EkonomiMagazin-YaşamSanayi-Teknoloji

Ekonomi-teknoloji, magazin-yaşam haberleri (19.06.2021)

İnşaatta dalgalanma azaldı, kritik eşikte dengelendi

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay merakla beklenen inşaat ve bununla bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri ortaya koyan “Hazır Beton Endeksi” 2021 Mayıs Ayı Raporu’nu açıkladı. Hazır Beton Endeksi’nde son bir yıldaki dalgalanmanın azaldığını ortaya koyan Rapor, bunda özellikle Faaliyet ve Beklenti Endekslerindeki dalgalanmanın azalmış olmasının etkili olduğunu gösterdi. Endekslerin tamamının eşik değere çok yakın hareket etmesi, sektörde olumlu ya da olumsuz yönde hareketin azaldığına işaret etti.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan en önemli göstergelerden biridir.

THBB, her ay merakla beklenen Hazır Beton Endeksi’nin 2021 Mayıs Ayı Raporu’nu açıkladı. Endeks değerleri, Hazır Beton Endeksi’nde son bir yıldaki dalgalanmanın azaldığını ortaya koydu. Bunda özellikle Faaliyet ve Beklenti Endekslerindeki dalgalanmanın azalmış olmasının etkili olduğu anlaşılmaktadır. Endekslerin tamamının eşik değere çok yakın hareket etmesi, sektörde olumlu ya da olumsuz yönde hareketin azaldığına işaret etmektedir. Mayıs ayında faaliyet düzeyinin gerilemesiyle birlikte beklentinin yükselmesi, takip eden aylarda faaliyette yükselme ihtimalini beraberinde getirmektedir.

Hazır Beton Endeksi Mayıs Ayı Raporu verilerine göre mayıs ayında bütün endeksler, pandeminin etkilerinin görüldüğü geçen yılın mayıs ayına kıyasla yüksek görünmektedir. Oranların yüksek görünmesindeki baz etkisi gözden kaçırılmamalıdır. Geçen yıla göre artışın en yüksek olduğu Faaliyet Endeksi’nin mayıs ayında eşik değerin altında kalması dikkat çekicidir. Beklentinin geçen yıla kıyasla sınırlı düzeyde yüksek kalması ve Güven Endeksi’nin tam eşik değerde kalması birlikte değerlendirildiğinde, geride bıraktığımız mayıs ayında göstergelerin istenilen düzeyde oluşmadığı görülmektedir.

Önümüzdeki aylarda inşaat faaliyetlerinde yükselme bekleniyor

Raporun sonuçlarını değerlendiren THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Güven Endeksi’nin eşik değerde kalması uzun dönemli toparlanma için henüz şartların oluşmadığını göstermektedir. Mayıs ayında faaliyet düzeyinin gerilemesiyle birlikte beklentinin yükselmesi, takip eden aylarda faaliyette yükselme ihtimalini beraberinde getirmektedir.” dedi.

İnşaatta hissedilir bir hareket gözlenmiyor

Ekonomik gelişmelerle ilgili değerlendirmelerini paylaşan Yavuz Işık, “Türkiye ekonomisi, 2021 yılının ilk çeyreğinde beklentilerin üzerinde bir büyüme performansıyla yüzde 7 büyüme kaydetti. Beklentiler Türkiye’nin yüzde 6,5 civarı büyüyeceği yönündeydi. Faaliyetler bazında incelendiğinde, tüm iktisadi faaliyetlerin, geçen yıla kıyasla pozitif yönlü hareket ettiği anlaşılmaktadır. Hiç kuşkusuz Türkiye ekonomisi açısından bu çok önemli bir başarıdır ancak diğer yandan, sektörler içinde, zincirlenmiş hacim endeksi olarak en düşük iki büyüme %2,4 ile gayrimenkul faaliyetleri ve %2,8 ile inşaatta görülmektedir. Daha da ilginç olanı, geçen yılın ilk çeyreğinde bütün sektörler içinde küçülen (-%2,8) yegâne sektör inşaattı. Yani baz etkisi ile bu yıl inşaatın diğer sektörlere kıyasla çok daha yüksek oranda büyümesi gerekirken ne yazık ki inşaatta bu gerçekleşmemiştir. İkinci çeyreğin geride bıraktığımız iki ayında inşaatta hissedilir bir hareketten bahsedilememektedir. Bir yandan yüksek faiz ile birlikte artan finansman maliyeti diğer yandan döviz kurundaki artışa bağlı ithal girdi maliyetlerindeki artışlar karşısında inşaat sektörü ivme kazanamamaktadır. ” dedi.

Yeni Nesil Teknolojilerle Filo Yönetimi 2.0
Bağlantılı araç teknolojileri geliştiren Comodif ile yeni nesil araç takip ve filo yönetimi sistemleri geliştiricisi Fora yeni bir işbirliğine imza attılar. Artık filo yöneticileri hem sürücü davranışlarını kontrol edebilecek hem de yakıt tüketiminde %20’lere varan tasarruf sağlayabilecek. İki şirket Smart Fleet adını verdikleri bu çözüm ile yurtdışındaki pazardan da pay almayı planlıyor.
Yeni mobilite ekosistemine çözümler sunan bağlantılı araç teknolojisi şirketi Comodif, Fora Mobil Takip Sistemleri ile birlikte yeni nesil filo yönetimi deneyimi sunacak. Haziran ayında piyasaya sürülmesi planlanan Smart Fleet çözümüyle araçtan toplanan gerçek zamanlı verileri kullanarak sürücünün araç kullanımını analiz etmek, sürücü skorlaması yapmak ve sürücülere sürüş karnesi oluşturmak mümkün olacak.
Bu çözüm sayesinde şirketler yönetim paneli sayesinde filolarının tamamını tek bir platform üzerinden yönetebilecek ve oluşturulan raporlar ile çok yönlü analizler yapma şansına da sahip olacak. Masraf ve hak ediş modülleriyle şirketler, filolarının finansal takiplerini de aynı platformdan yapabilecek ve filodaki tüm araçların kimlik bilgilerine kolayca ulaşabilecek. Comodif’in geliştirdiği algoritma sayesinde yakıt maliyetlerinde yüzde 20’lere varan tasarruf yapabilmek mümkün olacak.
Comodif CEO’su Serdar Urçar, yeni işbirliğiyle ilgili şunları söyledi: “Türkiye’de araç takip sektöründe çok oyuncu var. Ancak araçların elektronik ağlarından anlık veri alıp, işleyebilen yeni nesil filo hizmetleri pazarı hala gelişmeye ve büyümeye çok açık. Yurtdışında yeni nesil filo hizmetleri daha yaygın olmakla birlikte yine de gidilecek çok yol var. Bu yüzden biz de Smart Fleet ile verdiğimiz kapsamlı hizmet sayesinde fark yaratacağız. Bu yaklaşımımız, dünya çapında da rekabet edebilecek boyuta ulaşmamızı sağlayacak. Yıl sonuna kadar ise 10 stratejik filo müşterisini ürünümüzle buluşturmayı hedefliyoruz.”
Fora Mobil Takip Sistemleri kurucusu Mert Serkan Işıklı, “Smart Fleet için Comodif ile bilgi birikimlerimizi paylaşarak güçlerimizi birleştirdik. Temelini, kendi ürünümüzün oluşturduğu Smart Fleet’te Comodif’in de katma değerli özellikleri yer alıyor. Hizmet sunduğumuz müşterilerin filo yönetimine harcadıkları zamanı minimuma indirerek, odaklarını esas işlerine çevirerek büyümelerini sağlayacağız. Ayrıca desteğe ihtiyaç hissettikleri her anda, bir tık uzaklarında olacağız.” dedi.

İklimce Sohbetler Yaza Merhaba Özel Oturumu Doğa Takvimi 21 Haziran Pazartesi, 17.30-18:45

Antroposen, çağımızı ifade etmek için türetilmiş, insanın yerküreye etkisini fizyolojik, jeolojik, coğrafik, kültürel ve sosyal açılardan ele alan bir kavram. Dünyamızın 4,5 milyar yıllık ömrü içinde jeolojik katmanlarına bakarak gördüğümüz evrelerini ifade eden başka kelimelerle aynı düzeyde kullanılıyor. Ama önemli bir farkla; gezegenin biyolojik evriminde oldukça genç sayılabilecek olan bir türün dominansisi bu çağı İnsan Çağı yapıyor.
İklim, doğanın sunduğu hizmetlerin toplamını oluşturuyor. Hatta toplamından da fazlasını. Doğanın bir zamanı var. Doğa olaylarının bir ritmi, bir örüntüsü var. Doğanın takvimi insanlara doğa ile uyumlu yaşamı yeniden anlamak ve çözümler üretmek için fırsatlar sunuyor. Ki iklimin değiştiğini doğadan anlıyoruz. Değişen iklime ayak uydurmak da yine doğaya bakarak olacak.
İnsan Çağı kendini sadece ekolojik bir yıkımla göstermiyor. İnsan’ın dahil olduğu tüm katmanlarda – psikolojik, kültürel, sosyolojik, ekonomik, politik – yıkımlarla da gösteriyor. Aslında İnsan Çağı bize – kendimize – bir yıkım çağı vadediyor. Yıkım Çağı’nın en belirgin antitezi ise; onarım. Yıkımı onarmak bu çağın sorunlarının çözümü gibi görünüyor.
Belki de onarım sürecine, doğanın en temel iki olgusu (zaman ve mekan) ile olan ilişkimizi onarımla başlamak iyi olabilir. İnsan’ın takvimi ve zaman algısı, doğanın takvimi ve doğanın zamanına uyumlu olduğu ölçüde onarım mümkün olabiliyor. İnanıyoruz ki; doğa takvimi ve doğadaki zaman kavramı bağlamında Antroposen’i, Antroposen dinamiklerini, iklim değişikliğini konuşmak bakış açılarımızda bir fark yaratacak.
UNDP İyi Niyet Elçisi Mert Fırat’ın moderatörlüğünde düzenlenecek çevrim içi etkinliğimize Kurumsal İtibar Uzmanı Salim Kadıbeşegil, Sinir Bilim Uzmanı Prof. Dr. Sinan Canan ve UNDP Türkiye İklim Değişikliği ve Çevre Portföyü Stratejik Danışmanı Güneşin Aydemir konuşmacı olarak katılacak.

TGDF, uzmanları ve sektörü bir araya getirdi, İklim Değişikliği ve Zeytini konuştu!

Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF), 17 Haziran 2021 tarihinde İklim Değişikliği – Tarladan Sofraya Zeytin ve Zeytinyağı Webinarı’nı gerçekleştirdi.

Dijital ortamda düzenlenen Webinar’a konuşmacı olarak Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği (BYSD) Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden, Prof. Dr. Aziz Tekin, İklim Değişikliği ve Tarımsal Sürdürülebilirlik Uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, İzmir Zeytincilik Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Ünal Kaya ve İzmir Zeytincilik Araştırma Enstitüsü Gıda Teknolojisi Bölümü’nden Dr. Didar Sevim katıldı.

Tahir Büyükhelvacıgil: “Önemli olan sorunları ortak akıl ile çözebilmek”

Toplantıda söz alan Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği (BYSD) Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, sektörel açıdan iklim değişikliği ekseninde zeytin ve zeytinyağını değerlendirdi, önemli bilgiler paylaştı.

Toplantının düzenlenmesi nedeniyle duyduğu memnuniyeti dile getirerek sözlerine başlayan Büyükhelvacıgil, “Dünyanın en güzel coğrafyasından birine sahibiz. Bunları ne kadar etkili, verimli ve kollektif akılla kullandığımız önemli.

Zeytin ve zeytinyağı haricinde, ayçiçeği ve daha birçok alanda problemlerimiz olabiliyor. Önemli olan ortak akıl ile bu sorunları çözebilmek. Benim de mensubu olduğum Yağ Sanayicileri Derneği Sektörü pazarın %80-90’una hitap ediyor. Birbirinden değerli, yüksek teknolojiye sahip firmaların olduğu bir sektör. Tüketiciler de bu değerli markaları tercih ediyor.

Taklit ve tağşişle ilgili sorunlar yaşıyoruz. Burada yalnızca devletten beklenti içinde olmak doğru değil. Birbirimizi kontrol etme konusunda iyi olabilmeliyiz. Planlamada ve haritalamada da kendimizi geliştirmeliyiz” diye konuştu.

“Etil ester konusu, sektörü haksız yere zor durumda bıraktı”

Sektörün yaşadığı sorunlara da değinen Tahir Büyükhelvacıgil, “Zeytinyağında üzücü durumlar yaşıyoruz. Öyle sorunlar yaşadık ki, hiçbir kabahati olmamasına karşın insanlar kendilerini ulusal medyada ve daha birçok ortamda ispat etmek, savunmak durumunda kaldı.

Bu konu, etil esterler meselesiydi. 2020 Şubat ayında, Gıda Kodeks Başkanlığı’nda, etil esterlere bakılmayacağına ilişkin bir karar alındı. Tarım Bakanlığı Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü’nün en yetkin kişisi de ‘tek başına etil esterlerin ifşaya vesile olmadığı’ kararını aldı. Buna karşın, etil esterlere bakılması tekrar gündeme geldi.

Markalar, sanayi tesisleri kolay oluşmuyor. Bunlar için önemli süreçler, doğru yönetim gerekiyor ve arkasında çok büyük emek var. Basit şeylerle sanayicinin mağdur edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bir yandan bizler de bu zinciri doğru yönetmeliyiz” dedi.

Prof. Dr. Aziz Tekin: “Zeytin ve zeytinyağının kalite parametreleri iklimsel değişikliklerden sürekli etkileniyor”

Toplantının başında bir konuşma yapan Prof. Dr. Aziz Tekin, “İklim değişikliği ile bağlantılı olarak zeytin ve zeytinyağı konusunda Tarım Bakanlığı’na birçok talep geliyor. Benim de üyesi olduğum Katı ve Sıvı Yağlar Alt Komisyonu olarak bunları değerlendirmeye alarak ve bilimsel verileri temel alarak sektörün önünü açmaya çalışıyoruz.

Bu toplantıyı oldukça önemli görüyorum. Komisyon olarak, iklim değişikliği kaynaklı bir sapma olduğu zaman, saflık ve kalite kriterlerini güncelleme yetkimiz var. Daha önce böyle çalışmalar yaptık. Ancak uluslararası düzeyde de bizim ülkemizde de bu süreç süreklilik arz ediyor” diye konuşarak sözleri diğer konuşmacılara bıraktı.

Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu: “İklim değişikliği zeytinciliği birebir etkiliyor!”

Toplantıda bir sunum yapan Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “İklim değişikliği, mevcut sorunlarımızı arttıran bir gerçek. Ancak her şeyi buraya bağlamamak gerekiyor. İklim değişikliğini günah keçisi olarak görmeye başladık” dedi.

Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “İklim değişikliği sıcaklıkla ilgili. Sıcaklığın giderek artması, yağışların azalması trendleriyle ilişkilendiriliyor. Afetlerde de büyük artışlar var. Bunlar tabi ki hayvancılığı ve tarımı olduğu gibi, zeytinciliği de etkiliyor. Aşırı yağışlar ve zeytin sineği, zeytinde kaliteyi düşüren en önemli faktörler arasında. Yağışın olmaması da sorun, aşırı olması da sorun” diye konuştu.

Ülkemizde zeytin yetiştirilen bölgelerin iklimden nasıl etkileneceğine ilişkin bir çalışma yapılması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Kadıoğlu, zeytin üretiminde alınabilecek önlemleri sıraladı.

Dr. Ünal Kaya: “Zeytinyağı kültürü oluşturmamız, vatandaşa zeytin ve zeytinyağının ne olduğunu anlatmamız gerekiyor”

İzmir Zeytincilik Araştırma Enstitüsü’nün çalışmalarını detaylı bir şekilde anlatarak söze başlayan Enstitü Müdürü Dr. Ünal Kaya, “İklim değişikliğini 50 – 100 yıllık verilerle değerlendirmeliyiz. Zeytinyağı kültürü oluşturmamız, vatandaşa zeytin ve zeytinyağının ne olduğunu anlatmamız gerekiyor” dedi.

Zeytinin geçmişte günümüzdeki değerinde olmadığını ve tarımına yeterli özenin gösterilmediğini aktaran Dr. Ünal Kaya, “Günümüzde iyi ürün almak isteyen üreticiler bu anlayışı terk etmiş durumda. Asıl sıkıntı buradan geliyor. Bir kısım insanımız da iyi yetiştiricilik yapma gayesiyle aşırı gübreleme, aşısı sulama gibi uygulamalar yapabiliyor. Bunlar, bitkiyi hastalığa ve zararlı canlılara açık hale getiriyor. İlerleyen süreçte, iklim değişikliğinin en ufak bir etkisi, bu ağaçlarda ciddi zararlar meydana getiriyor” dedi.

Dr. Didar Sevim: “Yağış ve sıcaklık, zeytinyağının birçok kalite parametresini değiştirmektedir”

Zeytinyağı hakkında temel bilgileri aktaran bir sunum yapan İzmir Zeytincilik Araştırma Enstitüsü Gıda Teknolojisi Bölümü’nden Dr. Didar Sevim, “Yağış ve sıcaklık, zeytinyağının birçok kalite parametresini değiştirmektedir. Artı yağışlar ve sıcaklıklar yıldan yıla değişmektedir. Bu değişimlerin zeytin rekoltesine, sofralık zeytin ve zeytinyağı kalitesine etkisi net bir şekilde gözlemlenmektedir” dedi.

Son 3 yılın hasat verilerini iklim açısından değerlendiren Dr. Didar Sevim, zeytin tarımında soruna neden olan unsurları mevsim bazında aktardı, bu alanda yapılan proje ve araştırmalar hakkında bilgi verdi.

MASFED BAŞKANI AYDIN ERKOÇ GÜVEN TAZELEDİ

MASFED 4. Olağan Genel Kurulu 60 ilde faaliyet gösteren Dernek Başkanlarının yoğun katılımıyla gerçekleşti; Aydın Erkoç yeniden Başkan seçildi…

Ülke genelinde 70 binin üzerinde motorlu araç satıcısını temsil eden, Türkiye çapında 60’ın üzerinde ilde üye derneği bulunan Motorlu Araç Satıcıları Federasyonu’nun 4. Olağan Genel Kurulu, büyük bir katılımla Ankara’da gerçekleşti. Genel Kurul’a tek aday olarak giren Başkan Aydın Erkoç tüm oyları alarak yeniden Başkan seçildi.

Avrupa ve Orta Doğu’nun en büyük otomobil ticaret ve yaşam merkezi Otonomi’de düzenlenen toplantıya MASFED’e bağlı il dernek başkanlarının yanı sıra sektör temsilcileri ve motorlu araç satıcıları katıldı.  Sektörün gelişimine önemli katkılar sağlayan ve sayıları her geçen gün artan tüm il ve ilçe derneklerini MASFED çatısı altında toplayan Başkan Aydın Erkoç, güven tazeleyerek yeniden başkan seçildi.

İstiklal Marşı ve saygı duruşunun ardından başlayan programda açış konuşmasını gerçekleştiren Erkoç, MASFED olarak gerek mesleğin tanımlanması, gerekse sektöre bir standart getirilmesi konularında bugüne dek yapılan çalışmaları anlattı. KDV düzenlemesi, ithal araç sorununun çözümü, kayıtdışılıkla mücadele, motorlu araç satıcılarına mesleki yeterlilik belgesi çalışmaları gibi pek çok konunun çözümünde azimle çalıştıklarını belirten ve mesleğin çıtasının yükselmesi için faaliyetlerine devam edeceklerini belirten Erkoç, şunları kaydetti:

‘’10 yılı aşkın zamandır faaliyetlerine devam eden MASFED, kurulduğu günden bu yana zorlu bir mücadeleye girmiş, sektörümüzün sorunlarını gidermek, mesleğimizi hak ettiği noktalara getirmek ve ticari hayata katkı sunmak için ortak akılla hep birlikte önemli çalışmalar gerçekleştirmiştir. Bugün, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşanan pandemiye rağmen ikinci el sektörüne bir standart getirmek ve gelecekte bu mesleği icra edecek olan gençlerimize saygın bir meslek bırakmak için gecemizi gündüzümüze katarak var gücümüzle çalışmayı sürdürüyoruz.  Yeni dönemde de çıtayı daha yukarı çıkaracak ve mesleğimizi, sektörümüzü korumak, daha iyi noktalara ulaştırmak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Federasyonun kuruluşundan itibaren emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyor, yeni yönetim kurulumuza başarılar diliyorum. ’’

Yeni dönem yol haritasını da açıklayan Erkoç ikinci el otomobil sektörünün ihtiyaç ve beklentilerini tespit ederek sorunların çözümü için çalışmaya devam edeceklerini ve Türkiye’de faaliyet gösteren tüm il derneklerini MASFED bünyesine katarak büyümeyi sürdüreceklerini ifade etti.

Yeni dönem yönetim kurulu üyeleri ise şu isimlerden oluştu;

Aydın Erkoç, Ahmet Duran Uçar, Ahmet Gündüz, Necati İshak, Haluk Olcay, Feyzi Demir, Edip Batumlu, Levent Bal, Erdoğan Bayrak, Serkan Karakadılar, Hayrettin Ertemel, Bekir Selvi, Fahri Yandık, Muğdat Kargun, Hasan Yoğurtçu, Ömer Bentoğlu, Şükrü Kanatlı, Mustafa Yurdakul, Necip İrdem, İsmet İnan, Cuma Ali Çelik, Sedat Öksüz, Ömer Kaya, İbrahim Öcal, Mehmet İnce, Hasan Sargın, Hasan Kahyaoğlu, Görkem Konu, Yaşar Terzi, Tunç Batıgün, Servet Küçük, Mahmut Ulucan, İsmail Aydınkaş, Fahrettin Batı, Zafer Uslu, Niyazi Berktaş.

YATIRIM BÜTÇESİZ ENERJİ VERİMLİLİĞİ PROJELERİ NASIL YAPILABİLİR?

Enerji verimliliği projeleri için herhangi bir yatırım bütçesi ayırmayan kuruluşlar, Enerji Performans Sözleşmeleri ile ısıtmadan soğutmaya, pompadan elektrik motoruna ya da aydınlatmaya kadar tüm enerji verimliliği projelerini hayata geçirebiliyor.

Enerji Performans Sözleşmeleri; enerji verimliliği yatırımlarında kullanılan finansal bir yöntem. Devlet tarafından sunulan teşvik ve desteklerden faydalanmaya gerek kalmadan kullanılan bu sistem, birçok açıdan firmalara avantaj sunuyor. Endüstriyel tesisler ve ticari binalar öncelikle enerji etüdü yaptırıyor. Enerji etüdünden sonra gördükleri tasarruf potansiyelini kullanabilmek için Enerji Performans sözleşmeleri ile herhangi bir ücret ödemeden projeyi hayata geçirebiliyorlar.

VAT ENERJİ İLE SANAYİ KURULUŞLARI VERİMLİLİK SAĞLIYOR

Enerji Performans Sözleşmeleri ile ilgili bilgi veren VAT Enerji Genel Müdürü Altuğ Karataş; “Enerji performans sözleşmeleri sayesinde ticari binalar ya da endüstriyel tesisler yapacakları yatırım projesinin bedelini tasarrufuyla ödüyor. Enerji verimliliği hizmet firmasıyla anlaştığınız zaman enerji verimliliği hizmet firması yatırımı gerçekleştiriyor ve ayda ulaşabileceğiniz enerji tasarrufuyla ilgili taahhütte bulunuyor. Enerji tasarrufu taahhüdünden aylık olarak bedelini alıyor, sözleşmesini yapmış olduğunuz sürenin sonunda ise sistemi size teslim ediyor.” dedi.

Enerji tasarrufuyla, üretimdeki karlılığı artırmak ve rekabette öne çıkmak isteyen tüm endüstriyel tesisler ve ticari binalarda enerji verimliliği projeleri hayata geçiren VAT Enerji, Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarına da hizmet veriyor.

ISO500 listesinde yer alan 67 işletmeye enerji verimliliği konularında hizmet veren VAT Enerji, aynı zamanda Verimlilik Artırıcı Proje (VAP) olarak bilinen desteklerle ilgili da bilgilendirme ve danışmanlık sağlıyor.

Mülteci kadınlar tarafından dikilen gelinlikler ilk kez ANKAmall’da…

Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) işbirliği ile yürütülen ‘’Mültecileri Güçlendirme Projesi’’ kapsamında dikilen gelinlikler ilk kez ANKAmall’da görücüye çıktı.

Uzun zamandır çalışmaları yürütülen ve kadınları üretime teşvik ederek meslek kazandırmayı amaçlayan proje kapsamında dikilen gelinlerin sergisinin açılışı büyük bir katılımla gerçekleşti.

ABB Genel Sekreter Yardımcısı Faruk Çınkı ve BMMYK Türkiye Temsilci Yardımcısı Daniela Cicchella tarafından açılışı yapılan sergiye Kadın Çalışmaları Birim Şefi Şenay Yılmaz, proje yetkilileri, ANKAmall yönetimi, eğitmenler, kursiyerler ve ziyaretçiler katıldı. Programın açış konuşmasını gerçekleştiren Çınkı, ‘’Resmi rakamlara göre günümüzde mülteci koruma altındaki Suriyeli sayısı 3 milyon 700 bin civarına ulaşmış bulunmakta. Bu sayının 2 milyon 600 bin kişi civarını kadın ve çocuk oluşturuyor. Ankara’da ikamet eden konuklarımız arasında 150 bin kişi yaşıyor. Bu tablo karşısında Belediyemiz pek çok kurum ve kuruluşla olduğu gibi BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ile de iş birliği içerisinde çalışıyor. Söz konusu projemiz kapsamında Meslek Edindirme Şube Müdürlüğümüz Altındağ BELMEK kursuyla 67 kadına drapaj tekniğiyle gelinlik dikiminin eğitimini vererek hem onların meslek kazanmasını hem de sosyal hayatın içine daha fazla girebilmelerine katkı sağlamıştır. Sergimiz sonrası ürünlerin satışı da yapılarak geliri mülteci kadınlara verilecektir. Projeye katkı veren herkese ve bu güzel projeye ev sahipliği yapan ANKAmall’a teşekkür ediyoruz’’ diye konuştu.

Açılışta konuşma yapan Cicchella ise ‘’Öncelikli olarak hedefimiz hem mülteci hem de ev sahibi topluluk üyelerini, korunma ihtiyaçlarının ele alınmasında destek olarak, becerilerini, özgüvenlerini, geçim kaynaklarını ve sosyal uyumlarını güçlendirmek için öğretim ve mesleki eğitim yoluyla gerçekleştirilen “mültecilerin güçlendirilmesi” ve “Uluslararası Mesleki Eğitim Merkezi” uygulamaları… Bu proje için ABB’ye teşekkür ediyorum.  Bu girişimler sayesinde Ankara’da yüzlerce genç kız ve kadın eğitim ve korunmayla ilgili diğer ihtiyaçlar da dahil olmak üzere destekleniyor’’ dedi.

Mülteci kadınların istihdamının desteklenmesi amacıyla hayata geçirilen projede dikilen 30’a yakın gelinlik, ANKAmall’da ziyaretçilerini bekliyor.

ŠKODA’nın “İyilik Aracı”, İyilik Çemberini Daha da Genişletiyor

ŠKODA’nın koronavirüs salgını ile mücadele kapsamında geçtiğimiz yıl sokaklara çıkan ve pandemi boyunca sağlık çalışanlarına maske dağıtımı, sokak hayvanlarına mama ve çocuklara kitap dağıtımı yapan “ŠKODA İyilik Aracı“ şimdi de kanserli çocukların hizmetinde.

ŠKODA ve KAÇOD (Kanser Çocuğumdan Uzak Dur Derneği) arasında gerçekleşen iş birliği duyurusu Kocaeli Sağlıktan Sorumlu Vali Yardımcısı Aslan Avşarbey, Kocaeli Üniversitesi hastane yönetimi, Çocuk Hemotoloji ve Onkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nazan Sarper ile KAÇOD Yönetim Kurulu’nun katıldığı tören ile açıklandı.

KAÇOD, bilinmeyen çocukluk çağı kanserlerini tanıtmaya çalışan ve çocukların kanser tedavisi boyunca yolculuklarına destek veren bir dernek olarak öne çıkıyor. 2014 yılında kurulmasına karşın her ay en az 120 çocuğa erzak,  yol yardımı ve ameliyat masrafları gibi konularda destek veriyor.

Bu iş birliği kapsamında ŠKODA İyilik Aracı da hastanede tedavi gören çocuklara destek paketlerini ulaştırmaya başladı. Bununla birlikte evlerinde kalan ve tedavi için hastaneye gitmesi gereken çocukların transferi de “ŠKODA İyilik Aracı“ ile gerçekleştirilecek.

ŠKODA ve KAÇOD arasındaki iş birliği dolayısıyla düzenlenen törene katılan Kocaeli Sağlıktan Sorumlu Vali Yardımcısı Aslan Avşarbey, “Sağlık çalışanlarımız hem Covid nedeniyle hem de diğer hastalıklarla ilgili gece gündüz çalışıyorlar. Onların hakları ödenemez ve telafi edilemez. Hepsine buradan ayrı ayrı teşekkür etmek istiyorum. Burada da yoğun bir çaba sarf ediliyor. Gördüğü tedavilerle burada şifa bulan çocuklarımıza ve ailelerimiz geçmiş olsun diyor, hasta olanlara da acil şifalar diliyorum. Bununla birlikte ŠKODA ailesine de verdikleri bu değerli katkılardan dolayı ayrıca teşekkür ediyorum“ diye konuştu.

KAÇOD Kurucu ve Yönetim Kurulu Başkanı Burcu Temizkan ise “Sürekli olarak gerçekleştirdiğimiz erzak ve temizlik malzemesi bağışlarını, bu defa Kocaeli Valililiği izniyle birlikte ŠKODA İyilik Aracı‘yla taşıyoruz. ŠKODA’nın bu iş birliği ile kanser tedavisi gören çocuklara güzel bir dokunuş daha gerçekleştirdik“ dedi.

“Hayallerimiz gerçek oluyor“

ŠKODA İyilik Aracı projesine başladıklarında çok büyük bir heyecan duyduklarını belirten Yüce Auto-ŠKODA Genel Müdürü Zafer Başar ise “Önce sağlık çalışanlarına maske dağıtımı ile başladık. Sonra sokak hayvanlarını unutmadık ve mama dağıttık. Yaşanan süreçte İyilik Araçlarımız evlerinde kalmak zorunda olan çocuklarımız için de yola çıktı ve onlara kitap dağıttı. Şimdi ne mutlu bizim için ki kanser hastası çocuklarımızın biraz da olsa acılarını hafifletme fırsatı bulduk. Bu iş birliğinde emeği geçen herkese teşekkür ederim. Tedavi gören bu çocuklarımıza da acil şifalar dilerim.“ açıklamasında bulundu.

”ŠKODA İyilik Aracı” projesiyle koronavirüs salgınında sağlık çalışanları, sokak hayvanları ve çocuklara karşı duyarlılığını bir kez daha gösteren ŠKODA, ”Gündem ve Kriz Yönetimi” kategorisinde yer alan ”ŠKODA İyilik Aracı” projesiyle Felis Ödülü’ne de layık görülmüştü.

Türk lezzetleri için dev birliktelik Kuzu yahniden pilakiye ‘Türk mutfağı’ dersi

İzmir’de hazırlanan 7 eğitim videosu ABD’ye gönderiliyor

Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) ve İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ), Türk mutfağının Las Vegas Üniversitesi’nde ders olmasını sağlayan, 5 yıl sürecek ‘Turquality’ projesi için iş birliği protokolü imzaladı. Ticaret Bakanlığı’nın da desteklediği proje sayesinde Türk mutfağı, eğitim anlamında ilk kez uluslararası arenaya taşınacak. Dünya çapındaki otellerde görev yapacak usta şefler, İEÜ’de hazırlanan 20’şer dakikalık 7 eğitim videosuyla Türk mutfağının tarihsel gelişimini ve sağlıklı yönünü, birbirinden lezzetli yemek tariflerini öğrenecek.

EİB tarafından tedarik edilen Türk baharatlarıyla hazırlanan, kuzu yahniden yaprak sarma ve pilakiye kadar birçok Türk yemeğini tanıyacak olan yabancı şefler, bu lezzetleri yurt dışında milyonlarca kişiye ulaştıracak. Ege Bölgesi’nin dünya çapında güçlü üretici olduğu zeytinyağı, çipura ve levrek, meyve-sebze mamulleri, tıbbı aromatik bitkiler, kuru üzüm, incir, zeytin ve yağlı tohum gibi ürünler de yemeklerde kullanılacak. Hazırlanan eğitim videoları, temmuz ayında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) Las Vegas Üniversitesi Turizm Otelcilik Okulu’na iletilecek.

Türk gıda ürünlerinin, yıllık 160 milyar dolarlık gıda ürünü ithal eden ABD’ye ihracatını artırması hedeflenen ‘Turquality’ adlı projeye ilişkin imza töreni, İEÜ Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’nün içinde bulunan Cam Restoran’da gerçekleştirildi. Protokol, EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi ve İEÜ Rektörü Prof. Dr. Murat Aşkar tarafından imzalandı. İEÜ adına proje yöneticisi de olan Uygulamalı Yönetim Bilimleri Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Betül Öztürk, EİB Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz, EİB Genel Sekreter Yardımcısı Serap Ünal, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’nün eğitmen şefi Ece Şener Aslay, akademisyenler ve proje destekçileri de törene katıldı. EİB ile İEÜ arasında 3 ay önce başlatılan ortak çalışmalar, protokolle birlikte resmiyete dökülerek geliştirilmiş oldu.  Toplantıda konuşan EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, ‘Turquality’ projesi ile birlikte dünyanın en önemli tüketici pazarı olan ABD’de Türk gıda ürünlerini tanıtmayı amaçladıklarını söyledi.

ÖZEL JETTE TANITIM FİLMİ

Bu yaz, projeye ilişkin tanıtım faaliyetlerini artıracaklarını belirten Eskinazi, “Türk mutfağının yurt dışındaki etkisini artıracak, gastronomi turizmi açısından ülkemizi  geliştirecek projemizi çok önemsiyor, üzerinde 1 yıldır titizlikle çalışıyoruz. Bu süre içinde birçok etkinliğe imza attık. Proje kapsamında ilk olarak, hazırlanan pazar araştırma raporunun ardından; 6 sektör için 6 ayrı şef ile tanıtım filmleri çektik. Las Vegas Üniversitesi’nin yerleşkesinde, o bölgenin ünlü şefleri tarafından; Türk gıda ürünlerini kullanarak ABD’li tüketicilerin damak tadına uygun menüler hazırlanıp videolar oluşturuldu. Ardından  da Las Vegas Üniversitesi Turizm Otelcilik Okulu mutfağında 6 ayrı hibrit tadım etkinliği serisi gerçekleştirildi. Projemizin daha da gelişmesi, tanıtımının etkin olarak yapılması için yeni hazırlıklarımız da var. Temmuz ayı ortalarına kadar, özel jette tanıtım filmi çekeceğiz, e-spor oyuncuları ile internet ortamında reklam ve şef yarışması gerçekleştireceğiz. Proje kapsamında yapılacak en önemli faaliyetlerden biri de İEÜ’de hazırlanacak eğitim içeriklerinin Las Vegas Üniversitesi müfredatında yer alacak olması. Projemize desteklerinden dolayı İzmir Ekonomi Üniversitesi’ne çok teşekkür ediyoruz” dedi.

ÜLKEMİZ VE İZMİR’E GÜÇ KATACAK

İEÜ Rektörü Prof. Dr. Murat Aşkar ise, Türkiye ve İzmir’e güç katacak böylesine önemli bir projenin içinde yer almaktan mutluluk duyduklarını söyledi. Üniversitelerindeki üst düzey İngilizce eğitimin de iş birliğini kolaylaştırdığını vurgulayan Prof. Dr. Aşkar, “Biz, üniversite olarak İzmir’in tamamını kampüsümüz olarak görüyor, İzmir ve ülkemize güç katacak her projenin paydaşı olmayı görev biliyoruz. EİB tarafından hayata geçirilen ‘Turquality’ projesi de buna çok güzel bir örnek. Dünyanın değişik yerlerinde, birçok gastronomi projesi var. Ama ‘Turquality’ projesi çok farklı. Bu projeyle hem Türk mutfağının tanıtımına büyük katkı sunulacak hem de ülkemize özgü ürünlerin yurt dışındaki kullanımı artacak.  Proje, üniversitemizde eğitim gören öğrencilerimize de yeni kazanımlar sağlayacak. Bugüne kadar projeye destek verdik, bundan sonra da Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümümüzün öncülüğünde her türlü katkıyı sağlamaya hazırız” diye konuştu.

ÜNLÜ FÜTÜRİST UFUK TARHAN UİB’İN KONUĞU OLDU

Uludağ İhracatçı Birlikleri, pandemi dönemine rağmen üyelerinin uluslararası rekabet gücünü ve ihracatını artırmak amacıyla düzenlediği seminerleri sürdürüyor.

Bu kapsamda UİB tarafından düzenlenen eğitimde ünlü Fütürist Ufuk Tarhan, ‘Geleceğin İş Yapma Modelleri, İstihdam, Geleceğin Meslekleri ve Çalışma Ortamları’ konu başlığında sunum yaptı. Tarhan, “İş aslında beynimizin olduğu her yer. Yeni ofisimiz, beynimiz. Dolayısıyla hangi işte, hangi pozisyonda olursak olalım elimizden gelenin en iyisini yapmak zorundayız. Bisikletin pedallarını sürekli çevirmeye devam etmeliyiz” diye konuştu.

Ufuk Tarhan’ın 2 saate yakın süren eğitiminde, Eğitim 5.0, Kişiselleştirilmiş Eğitim, 3T (Teknoloji, Tasarım, Takım), HOK (Hibrid, Otodidakt, Küratör), 5Y (Yetenekli, Yetkin, Yetkili, Yaratıcı, Yenilikçi) olmak, Kişisel dönüşüm esnekliği, süreklilik, sorgulayıcı düşünme ve öneri/çözüm/farklı yol/soru-sorun bulma, veri bazlı düşünme/değerlendirme ve analiz yetkinliği, öğrenen ve öğreten etkileşimi projelerle öğrenme, teknoloji ve insan bütünleşmesi gibi konular ele alındı.

“Bisikletin pedallarını çevirmeye devam etmeliyiz”

Her şeyin çok hızlı değiştiği ve dönüştüğü günümüz dünyasında geleceğe dair bir takım kaygıların oluştuğunu söyleyen Tarhan, “Her şey değişiyor, pandemiyle bu daha da belirgin hale geldi. Herkes geleceğim ve işim ne olacak kaygısı duyuyor. Gelecek, statik değildir, akışkan bir süreçtir. Her an gelecek için çalışıyoruz. Gelecekte iş birçok formda ve yerde yapılabilecek artık. İş aslında beynimizin olduğu her yer. Yeni ofisimiz, beynimiz. Dolayısıyla hangi işte, hangi pozisyonda olursak olalım elimizden gelenin en iyisini yapmak zorundayız. Bisikletin pedallarını sürekli çevirmeye devam etmeliyiz” dedi.

Tarhan’dan değişim ve dönüşüm vurgusu

“Gelecekte, dönüşemeyenler işsiz kalmaktan korkmalı” diyen Tarhan şöyle devam etti: “Gelecekte daha fazla insan, söylenilenin ve kaygı duyulanın aksine daha farklı işlerde,  becerilerini kullanarak iş yapacak. Bir sürü yeni meslekler de çıkacak. Bu meslekleri de kafasını o işe takan, dert edinen kişiler üretecek. İnsanoğlunun çözülemeyecek kadar işi var. İşsiz kalmak, ancak biz istiyorsak ve dönüşemezsek olabilecek bir şey. Bu süreçte teknolojiyi iyi kullanacağız, tasarımcı kafasıyla bakacağız ve takım oyuncusu olacağız. En güçlü, en becerikli, en güzel olanlar değil; dönüşüme, değişime ayak uyduranlar oyunda kalacak.”

T-İnsan’laşmak modeli…

Tarhan sözlerini şöyle noktaladı: “İnsan sağlığını zarara sokan bazı mesleklerde veya durumlarda robotlarla robotlar çalışacak. Örneğin koronavirüsün çok ciddi yükseldiği dönemlerde hastanelerde robotların servis yaptığını gördük. Sınırsız alanda robotlardan faydalanılacak. İnsan insanla, robotlar yapay zekalarla, robotlar robotlarla geniş bir takım halindeyiz. O yüzden tam da T-İnsan’laşmak zamanı. Bunun 3 katmanı var; teknoloji, tasarım ve takım oyunculuğu. 3 aşaması var; Hibridleşme, otodidakt öğrenme ve kürasyon yapma. 5 faktörü var; yetenek, yetkinlik, yetkililik, yaratıcılık, yenilik. Zorunlu olduğumuz, insanoğlunun bu büyük dönüşümünün mümkün olabilmesi için eğitime, öğrenmeye dair tüm kalıpların kırılması ve yeni bir gelecekteki sen/ben inşa edilmesi gerekiyor. Bu da T-İnsan’laşmak ve geleceği algılamakla mümkün.”

Egeli ihracatçılar, yaş meyve sebze ve meyve sebze mamul ihracatlarını üç yılda yüzde 40 artırdı

2018’den bu yana ihracatını yüzde 40 artıran Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, 2021 yılında 1 milyar 200 milyon doları aşarak yeni bir rekora imza atmayı hedefliyor.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerinin katılımlarıyla düzenlenen basın toplantısıyla göreve geldikleri 3 yıl boyunca hayata geçirdikleri projeler hakkında kamuoyunu bilgilendirdi.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, “2018 yılının Nisan ayında göreve geldiğimizden beri 600’ü aşkın üyemiz ve ihracatımızın artması için çalışmalar yapıyoruz. 2017 yılının sonunda 739 milyon dolar olan Birliğimiz yaş meyve sebze ve meyve sebze mamulleri ihracatı, 2018 yılında yüzde 12 artışla 831 milyona, 2019 yılında yüzde 7 artışla 890 milyona ve nihayet 2020 yılının sonunda yüzde 17 oranında artışla 1 milyar 40 milyon dolara yükseldi ve Birliğimizin 54 yıllık tarihinde ilk kez 1 milyar dolar barajını üyelerimizle beraber aşmayı başardık. Böylece 2017 yılının sonundan bu yana ihracatımızı 300 milyon dolar artırmış olduk.”

2021 yılının ilk 5 aylık döneminde de ihracatlarındaki artışın devam ettiğini yüzde 16’lık artışla ihracatlarını 397 milyon dolara taşıdıklarını anlatan Uçak, “Geçtiğimiz Aralık ayı sonunda yaptığımız basın toplantısında sizlerin önünde 2021 yılı sonu için 1 milyar 200 milyon dolarlık bir hedef koymuştuk, bu artış ivmesi ile devam edersek 2021 yılını da yeni bir rekorla kapatacağız. 2018 yılından bu yana hem üyelerimize daha yakın olmak için, hem de ihraç ürünlerimizin tanıtımını yapmak için birçok icraat gerçekleştirmeye çalıştık.” dedi.

Yaş meyve sebze sektörünün sahadaki aktifliği başarı örneği

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Ödül, 2018’de üretim alanlarını ziyaret etmesi ve üreticilerle devamlı iletişim halinde kalması için bir ziraat mühendisi ve aktif üye ziyaretleri gerçekleştirmesi için bir halkla ilişkiler uzmanını istihdam ettiklerini söyledi.

“Üye İlişkileri Timi olarak adlandırdığımız bu ekip 2018 yılından bu yana 800’ün üzerinde üyemizi belirli aralıklarla yerinde ziyaret etti. Zaman zaman Yönetim Kurulu olarak bizler de bu ziyaretlere eşlik ettik. Arkadaşlarımız, mesafe tanımaksızın İzmir, Manisa, Aydın, Muğla, Afyon, Balıkesir ve Denizli’deki firmalara ziyaretlerde bulundu. Her ay yönetim kurulu toplantılarımızda üyelerden gelen sorunları değerlendirdik, girişimlerde bulunduk. İzmir dışında bulunan bazı ihracat bölgelerinde Tarım ve Orman Bakanlığı inspektörleri İzmir’den görevlendiriliyordu, bu ihracatçılar için büyük zaman kaybına yol açıyordu, Tarım ve Orman Bakanlığımızla görüştük, şu anda hemen hemen her ilçedeki firmalarımıza kendi ilçesindeki inspektörler denetime gelmeye başladı ve sorunları çözüldü. Yeni üye olan firmalarımıza da üye oldukları anda hoşgeldiniz sertifikaları gönderdik, kendimizi hemen tanıttık. Bu sistemimiz Birliğimizdeki diğer sektörlerdeki birliklerimiz için de örnek bir sistem oldu, şimdi onlar da üye ziyaretlerine daha fazla ağırlık vermeye başladılar.”

Tarladan çatala gıda güvenliği ‘Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz’ projesiyle sağlanacak

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cengiz Balık, Türkiye’nin yaş meyve sebzede önemli bir üretici ülke ve yılda 55 milyon ton meyve sebze üretimi gerçekleştirdiğini açıkladı.

“İhracatın da en önemli faktörünün üretim olduğunun bilincindeyiz. Dünya genelinde tüketicinin sağlıklı gıdaya erişme çabası, öncelik verilen konular sıralamasında ilk sıraya yükselmiş durumda. Gıda üreticileri ve ihracatçıları tarladan çatala güvenli gıda üretip tüketicinin güvenini kazanmak için “Gıda Güvenliği” ile ilgili adımları hızla atıyor. Biz de Birlik olarak gıda ürünleri ihracatında başarıyı sürekli kılmanın yolunun tüketici güveninin sürdürülebilir olmasından geçtiği bilinciyle bölgemizde ihracatı ağırlıkla yapılan ürünler için bölgenin kalıntı haritasını ortaya çıkarmak amacıyla ‘Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz’ adını verdiği projeyi hayata geçirdik.”

Yaş meyve sebze sektörü kalıntısız üretiyor

Pestisit kullanımında dikkat edilmesi gerekenleri sıralayan Cengiz Balık, doğru zamanda, doğru dozda, doğru alet ve ekipmanla, son ilaçlama ve hasat zamanı arasındaki süreye uygun, hedef organizmaya yönelik uygulamalar yapılması gerektiğinin altını çizdi.

“Biz de bu projeyle üretim alanlarından numuneler alarak pestisitlerin doğru kullanımını kontrol ediyoruz. “Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz” projesiyle ihracatın yoğun olduğu çekirdeksiz sofralık üzüm, kiraz, nar, şeftali, mandalina, çilek, domates, hıyar ve asma yaprağı ürünlerine yönelik pestisitlerin belirlenmesi amaçlı analizleri gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Projemize, Bölgemizde bin 500 dekar alana yayılmış çilek üretim sahasını temsil eden sera ve bahçelerden numuneler alarak başladık. Kalıntı değerleri, en büyük ihraç pazarlarımız Avrupa Birliği, Rusya ve kendi vatandaşlarımızın tüketimi için Türkiye’nin limitlerine uyumlu çıktı. Üreticimizin bu başarısı ihracatta da başarıyı getirdi. 2020 Ocak-Mayıs döneminde 17 milyon dolar olan çilek ihracatı 2021 Ocak Mayıs döneminde 41 milyon dolara yükseldi. Bu ay itibariyle asma yaprağı ile ilgili analiz çalışmamızı da sonuçlandırmış olacağız.”

Ürünlerle ilgili çok önemli bir veri tabanı elimizde olacak

Cengiz Balık, Avrupa Birliği mevzuatındaki birtakım eksiklikler sebebiyle Türkiye’den ihraç edilen asma yaprakları ve yaprak sarmaları için mümkün olan en düşün kalıntı limitlerinin uygulandığını anlattı.

“Bu durumu düzeltmek için birçok adım attık, Avrupa’dan gelen yetkililere sunumlar yaptık, bağları gezdirdik. Asma yaprağındaki sonuçların da beklediğimiz gibi çıktığını söyleyebilirim. Üreticilerimiz ile devamlı temas halindeyiz ve onlara yönlendirmelerde bulunuyoruz. Projemiz kiraz ürünüyle devam ediyor, numune ve analiz süreci bittiğinde onunla ilgili bilgilendirmeyi de yapacağız. Bu proje bittiğinde proje konusu ürünler ile ilgili elimizde çok önemli bir veri tabanı olacak ve birçok bilimsel çalışmada bu verilerden yararlanarak ülkemiz çıkarlarını daha etkili bir şekilde savunacağımızı düşünüyorum.”

Türkiye’nin ilk sanal fuarı, sanal ticaret heyetleri, dijital tadım etkinlikleri

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Türkmen Türkmenoğlu, sanal heyet ve sanal fuarlar düzenlediklerini ve birçok alıcıyı firmalarla buluşturduklarını açıkladı.

“Sanal ortamda ticaret heyeti etkinliği gerçekleştirdik. Türkiye’de ilk kez bir birlik olarak sanal fuar organizasyonuna öncülük ettik. The Fource Sanal gıda fuarında 54 Türk firmamız dünyanın çeşitli yerlerinden birçok alıcıyla online ortamda buluşma fırsatı yakaladı. Bunun yanında Turquality projemiz kapsamında Las Vegas Üniversitesi ile yaptığımız anlaşma ile üniversite ders programına Türk yemekleri ile ilgili bir program dahil ettik, Amerikalı şeflerle dijital tadım etkinlikleri düzenledik.”

Yeni dönemde sektörün ajandası yoğun

Türkmenoğlu, “Pandemi öncesinde UR-GE projeleriyle taze meyve sebze ve işlenmiş meyve sebze kümeleri oluşturarak bu kümelerde yer alan firmalarla yurtdışında tanıtım faaliyetleri yapmayı düşünüyorduk. Şu ana kadar fiziki bir etkinlik yapamasak da küme firmalarımıza uzaktan satış ve pazarlama yöntemleri ile ilgili eğitimler verdik. Pandemi sürecinde çok iyi hazırlandığımız UR-GE ve Ticaret heyetlerimizi hayata geçirebileceğiz. Dünyanın dört bir yanında tadım ve tanıtım etkinlikleri ile pazarlarımızı genişletmek için çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz. Amacımız mevcut pazarlarımızı korurken, potansiyel pazarlarımızı mümkün olduğunda genişletmek olacaktır.” diye konuştu.

Üretici ve ihracatçı omuz omuza

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Sadık Demircan, “Bizler yönetimde olduğumuz ilk günden itibaren üreticilerimizle sürekli olarak iletişim halindeyiz. Onları hem üretim alanlarında hem de köy kahvelerinde ziyaret ediyor, ihracata uygun kalitede ürünlerin elde edilmesi ve tarımsal üretimde yapılması gerekenler ile pestisitlerdeki kalıntı değerleri bakımından bilgilendirmelerde bulunuyoruz. Pandemi öncesinde akademisyenler ve sektörümüze hâkim kişilerin konuşmacı olarak katıldığı, üretici, aracı, komisyoncu, ihracatçı firma temsilcilerinin katılımıyla birçok toplantı gerçekleştirildi. Bölgede üretimi yapılan ve ihracatımız bakımından önemli olan ürünler hakkında bilgilendirmelerde bulunuldu. Özellikle üreticilerimiz hem teknik olarak hem de sektörümüz bakımından merak ettikleri tüm soruları sordular. Şu ana kadar İzmir Kemalpaşa, Selçuk, Seferihisar, Afyonkarahisar Sultandağı ve Manisa Alaşehir’de toplantılarımızı gerçekleştirdik.” dedi.

“Hasat ve ötesi” ile dünyanın her yerinden potansiyel alıcılara ulaşmasını sağlıyoruz

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Emin Demirci, Birlikten ve üyelerden gelen haberleri duyurmak, üyelerden de haberlere yer vermek adına Birlik tarihinde ilk kez sektörel bir dergi yayımlandığını açıkladı.

“İlk olarak 2019’da yayına başladığımız ve 4 ayda bir çıkardığımız dergimiz “Hasat ve Ötesi”ni ilgili tüm kurumlardan üyelerimize Türkiye’nin her köşesine ulaştırıyoruz. Yakın zamanda 5’inci sayısını çıkaracağımız dergimizi, hem Türkçe hem İngilizce yayınlıyoruz. Böylece sadece Türkiye içinde değil, katıldığımız uluslararası fuar ve heyetler vasıtasıyla da dünyanın her yerinden potansiyel alıcılara ulaşmasını sağlıyoruz. Bugüne kadar 60’ın üzerinde üye firmamız ile röportaj gerçekleştirdik ve onların onaylarını alarak dergimizde yayınladık. Böylece üyelerimizin ve ürünlerimizin bilinirliğini arttırmaya çalıştık. Ayrıca her sayımızda sektörden haberleri ele aldığımız köşemizle sektörel bilinci geliştirmeyi amaçladık.  Alanında uzman öğretim üyelerimizin tarımsal üretime dair görüşlerine yer verdiğimiz tarım haberlerine de büyük önem verdik.”

Yeni UR-GE Ticaret heyetleri gündemde

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Martin Sanford, “Birliğimiz bünyesinde 2 adet UR-GE Projemiz mevcut. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olarak Taze Üzüm, Kiraz, Nar ve İşlenmiş Gıda olmak üzere iki yeni projeye başladık. Seyahat kısıtlaması her ne kadar bu projelerimizi etkilemiş olsa da, katılımcılarımıza proje kapsamında birçok yararlı eğitim olanağı sağlıyoruz. 2021 kalan yarısında umarım virüsün etkisinin azalması ve ülke sınırlarının açılmasıyla, bu süreçte çok iyi hazırlandığımız UR-GE Ticaret heyetlerini de gerçekleştirebileceğiz.” diye konuştu.

Rusya, Hong Kong, Almanya, Ortadoğu, Çin

Pandemi öncesinde sektörleri ve üyeleri dünyanın en önemli fuarlarından, Rusya Moskova’da World Food Moscow, Hong Kong’da Asia Fruit Logistica, Almanya’da Berlin Fruit Logistica, Japonya’da Foodex ve daha birçok fuarda temsil ettiklerini söyleyen Sanford sözlerini şöyle tamamladı:

“Bununla birlikte, pandeminin bitmesiyle birlikte uluslararası fuarlara katılımımız ve üyelerimizi, sektörlerimizi uluslararası arenada temsilimiz devam edecek. Rusya, Hong Kong, Almanya, Ortadoğu, Çin başta olmak üzere birçok uluslararası fuarda stant açmaya, Türk taze meyve sebzelerini ve mamullerini en iyi şekilde tanıtmaya devam edeceğiz. Kuşkusuz bu tanıtımlarla birlikte üzerinde önemle durduğumuz bir konu da katma değerli ürün ihracatı. Malumunuz ihraç birim fiyatlarını artırabildiğimiz ölçüde ihracat gelirimizle buna bağlı ülkemize kazandırdığımız döviz miktarı artmaktadır.  Katma değerli üretim deyince akla sadece bir ürünün işlenmesi ile elde edilen değer gelmemelidir. Bir ürünün katma değer kazanmasındaki en önemli faktörlerin başında ürüne modern teknolojik enstrümanların ve ürün geliştirme çalışmalarının da yardımıyla yeni bir sıfat yüklemek, ürünün vasfında değişiklik yapmak geliyor. Ancak, paketleme, lojistik, raf ömrünü uzatıcı yenilikler gibi gelişmelerle de ürüne önemli bir değer katılabilir. Katıldığımız fuarlarda yeni teknolojileri görerek katma değerli ihracatı nasıl artırabileceğimize ilişkin deneyimlerimizi de üyelerimizle her fırsatta paylaşıyoruz.”

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, Kayseri ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Küresel Gazeteciler Konseyi, TSYD, TİMEF, AVKON, ADD üyesi, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği, Tüm Mücadele Sporları Derneği, Kayseri Spor Adamları Derneği, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Davut Güleç Panel İletişim Davut Güleç – Sağ Menü