Ekonomi-teknoloji, magazin-yaşam haberleri, TUİK verileri

CUMHURIYETIMIZIN IKINCI YUZYILINDA TURKIYE EKONOMISI PANELI

Cumhuriyetin ikinci yüzyılında Türkiye ekonomisinin geleceği İzmir İktisat Kongresi Merkezi’nde konuşulacak

Ekonomi Muhabirleri Derneği İzmir Şubesi, ‘Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılında Türkiye Ekonomisi’ panelinde ekonominin yetkin isimlerini buluşturacak.

10 Haziran 2024 Pazartesi günü saat 17:00’de İzmir Valiliği İzmir İktisat Kongre Binası Büyük Salonu’nda ‘Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında Türkiye Ekonomisi’ panelinde, Türkiye ekonomisinin güçlü ve zayıf yönleri, döngüsel ekonomi ve sanayideki küresel trendler masaya yatırılacak.

Panelin moderatörlüğünü Ekonomi eski Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım yaparken, EMD İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Murat Demircan ve İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban’ın açılış konuşması sonrasında, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Uysal, İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEU) İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. C. Coşkun Küçüközmen ve SOCAR Türkiye Rafineri ve Petrokimya İş Birimi Pazarlama Müdürü Dr. Mevlüt Çetinkaya konuşmacı olarak katılacak.

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Uysal, “Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılında Türk Ekonomisi’nin Zayıf ve Güçlü Tarafları”nı anlatacak.

İzmir Ekonomi Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. C. Coşkun KÜÇÜKÖZMEN, “Döngüsel Ekonomi ve Paranın Geleceği” başlıklı bir sunum yapacak.

‘Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında Türkiye Ekonomisi’ panelinde, SOCAR Türkiye Rafineri ve Petrokimya İş Birimi Pazarlama Müdürü Dr. Mevlüt Çetinkaya ise; “Sanayide Küresel Trendler ve Türkiye’nin Konumu”nu işleyen bir konuşma yapacak.

Kütüphane İstatistikleri, 2023 Kayseri’de 2023 yılında halk kütüphanesi sayısı 28 oldu.

TZOB “Çiftçilerimiz buğday fiyatlarına çok tepki gösteriyor. Oda Başkanlarımız İllerinde Milletvekillerine ulaşarak fiyata müdahale edilmesini bekliyor. Buğdayda fiyatlar bir an önce revize edilmelidir.Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a bu durumu mektupla bildireceğiz”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, açıklanan buğday fiyatı hakkında değerlendirmelerde bulundu.

“Yaşam buğdayla başladı, bugün dünyanın her yerinde temel besin oldu. Yüzyıllardır üretimi yapılan buğday ülkemiz insanının beslenmesinde ilk sırada yer alıyor. Buğday fiyatları ülkemizde üretim yapan hemen her çiftçimizi doğrudan ilgilendiriyor.

Bu yıl da çiftçilerimiz artan girdi maliyetlerine, yaşanan doğal afetlerin verdiği zararlara ve artan kredi faiz oranlarına rağmen buğdayını ekerek üretimini yaptı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da emeğinin karşılığını almak üzere hasadına başladı.

Ülkemizde yüksek enflasyon baskısı ile geçim sıkıntısı artan çiftçilerimizin gözü kulağı günlerdir Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından açıklanacak fiyatlarda oldu.

Buğday çiftçimize bu yıl pozitif ayrımcılık yapılmasını beklerken, dün akşam açıklanan fiyat üreticilerimizde hayal kırıklığı yaşattı. Fiyat Birliğimizce kilogram başına 10 lira 87 kuruş olarak tespit edilen buğday maliyetine eşdeğer seviyede, prim dâhil kilo başına 11 lira olarak açıklandı. Bu yıl ki alım fiyatı, geçen yıl prim dâhil açıklanan kilo başına 9 lira 25 kuruş olan fiyatın sadece yüzde 18,9 üzerinde gerçekleşti.

Buğday hasadının başladığı Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ekmeklik buğdayda piyasa fiyatları 9 lira 85 kuruş seviyelerindedir. Açıklanan düşük alım fiyatı, ülke genelinde hasadın artması ile birlikte şuan piyasada oluşan fiyatların gerilemesine neden olacaktır.

Açıklanan fiyat, ne üretim maliyetleri ne de yüzde 75,45’i bulan enflasyon rakamları ile bağdaşıyor. Çiftçilerimize bu fiyatı izah edemeyiz, edemiyoruz. Dün akşamdan bu yana Oda başkanlarımız illerindeki Milletvekilleri ile görüşmeye başladı.

Birliğimiz ve Odalarımız çiftçilerimizin buğdaydan hak ettiği geliri elde etmesi için yoğun çaba sarf ediyor. Buğday fiyatları acilen revize edilmelidir.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a buğday fiyatlarının revize edilmesine yönelik talebimizi de bir mektupla bildireceğiz.

Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, son 10 yılda buğday ekim alanlarında yüzde 13,7 oranında azalma görülüyor. TÜİK verileri hububatta toplam üretimin geçen yıla göre yüzde 5,4 oranında azalacağını gösteriyor. Bu azalma, buğday üretiminden kaçış olduğunu gösteriyor. Fiyat revize edilmezse, bu yıl çiftçilerimiz buğdaydan ailesinin geçimini sağlayacak geliri elde edemeyecek, üretimden daha fazla kaçacaktır.

Buğday fiyatı sadece çiftçilerimizin sorunu değildir. Buğday üretiminden kazanamayan çiftçilerimiz üretmezse buğday ülkenin sorunu olacaktır.”

Scania, 500 Adet Super ile Tarihinin En Büyük Teslimatını Sağlık Lojistik’e Yaptı

Doğuş Otomotiv distribütörlüğünde Türkiye faaliyetlerini sürdüren dünyanın önde gelen ağır vasıta markası Scania, Türkiye pazarındaki en büyük teslimatını 500 adet ile Sağlık Lojistik’e gerçekleştirdi.

Global bazda Scania markası bu yıl içerisinde gerçekleştirdiği en yüksek adetli iş birliklerinden biri olan bu anlaşma ile Sağlık Lojistik filosunu 480 500R Super, 20 adet 500S Super ile güçlendirdi.

Temelleri 1950’li yıllarda bir araç ile Onursal Başkanları Sayın Süleyman Sağlık tarafından atılan Sağlık Lojistik, bugün modern araç filosu ve nitelikli insan kaynakları ile “Çevre Dostu Lojistik” sloganı ile yola devam ediyor. Filosuna kattığı 500 adet Scania çekicinin ilk etapta 250 adedi, Galataport Terminal Binası’nda düzenlenen tören ile firmaya teslim edildi.

Teslimat törenine Doğuş Otomotiv İcra Kurulu ve Yönetim Kurulu Başkanı E.Ali Bilaloğlu, Doğuş Otomotiv Scania Genel Müdürü Tolga Senyücel, Scania Türkiye Ülke Müdürü Per Stümer, Sağlık Lojistik İcra Kurulu Başkanı Ramis Sağlık ve Adnan Sağlık ile Sağlık Lojistik yönetim kurulu üyeleri, Scania Satış Müdürü Bayazıt Canbulat, Scania Türkiye Pazarlama Müdürü Ömer Madazlıoğlu, ve Scania Tuzla Satış ve SSH Müdürü Volkan Kahya katıldı. 

“Bu teslimat lojistik sektörünün geldiği noktayı gösteriyor”

Teslimat törenindeki açılış konuşmasını yapan Doğuş Otomotiv İcra Kurulu ve Yönetim Kurulu Başkanı E.Ali Bilaloğlu, “2023 yılı Türkiye için çok önemli bir yıldı. Bu yıl ise Doğuş Otomotiv’in 30.yılını kutlaması nedeniyle çok özel. Bununla birlikte Scania markasının Doğuş Otomotiv ile birlikteliğinin de 30.yılını kutluyoruz. Bu önemli yılda Türkiye’de Scania’nın bu zamana kadar yapmış olduğu en büyük filo teslimatını gerçekleştiriyoruz. Bu büyük teslimat, Türkiye’de lojistik sektörünün ne kadar ileri noktaya gelmiş olduğunu da gösteriyor. Yeni araçlarının, Sağlık Lojistik’e hayırlı olmasını diliyorum” dedi. 

“Lojistik sektörü, Türkiye’nin Yükselen Yıldızı”

Sağlık Lojistik İcra Kurulu Başkanı Ramis Sağlık, “Yarım asrı aşan ve nesillere aktarılan tecrübemizle yaşamın tedarik zinciriyiz. Müşteri ihtiyaç ve beklentilerini doğru analiz ederek, müşteri odaklı hizmetten şaşmadan zaman, maliyet ve kaliteyi göz önünde bulundurarak müşterilerimiz için en verimli çözümü sunmayı hedefliyoruz. Ayrıca bu yıl sürdürülebilirlik hedeflerimize paralel olarak yeşil lojistik sertifikası almaya hak kazandık. Teslim aldığımız Scania Super araçlar da hedeflerimizle aynı paralelde karbon salınımını azaltmaya katkı sağlayan yeni motor tasarımı ve en önemlisi yüksek yakıt tasarrufu ile bizim için olmazsa olmaz unsurlara sahip. Doğuş Otomotiv ile gerçekleştirdiğimiz iş birliği kapsamında 500 araçlık siparişimizin 250 araçlık kısmını bugün teslim alıyoruz, bu araçları filomuza katmaktan mutluluk duyuyoruz. Bugün gerçekleştirdiğimiz bu tören, Scania ile olan ilişkimizin daha da gelişmesine katkı sağlayacaktır” dedi. 

“Sağlık Lojistik’e çözüm ortağı olmaktan çok mutluyuz”

Doğuş Otomotiv Scania Genel Müdürü Tolga Senyücel, “Scania kariyerimin başından beri Sağlık Lojistik ismine aşinayım. Daha önce de iş birliği fırsatlarımız olmuştu ancak bugün bizlerin göğsünü kabartan bir teslimat törenine şahitlik ediyoruz.  Scania, düşük yakıt tüketimi, düşük bakım maliyeti ve yüksek ikinci el değeri ile öne çıkıyor. Öyle ki, Sağlık Lojistik, Super modelimizi yaklaşık 3 ay deneyip yüzde 8’e varan verimliliğini gördükten sonra 500 adetlik yeni siparişlerinde bizi tercih etti. Servis bakım kontratlarıyla beraber anlaşması sağlanan 500 adet araç için, kullanacakları süre boyunca kesintisiz bir satış sonrası hizmeti de sunuyor olacağız.  Aynı zamanda Sağlık Lojistik’in iş süreçlerinde müşterilerine kesintisiz hizmet vermesi için her zaman elimizden gelen desteği sağlayacağımızı da belirtmek isteriz” şeklinde konuştu.

“Sürdürülebilirlik birinci önceliğimiz”

Scania Türkiye Ülke Müdürü Per Stümer de yaptığı konuşmada “Bugün İsveç’in “Ulusal Günü” olmasının bu törene ayrı bir anlam kattığını da belirtmek isterim. Uluslararası taşımacılık sektöründe Scania olarak hem sürdürülebilirlik hem de iş süreçlerinin devamlılığı, bizim birinci önceliklerimiz. Sağlık Lojistik ile gerçekleştirilen bu iş birliğinin gelişerek devamını dilerim.” açıklamasında bulundu.

“Markamızın sürdürülebilirlik hedeflerinin odak noktasında müşterilerimiz bulunmaktadır”

Scania Türkiye Satış Müdürü Bayazıt Canbulat ise “Marka olarak, taşımacılıkta sunduğumuz çözümlerin yollardaki yansıması bizim için çok değerli. Bu değeri, yeni iş ortaklıkları ve sürdürülebilir çözümler ile destekleyebilmek ise temel hedefimiz. Bugün iş birliğimizi “Sağlık Lojistik” ailesinin tercih ettiği 500 adet SUPER model araçlar ile taçlandırıyoruz” dedi.

Tchibo Academy’nin kapıları bireysel eğitimlere de açılıyor!

Türkiye’de kahve kültürünün en önemli temsilcilerinden Tchibo, kahve tutkusunu uzmanlığa dönüştürmek isteyen kahve severler için bireysel eğitimlerini 12 Haziran’da Tchibo Academy’de başlatıyor.

Tchibo, şimdiye kadar kurumlara sunduğu Tchibo Academy eğitimlerini, kahve tutkusunu uzmanlık seviyesine taşımak isteyenlere özel bireysel eğitimlerle zenginleştiriyor. Tchibo Academy’deki eğitimlerde, kahveye ilişkin temel bilgilerden püf noktalara kadar hem eğitici hem eğlenceli workshop’lar ile gerçek kahve uzmanı olmanın incelikleri katılımcılarla paylaşılıyor. Uzman Tchibo ekibi tarafından hazırlanan ve sunulan kapsamlı eğitim sonunda katılımcılar sertifika almaya da hak kazanıyor.

Kahve tutkusu serüveni; “Coffee Passion” eğitimi

“Coffee Passion” eğitimi; kahvenin tarihçesi, kahvenin yetiştirme alanları, çekirdek yetiştirme süreçleri, demlemenin aritmetiği, kahve demleme teknikleri, teoriden pratiğe bölümlerinden oluşuyor. 12 Haziran’da başlayacak eğitimlerle her katılımcı, Tchibo’nun kahve uzmanlığı eşliğinde birçok püf noktasını keşfedebilecek ve kahve tutkusunu farklı bir seviyeye taşıyacak. Tchibo Academy eğitimlerine katılmak için [email protected] adresi ile iletişime geçebilir, Tchibo.com.tr’ den biletinizi alabilirsiniz.

Orange Orta Doğu ve Afrika, Çalışanlarını Engage for Change programına dahil ederek sosyal ve çevresel bağlılığını güçlendiriyor

CASABLANCA, FAS – 7 Haziran 2024 – Orange Orta Doğu ve Afrika (OMEA) (www.Orange.com) birkaç yıldır çevresel etkilerini azaltmak için somut adımlar atıyor. Bugün, yeni Orange Engage for Change programının bir parçası olarak, Uluslararası Çevre Günü’nde çeşitli ekolojik girişimlere doğrudan katılarak görevi devralanlar çalışanlardır.

OMEA ve çalışanları, Orange Engage for Change platformunu başlatarak kurumsal sosyal sorumluluğa (CSR) olan bağlılıklarını yeniden teyit ediyor. Bu girişim, ekip uyumunu güçlendirirken toplum ve çevre üzerinde olumlu bir etki yaratmayı amaçlıyor.

Kalıcı etki için kolektif bir taahhüt

İklim olayları, toplumsal çalkantılar ve değişen çalışma modelleri, vatandaşlar arasında referans noktalarına ve anlama yönelik acil bir ihtiyaç yaratmıştır ve çalışanlarımız da bu konuda istisna değildir. Çalışan bağlılığının bu zorluklarla başa çıkmada önemli bir anahtar olduğuna inanıyoruz. Orange Engage for Change programı, her çalışanın yılda üç iş gününü toplumsal etkisi olan projelere ayırmasını sağlıyor.

Harekete geçirmek ve ilham vermek için bir platform

Orange Engage for Change, toplumsal projeleri keşfetmek, paylaşmak ve bunlara dahil olmak için alan sağlayan bir web platformudur. Gönüllü olmak isteyen tüm Orange Group çalışanlarının ve taahhütlerimizin daha iyi anlaşılması için genel kamuoyunun erişimine açıktır. Bu çok ülkeli girişim, Orange Vakfı ve Orange Dijital Merkezler ağının programlarından yararlanarak, kendini işine adamış çalışanlarımızla birlikte gönüllü eylemleri desteklemek ve geliştirmek için yapılandırılmış bir çerçeve, sağlam bir altyapı ve çeşitli fırsatlar sunmaktadır.

Gerçek etki için somut eylemler

Platform, çalışanlarımızın aktif bağlılığı ile sağlam bir şekilde desteklenen çevresel ve sosyal girişimler sunmaktadır. Bu platformun somut etkisini göstermek üzere 5 Haziran günü boyunca bölgemiz genelinde bir dizi yerel girişim düzenlenmektedir. Örneğin Mali’de 200 Orange çalışanı gönüllüden oluşan bir ekip, 1.000 ağaç dikerek çocuklara adanmış bir kent parkının yeniden ağaçlandırılmasına katılırken, Abidjan’a 43 kilometre uzaklıktaki Fildişi Sahili’nde 150 çalışan sayesinde Azaguié ormanındaki 30 hektarlık alan yeniden ağaçlandırılacak. Bu örnekler Orange’ın sosyal bağları güçlendiren ve çevreyi koruyan yerel projeleri destekleme konusundaki kararlılığını simgelemektedir.

Orange Orta Doğu ve Afrika CEO’su Jérôme Hénique: “Orange Engage for Change’in lansmanı kurumsal sosyal sorumluluğa olan derin bağlılığımızı simgeliyor. Çalışanlarımızın olumlu etki yaratan projelerde doğrudan yer almalarını sağlayarak, faaliyet gösterdiğimiz ülkelerdeki toplumların sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunuyoruz” dedi.

Orange Orta Doğu ve Afrika KSS ve İletişim İcra Direktörü ve Orange Digital Center Vakfı Genel Sekreteri Asma Ennaifer ise şunları ekledi: “Bu platform, ekiplerimizi ortak değerler etrafında bir araya getirmek için güçlü bir araçtır. Çalışanlarımız tarafından gerçekleştirilen her girişim, her eylem, önemli bir değişiklik yaratma konusundaki kolektif yeteneğimizi gösteriyor. Bu bağlılığın meyve verdiğini görmekten ve yarattığı olumlu etkiye tanıklık etmekten gurur duyuyoruz.”

Orange Engage for Change ile Orange, kapsayıcılık ve çevre lehine yerel girişimlere yatırım yaparak ve aktif olarak destekleyerek insanlara daha da yakınlaşıyor.

Orange Engage for Change platformu ve Orange Group tarafından yürütülen sosyal projeler hakkında daha fazla bilgi edinmek için EngageForChange.Orange.com adresinde oturum açın. Yararlanıcıların ve çalışan gönüllülerin referanslarını keşfedin ve bu sosyal macerada bize katılın.

BYD Satış Kampanyalarında Hız Kesmiyor 

BYD Türkiye, Haziran ayına özel elektrikli araç almak isteyenler için eşsiz kampanyalar başlattı. Haziran ayında 50 bin TL indirimle 1 milyon 640 bin TL anahtar teslim fiyatıyla sunulan BYD ATTO 3, BYD Blade Batarya teknolojisi, yüksek menzili, etkileyici tasarımı ve iddialı fiyatıyla elektrikli araç tutkunlarını bekliyor.

Özel fiyatla BYD ATTO 3 modeline sahip olmak isteyenler aynı zamanda 300 bin TL’ye kadar 12 ay yüzde 0 faizli krediden de yararlanabiliyorlar. Haziran ayındaki eşsiz kampanyaya ek olarak BYD ATTO 3 alan kullanıcılara tercihlerine göre 1 yıllık kasko sigortası ya da 11 kW duvar tipi AC şarj ünitesi hediye ediliyor.

Online’a özel sadece 1.590.000TL

Haziran ayı kampanyalarına ek olarak online rezervasyona özel nakit alımlarda 1.590.000 TL kampanyası ile müşterilerine zaman ve lokasyon sınırı olmadan diledikleri her yerden araçlarını rezerve etme imkanı tanıyor. BYD, online rezervasyon hizmeti ile bütün süreci bire bir iletişimle destekleyerek satın alma sırasında müşterilerin hayatını kolaylaştırıyor.

Tüzel Müşteriler için uygun ödemelerle BYD ATTO 3 fırsatı

BYD, yüzde 100 elektrikli modeli BYD ATTO 3 için vergi levhası olan tüzel müşterilere özel kampanyasıyla da adından söz ettiriyor. Araç bedelinin yüzde 100’üne kadar kredi kullanma imkanı sunulan ticari müşterilere özel kampanyaya ek olarak, 48 ay vadeyle aylık 46 bin 667 TL’den başlayan taksit avantajı sunuyor. Karbon emisyonlarını düşürmek isteyen kurumsal firmalar başta olmak üzere şirket araçları ve yöneticiler için de ideal bir seçenek olarak dikkat çeken BYD Atto 3 modelinde tüzel müşterilere özel “Şimdi Al, 6 Ay Sonra Ödemeye Başla” seçeneğini sunuluyor. BYD Türkiye, bu kampanyadan faydalanan tüzel müşterileri için de 1 yıllık kasko sigortası ya da duvar tipi AC şarj ünitesini hediye ediyor.

Hayatı kolaylaştıran aksesuarlarla sunuluyor

BYD Türkiye’nin Haziran kampanyasında hediye edilen duvar tipi şarj ünitesi veya 1 yıllık kaskonun yanı sıra hayatı kolaylaştıran aksesuarlar da veriliyor. BYD ATTO 3 modelinde ev tipi duvar prizlerine uygun “Mod 2 şarj kablosu”, AC şarj üniteleri ile uyumlu “Mod 3 Tip 2 şarj kablosu”, araç enerji paylaşımı özelliğini (VtoL) kullanarak araçtan dışarıya enerji sağlayan “dörtlü prize sahip güç kablosu”, halı paspas seti, dört mevsim kauçuk paspas seti ve kauçuk bagaj havuzu standart olarak sunuluyor.

Haziran ayından itibaren, BYD ATTO 3 modelinde kablosuz Apple CarPlay özelliği standart olarak sunuluyor, bu sayede kablo kullanımını azaltarak kullanıcıların hayatını kolaylaştırıyor.

420 kilometrelik menzil, sadece 29 dakikada şarj imkanı

Dinamik sürüş özellikleri ve yüksek performansıyla dikkat çeken BYD ATTO 3, aynı zamanda teknolojik ve şık kabiniyle de beğeni topluyor. Elektrikli dönebilir 15.6 inç multimedya ekranına, spor vegan deri ön koltuklara ve zengin standart donanımlara sahip BYD ATTO 3, 420 kilometre menzili ve sadece 29 dakikada yüzde 30’dan yüzde 80 kapasiteye şarj edilmesiyle de öne çıkıyor. 60.4 kWsa bataryayı 150 kW (204 PS) güç ve 310 Nm tork sunan elektrikli motorla kombine eden BYD ATTO 3, 0-100 km/s hızlanmasını 7.3 saniye ile gerçekleştirerek segmentindeki en hızlı tek motorlu elektrikli SUV olarak öne çıkıyor.

Türkiye’nin en değerli akaryakıt markası bir kez daha Petrol Ofisi
Uluslararası lider marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance’in “Türkiye’nin En Değerli Markaları” 2024 yılı raporunda ilk 20’de yer alan tek akaryakıt markası olan Petrol Ofisi, bu yıl da sektörün en değerli markası seçildi.
Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance tarafından açıklanan “TÜRKİYE 125 – Türkiye’nin En Değerli Markaları” 2024 yılı raporunda, Türkiye’nin enerji altyapı grubu Petrol Ofisi, sıralamada ilk 20’de yer alarak akaryakıt sektörünün en değerli markası unvanını sürdürdü.
Dünyanın önde gelen bağımsız marka değerleme ve danışmanlık şirketi olan Brand Finance, yaklaşık 25 yıldır dünyanın en büyük markalarının finansal değerini hesaplayarak, bu markaları ülke ve sektör bazında sıralayarak raporlar hazırlıyor. Şirketin bu yılki “TÜRKİYE 125 – Türkiye’nin En Değerli Markaları” raporunda Türkiye’den 2.500’den fazla marka değerlendirildi.

Yandex Ads Ecomm+ CMO Etkinliği’nde yenilikçi reklam çözümlerini tanıttı

Yandex Ads Türkiye Ekibi, Türkiye’nin önde gelen şirketlerinde görev yapan pazarlama ve satış grubu yöneticileriyle, e-ticaret sektöründeki reklam yaklaşımlarının geleceğini tartıştığı özel bir etkinlikte bir araya geldi. 

Yandex Ads Türkiye, e-ticaret ve dijital pazarlama sektöründen 100’den fazla temsilcinin katıldığı özel bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Türkiye’nin önde gelen CMO’larıyla ve sektör temsilcileriyle e-ticaret reklam çözümlerinin geleceğinin masaya yatırıldığı etkinlikte, Yandex Ads ekibi e-ticaret reklamcılığının geleceğini belirleyecek yenilikçi teknolojiler hakkında öngörülerini paylaştı. Toplantıda Yandex Ads’in Türkiye pazarına verdiği önemin altı çizilirken, yenilikçi yaklaşımlar ve Yandex Ads Ecomm+ çözümü ile iş ortaklarını başarıya taşıyacak çözümleri sunma konusundaki kararlılığı vurgulandı. 

Toplantının açılış konuşmasını yapan Yandex Ads Uluslararası Satış Direktörü Vladimir Vodyanov, Yandex’in dünya çapında 26 bin 300 tam zamanlı çalışanıyla etkileyici iş gücünü vurgularken, şirkette toplam 10 bin developer ve mühendisin istihdam edildiğini aktardı. Türkiye ofisinde ise 10’dan fazla çalışanla güçlü bir yapıya sahip olduklarını belirten Vodyanov, “Türkiye’de şimdiye dek 250’den fazla marka ve 80 ajans ile iş birliği yaptık. Güçlü bir topluluk oluşturmak amacıyla birçok etkinlik ve workshop gerçekleştirdik. Önümüzdeki dönemde de Yandex’in en yeni AdTech teknolojilerini kullanarak, Türkiye’deki varlığımızı daha da güçlendirmeyi planlıyoruz” diye konuştu. 

Yandex Ads Büyüyen Pazarlardan Bölge Başkanı Veronika Zueva konuşmasında, e-ticarette dönüşümleri artırmak için makine öğrenimi algoritmalarını kullanan özel çözümleri olan Yandex Ads Ecomm+’da AdTech ve Yandex Ads’in devrim niteliğindeki sonuç başına ödeme reklam modelinin gelişimini anlattı. “Eskiden ödeme yapar ve işe yaraması için dua ederdiniz- şimdi ise sonuç almak için sadece ödeme yapmanız yeterli. Biz, tıklamalar ve gösterimler için değil, sadece sonuçlar için ücret alıyoruz. Bu da bizi işinizin doğrudan bir uzantısı olarak hareket eden ilk AdTech sağlayıcısı yapıyor, yani başarınıza en az sizin kadar yatırım yapıyoruz” dedi. 

Uygulanan bu yaklaşım sayesinde hem Türk e-ticaret sektörü hem de Yandex Ads Türkiye ekibi başarılı sonuçlara ulaştı. Geçen yıldan bu yana, şirketin Türkiye’deki Yandex Ads Ecomm+ çözümünden elde ettiği gelir yüzde 344 oranında artarken, aktif müşteri sayısı yüzde 123 oranında arttı. Ayrıca Yandex Navigator’da reklam fırsatlarını portföyüne ekleyen Yandex Ads Türkiye, çok yakında birçok yeni reklam ürününü Türkiye pazarına sunmayı planlıyor.  

Yandex Ads Türkiye Kıdemli İş Geliştirme Müdürü Turan Yurdakul, e-ticarette yeniden hedeflemenin önemini vurgulayarak, Yandex Ads Ecomm+ ürününün son dönemde ciddi bir büyüme gerçekleştirdiğini söyledi. Yurdakul, “Performansa dayalı reklamcılık, yeniden hedefleme ile kullanıcı edinimini birleştirerek daha fazla dönüşüm, gelir, ROI ve büyüme sağlayan güçlü bir motor oluşturuyor” dedi. 

Toplantıda son olarak Yandex Ads Uluslararası Reklam Arayüzleri Hizmet Başkanı Andrei Senaev, çerezsiz çözümlerin önemini vurguladı. Senaev, çerezlerin aşamalı olarak kaldırılmasıyla birlikte gelişen dijital ortamda reklam başarısını sağlamak için bu çözümlerin kritik önemde olduğunu belirtti. 

Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş da sunumuyla global ekonomik trendler hakkında görüşlerini paylaştı.

Bayramınız Beklemekle Geçmesin

Fakir Hausgeräte’nin en popüler ürünlerinden Steel Proof 1800 Kıyma Makinesi, Kurban Bayramı’nda en büyük yardımcınız olacak. Bu sayede artık kasaplarda saatlerce beklemeden kıyma çektirebilir, makinenin farklı fonksiyonları sayesinde sosis, sucuk ve içli köfte de yapabilirsiniz.

Kurban Bayramı’na çok az bir zaman kaldı. Bu yıl da kurban kesmeyi planlayanlar, kıyma çektirmek için kasaplarda saatlerce beklemenin endişesini şimdiden yaşamaya başladı. Oysa üstün Alman teknolojisini evlerimize taşıyan dünyanın en büyük elektrikli ev aletleri üreticilerinden Fakir Hausgeräte’nin en popüler ürünlerinden Steel Proof 1800 Kıyma Makinesi, sizleri bu zahmetli süreçten kurtarıyor.

Yıllara meydan okuyan tasarım

Paslanmaz çelik dış kaplaması ile yıllara meydan okuyan bir tasarıma sahip olan Steel Proof 1800 Kıyma Makinesi, kıymanızı, tercih ettiğiniz kalınlıkta çekebilmeniz için ince ve kalın paslanmaz çelik kıyma diskleri, 2 kademeli hız ayarı, etin sinirlerinin bıçaklarına sarılmasını engelleyen Ters Çalışma Fonksiyonu, geniş haznesi ve 1800 W gücü ile kıymanızı istediğiniz kıvamda hazırlama özelliklerine sahip.

Evde sosis ve sucuk yapmak isteyenlere

Çalışma sırasında kaymayı önleyen, böylece mutfak kazalarının da önüne geçen Steel Proof 1800 Kıyma Makinesi, kurumuş ekmekten en sert peynirlere kadar farklı yiyecekleri öğütme becerisine sahip. Ayrıca özel aparatı sayesinde içli köfte, sosis veya sucuk yapımında da yardımcı olan Steel Proof 1800 Kıyma Makinesi, bu yıl Kurban Bayramı’nda en büyük yardımcınız olacak.

Geleneksel lezzetler kısa sürede sofranızda!

Steel Proof 1800 Kıyma Makinesi yardımıyla Türk mutfağına özgü, Köfteli İslim Kebabı, Sebzeli Köfte Sarma ve Püreli Tepsi Kebabı gibi birçok geleneksel tarifi kolaylıkla hazırlayabilirsiniz.

Inooster ve Ipekyol Group, KOZA Projesi ile 5. EX Awards Turkey’de Birinci Oldu!

Çalışan deneyimi projelerinin ödüllendirildiği Türkiye’nin ilk ve tek ödül programı olan EX Awards Turkey®’de 2024’ün en iyi projeleri sahiplerini buldu. Inooster ve Ipekyol Group, “KOZA Uygulaması” ile çalışan deneyimini iyileştirmeye yönelik çabaları sayesinde 5. EX Awards Turkey’nin BİRİNCİSİ olarak büyük bir başarıya imza attı. KOZA Projesi, adayların, ABD ve Avrupa’da deneyim ölçümlemelerinin yaratıcısı olan Dr. Nihat Tavşan’ın kullandığı metriklerle yapılan değerlendirmede en yüksek skoru kaydederek birinciliği elde etti.

Ipekyol Group Perakende Direktörü Köksal Kaysı ve Inooster Kurucu CEO’su Murat Yılmaz, projenin dönüşüm sağlayan tüm detaylarını 11. Müşteri Deneyimi & Teknolojileri Zirvesi’nde “KOZA ile Dönüşüm: Oyunlaştırma ile Çalışan Deneyiminin Geleceği” konulu oturumda katılımcılarla paylaştılar.

Verimlilikte %4-15 artış sağladı

Group’un Ipekyol, Twist ve Machka markalarının 2 bin mağaza çalışanına yönelik geliştirilen KOZA uygulaması, manuel süreçlerin otomasyonla birleşerek oyunlaştırma dinamikleriyle harmanlanmasını sağladı. Ipekyol Group, KOZA uygulaması sayesinde iş süreçlerinin verimliliğinde %4-15 arasında artışlar elde etti. Uygulamanın kullanımı, günlük görevlerin genel kampanya süreçlerine olumlu etkiler yapmasıyla satışları da artırdı.

KOZA Uygulaması ile çalışan deneyiminde yeni dönem

Ipekyol Group Perakende Direktörü Köksal Kaysı, “Ipekyol Group olarak, sürekli dönüşümün ve yenilikçiliğin önemini biliyoruz. KOZA, İpekyol’un mağaza çalışanlarına sunduğu bir ayrıcalık ve inovasyon örneğidir. Bu uygulama sayesinde, süreçleri otomasyona çevirerek çalışanlarımızın işlerine daha bağlı olmalarını ve hedeflerine daha kolay ulaşmalarını başardık” dedi.

İSTANBUL-SİVAS YHT HATTI’NDA 1 AYDA 55 BİN YOLCU

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu İstanbul-Sivas YHT aktarmasız ekspres YHT seferlerine vatandaşların yoğun ilgi gösterdiğini söyledi. İstanbul Sivas Hattı’ndaki 483 yolcu kapasitesine sahip tren setlerinin yüzde 90 doluluk oranı ile seferlerini yaptığına vurgu yaptı ve bu hatta bir ayda 55 bin yolcunun seyahat ettiğini bildirdi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul-Sivas YHT aktarmasız ekspres YHT seferleri ile ilgili açıklamada bulundu. 4 Mayıs’ta ilk seferine çıkan İstanbul-Sivas doğrudan aktarmasız ve ekspres YHT seferlerinin doğu ve batı bölgelerini hızlı güvenli ve konforlu bir şekilde birbirine bağlayan çok önemli bir hat olduğunun altını çizen Bakan Uraloğlu, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde başlattığımız demiryolu hamlesinin en önemli projelerinden olan Ankara-Sivas YHT Hattı’nın 26 Nisan 2023 tarihinde hizmete verilmesinin ardından Osmanlı’nın Başkenti İstanbul, Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara ve Selçuklu’nun Dar-ül Ala’sı Sivas arasında YHT ile kesintisiz seyahat mümkün hale geldi.  Sivas, İstanbul arasında Yozgat, Kırıkkale, Ankara, Eskişehir, Arifiye, İzmit’ te duruş yapan YHT’ler Türkiye’nin ekonomisi, sanayisi gelişmiş kadim şehirlerini birbirine bağladı.” ifadelerini kullandı.

İstanbul-Sivas YHT seferleri sayesinde Sivas ve çevresindeki illerin İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlere ekonomik entegrasyonunun sağlandığını belirten Uraloğlu, “Hattımız sayesinde hem iş gücü mobilitesi hem de turizm potansiyeli arttı, bölgedeki yerel ekonomiye canlılık geldi” dedi.

İstanbul Sivas YHT Hattı Zamandan Tasarruf Ettiriyor

Özellikle Ankara-Sivas arasında birçok mühendislik harikasının bulunduğu hattın 4 mevsim seyir keyfi sunduğunu, modern ve yüksek teknoloji altyapısıyla göz doldurduğunu vurgu yapan Bakan Uraloğlu sözlerine şöyle devam etti:

“YHT hatlarında inşa edilen tüneller, viyadükler ve köprülerin hepsi yüksek teknoloji barındıran mühendislik harikası yapılar. YHT’ler bu hatta 4 mevsim seyir güzelliği sunarken, 250 km/s hız yaparak İstanbul’dan Sivas’ a 12 saat olan yolculuğu ortalama 7 saat 10 dakikada tamamlıyor. Yüksek hızlı trenlerimiz, yolcularımıza konforlu yolculuğun yanı sıra internet gibi önemli hizmetler sunarak keyifli bir seyahat deneyimi sağlıyor.”

İstanbul Sivas YHT’ ye Vatandaşın İlgisi Büyük

İstanbul ile Sivas arasındaki yolculuk süresini önemli ölçüde kısaltan İstanbul-Sivas Yüksek Hızlı Trenlerine vatandaşların ilgisinin büyük olduğunu dile getiren Bakan Uraloğlu, bu hatta kullanılan 483 yolcu kapasitesine sahip setlerin yüzde 90 doluluk oranı ile seferlerini yaptığına vurgu yaptı ve hatta bir ayda 55 bin yolcunun seyahat ettiğini aktardı.

Çevreye Saygılı, Doğa Dostu Seyahatler

Trenin adı kara olsa bile modern teknolojiye sahip YHT setlerinin çevreci yanı ile öne çıktığına vurgu yapan Bakan Uraloğlu: “Günümüzde her bir eylemimiz karbon ayak izi bırakıyor, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak Lojistik kaynaklı sera gazı emisyonu ve hava kirliliğini azaltılmak adına daha verimli ulaşım ekosistemi oluşturmak için tedbirleri alıyoruz. Son 22 yılda demiryolu öncelikli politikalarımız sonucu hayatımıza giren YHT’ler enerji verimliliği ile çevre dostu ulaşım alternatifi sunuyor” dedi.

Fortinet 2024 Bulut Güvenliği Raporu yayınlandı
2024 yılında kuruluşların çoğunluğu (yüzde 78) hibrit ve çoklu bulut stratejilerini tercih ediyor. Bu kuruluşların yüzde 43’ü bulut ve şirket içi altyapıdan oluşan bir hibrit kullanırken, yüzde 35’i çoklu bulut stratejisine sahip olduğu görülüyor
Kurumlar daha fazla bulut uygulaması geliştirip dağıttıkça, güvenlik daha karmaşık hale geliyor. Birçok kuruluş, saldırı yüzeyini genişleten ve karmaşıklığı artıran hibrit veya çoklu bulut yaklaşımını benimsiyor. Güvenlik ekipleri genellikle çeşitli özel ve genel bulut iş yüklerini ve ortamlarını yönetmekte ve güvenliğini sağlamakta zorlanıyor. Çoklu bulutun benimsenmesinin birçok faydası olsa da birden fazla araçla uğraşmak yönetim karmaşıklığını artırıyor ve tüm bulut ortamlarında tutarlı güvenlik politikaları uygulamayı zorlaştırıyor ya da imkansız hale getiriyor. Daha da kötüsü, kuruluşlar bulut hizmetleri eklemeye devam ettikçe güvenlik karmaşıklığı seviyesi genellikle zaman içinde artıyor ve bu da daha fazla yönetim zorluğuna ve maliyete yol açıyor.

2024 Bulut Güvenliği Raporu, kurumların bulut ortamlarını korumada karşılaştıkları zorluklar ve öncelik verdikleri stratejiler hakkında bilgi edinmek amacıyla Cybersecurity Insiders tarafından Fortinet sponsorluğunda hazırlandı. Rapor, dünya çapında 927 siber güvenlik uzmanının katıldığı kapsamlı bir ankete dayanıyor ve bulut güvenliğini yönlendiren mevcut trendler hakkında içgörüler sunuyor.

Hibrit ve çoklu bulut tercihi devam ediyor

2024 yılında kuruluşların çoğunluğu (yüzde 78) hibrit ve çoklu bulut stratejilerini tercih ediyor. Bu kuruluşların yüzde 43’ü bulut ve şirket içi altyapıdan oluşan bir hibrit kullanırken, yüzde 35’i çoklu bulut stratejisine sahip. Bu rakamlar, kuruluşların yüzde 39’unun hibrit bulut ve yüzde 33’ünün çoklu bulut kullandığı iki yıl öncesine göre sadece küçük bir artışı temsil ediyor.

Yıllar süren hızlı benimsemenin ardından, pazar olgunlaştıkça bulut büyümesi yavaşladı. Bu noktada, heyecan dengesini bulmuş gibi görünüyor ve bulut bilişimin faydaları iyi anlaşılmış durumda. Bulut esnekliği ve çevikliğinden faydalanabilecek BT ihtiyaçları olan veya bulut ortamlarına özgü hizmetlere ihtiyaç duyan kurumlar projelerinde ilerleyebiliyor.

Çoğu kurum, güvenliğin bulut stratejilerine dahil edilmesi gerektiğinin de farkında. Bulutla ilişkili siber güvenlik zorlukları ve bulut ortamlarında gelişmiş güvenlik önlemlerine duyulan ihtiyaç, yapay zeka tabanlı yeni tehditler karşısında daha kritik hale geliyor. Aslında, kuruluşların yüzde 96’sı bulut güvenliği konusunda orta veya aşırı derecede endişeli olduklarını bildiriyor. Güvenlik açıkça bir önceliktir ve katılımcıların yüzde 61’i bulut güvenliği bütçelerinin önümüzdeki 12 ay içinde artacağını öngörüyor.

Kurumlar, günümüzün giderek bulut odaklı hale gelen ortamında hassas verileri korumak ve düzenleyici standartlara uymak amacıyla bulut güvenliği bütçelerini yüzde 37 oranında artırmayı planladıklarını bildiriyor.

Sanayicilerin dijital kabuk değişimine rehberlik eden haberleşme teknolojisi

Üretim süreçlerini optimize etmek, maliyetleri düşürmek ve inovasyonu teşvik etmek için kritik öneme sahip olan dijital dönüşüm, günümüz endüstriyel ortamında artık lüks değil, bir zorunluluk haline geldi. Bu noktada dijital dönüşüm; işletmelerin verimliliğini, esnekliğini ve rekabetçiliğini artırmak adına dijital teknolojileri benimsemesi anlamına geliyor. CLPA Türkiye Müdürü Önder Şenol, bu dönüşümü başarılı bir şekilde gerçekleştirmenin yolunun ise doğru endüstriyel ağ altyapısına yatırım yapmaktan geçtiğine dikkat çekiyor.

Dijital dönüşüm, işletmelerin gelecekteki başarısı için kritik bir adım. Ancak bu dönüşümü gerçekleştirmek doğru endüstriyel ağ altyapısına sahip olmayı zorunlu kılıyor. CC-Link Partner Association (CLPA) olarak CC-Link IE TSN teknolojisi ile dijital dönüşümü desteklediklerini ve endüstriyel ağları optimize ettiklerini belirten CLPA Türkiye Müdürü Önder Şenol, “Eğer yarının oyun kurucuları arasında yer almak ve küresel rekabette öne çıkmak istiyorsanız dijital geleceğinize sağlam adımlarla ilerlemeli ve doğru altyapıya yatırım yapmalısınız” dedi.

Doğru endüstriyel ağ altyapısına yatırım yapmak dönüşümün başarısını belirliyor

Dijital teknolojilerin veri analitiği, otomasyon ve yapay zekâ gibi alanlarda büyük ilerlemeler sağladığına dikkat çeken Önder Şenol; “Bu teknolojiler, endüstriyel operasyonların daha verimli, esnek ve hızlı olmasını mümkün kılıyor. Dijital dönüşüm sürecinde endüstriyel ağ altyapısı, tüm operasyonların bel kemiği olarak işlev görüyor. Yanlış veya yetersiz bir altyapı, veri iletiminde gecikmelere, güvenlik açıklarına ve operasyonel verimsizliklere yol açabiliyor. Dolayısıyla doğru endüstriyel ağ altyapısına yatırım yapmak, dijital dönüşümün başarısı için hayati önem taşıyor. Bu noktada CLPA olarak, endüstriyel haberleşme ve kontrol ağı alanında ileri teknolojilerle sanayiciler başta olmak üzere farklı işletmelerin dijital kabuk değişimine rehberlik ediyoruz. Geliştirdiğimiz CC-Link IE TSN (Time Sensitive Networking- Zaman Duyarlı Ağ) teknolojisi ile dijital dönüşüm sürecini kolaylaştırmak ve hızlandırmak için gerekli alt yapıyı sağlıyoruz” diye belirtti.

Dijital dönüşümü hızlandıran teknoloji

CC-Link IE TSN teknolojisinin yüksek hız ve güvenilirlik konusunda güçlü bir çözüm ortağı olduğunun altını çizen Şenol; “CC-Link IE TSN, yüksek bant genişliği ve düşük gecikme süreleri ile veri iletimini optimize ediyor. Bu sayede endüstriyel otomasyon sistemlerinin daha verimli çalışmasını sağlıyor. Aynı zamanda farklı endüstriyel uygulamalar ve sistemler için esnek ve ölçeklenebilir bir çözüm sunuyor. Böylece işletmeler büyüdükçe ve değiştikçe ağ altyapılarını kolayca yeni sisteme uyarlayabiliyor. Teknolojimiz, endüstriyel ağların güvenliğini sağlamak üzere gelişmiş güvenlik protokollerini kullanıyor. Böylelikle veri bütünlüğü korunuyor ve yetkisiz erişim önlenebiliyor. Tüm bunlara ek olarak CC-Link IE TSN, mevcut endüstriyel ağ altyapıları ile uyumlu olduğu için kolay entegrasyon sağlıyor. Bu da dijital dönüşüm sürecinde kesintisiz bir geçişe fırsat tanıyor” şeklinde konuştu.

Kuru meyve sektörünün ortalama ihraç fiyatı 2,8 dolardan 3,5 dolara yükseldi

 Türkiye’nin üretim ve ihracatında dünya lideri olduğu çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incirde 2023/24 sezonunda ihracat yüzde 8’lik artışla 933 milyon dolardan 1 milyar 7 milyon dolara ulaştı ve 1 milyar dolar barajı aşıldı.

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği tarafından yayınlanan ihracat istatistiklerine göre; kuru meyve sektörünün muhteşem üçlüsünün miktar bazındaki ihracatı ise; yüzde 12’lik düşüşle 328 bin tondan, 290 bin tona geriledi.

Miktardaki düşüşe karşın elde edilen döviz tutarındaki artış ortalama ihraç fiyatının dolar bazında yüzde 22 artması sayesinde oldu. 2022/23 sezonunda üç ürünün ortalama kilogram ihraç fiyatı 2,84 dolar iken, 2023/24 sezonunun aynı döneminde 3,46 dolara yükseldi.

 Çekirdeksiz kuru üzüm ihraç fiyatı 3 bin dolara koşuyor

Türkiye’nin kuru meyve ihracatını domine eden çekirdeksiz kuru üzüm ihracatıımızın 1 Eylüy 2023 – 3 Haziran 2024 tarihleri arasında 175 bin 641 ton karşılığı 395 milyon 444 bin dolar olduğunu dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, 9 aylık dönemde çekirdeksiz kuru üzümün ortalama ihraç fiyatının bin 692 dolardan, 2 bin 248 dolara çıktığı bilgisini verdi. 

Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatımızın 1 Eylül 2022 – 3 Haziran 2023 tarihleri arasında miktar bazında 196 bin 581 ton olurken, döviz getirisinin 332 milyon 884 bin dolar olduğunu hatırlatan Işık, “Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatı miktar bazında yüzde 11’lik gerileme yaşasada, döviz gerisini yüzde 19 arttı. Kuru üzümümüzün ihraç fiyatı dolar bazında yüzde 33 artmış oldu. Son bir haftalık süreçte çekirdeksiz kuru üzümün ortalama ihraç fiyatı 2 bin 839 dolara ilerledi ve 3 bin dolara yaklaştı. Bu başarıya emek veren tüm üreticilerimizi ve ihracatçılarımızı kutluyoruz” diye konuştu.

Cennet meyvesi olarak tanımlayan kuru incirde sezonun başladığı 6 Ekim 2023 tarihinden, 3 Haziran 2024 tarihine kadar geçen 8 aylık süreçte 54 bin 876 ton kuru incir ihraç edildiğini aktaran Başkan Işık sözlerini şöyle sürdürdü; “Kuru incir ihracatımız 2022/23 sezonunun aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 6 düşsede, döviz gelirimiz yüzde 19’luk artışla 209 milyon dolardan 249 milyon dolara ulaştı. Kuru incirimiz geçen sene ton başına 4 bin 240 dolara ihraç edilmişken, bu sezon yüzde 29 daha katma değerli ihraç ettik ve kuru incirimizin ihraç fiyatı ton başına 5 bin 458 dolara ilerledi. Son bir haftalık dönemde kuru incirimizin ortalama ihraç fiyatı 6 bin 431 dolara çıktı. Kuru incirimizin ihraç fiyatının bu seyirle 6 bin 500 doları geçmesini bekliyoruz. Kuru incir ihracatında 2023/24 sezon sonu için belirlediğimiz 300 milyon dolar hedefine emin adımlarla ilerliyoruz.”

Türkiye, üretim merkezi Malatya olan ancak ihracatta Ege Bölgesi’nin lider olduğu kuru kayısıda, 1 Ağustos 2023- 3 Haziran 2024 tarihleri arasında 60 bin 320 ton kuru kayısı ihraç etti ve 362 milyon 124 bin dolar döviz geliri elde etti. Kuru kayısıda ortalama ihraç fiyatı dolar bazında yüzde 13’lük artışla 6 bin 27 dolardan, 6 bin 785 dolara yükseldi. Kuru kayısıda ortalama ihraç fiyatı 7 bin dolara yaklaştı.

“Değişimi Yönetmekte Öncü Ol” Temasıyla Global HR Summit 2024 Birinci Gününü Tamamladı!

Türkiye’nin lider toplantı ve etkinlik şirketi KREA M.I.C.E. tarafından düzenlenen İnsan ve Kültür Yönetimi’nin en kritik konularının detaylı olarak işlendiği Global HR Summit 2024 ’ün birinci gününde; dünyaca ünlü konuşmacılar, konferans ve eğitim programlarıyla eşsiz bir deneyim sundu.
Global HR Summit 2024’ün “Onur Konuşmacısı”; geçtiğimiz yıl olduğu gibi, İnsan Kaynakları dünyasının duayen ismi, ünlü yönetim gurusu, İnsan Kaynakları alanında en etkili isimlerden biri, Michigan Üniversitesi Profesörü, RBL Grup Kurucu Ortağı, kuramları ve kitaplarıyla “İnsan Kaynaklarının Babası” kabul edilen Dave Ulrich oldu. Ulrich konuşmasında, zorlu dönemlerde insan kaynaklarının gücünden bahsederek “Dünyadaki dinamik değişikliklere cevap vermek için sürdürülebilir bir dönüşüm nasıl sağlayabiliriz?” sorusu üzerinden teknoloji, yapay zeka, mega trendler, dönüşüm ve işin geleceği konusu üzerinde durdu. “Bugünün dünyasında, işi değiştiren dönüşümleri ve çevikliği nasıl inşa edebiliriz?”, “Değer yaratmak için dönüşümü nasıl sağlayabiliriz?” becerileri hakkında açıklamalar yaptı. Ulrich ayrıca, insan kapasitesinin ve çevikliğin öneminden de bahsederek sürdürülebilir dönüşümün nasıl olacağını anlattı.
125’in Üzerinde Lider Konuşmacı, 100 Oturumda Vizyon ve Tecrübelerini Paylaştı
Global HR Summit 2024, Thinkers 50 Üyesi, dünyaca ünlü düşünce önderi, Vizyoner Liderliğin Da Vinci’si olarak tanımlanan konuşmacı, yazar, Dr. Oleg Konovalov ’un yanısıra HR ve İş Gücü İnovasyonu alanında dünya ünlü stratejist Andrew Spence, İnsan Kaynakları ve Yetenek Keşfi Analist Mervyn Dinnen ve dijital dönüşüm ve yıkıcı inovasyon alanlarında önde gelen bir düşünce lideri olan Charlene Li gibi dünyaca ünlü pek çok konuşmacıyı da İstanbul’da buluşturdu.
Charlene Li, yapay zekayı benimsemekten söz ederek yapay zekanın yarattığı devrim ve insan kaynaklarını nasıl etkileyeceğini anlattı. Yapay zekanın aslında çok uzun zamandır hayatımızda olduğunu söyleyen Li, yeni yapay zeka araçlarından bahsetti. “Bir lider olarak yapay zekayı nasıl kullanabiliriz?”, “Nasıl bir strateji belirleyebiliriz?” ve “Bu dönüşümü nasıl sürdürülebilir kılabiliriz?” sorularına yanıtlar verdi.
Uluslararası arenada başarılarıyla adından sıklıkla söz ettiren liderlerin konuşmacı olarak yer aldığı Global HR Summit 2024’in ilk gününde, “Değişimi Yönetmekte Öncü Ol!” ana teması altında; “Zorlu zamanlarda HR’ın gücü: Çevikliği ve dönüşümü yönetmek”, “Vizyoner liderlik – yarının liderlerini yetiştirmek”, “Yeni dünya, yeni liderlik, yeni yetenek”, “İşin ve HR’ın geleceğine yön verecek 5 küresel mega trend”, “Yapay zeka çağında başarılı bir dönüşüm için insan olmanın önemi”, “İz bırakan liderlik: Değişimi yaratmak ve yönetmek”, “Dönüşen iş dünyasında yan haklar: Yeni beklentilere yeni yaklaşımlar”, “Değişimi yönetmede takımların dönüştürücü gücü”, “Çalışan bağlılığında sürdürülebilirlik kültürü yaratmanın önemi”, “Sosyotelizm”, gibi birçok kilit konu başlığının yanı sıra liderlikle ilgili birbirinden özel konferans ve eğitim programlarına da yer verildi.

Trend Micro, Tüketicilere Yönelik Yapay Zeka Bilgisayarları için Dünyanın İlk Güvenlik Çözümlerini Sunuyor

Dünyanın önde gelen siber güvenlik şirketlerinden Trend Micro, Computex 2024’te yapay zekaya yönelik yeni çözümlerini sergiliyor.

Trend Micro yapay zeka içeren bilgisayarlar çağında ortaya çıkan tehditlere karşı koruma sağlamak için özel olarak tasarlanan ilk tüketici güvenlik çözümlerini tanıttı. Trend Micro, bu gelişmiş özellikleri içeren çözümlerini 2024’ün sonlarında tüketicilere sunacak.

Intel İstemci Yazılım Ekosistemini Desteklemeden Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Carla Rodriguez, “Kod adı Lunar Lake olan yeni nesil Intel Core Ultra işlemcilerimizi kullanan yapay zeka çözümleri konusunda Trend Micro ile işbirliği yapmaktan heyecan duyuyoruz. Trend Micro, gecikme süresini azaltırken kullanıcı gizliliğini ve güvenliğini artıran yerel taramalara olanak tanıyan e-posta savunma özelliği için Lunar Lake 48 NPU Top’ı kullanan ilk şirket olacak. Intel, Trend Micro gibi yapay zeka bağımsız yazılım tedarikçileri (Independent Software Vendor) için eşsiz ölçek ve kanallar sunan geniş ve açık bir ekosistemi destekliyor. Trend Micro’nun yüksek güvenliğe sahip yapay zeka destekli bilgisayar arayanlar için çözümlerini daha da ileriye taşımasını dört gözle bekliyoruz” dedi.

Trend Micro’nun ekosisteminin bu hafta Intel’i de kapsayacak şekilde genişlemesi, sınır tanımayan inovasyona odaklandığının bir göstergesi olarak büyük önem taşıyor. Trend Micro, yapay zeka ve diğer gelişmekte olan teknolojilere odaklanmaya devam ederken, sektördeki diğer paydaşlarla olan iş birliklerini genişletiyor.

Trend Micro COO’su Kevin Simzer, “Yapay zekayı sadece güvenlik için kullanmıyoruz, aynı zamanda yapay zekanın kendisini de güvence altına alıyoruz. Bu yapay zeka çağının değeri, nihayetinde kurumsal düzeyden bireysel tüketiciye kadar ne kadar güvenli olduğuna bağlı olacak. Trend Micro her ikisini de ele alırken, sektördeki pek çok şirket henüz bunlardan hiçbirini yapmıyor” dedi.

Avrasya Bölgesi Teknik Lideri Burçin Olgaç, “Bu yeni güvenlik çözümlerimizle, yapay zekanın getirdiği yeniliklerin risklerini en aza indirirken, tüketicilere en yüksek düzeyde güvenlik sunmayı amaçlıyoruz. Yapay zeka çağında kullanıcılarımızın verilerini korumak ve güvenlikte öncü konumumuzu sürdürmek için kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz” dedi.

Nöral işlem birimleri (NPU’lar) tarafından desteklenen yapay zeka bilgisayarları, tüketicilerin yapay zeka uygulamalarını bulut yerine cihazlarında yerel olarak çalıştırmalarına olanak tanıyarak gizlilikten performansa kadar birçok avantaj sağlıyor. Bilgisayar üreticileri yeni yapay zeka bilgisayarlarını hızla pazara sundukça, tüketicilere hem yeni fırsatlar hem de yeni risklerle karşı karşıya kalıyor. Trend Micro, Computex 2024’te sergilenen yeni özelliklerle bu riskleri ele almayı amaçlıyor:

·Yapay zeka uygulama güvenliği: Bilgisayarlar için geleneksel siber güvenlik çözümleri, tüketicilere yönelik yapay zeka uygulamalarını kötü niyetli faaliyetlerden korumak söz konusu olduğunda yeterli olmuyor. Modelde izinsiz değişiklik yapma veya bilgi tabanı bozma gibi yöntemler, bir yapay zeka uygulamasının kullanıcıları hassas kişisel bilgileri kaybetme veya yanlış bilgi kurbanı olma riskiyle karşı karşıya bırakacak şekilde yönlendirilmesine neden olabiliyor. Trend Micro’nun yapay zeka uygulama koruma özelliği bu riski ele almak için tasarlandı ve 2024 yılında cihaz güvenliği ürünlerinde kullanıma sunulacak.

·NPU ile desteklenen e-posta güvenliği: Önceden, bilgi işlem gücü gereksinimleri nedeniyle e-posta içeriğinin analiz için buluta gönderilmesi gerekiyordu. Trend Micro artık e-posta dolandırıcılığına karşı korumayı yapay zeka bilgisayarında yerel olarak çalıştırabiliyor. Bu, daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunuyor ve veri gizlilikle ilgili sorunları ortadan kaldırıyor. Trend Micro, 2024 yılında cihaz güvenliği çözümlerinin bir parçası olarak sunulacak olan bu özelliğin kullanımında yapay zeka bilgisayarlarında yüzde 100’lük bir artış görmeyi bekliyor.

Trend, Computex’teki K0028 standında yapay zeka uygulama güvenliği ve NPU destekli e-posta güvenliği çözümünü sergiliyor.

Trend Micro’nun yapay zeka çağında tüketicileri koruma taahhüdü hakkında daha fazla bilgi edinmek için https://www.trendmicro.com/consumer-ai adresini ziyaret edebilirsiniz.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Ekonomi-teknoloji haberleri

Ev kiralarken kimlik sahteciliğine dikkat Sahte kimlikle dolandırıcılık, emlak sektöründe de sıkça yaşanmaya başladı. Sahipleri …


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/swtdavut/public_html/wp-includes/functions.php on line 5427