BASIN YAYIN SANAT EDEBİYAT ŞİİR DÜNYASI’NDAN KISA KISA DUYURULAR…

ALMANYA ESKİ BAŞBAKANI GERHARD SCHRÖDER ile GREGOR SCHÖLLGEN’İN DÜNYANIN ve TÜRKİYE’NİN DURUMUNU ANALİZ ETTİĞİ  SON ŞANS, EPSİLON’DAN ÇIKTI!

 Yeni bir dünya düzeni yaratmak gerçekten insanlığın “son şansı” mı? Türkiye’nin konumu ve durumu yeni dünya düzeninde ne derece kritik? Almanya eski Başbakanı Gerhard Schröder ve ünlü tarihçi Gregor Schöllgen’in kaleme aldığı Son Şans tüm bu sorulara yanıt arıyor. İnsanlığın günümüzdeki durumunu baştan sona akıcı bir anlatımla ortaya koyan Son Şans, Epsilon logosuyla raflarda yerini aldı.

Batı egemenliğindeki eski dünya düzeni çöktü. Yeni güçler ise kendine bu düzende yer bulmaya çalışıyor. Bunlarla birlikte dünya; iklim değişikliği, kaynak kıtlığı, salgın hastalıklar ve terörizm gibi birçok sorun ve krizle uğraşıyor. Bu toplumsal ve küresel krizlerin sonuçları ise dikkat çekmekte. NATO’nun ve Avrupa Birliği’nin akıbeti, ülke başkanlarının diplomatik hamleleri, ülkeler arasındaki dostluk ve rekabet ilişkileriyle her şeyin seyrini değiştirebilen anlaşmalar gelecek için hem zaruri hem de tehlikeli. Türkiye’nin de tüm bu meseleler içindeki pozisyonu azımsanmayacak derecede önemli…

Usta bir tarihçi ve eski bir politikacının dünyanın durumunu birlikte analiz ettiği Son Şans, Gerhard Schröder’in politik deneyimiyle Gregor Schöllgen’in tarih bilgisini bir araya getiriyor. Yurtdışında büyük ilgi gören kitap Türkiye’de Epsilon logosu ve Aykut Cumbul’un çevirisiyle okurlarla buluşuyor. Baştan sona akıcı bir şekilde okunan Son Şans, insanlığın günümüzdeki durumunu anlamak isteyen okurlar için temeli sağlam bir kaynak.

KAFKA KİTAP’TA HAZİRAN 2022

Haziran ayında Kafka Kitap, deneyimli editör ve metin yazarı Şebnem Soral Tamer’in ilk romanı Gece Denizi’ni ve Türkiye’nin en sevilen düşünürü Sadık Usta’nın Ütopya ve Masalbilim – Binbir Gece Masalları adlı kitabının yeni edisyonunu yayımladı. Kafka Kitap logolu tüm kitaplar, raflarda ve internet satış sitelerinde!

 Gece Denizi Şebnem Soral Tamer

Elli üç yaşındaki Servi’ye göre, şu “yaşamak meselesi” haddinden fazla abartılmaktadır. Ağrıyan ve tutukluk eden dizlerle kendini göstermeye başlayan yaşlılık belli ki gözünü korkutmuş, malum vakti beklemektense bir hâl çare düşünmek daha mantıklı görünür olmuştur. Yaşadığı şehirden çok uzakta bir yere gidip göçme ânında gerçekleştiği rivayet edilen anılar gösterimini garantiye almak istercesine bir defter tutmaya başlar. Ancak asıl konu ondaki bu köklü güvensizlik duygusu değil, kendini bildi bileli yüzleşmekten kaçındığı bir gerçekliğin gözlerinin içine bakma ihtiyacıdır:

“Keşfettiğim bir şey var, bence epey önemli bir mevzu, giderayak onu masaya yatırayım diyorum: Şu bizim güya ‘biricik’ hayatlarımız var ya, gökler sıkıntıdan patlayıp içinden bizi çıkardığından beri çalınan tek bir plaktan mütevellitmiş, onu anladım (toprak, çamur ya da ateşten ziyade, sıkıntı bize daha uygun bir hammaddedir, bunu herkes bilir). Aklıma çengel gibi takılıp kalan anıları yan yana dizdim, sonra da kutsal metinlere, efsanelere, masallara, ağıtlara, halk söylencelerine baktım, okuyup araştırdıkça küçük ya da büyük parçalar hâlindeki temsillerinde oynadığımı fark ettim… Huyum kurusun, inadım tuttu mu ne yel ne de sel alabilir beni bir davadan. Yine öyle olacak, sırf bu zorbalığa kafa tutmak için gideceğim. Ama önce bu örtülü oyunu bir sır olmaktan çıkaracağım.”

İstanbul’da başlayıp Güneydoğu’ya uzanan bu efsunlu “defter”, yaşadığımız topraklara ait masalların, mitlerin, keşiflerin ve karanlık kahkahaların, var oluşumuzdan bu yana bitimsiz bir esrimeyle dinlediğimiz öykülerin edebiyata dönüşünü kutlayan bir metin.

“Dinlediğim ve ruhum bile duymadan bir parçası olduğum onca anlatının karşılığı gibi göreceğim bu defteri. Masallara karışmış masalımı anlatacağım. Kimse çocuğunun yatağına ilişip okumak istemeyecek belki ama bundan bana ne, bir kere de benden sonrası tufan olsun.”

Ütopya ve Masalbilim – Binbir Gece Masalları Sadık Usta

Yüzyıllar önce anlatılmış masalları bugün hâlâ sevmemizin, aynı şevkle okumamızın sebebi nedir?

Çünkü onlar bize, unutulmaya yüz tutan eski “demokratik” geleneklerimizi hatırlatır. Çünkü gerçek hayatta adil ve dürüst olanın zalim ve dürüst olmayanı yere çalmasından hoşlanırız. Çünkü masallar dünyasının insan-doğa uyumuna hasretiz.

Ne diyordu Yunus Emre:

Bir sinek bir kartalı

Salladı vurdu yere

Yalan değil, gerçektir

Ben de gördüm tozunu.

 Dünya çapında pek çok büyük yazara ilham olmuş, anlatıldığı günden bu yana etkileyici tonunu yitirmemiş Binbir Gece Masalları, Türkiye’nin en sevilen düşünürü Sadık Usta’nın dimağında damıtılarak bambaşka bir forma bürünüyor bu kitapta… Masalları ve ütopyaları yan yana getirip Batı’nın Doğu yaratıcılığına duyduğu ilginin temellerini öğrendikten sonra, Sadık Usta çevirisiyle ikinci bölümdeki yerlerini alan masalları yeni bir merakla okumamak mümkün değil.

BASIN YAYIN SANAT EDEBİYAT ŞİİR DÜNYASI’NDAN KISA KISA DUYURULAR…

DERLEYEN: KERİM ÖZBEKLER GAZETECİ-YAZAR-ŞAİR

GENÇ YÜREKLER DERGİSİ YÖNETİCİLERİ TÜRK DÜNYASI İLE İLGİLİ ESERLERİNİZİ BEKLİYOR…
Genç Yürekler Dergisi’nin 10.sayısının dosya konusu ”Türk Dünyası”dır, Türk Dünyası ile ilgili her türlü şiir-öykü-deneme-masal-anı-araştırma-makale-röportaj-biyoğrafi-gezi yazısı-kitap tanıtımı-çizim-fotoğraf-karikatür vb. gibi eserlerinizi 10 Ağustos 2022 Çarşamba günü mesai bitimine kadar gencyurekler@hotmail.com şeklinde ki e posta adresine iletebilirsiniz.
KÜTAHYA BELEDİYESİ VE KENT KONSEYİ ŞAİRLER YAZARLAR ÇALIŞMA GRUBU ŞAİR ŞEYHİ ŞİİR YARIŞMASI BİRİNCİSİNE 5.000, İKİNCİSİNE 3.500. ÜÇÜNCÜSÜNE, 2.000 LİRA ÖDENECEK.(SON BAŞVURU TARİHİ.27 HAZİRAN 2022 PAZARTESİ)…KATILIM KOŞULLARI;-Yarışmaya, Türkiye genelinden 18 yaş üzeri herkes katılabilir.-Seçici Kurul Üyeleri, Yarışmayı düzenleyen kurum çalışanları ve birinci derecede yakınları yarışmaya katılamazlar.-Yarışma konusu, şiirin evrensel değerleri çerçevesinde “Serbest” olup herhangi bir konu sınırlaması yoktur.-Yarışmaya gönderilecek olan eserler, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın dayandığı temel görüş ve ilkelerle, Cumhuriyet’in niteliklerini benimsetici ve bu görüş ve ilkelere uygun düşünce tarzına, dünya görüşüne-yaşam tarzına aykırı olamaz. Seçilen şiir içerikleri, her hangi bir siyasi görüşü övücü veya eleştirici olmamalıdır. Eserler Türkçe olarak yazılmalı, imla kurallarına uygun olmalı ve daha önce herhangi bir yarışmaya katılmamış. Herhangi bir yerde, (Basılı) olarak yayınlanmamış olmalıdır.-Yarışmaya gönderilecek şiirler, bilgisayar ortamında yazılıp 12 Punto 1,5 satır aralığında Times New Roman yazı stilinde Word dosyasına yazılarak sol üst köşeye rumuz yazılacaktır. Dosyada, şairin adı yer almamalıdır.-Eserlerde tarz ve ekol sınırlaması yoktur, her yarışmacı tek şiirle yarışmaya katılabilir.-Gönderilen şiirlerin uzunluğu, 100 satırı aşmamalıdır. Daha uzun şiirler, değerlendirme dışı bırakılacaktır.-Başvurularda, (EK1 dosya olarak) eserle birlikte verilen mail adresine Şairin adı-soyadı-açık adresi-mail-telefonu-doğum tarihi ve kısa özgeçmişi de yer almalıdır.-Eserler kulturvesosyalisler@kutahya.bel.tr adresine gönderilecektir.-Yarışmada ödül kazanan şiirlerin her türlü yayın hakları, Kütahya Belediyesi ve Kent Konseyi Şairler ve Yazarlar Çalışma Grubu yönetimine aittir.-Şartnameye uymayan şiirler, değerlendirmeye alınmayacaktır.-Şartnamede belirtilmeyen konularda, Seçici Kurul tarafından (Tutanakla) kayıt altına alınan kararlar geçerlidir.-Şiirlerin sorumluluğu, şairlerine aittir. Gönderilen eserlerin kitap-dergi-gazete-Internet-tv ve dijital ortamlarda yayınlanma hakkı Telif hakkı istenmeksizin, Kütahya Kent Konseyi Şairler ve Yazarlar Çalışma Grubu ve Kütahya Belediyesi’ne aittir. Her iki kurum da, ayrı ayrı bağımsız olarak yayın yapabilir. Eser sahibi, yayınla ilgili her hangi bir hak iddia edemez. Gönderilen eserler, iade edilmez.-Yarışmada birincilik alan yarışmacılar, bir sonraki yıl yarışmaya katılamazlar.ŞAİR ŞEYHİ ŞİİR YARIŞMASI ÖDÜLLERİ;Birinci,5.000 TL+Plaket,İkinci.3.500 TL+Plaket,Üçüncü.2.000 TL+Plaket,Mansiyon Ödülü.1.500 TL+Plaket.

SAİT FAİK ÖYKÜ ÖDÜLÜNÜ KAZANAN YAZARA 4.000, 5 YAZARA İSE 1.500 LİRALIK MANSİYON ÖDÜLÜ TAKDİM EDİLECEK.(SON BAŞVURU TARİHİ.26 AĞUSTOS 2022 CUMA)Nilüfer Belediyesinin düzenlediği “2022 Yılın Yazarı Sait Faik Öykü Ödülü” yarışması başladı.KATILIM KOŞULLARI;-Ödüle, rumuz ile katılmak zorunludur.-Ödül herkese açıktır, ancak Seçici Kurul üyelerinin birinci dereceden yakınları katılamaz.-Ödül yönetmeliğine uygun olmayan ve belirtilen tarihten sonra teslim edilen başvurular, değerlendirmeye alınmaz.-Ödüle, iki öykü ile başvurulur. (Tek ya da ikiden daha fazla öyküyle yapılan başvurular kabul edilmez.)-Ödüle başvurulan öyküler daha önce herhangi bir yarışmaya katılmamış, internet ortamı dahil herhangi bir yerde yayımlanmamış ve ödül almamış olmalıdır.-Başvuru sahipleri, dereceye giren ve yayımlanmaya değer bulunan öyküler üzerindeki basılı ve dijital tüm kullanım haklarını bedelsiz olarak Nilüfer Belediyesi’ne devrettiğini kabul eder. Yapıtlar, hiçbir şekilde iade edilmez.-Ödüle gönderilen öykülerin, tüm hukuki sorumluluğu yazarına aittir. Üçüncü kişilerin öykünün telif hakkı konusunda iddia ve talepleri olması durumunda öykü sahibi, üçüncü kişilerin uğrayacağı zarara karşı sorumlu olduğunu kabul eder.-Başvuru sahipleri, yukarıdaki koşulları kabul etmiş sayılır. Seçici Kurul’un yayımlamaya değer bulduğu tüm öyküler, o yıl için hazırlanan seçkide topluca yayımlanır. Ödüle katılım sayısına bağlı olarak, ön seçici kurul oluşturma yetkisi Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü’ne aittir.ESERLERDE ARANACAK KOŞULLAR ?-Ödüle katılacak öyküler, normal sayfa (A4) boyutunda. 12 punto, 1,5 aralık bilgisayar oylumunda hazırlanarak 5 kopyayla ayrıca dijital ortamda (CD ya da harici bellek) kaydedilip bir zarfa konularak teslim edilmelidir.-Ayrıca başvuranın kısa özgeçmiş bilgisi de (bir sayfayı geçmemelidir), aynı dosyaya kaydedilmelidir. Bir kopyası da, başvuru formuna eklenmelidir.-Katılımcılar, ödül ile ilgili Başvuru Formu’nu doldurup imzalayacaktır. Başvuru Formu, Nilüfer Belediyesi’nin tüm kütüphanelerinden veya internet üzerinden (nilufer.bel.tr

 veya Nilüfer Kütüphane Facebook adreslerinden) temin edilebilir.

Dosyanın sol üst köşesinde, katılımcının sadece rumuzu yer almalıdır.Öyküler Türkçe yazılmalıdır, çeviri öyküler kabul edilmez.Metin uzunluğu, 5.000 ile 15.000 karakter arasında olmalıdır.-Başvurular, kargoyla ya da elden teslim edilebilir.ÖDÜLLER;Büyük Ödül.4.000 TL,Mansiyon Ödülü (5 Adet) 1.500 TL.

GAZETECİ-YAZAR-ŞAİR-EDEBİYATÇI-FOTOĞRAFÇI-TARİHÇİ VB. MESLEK GRUPLARINA MENSUP KİŞİLERİN KULLANABİLECEĞİ 22 ARŞİV… Türkiye’de yayınlanan ve yayınlanmış olan gazetelerin geçmişten günümüze tüm sayılarına ulaşabileceğiniz bir platform; https://t.co/Doz0MiMR3g Tübitak’ın tüm yayın ve dergilerinin arşivi; https://t.co/Ts07vP30xd Milli kütüphane arşivindeki tüm taş plaklara ses dosyası olarak ulaşabileceğiniz bir platform; https://t.co/6d9xR1MEcX ABD Meclis Kütüphanesi, 1800-2020 yılları arasında dünya üzerinde çekilmiş milyonlarca fotoğrafa ulaşabilirsiniz; https://t.co/TAnRGqCJNP Yüz binlerce resim, çizim, karikatür ve görseli konularına göre arayabileceğiniz büyük bir arşiv; https://t.co/aQkjrZcVfr 1920-1923 arası TBMM 1. Dönem gizli celse kayıtları; https://t.co/ibbq2sLiOz Servet-i Fünun dergisinin yayınlanmış tüm sayıları; https://t.co/g3oobfwnpY İBB’ye ait Taksim kütüphanesindeki binlerce esere ücretsiz olarak ulaşıp, okuyabilirsiniz; https://t.co/OHRr39Bm0V Sultan 2. Abdulhamit’in fotoğraf arşivi; https://t.co/ErRooRF69B Geçmişten bugüne çizilmiş tüm haritalara ulaşabileceğiniz bir arşiv; https://t.co/sSek4ilFMl Birleşmiş Milletler bünyesinde yayınlanan tüm eserlere ulaşabileceğiniz bir arşiv; https://t.co/4ALBiAtYlG Balkanlar’daki Osmanlı eserlerinin olduğu fotoğraf arşivi; https://t.co/mFrHHkEAyL Türkiye’deki tüm yer isimlerinin tarihi, eski adları ve değişimlerini inceleyebileceğiniz bir platform; https://t.co/mP2bGx5HLI Çekilmiş tüm filmlerin çarpıcı sahnelerinin olduğu bir arşiv; https://t.co/dyoYVG7Xsa Telifsiz film, kitap, makale, fotoğraf arşivi; https://t.co/A4kjVB8PPx Antik Yunan, Mısır, Çin ve Asya üzerine yazılmış binlerce esere ulaşabileceğiniz bir platform; https://t.co/ukIhS1nM1G Marmara Üniversitesi’ndeki nadide eserlere online olarak ulaşabileceğiniz platform; https://t.co/2IXnhyxhBI Dünyanın her yerinden yüzlerce üniversitenin ortak çevrimiçi kütüphanesi; https://t.co/aEBpyME6mC Her dilden birçok konuda makalelere, eserlere ulaşabileceğiniz dünyanın en büyük online kütüphanelerinden biri; https://t.co/eqwnmM8bLC Telif süresi dolmuş tüm eserlere e- kitap olarak ulaşabileceğiniz bir site; https://t.co/NhKKR7tWvN Türkiye’de 1950 öncesi çıkan sinema dergileri arşivi; https://t.co/FuI2wk2GrK Ücretsiz sesli kitap arşivi; https://t.co/93t8HhHgHT
DANİMARKA AYDA 100.000 LİRA VERECEĞİ İŞÇİLER ARIYOR…Danimarka Pek Çok Farklı Branş İçin Personel Arıyor!Aylık Maaş 5.376 Euro Olarak Belirlendi!(Ayda 100.000 TL Maaş Verecek)!Özellikle genç nüfusun az olması sebebi ile problem yaşayan Avrupa ülkeleri peşi sıra personel aradıklarını ifade ediyorlar. İşçi arayan ülkelere ise son olarak Danimarka dahil oldu. Danimarka, kendi nüfusu ile dolduramadığı personel eksikliği için gözünü yurtdışına dikti. Avrupa ülkesi, bünyesinde çalışacak personel için 5.376 Euro maaş vereceğini duyurdu.Ayda 100.000 TL Maaş Verecek!Genç nüfusun az olması nedeni ile personel eksikliği yaşayan Danimarka işçi arıyor. Güncel kur ile 100 bin Türk Lirası’ndan fazla aylık maaş vadeden Danimarka, pek çok farklı sektörde eleman eksikliği çekiyor.Ülkemizde döviz kurlarının aşırı yükselmesi sebebi ile vatandaş yurtdışında iş aramaya başladı. Yurtdışında çalışmak isteyenlere müjde niteliğinde haber Danimarka’dan geldi. Avrupa ülkesi pek çok farklı sektörde personel eksikliği yaşaması sebebi ile işçi aradığını duyurdu.Personel Alınacak Meslekler Belli Oldu!Vasıflı ya da vasıfsız olarak pek çok personele ihtiyaç duyan Danimarka, iş başvuruları için tek bir kurum değil de Danimarka’da bulunan şirketlere tek tek başvuru yapılmasını bekliyor. Bunun yanı sıra başvuru yapılabilecek sektörler de netlik kazandı.Danimarka’nın personel alımı yapacağı meslekler belli oldu. Buna göre; kuaför, bahçıvan, marangoz, tesisatçı, elektrikçi, tesisatçı, tamirci, şef, aşçı, kasap, fırıncı, muhasebeci, denetçi, satış danışmanı, şirket danışmanı, iş danışmanı, emlakçı, sekreter, tıbbi sekreter, ofis asistanı, büro memuru, programcı, proje lideri, mimar, üretim müdürü, bina teknisyeni, ilk ve orta öğretim öğretmeni, yatılı okul öğretmeni, çocuk bakıcısı, okul öncesi öğretmeni, doktor, biyolog, hukuk görevlisi, psikolog, kütüphaneci, diş hekimi, hemşire ve hemen hemen tüm mühendis gruplarının istihdam edileceği açıklandıDanimarka işçi vize başvurusu başvuran kişi tarafından veya akredite acenteler tarafından online olarak yapıliyormus (Başvurular VFS Danimarka )BAŞVURU;Söz konusu personel alımları için başvuruların aşağıdaki adresten yapıldığına yer verildi.
TÜRK SUBAYLARINA ÖNEMLİ VE ACİL ÇAĞRI, TÜRK SUBAYLARI ÖLÜME TERK EDİLEMEZ!
FETÖ’cü hainlerin Türk Subaylarına karşı yaptıkları suçlama ile açılan haksız dava, buna ilişkin hukuksuz yargılama ve böyle bir yargılamanın sonuçları kabul edilemez.
Evet, TC’nin Ordusu’nun, Mustafa Kemal’in Subayları ölüme terk edilemez.
28 Şubat davası adı altında, Türk.Milleti ve onun Ordusu’ndan intikam almak amaçlı, hukuksuz iddalarla yapılan yargılamadan ve bunun haksız sonuçlarından dolayı, bugün hapiste tutsak ve ölüme terk edilen Atatürk’ün ve Türk milleti’nin 74-90 yaşları arasındaki 14 Subayına sahip çıkmak, bugün öncelikle silah arkadaşları olan tüm Subayların ve tüm Türk Milleti’nin acil ve öncelikli görevidir.
Özellikle,bu duruma ilişkin olarak önümüzdeki günlerde emekli Subaylar, kendi aralarında anlaşıp, Kızılay yada Tandoğan’da Anayasal toplu ifade özgürlüğü haklarını kullanarak, her vatandaş gibi on bin Subay olarak yürümeli ve basın açıklaması ile sorunu, talep ve çözümü dile getirmelidirler.
Bu konuda Subaylar hiç çekinmemeli, korkmamalı , mücadele etmeli, bu hukuksuzluğa ve haksızlığa teslim olmamalı ve Türk Subayının asaletini bu konuda irili ufaklı dost ve düşmana göstermelidirler..
Bugün her Subay, emakli ( esasında asker ettiği yemin gereği emekli olmaz) yada görevde ki her Subay, Türk subayları olarak, bu konuda, ettikleri namus ve şeref yeminine bağlı kaldıklarını göstermeli ve öncelikle hukuksuzca ve vicdansızca ölüme gönderilen kendi Silah arkadaşlarına sahip çıkmalıdırlar.
Bilindiği gibi Atatürk’ün Subaylarına sahip çıkmak TC’ne ve kendine sahip çıkmaktır.
Bunu Atatürk’ün Afyonkarahisar da ki Kolordu Dairesinde, Subaylara hitaben yaptığı ve yayınlanan konuşmasından da okuyabilirsiniz.
Bu sesizlik yırtılmalıdır.
Çünkü bu sessizlik, 14 Subayı haksız ve hukuksuz bir dava dolayısı ile çürümeye ve ölüme götürmektedir.
Bu kabul edilemez.
Vicdanı, namusu ve şerefi olan bunu kabul etmez.
Silah arkadaşlığı ve Cumhuriyet’e sahip çıkma ruhu burada, mutlaka, hiç vakit geçirmeden, Anayasal yürüyüşler, gösteriler, imza kampanyaları ve basın açıklamakarı ve konu üzerine verilecek toplantı ve konferanslarla her şekilde gösterilmelidır.
Benim bir Türk olarak, milletime ve özellikle de ben bir Türk Subayıyım diyenlere önerim budur.
Bu konuda, en kısa zamanda en iyi bir sonuç almak için, ‘emekli’ Subaylar Anayasal bir toplu gösteri hakkı olan fiziki eylem ve söylem hakkını kullanmak ve bunu örgütlemek her Türk Subayı için artık bir namus ve şeref borcu olduğu için şarttır.
Ve bu konuda şu şunu dermişe ve diyeceğe bakılmamalıdır. Türk Subayı bu konuda kendi kanaatine ve vicdanına göre hareket etmelidir. Psikolojik harbin esiri olumamalıdır.. ve bu konuda kalıplaşmış olan düşüncelerdeki ki zincirleri kırmalıdır…
Burada esas olan zaten kimin ne dediği değil, esas ve doğru olan, silah arkadaşlığı, edilen asker yemini,
Atatürk’ün Afyon Karahisarda Kolordu Dairesi’n de Subaylara hitaben yaptığı konuşma, TC’nin kuruluş ilkeleri, evrensel hukuk ve vicdan geçerlidir.
Evet bu konuda VAKİT TAMAMDIR!
Şimdi artık bu konuda: bu kahrolası sessizliği yırtıp, Anayasal anlamda bir hak olan örgütlenme, yasal eylemleri örgütleme ve de nihayetinde de fiili eylem zamanıdır!(18. Haziran 2022)
Sefa Yürükel
Sosyal Antropolo ve Etnograf
Soykırımlar ve terörizm araştırmacısı
AMERİKAN ASKERLERİNE YOĞUN OLARAK TÜRKÇE EĞİTİMİ VERİLİYOR, EĞİTİM AYRINTILARI İÇİNDE TÜRK TOPLUMUNA HİTAP ETME (TÜRK HALKINI HER YÖNDEN KANDIRMA)-GÜVEN VERME (ABD’DEN-İNGİLTERE’DEN-FRANSA’DAN-İSRAİL’DEN VE BATI ÜLKELERİNDEN SİZE KÖTÜLÜK GELMEZ KONULARININ İŞLENDİĞİ) VE TOPLULUĞU SAKİNLEŞTİRME (ÜLKENİZ İŞGAL EDİLSE DE SAKİN OLUN VE TELAŞA KAPILMAYIN) DERSLERİ VERİLİYOR.ABD askerlerine neden Türkçe konuşma eğitimi veriliyor?Çok merak ettim.Conilerin bütçesindeki en yüksek kalem Türkçe konuşma eğitim masrafı.Bir de bütçeye ayrıntı düşülmüş.Türkçe dilinde topluluğa hitabet, topluluğa güven verme ve topluluğu sakinleştirme eğitimi.Böyle bir eğitim ABD askerlerine neyin ufkunu açmak için acaba?Ey Millet !!!Kendi kendinize, kendi elinizle zarar verip duruyor, ne gariptir ki bundan zevk alırcasına gaflet icersinde uyuyorsunuz !Törenizi, ilinizi hatta dilinizi yok etmeye çalışanları kendinize örnek alıp, lider seçip sanki yok olmak için yarışıyorsunuz !Bir acayip akıl ve duruş.Gecenin en karanlık anında,Sarp yokuşların en dik yamacında,Unutulmuş dünlerin acıları, Daha beteri gelecek sanki yarınlarda.Bir sen var,senden öte,birde ben bende öte.Benden ziyade diyelim.Çok canlar yanacak,çok acılar yaşanacak.
NOT.YUNANİSTAN’A ASKERİ ÜS KURAN ABD’DEN AYRI OLARAK, TÜRKİYE-YUNANİSTAN SINIRINA 40 KİLOMETRE UZAKLIKTA BULUNAN DEDEAĞAÇ’A  ABD TAKVİYELİ YUNAN ORDUSU DA TÜRK SINIRINA 20 KİLOMETRE DAHA YAKLAŞTI. YUNAN ASKERLERİNİN BURADA SİPER KAZDIĞI AÇIKLANDI. ABD-İSRAİL’Lİ YETKİLİLER İSTANBUL’DA BULUNAN VATANDAŞLARINDAN İSTANBUL’U TERKETMELERİNİ İSTEDİ, RUSYA 15-30 TEMMUZ 2022 TARİHLERİ ARASINDA TÜRKİYE-YUNANİSTAN ARASINDA BİR GERGİNLİK YAŞANABİLECEĞİNİ ÖNE SÜREREK VATANDAŞLARININ EGE BÖLGESİ KIYILARINDAN UZAKTA TATİL YAPMALARINI İSTEDİ.
KURBAN VURGUNU BAŞLAMIŞ…
F.Toprak Atasayar
2.Firma Sahibi
Diyanet vakfı kurban ba ğışı için stant açmış başında da iki görevli var. Sakallı dini bütün arkadaşlar makbuz karşılığında para topluyor. Yurt içi 2.400 yurt dışı 1.800 gibi bir şey. Biraz sokulup ..
– Yahu bu Kurban işinde de üç kağıt dönüyor galiba dedim.
– Bizde olmaz abi dedi.
– Neden dedim
– Olmaz abi Bak Türkiye Diyanet Vakfı yazıyor resmi kurum bizde olmadığına inanıyoruz dedi.
…. Basına çıkan doğrulanmış haberlerden bir kaç örnek verdim. İçinde resmi dernek ve kurumların olduğu üç kağıt örnekleri
– Biz bilmeyiz abi dedi bilmediğimiz görmediğimiz şeye inanmayız.
– Yahu dedim nasıl görüp bilmezsiniz misal Erbakanın kayıp trilyondan cezası var. Fln kurum kurban işinde bunları yaptı. Kurumun basındaki filan davadan hüküm giydi vs.
– Bilmeyiz dediler.
– Peki dedim toplanan paraların hepsiyle kurban kesilip yerini buluyor mu ?
– Buluyor abi..
– Nerden biliyosunuz ?
– Bizim kurum yapmaz biz inanıyoruz ..
Özetle aynı hikaye .. bilmiyorlar ama inanıyorlar.
Derileri ne yaptıklarını sormadım bir tek ama onuda tahmin edersiniz…
Küçükbaşta Yaklaşık 70 Kg. Canlı karkasın kilo fiyatı 50 – 55 TL. Kabaca Normal besili bir koçun fiyatı : 50 X 70 = 3.500 TL. Iken
Kasap parası yer kirası nakliyesi vs. Giderleri dahil nasıl olupta 2.400 TL. ye kurbanlık verildiğini anlamasamda işin içindeki büyük vurgunu görebiliyorum.
Diyanet görevlileri biraz bozuldu ama olsun.
Biraz sorgulamak lazım..
PAPA ”CEHENNEM DİYE 1 YER YOK.” DEDİ…
Papa: “Cehennem yok; Âdem ve Havva gerçek değil”
Kilise tarafından benimsenen fakat Tanrı’nın affedici niteliğine ters düşen bazı inanışlar son zamanlarda Time Dergisi tarafından Yılın Adamı seçilen Papa tarafından sorgulanıyor
Papa Francis son vaazında şunları söyledi:
‘’Tevazu, vicdan ve dini bütünlük sayesinde belirli dogmatik fikirlere ilişkin yeni anlayışlar kazandık. Kilise artık insanların acı çektiği gerçek bir cehenneme inanmıyor. Bu doktrin tanrının affediciliğiyle uyuşmuyor.
Tanrı yargıç değildir; o insanların dostu ve affedicisidir. Tanrı sizi dışlamaz; ancak ve ancak affeder. Âdem ve Havva masalında olduğu gibi, biz cehennemi gerçek bir araç gibi görüyoruz. Cehennem sadece yalnız kalmış bir ruhun yansımasıdır; bu ruh da diğer tüm ruhlar gibi sonunda Tanrı’nın affediciliğine sığınacaktır.’’
Dünya’da yankı uyandıran şok edici konuşmasında Papa Francis şunları kaydetti:
‘’Bütün dinler saftır çünkü dinler, inanan insanların kalbinde saflaşır. Başka bir doğru aramayın. Geçmişte Kilise ahlaksız ya da günahkâr olanlara karşı çok sert davrandı. Artık yargılamıyoruz.
Affedici bir baba gibi, çocuklarımızı asla dışlamıyoruz. Kilisemiz heteroseksüeller ve homoseksüeller için ya da kürtaj karşıtları ve kürtaj yanlıları için yeterince büyük. Muhafazakâr ya da liberallere hatta komünistlere bile kapımız açık ve herkes bize katılmaya devam ediyor. Hepimiz aynı Tanrı’ya inanıyoruz ve ona dua ediyoruz.’’
Katolik Başpapazları, Piskoposlar ve İlâhiyatçılar kilisenin geleceğini tartışarak ve süregelen Katolik doktrinler ile dogmaları yeniden tanımlayarak son altı ayı Vatikan’da geçirdiler. Üçüncü Vatikan Konseyi 1962’deki İkinci Vatikan Konseyi sona erdiğinden beri yapılan en kapsamlı ve en önemli konseydir.
Papa Francis bu konseyi ‘’İkinci Vatikan Konseyi’nin bıraktığı işleri bitirmek’’ amacıyla topladı.
Üçüncü Vatikan Konseyi Papa Francis’in şu sözleriyle sona erdi:
‘’Katoliklik zamanla evrimsel değişikliklere uğramış, günümüzdeki modern ve makul bir dindir. Zaman, bütün hoşgörüsüzlükleri ortadan kaldırma zamanıdır. Kabul etmeliyiz ki dinin doğruları zamanla gelişir ve değişir.
‘’Doğru’’ kesin ve değiştirilemez değildir. Ateistler bile Tanrı’yı kabulleniyor. Sevgi ve iyilik sayesinde Ateistler de tanrıyı tanıyor ve insanlığın kurtarılmasında aktif rol oynayarak kendi ruhlarını arındırıyorlar.’’
Papa’nın konuşmasındaki bir ifadesi gelenekçilerin kafalarını karıştırdı ve onları kızdırdı. ‘’Tanrı da bizim gibi gelişiyor ve değişiyor çünkü o içimizde ve kalplerimizde yaşıyor. Dünyaya sevgi ve hoşgörü yaydığımız zaman aslında kendi ruhumuza sesleniyoruz ve onunla tanışıyoruz.
İncil çok güzel bir kutsal kitap fakat diğer tüm büyük ve eski yapıtlar gibi onun da eskiyen bölümleri var. Hatta bazı bölümler hoşgörüsüzlüğe ve yargılamaya çağırıyor. Sevgi ve doğruluk mesajının aksine, bu mısraları sonradan eklemeler olarak görmenin vakti geldi. Aksi takdirde bu fikirlerin kutsal kitaptan çıktığı sanılacaktır.
ZENGİNİ 88.000 KİŞİNİN YENİ ÜLKELERE GÖÇÜ SÜRÜYOR, KAZANDIĞI PARAYI BULUNDUĞU ÜLKEDEKİ İKTİDARLARA KAPTIRMAK İSTEMEYEN DOLAR MİLYARDERLERİNİN 2023 SONUNA KADAR SAYILARININ 125.000’E ULAŞMASI BEKLENİYOR. PEKİ, HANGİ ÜLKELERE GÖÇÜYORLAR ?Yatırım yoluyla vatandaşlık ve oturum programları danışmanlığı hizmeti veren Henley & Partners’ın Küresel Vatandaşlık Raporu’na göre, 2022 sonuna kadar 88.000 milyonerin yeni ülkelere göç etmesi bekleniyor.Rapora göre, 2022’de milyoner girişi olması muhtemel en yüksek ilk 10 ülke;Birleşik Arap Emirlikleri, Avustralya, Singapur, İsrail, İsviçre, ABD, Portekiz, Yunanistan, Kanada ve Yeni Zelanda.En yüksek dolar milyoneri çıkışının yaşanması muhtemel ilk 10 ülke; sırasıyla Rusya, Çin, Hindistan, Hong Kong, Ukrayna, Brezilya, Birleşik Krallık, Meksika, Suudi Arabistan ve Endonezya.1 milyon doların üzerinde serveti olan kişilerin göçlerine odaklanılan rapora göre, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş, bu yılki göçün en önemli nedeni olarak öne çıkıyor.Ödüllü gazeteci Misha Glenny bu durumu şu sözlerle yorumluyor:“Batı’nın yıkıcı yaptırımlarının ülkeleri üzerindeki etkisinden kaçınmak isteyen çok sayıda varlıklı Ruslar BAE ve İsrail’e taşınmaya başladı.”Bir zamanlar dünyanın finans merkezi olarak lanse edilen Birleşik Krallık, 2017’den bu yana 12.000 net milyoner kaybı yaşadı.Asıl göç hareketinin 2023’te yaşanacağı ve 125.000 milyonerle rekor kırılması bekleniyor.Kaynak: DünyaVAHDETTİN;İNGİLİZ GEMİSİ İLE KAÇARKEN, YANINDA VE LONDRA BANKALARINDA 950 KĞ. ALTINI VARDI. BU ALTINLARIN DOLAR OLARAK BUGÜNKÜ KARŞILIĞI 60.000.000 DOLARDIR, BU AİLEYE 90 YIL YETECEK BİR MEBLAĞDI…Vahdettin’in yanında götürdüğü Tütüncübaşı, 40 yıllık sırdaşı Kayserili Şükrü Bey’in anılarından kısa bir kesit;“İngilizlerin Malaya Zırhlısı’ndaki kamarada, yanındaki çantalardan birinin içinde üç bin altın lira vardı. Daha ilk gün onu göstererek, “Şimdilik emniyetteyiz ama ne olur ne olmaz, sen yine ihtiyatlı ve dikkatli bulun.” dediği zaman, ben birden bire boş bulunmuş bir anda, 11 kişilik kafileye bu kadarcık paranın kaç gün yeteceğini düşünerek. “Hepsi bu kadar mı efendimiz?” diye soruvermiştim.Benim endişeli halim hoşuna gitmiş olmalı ki, ilk defa gülümseyerek,“Merak etme Şükrü…” dedi, “Yirmi bin İngiliz Lirası da Londra Bankası’nda var.”Ben ise yine kendimi tutamadım;“Başka yok mu efendimiz?”“Daha ne olsun Şükrü?” diye yüzüme baktı.“Kalabalığız da efendimiz.”“İdare ederiz, Allah kerim.”Vahdettin’in İngiliz bankalarında ve yanındaki 23 000 İngiliz Lirası, yaklaşık 950 kg. altın değerindedir… Yani bugünün parası ile yaklaşık, 60 Milyon Dolar… “Vahdettin, sefalet içinde öldü” diyenler önce bunu bilsinler… 11 Kişilik bir aile her biri ayda 5.000 Dolar harcasa yılda 660.000 Dolar harcanırdı, yanında götürdükleri para onlara 90 yıl yeterdi.“Vahdettin’in ailesi parasızlıktan bulaşıkçılık yapmış” diyenler ya hesap bilmiyor,lar ya da dayak yememişler.(Alper Aksoy)
SON 15 GÜNDE 6 İLDE BUĞDAY TARLASI’NDA YANGIN ÇIKTI…☆Mersin-Tarsus’ta 12 dönüm,☆Şanlıurfa-Ceylanpınar’da 80 dönüm,☆Gaziantep-İslahiye’de 15 dönüm,☆Manisa-Alaşehir’de 40 dönüm,☆Mardin-Nusaybin’de 30 dönüm,☆Aydın-Söke’de 80 dönüm,☆Mardin-Kızıltepe’de 55 dönüm ve ☆Manisa-Bintepeler’de 2 bin dönüm buğday tarlası son birkaç hafta içerisinde yandı yahut yakıldı.Aynı günlere denk gelen yangın silsilesi olamaz!Büyük oyun döndürüyorlar!Bu kadar tesadüf olamaz!(RABİA GÜRKAN)

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

ADANA BUGÜNDEN İTİBAREN PORTAKAL ÇİÇEĞİ KOKUSUNU DÜNYAYA YAYACAK…

İlhan KARAÇAY Yazdı: 2013 yılında halkın inisiyatifi ile başlatılan, ‘Nisan’da Adana Portakal Çiçeği Festivali’ne, yurt …