Ekonomi-teknoloji haberleri (13.07.2021)
Türkiye, etki yatırımı ligine giriyor
Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK); etki yatırımını Türkiye’de ana akım bir yatırım modeli haline getirmek ve Türkiye’nin bu alanda uluslararası iş birliklerine, modellere ve projelere imza atabilmesini sağlamak misyonu ile, 30 lider kurumun bir araya gelmesiyle kuruldu. EYDK’nın Türkiye’deki öncelikli misyonu, etki yatırımları için gerekli düzenlemelerin hayata geçirilmesi, şeffaf ve kapsayıcı bir ekosistem oluşturulması, farkındalık ve yetkinlik sağlanması, etki ölçümü ile yönetimi alanlarında ulusal bir çerçeve oluşturulmasıdır.
Türkiye’yi etki yatırımı alanında dünya sahnesine taşımak için bir araya gelen 30 lider kurum, Etki Yatırımı Danışma Kurulu’nu (EYDK) kurdu. Sürdürülebilir kalkınmanın stratejik önem taşıdığı küresel ekonomide, finansal kârlılığın yanı sıra pozitif ve ölçümlenebilir sosyal ve çevresel etki yaratmaya odaklanan etki yatırımlarının önemi her geçen gün artıyor. Buradan yola çıkarak kurulan EYDK, etki yatırımını Türkiye’de ana akım bir yatırım modeli haline getirmek için çalışmalarına başlıyor. Kamu ve özel sektörün önemli oyuncularını bir araya getirirken, kâr amacı gütmeyen paydaşlarının da desteğiyle büyüyen EYDK; Türkiye’nin girişimci ruhundan, jeopolitik, sosyal ve ekonomik gücünden faydalanıyor.
Küresel ölçekte çok yakında 1 trilyon doların üzerine çıkması öngörülen etki yatırımları, çağın büyük odak noktaları arasında gösteriliyor. EYDK, mevcut potansiyelden Türkiye’nin de en az küresel ekonomiden aldığı pay oranında fayda sağlamasını amaçlıyor. Etki yatırımları konusunda kapasite geliştirmek isteyen herkese kapılarının açık olduğunu belirten EYDK Başkanı Şafak Müderrisgil, “Etki yatırımları için gerekli düzenlemelerin hayata geçirilmesini, şeffaf ve kapsayıcı bir ekosistem oluşturulmasını, farkındalık ve yetkinlik kazanılmasını sağlayan bir platform görevi göreceğiz. Bu kapsamda, etki ölçümü ve yönetimi alanlarında ulusal bir çerçeve oluşturmayı da hedefliyoruz” dedi.
Etki yatırım modeli nedir?
2015 yılında Birleşmiş Milletlerin ilan ettiği Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile yatırım dünyasında bir paradigma değişikliği gerçekleşti ve etki yatırımı modeli hızla yayılmaya başladı. Etki yatırımı modeli, yapılan yatırımlarla finansal getiri elde etmeyi ve ölçülebilir, pozitif sosyal ve/veya çevresel etki yaratmayı hedefler. Böylece etki yatırımları ile hem kar elde edilir hem de yatırımcının stratejik olarak tercih ettiği sosyal ve/veya çevresel bir konuda, yatırımın başladığı andan itibaren ölçülmek koşuluyla pozitif etki yaratılır.
Etki yatırımı modeli nerede ve hangi alanlarda uygulanabilir?
Dünyada hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde uygulanan etki yatırımları; sektörler üstü bir yaklaşımla sosyal ve/veya çevresel boyutları çözüm bekleyen tüm alanlarda kendilerine yer buluyor. Her yatırımın bir etki potansiyeli var. Bu potansiyeli ortaya çıkartmak için etki ölçümlemesi ve yönetimi prensiplerinin hayata geçirilmesi gerekiyor. Türkiye için, sürdürülebilir tarım, yenilenebilir enerji, sağlık teknolojileri, finansal kapsayıcılık, kadınların güçlendirilmesi ve eğitim hizmetlerine erişim gibi temalar öne çıkıyor.
Etki Yatırımı Danışma Kurulu Üyeleri
T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, T.C. Dışişleri Bakanlığı, T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TOBB, TÜBİTAK, Bilişim Vadisi, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği, Uluslararası Yatırımcılar Derneği, Türkiye Katılım Bankaları Birliği, Limak Şirketler Grubu, Kale Grubu, Kızılay Portföy, Garanti BBVA, TSKB, İş Girişim, Yapı Kredi Yatırım, Ak Portföy, Türkven, idacapital, Bahçeşehir Üniversitesi, TED Üniversitesi, 500 Startups, Impact Hub İstanbul ve Etkiyap. EYDK İstişare Komitesi: UNDP Türkiye, UNDP IICPSD ve EBRD Türkiye.
Öğrenciler, “Yaz Kampı”nda otomotiv endüstrisine ilk adımı attı
Yaklaşık 50 bin lise ve üniversite öğrencisi, otomotiv endüstrisine ilk adımı “Otomotiv Yaz Kampı” ile attı. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) ve Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) iş birliğinde düzenlenen ve her oturumun onbinlerce öğrenci tarafından izlendiği Otomotiv Yaz Kampı, iki hafta boyunca öğrencilere zengin bir içerik sunuyor. 14 Temmuz tarihine kadar sürecek olan Otomotiv Yaz Kampı’nın açılışı, OSD Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Yenigün, OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik ve MESS Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol’un katılımıyla online düzenlenen programla yapıldı.
Açılışta konuşan OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “Ülkemizin geleceği yaşanan dijital ve teknolojik dönüşümün bir parçası olmaktan geçiyor. OİB olarak otomotivde genç girişimcilerin ufkunu açmaya ve onlara destek olmaya devam ediyoruz. Otomotiv Yaz Kampı bu anlamda çok önemli. Gençlerin hayallerinde otomotive dair ne varsa bu kampta çok değerli, her biri küresel birer oyuncu konumunda olan ana sanayi temsilcilerimizin anlatımlarında yer bulacak” dedi.
Çelik: “Türk otomotivi gelecekteki başarısı için dönüşüme cevap vermeli”
OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, son 15 yılın ihracat şampiyonu olan Türk otomotiv endüstrisinin ülke ihracatının yaklaşık beşte birini tek başına gerçekleştirdiğini ve dünyanın ve Avrupa’nın en önemli otomotiv üretim merkezlerinden biri olduğunu söyledi. Net ihracat gelirinden istihdama kadar ekonomiye en güçlü katkıyı yapan sektörlerden olan otomotivin bu başarıyı sürdürmesi için dünyada yaşanan büyük dönüşüme cevap vermesi gerektiğine dikkat çeken Çelik, “Otomotiv endüstrisi farklı bir endüstriye dönüşüyor. Bu dönüşüm de içerisinde birçok fırsat barındırıyor. OİB olarak çalışmalarımıza bu doğrultuda yön veriyor, endüstrinin güncel ihtiyaçları doğrultusunda projelere destek oluyoruz. Otomotivin en önemli ihtiyaçları arasında yer alan nitelikli işgücü sorununu aşmak amacıyla 2010 yılında kurduğumuz OİB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, eğitim-öğretimde 10 yılı geride bıraktı. Bugün, kaliteli eğitimi ve fiziki şartlarıyla OİB MTAL’in, kısa zamanda tercih edilen bir okul konumuna gelmesini büyük memnuniyetle karşılıyoruz. OİB hayata geçirmiş olduğu OİB MTAL projesi ile TBMM tarafından “TBMM Üstün Hizmet Ödülü’ ile ödüllendirildi. Okulumuz Yeşil Bina Sertifikası alan ilk kamu ve öğretim kurumu oldu. Son olarak da okulumuzda açılan Elektrikli Araçlar Dalı, OİB MTAL’in otomotiv endüstrisinin yeni dönemdeki ihtiyaçlarına cevap vereceğini göstermesi açısından gurur verici oldu” dedi.
Aynı amaçla 2021 yılından bu yana düzenledikleri Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması’nın da bu yıl 18 Ekim’de “Hareketlilik Ekosisteminde Çözümler” teması ile düzenleneceğini belirten Çelik, “Toplam para ödülü 500 bin TL olan yarışmaya başvurular 3 Eylül’e kadar sürecek” dedi.
Yenigün:’’41 binin üzerinde gencimiz kayıt oldu’’
OSD Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Yenigün de şunları söyledi: ‘’Bugün birlikte, otomotiv dünyasına 14 günlük bir kamp yolculuğuna başlıyoruz. İnsan Kaynakları Komitemize bağlı Eğitim Çalışma Grubu tarafından geliştiren bu projeyi yönetim kurulumuzda dinlediğimizde çok heyecanlandık ve hemen hayata geçirmeye karar verdik. Bu kampta, Otomotiv Sanayii Derneği çatısı altında yer alan ülkemizin öncü sanayi kuruluşlarının uzman kadrolarından otomotiv dünyasının en güncel konularını dinleme şansınız olacak. Bu sene ilkini gerçekleştireceğimiz Otomotiv Yaz Kampı’na üniversite ve liselerimizden 41 binin üzerinde gencimiz kayıt oldu. Organizasyona ilginin yüksek olması bizleri son derece mutlu etti. Amacımız Otomotiv Yaz Kampını gelenekselleştirerek her sene gerçekleştirmek, daha çok gence ulaşmak. Otomotiv sanayii dünya genelinde çok önemli, lokomotif bir sektör. Tedarikçilerden bayilerine lojistikten eğitim sektörüne kadar tüm sektörleri hareketlendiren bir sektör. Türkiye’nin en fazla ihracat yapan sektörü. Gerçekten gurur duymamız gereken bir sektördeyiz, otomobil üretiminde Avrupa’da altıncı, ticari araç üretiminde ikinci sırada yer alıyoruz. Üyelerimizden bir tanesi Avrupa’daki en büyük ticari araç fabrikasına sahip” dedi.
Otomotiv sanayinin konumu ve öneminden bahseden Yenigün, ”Gerçekten iyi korumamız ve geliştirmemiz gereken sanayimizin geleceği de siz gençlere bağlı. Siz öğrenci arkadaşlarımız mezun olduğunda ufkunuzu genişletip, resme doğru açıdan bakmanızı sağlayabiliyorsak görevimizi yerine getirmişiz demektir. Gelecekte daha iyi pozisyonda olmasını umduğumuz /inandığımız Türkiye’de çok daha iyi projeler devreye alacak, çok daha büyük başarılara imza atacaksınız. Bizim çabamız bu organizasyonla sizlere destek olmak. Tüm bu gördüğünüz başarılar yenilikçi yaklaşımlar insan gücü ile oluyor, sanayimiz niteliği yüksek ve işini severek yapan çalışma arkadaşlarımız ile bugünlere gelmiştir. Ar-Ge merkezlerinde çalışan arkadaşlarımız dünyada ödüller alan projeler geliştiriyor.” dedi. Yenigün, sözlerini organizasyon gerçekleşmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek tamamladı.
Akkol: “İlk olarak mutlu olun, ikinci olarak kendinizi ayrıştırın, son olarak da çok çalışın”
Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, “Yaz kampı, öğrencilere çok özel bir program sunuyor. Öğrencilere tavsiyem şu; iş ve eğitim hayatı bizleri kalıplara sokuyor. Bu kalıplar bizleri bazen olumlu bazen de olumsuz etkiliyor. O nedenle herkesin aslında kendine uygun olanı yapması gerek. Çünkü bazen hayattaki başarının bir kısmı da, hiç kimseyi dinlememekten geçiyor” dedi.
Gençlere seslendiği konuşmasında çağımızın ve salgının getirdiği dijital dönüşümün öneminden bahseden Akkol, “Dünyamız son 10 yılda muazzam bir değişimin içinde. Hep birlikte yaşadığımız pandemi bu süreci daha da hızlandırdı. Sizlerin içine gireceği çalışma hayatı ile benim 20 yıl öncesinde adım attığım çalışma hayatı çok farklı. Stajlardan işe giriş mülakatlarına, ofis düzeninden çalışma ilişkilerine, müşteri beklentilerinden çalışan beklentilerine kadar son derece farklı bir yere doğru evrildik. Değişmeye de devam ediyoruz. Dijital dönüşüm; üretim biçimlerini, insan ilişkilerini, işlerimizi, çalışma hayatımızı yeniden şekillendiriyor. Robot teknolojileri, yapay zeka, makine öğrenmesi, büyük veri gibi çığır açan teknolojiler iş hayatımızın önemli bir parçası haline geldi. Üretim ve tasarım süreçleri; makineler, yazılımlar, robotlar, insanlar, algoritmalar arasındaki iş bölümü ile bambaşka bir şekil alıyor” diyerek bu değişime uyum sağlayan gençlerimizin başarılı olacağını belirtti.
Akkol ayrıca konuşmasında; “Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS), 62 yıllık köklü bir kurum. Aralarında otomotiv sanayinin de yer aldığı 254 dev şirketi temsil ediyor. Sanayinin kalbi bu şirketler, ülke ihracatının yüzde 39’unu gerçekleştiriyor ve 1 milyondan fazla kişiye istihdam sağlıyor. Bunun yanında MESS, dünyanın en büyük, en gelişmiş, en kapsamlı dijital dönüşüm ve yetkinlik gelişim merkezi olan MEXT’in kurucusu. MEXT dijital dönüşüm için, sanayinin ihtiyaç duyduğu tüm hizmetleri tek çatı altında topluyor. MEXT’in altında, Dijital Fabrika, Olgunluk Değerlendirme Hizmeti, Ekosistem ve Yetkinlik Gelişim Merkezi olmak üzere dörtlü bir oluşum var. Gençlerin geleceğin dijital çağına hazır olabilmesi için, dünyanın en ileri uygulamaları MEXT’te bir araya geldi. Bugün üniversitede okuyan, kısa sürede çalışmaya başlayacak gençlerimiz, bu hizmetler, teknolojiler, eğitimler ile yeni çalışma hayatına uyum sağlayabilecekler” dedi.
Açılış programının ikinci oturumunda Korn Ferry Kıdemli Müdür Mert Özsöz de günümüzde CEO’ların yarıdan fazlasının teknoloji ve insanı birleştiren bir dünyanın peşinde koştuğuna ve çalışmaların da bu alanda yoğunlaşması gerektiğine dikkat çekti. Deloitte Türkiye Ortağı, Tüketim ve Endüstriyel Ürünler ve Otomotiv Sektör Lideri Özkan Yıldırım, multi disipliner bakış açısının sadece otomotivde değil her alanda gerektiğini belirterek “2040 yılında dünya otomotiv sektöründeki değişim net; araç satışlarının yüzde 80’i elektrikli olacak” dedi
Toyota Estonya Rallisi’nde WRC Galibiyetlerine Yenisini Eklemeyi Hedefliyor
TOYOTA GAZOO Racing Dünya Rallisi Takımı, 2021 sezonunun ikinci yarısında yüksek formunu devam ettirmek istiyor. 15-18 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek Estonya Rallisi’nde, Toyota Yaris WRC yine zirveye oynayacak.
Son üç yarışta galibiyet alan ve bu yıl şu ana kadar yapılan 6 rallinin 5’inde zirvede yer alan TOYOTA GAZOO Racing, Markalar ve Pilotlar Şampiyonası’nda lider konumda bulunuyor. Geçtiğimiz ay düzenlenen efsanevi Safari Rallisi’nde kazanan Sébastien Ogier ise, 34 puan farkla takım arkadaşı ve en yakın rakibi Elfyn Evans’ın önünde lider pozisyonda.
Bununla birlikte şampiyonada altıncı sırada bulunan genç pilot Kalle Rovanperä, sürüş tarzına uyan etaplarıyla birlikte podyuma geri dönmek istiyor. TGR WRC Challenge Programı sürücüsü Takamoto Katsuta da, Kenya’da elde ettiği kariyerinin ilk podyum başarısını daha ileriye taşımayı hedefliyor.
2020 yılında WRC takvimine giren Estonya Rallisi, atlama noktalarının olduğu yüksek hızdaki yolları ve teknik etaplarıyla biliniyor. Bu yılki ralli 314.16 kilometreye çıkarıldı ve dört gün boyunca 24 etap gerçekleştirilecek. Ralli, Perşembe akşamı Estonya’nın ikinci en büyük şehri Tartu’daki servis alanına yakın özel bir etapla başlayacak. Cuma günü geçtiğimiz yıla benzer etaplar koşulurken Cumartesi günü ise pilotları yeni etaplar bekliyor olacak. Pazar günü, üç etabın iki kere koşulmasıyla birlikte yeni bir Güç Etabı ile ralli tamamlanacak.
Yarış öncesi değerlendirmeler yapan takım kaptanı Jari-Matti Latvala, şimdiye kadar çok iyi bir sezon geçirdiklerini ifade ederek, “Aynı harika eforu yılın ikinci yarısında da devam ettirmeliyiz. Estonya Rallisi, Kenya’ya göre çok daha farklı bir mücadele olacak. Bu ralli tamamen hız ile ilgili. Burada kazanmak kolay olmayacak ama yine zirve için mücadele edeceğiz” dedi.
Yaş meyve sebze ve meyve sebze mamulleri sektörü 509 milyon doları Türkiye’ye kazandırdı
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği kayıtlarına göre 2021 yılının ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18’lik artışla 509 milyon dolarlık yaş meyve sebze ve meyve sebze mamulleri ihracatı gerçekleştirildi.
Meyve sebze mamullerinde 6 aylık dönemde en fazla ihracatı gerçekleştirilen ürünler turşular oldu. Biber turşularında yüzde 31 oranında artış yaşanırken, hıyar ve kornişon turşularındaki artış yüzde 52 olarak gerçekleşti. 6 aylık dönemdeki toplam turşu ihracatı 100 milyon doları geçti. İhracatta ön planda bulunan diğer ürünler elma suyu konsantreleri, kurutulmuş domates, dondurulmuş çilek ve turunçgil konserveleri oldu.
Ülke olarak bakıldığında ise, Birlik üzerinden en fazla meyve sebze mamulleri ihracatı 70 milyon dolarla Almanya’ya gerçekleşti. Almanya’yı sırasıyla ABD, İngiltere, Hollanda ve İtalya takip etti. Toplam 123 ülkeye meyve sebze mamulleri ihracatının gerçekleştiği yılın ilk yarısında ilk 10 ülkeye yapılan ihracat toplam ihracatın yüzde 72’sini oluşturdu.
Yaş meyve sebze ürünlerinde ilk 6 aylık dönemde en fazla ihraç edilen ürün 30 milyon dolarla domates oldu. 25 milyon dolarla kiraz, 9,5 milyon dolarla çilek, 8,2 milyon dolarla hurma ve 8 milyon dolarla mandarin en fazla ihracatı gerçekleşen diğer ürünler.
Ülkelerde ise Rusya Federasyonu EİB üyeleri tarafından en fazla yaş meyve sebze ihracatı gerçekleştirilen ülke olma özelliğini bu dönemde de korudu. Rusya’ya yaş meyve sebze ihracatı yüzde 16 oranında artış göstererek 65 milyon dolara ulaştı. Rusya’yı sırasıyla Almanya, Romanya, Ukrayna ve Polonya izledi. 6 aylık dönemde yaş meyve sebze ihracatı yapılan ülke sayısı ise 71 oldu.
İlk 6 aylık dönemde ihracatımızın yüzde 18 artış göstermesinden dolayı memnunuz. Sene başında koyulan 1 milyar 200 milyon dolarlık hedefimize kararlılıkla ilerliyoruz.
Özellikle yılın son çeyreğinde yurt dışı faaliyetlerinin başlamasıyla Birlik faaliyetlerimiz de hızlanacak. 2021 yılını yeni bir rekorla kapatmaya hazırlanıyoruz.
Deri sektörü ihracatını yılın ilk yarısında yüzde 17 artırdı
2021 yılının ilk 6 ayında Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (EDMİB) tarafından gerçekleşen ihracat 74.1 milyon dolar tutarında olup bu tutar, aynı dönemde 793.2 milyon dolar tutarlı Türkiye geneli deri ve deri mamulleri ihracatının 10.7’sine tekabül etmektedir.
Bölgemizden gerçekleşen bu ihracatın yüzde 20’sini deri postlar, yüzde 12’sini deri konfeksiyon, yüzde 10’unu saraciye ve yüzde 58’ini ayakkabı ürünlerinde olmak üzere kayıtlara geçmiştir. Bu yılın Ocak-Haziran döneminde bölgemizden gerçekleşen ihracat 2020 yılının aynı dönemine göre yüzde 17 oranında bir artış göstermiştir.
EDMİB olarak 2020 yılında küresel ölçekte etkisini gösteren COVID-19 salgını sebebiyle, ticari ilişkilerin ve ihracatın sürekliliğini sağlamak amacıyla sektör temsilcilerimiz ile yaptığımız istişareler neticesinde hızlıca aksiyon aldık ve Haziran ayında deri ve deri mamulleri sektöründe dünyanın ilk dijital fuarı Shoedex’i düzenledik.
Birliğimizin dijitalleşme alanındaki faaliyetlerinin devamı niteliğinde olan ve katılım gösterilen fuarlarda elde edilen alıcı firma bilgileri ve üyelerimizin bilgilerini ortak bir platformda buluşturduğumuz “Turkish Leather Products” aplikasyonu projesini yine Haziran ayında hizmete aldık. Bu proje ile Birlik olarak ihracat payımızı artırmak ve yabancı alıcılar ile ticari ilişkilerimizi geliştirerek güçlü bir ağ kurmayı hedeflenmekteyiz.
Birliğimize üye firmaların uluslararası pazarlarda rekabet güçlerinin artırılması ve orta uzun vadede sürdürülebilir ihracat artışı sağlanması amacıyla küresel işbirlikleri geliştirmeye devam ederek Eylül ayında Footwear Distributors and Retailers of America isimli kurulu tarafından gerçekleştirilen Shoe Sustainability Summit’e sponsor olduk.
Sektörümüzden gelen yoğun talebe istinaden Ekim ayında Shoedex dijital fuarının ikincisi ayakkabı, saraciye ve deri konfeksiyon sektörlerimize yönelik olarak düzenlenmiş olup üyelerimizin dijital altyapısının gelişmesinde ve sektörümüzün küresel ticarette güçlü bir yer edinmesinde, değişen koşullara adaptasyonunda öncü bir rol üstlendik. Üyelerimize e-ihracat/e-ticaret başlıklarında gerçekleştirdiğimiz eğitimlerle farkındalık kazandırdık.
2021 yılının ikinci yarısında fiziki/dijital fuar ve heyet organizasyonlarımıza, e-ihracat seminer ve sunumlarımız ile üyelerimizi bilgilendirmeye ve ihracatın herkes için ulaşabilir olması için çalışmaya devam edeceğiz.
18-20 Temmuz 2021 tarihlerinde İtalya’nın Riva Del Garda bölgesinde gerçekleşecek Expo Riva Schuh & Garda Bags Fuarlarına Birliğimiz Milli Katılım Organizasyonu kapsamında toplam 252 m2 alanda 11 firmamız katılım gösterecektir. 4-6 Eylül 2021 tarihlerinde gerçekleşecek ILM Offenbach Fuarı’nda ise Birliğimiz info standının yer alması planlanmaktadır. Bu dönem içerisinde sektörümüz ihracatının sürdürülebilirliği amacıyla projeler üretmeye devam ediyor olacağız.
Papara’dan yeni reklam kampanyası
Türkiye’de ödeme teknolojilerini dönüştüren Papara, Para Transferi, Papara Black Card, Para İsteme/Gönderme ve Cashback Programı özelliklerini tanıtmak üzere dört filmden oluşan yeni bir reklam kampanyası başlattı.Filmler, “Banka değil, Papara!” söylemiyle geleneksel bankacılık deneyimini kullanıcıların gözünden anlatarak Papara’nın bunları nasıl ortadan kaldırdığını vurguluyor.
Basit, hızlı ve kolay erişilebilir ürünlerle finansal hizmetler sunmak amacıyla 2016 yılında kurulan, yenilikçi adımlarıyla ödeme teknolojilerini dönüştüren ve 2021 Temmuz ayı itibarıyla 9.4 milyonu aşkın kullanıcıya ulaşan yerli FinTech markası Papara, dört filmden oluşan yeni bir reklam kampanyasını başlattı.
Bir önceki reklam kampanyasında “Finansal özgürlükle tanış!” sloganıyla büyük ses getiren Papara, bu kez Para Transferi, Papara Black Card, Para İsteme/Gönderme ve Cashback gibi hizmetlerine odaklanıyor. “Banka değil, Papara!” sloganıyla lanse edilen filmlerde, geleneksel bankacılığa göre hızlı, teknolojik, avantajlı ve daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunan Papara dünyasına geçiş anlatılıyor. Reklam filmlerinin ilk kısmında alışılagelmiş bankacılık dünyasının yorucu ve kaotik ortamı tasvir edilirken, ikinci kısmında Papara’nın renkli ve kullanıcı dostu dünyası yer alıyor.
Serinin ilk filminde Papara’da telefon rehberinde yer alan isimlere veya IBAN’a 7/24, ücretsiz ve hızlı para gönderebilme özelliğine vurgu yapılıyor. Kaotik banka ortamından sıkılan insanların iç sesi ekrana yansıtılıyor. İkinci filmde ise Papara Black Card ile dünyanın her noktasında kolay ve hızlı alışveriş yapmanın ayrıcalığı yaşatılıyor. Üçüncü film, para transferinde yaşanan kaosun Papara ile kolayca mutluluğa dönüşünü anlatıyor. Dördüncü filmde de Papara Cashback programı sayesinde anlaşmalı markalardan yapılan alışverişlerde hiç beklemeden anında nakit kazanmanın keyfi aktarılıyor.
Papara’nın yeni reklam kampanyası da bir önceki reklam kampanyasında olduğu gibi YW imzası taşıyor. Filmlerin prodüksiyonunu PToT Film, yönetmenliğini de Emre & Gözde üstleniyor.
‘Dünyanın En Güzel Üstü Açılan Otomobili’ Lexus LC 500 Convertible Türkiye’de
Premium otomobil üreticisi Lexus; markanın tasarımının, işçiliğinin ve mühendisliğinin zirvesi olan LC 500 Convertible modelini Türkiye’de satışa sundu. Dolmabahçe Showroom’unda gerçekleştirilen lansmanın ardından Turuncu (Karnelyan) özel rengine sahip LC 500 Convertible, lansmana özel coupe versiyonu ile aynı fiyat olan 3.990.000 TL ile showroomdaki yerini aldı.
Lexus’un yeni modelinin lansmanında değerlendirmeler yapan Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO Ali Haydar Bozkurt, 5 yıl önce premium segmentin önemli oyuncusu Lexus markasını “Lüksün Yeni Tanımı” mottosuyla Türkiye’ye kazandırdıklarını belirterek “İlk 5 yıllık süreçte rekabete hayli açık bir segmette bilinirlik açısından önemli bir yol kat ettik. Türkiye’nin potansiyeline olan inancımızla, yatırımlarımıza devam ettik. Şimdi Lexus tasarımının, işçiliğinin ve mühendisliğinin zirvesi olan LC 500 Convertible modeli ile birlikte ikinci 5 yıllık sürece başlıyoruz. LC 500 Convertible modelimizin marka imajımıza güçlü bir katkı yapacağına inanıyorum. Şu anda sadece 1 tane olan bu modelin çok kısa sürede satılacağını tahmin ediyoruz. Hem mevsimsel olarak zamanı hem de otomobili görenler, bu tasarıma baktıklarında ve aracın sesini duyduklarında bu özel otomobili satın almak isteyeceklerdir.” dedi.
Lexus Sahipleri İçin Geri Alım Garantisi
Lüks segmentte müşteri beklentilerinin fazla olduğunu ve farklılık gösterdiğini de dile getiren Bozkurt, “Amacımız satış adetlerini hep bir önceki yılın üzerine çıkarmak ve pazar payımızı artırmak. Bu hedeflerimizi de segmente örnek olan hizmetlerle destekliyoruz. Bunların en başında Lexus sahipleri için sunulan ‘Geri Alım Garantisi’ geliyor. Lexus’un tüm dünyada elde ettiği yüksek ikinci el değerine güvendiğimizin göstergesi olan Geri Alım Garantisi, marka konusunda müşterilerin aklındaki tüm soru işaretlerini ortadan kaldırıyor. Bireysel müşteri danışman ve müşterilerimizin gittikleri şehre Lexus’larının TIR ile gönderilmesi gibi birçok yenilikçi hizmeti de pazara ilk sunan marka konumundayız. Aynı zamanda tüm ürün gamında, hibrit motor seçeneğine sahip olan tek premium marka olarak da avantajlı durumdayız.” şeklinde konuştu.
Müşterilerimizin Hayatını Kolaylaştırıyoruz
Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO Ali Haydar Bozkurt, bu sene şirket mottosunun “Hayatı Kolaylaştırmak” üzerine olduğunun altını çizerek “Artık öyle bir çağdayız ki müşterisinin hayatını kim kolaylaştırıyorsa o kazanacaktır. Biz de Lexus müşterilerine satış aşamasından araçlarını keyifle kullandıkları yıllar boyunca tüm satış sonrası ihtiyaçlarına kadar ve hatta araçlarını satmak istediklerinde dahi her zaman yanlarında olduğumuzu hissettiriyoruz. Bizim Lexus’da yarattığımız en temel fark, budur. Her zaman altını çizdiğimiz gibi ‘Lexus’un felsefesi sadece bir otomobil üretmek değil, bir sanat eseri üretmektir. Lexus; sadece lüks bir otomobil markası değil, bir yaşam biçimidir.’” dedi.
Lexus Premium Pazarın Üstünde Büyüdü
2021 yılının ilk 6 ayında premium pazarın üzerinde bir büyüme gerçekleştirdiklerini belirten Bozkurt, şunları söyledi;
“Premium Pazar ilk 6 ayda bir önceki yılın aynı dönemine göre %56 büyürken, Lexus olarak biz %105 büyüme gösterdik. Büyüme hedefi olan bir marka olduğumuz için pandemi sürecinde de stok konusunda hiçbir sorun yaşamadık. Adeta pandeminin yükselen markası olduk. Bu süreçte her zaman sahip olduğumuz bir refleksle her bir Lexus kullanıcısının tek tek hatırını sorduk, varsa ihtiyaçlarını karşılamak için adımlar attık. Bu hizmetlerimiz daha çok kişi tarafından fark edildi ve Lexus’un pandemi döneminde daha fazla öne çıkmasını sağladı. Bunun yanında referans satışlarımızın arttığını da görüyoruz. Lexus kullananların yüksek memnuniyeti kullanıcılar tarafından çevrelerine de aktarıldı ve onlar da Lexus ayrıcalığını yaşamaya başladılar.”
“Hiçbir Lexus, arıza sebebiyle servise gitme ihtiyacı duymadı”
Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO Ali Haydar Bozkurt, Lexus marka araçların yüksek dayanıklılığını ve sağlamlığını gösteren araştırmadan söz ederek “Segmentinde en geniş servis ağına sahip marka olarak Nisan 2021’de Türkiye’deki Lexus kullanıcıları arasında yaptığımız araştırmanın sonuçlarına göre hiçbir Lexus kullanıcısının arıza sebebiyle Lexus servislerine gitme ihtiyacı duymadığı da ortaya çıktı. Bu kolay yaşanan bir durum değildir. Lexus’u Türkiye pazarına sunarken yolda kalırsanız ve ulaşılamayacak bir yerdeyseniz helikopter dahi yollarız demiştik. 5 senedir hiç helikopter kaldırmadık. Çünkü kimse yolda kalmadı. Bu memnuniyet ve markamıza olan güvenle ülkemizin yollarında Lexus logolu araçları giderek çok daha fazla göreceğiz. Saydığımız hizmetlerimizin hepsi, ilk yola çıktığımızdan bu yana aksamadan devam ediyor.” dedi.
“Dünyanın en güzel üstü açılan otomobili” hedefiyle tasarlandı
Lexus, LC 500 Convertible ile birlikte 2017’de tanıtılan LC Coupe’nin eşsiz tasarımını üstü açılan bir modele taşıdı. Lexus markasının zirvesinde yer alan LC 500 Convertible modeli, markanın detaylara verdiği önemle birlikte hem üstü açıkken hem de üstü kapalıyken zarif tasarımını devam ettiriyor.
Lexus’un kendine has sürüş dinamiklerini yansıtan ve markanın ilk yumuşak tavanlı modeli olan LC 500 Convertible, üstü açıkken bu deneyimin daha yoğun yaşanmasını sağlıyor. Üst düzey konforu, lüksü ve performansı kusursuz bir şekilde harmanlayan LC 500 Convertible, “dünyanın en güzel üstü açılan otomobili” hedefiyle tasarlandı.
Düşük motor kaputu çizgisi, atletik profil, akıcı tavan çizgisi ve sürücünün etrafında şekillenmiş siluetiyle farklı bir tasarım ortaya koyuyor. Bununla birlikte LC’nin ultra kompakt yapıya sahip far ünitesi, alçak kaput çizgisini ve dinamik ön bölümü daha belirgin hale getiriyor. Arka tarafta kaslı çamurluklar ise aracın güçlü duruşunun altını çizerken arka ışıklandırmada L motiflerine sahip lambalar dikkat çekiyor.
LC Coupe’nin ödüllü tasarımını Convertible modele başarılı bir şekilde aktaran Lexus, bir coupe etkileyici tavan çizgilerini gerçekleştirmek üzere yoğun çalışmalar gerçekleştirdi. Sonuç olarak üstü açık veya kapalıyken kesintisiz ve zarif bir siluet elde edildi.
Araçta tasarımcıların hayal ettiği silueti elde etmek adına yumuşak tavanın araçla buluştuğu noktalar mümkün olduğunca aracın arkasına alındı. Böylece tavan açıldığında da etkileyici görünmesi sağlandı.
LC Convertible’ın tavanı, hem araca akıcı bir görünüm kazandırıyor hem de sessiz ve hızlı mekanizmasıyla bagaj alanından ödün verilmeden katlanmasını sağlıyor. Araca arkadan bakıldığında da yumuşak tavan, aracın geniş arka bölümünü ve dinamik görünümünü vurgulayacak şekilde konumlandırıldı.
Lexus LC 500 Convertible 4770 mm uzunluğa, 1920 mm genişliğe, 1350 mm yüksekliğe ve 2870 mm aks aralığına sahip.
Kabinde de kesintisiz zarif tasarım
Lexus; LC 500 Convertible’ın iç tasarımını, aracın dış tasarımıyla daha yakın hale getirdi. Yenilikçi renk temaları ve detaylarla birlikte, iç ve dış tasarım arasında kusursuz bir devamlılık sağlandı.
Üstü açılan aracın kabini, Lexus markasının zarif ve sofistike yanlarını taşıyor. Ön yolcu bölümü konforlu ve geniş bir alan sunuyor. Sürüş pozisyonu ise sezgisel kontrollerle birlikte sürücüye heyecanlı bir sürüş sağlayacak şekilde geliştirildi.
Araç içerisinde yer alan tüm bilgi ekranları, sürücünün görüş alanında yer alacak şekilde dikkatlice yerleştirildi. Göstergeler LFA’dan alınan ve ortası hareket eden halka kısmına ve orta konsolu yöneten yeni nesil dokunmatik uzaktan kumandalı ara yüze sahip.
İç tasarımda kullanılan malzeme, maharet gerektiren el yapımı işçilikler ve işçilik kalitesi, Lexus’un detaylara verdiği önemi gösteriyor. İçeride kullanılan ve şık tasarımın kusursuz bir parçası olan 10.3 inç dokunmatik ekrana sahip multimedya sistemi, Android Auto ve Apple CarPlay gibi akıllı telefon bağlantılarının yapılmasını sağlıyor.
Yüksek performans ve denge
LC 500 Convertible, sürücü talep ettiğinde çok yüksek performanslar verecek şekilde tasarlandı. LC 500 Coupe kadar hızlı olan araç, tavanı açık veya kapalıyken aynı maksimum hıza ulaşmak adına rüzgar tüneli ve test pistlerinde geliştirildi.
477 HP güç ve 520 Nm tork üreten atmosferik 5.0 litre V8 motora ve 10 ileri Direct Shift otomatik şanzımana sahip olan araç, 0-100 km/s hızlanmasını 5 saniyede tamamlıyor ve maksimum 270 km/s hıza ulaşabiliyor (elektronik olarak sınırlandırılmış).
Yol tutuş konusunda da kapsamlı mühendislik çalışmaları yapılan LC C’de, yeni tavan aracın dinamiklerine olumlu katkılar sağladı. Hafif yapısı sayesinde Coupe versiyona göre daha alçak ağırlık merkezine sahip oldu. Tüm tavan mekanizmasının aracın aks aralığı içerisine konumlandırılması sayesinde Convertible üst düzey dinamik dengeye ve sürüş karakterine sahip oldu.
Her mevsimde üstü açılabilir
Lexus tasarımcıları ve mühendisleri, LC Convertible kullanıcılarının her mevsimde üstü açılan araçlarının keyfini çıkarmaları için çalışmalar yaptı. Lexus Açık Hava kontrol sistemi, tavan açık veya kapalı olduğunda sensörleriyle klimayı özel olarak ayarlıyor. Dışarıdaki hava sıcaklığıyla birlikte kabinde de vücudun alt ve üst kısımlarına özel olarak sıcaklığı değiştiriyor. Aracın üstü soğuk havalarda da açıldığında sürücü ve ön yolcu için vücudun alt kısmını ısıtan Lexus LC Convertible, baş ve omuz bölgesinde de sıcaklığı kontrol ederek havanın tadının çıkarılmasını sağlıyor. Kafalıklarda yer alan ayarlanabilir ısıtıcılar ise yolcuların boyuna göre otomatik olarak kendisini ayarlayabiliyor veya sürücü menülerden istediği ayarı seçebiliyor.
Detaylara her zaman önem vermesiyle bilinen Lexus markasının üstü açılan aracı için geliştirilen akıllı Klima Konsiyerj sistemi, otomatik klima, koltuk, boyun ve direksiyon ısıtıcılarıyla koordineli olarak çalışıyor. Aynı zamanda yolcu tarafında kimse oturmadığında bu bölümün kapatılarak tasarruf edilmesini sağlıyor.
Sadece 15 saniyede gökyüzüne ‘merhaba’
Lexus LC Convertible’ın tavanı sadece 15 saniyede açılıp kapanabiliyor ve bu işlem 50 km/sa hıza kadar yapılabiliyor. Sorunsuzluk ve güvenilirlik konusunda öne çıkan Lexus, bu yumuşak tavanı 18 bin kere deneyerek sağlamlık testinden geçirdi. Kapatıldığında sürücü ve yolcuları dış dünyadan izole ederek sessiz bir ortam sağlayan tavan aynı zamanda, özel tasarımıyla katlandığında da bagaj hacminden feragat edilmemesini sağlıyor.
Lexus’un insan odaklı yaklaşımı ve Omotenashi Japon misafirperverliği felsefesi, LC 500 Convertible’de de kendisini gösteriyor. Aerodinamik detaylar sayesinde aracın kabini, üstü açıkken de daha sessiz hale getiriliyor. Aynı zamanda ses yalıtımı ve gürültü absorbe teknikleriyle de Aktif Gürültü Kontrol sistemi istenmeyen sesleri önlüyor.
LC: Ödüle doymayan bir tasarım
Lexus LC Coupe tanıtıldığı ilk günden bu yana tasarımıyla adından söz ettiren bir model oldu. 2012’de tanıtılan ve çok beğenilen LC-FC konseptini neredeyse bire bir şekliyle üretim versiyonuna taşımayı başaran LC, Eyes On Design tarafından “En İyi Üretim Otomobili” ve “En İyi Kabin Tasarımı” Ödülleri’nin sahibi oldu. Bununla birlikte Her yıl düzenli olarak Wards editörleri tarafından yapılan Otomobillerin En İyi İç Mekanları değerlendirmesinde de LC “En İyi İç Mekan” Ödülü’nü aldı.
Diğer yandan Jüri üyeliğini kadın otomobil gazetecilerin üstlendiği WWCOTY Kadınlar Dünyası Yılın Otomobili Ödülleri’nde 2021’in “En İyi Lüks Otomobili” Lexus LC 500 Convertible seçildi.
“En İyi Üretim Otomobili Ödülü”nü alan LC 500, kışkırtıcı ve atletik tasarımıyla global premium markası Lexus için yeni bir çağı temsil ediyor. Eyes On Design’da “En İyi Üretim Otomobili Ödülü”nün yanı sıra “En İyi Kabin Tasarımı” ödülü de LC 500’ün oldu.
Convertible modelde de üst düzey güvenlik
Lexus LC Convertible, üstü açık veya kapalı olarak üst düzey güvenlik sunacak şekilde tasarlandı. Lexus Safety System + ile donatılan araçta Ön Çarpışma Önleyici Sistem, Dinamik Radarlı Hız Sabitleyici, Şerit Takip Asistanı, Otomatik Uzun Farlar gibi özellikler yer alıyor.
Bununla birlikte Convertible modeline özel otomatik açılan takla barları ile ön sütunlarda ve ön camın üst çerçevesinde ekstra darbe emen materyaller kullanıldı. LC Convertible’ın gövdesi de daha fazla güvenlik ve daha konforlu sürüş için güçlendirildi.