
Eğitim haberleri: TÜBİTAK’tan KÜN’ün 22 Projesine Destek, Sınav Dönemlerinde Zihinsel Performans, TEDMEM 2024 Eğitim Değerlendirme Raporu, ERÜ’de park sorunu, SYMD’den Öğretmen Tayinlerine Tepki,
TÜBİTAK’tan KÜN Öğrencilerinin Hazırladığı 22 Projeye Destek
TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı (BİDEB) tarafından yürütülen “2209-A Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programı” ve “2209-B Üniversite Öğrencileri Sanayiye Yönelik Araştırma Projeleri Desteği Programı” 2024/1 dönemi sonuçları açıklandı. Yapılan bilimsel değerlendirme sonucunda, Kapadokya Üniversitesi (KÜN) öğrencileri tarafından hazırlanan 22 proje desteklenmeye hak kazandı.
Farklı fakülte ve bölümlerden öğrencilerin hazırladığı projeler, KÜN’ün araştırma ve inovasyon odaklı eğitim anlayışının somut bir göstergesi oldu. Öğrencilerin akademik danışmanları rehberliğinde hazırladığı projeler hem temel bilimler hem de uygulamalı alanlarda özgün katkılar sunacak.
Desteklenmeye hak kazanan projelerin bölüm/program bazlı dağılımı:
-Psikoloji: 2 proje
-Türk Dili ve Edebiyatı: 2 proje
-İngilizce Mütercim ve Tercümanlık: 2 proje
-Diş Hekimliği: 2 proje
-Grafik Tasarımı: 1 proje
-Beslenme ve Diyetetik: 5 proje
-Fizyoterapi ve Rehabilitasyon: 1 proje
-Gastronomi ve Mutfak Sanatları: 2 proje
-Bilişim Sistemleri Teknolojileri: 2 proje
-Bilgi Güvenliği Teknolojisi: 1 proje
-Havacılık Yönetimi: 1 proje
-Havacılık Elektriği ve Elektroniği: 2 proje
Sınav Dönemlerinde Zihinsel Performansınızı Artırın: Beslenme ve Etkili Çalışma Teknikleri
İstanbul Rumeli Üniversitesi (İRÜ) Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Güler Yenipınar, sınav dönemlerinin öğrenciler için stresli ve zorlu bir süreç olduğunu belirterek, bu dönemde doğru beslenme ve etkili çalışma tekniklerinin beyin performansını artırabileceğini ifade etti. Dr. Yenipınar, sınav kaygısını azaltmak ve akademik başarıyı artırmak için öğrencilerin, özellikle hafızayı güçlendiren besinlere dikkat etmeleri gerektiğini vurguladı.
Beyin Sağlığı İçin Önemli Besinler
Sınav dönemlerinde öğrencilerin zihin sağlıklarını destekleyecek besinlerin tüketilmesi gerektiğine dikkat çeken Dr. Yenipınar, beyin fonksiyonlarını güçlendiren bazı besinleri şu şekilde sıraladı:
Yağlı Balıklar: Hafızayı Güçlendiren Besinler
Yağlı balıklar, beyin sağlığını desteklemek için en önemli besinler arasında yer alır. Somon, sardalya ve ton balığı gibi balıklar, omega-3 yağ asitleri bakımından oldukça zengindir. Dr. Yenipınar, bu balıkların hafızayı güçlendirdiğini ve bilişsel fonksiyonları iyileştirdiğini belirterek, haftada 2-3 kez fırında veya ızgara olarak tüketilmelerinin önemli olduğunu ifade etti.
Kırmızı Meyveler ve Yaban Mersini: Beyin Hücrelerini Koruyan Antioksidanlar
Yaban mersini ve kırmızı meyveler, antioksidanlar ve flavonoidler açısından zengindir. Dr. Yenipınar, bu meyvelerin beyin hücrelerini koruyarak yeni bağlantılar oluşturulmasına yardımcı olduğunu belirtti. Özellikle sınav dönemlerinde öğrencilerin bu meyveleri düzenli olarak tüketmeleri gerektiğini vurguladı.
Kuruyemişler: Beyin Hücrelerini Koruyan E Vitaminleri
Ceviz, badem ve fındık gibi kuruyemişler, beyin sağlığını destekleyen E vitamini ve sağlıklı yağlar içerir. Dr. Yenipınar, bu kuruyemişlerin düzenli olarak tüketilmesinin, beyin hücrelerini oksidatif stresten koruyarak hafızayı güçlendirdiğini söyledi. Öğrencilere her gün 3-4 tam ceviz içi tüketmelerini önerdi.
Yumurta ve Bitter Çikolata: Hafızayı Güçlendiren Diğer Besinler
Yumurta, kolin içerdiği için hafızayı güçlendirici bir etkiye sahiptir. Dr. Yenipınar, özellikle sınav döneminde öğrencilerin kahvaltılarında yumurtayı tercih etmelerini tavsiye etti. Bitter çikolata ise flavonoidler ve antioksidanlar bakımından zengindir, bu da öğrencilerin odaklanmalarına yardımcı olur. Dr. Yenipınar, en az %70 kakao içeren bitter çikolatanın düzenli olarak tüketilmesinin beyin sağlığını iyileştirdiğini belirtti.
Etkili Çalışma Teknikleri ile Beyin Performansını Artırın
Dr. Yenipınar, sınav döneminde yalnızca doğru beslenmenin değil, aynı zamanda etkili çalışma tekniklerinin de önemli olduğunu belirtti. Öğrencilere şu teknikleri önerdi:
Pomodoro tekniği, 25 dakika boyunca odaklanarak çalışma ve ardından 5 dakikalık kısa bir ara verme döngüsünden oluşur. Dr. Yenipınar, bu tekniğin öğrencilerin uzun süre verimli bir şekilde çalışmalarına yardımcı olduğunu söyledi. Derin çalışma tekniği ise dikkat dağınıklığını engelleyerek yalnızca tek bir işe odaklanmayı amaçlar. Dr. Yenipınar, sınav döneminde öğrencilerin telefon ve bildirimleri kapatarak, sadece bir konuda yoğunlaşmalarının beyin performanslarını artıracağına dikkat çekti.
Kaygıyı Azaltan Yöntemler
Sınav kaygısını yönetmek, başarılı bir sınav dönemi için önemlidir. Dr. Yenipınar, meditasyon ve nefes egzersizlerinin kaygıyı azaltma konusunda etkili olduğunu belirtti. Günlük 10 dakikalık derin nefes egzersizleriyle beyin oksijen seviyelerinin artırılabileceğini, bunun da zihinsel sakinliği sağladığını ifade etti.
Egzersiz ve Fiziksel Aktivite: Beyni Canlandıran Hareketler
Düzenli fiziksel egzersizler, kan dolaşımını artırarak beyin fonksiyonlarını iyileştirir. Dr. Yenipınar, sınav dönemlerinde sabahları hafif egzersizlerin, öğrencilerin gün boyunca daha verimli çalışabilmelerini sağladığını söyledi.
Çalışma Alanı Düzeni: Dikkatinizi Toplayın
Çalışma alanlarının düzenli tutulması, dikkat dağınıklığını engeller. Dr. Yenipınar, öğrencilerin sessiz, aydınlık ve düzenli bir çalışma ortamı oluşturmalarının verimliliklerini artıracağını belirtti.
Beyin Egzersizleri: Hafızanızı Güçlendirin
Bulmaca çözme, hafıza kartları kullanma ve sesli tekrar etme gibi beyin egzersizleri, bilgilerin uzun süre hafızada kalmasını sağlar. Dr. Yenipınar, bu tür aktivitelerin sınav hazırlıkları için faydalı olacağını söyledi.
Başarı İçin Sağlıklı Beslenme ve Etkili Stratejiler
Dr. Zeynep Güler Yenipınar, sınav dönemlerinde öğrencilerin beyin performanslarını artırmak ve sınav kaygısını azaltmak için sağlıklı beslenmeye ve etkili çalışma tekniklerine odaklanmaları gerektiğini belirtti. Doğru besinlerin tüketilmesi ve etkili çalışma stratejilerinin birleşimiyle, daha verimli bir beyin fonksiyonu ve güçlü bir hafıza elde edilebileceğini ifade etti. Öğrencilere, bu stratejileri günlük yaşamlarına entegre ederek daha sağlıklı ve odaklanmış bir zihin yapısına ulaşabileceklerini söyledi.
ERCİYES ÜNİVERSİTESİNDE İSYAN ETTİREN OTOPARK KRİZİ
Ülkemizde basitçe halledilebilecek meselelerin nasıl içinden çıkılmaz hale geldiğinin örnekleri çoktur. Bu örneklerden biri Kayseri Erciyes Üniversitesi otoparkında yaşanıyor. Üstelik bu sorun haftalardır belki de aylardır yaşanmasına rağmen bir çözüm bulunamaması veya bir başka deyişle bulunmaması vatandaşları isyan noktasına getirdi.
Erciyes Üniversitesi Çocuk Hastanesi’nde önceden randevuları olan aileler, sabah saat 9.30’da hastaneye vardı. İşlem sonrası saat 10.00’da çıkış yapmaya yönelen hastalar, otoparkın çıkış gişelerindeki yoğunluğu görünce şok oldu. Yaklaşık 45 dakikada yalnızca 50 metre ilerleyebilen vatandaşlar, çıkmak için ikinci bir yol aramak zorunda kaldılar. Bu duruma isyan eden bir aile babası, arabasını kaldırımın üstüne çıkararak güvenlik görevlilerine “Kaçmıyorum, bu rezalet karşısında başka çarem kalmadı!” dedi.
“Çocuk Hastanesi bir ucunda, çıkış kapıları başka ucunda,” diyerek otopark düzeninin mantıksızlığını dile getiren vatandaş, süregelen bu sorunun çözülmesi için yetkililere dilekçe verdi. Otopark ücretinin 40 lira olmasına rağmen, verilen hizmetin yeterli düzeyde olmadığını belirten vatandaş, “Bir otoparktan çıkışın 2 saat sürmesi, Kayseri Erciyes Üniversitesi için utanç vesilesidir,” şeklinde konuştu. Vatandaşlar en son araçlarından çıkarak bu durumu protesto ettiler. Protestolar karşısında vatandaşı sakinleştirmeye çalışan güvenlik görevlileri ise sadece ellerinden bir şey gelmediğini mecburen beklemeleri gerektiğini söylemekle yetindiler.
Otoparkın yıkılacağı ve bu yüzden yeni gişelerin açılmadığı iddiası, durumu daha da karmaşık hale getirdi. Yetkililer, bu sorunun her Pazartesi yaşandığını kabul ederken, yaşanan bu olumsuzluğa karşı çözüm üretememeleriyle dikkat çekti.
“Trafiği rahatlatmak için 4-5 gişe açılması gerek,” diyen vatandaş, bu durumu yetkililere iletebilmek için Rektörlük binasına giderek dilekçe verdiğini fakat yüz yüze sorunu iletebileceği bir yetkili bulamadığını ifade etti.
Vatandaşlar, güvenlik görevlilerinin “Şikayetiniz varsa CİMER’e yazın” yaklaşımını eleştirdi. Kayserililer, söz konusu otopark sorununun bir an önce çözülmesi gerektiğini vurgulayarak, “Bu kargaşa içerisinde kimse doğrudan bu sorunu çözmüyor, yada ne hikmetse çözmek istemiyor” ifadelerini kullandı.
Erciyes Üniversitesi otoparkında, tüm bu yaşanan karmaşanın son bulması ve hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulması bu sayede daha fazla mağduriyet yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması bekleniyor.
Sami Yangın Mezunlar Derneği’nden Öğretmen Tayinlerine Tepki: “BU KARAR EĞİTİMİN KALİTESİNİ ZARARA UĞRATIR”
Kayseri’nin köklü okullarından Sami Yangın Anadolu Lisesi’nde görev yapan bazı deneyimli öğretmenlerin başka okullara tayin edilmesi, okulun mezunlarını harekete geçirdi. Sami Yangın Anadolu Lisesi Mezunları Derneği, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada bu duruma tepki gösterdi.
“OKULUMUZUN BAŞARISI, BU DEĞERLİ ÖĞRETMENLERİN EMEĞİYLE MÜMKÜN OLDU” denilen açıklamada, yapılan idari işlemlerin okulun kültürüne ve akademik niteliğine zarar verebileceği uyarısı yapıldı.
Dernek tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Son günlerde çeşitli nitelikli liselerde yaşanan idari değişikliklerin bir benzeri, Sami Yangın Anadolu Lisesi’nde de yaşanmıştır. Okulumuza yıllardır emek veren bazı kıymetli öğretmenlerimizin başka okullara tayin edilmesi bizleri derinden üzmüştür.
Sami Yangın Anadolu Lisesi’nin akademik başarıları ve köklü kültürü, yalnızca öğrencileriyle değil, bu değerli öğretmenlerinin özverili çabalarıyla da şekillenmiştir. Eğitimde kalite, deneyimli kadroların sürekliliğiyle mümkündür.”
“İDARİ İŞLEMLER HUKUKİ DAYANAKTAN YOKSUN”
Dernek yönetimi, konuyu hukukçularla da değerlendirdiklerini belirtti. Yapılan açıklamada:
“Derneğimizin hukukçularıyla yaptığımız değerlendirmede, söz konusu idari işlemlerin idare hukukuna göre hukuki dayanaktan yoksun olduğu kanaatine varılmıştır.” denilerek hukuki sürece dikkat çekildi.
“DERNEK OLARAK HUKUKİ DESTEK SUNMAYA HAZIRIZ”
Söz konusu işlemden etkilenen öğretmenlerin yalnız olmadığını belirten dernek yönetimi, “Derneğimiz avukatları, bu işlemlerden etkilenen öğretmenlerimize hukuki destek sunmaya hazırdır.” açıklamasında bulundu.
Açıklamanın sonunda kamuoyuna şu çağrıda bulunuldu:
“Öğretmenlerimizin yanında olduğumuzu kamuoyuna açıkça ifade ediyor; okulumuzun akademik niteliğini zedeleyecek uygulamalardan kaçınılmasını ve bu sürecin daha şeffaf, hakkaniyetli yürütülmesini talep ediyoruz. Sürecin takipçisi olacağımızı da saygıyla duyururuz.”
TEDMEM 2024 Eğitim Değerlendirme Raporu Yayımlandı
Türkiye’nin eğitim sistemini ileriye taşımak için bilimsel yaklaşımlar ve veri temelli analizlerle hazırlanan TEDMEM 2024 Eğitim Değerlendirme Raporu yayımlandı. 2014 yılından bu yana her yıl hazırlanan bu rapor, Türkiye’nin eğitim politikalarını geliştirme yolunda önemli bir referans niteliği taşıyor.
Rapor, “2024 yılında ülkemizde eğitimle ilgili neler yaşandı?” sorusuna kapsamlı bir yanıt sunuyor. Aynı zamanda eğitim sistemini küresel bir perspektiften ele alan rapor, Türkiye’nin büyüme potansiyeline dikkat çekiyor. Yalnızca eğitim alanındaki gelişmeleri izlemekle kalmayıp, yapıcı değerlendirmeler ve politika önerileri de içeriyor. 2024 Eğitim Değerlendirme Raporu, eğitim sisteminin temel yapı taşlarını esas alan beş bölümden oluşuyor:
- Yönetişim ve Finansman,
- Temel Eğitim ve Ortaöğretim,
- Ölçme, Değerlendirme ve Kademeler Arası Geçiş,
- Öğretmenlik ve Mesleki Süreç
- Yükseköğretim
TEDMEM 2024 Eğitim Değerlendirme Raporu Neler Söylüyor? Türkiye’nin Büyüme Potansiyeli ve Eğitimin Kritik Rolü
- Harvard Üniversitesi Uluslararası Kalkınma Merkezi’nin geliştirdiği Kompleksite Görünümü Endeksi (COI)’ne göre Türkiye, mevcut üretim altyapısıyla daha yüksek katma değerli üretime geçiş potansiyeli açısından dünya sıralamasında 1. sırada yer almaktadır. Bu veri, Türkiye’nin doğru dönüşümleri gerçekleştirdiği takdirde küresel rekabet gücünü artırma ve ekonomik sıçrama yapma kapasitesine sahip olduğunu göstermektedir. Bu potansiyelin hayata geçirilmesinde en kritik faktör eğitimdir. Japonya, Güney Kore, Singapur ve İsviçre gibi yüksek ekonomik kompleksiteye sahip ülkeler, eğitim sistemlerine yaptıkları uzun vadeli yatırımlarla bu başarıyı elde etmişlerdir
Eğitimde Finansman ve Kaynak Kullanımı
- Türkiye, OECD ülkeleri arasında öğrenci başına en düşük harcama yapan ikinci ülkedir. OECD ortalamasında öğrenci başına yıllık harcama 14.209 dolar iken, Türkiye’de bu rakam 5.425 dolardır. OECD ülkelerinde temel eğitimin %93,3’ü kamu kaynaklarıyla finanse edilirken, Türkiye’de bu oran yalnızca %76,6’dır. Finlandiya, Norveç ve İsveç gibi ülkelerde ise eğitim tamamen kamu tarafından finanse edilmektedir.
- Eğitim bütçesinin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’ya (GSYH) oranı %3,94, merkezi yönetim bütçesine oranı ise %14,61 olarak gerçekleşmiştir. Bu oranlar, GSYH’nin en az %4-%6’sı ve/veya kamu harcamalarının %15-%20’si olarak belirlenen asgari harcama oranlarının alt sınırında kalmaktadır.
- MEB bütçesinin %81,1’i personel ve SGK giderlerine ayrılmış durumdadır. Zorunlu harcamalar dışındaki eğitim-öğretim faaliyetleri için ayrılabilecek kaynaklar çok sınırlı ve MEB bütçesinin yalnızca %19’unu oluşturmaktadır. Bütçede önceki yıla kıyasla en yüksek artış oranına sahip gider kalemi de %165,64 ile personel giderleri olmuştur.
Eğitimde Hane halkına Düşen Mali Yük
- Türkiye’de temel eğitim ve ortaöğretimde hane halkının üstlendiği eğitim maliyeti OECD ortalamasından yüksektir.
- Türkiye, temel eğitimde OECD ülkeleri arasında hane halkının oransal olarak en fazla mali yük üstlendiği ülkedir. Türkiye’de temel eğitim harcamalarının %18,8’i OECD hane halkı tarafından karşılanırken OECD ortalaması %5,3’tür.
- Türkiye’de ortaöğretim harcamalarının %18,3’ü hane halkı tarafından karşılanırken, OECD ortalaması %7,1’dir.
- Türkiye’de eğitim finansmanında hane halklarına düşen yük Avrupa İstatistik Ofisi’nin Ocak 2025 verilerine göre %99,9’a ulaşan yıllık eğitim enflasyonu (eğitim harcamalarındaki yıllık fiyat artışı) ile daha da derinleşmiştir. Nitelikli eğitime erişim, gelir düzeyine bağlı hale gelme riski taşımaktadır.
Eğitime yapılan harcamalar öğrenme çıktılarına nasıl yansıyor?
PISA 2022 ve TIMSS 2023 sonuçları, Türkiye’nin özellikle fen alanında bir ivme kazandığı gösteriyor. Ancak ilerlemenin sürdürülebilirliği için daha kapsamlı ulusal değerlendirmelere ihtiyaç var. PISA 2022 verilerine göre 6-15yaş grubundaki öğrenci başına yapılan toplam harcamanın 100 bin dolara kadar artmasının ülkenin ortalama matematik performansını olumlu yönde etkilediği görülmüştür.
Türkiye bu eşiğin belirgin biçimde altında olmasına karşın 70 bin doların altında yapan ülkeler arasında en yüksek PISA performansına sahip ülkedir.
Okul Dışında Kalan Çocuklar
- Türkiye’de 612.814 çocuk zorunlu eğitimde olmasına rağmen okulda değildir. Bu sayı, bir önceki yıla göre %38,4 artış göstererek son üç yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Okul dışında kalan çocukların %73,9’u, 14-17 yaş aralığında olup ortaöğretime devam etmesi gereken öğrencilerden oluşmaktadır. Bu veriler, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması için daha fazla sosyal destek ve bölgesel politikalar geliştirilmesi gerektiğine işaret etmektedir.
Okulların Durumu
- Türkiye’de 4 milyon 733 bin öğrenci, 30’dan fazla öğrencisi olan şubelerde öğrenim görmektedir.
- Türkiye’de ilkokul öğrencilerinin yaklaşık %40’ı ikili eğitimde öğrenim görmektedir.
- Mesleki ve teknik ortaöğretimde öğrenim gören her 2 öğrenciden 1’inin 20 gün veya üzerinde devamsızlığı vardır.
- Her üç öğretmenden ikisi uzman öğretmen ya da başöğretmendir.
Öğrenme süreçlerinin iyileştirilmesine yönelik hangi düzenlemeler yapıldı?
- Ortaöğretimde devamsızlık affı kaldırıldı, sınıf tekrarı uygulaması geri getirildi.
- Örgün ortaöğretimden açıköğretim liselerine geçişler, yalnızca istisnai durumlarla sınırlandırıldı.
- İlkokullarda yazılı sınav saatleri kaldırılarak, öğrencilerin akademik, sosyal ve kültürel gelişimlerinin sürekli izlenmesi sağlandı.
- Ortaokul ve ortaöğretimde açık uçlu ve kısa cevaplı sınavlarla çeşitli dil becerileri ölçülmeye başlandı. Ortaokullarda Türkçe dersinden geçme puanı 45’ten 70’e çıkarıldı. Ayrıca, dört temel dil becerisini ölçen Dört Beceride Türkçe Dil Sınavı uygulanmaya başlandı.
Yükseköğretimde Uluslararasılaşma
- Raporda, yükseköğretimde uluslararasılaşmanın yeterli çeşitlilikten uzak olduğu da vurgulanmaktadır. Türkiye’de uluslararası öğrencilerin %58,6’sı yalnızca 8 ülkeden gelmektedir. Bu yoğunlaşma, diğer coğrafyalardan öğrenci çekme potansiyelinin tam anlamıyla değerlendirilemediğini göstermektedir.
Eğitim sisteminde yaşanan zorluklara rağmen, Türkiye’nin insan niteliğine yönelik doğru politikalar ve stratejik yatırımlarla potansiyelini gerçekleştirebileceği açıktır.
- Eğitim finansmanında sürdürülebilir modeller oluşturmak,
- Fırsat eşitliğini güçlendirmek,
- Politikaların odağına “nicelik” yerine “nitelik” kavramını koymak,
- Bilim eğitimini stratejik öncelik haline getirmek,
- Eğitim ile işgücü piyasası arasındaki uyumu artırmak,
- Bütüncül, uzun vadeli ve veri temelli eğitim politikaları geliştirmek bu yolda atılacak kritik adımlardır.
Küresel dinamiklerin hızla değiştiği günümüzde Türkiye’nin sahip olduğu büyüme potansiyelini heba etme gibi bir lüksü bulunmamaktadır.