Ekonomi-teknoloji haberleri TUİK verileri (09.02.2022)

Bireysel emeklilikte yüzler gülüyor

Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, “18 yaşla başlayan ve devlet katkısının yüzde 30’a çıkarılması, BEFAS, bütünleşik planlar ve son olarak da BES’teki birikimleri karşılığında katılımcıya uygun koşullarda krediye imkân tanınması gibi düzenlemelerin BES’in rekabet gücünü ve esnekliğini artırdığını” belirtti.

Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, “13,3 milyon katılımcıya ve 250 milyar TL fon büyüklüğüne ulaşan BES’in (OKS dahil) tüm sektör olarak yukarı yönlü yakaladığı ivme regülasyon tarafında da takdir ve teşvik görüyor. Yeni düzenlemelerle sistemin desteklenmesi de BES’in hem rekabet gücünü hem de esnekliğini artırıyor. Böylece BES; Türkiye ekonomisinin en çok ihtiyacı olan tasarruf tarafında daha da güçleniyor, adeta tasarrufun merkezi oluyor. Ayrıca yatırımcısına enflasyondan fazla kazandırırken geleceğini de güvence altına alıyor” dedi.

Yüzde 30 devlet katkısının dünyada eşi yok

Son zamanlarda yapılan düzenlemelerle ilgili bilgi veren Ayhan Sincek, “Devlet Katkısının tüm sözleşmelerde yüzde 30’a çıkarılması önemli bir destek oldu. Bu da BES’in rekabet gücünü yükseltti. Dünyada eşi benzeri olmayan bir tasarruf sistemi haline geliyoruz. Bu sayede ülke tasarruflarının artırılmasında BES’de önemli bir rol almış oluyor. Ülkemizde olduğu gibi bireysel emeklilik sistemine devletin sağladığı güçlü katkının dünyada başka bir örneği yok. Bu gelişmelerin tasarruf bilincine de çok önemli etkisi oluyor” şeklinde konuştu.

Sincek sözlerine şöyle devam etti; “Diğer bir konu 45 yaş üzeri çalışanların talepleri halinde otomatik katılım sistemine dahil edilebilmesiydi. OKS avantajlarından 45 yaş üstü çalışanların da yararlanmasının önü açıldı, isteyenlere BES’e kolayca katılma imkanı tanındı. BES’in esnekliğini artıran bir yenilik de kurumca belirlenen hallerde ve koşullarda katılımcıya birikim tutarının yüzde 50’sine kadar kısmen ödeme yapılmasına olanak sağlanması oldu. Taslak metne göre değiştirilen bu maddede; konut, evlilik, eğitim gibi özellik arz eden hallerden hangilerinin olacağı ve ilgili detayların yönetmelikte belirlenmesi bekleniyor. Ayrıca BES katılımcılarına birikimleri karşılığında uygun koşullarda krediye erişim imkânı tanınmasının faydalı olacağı düşünülüyor. Kısacası 2022 yılı da BES için atılım ve büyüme yılı olacak. Bu düzenlemelerle sektör değişim, dönüşüm ve gelişim fırsatları yakalarken katılımcısına enflasyonun üzerinde kazandırmaya ve geleceğini güvence altına almaya devam edecek.

2022 yılı 18 yaş altı BES için de hızlı geçecek; EGM verilerine göre 18 yaş altı BES’li sayısı 210 bine ulaştı, bu kategorideki devlet katkısı dahil fon tutarı da 400 milyon TL’yi aştı. Bebeklikten ilk gençlik yıllarına kadar uzanan geniş skaladaki binlerce çocuk ve gencimiz için BES sayesinde gelecek daha kolay olacak. Sektörün derinleşmesindeki öncülüğümüzü bu alanda da gösteriyoruz; Katılım Emeklilik olarak faizsiz ve avantajlı paketimizle üretimde ilk 5 arasındayız. Gelecek nesillerimizi de güvenle BES’liyoruz.”

Kurumsal ağların yüzde 93’ünde zafiyet bulunuyorFarklı ağlar üzerinde yapılan testlere göre ağların çok büyük çoğunluğunda şirketlerin hacklenmesine neden olabilecek açıklar bulunuyor. Platformunda 1500’den fazla bağımsız siber güvenlik uzmanı bulunan BugBounter, her gün aktif bir şekilde kullanılan kurumsal ağların 7/24 denetletilmesi gerektiğini belirtiyor.Şirketlerin güvenlik açıklarını denetleme, bulma ve doğrulama ihtiyacını bünyesindeki 1500’ün üzerinde siber güvenlik uzmanıyla hızlı ve güvenilir bir şekilde karşılayan BugBounter.com, her bireyin ve şirketin aktif olarak kullandığı ağların güvenliğine dikkat çekiyor.Her on ağdan dokuzunda zafiyet var!Şirketlerin büyük çoğunluğu varlığını bilmediği zafiyetlerden ötürü saldırıya uğruyor. Güvenlik uzmanlarının yaptığı testlere göre ağların yüzde 93’ünde siber saldırganların şirket ağına sızabilmesini sağlayan bir açık bulunuyor. Yüzde 71’indeki açıkları kullanan siber saldırganlar şirketin dijital varlıklarını önemli ölçüde etkileyebiliyor. Yüzde 81’ini sömürmek için ise siber saldırganın alanında başlangıç seviyesinde deneyime sahip olması yeterli oluyor.Güvenlik uzmanları çalışanların kimlik bilgilerini ele geçirerek kurumsal ağlara kendisini fark ettirmeden sızabiliyor. Yüzde 71 oranında başarılı olan bu yöntem, kullanıcıların zayıf şifre kullanması sayesinde mümkün oluyor. Bilinen ve kapatılmamış yazılım açıkları da saldırıların yüzde 60 oranında başarılı olmasını sağlıyor. Cihazların, bulut ortamının ve yazılımların yanlış yapılandırılması da yüzde 54’lük sızma başarısı sağlıyor. BugBounter.com Kurucu Ortağı Murat Lostar, konuyla ilgili şunları söyledi: “Kurumsal ağlar her şirketin çalışabilmesi için olmazsa olmaz. Bu yüzden kurumsal ağların eksiksiz bir şekilde korunması gerekiyor. Aksi durumda siber saldırganlar sızmayı başardığında o ağa bağlı dizüstü bilgisayarlardan veri merkezlerine kadar tüm cihazlara erişebiliyor. BugBounter.com olarak 1500’den fazla araştırmacıdan oluşan yetenekli uzman ordusuyla ülkemizde öncülük ettiğimiz yenilikçi 7/24 siber güvenlik denetimi sayesinde şirketler ağlarını sürekli denetletebiliyor. Ayrıca çalışılan zamana göre değil, varlığı deneyimli uzmanlar tarafından doğrulanmış güvenlik açıklarının derecesine göre ücret ödeyerek ayırdıkları bütçeleri de verimli bir şekilde yönetebilme imkanına sahip oluyor. Şirketler açığı keşfeden siber güvenlik uzmanlarına verilecek ödülleri, programın süresini, test kapsamını istedikleri esneklikte belirleyebildiği ve bunları her an düzenleyip güncelleyebildiği için sistemlerinin güvenliğini o anki imkanlarına ve önceliklerine göre kontrol ettirebiliyor. Platformun güvenlik araştırmacıları, buldukları zafiyetleri raporladıktan sonra yetkili ekiplerimiz kısa süre içinde doğrulama süreçlerini tamamlıyor, uluslararası kriterlere (CVSS 3.1) göre derecelendiriyor ve şirketin belirlediği güvenlik ekiplerine iletiyor. Kapatılan açıkların kontrolü de yine açığı keşfeden uzmanlar tarafından yapılıyor.”

TÜRKİYE’DE ÜRETİLEN AR VE VR TEKNOLOJİSİ KULLANAN SİMÜLATÖR YOĞUN İLGİ GÖRDÜ

Sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik teknolojilerini kullanarak oyun simülatörleri üreten Dof Robotics’in Monster Jam ürünü ABD’nin ardından eğlence, etkinlik, park ve rekreasyon fuarı Atrax’ta görücüye çıktı. ‘Canavar araba’ fikrinden yola çıkarak üretilen Monster Jam, AR ve VR teknolojilerini kullanarak oyunculara ‘canavar araba’ deneyimini ve heyecanını yaşatıyor.

Eğlence, etkinlik, park ve rekreasyon fuarı Atrax, 3-5 Şubat tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşti. Fuara hem eğlence parkı meraklıları hem de potansiyel alıcılar büyük ilgi gösterirken, fuarın en çok ilgi çeken ürünü sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) teknolojileri kullanarak oyun simülatörleri ve sinemalar üreten Dof Robotics’in Monster Jam adlı, ‘canavar araba’ simülasyonu oldu.

İlk kez ABD’de görücüye çıkan Monster Jam, ikinci gösterisini Atrax ile birlikte İstanbul’da yapan Monster Jam, ABD ve Yunanistan’a ihracat başarısı yakaladı. Simülasyonun yakın gelecekte daha büyük ihracat başarıları yakalaması bekleniyor.

“AMACIMIZ HERKESE ULAŞAMAYACAKLARI HEYECANI YAŞATMAK”

Dof Robotics olarak amaçlarının AR ve VR teknolojilerini kullanarak heyecanı ve eğlenceyi ulaşılabilir kılmak olduğunu ifade eden DOF Robotics Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mertcan, “Ürünlerimiz gelişmiş AR ve VR teknolojilerini kullanarak, insanlara normal hayatlarında deneyimlemeyecekleri heyecan ve eğlenceyi sunmak için özel olarak tasarlanıyor. Tasarımlarımız arasında yer alan Monster Jam ile ‘canavar araba’ kullanmanın, yerden metrelerce yüksekteki engellerin üzerinden atlamanın heyecanını yaşayabilirlerken, Defender ile gelecekteki bir savaş ortamını deneyimleyip, uzaylılarla kendi gözlerinden, ellerindeki silahla savaşabiliyorlar. Dahası tüm yönlere hareket edebilen, sürekli geliştirdiğimiz sanal gerçeklik teknolojimiz sayesinde gerçeğe en yakın sinemalarımızla bulunduğunuz yerden kalkmadan bir çölü, bir heyecan trenini ya da uçmayı deneyimlemelerini sağlayabiliyoruz. Ürünlerimizi deneyimleyen insanların indikten sonraki gülümsemeleri, heyecanları, yaşadıkları deneyim bizlerin en büyük ilham kaynağı” ifadelerini kullandı.

METAVERSE TEKNOLOJİSİNE GÖZ KIRPAN BİR DENEYİM: MISSION SPACE

Son tasarımları olan ve oyuncuların birbirileriyle etkileşime geçebildiği Mission Space: Digital Park’tan bahseden Mustafa Mertcan, “Sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik teknolojilerinin Metaverse ile olan temel farkını ‘etkileşim’ olarak açıklayabiliriz. Metaverse teknolojisinde kullanıcılar birbirleriyle ve etrafındaki nesnelerle etkileşime geçebilir, simülasyon içerisinde aynı deneyimi yaşayarak aralarında konuşabilir, aynı hedef için çalışabilir bu nedenle Metaverse teknolojisi AR ve VR ile hazırlanmış tasarımlardan daha gerçekçidir. Ar-Ge ekibimizin uzun süredir üzerinde çalıştığı Mission Space: Digital Park tasarımımız Metaverse teknolojisini kullanarak oyunculara 30 ila 40 dakikalık bir uzay deneyimi yaşatacak. 8 bölümden oluşan simülasyonda öncelikle insanlığın uzay macerası anlatılacak, oyuncular uzay kıyafetlerini giyerek roketle Dünya’dan ayrılmayı deneyimleyecek, daha sonra Uluslararası Uzay Üssü’nde (ISS) uzay yürüyüşüne çıkacak ve nihayetinde Dünya’ya geri dönecekler. Tüm bu görevler gerçekleştirilirken oyuncular birbirileriyle etkileşimde kalacaklar” diye konuştu.

Globalde yaşanan tedarik zinciri krizi, Türkiye için trilyon dolarlık fırsata dönüşebilir

Dünya ekonomisi, Pandeminin gölgesinde zor bir yılı daha geride bıraktı. Geçmiş tahminlerde, 2021’de 100 trilyon doları geçmesi beklenen global GSMH 84,5 trilyon dolarda kaldı. Reel ekonomik kaybın 2021 yılında, 8 trilyon dolar civarında gerçekleştiği tahmin ediliyor. 24 trilyon dolara ulaşması beklenen dünya ticaret hacmi ise geçtiğimiz yıl 22,5 trilyon dolara ulaşabildi.

Lojistik sektörü dijitalleşerek çıkış yolu arıyor

2021 yılının lojistik sektörü için oldukça zor bir yıl olarak hafızalara kazındığını ve lojistik sektörünün dijitalleşerek çıkış yolunu aradığını ifade eden Tırport Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları söyledi:

2021’e, Çin’deki covid-19 kökenli kapanmaların bir yansıması olarak, çip ve konteyner krizi damgasını vurdu. Çin ve Avrupa arası konteyner maliyetleri 10 kattan fazla arttı. Çip krizi, otomotiv başta olmak üzere lokomotif sektörlerde üretime ciddi darbe vurdu. Artan tedarik ve lojistik maliyetleri, tahminlerin çok üzerinde sorunlar yarattı. 2020 Nisan ayında 20 doların altına kadar düşen ham petrol varil fiyatları, 2022 Şubat ayına girerken 3 kattan fazla artarak 90 dolara geldi ve yükselme trendi devam edecek gibi duruyor. Uluslararası lojistik sektöründe covid-19 kaynaklı dramatik bir daralma yaşansa da, 2021 itibariyle toparlanma emareleri görülmeye başlandı. Buna rağmen öngörülemeyen kapasite yönetimi, petrol fiyatlarındaki yükselme eğilimleri ve navlun fiyatlarındaki dengesizlik, piyasa dinamiklerinin henüz tam olarak düzelmediğine işaret ediyor. Bu koşullar, lojistik tedarikçilerini zorlamaya devam ederken, işini Tırport ile dijitalleştiren ve doğru yapanlar için yüksek kar marjları gerçekleşiyor. Avrupa’nın ve bölgenin sayılı dijital lojistik platformlarından birisi haline gelen Tırport, ülkemiz dahil 7 ülkede, 6 farklı dilde tüm dijital platformlarda (iOS, Android, web) faaliyet gösteriyor. Lojistik yönetiminin uçtan uca dijital olarak yönetilmesini sağlayan Tırport, lojistik operasyon yönetiminde verimliliği %80’in üzerinde artırırken, kamyoncuların dönüş yükü bekleme sürelerini %43 azaltıyor ve lojistik operasyonlarının gerçek zamanlı ve konum tabanlı izlenerek yönetilme imkanını sunuyor.” dedi.

Bir limanda 30 gün boşaltma bekleyen bir gemi 3 milyon dolar kaybediyor

Dünyadaki konteyner filosunun neredeyse %12’sinin limanlarda konteyner boşaltmak için sıra beklediğinin altını çizen Tırport Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları kaydetti:

İngiltere’deki Felixstowe, ABD’deki Los Angeles gibi bazı önde gelen limanlarda, %95’in üzerinde kapasiteye ulaşıldığı için, boş konteynerlerin kabul edilmediği durumlar dikkatleri çekiyor. Bu durum çok sayıda konteynerin liman yakınlarında depolarda atıl durumda bekletilmesi sonucunu doğuruyor. Örneğin bir gemi Los Angeles Limanında 30 gün konteyner boşaltmak için bekletiliyorsa, sadece günlük gemi kira alternatif maliyeti 100 bin doların üzerinde ve aylık 3 milyon dolar kayıp anlamına geliyor. Bunun getirdiği verimsizliğin, maliyeti çok yüksek ve hatta navlun fiyatından da yüksektir. Kısaca, Pandemiyle birlikte küresel ticarette arz-talep dengesinin bozulması, deniz taşımacılığında lojistik sıkıntılarını beraberinde getirdi. Konteyner dar boğazıyla başlayan sorunlar, navlun fiyatlarındaki artışlarla devam etti. Denizde yaşanan bu soruna, karada çözüm arama alternatifi ise, karayolu trafiğine ve bağlı olarak intermodel çözümlere yönelmelere sebep oldu.” diye konuştu.

Kuzey Lojistik Koridorundaki yük trafiği 7 kat arttı

Kuzey Lojistik Koridorundaki yük trafiğinin artmaya devam ettiğini anlatan Tırport Başkanı Dr. Akın Arslan, konuşmasına şöyle devam etti:

Artan tedarik kriziyle birlikte Kuzey Lojistik Koridoru olarak adlandırılan Doğu Avrupa-Çin arasındaki karayolu trafiği son 2 yıl içinde 7 kattan fazla arttı ve artmaya devam ediyor. Bununla birlikte, lojistik sektöründe “Reshoring” kavramı ön plana çıktı. Reshoring, “offshorelardaki imalatın eve geri getirilmesi” anlamını taşıyor. Global üreticilerin maliyetler nedeniyle geçmiş yıllarda, Çin, Güney Asya gibi uzak coğrafyalara aktardığı hammadde, ara mamul veya nihai mamul tedarik etme süreçlerini, yeniden kendi ülkesine veya daha yakınındaki bir coğrafyaya getirmesini ifade ediyor. Bu süreçte Türkiye’nin, Avrupa ve Çin arasındaki, hatta Kuzey Lojistik Koridoruna hükmetme ve orta lojistik koridorunun tam merkezinde yer alması sebebiyle, lojistik ve üretim üssü olabilme potansiyeline sahip olduğunu söyleyebiliriz. Ülkemizin, dünyadaki nitelik tüketim coğrafyası olan Avrupa’nın bir parçası olması vesilesiyle, gelecek 15 yıl içinde yaklaşık 1 trilyon dolarlık ilave bir üretimi kendi coğrafyasına çekebilme potansiyeli bulunuyor.” şeklinde konuştu. 

Deluxe Nehir Gemisi Leonora ile nehir turlarını keşfedin!Türkiye’de turizm alanında yenilikleri keşfeden ve sektörün geleceğini şekillendirecek projelere imza atan Gazella Turizm, yeni markası Gazella Cruise ile şimdi de cruise deneyimini nehirlere taşıyor. Gazella Cruise, gezginleri önemli destinasyonları kapsayan nehirleri Leonora nehir gemisiyle keşfetmeye davet ediyor.Turizm sektöründe 1996’dan beri özgün ve konforlu seyahat standartlarını geliştirmeye odaklanan Gazella Turizm, yenilikçi girişimlerini gezginlerle buluşturmaya devam ediyor. Bu kapsamda, 2022 yılı itibarıyla “Gazella Cruise” markasını hayata geçiren Gazella Turizm, gezginlere aradıkları kapsamlı ve kaliteli deniz turu paketlerini sunmaya başlamıştı. Turizme yeni bir soluk getirme amacıyla geliştirmelerini sürdüren marka, şimdi gemi turlarının yanı sıra nehir turlarıyla da gezginleri dünyayı yeni bir bakış açısıyla keşfe çağırıyor. Dünyanın en önemli nehirlerinde benzersiz deneyim için Deluxe Nehir Gemisi Leonora ile tur paketlerini sunan Gazella Cruise, seyahat boyunca demir attığı önemli limanlarda da gezginlere kapsamlı şehir turları da sağlıyor.Gazella Cruise’un gerçekleştirdiği Avrupa merkezli nehir turları ile Ren ve Mosel nehirleri üzerinden İsviçre, Almanya, Fransa, Belçika ve Hollanda’nın en özel lokasyonları İstanbul veya İzmir çıkışlı olmak üzere keşfedilmeyi bekliyor. Gezginler, tur paketleri kapsamında farklı destinasyonlar arasından seçim yapabiliyorlar ve her tur paketinin güzergâh çeşitliliği açısından avantaj elde edebiliyorlar. Tur boyunca rota üzerindeki şehirlere ait farklı limanlarda demir atılıyor ve bu sayede de hareket saatine kadar bu şehirlerin keşfedilebilmesi de mümkün oluyor.Deluxe Nehir Gemisi Leonora maksimum konforla nehirlerde yol alacakGazella Cruise tarafından nehir turları için tahsis edilen Deluxe Nehir Gemisi Leonora, 3 katlı, 67 kabin, 138 yolcu kapasiteli olarak seyahatlere ev sahipliği yapıyor. İki farklı genişlikte kabin seçeneği bulunan gemide dış ve french balkonlu kabinlerle nehir turları deneyimleniyor.6 Temmuz Kurban Bayramı özel seferi kapsamında başlayacak olan nehir turunda gezginler Amsterdam, Arnhem, Köln & Düsseldorf, Cochem, “Romantik Ren Parkuru”, Rüdesheim, Mannheim dan Heidelberg, Strazburg ve Colmar gibi büyüleyici kentleri ziyaret edebilecekler. Gazella Cruise, Kurban Bayramı itibarıyla başlatacağı nehir turlarına, bayram tatilinden sonra da 27 Temmuz’a kadar devam edecek. Bu kapsamda satışa açılan turlar, Türk Havayolları’nın İstanbul ve İzmir’den direkt uçuşlarıyla 4 ila 8 gün arasında değişen 6 farklı tarih için 599 Avro gibi promosyonlu fiyatlarla Gazella Turizm’in web sitesinde gezginlerin beğenisine sunuluyor.

TOYOTA’NIN FİNANSAL FIRSATLAR SUNDUĞU KAMPANYASI ŞUBAT’TA DA SÜRÜYOR

Toyota’nın yeni yılın ilk ayında başlattığı finansal fırsatlarla dolu kampanyası Şubat ayında da devam ediyor. Toyota’nın Şubat ayı kampanyasında Yaris ve Yaris Hybrid modellerinin 75.000 TL, 12 ay vade ve yüzde 0.69 finansman oranı ile satışı sürerken; dileyen müşteriler Yaris 1.0 Vision haricindeki diğer Yaris modelleri için nakit alım indiriminden yararalanabilecekler.

Toyota Professional ailesinin üyeleri Yenilenen Hilux, Proace City ve Proace City Cargo modelleri de 100.000 TL, 12 ay vade ve yüzde 0,69 finansman oranı ile Şubat kampanyasında avantajlı bir şekilde sunuluyor. Şubat kampanyasında ayrıca, yeni araç kredilerinde 6 ay, Xchange by Toyota kredilerinde ise 3 aya kadar erteleme imkanı da sunuluyor.

Toyota’nın hibrit modelleri için anlaşmalı banka aracılığıyla ‘Çevre Dostu Kredisi’ ile Şubat ayında tüm vadelerde, sıfır ve 2. el araçlar için 1-12 ay arası yüzde 1,85, 13-36 ay arası yüzde 1,95 ve 37-48 ay arası da yüzde 2,05 finansman oranı olanağı da bulunuyor.

Yüzde 1,85’den başlayan finansman oranları ve her bütçeye göre şekillendirilebilen 60 aya kadar uzayan vade seçenekleri ile Toyota’nın Şubat ayı kampanyasından yararlanmak isteyenler için markası ne olursa olsun eski araçlarını değiştirip yeni bir Toyota almak isteyenlere “takas” seçeneği de bir başka alternatif oluşturuyor.

9 ŞUBAT DÜNYA PİZZA GÜNÜ’NDE ENFES PİZZALAR İÇİN ADRES: LA MIA LUCE

Dünyada en çok tercih edilen yemeklerin başında pizza geliyor. Pizza, yaratıcılığa açık ve farklı çeşitleriyle her damak zevkine hitap edebiliyor. İtalyan hükümeti tarafından İstanbul’un en iyi İtalyan Restoranı seçilen La Mia Luce, 9 Şubat Dünya Pizza Günü’nde enfes pizzalarını sevenleriyle buluşturuyor.

Napolili fırıncıların 250 yıl önce, ince hamurun üzerine birtakım malzemeler ekleyerek elde ettikleri pizza günümüzün en sevilen yemekleri arasında yerini koruyor. Anavatanı İtalya’dan tüm dünyaya yayılan pizza, her damak zevkine hitap ederken çeşitleriyle göz dolduruyor. Pizza, geniş seçenekleri ile dünyanın fast food tüketimi listesinde birinci sıradaki yerini koruyor. İstanbul’da ise İtalyan Mutfağı’nın Anadolu Yakası’ndaki lezzet elçisi La Mia Luce, pizza severlere festival tadında lezzetler sunuyor.

PİZZANIN TARİHİ KÖKENİ ANTİK MEDENİYETLERE DAYANDIRILIYOR

İlk olarak İtalya’nın Gaeta şehrinde milattan sonra 997 yılında yazılı olarak kayıt altına alınan “pizza”, ona asıl özelliğini katan domates sosu ile 16. yüzyılda Amerika’dan Avrupa’ya domatesin gelmesiyle kavuştu. Bilinen ilk pizzacı dükkânı ise 1738 yılında İtalya-Napoli’de açılan “Antica Pizzeria” olarak tarihe geçti. Pizzanın anavatanı olarak İtalya kabul edilse de tarihte eski zamanlar ve antik medeniyetlerde de Yunanlı ve Mısırlıların zeytinyağı sürülmüş ve çeşitli baharatlarla tatlandırılmış pizza benzeri ekmekler yaptıkları tarih kayıtlarında karşımıza çıkıyor.

ANAVATANINDAN DÜNYAYA YAYILAN TUTKU: PİZZA

Pizza, ABD’ye göç eden İtalyanların pizzacı dükkanları açması ile uluslararası popülerliğini kazanmış oldu. 9 Şubat, ABD’de Ulusal Pizza Günü olarak doğmasına karşın günümüzde dünyanın dört bir yanında Dünya Pizza Günü olarak kutlanıyor. ABD’de pizza kutlamaları bunun sınırlı kalmıyor. Ekim ayı “Pizza Ayı” olarak kutlanırken Philadelphia eyaletinde bulunan Pizza Brain Müzesi, dünyanın en büyük pizzayla ilişkili hatıralar koleksiyonunu barındırıyor. Dünya Pizza Şampiyonası’nda ise ustalar 5 ana kategoride yarışıyor. Pizza, Guinness Rekorlar Kitabı’nda ise en, büyük, en uzun, en çeşitli ve daha birçok başlığıyla yer alıyor. Dünyanın birçok ülkesinde ise farklı alanlarda pizza müsabakaları düzenleniyor.

İTALYAN HÜKÜMETİ TARAFINDAN ÖDÜLLENDİRİLEN PİZZALARIN ADRESİ

İtalya’da geleneksel İtalyan pizzalarını korumak için, belli bileşenleri ve işleme yöntemlerini uygulayan pizzalara resmi olarak “geleneksel İtalyan pizzaları” ismi verilmesi için yasa tasarısı düzenlendi. İstanbul’un İtalyan Hükümeti tarafından ödüllendirilen İtalyan Restoranı La Mia Luce, birbirinden lezzetli pizza çeşitlerini her gün olduğu gibi 9 Şubat’ta da enfes pizzaları sevenleriyle buluşturuyor.

Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları, Aylık en düşük kayıp BIST 100 endeksinde oldu

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

New Holland ürün gamının en güçlü traktörlerinin Kayseri Lansmanı ve geleneksel iftarı yapıldı.

New Holland ürün gamının en güçlü traktörlerinin Kayseri Lansmanı ve geleneksel iftarı yapıldı. New Holland …