Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri (16.11.2023)

Türkiye genelinde Ekim ayında 93 bin 761, Kayseri’de 2 bin 150 konut satıldı

Türkiye genelinde konut satışları Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %8,7 azalarak 93 bin 761 oldu. Konut satışlarında İstanbul 14 bin 941 konut satışı ve %15,9 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 7 bin 394 konut satışı ve %7,9 pay ile Ankara, 5 bin 192 konut satışı ve %5,5 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller sırasıyla 40 konut ile Hakkari, 43 konut ile Ardahan ve 80 konut ile Bayburt oldu.

Konut satışları Ocak-Ekim döneminde %14,3 azaldı
Konut satışları Ocak-Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %14,3 azalışla 993 bin 835 olarak gerçekleşti.
İpotekli konut satışları 5 bin 577 olarak gerçekleşti
Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %58,0 azalış göstererek 5 bin 577 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı %5,9 olarak gerçekleşti. Ocak-Ekim döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %31,2 azalışla 166 bin 461 oldu.
Ekim ayındaki ipotekli satışların, bin 369’u; Ocak-Ekim dönemindeki ipotekli satışların ise 50 bin 234’ü ilk el satış olarak gerçekleşti.
Diğer satış türleri sonucunda 88 bin 184 konut el değiştirdi

Türkiye genelinde diğer konut satışları Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %1,4 azalarak 88 bin 184 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı %94,1 olarak gerçekleşti. Ocak-Ekim döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %9,9 azalışla 827 bin 374 oldu.
İlk el konut satış sayısı 29 bin 230 olarak gerçekleşti
Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı, Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %10,6 azalarak 29 bin 230 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı %31,2 oldu. İlk el konut satışları Ocak-Ekim döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %13,6 azalışla 297 bin 827 olarak gerçekleşti.
İkinci el konut satışlarında 64 bin 531 konut el değiştirdi
Türkiye genelinde ikinci el konut satışları Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %7,8 azalış göstererek 64 bin 531 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı %68,8 oldu. İkinci el konut satışları Ocak-Ekim döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %14,6 azalışla 696 bin 8 olarak gerçekleşti.
Yabancılara Ekim ayında 2 bin 535 konut satışı gerçekleşti
Yabancılara yapılan konut satışları Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %52,9 azalarak 2 bin 535 oldu. Ekim ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı %2,7 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 931 konut satışı ile Antalya aldı. Antalya’yı sırasıyla 758 konut satışı ile İstanbul ve 294 konut satışı ile Mersin izledi.
Yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Ekim döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %44,4 azalarak 30 bin 599 oldu.
Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı Rusya Federasyonu vatandaşlarına yapıldı
Ekim ayında Rusya Federasyonu vatandaşları Türkiye’den 713 konut satın aldı. Rusya Federasyonu vatandaşlarını sırasıyla 235 konut ile İran, 152 konut ile Almanya ve 138 konut ile Ukrayna vatandaşları izledi.
IFFCO Grup,  FELDA IFFCO Gıda’nın tüm hisselerini satın aldı
IFFCO Grup, 26 Eylül 2023 tarihinde %50 ortağı olduğu grup şirketi Felda Iffco Gıda’nın hisselerinin tamamını satın alarak dünya üzerinde 49 ülkedeki 95 operasyonuna bir yenisini ekledi.
Felda Iffco Gıda, yoluna IFFCO Turkey Gıda San. ve Tic. A.Ş. olarak devam edecek.
IFFCO Türkiye CEO’su Sayın Güven Geriş yaptığı açıklamada; uzun süredir beklenen sürecin sonunda tamamlandığını ve bundan sonra işleyişlerine IFFCO Turkey Gıda ismiyle devam edeceklerini belirtti.
49 ülkede 95 operasyonu bulunuyor
IFFCO; merkezi Birleşik Arap Emirliklerinde bulunan, hızlı tüketim ve endüstriyel yiyecek sektöründe faaliyet gösteren bir şirkettir. Yağ pazarı dinamikleri hakkında derin çalışmaları olan IFFCO, gıda başta olmak üzere gıda dışı endüstrilere de geniş portföyde ürünler ve hizmetler üretip pazarlamaktadır. 1975’te kurulan bir şirket olarak, bugün, dinamizm ve yenilikten beslenen birçok başarılı markaya sahip. IFFCO Grup, 49 ülkede 95 operasyonu bulunan ve 12.000’den fazla çalışanı ile ürünlerini 5 kıtaya ulaştırıyor. Firma 80’den fazla marka ile globalde yer edinmiş çok uluslu bir şirket olarak faaliyet gösteriyor.
IFFCO Türkiye, daha geniş bir kitle ve pazara hitap edecek
Felda Iffco Gıda 2009 yılından beri İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan son teknolojik donanıma sahip endüstriyel bitkisel yağ fabrikasıyla hem lokal hem de ihracata yönelik küresel üretim yapan öncü firmalardan biri olmayı çok kısa sürede başarmıştır. Bu dönüşüm ile birlikte IFFCO Türkiye daha geniş bir kitle ve pazara yeni bir heyecanla ve yatırımla hitap etme fırsatına sahip olacak.
Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 2022

Başkan Büyüksimitci, 37. CACCI Konferansı’na Katıldı

  1. Asya-Pasifik Ticaret ve Sanayi Odaları Konfederasyonu (CACCI) Konferansı 6-7 Kasım 2023 tarihlerinde Katmandu, Nepal’de gerçekleşti. Konferansa, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ni (TOBB) temsilen TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Kayseri Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci katıldı.​

Konferansta gerçekleşen oturumlardan “Politika Savunuculuğu Çalışma Grubu” oturumunda, TEPAV’ın hazırladığı çalışma ele alındı. CACCI Üye ülkelerine bir yol haritası çizmesi öngörülen çalışma kapsamında çeşitli workshoplar düzenlenmesi planlanıyor.

Konferans kapsamında ayrıca, CACCI Başkanı Peter McMullin’in yönettiği 97. CACCI Yönetim Kurulu Toplantısı’nda, CACCI Çalışmaları ve önümüzdeki dönem faaliyetleri ele alındı.

Asya-Pasifik Ticaret ve Sanayi Odaları Konfederasyonu (CACCI), 1966 yılında 10 ulusal ticaret odası tarafından Tayvan’da kuruldu. Avustralya Kıtasından Avustralya, Papua Yeni Gine, Yeni Zelanda, Doğu Asya’dan Hong Kong, Japonya, Güney Kore, Moğolistan, Tayvan, Rusya Federasyonu; Güneydoğu Asya’dan  Brunei, Kamboçya, Endonezya, Malezya, Filipinler, Singapur ve Vietnam, Güney Asya’dan Bangladeş, Hindistan, Nepal, Pakistan ve Sri Lanka, Orta Asya’dan Azerbaycan, Gürcistan, İran, Tacikistan, Özbekistan ve Türkiye’den oluşan 28 ülkenin Odalar Birlikleri CACCI’ye üye durumda. Amacı ise üye ülke iş dünyalarını bir araya getirerek Asya-Pasifik bölgesi ekonomilerinin gelişmesine katkı sağlamak.

KESOB’da Kooperatifçilik Eğitimi’nin ilk grubu sertifikalarını aldı

Kayseri Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (KESOB) Başkanı Şeyhi Odakır, Ticaret Bakanlığı’ndan alınan yetkiyle kooperatifler ve üst kuruluşlarının yönetim ve denetim kurulu asıl ve yedek üyelerine temel kooperatifçilik eğitimini kurum olarak vermeye devam ettiklerini belirterek, “Eğitim almak için kooperatifler kurumumuza başvurabilirler” dedi. Bu kapsamda ilk eğitim programının tamamlanmasının ardından kursiyerlere sertifikaları takdim edildi.

14 Ocak 2022 tarihli ve 31719 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kooperatifçilik Eğitimi Yönetmeliği kapsamında artık kooperatiflerin ve üst kuruluşlarının yönetim ve denetim kurulu asıl ve yedek üyelerinin Kooperatifçilik Eğitimi alması zorunlu tutuluyor. Bu kapsamda KESOB, Kooperatifçilik Eğitimi verebilmek ve yetkilendirilmek için Ticaret Bakanlığı Esnaf, Sanatkârlar ve Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü’ne başvurmuş ve Kayseri’de yetkilendirilen ilk kurum olmuştu.

İLK EĞİTİM PROGRAMI TAMAMLANDI

KESOB, aldığı yetkiyle birlikte 10 farklı kooperatiften toplam 66 kişiye ilk temel kooperatifçilik eğitimini uzaktan eğitim yöntemiyle verdi. 6 gün ve 40 saatlik bir süreci kapsayan eğitimlerin ardından açıklamalar yapan KESOB Başkanı Şeyhi Odakır, ilk etabı tamamladıklarını ve kurum olarak yeni müracaatlara açık olduklarını kaydetti.

“KOOPERATİFLER KESOB’A MÜRACAAT EDEBİLİR”

Odakır, konu hakkında şunları söyledi: “Eğitimleri önemsiyoruz ve bunu her defasında dile getiriyor dikkat çekiyoruz. Bu kapsamda vaatlerimizde yer alan sözlerimizden biri de eğitim başlığıydı. Bu başlıkta çeşitli çalışmalar yapmaya başlamıştık zaten. Kooperatifçilik Eğitimi de bu sürecin önemli bir parçası oldu. Kayseri’de ilk yetki alan kurum olduk ve ilk grubumuza eğitimlerini verdik. Kursiyerlerimiz, internet ortamında sağladığımız alt yapı üzerinden uzaktan bağlantı yöntemiyle eğitimlere katıldılar ve dersleri tamamladılar. Hayırlı olmasını diliyorum. Yönetmelikçe zorunlu tutulduğu için kooperatiflerimizin ilgilileri bu eğitimleri değerlendirmeli diye düşünüyorum. Bu yüzden kurumumuza başvurup müracaat edebilirler, eğitim gruplarına dahil olabilirler. Eğitim alanında çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu vesileyse süreçte emeği geçenlere teşekkür ediyorum, kıymetli hocalarımıza da şükranlarımı sunuyor, kursiyerlerimize de şimdiden başarılar diliyor hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.”

Çevreye Duyarlı Şirketler Ödüllendirildi

Türkiye Hazır Beton Birliğinin (THBB) üyesi olan şirketlerin çevreye uyumlu üretim yapmalarını teşvik etmek amacıyla hayata geçirdiği “THBB Çevre Ödülleri”, 8 Kasım 2023 tarihinde BETON 2023 Kongresi ve Fuarı’nda düzenlenen bir törenle açıklandı. THBB üyesi beton tesislerinin bağımsız ekipler tarafından denetlenmesi süreci sonunda kriterleri yerine getiren toplam 12 tesis ödül almaya hak kazandı.

Türkiye Hazır Beton Birliği, 1998 yılından beri düzenlediği “THBB Çevre Ödülleri” ile çevre bilinci yüksek bir sektör yaratmayı hedefliyor. 6. THBB Çevre Ödülleri Yarışması kriterlerini başarıyla geçen THBB üye tesislerine ödülleri 8 Kasım 2023 tarihinde BETON 2023 Kongresi ve Fuarı’nda Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, THBB Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerinin, sektör temsilcilerinin ve akademisyenlerin katıldığı bir törenle verildi. Tören, 6. THBB Çevre Ödülleri Yarışması’na katkılarından dolayı denetçilere Teşekkür Sertifikası takdim edilmesiyle sona erdi.

Türkiye Hazır Beton Birliği Çevre Ödülleri Yarışması

THBB Çevre Ödülleri Yarışmasına başvuran hazır beton tesislerinde çevre mevzuatının yanı sıra tesislerde çevreyle ilgili iyi uygulamalar, estetik vb. kriterler göz önünde bulunduruluyor. THBB’ye üye tesislerin başvurabileceği yarışmada adaylar, çevreye duyarlı üretim konusunda A’dan Z’ye denetleniyor. THBB Çevre Yarışması’nda, hava kalitesinin korunması, gürültü, atık su kontrolü; akaryakıt, yağ ve kimyasal madde yönetimi; katı atık yönetimi ve trafik yönetimi gibi ayrıntılı çevre kontrolü unsurları denetleniyor. Tesis denetimlerinde ayrıca toz emisyon izni, geri dönüşüm sistemleri gibi hususlar da dikkate alınıyor.

Yarışmaya katılan tesislerden hazırlanan soru listesine göre en yüksek puan alan ilk on iki tesise “THBB Çevre Ödülü” veriliyor ve ödül alan tesisler arasından en fazla puan alan üç tesis Avrupa Hazır Beton Birliğine (ERMCO) bildiriliyor. Bugüne kadar, 1998, 2001, 2007, 2012 ve 2015 yıllarında düzenlenen yarışmalarda, Uluslararası Çevre Temsil Ödülü alan tesisler, ERMCO tarafından 1998 yılında Lizbon’da, 2001 yılında Berlin’de, 2007 yılında Sevilla’da, 2012 yılında Verona’da ve 2015 yılında İstanbul’da ödüllendirildi.

THBB, çevreye duyarlı üretim konusunda sektörü geliştirmeye devam ediyor

Kurulduğu günden bu yana Türkiye Hazır Beton Birliğinin (THBB) en önem verdiği konulardan biri çevre oldu. THBB, Çevre ve İSG Komitesi ile 37 binin üzerinde çalışanı bulunan hazır beton sektörüne yön veriyor. Sektördeki üreticilerin çevreye uyumlu üretim yapmalarını sağlamak amacıyla THBB Çevre Yarışmaları düzenliyor. Çevre dengesi ile ekonomik büyümeyi birlikte ele alan ve bu süreçte doğal kaynakların etkin, sorumlu ve limitli kullanımını sağlayan bir model olan “sürdürülebilirlik” konusunda çalışmalarına devam ediyor, beton ve onun en önemli iki bileşeni olan çimento ve agrega üreticilerini İsviçre merkezli Uluslararası Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (CSC) Kaynakların Sorumlu Kullanımı Sistemi kapsamında belgelendiriyor.

6. THBB ÇEVRE ÖDÜLÜ KAZANAN TESİSLER:

  • 6. THBB ÇEVRE ÖDÜLLERİ BİRİNCİSİ: ÇİMSA ÇİMENTO SAN. VE TİC. AŞ İNEGÖL TESİSİ
  • 6. THBB ÇEVRE ÖDÜLLERİ İKİNCİSİ: ÇİMSA ÇİMENTO SAN. VE TİC. AŞ MİSİS TESİSİ
  • 6. THBB ÇEVRE ÖDÜLLERİ ÜÇÜNCÜSÜ: NUH BETON AŞ GEMLİK TESİSİ
  • 6. THBB ÇEVRE ÖDÜLÜ: AKÇANSA ÇİMENTO SAN. VE TİC. AŞ SAMSUN TESİSİ
  • 6. THBB ÇEVRE ÖDÜLÜ: KİBSAŞ KARADENİZ İNŞAAT VE BETON SAN. VE TİC. AŞ KİRAZLI TESİSİ
  • 6. THBB ÇEVRE ÖDÜLÜ: AKÇANSA ÇİMENTO SAN. VE TİC. AŞ GEBZE TESİSİ
  • 6. THBB ÇEVRE ÖDÜLÜ: ÇİMKO ÇİMENTO VE BETON SAN. TİC. AŞ OSMANİYE TESİSİ
  • 6. THBB ÇEVRE ÖDÜLÜ: ÇİMKO ÇİMENTO VE BETON SAN. TİC. AŞ ALTINŞEHİR TESİSİ
  • 6. THBB ÇEVRE ÖDÜLÜ: KİBSAŞ KARADENİZ İNŞAAT VE BETON SAN. VE TİC. AŞ SANCAKTEPE TESİSİ
  • 6. THBB ÇEVRE ÖDÜLÜ: ÇİMKO ÇİMENTO VE BETON SAN. TİC. AŞ KAHRAMANMARAŞ TESİSİ
  • 6. THBB ÇEVRE ÖDÜLÜ: İSTON İSTANBUL BETON ELEM. VE HB FABRİKALARI SAN. VE TİC. AŞ HADIMKÖY TESİSİ
  • 6. THBB ÇEVRE ÖDÜLÜ: İSTON İSTANBUL BETON ELEM. VE HB FABRİKALARI SAN. VE TİC. AŞ TUZLA TESİSİ

SERTİFİKALAR TAKDİM EDİLDİ

Eğitim programını tamamlayan birinci grup kursiyerlerine KESOB Başkanı Şeyhi Odakır ve Yönetim Kurulu üyeleri tarafından katılım belgeleri takdim edildi. Başkan Şeyhi Odakır, katılım belgesi almaya hak kazanan kursiyerleri tebrik ederek, çalışmalarında başarılar diledi.

5 bin lira ikramiye alamayan emekli çiftçilerimiz üretimden vazgeçiyor

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, emekli olan çiftçilerin, emeklilere yapılacak olan bir defaya mahsus 5 bin liralık ikramiyeden yararlanamaması hakkında görüntülü basın açıklaması yaptı.

“Emekli çiftçilerimiz Hükümetimizin Cumhuriyetin 100. Yılına özel olarak verdiği 5 bin lira ikramiyeden yararlanamayarak, mağdur oldu” diyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“İnfial yaratan bu durum ve aşırı bilgi kirliliği yüzünden üretim yapan çiftçilerimiz Ziraat Odası kayıtlarını sildirmek istiyor.

Ziraat Odalarımızın ve Birliğimizin telefonları susmuyor. Üreticilerimiz ‘ya biz üretimi bıraktık kaydımızı silin diyor ya da biz artık üretmek istemiyoruz kaydımızı silin’ diye talepte bulunuyorlar. Çiftçilerimiz yaşanan bu mağduriyetin önümüzdeki süreçte verilecek destekler veya ikramiyelere de engel teşkil edeceği endişesini yaşıyor.

Uzun yıllardır üzerinde arazisi bulunan fakat çeşitli nedenlerle bir süredir üretim yapamayan, aynı zamanda çiftçi kaydı devam eden de ikramiyeden yararlanamadı.

Bu süreçte büyük bir kargaşa yaşanıyor. Kışa girdiğimiz bu günlerde bu ikramiyeyle az da olsa nefes alacak olan emekli çiftçilerimiz bekledikleri uzun banka kuyruklarından geri döndü, umduğunu bulamadı.

Bugünlerde Ziraat Odalarına giderek kaydını sildirmek isteyen çiftçilerimizin sayısı artsa da burada esas alınan Ekim ayı kayıtlarıdır. Yani 1 Ekim 2023 tarihinden önce çiftçilerimiz kaydını sildirmiş olsaydı bu ikramiyeden faydalanabilecekti. Fakat şuan kaydını silerek üretimden vazgeçmek sorunu çözmüyor.

Tarım sektörünün emektarları olan çiftçilerimiz, Türkiye ortalamasının üçte biri oranında kişi başı gelir elde ediyor. Hükümetimizin bu miktarı da göz önüne alarak bu mağduriyeti gidermesini bekliyoruz.

Tüm girişimlerimiz sonucu halen olumlu bir dönüş alamayan üreticilerimizin gözü kulağı gelecek müjdeli haberdedir. Üretimleriyle Ülkemize değer katan emekli çiftçilerimiz cezalandırılmamalıdır. İnfial ve hayal kırıklığı yaratan bu durum acilen ortadan kaldırılmalı, çiftçilerimizin beklediği müjde en kısa zamanda verilmelidir.”

Değişen iklim koşullarının çalışanları olumsuz etkilememesi için şirketler neler yapmalı? Dünyada şimdiye kadar kaydedilen en sıcak gün, hafta ve ayın geride kaldığı bu yaz, şirketlerin değişen iklim koşullarında çalışanlarının sağlığı için önlemler almasını da gündeme getirdi. Risk, emeklilik ve sağlık konularında veri ve analizlerden faydalanarak profesyonel hizmetler sunan Aon, bu konuda şirketlerin neler yapabileceğine dair bir yol haritası hazırladı. Dünyada şimdiye kadar kaydedilen en sıcak gün, hafta ve ay bu yılın temmuz ayında görüldü1. Bir yaz mevsimi daha geride kalırken her geçen yıl daha da sert geçen hava koşullar artık iş gücü için de bir tehdit olarak değerlendiriliyor. Özellikle son zamanlarda yapılan araştırmalar, sıcak havanın ruh sağlığı üzerindeki etkisini ortaya koyuyor2. 2022 yılında yapılan bir çalışmaya göre3, ruh hastalıkları için acil servis ziyaretleri yazın en sıcak günlerinde, aynı mevsimin en serin günlerine kıyasla çok daha yüksek.  Bu gerçeklerden yola çıkan risk, emeklilik ve sağlık konularında veri ve analizlerden faydalanarak profesyonel hizmetler sunan Aon, şirketlerin çalışanların aşırı sıcak havalardan etkilenmemesi için neler yapabileceğine dair bir rehber hazırladı. Şirketlere iklim ve hava koşullarının etkilerini genel iş gücü planlarına dahil etmeleri yönünde tavsiyede bulunulan rehberde bu planda yer alması gereken kriterler şu şekilde özetleniyor:

Güvenli olmayan koşullarda açık havada çalışmayı sınırlandırmak için esnek çalışma imkânı sunun.

Yeterli gölgelik, su ve düzenli dinlenme molaları sağlayın. Çünkü sıcaklıklarla ilgili işyeri güvenlik düzenlemeleri daha fazla koruma sağlayacak şekilde değişiyor.

Geçmişte bazı doğal afetlerin meydana gelmediği yerlerde, artık bu afetlerin yaşanabileceğini dikkate alarak acil durum planları oluşturun.

Uzaktan çalışanların klimaya erişimleri olmadığı ve kamusal alana gitmeleri gerektiği durumlarda konum gerekliliklerini gevşetin.

Düşük gelirli bölgelerdeki çalışanların daha hassas olabileceğini (ör. toplu taşıma nedeniyle sıcak havaya daha uzun süre maruz kalma, daha az güvenilir elektrik altyapısı) ve aşırı sıcakların etkilerine daha az uyum sağlayabileceğini dikkat alın. Örneğin, klimayı açmak daha yüksek enerji faturası anlamına gelir ve bazı çalışanların bunu karşılaması mümkün olmayabilir.

Yeni ve ofise geri dönen çalışanlar için bir uyum planı yapın. Öyle ki alışma sürecinin yetersiz olmasının, çalışanların sıcağa bağlı hastalık ve hatta ölümleriyle ilişkili önemli bir faktör olduğu kanıtlanmıştır4.

İşverenler, sıcağa bağlı hastalıklarla ilgili olabilecek belirtilerin erken tespiti için bir izleme programı oluşturabilir. Bu program, çalışanların iş başında izlenmesine yönelik bir plan içermelidir. İşverenler veri ve analizleri kullanarak önceden var olan koşullar ve konum gibi faktörlere dayalı bir şekilde hangi çalışanların en savunmasız durumda olduğunu belirleyebilirler. Daha sonra bu kişilerin korunmasını sağlamak için ekstra önlemler alabilirler.

Çalışanlara sağlanan yan haklar, şirketlerin çalışan sağlığı, güvenliği ve refahını daha iyi destekleyebilmelerinin bir başka yoludur. Teklifler, evden veya hibrit çalışanlar için verimli ısıtma ve soğutma sistemlerine erişim için finansman desteğinden enerji maliyetlerinin karşılanmasına kadar uzanabilir.

Konuyla ilgili açıklama yapan Aon Türkiye Sağlık ve Wellbeing Çözümleri Genel Müdür Yardımcısı Sinem Yalçın, “İşverenler için çalışanlarının sağlık ve güvenliğini sağlamak çok önemlidir. Ayrıca aşırı sıcaklar verimlilik sorunlarına ve iş kesintilerine de neden olabilir. Sıcak havaların, salgınlar gibi diğer halk sağlığı risklerine benzer şekilde ele alınması gerekiyor. Değişen iklimin şirketler ve iş gücünün dayanıklılığı üzerinde pek çok etkisi olacaktır. Şirketler, bu riskleri ele almak için Aon gibi güvenilir danışmanlarla iş birlikleri yapabilir. Böylelikle çalışanları ve ailelerini, iklimle ilgili etkilerden ve hastalıklardan uygun şekilde koruyan sağlık ve sosyal yardım kapsamına erişmelerini sağlayacak stratejiler geliştirebilirler. Aon olarak sahip olduğumuz risk araçlarımız, analitik ve modelleme yeteneklerimiz ile potansiyel risklerin nerede yattığını belirliyor ve şirketlerin iklimin operasyonları ve iş gücü üzerindeki en kötü etkilerini öngörmelerine ve azaltmalarına yardımcı oluyoruz. Özetle müşterilerimizi bu konuda reaktif olmaktan proaktif olmaya geçirerek geleceğe hazırlıyoruz.” dedi.

Sıcak ve Modern Bir Çalışma Mekanı: Khan Arms Fabrika Ofisi

İpek Baycan Architects tarafından tasarlanan Khan Arms fabrika ofisi yüksek tavanlı ve 800 metrekarelik bir mekana yerleşiyor. Khan Arms’ın kimliğini yansıtan tasarımda sıcak ahşap tonları, cam ve grafik elemanlarla dengelenerek modern bir ofis ortamı yaratıyor.

Khan Arms fabrikasına ek olarak tasarlanan 800 metrekarelik ofis bloğunun güncel ve özgün tasarımı, firmanın kimliğini yansıtan özel bir çalışma alanı yaratıyor. Yapının yüksek tavanlı kurgusu içinde iki kattan oluşan ofis, girişte yer alan galeride organik formu ile dikkat çeken bir banko ve spiral merdivenle üst kata sağlanan sirkülasyonu ile ikonik bir etkiye sahip. Yağmur damlalarını andıran aydınlatma elemanlarının akışkanlığı ziyaretçilere çarpıcı bir karşılama sunuyor.

Yer yer genişleyen yürüyüş hattı ve ofis odalarının kübik cam yapısı ile sürekli bir koridorun sıkıcılığını kırmayı hedefleyen İpek Baycan Architects, ahşap ve kahve tonlarıyla sıcak bir atmosfer ortaya çıkarıyor. Mekanı kucaklayıcı bir hissiyata büründüren renklerle, koridor boyunca yer alan duvara entegre mobilyalar farklı kullanımlara olanak sağlayan istasyonlar ortaya çıkarıyor. Koridorun öbür tarafında dizilmiş kütleler ise üzerlerindeki grafik elemanlarla navigasyonu belirtirken, mekanların ebatlarını ve girişlerini tanımlıyor. Kendi içinde bekleme ve karşılama alanlarının varlığı ile kamusal kullanımı artıran tasarım, personelin günlük yaşantısını kolaylaştırıcı unsurlar barındırmakta.

Mekanın üst katında yer alan idari departmana ait ofis ve yemekhane, koridorun başında ve sonunda yer alan daha geniş mahallerde planlanırken; bu odaların girişleri tavandan duvara uzanan kaplama ile benzeşiyor.

Muhasebe, toplantı ve ikincil ofis odalarının cam blok kütleler ile vurgulanan mimarisi mekanın ana kimliğini oluştururken tutarlı bir anlatım sergiliyor. Cam kütlelerin içinde yer alan ahşap mobilya detayları mahallerin koridor tarafında mahremiyeti sağlıyor. Cam ile bütünleşen mobilyalar aynı zamanda odaların kimliğine uygun kullanımlar ve giriş kapıları için bir alan sağlayıp iç mekanı zenginleştiriyor.

Toughbook 55, Modern Mobil İş Gücünün Değişen İhtiyaçları İçin YenilendiTOUGHBOOK 55mk3, büyük ölçüde geliştirilmiş “Raptor Lake” işlem gücü, modülerliği ve bağlanabilirliği ile her türlü uygulama için dayanıklı mobil bilişimde standardı belirliyor. Panasonic Connect, pazar lideri modüler dayanıklı dizüstü bilgisayarı TOUGHBOOK 55’in üçüncü neslinin kullanıma sunulduğunu duyurdu. Yükseltilmiş cihaz, her türlü görevi veya uygulamayı başarıyla çalıştırmaya ek olarak modern mobil çalışanın giderek çeşitlenen iş rolleriyle de uyumlu oluyor. Bağlantı, esneklik ve kullanım kolaylığı ihtiyacını sağlamlık, uzun pil ömrü ve güvenlik ile mükemmel bir şekilde dengeliyor. Pek çok mobil çalışan için tasarlandıTOUGHBOOK 55mk3, ileriye doğru atılmış büyük bir adım olma özelliğini taşıyor. Kamu hizmetleri ve saha hizmetleri sektörleri, otomotiv, acil durum hizmetleri ve savunma sektörlerindeki kuruluşların mobil çalışanlarının çeşitli gereksinimlerine uyum sağlamak için üstün performansından, gelişmiş bağlanabilirliğinden ve artan modülerlik ihtiyacından yararlanmasını sağlıyor. Piyasadaki en özelleştirilebilir dayanıklı cihazı sunan Panasonic, Ocak 2024’ten itibaren yüksek hızlı veri aktarımları için ideal olan dördüncü bir USB Type-A ve ikinci USB Type-C arabirimine sahip yeni bir arka genişletme yuvası ekleyerek modüler tasarımı daha da geliştiriyor. TOUGHBOOK Universal Split, basit bir değiştirme, yerleştirme ve oturtma ile değiştirilebilecek çevre birimleri için cihazda yer almaya devam ediyor.Intel vPro® Teknolojisine (Raptor Lake) sahip Intel® 13. Nesil Core™ i5 işlemci ile işlem gücünde yüzde 12,7’ye varan bir artış (PC mark10) sunuyor. Intel vPro® teknolojisine sahip opsiyonel yeni Core™ i7 işlemci, en zorlu uygulamalar için üstünperformansa ihtiyaç duyanlar için bilişim gücünde yüzde 17,4’e kadar artış sağlıyor (PC mark10). Diğer iyileştirmeler arasında hareket halindeyken doğru ve güvenilir iletişim için gelişmiş eSIM ve Çift SIM bağlantısı, pil gücünden tasarruf etmek için en uygun bant genişliğini seçen en yeni Wi-Fi (Intel® Kablosuz 6E AX211) ve yükseltilmiş Bluetooth 5.3** bağlantısı yer alıyor. Bu en yeni Windows 11 Pro cihazı, henüz yeni işletim sistemine geçiş yapmamış olanlar için Windows 10 sürücüleriyle de geliyor.Sektör ihtiyaçları için geleceğe hazırTOUGHBOOK 55 uzak konumlar, test pisti ve ısı odası gibi pek çok yerde yapılan testler gibi zorlu koşullarla başa çıkmak için dayanıklı ve güvenilir bir dizüstü bilgisayara ihtiyaç duyan otomotiv Ar-Ge mühendisleri için ideal bir çözüm haline geliyor. Telemetrinin gerçek zamanlı olarak ölçülmesiyle cihaz, üstün depolama ve bağlantı özellikleri sayesinde büyük veri hacimlerini kolayca işleyebiliyor. TOUGHBOOK 55, kamu hizmetleri ve saha hizmeti onarımları tarafında ise eski sistemler ve uzman bağlantı noktaları da dahil olmak üzere çoklu yapılandırma ve bağlantı seçenekleriyle öne çıkıyor. Savunma ve acil durum hizmetleri kapsamında ise Microsoft Secured-core bilgisayar olarak yüksek düzeyde veri koruması ve görev içinkritik bağlantı seviyeleri sunuyor. Hafif tasarımı ve toz ve su sıçramalarına karşı koruma sağlayan IP53 derecesini bir araya getiren TOUGHBOOK 55, 90 cm’ye* kadar olan yüksekliklerden darbelere ve düşmelere dayanabiliyor ve -29°C ile +60°C* arasındaki sıcaklıklarda rahatça çalışabiliyor. Sürdürülebilir ekosistemMobil çalışanlarını TOUGHBOOK 55 ile donatmak isteyen kuruluşların ek maliyetler konusunda endişelenmesine gerek kalmıyor. Yeni cihaz, TOUGHBOOK 55 serisindeki pil paketleri ve şarj cihazları gibi çevre birimleri ekosisteminin çoğuyla uyumlu. “TOUGHBOOK 55mk3, ihtiyaçları ne olursa olsun müşteri gereksinimlerine tam olarak uyarlanabilen dayanıklı cihazlar için çıtayı yükseltiyor. Panasonic Mobil Çözümler İş Bölümü Kıdemli Ürün Pazarlama Müdürü Dirk Weigelt, konuyla ilgili şunları söylüyor: “Döngüsel ekonomi yaklaşımımızın merkezinde yer alan sürdürülebilirlik ile önümüzdeki yıllarda çeşitli sektörlerdeki son kullanıcılara hizmet verecek, amaca uygun, güvenilir ve dayanıklı bir dizüstü bilgisayar sunmak, oyunun kurallarını gerçekten değiştiriyor.”

REWA Anatolia – Geri Dönüşüm ve Atık Yönetimi Fuar ve Konferansı 15-17 Şubat’ta Adana TÜYAP’ta Ziyarete Açılacak

Ülkemizin sürdürülebilir bir gelecek inşaa etmek adına iklim değişikliği ile mücadelesi ve yeşil dönüşüm sürecine katkı sağlamak üzere yola çıkan ile REWA Anatolia – Geri Dönüşüm ve Atık Yönetimi Fuar ve Konferansı, 15-17 Şubat 2024 tarihleri arasında Adana’da TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde yapılacak. Solis Renewable Hub tarafından organize edilen REWA Anatolia, Adana Büyükşehir Belediyesi, Adana Valiliği, Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi ve Adana Ticaret Odası tarafından destekleniyor.

Yeşil ve döngüsel ekonomi sektörlerindeki geleceğin teknoloji, hizmet ve endüstriyel çözümlerini bugünden keşfetme imkanı sunan REWA Anatolia’da; 80’i aşkın katılımcı firma yer alırken, başta Avrupa, Asya ve Afrika olmak üzere dünya genelinden 5 bin 500’ü aşkın sektör profesyonelinin ziyaret etmesi ve yeni ticari işbirlikleri geliştirmesi bekleniyor. Fuarda, “Atık Yönetimi, Geri Dönüşüm ve Bertaraf Etme Çözümleri”, “Kentsel Atık Yönetimi, Ulaşım ve Temizlik Araçları, Ekipmanları ve Teknolojileri”, “Tesis, Makine ve Ekipman”, “Danışmanlık ve Profesyonel Hizmetler”, “Sürdürülebilirlik” çözümleri ve teknolojileri alanlarındaki en yeni teknoloji ve hizmetler ile endüstriyel çözümler sergilenecek.

Adana’nın ilk sürdürülebilirlik fuarı: REWA Anatolia

REWA Anatolia hakkında bilgi veren Solis Fuarcılık ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş. Genel Müdürü Feraye Gürel, “Dünya büyük bir telaş içinde. Çoğunluğu insan kaynaklı nedenlerle iklim değişiyor ve dünya ısınıyor. Kağıt üzerinde 1.5 derece ısınma göreceli olarak çok büyük bir fark gibi algılanmasa da yaratmakta olduğu ve yaratacağı etki çok büyük. Atıklar da sera gazı emisyonlarının yükselmesi başta olmak üzere su, toprak, hava gibi kaynakların geri dönülemez şekilde kirlenmesine neden oluyor. Sürdürülebilir geleceğe inanan ve bu yönde çalışmalar gerçekleştiren Solis Renewable Hub olarak, sanayileşmede ülkemizin öncü illerinden, gelişmiş üretim altyapısı, yapımı devam eden mega projeleri ile genç ve dinamik bir nüfusa sahip Adana’da, Adana Büyükşehir Belediyesi, Adana Valiliği, Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi(AOSB) ve Adana Ticaret Odası’nın (ATO) destekleri ile REWA Anatolia – Geri Dönüşüm ve Atık Yönetimi Fuar ve Konferansı’nı düzenleme kararı aldık.” dedi.

4 kıtadan 5 bin 500’ü aşkın ziyaretçi

Mottolarını ‘Yerel Çözümler, Küresel Etki: REWA Anatolia Adana’ olarak belirlediklerini ifade eden Gürel, atık sorununun küresel olduğunu, ama çözümün yerel ve küresel önlemlerin birbirlerini destekleyici şekilde hayata geçmesi ile işe yarayacağını belirtti. REWA Anatolia’ya bu yıl 4 kıtadan uluslararası ziyaretçiler de dahil olmak kaydıyla 5 bin 500’ü aşkın sektör profesyonelini ağırlamayı hedeflediklerini belirten Gürel, 80’den fazla katılımcının fuarda yer alacağını sözlerine ekledi.

REWA Anatolia Adana Ekolojik geri dönüşüm ekosisteminin çekim merkezi olarak konumlandı

Atık yönetiminde yerel yönetimlerin büyük kurtarıcı rol üstlendiğine dikkat çeken Gürel, “Bu kapsamda Adana Büyükşehir Belediyesi’nin stratejik ortaklığına çok inanıyoruz. 81 ilden büyükşehir ve ilçe belediyelerinin REWA Anatolia’da yer alabilmeleri için girişimlerde bulunduk. AOSB, ATO ve Valiliğimizin destekleri ile de imalat sanayimizi, geri dönüşüm ve atık alanında faaliyet gösteren firmalarımız hem katılımcımız hem de ziyaretçimiz olacak. Destekleri için çok teşekkür ediyoruz” dedi.

Ekolojik geri dönüşüm ekosisteminin çekim merkezi olarak konumlanan REWA Anatolia, sektörün liderleri, paydaşları, politika yapıcıları, mühendisleri, OSB yetkilileri, kamu kuruluşları ve yerel yetkilileri için öncü konumda eşsiz bir ticaret platformu rolü üstlenecek.

25’den fazla oturumda 100’ü aşkın uzman konuşmacı

15-17 Şubat 2024 tarihleri arasında TÜYAP Adana’da gerçekleşecek olan REWA Anatolia Fuarı, aynı zamanda fuar ile paralel organize edilecek konferanslar ve B2B toplantıları ile toprak, hidrosfer, kıyı ve kent alanlarının restorasyonu ve ekolojik yapının canlandırmasına yönelik özellikle sektörel tedarik zincirlerinde döngüsel ekonomi ilkelerinin benimsenmesi gibi önemli konuların ele alınması için çok değerli fırsatlar sunacak. REWA Anatolia Konferansı’nda alanlarında uzman üst düzey bölgesel, ulusal ve uluslararası 100’ü aşkın konuşmacı yer alacak ve 25 oturum gerçekleşecek.

Belediyelerde 32,3 milyon ton atık toplandı

TÜİK – Türkiye İstatistik Kurumu tarafından en son açıklanan bilgilere göre; 2020 yılında imalat sanayi işyerleri, maden işletmeleri, termik santraller, organize sanayi bölgeleri (OSB), sağlık kuruluşları ve hanehalklarında toplam 104,8 milyon ton atık oluştu. Toplam atık miktarı 2018 yılına göre %10,5 arttı.

Toplam 1.389 belediyenin 1.387’sinde atık hizmeti verildiği tespit edildi. Atık hizmeti verilen belediyelerde toplanan 32,3 milyon ton atığın %69,4’ü düzenli depolama tesislerine, %17’si belediye çöplüklerine ve %13,2’si geri kazanım tesislerine gönderilirken, %0,4’ü ise açıkta yakılarak, gömülerek, dereye veya araziye dökülerek bertaraf edildi. Belediyelerde toplanan kişi başı günlük ortalama atık miktarı ise 1,13 kg olarak hesaplandı.

Atık işleme tesislerinde 127,4 milyon ton atık işlendi

Atık bertaraf ve geri kazanım tesislerinde işlenen 127,4 milyon ton atığın 78,3 milyon tonu bertaraf edildi, 49,1 milyon tonu ise geri kazanıldı. Toplam işlenen atık miktarı 2018’e göre %22 arttı. Düzenli depolama tesislerinin toplam kapasitesi 1,2 milyar m3 olarak tespit edildi. Toplam 174 düzenli depolama tesisinde 31,9 milyon tonu tehlikeli olmak üzere 77,8 milyon ton atık bertaraf edildi. Atık geri kazanım lisansı olan beraber yakma (ko-insinerasyon) tesislerinde 1,3 milyon ton atık yakılarak enerji geri kazanımı gerçekleştirildi. Kompost ve beraber yakma tesisleri hariç lisansı olan diğer atık geri kazanım tesislerinde ise toplam 47,6 milyon ton metal, plastik, kâğıt, mineral vb. atık geri kazanıldı.

Türkiye: AYB Global, İLBANK’ın deprem sonrası yeniden inşa projelerini desteklemek üzere Türkiye’ye 400 milyon avro sağlıyorAYB Global, Şubat 2023’teki depremlerin ardından Türkiye’nin su ve atık su altyapısının onarılmasına yönelik çabalarını desteklemek üzere 400 milyon avro destek sağlıyor.

AB’nin teminatı altındaki AYB kredisi, 20 Mart 2023’te yapılan Bağışçılar Konferansı’nda taahhüt edilen destekle birlikte “Avrupa Ekibi”nin depremler karşısında attığı adımların bir parçasıdır.

Kredi bölgede yaşam koşullarının, su tedarikinin ve halk sağlığının iyileştirilmesine, daha verimli atık su arıtımı yoluyla sera gazı emisyonlarının azaltılmasına ve bölgede iş imkânları oluşturulmasına katkı sağlayacaktır.

Avrupa Birliği’nin bankası olan Avrupa Yatırım Bankası (AYB), Türkiye ile 400 milyon avro değerinde bir kredi sözleşmesi imzaladı. Avrupa Birliği’nin (AB) tam teminatı altında olan kredi, 6 Şubat 2023’te ülkenin güneydoğusunu sarsan depremlerden etkilenen şehirlerdeki su ve atık su altyapısının onarılmasına destek sağlayacak. AYB’nin AB sınırları dışında faaliyet gösteren kolu olan AYB Global tarafından sağlanan kredi, İller Bankası (İLBANK) aracılığıyla kullanılacak. Kredi anlaşması, Avrupa Komisyonu ile Avrupa Birliği Konseyi İsveç Dönem Başkanlığı tarafından 20 Mart 2023’te toplanan ve Avrupa Ekibi’nin Türkiye ve Suriye’de depremden etkilenenlere destek olarak 3,6 milyar avro taahhütte bulunduğu Bağışçılar Konferansı’nı takiben imzalanmaktadır. AYB kredisiyle desteklenen proje, yıkıma uğrayan bölgelerde su ve atık su altyapısının rehabilitasyonunu, inşasını ve genişletilmesini kapsıyor. Kredi, bölgede yaşam şartlarının normalleştirilmesinin yanı sıra halk sağlığı ve su tedarikini iyileştirecek olup atık su uygulamalarının verimini artırmak suretiyle sera gazı emisyonlarını da azaltacaktır. Ayrıca, yaratacağı iş imkânlarıyla sosyo-ekonomik kalkınmaya da katkıda bulunacaktır. AYB Başkanı Werner Hoyer, “Türkiye’de bu yılın başında meydana gelen elim depremlerin ardından AB’nin bankası olan AYB, bu yıkıcı felaketten etkilenenleri desteklemek üzere uluslararası dayanışmada yerini aldı. Avrupa Ekibi’nin destek paketinin içinde yer alan 400 milyon avroluk finansmanımız, su altyapısının iyileştirilmesi suretiyle mevcut ihtiyaçlara cevap verecek,” değerlendirmesinde bulundu.  AB Komisyonu’nun Komşuluk ve Genişlemeden sorumlu üyesi Olivér Várhelyi, “Avrupa Yatırım Bankası’nın AB’den garanti desteği ile Şubat ayındaki yıkıcı depremlerin ardından etkilenen belediyeleri desteklemek üzere bu önemli mali katkıyı sağlamasını memnuniyetle karşılıyorum. Bu, AB’nin Türkiye’de depremden etkilenenlere gösterdiği dayanışmanın tezahürüdür. Türkiye’de depremden etkilenenler için, Avrupa Ekibi’nin 1 milyar avrosu AB bütçesinden hibe olmak üzere, 3 milyar avro üzerinde bir taahhütte bulunduğunu hatırlatmak isterim.” dedi. İLBANK Genel Müdürü Recep Türk,  “Depremin ardından İLBANK, deprem bölgesini desteklemek üzere uluslararası finans kuruluşlarıyla finansman müzakerelerine başladı. Müzakereler kapsamında, birisi Avrupa Yatırım Bankası olmak üzere, dört kuruluş ile anlaşmaya varıldı. Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı ile AYB arasında 400 milyon avroluk kredi anlaşmasının imzalanması, finansman paketinde yer alan ve İLBANK tarafından yürütülecek olan projeler için büyük önem arz ediyor.” dedi. Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “AYB’nin yeniden inşaya yönelik çabalarımıza sağladığı desteği memnuniyetle karşılıyoruz. AB’nin Türkiye ile dayanışması için de müteşekkiriz. Bu yılki gayri safi yurtiçi hasılamızın yaklaşık %3’ünü Şubat ayındaki depremlerden etkilenen bölgenin tekrar inşa edilmesi için harcıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Doğrulanmış USD Vakfı, ABD Hazinelerine Sabitlenmiş Devrim Niteliğindeki Stablecoin olan USDV’yi Piyasaya Sürüyor

Foundation, katkıda bulunanlardan oluşan kapsayıcı bir topluluğu teşvik etmek için adil bir ekosistem geliştirme modeline öncülük edecek

Sektörün köklü oyuncuları Bitget, Curve, Matrixport ve Stargate, USDV’nin lansmana katkıda bulunan 23 katılımcısı arasında yer alıyor

Verified USD Foundation, zincir içi şeffaflık ve tokenize ABD Treasury Bills (T-bills) sepetinden oluşan rakipsiz şeffaflık ve istikrarla tam olarak desteklenen topluluk odaklı bir stablecoin olan Doğrulanmış USD’nin (USDV) lansmanını duyurdu. ERC-20 standardıyla uyumlu yerel bir çok zincirli stabilcoin olan her USDV, 1 ABD dolarına eşdeğer değere sabitlenmiştir.

USDV’nin tokenize edilmiş gerçek dünya varlıklarından (RWA) oluşan temel rezervi, eski stablecoin’lere karşı ilgi çekici bir alternatiftir. USDV, temel zincir içi T faturalarından elde edilen istikrarlı bir değerin yanı sıra, rezerv kanıtı yoluyla gerçek zamanlı doğrulama sunarak stablecoin çıkaran kuruluş, doğrulanmış madenciler ve sahipleri arasındaki bilgi boşluğunu kapatıyor.

Doğrulanmış USD Vakfı, stabilcoin kullanım durumları ve benimsenmesi için kritik öneme sahip katkıda bulunanlar topluluğu arasında adil değer paylaşımını mümkün kılan, sürdürülebilir ve ilerici bir stabilcoin ekosistemini teşvik etmeye adanmış, kar amacı gütmeyen bir kuruluştur. Bu, öncelikle LayerZero tarafından geliştirilen ve doğrulanmış madenciler arasında ödüllerin adil ve şeffaf dağıtımını sağlayan yeni bir değer bağlılığı algoritması olan ColorTrace aracılığıyla gerçekleştirilmektedir.

Doğrulanmış USD Vakfı Başkanı Matthew Commons, “USDV, stablecoin teknolojisinde önemli bir evrimi temsil ediyor.” dedi. “Stablecoin’ler arasında benzersiz olan USDV, stablecoin kullanım senaryoları yaratanların stablecoin değer yaratmanın ayrılmaz bir parçası olabildiği işbirliğine dayalı bir topluluk yaklaşımını mümkün kılıyor. Foundation, benzersiz şeffaflık ve istikrarla desteklenen, gerçek dünya etkisine sahip yeni kullanım senaryolarının kilidini açmak için katkıda bulunanlarla birlikte çalışmaktan heyecan duyuyor.”

Doğrulanmış USD Vakfı, zincir içi varlıkların şeffaflığı ile desteklenen Matrixport’un Kısa Vadeli Hazine Bonosu Tokenını (STBT) ilk temel rezerv varlığı olarak seçti. Tüm USDV işlemleri zincir üzerinde takip edilebilir ve Etherscan ‘de incelenebilir. Açık kaynaklı akıllı sözleşmeleri OtterSec, Zellic.io ve Paladin gibi üçüncü tarafların sıkı güvenlik denetimlerinden geçmiştir.

Matrixport CEO’su John Geşunları söyledi: “Gerçek dünya varlıklarını zincir halinde getirmek dijital varlıklar sektörü için önemli bir tema olacak ve tokenize edilmiş hazine teklifimizin Doğrulanmış USD Vakfı tarafından açılış rezerv varlığı olarak seçilmesinden heyecan duyuyoruz. Markalı RWA platformumuz Matrixdock kapsamında, kurumsal müşterilerimizin beklediği kesin güvenilirlik ve güvenlik standartlarını karşılamak için STBT’in şeffaflığını ve yanıt verebilirliğini sürekli olarak geliştirmek için hiçbir çabadan kaçınmadık.”

Bir ERC-1400 standart tokeni olan 1 STBT, 1 USD net varlık değerine (NAV) sabitlenmiş olup, vadesi 6 ay içinde olan ‘risksiz’ kısa vadeli hazine bonosu ve hazine bonosu ile güvence altına alınan ters repo anlaşmaları (Repo) ile desteklenmektedir. Akredite yatırımcılar için tasarlanan STBT, USDV topluluğuna zincir üstü Rezerv Kanıtı aracılığıyla gerçek zamanlı doğrulama olanağı sağlıyor. Şubat 2023’te piyasaya sürülen STBT, Ethereum zincirinde önde gelen tokenize edilmiş bir hazine bonosudur.

Adil Dağıtılmış Ödül Sisteminin Temeli ColorTrace USDV, LayerZero Labs tarafından icat edilen yeni bir değer ilişkilendirme algoritması olan ColorTrace tarafından desteklenmektedir ve topluluk katılımcılarının stabilcoin ekosistemine katkılarından dolayı şeffaf ve adil bir şekilde ödül almalarına olanak tanır. Bu ödül dağıtım sistemi, doğrulanmış madencilerin dolaşımdaki tokenlerini işaretlemelerine ve zincir içi rezervlerden elde edilen ödüllere itirazsız olarak şeffaf bir şekilde erişmelerine olanak tanır.

LayerZero’nun CTO’su ve Kurucu Ortağı Ryan Zarick, “ColorTrace algoritması, takas edilebilir tokenlar için ilişkilendirme zorluğunu çözüyor” dedi. “ColorTrace algoritmasının stabilcoinler gibi mevcut RWA-backed varlıklara uygulanması heyecan vericidir ve ekosistemin başarısına katkıda bulunan tüm taraflar arasında daha adil ve eşitlikçi bir dağıtım yaratma potansiyeline sahiptir.”

USDV, birden fazla blok zinciri ağında sorunsuz kullanım için tasarlanmış yaygın olarak benimsenmiş bir standart olan LayerZero’s Omnichain Fungible Tokens (OFT) Standard ile de entegre edilmiştir. Stablecoin başlangıçta Ethereum, BNB Smartchain, Avalanche, Arbitrum ve Optimism blok zincirlerinde başlayacak ve LayerZero (şu anda 40+) tarafından desteklenen tüm zincirler arasında birlikte çalışabilme teknolojik kapasitesine sahip olacaktır.

Topluluk Odaklı Ekosistem 23 sektör lideri CeFi, DeFi ve GameFi katılımcıları, abracadabra.money, Animoca Brands BasedApp, BIT Exchange, Bitget Exchange, Cactus Cutody, Coin98 Finance, Curve Finance, Beam by Eco, Frax Finance, LayerZero Matrixport, Maverick Protocol, Reunit Wallet, Stargate Finance, Stargate Finance, SushiSwap, Term Finance, Trader Joe, Velodrome Finance, Wintermute, Wombat Exchange, WOO Network ve zk.Link dahil olmak üzere, lansmanda USDV’yi destekliyorlar.

Bitget Genel Müdürü Gracy Chenşunları söyledi: “USDV projesinin borsamızda listelendiğini duyurmaktan heyecan duyuyoruz. Bu ortaklık, çeşitli ve canlı bir finansal ekosistemi teşvik ederek sektördeki çeşitli potansiyel projeleri destekleme konusundaki devam eden kararlılığımızla uyumludur. USDV projesi tarafından kullanılan yenilikçi yaklaşımlar, sürekli olarak ilişki kurmaya çalıştığımız ileri görüşlü girişimlerin göstergesidir. Bu işbirliği sayesinde, daha kapsayıcı ve dinamik bir dijital varlık ortamına doğru bir adım daha atıyoruz.”

Curve Finance’ın kurucusu Michael Egorov şunları söyledi: Having founded Curve Finance USDV’nin teşvik tasarımının nasıl işlediğini görmek beni heyecanlandırıyor. Paraya çevrilebilir stablecoin çeşitliliği, DeFi’nin istikrarı için kritik önem taşıyor ve bu kadar güvenilir yeni bir teklif görmek etkileyici. USDV’in şeffaflığı oldukça benzersizdir ve omnichain standardı aracılığıyla zincir arası etkinleştirme, saklama varlıkları için mükemmeldir. DeFi dünyasına girerken USDV’ye sıcak bir karşılama sunmak istiyorum.

Stargate Foundation Vakıf Lideri Angus Buttar şunları söyledi,” USDV yerel bir omnichain tokeni olarak piyasaya sürülmesiyle Stargate, kullanıcıların ihtiyaç duydukları her yere erişmelerini sağlamak için iyi bir konumdadır. USDV’nin DeFi genelinde kullanıcılara ve protokollere sağladığı fırsatları görmekten de heyecan duyuyoruz.”

Doğrulanmış USD Foundation, USDV’ye katkıda bulunanlardan oluşan açılış topluluğunun desteğiyle, gelecekte daha fazla zincire erişilebilirlik ve farklı blockchain ekosistemlerindeki birden fazla platformda kullanımın artırılması da dahil olmak üzere ekosistem ortaklıklarını daha da genişletmeyi hedefliyor.

  1. ULUSAL KOP BÖLGESEL SEMPOZYUMU YOZGAT’TA YAPILDI

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı KOP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ile KOP Bölgesi Üniversiteler Birliği (UNİKOP) iş birliğinde düzenlenen 10. Ulusal KOP Bölgesel Kalkınma Sempozyumu Bozok Üniversitesinin ev sahipliğinde Yozgat’ta yapıldı.

Üniversitenin Erdoğan Akdağ Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen sempozyuma Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, KOP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı Dr. Murat Karakoyunlu, Yozgat Bozok Üniversitesi Rektörü ve UNİKOP Dönem Başkanı Prof. Dr. Evren Yaşar, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kasım Karahocagil, Konya Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Nuri Çelik, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Aksaray Üniversitesi, Kapadokya Üniversitesi, Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi, Kırıkkale Üniversitesi, Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi, KTO Karatay Üniversitesi, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi temsilcileri, KOP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ile akademik ve idari personeller katıldı.

KOP Bölgesi Üniversiteleri arasında eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme ve toplumsal hizmet gibi alanlarda, üniversite-sanayi etkileşimini ve üniversite-şehir bütünleşmesini ileri düzeye taşımak, ülkenin gelecek vizyonuna ve kalkınmasına katkı sağlamak amacıyla 14 Kasım 2023 tarihinde düzenlenen sempozyumda “Sosyo-Ekonomik Kalkınma, Kırsal Kalkınma ve Turizm, Tarım Teknolojileri, İletişim Bilimleri, Yenilenebilir Enerji ve Sürdürülebilirlik” gibi 5 ana tematik başlık altında bildiriler sunuldu.

“Öğrencilerimize Proje Üretme Kültürünü Aşılamak İstiyoruz”

UNİKOP Birliğinin kurulma ve var olma amacının ilki bölgede gerçekleştirilen yatırımlara bilimsel bakış açısı ile yaklaşarak; etkili, ekonomik ve verimli proje modelleri ortaya koymak olduğunu söyleyen KOP Başkanı Dr. Murat Karakoyunlu, bu yıl 10’uncusu gerçekleştirilen sempozyumda ortaya çıkacak çözüm yollarının bölge içinde hayata geçirilebilmesi için büyük bir gayret içerisinde olacağını belirterek; “Kısa adı UNIKOP olan KOP Bölgesi Üniversiteler Birliği, bölgesel kalkınma hedefimizin oluşturulmasını sağlayacak, 350 bine yakın yüksek öğrenim öğrencisi ve yaklaşık 15 bin akademisyeni ile önemli bir güç konumundadır. Bugün bu iş birliğinin ortaya koyduğu önemli çalışmalardan biri olan bu sempozyumu gerçekleştiriyoruz. 11 yaşına giren UNİKOP önümüzdeki yıllardan itibaren daha güçlü iş birlikleri ile bölgemize hizmet etmeye devam edecektir. Biz bu faaliyetleri yürütürken aslında temel olarak her bir üniversitenin ilinde yer alan, bölgesinde yer alan sorunlara bakış açısının ne olduğunu öğrenmek istiyoruz. Örneğin, Yozgat’ın istihdam sorunu, işgücünün iyileştirilmesi ve yeraltı kaynaklarının değerlendirilmesi konusunda üniversitemizin bakış açısı nedir, yahut Kırşehir’in turizm imkanlarının geliştirilmesi, jeotermal kaynaklarının korunması konusunda nasıl bir çözüm önerimiz var. Kırıkkale’nin sanayisinde elektrik kesintisi sorunu, Karaman’da gençlerin suç oranına katılma riskinin azaltılması, Nevşehir’de tarımın, Aksaray’da yer altı su kaynaklarının, Konya’da turizmde konaklama gün sayısının ve Niğde’de ihracat potansiyelini artırmada liman sorununun çözümü nasıl olmalıdır. Bu ve bunun gibi pek çok yapısal sorun hem idaremizin hem de üniversitelerimizin sorunu olmak durumundadır. Bugün yapılacak sempozyumda ortaya konacak bildiriler bölgesel yatırım ve planlamamız için önemli sonuçlar doğuracaktır diye umut ediyoruz. Geçmiş 11 yılın tecrübesi ile birlikte, önümüzdeki dönemde bu iş birliğini daha somut projelere dönüşmesini arzu etmekteyiz. İdaremizin üstlendiği misyon çerçevesinde, bölgesel kalkınmayı esas almak üzere, Akademik Araştırma Gücü, bölge paydaşlarının iş birliği ve İdaremizin ortaya koyacağı desteklerle birlikte ortaya çıkan sinerji, sağlanan bu iş birliği ile bölgeye yapılan hizmetlerin ivmesinin yükseltilmesi amaçlanmakla birlikte; birliğimize mensup üniversitelerimizin öğrencilerine proje üretme kültürü aşılanması hedeflenmektedir.” dedi.

“İhtisas Üniversitesi olarak şehrimize ve bölgeye değer katıyoruz”

YOBÜ Rektörü ve aynı zamanda UNİKOP Dönem Başkanlığı görevini yürüten Prof. Dr. Evren Yaşar ise bereketli toprakları, zengin yer altı ve yer üstü kaynakları ve istikbali omuzlayacak milyonlarca genç nüfusu ile ülkemiz, kıymetli ve vaz geçilmez bir öneme sahip olduğunu belirterek “Cumhuriyetimiz, devleti ve milleti ile artık her alanda kendisinden söz ettiren bir durumdadır. Yozgat, Orta Anadolu’nun ortasında maden ve enerji kaynakları, termal turizmi, ilk milli parkı olan çamlığı, tarım ve hayvancılık alanında verdiği ürünler ile öne çıkan bir ilimizdir. Şehir olarak potansiyelimizin farkındayız. Eksikliklerimizin de farkındayız. Düzenlediğimiz bölgesel kalkınma sempozyumu, bilgilerimiz, çalışmalarımız ışığında potansiyelimizi görmek, eksiklerimizi tamamlamak amacına da matuftur. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımıza bağlı Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi bünyesinde çalışmalarını sürdüren ve bu yıl üniversitemizin dönem başkanlığını yaptığı UNİKOP ise KOP Bölgesi üniversiteleri arasında eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme ve toplumsal hizmet gibi alanlarda akademik ve idari iş birlikleri yapmayı daha da etkinleştirmek amacıyla bu üniversitelerin sahip olduğu kaynakları bir araya getirmek üzere kurulmuş bir birlikteliktir. Bu manada KOP ve UNİKOP bölgemiz ve şehirlerimiz için büyük bir fırsattır. Zira KOP’un çalışma alanına baktığımızda tarım, sanayi, ticaret, ulaşım, enerji gibi sektörleri güçlendirmek, eğitim, sağlık, kültür ve diğer sosyal hizmetlere erişilebilirliği artırmak gibi çok geniş bir alanda hizmet verdiğini görüyoruz. UNİKOP olarak bu alanların hepsinde gerçekleştireceğimiz güç birlikteliği büyük bir sinerji doğmasına vesile olacaktır” diye konuştu.

Açılış konuşmalarının ardından Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Güngör Yılmaz’ın moderatörlüğünde 10. Ulusal KOP Bölgesel Kalkınma Sempozyumu’nun ilk oturumu yapıldı. Katılımcılardan Prof. Dr. Rüştü Hatipoğlu “İklim Değişikliği Koşullarında Türkiye’nin Gıda Güvenliği”, Prof. Dr. Nejdet Kandemir “Genetiği Değiştirilmiş Bitkiler: Geleceğin Girdisiz Tarımı”, Doç. Dr. Mehmet Metin Özgüven ise “Akıllı Tarım Teknolojileri” konusunda katılımcıları bilgilendirdi.

Lidio Anında Kredi ile basit, kullanışlı ve karlı bir alışveriş deneyimi Türkiye’nin en deneyimli fintech ekibine sahip Lidio’nun ödemeler dünyasındaki derin uzmanlığıyla geliştirdiği Lidio Anında Kredi ürünü, büyüyen sepet tutarlarına karşılık yetersiz kalan limitler nedeniyle sorun yaşayan son tüketicinin ihtiyaçlarına çözüm getiriyor. Tek bir entegrasyon üzerinden beş büyük bankanın finansal servislerinin konumlandırıldığı güçlü bir altyapı ürünü olan Lidio Anında Kredi, aynı zamanda iş yerlerinin müşterilerine farklı ödeme enstrümanları sunmasına da olanak sağlıyor.  İşletmelerin yerel ve küresel ihtiyaçlarına yönelik hizmetlerin yanı sıra temas edilecek milyonlarca tüketiciye de çok kanallı ve özgür ödeme deneyimi sunmayı hedefleyen Lidio’nun yeni ürünü Lidio Anında Kredi, hem işletmelere hem de müşterilerine basit ve karlı bir alışveriş deneyimi sunuyor. İşletmeler Lidio Anında Kredi ile müşterilerine taksitli ödeme deneyimi yaşatarak satış hacmini artırabiliyor, son tüketici de tamamı dijital servisler aracılığıyla yapılan ve dakikalar içinde tamamlanan bir kredi başvuru ve ödeme deneyimi yaşıyor.  Lidio Ürün Direktörü Ayça Küçük, Anında Kredi hakkında şunları söylüyor:  “Türkiye’nin En Büyük ve En Kapsayıcı Ödeme Platformu Lidio olarak üye iş yerlerimize kredi kartı kullanmayan 20 milyondan fazla tüketiciye erişebilme imkanı sunan Anında Kredi ürünümüzü müjdelemek isterim. Bu ürün aynı zamanda bankaların fintek şirketleriyle iş birliği yaptığı ve nakit yönetimindeki büyümelerinde finteklerin gücünden faydalandığı, sektöre de örnek teşil edecek bir altyapı ürünü oldu. Lidio çatısı altında geliştirdiğimiz her üründe olduğu gibi Lidio Anında Kredi ürününü tasarlarken de son tüketici deneyimini en üst sıraya koyduk. Anında Kredi ürününü son kullanıcıya açacak olan iş yerlerimiz için tek sözleşme ile basit, kolay ve karlı bir entegrasyon yapabilecekleri altyapıyı hazırladık. Kurulduğu ilk günden bu yana ‘ödemelerde özgürleşme’ vizyonuyla hareket eden Lidio, Anında Kredi ile sepetini oluşturmuş son tüketiciye ödeme anında finansal durumuna bağlı seçim yapabileceği esnek bir ürün sunuyor. Lidio üye iş yerlerimiz Anında Kredi ürünümüz sayesinde, müşteri dönüşüm oranlarını hızlıca artırabiliyor ve tüm bu değişimleri iş yerlerine verdiğimiz raporlama ekranlarında veri bazlı izleyebiliyor.  Kredi başvurularında kategori ve işlem tutarına göre kredi şartları değişebiliyor, Lidio API’si üzerinde bu ödemeler için en geniş kategori (yasaklı, izinli, limitli) değerlerine yer verdik. Kredi başvuru sayfasına gelmeden, entegre olduğumuz tüm bankalardan kredi şartlarının anlık olarak sorgulanabileceği bir servis mimarisi kurduk. Bankalarla kurulan performans bazlı sorgulama mimarisiyle, iş yerleri müşterilerine şeffaf şekilde kredi şartlarını sunabiliyor. Bankalarla yaptığımız özel anlaşmalar sayesinde her iş yerimiz için farklı vade oranlarıyla ve farklı dönemlerde kampanya yönetimi sağlayabilecekleri bir API yapısı hazırladık. Anında Kredi ürünümüzün içinde tıpkı PoS Ürünlerinde olduğu gibi API üzerinden iptal/iade yönetimi yapılabiliyor. Kredinin cayma ve iptal süreçleri bankaların dijital servisleri aracılığıyla Lidio tarafından yönetiliyor. İşyerlerine diğer ödeme yöntemleriyle aynı anda Anında Kredi sunabilme esnekliği kazandırıyoruz. Örneğin 10.000 TL’lik bir sepetin 500 TL’sini kredi kartıyla, 500 TL’sini havale ile ve 9.000 TL’sini ‘anında kredi’ ile ödemek mümkün.

Anında Kredi ürününü fiziksel mağaza içinde yer alan kasa uygulamaları üzerinden yine Lidio alt yapısı kullanılarak müşterilere sunulabilmesi için de çalışmalarımızı tamamlamak üzereyiz. Bunun yanında yine bankalarla yaptığımız iş birliği ile ‘ön onaylı kredi’ akışlarını da bankalarla eş zamanlı hazır hale getirmeyi planlıyoruz. Tüketicilerinin ödeme alışkanlıklarında yepyeni ve pürüzsüz bir sayfa açmak isteyen tüm işletmeleri Lidio’nun özgür ödemeler dünyasına davet ediyoruz.” Lidio Anında Kredi Nasıl Çalışıyor?  Anında Kredi, sektörde Alışveriş Kredisi olarak bilinen ürününün altyapı ve süreç yönetimi konularına kapsamlı bir çözüm getiriyor. Üye iş yeri Lidio ile kredi sözleşmesi imzaladığında ödeme ekranlarında ek bir enstrüman olarak Anında Kredi kullan seçeneği çıkıyor. Son kullanıcı alışverişini yaparken bu seçeneğe tıkladığında sepet tutarı kadar krediyi hızlıca bankasından alıp ödemeyi tanımlı kredi ile gerçekleştiriyor. Üye iş yerinin müşterilerine Anında Kredi hizmeti verebilmesi için sadece Lidio ile bir sözleşme yapması yeterli oluyor. Lidio Hosted ödeme sayfaları üzerinden bu enstrümanı hızlıca ekletebiliyor. Aynı zamanda API üzerinden yaptığı hızlı bir entegrasyonla Lidio Anında Kredi ürününü kendi ekranlarında da kullanabiliyor.

Tekstil sektörünün hedefi sıfır karbon ayak izi 

Türkiye’nin ihracatta en katma değerli sektörleri arasında yer alan tekstil sektörü Ege Bölgesi’nde sürdürülebilir ihracatın artması için çalışmalarını hızlandırdı.

Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (ETHİB) tarafından “Tekstil Sektöründe Sürdürülebilir Rekabetin Geliştirilmesi” URGE projesi, 18 üye firmanın sürdürülebilirlik teması kapsamında kapasitelerini geliştirebilmek için Ticaret Bakanlığı desteğiyle yürütülüyor.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Jak Eskinazi, küresel ısınmayı sanayi öncesi seviyelerin 1,5°C üzerinde sınırlamak için küresel yenilenebilir enerji kurulu kapasitesinin 2030 yılına kadar üç katına çıkması gerektiğini hatırlatıyor.

“Bu, önümüzdeki altı yılı iklim mücadelesinde kritik hale getiriyor. Büyük ekonomiler arasında sadece Çin 2030 yenilenebilir enerji hedefine ulaşma yolunda ilerleyen tek ülke olarak öne çıkıyor. Paris Anlaşması’na taraf olan ABD, Avrupa Birliği, Çin, Hindistan ve Birleşik Krallık gibi büyük elektrik tüketicileri de dahil olmak üzere birçok ülke 2030 yılına kadar güneş ve rüzgar enerjisi üretim kapasitelerini artırmak için iddialı hedefler belirlemişti. Yeşil Mutabakat ile bu iddialar daha da derinleşti. Ancak veriler birçoğunun bu hedeflere ulaşmalarını sağlayacak gerekli yıllık kapasite eklemelerine ayak uydurmakta zorlandığını gösteriyor. Çin, 2022’de gerekli 101 GW’lık kapasitenin yüzde 168’ini ekleyerek hedefe ulaşmakla kalmamış, aynı zamanda bu hedefi önemli ölçüde aşmış. Ancak diğer ülkeler bu hedeflerin çok uzağında. ABD, Avrupa Birliği, Çin, Hindistan ve Birleşik Krallık toplu olarak küresel elektrik tüketiminin yüzde 60’ından fazlasını gerçekleştiriyor.”

Müşteriler sürdürülebilir ürünleri giderek daha fazla tercih ediyor

Şirketlerin sürdürülebilir olma baskısını her geçen gün daha fazla hissettiğine değinen Başkan Eskinazi, müşterilerin sürdürülebilir ürünleri giderek daha fazla tercih ettikçe, karbon ayak izlerini azaltmak isteyen şirketlerin tedarikçilerinin sürdürülebilirlik çabaları konusunda daha şeffaf olmalarını istediğini vurguladı.

“PwC’nin farklı sektörlerdeki şirketler üzerinde yaptığı bir araştırma şirketlerin yüzde 96’sının müşterilerinin ürünlerinin sürdürülebilirliğine ilgi duyduğunu ve yüzde 95’inin de bu eğilimin devam etmesini beklediğini ortaya koydu. Şirketlerin yüzde 75’inden fazlasının tedarikçilerin sürdürülebilirlik raporlamasına ilişkin beklentileri son 12-18 ay içinde büyük ölçüde arttığını gösteriyor. Yüzde 92’den fazlası bu beklentilerin önümüzdeki bir yıl içinde artmaya devam etmesini bekliyor. Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliğimiz tarafından 2021 yılında başlattığımız “Tekstil Sektöründe Sürdürülebilir Rekabetin Geliştirilmesi” URGE projemizi 2024 yılında tamamlamayı planlıyoruz. 18 üye firmamızın sürdürülebilirlik teması kapsamında faaliyetlerini geliştirebilmek amacıyla Ticaret Bakanlığımız desteğiyle yürütülen projelerde, farklı konularda danışmanlık hizmeti veriliyor.”

ETHİB’den Enerji verimliliği, İklim değişikliği ile mücadele, Karbon ayak izi yönetimi, Ürün yaşam döngüsü danışmanlık hizmeti

Başkan Eskinazi, “Enerji verimliliği danışmanlığı 6 firma ile, İklim Değişikliği ile Mücadele/ ISO 14064 Kurumsal Karbon Ayak İzi Yönetimi Danışmanlığı 9 firma ile ISO 14001 Çevre Yönetimi Danışmanlığı ise 5 firmamızın katılımı ile yürütüldü ve tamamlandı. URGE Projemiz kapsamında, 4. Danışmanlık hizmeti olan LCA (Life Cycle Assessment- Ürün Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi) Danışmanlığı hizmeti 8 firmanın katılımıyla ve 7 ay sürecek şekilde 2 Ekim 2023 tarihinde başlatıldı. Proje katılımcısı firmalarda LCA danışmanlık faaliyeti çerçevesinde ISO 14040 ve ISO 14044 standardına uygun ürünler için Beşikten Mezara LCA-Ürün Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi çalışması yapılması amaçlanıyor ve ürün kompozisyonunda LCA senaryosu uygulanarak kıyaslama yapılması, hesaplanması ve raporlaması hedefleniyor.” diye konuştu.

Tekstil ihracatçılarının sürdürülebilirlik ajandası yoğun

Jak Eskinazi, “Kurumsal Karbon Ayak izi danışmanlık hizmeti düşük ya da sıfır karbon stratejisi belirlemenin ilk adımı olarak katılımcı firmalarımıza verildi. Sonraki bir adım olarak firmalarımızın müşterilerinden gelen talep ve ihtiyaç analizi sonuç raporumuza bağlı olarak LCA danışmanlık hizmeti veriliyor. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı kapsamında oluşacak gelişmelere ve firmalarımızın diğer pazarlarda yaşanan sürdürülebilirlik ile ilgili uygulamalara ve gelişmelere hazırlıklı olabilmelerini amaçlıyoruz. Geçtiğimiz günlerde geri dönüşüm konusunda iyi bir kümelenme örneği olan ve döngüsel ekonomiye yaptığı yatırımlarla öne çıkan üye firmalarımızın yoğun olduğu Uşak’ta bir dizi firma ziyaretlerini Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliğimiz Yönetim Kurulu üyeleri ve sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirdik.” dedi.

Başkan Eskinazi, “Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin de üyesi bulunduğu Uluslararası Pamuk İstişare Komitesi’nin (ICAC), 2023 yılına ilişkin Genel Kurul toplantısı 2-5 Aralık 2023 tarihlerinde Hindistan’ın Mumbai şehrinde düzenlenecek. Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliğimizi temsilen de Yönetim Kurulu düzeyinde katılım sağlayacağız. Söz konusu toplantıda pamuk üretim, tüketim ve fiyat projeksiyonun yanı sıra sürdürülebilirlik ile ilgili konular olmak üzere birçok oturum gerçekleştirilecek.” diye konuştu.

Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım-ÜFE) yıllık %62,56 arttı, aylık %1,13 azaldı
Tarım-ÜFE’de (2015=100), 2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre %1,13 azalış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %44,93 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %62,56 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %85,35 artış gerçekleşti.
Sektörlerde bir önceki aya göre, tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde %1,31 azalış, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde %1,56 artış ve balık ve diğer balıkçılık ürünlerinde %3,64 artış gerçekleşti. Ana gruplarda bir önceki aya göre tek yıllık bitkisel ürünlerde %4,32 azalış, çok yıllık bitkisel ürünlerde %1,62 azalış ve canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde %3,11 artış gerçekleşti.
Yıllık Tarım-ÜFE’ye göre 4 alt grup daha düşük, 10 alt grup daha yüksek değişim gösterdi
Yıllık artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, %13,71 ile lifli bitkiler ve %21,20 ile tahıllar (pirinç hariç), baklagiller ve yağlı tohumlar oldu. Buna karşılık, yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, %168,05 ile yağlı meyveler ve %164,52 ile üzüm oldu. Bir önceki yılın aynı ayına göre azalış gösteren tek alt grup ise %19,08 ile turunçgiller oldu.
Aylık Tarım-ÜFE’ye göre 4 alt grup daha düşük, 10 alt grup daha yüksek değişim gösterdi
Bir önceki aya göre azalışın yüksek olduğu alt gruplar %8,04 ile sebze ve kavun-karpuz, kök ve yumrular ve %6,66 ile yumuşak çekirdekli meyveler ve sert çekirdekli meyveler oldu. Bir önceki aya göre artışın yüksek olduğu alt gruplar, %65,28 ile diğer ağaç ve çalı meyveleri ile sert kabuklu meyveler ve %35,65 ile yağlı meyveler oldu.
Ekim 2023’te, endekste kapsanan 92 maddeden, 35 maddenin ortalama fiyatında azalış, 44 maddenin ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti.

Ücretli çalışan sayısı yıllık %3,0 arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2023 Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %3,0 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 14 milyon 926 bin 919 kişi iken, 2023 yılı Eylül ayında 15 milyon 374 bin 379 kişi oldu.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2023 Eylül ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe %0,3 azaldı, inşaat sektöründe %12,8 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe %3,2 arttı.

Ücretli çalışanlar, Eylül 2023 (Bin kişi)

Ücretli çalışanların sektörlere göre dağılımı, Eylül 2023

SektörÜcretli çalışan sayısıYıllık
fark
Yıllık
değişim
(%)
Eylül 2023Eylül 2022
B-N Toplam (Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmetler)15 374 37914 926 919447 4603,0
B-E-Sanayi5 076 1835 092 517-16 334-0,3
B-Madencilik ve taş ocakçılığı146 368147 582-1 214-0,8
C-İmalat4 725 8164 745 227-19 411-0,4
D-Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı137 276130 0217 2555,6
E-Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri66 72369 687-2 964-4,3
F-İnşaat1 760 9451 561 390199 55512,8
G-N-Ticaret ve hizmetler8 537 2518 273 012264 2393,2
G-Ticaret3 325 4073 280 68144 7261,4
H-Ulaştırma ve depolama1 198 7641 141 89956 8655,0
I-Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri1 277 6931 220 62657 0674,7
J-Bilgi ve iletişim289 069279 9329 1373,3
K-Finans ve sigorta faaliyetleri208 456205 2153 2411,6
L-Gayrimenkul faaliyetleri122 179114 5737 6066,6
M-Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler666 936653 16613 7702,1
N-İdari ve destek hizmet faaliyetleri1 448 7471 376 92071 8275,2

Ücretli çalışan sayısı aylık değişmedi
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2023 Eylül ayında bir önceki aya göre değişmedi.
Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2023 Eylül ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe %0,4 azaldı, inşaat sektöründe %0,5 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe %0,1 arttı.

ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ABDULKADİR URALOĞLU,  ZENGİLAN’DA

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Zengezur bağlantısı Türk Dünyasını birbirine bağlayacak önemli bir adım, Orta Koridorunun kapasitesinin artırılmasına yönelik çalışmalar hızlanıyor, dost ülkelerimiz arasında ikili ve transit karayolu belgesi kotalarını kaldırmalıyız, Kırgızistan ile mutabakata vardık, diğer ülkelerle de bu adımları atmak istiyoruz” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Azerbaycan’da Türk Devletleri Teşkilatı Ulaştırma Bakanları 7. Toplantısı’nda konuştu. Uraloğlu, Ulaştırma Bakanları ile bir araya gelerek ulaştırma alanında ülkeler arasında iş birliğinin daha da artması hususunda görüş alışverişinde bulundu. Uraloğlu burada yaptığı konuşmada “Zengezur bağlantısı Türk Dünyasını birbirine bağlayacak önemli bir adım, Orta koridorun kapasitesinin artırılmasına yönelik çalışmalar hızlanıyor, dost ülkelerimiz arasında ikili ve transit karayolu belgesi kotalarını kaldırmalıyız, Kırgızistan ile  mutabakata vardık, diğer ülkelerle de bu adımları atmak isteriz, Cezayir’i Afrika’ya açılan bir kapı olarak görüyoruz, ‘Elektronik Geçiş Belgesi Sistemi’ ile taşımacılar fiziki belge için uzun süre beklemeyecek, kombine taşımacılık anlaşması en kısa sürede yürürlüğe girmeli.” dedi. Uraloğlu, konuşmasında Gazze’de yaşananlara da değindi. Filistin için kalıcı çözüm tesis etmek zorunda olunduğunu belirten Bakan Uraloğlu, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, inancın ve medeniyetin gereğini yerine getirerek hem Kudüs davasına hem de Filistin halkının onur mücadelesine sonuna kadar destek verecektir” dedi.

Uraloğlu, Türk Devletleri Teşkilatı ülkeleri olarak 160 milyonluk genç ve dinamik nüfusa ve 1 trilyon doları aşan ekonomi büyüklüğü ile küresel bir güç olma potansiyeline sahip olunduğunu ifade etti. Bakan Uraloğlu, potansiyelin hayata geçirilmesi için iş birliği ve dayanışma iradesiyle ortak gücün açığa çıkartılması gerektiğini vurguladı.

ORTA KORİDORUN KAPASİTESİNİN ARTIRILMASINA YÖNELİK ÇALIŞMALAR HIZLANIYOR

Türk Devletleri Teşkilatı Ulaştırma Bakanları olarak demiryolu ağının geliştirilmesi, hızlı tren bağlantılarının artırılması, kara yolu ulaşımında kapasite artışları ve yeni güzergahların oluşturulması ile liman kapasitelerinin artırılmasına ilişkin planlama ve çalışmalarının üzerinde çalışıldığını ifade eden Bakan Uraloğlu, “Bu muazzam yatırımlarla ülkelerimiz üzerinden geçen Orta Koridorun kapasitesinin de artırılmasını hedeflemekteyiz. Tüm üyelerin çalışmalarını bu yönde hızlandırdığını görmekten memnuniyet duyuyoruz” dedi.

ÜLKELERİMİZ ARASINDA İKİLİ VE TRANSİT KARAYOLU BELGESİ KOTALARINI KALDIRMALIYIZ

Bakan Uraloğlu, karayolu ile ülkeler arası geçiş prosedürlerinin taşımacılıktaki artışlar karşısında oldukça yetersiz kaldığına dikkat çekti. Uraloğlu, “Başta geçiş belgeleri olmak üzere, yaşanan bu sıkıntıların ticaretimizi engellemesine izin vermemeliyiz. Taşımacılığın ve ticaretin önündeki engelleri kaldırmak ve taşıma maliyetlerini azaltmak için Teşkilat bünyesinde ortak menfaatimize olacak bütüncül bir yaklaşım benimsemeli ve hayata geçirmeliyiz. Bu doğrultuda, dost ülkelerimiz arasında taşımaları serbestleştirmek amacıyla ikili ve transit karayolu geçiş belgesi kotalarını kaldırmamız gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.

KIRGIZİSTAN İLE MUTABAKATA VARDIK, DİĞER ÜLKELERLE DE BU ADIMLARI ATMAK İSTERİZ

Bakan Uraloğlu, bu kapsamda Kırgızistan ile ikili ve transit taşımaların serbestleştirilmesi hususunda mutabakata varıldığını ve son aşamaya gelindiğini belirterek, diğer üyelerle de bir an önce bu adımları atmak istediklerini ifade etti.

KOMBİNE TAŞIMACILIK ANLAŞMASI EN KISA SÜREDE YÜRÜRLÜĞE GİRMELİ

Bakan Uraloğlu, konuşmasında ayrıca; Teşkilat bünyesinde özverili çalışmalar sonucu imzalanan Kombine Taşımacılık Anlaşmasının en kısa sürede yürürlüğe girmesini gerektiğini belirtti.  Anlaşmanın hayata geçirildiğinde kombine taşımacılık operasyonlarını ve Hazar geçişlerini kayda değer biçimde teşvik edileceğini vurgulayan Bakan Uraloğlu, Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridorunun Avrasya taşımalarındaki payının önemli ölçüde arttırılacağını ifade etti.

 ZENGEZUR BAĞLANTISI TÜRK DÜNYASINI BİRBİRİNE BAĞLAYACAK ÖNEMLİ BİR ADIM

Bakan Uraloğlu, bölge için Zengezur Bağlantısı üzerinden yeni fırsatlar ortaya çıktığını ve bu bağlantının Kafkasya’daki normalleşme için hayati önem taşıdığını belirtti. Bakan Uraloğlu, Türkiye ile Azerbaycan arasında doğrudan demiryolu ve kara yolu ulaşımı sağlayacak bu bağlantının hayata geçmesinin tüm Türk dünyasını birbirine bağlayacak önemli bir adım olacağına inanıyorum.” dedi. Tüm bölge ülkelerinin istifade edeceği bu hattın bağlantılarıyla birlikte bir an önce bitirilmesi için Azerbaycan ile çok yakın çalışıldığını ifade eden Bakan Uraloğlu, kardeş Türk Devletlerinin Zengilan’da bir araya gelmesini de bu açıdan anlamlı buluyorum.” diye konuştu.

Bakan Uraloğlu, toplantıda ayrıca Türk Devletleri Teşkilatları Ulaştırmadan sorumlu Bakanlıklarla olarak bölgede ekonomik kalkınma ve vatandaşların refahının yükseltilmesine yönelik yapılacak çalışmaları anlattı. Bakan Uraloğlu, ülkeler arasında ticareti zorlaştırıcı değil kolaylaştırıcı ve teşvik edici tavır ile hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.

 ELEKTRONİK GEÇİŞ BELGESİ SİSTEMİ İLE TAŞIMACILAR FİZİKİ BELGE İÇİN UZUN SÜRE BEKLEMEYECEK

Bakan Uraloğlu, “Bu anlamda, Ulaştırmada dijitalleşmeye büyük önem veren ve bu konuda e-TIR  ve e-CMR  gibi uygulamalarda öncü bir ülke olarak, dileyen üye ülkelerle tecrübe paylaşımına hazır olduğumuzu ifade etmek isterim. Türkiye ile Özbekistan arasında gerçekleştirilen ve uluslararası karayolu taşımacılığında taşımacılara büyük kolaylık sağlayacak olan e-Permit yani Elektronik Geçiş Belgesi Sistemi ile taşımacılar fiziki belge için uzun süre beklemek zorunda kalmayacak, taşıt nerede olursa olsun elektronik olarak belgeye erişim imkânı olacaktır.” dedi.

CEZAYİR’İ AFRİKA’YA AÇILAN BİR KAPI OLARAK GÖRÜYORUZ

Bakan Uraloğlu, toplantıda yaptığı açıklamalarda yakın zamanda Cezayir’e gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında görüşmelerin oldukça verimli geçtiğini belirterek, Cezayir’i Afrika’ya açılan bir kapı olarak gördüklerini ifade etti. Orta Asya ile Afrika arasında Türkiye ve Cezayir üzerinden sağlanan bağlantısallığı önemsediklerini söyleyen Bakan Uraloğlu, “Önümüzdeki dönemde bu bağlantının geliştirilmesine odaklanmak istiyoruz. Böylece orta koridorun önemi daha da artacaktır.” dedi.

TÜRKİYE HEM KUDÜS DAVASINA HEM DE FİLİSTİN HALKINA SONUNA KADAR DESTEK VERECEK

Bakan Uraloğlu, açıklamalarında İsrail-Filistin savaşına da değindi. Bakan Uraloğlu, “Ortadoğu’da hakça, kalıcı ve kapsamlı bir barışa ulaşılmasına her anlamda destek vermemiz gerektiğine inanıyorum. Çocukları dahi katletmeyi meşrulaştıran bir fanatizmle karşı karşıyayız. Filistin için kalıcı çözümü tesis etmek zorundayız. Filistin meselesi görmezden gelindikçe bölgedeki normalleşme çabaları sonuçlanmayacaktır” dedi. İsrail’in Mescid-i Aksa ve Kudüs başta olmak üzere, işgal altındaki Filistin topraklarındaki katliamları karşısında uluslararası toplumun güçlü ve caydırıcı bir tepki vermek zorunda olduğuna vurgu yapan Bakan Uraloğlu, “Gazze’de akan kanın durması noktasında sergileyeceğimiz duruş ve Filistin davamızın savunulmasında birlikte sesimizin yükseltilmesi çok ama çok mühimdir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, inancın ve medeniyetin gereğini yerine getirerek hem Kudüs davasına hem de Filistin halkının onur mücadelesine sonuna kadar destek verecektir” diye konuştu.

Toplantı sonrasında Türk Devletleri Teşkilatı Ulaştırmadan Sorumlu 7. Bakanlar Toplantısı’nın sonuçlarına ilişkin bildiri imzalandı ve ardından aile fotoğrafı çekildi.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Ekonomi-teknoloji haberleri

Ev kiralarken kimlik sahteciliğine dikkat Sahte kimlikle dolandırıcılık, emlak sektöründe de sıkça yaşanmaya başladı. Sahipleri …


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/swtdavut/public_html/wp-includes/functions.php on line 5427