Dijital Pazar, kimlik ve sahtecilik.. (Köşe yazısı 09.07.2019 Kayseri Star Haber Gazetesi)
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ
davutgulec@hotmail.com
Bugün güncel üç konuya dikkatinizi çekmek ve son bilgileri, gelişmeleri paylaşmak istiyorum.
***
Kimlikler kredi kartı mı olacak?
Yeni kimlik duyurusuyla birlikte milyonlarca kişi başvurularını tamamladı ve bugüne dek 40 milyon vatandaş çipli kimliklerin sahibi oldu. Kurumlar da elektronik kimlik doğrulama sistemine geçmeye hazırlanıyor. Türkiye’nin onaylı ilk mobil kart erişim cihazı biOnay’ın Kurucu Ortağı Ümit Yaşar Usta, bankaların uzaktan kimlik doğrulama yapabildiği her noktada kimliklerin para transferi veya kredi işlemleri için de kullanılabileceğini belirtti.
Orta vadede her vatandaşın cebinde olan kimlik kartlarının diğer tüm kartların yerini alacağını söyleyen Usta, “Bankalar müşterileri olmayan vatandaşlara dahi uzaktan kimlik doğrulanabilen her noktada para transferi veya kredi kullanımı gibi uygulamalar sunabilir. E-kimlik ve e-imza kullanımıyla artık yasal süreçlerle uyumlu olarak uzaktan müşteri edinebilmek mümkün. Müşteriler, alışveriş esnasında herhangi bir bankanın sunduğu avantajlı ödeme koşulları içeren bir kredi teklifi varsa kimlik doğrulama ve anlık e-imza kullanımı sayesinde kredi çekebilecek. Kimlikle ödeme sistemi, bankaların yeni müşteri kazanabilmesinin önünü açan güvenli ve yasal bir çözüm. Yani her üye iş yeri, bankaların bir şubesi gibi olacak. Şu anda anında kredi başvurusu gibi çözümler için bankalar üye iş yerlerinde bir görevli bulunduruyor; kâğıt, ıslak imza, kurye, arşiv gibi masrafların yüksek olduğu manuel bir operasyon yürütüyor. Kimlikle ödeme sistemi sayesinde kart komisyonları, kart dağıtım ve operasyon masrafları, yurtdışına ödenen paralar tarih olabilir. Ayrıca ilerleyen dönemlerde kimlik doğrulama alanında Türkiye’de pek çok yerel şirket faaliyete geçeceğinden, bu gelişme sayesinde ekonomimizi canlandırmaya katkı sunabilecek yeni bir sektör oluşur” dedi.
80 milyonun kimlik kartı olacağı için kimlikle ödeme sisteminin vatandaşın finansal özgürlüğüne de katkı sağlayacağını belirten Usta, “Kimlik kartının yetkili kurum tarafından verilip verilmediğini, kişiye ait olup olmadığını tespit eden biOnay cihazları yeni çipli kartlarda yer alan parmak izi, dijital fotoğraf, PIN ve dijital sertifika unsurlarını kullanarak 3-faktör kimlik doğrulama gerçekleştirebiliyor. Ayrıca kimlik doğrulamayı yapan görevlinin de kimliği eş zamanlı olarak kontrol ediliyor. Bu durumda herhangi bir POS cihazında PIN girerek yaptığımız kartlı ödeme işleminden çok daha güvenli bir ödeme işlemi gerçekleşmiş oluyor.”
“Kartınızın şifresini bilen ve kartınızı ele geçiren kişiler sizin adınıza işlem yapabilir” uyarısında bulunan Usta, “Ancak e-Kimlik kartında parmak izi doğrulama işlemi için kart sahibinin mutlaka ödeme noktasında olması gerekir. Türkiye’de bugün kredi veya banka kartı olmak üzere kullanımda 210 milyon adet kart var. e-Kimlik kartlarıyla milli ödeme sistemleri kurgulanabilir. Böylece hem yabancı ödeme altyapıları nedeniyle yaşanan yurtdışı bağımlılığı azaltılır hem de her banka kendi kartını dağıtmak zorunda kalmaz. Ayrıca insanların ceplerinde birden fazla banka kartı taşıdığı dönem de geride kalır” dedi.
***
Dijital dönüşüm pazarı..
Geçtiğimiz son beş yıla baktığımızda, bugün başarıyla gelinen noktada, dijital dönüşümün en önemli ayağını e-Fatura uygulamaları oluşturuyor. Ticaret hayatındaki en önemli belge “fatura” ve günümüzde kağıt fatura yerine, hızlı bir şekilde “e-Fatura” dönemine geçiliyor. İşletmeler iş süreçlerini, e-Dönüşüm (e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv, e-İrsaliye vd) çalışmalarıyla, kağıtsız platforma taşıyorlar.
Dijital dönüşüm, kademe kademe tüm işletmelere yayılmaya devam ediyor. Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB)’in yayınladığı taslak tebliğe baktığımızda, e-Fatura ile e-Defter mükellefi olan firmaların bu yıl itibariyle e-Arşiv’e geçecekleri kaydediliyordu. Bir diğer maddede, 1 Ocak 2020 tarihinde, cirosu 5 milyon TL olan firmaların, e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv mükellefi olacağı ve geçiş yapması gerektiği belirtiliyor. Aynı zamanda, 1 Ocak 2020 tarihi itibariyle doktor, avukat gibi meslek gruplarının e-smm makbuzlarını elektronik ortamda kesmelerinin zorunluğunu getiriliyor. Özel entegratör Uyumsoft AŞ’nin yetkilileri, yeni mükelleflerin sürece dahil olmasıyla, dijital dönüşüm pazarı gelecek 2 yılda 3 kat artabileceğini kaydetti.
Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) e-belge uygulamalarının (e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter, e-İrsaliye, e-SMM, e-MM, e-Bilet vd), iş süreçlerine ve verimliliğe katkısı büyüktür. GİB’in e-belge uygulamaları, ticaret bilgilerinin standardizasyonu ve doğruluğunun Maliye Bakanlığı tarafından tasdiki ve evrakın doğruluğundaki risk unsurunun azalması anlamına da gelmektedir. e-Dönüşüm uygulamalarıyla birlikte, ticaret hayatı hıza ve şeffaflığa kavuştu. Kurumsal iş (ERP, HRM, v.d.) uygulamalarını ve e-Dönüşüm çalışmalarını bütünleşik olarak yönetenler, işletmelerinde dijital dönüşümü başlatmış oluyorlar. Özel entegratör Uyumsoft AŞ, 23 yılı aşkın süredir kurumsal kaynak planlama ERP’de web, cloud ve mobilden hizmet vermeye devam ediyor ve e-Fatura dahil e-Dönüşüm çalışmalarında ülkemizin lider entegratörüdür
Özel entegratör olan firmalar, Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB)’in belirlediği ve yayınladığı teknik kılavuzlara göre, hizmet verdikleri mükellef firmaların; e-belgeleri oluşturuyor, gönderiyor ve takibini yapıyor.
Özel entegratörler, e-Fatura ve e-Arşiv süreçlerinde (mükellefin mali mührüne gerek olmadan), kendi mali mührü ya da yüksek hızda imzalama gücüne sahip olan HSM cihazıyla elektronik kayıtları imzalayabiliyor
Özel entegratörler, sistemlerin 7 gün/24 saat erişilebilir ve çalışıyor olmasını taahhüt ediyor. Mükellefler ilgili portaldan, her an elektronik kayıtlarına ulaşabiliyor.
GİB tarafından mevzuat veya teknik kılavuzlarda bir güncelleme olduğunda, özel entegratörler, bu gelişmeleri mükellefler adına takip ediyor, bilgilendirmeleri yaparak güncellemeleri uyarlıyor.
Özel entegratörler, hizmet verdiği mükelleflerin e-Faturalarını, 10 yıl boyunca saklıyor. Entegretör değişikliğinde ise, e-Faturaların UBL dosyaları mükellef firmaya veriliyor. Mükelleflerin, bu UBL dosyalarını firma bünyesinde saklamaları gerekmektedir.
Özel entegratörler, mükelleflerin verisini, “felaket kurtarma merkezi” olarak yedekleyerek, felaket anında veri kayıplarını önlemektedirler.
***
Sahte Baskı Malzemeleri..
Pazar trendleri, artan sahte ürünlerin 3 milyar dolarlık zarara sebep olduğunu gösteriyor. HP’nin Harris Interactive ile birlikte gerçekleştirdiği araştırmaya göre kurumların sahte baskı ürünlerini satın alma riski daha önce hiç olmadığı kadar yüksek. Kar amacı gütmeyen bir ticaret birliği Imaging Supplies Coalition’a göre sahte baskı malzemeleri halihazırda küresel ekonomiye yıllık 3 milyar dolar değerinde zarar veriyor. Sahte ürünü; gittikçe büyüyen geniş satıcı ekosistemi, konuya dair farkındalığın az olması ve alıcıların satın aldıkları ürünün orijinalliğinden emin olmaması riski artırıyor.
HP Sahtecilik Karşıtı Programı Küresel Direktörü Glenn Jones, araştırmayla ilgili şunları söyledi: “Takip ettiğimiz tüm pazar göstergeleri, sahte baskı ürünleri riskinin önemli derecede arttığına işaret ediyor. Sahte ürünler, HP gibi şirketlerin tüketicilerine üstün kaliteye sahip mürekkep kartuşu ve toner sunmak için yıllardır yaptığı araştırmaların etkisini azaltıyor. Kullanıcı tarafından bakıldığında ise sahte ürünler baskı hatalarının artmasına ve çıktı alınan sayfadan verim alınamamasına, kartuşun akmasına, yazıcıda mürekkep ve toner kaynaklı tıkanmalara ve donanım garantisinin iptal olmasına sebep oluyor.
Harris Interactive anketlerine göre geçtiğimiz 4 yılda güvenilir bir tedarikçiyle çalışan şirket sayısı yüzde 30 azalırken, baskı malzemelerini kaliteye göre değil, ürünün tedarik hızına göre tercih eden şirket sayısında ise yüzde 27’lik bir artış yaşanmış. Daha az güvenilir tedarikçilerden oluşan geniş ağ, KOBİ’lerin satın aldıkları kartuşların orijinalliğinden tam olarak emin olamamasına neden oluyor. Özellikle Orta Doğu, Doğu Avrupa ve Afrika olmak üzere tüm bölgeler sahte ürünlerden ağır bir şekilde etkileniyor.
HP ve diğer orijinal baskı ürünleri üreticileri de yerel mercilerle aktif bir şekilde çalışarak sahte ürünlere karşı birçok çalışma gerçekleştiriyor. Tüm Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesi beş yıldan uzun süredir yaklaşık 12 milyondan fazla sahte ürün ve bileşen, HP’nin de desteğiyle yerel merciler tarafından ele geçirildi. HP, aynı zamanda müşterileri için satıcı stoklarına ve şüpheli teslimatlara yönelik 4.500’den fazla inceleme gerçekleştirdi.
HP, Sahteciliğe ve Dolandırıcılığa Karşı Programı (Anti Counterfeiting and Fraud – ACF) kapsamında müşterilerini ve iş ortaklarını sahte baskı ürünlerine karşı dikkatli olması için aktif bir şekilde eğitiyor.
Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesinde gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda yakın zamanda yapılan başarılı operasyonlar aşağıda yer alıyor:
Birleşik Arap Emirlikleri yetkilileri, sahte HP ve Samsung markalı kartuş üreten uluslararası bir suç şebekesini dağıtarak yaklaşık 46.000 yasadışı ürüne el koydu.
Rus yetkililer, birçok baskın gerçekleştirerek sahte HP markalı kartuş üreten bir suç örgütünü çökertti. Yetkililer, konut ve depolara baskın yaparak 215.000’den fazla yasadışı ürünü ele geçirdi.
Suudi Arabistan’daki Riyad yetkilileri yakın zamanda HP yazıcıları için sahte kartuş üreten ve bu kartuşları toptan satan bir suç çetesine son verdi. Bu sırada aralarında sahte ürünler üretmek için sahte toner kartuşlarının ve bileşenlerinin yer aldığı 44.000 yasadışı ürün ele geçirildi.
Kenya ve Uganda yetkilileri de depoları ve outlet mağazalarını basarak birçok toptancıyı ve HP yazıcıları için sahte kartuş satıcılarını yakaladı. Bu süreçte Kampala, Mombasa ve Nairobi yakınlarında 16.000 sahte ürüne el koydu.