….BİZE ENGEL OLUN ÇAĞRISI.. (KÖŞE YAZISI)

Mustafa TEMİZER

Bütün partiler şartsız oy ve destek isterken bir parti yanlışlarımızda bize engel olun çağrısında bulunuyor. Ve şunları söylüyor:

İçinde bulunduğumuz bunalımlar ne kadar ağır ve katlanılmaz olursa olsun çare vardır.  Hukukun üstünlüğüne, insan hak ve özgürlüklerine, çevre bilincine, adalet ilkelerine, bilime dayalı gelişmeye açık dava adamı kadrolarla hepsinin üstesinden geliriz.

Dava adamları sayı ve maddi imkân kaygısı taşımaz.  “ İçinizde iyiliği emredip kötülükten alıkoyan bir topluluk bulunsun.” uyarısı gereği; 50 yılı aşkın zamandan beri Milletim Uyan! çağrısı ile milletimizi tarihi misyonunu hatırlamaya Hakka, hakikate, doğruların yanında, yanlışların karşısında yer almaya çağıran bir partiyiz.

Hiçbir kaygı taşımadan milleti uyarmaya Hakta, hakikatte, doğruda, birlik olmaya; yanlışın ve yanlış yapanların karşısında yer almaya davet ediyoruz.

Bizim için önemli olan doğruluk ve haklılıktır. Çünkü hesabın doğruluk ve yanlışlık üzerinden verileceğine inancımız tamdır.

Başlangıcından sonuna kadar yalnız “Hak” diyoruz.. Milletim uyan! diyoruz.  Yevmi kıyamette o ulu mahkemede ”Ey Allah’ım senin rızan için yapabildiğimiz bu mütevazi hizmet, kabul buyur… Senin rızan için bu milleti uyandırmaya gayret ettik” diye gönül rahatlığıyla söyleyebilmek için mücadele ediyoruz.

Davalarını açıkça ortaya koyup gereğini yapamayanların aksine; çalışmazsak dünyada kıyamet kopacakmışcasına görev aşkıyla, davamız olan Hakk’ın rızasını kazanmak için millete hizmet etme çabası içindeyiz.

Hz. Peygamberin, “Eğer dinî bakımdan uygun görülen, beğenileni emretmez, eğriden, kötüden, yanlıştan men etmezseniz yakın bir zamanda kıyamet gelir.” ikazını hiç unutmuyoruz. Sonu ne olursa olsun hakkı söyleyip, doğruya yöneliyoruz. Din için, devlet için, millet için doğruyu söylüyoruz.

 Bu zamana kadar kimsenin kınamasından endişe etmedik. Kimsenin alkışına ihtiyaç duymadık. Rüşvetlere kanmadık. Ellimizin tersiyle ittik. Bildiğimiz doğru yolda, Hakka hizmet yolunda çilelere katlanarak, yürüyerek, koşarak bu günlere geldik.

Türk milletinin Müslüman olmasından, İslam dünyasının derleyicisi, toplayıcısı bir millet olmasından, Yüce Allah’ın Peygamberinin bu millete Cundullah ”Allah’ın askerleri” ünvanını vermesinden dolayı Türk milletine karşı girişilen saldırıların bitmeyeceğini biliyoruz?

Müslüman olduğu için, İslam dinine hizmet ettiği için; Allah’ın, Resulullah’ın, İslam dininin tüm düşmanlarının Türk milletine düşman olduğunu biliyoruz?

Türk Milleti kelimesinin bir kavim veya kabile adı olmadığını, etnik bir kökü ifade etmediğini, Milletin; birlikte yaşama iradesi olan, hükümeti, devleti, kurumları olan, amacı olan insan topluluğu olduğunu biliyoruz.

Türk milletini meydana getiren toplulukları, Türk milletinin ideallerinden, kökünden, geçmişinden, geleceğinden koparmak ve kendi vatanında bir azınlık haline düşürmek isteyen ülke, millet, Türklük düşmanlarına izin vermeyeceğiz. Yarım asırdır bunun mücadelesini veriyoruz.

Ortaya koyduğumuz değerler,  millet düşmanları ve içerdeki iş birlikçileri tarafından istismar edilip kullanıyor. Sesimizin duyulmasına engel oluyorlar.

Bütün engellemelere rağmen yılmadan, usanmadan mücadele eden hayatı boyunca mücadeleden vazgeçmeyen bilge lider rahmetli Aykut Edibali’nin öğrencileri (Millet Partililer) olarak milletimizi uyandırmaya çalışıyoruz.  Hak yolda beraber olmaya; yanlışlarımızda bize karşı durmaya, bize engel olmaya çağırıyoruz.

Davamız; öz itibarıyla millet davasıdır. Milletin hayatını koruma davasıdır… Bu milletin ölüm çukuruna yuvarlanmaması için canımızdan, malımızdan, ikbalimizden, hayatımızdan vazgeçtik, varlığımızı bu dine, bu devlete ve bu millete adadık.                                                                                                Biz;                                                                                                                                                                                 – Doğru bir fikrin müptelası olmaya,

– O fikirden kaynaklanan kutlu bir davanın neferi olmaya,

 – Her türlü zorluğa göğüs gererek nefsani arzularına dur demeye,                                                                           – O kutlu dava uğruna kafaları çatlatırcasına anlatmaya, uyarmaya uyandırmaya,

– Gönülden bağlanmaya, samimiyetle davayı yaşamaya, gösterişten riyadan, menfaatten uzaklaşmaya,                                                                                                                                                                – Vatan sevgisi, millet, insan ve halk sevgisi ile yoğrulmaya, –                                                                                – İstikamet üzere olmaya; zulmü, haksızlığı ezmeye,                                                                                             – Bitmez bir aşkla vatanına, milletine, insanlığa ve yaratanına aşık olmaya,                                                            – Çıkarcılardan, çamurdan, çirkeften uzak durmaya; hülasa, ideale, hak davaya ve Allah’a olabildiğince yakın olmaya,

– Çağa gerçek bir medeniyet sunmak; hakkı, adaleti, sevgiyi, barışı zirveye çıkarmak için

“ Mücadele” etmeye “ Yeniden Milli Mücadele”  destanını birlikte yazmaya, milletin bahçesinde çiçek açmaya; tüm engelleri aşarak “Muhteşem Türkiye’yi “ “ İslam Barış Medeniyetini” kurmaya ant içtik.

– Çünkü rahmetli bilge liderimiz Aykut Edibali “Bir millet ıstırap içinde inlerken onun evlatları rahat edemez diyordu”

– “ Türk Milletinin problemleri karşısında düşünmeyen beyin sızlamayan yürek, çalışmayan beyin bizden değildir.” diyordu…

İşin özeti, çare sensin. Çare millet! Çare hep birlikte biziz. Birlikte “Millet Davası”na sahip çıkmak zorundayız.

Gerçekten bu ülkeyi seviyor, Türk bayrağını görünce yüreğiniz kabarıyorsa. Milli Mücadeleyi, istiklal marşını duyunca heyecanlanıyorsanız. Türkiye’nin her başarısından mutlu oluyorsanız. Milli davaları savunuyorsanız. Bu ülkenin bütünlüğünün önemine inanıyor, bağımsızlığını gözetip bunlar için her türlü mücadeleye hazırsanız sizi arıyoruz.

Bu milletin kahir ekseriyetinin başlıca hayat pınarı olan İslam’a inanıyor ya da inananlarına saygı duyuyor ve dinin, her türlü sömürüsüne itiraz edip, saf, sade, gerçek manada yaşanmasına önem veriyorsanız Millet Partisi olarak biz sizi arıyoruz.

Dürüst çalışıyor, her türlü haksızlığa, hırsızlığa, harama karşı tavizsiz direniyorsanız. Vicdanınız cüzdanınıza hükmediyorsa. Riyasız, başkalarının yaptığı ahlâksızlıklardan dahi, insan olarak utanıyorsanız biz sizi arıyoruz.

Milli ve manevi bütün mukaddesatı muhafazaya talipsek. Vatanın bölünmesine karşıysak. Vatanımıza, milletimize, mukaddesatımıza sevgi, saygı besliyorsanız. Bunlar için her türlü fedakârlığa, gerektiğinde ölüme bile razıysanız biz sizi arıyoruz. Evet Millet Partisi sizi arıyor.

 “MİLLET PARTİSİ ” bünyesindeki kahramanların dışında diğer partilerin içinde, görülmeyen, bilinmeyen ama var olduğuna inandığımız, niçin yaşadığının farkında olan diğer idealist  kahraman insanları da arıyor, onları da göreve davet ediyoruz.

GÖREVİMİZ: Güzel ahlaklı, gerçek dini ve salih ameli hedef yapmak… Yaratanın emirlerine uymak, yasaklarından uzaklaşmak… Türk Milleti’nin zengin kültür birikiminin üstündeki örtüyü kaldırmak, köhne zihniyetleri baştan aşağı değiştirmek.

İnsanımızı uyarmak, uyandırmak; barışın, kardeşliğin, adaletin tutkalı olmak… İlimle, hikmetle, çabayla; manevi, sosyal, ekonomik ve siyasi çözülüşü bitirmek ve yönü yücelişe çevirmek… Yepyeni bir medeniyetin doğumuna ebe olmak.. Kısacası görev ölüden diri çıkarmaktır!

Kurtuluşun kendiliğinden olacağını ummak, sihirbaz büyüsüne bel bağlamak, bazı istismarcı siyasilerin vaatlerine kanarak mucizeler beklemek yerine; kendi kurtuluşumuzun kendi ellerimizle olacağını görmek. Bireysel kurtuluşun hakiki kurtuluş olamayacağını bilmek. Tarihten ders alıp kurtuluşun “Milli Mücadele” ile olduğunu görmek. Şimdi de kurtuluşun “Yeniden Milli Mücadele” ile olacağını idrak etmek…

Sorumuz şudur: İnancımız sarsılmadan, irademiz yıkılmadan, ümitsizliğe düşmeden, yokluğa yerinmeden, varlığa sevinmeden; şeytana tutsak olmadan tam aksine şeytanı, çaresizliği ve korkuları tutsak eden bir mücadeleye var mıyız?…

İŞTE PROJE:                                                                                                                                                                             İnsan hak ve hürriyetlerine davalı HUKUK DEVLETİ

Millî iradenin önündeki engellerin kalktığı DEMOKRASİ

Din düşmanlığı gibi din istismarının da bittiği LAİKLİK

Fakirlik ve çaresizliğin tarihe gömüldüğü

herkesin sosyal adalet şemsiyesine alındığı KERİM DEVLET

Bilim, hikmet ve erdemle donatılan,

sorun üretmeyen, çözüm üreten

BİLGE DEVLET ve BİLİM TOPLUMU

Büyüyen, gelişen, zengin, mutlu, muktedir ve insanlığın yeni Barış Medeniyeti İslam Rönesansı’nı (İslam’ın yeniden dirilişi) yöneten MUHTEŞEM TÜRKİYE. Sizi projeye ortak olmaya davet ediyoruz.

Milletin varlık ve bekasını tehlikeye atan mevcut siyasi anlayışa ve ölçü tanımayan seviyesiz söylemlere hep birlikte hayır demeye çağırıyoruz. Sizi, kimse bizi ayrıştıramaz! Biz, hep birlikte bir milletiz! İşi ehline vermek için biz geliyoruz! Amasız, fakatsız her zaman ADALET, her yerde ADALET,  herkese ADALET için “Millet” geliyor! demeye çağırıyoruz.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Suçlu kim?

Doç. Dr. Yurdagül Atun  Artık yazmaktan bıktığımız hakikat, kimseye kaçacak yer bırakmazken, kendilerini temize çıkarma …