EğitimKültür-TurizmMagazin-Yaşam

Eğitim, mağazin-yaşam, teknoloji haberleri (14.02.2021)

İç Mimar Eda Tahmaz’dan 2021 Dekorasyon Trendleri: 

“DEKORASYONDA FARKINDALIK ÇAĞI BAŞLIYOR…”

Fonksiyonel tasarım ve estetiği buluşturan ödüllü konut ve ofis iç mekan tasarımları ile sektöre farklı bir bakış açısı sunan EDDA Architecture Kurucusu İç Mimar Eda Tahmaz, senenin önde gelen dekorasyon trendlerini değerlendirdi. Yılın renklerinin yanı sıra ön plana çıkan malzemeleri ve dekorasyon akımlarını analiz eden iç mimar, pandeminin dekorasyona etkisine de değindi.

Son olarak tasarımını ve uygulamasını gerçekleştidiği İmak Ofset Yönetim Ofisi ile European Property Awards 2020’de “Best Office Interior Turkey” ödülüne layık görülen EDDA Architecture Kurucusu İç Mimar Eda Tahmaz, Pantone tarafından seçilen “ultimate gray” ve “illuminating” renklerinin yanı sıra malzeme, mobilya ve aksesuarlarda ön plana çıkan son trendleri, gitgide daha çok ses bulan Eco-chic, Cottagecore, Hygge ve Wabi Sabi akımları ile pandeminin dekorasyon uygulamaları üzerindeki etkisini detaylı olarak analiz etti.

Pantone tarafından seçilen Ultimate Gray (Dumanlı Gri) brüt beton gibi hayatımızdaki güçlü parçaları temsil ederken, Illuminating (Parlak Sarı) güneşi, iyimserliği ve umudu temsil ediyor. Modadan dekorasyona tüm sektörlerin ortak başlangıç noktası olarak kabul ettiği bu renklerin küresel ve estetik olarak ortak bir dil oluşturduğunu belirten Eda Tahmaz, malzemeden mobilyaya, ev tekstilinden aksesuarlara kadar dekorasyonun her kaleminde bu sene “pozitif düşünmeye ve iyi hissetmeye” yönelik bir eğilimin olduğunu vurguluyor.

“Daha iyi hissettiren ve pozitif enerji veren seçimlere yöneleceğiz”

Küresel boyutta yaşadığımız pandeminin de etkisiyle uzmanlara göre; 2021 yılı ile birlikte bir tür farkındalık çağına giriliyor. Tasarımcılara düşen en önemli görevlerden birisinin de, karbon salınımı düşük üretim teknikleriyle üretilmiş ürünleri gözden geçirerek kullanmak olduğunu aktaran iç mimara göre bioplastik, geri dönüşüm veya üst dönüşüm malzemeler, 2021 senesinde projelerde daha fazla yer bulacak. Örneğin, malzemesi sürdürülebilir kaynaklardan elde edilen hindistan cevizi lifi, deniz yosunu, keten, kenevir ve jüt gibi malzemelerden el dokuması halılar günümüzde daha çok yaygınlaşıyor.

Mobilyalarda yuvarlatılmış hatlar, kalem bacaklar, canlı tonların başını çektiği bir renk paleti, psychodelic desenler ve retro çizgiler ile evlerde disko çağına geri dönüldüğünün haberini veren Tahmaz, ekliyor: “Daha iyi hissettiren ve pozitif enerji veren seçimlere yöneliyoruz. Renk ve desenlerin özgür frekanslarıyla evlerde 70’lerin funk ruhunu yeniden canlandırıyoruz. Geçtiğimiz sene tasarım fuarlarının yıldız oyuncularının ortak noktaları; kıvrımlı, boğum boğum, sevimli formları ve insanda iyi duygular uyandıran renkleriydi. 2021’de de popüleritesini koruyan bu organik formlar kanepelerden, top gibi koltuklara, yuvarlatılmış hatlarıyla aydınlatmalara kadar dekorasyonun her alanında karşımıza çıkıyor.”

Eskiden hasır ve rattan mobilyalar bahçe dekorasyonunun vazgeçilmez elemanlarıyken iç ve dış mekan arasındaki sınırların belirsizleşmesiyle salon, mutfak ve hatta yatak odalarına da dahil olmaya başlıyorlar. Hafifliği ve doğallığı ile tercih sebebi olan hasır koltuklar, rattan yatak başları, hasır kapaklı dolaplar, rattan komodinler iç mekanlarda farklı stillerle uyumlu bir bütün yaratıyorlar. Bunların yanı sıra merinos yününden kaşmire uzanan bir yelpazede duyulara hitap eden yumuşak dokulu tekstiller, kürk, keten, yün, peluş, şönil ve keçe gibi mekana sıcaklık katan dokular da tamamlayıcı unsurlar olarak karşımıza çıkıyor olacak.

Aksesuar seçimlerinde ise 2021 yılında güncel ve modern ürünlerin yanı sıra eski ve manevi açıdan değerli aksesuarların kullanıldığını göreceğiz. Vintage, eski ama anlamlı diyebildiğimiz ürünler daha çok yaşam alanlarımıza giren aksesuarlar oldu. Doğal malzemenin kullanıldığı el yapımı ürünler de bu yılki trendler arasında.

“Sürdürülebilirlik ve doğallık mutfak ve banyolarımızda da yer bulacak”

Mekanlarımızda sürdürülebilirlik ve doğallık arayışının akla gelen her alanda olduğunu vurgulayan Eda Tahmaz, doğal ahşap kaplama malzemelerin, ahşap görünümlü fayansların, mermer, porselen ve seramiğin yanı sıra özellikle de banyo ve mutfaklarda kullanılan değişik renk ve dokudaki mozaiklerin ön plana çıktığını aktarıyor. Bu yıl düzensiz, pürüzlü yüzeyli doğal malzemelerin kullanımı ile banyo aksesuarlarında da vintage ürünler, doğal ve eski konseptli olarak tasarlanmış banyolar öne çıkıyor.

Koronovirüsün de etkisiyle evde her zamankinden daha fazla yemek yapmak, mutfağı ilgi odağı haline getirdi. Bu durumla beraber mutfakların, sadece ihtiyaçların görüleceği mekanlar yerine bütün aile bireylerinin birlikte vakit geçirebileceği mekanlar olmasına yoğunlaşıldı. Mutfak dekorasyonlarında eskiyi atıp yeniyi getirmek yerine, eskiyi yenilemek bu yılki trendler arasında. Doğal, kolay temizlenebilen malzemelerin ve nötr renklerin mutfaklarımıza gireceğini düşünen iç mimara göre, patine ahşap yüzeyler ve metal dokular da mutfaklara eski ancak modern bir görünüm katacak.

“Yenilenirken kendimizi her zaman huzurlu ve güvenli hissettiğimiz geçmişimizden esinleniyoruz”

Doğadan, nostaljiden ve tropikal bir kaçış arzusundan etkilenen yaşam alanları yaratılırken karşımıza, hygge, endüstriyel stil, wabi sabi, vintage, cottagecore, mid century, eco-chic gibi stillerin çıktığını açıklayan Tahmaz, bu stillerin ortak noktasının bize geçmişten ulaşıp yaşadığımız döneme ayak uydurmaları olduğunu söylüyor.

Bir nevi sıcak minimalizm olan Eco-chic, zanaatın sıcak tonlarla buluştuğu bir akım. Altın bej, yosun yeşili, zeytin yeşili ve yanık turuncu renkleri öne çıkarken; mat kadife, buklet ve keten gibi dokunma duyusuna hitap eden kumaşlar rahatlık ve koza duygusuna hizmet ediyor.

Taşradaki kulübe yaşamı hissini alıp, nerede yaşarsak yaşayalım evlerimize bu havayı getiren Cottagecore stilinin temeli stresten, hastalıktan kurtulma, iyileşme arayışına dayanıyor. Renk skalası, nötr ve pastel renklerin her tonu iken keten, yün, keçe, dantel, masif ahşap mobilyalar, tartan desenleri, goblen kumaşlar,bakır, kalay, emaye ile birlikte topraktan yapılmış kap ve aksesuarlar bu stilin belirleyici kodları.

Evde rahatlık, konfor ve sıcaklık gibi olgulara odaklanan tüm İskandinav ülkelerinin yaşam felsefesi haline gelmiş ve yalnız ya da arkadaşlarla birlikte en basit anların bile keyifli bir ritüele dönüştürülmesini ifade eden Hygge stilinde dekorasyon, yumuşacık battaniyeler, minderler, mumlar ve kilimler gibi objelerle sıcaklık hissini artırmaya odaklanıyor.

Wabi Sabi stilinin öne çıkan özellikleri arasında ise asimetri, basitlik ve doğal nesneler yer alıyor. Genel olarak, abartısız, hatıraları olan, eski, nostaljik ve antika nesnelerin bir araya getirilmesiyle oluşur. Bu anlayışta renklerden mobilyalara, yüzeylerden aksesuarlara kadar tüm detaylarda yalınlığın ve yaşanmışlığın izleri görülür. Sentetik ve yapay duran hiçbir ögeye yer verilmez. Eşyaların birbirleriyle uyumlu görünmeleri gerekmez. Önemli olan yaşanmışlığı, ruhu ve estetiği olan nesnelerin uygun şekilde bir araya getirilmesidir. Doğası gereği birbiriyle aynı olamayacak el yapımı seramikler, doğal ahşap mobilyalar, kendinden kırışık keten yatak örtüleri gibi mobilya ve aksesuarlar Wabi Sabi’yi evinize taşımanın başlangıç noktaları olabilir.

“Pandemi süreci ile beraber önceden çok da önemsemediğimiz bir çok şey için ayrı mekan ihtiyacı hisseder olduk…”

Zorunlu olarak evlerimizde daha çok vakit geçirdiğimiz, sosyal hayatımızın ve dışarı ile olan bağlantımızın neredeyse bittiği bu pandemi sürecinde, kendimize ve yaşadığımız mekana daha da odaklandığımızı belirten İç Mimar Eda Tahmaz, bu durumun bize, evlerimizde atıl duran yerleri değerlendirme imkanı sunduğunu söylüyor ve pandeminin dekorasyon üzerindeki etkisi ve dikkat etmemiz kriterler üzerine görüşlerini şu sözlerle aktarıyor:

“Birçoğumuz için evimiz iş yerimiz oldu. İşin eve taşınmasıyla beraber ev içinde mekandan izole ve konforlu bir çalışma alanı ihtiyacı doğdu. Hatta online toplantılarda arka fonun gözükmesi gibi etkenler çalışma mekanlarının estetik kaygı ile oluşturulmasında etkili oldu. Ayrıca çalışma alanlarında kullanılacak mobilyaların da ergonomik, işlevsel ve estetik olması önem kazandı.

Pandemi süreci ile beraber evde ailemizle daha çok vakit geçirir olduk ancak kendimiz ile baş başa kalacağımız hobilerimize de ayrı bir önem verir olduk. Bu nedenle evde hobilerimiz için ayrılan köşeler, belki de ‘evimde mutlaka olmalı’ dediğimiz mekanlar arasına girdi.

Pandemi sürecinde konut iç mekan tasarımlarında dikkat edilmesi gereken kriterlerin başında öncelikle renk seçimi geliyor. Mekanlarda bej ve toprak tonları, beyaz, gri, krem, toprak tonları, yosun yeşili gibi sıcak tonlar seçilmelidir. Pantone’un 2021 trend renkleri olarak seçmiş olduğu Ultimate Gray (Dumanlı Gri) ve Illuminating (Parlak Sarı) renklerini ve bu renklerin tonlarını da mekanlarımızda görmek mümkün olacak. Doğal, sürdürülebilir malzeme kullanımı da yaşadığımız mekana yaşanmışlık hissi katması yönünden oldukça etkili.

Bir diğer önemli kriter de yaşadığımız mekanın doğal ışık alması. Aydınlatma tercihimiz her zaman gün ışığından maksimum düzeyde faydalanmak üzerine olmalı. Daha sonra aplikler, mumlar ve lambaderlerle aydınlatma desteklenmeli.”

ANANAS WOODWORKINGDEN SOFRA ESTETİĞİNİ VE KEYFİNİ ARTIRAN SERVİS VE SUNUM ÜRÜNLERİ

Ananas Woodworking, Anadolu kültüründen ilham alan Sofra ve Stool serilerinin ardından son olarak klasikten moderne her tarzda mekan ve sofraya uyum sağlayabilecek nitelikteki  servis ve sunum ürünlerini kullanıcı ile buluşturuyor.

Mimari ve iç mimari projelere sağladığı ahşap mobilya üretim desteğinin yanı sıra kendine has tarzı ile sabit ve modüler mobilya üretiminde de adını duyuran Ananas Woodworking son olarak, tasarımcıları tarafından tasarlanıp, marangozların el işçiliği ile üretilen çok amaçlı tepsiler ile sunum, servis ve kesme tahtalarını dekorasyon meraklılarıyla buluşturdu. Atölyenin yalın tasarım çizgisini yansıtan ürünler, farklı form ve ebatlarla kullanıcı ihtiyacına yönelik olarak seçeneklendirildi.

Sofralarınızda sizlere eşlik edecek ve kolaylık sağlayacak olan servis ve sunum ürünleri, banyo, mutfak, salon gibi yaşam alanlarında kullanılması amaçlanarak üretildi. Edge serisinin ergonomisiyle tasarlanan tepsiler, mekana uyumu göz önüne alınarak birinci sınıf meşe ve Amerikan ceviz seçenekleriyle kullanım ihtiyaçlarına göre ikili set veya tekli olarak sunuluyor. Tepsiler, sofralarda bir servis elemanı olarak vazgeçilmez yerini koruyabileceği gibi aynı zamanda banyo ve çalışma masalarında da bir organizatör olarak işlevlendirilebiliyor.

Mutfak ve yemek odalarında kullanılmak üzere tasarlanmış servis, kesme ve sunum tahtaları ise farklı formları ile dikkat çekiyor. Tamamı birinci sınıf meşe ağacından üretilen ürün grubu, kesme, sunum ve servis elemanı olarak üç farklı şekilde seçeneklendiriliyor. Hazırlık aşamasında Chop ve Block uzun ömürlülüğü ve ergonomik tasarımıyla tercih sebebi olurken, tutma sapı ve üzerlerinde bulunan delikleri sayesinde kısıtlı alanlarda bile kullanım kolaylığı sağlıyor.

Ahşap kesme ve sunum tahtalarının zamanla yaratacağı bakterileri önlemek amacıyla sert yapılı bir ağaç olarak meşe ağacını tercih eden tasarımcılar, kullanıcıların çiğ besinleri kullandıkları yüzeyleri pişmiş besinler için kullanmaması gerektiği bilinciyle ürünleri kesme ve sunum olarak ikiye ayırıyor. Servis ve sunum tahtalarının yüzeylerinde bulunan kanallar görsel bir katkı sağlarken, aynı zamanda et vb. besinlerin sularının sofralara akmasını da engelliyor. Amorf formları ile sofranın estetiğini bir üst seviyeye taşıyan ürünler, fonksiyonel tasarımları ile kullanım kolaylığı yaratarak sofra keyfinin de artmasını sağlıyorlar.

Aslı Güven, Mayen İnsan Kaynaklarından Sorumlu İcra Kurulu Üyesi oldu
Türkiye’nin dört bir yanına yayılmış 4 bini aşkın çalışanıyla, dünyanın en saygın markaları için çağrı merkezleri ve teknoloji temelli BPO hizmetleri sağlayan Mayen, ekibine konusunda uzman isimleri katmaya devam ediyor. Sektörde 15 yılı aşkın deneyime sahip olan Aslı Güven, bundan böyle Mayen İnsan Kaynaklarından Sorumlu İcra Kurulu Üyesi olarak görev alacak.
2020 yılında bir kez daha Türkiye’nin telekomünikasyonda hizmet ihracatı şampiyonu olan Mayen, güçlenerek büyümesine devam ediyor. Son altı yıldır her yıl ortalama yüzde 35’lik bir oranla, sektörün büyüme hızından iki kat daha hızlı büyüyen Mayen, buna  paralel olarak kadrosunu da güçlendiriyor. Mayen İnsan Kaynaklarından Sorumlu İcra Kurulu Üyesi (CHRO) olarak atanan Aslı Güven; insan kaynakları uygulamaları, yetenek yönetimi ve insan analitiği, işe alım, insan kaynakları mükemmelliyet merkezi, gelişim ve performans yönetimi, bordro ve özlük fonksiyonlarını yönetmekten sorumlu olarak görev alıyor.
Aslı Güven kimdir?
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünden mezun olan Güven, mühendislik eğitiminin akabinde kariyerine üretim sektöründe süreç iyileştirme alanında çalışarak başlamış ve operasyonel mükemmellik alanında farklı sorumluluklar üstlenmiştir. Akabinde yüksek insan odağı ve kurumsal yönetim becerileri Güven’i, insan Kaynakları alanına yönlendirmiş ve liderlik deneyimini bu alanda devam ettirmiştir. 15 yılı aşkın tecrübesi ile insan kaynağı süreçlerinin transformasyonu, organizasyonel gelişim ve veriye dayalı performans yönetimi gibi alanlarda sorumluluk aldığı çeşitli görevlerde bulunmuştur.

Lidya Grup İzmir Bölgesi Yöneticisi Ertan Uzun,
Ne kadar beklediğimiz ‘zamanın’ umurunda değil, bunu bilerek işimizi yönetmeliyiz”
Lidya Grup İzmir Bölgesi Kurumsal ve Grafik Sanatlar Satış Müdürü Ertan Uzun, bir yatırım ihtiyacı varsa, erteleme kararının gerçekten somut gerekçelere dayanması gerektiğinin altını çiziyor.
Zor zamanların sabırla geçmesini beklemek mi gerekir, yoksa sabırla çalışıp fırsat oluşturmak mı gerekir?” sorusunu değerlendiren Lidya Grup İzmir Bölgesi Yöneticisi Ertan Uzun, şunları söylüyor:
Son birkaç yıldır yaşanan ekonomik daralmayı ve gerekse içinde bulunduğumuz zor zamanları görmezden gelemeyiz. Fakat gelip geçmekte olan zaman dönem dönem bizlere zorluklar getirebiliyor. Burada yapmamız gereken sabırla geçmesini beklemek mi, yoksa sabırla çalışmak ve aynı sabırla fırsat oluşturmaya çalışmak mı diye düşünmek gerekiyor. Zaman, bizlere zorlukları getirdiğinde sabırla yerimizde oturup hiçbir aksiyon almadan geçmesini bekleyebiliriz. Fakat bizim ne kadar uzun süre beklediğimiz; “zamanın” umurunda değil, bunu bilerek işimizi yönetmemiz gerekiyor” dedi.
Teknolojideki gelişmelerin hızla devam ettiğini ve edeceğini anlatan Ertan Uzun, konuşmasına şöyle devam etti: “İçinde bulunduğumuz dönemin getirdiği tüketici alışkanlıkları kişiye ve kuruma göre özelleştirmeden ve özel hissettirmekten yana. Buna göre, dijital baskı makineleri sektörümüz ile ilgili teknoloji yatırımları, daha hızlı olana ve daha özel iş çıkarabilene kayıyor. İşte burada, dijital baskı makinelerinin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır” diye konuştu.
Teknolojide kalite, hız ve fonksiyonellik ivme kazandı
Dijital baskı makinelerinin işlevselliği ve fonksiyonelliğinin gün geçtikçe artan bir grafikle seyrettiğini ifade eden Ertan Uzun, şunları kaydetti:

Etrafınıza baktığınızda, hatta elinizdeki bir nesneye baktığınızda bunu görebilirsiniz. Özellikle, zamanla artan baskı kalitesi ve iş çıkış hızı da bu gelişimi kaçırmıyor. Kurumsal tarafta, özellikle temsilciliğini yaptığımız Xerox’un bir baskı makinesinden çok ofis asistanı gibi donatılmış olması pazarı farklı bir tarafa çekiyor. Artık bir fotokopi makinesi eskisi gibi sadece baskı alıp, fax çekebildiğiniz bir makineden çok uzak. Mail atan, kullanıcı özelinde çalışan, güvenilirliği en üst düzeye çıkarılmış, yeri geldiğinde el yazısıyla yazdığınız bir metni texte çeviren, translate özelliği gösteren bir ekipmana sadece fotokopi makinesi diyemeyiz. Bu özellikleri içinde barındıran bir ofis cihazı fonksiyonelliğini öne sürerek kendi potansiyelini sürekli olarak artıracaktır. Dijital baskı işi sektörüne bakacak olursak, artan iş çeşitliliğine karşı önemi her geçen gün daha da artıyor. Sadece dijital baskı cihazı parkuruna sahip işletmelerin yanı sıra, dijital baskı makineleri, ofset işletmelerinin de vazgeçilmez tamamlayıcısı konumuna geldi. Gerek kağıt tabaka baskı, gerek farklı materyaller üzerine baskı yapan geniş format cihazlarda, gerek tekstilde ve gerekse sert zemin üzerine baskı alanlarını değerlendirecek olursak, bu alandaki teknoloji; kalite, hız ve fonksiyonellik yönünden öyle bir ivme kazandı ki, gelecek için daha yeni başlıyoruz diyebiliriz” şeklinde konuştu.

Bir işi yönetmenin 7 altın kuralı nedir?

Bir işi yönetmenin altın kurallarını değerlendiren Ertan Uzun, şunları belirtti: “İşler iyi giderken yapılacak en önemli şey “nakit yönetimidir” diye düşünüyorum. Artan ciroların en doğru kaynak olarak kullanılması ve olası olumsuz dönemlerde en değerli varlık olacağı aşikardır. Bu konuda çok iyi bir kaptana sahip olduğumuz için Lidya Grup olarak kendimizi şanslı sayıyorum” dedi.

Ertan Uzun, bir işi yönetmenin altın kuralları arasında da şunları anlattı:

Öncelikle özel sektörde alternatifsiz olunduğu düşünülmemelidir. Bu bilinçle müşteri memnuniyeti ve doğru insan kaynağına yatırımdan vazgeçilmemelidir. İçinde bulunduğumuz dönemde, 10$’lık bir ürünü bile, dünyanın diğer ucundaki bir tedarikçiden yerimizden kalkmadan alabiliyorsak, kimse vazgeçilmez değildir.

Yöneticiler açısından, “itimat, kontrole mani değildir.” Her işin başlangıcından sonuna kadar, ikinci ya da üçüncü bir gözün kontrolü, dönülmez hataları önleyecektir. Çünkü olası bu hatalar, hem zaman, hem para, hem de motivasyon kaybına yol açabilir.

Bilgi en büyük güçtür. Teknik bilgi, saha bilgisi, müşteri bilgisi her zaman geliştirilmelidir.

Bazı durumlarda “hayır” haricindeki her cevap “evet” yerine geçer. Hayır demesini bilmek gerekir. Fakat “hayır” derken, çözümsüz bırakılmamalıdır.

Nakit yönetimi doğru kişiler tarafından yapılmalıdır ve olabildiğince az esnek bir disiplinde ilerletilmelidir.

Yine yöneticiler açısından, “marifet, iltifata tabidir.” Çalışma ekibi en doğru şekilde motive edilmelidir.

Biz ve bizim gibi her satış şirketi için, “sahada olmak, sahada olmak, sahada olmak.” gereklidir. 

Güvenli mesajlaşmada devrim: Enqura’dan EnConnect

İş dünyası Enqura’nın mesajlaşma uygulaması EnConnect ile tanışıyor

Enqura tarafından geliştirilen anlık mesajlaşma platformu EnConnect, uçtan uca şifreli güvenli altyapısı ile iş dünyasına değer katıyor. EnConnect bilgi güvenliğini sağlamak ve verilerin üçüncü şahısların eline geçmesini engellemek üzere kurumun kendi sunucularında çalışır. Böylece veriler KVKK’ya uygun şekilde kurum içi sistemlerde korunurken, kullanıcılarına da güvenli ve rahat bir mesajlaşma uygulamasının tüm avantajlarını sunar.

Teknolojiyle birlikte değişen iletişim alışkanlıkları sonucunda hız, güvenlik ve pratiklik özellikleriyle öne çıkan mesajlaşma uygulamaları hayatın vazgeçilmez birer parçası haline geldi. Kovid-19 ile birlikte uzaktan çalışmaya geçen binlerce çalışan kişisel cihazlarına daha fazla güvenmek zorunda kaldı ve mesajlaşma uygulamalarının kullanımı büyük ölçüde arttı. Dijital çağın gerekliliği ve günümüzün iş şartları nedeniyle daha da yaygınlaşan mobil teknoloji kullanımı, siber saldırıları da beraberinde getirdi. Artan bu saldırılar, mobil platformlardaki iletişim ve bilgi güvenliğinin önemini herkes için daha da önemli hale getirdi.

Yerli ve milli yazılımla uçtan uca güvenli şifreleme

Ciddi güvenlik endişeleri nedeniyle yerli ve milli yazılımlar yeniden gündeme gelirken, Türkiye’nin verisinin Türkiye’de kalması gerekliliğin altı bir kez daha çizildi. Kurumsal şirketlere bu konuda ilk çözüm üreten yazılım şirketlerinden olan Enqura tarafından geliştirilen EnConnect bugün birçok kurumun ilk tercihi olmuş durumda. Enqura Genel Müdürü Metin Karabiber yerli mesajlaşma uygulamalarıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada; “Müşterilerimize çalışanlarıyla iletişimde kullandığı yabancı uygulamaları devre dışı bırakarak uçtan uca şifreleme kullanan uygulamalara geçmelerini öneriyoruz” dedi. Çalışanların çalışanlarla ve müşterileriyle iş için yaptığı mesajlaşmaların şirket için büyük değer ifade ettiğini belirten Karabiber sözlerine şöyle devam etti; “Geliştirdiğimiz anlık çevirimiçi mesajlaşma uygulaması EnConnect yüksek performansı, uçtan uca şifreli güvenli altyapısı ve kapalı devre kendi sistemi içinde verilerin tutulmasına imkan tanıyan platformuyla iş dünyası için güvenli bir iletişim sunuyor. Finans ve sigorta sektöründe birçok müşterimiz uzun süredir EnConnect’i kullanıyor. WhatsApp’ın “onay” sözleşmesinin gündeme gelmesiyle birlikte diğer sektörlerden de bu ürünümüze olan ilgili arttı. Türk bankacılık sistemi, altyapı tedariğinde yabancı bağımlılığından uzun süre önce kurtulmuştu WhatsApp’ın bu şekilde gündeme gelmesiyle birlikte mesajlaşma uygulamalarında da yabancı bağımlılığından kurtularak Türkiye’de yeni bir sayfa açılacağına inanıyorum” dedi.

En modern, en güvenilir, hızlı ve kesintisiz uygulama

EnConnect, Enqura tarafından kurumsal şirketler için geliştirilen, iOS, Android ve Web kullanıcılarının kullanabileceği anlık mesajlaşma uygulamasıdır. EnConnect ile mesajlaşabilir, sesli arama yapabilir, fotoğraf, video, belge, sesli mesaj, konum gönderebilir ve alabilirsiniz.Kurumsal iletişimde bilgi güvenliğini sağlamak ve iletişim sağlanırken verilerin üçüncü şahısların eline geçmesini engellemek için EnConnect kapalı devre yapısıyla verilerin kurumsal sistemde kalmasını sağlar ve şirketlerin kendi sunucularında çalışır. Yönetim konsolu ile kullanıcı önceliklendirme, kurumsal grup oluşturma gibi işlemler kurum tarafından gerçekleştirilebilmektedir.

İYİLİĞİN FİLMİ SANATLA BULUŞUYOR

01 Şubat – 15 Mart 2021 tarihleri arasında Deniz Feneri Derneği “İyilik Kazandırır” temalı film yarışması organizasyonu gerçekleştiriyor.

Birincisi gerçekleştirilecek ve her sene yapılması öngörülen Kısa Film Yarışması, bu yıl “İyilik Kazandırır” temasıyla düzenleniyor.

Yurdun dört bir yanından iyiliği, sevgiyi, paylaşmayı ve yardımı anlatan binlerce iyilik gönüllüsü sanatseverlerin çekeceği filmleri değerlendirmek için heyecanlı bekleyiş başladı.

Deniz Feneri Derneği’nin organize ettiği yarışmanın jürisinde;

Mesut Uçakan, Hasan Kaçan, Nazif Tunç, Ali Nuri Türkoğlu, Umut Sakallıoğlu gibi usta isimler bulunuyor.

Dernek yetkilileri amaçlarının “Kısa Film Yarışması” kapsamında düzenlenecek olan bu etkinliği özendirmek ve desteklemek, Türkiye’de kısa filmin gelişimine katkıda bulunmak amacında olduklarını ifade ettiler.

Ana jürinin değerlendirmesine sunulacak aday filmleri, yönetim tarafından belirlenmiş ön jüri seçecek ve düzenlenen Kısa Film Yarışması’na başvuru yapan filmler, ana jürinin karşısına 15-25 Mart tarihleri arasında çıkacaktır.

Kısa Film Yarışmasına katılacak olan adaylar www.iyilikkazandirir.org internet sitesi üzerinden Başvurularını gerçekleştirerek ve ardından hazırlanan filmler iyilikkazandirir@denizfeneri.org.tr mail adresine göndermeleri gerekiyor. Ödüllü yarışmada ilk üçe giren adaylara çeşitli para ödülleri dağıtılacak.

USTA YAZAR KADRİYE SELÇUK’UN YENİ KİTABI “PATLICANLI YOKUŞU” RAFLARDA YERİNİ ALDI

Sanatın bir çok dalı ile yakından ilgilenen Yazar Kadriye Selçuk, roman türünde yazdığı kitaplarına bir yenisini daha ekledi. Gerçek yaşam hikayelerinden esinlenerek kaleme aldığı “Patlıcanlı Yokuşu” isimli kitabı Cinius Yayınlarından çıktı.
Toplumsal sorunlara ve kişiler üzerinde bıraktığı etkilere kitaplarındaki karakterler aracılığı ile değinen Kadriye Selçuk, roman türünde yazdığı yeni kitabında, İzmir’in tarihi yerleşkelerinden Agora yakınlarında, dramatik olayların yaşanmasıyla ünlü Patlıcanlı Yokuşu’nda geçen hayatları konu alıyor.

Çevre koşullarının ve aile hayatının bir insanın yetiştirilme sürecindeki etkilerinin gerçek yaşam hikayelerinden ilham alınarak anlatıldığı kitap, toplumun çözüm bulmak için uğraştığı konulara daha yakından bakılmasını sağlıyor. Okuyucuda empati duygusu oluşturarak hayatın zorlu koşullarını; birbiri ile ilişkili konular ve kişiler üzerinden betimliyor.

Kitabın sonunda kurgunun geçtiği mekan olan Patlıcanlı Yokuşu’nun ve yaşanan trajik olayların bir kısmı gerçek fotoğraflar ile yer alıyor.

KALBİNİZDE “AŞK” OLSUN!

Girişimsel Kardiyolog Prof. Dr. Ali Metin Esen, yapılan araştırmalarda kalbi aşkla, sevgiyle dolu olanların stres seviyeleri daha düşük bulunurken, aşkın kan basıncını ve kalp hızını düşürücü etkisinin olduğunu belirtiyor. Evliler, bekarlara göre daha uzun yaşıyorlar. Kalp krizinden dolayı ölümlere karşı korunmaları ise yüzde 14 daha fazla.

14 Şubat Sevgililer Günü’yle birlikte sevmenin, sevilmenin önemini bir kez daha hatırlıyoruz. Duygusal dünyamızı doyuran bu duyguların kalp ve beyin sağlığı üzerinde de olumlu etkileri bulunuyor. Tıp dünyasının yakından takip ettiği American Journal of Epidemiology’de yayınlanan bir araştırma, yaşları 30 ile 69 arasında değişen yaklaşık 5 bin yetişkinin ilişkilerini değerlendirdi. Araştırmaya göre güçlü, mutlu evlilikleri olanların, bekar erkeklerden ve kadınlardan daha uzun yaşadıkları tespit edildi. Duygusal bağları az olan kişilerse diğerlerine kıyasla 2 kat daha fazla ölüm riskiyle karşı karşıya kaldılar. Yüzlerce yıldır şairlerin, yazarların, filozofların aşkı sembolize ettiği kalbin yapılan araştırmalarda aşkla doğrudan ilişkisi olduğu kanıtlandı. “Sempatik sinir sistemimiz veya stres, zorluklara karşı tepkimizi ölçüyor. Savaşma veya kaçma reaksiyonları beyni harekete geçirirken adrenalin, noradrenalin stres hormonlarının kandaki düzeyini artırıyor. Bu hormonların etkisiyle kalp daha hızlı çalışıyor ve kan basıncı yükseliyor. Oysa aşık olmak, stres tepkimizi azaltarak kan basıncı ve kalp hızını düşürücü etki yapıyor. Araştırmalar, güçlü sevgi, evlilik ve sosyal bağların kan basıncını azalttığını, izolasyon ve yabancıların yanında olmanın kan basıncını artırdığını gösteriyor. Aynı şey kalp atış hızı için de geçerli.” diyen Girişimsel Kardiyolog Prof. Dr. Ali Metin Esen, son yıllarda yapılan bir araştırmaya göre evli kişilerin kalp krizi geçirdikten sonra hastanede ölme riskinin yüzde 14 daha düşük bulunduğunu sözlerine ekliyor. Yine aynı çalışmaya göre hastaların hastanede kalış süresi de ortalama 2 gün daha az.

Uzun ilişkisi olanlar daha şanslı

Aşk ve sevgi dolu ilişkilerin stresi azaltması bağışıklık sistemimizi de güçlendirmektedir. Girişimsel Kardiyolog Prof. Dr. Ali Metin Esen, aşık olduğumuzda vücudumuzun verdiği tepkileri, tıbbi olarak şu şekilde açıklıyor: “Endokrin araştırmaları (hormonların incelenmesi) ve modern fonksiyonel beyin MRG’leri sayesinde perde arkasındaki değişiklikleri görmeye başladık. Aşk, oksitosin, vazopressin, dopamin, serotonin, kortizol ve testosteron dahil birçok hormonunuzda değişikliklere neden olmaktadır. Aşık olduğumuzda oksitosin ve vazopressin hormonları, beyindeki dopamin ödül sisteminizle etkileşime girmektedir. Bu, maaş zammı almak veya sınav kazanmak gibi olumlu olaylar olduğunda insanların kendilerini iyi veya mutlu hissetmelerine neden olan sistemle aynıdır. Vazopressin kan basıncını kontrol etmeye yardımcı oluyor. Stres hormonu olan kortizol, aşık olduğumuzda ilk başta yükseliyor, ancak uzun vadeli, istikrarlı bir ilişkide hızla düşüyor ve bu da sağlığa katkı sunuyor.”

“Aşık olamıyorum” diye endişelenmeyin!

Aşık değilseniz ya da aradığınız aşkı bulamıyorsanız üzülmeyin. Ailenizle veya arkadaşlarınızla geçireceğiniz hoşça vakit de kalp sağlığınızı koruyacaktır. “400’den fazla yetişkinin katıldığı bir çalışmada araştırmacılar, insanlar ne kadar birbirleriyle vakit geçirirlerse hastalanma risklerinin o kadar azaldığını buldular.” açıklamalarında bulunan Esen, arkadaş canlısı kişilerin daha az soğuk algınlığıyla dahi karşılaştıklarını belirtiyor. Kısacası ilişki durumunuz ne olursa olsun, olumlu, yakın ilişkilerin genel sağlığınız ve zindeliğiniz için önemli olduğunu unutmayın. Aile üyelerine ve arkadaşlarınıza zaman ayırmak, kişisel sağlığınıza da bir yatırımdır.

Pandemiden Çıkış Panelleri Başlıyor

İstinye Üniversitesi tarafından çevrimiçi olarak gerçekleştirilecek Pandemiden Çıkış Panelleri, Covid-19 aşılarının tüm yönleriyle konuşulacağı ilk bölümle başlıyor.

İstinye Üniversitesi tarafından düzenlenen Pandemiden Çıkış Panelleri, Covid-19 aşılarının her yönüyle konuşulacağı ilk panelle başlıyor. 20 Şubat Cumartesi günü gerçekleşecek panelde, Covid-19 aşıları ile ilgili en güncel gelişmeler değerlendirilecek.

Aşı Çalışmalarını Merak Eden Herkes Katılabilecek

Her biri alanında uzman bilim insanlarının katılımıyla gerçekleşecek ilk panelde; Dünyadaki ve ülkemizdeki aşılama çalışmalarının geldiği son durum tüm yönleriyle ele alınacak.  Aşıların halk sağlığı açısından öneminin değerlendirileceği ve çevrim içi olarak gerçekleşecek panele, konuya ilgi duyan herkes katılabilecek.

Alanında Uzman Bilim İnsanları Anlatacak

İstinye Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmet Tamer ve Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuriye Taşdelen Fışgın’ın moderatörlüğünde gerçekleşecek panele; Koranavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, Sana Biotechnology şirketindeki çalışmalarına devam eden virolog Dr. Semih Tareen ve Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala konuşmacı olarak katılacak.

Mutasyonların Aşılamaya Etkileri Konuşulacak

İstinye Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erdal Karaöz ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Ayberk Kurt’un açılış konuşmalarının ardından başlayacak oturumlarda; 20 seneyi aşkın süredir devam ettirdiği çalışmalarında virüsleri kullanarak yeni nesil hücre terapileri geliştiren Dr. Semih Tareen, mutasyonların aşılamaya etkilerini anlatacak. Prof. Dr. Ateş Kara’nın ‘’Hangi Aşı? Neden?’’ başlıklı bir konuşma gerçekleştireceği panelde; Prof. Dr. Kayıhan Pala, halk sağlığı ve Covid-19 aşılaması çalışmalarını tüm yönleriyle değerlendirecek.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, Kayseri ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Küresel Gazeteciler Konseyi, TSYD, TİMEF, AVKON, ADD üyesi, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği, Tüm Mücadele Sporları Derneği, Kayseri Spor Adamları Derneği, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Davut Güleç Panel İletişim Davut Güleç – Sağ Menü