde olduğunu söyleyen Lale Maro, M. Bülent Özçengel’e yapay zekânın kurumsal şirketlere etkileri konusunda ne düşündüğünü soruyor.
Yapay zekânın kurumsal şirketlere etkisini CHAT GPT öncesi ve sonrası olarak iki dönem açısından değerlendirmenin doğru olacağını söyleyen Softtech Genel Müdürü M. Bülent Özçengel, “2022 yılının sonunda CHAT GPT piyasaya sürülüp bilgisayarlarımızdan, cep telefonlarımızdan, tüm platformlarımızdan erişilebilir hale geldikten sonra üretken yapay zekâ ve büyük dil modelleriyle tanıştık. O günden itibaren de üretken yapay zekâ tüm sektörleri etkileyip, her geçen gün gelişti. Çok yakın bir zamanda da yine GPT-4o denilen yeni bir versiyonunu çıktı. Artık karşımızda insani özellikleri olan, sohbet edebilen, günlük konulardan bahsedebilen, hatta espri yapabilen bir yapay zekâ var. Artık gerçek ile yapayı ayrıştırmanın zor olduğu, aradaki sınırların iyice inceldiği bir dönemden geçiyoruz. Yapay zekâ zaten büyük veriye dayalı, spesifik alanlarda çok başarılı çıktılar sunuyordu. Ancak son dönemde insanın ön plana çıktığı alanlarda da fark yaratıyor; Stanford Üniversitesi’nin geçtiğimiz ay yayımladığı rapora göre okuduğunu anlama, görsel muhakeme gibi alanlarda yapay zekânın insana yakın performans gösterdiği bir döneme geldik. Bu çerçevede üretken yapay zekânın geleneksel yapay zekâya göre adaptasyon ve öğrenebilme yetenekleri sayesinde kurumsal yaşamda da çok ciddi değişiklikler var. İlk aklıma gelen örnek; yapay zekâ destekli sanal asistanlar. Uzun bir süredir kullandığımız sanal asistanlar hepimizin de hatırladığı gibi genelde bizim söylediğimizi anlamazlar ve yanlış yönlendirirlerdi. Biz de bir an önce gerçek bir insana ulaşalım da işimizi çözelim derdik. Ancak üretken yapay zekâ sonrası durum değişti. Artık karşısındakinin duygu durumunu anlayabilen, doğal dil işleme yetenekleriyle ne demek istediğimizi anlayan ve arkasındaki bilgi birikimiyle doğru yanıt veren sanal asistanlara sahibiz. Tüm bu gelişmeler bize gösteriyor ki, yapay zekâ ile birlikte operasyonel işlerimizi azaltmak, kazanacağımız zamanla da yaratıcı alanda daha fazla varlık göstermemiz mümkün olacak.” diyor.

İnşaat Maliyet Endeksi, Nisan 2024 İnşaat maliyet endeksi yıllık %71,80 arttı, aylık %2,12 arttı
İnşaat maliyet endeksi, 2024 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre %2,12 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre %71,80 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi %2,71 arttı, işçilik endeksi %0,99 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi %57,21 arttı, işçilik endeksi %109,73 arttı.
Bina inşaatı maliyet endeksi yıllık %70,50 arttı, aylık %2,14 arttı
Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre %2,14 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre %70,50 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi %2,77 arttı, işçilik endeksi %0,99 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi %55,12 arttı, işçilik endeksi %109,13 arttı.

Otokoç Otomotiv, sürdürülebilir ve erişilebilir Web 3.0 vizyonu kapsamında önemli bir adım daha atarak, popüler oyun platformu Roblox’ta yenilikçi bir deneyim alanı açtığını duyurdu. Otokoç Otomotiv, Decentraland ve Spatial’da oluşturduğu Otokoç Metazone deneyim alanının ardından, geleceğe bugünden yatırım yaparak dijital inovasyon yolculuğunu sürdürüyor. Mobilitenin öncüsü şimdi de günlük 70 milyon aktif kullanıcı arasında her gün 2,4 milyar mesaj alışverişinin yapıldığı, dünyanın en popüler oyun platformlarından biri olan Roblox dünyasına adım attı.

Yenilikçi teknolojileri her zaman odağına alan ve iş yapış şekillerinden şirket içi eğitimlere kadar pek çok alana bu teknolojileri entegre eden Otokoç Otomotiv, yeni teknolojileri benimseme ve uygulama konusunda sektörde öncü rol oynamaya devam ediyor.

Roblox’taki bu yeni platform, kullanıcıların şirketin zengin tarihini, inovatif çalışmalarını, yeniliklerini ve gelecek vizyonunu sanal bir dünyada keşfetmelerine olanak tanıyacak. Otokoç Otomotiv, öncü projeleriyle, müşterilerine ve oyun severlere unutulmaz deneyimler sunmayı hedefliyor. Tooken Web 3.0 Technologies iş birliği ile gerçekleştirilen, Türkiye ve dünya genelinde kullanıcıların ilgisine sunulan platform, Otokoç Otomotiv’in dijital dünyadaki etkileyici yolculuğunun yeni bir adımı olarak dikkat çekiyor.

Otokoç Otomotiv, Mobility Town By Otokoç Metazone Roblox deneyim alanında; Avis, Avis Caravan, Budget, Otokoç ve Otokoç İkinci El markalarıyla inovasyon yolculuğuna adım attı. Otokoç İkinci El, Metaverse deneyim alanındaki showroomuyla kullanıcıların sanal ortamda araçları incelemelerine olanak sağlarken yarış alanı içinde ise eğlenceli bir deneyim yaşatmayı hedefliyor. Avis Caravan deneyim alanında kullanıcılar karavan ve kamp deneyimlerini dijital olarak yaşayabiliyor. Budget dünyası içinse yepyeni bir konsept oluşturan Otokoç Otomotiv, Roblox deneyimini kullanıcılar için en üst seviyeye taşıyor. Ayrıca, “Bumper Car” oyununda, kullanıcılar eğlenceli ve heyecan dolu bir çarpışan araba macerası yaşayabiliyor. Oyun, kullanıcıları sanal dünyada hem eğlenceli hem de sosyal bir etkileşim içine çekerek, benzersiz bir deneyim sunuyor. Otokoç Otomotiv, araç yarışlarından kamp ortamına kadar çeşitli etkinliklerle geleceğin teknolojilerini bugünden kullanarak sektördeki liderliğini pekiştiriyor ve dijital dönüşümde öncü olmaya devam ediyor.

Otokoç Otomotiv, geçmişini, bugününü ve geleceğini yansıtan değeri, Roblox’ta üç farklı adada yeniden şekillendiriyor. Mobilite dünyasında hızla değişen teknolojiden yola çıkarak inovasyon ve sürdürülebilirlik odaklı çözümler üreten Otokoç Otomotiv, geçmiş adasında kurulduğu ilk günden bu yanan sunduğu yenilikçi mobilite çözümlerini, bugünün adasında Metaverse ve elektrikli araçlar hizmetlerini, gelecek adasında ise uçan arabalar ve fütüristik deneyimlerine yer vererek kronolojik gelişimini dijital ortamda yeniden oluşturuyor.

Dış Ticaret Endeksleri, Nisan 2024 İhracat birim değer endeksi %1,9 azaldı
İhracat birim değer endeksi Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %1,9 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde %1,1 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) %4,0 azaldı, yakıtlarda %2,8 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %2,9 azaldı.
İhracat miktar endeksi %1,9 arttı
İhracat miktar endeksi Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %1,9 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde %5,3 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) %1,0 azaldı, yakıtlarda %40,8 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %2,3 azaldı.

İthalat birim değer endeksi %0,4 arttı
İthalat birim değer endeksi Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %0,4 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde %7,0 azaldı, yakıtlarda %6,0 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) %6,7 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %2,7 azaldı.
İthalat miktar endeksi %3,7 arttı
İthalat miktar endeksi Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %3,7 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde %16,2 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) %10,4 arttı, yakıtlarda %0,7 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %7,2 arttı.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat miktar endeksi %2,8 azaldı
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat miktar endeksi; 2024 Mart ayında 154,5 iken 2024 Nisan ayında %2,8 oranında azalarak 150,1 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ihracat miktar endeksi; 2023 yılı Nisan ayında 146,4 iken 2024 yılı Nisan ayında %1,9 oranında artarak 149,3 oldu.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ithalat miktar endeksi %6,3 arttı
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ithalat miktar endeksi; 2024 Mart ayında 129,5 iken 2024 Nisan ayında %6,3 oranında artarak 137,6 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ithalat miktar endeksi; 2023 yılı Nisan ayında 127,2 iken 2024 yılı Nisan ayında %7,2 oranında artarak 136,3 oldu.

Dış ticaret haddi 2024 yılı Nisan ayında 86,0 olarak gerçekleşti
İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve 2023 yılı Nisan ayında 88,0 olarak elde edilmiş olan dış ticaret haddi, 2,0 puan azalarak, 2024 yılı Nisan ayında 86,0 oldu.

Toyota, Halit Ergenç ile Herkesi Toyota Hybrid Moduna Geçmeye Davet Ediyor 

Toyota, 26 yıl önce tanıttığı tam hibrit teknolojisiyle birlikte otomotiv sektörüne öncülük etmeye devam ediyor. Geniş ürün yelpazesiyle tüm binek araç modellerinde tam hibrit seçeneği sunan Toyota, Halit Ergenç’in baş rolünde yer aldığı reklam filmiyle herkesi “Toyota Hybrid Moduna Geçmeye” davet ediyor.

“Toyota Hybrid Moduna Geçin” temalı reklam kampanyasıyla Toyota’nın benzinli ve elektrik motoru şarj ihtiyacı olmadan bir araya getirerek yakıt verimliliğini, çevreci sürüşü, sessizliği ve performansı en yüksek oranda sunan hibrit teknolojisinin altı çiziliyor. Çekimleri İstanbul’da 3 günde tamamlanan reklam filmi çekiminde, Toyota’nın lider tam hibrit teknolojisinin avantajları Halit Ergenç’in eşsiz oyunculuğuyla ortaya konuyor.

Eksiksiz tam hibrit ürün gamı

Toyota, 26 yıldır birçok farklı modelde ve segmentte hibrit teknolojisini kullanıyor.

Toyota, Türkiye’de Yaris Hybrid, Yaris Cross Hybrid, Corolla Hybrid, Corolla Hatchback Hybrid, Toyota C-HR Hybrid, Corolla Cross Hybrid ve RAV4 Hybrid modelleri olmak üzere geniş bir tam hibrit ürün gamı seçeneğine sahip. Bu sayede her kullanıcı profili ve bütçe için en ideal hibrit modeline ulaşılması sağlanıyor.

Akıllı ve Dirençli Kentler Zirvesi’nde şehirlerin geleceği ele alındı 
44 yıldır bilişimin gücünü akıllı şehir yaklaşımını güçlendirmek ve yaygınlaştırmak için kullanan SAMPAŞ Holding, kentleşmenin ve kentliliğe bağlı sorunların giderek arttığı bir dünyada kentlerin günümüzde ve gelecek nesiller için nasıl daha yaşanılabilir hale getirileceğiyle ilgili çözümleri, gerçekleştirdiği Akıllı ve Dirençli Kentler Zirvesi’nde paylaştı.
Kentleşme her geçen gün artıkça operasyon ve hizmetlerin deneyimini iyileştirmek, altyapıları buna göre planlamak gerekiyor. Küresel olarak her hafta 3 milyon kişi kentlere taşınırken, Birleşmiş Milletler‘in tahminlerine göre 2050 yılında dünya nüfusunun yüzde 68’inin kentlerde yaşaması bekleniyor. Çok hızlı büyüyen ve gelişen kentlerin akıllı ve dirençli bir hale getirilmesi gerekiyor. Bunun da yolu barınmadan ulaşıma, kamu hizmetlerinden güvenliğe, enerji verimliliğinden çevreye duyarlı sistemlere kadar birçok faktörü içinde barındıran bütünsel bir akıllı şehir vizyonunun planlanmasından geçiyor.
Tüm dünyanın üzerine çalıştığı, gelişmiş ülkelerin büyük yatırımlar yaptığı akıllı ve dirençli kent vizyonunu yakalamak için SAMPAŞ Holding tarafından yerel yönetimlerin katıldığı Akıllı ve Dirençli Kentler Zirvesi düzenlendi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu ve tüm Türkiye’den yaklaşık 150 belediyenin katılımıyla, 8 Haziran tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilen zirvede bir kentin akıllı ve dirençli olabilmesi için gerekli olan tüm standartlar masaya yatırılarak yerel yönetimlerle birlikte incelendi.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan SAMPAŞ Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Şekip Karakaya “Akıllı şehir yaklaşımını güçlendirmek ve yaygınlaştırmak için 44 yıldır bilişimin gücünü kullanan SAMPAŞ Holding olarak her gün gelişmeye, yeni teknolojiler üretmeye çalışıyoruz. Yıllar içinde sektörden edindiğimiz tecrübe, yüksek teknoloji üretme gücümüzle birleştiğinde dünyadaki güncel trend ve uygulamalara kolayca adapte olabiliyoruz. 40 yılı aşkın geçmişimizde 8 etkinliği geride bıraktık. Bugün ise dokuzuncu etkinliğimizi gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Kentsel dönüşüm, akıllı şehirler ve dijital ikiz projeleri tüm dünyanın gündeminde olduğu gibi ülkemiz gündeminde de geniş yer buluyor. Çünkü büyüyen kentleri verimli bir şekilde yönetmenin yolu akıllı şehirlerden geçiyor. Akıllı şehir pazarının 2027’de tüm dünyada 2 trilyon doların üzerine çıkacağı öngörülüyor. Bu rakamın içerisindeki dijital ikiz çalışmalarının ise 125 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Dijital ikiz konseptini de Türkiye genelindeki projelere entegre ederek kentlerin dijitalleşmesine katkı sağlamaya hazırız” dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu ise yaptığı konuşmada “Toplumun ihtiyaçları odağında şehirler inşa etmeye devam ediyoruz. Bu ihtiyaçlar doğrultusunda akıllı şehirler konusu bugün dünyada ve Türkiye’de yönetimlerin stratejik gündemidir. Akıllı şehirlerle dünya yeni bir evreye giriyor. Dijitalleşme odağında yeni bir Sanayi Devrimi arifesindeyiz. Dün sanayileşmeyi yakalayan ülkeler bütün dünyaya hükmettiler. Biz bugün akıllı şehirlerle dijitalleşmeyi yakalamalıyız. Bu kapsamda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak akıllı şehir teknolojisini çok önemsiyor ve bu alanda yapılan çalışmaları da destekliyoruz” dedi.
Etkinlikte Akıllı ve Dirençli Kent Teknoloji ile ilgili değerlendirmede bulunan SAMPAŞ Holding Genel Koordinatörü Dr. Mustafa Serdar Yümlü ise “SAMPAŞ Holding olarak ilk 20 yılımızda yerel yönetimlerin bilgisayarla tanışmasını beraber yaşadık. Sonrasında hayatımıza yeni teknolojiler girdi. Bunları akıllı şehir teknolojilerine entegre ettik. Nesnelerin interneti, yapay zeka, büyük veri analitiği, blok zincir gibi teknolojileri akıllı şehirler için kullanıyoruz. Geleceği öngörmek için dijital ikiz teknolojisini geliştirdik. Yakın gelecekte otonom dijital ikiz teknolojisi de hayatımıza girecek. Bu teknolojilerle sürdürülebilir ve dirençli kentleri yakalamayı hedefliyoruz” dedi.
Dijital İkiz Esaslı Akıllı, Sürdürülebilir ve Dirençli Kent konularında çalıştaylar düzenlendi
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı CBS Genel Müdürü Ömer Alan’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen Akıllı Şehirler ve Teknoloji çalıştayında Akıllı Ulaşım, Akıllı Kentsel Dönüşüm ve Akıllı Şehirler & Yapay Zeka konuları ele alındı.
Dr. Atom Damalı’nın moderatörlüğünde gerçekleşen Dijital ikiz Tabanlı Akıllı & Dirençli Kent Uygulamaları başlıklı çalıştayda ise Dijital İkiz Deprem ve Risk Yönetimi, Akıllı Su, Meteoroloji ve Taşkın Analizi ve Akıllı Tarım konuları Türkiye’nin en önemli akademisyenleri tarafından değerlendirildi.
Günün son çalıştayı ise Prof. Dr. Tahsin Yomralıoğlu moderatörlüğünde Dijital İkiz ve Akıllı Kent Teknolojileri oldu. Kent Dijital İkizi Geliştirme ve Modelleme Süreci, Akıllı Kent Standartları, Akıllı Kent Mimarisi & Büyük Veri Yönetimi ve Yapay Zeka Destekli AKOS’un masaya yatırıldı. Ayrıca veri transferlerinin K.V.K.K esaslarına göre hukuki boyutu görüşüldü.

SKD Türkiye, ‘Kentsel Dönüşüm, Deprem ve Olası Diğer Afetler Sonucunda Oluşacak Yıkıntı Atıklarının Yönetimi Rehberi’ni Yayınladı

SKD Türkiye, ülkemizde atıkların yönetilmesi, afet öncesinde ve sonrasında yapılması gerekenlerin belirlenmesi, afetlere dayanıklı ve hazırlıklı olunması için kapsamlı bir yönetim planı oluşturma ihtiyacına yanıt veren ‘Kentsel Dönüşüm, Deprem ve Olası Diğer Afetler Sonucunda Oluşacak Yıkıntı Atıklarının Yönetimi Rehberi’ni tanıttı.

Rehberin, Türkiye’de inşaat sektörünün döngüselliğinin artırılmasına ve yıkıntı atıkların yönetimiyle ilgili olan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı desteklemesine önemli bir katkıda bulunması hedefleniyor.

İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği’nin (SKD Türkiye) sürdürülebilir kalkınmayı destekleme hedefiyle hayata geçirdiği en yeni projesi, Türkiye’de kentsel dönüşüm, deprem ve olası diğer afetler sonucunda oluşan yıkıntı atıklarının, bütüncül bir yaklaşımla yönetilmesi için hazırlanan “Kentsel Dönüşüm, Deprem ve Olası Diğer Afetler Sonucunda Oluşacak Yıkıntı Atıklarının Yönetimi Rehberi” oldu.

Ana sponsorların Akçansa ve IC İçtaş İnşaat, destek sponsorunun Çimsa olduğu, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası’nın (TKYB) ayni katkı sağladığı, içeriği İO Çevre Çözümleri’nin Kurucu Ortağı Prof. Dr. Erdem Görgün tarafından oluşturulan rehber, 12 Haziran’da İTÜ, Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleşen etkinlikle tanıtıldı.

SKD Türkiye, geçtiğimiz yıl meydana gelen 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin ardından, sürdürülebilirlik çalışmaları kapsamında ‘Sürdürülebilir Sanayi ve Döngüsel Ekonomi’ odak alanı altında, Yıkıntı Atıklarının Yönetimi ve Geri Kazanımı Alt Çalışma Grubu’nu kurdu. SKD Türkiye’nin inşaat, çimento, gıda, su arıtma sektörlerinden üyelerinin yer aldığı çalışma grubunun başlattığı Kentsel Dönüşüm, Deprem ve Olası Diğer Afetler Sonucunda Oluşan Yıkıntı Atıklarının Yönetimi Projesi, bu yıl tamamlandı.

Projede, 6 Şubat depremlerinden etkilenen 13 ilde yaklaşık 200 milyon ton yıkıntı atığının yönetilmesi sorunu ile karşı karşıya kalınmasından yola çıkılarak; deprem ve olası diğer afetler ile kentsel dönüşüm sonucunda ortaya çıkan yıkıntı atıklarına ilişkin kapsamlı bir yönetim planına ihtiyaç duyulduğu ortaya koyuldu. SKD Türkiye’nin bu ihtiyaca yanıt verme hedefiyle hazırladığı rehber, yıkıntı atığı sonucu oluşabilecek sağlık, çevre ve güvenlik risklerine odaklanan önemli bir yol haritası sunuyor. Proje kapsamında Türkiye’de il bazında kentsel dönüşüm sonucunda oluşması beklenen atık miktarı hesaplandı. Şehirlerde mevcut olan yıkıntı atığı yönetim altyapıları tespit edilirken, hangi şehirde geri dönüşüm tesisleri kurulmasına ihtiyaç olduğu ve olası bir afet durumunda bu tesislerin sağlayacağı katkıya ilişkin senaryolar geliştirildi. Aynı zamanda bilimsel yayınlarda, literatürde bu alanda mevcut en iyi tekniklerin neler olduğu da araştırılarak, rehberde yer verildi.

Rehberin lansman toplantısının açılış konuşmalarını İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu ve SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ediz Günsel yaptı. Program, İO Çevre Kurucu Ortağı Prof. Dr. Erdem Görgün’ün yıkıntı atıkları proje bulgularını paylaşması ile devam etti. Ardından, konuk konuşmacı olarak programda yer alan Marmara Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Dr. M. Cemil Arslan kıymetli değerlendirmelerde bulundu. Toplantının ikinci bölümüne ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden konuk konuşmacı olarak katılım sağlayan Deprem ve Zemin İnceleme Şube Müdürü Kemal Duran’ın önemli açıklamaları oldu. Etkinlik, moderasyonunu Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdür Yardımcısı ve Sürdürülebilirlik Etki Lideri Seçil Yıldız’ın yaptığı iyi uygulamalar paneli ile sona erdi.

Panelde, projenin ana sponsorlarından Akçansa Hazır Beton, Agrega Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı İlker Koç, IC İçtaş İnşaat Genel Müdür Yardımcısı İsmail Uyar ve proje destek sponsoru Çimsa Hazır Beton ve Agrega Satış Grup Müdürü Ali Ergölen kurumlarına dair iyi uygulamaları aktardılar.

SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ediz Günsel, rehberin Türkiye’de inşaat sektörünün döngüselliğinin artırılmasına ve yıkıntı atıkların yönetimiyle ilgili olan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı desteklemesine önemli bir katkıda bulunacağına inandıklarını belirterek, şöyle konuştu:

“6 Şubat depremlerinin ardından oluşan enkaz miktarı, dünya çapında meydana gelen depremler arasında bugüne kadar oluşmuş en vahim senaryo olmasının yanı sıra, tüm Türkiye’de neredeyse onlarca yılda oluşacak yıkıntı atığı miktarına denk geliyor. Bu atığın doğru yönetilmemesi uzun yıllar sürecek çevre kirliliği, halk sağlığı sorunları ve ekonomik kayıpları beraberinde getiriyor. Yaşanan bu felaket, ülkemizde atıkların yönetilmesi, afet öncesinde ve sonrasında yapılması gerekenlerin belirlenmesi, afetlere dayanıklı ve hazırlıklı olunması için kapsamlı bir yönetim planına ihtiyaç duyulduğunu ortaya koydu. Gelişmiş ülkelerde iyi yönetişim, taraflar arası birlikte çalışma, seçici yıkım ve söküm, afet esnasında enkaz oluşmasının önüne geçecek bina güçlendirme gibi pek çok çalışmayla, inşaat sektörünün döngüselliği her geçen gün iyileştiriliyor. Türkiye gibi deprem coğrafyasında olan bir ülkede bu uygulamaların yapılabilmesi için politikaların geliştirilmesi, yönetişimin sağlanması ve teknik altyapının oluşturulmasına ihtiyaç duyuluyor. SKD Türkiye olarak tam da bu ihtiyaçların karşılanmasına katkıda bulunmasını umduğumuz rehberimizin, ekosistemde yer alan tüm paydaşlarımızı harekete geçirmesini ve yol göstermesini diliyoruz.”

İO Çevre Kurucu Ortağı Prof. Dr. Erdem Görgün ise yaptığı konuşmada “Geçtiğimiz yıl meydana gelen ve hepimizi derinden etkileyen Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen 13 il, yaklaşık 200 milyon ton yıkıntı atığını (enkaz) yönetme sorunu ile karşı karşıya kaldı. Bu miktar, dünyada bugüne kadar afetler sonucunda oluşmuş en yüksek enkaz miktarı olarak kayıtlara geçti. Yaşanan bu felaket, ülkemizde atıkların yönetilmesi, afet öncesinde ve sonrasında yapılması gerekenlerin belirlenmesi, afetlere dayanıklı ve hazırlıklı olunması için kapsamlı bir yönetim planına ihtiyaç duyulduğunu ortaya koydu. Sürdürülebilirlik konularında çok önemli projeler üreten ve büyük bir boşluğu dolduran SKD Türkiye, bu ihtiyaca cevap vermek amacıyla İO Çözümleri ile işbirliği yaparak önemli bir projeyi gerçekleştirdi. SKD Türkiye üyelerinden Akçansa ve IC İçtaş İnşaat ana sponsor; Çimsa ve Kalkınma Yatırım Bankası destek sponsoru olarak projeye hayat verdiler. İO Çevre Çözümleri olarak, yıkıntı atıklarının yönetimini bütüncül bir bakış açısı ile değerlendirdiğimiz rehberin hazırlanmasına katkıda bulunduk. Bu rehberin, tüm paydaşlarımızı harekete geçirerek, ülkemizde atık yönetimi ve afetlere hazırlık konusunda bir farkındalık yaratmasını umuyoruz.” dedi.

Kentsel Dönüşüm, Deprem ve Olası Diğer Afetler Sonucunda Oluşacak Yıkıntı Atıklarının Yönetimi Rehberi’ne ulaşmak için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.

Türkiye’nin dijital organize sanayi bölgesinden WIN EURASIA çıkarması

Türkiye’nin sektör odaklı dijital organize sanayi bölgesi sanayiplatformu.com fark yaratan hizmetleriyle, bölgenin ve sektörünün en büyük uluslararası sanayi etkinliği olan WIN EURASIA Fuarı’na katıldı. ‘Endüstri Gelecekle Buluşuyor’ ana temasıyla İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşen fuarda, dijital bir platform olarak Türkiye’den ve dünyadan çok sayıda makine imalatçısı ve tedarikçilerini standında ağırlayan sanayiplatformu.com, fuar boyunca imalatçı ve tedarikçi firmalara sistemin faydalarını anlattı.

Makine imalatı, talaşlı imalat ve diğer işçilikler, malzeme ve hırdavat sektörleri kapsamında organize sanayi bölgesini dijital alana taşıyarak sektörün tüm paydaşları için dijital bir buluşma noktası sağlayan sanayiplatformu.com, devrim yaratan sistemini WIN EURASIA Fuarı’nda anlatarak yeni iş birlikleri için temaslarda bulundu.

Sanayinin yeni buluşma noktasına büyük ilgi

Dijital bir platform olarak, üye firmalarla fuarda yüz yüze görüşmenin çok kıymetli olduğunun altını çizen sanayiplatformu.com Kurucusu Lale Yumrukçal, fuara ilişkin şu açıklamalarda bulundu: “Dünyanın en önemli endüstriyel ticaret fuarı olan bu organizasyonda gerek üye firmalarımız gerekse sektörün önemli temsilcileriyle bir araya gelmek, yeni iş fırsatları için oldukça önemliydi. Birebir yaptığımız görüşmeler hem güven tazelemek hem de iş birliğimizi daha da geliştirmek adına büyük bir fırsat oldu. En önemlisi de bu fuar sayesinde bir kez daha şirketlere, sanayiplatformu.com’un dijital görünürlük ve bilinirlik kazanmak, iş bağlantıları kurmak ve günümüzün rekabetçi ticaret ortamında sürdürülebilir olmak için sağladığı avantajları anlatma imkânı elde ettik. Bizimle çalışmak isteyen birçok firma, standımıza gelerek sistemimize üye oldu, çalışmalarımız hakkında bilgi edindi.”

Satın alma sürecini hızlı ve verimli hale getiriyor

sanayiplatformu.com’un işletmelerin iç ve dış ticaretlerinin geliştirilmesini sağlamak amacıyla kurulan yerli ve milli buluşma alanı olduğunu belirten Lale Yumrukçal; “Verimli satın alım yapmak isteyen imalatçı firmalar ve ticaretlerini büyütmek isteyen tedarikçi firmaları bir araya getiren platformumuz, günlerce organize sanayi bölgesi gezerek ya da aradığı ürün için internette arama motorlarında uzun zaman harcayarak en iyi iş ortağını bulma çabasını ortadan kaldırıyor. Birbiriyle ilişkili olan sanayinin dört ana kolundaki firmaları buluşturduğumuz sanayiplatformu.com, tamamen sektörler özelinde uzman hizmet sunuyor” dedi.

D EXPERT’TEN YENİ ŞUBE AÇILIŞLARI: SAKARYA, AYDIN VE İSTANBUL DUDULLU ŞUBELERİ HİZMETE GİRDİ

Türkiye genelinde ikinci el araç alım ve satımında güvenilir, bağımsız ve profesyonel oto ekspertiz hizmeti sunan D Expert, büyüme stratejisi kapsamında üç yeni şubesini daha hizmete açtı. Sakarya, Aydın ve İstanbul Dudullu’da faaliyete geçen şubeler, D Expert’in müşteri odaklı yaklaşımı ve kaliteli hizmet anlayışıyla araç alım-satım sürecini daha güvenli ve şeffaf hale getirmeyi hedefliyor.

D Expert Genel Müdür Yardımcısı Ozan Ayözger, yeni şubelerin açılışıyla ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu: “D Expert olarak amacımız, ikinci el araç alım satım sürecinde müşterilerimize en güvenilir, bağımsız ve tarafsız oto ekspertiz hizmeti sunmaktır. Sakarya, Aydın ve İstanbul Dudullu’daki yeni şubelerimizle, ülke genelindeki hizmet ağımızı daha da güçlendirdik. Hizmet Yeterlilik Belgesi’ne sahip bayilerimiz, özel donanımlarla sundukları oto ekspertiz raporları sayesinde, ikinci el araçların gerçek durumunu ortaya koyarak alıcı ve satıcıların güven içinde işlem yapmalarını sağlamaktadır.”

Ayözger, araç alırken oto ekspertiz hizmetinin önemine de vurgu yaparak, “İkinci el araba alırken en önemli unsur olan bağımsız ve tarafsız oto ekspertiz hizmeti, hem ikinci el aracın satış fiyatını belirlemede hem de alıcının talip olduğu arabanın mevcut durumunu görebilmesi açısından büyük bir önem taşıyor. D Expert olarak, bu ihtiyaca en doğru şekilde cevap vermek için çalışıyoruz ve yeni şubelerimizle hizmet ağımızı daha da genişletmekten mutluluk duyuyoruz.” dedi.

D Expert, Türkiye genelindeki şubeleri aracılığıyla, müşterilerine profesyonel, güvenilir ve bağımsız ekspertiz hizmeti sunmaya devam ediyor. Sakarya, Aydın ve Dudullu şubeleriyle birlikte, D Expert’in şube sayısı daha da artarken, sektörün ihtiyacı olan tarafsız ve kaliteli hizmetin ulaşılabilir olması hedefi doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor.

Ekonomiyi konuştular

“Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılında Türkiye Ekonomisi” başlıklı panelde konuşan ekonomistler, yapay zekayı etkin bir şekilde kullanıp, teknoloji üretip dışa bağımlılığın azaltılması gerektiği mesajını verdi.

Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) İzmir Şubesi tarafından düzenlenen ‘Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılında Türkiye Ekonomisi Paneli’, İzmir Valiliği İzmir İktisat Kongresi Binası’nda yapıldı.

Moderatörlüğünü Ekonomi eski Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım’ın yaptığı, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Uysal, İzmir Ekonomi Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen, SOCAR Türkiye Petrokimya ve Rafineri İş Birimi Pazarlama Müdürü Dr. Mevlüt Çetinkaya’nın da konuşmacı olduğu panele; İzmir Vergi Dairesi Başkanı Ömer Alanlı, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İzmir Şube Başkanı Nil Kahramanoğlu, İzmir Halıcılar ve Yer Döşemeciler Derneği Başkanı Abdullah Naci Ölçen, EGEKOBİDER Başkanı Yüksel Bilek ile iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin yanı sıra gazeteciler ve öğrenciler katıldı.

BASIN SEKTÖRÜ PAY ALAMIYOR

Panelin açılışında bir konuşma yapan EMD İzmir Şubesi Başkanı Murat Demircan, Türkiye’nin bütçe açığı, cari açık ve dış ticaret açığı verdiği için 8-10 yılda bir ekonomik kriz yaşandığını belirtti. Demircan, “Yüksek enflasyonla mücadelede henüz başarılı olamadık. TÜİK verilerine göre, Türkiye ekonomisi büyümesini sürdürüyor. Fakat bu büyümeden toplumun geniş kesimleri payını alamıyor. Basın sektörü bu büyümeden payını alamadığı gibi sürekli küçülüyor. Türkiye’nin büyümesinden toplumun her kesiminin payını alabildiği bir ekonomik modeli hayata geçirmeliyiz” dedi.

İLİŞKİDE KURGU HATASI VAR

Prof. Dr. Yaşar Uysal ise Türkiye ekonomisinde öncelikli sorunun ülke içi arz ve talep dengesinin uyuşmaması olduğunu anlatarak, bunun sonucunda da istikrarsız büyüme, yüksek işsizlik, yüksek enflasyon, yüksek cari açık gibi sorunların çıktığını aktardı. Devlet ve vatandaş ilişkilerinde kurgu hatası olduğunu belirten Uysal, “Mevcut yönetim sistemi ve anlayışı Türkiye için uygun değil. Ekonomideki sorunlar sadece ekonomik önemlerle çözülecek boyutu aştı. Kurumsal hafıza önemli ölçüde kaybolmuş, kamuda sadakat-liyakat önemini kaybetti. Bilimsel yaklaşım ve eleştirel akıldan uzaklaşma, biat kültürünün daha da kökleşmesi söz konusu. Sorunları çözmek için ahlaklı, akıllı 1000 tane iyi adam lazım” diye konuştu.

BÜTÜNSEL YENİDEN YAPILANMA ŞART

Türkiye’de tek bir sorunun bile çözülmediğini savunan Uysal, ekonominin akıl ve bilimle tekrar yapılanması gerektiğini bunun için de yeni bir eğitim sistemine ihtiyaç olduğunu söyledi. Türkiye’nin üretim değil ‘rant-fırsatlar-kurnazlık’ temelli paylaşım toplumu olduğunu söyleyen Uysal, “Bu çağda bu daha fazla sürdürülemez. Türkiye’de siyasi partiler, üniversiteler, sanatçılar, medya ve burjuvazi maalesef toplumu çekemiyor. Çünkü özgürlükler, demokrasi, hukuk ve insan hakları boyutlarında ciddi sorun var. Ekonomide bütünsel yeniden yapılanma gerekiyor. Yeni bir kalkınma modeli geliştirip vergi ve harcama reformu sağlanmalı. Kayıtdışı ekonomiyle gerçekten mücadele edilirken entegre eğitim-üretim stratejisi oluşturmalıyız. Devletin yeniden tanımlanması ve adil bölüşüm stratejisi, yurttaşlık bilinci eğitim seferberliği yapılmalı” ifadelerini kullandı

ŞARJI AZ OLAN BORÇ ÖDEMİYOR

Türkiye’nin ‘döngüsel ekonomi modeline’ geçmesi gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen de yatırımların artık anlık hale geldiğini belirtti. Cep telefonuyla her türlü yatırımın yapıldığını anlatan Küçüközmen, sözlerine şöyle devam etti: “Avrupa Birliği, ‘dijital ürün pasaportu’ çıkarma hazırlığında. Bir süre sonra bu pasaportunuz yoksa ürün satamaz hale geleceksiniz. Bizim de buna uyum sağlamamız gerek. Kredi borcu ödeyemeyenlere yönelik yapılan bir araştırmada telefonunun şarjı yüzde 30’un altında olanlardan yüzde 60’ının kredi borçlarını ödemediği yapay zeka tarafından belirlenmiş. Yani artık yapay zeka 5 bin veriyi değerlendirip size sonuç verebiliyor. Biz de yapay zekaya yatırım yapmalıyız.”

İNŞAAT VE TEKSTİL UYARISI

Dünya genelinde talep daralması yaşandığını kaydeden Dr. Mevlüt Çetinkaya, nüfusun yaşlandıkça harcamalarını da azaltlığını aktardı. Türk sanayisinin ithal girdi bağımlılığının yüksek olduğunu söyleyen Çetinkaya, “Özellikle kağıt ve kağıt ürünleri, kimyasal ürünler, kauçuk ve plastik, makine ve ekipmanlar, otomotiv gibi alanlarda bağımlılık üst düzeyde. Ne yazık ki ülkemizin ihracatı, yaptığı ithalata bağlı” dedi. 2024 yılında 5 aylık dönemde konkordato başvuru sayısının geçtiğimiz yılın toplamına yaklaştığına dikkat çeken Çetinkaya, geçtiğimiz yıl toplam bin 516 firmanın konkordato, iflas, geçici ve kesin mühlet gibi süreçleri başlattığını, bu yılın ilk 5 ayında ise bu sayının bin 26’yı bulduğunu vurguladı. Çetinkaya, en riskli sektörlerin ise inşaat ve tekstil olduğunu paylaştı.

Türkiye’nin Dijital Çağ Atlayışı: İnternet Kullanımı Zirveye Tırmanıyor!

Türkiye’de internet kullanımı hız kesmeden artıyor. 2024 yılının ilk çeyreğinde internet penetrasyonu %86,5’e ulaşarak yeni bir rekor kırdı. Sirkhet Danışmanlık Kurucusu Efecan Başöz, bu büyümenin önemini ve çevrimdışı kalanların sayısındaki düşüşü değerlendirdi.

İnternet Kullanıcılarının Sayısı 74 Milyonu Geçti!

2024’ün ilk çeyreğinde, internet kullanıcılarının sayısı 74,41 milyonu aşarak büyük bir kilometre taşına ulaştı. Ocak 2023 ile Ocak 2024 arasında 390 bin yeni internet kullanıcısı kaydedildi. Bu artış, Türkiye’nin dijital geleceği için umut verici bir gelişme.

Sirkhet Danışmanlık Kurucusu Efecan Başöz, “İnternetin günlük yaşamımızdaki rolü her geçen gün artıyor. Bu sadece bireysel kullanıcılar için değil, iş dünyası ve kamu hizmetleri için de büyük fırsatlar sunuyor,” diyor.

Türkiye’de Hala 11,63 Milyon Kişi İnternetsiz

Ancak, hala önemli bir kitle internetten mahrum durumda. 2024 yılının başında Türkiye’de 11,63 milyon kişi internet kullanmıyordu, bu da nüfusun %13,5’ine denk geliyor. Başöz, bu durumu değişmekte olan bir tablo olarak değerlendiriyor: “Çevrimdışı kalanların sayısındaki azalma, dijital uçurumu kapatma yolunda önemli bir adım. Ancak, bu alanda daha fazla çaba göstermeliyiz.”

Dijital Okuryazarlık ve Altyapı Yatırımları: Türkiye’nin Geleceği

Türkiye’nin dijital dönüşümü hızla devam ediyor ve herkesin eşit faydalanabileceği bir dijital ekosistem oluşturulması hedefleniyor. Altyapı yatırımlarının yanı sıra dijital okuryazarlık seviyesinin artırılması da büyük önem taşıyor. Başöz, “Dijital okuryazarlık, dijital dönüşümün kalıcı ve sürdürülebilir olması için kritik. Bu alanda yapılacak yatırımlar, ülkemizin dijital geleceği için temel oluşturacak,” diye ekliyor.

Dijital Dönüşümle Gelen Küresel Rekabet Gücü

Türkiye’nin dijital geleceği için atılan adımlar, küresel arenadaki rekabet gücünü artırırken, vatandaşların da hayatlarını kolaylaştırıyor. Dijital dönüşüm, Türkiye’nin ileriye dönük hedeflerine ulaşmasında kilit bir rol oynuyor ve bu süreçte herkesin katılımı büyük önem taşıyor.

Bu gelişmeler, Türkiye’nin sadece bugünü değil, yarını da şekillendiren stratejik adımlar olarak öne çıkıyor. Dijital dünya, Türkiye’nin kapılarını daha da geniş açıyor!

Liseli gençler “Bilim Gençlerle Kazanacak “Projesi kapsamında Pfizer Türkiye ofisini ziyaret etti
Bilim Kahramanları Derneği’nin öncülüğünde, Pfizer Türkiye’nin katkıları ile 2021 yılından bu yana gençlere eğitim ve kariyer yolculuklarında çeşitli bilim dalları ile ilham vermeyi amaçlayan “Bilim Gençlerle Kazanacak” Projesi, 7 Haziran Cuma günü Pfizer ofisinde gerçekleşerek lise öğrencilerini eğitim ve bilimle buluşturdu.
Bilim Kahramanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sıddıka Semahat Demir’in açılış konuşması ile başlayan etkinlik, Pfizer Türkiye Medikal Direktörü Dr. Kemal Kendir’in “Pfizer’de Bilim ve İlaç Keşfi” ve Pfizer Türkiye ve MERA Bölgesi (Ortadoğu, Rusya ve Afrika) Çalışan Deneyimi Kıdemli Direktörü Seda Tamur Oğralı’nın “Pfizer’de Kariyer ve Çalışma Ortamı” başlıklı eğitici sunumlarıyla devam etti. Sunumların ardından liseli gençlerin katılımıyla Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ve BAU STEM Direktörü Doç. Dr. Defne Yabaş’ın rehberliğinde “Çileğin DNA’sını Çıkaralım” başlıklı bilim atölyesi gerçekleştirildi.
Bu deney ile öğrencilere DNA’nın keşfinden başlayarak modern bilimdeki rolüne kadar geniş bir perspektif sunuldu. Genetik mühendislik ve biyoteknoloji, tarımda daha dayanıklı ve verimli bitki türleri geliştirilmesine, sağlık alanında genetik hastalıkların tedavisine ve çevre koruma çalışmalarına kadar çeşitli alanlarda Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma için Küresel Amaçlara olan katkılar da ele alındı.
14-18 yaş aralığındaki lise öğrencilerinin katılımıyla Pfizer Türkiye ofisinde düzenlenen etkinlik sonrasında gençlere katılım ve teşekkür belgesi verildi.
Bilim Kahramanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sıddıka Semahat Demir etkinlikle ilgili şunları söyledi: “Bilim, farklı dallarıyla insanın, yaşamın ve gezegenin daha iyi olma çabasına katkı sunar. Bu anlamda Bilim Kahramanları Derneği olarak kuruluşumuzdan bu yana geleceği şekillendirme gücüne sahip gençlerin bilimle buluşmasına ve dünyayı olduğundan daha iyi hale getirmek için emek vermesine ilham olma amacıyla çalışıyoruz. Gençleri bilim insanları ile bir araya getirme gayesiyle hayata geçirilen Bilim Gençlerle Kazanacak projesinin bu ilhamın nesiller arasında yayılmasını sağlayacağını düşünüyoruz. 2021 yılından bu yana iş birliği içerisinde olduğumuz çok değerli paydaşımız Pfizer Türkiye ile başlattığımız projemizin etkinliklerinden birinin bugün Pfizer ofisinde gerçekleşmiş olmasından ve liseli gençlerimizin eğitimler ve etkinlikler kapsamında Pfizerliler ile buluşmasından büyük mutluluk duyuyorum. Değerli ev sahipliği için Pfizer Türkiye’ye teşekkür ediyorum.”
Pfizer Türkiye Medikal Direktörü Dr. Kemal Kendir: “Pfizer bu yıl 175. yılını gururla kutluyor. Dünyada 175 yıldır, Türkiye’de ise 67 yıldır bilim kazanacak anlayışıyla, bilimi ve global kaynaklarımızı insanların yaşamlarında olumlu etki yaratma amacıyla, hastaların hayatını değiştiren çığır açan yenilikler üretiyoruz. Bilim Kahramanları Derneği’nin ‘gençlerin bilimle buluşmasına ve dünyayı olduğundan daha iyi hale getirmek için emek vermesine ilham olma amacı’ sayesinde Dernek ile 2021’den bu yana ‘Bilim Gençlerle Kazanacak’ projesini gerçekleştiriyoruz. Projemiz kapsamında Pfizer’de bilime bakış açımızı yaklaşık 30 liseli genç arkadaşımız ile çeşitli etkinlikler kapsamında paylaşarak tüm günü beraber geçirme fırsatı elde ettik.” dedi.
Pfizer Türkiye ve MERA Bölgesi (Ortadoğu, Rusya ve Afrika) Çalışan Deneyimi Kıdemli Direktörü Seda Tamur Oğralı: “Gençlere kariyer yolculuklarında farklı bilim alanları ile ilham vermeyi amaçlayan sosyal sorumluluk projemiz kapsamında lise öğrencileri ile ofisimizde bir araya geldik. Pfizer’de kariyer ve çalışma ortamı başlıklı sunumlarımız ile gençlere esnek ve keyifli çalışma ortamımızdan, lider yetiştiren kültürümüzden ve uluslararası kariyer fırsatlarımızdan bahsettik. Sunumların ardından düzenlediğimiz bilim atölyesi ile öğrencilerimizle keyifli vakit geçirdikten sonra günümüzü hazine avı aktivitesiyle sonlandırdık. Bilim Kahramanları Derneği ile önümüzdeki yıllarda daha da fazla gence ulaşarak onlara bilim ve kariyer konularında ilham olmayı umuyoruz” ifadelerini kullandı.

Uyumsoft, dijital çağda finans ve muhasebe yönetimini masaya yatırdı

Türkiye’nin inovasyon lideri Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri A.Ş. Müşteri İlişkileri Direktörlüğü’nün ev sahipliğinde, “DIVISIONARY, Dijital Çağda Finans ve Muhasebe Yönetimi” zirvesi, 6 Haziran 2024 Perşembe günü Sofitel İstanbul Taksim’de düzenlendi.

Düzenlenen DIVISIONARY Zirvesine, Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri A.Ş. Kurumsal Hizmetler Genel Müdürü Özkan Metin, Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri A.Ş. Müşteri İlişkileri Direktörü Abdullah Murat, Uyumsoft Kurumsal İş Sistemleri A.Ş. Bulut Hizmetleri Genel Müdürü Arif Erhun Öçal, Uyumsoft yöneticileri ve müşterilerinin finans / muhasebe departmanı yöneticileri katıldı.

Açılış konuşmasını yapan Uyumsoft yöneticileri, düzenlenen organizasyon sırasında Enflasyon düzeltmesi 2024, e-Denetmen uygulaması, uçtan uca dijital dönüşüm süreci ve Uyumsoft’un yapmış olduğu çalışmalar hakkında bilgiler vereceğini açıkladılar.

Zirvede; YMM, Vergi Denetim Kurul Başkan Yardımcısı Ferit Taş, “Vergi İncelemesi, İzaha Davet ve Bilgi İsteme Süreç Yönetimi” ve “Enflasyon Düzeltmesi 2024 Etkileri” konularında bilgiler aktardı. Uyumsoft Satış Yöneticisi Ozan Göç, “e-Denetmen Uygulaması” hakkında bilgiler verdi. Uyumsoft ERP Ürün Tasarım Yöneticisi Sevtap Turancı ve Uyumsoft Destek ve Raporlama Yöneticisi Fazlı Akça, “LioX ERP’de Enflasyon Muhasebesi” konularını anlattı

Edenred Romanya’nın yeni Genel Müdürü Görkem Oran oldu

Edenred Türkiye’de Satış ve Üye İlişkileri, Ödeme Sistemleri Direktörü olarak görev yapan Görkem Oran, Edenred Romanya’ya Genel Müdür olarak atandı. Bu atamayla Türkiye’den küresel ağa son 5 yılda yedinci transfer gerçekleşmiş oldu.

Yemek kartı uygulamasının kurucusu ve öncüsü olan Edenred, 46 ülkede yaklaşık 1 milyon kurumsal müşterisinin 60 milyondan fazla kullanıcısını, üyesi olan 2 milyon işletme ile buluşturan, öğle yemeği ve kurumsal hediye kartından akaryakıt çözümlerine kadar, yan haklarla ilgili birçok alanda işverenin hayatını kolaylaştıran lider bir dijital platform. Edenred Türkiye ise 32 yıl önce öncülük ettiği ülkemizdeki yemek kartı sektöründe lider konumda.

Başarılı çalışmalarıyla adından söz ettiren, çalışanlarına kariyerlerinde hem yurt dışında hem de Türkiye’de sorumluluk alabilecekleri fırsatlar sunan Edenred Türkiye, bu kez de Romanya’ya genel müdür transfer etti. Son 5 yılda yedinci kez global transferi yapılan isim Edenred Türkiye’nin Satış ve Üye İlişkileri, Ödeme Sistemleri Direktörü Görkem Oran oldu. Edenred Romanya & Benefit Systems Genel Müdürü olarak atanan Oran, Türkiye’de edindiği bilgi ve deneyimini Romanya’da kullanacak. Oran, Edenred Çalışan Bağlılığı ve Yan Haklar EMEHA Direktörü Dana Sintejudean’a bağlı olarak görevini sürdürecek.

Global HR Summit 2024 “Değişimi Yönetmekte Öncü Ol” Temasıyla Büyük Bir Başarıyla Gerçekleşti

Dünyanın önde gelen toplantı ve etkinlik şirketi KREA M.I.C.E. ’ın kurucusu olduğu, İnsan ve Kültür Yönetimi’nin en kritik konularının detaylı olarak işlendiği Global HR Summit 2024 muhteşem bir başarı ile sona erdi. İki gün boyunca devam eden fiziki oturumlarda dünyaca ünlü konuşmacılar, konferans, panel, eğitim programları ve masterclasslarla eşsiz bir deneyim sundu. Ayrıca, 5-6-7-8 Haziran’da birbirinden özel içerikler Zirve’nin online platformundan tüm dünyadaki katılımcılar tarafından beğeni ile izlendi.
Global HR Summit 2024’ün “Onur Konuşmacısı”; geçtiğimiz yıl olduğu gibi, İnsan Kaynakları dünyasının duayen ismi, ünlü yönetim gurusu, İnsan Kaynakları alanında en etkili isimlerden biri, Michigan Üniversitesi Profesörü, RBL Grup Kurucu Ortağı, kuramları ve kitaplarıyla “İnsan Kaynaklarının Babası” kabul edilen Dave Ulrich oldu. Ulrich konuşmasında, zorlu dönemlerde insan kaynaklarının gücünden bahsederek “Dünyadaki dinamik değişikliklere cevap vermek için sürdürülebilir bir dönüşüm nasıl sağlayabiliriz?” sorusu üzerinden teknoloji, yapay zeka, mega trendler, dönüşüm ve işin geleceği konusu üzerinde durdu. “Bugünün dünyasında, işi değiştiren dönüşümleri ve çevikliği nasıl inşa edebiliriz?”, “Değer yaratmak için dönüşümü nasıl sağlayabiliriz?” becerileri hakkında açıklamalar yaptı. Ulrich ayrıca, insan kapasitesinin ve çevikliğin öneminden de bahsederek sürdürülebilir dönüşümün nasıl olacağını anlattı.
Seda Mızraklı Ferik: “Değişimi Yönetmekte Öncü Ol!”
Global HR Summit’in kurucusu ve KREA M.I.C.E. Yönetim Kurulu Başkanı Seda Mızraklı Ferik, Global HR Summit 2024 ’ü düzenlerken süzülmüş bilgiye, tecrübeye ve farklı bakış açılarına olan ihtiyaçtan yola çıktıklarını ifade ederek İnsan Kaynakları sektörünün İstanbul’daki en büyük global buluşması olan zirvede, bu seneki gündemi “Lead Change” – “Değişimi Yönetmekte Öncü Ol!” olarak belirlediklerini söyledi. Ferik, “Bu sene zirveye katılan liderlerin önderliğinde; şirketlerdeki değişimleri ve dönüşümleri irdelerken yapay zeka teknolojisi gibi fark yaratan teknolojilerin, fark yaratan projelerdeki olumlu etkilerini, güncel vaka analizleri ve örneklerle inceledik. Vizyoner bir lider olabilmenin yöntemlerini konuştuk. İçeriklerimiz içerisinde bu sene “Psikolojik İyi Oluş”, “Fonsiyonel Sağlık” ve “Kurumsal Well-Being” gibi pek çok önemli konuya da yer verdik” dedi.
Gerçekleştirdikleri zirvelerde sosyal sorumluluk bakış açısıyla her yıl farklı bir derneği ağırladıklarını belirten Mızraklı Ferik, bu sene Make a Wish Türkiye Derneği’yle gerçekleştirdikleri iş birliğiyle “Hayati tehlike taşıyan bir hastalıkla mücadele eden çocuklar”ın kalplerinde yaşattıkları dileklerin gerçekleşmesine öncü olmaya çalıştıklarını da sözlerine ekledi.
125’in Üzerinde Lider Konuşmacı, 100 Oturumda Vizyon ve Tecrübelerini Paylaştı
Global HR Summit 2024, Thinkers 50 Üyesi, dünyaca ünlü düşünce önderi, Vizyoner Liderliğin Da Vinci’si olarak tanımlanan konuşmacı, yazar, Dr. Oleg Konovalov ’un yanısıra HR ve İş Gücü İnovasyonu alanında dünya ünlü stratejist Andrew Spence, İnsan Kaynakları ve Yetenek Keşfi Analist Mervyn Dinnen, Esas Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Emine Sabancı Kamışlı, Yazar, Besteci, Akademisyen ve Neyzen Hakan Mengüç gibi pek çok değerli konuşmacıyı zirvede buluşturdu.
Emine Sabancı Kamışlı, “İş başvurusunda isim ve fotoğraf olmasın”
Global HR Summit 2024’ün ikinci gününde; Esas Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Emine Sabancı Kamışlı, “Duayenden Dinle” başlıklı söyleşide, Seda Mızraklı Ferik ’in “Geçmişe gittiğimizde, aileniz sizi yetiştirirken başarı odaklı çalışmanızda hangi unsurlar sizi şekillendirdi?” sorusu üzerine çocukluk döneminde ailesinin özgüven aşılandığını, saygı ortamı olduğunu ve demokrasiyi küçük yaşta öğrendiğini belirtti. “Eğitimli genç işsizlere” odaklanan Sabancı Kamışlı, ESAS Sosyal ile genç nüfusu eğittiklerini, onlara umut verdiklerini ve işe ulaşmalarında önemli bir rol oynadıklarını anlattı. Emine Sabancı Kamışlı, son olarak “Hepimizin gelecek kaygısı var. Bu sebeple ileriye iyi hazırlanmamız lazım. Ekonomiyi elinde tutan şirketlerin en önemli yönetim takımlarından biri İnsan Kaynakları departmanı. Ancak İnsan Kaynakları olarak lütfen “Üniversiteyi tanımıyorum” diye başvuruları elemeyin. Hatta şöyle bir dünya hayal ediyorum; iş başvurusunda üniversite adı, isim ve fotoğraf olmasın. Çeşitliliğin ve kapsayıcılığın, geleceğin takımını yaratmakta çok önemli olduğuna inanıyorum” dedi.
Global HR Summit’den duayene “Üstün Başarı Ödülü”
Global HR Summit’in bu seneki “Üstün Başarı Ödülü”; ilham verici liderlik yetenekleri, çeşitlilik ve kapsayıcılık içeren insan kaynağı odaklı toplumsal sorumluluk platformu ESAS Sosyal ile iş dünyasının ötesinde, topluma ve genç nesillere ilham veren Esas Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Emine Sabancı Kamışlı ’ya verildi. Bu özel ödül, kendisine Zirve Başkanı Seda Mızraklı Ferik tarafından Global HR Summit sahnesinde takdim edildi.
Global HR Summit 2024’ün fiziki oturumlarının kapanış bölümünde; Yazar, Besteci, Akademisyen ve Neyzen Hakan Mengüç, konuşmasına “Sen yola çık, yol sana görünür” diyerek başladı. Mengüç, “Bir şey hakkında çok düşünmek eylem ateşini söndürür. Düşünme, planlama, kontrolcülüğü biraz kenara bırak. Sen yola çık, yolun sana getirdikleriyle yüzleş. Hayat biz planlar yaparken başımıza gelenlerdir” dedi.
Uluslararası arenada başarılarıyla adından sıklıkla söz ettiren liderlerin konuşmacı olarak yer aldığı Global HR Summit 2024’in ilk gününde, “Değişimi Yönetmekte Öncü Ol!” ana teması altında; “Zorlu zamanlarda HR’ın gücü: Çevikliği ve dönüşümü yönetmek”, “Vizyoner liderlik – yarının liderlerini yetiştirmek”, “Yeni dünya, yeni liderlik, yeni yetenek”, “İşin ve HR’ın geleceğine yön verecek 5 küresel mega trend”, “Yapay zeka çağında başarılı bir dönüşüm için insan olmanın önemi”, “İz bırakan liderlik: Değişimi yaratmak ve yönetmek”, “Dönüşen iş dünyasında yan haklar: Yeni beklentilere yeni yaklaşımlar”, “Değişimi yönetmede takımların dönüştürücü gücü”, “Çalışan bağlılığında sürdürülebilirlik kültürü yaratmanın önemi”, “Sosyotelizm”, gibi birçok kilit konu başlığının yanı sıra liderlikle ilgili birbirinden özel konferans ve eğitim programlarına da yer verildi.
İkinci gün ise “Yetenek kazanımında mükemmeliyet”, “Dijital gelecek”, İnsan merkezli değişim ve çalışan ağlarının rolü”, “Liderlerimizi nasıl dönüştürebiliriz?”, “Kapsayıcılık ve çeşitlilikte iyi niyet yeterli mi?”, “Çalışan bağlılığı, kurum kültürü ve işveren markası”, “HR ve yapay zeka”, “İnancın Gücü”, “Çoklu kriz çağında dayanıklılık: Kırılgan gruplar ve kesişimsellik”, “Şirketlerde fonksiyonel sağlık bilinci geliştirmede ve yaygınlaştırmada insan kaynakları departmanları neler yapabilir?” ve “Kurumsal Wellbeing” konularına değinildiği gibi yine liderlikle ilgili birbirinden özel konferans ve eğitim programları gerçekleşti.
Global HR Summit’in 3D Virtual Reality Teknolojisiyle Hazırlanan Benzersiz Online Platformun Yayınları Zirve Katılımcıları için Ömür Boyu Devam Ediyor
Global HR Summit 2024’ün tüm kayıtlı katılımcıları, zirvede yer almayan online içeriklere “ömür boyu erişim” hakkına da sahip oldu. 3D Virtual Reality Teknolojisi’yle özel olarak hazırlanan içerikler, 5- 6- 7- 8 Haziran ’da zirvenin fiziki oturumlarına ilave birbirinden özel ek kırk oturumla izleyicileriyle buluştu. Bu oturumları Zirve katılımcıları dünyanın her yerinden ömür boyu izlemeye devam edebilecek.
Global HR Summit’in beşincisinin, 15-16 Nisan 2025 ‘te İstanbul’da fiziki olarak düzenleneceği bildirildi. Zirve’nin fiziki oturumları haricinde 15-16-17-18 Nisan 2025 tarihlerinde tüm dünyadan katılımcıların izleyebileceği online oturumlar da gerçekleşecek. Global HR Summit 2025’de 125’in üzerinde konuşmacı ve 100 oturum yapılacak.

Başak Zerman, Adjust Ortadoğu, Türkiye ve Afrika Satış Direktörü

Yapay zeka, küresel mobil uygulama endüstrisini derinden değiştiriyor, inovasyonu hızlandırıyor ve uygulamalardaki işlevsellikle birlikte kullanıcı etkileşimini zenginleştiriyor.

Türkiye’nin mobil uygulama pazarı oldukça hızlı bir şekilde büyüyor. Son verilere baktığımızda tüketici harcamalarının bir önceki yıl 690 milyon dolar seviyesindeyken, bu rakamın 2023’te 910 milyon dolara yükseldğini görüyoruz.

Bu büyümenin arkasında ülkenin gelişen mobil altyapısı ve sayıları gün geçtikçe artan akıllı telefon kullanıcıları yatıyor. Bu da uygulama indirmelerinde ve kullanımında önemli bir artışla sonuçlanıyor.

Kısa bir süre önce yayınladığımız raporda yer aldığı gibi, Türkiye’de mobil internetin kullanım oranı 2023 yılında yaklaşık %82’ye ulaştı ve toplam uygulama indirme sayısı 2022’de 3,73 milyar iken 2023’te 3,93 milyara yükseldi. Kullanıcıların cihazlarında ortalama 4,45 saat geçirmeleriyle birlikte mobil uygulamaların günlük kullanımında da önemli bir artış yaşandı.

Bu raporda dikkate değer bir nokta, yapay zekanın (AI) yarattığı etki ve uygulamalarda kullanımı oldu. Yapay zeka, küresel mobil uygulama endüstrisini derinden değiştiriyor, inovasyonu hızlandırıyor ve uygulamalardaki işlevsellikle birlikte kullanıcı etkileşimini zenginleştiriyor. Yapay zeka ile desteklenen sesli asistanlar, gerçek zamanlı avatarlar ve gerçek zamanlı çeviri gibi araçlar, kullanıcı davranışlarına ve tercihlerine bağlı olarak son derece kişiselleştirilmiş içerik ve öneriler sunarak kullanıcı deneyimini (UX) zenginleştiriyor.

2022’de 2,5 milyar dolarlık çok büyük bir ciro elde eden küresel AI endüstrisinin bu rakamı 2028’de %1440 artışla 38,5 milyar dolara yükseltmesi bekleniyor. Ayrıca uygulama adlarında “AI” teriminin kullanımı, 2020’den bu yana uygulama mağazalarında %1033 arttı ve bu da sektörün hızla büyüdüğünün bir göstergesi.

Yapay zeka uygulamalarının artan popülaritesine iyi bir örnek olarak ChatGPT gibi jeneratif yapay zeka platformları gösterilebilir.

Microsoft’un Bing arama motoru uygulaması, ChatGPT’yi entegre ettikten sonra 2023’teki indirmelerde yıllık bazda %1500’lük bir artış yakaladı. Ally Bank ve Microsoft Edge gibi uygulamalar da AI entegrasyonları ile indirmelerde önemli artış gördü. Ancak bu artış, yapay zeka destekli uygulamaların indirme sayılarında genel olarak yaşanmadı. Snapchat ve Slack gibi platformların rakamlarında düşüş görülürken, bu trend pazardaki oldukça zorlu rekabetin yanı sıra kullanımı kolay ve etkili yapay zeka entegrasyonunun öneminin altını çiziyor.

Türkiye’deki yapay zeka alanındaki gelişmeler mobil uygulamaların ötesine geçiyor. Güçlü bir teknolojik altyapı, devlet desteği ve girişimcilik ekosistemi ile Türkiye, sağlık, finans ve diğer sektörlerde yapay zekanın geliştirilmesinde önemli adımlar atıyor. Feraset Yazılım gibi Türk şirketleri yapay zeka ve makine öğrenimi alanında inovasyonlar yapmaya devam ederken Türkiye, bu teknolojinin geniş büyüme potansiyelinden yararlanmaya hazırlanıyor ve kendini küresel yapay zeka alanında yükselen bir lider olarak konumlandırıyor.

Türkiye pazarındaki rekabet gün geçtikçe daha zorlu bir hale gelirken, kullanıcı davranışını ve beklentilerini anlamak, artımlılık, medya karması modellemesi ve tahmine dayalı analitik gibi yeni nesil teknolojilerin potansiyelinden yararlanırken aynı zamanda hızlı ve veri odaklı kararlar almak başarı için kritik bir önem taşıyor.

Tüm bu unsurlar etkili kullanıcı davranışı analizinin yanı sıra hedef kitlelere dair ayrıntılı içgörüler sağlamak için birden fazla veri kaynağını bir araya getirebilen gelişmiş analitik araçlarının kullanımını gerektiriyor.

Bu araçlar, mobilden CTV’ye, PC’ye, konsola, web’e ve hatta daha da ötesine kadar birçok kanalda etkili kampanya ölçümlemesi yapmanızı sağlıyor ve başarı odaklı büyüme pazarlamacıları için kritik önem taşıyan doğru bütçe ayrımına yardımcı oluyor.

Ülkelere odaklanan mobil uygulama trendleri serimizin ikinci bölümünde, Türkiye’deki uygulama kullanımı düzenlerini mercek altına alıyoruz. Oyun, finans/fintech ve alışveriş/e-ticaret gibi önemli sektörleri incelemenin yanı sıra uygulama pazarlamacılarına ve geliştiricilerine Türkiye’nin gün geçtikçe büyüyen mobil pazarında kullanabilecekleri stratejiler ve başarıya ulaşmalarında yardımcı olacak önemli karşılaştırmalar sunuyoruz.

Türkiye’nin mobil ekosistemi, inovasyon ve büyümenin merkezi konumunda. Geniş fırsatlara sahip olan Türkiye pazarında başarının anahtarı, hızlı ve veriye dayalı kararlar almayı sağlayan yeni nesil analitiğin gücünden yararlanmaktan, yapay zeka teknolojileri ile kullanıcı deneyimini kişiselleştirmekten ve etkileşimi artırmaktan geçiyor.

“Bugünlere Yalıtım, Sürdürülebilir Yarınlara Yatırım” mottosuyla denizlere yelken açan İzocam Yelken Takımı, Mayıs ayında katıldığı yarışlarda elde ettiği başarılarla adından söz ettirdi!

3’üncülük elde ettiği Halikarnas Cup’ta 55 saatlik zorlu rotayı tamamlayan tek Türk teknesi olarak yarışın yıldızı olan başarılı takım, Schüco BAYK Bodrum Kış Trofesi’nin 6’ncı ve son ayağını ise 2’nci sırada tamamlayarak kupayı evine taşıdı.

“Bugünlere Yalıtım, Sürdürülebilir Yarınlara Yatırım” mottosuyla küresel iklim değişikliğine, sürdürülebilirliğin önemine ve iyi yaşam hakkına dikkat çekmek amacıyla denizlere yelken açan İzocam Yelken Takımı, Mayıs ayında katıldığı yarışlarda adından söz ettirdi. 3’üncülük elde ettiği Cumhurbaşkanlığı 5. Uluslararası Yat Yarışları’nda (Halikarnas Cup) 55 saatlik zorlu rotayı tamamlayan tek Türk teknesi olarak yarışın yıldızı olan başarılı takım, Bodrum Açık Deniz Yelken Kulübü (BAYK) tarafından düzenlenen Schüco BAYK Bodrum Kış Trofesi’nin 6’ncı ve son ayağını 2’nci sırada tamamlayarak kupayı evine taşıdı.

19-25 Mayıs tarihleri arasında Bodrum’da gerçekleşen Halikarnas Cup’ta yelken açan İzocam Yelken Takımı, başarısıyla göz kamaştırdı! Bodrum Yalıkavak’tan başlayıp, Simi ve Rodos adalarını dolaşarak geri dönülen bu zorlu açık deniz yarışında, 55 saat süren mücadelede büyük bir azimle yarışan takım, yarışın tek Türk teknesi olarak rotayı tamamlayıp, dalgaların üstünde bir başarı öyküsü yazdı. İzocam Yelken Takımı, kıyasıya geçen mücadele sonrasında 3’üncülük ödülünü evine taşıdı!

Altı etaptan oluşan ve her ayağı iki günü kapsayan Schüco BAYK Bodrum Kış Trofesi’nin 6’ncı ve son ayağı ise 25-26 Mayıs’ta gerçekleşti. İzocam Yelken Takımı, bu yarışı yüksek performans sergileyerek 2’nci olarak tamamladı. Trofenin daha önce gerçekleştirilen 13-14 Ocak tarihli ilk ayağında 3’üncü, 3-4 Şubat tarihli 2’nci ayağında 2’inci, 16-17 Mart tarihli 4’üncü ayağında 3’üncü, 27-28 Nisan tarihli 5’inci ayağında 3’üncü olan İzocam Yelken Takımı, trofeyi overallda ise 3’üncü olarak tamamlamış oldu.

Cumhurbaşkanlığı 5. Uluslararası Yat Yarışı Cumhuriyet Cup için gün sayıyor

2024 yılı boyunca; Halikarnas Cup ve BAYK Bodrum Kış Trofesi’nin yanı sıra toplam 5 etaptan oluşan Marmaris Uluslararası Yat Kulübü (MIYC) Kış Trofesi’ni de ödüllerle tamamlayan İzocam Yelken Takımı, 26-29 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı 5. Uluslararası Yat Yarışı Cumhuriyet Cup’ta yelken açacak.

Enerji tasarrufu, çevreye dost üretim, doğayla bütünleşen ürünler, sağlıklı bireyler yaklaşımıyla yalıtım sektörünün lideri olan İzocam, küresel iklim değişikliği konusunda bilinç oluşturmak ve farkındalık yaratmak amacıyla 2022 yılında İzocam Yelken Takımı’nı kurdu. Bu sene “Bugünlere Yalıtım, Sürdürülebilir Yarınlara Yatırım” mottosuyla denizlere yelken açan İzocam Yelken Takımı’nda profesyonel yarışçıların yanında Sailmaster ekibinden temel yelken eğitimi almış İzocam çalışanları da yer alıyor.

5 AYDA 82 MİLYONUN ÜSTÜNDE YOLCU HAVAYOLUNU TERCİH ETTİ

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye genelindeki havalimanlarında 2024 yılı ilk 5 aylık döneminde iç hatlarda 37 milyon 108 bin 806, dış hatlarda ise 44 milyon 923 bin 142 olmak üzere direkt transit yolcular ile birlikte toplam 82 milyon 109 bin 667 yolcuya hizmet verildiğini söyledi. 2024 yılında Mayıs ayı sonu itibarıyla hizmet verilen yolcu sayısının ise 2023 yılının aynı dönemine göre iç hatlarda yüzde 11,1, dış hatlarda ise yüzde 14,4 olmak üzere direkt transit yolcu sayısı ile birlikte toplamda yüzde 12,7 artış yaşandığının altını çizen Uraloğlu, Mayıs ayında ise toplamda 20 milyon 230 bin 573 yolcunun hava yolu ile seyahat ettiğini kaydetti. Bakan Uraloğlu, “Mayıs ayında toplam yolcu trafiği 2023 yılının aynı ayı ile kıyaslandığında yüzde 7,5 arttı. İlk 5 ayda toplam 82 milyon 109 bin 667 yolcu havayolunu kullandı.” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü’nün 2024 yılı Mayıs ayına ait hava yolu uçak, yolcu ve yük istatistiklerini açıkladı. Mayıs ayında ülke genelindeki havalimanlarında iniş-kalkış yapan uçak sayısının iç hatlarda 78 bin 475’e dış hatlarda ise 77 bin 751’e ulaştığını belirten Uraloğlu, toplam uçak trafiğinin üst geçişler ile birlikte 200 bin 666’ya ulaştığını duyurdu. Uraloğlu, 2023 yılının aynı ayı ile kıyaslandığında mayıs ayındaki toplam uçak trafiğinin yüzde 7,5 arttığını belirtti.

Mayıs ayında Türkiye genelinde hizmet veren havalimanlarında iç hat yolcu trafiğinin 8 milyon 158 bin 431’e, dış hat yolcu trafiğinin ise 12 milyon 54 bin 832’ye ulaştığını belirten Bakan Uraloğlu, “Bu ayda direkt transit yolcular ile birlikte toplam 20 milyon 230 bin 573 yolcuya hizmet verildi. 2024 yılının Mayıs ayında hizmet verilen yolcu sayısı 2023 yılının aynı ayı ile kıyaslandığında direkt transit geçişler dâhil toplamda yüzde 7,5 artış gösterdi. Mayıs ayında yük trafiği ise iç hatlarda 69 bin 126 ton, dış hatlarda 335 bin 629 ton olmak üzere toplamda 404 bin 754 tona ulaştı.” diye konuştu.

Toplam Uçak Trafiğinin Yüzde 8,4 Arttı

2024 yılının ilk 5 ayında havalimanlarına iniş-kalkış yapan uçak trafiğinin iç hatlarda 348 bin 970’e dış hatlarda ise 298 bin 791’e ulaştığını belirten Bakan Uraloğlu, üst geçişler ile birlikte toplam 854 bin 138 uçak trafiğinin yaşandığını bildirdi. 2024 yılı Mayıs sonunda hizmet verilen uçak trafiğinin 2023 yılının aynı dönemi ile kıyaslandığında iç hat uçak trafiğinde yüzde 3,8, dış hat uçak trafiğinde ise yüzde 10,3 artış gösterdiğini belirten Uraloğlu, üst geçişler dâhil toplam uçak trafiğinin yüzde 8,4 arttığını söyledi.

Bakan Uraloğlu, “Türkiye geneli havalimanlarımızda iç hatlarda 37 milyon 108 bin 806, dış hatlarda ise 44 milyon 923 bin 142 olmak üzere bu dönemde direkt transit yolcular ile birlikte toplam 82 milyon 109 bin 667 yolcuya hizmet verildi” dedi.

2024 yılı Mayıs ayı sonunda hizmet verilen yolcu sayısının ise 2023 yılının aynı dönemine göre iç hatlarda yüzde 11,1, dış hatlarda ise yüzde 14,4 olmak üzere direkt transit yolcu sayısı ile birlikte toplamda yüzde 12,7 artış olduğunu da dile getiren Bakan Uraloğlu, “Söz konusu dönemde havalimanları yük trafiği iç hatlarda 325 bin 365 ton, dış hatlarda 1 milyon 452 bin 784 ton olmak üzere toplamda 1 milyon 778 bin 150 tona ulaştı.” açıklamasında bulundu.

2024’ün ilk 5 ayında yurtiçi nakliye pazarı %17 daraldı

Avrupa’nın en büyük karayolu nakliyesi hacmine sahip Türkiye’de, her gün 380 bin civarında 16 ton ve yukarısı tonaja sahip Kamyon/Tır yük alıyor. Sektörün nabzını tutan Tırport Insights’ın verilerine göre, karayolu nakliyesi hacmi 2024 yılının ilk 5 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre %17 civarında daraldı ve günlük 450 bin FTL civarında olan yük taşıma trafiği 380 binlere geriledi. Günlük ortalama navlun cirosu, 150 milyon dolar olarak gerçekleşiyor. Ülkemizde yurt içi nakliyede Pazartesi ve Salı günleri hacim 500 bin kamyona kadar çıkarken, Cumartesi-Pazar hacim 50 bin kamyona kadar iniyor.

Bu yılın ilk 5 ayında, yurtiçi nakliye pazarı daraldı

Ülkemizde 2024 yılı Haziran başı itibariyle günde ortalama 380 bin kamyon FTL (tam kamyon) yük alıyor. Bunların yaklaşık 100 bini kısa mesafe milk-run benzeri düzenli hat yükleri (liman-fabrika gibi) yapıyor.

Ülkemiz karayolu nakliye trafiğinin bu yılın ilk 5 ayında, 2023 yılı aynı dönemine göre %17 civarında daralmış olduğunun altını çizen Tırport kurucu ortağı Dr. Akın Arslan, şunları söyledi: “Bu yılın ilk 5 ayında enflasyon ve maliyetler %30’ların üzerinde reel olarak artarken, navlun sadece %10 seviyesinde arttı. Bu durum, nakliye trafiğinde ilk 5 ayda yaklaşık %17 daralmaya neden oldu. Daralmanın iki önemli sebebi bulunuyor. Birincisi, üretimde hissedilir bir düşüş gözleniyor. İhracat bazlı üretimdeki düşüş, otomotiv gibi ithalata bağlı bazı kalemlerde %30’un üzerinde. Bir kısmı, üretime aynı hacimde devam etse de (gıda başta olmak üzere) ürünü piyasaya sunmadan önce imkanları çerçevesinde 2-3 ay depolamayı tercih ediyor. Zira, yüksek enflasyon nedeniyle fiyat artışı beklentisi stoklamayı arttırıyor. Zeytinyağı, un, şeker, kuru bakliyat gibi ürünlerde bunu görmek mümkün. İkincisi ise, yoldaki kamyonların 1/3’ü yük almadan boş dönmek zorunda kalıyor. Yüksek mazot fiyatları ve düşük navlun, bireysel kamyon sahibini mutlaka dönüş yükü alarak dönmeye zorluyor, 3-4 gün daha bekliyor ve boş dönmek istemiyor.” dedi.

Bir kamyon ayda ortalama 8,5 sefer yapıyor, 250 bin TL fatura kesiyor

Türkiye’de e-ticaretten daha büyük bir paranın nakliye sektöründe döndüğünü anlatan Dr. Akın Arslan, bir kamyonun ayda ortalama 8,5 sefer yaparak ortalama 250 bin TL fatura kesildiğini belirtti.

Ülkemizdeki kamyonların %85’nin şahıslara ait olduğunu kaydeden Dr. Akın Arslan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Türkiye’de 400 bine yakın bireysel kamyon sahibi var ve ortalama aylık 200-250 bin TL arası fatura kesiyorlar. Günde 150 milyon dolar bu işin sadece navlun tarafını oluşturuyor. Bunun haricinde, yılda 40 bini üzerinde çekici/kamyon, 10 binin üzerinde yarı römork satılıyor. İkinci elde 250 binin üzerinde kamyon el değiştiriyor. Sıfır satış rakamının 6 katından fazla ikinci el de trafik bulunuyor. Aslında, kamyon sahipleri, KOBİ kategorisinde ilk %1’lik dilimde yer alıyor. Ancak bu kitleyi, bankalar görmüyor, fintech’ler görmüyor, devlet görmüyor, faktoring firmaları görmüyor. Bireysel kamyon sahiplerine, lastikçiler, servisler, kamyon markaları da yeterince sahip çıkmıyor. Oysaki dev bir ticaret var içeride. Son dönemlerde, bazı nakliye sitelerinde, batan küçük nakliyeciler ile zor durumda kalan bireysel kamyon sahipleri görüntüleri artmaya başladı. Kamyonlar, kamyoncuların ekmek teknesidir ve bu nedenle bireysel kamyon sahiplerinin zarar görmemesi için gerekli tedbirlerin alınması önemlidir.” diye konuştu.

Upcycle İstanbul Art and Design Festival’in ardından Sanat ve Tasarım Sergisi yoğun ilgi üzerine ziyaretçiyle buluşmaya devam edecek
İstanbul’un ileri dönüşümü odağına alan, sosyal etkisi yüksek, çevre dostu festivali Upcycle İstanbul Art and Design Festival, 5-9 Haziran tarihleri arasında Müze Gazhane’de gerçekleşti. Bu sene üçüncüsü gerçekleşen festival, sürdürülebilir bir dünya için umut oldu. Atıklara ikinci şans veren tasarımların, sürdürülebilirliği, sorumlu tüketimi ve iklim krizini sorgulayan sanat yerleştirmelerinin, çeşitli atölyelerin, söyleşilerin ve etkinliklerin yer aldığı festival kapsamında hazırlanan Müze Gazhane P Galeri alanındaki Sanat ve Tasarım Sergisi’nin süresi yoğun ilgi sebebiyle uzatıldı. Sergi 12 Haziran-28 Temmuz tarihleri arasında ziyarete açık olacak.
İleri dönüşüm ve kaynakların verimli kullanımı konusunda bilinç oluşturmak, atıkların değerlendirilerek tekrar kullanıma kazandırılabileceğini sanat ve tasarım aracılığıyla göstermek ve her türlü dönüşümün sürdürülebilir çevresel faydalarına dikkat çekmek üzere yola çıkan sürdürülebilir sosyal etki platformu Upcycle İstanbul; İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Kültür A.Ş. destekleriyle hayata geçirdiği Upcycle İstanbul Art and Design Festival’in üçüncüsünü, bu yıl, Dünya Çevre Günü olan 5 Haziran’ı da içerecek şekilde 5-9 Haziran tarihleri arasında Müze Gazhane’de ziyaretçilerle buluşturdu.
”İleri Dönüşüm Hareketine Sen De Katıl” çağrısıyla bir hareket başlatarak üç senedir sanatçıları, tasarımcıları, üniversiteleri, kurumları, sivil toplum kuruluşlarını, dernekleri, halkı ve medyayı interaktif bir şekilde eyleme dahil eden Upcycle İstanbul Art and Design Festival; bu sene de sorumlu tüketim temasını sahiplendi. Tüketim alışkanlıklarının kaynakları sınırlı olan dünyada yarattığı etkiyi fark ettirmeyi, ileri ve geri dönüşümün sürdürülebilir çevresel faydaları üzerine hep birlikte düşünmeyi amaçlayan festivalde; sürdürülebilirlik konusunda ilham veren sanat eserleri, atıklara ikinci şans veren tasarımlar, kısa film ve belgesel gösterimleri, çeşitli söyleşi ve atölyeler yer aldı.
Sanat ve tasarım sergileri kaynakları verimli kullanma konusunda ilham oldu
Erkan Doğanay’ın sanat danışmanlığında hazırlanan sanat ve tasarım sergileri kapsamında İrfan Önürmen, Gül Ilgaz, Genco Gülan, Pınar Akkurt, Mahmut Celayir, Devabil Kara, Nergiz Yeşil, Mehmet Kavukçu, Aynur Önürmen, Eylem Pala’nın da aralarında bulunduğu 40 sanatçının kaynakları verimli kullanma, iklim krizi, sürdürülebilirlik konusunda farkındalık yaratan ve atıklara ikinci şans veren eserleri ziyaretçilerle buluştu.
Önceki sene verdiği genç sanatçıları destekleme sözünü de unutmayan Upcycle İstanbul Platformu; İTÜ Mimarlık Bölümü, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Yeditepe Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü, İstanbul Beyoğlu Refia Övüç Olgunlaşma Enstitüsü’nden iklim krizini mesele edinmiş, atık ve buluntu malzemelerle çalışan, çevre dostu üniversite öğrencilerinin eserlerine de daha kapsamlı bir şekilde festivalde yer verdi.
Upcycle İstanbul Talks konuşmacılarından sürdürülebilir yaşam tüyoları
Sürdürülebilirlik alanında çalışan tasarım stüdyosu Esmiyor ortaklığıyla gerçekleşen Upcycle İstanbul Talks kapsamında; çevre dostu sanatçılar, tasarımcılar, aktivistler, akademisyenler ve STK’lar ağırlandı.
Upcycle İstanbul sahnesi bu yıl da ilham dolu içerikler sunmaya devam etti. Doğa İçin Çal konseri ve Zeynep Atakan seçkisiyle su krizi temalı kısa film gösteriminin yanı sıra, National Geographic ile Yuvam Dünya Derneği‘nin hayata geçirdiği “Dünyaya Sevgi ve Saygı Kuşağı” projesi kapsamında, Oscar ödüllü yapımcı ve yönetmen James Cameron imzalı “Ahtapotların Gizemli Dünyası” gösterildi.
Katılımcılar ileri dönüşümü deneyimleme şansı yakaladı
Beş gün boyunca, çocuklara ve yetişkinlere özel hazırlanmış içeriklerde, 20 farklı atölyeye ev sahipliği yapan festivalde katılımcılar ileri dönüşüm sürecini deneyimleme imkânı buldu. Atık malzemelerden kukla, mini robot, oyuncak, hayalet ağlardan aksesuar gibi bambaşka ürünler tasarlayarak atıklara ikinci bir hayat veren katılımcılar, ayrıca kompostlama gibi konularda da bilgi sahibi oldu. Atölyelerle hem eğlenen hem de ileri dönüşüm konusunda farkındalık kazanan katılımcılar, atıklara karşı bakış açılarını değiştirdi.
Upcycle Bazaar sorumlu tüketim için başlangıç noktası oldu
Local Makers, festivalin bazaar bölümünde bu sene de çözüm ortağı olarak yerini alarak , atıksız yaşam prensibiyle üretim yapan, çevre dostu tasarımcıların ve deprem bölgesinden üreticilerin ürünlerini festival katılımcıları ile bir araya getirdi.
Tetra Pak tarafından karton içecek atıklarından geri dönüştürülerek oluşturulan özel bir malzeme ile üretilen sahne, stantlar, yönlendirmeler ve panolar bu sene de festivalde yerini aldı. Ayrıca kağıt israfını engellemek için de görevli isimlikleri atık kumaşların ileri dönüşümü ile hazırlandı.
Yoğun ilgi sebebiyle Sanat ve Tasarım Sergisi festivalin ardından da ziyarete açık olacak
Tüm katılımcıların beğenisini kazanan Upcycle İstanbul Sanat ve Tasarım Sergisi ise festivalin ardından Müze Gazhane P Galeri’de ziyaretçi ile buluşmaya devam edecek. 12 Haziran-28 Temmuz tarihlerinde ziyarete açık olacak sergiyi, Pazartesi günleri ve 15-16-17-18 Haziran tarihleri haricinde, 10.00-18.00 saatleri arasında ziyaret etmek mümkün.
Her sene bir öncekinden daha zengin içeriklerle sosyal etkisini ve kapsayıcılığını artırmayı hedefleyen Upcycle İstanbul Platformu, şimdiden bir sonraki festival için çalışmalara başladı. 2025 yılında farklı illerden genç sanatçıları Upcycle İstanbul Art&Design Festival’de ağırlamak isteyen platform, üniversitelerle iş birliği yapmaya hazırlanıyor. Ayrıca uluslararası ilham verici sanatçıların festival bünyesinde ziyaretçilerle buluşması için de girişimlerde bulunulacak.

İlk 1000 ihracatçı listesinde 160 Egeli yer aldı

 Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından hazırlanan “Türkiye’nin İlk 1000 İhracatçı Firması Araştırması” listesinde Ege Bölgesi 160 firma ile güçlü konumunu sürdürdü. Ege Bölgesi en çok firmayla temsil edilen ikinci bölge olurken İzmir, 94 firmayla ilk 1000 ihracatçı listesinde İstanbul’un ardından ikinci sıradaki yerini korudu.

 Manisa 21 ihracatçı firmayla ilk 1000 listesinde temsil edilirken, Denizli 21 firmasıyla listede yerini aldı.

 Aydın’dan 8, Balıkesir 8, Kütahya’dan 3’er firma, Muğla’dan 3 firma ve Uşak’tan 2 firma ilk 1000 listesinde olmanın mutluluğunu yaşadı.

 İzmir’de PERGAMON, Manisa’da VESTEL, Denizli’de BAŞAK Metal lider

 İzmir’in ihracat şampiyonlarında 2023 yılında PERGAMON-STATUS DIŞ TİCARET A.Ş. lider olurken, PETKİM PETROKİMYA HOLDİNG A.Ş. ikinci, MSC GEMİ ACENTALIĞI A.Ş. bu yıl İzmir’in en çok ihracat yapan firmaları listesinde üçüncü oldu.

 Manisa’nın ihracat şampiyonu VESTEL TİCARET ANONİM ŞİRKETİ Türkiye genelinde 7’inci sırada yer aldı.  

 Denizli’de geçen yıllarda da ihracat şampiyonu olan BAŞAK METAL TİC.VE SAN.A.Ş. 2023 yılında da ilk sırada yer alırken Türkiye genelinde en çok ihracat yapan 42’inci firma oldu.

 Muğla’da ihracatın lideri GÜMÜŞDOĞA SU ÜRÜNLERİ ÜRETİM İHRACAT VE İTHALAT ANONİM ŞİRKETİ olurken genel sıralamada 75’inci sıraya adını yazdırdı.

 Kanuni merkezi Ege Bölgesi’nde olmayan üretim tesisleri Ege Bölgesi’nde yer alan STAR RAFİNERİ ANONİM ŞİRKETİ, Türkiye genelinde en çok ihracat yapan dördüncü firma olurken, kimya sektöründe Türkiye şampiyonu oldu.

 İzmir Aliağa’da üretim tesisleri olan SOCAR TURKEY PETROL TİC. A.Ş. Türkiye’den en çok ihracat yapan 37’inci firma olarak listede yer aldı.

 İzmir Aliağa’da üretim yapan HABAŞ SINAİ VE TIBBİ GAZLAR İSTİHSAL ENDÜSTRİSİ A.Ş. Çelik sektöründe Türkiye birincisi olurken, genel sıralamada 25’inci sıraya adını yazdırdı.

 Tütün sektörü ihracat şampiyonu JTI TÜTÜN ÜRÜNLERİ SANAYİ A.Ş. ilk 1000 listesinde 134. Sıranın sahibi olurken, Yaş meyve sebze sektöründe Türkiye birincisi UÇAK KARDEŞLER GIDA SERACILIK ULUSLARARASI NAKLİYE PLASTİK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ olurken ilk 1000 ihracatçı listesinde 259’uncu sıranın sahibi olmayı başardı.

 Kuru meyve ve mamulleri sektöründe ihracatın şampiyonu ÖZGÜR TARIM ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ olurken Türkiye’den en çok ihracat yapan 299’uncu firma olarak yer aldı.

VERDE YAĞ BESİN MADDELERİ SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ, 2023 yılında 225’inci sıraya çıkarken, Zeytin ve Zeytinyağı sektöründe ihracat şampiyonu olan başka bir İzmir firması oldu.

Yaz Esintisi Pınar Cool Lime ile başladı

Pınar Su ve İçecek’in yeni ürünü, limon ve nane aromasının tam kıvamında harmanlandığı Pınar Cool Lime; enfes içiminin verdiği ferahlık ve tazelenme hissiyle bu yazın gözdesi olacak.

Havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte hem lezzetli hem de ferah içimli, üstelik vegan ve doğal kaynak suyundan üretilmiş bir soğuk içeceğe kim hayır der ki? Gazlı içeceklere alternatif arayanlar için son zamanların gözdesi “cool lime”, yumuşak içimi, tazeleyen nane ve misket limonu aroması bileşimiyle özellikle gençler arasında tam bir trend içeceği.

Soğuk içimin eşsiz ferahlığı

Kelime olarak “soğuk limon” anlamına gelen cool lime’ın son dönemlerin popüler içeceği olarak dikkat çekmesinin en önemli nedeni, soğuk içimiyle verdiği eşsiz bir ferahlık hissi. Ön hazırlığa gerek duymadan, ekstra buzla tüketimi, bu ferahlık hissinin yanında tadını da vazgeçilmez kılıyor.

Hem doğal kaynak suyu, hem vegan

Pınar’ın yeni içeceği Pınar Cool Lime, doğal kaynak suyundan tam kıvamında hazırlanıp şişelenmiş, içime hazır halde sunulan, vegan sertifikalı yepyeni bir formül. Misket limon ve nane aromalarının buz ile nefis birlikteliğini yansıtan Pınar Cool Lime, konsantre olmayan hazır formuyla bu yazın en kolay ve en çok aranan içeceği olacak.

Yazın en “cool” hareketi!

Pınar, yeni içeceği Cool Lime’ı eğlenceli bir CGI çalışması ile duyurdu. “Bu yazın en #CoolHareketi” sloganını taşıyan lansman kampanyasında; Boğaz kenarında konvoy oluşturan devasa Pınar Cool Lime şişeleri, arkasında bıraktığı dev limonlar ve yaydığı serinletici ferahlık hissiyle izleyenleri şaşırttı. Pınar ayrıca, Cool Lime’a özel olarak “Pınar Cool Lime ile Cool Şarkılar” adlı bir de Spotify playlist’i oluşturdu. Listede yaza ferahlık katan, son dönemin en popüler şarkıları yer alıyor.

Barbekü partileri için hazırlıklar tamam mı?

Yazın gelmesiyle birlikte açık hava etkinliklerinin vazgeçilmezi olan piknik ve barbekü partisi zamanı geldi. Fakir Hausgeräte’nin yeni ürünü BBQ Duo Elektrikli Izgara et pişirmeyi sanata dönüştürecek.

Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte piknik ve barbekü partisi sezonu açıldı. Peki enfes barbekü partileri için doğru ızgara makinesini seçtiniz mi? Çünkü etin lezzeti için doğru ızgara ve barbekü seçimi oldukça önemli. Sizi üstün Alman teknolojisiyle donatılmış Fakir Hausgeräte BBQ Duo Elektrikli Izgara ile tanıştıralım.

Bir ızgaradan çok daha fazlası

Fakir Hausgeräte’nin geniş ürün gamındaki en yeni ve en avangart üyesi BBQ Duo Elektrikli Izgara; bir ızgaradan çok daha fazlasını sunan ve barbekü partilerini sanata çeviren bir cihaz. Özel sıçrama önleyici, yapışmaz döküm ızgara plakaları sayesinde etleri yapışmadan ve suyunu kaybetmeden, temiz ve keyifli bir şekilde yumuşacık hazırlıyor. Ayrı plaka ısıtma özelliği sayesinde aynı anda hem sebze hem de et pişirebilme lüksünü sunan BBQ Duo Elektrikli Izgara, oluklu ve düz plaka yapısı sayesinde kırmızı et, tavuk, köfte, balık, mantar ve sebze gibi yiyeceklerin her birini enfes bir şekilde pişirmek için yardımcı oluyor. Oluklu plaka; eti yüksek ısıda mükemmel bir şekilde pişirerek dışı çıtır, içi sulu etler sunarken sebzeleri daha diri ve lezzetli pişirmek içinse düz plakayı orta ısıya ayarlamak yeterli oluyor.

Sağlıklı bir barbekü partisi

Farklı yiyeceklerin ideal ısıda pişirilmesini sağlayan, bu sayede yiyeceklerin hem lezzetini hem de besin değerini en üst düzeyde koruyarak pişirilmesine olanak tanıyan beş farklı ısı kademesine sahip olan BBQ Duo Elektrikli Izgara, plakasında biriken fazla yağı toplayan haznesiyle hem plakaların yüzeyinde yağ bırakmadığı için kolay bir temizlik sağlıyor hem de sağlıklı bir barbekü partisi deneyimi sunuyor.

14-23 Haziran haftasında bayram tatili ve karne gününün bir araya gelmesiyle Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi ve Botanik Parkı’nda yılın en heyecan verici kutlaması yaşanacak. Bir yandan karne sevincini yaşayan bir yandan bayram tatilinin tadını çıkarmak isteyen minikler, keyifli atölyeler sayesinde doğanın kalbinde, hayvanların eşsiz dünyasında bir maceraya çıkacak.

FYZoo, 160’tan fazla hayvan ve 300’den fazla bitki türüyle, 14-23 Haziran haftasında ziyaretçileriyle birlikte coşkulu bir döneme giriyor! Karne sevinci, bayram coşkusu ve babalar gününün bir araya geldiği bu özel zamanda, FYZoo’da aileleri eğlenceli etkinlikler ve unutulmaz deneyimler bekliyor.

Bayram coşkusu, FYZoo’da her zamankinden daha fazla hissedilecek!

FYZoo’da özel olarak düzenlenen renkli ve yaratıcı atölyelerde, 3-5 ve 6-12 yaş aralığındaki çocuklar keyifli bir gün geçirecekler. Ayrıca, parktaki hayvanları yakından görerek harika bir deneyim yaşayacaklar. Doğanın kalbinde keyifli vakit geçiren aileler, renkli atölyeler eşliğinde unutmaz bir gün geçirmenin tadına varacaklar.

Bu özel haftada FYZoo’da, 15-16 Haziran tarihlerinde Babalar Günü / 3D Hediye Resim Çerçevesi ve Kaplumbağa Desenli Visor Şapka Atölyesi; bayram dönemini kapsayan 16-17-18-19 Haziran’da ise Hareketli Tavşan, Zürafa Maskesi, Krapon Kaplumbağa atölyeleri düzenlenecek. 20-21 Haziran 2024 tarihlerinde oyun hamuru ile çeşitli etkinlikler düzenlenecek ve çocuklar hayvan besleme oyunu ile eğlence dolu anılar biriktirecekler. 22-23 Haziran 2024 tarihlerinde Dünya Zürafa Günü’nü kutlamak için özel etkinlikler gerçekleştirilecek. Bu kapsamda, çocuklar ipli el davulu yapımı gibi eğlenceli atölyelere katılabilecekler.

FYZoo’da bayram coşkusu, babalar günü ve karne sevinci bir arada yaşanırken, aileler ve çocuklar unutulmaz anılarına bir yenisini ekleyecekler.

Doğa ve canlı severlerin kaçırmaması gereken etkinlikler için FYZoo haftanın her günü saat 10.00-19.00 arası açık. Etkinlikler, hava koşullarına bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.

Rahmi M. Koç Müzesi’nde eğlence ve keşif dolu bayram

İstanbul’un Haliç kıyısında eşsiz manzaraya sahip Rahmi M. Koç Müzesi, bayramda ziyaretçilerini bekliyor. Tarih ve kültürle dolu bir gün geçirmek isteyenler, klasik otomobillerden lokomotiflere, uçaklardan gemilere kadar müzenin geniş koleksiyonundaki objeler ile zamanda yolculuğa çıkacak, Haliç kıyısındaki nostaljik tekne turlarıyla İstanbul’un güzellikleriyle buluşacak.

Türkiye’nin ilk ve tek sanayi müzesi Rahmi M. Koç Müzesi, bayram tatilini İstanbul’da geçireceklere tarih ve kültürle iç içe, eğlence dolu bir gün vadediyor. Haliç kıyısında, 1994 yılından bu yana sanayi, ulaşım ve iletişim tarihinin mirasını yaşatan Rahmi M. Koç Müzesi, Kurban Bayramı’nın üçüncü gününden itibaren ziyaretçilerini ağırlayacak.

16 binin üzerinde objeden oluşan geniş koleksiyonunda klasik otomobillerden lokomotiflere, uçaklardan gemi ve teknelere kadar farklı dönemlerden objeler ile tarihe ayna tutan müze, her yaş grubuna hitap ediyor. Ziyaretçilerine yeni ve farklı keşifler yapma fırsatı sunan Rahmi M. Koç Müzesi’nde bilimsel aletler, makineler, iletişim araçları da görülebilecek objeler arasında yer alıyor.

Haliç’te tekne turu, kafelerde mola

Rahmi M. Koç Müzesi’nin en eğlenceli etkinlikleri arasında tekne ile Haliç turları geliyor. Eşsiz Altın Boynuz kıyılarında yaklaşık 40 dakikalık gezi turları, Karadeniz’e özgü geleneksel balıkçı teknesi Kont Ostrorog ile günde 4 sefer olarak yapılıyor. Tatilini yeni keşiflere ayırmak isteyenlerin, sınırlı sayıda yolcu kapasitesi olan Haliç Turları için müzeye geldiklerinde rezervasyon yaptırmaları gerekiyor.

Keyifli bir turun ardından kısa bir mola vermek isteyenler için aslına uygun yenilenen Fenerbahçe Vapuru’nun kafeteryasının yanı sıra ana sergileme bölümündeki Telve Kafe’de ve 1942 model Dodge kamyonun restorasyon sonrasında büfeye çevrilmesiyle açık alanda hizmet veren “Coca-Cola Büfesi”nde keyifli bir ortam sunuluyor. Ayrıca nostaljik atlıkarınca da Rahmi M. Koç Müzesi’nde çocukları bekliyor.

EGİAD’dan Ekonomi Değerlendirme Toplantısı

Global ekonomi ve Türkiye ekonomisinin mevcut durumu ve gelecek perspektifinin ele alındığı Ekonomi Değerlendirme Toplantısı, Garanti BBVA Yatırım Baş Ekonomisti Nihan Ziya Erdem ve Yatırım Danışmanlığı Birim Müdürü Özgür Yurtdaşseven’in katılımıyla EGİAD Dernek Merkezinde gerçekleşti.

Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren EGİAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kaan Özhelvacı, Dünya ve ülkemiz ekonomisindeki önemli gelişmelerin değerlendirildiği toplantının, ekonominin gelecek vizyonuna iş dünyası için önemli katkılar koyacağını ifade etti.

Son yıllarda, Dünya’nın ve insanlığın büyük dönüşümler geçirdiğini vurgulayan Özhelvacı, “Covid-19 pandemisi, hemen ardından gelen küresel ekonomik kriz, tedarik zincirlerinde aksaklıklara, enerji fiyatlarında dalgalanmalara ve uluslararası ticarette belirsizliklere yol açtı. Bu durum, korumacılık eğilimlerinin güçlenmesine neden oldu. Ardından ülkemizde yaşanan deprem felaketi de hem manevi olarak bizlere ciddi yaralar açtı; hem de maddi olarak ülke ekonomisinde büyük maliyelere neden oldu.” dedi.

Daha geniş perspektiften bakıldığında, 15-20 yılda üretim ve ticaretin ağırlık merkezinin Batı’dan Doğu’ya kaymaya devam ettiğini hatırlatan Özhelvacı, “Çin ve Hindistan gibi ülkeler, küresel ekonomideki rollerini giderek güçlendiriyor. Bu değişim, dünya ekonomisinin dengelerini yeniden şekillendiriyor ve bu süreç stratejik konumumuzu avantaja çevirmek için çaba göstermemiz gerektiğini bizlere söylüyor. 2024 yılının ilk yarısını tamamlarken, dünya ekonomisi aynı zamanda jeopolitik belirsizliklerden de etkilenmektedir. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş, başta Avrupa olmak üzere tüm dünyayı etkilemeye devam ediyor. Orta Doğu’da İsrail ile Hamas arasında süren çatışmalar büyük insani felaketlere neden oluyor ve bu savaşın bölgeye yayılma riski her geçen gün artıyor. Ayrıca, ABD ile Çin arasındaki ekonomik rekabet giderek yoğunlaşıyor. 2024 yılının ilk çeyreğinde gelen veriler, küresel ticarette hafif bir artış olduğunu gösteriyor. ABD Doları’nın değer kaybetmesi, küresel ticareti destekliyor. Çevresel ve sürdürülebilir ürünlere olan talep artışı dikkat çekiyor. Ancak jeopolitik riskler, deniz taşımacılığında yaşanan sorunlar ve artan kamu borçları gibi faktörler, küresel ticareti olumsuz etkileyebilir.” diye konuştu.

Türkiye ekonomisinin dünya ekonomisindeki bu belirsizlik ortamından etkilendiğini vurgulayan Özhelvacı büyüme rakamlarını da paylaşarak, “2022 yılını %5,5 büyüme ile kapatan Türkiye ekonomisi, 2023 yılında %4,5 oranında büyüme kaydetti. İşsizlik oranımız %9,4 seviyesinde. Yıllık enflasyon %68,50 düzeyinde. 2024 yılı Ocak ayında cari işlemler dengesi 2,56 milyar dolar açık verdi. Ülkemiz ekonomisi, dünya ekonomisinin yaklaşık %1’ini oluşturuyor ve cari fiyatlara göre dünyanın 19. ekonomisi konumunda. Satın alma gücü paritesine göre ise dünyanın en büyük 11. ekonomisiyiz. Kişi başına düşen milli gelir ise 13.110 dolar seviyesinde. Ancak yüksek enflasyon ve kur baskısı, firmalarımızın rekabet gücünü olumsuz etkiliyor. Bu durum, üretim maliyetlerini artırarak karar alma süreçlerimizde belirsizlikler yaratıyor. Ayrıca yüksek faiz oranları, iş dünyası olarak finansmana erişimimizi zorlaştırıyor ve kredi faizlerinin yüksek olması, işletmelerimizin büyümesini engelliyor. Bu nedenle, katma değerli üretime ve ihracata yönelik desteklerin ve teşviklerin artırılması gerektiğini düşünüyoruz. Üretim ekonomisinin desteklenmesi ve orta-uzun vadede enflasyonla mücadelenin sağlanması, iş insanları olarak başlıca beklentilerimiz arasında yer alıyor. Yeni yatırımlar için uygun maliyetli uzun vadeli kredi desteklerinin artırılması ve ihracata yönelik finansman imkanlarının iyileştirilmesi önem taşıyor.” dedi.

“Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına başladığımız bu dönemde, bu krizlerin getirdiği riskleri iyi yönetmeli ve fırsatları akılcı politikalarla değerlendirmeliyiz” diyen Özhelvacı, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Dijital dönüşümün bu kadar yoğun konuşulduğu bu günlerde teknoloji yatırımlarına ağırlık vermeli, gençlerimizi bu yönde eğitmeli ve şirketlerimizin dijitalleşme, yapay zeka, makine öğrenmesi, veri işleme gibi konularda geliştirilmesini teşvik etmeliyiz. Türkiye, yeşil ve dijital dönüşümle birlikte toplumsal dönüşümü de gerçekleştirerek büyük bir sıçrama yapma potansiyeline sahiptir. Bu kapasitemizi kullanarak dünyadaki değişim hızını yakalamalıyız.”

Garanti BBVA Yatırım Baş Ekonomisti Nihan Ziya Erdem ve Yatırım Danışmanlığı Birim Müdürü Özgür Yurtdaşseven’in katıldığı toplantıda genel ekonomik göstergeler analiz edildi. Ayrıca portföy yatırımları, mevduat, fonlar, borsa gibi yatırım enstrümanlarında Türkiye’nin dünyadaki durumu ve mevcut yapısı değerlendirildi.

KADIKÖY’DE YAKILAN PARK TEKRAR YENİLENDİ

Kadıköy Belediyesi, Sahrayıcedit Mahallesi’nde kimliği belirsiz kişiler tarafından yakılan Erguvan Parkı’nı yeniden yaptı

Kadıköy Sahrayıcedit Mahallesi’nde bulunan Erguvan Parkı 28 Nisan Pazar günü kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından yakılmıştı. Oyun grubu ve kauçuk zemini yanan parkta,  incelemeler yapan Kadıköy Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri zarar gören çocuk oyun alanını eski haline getirmek için çalışmalara başladı.

“ESKİSİNDEN DAHA İYİ HALE GETİRDİK”

Parktaki çalışmalara dair bilgi veren Kadıköy Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürü Serpil Bayram “Yaklaşık 1 ay önce parkımızda bir yangın çıktı. Bu yangın esnasında oyun gruplarımız, ağaçlarımız ve yer zemini yakıldı. Park ve Bahçeler Müdürlüğü olarak gelip tespit çalışmaları yaptık. Ağaçlarımızı budadık, oyun grubunu söktük,  yer döşemesini kaldırdık, oyun grubu yerine takıldı. Şu haliyle parkımızı eskisinden daha iyi hale getirdik, çok da güzel olduğunu düşünüyoruz” dedi.

“NEFES ALABİLECEĞİMİZ BİR PARK”

Parkın yakılmasına tepki gösteren mahalle sakini Şehri Şengül ise “O gün sabah saat 8.30 sularında bir patlama duyduk. İnşaat çalışması var. Kalaslar odunlar düştü zannederek fazla dikkate almadık.  Ama karşı komşum, “Arabalarımız tam parkın dibinde, araçlarınızı çekin yangın var” dedi.  O esnada insanlar ve itfaiye geldi. Onlar hemen müdahale ettiler, yangın yayılmadı. Allah’tan ağaçlara bir şey olmadı” dedi.

Yangın sonrası belediye ekiplerinin sürece hemen müdahale ettiğini söyleyen Şehri Şengül,  hızlı hareket etmesi ve parkı yenilemesi nedeniyle Kadıköy Belediyesi’ne teşekkür etti. Parkın mahallede özel bir alan olduğunu belirten Şengül, “Burası güzel, nefes alacağımız bir park” dedi.

Bulut Tabanlı Ağ Altyapısına Yatırım Perakende Zincirlerinde Kârlılığı Katlıyor 

Bulut tabanlı ağ altyapılarına yatırım gerçekleştiren perakende zincirleri hem ülke çapındaki mağazalarında internet kalitesini standartların üzerinde taşıyor hem de IoT makineler sayesinde ürünlerin kayıp, bozulma ve çalınma oranlarını en aza indirerek yılda milyarlarca TL’lik operasyon zararının önüne geçiyor. Perakende zincirlerinin bulut tabanlı ağ altyapıları sayesinde rekabette mesafe kaydettiğini ifade eden Zyxel Networks Türkiye Ülke Müdürü Ömer Faruk Erünsal, Nebula Cloud başta olmak üzere Zyxel ürün ailesinin perakende sektöründe global bir başarıya sahip olduğunu söyledi.

Perakende sektörü ekonomileri ayakta tutan en önemli alanların başında geliyor. Ülkemizde faaliyet gösteren 3.6 milyon işletmenin 816 bini perakende alanında faaliyet gösteriyor. Sektör 1.6 milyon kişi istihdam ederken, Ticaret Bakanlığı verilerine göre işletmelerin cirosu ise 12.4 trilyon TL büyüklüğündedir. Perakende sektörü Türkiye’deki alışveriş merkezi yatırımlarına paralel olarak da büyüme gösteriyor. Bu doğrultuda Türkiye, 446 alışveriş merkezine ve on binlerce perakende zincir mağazasına ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda caddeler de perakende mağazalarının önemli satış noktaları arasında bulunuyor. Sadece alışveriş zincirlerine ait market sayısı 52 bin mağazayı geçmiş durumdadır. Bunun yanında fastfood, içecek, kafeterya, hazır giyim ile akaryakıt alanında faaliyet gösteren ulusal ve uluslararası çok sayıda markanın yüz bini aşkın perakende mağazası bulunuyor. E-ticaret şirketlerinin çok sayıda merkezi ve deposunu da ekleyince Türkiye’de çok sayıda mağazası bulunan perakende sisteminin boyutu devasa bir noktaya ulaşıyor.

Mağazalar 7/24 faaliyet gösteriyor

Gün içinde on milyonlarca kişinin ziyaret ettiği perakende zincirleri verimi artırmak, enerji tüketimi azaltmak ve gıda başta olmak üzere ürün kayıplarını en düşük seviyede tutmak için IoT buzdolapları, soğutucular, akıllı raf sistemleri ve kasalar kullanıyor.

Devreye alınan bu internet tabanlı sistemler sayesinde yılda milyarlarca TL’lik ürün bozulma riskinden kurtuluyor ve Türkiye ekonomisine büyük bir katkı sağlanıyor. Öte yandan bu mağazalarda yüz binlerce kişi saat 08.00-21.00 saatleri arasında mesai yaparken, birçok markanın ise 7/24 faaliyet gösteren fiziksel mağazaları bulunuyor.

Teknolojiye yatırım kazandırıyor

Ekonomik büyüklüğü, istihdam oranları ve ulusal gelire olan katkısı nedeniyle en önemli alanların başında gelen perakende sektörü, bulut tabanlı ağ altyapılarına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyor. Çok sayıda mağazası bulunan perakende zincirleri, şirketin IoT ihtiyaçları, çalışanları ve müşterileri için kesintisiz, kaliteli bir internet yapısını sağlamak zorunda. Mağaza sayısı arttıkça katlanan bulut tabanlı ağ altyapısı yatırımı, doğru ürünler kullanarak gerçekleştirildiğinde şirketlere ekonomik yük getirmek bir yana kârlılıklarında başrolde yer alıyor.

Nebula ailesi ile çözüm çok kolay

Güvenli, yapay zeka destekli bulut ağ çözümleri lideri Zyxel Networks, WiFi7 başta olmak üzere perakende zincirleri için Wireless, Switch, Nebula Cloud ve IP kamera çözümü gibi birçok ürün ve hizmet sunuyor. Ek donanım ve yazılım gerektirmeden kolayca kurulan sistemler sayesinde mağazalarda güvenlik, Switch, Wireless ve 4G / 5G bağlantılarını tek bir merkezi bulut platformu Nebula’da birbirine bağlanıyor, böylece mağaza ağı hem zahmetsiz hem de ölçeklenebilir şekilde korunup, yönetilebiliyor.

İşletmeler daha verimli hale geliyor

Bulut tabanlı ağ altyapılarının lüks değil büyük bir ihtiyaç olduğunu kaydeden Zyxel Networks Türkiye Ülke Müdürü Ömer Faruk Erünsal, “Türkiye gibi çok dinamik ve büyük bir perakende zincirine sahip ülkede hem satış hem mağazada ürün konumlandırma hem de muhafaza etmek için önemli bir operasyon gücünüzün olması gerekir. 85 milyon nüfusa sahip, yılda 50 milyon turist ağırlayan Türkiye’de perakende sektörü her geçen gün artan bir ivmeyle büyümesini sürdürüyor. Özellikle de zincir perakende markaları gün geçtikte yeni mağazalarını devreye alıyor. Bu ekosistemi bulut tabanlı ağ altyapılarına yatırım yapmadan yönetmek ya da verimli hale getirmek de geçen her saniye daha zorlaşıyor” dedi.

Kayıpların önüne geçiliyor, kârlılık artıyor

Perakende sektöründe bulut tabanlı ağ altyapıları ile sağlanan kesintisiz ve kaliteli internetin birbiriyle konuşan makineler IoT, çalışanlar ve müşteriler için üç ayrı kategoride ele alınması gerektiğini kaydeden Erünsal, şu ifadeleri kullandı: “Perakendede satılan ürünlerin tasarım ve pazarlama aşamasında başta yapay zeka olmak üzere Endüstri 4.0 ve 3D yazıcılar başrolde oynuyor. Bu şekilde internetin nimetlerinden faydalanılarak üretilen ve pazarlanan ürünler raflara konulduğunda bu mağazalarda neden internet kullanımı yeterli düzeyde olmasın? Müşteriler bugün ürünlerin önemli bölümünü e-ticaretten sipariş etme alışkanlığını sürdürse de mağazadan teslim almak istiyor. Hem müşterilerin hem çalışanların hem de perakende zincirinin IoT cihazlarının en büyük ihtiyacı kaliteli bir internet servisi olarak karşımıza çıkıyor. Zyxel Networks olarak perakende alanında global çapta önemli başarılara sahibiz. Çünkü müşterilerimizin ihtiyaçlarının ötesini görebilen çok yetkin bir teknik ekip ağına sahibiz. Nebula Cloud ürünlerimiz ile ihtiyaçlara tam olarak yanıt verebiliyoruz. Bugün 16 cihaza kadar bağlantı sağlayabilen dünyanın en hızlı bağlantısını sunan WiFi7 ile şirketlerin altyapısını oluşturuyoruz. Elimizde böylesi imkanlar varken, perakende markalarının zincirlerinde Türkiye’nin her yerinde aynı kalitede interneti sağlaması ve büyük bir ekonomik kazancı hem satış hem de ürün kaybının önüne geçerek elde etmesi mümkün.”

Kazan-Kazan prensibi devrede

Zyxel Networks olarak hem satış hem de satış sonrası hizmetlerle perakende sektörüne hizmet ettiklerini kaydeden Ömer Faruk Erünsal, “Türkiye ekonomisini büyütmenin ve geliştirmenin yolu perakende sektöründen geçiyor. Perakende zincirlerinin dijitalleşmesi için ise bulut tabanlı ağ altyapılarına yatırım yapmaları gerekiyor. Kazan-Kazan prensibi ile hareket ettiğimiz zaman market, akaryakıt, fastfood, hazır giyim, beyaz eşya ve telekomünikasyon alanındaki perakende zincirlerimiz yapacakları bulut tabanlı ağ altyapıları yatırımları sayesinde dijitalleşme yolculuklarında önemli bir mesafe kaydetmiş olacaklar” diye konuştu.

Babanıza “en iyi kişisel bakım”ı hediye edin

Her babanın kendine özgü bir tarzı vardır. Her zaman her yerde kendi tarzını savunan cesur babanıza özel bir kişisel bakım cihazı hediye ederek Babalar Günü’nü kutlayabilirsiniz. Saç kesiminden sakal biçimlendirmeye, tıraş rutinini tek bir cihazla çözen Remington ONE Total Body Multi-Goomer, kendi tarzını yansıtmak isteyen babanızın en büyük yardımcısı olacak.

Özgün karakterini yansıtmak veya yepyeni bir tarz yaratmak isteyen babanıza özel bir hediye arayışındaysanız, kişisel bakım cihazlarında neredeyse bir asırlık deneyime sahip olan Remington’ın tek bir cihazda birçok fonksiyonu barındıran Remington ONE Serisi onu çok mutlu edecek. Remington’ın her stile uygun geliştirilen Remington ONE Total Body Multi-Goomer Erkek Bakım Kiti, kendi cesur tarzını belirleme işini babanıza bırakıyor. Bu özel kit, kişisel bakım cihazlarının genel taşıma zorluğu, yer kaplama ve zaman harcama gibi problemlerinden kurtararak en iyi “kişisel bakım”ı yanında rahatlıkla taşımasını sağlıyor.

Hem tıraş hem vücut bakımı

Remington ONE Total Body Multi-Goomer Erkek Bakım Kiti, 18 farklı aparatı sayesinde saç ve sakal tıraşının yanı sıra vücut, burun, kulak ve kaş tüylerini kesme imkanı da sunuyor. Cihazın en belirgin özelliği değişen başlıkların rakiplerinde olduğunun aksine küçültülmüş değil orijinal boyutunda olması. Bu da tıraşın daha çabuk bitmesini ve tekrarlanan kesme hareketlerinden oluşabilecek cilt tahrişinin önüne geçilmesini sağlıyor. Remington ONE erkek bakım kiti, hem duşta kullanım hem de kolay temizlik için yüzde 100 su geçirmez özelliğe de sahip. Ayrıca, değişen başlıkları sayesinde hassas bölgelerin tıraşı için de oldukça iyi bir alternatif.