Sanayi-Teknoloji

Ekonomi-teknoloji, eğitim, spor haberleri

ROKETSAN’dan Stratejik Atılım: Tayfun Balistik Füze, İHA Füzeleri ve Uzay Fırlatma Sistemleriyle Türk Savunma Sanayiinde Yeni Dönem

Türkiye’nin savunma ve havacılık sektöründeki lider kuruluşlarından ROKETSAN, geliştirdiği yeni nesil balistik füze ve hava savunma sistemleriyle ulusal savunma kabiliyetlerini ileri seviyeye taşıyor. Türk mühendisliğinin imzasını taşıyan bu projeler, modern savaşın değişen dinamiklerine yanıt verirken, ülkenin caydırıcı gücünü ve stratejik bağımsızlığını daha da güçlendiriyor.

ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci, SAHAsohbet programının ikinci bölümünde yaptığı değerlendirmede; Tayfun balistik füzesi, Çelik Kubbe hava savunma mimarisi, uzay projeleri ve Türk savunma ekosisteminin geldiği nokta hakkında önemli bilgiler paylaştı. İkinci, ROKETSAN’ın geliştirdiği sistemlerin yalnızca Türkiye’nin değil, dost ve müttefik ülkelerin savunma altyapısına da stratejik katkılar sağlayacağını vurguladı.

Tayfun Füzesi: Hava Savunma Sistemlerini Zorlayacak Yeni Nesil Balistik Füze

ROKETSAN’ın uzun yıllara dayanan Ar-Ge çalışmalarının ürünü olan Tayfun füzesi, hipersonik hızda hareket edebilme ve çoklu blok yapısı ile modern savaş ortamında fark yaratıyor. Murat İkinci, Tayfun’un yalnızca hızıyla değil, gelişmiş elektronik karşı tedbir kabiliyetleriyle de durdurulmasının son derece güç olduğuna vurgu yaptı. Tayfun Block 4, IDEF’te büyük ilgi görerek Türk savunma sanayiinin geldiği teknolojik seviyeyi gözler önüne serdi.

İHA Füzeleri: Küresel Pazarda Türk İmzası

Türkiye’nin insansız hava aracı (İHA) alanında dünyada %65’lik pazar payına ulaştığına dikkat çeken İkinci, Baykar ve TUSAŞ ile gerçekleştirilen iş birlikleri sayesinde geliştirilen İHA-230 ve İHA-300 füzelerinin hem yurt içinde hem de ihracatta büyük başarı elde ettiğini belirtti. Bu füzeler, düşük radar izi ve süpersonik hızları sayesinde hava savunma sistemlerinin korkulu rüyası oluyor.

Çelik Kubbe: Çok Katmanlı Milli Hava Savunma Sistemi

Türkiye’nin hava savunmasında entegre bir çözüm sunan Çelik Kubbe sistemi; Korkut, Sungur, Hisar ve Siper gibi farklı irtifa ve menzile sahip sistemleri katmanlı mimaride bir araya getiriyor. Yapay zeka destekli otomatik komuta kontrol sistemleriyle tehditlere hızlı ve etkin yanıt verebilen bu yapı, Türkiye’nin kara ve deniz sınırlarını etkin şekilde korumayı hedefliyor.

Siper Block 2: Uzun Menzilli Milli Hava Savunma Füzesi

TÜBİTAK SAGE iş birliğiyle geliştirilen Siper Block 2 hava savunma füzesi, başarılı testlerinin ardından envantere girmek üzere son aşamaya geldi. Bu sistem, Türkiye’nin hava savunmasında yeni bir çağ başlatacak.

Uzayda Bağımsızlık Hedefi: Şimşek 1 ve 2 Fırlatma Sistemleri

ROKETSAN, Türkiye’nin uzay yolculuğunda kritik rol oynayacak Şimşek 1 ve Şimşek 2 fırlatma sistemleriyle, 1,5 tona kadar uyduları milli imkânlarla uzaya taşıyabilecek kapasiteye ulaşıyor. Bu gelişme, Türkiye’nin uzayda tam bağımsızlığı ve gelecekteki uzay ekonomisinde söz sahibi olması açısından büyük önem taşıyor.

Tedarikçi Ekosistemi ve Yerlilik Vurgusu

ROKETSAN, tedarik zincirinde yerlilik oranını %90’ın üzerinde tutarken, 2.000’in üzerinde yerli firmayla iş birliği yapıyor. Saha İstanbul üyeleri bu iş ortaklarının önemli bir bölümünü oluşturuyor ve şirketin büyümesinde kritik rol üstleniyor.

SAHA İstanbul ile Sinerji

Saha İstanbul’un düzenlediği eğitim ve geliştirme programlarının, Türk savunma sanayii KOBİ’lerinin uluslararası alanda rekabetçi ve profesyonel hale gelmesinde büyük katkısı olduğunu belirten Murat İkinci, SAHA 2026 gibi fuarların ise sektöre yeni iş ve ihracat fırsatları sunduğunu vurguladı.

Kimlik güvenliği lideri CyberArk’ın tüm çözümleri, Redington Türkiye güvencesi ve iş ortakları ağıyla son kullanıcılara sunulacak

Bilişim ekosisteminin yeni nesil dijital teknoloji distribütörü Redington, bilgi teknolojileri alanındaki uluslararası markalarına her geçen gün yenilerini ekliyor. Kimlik güvenliği konusunda başarısı kanıtlanmış global markalardan CyberArk ile iş birliğine imza atan Redington, CyberArk’ın kimlik güvenliği ve ayrıcalıklı erişim yönetimi alanındaki tüm ürünlerini Türkiye pazarıyla buluşturmaya hazırlanıyor.

Katmanlı analiz ve çözüm yeteneği

CyberArk ürünleri, özellikle ayrıcalıklı erişim yönetimi (PAM) alanındaki derin uzmanlığı ve liderliğiyle öne çıkıyor. Sadece erişimi kontrol etmekle kalmayan CyberArk; güçlü kimlik doğrulama, oturumların güvenli şekilde yönetilmesi, kullanıcı aktivitelerinin sürekli izlenmesi ve gelişmiş tehdit analizi gibi çok katmanlı güvenlik özellikleri sunarak, şirketlerin en kritik varlıklarını etkin bir şekilde koruyor.

Zero Trust ve Least Privilege yaklaşımlarını entegre biçimde sunan CyberArk, kimlik yönetiminde proaktif bir koruma sağlıyor. Bulut tabanlı, hibrit ve on-premise ortamlarda esnek şekilde konumlandırılabilen CyberArk çözümleri; hızlı ölçeklenebilirlik, uyumluluk kolaylığı ve yüksek düzeyde görünürlük avantajı ile başta finansal hizmetler olmak üzere Türkiye’nin önde gelen firmalarının dijital güvenlik mimarisini güçlendirmelerini sağlıyor.

CyberArk, giderek daha fazla birbirine bağlı hale gelen dijital dünyada kurumların makine kimliklerini ve kurumda kullanilan sertifikaları güvence altına almalarına yönelik güçlü bir güvenlik altyapısı oluşturmalarını ve Makine Kimlik Guvenligi konusunda platform bagimsiz tümleşik çözüm sağlamaktadır. Bu kapsamda platform bağımsız sıkı erişim kontrollerinin uygulanması, gerçek zamanlı izleme sistemlerinin entegrasyonu ve kurum stratejilerinin mevzuatlarla uyumlu şekilde yapılandırılması gibi kritik alanlarda Türkiye organizasyonunda yer alan ve alanında uzman teknik kadrosu, iş geliştirme ve satış organizasyonu ile kurumların ihtiyaçlarına özel çözümler sunabilmektedir.

Redington Türkiye, CyberArk’ın bu yenilikçi ve kapsamlı güvenlik çözümlerini iş ortakları ağı ile kurumlarla buluşturacak ve farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin ayrıcalıklı erişim yönetimi süreçlerini daha güvenli, sürdürülebilir ve yönetilebilir hâle getirmelerine katkı sağlayacak.

Güvenlikte bütünsel bir güce kavuştuk

Son kullanıcılara, iş ortakları aracılığıyla uçtan uca dijitalleşme yolculuğunda eşlik etme ve, şirketlerin siber güvenlik yetkinliklerini artırmayı odaklarına aldıklarını belirten Redington Türkiye & CIS Genel Müdürü Bora İncir, “CyberArk, kendi alanının en önemli ve öncü markaları arasında bulunuyor. Dolayısıyla Redington olarak ürün portföyümüze global ölçekte güçlü ve rekabetçi bir siber güvenlik markasını eklediğimiz için çok mutluyuz. Bu sayede kurumsal müşteriler için daha kapsamlı güvenlik çözümleri sunma noktasında daha bütünsel bir güce kavuştuk” ifadelerini kullandı.

CyberArk AVP Channel EMEA, Shaun Larvin: “Redington gibi bölgedeki güçlü ve güvenilir bir distribütörle çalışmak, CyberArk’ın Türkiye pazarındaki büyüme stratejisi için çok önemli. Redington’un geniş iş ortağı ve derin sektör bilgi ve danışmanlığı sayesinde, son kullanıcılara kimlik güvenliği alanında en ileri teknolojileri ve çözümleri hızlı ve etkin şekilde ulaştıracağız. Bu iş birliği, siber güvenlikte lider konumumuzu daha da pekiştireceğine inanıyoruz” dedi.

Fortinet, yeni kuantum tehditlerine karşı Kuantum-Güvenli koruma geliştiriyor

FortiOS özellikleri, kurumların son derece hassas verileri kuantum tehditlerinden korumasına, kuantum sonrası güvenliğe geçmesine ve performansı etkilemeden altyapılarını geleceğe hazır hale getirmesine olanak tanıyor.
Ağ ve güvenliğin yakınlaşmasını sağlayan küresel siber güvenlik lideri Fortinet, birleşik işletim sistemi FortiOS’ta mevcut şifreleme standartlarına yönelik kuantum hesaplama tehditlerine karşı koruma sağlayan yenilikleri duyurdu. En yeni FortiOS özellikleri, son derece hassas verilere sahip kurumların kuantum destekli saldırılara dayanabilecek şifreleme algoritmaları ve anahtar dağıtım yöntemleri uygulamasına, daha sağlam koruma için algoritma yığınları oluşturmasına ve kuantum sonrası güvenliğe kolayca geçiş yapmasına yardımcı oluyor.
Fortinet’in Kurucusu, Başkanı ve Baş Teknoloji Sorumlusu Michael Xie konuyla ilgili şöyle görüş bildiriyor: “Fortinet olarak, yeni ve gelişmekte olan tehditlere karşı koruma sağlamak için müşterileri en son teknolojiyle donatmaya kararlıyız. Kuantum bilişim ilerledikçe kurumlar, kritik verilerini korumak ve altyapılarını geleceğe hazır hale getirmek için Fortinet’in teknoloji inovasyonuna ve liderliğine güvenebilir. Birçok kurum, ağlarını kuantum destekli tehditlerden korumak için harekete geçmeye istekli. Bu nedenle, FortiGate NGFW ve Fortinet Secure SD-WAN müşterileri için kuantum sonrası güvenliğe güvenle geçiş yapabilmeleri için son teknoloji, kuantum güvenli özellikleri bugün kullanıma sunduk.”
Hassas bilgiler işleyen kurumların artık Kuantum Güvenli şifrelemeye ihtiyacı var
Kuantum bilgisayarlar, benzeri görülmemiş hızlarda karmaşık hesaplamalar yapabiliyor ve mevcut şifreleme standartlarını kolayca kırabiliyor. Siber suçlular, özellikle telekomünikasyon, finansal hizmetler, devlet ve sağlık hizmetleri gibi uzun süreler boyunca yerinde kalan son derece hassas verileri işleyen sektörlere odaklanarak, gelecekte çözeceği şifrelenmiş trafiği çoktan depolamaya başladı.

“Her Beyin Farklı Öğrenir ve Her Farklılık, Keşfedilmeyi Bekleyen Bir Potansiyeldir”

Dinleme, konuşma, okuma ve yazma gibi alanlarda kendini gösteren öğrenme güçlüklerinin bir hastalık değil, sadece bir farklılık olduğu bilincini yaymak amacıyla “Auto Train Brain” tarafından düzenlenen etkinlikler serisinin üçüncüsü gerçekleşti. Bu anlamlı buluşmada, öğrenme güçlüğü yaşayan aileler ve çocuklar bir araya gelerek merak ettikleri sorulara cevap bulurken, nöroteknolojinin sunduğu çözümlerle umut tazelediler. Katılımcı aileler, benzer deneyimleri paylaşan diğer ebeveynlerle bir araya gelerek yalnız olmadıklarını hissettiler.

Her bireyin öğrenme süreci, kendine özgü bir yolculuk sunuyor. Kimi zaman bu yolculukta disleksi, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) gibi nörolojik temelli öğrenme farklılıkları ortaya çıkabiliyor. Bu durumlar, bireylerin beynindeki bilgi işleme mekanizmalarının farklılaşmasından kaynaklanıyor ve geleneksel öğrenme yöntemleriyle uyumsuzluk gösterebiliyor. Günümüzde nöroteknolojideki ilerlemeler, bu farklılıkları bir potansiyel haline dönüştürüyor.

Bu kapsamda bir annenin kendi çocuğunun öğrenme güçlükleriyle mücadelesi sırasında yaşadığı çaresizlikten doğan Auto Train Brain, beynin 14 farklı kanalından sinyal alarak dünya’da bir ilki gerçekleştiriyor. Bu doğrultuda, Anneler Günü’nde başlatılan ve büyük ilgi gören “Öğrenme güçlükleri hastalık değil, farklılıktır” sloganlı etkinliklerin 3’üncüsü de tamamlandı.

Etkinliğe katılan aileler, öğrenme güçlüklerine dair merak ettikleri her şeyi sorma ve deneyimlerini paylaşma fırsatı bulurken, çocuklarının beyin sinyallerini ölçtürme imkanı da yakaladılar. Bu buluşma, öğrenme farklılıklarıyla yaşayan bireylerin ve ailelerinin yalnız olmadığını gösterirken, bilimsel gelişmelerin sunduğu somut çözümleri de açıkça ortaya koydu.

Bilimsel Çözümler Öğrenme Güçlüklerini Dönüştürüyor

Her beyin farklı öğrenir ve her farklılık, keşfedilmeyi bekleyen bir potansiyeli barındırdığını belirten Auto Train Brain Ceo’su Günet Eroğlu, “Öğrenme güçlüğü, bir eksiklik değil, beynin bilgiyi işleme biçimindeki bir farklılıktır; her beyin, benzersiz bir şekilde öğrenir. Öğrenme güçlükleri, beynin yapısal veya işlevsel farklılıklarından kaynaklanan nörogelişimsel durumlardır. Bu, zekâ geriliği anlamına gelmez; aksine, beynin bilgiyi işlemleme, organize etme ve hatırlama gibi bilişsel görevleri yerine getirme şeklindeki kendine özgü varyasyonlarıdır. Yani, bir bilgi beyne ulaştığında, öğrenme güçlüğü olan bir kişide bu bilgi, genellikle beklenen veya “tipik” yollardan biraz farklı bir rotada işleniyor olabilir.

Özgül Öğrenme Güçlüğü (ÖÖG), nörobilişsel bozukluklar arasında en sık görüleni olarak karşımıza çıkıyor ve doğumdan itibaren belirtilerini gösteriyor. Özellikle okuma, yazma ve aritmetikte yaşanan güçlüklerle karakterize olan ÖÖG, çocuklarda öfke, hassasiyet, kaygı, korku, suçluluk, utanç, kendini suçlama ve güven eksikliği gibi duygusal zorluklara da yol açabiliyor. Geleneksel rehabilitasyon merkezlerinde 3 yılı aşkın süren ve ortalama 550 saat özel eğitim gerektiren bu süreç, aileler için hem zaman hem de maliyet açısından ciddi yükler oluşturuyor.

Nörogeribildirim ve çoklu duyusal öğrenmeyi kullanan EEG tabanlı, yapay zeka destekli, güçlü ve mobil uygulamamızla bu ihtiyaca yanıt veriyoruz. Her yerde kullanılabilen, yan etkisi olmayan, kullanıcı dostu arayüze sahip bu teknolojiyle aylar içerisinde somut sonuçlar görüyoruz. Başlık, yavaş beyin dalgalarını algılıyor ve mobil uygulama, onları azaltmak için anında geri bildirim sağlıyor. Bu sayede, ÖÖG’li çocukların dikkat ve okuma yetenekleri önemli ölçüde gelişiyor ve onlara çok daha parlak bir gelecek sunuluyor” dedi.

Tasarımı Sağlık Stratejisine Dönüştüren Çözümler

Kullanıcı deneyiminin bütünsel bir yapıya kavuştuğu günümüzde; fiziksel sağlık kadar mental sağlığı da destekleyen, dengeli ve duyarlı mekan kurguları ön plana çıkıyor. Bu perspektifle ofis ortamlarının tasarımı da yeniden değerlendiriliyor. Uzun saatler boyunca aynı pozisyonda çalışmayı gerektiren, çevresel etmenlerin odaklanma ve motivasyon üzerinde doğrudan etkili olduğu bu alanlarda, donatı seçimlerinden yüzey malzemelerine kadar her unsurun sağlığı önceleyen bir yaklaşımla belirlenmesi gerekiyor.

İç mekan tasarımı, estetik tercihler ya da işlevsel planlamaların ötesinde; insan sağlığını, davranış biçimlerini ve üretkenliği doğrudan etkileyen bir çevresel faktör olarak ele alınıyor. Çalışma ortamlarında geçirilen sürenin artmasıyla birlikte, bu alanların bireyin fizyolojik gereksinimlerini karşılaması kadar psikolojik bütünlüğü desteklemesi de önem kazanıyor. Mekan içindeki hava kalitesi, zemin kaplamaları, oturma düzeni ve ses davranışı gibi öğeler sağlıklı yaşam koşullarının ayrılmaz parçaları haline geliyor. Bu yeni perspektif, iç mimarlığı disiplinler arası bir uzmanlık alanına dönüştürürken, tasarım kararlarının bilimsel temellere dayalı olarak geliştirilmesini gerektiriyor.

Tasarımda ergonomik hatalara bağlı kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları, yetersiz akustik planlama nedeniyle oluşan zihinsel yorgunluk, kaygan ya da toksik yüzeylerin sebep olduğu iş kazaları gibi durumlar hem sağlığa hem de verimliliğe etki edebiliyor. Bu nedenle ofis tasarımı artık bir estetik ifade biçiminden çok daha fazlasını; insan sağlığını destekleyen, sürdürülebilir bir yaşam alanı inşasının bir parçası olarak ifade ediyor.

Klassis, temsilciliğini yürüttüğü Steelcase ve Interface markalarıyla birlikte; fiziksel dayanıklılığı, ergonomik esnekliği, sağlıklı materyal bileşenlerini ve çevresel sürdürülebilirliği bir araya getirerek kurumsal iç mekan tasarımında yeni bir standardı mümkün kılıyor. Her iki markanın uzun yıllara dayanan araştırmaları ve bilimsel verilerle desteklenen tasarım stratejileri, mekanları işlevselliğin ötesinde kullanıcı sağlığına katkı sunan sistemlere dönüştürüyor.

Bilimsel Yaklaşım ve Ödüllü Tasarım Dili

Steelcase, insan fizyolojisi ve davranış örüntülerini temel alan tasarım yaklaşımını WorkSpace Futures araştırma birimi ile geliştiriyor. Bu birim, farklı ülkelerde yürüttüğü kapsamlı kullanıcı analizleri ile postür dinamikleri, hareket döngüleri ve zihinsel odaklanma süreleri üzerine veri üretiyor. Elde edilen bilgiler, oturma sistemlerinden çalışma yüzeylerine kadar tüm çözümlerde ergonomik konforun maksimum seviyeye taşınmasına olanak veriyor. Bu yaklaşım sayesinde geliştirdiği sistemler, Red Dot, NeoCon ve German Design Award gibi birçok prestijli uluslararası tasarım ödülüne layık görülüyor.

FORTUNE® tarafından 2024 Yılı Dünyanın En Çok Hayranlık Duyulan Şirketleri (World’s Most Admired Companies) listesinin, Mobilya (Equipment and Furnishings) kategorisinde birinci seçilen Steelcase; bir asırdan fazla süredir öncü çözümleri ile her seferinde farkını ortaya koyuyor.

Kale Yangın Kapıları ile Güvenlik Standartları Yükseliyor

Son yıllarda Türkiye’de artış gösteren orman yangınları, iklim değişikliğinin etkileriyle birleşerek sadece doğayı değil, yerleşim alanlarını ve işletmeleri de tehdit ediyor. Bu tehditler karşısında yapı güvenliği her zamankinden daha büyük önem kazanıyor. Kale Kilit, yüksek güvenlik ve kalite standartlarına uygun olarak ürettiği Kale Yangın Kapıları ile konutlara, iş yerlerine ve kamu binalarına yangına karşı dayanıklı çözümler sunuyor.

Türkiye’nin dört bir yanında artan sıcaklıklar ve kuraklıkla birlikte orman yangınlarında ciddi artışlar yaşanıyor. Bu yangınların yerleşim yerlerine sıçrama riski, özellikle ormanlık alanlara yakın bölgelerde yaşayan vatandaşlar için büyük bir tehdit oluşturuyor. Aynı zamanda elektrik tesisatlarından, endüstriyel hatalardan ya da bireysel ihmallerden kaynaklı olarak kapalı alan yangınlarında da gözle görülür bir artış var. Bu noktada yangına karşı dayanıklı yapı elemanlarının önemi ön plana çıkıyor.

Yangın Anında Hayat Kurtaran Güvence

Kale Kilit tarafından titizlikle geliştirilen Kale Yangın Kapıları, yangın sırasında hem bina içindeki kişilerin güvenli bir şekilde tahliyesini sağlamak hem de alevlerin ve dumanın yayılmasını engellemek amacıyla tasarlanıyor.

Kalite ve Standartlara Uyum: Avrupa Normlarında Güvenlik

Kale Yangın Kapıları, TS EN 1634-1 standardına uygun olarak test edilmekte ve belgelenmektedir. Bu standart, yangın kapılarının ısıya ve alevlere dayanıklılığını, duman sızdırmazlığını ve yangın sırasında performansını detaylı biçimde ortaya koyar. Avrupa standartlarıyla birebir uyumlu olan Kale kapıları, yalnızca yerli değil, uluslararası pazarda da tercih edilmektedir.

Kapıların içerisinde kullanılan özel yalıtım malzemeleri, yangın sırasında oluşan yüksek sıcaklıkları absorbe ederek diğer bölgelere yayılmasını önler. Aynı zamanda, özel kilit ve menteşe sistemleri ile duman ve gazların geçişi de minimum seviyeye indirilir.

Estetik ve Fonksiyonelliği Buluşturan Tasarım

Kale Yangın Kapıları, yalnızca teknik özellikleriyle değil, estetik tasarımıyla da ön plana çıkıyor. Farklı mimari yapılara uyum sağlayacak renk ve ölçü seçenekleriyle üretilebilen bu kapılar, hem konutlar hem de ticari yapılar için ideal çözümler sunar. Böylece güvenlik ile estetik arasında seçim yapmak zorunda kalmadan, iki avantajı bir arada yaşamak mümkün hale gelir.

Konutlardan AVM’lere, Otellerden Fabrikalara Uygun Çözümler

Kale Yangın Kapıları, farklı kullanım alanlarına göre özelleştirilebilen esnek çözümler sunar. Konutlarda, ofis binalarında, hastanelerde, alışveriş merkezlerinde, otellerde ve sanayi yapılarında kullanılmak üzere geliştirilen bu ürün grubu, projelere özel ölçülerde ve gereksinimlere göre üretilebiliyor.

Kale Kilit’ten Güvenlikte Sürdürülebilir Vizyon

Kurulduğu günden bu yana güvenlik teknolojilerinde öncü konumda olan Kale Kilit, yangın kapıları alanındaki Ar-Ge yatırımlarıyla da dikkat çekiyor. Sürdürülebilir yapı güvenliği için hem üretim süreçlerinde hem de ürün tasarımlarında çevresel etkileri minimize etmeyi hedefleyen Kale, kalite belgeleri ve sertifikaları ile sektöründeki liderliğini pekiştiriyor.

Yangına Karşı İlk Önlem Kale ile Başlar

Yangın anında her saniyenin kritik olduğu bilinciyle hareket eden Kale Kilit, “Önce güvenlik” ilkesiyle geliştirdiği yangın kapıları sayesinde yapı güvenliğinde yeni bir standart oluşturuyor. Can ve mal kaybını minimuma indirmeye yönelik çözüm arayan bireyler ve kurumlar için Kale Yangın Kapıları, güvenliğin ilk halkasını oluşturuyor.

Netaş, IDEF 2025’te Geleceği Şekillendirecek İş Birliklerine İmza Attı

DT Cloud, Aspilsan ve ULAK ile imzalanan iş birliği protokolleri; yerli bulut ve haberleşme altyapılarından enerji sistemlerine savunma sanayiinin farklı alanlarında etki yaratacak.

22–27 Temmuz 2025 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı IDEF 2025’i başarıyla tamamlayan Netaş, savunma ekosistemine sunduğu yüksek teknoloji çözümleri ve gerçekleştirdiği stratejik iş birlikleriyle yoğun ilgi gördü. T.C. Millî Savunma Bakanlığı ev sahipliğinde, T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı’nın destekleriyle ve Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı yönetiminde düzenlenen fuar; dünya çapında devlet, özel sektör ve akademi temsilcilerini bir araya getirdi.

Netaş standında, Taktik Saha ve Gemi Haberleşme Sistemleri, Navigasyon Sistemleri ve Aviyonik (Havacılık) Sistemler, Akıllı Ulaşım ve 5G iletişim teknolojileri, yerli sunucu ve güç sistemleri, yapay zekâ destekli uygulamalar, yazılım test çözümleri, e-Devlet servisleri ve nesnelerin internetine dayalı akıllı sistemler yoğun ilgi görürken; lansmanı yeni yapılan Netaş Academy eğitim platformu da ziyaretçilere tanıtıldı.

IDEF 2025’te Netaş’tan üç değerli anlaşma

IDEF 2025 süresince Netaş, üç önemli iş birliği protokolü gerçekleştirdi. DT Cloud ile Yerli Bulut Ekosistemi İş Birliği kapsamında; yerli sunucuların DT Cloud altyapısıyla entegrasyonu sağlanarak savunma ve ulaşım sektörlerine yönelik ortak çalışma sürecine adım atıldı. ASPİLSAN Enerji ile Enerji depolama, kesintisiz güç sistemleri ve yapay zekâ destekli enerji çözümlerinin geliştirilmesi hedeflendi. ULAK Haberleşme A.Ş. ile Kablosuz Haberleşme alanında; 5G ve sonrası nesil haberleşme altyapıları için yerli ve milli çözümler geliştirmeye yönelik kapsamlı bir iş birliği protokolü imzalandı.

T.C. Millî Savunma Bakan Yardımcısı ve NETAŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili Sayın Şuay Alpay, katılım sağladığı imza törenlerinde Netaş’ın ülkemizdeki stratejik konumunu, bu iş birliklerinin tüm kurumlarımız ve ülkemiz için yerli ve milli katma değer yaratma yolunda önemli adımlar olduğunu vurguladı.

Savunma Sanayii Ekosistemindeki paydaşlarımızla gerçekleştirdiğimiz görüşmelere aktif olarak katılım sağlayan Netaş Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Fatih Boz, “IDEF 2025, Netaş’ın savunma sanayiine sunduğu katma değeri daha geniş bir çevreye aktarma fırsatı yarattı. Sergilenen ürünler, çözümler ve kurulan temaslar, ülkemizin savunma alanındaki teknolojik yetkinliğini ve bağımsızlığını daha da ileri taşıma yönündeki kararlılığını açıkça ortaya koydu.” dedi.

Netaş, Savunma Sanayiindeki 30 yıllık birikimiyle Türkiye’yi daha da öteye taşıyor

30 yılı aşkın süredir taktik saha haberleşmesi, tanıma-tanıtma ve navigasyon sistemleri alanında savunma sanayiine katkı sunan Netaş, bu yıl ürün yelpazesine aviyonik sistemleri de ekledi. Gece görüşe uygun aydınlatmalı paneller, eyleyici kontrol birimi ve çok frekanslı GNSS alıcısı gibi çözümler ilk kez IDEF 2025’te tanıtıldı. Ar-Ge mühendisliğinin bir diğer ürünü olan Hassas Saat Üreteci, GNSS tabanlı yüksek hassasiyetli zaman‑senkronizasyon yetenekleriyle hem askeri hem sivil kritik altyapılarda güvenliği artırıyor.

Fuarda Savunma Sanayi Başkanlığı, Millî Savunma Bakanlığı, TSKGV şirketleri ve diğer sektör paydaşlarıyla birebir temas kuruldu. Yapılan görüşmelerde müşterilerden ürünlerle ilgili memnuniyet dolu geri bildirimler alındı, yeni ihtiyaçlar doğrudan son kullanıcıların kendilerinden dinlendi.

Netaş CEO’su Sinan Dumlu, “Otuz yılı aşkın savunma sanayii tecrübemizle, haberleşmeden bilişime, bilişimden havacılığa uzanan geniş ürün portföyümüzü IDEF 2025’te sergilemekten memnuniyet duyduk. Tamamı Netaş Ar-Ge’si tarafından geliştirilen yerli çözümlerimiz, Türkiye’nin kritik teknolojilerde bağımsızlık hedeflerine katkı sağlıyor. ULAK, DT Cloud ve ASPİLSAN Enerji ile imzaladığımız anlaşmalar, yalnızca teknik bir ortaklık değil; Netaş’ın sahip olduğu mühendislik kabiliyetinin yeni alanlarda değer üretmesini mümkün kılan önemli adımlar oldu.” dedi.

Yerli çözümleri ve üretim gücüyle Netaş, Türkiye’nin savunma ve bilişim teknolojilerinde dışa bağımlılığı azaltma hedefinde kritik bir rol üstlenmeyi sürdürüyor. Netaş, savunma sanayiindeki köklü birikimini yerli mühendislik gücüyle birleştirerek, Türkiye’nin stratejik teknolojilerdeki geleceğine katkı sunmaya devam edecek.

Arvento, Cumhurbaşkanlığı 6. Uluslararası Yat Yarışları’nın Kıbrıs Etabına Sponsor Oldu

Araç takip ve filo yönetim teknolojilerinde Türkiye’nin lider markası Arvento, sürdürülebilir yaşama, denizcilik kültürüne ve spora verdiği desteği 2025 yılında da sürdürüyor. Cumhurbaşkanlığı 6. Uluslararası Yat Yarışları kapsamında, 20-25 Temmuz tarihleri arasında düzenlenen Kıbrıs Arkın Karpaz Gate Marina Etabı’nın sponsoru olan Arvento, yelken sporunun heyecanına ortak oluyor.

Denizcilik camiasının yoğun ilgiyle takip ettiği organizasyon, Marmaris–Karpaz arasında koşulan uzun rota ile Karpaz açıklarında gerçekleştirilen iki şamandıra yarışından oluştu. Yarış, 20 Temmuz’da Marmaris Körfezi’nden start aldı ve Kıbrıs açıklarında, Arkın Karpaz Gate Marina önünde tamamlandı. 25 Temmuz’da düzenlenen ödül töreninde, farklı sınıflarda dereceye giren ekipler kupalarına kavuştu.

Yarış güvenliğinde Arvento imzası

Arvento, dünyanın dört bir yanından yarışçıların yer aldığı ikinci etap mücadelesinde tekne takip sistemi Treyki Yacht ile teknelerin konumlarının anlık olarak izlenmesini sağlayarak organizasyonun en kritik unsurlarından biri olan güvenliği destekledi. Marmaris’ten Karpaz’a uzanan, uzun ve zorlu parkur boyunca teknelerin rotaları, hızları ve koordinat bilgileri sistem üzerinden analiz edildi.

Yarışçılar tarafından tam not alan Treyki Yacht, GNSS teknolojisiyle donatılmış yapısı sayesinde yüksek doğrulukla konum bilgisi sağlarken, IP-K69 standardıyla suya, toza, darbelere ve yüksek sıcaklıklara karşı dayanıklı oluşuyla dikkat çekti. Montaj gerektirmeyen yapısı, düşük enerji tüketimi ve uzun şarj süresiyle yarış boyunca kesintisiz bir deneyim sundu.

Arvento Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Özlem Kapdan, Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Yat Yarışları’na verdikleri desteği altıncı yılında da devam ettirdiklerini belirterek, “Deniz sporlarını desteklemeyi sadece bir sponsorluk değil, teknolojimizin farklı alanlarda katma değer yaratabileceği önemli bir iş birliği fırsatı olarak görüyoruz. Yelken sporunun barındırdığı strateji, ekip ruhu ve doğayla uyum, Arvento’nun teknoloji vizyonuyla örtüşüyor. Bugün itibarıyla bu sistemle 10.000’in üzerinde deniz aracını takip edebiliyor olmak, denizcilik alanında da güçlü bir çözüm ortağı olduğumuzu gösteriyor. Karada olduğu kadar denizde de yol gösteren bir marka olarak, bu anlamlı yarışın Kıbrıs etabına sponsor olmaktan büyük gurur duyuyoruz. ” dedi.

Trend Micro, IDC MarketScape’in CNAPP. Değerlendirmesinde Lider Olarak Konumlandı

Siber güvenlik alanında dünyanın önde gelen şirketlerinden Trend Micro, IDC MarketScape’in “2025 Küresel Buluta Özgü Uygulama Koruma Platformları (CNAPP) Tedarikçi Değerlendirmesi” raporunda (doküman no: US53549925, Haziran 2025) Lider olarak konumlandı.

Trend Micro Kurumsal Platformlardan Sorumlu Başkanı Rachel Jin, “Müşterilerimiz stratejik avantaj elde etmek için bulut teknolojilerini kullanmaya başladıkları günden bu yana, biz de hibrit ortamlarda uçtan uca koruma sağlıyoruz. Yirmi yıla yaklaşan bu deneyimimiz, bugün elde ettiğimiz başarıyla açıkça görülüyor. Müşterilerimiz, bulut güvenliği konusundaki kapsamlı uzmanlığımızı ve tüm saldırı yüzeyinde etkili risk yönetimi yetkinliğimizi takdir ediyor. Doğru uygulandığında siber güvenlik, işletmeler için güçlü bir değer yaratma aracı olarak büyük önem taşıyor” dedi.

CNAPP kategorisi yıllar içinde büyük ölçüde gelişerek; kötü amaçlı yazılımdan koruma, uygulama kontrolü, yapılandırma yönetimi, uygulama geliştirici araçları ile sanallaştırılmış veri merkezleri ve buluta özgü uygulamalar ile iş yüklerinin korunmasına kadar geniş bir yetkinlik yelpazesini kapsar hâle geldi.

Trend Vision One™ Cloud Security, buluta özgü korumayı bir adım öteye taşıyarak kurumsal müşterilere yapay zekâ destekli tehdit tahmini, önleme ve müdahale yetkinlikleri sunuyor. Sürekli izleme özelliği sayesinde görünürlük ve dayanıklılığı artırırken, olay müdahale süreçlerini de sadeleştiriyor. Esnek lisanslama modeli sayesinde kurumlar iş yüklerini ihtiyaçlarına göre artırıp azaltabiliyor. Bu, yalnızca kullanılan kadar ödeme yapmalarını sağlıyor. Bu yaklaşım, değişen iş ihtiyaçlarına uyum sağlayabilen, maliyet etkin bir çözüm sunuyor.

Trend Micro, toplam 13 global tedarikçi arasında değerlendirilen ve yalnızca beş şirketin yer aldığı Liderler kategorisinde konumlandırıldı. Değerlendirme; mevcut yetkinlikler, 3 ila 5 yıllık stratejik vizyon ve bu vizyonun müşteri ihtiyaçlarıyla ne ölçüde örtüştüğü kriterlerine göre yapıldı.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, Kayseri ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Küresel Gazeteciler Konseyi, TSYD, TİMEF, AVKON, ADD üyesi, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği, Tüm Mücadele Sporları Derneği, Kayseri Spor Adamları Derneği, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Davut Güleç Panel İletişim Davut Güleç – Sağ Menü