Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri (10.02.2024)

AVRUPA’DA BİR İLK..İSTANBUL HAVALİMANI’NA KURULACAK SİSTEMLE 3 UÇAK AYNI ANDA İNİP KALKABİLECEK

 Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul Havalimanı’nda mevcut kaynakların en etkin şekilde kullanılabilmesi amacıyla “Eş Zamanlı Bağımsız Üçlü Paralel Pist Operasyonları (Triple RWY Operations TRO)” uygulaması için 2022’den beri çalıştıklarını belirterek, “Uygulamanın hayata geçirilmesiyle İstanbul Havalimanı’na 3 uçağın aynı anda bağımsız üçlü iniş ve kalkış yapabilmesi imkânı kazandırılacak.” dedi.

Uraloğlu, İstanbul Havalimanı’nda yapılan çalışmalara ilişkin bilgi verdi.

Avrupa Hava Seyrüsefer Güvenliği Teşkilatının (Eurocontrol) Avrupa Havacılık Raporu’na göre, bu havalimanının 29 Ocak-4 Şubat döneminde günlük ortalama 1309 uçuşla Avrupa’nın en yoğun havalimanı olduğu bilgisini veren Uraloğlu, şunları kaydetti:

“İstanbul Havalimanı bizim göz bebeğimiz. Bunun konumunu, haklarını daha da güçlendirmemiz gerekir. İstanbul Havalimanı’nda mevcut kaynakların mümkün olan en etkin şekilde kullanılabilmesi amacıyla ‘Eş Zamanlı Bağımsız Üçlü Paralel Pist Operasyonları’ uygulaması için çalışmalar 2022’de başlatılmıştı. Projenin hayata geçirilmesiyle İstanbul Havalimanı’na 3 uçağın aynı anda bağımsız üçlü iniş ve kalkış yapabilmesi imkânı kazandırılacak. Önümüzdeki ay bu konuda eğitimlere başlayacağız. Bu yıl içinde denemelere başlarız diye düşünüyorum. Bu sistem dünyada sadece ABD’de var, Avrupa’da yok. Türkiye’de açtığımızda Avrupa’da ilk olacak.”

Uraloğlu, bu uygulamanın kullanılmaya başlanmasıyla İstanbul Havalimanı’nda hava trafiği akışının emniyetli ve hızlı şekilde sağlanacağını söyledi.

Uygulamanın Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünce, Eurocontrol Ajansı ile emniyet analiz çalışmasının başlatıldığını ifade eden Uraloğlu, “Fransa’da bulunan Eurocontrol biriminde yürütülen çalışmaların bu yıl içinde tamamlanması planlanıyor. Türkiye uygulamanın yapıldığı dünyadaki az sayıdaki ülkelerden biri olacak.” değerlendirmesinde bulundu.

Uraloğlu, uygulamanın hayata geçirilmesiyle eş zamanlı bağımsız üçlü (iniş-kalkış) paralel pist kullanımının da mümkün olacağını dile getirdi.

İSTANBUL HAVALİMANI’NDA ÇEŞİTLİLİĞİ ARTIRALIM İSTİYORUZ

İstanbul Havalimanı’nın kullanımına ve gelen taleplere ilişkin de bilgi veren Uraloğlu, şunları kaydetti:

“Şu anda İstanbul Havalimanı’nda yüzde 80’e yakın oranda Türk Hava Yollarının (THY) etkisi var. Havalimanında çeşitliliği artıralım istiyoruz. Yabancı hava yolu şirketlerinden talep var. Diğer hava yollarını da cezbetmek istiyoruz. Biz THY’nin şu an elde ettiği konuma zarar getirmeyecek davranışla süreci yönetmek istiyoruz. THY ciddi bir markamız.”

Dünya Bakliyat Günü

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 10 Şubat Dünya Bakliyat günü dolayısıyla görüntülü basın açıklaması yaptı.

“Beslenmede baklagillerin önemi tartışılmaz” vurgusu yapan Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü;

“Yağ oranı düşük, karbonhidrat oranı yüksek ve besleyici olan baklagiller, beslenmede bitkisel proteinin ana kaynağını oluşturuyor. En çok protein içeren besin gruplarından olan baklagiller günümüzde sağlıklı beslenme konusunda önemini artıran ürün grubudur.

Baklagillerin her biri ayrı besin değerlerine sahip olmanın yanında ülkemizin kültürel değerleridir. Son yıllarda ülkemizde sağlıksız fast food ve hazır gıda tüketiminin artmasıyla baklagiller diyetisyen ve doktorlar tarafından daha fazla önerilmeye başlandı.

Baklagillerin toplum olarak öneminin vurgulanması amacıyla, Birleşmiş Milletler tarafından 2016 yılı ‘Uluslararası Bakliyat Yılı’ olarak ilan edildi ve takip eden süreçte her yıl 10 Şubat günü ‘Dünya Bakliyat Günü’ olarak belirlendi.”

 “Dünyada her 4 kişiden birinin protein kaynağı”

“Baklagiller dünyada 2 milyardan fazla insan için önemli bir protein kaynağıdır. Bu rakam dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birini oluşturuyor.

Baklagiller dünyada yaklaşık 96 milyon hektar alanda 96 milyon ton üretimle, ortalama 135,2 milyar dolarlık piyasa değeri, 14,6 milyar dolar ihracat ve 16 milyar dolar ithalat değeri olmak üzere toplam 30,6 milyar dolarlık dış ticaret değerine sahip bir ürün grubudur.

Dünya toplam baklagil üretiminde yüzde 28,8’lik payla Hindistan ilk sırada yer alıyor. Ülkemizin toplam baklagil üretiminden aldığı pay yaklaşık yüzde 1,3 civarındadır.

Türkiye’de üretimi gerçekleştirilen 7 çeşit yemeklik baklagiller arasında en fazla üretilenler nohut, kuru fasulye ve mercimektir. Baklagil üretimi ülke geneline yayılmış olsa da Güneydoğu Anadolu Bölgesi, İç Anadolu Bölgesi ve Marmara Bölgesi’nin güneyinde yoğunlaşmıştır. Genel olarak, kırmızı mercimek Güneydoğu’da, yeşil mercimek İç Anadolu’da, bakla Ege ve Güney Marmara’da, nohut ve kuru fasulye ise birçok bölgemizde yetiştiriliyor. Toplam yemeklik baklagil üretiminin, yüzde 44’ünü nohut, yüzde 30 buçuğunu kırmızı mercimek, yüzde 20,6’sını kuru fasulye oluşturuyor. Geri kalan yüzde 4,9’unu ise yeşil mercimek, bakla, bezelye ve börülce oluşturuyor.”

“Son 34 yılda baklagil ekim alanları yarıya indi”

“Ülkemizde 1990 yılında toplam 20 milyon dekar olan baklagil ekim alanı bugüne geldiğimizde 9 milyon dekara geriledi. Yani ekim alanlarında yüzde 55,4 oranında azalma yaşandı. Aynı şekilde üretimde de yüzde 34,8 oranında bir gerileme gerçekleşti.

Tarım ve Orman Bakanlığının girişimleriyle 2016 yılı FAO tarafından ‘Uluslararası bakliyat yılı’ olarak ilan edilmişti. Bu yıldan sonra baklagillerde ekim alanlarının artırılmasına yönelik yapılan çalışmalar yapılsa da belirli ürünlerde istenilen düzeye maalesef ulaşılamadı. Halen üretim açığı yeşil mercimekte yüzde 49, kırmızı mercimekte yüzde 43 oranındadır.”

“En önemli protein kaynaklarından olan et ve baklagillerde ithalatçı olmamız kabul edilemez”

“Et fiyatlarının yüksekliği karşısında halkımız baklagil tüketiyor. Üretim tüketimi karşılamıyor.

Alternatif protein kaynağı olan baklagillerde de ithalat artarak devam ediyor. Baklagillerde son 5 yılda toplam ithalatımız yüzde 90,6 oranında artarak 702 bin ton oldu. Yine son 5 yılda baklagil ithalatına ödediğimiz tutar yüzde 227,6 oranında artarak 544 milyon dolara ulaştı. Bu kabul edilebilir bir durum değildir.

İnsanımızın protein ihtiyacı karşılamasında önemli bir yere sahip olan baklagillerin üretimini artırmak zorundayız. En önemli protein kaynaklarından olan et ve baklagilde ithalatçı olmamız kabul edilemez. Halkımızın sağlıklı beslenmesi için bu temel gıda ürünlerinde üretim artırılmalı, ithalattan vazgeçilmelidir.

Ayrıca tüketicilerimizin ucuz gıdaya ulaşabilmesi için üretici tüketici arasındaki makas kapatılmalıdır. Nitekim son yaptığımız çalışmada baklagillerde de bu makasın çok açık olduğu görülüyor. Üreticide 17 buçuk lira olan kırmızı mercimek 47 liraya, 29 buçuk lira olan nohut 76 liraya, 29 lira olan kuru fasulye 85 liraya, 26 lira olan yeşil mercimek 64 liraya markette satılıyor.

Protein ihtiyacının yeterince karşılanması bakımından üreticide ucuz olan bu ürünleri tüketicilerin pahalı yemesi kabul edilemez.

Bu gibi temel gıda ürünlerine yönelik yasal düzenlemeler yapılmalı, marketlerde tavan fiyat uygulaması getirilmelidir.”

“Baklagillere verilen prim desteği 5 yıldır artırılmıyor”

“Ülkemizde baklagiller üretim maliyetlerinin yüksekliği ve alternatif ekilen ürünlerden elde edilen kazancın daha yüksek olması üreticilerin baklagil üretiminden uzaklaşmasına neden oldu.

Ülkemiz baklagil ihracatında görülen azalış hem üretimde yaşanan sorunlar hem de dünya piyasasında rakip ülkelerin elde ettikleri rekabet üstünlüklerinden kaynaklanıyor.

Baklagil üretimini arttırmak ülkemizi önce kendine yeter, sonrasında ihracatçı ülke konumuna getirir. Bunun için baklagiller üretim planlamasında öncelikli ürün grubuna alınmalıdır.

Kurak ve yarı kurak alanlarda nohut ve mercimeğin, sulu alanlarda ise fasulyenin ekim nöbetine girmesi sağlanmalıdır.

Baklagillere verilen prim desteği kiloya 50 kuruş olarak veriliyor. Ancak bu destek 2018 yılından bu yana değişmedi.  Verilen desteklerin amacına uygun olması için günün şartlarına göre artırılmalıdır.

Baklagillerde ülkemizin arz güvenliğini ve üretimin devamlılığını sağlamanın yolu, üreticiyi memnun edecek bir fiyatın piyasada oluşmasıdır. Bu nedenle hasat dönemine yakın baklagil ithalatı yapılmamalı, piyasanın dengesi bozulmamalıdır.

Ülkemizin az da olsa yapmış olduğu baklagil ihracatında yurt dışı piyasaların talepleri göz önünde bulundurularak istenen kalitede ve Türkiye orijinli ürün üretimi teşvik edilmelidir.

Geçmiş yıllarda uygulanan nadas alanlarda üretim uygulaması yeniden başlatılması, sertifikalı tohum kullanımının yaygınlaştırılması ve tohum desteğinin artarak devam etmesi gereklidir.”

İhracatta 2023 yılı şampiyonu inşaat seramikleri oldu

Türkiye Seramik Federasyonu tarafından hazırlanan ve yılda iki kez açıklanan Türkiye İhracat Katkı Endeksi 2023 yılı sonuçları açıklandı. Buna göre inşaat seramikleri, yılın ilk yarısındaki düşüşe rağmen 11,0’lık oranla 2023 yılında ihracatta en yüksek katkı oranına sahip sektör oldu. Bu sektörü 6,61 ile mobilya ve 5,26 ile giyim izledi.

Dünyada 2023 genelinde yüksek enflasyona karşı uygulanan sıkı para politikaları dünya ticaretini ve ihracat pazarlarını olumsuz etkiledi. Türkiye’nin ihracat performansı da bu koşullar içinde yavaşladı. Şubat ayında yaşanan deprem, mayıs ayındaki uzun seçim süreci, nisan ve haziran aylarında çalışma gün sayısındaki azalmalar ile 2023 yılının ikinci yarısında yeni politikalara uyum süreci Türkiye’nin ihracatını sınırladı. 2023 yılının ilk yarısında Türk lirası aşırı değerlenirken, çoklu kurlar oluştu ve finansmana erişim zorlaşmıştır. Yılın ikinci yarısında ise sıkı para politikalarına geçilince TL’de düzeltme oldu ve reel faizlere geçildi. Dolayısıyla 2023 yılında Türkiye’nin ihracatı yüzde 0,6 artışla 255,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu koşullar içinde endeks 2022 yılını 0,89 puan ile negatif kapatırken 2023 yılı ilk yarısında 0,82; 2023 sonunda ise 0,91 puan oldu. Dolayısıyla ihracat artışı yavaşlarken ithalat azaldı.

İlk yarı düştü, ikinci yarı yükseldi

Türkiye Seramik Federasyonu tarafından sektörlerin Türkiye’nin dış ticaretine katkısının ölçülmesi, sektörlerin katkılarına göre sıralandırılması ve sektörlerin katkılarına göre desteklenmesi için bilgi seti oluşturulması amacıyla hazırlanan “Türkiye İhracat Katkı Endeksi”nin 2023 yılı sonuçlarına göre inşaat seramikleri sektörü 11,0’lık oranla 2023 yılında ihracata en yüksek katkı sağlayan sektör oldu. Sektörün katkı oranı ilk yarıda düşmesine rağmen ikinci yarıda yükseldi. Bu yükselişin ithalattaki gerilemeden kaynaklandığı gözlendi. Sektörün net ihracat katkısı ilk 2023 yılında 849 milyon dolar olarak gerçekleşti. Öte yandan 2023 yılında 20 sanayi kolu içinde ihracat katkı oranı pozitif olan sektör sayısı 11’e çıktı. İnşaat seramiklerini izleyen yüksek katkı oranına sahip sektörler 6,61 ile mobilya ve 5,26 ile giyim eşyaları oldu. Bu arada 2023 yılında en yüksek ihracatı 0,86 katkı oranıyla motorlu kara taşıtları sanayi gerçekleştirdi. 9 sanayi kolunun ihracat katkı oranları 2023 yılında negatif oranda gerçekleşirken, en yüksek negatif oran ise 0,18 puan ile elektronik ve bilgisayar sanayinde görüldü.

Deprem, seçim, aşırı değerli TL, sıkı para politikaları…

Yurt içinde deprem afeti, seçim süreci, değerlenen Türk lirası, sıkılaşma politikaları, küresel ölçekte ise parasal sıkılaşma sonucu pazarlardaki durgunluk Türkiye’nin ihracatını sınırlamış oldu. Bu dönemde inşaat seramikleri ihracatında 2023 yılında yüzde 30,5 oranında düşüş gözlendi. Bunda en büyük etkenin ise 2023 yılında ihracat pazarları ve özellikle Avrupa’daki yavaşlama olduğu belirtildi. Deprem, inşaat malzemesi sanayi üzerinde daha olumsuz etki yarattı. İnşaat seramikleri ihracatı 2023 yılında 946 milyon dolar olarak gerçekleşirken, ihracata mutlak katkı ise 849 milyon dolar oldu. 2023 yılında seramik kaplama malzemeleri ihracatı değer olarak yüzde 38,0 azalarak 634 milyon dolara geriledi. Özellikle kaplama malzemeleri ihracatında ciddi bir düşüş gözlendi. Seramik sağlık gereçleri ihracatı ise 2023 yılında yüzde 8,0 azalarak 312 milyon dolar oldu. Öte yandan seramik kaplama malzemeleri ihracatı miktar bazında yüzde 43,5 azalarak 1.337.284 tona indi. Seramik sağlık gereçleri ihracatı ise miktar bazında yüzde 17,7 düşerek 152.464 ton olarak gerçekleşti. Bu arada seramik sağlık gereçleri ihracat birim fiyatı 2023 yılında ortalama 2,05 dolar/kg’ye, seramik kaplama malzemeleri ihracat birim fiyatı 47 cent/kg’ye yükseldi.

“Sektör liderliğini korumaya devam ediyor”

Türk seramik sektörünün dünyada önemli bir oyuncu olduğunun altını çizen Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı İlter Yurtbay; “Gerek ülkemizde gerekse tüm dünyada yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, yerli kaynaklarla üretim yapan ve ihracatta öne çıkan seramik sektörü ekonomimize katma değer sağlamaya ve ihracatta liderliğini korumaya devam ediyor. Hedefimiz, yeniden şekillenen dünya pazarında ve tedarik zincirinde Türk seramiklerinin kalıcı olarak yer almasıdır. 2023 yılının başında büyük bir deprem felaketi, ekonomide dalgalanmalar ve uzunca bir seçim süreci yaşanmış olsa da inşaat seramiklerinin ihracata olan katkısı göz ardı edilemez. Bugün bu kadar iyi ihracat yapabiliyor olmamızın altında yatan en önemli sebeplerden biri de son derece modern üretim tesislerimizin olması ve her koşulda üretmeye devam edebilme motivasyonumuz. Başta Amerika pazarı olmak üzere ihracat yaptığımız ülkelerde daha da güçlenmeye ve yüksek yerli katma değer oranımızla net döviz girişini artırmaya devam edeceğiz” dedi.

2024 yılı sigortacılık trendleri neler olacak?

Günümüzde hızla değişen teknolojik ve toplumsal dinamikler, sigortacılık sektörünü sürekli olarak şekillendiriyor. 2024 yılında, dijital dönüşümün daha da derinleştiği, çevresel ve sosyal sorumluluğun artan bir öneme sahip olduğu bir döneme tanıklık ediyoruz. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle Generali Sigorta, 2024 yılında öne çıkacak ve günlük hayatta daha fazla yer bulacak sigortacılık trendlerini açıkladı.

Dijital dönüşüm tam gaz devam edecek

Sigorta sektörü, müşteri deneyimini geliştirmek ve iş süreçlerini optimize etmek amacıyla dijital teknolojilere odaklanma trendini bu yıl da benimseyecek. Yapay zeka, makine öğrenimi ve otomasyon gibi teknolojiler; poliçe satın alma, hasar değerlendirmesi ve müşteri hizmetleri gibi kritik alanlarda daha etkili çözümler sunma potansiyeline sahip olmasıyla birlikte iş akışını da kolaylaştırıyor. Bu noktada sigorta şirketleri müşterilere daha hızlı ve kişiselleştirilmiş hizmetler sunmak adına sektörde rekabet avantajı sağlayarak daha sürdürülebilir ve yenilikçi bir yapı oluşturmayı hedefleyecektir.

Akıllı sigorta ürünlerinin sayısı artacak

Nesnelerin İnterneti (IoT) ve sensör teknolojilerinin gelişmesi, sigorta sektöründe önemli bir dönüşümü tetikliyor. Akıllı cihazlar aracılığıyla elde edilen veriler, sigorta poliçelerini daha kişiselleştirilmiş hale getirme imkânı sunuyor. Bu yıl özellikle araç sigortalarında, sürücülerin alışkanlıklarına dayalı fiyatlandırma modelleri daha yaygın hale gelebilir. Araçlara entegre edilen sensörler, sürücü davranışlarını anlık olarak izleyerek daha doğru ve adil prim hesaplamalarına olanak tanıyor. IoT’nin sigorta sektörüne entegrasyonu, risk değerlendirmelerini iyileştirerek şirketlere daha etkili ve özelleştirilmiş hizmetler sunma fırsatı sağlıyor. Bu sayede, müşteri memnuniyeti artarken aynı zamanda sigorta şirketlerinin rekabet avantajı elde etmeleri de mümkün hale geliyor.

Sürdürülebilir sigorta sektörü

Sigorta şirketleri, artan bir şekilde çevresel ve sosyal sorumluluk bilinciyle hareket ederek sürdürülebilirlik odaklı poliçe ve ürünleri müşterilerine sunma eğiliminde. Bu yıl iklim değişikliği gibi çevresel risklerle mücadele ederken, sigorta şirketleri aynı zamanda toplumsal sorunlara duyarlı poliçelerle öne çıkmayı hedefleyecek. Bu kapsamda, müşterilerin iklim değişikliğiyle ilgili risklere karşı daha kapsamlı bir koruma talebi olabilir. Sigorta sektöründeki bu sürdürülebilirlik odaklı yaklaşım, şirketlerin toplumlarına ve çevreye daha fazla katkı sağlamalarını amaçlayarak sektöre olumlu bir etki yapabilir.

Veri güvenliği önlemleri artacak

Dijitalleşmenin artması, sigorta sektöründe müşteri verilerinin güvenliği ve gizliliği konularını daha da önemli hale getiriyor. Bu bağlamda sigorta şirketleri, müşteri bilgilerini korumak ve siber saldırılara karşı güvenlik önlemlerini artırmak amacıyla yeni teknolojilere odaklanarak yatırımlarını güçlendirecek. Veri mahremiyeti konusundaki artan hassasiyet, müşteri güvenini koruma ve yasal düzenlemelere uyum sağlama ihtiyacını beraberinde getiriyor. Güçlü şifreleme yöntemleri, güvenlik duvarları ve benzeri önlemlerle birlikte, yapay zeka destekli siber güvenlik çözümleri de ön plana çıkacak. Bu adımlar müşteri verilerinin güvenliğini sağlamakla kalmayıp aynı zamanda sektördeki itibarı koruma adına önemli bir rol oynayacak.

Blockchain Teknolojisinin Kullanımı

Sigorta sektörü, bu yıl veri güvenliği, sahtecilik önleme ve iş süreçlerini şeffaflaştırma hedefleriyle blockchain teknolojisine yönelecek. Blockchain, dağıtık defter ve akıllı kontratlar aracılığıyla sigorta endüstrisine bir dizi avantaj sunabilir. Akıllı kontratlar, otomatik ve güvenilir tazminat süreçlerini destekleyerek, işlemleri daha hızlı ve etkin bir hale getirebilir. Sahtecilikle mücadelede de etkili olan bu teknoloji, tüm katılımcılar arasında güven inşa ederek sektörde daha güvenilir bir ortam oluşturabilir. Sigorta şirketleri, blockchain’i benimseyerek müşteri güvenini artırabilir ve daha sürdürülebilir, şeffaf iş süreçleri oluşturabilir.

Katılım Emeklilik genç katılımcılarıyla büyüyor

Geçen yılı beklentilerin üzerinde bir büyümeyle geride bıraktıklarını ifade eden Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, 2024 yılı için hedeflerinin daha çok genç katılımcıya ulaşmak olduğunu söyledi. Erken BES’te 100 bin sözleşmeyi aştıklarını, BES’te en genç katılımcı yaş ortalamasına sahip şirket olduklarını vurgulayan Sincek, “Erken yaşlarda başlayan tasarruf alışkanlıkları gençlerimize hayata atılırken çok önemli avantajlar sağlayabiliyor. Çalışan BES’li genç katılımcılarımızın Katılım Emeklilik’e olan teveccühü bizim için çok değerli. Türkiye’nin genç nüfusunun dinamizmi bizi de besliyor ve birlikte büyüyoruz” dedi.

Bireysel Emeklilik Sistemi’nde Ocak ayı itibarıyla katılımcı sayısı 8,76 milyonu Gönüllü BES, 7,3 milyonu OKS tarafında olmak üzere toplamda 16 milyon kişiyi aştı. Sistemdeki toplam fon büyüklüğü miktarı ise 2023’te gerçekleşen yüzde 83,85 oranındaki artışla 796 milyar TL’ye ulaştı. Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, geçen yılı beklentilerin üzerinde büyümeyle kapattıklarını söyleyerek sektördeki 10’uncu yaşlarını kutladıkları 2024 yılı için beklenti ve hedeflerini paylaştı.

On yıllık deneyimle katılımcılarının yaşamlarına her alanda dokunan yenilikçi ürünler sunduklarını söyleyen Ayhan Sincek, “Geçen yıl hem BES hem de sigorta tarafında önemli bir performans sergiledik. Gönüllü BES’te toplam katılımcı sayısındaki artış yüzde 11,6 oranında gerçekleşirken, Katılım Emeklilik olarak katılımcı sayımızda yüzde 16,5’lik bir yükseliş sağladık. 1 milyon 120 bin BES Sözleşmesi ve 20 milyar TL fon büyüklüğüne ulaştık. 10 yıl gibi bir sürede katılım esaslı sigorta ve emeklilikte yenilikçi, teknolojik gelişmeleri yakından takip eden, ihtiyaçlara yanıt üreten yaklaşımımızla sektörün önde gelen şirketlerinden biri olmaktan gurur duyuyoruz” dedi.

“BES’te 38 yaş ortalaması ile en genç katılımcı kitlesine sahip şirketiz”

“Katılım Emeklilik 2022’de 39 yaş, 2023’te ise 38 yaş ortalaması ile iki senedir en genç katılımcı kitlesine sahip” diyen Ayhan Sincek, “Genç katılımcılarımızın Katılım Emeklilik’e olan teveccühü bizim için çok değerli. Türkiye’nin genç nüfusunun dinamizmi bizi de besliyor ve birlikte büyüyoruz” ifadelerini kullandı.

Katılım Emeklilik, Erken BES’te 100 bin sözleşmeyi aştı

Türkiye’de tasarruf farkındalığının güçlenmesinde 18 yaş altına yönelik Erken BES’in önemine de işaret eden Sincek, şunları dile getirdi: “Erken yaşlarda başlayan tasarruf alışkanlıkları gençlerimize hayata atılırken çok önemli avantajlar sağlıyor. Sektörde, 2021’de 170 bine, 2022’de 594 bine ulaşan 18 yaş altı katılımcı sayısı şu an 1 milyon 50 bini aştı. Katılım Emeklilik olarak bu segmentte geçen yıl katılımcı sayımızda yüzde 70 oranında artış kaydettik ve 103 bin 805 sözleşme ile sektörde ilk 5 arasındayız. 2024 yılında sektörün 18 yaş altı BES’te 1 milyon 500 bin katılımcıyı aşmasını öngörüyoruz. Katılım Emeklilik olarak da 150 bin sözleşmeye ulaşmayı hedefliyoruz.”

Çocukların geleceklerine sadece maddi anlamda değil eğitim ve kültür hayatı bakımından da destek olmaya çalıştıklarını söyleyen Sincek, bu amaçla doğal canlı yaşamı temalı Türkiye’nin ilk holografik eğlence parkı Katılım Emeklilik DigiZoo’yu İstanbul’da çocuklarla buluşturduklarını dile getirdi. Sincek, bilgi ve eğlenceyi teknolojiyle birleştiren bu projeyle hedeflerinin genç nesillerde sürdürülebilirlik farkındalığını artırmak olduğunu belirtti.

Sigorta sektöründe prim üretimimiz 3,5 kat arttı

Katılım esaslı sigorta ürünlerine olan talebin 2023 yılında kayda değer artış gösterdiğini belirten Sincek, 2023 yılı aralık sonu itibarı ile Katılım Sigortacılığı toplam prim üretiminin yıllık yüzde 103 artış ile 24,46 milyar TL olduğunu söyledi. Hayat, Sağlık ve Ferdi Kaza branşlarında 40’a yakın yenilikçi ürünle hizmet sunduklarını söyleyen Sincek, 375 bin sigorta poliçesine ulaştıklarını açıkladı. Sincek, sigortacılık tarafında Katılım Emeklilik’in geçen yılki performansını şu sözlerle değerlendirdi:

“1 milyar 514 milyon TL prim üretimiyle katılım esaslı sigortacılıkta pazar payımızı iki kattan fazla yükselişle yüzde 2,82’den yüzde 6,19’a çıkardık. Sigorta sektörünün toplam prim üretiminde gerçekleşen yüzde 106’lık değişimi kat be kat aşarak yüzde 344’lük bir büyüme gerçekleştirdik. Ferdi Kaza’da yüzde 320 artışla 173,5 milyon TL, Hayat sigortalarında yüzde 267 artışla 391 milyon TL prim üretimi gerçekleştirdik. Katılım Sağlık tarafında yüzde 80 pazar payı ve 950 milyon TL prim üretimiyle faizsiz hayat sigortacılığında öncü konumumuzu pekiştirdik. 2024’te özellikle sağlık sektöründeki maliyet artışlarının yavaşlaması ile poliçe sayılarının artmasını ve prim üretiminde 1,5 milyar TL seviyelerine erişmeyi hedefliyoruz.”

Hayvansal Üretim İstatistikleri, 2023

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Ekonomi-teknoloji haberleri

Ev kiralarken kimlik sahteciliğine dikkat Sahte kimlikle dolandırıcılık, emlak sektöründe de sıkça yaşanmaya başladı. Sahipleri …


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/swtdavut/public_html/wp-includes/functions.php on line 5427