Politika

Süt fiyatlarının güncellemesini isteyen CHP’li Aşkın Genç, vakıflara vergi muafiyeti tepki gösterdi ‘Cumhurbaşkanlığı koruma ekibine günde 40 milyon, saatte yaklaşık 2 milyon harcanıyor

CHP’li Aşkın Genç’ten vakıflara vergi muafiyeti tepkisi: “KDV muafiyeti gerekiyorsa önce enflasyona ezdirilen halkın mutfak alışverişine getirilsin”

CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, kamu taşınmazlarının satışında vergi istisnası öngören düzenlemeye ilişkin, “Bugün, vatandaş doğal gaz faturasını ödeyemezken, esnaf vergi yükü altında ezilirken, öğrenciler KYK borçlarını düşünürken bu torba teklifle bazı kesimlere önemli avantajlar sağlanmaktadır. Asgari ücretliden, emekliden, çiftçiden alınan vergilerle oluşturulan bütçe şimdi, bir kısmı vergi ödemeyecek bazı vakıflara, bazı şirketlere, bazı çevrelere kaynak olarak akıtılıyor. KDV muafiyeti gerekiyorsa önce enflasyona ezdirilen halkın mutfak alışverişine getirilsin” açıklamasında bulundu.

TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen ve kamuya ait taşınmazların vakıflar eliyle KDV muafiyeti kapsamında satışına olanak tanıyan düzenleme, muhalefetin tepkisini çekti.

CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, görüşmeler sırasında yaptığı konuşmada teklifin 7’nci maddesinde yer alan; Vakıflar Genel Müdürlüğünün yönettiği veya temsil ettiği vakıflar ile mazbut vakıfların mülkiyetindeki taşınmazların satışlarının KDV’den istisna edilmesini eleştirdi.

Teklifin sadece teknik değil, siyasal olarak da sorunlu olduğunu belirten Genç, şunları kaydetti:

“Torbanın içine her şey konulmuş ama halkın refahı, adaleti ve anayasal denetim ilkeleri konmamış”

“Görüşmekte olduğumuz kanun teklifi adeta bir torba yasa klasiğidir. 22 ayrı konuda her biri başlı başına birer ihtisas gerektiren düzenleme bir torbaya sıkıştırılmış. Demokratik yasama usulü bir kez daha askıya alınmıştır. Bu torbanın içine yine her şey konulmuş ama halkın refahı, adaleti ve anayasal denetim ilkeleri konmamıştır. Teklifin vakıflarla ilgili maddesiyle Vakıflar Genel Müdürlüğünün yönettiği veya temsil ettiği vakıflar ile mazbut vakıfların mülkiyetindeki taşınmazların satışları KDV’den istisna ediliyor. Burada açık bir vergi istisnası söz konusu ama daha da önemlisi şu: Bu ayrıcalık kime, ne için tanınıyor ve kamuya nasıl bir yük getiriyor? Sorularımızın hiçbirine net bir cevap verilmiş değil. Bu torba teklifte yer alan birçok madde Anayasa Mahkemesi kararlarının arkasından dolanmak, kamu zararı doğuran uygulamaları afla kapatmak ve yürütmeye denetimsiz yetkileri devretmek amacı taşımaktadır.

“Denetimden uzak işleyişleriyle bilinen bu yapılar, bir de vergi muafiyeti zırhına büründürülmek isteniyor”

Bugün Türkiye’de 85 milyon vatandaş temel gıda ürünlerinden elektriğe, suya kadar her kalemde KDV öderken kamuya ait taşınmazların satışından, birileri KDV ödemeden milyarlar kazanabilecek ne yazık ki. ‘Mazbut vakıf’ deyip geçmeyelim, bunlar arasında, iktidarın doğrudan veya dolaylı kontrol ettiği kamu kaynaklarıyla büyütülmüş yapılar mevcut. Sayıştay raporlarına sıkça yansıyan, denetimden uzak işleyişleriyle bilinen bu yapılar şimdi, bir de vergi muafiyeti zırhına büründürülmek isteniyor.

“Etki analizinde kamu bütçesi üzerindeki yük belirtilmemiş”

Bu düzenlemeye komisyon sürecinde neden itiraz ettiğimizi bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Birincisi: Vergi adaletini zedeliyor. KDV, dolaylı vergi olduğu için herkesin sırtına yükleniyor ama şimdi, bu yükten bir kısım vakıflar kurtulacak. Neden? Gerekçe yok. İkincisi: Şeffaflık yok. Satılacak taşınmazlar hangileri? Değerleri ne kadar? Bu satışlardan kimler yararlanacak? Hiçbir bilgi verilmemiş. Etki analizinde kamu bütçesi üzerindeki yük belirtilmemiş. Üçüncüsü: Kamusal denetim ortadan kaldırılıyor. Bu tür muafiyetlerin kötüye kullanılma riski çok yüksektir. Yarın bir gün dernek kisvesi altındaki ticari işletmeler bu maddeye dayanarak kamu mülkünü el altından devralırsa şaşırmayın.

“Vatandaş doğal gaz faturasını ödeyemezken, bu torba teklifle bazı kesimlere önemli avantajlar sağlanmaktadır”

Bugün, vatandaş doğal gaz faturasını ödeyemezken, esnaf vergi yükü altında ezilirken, öğrenciler KYK borçlarını düşünürken bu torba teklifle bazı kesimlere önemli avantajlar sağlanmaktadır. Asgari ücretliden, emekliden, çiftçiden alınan vergilerle oluşturulan bütçe şimdi, bir kısmı vergi ödemeyecek bazı vakıflara, bazı şirketlere, bazı çevrelere kaynak olarak akıtılıyor. Biz buna itiraz ediyoruz. Bu Meclis milletin meclisidir. KDV muafiyeti gerekiyorsa önce enflasyona ezdirilen halkın mutfak alışverişine getirilsin. Çocuğuna bez alamayan, kırtasiye masrafını karşılayamayan yurttaşa getirilsin. Kamu mülkünü satarak servet biriktiren vakıflara değil.

“Meclis’in görevi vergi istisnalarıyla ayrıcalık yaratmak değil, kamu yararını gözetmektir”

Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu maddeye de teklifin bu zihniyetine de yansıyan tüm maddelerine de karşıyız. Unutmayalım ki maliye politikası sadece rakamlarla değil, tercihlerle de ilgilidir. Bu kanun teklifi hukuki dengeyi gözetmekten uzak, sosyal adaleti hiçe sayan ve kamu kaynaklarını belirli gruplara tahsis eden bir tercih beyanıdır. Anayasa Mahkemesi kararlarının etkisizleştirildiği, Sayıştay denetimlerinin yok sayıldığı, bütçenin şeffaflıktan uzaklaştığı bu düzenleme teknik olarak sorunlu, siyasal olarak ise adaletsizdir. Bu Meclis’in görevi vergi istisnalarıyla ayrıcalık yaratmak değil, kamu yararını gözetmektir.”

 

EGM verilerine göre, mayıs ayında Cumhurbaşkanlığı korumalarına, 1 milyar 245 milyon 321 bin 733 TL harcandı. CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Günde 40 milyon 171 bin 668 TL, saat başı 1 milyon 673 bin 820 TL harcanan bir koruma ordusu, artık güvenlik ihtiyacını değil; iktidarın halktan duyduğu korkuyu temsil ediyor. Koruma giderlerinin 2020’de 263 milyon TL iken, 2024’te 2 milyar 291 milyon TL’ye çıkması, %770’e varan bir artışı ifade ediyor. Aynı dönemde emekli maaşlarına, asgari ücrete ya da tarımsal destek ödemelerine böyle bir artış yapıldı mı? Hayır. Bir kişinin güvenliği için harcanan milyarların bedelini 85 milyon yurttaş ödüyor” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın koruma ekibinin mayıs ayı maliyeti açıklandı. “Kamuda tasarruf” tedbirleri devam ederken, Cumhurbaşkanının koruma ekibi için milyarlarca lira harcandı.

İçişleri Bakanlığı’na bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün (EGM) verilerine göre mayıs ayında Erdoğan’ın korumalarının bağlı olduğu Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı 1 milyar 245 milyon 321 bin 733 TL harcadı. Koruma ekibinin, yılın ilk beş ayındaki maliyeti ise 3 milyar 952 milyon 421 bin 135 TL oldu.

Ocak: 331 milyon 12 bin 988 TL

Şubat: 554 milyon 371 bin 524 TL

Mart: 800 milyon 353 bin 208 TL

Nisan: 1 milyar 21 milyon 361 bin 682 TL

Mayıs: 1 milyar 245 milyon 321 bin 733 TL

Kamuoyunda, yapılan harcamalarla gündeme gelen koruma giderlerinin yıllara göre dağılımı ise şu şekilde:

2020: 263,1 milyon TL

2021: 306 milyon TL

2022: 526,1 milyon TL

2023: 1 milyar 77 milyon TL

2024: 2 milyar 291 milyon TL

Cumhurbaşkanlığı altı ayda, 6 milyar 607 milyon 825 bin TL harcadı

Koruma ekibinin yanı sıra, Cumhurbaşkanlığının harcamaları da dikkati çekti. Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Muhasebat Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, Cumhurbaşkanlığının haziran ayı harcaması 609 milyon 392 bin TL oldu. Cumhurbaşkanlığı, yılın ilk altı ayında 6 milyar 607 milyon 825 bin TL harcadı.

Konuya ilişkin açıklama yapan, CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç şu ifadeleri kullandı:

“Kamuda tasarruf denilerek emekliye kuru ekmek reva görülürken, memurun maaşı enflasyona ezdirilirken, öğrencinin KYK borcu, çiftçinin mazot gideri ödenemez hale gelmişken; Cumhurbaşkanının yalnızca mayıs ayındaki koruma giderinin 1 milyar 245 milyon TL olması, saray rejiminin halktan ne denli koptuğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Günde 40 milyon 171 bin 668 TL, saat başı 1 milyon 673 bin 820 TL harcanan bir koruma ordusu, artık güvenlik ihtiyacını değil; iktidarın halktan duyduğu korkuyu temsil ediyor.

“Koruma giderlerinde, 2020’den 2024’e %770 artış var”

Üstelik bu yalnızca buzdağının görünen yüzü. Koruma giderlerinin 2020’de 263 milyon TL iken, 2024’te 2 milyar 291 milyon TL’ye çıkması, %770’e varan bir artışı ifade ediyor. Aynı dönemde emekli maaşlarına, asgari ücrete ya da tarımsal destek ödemelerine böyle bir artış yapıldı mı? Hayır. İktidar, kaynakların yeniden dağılımını adaletle değil, şatafatla yapıyor. Bir kişinin güvenliği için harcanan milyarların bedelini 85 milyon yurttaş ödüyor.

“Emekliye 16 bin 881 TL reva görülürken, saray korumalarına milyarlar harcanamaz”

Bu harcamalar anayasal eşitlik ilkesine de aykırıdır. Anayasa’nın 2’nci maddesinde tanımlanan sosyal hukuk devleti ilkesi, kamu kaynaklarının şeffaf, ölçülü ve halkın ihtiyaçları doğrultusunda kullanılmasını gerektirir. Ancak bugünkü tablo, devleti şirket gibi yönettiğini söyleyenlerin, aslında halkın vergisini saray harcamalarına ve koruma ordularına tahsis ettiğini gösteriyor. Emekliye 16 bin 881 TL reva görülürken, saray korumalarına milyarlar harcanamaz. Tasarruf, halktan değil; israftan, şatafattan ve keyfilikten başlamak zorundadır. Bu düzeni değiştirmek, halkın alın terini halkın sofrasına geri döndürmek bizim boynumuzun borcudur.”

CHP’li Aşkın Genç uyardı: Süt fiyatları maliyete endeksli ve aylık güncellenebilir hâle getirilmeli, aksi takdirde hem hayvancılık çöker hem de gıda güvenliği tehlikeye girer
CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, USK’nın açıkladığı çiğ süt fiyatı ile ilgili, “Üretici zarar ediyor, hayvanlar kesime gidiyor, süt üretimi azalıyor, üretici kazanamıyor, tüketici pahalıya alıyor, arada zincirler ise büyümeye devam ediyor. Süt fiyatları maliyete endeksli ve aylık güncellenebilir hâle getirilmeli, aksi takdirde hem hayvancılık çöker hem de gıda güvenliği tehlikeye girer. Çiftçimizin, üreticimizin yükünü görmezden gelen bu anlayış değişmedikçe ne soframız güvence altında olur ne de geleceğimiz” dedi.

Ulusal Süt Konseyi (USK), 1 Ağustos 2025’ten itibaren geçerli olmak üzere, çiğ süt fiyatını belirledi. Buna göre, çiğ süt tavsiye fiyatı litre başına 18,35 TL oldu.
CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, konuya ilişkin TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, açıklanan rakamın maliyetin altında olduğunu belirtti. Gıda güvenliğinin tehlikede olduğunu ifade eden Genç, şunları kaydetti:
“Süt fiyatları maliyete endeksli ve aylık güncellenebilir hâle getirilmeli”
“Ulusal Süt Konseyi 1 Ağustos’tan itibaren çiğ süt tavsiye fiyatını litre başına 18,35 kuruş olarak açıkladı. Seçim bölgem Kayseri’den üreticilerimiz arıyor, bu rakam 20 lirayı aşan üretim maliyetlerinin hâlâ çok altında. Üretici zarar ediyor, hayvanlar kesime gidiyor, süt üretimi azalıyor, üretici kazanamıyor, tüketici pahalıya alıyor, arada zincirler ise büyümeye devam ediyor. Süt fiyatları maliyete endeksli ve aylık güncellenebilir hâle getirilmeli, aksi takdirde hem hayvancılık çöker hem de gıda güvenliği tehlikeye girer.
“Üretici zaten zor durumdayken bir de hastalıkla baş etmeye çalışıyor”
Üstelik şimdi bir de şap hastalığı alarmı var. 81 ilde hayvan pazarları kapatıldı, SAT1 serotipi yayılıyor. Üretici zaten zor durumdayken bir de hastalıkla baş etmeye çalışıyor. Çiftçimizin, üreticimizin yükünü görmezden gelen bu anlayış değişmedikçe ne soframız güvence altında olur ne de geleceğimiz.”

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, Kayseri ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Küresel Gazeteciler Konseyi, TSYD, TİMEF, AVKON, ADD üyesi, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği, Tüm Mücadele Sporları Derneği, Kayseri Spor Adamları Derneği, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Davut Güleç Panel İletişim Davut Güleç – Sağ Menü